27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28EKİM1993PERŞEMBE HABERLER NanmHikmetiçin BObinimza • Haber Merkezi- Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfi'nca başlatılan '"Nazım Hikmet'e yurttaşlık" kampanyasma toplumun değişik kesimlerinden yapılan katıkmm 60 bini aşüğı bildirildi. Vakıf Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada Nazım Hikmet'in yurttaşhk sorununun çözûmünde yetki ve sorumluluğun Bakanlar Kurulu'nda olduğu hatırlatılarak, konunun Bakanlar Kurulu gündemine alınmaması eleştirildi. Meclis'te ise gündeme ahnması için gjrişimlerde bulunulduğuna dikkat çekilen açıklamada. "Hükümetin çağdaşhk ve demokrasi gereği olan bu sorumluluğunu biran önce yerine getireceğine inanmak istiyoruz" denildi. DYP'liKöse, sıkıyönetim istedi ERZURUM(AA)-DYP Erzurum Milletvekili Ismail Köse, "Gûneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde sıkıyönetim ilan edilmelidir" dedi. Partisinin Erzurum il binasında dün basın toplanüsı düzenleyen Köse, terörolaylannın 1984 yüından bu yana devam ettiğini, yapılan müdahale karşısında terörün giderek zayıflayıp yok olacağına dahaçok güçlendiğini ve istediğj hedefi seçerduruma geldiğini söyledi. öyıldan beri devam eden olağanüstü hal uygulamasının terörle mücadelede zayıf kaldığı görüşünü savunan İsmail Köse, devletin parasını alıp sonra da PKK'ya sempati duyanlann TBMM'den çıkanlması gerektiğinı savundu. Köse. "PKK'ya sempali kim duyuyorsa onlar tespit edilmeli, bunlar milletvekili olsa bile Meclis'ten çıkanlmalıdır. Vatandaşa güven TBMM'den başlamalıdır" dedi. SHPTekirdağ İl Başkanı istîfa etti •TEKİRDAĞ (Cumhuriyet)- Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Tekirdağ tl Başkanı Salih Toker görevinden istifa etti 25 Temmuz 1993 tarihinde yapılan genel kurulda SHP Tekirdağ İl Başkanlığfna getirilen Salih Toker il yönetimine gönderdiği istifa dilckçesinde tamamen kişisel ve öze! sebepler nedeniyle görevine etküi ve yeterli zaman ayıramadığı için il başkanlığından aynlmak zorunda kaldığını belirtti. Bu arada acele olarak toplanan SHP Tekirdağ il örgütü Salih Toker'in il başkanlığından ıstifasıru görüşerek kabul etti. Salih Toker'in istifasıyla boşalan SHP Tekirdağ İl' Başkanlığı'na SHP İl Sekreteri Ekrem Eşkinat getirildi SHP'ninseçim yasası hazırlıgı • ANKARA (ANKA) - SHP Genel Merkezi, seçim yasasıaı baştan aşağı degiştirmek için üniversite işbirliğiyle bir haarlık başlattı. SHP Genel Merkezi'nden edilen bilgiye göre profesör ve doçent dûzeyinde akademik kariyere sahip öğretim üyeleriyle anlaşan SHP yeni bir seçim yasası taslağı haarlanmasını istedi. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu yeni seçim yasası haarlıklannı doğrulayarak, gelişen yapı içinde Türkiye'nin yeni bir seçim mevzuatına İcavuşması gerektiğini bildirdı. Amaçlannın Türkiye koşullanna özgü çogulculuğu koruyan, istîkran sağlayan bir seçim yasası oluşturmak olduğunu vurgulayan Çulhaoğlu, yeni seçim yasasının unsurlan hakkında aynntılı bilgi veremeyeceğini söyledi. SHP yönetimi tarafından hazırlık çalışmalanna başlanan yeni seçim yasası, parti organlannda mutabakat sağlanırsa Bakanlar Kurulu'na sevk edilecek. Tüm yerleşim birimlerinde nüfus, ekonomik yapı ve eğitim araştırması başlatıldı SHPnin tstanbııllıarekâüAYŞEYILDIRIM Yerel yönetimlerdeki sarsın- ulardan sonra kendisini topar- lamaya çabşan SHP İstanbul'- da "özel harekat planı" hazırla- dı. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçının talimatıyla genel merkez ve İstanbul il merkezin- de oluşturulan "özel harekat masası" tüm ilçe, belde ve kırsal bölgelerde "nüfus, yaş, eğitim, ekonomik yapı, köken" araştır- ması başlattı. Aynca son 10 yıl- hk oy dağilımı ile seçim kütük- lerindeki değişiklikler de en ince aynntısına kadar çıkanlıyor. Genel merkez, parti tabanı ile İstanbullular arasmda "son ge- lişmelerin partiye etkisi" ve "aday eğilinu"" için de ön araş- tırma talimatı verdi. Yolsuzluklar şoku • SHP lideri Karayalçın'ın isteği üzerine başlatılan çalışma, parti tabanı ile tstanbullular arasında "son gelişmelerin partiye etkisi" ve "aday eğilimi" için de ön araştırmayı içeriyor. istanbulplanındanelervar İSKİ skandalının ardından SHP'nin genel imajının sarsıldı- ğı yönünde genel merkeze yapı- lan başvunılardan şonra, parti yetkilile- ri harekete geçtı. Özellikle İstanbul'da muhalefet partilerinin bu yönde propa- gandaya başlaması, SHP'nin üzerin- deki "yofeuzluklar şokıTnu atlatması için harekete gecmesını sağladı. Uzun süredir SHP İstanbul İl Merkezi'ne ha- kim olan sessizlik de genel merkez yöne- ticüerinin yaptıği "lopyekün görev" Uvgulamasına bu hafta başanacak kararlar şöyle: Basmda SHP ve verel yönetimlerle ilgili çıkan haberier dikkatle izlenecek. Ancak gerçekliği kanıtlanmayan haberierie çahşnıalan engeUeyki dedikodıüar üretibneyecek. -Basınla üişkilerde, görevli basın dantşmanları ile yetkiü yöneticiler dtşında açıklama yapılmayacak. -Basmda son aylarda çıkan haberler nedeniyle örgütün moralinin bozulmaması için gerçekİer belgeleriyle parti kamuoyuna açıklanacak. Hukuki >olların dışında basuıı yıpratıcı açıklamalar yapılmayacak. -Gerek basın \e gerekse kamuoyundaki yaıütş ve asüsız izlenimleri silebilmek için genel merkez yöoeticilerince onaylanacak planlar uygnlanacak. tl ve Dçe yöneticileriyle partih'ler keyfî uygulamalara başvuramay acak. -İstanbul il merkezi ile ilçelerde ve beldelerde harekat masalan oluştunüacak. -27 mart 1994 tarihinde y apılacak yerel genel seçim propaganda çaltşmaları için Genel Başkan Murat karay alçın'a İstanbul'da özel bir büro tutulacak. Bu büro, bilgisayarlar ve fakslarla donatılacak. -İstanbuPun tüm ilçe, belde ve köy bölgeleriyle ilgili sınıfsaJ analizler çıkanlacak. -istanbul'da son y ıllarda meydana gelen nufus değişikliği. köken yönünden dağılun, eğitim yüzdesi ve yaş dağûımı çıkanlacak. -Seçmen kütükleriy ie ilgili aynntılı çalışma y apılacak. Taşuna oy uygulaması olmaması için mahaUe bazında ekipler oluştunılacak. -Seçim kampanyalan için gereklifinansve insan kahlımı çalışması yapılacak. çağnsıyla yerini hararetli bir çalışmaya bıraktı. SHP Genel Başkanı Murat Kara- yalçın'ın son günlerde sık sık İstanbuTa gelerek Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ve il merkezi yöneticile- riyle yaptığı görüşmelerden sonra bir dizi karar ahndı. Karayalçın'ın parti ta- banından gelen istek doğrultusunda yü- rürlüğe koyduğu kararlar, iki gruptan oluştu. Basın ve kamuoyuyla ilişkiler parti yöneticilerine. İstanbul'a ilişkin acil harekat kararlan ise tüm parti örgü- tüne tebliğ edildi. SHP Genel Başkanı Murat Kara- yalçın'ın uzun süredir gündeme getirdi- ği "yatay örgütienme moden""ni İstan- bul'dan başlatmak ıstediğj belırtilirken gündemin en önemli maddesini de "kimin aday olacağı" ve "adaym nasıi belirieneceği'" ko- nulan oluşturuyor. Parti ta- bamnda aday belirleme konu- sunda iki görüş hakim. Birinci gruba göre aday, eski- den olduğu gjbi "ön secim"le belirlenmeli. Belediye başkan- lanrun çoğunluğunu oluşturdu- ğu ikinci gruba göre ise aday "rnerkezden atama" ile belirlen- meli. Genel merkezin de merkez yoklamasına sıcak baktığını be- lirten "merkezd" partililer, belediye meclis üyeleri aday lis- tesinin de merkez yoklaması ile oluşturulması ve mevcut bele- diye meclis üyelerinin yeni liste- lere ağniıklı olarak konmama- sıru istiyorlar. Sözen'in adaylığı İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Nurettin Sözen, tek- rar aday olup olmayacağı ko- nusundaki görüşünü şu ana kadar ka- muoyuna açıklamadığı için bazı isımler, henüz kulislerde kulaktan kulağa ko- nuşuluyor. Bu isimler arasmda el altı- ndan "kendisinin aday olmasının istendi- ğuıi" duyuran bazı belediye yönetıcilen- nin yam sıra aday adaylığı için haarlık yapan kimi partiüler de tabanın nabzını tutmaya çalışıyor. YıfmazAıHıara'yaceklMf ANAP'ta olağanüstühal • ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, terör olaylanndaki tırmanma ve TBMM'de süren siyasi çözüm arayışlan nedeniyle 13 kasıma kadar tüm programlannı iptal etti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Gûneydoğu'da giderek artan terör olaylan ne- deniyle 13 kasım gününe kadar tüm programlannı iptal etti ve Ankara'dan aynlmama karan aldı. ANAP yöneticüeri ve mil- letvekillerinden de bu süre için- de zonınlu haller dışında. An- kara'dan aynlmamalan ısten- di. Tepkialdı Doğu ve Gûneydoğu Anado- lu bölgelerinde, son günlerde tı- rmanan terör olaylan ve TBMM'deki siyasi çözüm ara- yışlan, ANAP'ta "olağanüstü hal" ilan edilmesine yol açtı. Tuğgeneral Bahtiyar Aydının yaşamıru >itırdıği Lıce olaylan sırasında, Almanya'da olması nedeniyle tepkilere hedef olan Mesut Yılmaz, 13 kasıma ka- dar gelişmeleri Ankara'dan iz- leme ve başkentten aynlmama karan aldı. Liderler arasmdaki görüşmelere ve Meclis çalışma- lanna katılacak olan Yılmaz, 30 ekimde Antalya'da yapıla- cak miting ve örgüt toplantısı- na gitmeyecek 6 kasım için programlanan Zonguldak mi- tingi de aynı karar doğrultu- sunda iptal edildi. Yılmaz, parti ve Meclis grubu yöneticilerin- den de bu süre içinde, Ankara'- da bulunmalannı istedi. Yoklama yapılacak ANAP TBMM grup yöneti- mi de çok sayıda milletvekilleri- nin, parti yönetimi tarafından Ankara dışı görevlere gönderil- diğini belirterek, bunun Meclis çalışmalanru aksattığjnı bildir- di. Milletvekillerinin özellikle, salı, çarşamba ve perşembe günleri, genel kurul çalışmalan- na kaülmasını isteyen grup yö- netimi, "zorunhı olunmadığı takdirde" Ankara dışına çıkıl- mamasını istedi. Meclis ve grup çalışmalanna katılımı arttırmak amacıyla yoklama uygulaması başlatıldı. Yılmaz ve grup yönetiminin al- dığı kararla toplanü günleri, milletvekillerinin imzalan top- lanmaya başlandı. Grup ve ge- nel kurul toplanulanna katıl- madığı saptanan milletvekille- rinin, uyanlacaklan bildirildi. Hakkında 6 yıla kadar hapis cezası isteniyor Alııııet ZekiOkçııoğlııyargılaııclı İstanbul Haber Servisi- Kürt sorununun banşçü çözümün- den yana düşünceleriyle tanı- nan Ahıuet Zeki Okçuoğlu, Azadi Gazetesi'nde yayımla- nan bir yazısı nedeniyle İstan- bul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'- nde açılan davaya başlandı. Okçuoğlu, sorgusunda, banş yanlısı bir Kürt olarak so- mnlann silahla çözümlenme- sine karşı olduğunu ve bu ne- denle yargılandığını savundu. Azadi Gazetesi'nde yayı- mlanan "TC Küıtlerle Barı- şmak İstemiyor" başlıkh yazısında "yayın yoluyla cum- huriyete ve adliyenin manevi şahsiyetine hakaret" suçla- masıyla hakkında TCK 159. Mahkeme, diğer sanık Sedat Karataş'ın ifadesinin alınması ve dosyanın incelenmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi. maddesi uyannca 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açı- lan Okçuoğlu'nun dün ilk du- ruşması yapıldı. Azadi Gazete- si'nin sorumlu Yazıişleri Mü- dürü Sedat Karataş'ın katı- lmadığı duruşmada, Okçuoğ- lu, yaayı PKK lideri AbduUah Öcalan'ın tek taraflı olarak ilan ettiği "ateşkes" sırasında ya>imladığını belirtti. Savaşan iki taraftan birinin ateşkes ilan etmesine karşın diğer tarafı oluşturan devlet yöneticileri- nin savaşı kışkırtan bir tutum- la ortaya çıküklannı savunan Okçuoğlu. savaşm çok daha kanb olarak sürdüğünü savu- narak. "lice'de birçok kişinin öldûğü olaylarda askerİerin kimyasal silah' kullandığı yo- lunda habeıier geliyor" dedi. Ahmet Zeki Okçuoğlu, şöy- le konuştu: "Banş yanlısı bir Kürt olarak devletin sadece Türklerin değil, Kürtlerin de devleti olduğunu savunuyorum. Sonınlann silahla değiL banşçıl yoUaria cözümlenmesinden yana olduğumu açılüadun. Bu nedenle de yargılaruyorum. Biz banş yanlılan,lerörist' olarak y argılanırken kan döken ger- çek teröristler ellerini kollannı sallayarak ortalıkta dolaşıyor- lar. Kürt sorununun barış içinde çözümlenmesi için Türklerle Kürtker arasmda yeni bir top- lum sözleşmesi yapdmalıdır." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Bölücülüğün Panzehiri TBMM Başkanı Sayın Clndoruk'un "Terörle mücade- lede denenmeyen tek yol demokrasidir" sözleri, bugü- ne kadar devletin ve hükümetlerin Doğu sorununa tarih içinde yaklaşımlarının da kısa bir özetidir; aynca çarpı- cıdır, düşündürücüdür; top ve tüfeğe sarılma dışında, akıl ve mantık yürütmeleri için de kuvvetli bir tutamaktır! ••• Ülkemizde önceleri Kürt sorunu değil, Doğu sorunu vardı. Türk ve Kürt aydınlar, solcular, demokratlar Doğu'nun geri kalmışlığına isyan ediyor, toprak ağalarının ege- menliğine dayanan feodal yapının parçalanması ve de- mokratik bir devrimin gerçekleşmesi için birlikte mü- cadele ediyorlardı. Amaç öncelikle demokratik, ekonomik hak ve özgür- lüklere sahip insanların ortaklaşa yaşadığı bir ülke ya- ratmaktı. Bunun için de İlhan Selçuk'un dünkü yazısında belirt- tiği gibi, Doğu sorunu kilidini açacak anahtar olan toprak reformunun yapılmasını sağlamaktı. Doğu'nun insanları mağaralarda yaşamaktan, ağala- rın köleleri olmaktan kurtarılmalı, okuma yazma öğren- meli, ekonomik bakımdan özgürleşmeli, Tûrkiye'nin kül- türel, sosyal ve siyaset sahnesine özgür bireyler olarak çıkmalıydılar. 1960'lar gençliğinin haykırışı ve ayaklanışının özünde, Doğu Anadolu Bölgesi özelinde düşünürsek insanlığa çağrı yatıyordu. Sosyalisti, demokratı, Türk'ü, Kürt'ü birleştiren bu si- yasi çizginin genel karakterini, bağımsız ve demokratik Türkiye isteği belirliyordu. Bağımsız, yani emperyalistlerin boyunduruğunda, Batılı ülkelerin istedikleri gibi oynayacakları ve kullana- cakları bir maşa değil, kendi ayakları üzerinde duran, başını onurlu ve dik tutan bir Türkiye Demokratik, yani yurttaşları, bütün temel hak ve özgürlüklere sahip. 1960ların gençliği bunun için işkence gördü, hapis yattı, vuruldu, asıldı. • • • Doğu sorununu bugün kanlı bir Kürt sorununa dönüş- türenler, Tûrkiye'nin demokratikleşmesine karşı duran, doğru dürüst kapitalist bile olamamış, bir yanlarıyla ül- kenin en bağnaz, gerici, tutucu ilişkilerine, gelenekleri- ne, gruplarına, sınıflarına dayanan siyasi iktidarlar oldu. Doğu insanını mağarada tutanlar da feodal Kürt ağa- larıyla birleşenler de insanları sürülüğe mahkum eden- ler de onlar oldu; baskıyı, zulmü yapanlar da. Bugün sözü edilen bölüculuk yaftası, aslında, Doğu- Batı farklılığı ve ayrımcılığın ekonomik temellerini yara- tan bu tutucu siyasilerin boyunlarında asılı durmaktadır. 1980 darbesini hazırlayan ve gerçekleştiren general- ler ise Doğu'de en büyük şiddeti uygulayanlar olarak aslında bugünkü tablonun ressamlandır. Bakmayın bugün çiçek, böcek, ağaç boyadıklarına! 1960'ların iki siyasi çizgisi, özünü bugün de koruyor. 1950'ler, 60'lar, 70"ler, 80'lerin antidemokratik güçleri- nin bugünkü temsilcileri olarak da Çlller, Yılmaz ve dl- ğerieıi ortaya çıkmaktadır. Bunların hepsi; demokrasi konusunda, insan hak ve özgürlüklerini istemek, savunmak ve gerçekleştirmek, yasaları düşünceyi suç sayan bütün maddelerinden arındırmak konusunda samimiyetsiz, isteksiz ve korkak- tır. Bu siyasetçiler, görevleri olan düşünce ve politika üretmek yerine, işi tamamen askerin sırtına yüklüyorlar. Bugün devleti ve hükümeti asıl yönetenlerin birleştik- leri tek nokta, şiddet uygulamakttr. Sıkıyönetime daha büyük şiddetin habercisi olarak çağrı yapılıyor. Bu tutum, Tûrkiye'nin doğusu ile batısında yaşayan halkın arasmdaki uçurumu daha derinleştirmek, ülkeyi daha da bölmek demek değil midir?. Unutulan çok önemli bir nokta, halk bölünmediği süre- ce, toprakların bölünme olasılığı olmamasıdır. Şiddet ise sadece bölücülüğün anası olabilir. • • • Bölücülüğün panzehiri ise demokrasidir, ekonomik reformlardır, Kürt halkını kucaklamaktır. Cindoruk'un dediği gibi "denenmeyen tek yol" olan demokrasiye başvurmak kısa sürede PKK terörünü ezip geçebilir. Kitle örgütleri Güneydoğu'yu tartısıyor /1 Her sorunaenuygunçözümdemokrasi içinde ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Güneydoğu'da gelişen olaylar, demokratik kitle ör- gütleri tarafından tartışmaya açıldı. Mülkiyelıler Birliği Baş- kam Prof. Dr. Alpaslan Işıklı. ülkenin bölünmesi için elinden geleni yapan bir avuç sorumsu- za karşı eli kolu bağlı durula- mayacağını belirterek "Sonı- nun çözümünü demokra&iden uzaklaşmakta aramak, çok va- him yanhş olacaktır" dedi. Tür- kiye Idarealer Derneği Başkanı Yılmaz Cemal Bor. PKK nın halkı korkutarak Kürt devleti kurmayı amaçladığmı belirte- rek PKK'ya destek veren kom- şu ülkelerle müzakereler yap- mak, Çekiç Güç konusunu ele almak, üniter devlet yapısı için- de Kürt kimliğini tanımak ge- rektiğini söyledi. Ortak çözüm TMMOB Genel Sekreteri Alpaslan Ertürk de sorunun çö- züm ünün, savaş çağnlannda değil, bölgede ve ülkede yaraü- lacak demokrasi ortamında yattığını bildirdi. TİSK Baş- kanı Refık Baydur da demoKra- sinin herkesin keyfine göre ha- reket etmesi anlamına gelmeye- ceğini belirterek tüm kuruluş- lann bir araya gelerek çözüm bulmasıru istedi. Hak-İş Genel Başkanı Necati Çetik de bölücü terörü, "devletin uyguladığı yanlış politikalarm beslediğini" ilcn sürdü. Meslek kuruluşlan, demokratik kitle örgütleri yö- neticileri, Cumhuriyet'in Gü- neydoğu'daki son olaylann tanımı ve çözüm yollanna iliş- kin sorulannı yarutlarken özet- le şu görüşleri savundular: Alpaslan isıklı (Mülkiyeliler Birliği Bagkanı): Ulkemizin tarihinde ender görülenciddi dönemlerden biri- ni daha yaşıyoruz. Bu durumda hepimize, özellikle aydınlara bü> r ük sorumluluklar düşüyor. Aydınlar derken elbette ki, et- nik kökeni ne olursa olsun, tüm aydınlan kastediyorum. Bu gi- diş, sonuçta ülkenin parçalan- ması tehlikesini de elbet taşıyor. Bu parçalanmadan. Kürt asülı yurttaşlanmız yararlı çıkacak- lar mıdır? Yoksa bu bölgede. emperyalizme daha uygun bü- yüklükte lokmalar yaratmak- tan başka bir sonuç dogmaya- cak mıdır? Bütün bunlann düşünübnesi gerekir. Bir taraf- tan Avrupa ile aramızdaki sı- nırlann kalkması, işgücümüze serbest dolaşım hakkı sağlan- ması için çaba sarfediyoruz. Öbür taraftan, ülkenin bölün- mesi için elinden geleni yapan bir avuç sorumsuza karşı, eli- miz kolumuz bağlı duramayız. Her türlü bölünme, yalruzca emekçilerin çıkarlanna karşı sonuçlar doğunır. Sermaye, sı- mr tanımaz. Bugün, aramızda değil sınırlar, okyanuslar olan ülkeler bile gelip bizi sömürü- yor. Bazı aklıevvellerin Kürdis- tan diye ayırmak istedikleri yurt parçası da aynlması halin- de, her türlü sömürüye daha acık olmaya devam edecektir. Zarar görecek olan yoksul emekçilerdir. Her türlü soru- nun en uygun çözümünün, an- cak demokrasi içerisinde bulu- nabileceği unutulmamabdır. Bu konuda, Mustafa Kemal, çok isabetli örnekler ortaya koymuştur. VunusNadiileünlü mülakatında milletin idaresini, ordunun eline vererek değil. or- dunun idaresini milleün eline vererek sorunlara çözüm bulu- nacağına daha o zaman işaret etrniştir. Bugün de emperyaliz- min tuzaklanna karşı. her türlü isabetli çözüm, ancak demok- rasi ve şefîaflık koşullan içinde bulunabilir. Çekiç Güç. orada konumlandığı sürece, başımıza gelenlere, faizla uzaklarda ne- den aramak yanlış olur. Her türlü iç ve dış karanlık güç, bu işteki rolûnü gizlemiyor. Bütün bunlar, gün gibi açıkken soru- nun çözümünü demokrasiden uzaklaşmakta veyahut demok- rasi kurallarını biraz daha fazla ihmal etmekte aramak, çok va- him bir yanlış olacaktır. Y. Cemal Bor (Türk İdareciler Derneği Başkanı): PKK'nın yapmak istediği, Güneydoğu'da halkı korkuta- rak "Türkiye Cumhuriyeti dev- letinden güçlüyüm" görüntüsü vermek suretiyle bölge halkını yanına çekmektir. Türk, Kürt, yaşlı, genç, çoluk çocuk deme- den yapılan katliamlar, kepenk indirtmeler, vergi toplamaya kadar uzanan girişimler, bunun somut kanıtıdır. ikinci aşama- da, merkezi Diyarbakır veya başka il olmak üzere Kürt dev- leti kurmaktır. Sorunun çözü- mü için şu noktalara dikkat et- mek gerekir - PKK'ya destekveren komşu ülkeler nezdinde ciddi. inanıjır müzakerelerdebulunmak,delil- lerini ortaya koymak, oyalama taktiği güden komşularla gere- kirse savaşmak. - Gerek Kuzey Irak'takı ayn- hkçı Kürtler'e, gerek PKK'ya cesaret veren Çekiç Güç konu- sunun ciddi bir biçimde ele alın- ması. - Üniter devlet yapısı içinde Kürt kimliğinin kabulü. - Türk Silahlı Kuvvetleri'ni. bu işin içinden çekmek. Terör- de başan sağlamış devletlerin tecrübelerinden yararlanılarak Gûneydoğu olaylanna intibakı sağlanmış, sivil otoriteye bağlı profesyonel özel timler oluştu- rulması. -İç güvenlik güçlerinden polis ve jandarma ayınmını kaldıra- rak, şehir zabıtası ve kırsal ke- sim zabıtası olarak aynı kay- naktan sağlanan ve sivil otori- teye bağlı, ondan emir alan gü- venlik gücü oluşturulması. Alpaslan Ertürk (TMMOB Genel Sekreteri) : Gûneydoğu Anadolu'da son yaşanan olaylar. uzun süredir bölgede karşılıklı olarak tır- mandınlan savaş ortamının bir sonucudur. Endişemiz, bugün yaşanan olaylann daha da üst boyutta, hatta ülke çapında ya- şanmasıdır. Kitle örgütleri olarak bizler, bugüne kadar askeri çözümün çare olmadığiru, sorunun ancak demokrasi ortamlannda çözü- lebileceğini. bölgede akan kan durmadan hiçbir çözüme ulaşı- lamayacağını defalarca vurgu- lamış bölgede yaşanan savaşm son bulması doğrultusunda si- vil inisiyatifçağnlannda bulun- muştuk. Sorunun çözümü, inti- kam ve savaş çağnlannda değil, bölgede ve ülkemizde yaraüla- cak demokrasi ortamında yat- maktadır. Refik Baydur (TİSKBaşkanı): PKK. bölgede yeni bir devlet kurma arzusundadır. Türkiye, şu anda PKK ile harp halinde- dir. Devletin milletinden kop- ması düşünülemez. Demokra- sinin uygulanmasına da önce- likle TBMM'den başlanmalı. Anayasa ile göreve gelmiş olan insanlann Türkiye Cunihuri- yeti'ne saygılı olması sağlanma- lıdır. Demokrasi, herkesin key- fınce hareketi demek değildir. PKK'nın süratle cezalandınl- ması gereklidir. Keyfı aflar ye- rine. ciddi tedbirler alınması ge- rektiğine inanıyorum. Gerekir- se bütçenin yansı ya da tümü feda edilmeli, bütün kuruluşlar ve insanlar bir araya gelmeb. TBMM, Başbakan, Cumhur- başkanı: yasal tüm kuruluşlara çağn yaparak çözüm yöntemle- ri beraber belirlenmeli. Sıkıyö- netimin nihai çözüm olacağına inanmıyorum. Necati Cellk (Hak-İş Genel Başkanı): Benim kanaatime göre bölü- cü terörü, devletin uyguladığı yanlış politikalar beslemekte- dir. Burada, devleti yönetenler bilerek yapıyorlar, gibi bir id- dianın sahibi değilim. Ancak politikalar terörü besliyor. Or- taya çıkan gelişmeler de bunu onaylar eder nitelikte. Çözü- mün, demokrasi çerçevesinde büyük uzlaşma ile olabileceğine inanıyorum. "Kan akarken po- lisin yetkilerini ktsamayız" an- layışının terkedilip aksine de- mokrasi sürecinin tamamlan- ması gerektiğine inanıyorum. Tabii devletin halkla banşması ve devletin İslam'la ban- şmasımn büyük önem taşı- dığını ifade ediyorum. Demok- rasi herkes için her bölge için uygulanmalıdır. Bölücü terör için her şey denendi. Sadece de- mokrasi denenmedi. Devlet dı- şındakı gönüllü kuruluşlar böl- ge insanının ne istediğini taraf- sız bir gözle tespit edip politika- lannı buna göre kuramlaştır- mahdırlar. Körü köriine politi- kalar çözüm değil. Halkın iste- mi nedir? Federasyon mu is- tiyorlar, Kürdistan mı yoksa Türkiye ile bütünleşmek mi? Bu tespit edilsin. Bu konuya iliş- kin, sendikamızın yetkih kurul- lanyla bir toplanü yaptık. Di- ğer sendika ve kitle örgütlerini ortak bir platform oluşturmaya çağiracağız. Sonuç olarak diyo- rum ki sorunun çözümü ancak demokrasi paydası etrafmda büyük bir uzlaşma ile müm- kündür. YABANCI DİLDE YAZIUMIŞ İŞ İLANLARINA YANIT VEREBİLİYOR MUSUNUZ ? Cevabınız "HAYIR" ise geleceğinize yönelik çok şey kaybediyorsunuz demektir. Türkiye'de ofls açmış ilk ve tek yabanci dil okullan zinciri olan EF size kendi okullannda yardımcı olabilmek için telefonunuzu bekliyor. Hemen bugün EF'yi arayın, gûven ve kaliteyle tanışın, aynntılı bilgi ve broşür isteyin ! * Ocak 94'te başlayacak olan 9 aylık "ÇOK EKONOMİK" Akademik Yıl Dil Eğitim programımızın kayrtlan devam ediyor! YILBAŞINDAN ÖNCE 12 HAFTAÜK YOĞUN PROGRAMA BAŞLAYIN, İNGİLTERE'YE BEDAVA UÇUN ! ULUSLARARASI DİL OKULLARI EF EÖİTİM LTD. Mlnı KOTMI Öta Cad. V* tOMO Nifaıtaşt - btanbul T«i: (212) 225 02 10 Fax: (212) 22S 46 92
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle