25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 1993 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI HakimiyetiMilliye 9 deyayımlanan telgraf; Padişah Abdülaziz Oğlu Abdülmecit imzasını taşıyor ve "Cumhurbaşkanı Mustafa KemalPaşa Hazretleri'ne'' diye başlıyordu... B A S I N D CUMHURİYEJ T A R T I Ş M A S I NJtlJUI Halife'den gelen kutlama -5- Cumhuriyet'in ilanı ertesi günkü gazetelerin ikinci baskılannda muştu- lu bir haber olarak yer aldı. Gazeteler haberlerinin başına, dün gece An- kara'dan özel muhabirimizden aldığı- mız önemli telgraflar kaydmı düşme- yi de unutmadı. Bu habcrlerden birine göre, dün BMM'nın bahçesinde ve çevresinde büyük bir kalabalık vardı. Herkes, sa- bah toplanan Halk Partisi Grubu'- nun hükümet bunalımını çözecek ka- rannı büyük bir merakla bekliyordu. Grup öğle üzeri bir yemek tatili yapmış, fakat milletvekilleri dışarda bekleyenlere ferahlatıcı bir haber ve- rememişlerdi. Merakh halk müjdeyi ancak karanhk bastıktan sonra ala- bilmişti. İkdam Gazetesi, Jstanbul'un dün gece olağanüstü bir görünüm yaşadı- ğını biidiriyordu. Bütün caddeler (elektrikle) aydinlaülmış. bayraklarla donatılmış, Sultanahmet Alanı'nda bando-mıaka çalmış, halk sokaklara dökülmüştü. Dün gece gene. Dışişleri Bakanhğı Delegesi Dr. Adnan Adıvar da olayı bir yazıyla İstanbul'da bulunan ya- bancı ülke temsilcilerine duyurmuştu. Doktor Adıvar yazısına "Teınsilci Efendi" diye başlamış. olup biteni an- iattıktan sonra. "Saygılanmın kabu- Kinü rica ederim efendim" diye bitir- mişti. Yenigün Gazetesi. Cumhuriyet'in kabulünden İstanbul'daki yabancı- lar. özellikle Fransızlar'ın çok hoşnut kaldıklannı aktardı. Gazete, Fransız- lar'ın olayla ilgıli görüşlerini alması için bir yazannı görevlendirmiş. o da Avrupanın deneyimli temsilcilerin- den şunlan dinlemişti: "...üçâncü Napolyon döneminde düşmanlarına başeğmek zorunda ka- lan KransEİar, 1871 Savaşı'ndan sonra Ban ettikleri Cumhuriyet sayesinde, bugün tek söz sahibi >e her istediklerini yapabilir durumdadırlar. "DolavKiyla, her şeye karartı, özel- Kkle düşmanlarına karşı metin bir du- rurn alan, onlara hak ettikleri darbeyi indirerek yetenekli olduklarını göste- ren Türkler'in, bugün ilan ettikleri Cumhuriyet sayesinde gercekten pek çok kazanç sağla\acaklarına kuşku yoktur. Savaşın durdurulmasıyla yeni- len Türkler'i, savaşa ara verilmesi icin varılan anlaşmadan sonra yücelten Mustafa Kemal Paşa'nın cumhurbaş- kanı seçilmesi çok yerindedir. "Dünya, Türk Hükümetinin Cum- huriyet'e dönüştürülmesiyle dc> lete ge- rekli biçimin verildiği karusındadır. Düşmanlarına karşı ne pahasına olur- sa olsun bağımsızlıklannı savunan ve koruyan Türkler, geleceklerinin aydın- lık olması için iyi bir çtğır acmışlardır. Cumhuriyetçi Fransızlar'dan başka, öteki yabancdar da Cumhuriyet'in Tûrkiye ve Türkler için mutlu, uğurlu ve kutlu olsun dilerter." Yenigün Gazetesi, Cumhuriyet'in JCars ve Edirne'de de büyük bir sevınç içinde parlak törenlerle kutlandığını bildirdi. Haberi alan Edirneliler so- kaklarda halay çekip çiftetelli oyna- mışlardı. Yurdun dört yanındaki coş- kunluk göz kamaştınrnitelikteydi. îlk Cumhuriyet Hükümeti G azeteler ortak haberlerinde ise ilk Cumhuriyet Hükümeti'nin başkanlığına Malatya Milletve- kili İsmet Paşa Hazretlerinin atandığını belirttiler. Gazeteler. Dı- şişleri Bakanlığı'nı da Başbakan'ın üstlendigini bildirdikleri 1. İnönü Hü- kümeti'nin şu üyelerden oluştuğunu kaydettiler: Genelkurmay Bakanı: Fevzi Paşa (Mareşal Çakrnak. Istanbul) Dinişleri Bakanı: Mustafa Fevzi Efendi (Sarhan, Saruhan-Manisa) İçişleri Bakanı: Ferit Bey (Tek, Kü- tahya) Milli Savunma Bakanı: Kazım Pa- şa (Karabekir. Karesi-Balıkesir) J.enu[.enigünGazetesi, Cumhuriyet'in Kars ve Edirne'de de büyük bir sevinç içinde parlak törenlerle kutlandığını bildirdi. Haberi alan Edirneliler sokaklarda halay çekip çiftetelli oynamışlardı. Yurdun dört bir yanındaki coşkunluk göz kamaştınr nitelikteydi. Basında tartışmalar hâiâ sürüvordu, ama son Halife bile Cumhuriyet gerçeğini kavnunıştı. Necmettin Sadak: "Önemli bir devrim haberi" Dr. Adnan Adıvar: "Temsilci efendüere" tebliğ Bayındırlık Bakanı: Ahmet Muh- tar Bey (Cilli, Trabzon) Mılli Eğitim Bakanı: İsmail Safa Bey (Özler.^dana) Maliye Bakanı: Hasan Fehmi Bey (Ataç, Gümüşhane) Ekonomi Bakanı: Hasan Bey (Sa- ka. Trabzon) Mübadele ve İmar tskan Bak.: Mustafa Necati Bey (Uğural, İzmir) Adalet Bakanı: Seyit Bey (tzmir) Sağjık Bakanı: Dr. Refık Bey (Say- dam. İstanbul) Muhalefeti sürdûrdûler I landan önce Cumhuriyet'e şid- detle karşı olanlar, olay gercek- leştirilince hafıf yollu çarkeder gibi göründülerse de. karşıtllıklannı sürdürdüler. Yeni yönetim biçiminin eski ve us- lanmaz karşıtı Tevhidı Efkar Gazete- si durumu okurlanna "Ankara'da ve- rilen kararlara göre hükümet şekli Cumhurivet oluverdi" başlığı\la du- yurdu. Başyazar Velit Ebuzziya, Cumhuri- yet'in kabulü ardından eski Başba- kan Rauf Orbay'la görüştü. "Cunihu- riyet'in bir gece içinde ilanı gerekçesi- nin hükibnetçe açıklanmasını bekledi- ğini*' söylediğini aktardı, uzun yazısının flaşına şu bölümü aldı: "İstanbul'un sayın milletvekili, 'ad değişikliğinin önemi >oktur. Gelen gi- deni aratmamalıdır. Bir hükümetin be- ğenilmesi ve yaşabilmesi halkın istek- lerine uvgun obnakla. mutluluğunu, onurunu ve yurdun bağımsızltğını sağ- lamakla mümkündür" diyor." Tutucu gazetenin röportajına ya- nıt. Cumhuriyet yanlısı Hakimiyeti Milliye. Yenigün ve tleri gazetelerin- den geldi. Ortak yazı şöyle soifcbuldu: "... Türkiye, uğursuz Yahdettin'in Hüseyin Raûf Bey'i son kabul ettiği 1920 Martı'nın 16. gününden başlaya- rak devrimini Cumhuriyet yönetimine dönüştürmüştür. Osmanoğulları'nın İngilizlerle birleştiğini ve dolayısıyla ulusun kurtuluşunu ancak ve ancak kendi içinde araması gerekriğini o gün bize Rauf Bej söylemişti!.. Kaldı ki. bu gerçek yalnız onun anladığı bir şey de- ğildi. Nitekim o Malta'v a gitti. biz bu işlemi yürüttük!." Cumhuriyetçiler-Rauf Bey ve yan- daşlan tartışması İkdam yazan Ah- met Cevdet'i sinirlendirdi, köşesinden tarihe şu göndermeyi yaptı: "... Hatırlarda midır?.. Ben kaç kez söyledim ki, demokrasivi hakkıyla an- lamak biz Türklerin harcı değüdir. Kı- rk-elli yıl gectikten ve bu kuşak yerine başkalan geldikten sonra biz demok- rasiyi ancak anlayabileceğiz. Bunu an- lamak çok güçtür, çok..." (Mustafa Kemal hayranlıgıyla ta- nınan) Ahmet Cevdet, Cumhuriyet'in ilanı hakkında görüş açıklamayan üniversite öğretim üyelerine de kızdı, uzun yazısında şunlan savundu: "... Ulusal egemenlik konusu sanı- rım hiçbir yerde bizdeki kadar bilin- mez degildir. Ne İtrihat'ı ne İtilafı. ne Sultan V ahdettin'i ve ne de bugünkü yöneticiler bu konuyu gereğince anla- tamadılar. Hep söylerim ya, bizim üni- versitenin bu konudaki ihmal ve hoşgö- riisü, sessizliği, görmezlikten geline- mez. Birkaç haftadan beri ülkemiz Cumhuriyet dive kalktı kalktı oturdu. Cumhurbaşkanının görevine dair söz- ler söylendi. Yurdumuzu en gelişmiş ül- kelere bile zıt gösterecek düzenleme- mal'in teşekkür konuşmasını yayı- mladı. Hüseyin Cahit bir gün sonra kaleme aldığı "Siyasiyyat - (Politika işleri)" başlıklı yazısında konuyu şöy- le yorumladı: "... Yaşasın Cumhuriyet! BMM'de alkışlarla kabul, dışarda toplarla ilan ettiğimiz cumhuriyetin yaşamasını gercekten isriyor muyuz? İstiyorsak her şeyden önce şunu bilmeliviz ki, Cumhuriyet alkışla, duayla, şenlik ve donanmayla yaşamaz. Onu yaşatmak ister. Cumhuriyet tılsım degildir. Mil- let meclisi büyülendi. "... Ben Cumhuriyetçiyim. Tüm yö- netim biçimleri içinde en yüce yöneti- min Cunihuri>et"ten başka bir şey ola- mayacağı kanısınday ım. Lygar. hu- kuk ve insan onuru taşıy an bir kişi, son çağ ordularının yadigan olan yönetim biçimini beğenmez. Fakat Cumhu- riyetçi olmakla birlikte bu sözcüğe put Lkdam Gazetesi, "istanbul'un dün gece olağanüstü bir görünüm yaşadığını" bildiriyordu. Bütün caddeler "elektrikle" aydınlatılmış, bayraklarla donatılmış, Sultanahmet Alanı'nda bando-mızıka çalmış, halk sokaklara dökülmüştü. lerden. hukuk ve yetkilerden söz edildi. L niversitemiz hiçbir şey söylemedi. Ağzını bile açmadı. Acaba üniversite- mizde bu konuda söz söyleyecek hoca mı yok? Böyle bir iinhersiteye o kadar odeneğin verilmesini doğnı bulmayız. Üniversite ya aydıniatıcıhk görevini yapsın. ya da kapılarını kapatsın. "... Cumhuriyet sorunu savsaklana- cak gibi degildir. Zira bir takım yöne- ticilerin söylediklerinden halkın bu ko- nuyu iyi kavrayamadığı anlaşılıyor. Bu kavrayamayıştır ki Ankara ve İstan- bul'u ikircikli duruma getirdi. Tanrım ne iyi olurdu asker askerliğiyle, hekim doktorluğuyla, öğretmen hocalığıyia, ekonomist ticareriyle ilgilenseydi ve bunlardan her biri ancak kendi anlaya- cakları işlerden başkalarına el u/atma- salardı." Kutlu olsun efendiler K endine •tutuculann sözcüsü" adını veren Hüseyin Cahit'in Tanin'i. olayı duyururken "Tür- kiye Devletinin Hükümet Şekli Cum- huriyet Oldu" başlığını kullandı ve salt Cumhurbaşkanı Mustafa Ke- gibi de tapınmam. "... Anadolu'da BMM karan yur- da egemen olmaya başladığı dakika- dan beri Türkiye'de Cumhuriyet ku- rulmuştu. Aslında var olan Cumhuri- yet'in ilanı biçiminin garip olduğunu söylemek de, borcumuzdur. "... Bu ülkede bugün yüksek ve alt tabakaların tek dileği, artık şu dırıltılı, söylentili hükümet biçimi dönemine son vcrilerek halk yaranna yapılacak işlere başlanılmasıilır. Eğer dün ilan edilen Cumhuriyet'in yöneticileri bunu yapabileceklerine inanıyorlarsa, biz de kendilerine 'öyieyse cumhuriyetiniz kutlu olsun efeıidiler" deriz." Necmettin Sadak da Akşam'daki yazısında hükümet değişikliğinin ge- tirdiği Cumhuriyeti "önemli bir dev- rim haberi" olarak niteledi. özetle şöyle dedi: "... Türiü türlii tasanlan yazılarak aylardan beri tartışılan ve bir türlii uy- gulanamayan bu esaslar nasıl oldu da bir gece içinde kabul edildi. partide bu şekle karşı olan miUetvekilleri >ardı. Onlar önce neden karşıydılar ve bir-iki saat içinde düşüncelerini nasıl değiştir- diler? Yoksa orada değil miydiler? "... Şimdi karşımızda gerçek bir buyruk vardır. Hükümet biçimine 'Cumhuriyef adı verilmiştir. "... Cumhuriyetin Türkiye için huzur ve mutluluk başiangıcı olmasını tanrı- dan dilerim." Vatan'da Cumhuriyet'in kabulüne ilişkin görüşlerini açıklayan Ahmet Emin. olayın iki yönü bulunduğunu bildirdiği yazısını, özetle şöyle sürdür- dü:"... Birincisi hükümet biçiminin or- taya konuşu ve benimsenmesi, ikincisi, en önemli dakikalarda ulusal çıkarla- rın aleyhine olan politik söylenrilerin ortadan kalkmasıdır. Bu yararlara karşılık olay m sakıncalan da vardır. "... Devletin biçiminin iki saat içinde pek smırlı tartışmalardan sonra değiş- tirilmesi doğnı olmamıştır. Hiçbir ül- kede anayasa sık sık değiştirilmez. Amerikan Anayasası 150 yıldan beri en küçük bir değişikliğe bile uğrama- mıştır. Oysa biz Meşnıtiyet'ten beri sürekli değiştiriyonız. "... Getirilen yeni şeklin ülke işlerin- de göstereceği etkiye gelince: Bu konu- da kesin bir y argıy a \ armak için işlerin nasd yüriiyeceğini bekleyip görmek ge- rekir. "... Kusurhı görülen bir şekil altında çok iyi işler yapmak pekala mümkün- dü. Bu varsayımımızın her durumda gerçekleşmesine ve dışarda saygınlık, içerde birlik oluşturacak çalısmalar yapıbnasına canı gönülden duacıyız." Karşıtlan Cumhunyet hakkında görüşlerini yazmayı çalakalem sürdü- re dursunlar, yabana basın olayı iç- tenlikle övdü. alkışladı. Dünyadaki tüm ülke devlet ve hükümet başkan- lanndan Ankara'ya kutlama mesajla- n yağdı. İstanbul'dan gelen kutlama telgrafı ise dikkat çekici ve düşündü- rücüydü. Hakimiyeti Milliye'de yer alan telgraf ve yanıtı aynen şöyleydi "Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa Ha/retlerine. "Bu kez yenilenen hükümet biçimi- nin ülke ve ulus hakkında hay ırlı olma- sını Tanrf dan dilerim. 31 Ekim 1923 Padişah Abdülaziz Oğlu Abdülme- cit" •'İstanbul'da Müslümanlann hali- fesi Abdülmecit Hazretlerine. "Halife hazretlerinin iyi dileklerine teşekkürlerimi sunanm. 1 Kasım 1923 Türkiye Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal" Yarın:Cıktıkaçık alınla70yılda tLAN MAZGÎRT1. NO.LU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1953/228-504458 KararNo: 1953/2135-1866-1923 ParselNo: 129-563^84 Mahkememizce verilen 03.11.1953-12.9.1953-17.9.1953 tarih ve 1953/228-504458 esaş 1953/2135-1866-1923 karar sayıh hükümleri üe Mazgirt ilçesi Kirzi (Yazeli) köyü hudutlan dahilinde kalan 129- 563484 no.lu parsellerin tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verildiği. davaa Hasan Gündoğan mirascısı tpek Gündoğan (Bağış) mirascılan Hasan. Haydar, Gulseren, Ali, Hüseyin, Düzgün, Suna Bağş, 1953/228 esas, 1953/2135 karar sayılı dosyada aynca da- valı Haüce Çeük, 1953'5O4 esas, 1953-1866 ka'rar sayıü dosyada da- vacı Elif Arslan mirasçısı Hacere Arslan'ın adreslen meçhul olduğun- dan ve kendilerine karar tebliğ edilemediğinden ışbu ilanın gazetede ilanından 30 gün sonra davaa mirascılan ile davalıya karar yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 52044 tLAN MAZGİRT 2. NO.LU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1993/8 ParselNo: 156 Davacı Orman İdaresi tarafından davalılar Güllü Erdoğan ve 5 arkadaşı aleyhine mahkememizde açılan mülkiyet iddiası davasının 13.10.1993 tarihli oturumunda verilen ara karan gereğince: Güllü Erdoğan mirascılan ve davalılar Hasan Erdoğan mirasçısı Süleyman Erdoğan, Hüseyin Erdoğan mirasçılan Kadriye, Fındık, Hüseyin Erdoğan, Ibrahim Erdoğan mirasçılan Mehmet Şerif Erdo- ğan, Şahhaydar Erdoğan. Güneş Erdoğan (Arslan) mirasçılan Meh- met Şer if Arslan. Besi Küçük (Erdoğan) mirasçılan Adil, Pakize, Mikail. Sezayi, Zafer Küçük'lerin adresleri meçhul olduğundan ve kendilerine duruşma gününü bildirir daveüye tebliğ edilemediğinden yukanda adlan yazılı davalılar ve davalı mirasçüannın duruşmanın auh bulunduğu 19.1.1994 günü saat 09.00'da Mazgirt 2. No.lu Ka- dastro Mahkemesi duruşına salonuda hazır bulunması veya vekil bulundurmalan, duruşmaya gctaıedikleri ve vekil bulundurmadıkla- n takdırde davaya gjyaplannda devam edilerek karar verileceği ila- nen tebliğ olunur Basın: 52045 NEVŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo:1990'277 KararNo: 1992/420 Davaa Maliye Hazinesiyle davalılar Nigar Ertaş. Havva Keleş, Mehmet Uluçay, Fatma Cihangir, Şükran Ergenç (Ayhan), Şerife Biçer (Turgut) ve arkadaşlan aralanndakı şerhin iptali davası ile ilgili yukanda numarası yazılı 01.10.1992 tarihli karann hüküm özeti olan Nevşehir Göreme kasabası. 4 pafta, 567 parselde sayılı gayrimenku- lün beyanlar hanesindeki krokisinde (a) harfi ile gösterilen bir göz kiler Mehmet oğlu Mustafa Ertaş ve (b) harfiyle gösterilen bir göz ki- ler Ibrahim kızı Habibe Durmuş, (c) harfiyle gösterilen bir göz sa- manlık İbrahim oğlu Mehmet Biçer. (d) harfiyle gösterilen bir göz kiler Mustafa oğlu Kazım Keleş'e, (e) harfiyle göstenlen bir göz kiler ve bir göz samanhk Vahdi oğlu Mehmet Uluçay'a (0 harfiyle gösteri- len bir göz kiler ve bir göz samanhk bir göz ahınn Hasan oğlu Musta- fa Budak, (g) harfiyle gösterilen bir göz ki'er Seyit oğlu Mehmet Cihangir'e (h) harfiyle gösterilen bir göz kiler Musatafa oğlu Ali Ak- doğan'a aittir şerhinin iptaline, Harç ve masraflann. vekalet ücreünin davalılardan tahsiline Yar- gıtay yolu açık olmak üzere verilen karar, yukanda yazılı davalılara ve özellikle Havva Keleş ile Mustafa Keleş'e ilan tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna gıdilmediği takdirde kesinleşeceği ila- nen tebliğ olunur. 10.9.1993 Basın: 52054 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCI N'apipsin Kûrtloğlır? "Ankara Notlan"mn çatısını çatıyordum; taşlama ustası Ha- san Çe4ebi, şu dörtlüğü getirdi: ' Bir adam aranıyor, 'Dün dündü' demeyecek/Aynı sakızı yıl- lar yılı çiğnemeyecekJBir adam, Ya istiklal ya ölüm1 diyebi- lenJŞu Çevik Gucü yallah diye dehleyebilen!" ••• Tansu Çiller, dört bakanın yerlerini değiştirince ne mi dü- şundum' "Medya" basının iyiden iyiye öldüğünü. Türk med- yasında artık habercilik diye birşey kalmamıştı. Habercilikle en küçük ilgıleri kalsa, Tansu Çiller, bu karan aldığında bilgile- ri olmaz mıydı? Medya artık, habercilik yapmıyor, radyo-tele- vizyon izliyor, haberleri açıklanınca öğreniyori Medya basını- na kocaman bir sıfır! Tansu Çiller'e de bravo! Tansu Çiller, artk,''Biz şu kadar büyük gazeteyiz, üç kişi size gelmek istiyo- ruz, bizimle konuşur musunuz?" oyunlarına gelmemeye mi başladı? Tek tek kendine güveni olmayan medya basını, artık "özel", "gizlı" haber de çıkaramıyor. Hep kafadan atıyori Ansiklopedi veriyor ya patronları, yeter... Kaç gündür antenlerimi germiş, kurcalıyordum. Yazılıpçizi- lenlere de artık güven duymuyordum. Acı ama, böyle. Bari neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenebilsem. Asker çevrelerinde neler oluyor? İlk bunu öğrenmek istiyo- rum. "Olağanüstü hal" dışında bir olağanüstüiük yok gibi. Bu iki-üç ay içinde, "Özel Tim"\r\ artması saşırtmamalı. Bu bekle- niyor. Okullarını yeni bitirenler, "takviye birlikleri", yeni gele- cek silahlar. havalar da soğumaya başlayınca... Bilmem satır araları anlaşılıyor mu? Daha çok adamla, daha çok silahla, "ferör"ün üstüne gitmek! - Ermeni filan var mı? Gerçi Aktuna açıkladı ama... - Ermenisi de, Arabı da, Acemi de var. Hepsi var! "Apo"nun durumu, "dönüşu olmayan yol" diye görülüyor. Yazıkölenlere, yazık Kürtçocuklanna, Türkçocuklanna! PKK'- nın pusu kurup öldürduğü parmak gibi çocukların analarının yaktıkları ağıtları dinliyor musunuz? Tümü, Kürt analan bun- lar. Kürdün Kürde ettiğinı kimse etmedi! Lice Belediye Başka- nı: - Gençler, işsizlikten dağa çıkıyorlar! diyor. Tuğgeneral Bahtryar Aydın'ın Lice de, karşıdan gelen kur- şunla öldürüldüğü doğru, Onu devletin öldürduğü yanlış. Tuğ- general Aydın. Diyarbakır'dan helikopterle geliyor, gamizona ilerlerken, karşıdan gelen kurşunla vurulup ölüyor. Yanındaki emir astsubayı da yaralanıyor. Karşıdakilerin hedefi helikop- terdi. Gerteralin geleceği de bilinmiyordu. Yazılanlar içinde daha bir dolu yanlış var, hangisini düzelt- meli? Nevzat Ayaz'ı, Doğan Güreşin istemediği, o yüzden, Milli Eğitim'e kaydırıldığı da yanlış. SD'nin (Süleyman Dem4- rel) bu atamalara karıştığı da. Tansu Çiller, "özelleştirme"de direnecek; ortaklığın bozul- masını da göze alarak! Biri, bir delilik yapmasa diyorum. Bir delinin zararı yok da, iki deli olursa, bağlasan olmaz! Özgür Gündem'in sahibi, Demokrasi Partisi Genel Başkanı Yasar Kaya, ne zamandan beri tutuklu? Çağdaş Gazeteciler Derneğı yöneticileri olarak, Yaşar Kaya ile cezaevinde görüş- mek istedik. Bu amaçla, 19.10.1993 günü, Ankara C. Başsavcı- lığı'na başvurduk, dilekçemizi faksladık. Başsavcılık, aynı gün karşılık verdi, Ceza Infaz Yasası ile ilgili tüzüğün değişik 152. maddesinde belirtilen kişilerden olmamamız nedeniyle, iste- ğimizin "uygungörülmediği"r\\ bildirdi. "Neyapalım, bizgöre- vimizi yaptık" diye düşündük. Cumhuriyet Gazetesi'ne eşi Yurda Kaya geldi, görüştük. ÇGD olarak, Hekimoğlu Ismallin salıverilmesi için de savaşım vermemiş miydik? Kimin düşün- cesi, ne olursa olsun, insanların düşüncelerini açıklamaların- dan dolayı hapsedilmelerine, işkence, eziyet görmelerine karşıyız. Yıllarca, bunun için savaşım verdik, yine vereceğiz. Irkçılığa, milliyetçiliğe, şovenliğe varan milliyetçiliğe kesinlik- le karşı olduk, olacağız. Apo'nun Güneydoğu'da gazetelere baskı yaparak, haberlesme özgürlüğünü yoketmesi, cinayet- lerden biridir, en büyüklerindendir. Bundan hemen vazgeç- melidir. Gazeteler dağitıtamazken, özgür Gündem'in korunup dağıtılması, Özgür Gündem için ayıptır, kabul edilmemeli, öz- gür Gündemciler de, PKK'nın bu karanna karşı çıkmaltdır. Parti örgütlerinin kapatılması. demokrasiye inançsızlıktan kaynaklanır. özgürlüğe, laikliğe karşı olanfann demokratlıkla da ilgileri olamaz. Bu, böyle! Bu ülkede, Kürt-Türk düşmanlığı yaratmak, usla, akılla bağ- daşır şey değil. Senrer Tanilli'nin sık kullandığı bir deyişle, "Kız alıp kız vermişiz; etle tırnak gibıyiz!" Osmanh'da, TC'de, yöneticilerin pekçoğu Kürtlerden olmuş. Apo, hep beğenmedi- ği TC'nin parasıyla okullarda okutulmuş. Neden, yükselip Kürt çocuklarını yetiştırmeyi düşünmemiş de silaha sarılmış? Kürt- lerdüşünmelibunu... Yakup Kadrf Karaosmanoğlu, Amavuüuğa büyükelçi ola- rak atandığında Tıran'da. Arnavutlar, Osmanlılan eleştirirler. Türklerin büyük adam diye neleri varsa ya Arnavuttur, ya Ar- navut aslındandır. Köprülü Mehmet Paşa. Arnavuttur Namık Kemal Arnavut, Şemseddin Sami Arnavut, hatta Aiatürk'ün annesi Arnavut. Bir şölende, Arnavutlann Adliye Nazırı, Türk- ler yüzünden Arnavutluğun geri kaldığını söyleyince, Yakup Kadri'nin eşi Leman Hanım, dayanamaz, şu karşılığı verir: - Bence kabahat gene sizdedir. Madem ki Saray Arnavutlar- la doluydu ve Abdülhamit devrinin son Sadrazamı Avlonyah Ferit Paşa idi, nasıl olmuş da bunlar kendi memleketlerine hiç yardımda bulunmayı düşünmemişler?" (Yakup Kadri Karaos- manoğlu, "Zoraki D/p/o/naf", s.93) Paşaları bir yana bırakalım, Mustafa Kemal'in şoförüne dek Kürttü. Tek otomobil var, o da Mustafa Kemal'de. Bitlisli Kurü- moğullanndaa ismet Paşa, şoföre seslenir: - Kürdoğlu boş musun? - Boşum Paşam! - Beni Başvekalete bırakıverl - Başüstüne Paşam! Kürt, Kürdü taşır. Cumhuriyet, Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Gür- cü, Çecen, bu ülkede hangi kökenden gelirse gelsin, tüm yurt- tasların omuzlan üstünde kuruldu. Ferit Meten, her karşılaş- mamızda bir Kürt Fransızca öğretmenlerini anımsar, takılırdı öğretmenleri Fransızca parçayı şöyle okurmuş: - Que faites-vous le boulanger? (N'apirsin Ekmekçi?) -Je fais dupain pour manger. (Ekmek yapirem ki alem yiye!) BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Turizmin bacasız sa- .. nayi, kalecinin fıle bekçisi biçiminde adlandınlması 2 örneklerinde olduğu gibi, « tek bir sözcükle anlatıla- bilecek bir kavramı bir- 4 den çok sözcükle anlat- g maya verilen ad. 2/ Anlayışsız ve kaba kim- 6 se... Vilayet. 3/ KJmileri 7 uğur sayar... Ödenmesi gereken bir paranın. ala- 8 cağa sayılarak bir bölü- g münün ödenmesi. 4/ Avrupada bir ülke. 5/ Nikelin simgesi... Eski Mısır'da güneş tan- nsı... Romanya'nın para birimi. 6/ Rum korsanlanna verilen ad. 7/ Akaju da denilen büyük bir orman ağacı... Kemiklerin >njvarlak ucu. 8/ Yoksul... Bir cetvel türü. 9/ Lis- te başı olmuş hafif müzik parcası... Bir yaşında keçi yavrusu. YUKARFDAN ÂŞAĞIYA: 1/ Bilgisayar teknolojisinde, bütün bir bilgisayar sistemini oluşturan fıziksel öğeler. 2/ Evin bölümü... Göreceli. 3/ Uzun tüylü bir süs köpeği... Elektrik akımı devrelerinde birleştirme yapmak ya da kollara ayırmak için kullanılan kutu. 4/ Lahza... Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren mil. 5/ Tütün dizmek, kurutmak ve işlemek için kullanılan üstü kapah sergi... Dahil. 6/ Pasakh, kılıksız... Yaldızlı. 7/ Hacim. 8/ Yapı- lan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sa>Tna... Boru sesı. 9/ Türkçe- nin de yer aldığı dil ailesinin adı... Tahıl yığını.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle