Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
KasteDFden AP'ye 500 bîn dolar
•Gayrimenkul borsasıyla Türkiye'nin gündemine dördüncü kez gelen Cevher Özden, 1979
Senato seçimleri öncesinde Demirel'in isteğiyle bağış yaparken karşılık beklemediğini söyledi.
BÜLENT KIZANLIK
"Hep suçlanan adam" olmaktan yakınan Ban-
ker Kastelji. sonunda patladı ve şok iddialarda
bulundu. İSKİ skandalıyla Türkiye"de "partile-
re yapılan bağışuı rûşvet sayılıp savılmayacağı"
tartışmalan alevlerurken Cevher Ozden, 1979
yıünda Süleymaıı DetnireTin isteğiyle Adalet
Partisi'ne 500 bin dolar bağışladığını Cumhun-
yet'e açıkladı.
Cevher Özden, iş dûnyasındaki ünlü isimlere,
büyûk şirketlere, medyaya kadar pek çok kişi ve
kuruluş hakkında da ılgınç iddialar ortaya attı.
Yüzüne gûlenlerin hep arkadan vurduğunu ve
artık kımseyle merhabası kalmadığını vurgula-
yan Cevher Özden. "Bugüne kadar devletten çöp
almadım. tşte bu açıklamalan herkesin flaş oldu-
ğu bir dönemde, üstelik teybe, mikrofooa yapıyo-
rum. Kimseden korkum yok" dedi.
6.5 milyarhk bağış
Kastelli, Demirel'in isteğiyle eskı Adalet Par-
tisi'ne yaptığı bağışı şöyle anlattı:
"1979'da senato seçimleri vardı. Benden maddi
yardım istedi, yani seçimlerde partiye yardım et
dedi. Sonra Hariciye Köşkü'nde "Ne ıstersın ben-
den?' dedi. 'Hıçbir şey istemem' dedim, 'ülkemi
iyi idare et yeter." tşte kendisi orada, ben de bura-
dayan, mikrofona konuşuyorum, teybe konuşu-
yonım. yalanlasın istiyorsa."
Cevher Özden, Demırerin şeçim kampanyası
içın bağış isteğini kendisine İTO eski Başkanı
Nuh Kuşçulu ile Efes Pilsen biralannın sahibı
Kamil Yazıcı'nın ilettiğıni de kaydederek "Pat-
ron senden böyle bir yardım talep ediyor dediler"
şeklinde konuştu. AP'ye yaptığı bugünkü kurla
6.5 milyar lirayı aşan bağışın miktarını önce açı-
klamak istemeyen Cevher Özden sonra sözlerinı
şöyle sürdürdü:
"Yaptım işte iyi bir miktar, çok iyi bir miktar, o
günün koşullannda. Bûyük bir para yardımı
yaptım. Aşağı yukan 500"bin dolar civ arında. Do-
lar karşılığı aşağı yukan 25 milyon lira. Belki 500
bin dolardan da fazla."
80 milyarhk vergi
Kastelli, inşaat sektöründe işlerini toparlamış
ve halkm güvenini kazanniışken devletin "vergi
oyunuyla" karşılaştığını ve bu olayın beklenrne-
yen bir knze yol açtığını iddia etti. Cevher Öz-
den, bûrokratlann önce hasır altı ettikleri 80
milyarlık vergiyi, işleri iyi gidince yeniden
karşısına çıkardıklannı ve böyleükle kendisine
önemli bir darbe vurduklanru savunarak şöyle
konuştu:
"1987 yılında Banker Kastelli Menkul Değer-
ler AŞ'nin tasfıyesi bitti ve bana dediler ki, 'Kar-
deşim aşağı yukan 70-80 milyar lira bir vergi
çıkıyor. bu vergi haksızdur. Bunu biz biüyoruz.
Ama senin de 30-35 müyariık bir alacağın var,
Banker Kastelli'den. Bize bir imza ver, bundan
Kastelli'denşoke edeniddialar
• pemirel'in isteğiyle 1979 Senato
Seçimleri için eski AP'ye 500 bin
dolar bağış yaptım.
• 1987'de Banker Kastellf nin
tasfıyesi sonuçlanırken, şirketten
vazgeçersem 80 milyarhk haksız
vergi borcumu hasır altı etme sözü
verdiler.
• Koç, Sabancı, AEG (PROFİLO),
İş Bankası ve Sınai Kalkınma
Bankası'nın ortaklığıyla kurulan
Tüpko 1984-85'te iflas edince 250
milyonluk borçlanm halka ben
ödedim.
• Recep Gencer (Bağfaş'ın yönetim
kurulu başkanı) İş-kur'u hileli iflas
ettirip, sonra yeniden aldı.
• Interstar, beni sokağa çıkardı,
röportajı son anda yaymdan
kaldırdı.
doğruhıktur.
Ommio ötdürrmtfeceğln
Tecrübe, maaniarın
hayatta yedlgi kaztkiarm
toptamıdır
Kastelli'nin dınardaki yazılan da iddialan kadar ilginç.( Fotoğraflan EROOĞAN KÖSEOĞLU)
vazgeçiyonım diye. Biz de bu vergiyi hasıraltı ede-
lim."
Kastelli "Bunu size kim söyledi'' sorusunu ge-
çiştirerek şö> le devam etti:
"Yönetiinler diyor. 'Bu devletin yapüğı bir
incelemedir, ama bu inceleme senin için hayatı-
yete geçmez. Merak etme. Ama sen Banker
Kastelli'den vazgeç.' Biz de peki diyonız ve Ban-
ker Kastelli'den vazgeçiyoruz. 88 yılında 80 mil-
yar vergi hepimizin üstüne çöktü mü? Yahu ben 88
yılında tasfiyemi bitirmişim. kimseye bir lira bor-
cum yok. 35 milyar lira devletten alacaklıyun.
Batmtş olan bankerlerin parasını ben ödedim.
Halka olan borçlanm ben ödedim. Bütün bunlan
ödememe rağmen, kalkıp bana 80 mily ar lira ver-
gi tahakkuk edince ber şeyimi bloke ettiler."
Bütün bunlar olurken kendisine düşman olan
çevresinin Turgut özal'ı da etkilediğıni ileri sü-
ren Kastelli. basında çıkan haberlerin de bunun
üzerine tuz biber ektiğini söyledi. Kastelli "Beni
ve halkı paniğe uğrattılar. Çünkü ben güven üstü-
ne çalışan bir adamım. Güveni sarsacak herhangi
bir imaj yaratıldı mı kamuoyunda, bitti olay" bı-
çiminde konuştu.
Bu olaylar üzerine Banker Kastelli şirketıni
geri istediğinı belirten Cevher Özden. şöyle de-
vam etti:
"En sonunda Danıştay'a müracaat ettik. Sayın
Cumhurbaşkam o zaman Turgut Bey'di, başba-
kan da Demirel, bütün bakanlıklara mektup
yazdık. Benim durumumda olan bir insanın orada
değil projeleri tamamlamak. yürümesi bile müm-
kün değildi. Çünkü mücadeleyi kiminle veriyorsu-
nuz. Mücadele rakiplerinizle edilir, devletle edilir
-ıi?
Süleyman Bey'e telefon açtım,' Böyle, böyle bir
nu:
yazı geldı' dedim. "Gönder bana' dedi. Faks-
ladım. Bana telefonda ne dedi biliyor musun?
Onun lafıdır o kullandığun benim: Bu devlet zor-
ba devlet' dedi. Ben bunu sık sık kullanırım Zor-
ba devlet' diye. Bu bana Süleyman Bey'den inti-
kal ermiştir."
"Peki bir şey yapmadı mı" sorusunu ise şöyle
yanıtladı Cevher Özden:
"Yok canım yapmaz bir şey zaten. Süleyman
Bey insanlara nasihat verir yalnız. Başka bir şey
yapmaz."
'Borçlanru sahiplenmediler'
1982 yılında bugünün parasıyla 30 trilyon lira
tutannda olan 2.5 milyar dolarla oynadığını an-
latan Kastelli, piyasadan topladığı bu paranın
borçlusunun da kendisi olrnadığmı, Koç, Sa-
bana, Eczacıbaşı ve Çukurova gibi Türkiye'nin
en büyük sermaye gruplannın borçlanmasına
aracılık ettiğıru vurguladı. Kastelli bu büyük ku-
ruluşlardan bazılanna ait borçlan da kendisinin
ödemek zorunda kaldığmı iddia ederek şu olayı
anlattı: "Zamanı gelmişken söyleyeyim, şimdi
Türkiye'nin devleri, Koç Hokting, Sabancı Hol-
ding, Türkiye tş Bankası, AEG HoMing (Profilo
Gnıbu) ve Sınai Kalkınma Bankası, bu 5 şirketin
kurdugu Tüpko vardı biliyor musun? Tetevizyon
tûpü yapardı, beyaz tüp. Bunlara 250 milyon lira
para vernuştim 80 senesinde. 84 mü, 85 mi, iflas
etti, hiçbir ortak buna sahip çıkmadı. O paralan
da ben ödedim, niye çünkü o tahvillere kefıldim."
'Gencer'in iflası hileli1
Kastelli'nin eleştirilerinden Bagfaş Yönetim
Kurulu Başkanı Recep Gencer de nasibini aldı.
Cevher Özden, Gencer'e çok kızgın olacak ki şu
suçlamayı dile getirdi:
"O da iflas etti tşkur'da. İşkurun parasmı da
ben verdim. Eğer hileli iflas ararsanız, gjdip Re-
cep Gencer'in yakasına yapışın. Çünkü İşkur'u
hiİeli iflas ertirmiştir. Sonra da kendisi tekrar
satm alnuşttr."
Kastelli, tüm yaşanan olaylara karşın kamu-
oyunun güvenini koruduğunu savundu ve bu-
nun aksini bekleyen interStar'ın hayal
kınklığına uğradığını ileri sürdü. Cevher özden
olayı şöyle anlatü:
"tnterStar'da Arda Uskan'm ekibi beni sokağa
çıkardı, röportaj yaptı benimle. İnşaatuu
yaptığım yerteri göstermek için sokakta gezdirdi
beni. Halkın sevgjsini görünce o röportajı da yayı-
mlamadılar.
Benle röportajı yapan çocuk ertesi gün telefon
etti bana. 'Cevher Bey interStar son güne kadar,
4 saat öncesine kadar beni spotlarda göstermesi-
ne rağmen o akşam benim röportajımı yayımla-
madı' dedi. Ertesi gün de o çocuklann nepsi ora-
dan istifa etti. Neden? Çünkü gaye başkaydı.
Zannediyordu ki KasteUi'yi kamuoyıında yerden
yere vuracaklar, interStar da bundan büyük keyif
duyacaktı."
İSO Başkanı Haaoğlu aday olmayacak
Giderayak
acı konuştu
• İSO'nundün
yapılan aybk olağan
meclis toplantısında
"Önümüzdeki dönem,
görev almamayı
düşünmekteyim. Bu
karanm kesindir" diye
konuşan Memduh
Hacıoğlu, meclis
üyelerinden "Genç
arkadaşlann yönetime
gelmeleri için" teklifte
bulunmalannı istedi.
Ekonomi Servisi - tstanbul
Sanayi Odası (İSO) Yönetim
Kurulu Başkanı Memduh Ha-
aoğlu, kasım ayında yapılacak
meclis seçimlerinde yeniden
aday olmayacağını açıkladı.
ÎSO'nun dün yapılan aylık ola-
ğan meclis toplantısında "önü-
müzdeki dönem, görev almama-
yı düşünmekteyim. Bu karanm
kesindir" diye konuşan Haaoğ-
lu. mecbs üyelerinden "gencleri
yönetime getirmelerini" istedi.
Hacıoğlu, Yönetim Kurulu
Başkanı olarak İSO Meclisnde
yaptığı son konuşmada. Güney-
doğu Bölgesi'ndeki geüşmelere
de değinerek siyasi partileri bir-
Bk icinde hareket etmeye çağır-
dı. Göneydoğu'da sadece askeri
cözümûn yeterli olmayacağmı
vurgulayan Hacıoğlu "O bölge-
ain sosyal ve siyasi çözümü için
siyasetçilerin bir araya gelerek
çözüm bulmalan gerekiyor" di-
ye konuştu.
İSO Meclis Başkanı Ömer
Dinçkök de Güneydoğu'daki
yasa dışı eylemlerin hedef değiş-
tirerek işgal hareketine dönüş-
tüğunü belirterek ordunun
burada kurtuluş savaşı verdıği-
ni ifade etti. Bu ortamda iş ya-
pamayan bir parlamentonun
görevde olduğunu savunan
Dinçkök "Biz çauşan, iş yapan
bir parlamento istiyoruz" diye
konuştu.
İSO Yönetim kurulu Başka-
nı Memduh Haaoğlu, meclis
toplantısında yaptığı veda ko-
nuşmasında önümüzdeki sene-
nin çok zor bir atmosferde ge-
çeceğini ve ekonominin artık
Yıld«lar
çok yakında;
1995 yıhnda
ekonomik sınırlar kalkıyor!
Türkiye ile Avrupa Topluluğu
arasında "Gümrük Birliği"
kuruluyor. Bu, malların serbestçe
A
^
İSO Başkanı Hacıoğlu kararlı.
günlük politikalarla idare edıle-
meyeceğı uyansında bulundu.
1994 yılında bütçe açığının ön-
görülenın 2 katına ulaşarak 400
trilyonu bulacağını savunan
Hacıoğlu, açığı karşılamak için
600 trilyon borçlanılacağını ve
bu borç için 450 trilyon lira faiz
ödeneceğini söyledi. Faiz gelir-
lerinden ancak yüzde 10 vergi
alındığına dıkkat çeken Haa-
oğlu, "450 trilyonu vergi dışı bı-
rakıp vergi reformu yapacağm,
hasdatı arttıracağpn demek ger-
çekçi değil." görüşünü savun-
du.
Haaoğlu, İSO Yönetim Ku-
rulu başkanlığını sürdürdüğü 4
sene ıçındeki olumsuzluklan da
dile geürerek şöyle konuştu:
"Geniş çaplı özel sektör, hükü-
met ve bürokrasi diyaloğu kunı-
lamadı. Görev yaptığunız 4 sene
icinde 4 kere hükümet değişti.
Her hükümete aynı şeyleri tek-
rarlamaktan biraz patinaj yap-
tık. Özel sektör olarak ortak
görüşterimizi birlikte dile getire-
medik. Türkiye'nin özel sektörü
de siyasi partileri gibi parça par-
ça. Kendi sanayicimizle tam ola-
rak bütünleşemedik. Özellikle
sanayinin orta ve uzun vadeli
perspektifı açtsından yapılan
toplantılara çok az sanayici ka-
tıldı. Sanayici sadece önünü gör-
mekte."
Memduh Haaoğlu, "Türki-
ye >erimli ve üretken bir toplum
oünalıdır. Özellikle rant peşinde
koşan bir toplum olduğu takdir-
de sorunlarımızm daha da büyü-
yeceğini göreceğiz" diyerek
konuşmasını noktaladı.
vergilerinin, fonların, harçların,
kotaların kaldırılması demek. Bunların
da ötesinde AT'nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı
kota, anti-damping, anti-sübvansiyon koruma
uygulamalarının icinde yer almak demek.
Kısacası bu Türkiye'nin ekonomik sınırlarını
kaldırması ve koruma duvarlarının yıkılması demek!
Görülüyor; yıldızlar çok yakında! Yakın gelecekte
yaşayacağımız yeni ekonomik ortama hazır mıyız?
Hazır mısınız?
Gümrük Birliği'nin yaratacağı değişim hakkında
"doğru bilgi" ye sahip misiniz?
Piar-Gallup bu ihtiyaca cevap vermek için özel bir
bölüm oluşturdu: PİAR-AT
PİAR-AT; Türk ekonomi dünyasının bu önemli
geçiş sürecinde, düzenli bilgi akışını sağlayacak,
ayrıca isteğe özel projeler gerçekleştirecek.
Yıldızlar gelmeden yıldızlara ulaşmak isteyen tüm kişi
ve kuruluşlar (0212) 27A 32 52 ve (0212) 273 05 78
numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alabilirler.
P I A R A R A Ş T I R M A L I M I T E D Ş I R K E T I
Gazeteciler Mahallesı 23 Temmuz Mevdanı
No 8 Esentepe 80300 Istanbul
Tel (0212) 274 55 66 / 5Hat
Fax ( 0212 ) 272 66 27
t
lAf-U-U-
T I T I I
TrTl
GALLUP
IŞÇİNİIŞÇİNİN EVRENINDEN
ŞÜKRANKETENCİ
Yol Ayrımı
Güneydoğu'da tırmanan terörü kaygı ile izliyor,
başka konular, gelişmelerle pek fazla ilgilenemiyo-
ruz. Yarım yamalak demokrasimiz için oluşturduğu
büyük tehdit, insanlarımızın çektiği acılar karşısında,
yaşamın başka alanlarında olup bitenler önemini yi-
tirmiş gibi gözüküyor. Sağlık çalışanlarmın 'beyaz ey-
lemi', özelleştirmeye ilişkin haberler gazetelerin iç
sayfalarına giriyor.
insanımız özgür seçimi dışında bir yol ayrımına sü-
rükleniyor. Kan ve acıdan başka bir şey getirmeye-
cek bir cepheleşmeden kurtulmayı, demokrasinin
aydınlığına doğru seferber olmayı başarmak zorun-
dayız. Zorluklar, tehdit Doyutlandıkça, bireyin ve ör-
gütlerin yanlış yapma, olanlara seyirci kalma lüksleri
azalıyor.
Dünya, ülkemiz ve yaşamımızla ilgili olup bıtenlere
karşı bireysel ve toplumsal çıkarlarımız doğrultusun-
da sağhklı ve gereklı tepkileri gosterebılmemiz gide-
rek önem kazanıyor. Daha doğrusu zorunlu oluyor.
Bir yandan da doğruyu görmek ve bulmak da giderek
zorlaşıyor.
••• :
12 Eylül askeri darbesi karşısında, sivil bireyler ola-
rak karşı durmak guç olarak olanaksızdı belki, ancak
yine de demokrasiden yana olmak, demokrasiyi, in-
san haklarını savunmak, doğru bir çizgiyi tutturabil-
mek çok daha kolaydı. Türkiye üzerinde, Ortadoğu
haritasını ve Lozan'ı da değiştirmek üzere dışarıdani
oynanan büyük oyunlar karşısında, PKK terörü böyle-
sine tırmandırmışken, demokrasi, insan hakları çizgi-
sini doğru çizebilmek çok zor. Hele de insanımıza
doğru çizgiyi çizmede yardımcı olabilecek nitelikte si-
yasal partiler, sendikal ve demokratik orgütlenmeler
olmayı nca.
insan hakları, ülke çıkarı, toplum yararı, ırkçılık
sınırlarını doğru çizebilmek giderek güçleşiyor. Siz
çağdaş bir aydın olarak insan haklarını savunuyorsu-
nuz. Birde bakıyorsunuz ki insan haklarını savunma
amacının dışına taşan siyasi hesapların oyuncağı ol-
muşsunuz.
Devlet terörüne, devlet güçlerini elinde tutan çıkar
güçlerine karşı verdiğiniz mücadele, sizin savun-
manız söz konusu olmayan sonuçlar için araç olarak
kullanılıyor. Bir yandan da yaşanan çatışmalar sizi
insan hakları ile çelişen ilkel tepkilere sürüklüyor.
Bugüne kadar asla Türkçülük ya da Kürtçülük yap-
mayı düşünmemiş insanlar, birçok tepki ve davranı-
şlarında, bal gibi ırkçılığın ürkütücü girdabına sürük-
lenmiş oluyor.
Kültür mirası olarak, yaşamları boyunca bu türden
ürkütücü ayrımcılığı hiç düşünmemiş insanların, ya-
şamın ayrıntı gibi görünen birçok masum alanında,
komşuluk, alışveriş ılişkilerinde ayrımcılığa başala-
maları çok büyük bir tehdidi oluşturuyor. Bugünden
sonra demokrat, insan haklarından yana, aydın geçi-
nen herkese, sendikalara, demokratik örgütlere, si-
yasi partilere çok daha büyük sorumluluklar ve gö-
revler düşüyor.
•••
Bir yandan da bu can yakıcı konunun dışında kalan,
önemsizmiş gibi görünen çok önemli diğer sorunlara
olan ilgiyi yitirmemek, mücadele alanlarından geri
adım atmamak gerekiyor. Güneydoğu sorunu kamu
çalışanlarmın sendikal haklarının bir türlü verilme-
mesinin gerekçesi olamamalı. Güneydoğu sorunu
memurun enflasyon karşısında komik kalan ücret
artışına yönelik tepkileri unutturamamalı.
Güneydoğu sorunu, temiz sendikacı, temiz siyaset-
çi arayışlarını gündemden çıkaramamalı. Kamu biri-
kimlerinin yağmalanması, bütçe açıklarının kapatıl-
ması eylemine dönüşen özelleştirmeye karşı tepkile-
ri durduramamalı.
Dahası sendıkalar işçi üyelerine Güneydoğu soru-
nunda, işçi çıkarları, bilinci doğrultusunda yol göste-
rici olabilmeli. En azından bugün yaptıklan gibi, öyle
bir sorun yokmuş, Türkiye'de değil de uzayda yaşı-
yorlarmış gibi davranamamalı.
İşçi, memur, aydın, çalışan, emeği ile geçinen her-
kesin öncelikle kendi örgütüne sahip çıkmasının gi-
derek daha fazla önem ve anlamı artıyor. İşçinin, çalı-
şanın örgütünün güvenilir ellerde olması giderek
daha büyük önem kazanıyor. Sendikaları, işçi taban-
dan kopmuş. işçi çıkarları ile karşı karşıya, yoz-
laşmış, her tür kirlenmeye bulaşmış kadrolardan kur-
tarmak öncelik alıyor.
Konut kredisi için yılbaşına yeîişecekler
Inşaatlarda
amansızyanş
Elkonomi Servisi - Kış aylan-
na gjrilmesiyle inşaat mevsimi
sona ererken. kooperatıf inşa-
atlannda amansız bir yanş baş-
ladı. Türkiye'nin dört bir yanı-
nda yağmur çamur demeden
fazladan bir çivi daha çakmaya
çalışan kooperatiflerin bu ça-
bası 60 milyonluk konut kredi-
sini alabilrnek için. İnşaatın ka-
litesi iyi olmuş, kötü olmuş
önemli değil, yeterki ocak ayına
kadar yüzde 40 seviyeye
ulaşılsın.
Toplu Konut İdaresi'nce,
krediye hak kazanma koşulu
inşaat seviyesinın yüzde 50'sin-
den yüzde 40'ına ındirilirken,
bunun için 1994 yıh ocak ayma
kadar süre tanınması konut ko-
operaüflerini sıkmtıya soktu.
Uzun bir süredir toplu konut
kredisi kullanamayan koopera-
tifler, ocak ayına kadar inşaat-
lannı yanlayamazlarsa yine
kredısız kalacaklar.
Toplu Konut Fonu'nun ilk
kez bütçeye dahıl olduğu bu yıl
icinde, Toplu Konut Idaresi'ne
yılbaşmda aynlan 3.9 trilyon li-
ralık ödeneğin ancak 1.8 tril-
yonunu kullanma hakkı tanın-
dığı belırtiliyor. TOKİ'nin kay-
nak sıkıntısı icinde bir daha ne
zaman kredi dağıtacağının belli
olmayışı da kooperatiflerin en-
dişesini arttınyor.
Murat Karayalçın'ın SHP ge-
nel başkanlığına seçılışının
ardından Türkiye Kent Koope-
ratifleri Merkez Birliği (Türk-
kent) genel başkanlığına getiri-
len Oğuz Soy dan, "kooperatifle-
rin yanştınlmasından vazgeçfl-
mesüiT' istedi. Oğuz Soy dan,
"Şu taribe kadar gelirsen kredi
alırsın" mantığının, kooperatif-
lerin inşaatlan yetıştirmek için
kaliteden vazgecmek zorunda
kalmalanna yol açtığını vurgu-
ladı.
Oğuz Soydan, metre kare
inşaat maliyetinin 2 milyon lira-
ya ulaştıgı günümüzde, 50 mil-
yon lıradan 60 milyon liraya
yükseltilen toplu konut kredisi-
nin, maliyet icinde ancak yüzde
30'luk kısmı karşıladığını da
hatırlattı. Bu kredinin verilme-
ye başlandığı 1984 yılında inşa-
at maliyetinin yüzde 81'ni
karşıladığını, sonra bu oranın
yüzde ll'e kadar gerilediğini
belirten Soydan, "Ne banka-
lann, ne devletin yaptığı konut-
larla konut sorunu çözülmez.
Kredilendirmede 1984'teki ko-
şullara dönmek gerekiyor*'dedi.
Soydan ."İktidardaki bir parti-
miz seçünden önce meydanlarda
anahtar sallayarak oy istedi Ve
bunda da başardı oÜdu. Ama
şimdi bu anahtar v aatleri unutul-
muş gibi gözüküyor. Onun için
biz Türkkent olarak Türkiye'nin
dört bir yanında anahtarı hatı-
rlatma toplanrıları düzenieyece-
ğiz" bıçımınde konuştu.