Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İAYFA CUMHURIYET 27 EKIM 1993 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
\blsuzluğakarşıyerelyönetimmahkemeleri
Yolsuzluklann kaynağı İdare'nın "takdır hakkı" akılcı
dizenlemelerle azalalmalı, bazı beledı>elerde "yerel yonetım
mıhkemelen", sıyasal partılerde ıse "sıyasal yargı organlan"
kıruhnahdır
GÜRSEL ÜSTÜN İstanbulBarosu A vukatlarından
A
nayasa Mahkemesı
Başkanı Sayın Yekta
Güngor özden, "Ülke-
mizi aydınlığa hukuk
çıkaracaktır" dıyor.
doğrudur Gerçı. baa
sıyasılerce hukuk adeta "laf salatası"
saylmakta. dunvanın "teknolojı" et-
rafinda donduğu felsefesı benımsen-
mettedır Ancak. bu sıyasılenn ozen-
dığ. Baü toplumlannda. hukuk bılımı-
nın yıldızı tekrar parlamakta ve
"hukıık, teknolojinin de > egâne sigorta-
Mdr" goruşu kabul edılmektedır Ul-
kenızde ıse 1980 lı yıllarda fılızlenen
"işMtir. köşeyi dön" felsefesının toplu-
mua farlclı kesımlennce ne denlı be-
nıırsendığı tSKİ olayı ıle vurgulanınca
(nıhayet) ruşvete yolsuzluğa karşı ya-
sal iüzenlemeler cıddı olarak gundeme
gelmış bulunuyor Ne var kı, tasarla-
nan duzenlemelenn >etennce etkıh
olacağı kuşkuludur Çunku ruşvet ya
da yolsuzluğun görunum bıçımı (ge-
nellıkle) arsa ya da malzeme alımı, in-
şaat ihalesi. hakediş ödemesi, fıyat
farlı şeklınde oluşmaktadır ve bunla-
nn nerede>se tumu idari nıtelıkte ka-
rarlardan ışlemlerden kaynaklan-
maktadır Yoneümdekı partızanlann
yasadışı eğılımlennın de korukredığı
bu tür ıdan kararlar ışlemlere karşı
idari yargı denetimi ıse "yok düze-
yinde"dır Başka bır deyı^le yurutme
organı bu ışlemlennde eylemlennde
başıboş bırakılmıştır, bu tur olavlarda
yurütme ıle yargı arasında "olması ge-
reken anayasal denge" uygulamada
ortadan kalkrruşlır Gerçı Anayasa m.
125 uyannca "Idare'nin her türlü eylem
ve işJemlerine karşı" yargı yolu açıktır
ancak mevcut sısterrumızde >argı de-
netımı ıçın öncelıkle bır "davacı"ya
gerek vardır, yurütmenın her evlern ya
da ışlemının kendiliğinden yargı deneti-
mine tabı olması (aynk durumlar) dı-
şında soz konusu değıldır Bo> le olun-
ca, haksız eylem ışlemlere karşı çıkma
yurekkhğını bulamayan bıreyler, bır
de bolgesel ıdan yargı organlannın
merkezı>etçı. >avaş ışleyen yapısı kar-
şısında suskun kalmaktadırlar Bu
suskunluk ıse haksız eylem ışlemlerde
(ozellıkle) yerel >onetım organlannı
daha da cesaretlendırmekte. yolsuzluk
ve rûşvet, meydanı boş bulmaktadır
Ruşvetın ya da yolsuzluğun oluşum
zmcınndekı olumsuz halkalardan en
onemlısı kamu gorevhlennın (yurüt-
menın) "takdir hakkı"dır Idare huku-
ku sısterrumızde, "vürütmenın takdir
hakkı"nın yenı kurallara bağlanma-
sında sayısız >arar vardır Şu andakı
uvgulamada, bırey (vatandaş) yurut-
meye (memura) başvurduğunda "ku-
raP' memurun vatandaşa "hajır, bu iş
olmaz" demesıdır, "istisna" ıse -kı çok
kez memura çıkar sağlayarak- "evet,
lsteğin kabul edildi" yanıtıdır Bunun
yasal dayanağı ıse (odacısından genel
müdurune kadar) yurutmeye tanınan
"takdir hakkı"dır Dolayısıvla. devle-
ün tum yurutme gorevhlen duze>ınde
(odaasından genel müdurune kadar)
"takdir hakkı" konusunda oyle bır ya-
sal duzenleme>e gıdılmelıdır kı, kural.
\atandaşın ısteğını kabul etmek. ıstıs-
na vatandaşın talebını (fevkalade hak-
lı gerekçelerle \e sorumluluk yuklenı-
lerek) reddetmek olsun Bunu kısaca
şpvle ıfade etmek mumkündur "tda-
renin takdir hakkı, bireyin aleyhine
ancak aynk durumlarda >e ktşisel so-
rumluluk aJınarak kullanılabüir." Boy-
lece, ruşvetçı memurun en guçlu yol-
suzluk sılahı olan "takdir hakkı" ehn-
den alınmış olacakür Ancak. bunu
kım denetlevecektır
9
Yurütmenın
kendı deneümını kendı organlan ıle
yapması halınde, uygulamadakı so-
nuç değışmeyecektır, dolayısıvla. ış
(gene) namuslu bağımsız hukukçula-
ra duşmektedır
Yerel yönetim mahkemeleri
Nedır yapılması gereken9
Bır yan-
dan tum ıdan >argı organlan aynen
korunurken ote yandan (behrlı bu-
yukluktekı) her yerel yönetim içinde
(hatta tûzel kışılığı olan tum kamu ku-
ruluşlannda) dar yetkili bağımsız yargı
kurumlan kurulmalıdır Yenne gore
tek ya da üç uzman yargıçtan oluşacak
bu "yerel yönetim mahkemeleri" (bır
şıkayet olmasa dahı ya da şıkayetçının
kımlığı gızlı tutularak) yurütmenın
yolsuzluk ya da ruşvet olaylanna ilk
derece mahkemesi olarak mudahale
edebılmelı ve yerel yonetımın haksız
yolsuz ışlemlennı (yasadışı ıhalelen.
yolsuz ımar durumu duzenlenmesını
haksız odeme odememe kararlannı )
ıptal edebılmelıdır Aynı yerel yonetım
mahkemelen. şıkâyet olduğunda (vu-
rutmenın uzantısı olan) savcılarca du-
zenlenmış bır ıddıaname olmaksızın
şahsi ceza da>ası sıstemınde olduğu gı-
bı kuşkulu kışılenn (memur, aracı.
muteahhıt ) yargılanmalan ıçın "ce-
za mahkemesi" olarak gorev yapabıl-
melı, en azından bır tur "iddianame"
duzenleyıp sanıklan (yargılanmak
uzere) adli yargı organlanna gondere-
bılmelıdır Önerdığımız yerel yönetim
mahkemeleri'nde gorev yapacak var-
gıçlar. ılende uyuşmazlıklara muda-
hale edeceklen kurumlarda beledıye-
lerde (en az) bır yılbk staj yapmak
suretıyle. bu kurumlann ışleyış tarzını
en ıyı şekılde oğrenecek tarzda yetıştı-
nlmelı, ancak gorevlennı (soz konusu
kurumlarda değıl) ayn bınalarda ya
da adhyelerde. tamamen bağımsız ola-
rak yapmalıdırlar Hatta, bu tur yargı
denetimi yapacak yargıçlann. hukuk
fakultesıne ek olarak (yerel vonetım-
lerde volsuzluk kaynağı olan) teknik
va da mali, tıbbi konularda ıkıncı bır
eğıtımden gecmış kışılerden seçılmele-
n uzennde de durulmalıdır
Bır tur "kamu denetçisi" olarak ta-
nımlayabıleceğımız bu tur yargıçlar
yabancı hukuk sıstemlennde değışık
şekıllerde yer almaktadır, İskandınav
ulkelennde "ombudsman" (eskı) Sov-
yet hukukunda "procuratura" olarak
adlandınlan kamu denetçılennı '"ör-
nek" olarak kabul etmek mumkündur
(*) Gerçı. önerdığımız sıstem. ne "om-
budsman" ne de "procuratura" sıste-
mının aynısıdır, ancak (bılındığı gjbı)
akılcı bır yabana sıstemı ay nen alroak
yenne Turkıye koşullanna uyarla-
mak, ulkenın ıdan sosyal yapısının
gereğıdır
Şunu da eklemek gerekır kı sıyasal
partilerin hukuksal yapısı da gerek
partı ıçı gerekse partı dışı yolsuzlukla-
ra, haksızhklara davetıye çıkarmakta-
dır Anayasa hukukumuzda "siyasi
partiler demokrasinin vazgeçUraez un-
surlarıdır" denılmekle beraber. ıtıraf
etmek gerekır kı sıyasal partılenmızde
"gercek demokrasi" yoktur Çunku.
"delege oyunlan". "parayla oy satın al-
ma", "genel merkezce görevden alın-
rna" olaylan devamlı gundemdedır,
çoğunluk daima azınlığı ezer; bazen en
masum çıkışlar bıle "'disıplin kurullan'-
'nca venlen "ihraç kararı'" ıle cezalan-
dınlır delege oyunlan ve hıle, demok-
ratık ılkelen torpuler Disıplin kurul-
lannın kararlanna karşı (uygulama-
da) başvurulacak bır başka organ
yoktur Bo>le olunca. yerel yonetıme
gelen bır partı ıcınde. partıye hâkım
olan gruplar hızıpler adeta bır "cunta
yonetimi" korkusuzluğuyla her turlu
haksızlığa. yolsuzluğa, adam kayır-
maya yönelebılmektedır
Sıvasal partılenn yapısından bu sa-
kıncalan temızlemek ıçın (adlı, ıdan
asken yargı kurumlan yanında) bır de
"sijasal jargı" sıstemı kurmak gere-
kır Boylece, disıplin kurullan yenne
gene o sıyasal partı ıcınde gorev yapa-
cak ve (belkı de) o sıyasal partı men-
suplannca secılecek "sıyasal yargı
organlan" kurulmalıdır Bu "sıyasal
yargı oranlan" avukatlık yargıçlık
deneyımı olan partılıler arasından (or-
neğın on vıl ıçın) seçılmış kışılerden
oluşacaktır Seçıldıklen andan ıtıba-
ren partıyle ılışkılen kesılen tamamen
bağımsız statudekı bu "siyasi yargıç-
lar" (obur yargıçlar gıbı) devletten
maaş alacaklardır Belkı de hıçbır ya-
bana hukuk sıstemınde yer almayan
bovle bır kurum hukukçu meslektaş-
lanmıza ters gelebılır ancak tum sos-
yal yaralanmızı sarmak ıçın her za-
man "yabancı bir merhem"e gerek
olmadığı gıbı, en azından bu konuyu
tartışmay a açmakta da yarar vardır
Ozellıkle vurgulamak gerekır kı. bu
onenlenn gundeme geünlmesı hıçbır
şekılde "yargıçlar doleti" ozlemınden
kaynaklanmamaktadır (**) Ancak,
yerel yonetımler ve siyasal parülerdekı
"yargı denetimi etkisJzliğTnden kay-
naklanan başıboşluğun ancak anılan
turden yasal duzenlemelerle onlenece-
ğı kanısındayım Şu da var kı, yasama
veya yurutme erkı ıle orneksemek ge-
reicırse. Turkıye'de yargı erkı (kuvvet-
ler aynlığı ılkesınce etkıh olabılmesıne
ızın venlen alanlarda) en özvenh, en
çalışkan dev let gucu olmaya devam et-
mekte, yetenekh yargıçlar yeüştırmek-
te. ender aynk olaylar dışında, guven
vena şekılde gorev yapmaktadır
Sonuç
Ruşvet ve yolsuzluklann engellen-
mesı ıçın, donemsel "mal biMirimi" ya
da "cezaların yûkseltilmesi" gıbı ön-
lemler yeterlı değıldır Bu tür olaylar-
da yurutme ıle yargı arasındakı denge-
yı guçlendırmek gerekır Dolayısıyla,
"bolgesel bazda" yetersız kalan ıdan
yargı denetimi, "kurumsal düzey"de
yaygınlaştınlmalı ve "jerel yönetinı
mahkemeleri" kurulmalıdır Bunun
yanında. sıyasal partılere "gerçek iç
demokrasi"yT getırebılmek ıçın, "disip-
Kn kurullan" yenne, gene aynı partı
mensuplannca secılecek bağımsız siya-
sal yargı organlan yetkılendınlmelı, en
azından bu konu gundeme alınarak,
tarüşmaya açılmalıdır
(•) Gozubuyûk AS Yönetsel Yarp Ankara
1983 s M Uvedıpnot lOdakıdığereserler
(**) Varpıav 11 Hukuk Daıresı eskı Ba^kanı
Sa>m Ismaıl Doganav ın vığıtçe ve bılımsel bır ay
nko> vererek karşı çıktığı V argıla> ın ı HGK 30
11 1984 11 HGK 14 01 1976 5 4) yuksek mah
keme başkan ve uveiennın hukukı sorumlulugu ıçın
dava açılabılmesı ancak ceza mahkemesınce venl-
mışbır mahkumıveıhukmununtarüğı nabagbdır
jeklındekı >erleşık ılkesını {Insan Haklan Sözleş-
mesı ndekı hak arama ozgurluğu neaykın olduğu
ıçın) Avnıpa tnsan Haklan Dıvanı na golurmuş ol-
mam vargıçlar devleü ndcn \ana olmadığımın
açık bır kanıtıdır Sn tsmaıl Doganav ın aynk oyu
ıçın bkz Kuru B Hukuk Muhakemelen Lsulu,
Cılt V Ankara 1986 s 4681 vd
ARADABIR
ATILLA COSKUN
'Ulusal Tarhşma
Platformu' Ama Nasıl?..Bazı gazetelerde yer alan haberlere gore Sayın Murat
Karayalçın, Sayın Tansu Çiller'le yaptığı bırtelefon goruş-
mesınınardından PKKteroruve Kurtsorunu' konusunda
tum kamuoyuna bır çağrıda bulundu
Karayalçın " ,«. , . # • • *
- Turkıye ıle ılgılı herkesın sorunu enıne boyuna tartışa-
cağı bır platform oluşturacağız Kımse korkmasm Ne du-
şunuyorsa soylesın Soylesın kı, bunlarm toplamından
ortaya bır duşunce demetı çıksın Bu duşuncelerın toplamı
hukumete ve ulkeye yol gostersın Şımdıye kadar sadece
asken çozum uzennde duruldu Bunun da sorunu çozme-
dığı artık anlasıldı Turkıye on yıldır aynı yolu denıyor
Demek kı bır yerde hata yapılıyor Işte şımdı bız, yenı bır
yol açmak ıstıyoruz
Sayın Karayalçın'ın sorunu değerlendırış bıçımı açık ve
nettır Yaşanan gerçek tum yahnlığı ıle ortaya konulmuştur
sorunu sadece asken yontemle çozmek olanaklı değıl-
dır
Ve yenı bır yol onerıyor Karayalçın "Ulusal tartışma
platformu
- Herkes sorunu enıne boyuna tartışsın Kımse korkma-
sın Ne dusunuyorsa soylesın
-Pekı ama nasıl
9
Iste tam bu noktada yakın geçmısten bazı deneyımler
akla gelıyor
DEP Genel Başkanı Sayın Yasar Kaya, 'Kurt sorunu '
uzerıne goruşlerını açıkladığı ıçın tutuklandı Hem de bır-
kaç kez Sayın Fehmi Işıklar'ın mılletvekıllığı de bu neden-
le dusuruldu TBKP SP ve HEP de bu nedenle kapatıldı-
lar Devlet Guvenlık Mahkemeleri ndekı bınlerce dosya
dabu konu ıle ılgılı
Gerçeğın bu yuzu, hıç de ıç açıcı değıldır
12 Eylul un demokrasi karsıtı otorıter anayasa duzenı
Siyasi Partıler Yasası ve Terorle Mucadele Yasası 'nın 8-
ıncı maddesı yumrlukte bulunduğu surece ' Kurt sorunu
çerçevesınde ozgurce dusunce açıklayabılmek, somut co-
zum onerılenyle tartışmalara katılabılmek, yasal anlamda
olanaklı değıldır ^
Teror konusunda koalısyon hukumetının onunde tek bır
seçenek gorunuyor koalısyon protokolunun demokratık-
leşme programını yenne getırmek
Hukumet protokolunde 1982 Anayasası ulkenın demok-
ratık gelışmesının onunde cıddı bır engel olarak adlandırıl-
maktadır 1982 Anayasası'nın ve onun doğrultusundaçıka-
rılmış dığer yasaların demokratık bır nıtelığe kavuşturul-
ması hukumetın temel amaçları arasında sayılmıştır
Bu amacın gerçeklesmesı yolunda ılerledıkçe ancak o
zaman Kurtsorunu odağındaherkesıngorusveonerıle-
rını ozgurce soylemesını ıstemenın bır anlamı ve yararı
olabılecektır
Duşunce ozgurluğunun bulunmadığı bır toplumda, sağ-
lıklı ve guvencelı bır dıyalog ve tartışma platformu nasıl
oEuşturulabılır kı^
önce duşunce özgurluğu
Duşunce, ıçerığı ne olursa olsun korunması gereken te-
mel ınsan haklanndandır Demokratık rejımlerde dusunce
özgurluğu, yalnız kurulu duzene ve anayasaya uygun du-
şunenlerın değıl herkesın hakkıdır dusunce, suça konu
olamaz
Demokratık rejımlerde tartısılmayacak hıçbır konu yok-
tur, çağdas demokrasi bılıncının gereğıdır bu
Batı demokrasılerınde etnık azınhklardan gelen ayrılıkçı
polıtık duşunceler ıle ıhtılalcı duşunceler de dahıl olmak
uzere, dusunce açıklama ozgurluğune sınır konulmamak-
tadır Her dusuncenın toplum yasamında ozgurce açıkla-
nabılmesı vetartışılabılmesı kabul edılmektedır
Demokratık rejımlerde dusur>ce ozgurluğune ılıskın ka-
bul edılebılır sınır dusuncenın yıkıcı eyleme çağrı , 'sa-
vaş kışkırtıcılıgı , faşıst, ırkçı ve ayırımcı ajıtasyon' gıbı
' ınsanlık suçu ' kapsamında yer alan eylemler yonunden
soz konusudur
' Kurt sorunu uzerıne eğer tartışılmak ıstenıyorsa, ön-
celıkle Terorle Mucadele Yasası nın dusunceyı suç ' sa-
yan 8 maddesını ve Siyasi Partıler Yasası nın ılıskın tum
hukumlerını, hemen degıstırmek gerekıyor Hukumetın
parlamento çoğunluğu bu yasaların değıstırılebılmesıne
olanak vermektedır
Toplumumuz dıyalog kulturune gorus ve dusuncelerı
ozgurce açıklayabılme uygarca tartısabılme kulturune el-
bette ulaşacaktır Dıleğımız bu surenın daha çok sancılı
geçmemesıdır Her seye rağmen karamsar olmamak ge-
rekıyor
TARTIŞMA
ÜniversiteYasası
S
ayın Ahmet Cemal'ın
7Ekıml993tanhh
Cumhuriyet2'de
yayımlanan
"UnİYersitelerve
YasaJar"başhklı.
değerlı yaasını zevkle
okudum Yazıda ılen surulen
fıkırlenn tumune katıhy orum
ozellıkle Kuzey Amerika
unıversıtelen ıçın bızım
anladığımız anlamda yasal
duzenlemeler yoktur
Demokraük, çağdaş unıversıte
ve unıversıte ozerkhğı yasalarla
gûvenceye alınmış değıldır
Ancak, aksı davranışlara
kamuoyu ızın vermez Kamu
vıcdanı özerk unıversıtenın
koruyucusudur Bızulkemızde
bunu yasalarla saglamaya
çalışıyoruz Yaşam bıçımı
olarak demokraayı
özümseyememış
toplumumuzda bunu yasalarla
sağlamak hıç kolay değıldır
Demokrasi önce kafalarda
yeşermelıdır Dahasıvar,
demokrasi, unıversıte ıçın
sadece gerek kosuldur, fakat
yeterlı değıldır Ünıversıtede
bılımsel kahte de eşdeğer
onemdedır
Soz konusu güzel yazının
etkısıyle "biz ne y apabüirız"
sorusunu kendıme sormadan
duramadım öncelıkle şunu
behrtmebyım, yazıda ıfade
edıldığı abı, 1960-80 arası
Tflrldye dekı uruversıtelerde
ozgur bılımsel ortama rağmen
bır bılımsel gelışme ve patlama
olmamıştır Bunun ıkı onemlı
nedenıvardı Bınncısı,
unıversıte o ortamda dahı
demokratık yaşam bıçımını
gercekleştırememıştır Devletın
sağladığı ozgur ortamda
kışılenn sultası alabıldığıne
suruyordu Dığer bır deyışle.
ünıversıte ozgur bırakılmıştı,
ancak ıçerde Atina demokrasisi,
özgur hegemony aalar
buyurganlıâ egemendı Ikına
neden ıse bıümsel kahtedır
Bugunkü kadar kötu
olmamakla bırlıkte, yeterlı
değıldı Ünıversıtelenn başbca
ıkı gorevı vardır Duşünmesını
bılen ınsanlar yetıştırmek,
dığen de bılıme katkıda
bulunmakür Yukanda
çerçevesı kabaca çızılen
umversıte ıse bunlan
sağlamaktan uzaktı ve söz
konusu patlamayı
sağlayamazdı Bu unıversıteler,
Sayın Ahmet Cemal'ın
yazısında konu ettığı gıbı,
bilimsei özgürlük, özerk
üniversite bemm konumdur, oou
yaratmak benim tekeümdedir
dıy erek ortaya çıkacak, bu
varlığı gotürecek yetkınbkte
değıldı Boylece,Turk
unıversıtelennı duşunenler
daıma bır yasa beklentısı ıcınde
olmuslardır Bugun ıse durum
daha kotudur ve unıv ersıteler,
ozerk. demokratık ve çağdaş
unıversıte sorununu çozmek
olanağından daha da
uzakürlar Türkıve, genel
olarak, bu sorunfanna sahıp
çıkacak ve onlan kendısı
çozebılecek unıversıtelere sahıp
değıldır Sorunun buyuklüğû
de asıl buradan
kaynaklanmaktadır Bu
durumda yapılacak şey,
dev nmsel nıtelıkte bır değışım
olmalıdır Aksı halde çağdaş ve
demokraük ünıversıteye
ulaşma y onunde hıçbır şey
yapılmamış olacakür
Prof. Dr. Şarman
Gençay
tTÜNükleerEneıji
Enstitüsü
Bağımsız Merkez Bankası arayışlan
KJ
apıtalıst
dunyada ıflas
etmış kurumlan
bulup
bunyemıze
ygulamakta
pek ustayızdır Emtıa
ıthalatında olduğu gıbı
demokrasılenn en kotu
kurumlannı ıthal etmekte,
sıstemın ışleyışını kurallar
yenne kışılere bağlamakta
uzenmızeyoktur Nedeolsa
"Batılı gibi duşûnup Şarklı gibi
yaşamayı" seven bır mılleüz
En lıberalımız bıle "birkaç
kişinin bir ulkenın para sistemi
uzennde sınırsız guç sahibi
oünasını" sav unmaktan
kendını alamıy or
Sayın GüneşTaner.
yurtseverlığıne ınandığımız,
dûzenın köhneleşmış
polıtıkalanna karşı
oluşturduğu alternatıf
goruşlenne saygı duyduğumuz
bırpobtıkaa Basından
ızledığımız kadanyla,
Başbakan Sayın Tansu Çiller'le
yaptığı goruşme sırasında
"Bağımsız''bır Merkez
Bankası isteğinde bulunmasına
pek inanamadık >e bunu
yadırgadık.
Adı "Bağımsız Merkez
Bankası" da olsa, sıyasal organ
tarafından etılı bır kontrol
olmaksızın birkaç kışıye guç
veren ve böylece onemlı sıyasal
eylemlen buyuk ölçude kışılık
anzalanna bağımlı kılan bır
sıstemın acılannı başta
Amerika Büieşik Devletkri
olmak uzere Batı dunyası 1930
knzındeyaşamıştır (Bakınız
Miitofi Friedman, Ozgurluk ve
Demokrasi-sh 88 )
Özgurluğe ınananlar açısından
ekonomıyı dennden
sarsabılecek, ılende ozgurlüğü
tehdıtedecek bırguçkaynağına
donuşebılecek. para
mıktanndakı ayarlamalan
(oynamalan) hatalar
yapabılecek birkaç kışıye
bırakan bır sıstem. kotu bır
konudur
Guçlu bırekonomınız ve sıvıl
toplum orgutlemenız > oksa,
uluslararası guç odaklannın
etkısı altına gınnesı pek olası
bıryapınm adı bağımsız
Merkez Bankası da olsa,
ekonomıye parasal ıstıkran
getıremez
Hem ekonomık ıstıkran
sağlayacak, hem de sorumsuz
devlet müdahalesınden uzak
kalabılecek bır parasal sıstemı,
yetkılıler yenne kurallan
konmuş bıryapıya nasıl
donuştürebılınz9
Serbest gınşım ekonomısıne
parasal çerçeveyı sağlayacak.
ama bunu vaparken ekonomık
ve sıyasal özgurluğu tehdıt
edecek bır guç kaynağına
donuşmesı mumkun
olmayacak bır parasal sıstemı
kurmak, guncellığını koruyor
Para polıtıkasını yonetmek ıçın
vasa gucunde kurallar
koyabılen ınsanlann (para
otontelennın) yenne, hukuk
devletını tum kurum ve
kurallanyla gerçekleşürmeye
çalışmak, yapılabılecek en
dogruıştır
Paramıktannın hareketını
duzenlemede, parasal ıstıkrann
sağlanmasmda en çok umut
veren kural "para miktannı
ticari bankalar dtşında bulıuuuı
dolaşımdakı para artı ticari
bankalann tum mevduatını
içerecek" bıçımde tanımlayan
Mılton Fnedman'ın yol
gostencılığıdır
Bu kuralı ışlettıkçe, parasal
sorunlar hakkında daha çok
şey oğrendıkçe, halkın sıyasal
otonteler aracılığıyla para
polıtıkasını kontrol
edebılmesımn mumkun olacağı
ınananı yaymak zorundayız
Av.CELAL
TOPRAKOĞLU
PENCERE
Bu Kafa Değişnıeden...
1960 larda toprak reformu ısteyen aydınları bır kaşık
suda boğmak ıçın butun tutucu guçler seferber olmuş-
lardı O zamanın en ağır suçlaması neydı
- Komunıstler'
Oysa toprak reformu her şeyden once Anadolu nun
guneydoğusunu batısıyla butunleştırmek ıçın gereklıydı,
ama tutucu ve gerıcı guçler ıttıfakının ışıne gelmıyordu
Ağayadaaşıretbeyı elınınaltındakıoydeposunadaya-
narak parlamentoya gırıyordu adam kendısını tasfıye
edecek reforma 'evet der mû Kurtağasının istanbul'-
dakı haramzadeyle ışbırlığı tıkır tıkır yuruyordu, ama
ulkenın batısıyla doğusu gun geçtıkçe bırbırınden kopu-
yordu
Toprak reformu engellendı, batıdakı sermaye bırıkımı
ıçın doğu somuruldukçe somuruldu dırenışler kımı za-
man sıyasal kımı zaman askersel yontemlerle ezıldı
Bugun gelınen noktaya ne bır gunde, ne bır yılda, ne de
beş yılda varılmıştır Turkıye'nın parçalanmasına donuk
en buyuk yatırımı 12 Eylul yaptı, istanbul sermayesı Ana-
dolu nun batısında bayram ederken doğuda alttan alta
bugunler hazırlanıyordu
Unutmayın, her etnık çelışkının temelınde bır ekono-
mık gerekçe yatar
•
SHP Kurt sorununda ustune duşenı yapmak ıçın doğu-
da yukselen polıtıkayı parlamentoya akıtmak ıstedı
1960 larda toprak reformuna karşı çıkan tutucu guçler,
bu kez sosyal demokrat partıye çullandılar Ne oluyor-
du9
Atatürk'un kurduğu partının devamı Kurtçuluğu
Meclıs'e mı sokacaktı? Jsmet Paşa'nın oğlu ne yaptığını
bılıyor muydu7
Geleceğı goremeyenlerın hoşgorusuzluğu çıkarcılar
koalısyonunun desteğıyle sıyaset dunyasında egemen-
leştı Zaten bunlara gore Turkıye'nın butun sorunları bır
sıhırlı formulle çozum lenıverecektı
Neydı oformul?
- Serbest pıyasa1
12 Eylul den bu yana sıyasal lıberalızmı engelleyen,
ekonomık lıberalızmı her derde deva sayanların sulta-
sında yaşayan toplumda derınleşen uçurumlar ulkeyı
kuyusuna çekıyordu, ama anlatabılırsen anlat
Çıkar hırsıyla gozu donmuşlerın egemenlığınde med-
yanın tekelleşmesı serbest tartışma ortamını da yok et-
tı Turkıye serbest pazarda Avrupa yla butunleşıyor
muydu?
Evet, ama nasıl?
Anadolu kendı ıcınde çatlarken Turkıye dış dunyaya
nasıl 'entegre olacaktı"?
Ulke yalnız batısıyla mı ATa gırecektı? Guneydoğu
Olağanustu Hal Bolgesı Avrupa gumruk bırlığının dışın-
da mı kalacaktı?
özal'dan başlayarak devletı şırket gıbı yonetmeye
kalkışan kafaların kadrolaşması, Turkıye Cumhurıyetı'm
on yılda parçalanmanın eşığıne getırmıştır
•
' Terorle savaşım ve demokrasıyı gerçekleştırme '
polıtıkaları bırbırıyle çelışen ıkı yaklaşım değıldır, tersı-
ne, aynı zamanlamanın surecınde uygulamaya konursa
başarı olanağı artar
Tansu Çillerın başbakanlığından bu yana payıtaht
medyası çıldırmış gıbı PTT nın Tsıyle uğraşıyor ve
SHP'yı İSKİ skandalına gommek ıçın çırpınıyordu, Tur-
kıye nın gerçeklerınden uzaklaşanların aklını başına
getırmek ıçın PKK nın çoluk-çocuk bebe-nıne, genç-
yaşlı yuzlerce ınsanı kırımdan geçırmesı mı gerekıyor-
du?
Demokratıkleşmenın ozelleştırmeden onemlı olduğu-
nu ve devlet yonetmekle şırket yonetmenın farkını anla-
dığımız gun, Guneydoğu sorunu çozum surecıne yakla-
şacaktır
YAYINLARI
NAZU ERAY
YILDIZLAR
MEKTUP
YAZARroman / 45 000 lıra
Uzerinde eskı Avusturya Imparatorıçesı Elıza-
beth'ın resmı bulunan çakmakla yakılan bır si-
garanın dumanlarında başlayan romanın coğraf-
yası, anakaraları, kentlerı, geçmışı ve bugunu
dolaştıktan sonra ınsan ruhunu kapsayan geniş
bır alana yayılıyor Gene fantastık, gerçekotesı,
şıırsel bır dıl
Can Yayjnlan'nda yazann öteki kitapkan
Ay Falcısı / roman 32 000
Denız Kenannda Pazaıtesı / roman 30.000
Eskı Gece Parçalan / oyku 45.000
Geceyı Tanıdım / oyku 41 000
Hazıı Dunya / oyku 25.000
Kuş Kafesındekı Tenor / oyku . 40.000
Orphee / roman 32 000
Pasıfik Gunlen / roman . 30.000
Yoldan Geçen Oykuler / oyku . . 49.000
CANYAYIMLARI/BâbıâhCad No 19Kal2 34410Cağaloğlu,Utanbul
PROF.DR. TARIK ZAFER
TUNAY A'NIN ANISINA
ÇARŞAMBA TOPLANTTLARI
Konu: Cumhunyet'ın 70 yılına tanıklık
Sunuş: Mehmet Ö Alkan
Konuşmacı: Ord Prof Dr. Reşat Kaynar
Prof.BahnSava
Tarih: 27 Ekım 1993 Çarşamba
Saafc. 17.00-19.00
Yen İstanbul Büyukşehır Beledıyesı
Tank Zafer Tunaya Kultur Merkea
(Eskı Beyoğlu Evlendırme Daıresı - Tunel)