Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM1993 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Zayıfbir petrol lambası ışığı...
Başkan, Yunus Nadi Bey
maddeleri okumakta, Celal
Nuri karan kaleme
almaktadır...
Sonrasını şöyle yazacaktır:"O
yüce yasayı özel bir kağıt
üzerine, özel bir demir
kalemle ve mavi mürekkeple
yazdık. Birinci madde,
Cumhuriyef le ilgili madde,
saat tam 19.37'de bir alkış
yağmuruarasmda kabul
edildi."
B A S I N D
RUMHURİYET
T A R T I Ş M A S Î
NALANSECKİN
1leri Gazetesi yazan Celal Nuri, Cumhuriyet'in metne geçirilişini anlatıyor:
Denıir kalem, mavi mürekkep-4-
Cehd Nuri, Meclis'teki bu tarihi birle-
şım hakkında İleri Gazetesi'nde şunlan
yazdı:
"Saat 21.00... Pek tatlı bir yorgunluk-
la, tam on bir saat aralıksız çaltştıktan
sonra evime gekUm. Bu satırian yazma
hevesim her türiii ihtiyacımdan üstûn.
Ben canı tez bir adamım. Bu yazıyı mut-
laka.kaleme almak, henüz soğumayan
coşkulu duygularımı kağıda dökmek ts-
tiyonım. Dostum. kardeşim Ahmet Saki
(Antalya milletvekili) Bey: *Şimdi yor-
gunsun. Makaleni yann yazar postaya
verirsûı' diyorsa da, bir türlü duramıyo-
rum. Mutlaka sevincimi yazıya dökece-
ğim. Çfinkü uğrunda çok savaşım verdi-
ğim soylu ulusumun bugün yeni bir kur-
tuiuş dönetnine girdiğini anladım.
"Bu sabah erkenden parti grubunda
topiandık. Orada olan biteni yazmaya-
cağım. Çünkii buna resmi yetkim yokhır.
Şu kadarını söyleyebilirim ki, bu birieşi-
mimiz. resmi oturumumuzu ha/ırlamtştı.
"Anadolu lokantasında çok acele bir
yemek yedik. Caddede. lokantada. Mec-
lis odalarında, koridorlarda hep düşün-
düğümüz, söylediğimiz, kuvvetn' bir hü-
kümete, düzene, yenileşmeye. ruha ra-
batlık veren bir sorumlu kurula sahip oi-
mak ve y önetim biçimimizi y eniden belir-
lemekten ibarerfi.
"Bu konudaki fîkir birkaç yıl önce
ohtşmuş, gerçekleştirilmesi çalışmalan-
na da birkaç ay önce başlanmıştı. Sonun-
da buna bir resmi biçim verilmesi gereki-
yordu.
"Gnıpta öğleden sonra gizli toplanti
yapıidı. Medis'teki resmi toplantı 18.00
dotayında, pek geç açıklı. Anayasa Ko-
misyonu üyeieri, başyazman Veysel
Bey'in odasmda maddelerin redaksiyo-
nunu yapıyorlardı.
"Başkan Yunus Nadi, zayıf bir petrol
lambasının altında maddeleri okuyordu.
Ben karan kaleme aldım. A/i/ üstaduruz
Samih Rıfat (Biga-Çanakkale milletve-
kfli) yanıbaşımda bana yardım ediyordu.
Salonda elektrik yanıyor
\ \ V oplantı devam ediyor. Ara sva
I komisyonagelenarkadaşlarişi
' çabuklaştırmamızı rica
ediyoriar. Bir iki kez okunup y apılan pek
az değjşiklikten sonra karar benimsendi.
"Yasalar kaleminde tek bir efendi
kalmtş. Hemen oraya gidip karan
yazdırttım. Maddeleri numaralayan ko-
misyon üyeieri de bana öteki odada ka-
bul edilen maddeleri getiriyorlardı. O
yüce yasay ı özel bir kağıt üzerine özel bir
demir kalemle ve mavi mürekkeple
yazdık.
"Meclis'te doktorlarla ilgili bir yasa
görüşülüyor. Birkaç günden beri biiyük
salon elektrikle a\ dınlatılıyor. Üveler
tam. Dinleyki locaları dolmuş. Hatta sa-
lonun içinde bile dinlevici dohı. Hemen
kürsüye çıktım ve dört gözle beklenen
yasa tasansını sundum. Akdlı ve zeki ya-
zar Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey tasanyı
yüksek sesle okudu. Uyeİer biiyük bir
dikkatle onu dinliyorlar. Herkeste bir he-
yecan ve büyük olaya tanık olmanın onu-
ru var!. Sıralarda oturacak yer yok. Ge-
leceğin cumhurbaşkanı öndeki sıralar-
dan birine ilişmiş. Fethi (Okyar) Bey bi-
raz ötemde. Ozan Mehtnet (Emin Yur-
dakul) Bey coşkun bir dunımda. Herke-
sin yüzünde bir beğeni var. Tüm iç ve dış
düşmanlanmızı yenmiş kişiler olarak üs-
tün bir durumdayız. Meclis etkisini anlı-
yor ve göriiyor.
"Bizi gücsüz görenlere, töhmetlen-
direnlere karşı gülümsemelerimiz dudak-
lanmızda..
"Bir milletvekili, elinde bir gazete pa-
çavTası, Ağaoğlu Ahmet Bey'le bana bir
fötoğraf gösteriyor: 'Bakın ikinize sah-
nede ne oyun oynatıyoriar!'
"Bir kahkaha ve bir omuz silkmesi...
"Bir başkası 'Karagöz'ü gördünüz
mü? Onun karikatürii de ikinizle eğleni-
yor."
Bir kahkaha ve bir omuz silkmesi
daha...
"-'Dört halife döneminden beri ilk ya-
sal devlet budur' sesieri hoca efendilerin
yetkili ağızlanndan çıkıyor ve salona
kök salıyor.
"Zaten özgürlüğü saptamak dernek
olan (Cumhuriyet) sözcûğünün kullanı-
Iması ve bir gereksuıim olan hükümet ku-
nılması hakkının cumhurbaşkamna ve-
riunesi üzerinde Meclis'te uyuşma ve bir-
lik vardı. Genel Kunıl'da karar ve mad-
deler hakkında destekkyici sözler bunun
icin söylendi. 'Tartısma ounadı' desem.
yaraşır".
"Birinci madde, CumhuriyetTe ilgiK
madde. saat tam 19.3Tde bir alkış yağ-
muru arasında kabul edildi. Tarih yazar-
lan bu dakikaları kaydetsinler! Bu girişi-
mi başkan efendi üstadımdan beklerim.
"Maddeler sürekli alkışlar arasında
bemmseniyor. Halkın bu denli birliğine
ender rastlanır. Sevinç içindeyiz. Salon
heyecanda \e harekette. Dinleyiciler hu-
zur ve sessizlik içinde dinliyorlar. Gaze-
teciler görüşmeleri not etmekte.. Yurtse-
ver ozan Emin Bey, iki madde arasında
söz aldı. Kürsüye çıkıp çok heyecanlı,
yüksek ve coşkun. pek ozanca ve ateşli
bir söylevle hareketliliğimize yeni bir
pariaklık getirdi. Sevimli ozanımız, tüm
Mecbs'in ayakta üç kez 'Yaşasm Cum-
buriyet' diye bağırmasını önerdi. Sevinç
duygulanmız son noktasına ulaştı. Her-
kes ayakta, eller çırpılıyor. "Yaşasın
Cumhuriyet' duası Meclisimizin o zarif
binasım çınlatıyor. l lusu yaşamaya
çağıran bu sese, Emin Bey'in çağnsına,
inanıyorum ki, göklerdeki melekkr bile
katıbnıştır.
"Yeri gelmişken yazmalıyım: Şimdi
bu sanrlan kaydederken, Ankara'nın
kutsal ufuklarında 101 top atdıyor. Saki
Bey ve Menmet Efendi'y le çılgınca coşu-
yoruz. Sanldık ve öpüştfik.
"Cumhuriyet'e bir başkan gerek. Bu
başkanın kim olduğunda hiç mi hiç kuş-
ku yok. Meclis'te genç, dinç. metin. cid-
di, çakmak bakışlı biri duruyor. Bu kişi-
nin adı: Mustafa. İkinci adı: Kemal.
Namı: Gazi Pasa. Cumhurbaşkanı seçil-
di. 158 oyun 158'i de Gazi'ye bir teşek-
kür borcu olarak bin'nç ve kıvançla veril-
di.
"Oylar tüzük uyannca ad çekimiyle olu-
şan üç kişilik bir kurula saydınlır. Bu üç
kişi kimler olsa beğenirsiniz? Fethi (Ok-
yar-İstanbul nülletvekiü') Bey, Fevzi
Paşa (Çakmak-İstanbul mülervekili)...
İsmet Paşa orada bulunmadığından
ÜÇÜDCÜ kişi, Paşa Hazretleri'nin yoluna
canını \erecek arkadaşlanmızdan Yahya
Galip (Kargı-Kırşehir milletvekili) Bey
kardeşimiz oldu. Hemen başkanuk
odasma gittik. Oylar çabuk sayıldı.
Sayım-ayınm komisy onu üyesi ounama-
ma karşın, o>1an ben de saydım. Ne
tatlı bir ödev!
"'Mustafa Kemal Paşa'nın cumhur-
başkanlığı, Mesüs'in alkışlan arasında
tatlı bir heyecanla açıklandı. Koca
Cumhurbaşkanı bir heykel!.. Tüm gör-
kemi ve gücüyle teşekkür etmek için
kürsüye çıktı. Ajprbaşlı ve çınlayan bir
ses. akıllı, bilgili ve erdemli bir dille, bu-
lunduğu yerle bağdaşan, güzel. bir ulus
için büyük şeyler yapılacağını bildiren
bir konuşma yaptı.
•'Gazi Paşa, kendi-kendini mutluluk-
lara, en büyük devrimlere kavuşturan
yüksek karakterli Türk Ulusu'ndan bu
dakikada ödüllerini ahyordu. Paşa'nın
sözleri alkışlarla karşılanmaktaydı.
"Gazi'yi cumhurbaşkanı seçmek.
şan bıçimi vermiştır. Mustafa Kemal
bugüne değin yalnız bir Başkomutan ve
bir Meclis Başkam'ydı. Hükümetin ku-
rulması göre\i O"na ait değildi. Bundan
sonra Cumhurbaşkarumız hükümeti
kurmada da büyük bir yetenek göstere-
cektir. Paşa'nın komutanlıktaki yetene-
ği. hükümetçilikte göstereceği kudretin
kanıtıdır. Doğuştan asker ve büyük bir
komutan olan Gazi Mustafa Kemal.
her işinde kendisine özgü bir uygu-
layıalığı sürekli göstermektedir. Yapı-
tlannda bir askerük dehası ve hesabı
vardır. Güzel göriir ve düşünür, iyı
danışır. Danışma işini kendisınden iyi
yapana rastlamadım. En bunalımlı dö-
nemlerde, ulusunu kurtarma konusun-
da Cumhurbaşkaru Hazretleri. büyük
bir görüş sahibidir. Çoğu kez denedım;
birçoklan, hatta herkes umutsuz bir du-
cl^^bylu bilginler -o elleri öpülesi dinsel bilgileri
yüksek soylular- Cumhuriyeti ululama ve ağırlama
konusunda kimseden geri kalmak istemiyorlar.
Bunlarda adeta bir kıskançhk var. Gerçekten, bu
konuda konuşmakta olan Nadi'den (Yunus Abalıoğlu)
başka hep bu zeki, İslamiyet hayranlan düzenleyici
oldular. Eyüp Sabri, Rasih, Şeyh Servet (Yetkin, Urfa
Milletvekilı-Halveti Dergahı Postnişini) efendiler.
üstatlanmız...
Meclis için pek tatlı bir görevdi. Dün-
yanın en büyük politikacısı. dahisi ve
askenne hakjı olduğu yeri vermek de
özel bir tattı. İşte ben, bu tadı duymakla
mutlu oldum. Ulus. Gazi Paşa'nın yük-
sek değerini, soyluluğunu öğrenmiştir.
"Bugün bu ödevi ulus hakkıyla
yaptığı gibi. tarih, belki de ondan faz-
lasını yapacaktır. Tüm engeller bittik-
ten. ışler ve olaylar billurlaşıp belirdik-
ten sonra tarih. bu metin kışiyi mutlaka
çok büyük harflerle yazacaktır.
"Efendiler! Böyle büyük bir yüzü çağ
her zaman yaratmaz. Çağ biraz cimri-
dir. En bunalımlı dönemlerinde ulus-
lan. böyle bir kutsal uğurdan çoğu kez
yoksun bırakır. İşte çağ ve uğur. bizden
yana bir ayncalıkta bulunmuştur. Mus-
tafa Kemal bir sanatçıdır. En zor döne-
minde ulusu eline almış ve ona en yakı-
rumdayken, Mustafa Kemal'in zekası,
bir şimşek gibi çakar ve ortaya, basit ve
basit olduğu ölçüde güzel bir çözüm ko-
yar. Çoklan ve hatta herkes , belki tüm
bir Meclis, bir çıkacak kapı arar. fakat
bulamaz. Mustafa Kemal parmağıyla
bir işaret eder. hemen görürsünüz ki
karşınızda büyük bir kurtuluş kapısı
açılmıştır. Asker olanlar. Mustafa Ke-
mal'in bu özelliğini savaşlarda toz ve
dumanlar içinde daima ve daima göre-
gelmişlerdir. Tarih böyle dahileri kaç
kez yazmışür?
"Mustafa Kemal'i birçok büyüklerden
ayıran ve O'nu onlardan yüce bir kata çı-
karan bir erdemi daha unutulmamalıdır!
O da her şeyi kendisi için değil, ulusu için
yapmasıdır. Türkiye Cumhurbaşkanı'-
nın kişisel hırsı yokrur. Başkanımız tüm
kazancını ulusun yükselmesinde görmüş-
rür. Napolvon kendi hırsının, Bismark
Hohenzellem Hanedam'nın hizmet-
karıydı. Mustafa Kemal Paşa Türk yur-
dunun ve Türk ulusunun hizmetkarıdır.
"Başkomutan Gazi Mustafa Kemal
Paşa'yı savaş alanlarında gördük. ora-
dan tanırız. DevTİmci Mustafa Kemal
Paşa'yı Erzurum-Sıvas Kongreleri'nde.
Ankara'da BVIM'de gördük, oralardan
tamnz. Şimdi ise gene Ankara'da Türki-
ye Cumhuriyeti'nin başkentinde Cum-
hurbaşkanı olarak >e hükümet örgütün-
de göreceğu. Gerçek eleşrirmenler
sabvsızhk göstermesinler. Kanşık dü-
şünceli eleşthrnenlerse, ilan edilen Cum-
huriyet'in temizliğinde ve gerçekliğinde
boğulsunlar. kahrotsunlar.
"Türk Ulusu egemenliğine sahip ola-
madığından. her ulus gibi bugüne değin
gelişme alanında kendisini göstereme-
miş, insanlığın ortak kalkınmasına bu-
gün dek katıbunanuştı. Çünkü bağımsız
değildi, özgür değildi! İçten saltanat,
dıştan yabana devletlerin eziyeti,
baskısı. halkımızı sıkıştınyordu. Cum-
huriyet bu iki ejden de geberttı.
"Türkiye için mutlu bir gelecek
vardır. Türk Ülusu'nun pek yakın bir
gelecekte en parlak derecelere yüksele-
ceğine inanmamak ancak küfür etmek-
tır; ulusun bırlığini yok sayan bir ifti-
radır. Bugüne değin başarma ûstünlü-
ğünü askerlıkte gösteren Türk. aynı üs-
tün başansını bundan böyle biümde ve
ekonomide gösterecektir. Bunun için
çağa uygun yeni bir hükümet gereklidir.
Bunu da Türkiye Cumhuriyeti ve Tür-
kiye Cumhurbaşkanı yapacaktır.
"'Cumhuriyet'e. kötü gözle bakan
gözler kör olsun. Onu. sıkıntı çeken
Türk ulusunun amaç birliği doğurmuş-
tur. Amacımızın bu doğruluğudur ki,
gene bizi azla yetinmemeye, mutluluğa
doğru ilerlemeye yöneltecektir.
"Benim tanıdığım Türkiye'nin yüksek
ve Saygıdeğer Devlet Başkanı, şaşırtıcı
dehasıyla düşündüğünü yapabilir, oluştu-
rabilir. Bu iktidann biçimini ve tarihini
oekkyip görelim ve sabırsızlanmayalun.
"Ben de Sayın üstat Emin Beyle bir-
likte yüksek sesle haykınyorum: Yaşasm
Cumhurivet!.."
Yarın: Halifcden
gelen kutlama
BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI
ATATÜRK HAVA LİMANIGİRİŞ
GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı:B.07.0.GÜM.l. 10.03,K.HİK Konu: 155,76981-68496
Mahmut Ardıç Sok. No: 8-10 Bahçelievler adresinde faaüvet gös-
teren ve müdürlüğümüze kamu alacağından 11.380.250. TL.'ıle a^n-
ca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammından borçlu bulunan
Faik Fidan Soydan Ticaret firmasından mezkur kamu alacagırun
tahsili için çıkanlan 48548 sayılı 12.7.1993 tarihli tebügat, fırmanın
gösterilen adreste bulunamaması nedeniyle iade edilmiştir.
Gümrüğümüzde bulunan evraklar üzerinde yapılan inceleme neti-
cesinde tebligata esas başkaca bir adres tespit edilememiştir.
7201 sayılı tebügat kanununun 2. maddesi uyannca zabıta marife-
ü'yle tebliği de mümkun olunamadığından aynı kanunun 28 ve 31.
maddeleri gereğince tebügat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine
karar verilmiştir.
Yukanda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir-
ketin belirtilen borcunun 7 gün içerisinde gümrüğümüz Saymanlık
Müdürlüğü veznesıne yatınldığına daır vezne makbuzunun Atatürk
Hava Limanı GırişGümrük Müdürlüğü'neibrazedilmemesı halinde
6183 sayılı AATUH Kanunu'nun 55,60 ve 114. maddeleri gereğince
işlem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olunur.
Not: Gelir eksigi 76981,612.1990 sayı ve tanhli beyanname ilgilidir.
PENDtK ASLİYE BİRİM İ HUKL'K MAHKEMESf
1993-5OEsas
Hakim: İsmet Yıldınm 18570Katip: M. Kemal Keskin
Davaa Sami Karabulut ve vekiü avukat Sabıha Türker tarafından
davah Safıye Karabulut aleyhine mahkememizde açılan şiddeüi ge-
çimsizlik sebebiyle boşanma davasıran yapılan açık duruşması sıra-
smda;
Şen Sokak No: 9 Çmardere'Pendık,İSTANBUL adresinde otur-
duğu bildirilen ve mahkememizde davab olarak gösterilen Hasan kızı
Saü'dan olma 1957 doğumlu Safıye Karabulut'a davetiyemız ve du-
ruşma günü ve saati tebliğ edilemediğı gibi yapılan tüm araştırmalara
rağmen davalının tebligata sanh açık adresinin tespiti mümkün ola-
mamaktadır.
Duruşma günü ve saatinin davabya ilanen tebliğine karar verilmiş
olmakla;
Kocaelı ili Kandıra ilçesi Ketenönü köyü cilt: 019/02 sahife: 55 kü-
tük: 134'te nüfusa kayıtlı bulunan ve halen Şen Sokak No: 9 Çınar-
dere-Pendik İSTANBUL adresinde oturduğu bildirilen davalı Safıye
Karabulut'un 16.11.1993 günü saat 11 "deduruşmayagelmesi, boşan-
ma davasına karşı delilleri var ise yazılı olarak bildirmesi mazaretsiz
duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda tahkıkat icra olunarak
boşanmaya hükmolunaağının davalı Safiye Karabulut tarafından
bilinmesi, davalı Safiye Karabulut'a HMUK'nın 509 ve 510. madde-
leri gereğince davetıye yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur
13.10.1993 Basın:10958
BEYOĞLU ASLİYE BİRİNCt HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
992-585
Davacı Mesude Çelebi tarafından Davalı Feridoon Abroufa-
rakh arasında görülmekte olan boşanma davası sonunda Nevşehir
Avanos ilçesi Orta Mah Özkonak kasabası cilt 24 05 sayfa: 65 kü-
tük: 151 'de nüfusa kayıtlı taraflann boşanmalanna. müşterek çocuk-
lann velayetlerinın davaa anneye verilmesine karar venlmiştir. İşbu
karann gazetede ilanını müteakip kanunui süresı içinde temyiz edil-
mediği takdirde kesinleşürileceği ilanen tebliğ olunur
Basm:10979
YAZARLARINEVİ
KURUÇEŞME
BALIK en taze ve en ucuz
bizde yenir. Lütfen günün
balık fiyatlanru bizden
öerenin.
Rez.: 257 67 87/257 67 88
22 10 1993tarihindeNüfus
cüzddnımı kaybettım.
Hükümsüzdür
TARKA.\ÇÖİE\ER
Pasomu kaybettım.
Hükümsüzdür.
MEHMETHLLL'Sİ
TANRIÖVER
POLTITKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Cumhuriyet Yaşadıkça...
Bir ortaokul öğrencisiydim; Cumhuriyet'in onuncuyıl-
dönümü çok görkemli kutlandı, bilirim. Kentin sokakları
bayraklarla donanmıştı. Taklar yapılmış, fener alayları
düzenlenmişti. Ankara bir büyük bayram kentine dönüş-
müştü.
Sözleri Faruk Naflz Çamlıbei ve Behçet Kemal Çağ-
lar'a ait olan Onuncu Yıl Marşı'yla 'yer gök' inlemişti.
Atatürk'ün "Büyük Nutuk" u pek çok sayıda basılmış,
halka parasız dağıtılıyordu. Herkesin dilinde, "Ne mutlu
Türk'üm" öğüncü vardı. Ankara Halkevi'nin önündeki
namazgâhta marşlar hem öğreniliyor, hem söyleniyor-
du.
"Türküz, cumhuriyetiz, göğsümüz tunç siperi..."
Yurdun dört bir yanından izciler başkente dolmuştu.
Izciler, barındıracak yer olmadığı için okullarda kalıyor-
lardı. Sanıyorum o zaman 57 il vardı; 57 de oymak gel-
mişti. Biz ortaokul öğrencileri 'yavrukurt' oluyorduk.
Yürüyüşe katılmıyorduk ama, yol boyu sıralanıyorduk.
Resmi giyim frak, smokindi. Ancak bu giyimle protokol-
de yer alınıyordu. Gazi, şeref tribünündeki yerinde frak-
lıydı. Konukları Rus generalleri Buddyyeni ile Voroşilof
askeri giysilerini giyinmişlerdi. Voroşilof'un Ziraat
Okulu'na' ait bir anısı vardır, onu daha sonra anlatırım.
Bayram için Cumhuriyet baloları veriliyordu. Bir uy-
garlık gösterisi olan balolara gitmek için çok kişi can atı-
yordu. Ankara Palas ve öteki kapalı salonlarda balolar
veriliyordu.
Atatürk'ün, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1927 kurulta-
yında söylediği Nutuk şöyle başlıyordu:
"...1919 yılı mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.
Vaziyet ve manzara-i umumiye.." diyor ve anlatıyordu:
"...Osmanlı devletinin dahil bulunduğu grup, Büyük Sa-
vaş ta yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş,
şartları ağır bir mütareke imzalanmış. Büyük Savaş'ın
uzun yılları içinde millet yorgun ve yoksul bir halde. Mil-
let ve memieketi savaşa sokanlar, kendi can derdine
düşmüşler, memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet
makamında oturan kişi, kaçmak için tedbirlerarıyor: Or-
dunun elinden silah ve cephanesi alınmış ve alınıyor."
Ülke kurtarılıyor, Cumhuriyet ilan ediliyor, onuncu yılı
kutlanıyordu. Bugün Cumhuriyet'in yetmişinci yılı kut-
lanmakta...
Voroşilof'un öyküsünü anlatacağım demiştim, şöyle:
Cumhuriyet Bayramf nda bulunmak üzere iki Rus gene-
rali (Buddyyeni ile Voroşilof) de konuk olarak gelmişti.
Bunlardan Voroşilof'a yeni okullar gezdirilirken, Tarım
Okulu da gezdirilmişti. Voroşilof da bu gezintinin bir anı-
sı olarak okulun bahçesine bir çam ağacı dikmişti. Yıllar
geçti bu ağaç büyüdü, gölgesinde oturulacak hale geldi.
Gençler bu ağacın gölgesinde oturup ders çalışıyorlar-
dı.
Okulda gün gelip sağcıhk, solculuk atışması başlayın-
ca, sağcılar, ağacın altında ders çalışanları "komünistlik
ediyor" diye gammazlıyorlar. Gençler tutuklanıp Anka-
ra Cezaevi'ne sokuluyor.
Bu çam ağacı, beş on yıl öncesine kadar yerli yerin-
deydi. Şimdi nasıldır bilemem.
Türlü illerden derlenip, toparlanarak Başkent'e gelen
izciler arasında atışmalar olmuyor değildi. Her il kendi-
ne bir üstünlük payı çıkarıyordu. Gençler arasında olur.
Atatürk, yıllar öncesinden bu yana Cumhuriyet'i genç-
liğe emanet etti. Bugün gençlikle birlikte hepimize ema-
nettir. Cumhuriyet yaşadıkça demokrasi de yaşayacak-
tır. Demokrasiyle birlikte çok partili, katılımcı, özgürlük-
çü düzen de yaşayacaktır. Bugün Cumhuriyet'e var
gücümüzle sarılışımız bundandır...
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Tek kişilik iskambil
oyunu. 2/ Sahip... Gemi-
ci, işçi gibi kimselerin eğ-
lenmek için gittikleri içki-
li ve danslı yer. 3/ Çeşitli
amaçlarla kullanılmak
için tel ya da halattan
örülerek yapılmış ağ...
Verme. ödeme. 4/ "Ha-
yır" anlamında kullanı-
lan söz... Bir dokuma
maddesi. 5/"Üzerinde sa-
yı saymaya yarayan bon-
cuklar bulunan dikdört-
gen biçiminde tahta levhaak. 6/
Adın durum eklerinden biri... Tut-
sak. 7/ Kütahya'nın bir ilçesi...
Üzeri toprak ya da otla örtülmüş
saman yığını. 8/ İstatistikte bir
grup veri içinde en sık görülen de-
ğer... Dennlıği aynı olan sığ su ala-
nı. 9/ Başa örtülen dört köşe ör-
tü... Tüy. kıl.
YUKARmAN AŞAĞIYA:
1/ Tekkelerde ayini yöneten kim-
se. 2/ Bir hayvan... Bir sesin yanm
ton kalınlaştınlacağını gösteren nota işareti. 3/ Mürekkepbab-
ğından elde edilen koyu kahverengi boya maddesi... Büyük
erkek kardeş. 4/ Yosma. 5/ Yünden dövülerek yapılan•kahn ve
kaba kumaş... Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak
seçilen yer... Demirin simgesi. 6/ Olumsuzluk belirten bir
önek... Sıcaktan ya da terlemekten vücutta görülen küçük pem-
be kabarülar. 7/ Kısa külot... Yapmaakh davranış. 8/ Yolcu
evi... Haarlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen du-
nımu. 9/ Gidilmesi çok süren... Eskiden Karagöz oynatılan
kahvelere verilen ad.
İLAN
ANTALYA ASLrYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ
1992634
Davaa S.S. Akdeniz Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi ve-
kili Av. Salih Pınar tarafından davalı Ömer Çağan aleyhine açılan el
atmanın önlenmesi ve kal davasının mahkememizde yapılan açık du-
ruşmasında:
Karar gereğince. Ünsal Mah. 4581 Sk. Antalya adresinde mukim
Ömer Çağan'ın adresine tebligat yapılamamış. başkaca adresi tespit
edilememiştir. HUMK.'nun 213 ve 377. maddeleri gereğince duruş-
ma günü olan 6.12.1993 günü saat 9.05'te mahkeme salonumuzda
hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesı. hazır bu-
lunmadığı ve kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde dava
dilekçesı tebliğ edilmiş sayılarak yargılamaya yokluğunda devam
olunacağı ve sonuçlandınlacağı ilanen tebliğ olunur. 12.10.1993
Basın: 52018
İLAN
MAZGİRT1. NOLU KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1959,1076
Karar No: 1961)486
ParselNo:ll45
Mahkememizce verilen 18.9.1961 tarih ve 1959'1076 Esas, 1961/486
Karar sayılı hükmü ile Mazgirt ilçesi Riçık (Geçitveren) köyü hudut-
lan dahıünde kalan 1145 nolu parselin yapılan tespitınin iptali ile
davalılar Ali oğlu Mehmet Akdoğan, Hıdır Akdoğan ve Kibar Ak-
doğan'lar adına tesciline karar verildiği, davaa Şükrü Alim mirasçı-
lan Güneş, Veli Yusuf, Inci ve Adil Alim'lerin adresleri meçhul oldu-
ğundan ve kendilerine karar tebliğ edilemediğınden işbu ılanın gaze-
tede ilanından 30 gün sonra davaa mirasçılanna karar yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 51929