23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKHM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Gayrimenkul hisse senedi satmayı planladığı halde 'Halkın parasıyla iş yapmıyorum' diyor Kastellihalkagüvemııiyonıııış! BÜLENT KIZANLIK Banker Kastelli, Türkiye'nin gûndemine dördüncü defa yine "Bu kez farkbyun" mesajıyla geli- yor. Kasım ayı başında gayn- menkul piyasasında faaliyete ge- çecek olan Banker Kastelli. ka- muoyunun güvenine sahip oldu- ğunu iddia edıyor. ancak artık halkın parasıyla iş yapmayacağı- nı söylüyor. Cevher özden. her ne kadar "Halktan para toptamayacağınT diyerek kamuoyunun tepkisini yatıştırmaya çalışsa da açıkladığı proje bu sözlenyle çelişiyor. Çün- kü yapacağı işi "emlakçıhğa" in- dirgemekten özellikk kaçınan Kastelli, değeri yüz milyarîarla. trilyonlarla ifade edılen dev arazi ve mülkleri, fınansman dehası. iş zekast ve uzman kadrosu ıle ucu- za getirip büyük karlar sağlarnak peşinde. Bunu da sadece kendi parasıyla yapamayacağı için "merzuat elverirse" bulduğu bu karh gaynmenkullen şirketleşti- receğıni ve hisselerini halka sata- cağıru söylüyor. Abidin Cevher özden, gayn- menkul organizasyonunu "yeni- den doğuş"un başlangıcı olarak görüyor. Bunun 1970'lıyıllardan beri ideali olduğunu söyleyen Öz- den, Borsa'ya gjremediğı için gaynmenkul pıyasasını seçtiği id- dialanna karşı çıkıyor. Kastelli. gaynmenkul piyasasında gelece- ğe dönük tasanmlannı Cumhuri- yet'eşöyleanlattı: - Sayın özden, gaynmenkul pi- yasasına girişiniz kamuoyunda en- dişeyle >e tepkiyk karsılandı. Eleştirileri ıtasıl karşdı\orsunuz? - Bir defa benım için önemli olan kamuoyu. Emlakçılann be- nim hakkımda karar vermesi mümkün değil. çünkü emlakçıhk yapmıyorum. Benım yaptığım şey emlakçıhk değil. yine yanlış ahlaşıhna var. Emlakçılar bu ül- kede iyi bir görev görmüşlerdir. Hiçbirisini aşağılamıyorum. kü- çümsemiyorum, ama benım işim emlakçıhk değil. Onlara muha- tap değilim. Ben ucuz adamlarla muhatap olamam. Herkes gayn- menkul borsası kuruyorsun. ne yapıyorsun onu merak ediyor. Siz de merak ediyorsunuz. - Tabii asıl onu öğrenmek tsti- yoruz. - Gaynmenkul borsasının ça- hşmalan başladı. Tabii yasal dü- zenlemesini devlet yapar, bizimle ilgisi yoktur. Ama biz tatbikatta devlete ışık tutacağız.Sual soru- lursa onlan da cevaplandıra- Fotoğranar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU 75 ntilyar borç, oldıı 150 nulyar"Önce yarun bıraktığı işleri tamamlasuı" şekhndeki eleştinlere karşilık Kastelli; borçlanrun büyük bölümünu ödediğini, ancak yüksek faiz isteyen alacakhlann yakasını bırakmadığıru söylüyor. Kastelli'nın anlattığına göre, alacakhlar kalan 15 milyar liralık borca karşılık 150 milyar lira istiyorlar. Cevher Özden. Kastelli adı altında yanm bırakıığı bir tek "Bayramoğlu projesi*'nin bulunduğunu savunuyor. Bu projeyi başlamadan ıptal ettiğıni kaydeden Özden üstüne basa basa heceleyerek \-urguluyon "Onun dışında yarun kalmış hiçbir pro-je-miz yok-tur." Tercüman Mahallesi'ni kooperatif haline geürdığıni söyleyen Kastelh', 1988'in rakamlanyla oraya yaptığı 35 milyar liralık yatınmı karşılıkh anlaşmayla üyelere "hdal ettiğini" belirtti. Cevher Özden, Bayramoğlu'na kaydolan müşterilerin paralannın gen ödendığini, ancak aralanndan 36 kişinin 4 yıldır izlerine rastlanmadığını ileri sürdü. Burada 1988 temmuzundan itibaren yaklaşık 1.5 milyar lira toplandığını kaydeden Özden, bu paralann 1989 ocak aymdan itibaren geri ödenmesi nedeniyle mağduriyet doğduğunu da kabul etti. Kastelh. 1989'da bir hemşerisini ikna ederek 5,5 milyar lirasını Borsa'da Ereğli Demir Çelik hisselerine yatırdığıru ve 5-6 ayda 110 milyar lira kazandıklannı anlattı ve"15gündahadursaydı 140 milyar kazanacaktım" dedi Hıssesinedüsen 50-60 mil> ar lırayla müşterilerini çağinp borçlannı ödemeyecalıştığını anlatan Kastelli, bu kez de alacakhlann astronomik faiz hesaplanyla karşılaştığını söyiedi. " 1988 yılında 35 mil\ ar lira borcum vardı. Şu ana kadar 275 mil\ ar lira ödedim. ancak daha 35 milyann 20 mil_> aıiık kısmını kapatabikiim'" dıycn Kastelli, tefeaden aldığı paralann kendisine çok pahahya patladığını sö>leyerek şu olayı anlattı: "60 tane dükkan diktim Konak Çarşısı'nda. 60 dükkanı ben 2 milyara sattım. Benden alan adam Vakıflar Bankası'na 18 milv ara sattı." cağız. Bizim ışimiz emlakçıhk de- ğil. Gaynmenkul pazarlaması- nda fınans organizasyonu ile pa- zarlama organizasyonu yapa- cağız. Yani biz girdiğimiz her şir- kette satacağımız her mahn mut- laka sahibiyiz. Ya yüzde 30 or- tağıyız ya yüzde 80 ortağıyız ya yüzde lOOortağıyız. Nasıl sahibi- yiz. ya parayla satın almışızdır. iki fınans etmişizdir, pürüzlerini temizlemek için organize etmişiz- dir. üç hisse almışızdır izaleyi şu- yua çıkarmışızdır para almışız- dır. dört icrada satın almışızdır. >ine para yatırmışızdır. Yann emlakçı ilan edeceksiniz, onu da biliyorum. Ama daha ilk röpor- tajımda söylüyorum, biz komis- yonla iş yap-mı-yo-ruz -Pekibirzenginimizgefcli,"Ce\- her Be> benim Boğaz'da yalım var. Satmak isriyorum fiyatı da şudur" dedi. Bunun satış orga- nizasyonunu üsüenmeyeceksiniz o zaman... - Üstleneceğim. - Size ait bir hisse yok ki... - O satışı kaç para dedi bana. en asgari fıyata çekeceğim. Ben Tüpraş Genel Müdürü Işık, istifa için Çiller'e ulaşmayı bekliyor BenbuKIT'i 'kârlaııdırırdım'İZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu)-TÜPRAŞ Genel Müdü- rü Kemal Işık. sağlık sorunlan nedeniyle görevinden istifa edeceğini bır basın toplantısıyla açıkladı. Işık, 1990 yıhnda geçır- diğı by-pass ameliyatı nedeniyle sıİcıntı ve üzüntü yaşamaması ge- rektiğinı belirterek Başbakan Tansu Çiller'e ulaştığında isti- fasını bildireceğini söyiedi. Ke- mal Işık. TÜPRAŞ'ın özelleştiril- mesi konusuna da değindi. özel sektörün TÜPRAŞ'ı daha rasyonelçalıştıracağmı kay- deden IşikTÜPRAŞ devletin de- ğil benim oLsa. ürünümden tonda iki dolar değil, beş dolar kazanır- dım"dedi Irak ambargosunun şirketı olumsuz etkılediğini belirten Işık. "Irak'tan Adana Yumurtalık te- sislerine getirilen hampetrol. em- niyet ve kalite açısından TÜP- RAŞ için son derece önemliydi. Bu perrolün \okluğu nedeniyle pek çok rafınerimizde u\gun olmayan hampetrol kullanılıvor. Bu da bü- yfik oranda \erim düşükliiğu ya- ratiyor r> diye konuştu. Önümüzdeki bir aylık süreç içinde TÜPRAŞ ürünlerine zam ya-pılmayacağını vurgulayan İşık. "Bugüne kadar hiçbir hükü- met bana zam yap demedi, zam karannı hep ben götürdüm" dedi. Kazançgüdüsü mûşteriyeyenikEkonomi Servisi - Müşteri. şir- ketlerin kar güdüsünü alt etti. Es- kıden kahteye yüksek fıyat biçen firmalar. aruk kaliteyi hem çok ucuza hem de kısa bır sürede üretmek zorunda. Müşterilerin son on yılda değişen kimliği, fir- malara, kardan önce rekabet or- tamında ayakta kalmanın yol- lannı aratıyor. İlk çözüm olarak teknolojilerini yenileyen firma- lar, prensip ve inançlannı da de- ğiştirmek zorunluluğuyla karşı karşıya kaldılar. Bu ihtiyaçtan hareketle. Tür- kiye Tekstil Sanayii İşverenler Sendikası'nın "Üretim Yönetimi tlkc ve Uygulamalanndaki Son Getişmeler'' konusunda düzenle- diği seminerde, ABD'lı profesör- ler Türk sanayicilerine "'Daha ka- liteli. daha ucuza, hıziı üretin. müşterinin ihti>açlannı onlardan önce tespit edin, şirket organizas- yonunuzu gözden geçirin" tavsiye- lerinde bulundular. IBM. General Foods, Buck- man Laboratories gibi finnalann danışmanlığın] yapan ABD Indi- ana Üniyersitesi Tümüyle Mü- kemmel Üretim Bölümü Başkanı Prof. Robert Jacobs. "1970Terde rekabet fazla değildi. ne üretilse satılı\ordu. Bu durumda çok üre- rip rnaliyetleri düşürmek gereki- yordu. Ama 1990larda çok büyük rekabet var. Tüketiciler çok daha titiz. Artık endüstriye direktifleri büyük perakendeciler veriyor. Çok hızli hareket etmek gereki- yor" diyerek, sanayicilere zama- na karşı verdikleri yanşı kazana- bihneleri için şu tavsiyelerde bu- lundu: "Müşterinin ihtiyaçlannı hızla tanımlayın, harekete geçin. Ürünleriniz ö\le gelişmiş olmalı ki müşteriler buna daha önce ihtiyaç- ları olduğunu bile düşünmesin. " Yönetim düsüncesinde Dün Bugün Şirket bir varlıktır •Şirket malik demektir Ölçüt«Konorr«sı -Yönetici kadro iierlemey* sağlar Dikey organizasyonlar -Yukarıdan aşağı ıletişım Karonclegetir -Maityether şeyden önemltdlr Performans ölçütu -Maliölçütler egemen Şirket kişilerden oluşur -Varlıktoplamıdır Zamart ekom>mîsi • Herkes laktm rıaltmle ttertemeyt sağlar Yatay organizasyonlar -Çok yonlu iletişim Kaltteörıdegeîir -Yaraîıcı düşunce veJükettci tatmtni bir numaradir Performans olçütu Tüketıcı tatmını ve mali olmayan ölçütler egemen de en üst düzey fiyatı koyacağım. Mukaveleyi yapacağım, muka- valede sattığım fıyatla asgari onun talep ettiği fıyat arasındaki farkı ben alacağım. - Ama o kişiden kendiniz satın alıp da satmazsamz aradaki fark yine komisyon olur. 'Komisyoncu değilim' - Hayır komisyon değil o. Satış bedelidir o. Pazarlama payımdır benim. komisyon değil. Ben o or- ganizasyonu yapıncaya kadar birtakım medya masraflan yapa- cağım. Belki üzerinde birtakım pürüzleri var, onlan temizleyece- ğim. Benim yatınmlanm olacak. - 1 trihonluk bir gaynmenkul portfbyünden söz ederek "Benim bir kuruşum bile yok" diyorsunuz. Bu şirketin parasal kaynağı nere- den oluşacak? - Şirketin sermayesi şu anda 10 milyar lira. 1 milyar yazıyor, 10 milyara yükseldi ve tamamı ödendi. Şimdi talimat verildi, 2. etapta 25 milyar liraya çıkıyor. - Hangi kaynaktan? - Ortaklanndan. Kimse ortak- lan onlardan geliyor. Benden, ço- cuklanmdan. akrabalanmdan, kimse ortaklar onlardan geliyor. - O zaman sizin kuruşunuz var bu portfbyün içinde. - Gayet tabii var. 1 trilyonluk portföy, tek kuruşum yok. daha kuruş koymadım içine. Şimdi Hekimbaşı ÇiftliğTnde 4 milyon metrekare arazi bana getirildi. Bunun bir hissedan bana müra- caat etti. Ve o hissedann hissesini satın almak üzere şu anda tetkik- lere başladım. Hissedan ola- cağım, organize edeceğim ve hal- ka satacağım. Zaten bu, başlı- başına 1 trilyon liranın üzerinde. Veyahut da bir arazi var, 12 bin metrekare. bana talimatı veril- miştir. Bunu verilen fıyatın üze- rinde satacağım. Ve içinde yine masraf yapıyomm. masraflanmı ben karşılıyorum. Üçüncüsü, Si- de'de bin 500 yataklı bir tatil köyü bana verilmiştir. bunun sa- üşı yapılacaktır. Şimdi trilyonun anlamı kaldı mı ki? - Siz o zaman değerli gaynmen- kullerk iş yapacaksınız. Vatandaş şu dalresini getiremeyecek size. - Yok. Şimdi tabii ki o düzeye inebiliriz. Ama şu asamada değil. Bir de başında bir şey söylemişti- niz, "Vatandaş artık Kastelli'ye itimat ediyor mu?" Artık Kastelli vatandaşın güveni ile alakalı iş yapmıyor. Parasıru bastırarak iş yapıyor. Binaenaleyh vatandaş elbette ki Kastelli'ye yine güveni- yor, güvenmiyor değil; mutlaka güveniyor da ama artık vatandaş yani artık gel bana güven ben se- nin paranla iş yapacağım diye bir slogaru yok. - Gaynmenkul hisse senetlerini Borsa'ya girdikten sonra mı satışa sunacaksınız? - Hayır. Büyük bir arazi geldi bize. Diyelim İci trilyonlarla ifade ediliyor değeri. Bunun eksperüzi yapılıyor, bu trilyonlarla ifade edilen arazi yüz milyara satın alındı ise 10'a 1 veriyorsunuz. Şir- ketin kaynağı ile tamam mı? Şir- ket de bundan büyük kar elde edecek. Tabii ki bunun Borsa'da satılabilmesi için ne olur? Yasal platformdan geçer, buna müsaa- de alırsın ve hisselerini Borsa'da satarsın. Tabii ki bu bir şirkettir, yann ikidir, üçtür, beştir, bu şe- kilde üreyecektir. Bu demek de- ğildir ki Kastelli, Kastel Emlak Inşaat şirketinin hisse senetlerini gaynmenkul piyasasında sata- cak. O.menkul kıymet piyasasın- da satıhr. Gaynmenkul piyasa- sında ise işte bu bahsettiğim arsa arazi hisse senetleri prim yapar, alım ve satımı yapıhr. - Peki onu nereye kote ettire- ceksiniz? - Yeni borsa kurulacak, yeni kurulacak borsaya kote ettirile- cek o. Yani emlak borsasında kote edilecek. Tabii bunun yasal çerçevesi oluşturulacak. - Ama siz biınu beklemeyeceksi- niz. Siz bunu yapacaksınız, yasal düzenleme arkanızdan getecek, siz ışık tutacaksmız... Devlet arkadan gelecek - Gayet tabii canım. biz nasıl sermaye piyasasında hareket et- tik? Neyle hareket ettik? O za- man yamlmıyorsam 1449 sayılı 1929 senesinde çıkmış Menkul Kıymetler Kambiyo Özel Hukuk Borsalan Kanunu vardı. Ne yaptık? Biz yürüdük. devlet, hü- kümet yasal çerçeveyi hazırladı. Yine yürümeye devam edeceğiz. - Peki siz yürürken vatandaşın teminatı ne olacak? - Gaynmenkul orada. - Ama gaynmenkulün yönetimi de şirket yönetiminde. Ucuz fiy ata satılırsa ne olacak? - Hissedarlar tayin edecek şir- ketin yönetimini. Şirket yöneti- mine hükümran hissedarlardır. - Yani yasal zetnine oturana ka- dar güven müessesesi olacak? - Bugün de güven müessesesi vardır zaten. Borsa'da güven mü- essesesi yok mu? SPK var da, bu- rada sen hisse senedi çıkanrken lalettayin hisse senedi çıkanp da satamazsın ki. Yine bir SPK'dan falan geçeceksin yani. - Peki geçebilecek misiniz? - Geçerse. geçemezse bir şey yok. Niye geçmesin ki, eğer yasal- sa. SPK'ya takılacak engel bir hali yoksa niye geçmesin ki? Eğer onu durdururlarsa bu ülke hiçbir zaman demokrasiye gidemez, hu- kuk devleti olamaz. - Ama hisse senedi olmasa da siz bu ise devam edeceksiniz. galiba.. - Kendi paramla devam ede- rim. Bakın olayı çarpıtmayalım. Ben bütün olaylan kendi param- la organize ediyorum, açıklığa kavTişturuyorum, gerekiyorsa halka açıyorum. Halk satın aiır almaz, halkın bileceği iştir. ,JL. Yıldızlar çok yakında; mısınız?^ 1995 yılında ekonomik sınırlar kalkıyor! Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında "Gümrük Birliği" kuruluyor. Bu, malların serbestçe dolaşım. demek.. gümrük vergilerinin, fonlann, harçların, kotaların kaldırılması demek. Bunların da ötesinde AT'nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı kota, anti-damping, anti-sübvansiyon koruma uygulamalarının içinde yer almak demek. Kısacası bu Türkiye'nin ekonomik sınırlarını kaldırması ve koruma duvarlarının yıkılması demek! Görülüyor; yıldızlar çok yakında! Yakın gelecekte yaşayacağımız yeni ekonomik ortama hazır mıyız? Hazır mısınız? Gümrük Birliği'nin yaratacağı değişim hakkında "doğru bilgi" ye sahip misiniz? Piar-Gallup bu ihtiyaca cevap vermek için özel bir bölüm oluşturdu: PİAR-AT PİAR-AT; Türk ekonomi dünyasının bu önemli geçiş sürecinde, düzenli bilgi akışını sağlayacak, ayrıca isteğe özel projeler gerçekleştirecek. Yıldızlar gelmeden yıldızlara ulaşmak isteyen tüm kişi ve kuruluşlar (0212) 274 32 52 ve [02)2) 273 05 78 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alabilirler. P İ A R A R A Ş T I R M A L İ M İ T E D Ş İ R K E T İ Gazeteciler Mohallesi 23 Temmuz Meydanı No: 8 Esenlepe 80300 İstanbul Tel: (0212) 274 55 66 / 5Hat Fax. ( 0212 ) 272 66 27 GALLUP EKONOMYE BAKIŞ TANER BERKSOY Teröpün Kökeni ve Çözûmü Bugünlerde pek çok olumsuzluğu bir arada yaşıyo- ruz. Ekonomide göstergeler yakın gelecekte ciddi güçlük- leryaşayacağımıza işaret ediyor. istikrarsızlığıngetirdi- ği sorunlar, ekonomi ufkumuzu karartıyor. Toplumsal sorunlarımız da var. Ülke çapında bölücü terör neredeyse baş gündem maddesi oldu. Asayiş bo- zukluğu ise günlük yaşamımızın olağan bir parçası gibi. Ekonomik ve toplumsal sorunlar birbirinden kopuk değil. Tersine, bunlar birbirini besleyen, büyüten geliş- meler. istikrarsızlık önce gelir dağılımını vuruyor. Gelirin bi- reylervesınıflar arasındaki dağılımı son 15yı Idaolabile- ceği en bozuk konuma geldi. Akıl almaz zenginliklere ulaşan rantiyelere karşılık, emeğinin karşılığını dahi alamayan kitleler oluştu. Gelirin bölgeler arası dağılımı da çarpıldı. Hızla zen- ginleşen, neredeyse gelişmiş ülke tüketim düzeyine ulaşan Batı illerimize karşılık, geçen yüzyılda kalan ille- rimizin sayısı çoğaldı. Doğu ve Güneydoğu'nun insanı, tarım ve hayvancılık gibi doğadan ürettikleri günlük ya- şamlarından bile kopartıldılar. Doğadan kopartılan in- sanlara sanayi işçisi kimliği vererek kentlere taşıyacak ivme oldumolası düşüktü. Rant gelirlerinin böylesine cazip hale gelmesi, bu ivmeyi neredeyse yok etti. Ekonomik istikrarsızlık, toplumsal istikrarsızlığı besle- di. Gelir dağılımının daha da bozulması, beklentisi ol- mayan, tatminsiz, huysuz milyonlarca insan yarattı. Dü- zenin çözümsüzlüğe ittiği bu insanlar kırsal alanda dağ başlarında, kentlerde sokak aralarında kendi çözümleri- ni üretmeye yöneldiler. Terör buradan üredi ve çoğaldı. tstikrarsızlıktan gelir bölüşümüne, oradan toplumsal dengesizliğe ve teröre ulaşan çarpılma süreci kendi içinde çözüm üretmiyor. Tersine, geriye dönüp kendisi- ni besliyor. Terörün gündem belirlediği birortamın istik- rarlı olması olanaksız. Istikrarsızlığın güçsüzlüğe yarar getirdiği ise hiç görülmemiş. Bireysel kazançları besle- yen istikrarsızlık, toplumsal kazanımları sürekli erteli- yor. Toplumsal kazanım geri plana düşünce, çarpılma düzelmiyor. Dengesizlik ve terörün boyutu büyüyor. Kısacası terör, sorunu çözmüyor. Kan akıtıyor, can alı- yor, türedi siyasi liderler yaratıyor, ama sorunu pekiştir- menin dışında bır işe yaramıyor. Sorunu bu çerçevede algılayınca, terörü salt karşı te- rörle, devlet terörüyle çözmeye uğraşmanın da kalıcı bir sonuç getirmeyeceğini görmek kolay. Devlet terörü, adeta bir refleks. Korunma güdüsünün yönlendirdiği bir ilk tepki. Devletin güvenlik organları böyle bir reflekse dönük olarak yapılandırılmış. Şiddete şiddetle tepki göstermeleri bunların varlık nedeni. Bunu anlamak mümkün. Güvenlik örgütlerine bunun ötesinde bir misyon yüklemeyi anlamak ise mümkün değil. Çok sayıda ekonomik ve toplumsal halkanın birleşme- sinden oluşan terör zincirini salt bir güvenlik refleksiyle kırmanın olanağı yok. Terörü göğüslemek, durdurmak, sindirmek gibi işlevleri yerine getirecek bir refleksten köklü çözüm beklemenin sorunu çözümsüzlüğe sürük- lemek gibi bir maliyeti de var. Terör eğilimini ekonomik ve toplumsal planda çöz- mek zorundayız. Bunu yapacak olan da sivil siyaset ku- rumu. Ip de burada kopuyor zaten. Yıllardır devletin tepesin- de oturan toplumsal düşünce özürlü siyasetçiler, bırakın çözüm üretmeyi, bu sorunların konuşulmasına bile ya- naşmıyorlar. Karmaşık bir toplumsal sorunun çözümü- nü, adeta taşeron kullanırcasına güvenlik güçlerine iha- le etmenin kolaycılığından sıyrılamıyorlar. Sorunu sivil siyaset çözecek. Başka çaresi yok. Bu- nun için öncelikle siyaset ortamının, yılların yorgunu çö- zümsüzlük mimarından ve ekonomiye önerdiği sihirli çözümlerin toplumsal sonuçlarını kestiremeyen çapsız liderlerden arındırılması gerekiyor. Toplumun yönetimini, toplumsal düşünce özürlüler- den devralacak yeni kadrolara ihtiyaç vardır. Esas sivil çözüm dabu olacak. İZSİAD'DANVERGİ İADESİNİN KALKMASINA TEPKİ: Maliyebîndiği dalıkeser • KDV iade işlemlerinin hızlandınlması gerektiği belirtilen raporda. "İhracatçılar ile temel gıda maddesi üretimi yapan işletmelerin KDV iadesi taleplerinin tniktar itibanyla teminat mektubuna bağlı olsun veya olmasın kısa zamanda yerine getirilmesi gerekmektedir" denildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu)-İzmir Sanayici ve İşa- damlan Derneğı (İZSİAD), vergi iadesinin kaldınlmasmın "Maliye'nin kendi bindiği dalı kesmea" anlamına geleceğini açıkladı. Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Tnrgay Veşilbaş. iş dünyasındakı sorunlarla. vergi yasalannda yapılacak değişik- liklere yönelik önerilerinin yer aldığı bir rapor hazırladıklannı belirtti. KDV iade işlemlerinin hız- landınlması gerektiği belirti- len raporda, "İhracatçılar ile te- mel gıda maddesi üretimi \apan işletmelerin KDV iadesi talepJe- rinin miktar itibarıyla teminat mektubuna bağlı olsun >eya ol- masın kısa zamanda yerine geti- rilmesi gerekmektedir" denildi. Belge düzeninin yerleşti- rilmesi için götürü usulden vergilendirmenin kaldınlması gerektiği raporda yer alırken. bunun yapılabilmesi için küçük esnafın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun9. maddesindebe- lirtilen esnaf muaflığı kapsamı- na alınması y5nüne gidilmesi önerildi. İZSİAD'ın raporunda, 1992 yılında belgesiz olarak toplam hasılattan indirilen götürü gi- deri miktannın yaklaşık 80 tril- yon olarak belirlendiği açık- landj. Raporda, Maliye Ba- kanlığı'nın vergi oranlannı yükseltmek yerine, vergilendi- rilmemiş kaynaklan ortaya çı- karmaya çaüşması gerektiği be- lirtildi. İZSİAD raporunda, kalkın- mada öncelikli bölgelerde vergi muafıyet ve istisnalan uygula- masının olumlu karşılandığı açıklanarak "Ancak böige ve yöre tabirlerinin uygulama «çı- sından yanhş olduğu kamsmda- yız" denildi. Tasarruf kesıntisi. konut yar- dımı ve çalışlırma vergisinin is- tihdamı engellediğini belirtilen İZSİAD raporunda. "Bu kesin- tiler, 9 işçiden fazla işci çalıştı- ran işyerlcrinde uygulanmak- tadır. Bazı orta >e küçük ölçekli işyerleri bu hususta katı davraıt- makta ve iş)erinde çahşmakta olan işçi say ısını 9'dan yukarı ÇH karmamaya özen göstermekte- dir. Çünkü yapılan bu kesintile- rin tamamı işverene yansımak- tadır" görüşü savunuldu ve kaldınlması önerildi.' Zarar eden mükellefın hayat standardı temel göstergelerine göre vergilendirilmesinin, Gelir Vergi Yasası'nın beyan esası hükmüne ters düştüğü raporda belirtilerek hayat standardı uy- gulamasmdan vazgeçilmesi is- tendi. Raporda, Maliye personeli- nin, kamu görevlileri arasında en düşük ücreti aldığına yer ve- rilirken personelin yüzde 20 ka- dannın yüksekokul mezunu ol- duğu ve hizmet içi eğitimin ge- rektiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle