23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KİM1993CUMA T T CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN NeoNazi tehdidi korkutuyor E mekli bir bahçıvan olan Kurt Müller, tehlıkeb boyutlarda- ki Nazi yanlısı görüşlerinden öriiri yıllarca hapiste kaldı. Ancak Rhireland eyaletmdeki komşulan onu aep zararsız biri olarak gördü. Nt var ki son günlerde tutumlar değişmeye başladı. Müller (63) ve kana trsula (59), Gosenheim'daki evlennden birkaç blok ötedeki Dorfechanke lokantasına girmeye çalışaklannda, barmen kapıyı ka- padı Çıfte, "Buraya gıremezsiiHz" dedi. "Eğtr siz içeri girerseniz. bütün müş- terikrim lokantayı boykot eder." Mûllerler, lokantadan öfke içinde aynbp, eve yollandı. öyle görünüyor ki kamuoyu ve hükümet, geç de olsa anti faşist ses- lerinyükseldiği. Neo-Nazilerin sanı- landan çok daha örgütlü oiduğu uyanlanna kulak kabartmaya baş- ladı. Almanya Federal Haberalma Örgütü, aşın sağa örgütlerin sayısının 82'ye ulaştığını, toplam üye sayısının ise 42 bin olduğunu söylüyor. Cumhuriyetçi Parti'nin 25 bin üyesi bu sayının içinde yer almıyor. ' Almanya Federal Haberalma Ör- gütü'nün Başkanı Eckart Wertne- bach. Frankfurter Rundschau gaze- tesine. eylül ayı sonlannda verdiği demeçte "Sağcı gruplar arasındaki bağlantüarın giderek yayddtğının bir süredir farkındaydık" dıyordu. Hükümet yetkilileri, Almanya"- daki aşın milliyetçilerle Neo-Nazile- rin, iki kuşak önce Adolf Hitler'ı iz- leyen Naziler gibi tek bir öndere bağlı olduklanna daır bir ışaret bu- lunmadığını söylüyor. Ancak pay- laştıklan ve yaymaya çaüştıklan ideolojinın tehJikeb sonuçlar doğu- rabileceğinc hiç kuşku yok. Irkçı saldınlar geçen bir buçuk yıl içinde 24 can aldı ve bu şiddetin esin kaynağı, doğrudan emir yağdırmış olmasalar bile, mibtan miüiyetçiler ile Neo-Nazi gruplardı. Haberalma örgütü, bu tehditlere önlem olarak, sağa mibtanlan gözetım altında tut- makla görevli bolümün sayısını üç katına çıkardı. Sağa saldırganlar, bu yılın ilk do- kuz ayında yabanalara karşı 1480 saldın düzenledı. Bu sayı, on yıl ön- ceki saldın sayısının on katına eşit. Haberalma örgütü, yılbk raporun- da, 1992 yılının sonunda Almanya'- da "82 aşın sağcı örgüt" olduğunu yazıyor. 1991 'de bu sayı 76"ydı. Sağa dalganın giderek büyümesi, bir ölçüde komünızmin çökinesı ve Batı'yla yaşanan birleşme sonucu milyonlarca insanın işsiz kaldığı Al- manya'nın doğusundaki hoşnutsuz- lukla açıklanıyor. Sağa milliyetçi- ler, hem bu durumu, hem de Berbn Duvan'nın 1989 yıbnda yıkılması- Kuzty Dmnai AVUSTURYA Neo-Nazi hareketi Doğu Alman gençliği arasında çok sayıda yandaş buluyor. Doğu Almanya'da yaşanan ekonomik sorunlar gençlcrin harekete sempatiyle bakmasına neden oluyor. run ardından iş bulmak için ya da sığınma talebiyle ülkeye akın eden yabanalann yaratüğı hoşşnutsuz- luk havasını kullanıyor. Nedenler ne olursa olsun, sonuç- lar alarm çanlan çalıyor. Alman Yahudiler Genel Kurulu Başkanı Ignatz Bubis "1992 yılında 80 Yabudi mezaıiığı saldınya uğra- dı" diyor ve ekliyor: "Bu sayı, 1926- 1931 arasındaki bütün ydlarda saldı- rıya uğrayan toplam mezarlık sayısı- naeşit." Geçen yıl altı Neo-Nazi örgütünü yasaklayan hükümet. Alman mah- kemelerinden yedinci bir örgütü, Özgür Almanya İşçileri Partisi'ni de yasaklamalannı istemeyi planhyor. Başbakan Helmtrt Kohl ve öteki ön- derler de uzunca bır dönem şiddetı hafife aldıktan sonra. yeni yeni ciddi biçimde kınamaya başladı. Kohl, geçen ay yaptığı bır konuş- mada Neo-Nazilerin ülkenin adına verdikleri zaran tarif etmenin çok zor olduğunu söylüyordu. Kohl, mevcut yasalann "bütün şiddetiyle" uygulanarak, Neo-Nazılere karşı önlem ahnması çağınsında bulun- du. Haberalma örgütü, aşırı sağa ör- gütlerin toplam üye sayısının 42 bin olduğunu söylüyor. Gelecek seçim- lerde parlamentoda sandalye ka- zanmayı uman milliyetçilerden ku- rulu Cumhuriyetçi Parti'nin 25 bin üyesi bu sayının içinde yer almıyor. 79 milyon nüfusluk bu ülkede. üç yıl önce aşın sağa örgütlere üye 32 bin kişinın bulunduğu tahmin edilı- yordu. Bütün bu dış görünüşe karşın, Neo-Nazilerin bağlı oiduğu gruplar şimdilik dağınık ve düzensiz. An- cak, bağlantı kanallannı muhalifler- den ve yetkililerden saklı tutan bazı önderler, bırbirleriyle yakın ilişki içinde olduklannı açıkladı. Dazlaklann ve şiddet yanlısı öteki gençlık gruplannın binlerce saldın eylemi düzenleyebilmesini, bu resmi olmayan haberleşme ağı sağbyor. Hareketin önde gelenlerinın yaş- lan 20 ile 65 arasında değişiyor. Ço- cukluklannda Nazileri destekleyen bazı kişiler, şimdiki hareketin yaşlı üyelerini oluşturuyor. Özellikle doğu kesımdeki gençleri Neo-Nazi değerlere çeken ise, iki Almanya'nın 1991'deki birleşmesinin ardından yaşanan çalkantı. Bazılan, refah toplumunun dışın- da kalan işsiz güçsüzler. bazılan re- fah içinde yüzen, demokratik yapıh Batı toplumunun ürünleri. Hepsi- nın ortak yönü. 1930'lann ırkçı pro- pogandalannı bılen bır kımsenin kolaylıkla tanıyabıleceği bir inanç, ifade ve önyargı sistemıne sahıp cık- malan. Bu ınsanlara göre, Doğu Al- manya yalnızca "Merkez Alman- ya". Asıl topraklar. sağalann gen almaya yemin ettiği Polonya ve Rusya sınırlan içinde yer ahyor. Müller ve eşi, bugünlerde Alman- ya'da Neo-Nazi olmanın çok zor ol- duğunu düşünüyor. Polis, geçen 28 yıl içinde. Nazi propogandasına ait belgeler aramak ıçin evlerine 68 kez baskın düzenlemiş. Müller iki kez, kısa süreli olarak hapisanede yatmış. Ancak evlerinin bir bölümü yıne de Hitler'e adanmış bir tapınaktan farksız. Duvara asılı Hitler resminin hemen altında bir gamalı haç, onun altında da ırkçı bır slogan asılı: "Şey- tanın seçilmiş balkı. Isa'yı, Martin Lutner'i >e Adolf Hitler i öldürdü." Michael Petri'nin yaşamındaki dönüm noktası. 14 yaşında kaüldığı tanh dersınde göstenlen, III. Reich dönemi ile ilgılı sağa bir gazede ya- yımlanan makele olmuş. "Bize olumsuz bir yazı olarak sunulmuştu ama büyülendim" diyor Petri. Sol kulağına iki küpe takan Petri, Almanya Seçeneğı isimli sağa bir gruba İcatılmış. Grubun lideri Mic- hael Kuhnen'in 1991'de AIDS'ten ölümünden bır >nl sonra grup yasa dışı ilan edılince. Petri, Alman Milli- yetçileri isimli yeni bir örgüt kur- muş. "Almanya'da neyin yanhş gittiğini görmek için yapmamz gereken tek şey, herhangi bir büyük kentteki bir tren istasyonuna gidip şöylece bir çevTeye bakmak" diyor Petri ve eklı- yor: "Bazen, hiç Alman kalmadı mı diye merak ediyorsunuz. Her şey ya- Almanya'da aşın milliyetçi ve Neo-Nazi 82 örgüt, gelecek seçimlerde parlamentoya girebilmek için birleşmenin yollannı anyor. Aşın sağcılann kurduğu Cumhuriyetçi Parti, bu birleşme için ideal birzemin oluşturuyor. Şiddet eylemlerini uzunca bir süre hafife alan hükümet, bazı örgütleri aşın görüşlerinden ötürü yasaklamaya başladı, ancak yasaklanan örgütlerin yerine hemen yenileri bitiveriyor. bancılann eünde." Sağa gruplann önderleri ile şid- det eylemlerini düzenleyen ve ço- ğunluğunu erkeklenn oluşturduğu gençler arasındaki bağlantılan açığa çıkarmak ise hiç kolay değil. Mayıs ayında yaşanan ve beş Türk'ün ölümüyle sonuçlanan So- lıngen faciasından sonra savaLk. olayla ılişkisi bulunduğu sanılan 16 yaşındaki şüpheli ile arasındaki bağ- İanüyı bulmak için. 43 yaşındaki Neo-Nazi önderi Bemd Koch'u iki kez sorguya çeku. Yetkililerin Feüx K. diye tanıttık- lan genç. suçunu itiraf ederken, iki gencin daha işe kanştığını söyledi. Ancak savalık henüz söz konusu iki gence resmı olarak suçlama getir- medi. Bombalı saldın, bütün ulusun bir kez daha elini vicdanına koymasma neden oldu. Ancak milyonlarca Al- manın. yabanalara yönelik saldın- lan protesto ıçın sokaklara dökül- düklen kışa rağmen. şiddet kaybol- madı. Solingen'dekı antı faşistler. olay- lar öncesınde. bölgedekı bir sanayi- anın malı destek sağladığı gençİik arasında yabancı düşmanlığırun kış- kırtıldığını ıleri sürüyor. Özelbklede başmı Koch'un çektiği "bir gruptan söz ediyorlar. Evının duvannda Hitler'in resmi asıb olan Koch ise Felıx K .'yi tanıdı- ğını ancak, Türklerin ölümüne yol açan saldınyla bir ilgısi olmadığını söylüyor: "Savcılık beni iki kez sor- guya çekti. Bu genci nereden tanıdı- ğrnıı sordular. Ikimi/ de aynı gruba üyejdik, ama saldından sonra grup etkisizleşti." Koch, Türklerin öl- mü> le ıigıli olarak. "Bu tür olaylar, planlanmız dahilinde yer almıyor. Bir hataydı" diyor. Babası Hitler'in SS kuvvetlerinde doktor olan Koch, "Ben Nasyonal Sosyalistim >e partinin yeniden ku- rulması gerektiğini düşünüyorum. Hitler, Almanya'nın bu yûzyılda ye- tiştirdiği en i>i politikacıydr diyor ve ekliyor: "Öysa yalnızca onun dö- nemindeki kötü şeyleri vurguluyor- lar. Örneğin Yahudilerin başına ge- lenler. Gaz odalanna gönderilmişler, ancak kuşkularım var. Tabii ki in- sanlar öldüriildü, bumı herkes biliyor. Hem bence bugün Almanva'da çok fazia Yahudiıtin olmaması iyi bir şey." Moskova'daki depremden sarsılankent SaintPetersburg €t B oris Yeltsin 1991Agustosu'n- daki aericı hükümet darbesi sırasında Leningrad ve Ku- zey ordulanna başkomutan olarak atadığı Viaçeslav Çerbakov'la karşı karşıya geldi. Yıllarca birlikte olan iki kişi, hısım iken hasım oldu. Nükleer denizaltı eski kumandanı Tuğamiral Çerbakov 1991*de, Saint Petersburg'da (eski Leningrad) Be- lcdiyc Başkanı AnatoB Sobçak'ın listesinde seçimi kazandı, ama daha sonra Sobçak. güvendiği adamlannı öne çıkararak onu yavaş yavaş ken- tin yönetiminden uzaklaştırdı. Tuğamiral Çerbakov ile Devlet Başkanı Yardıması Rutskoy ara- sında büyük bir koşutluk var. Ikisi de önce Boris Yeltsin'in yanında yer alıyordu, sonra düşmanı oldu. An- caİc ikisi arasında önemli bir farklı- lık da var. Moskova'da olaylar de- netimden çıktığı ve General Ruts- koy'un yandaşlan Ostankino tele- vizyon istasyonuna saldınya geçtiği sırada, Tuğamiral Çerbakov buna katılmadı. Gerçeğı söylemek gerekirse olay- lara katılmama karan birkaç gün öncesine kadar gıdiyordu. Çerba- kov, 22 eylülde, parlamentonun dağıtılması karannın açıklanmasın- dan bir gün sonra. bunun anayasa- ya aykın olduğunu kamuoyu önün- de açıklamışü. Bu açıklamanın hemen ardından Moskova'nın tepkisi geldi: Çerba- kov ve yandaşlannın bürolan mü- hürlendi. Bunun anlamı Çerbakov'- un belediyedeki görevinden uzak- laştınlmasıydı. Bu karardan sonra General Rutskoy "devlet başkanı yetkilerini kullanarak" Sobçakı be- lediye başkanlığından uzaklaştırdı ve yerine Çerbakov'u atadı. Çerba- kov bunu kabul etmedi: "Kabol et- medim. Ona Yeltsinle birlikte yasa- lan sürekli ciğnediklerini söyledim. Saint Petersburg, Moskova'da 3 ekimde yaşanan şiddet olaylanmn benzerlerine sahne olmadı, ancak kentte Yeltsin ve karşıtlan arasındaki çekişme içten içe yaşandı. Aramızdaki anlaşmazlıklar her ne olursa olsun. SobçakMa aynı zaman- da seçildiğimizi anımsattım" Bunun üzenne Rutskoyun yanıtı şöyle ol- du: "Nasıl düşiinüyorsan öyle yap..." Sonuç olarak, Çerbakov beledi- yedeki bürosunu geçici olarak koru- du. Ama galiplerin yanında yerini almadı. Çerbakov, Komünist Par- ti'nin en radıkal kesımının ünlü söz- cüsü Nina Andreeva'nın çağınl- maması koşulunu koyarak 3 ekım pazar günü Kış Sarayı alanındakı muhalefetmıtinginekatıldı Bunun- la birlikte, konuşmasını kızıl bay- raklann arasında yaptı. Aynca, ye- rel televi7yonda da bir programa katıldı İçten ve aydınbk bakışı, Kuzey Kutbu'nun buzullan altında deni- zaltısında meydana gelen bir anza sırasında bir anda beyazlamış olan saçlanna karşın genç yüzüyle dikkat çeken Çerbakov, General Ruts- koy'u yargılamayı kabul etmiyor: "Bdyle anlarda, bir gemi batarken, olayların nasıl geliştiğini bilirim. Bir- şeyler yapmaya çalıştı, sonuna ka- dar." ' Çerbakov. 3 ekimde kanlı olaylan sırasında bır kışkırtmadan da kuş- kulanıyor ve cıddı suçlamalarda bu- lunu>or: Ostankino'dakı çarpış- malan fılme alan kameramanlara, olaylara şahit olmalannı engelle- mek ıçın. televizyon ıstasyonunu sa- vunanlar tarafından özellikle ateş açıldığını ve kameramanlardan ücü- nün yaşamını yitirdiğini belirtiyor. Aynca İçişleri Bakanı General Erin'in dınlendiğı takdirde msarun tüylerini ürpetecek emirlerini ya da söz konusu generalin "mennilerden tasarruf yapmama" emrinin kayıtla- nndan da söz edıyor. Oldukça karanlık bir tablo çizen Çerbakov gelecek seçimlerin serbest ve düriist olacağından duyduğu kuşkulan da dile getiriyor. Bütün bunlara karşın Çerbakov, belki de iyimser doğasından dolayı. yeni fe- deral pariementoya katılmayı ve bir milletvekilliği sandalyesine sahip ol- ma>ıamaçlıyor Beledıye başkanının sağ kolu olan Vassili Putin onun yokluğunda bele- dıyeyi yönetiyor. 17 yıl KGB'de ça- lışan Putin son gelişmeleri değerlen- dirirken "Herkes kaybetti" diyor. I990'da seçılen ve Sobçak'ı bele- dıye başkanı yapan Yerel Meclıs'in başına kımin geçeceği sorusuna baş- kanın aynlmasının söz konusu ol- madığını, ama eğer başkanın bu konuda bir karan varsa bunun baş- ka bir durum yaratacağını vurgulu- yor. Sorulara genellikle kapalı yanıtlar veren Putin. Çerbakov 'un Rutskoy'u ve Hasbulatov'u des- teklediğini. ama uç çözümler arayışı içinde olmadığını belirtiyor. Çerbakov hakkmda bir soruştur- manın sürdüğünü sözlerine ekli- yor. Putin, Saint Petersburg'ta poli- sin, ordunun ve güvenlik kuvvetle- rinin tamamıyla Yeltsin'e destek verdiğini söylüyor: "3 ekimi 4'üne bağlayan gece, polis sorun çıkarta- bilecek kişileri tutukladı. Üstelik Rutskoy'un gönderdiği emirleri bize haber veriyorlardı." Muhalefetin medyadan yararlan- maması durumunda seçimlerin na- sıl adil olabileceği sorusuna ise Pu- tın'in yanıtı şöyle' "Bu suçlamalann temeli yok, çünkü seçim kampanyası resmi olarak başlamadı." Jan Krause Bugün için cinayetin, yabancılan Almanya'dan uzak tutmanın çözü- mü olmadığını da sözJenne ekliyor: "Ülkeye akın etmeierinden hoşlan- mıyonım. ama ülkeye gelmelerini ön- lemek için politik araçlara başvur- malıyız, şiddete değil." Koch, genel seçımler için birleşil- diği takdirde parlamentoya girebile- ceklerinı ve bunun için de en uygun seçimin Cumhuriyetçi Parti olduğu- nu düşünüyor. Başını eski bir SŞ olan Franz Schonhuber'in çektiği Cumhuriyet- çıler. Nazi günJerine duyulan özlem değıl, yabancılann ülkeye gelişini durdurmak için önlemler ahnması gerektiği üzerinde duruyor. Bonn yetkililerinin son olarak uğ- raşüğı örgüt ise, başmı 65 yaşındaki Friedheun Busseun çektiği, özgür Alman İşçileri Partisi. Busse, FAP adıyla bihnen partinin bütün ülkede 1000 kadar üyesi olduğunu ve özel- likle Doğu Almanya'da hızla yayıl- dığını belirtiyor. Sağ hareketin önderleri, ılımlı bir görüntü vermeye çaüşıyor, şiddet eylemleriyle bir yere vanlamayacağını söylüyor. Evlerinde Führer resimleri asılı bu önderler, Almanya'da bugün çok sayıda Yahudiye rastlanmamasının kötü bir şey olmadığını belirtiyor. Almanya İçişleri Bakanı, partinin yalnızca birkaç yüz üyesi bulundu- ğunu söylüyor, ama aşın görüşlenn- den ötürü partinin kapatıiması için Federal Anayasa Mahkemesfne başvurdu. Bakanlığa göre. parti. muhaliflerini, "iktidann eie geçiril- mesinden" sonra "çalışma kamplan- na" gönderilmesi ya da "ölüm man- galaruun karşısına çıkartılması" ge- reken "düşmanlar" olarak tanım- byor. Bakanbğın açıklamalanm saçma diye nitelendiren, ıbmb bir görüntü sergilemeye calışan Busse. 16 yaşın- da SS'lere katılmış. Sonraki yıllarda da beş yıl hapiste y atmış. Busse. "De- ne>imlerîmden, çevremde olup biten- lere kayıtsız kalamayacağımı öğren- dim. Bugün için şiddetle bir yere van- lacağını sanmıyorum" diyor. Parti üyelerinin çoğunluğunu 15-25 arası gençler oluşturuyor. Partinin Bonn bölgesi sorumlusu da tipık bir örnek. Norbert Weidner. 21 yaşında, uzun boylu, mavı gözlü, asker traşb bir genç. Annesi îngiliz, babası Hıristiyan Demokrat Parti'- nin önde gelenlerinden. VVeidner, anne babasmın savunduğu görüşle- re katılmıyor. Alman kamuoyu • ve hükümeti özellikle Solingen faciasından sonra, geç de olsa, yükselen ırkçı hareketten tedirginlik duymaya başladı. Ancak ırkçılık karşıtı gösterileriçin milyonlann sokaklara dökülmesi bile Almanya'daki şiddet eylemlerine son veremiyor. Weidner, partinin Hitlerci ke- simınin aksine kendisini "devrimci milliyetçi" olarak görüyor. şiddet eylemlerine karşı. ancak yabana- lan da istemiyor. Çünkü işsizb'k. ka- labalık gibi sorunlarla boğuşan bir AJmanya'da iş ve ev için yabana- larla rekabet etmek hiç hoş değil. VVeidner'a göre, "yalnızca yüzey- sel olarak nasy onalizmden etkilenen disiplinsiz dazlaklar" şiddet uygulu- yor. Bir süre için kendisı de dazlak- lann arasında yer almış. "Bir kaç kez dayak yediğun de oldu" diyor ve ekb'yor: "Ama y abancılardan değil, bizün solculardan." Belki de bu kuşağın yaşadığı be- lirsizlik Weidner'ı bu düşüncelere kucaklamaya ittı; belki de yalnızca, Bonn'un sıkı burjuva değerlerine karşı bir başkaldın... " Weidner, Bonn'da Ahnanya Girişimi adı altında geniş bir örgüt- lenmeye doğru gidildiğini söylüyor ve ekliyor: "Eğer yetkililer bütün ör- gütleri kapatırlarsa, silah geri tepe- cektir. O zaman hepimiz yeraltma geçeceğiz." Craig R. VVhJtney
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle