23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22EKİM1993CUMA HABERLER Karayalçın otoyol açıyor • tstanbul Haber Servisi- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardıması Murat Karayalçın ile Bayındırlık ve tskan Bakaru Onur Kumbaraabaşı, TEM otoyolunun Lûleburgaz-Babaeski arasındakı kesimini açacaklar. Transit Avrupa Otoyolu'nun (TEM) yaklaşık 25 kilometre uzunluğundaki Lüleburgaz-Babaeski arasındakı kesiminin hizmete soknlması nedeniyle bugün saat 12.0O'de bir tören düzenlenecek. Otoyolun açılacak kesiminde 6 viyadük, bir nehır köprûsü. 3 üstgeçitile5altgeçıt bulunuyor. Sağlık sorunlan TBMM'de • ANKARA(Cumhuriyet Bfirosu) - Türkiye'nin sağlık alanındaki soninlan ve sağlık reformu yasa tasansı, sağlık meslek örgütlerinin de kauldıâ TBMM Sağlık ve Sosyal ışler Komisyonu'nda tartışıldı. Komısyonda. sağlık reformu tasansının uzlaşma ile hazırlanması için meslek örgütlerinin temsilcıleri ve milletvekillerinden oluşacak bir alt komisyon kurulması kararlaştınldı. TBMM'de dün yapılan toplanüda konuşan komisyon başkanı DYPElazığMilletvekili Ahmet Küçükel, mevcut yasalaria Türkiye'nin sağlık sorunlannın çozülemeyeceğini ve yasalann degiştirileceğini söyledi. Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği, Türk Veteriner Hekimler Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, DPT ve YÖK temsilcilerinin katıldığı komisyon toplantısında, saglıkla ilgjti fakültelerde yetersiz eğitim verilmesinden yakınıldı. CimtonılcDYPanı değiidir • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, köklü bir demokrasi ıçin köklü siyasi partilerin bulunması gereküğini belirterek"DYPbiranı değü, bir gerçektir. Geçmişle ilgisini keserse, geçmişini unutursa ve gecmişinde elde ettiği deneyimleri siyasette bugün kullanamazsa niieliğini değişiirir. kendini inkâr eder" dedi. Cindoruk, DYP kuruculannı dün parlamentoda kabul ederek bir süre görüştü. Cindoruk, yaptığı konuşmada, üstü kapah bir biçimde Başbakan Tansu Çiller'i eleştirdi. DYP'nin,ülkebırliğini savunan birhareketin adı olduğunu, geçmişle ilişkisini kesemeyeceğini anlatü. Sarıkamış'ın basın toplantısı • lstanbul Haber Senisi- Demokrasi Parüsi (DEP) Bağalarilçeörgütü yöneticisi Selahattin Sankamış, dört günden bu yana sivil pohslerce takip ve rahatsız edildiğini belirterek "Başıma bir şey gelirse şorumlusu devlettir" dedi. İHD İstanbul Şubesi'nde bir basın toplanüsı düzenleyen Selahattin Sankamış, 34 VNK 29,34 JSZ 69,34 ZN 927 plakalı sivil otolarla 34 TBT24plakalıtakside bulunan kişilerin dört gündür evini ablukaya aldıklannı iddiaetti. Geceleri de farlannı evine çevirerek telsiz sesini açıp kendilerini rahatsız ettiklerini öne süren Sankamış."Bu otolardaki kişiler mahalkdeki çocukJara da ellerindeki silahlan göstermiş. Böylece, mahalleliye beni öcü gibi göstermeye çalışıyorlar" dedi. Maraşlı ve Gezici için kampanya • İsunbul Haber Servisi- Komal Yayınevi Genel Yaym Yönetmeni Recep Maraşb ile DEP MYK üyesi Cabbar Gezici hakkında, Kanal 6 televizyonunda yayınlanan Dinamit programındaki konuşması nedeniyle DGM'ce gıyabi tutuklama karan verilmesine karşı imza kampanyası başlatıldı. Komal Yayınevi çahşanlannın yann saat 12.00'de Kanal 6 televizy onu önünde basın açıkJamasjyla başlatacağı imza kampanyasına, konuya duyarh herkesin katılması istendi. Polisteköstebekolduğukıışkusupekişiyor Tek-Fer Sitesi'ndeki örgüt evi, basılmasmdan bir gün önce MehmetAli Şekerve arkadaşlarmca terkedildi. Sanıklar o geceyi, evde birnöbetçi bırakarak Kadıköy'de As Otel'de geçirdiler. Polis buna rağmen bu konuda bir araştırma yapmadı. lslami Hareket üyeleri neden As OteFi seçiyor? İstanbul Haber Senisi- İsla- mi Harekeı davası sanıklan Mehmet Şah Çınar, Abdülaziz Ocakhanoğlu, Yusuf Altun ve Mehmet Can Dırek'in ifade- lerinde, yazanmız L'ğur Mum- cu'nun öldürülmesinden bir gün önce baskın ihtimaline karşı kaldıklan evi boşaltmaya çalıştıklan. geceyi ise otelde ge- çirdıkleri ortaya çıktı. Tüm bunlara karşın polis ya da so- ruşturma savcılannm sanıklara 22 Ocak 1993 gecesini 'neden otelde geçirdiklerini' sormaması dikkat çekü. İslami Hareketçi- lerin kaldığı As Otel'de de her- hangı bir soruşturma yapılma- dığı belirlendi. Oysa soruştur- ma dosyasında örgüt üyelerinin daha önce de bu oteli kullan- dıklanna dair bilgiler yer ah- yordu. İstanbul Terörle Mücadele Şubesinde 2 Şubat 1993 tari- hinde ifade veren Mehmet Şah Çınar. Bostana Tek-Fer Si- tesi'ndeki evle ilgilı olarak şu bilgilen verdi: "Yakalanmadan bir gece ön- ce, yani 22 ocak cuma akşamı. hepimiz eve toplandıktan sonra Ali (Şeker) bizlere hitaben, Bu akşam evde Mehmet Can Di- rek kalacak, biz dört kişi otele çıkacağız' dedi. Biz de kendisine bunun nedenini sormadık. Gece- nin muayyen bir saatinde evden ayrılarak Ali'nin kullandığı Mazda marka arabaya binerek Kadıköy'e geU dik. Burada ben ve Yusuf isimli arkadaş bir otel- de, Ali Ue Abdü- laziz de başka bir otelde yattık. Sabah saat 07.00 sıralan- nda kalktık. Kadıköy Posta- nesi civannda buluştuk. Ali eve telefon etti, evin normal olup ol- madığını sordu. Bunun fizerine yine Mazda marka otoya bine- rek eve geldik. Eve geldiğimizde Mehmet Ali Şeker, bizlere yine evi toplamamı/ın gerektiğini, başka bir eve çıkacağımızı söy- ledi. Biz de bunun üzerine beşi- miz birden evi toparlamaya baş- ladık. Tahminen saat 10.00 sıra- larında kapı çalındı fakat .41i aç- madı. Biz de açmadık. Çönkü bize Ali'nin talimatı vardı. 'Kapıyı kim çalarsa çalsın, be- nim emrim ve taümaüm ol- madan kapı açılmayacak' der- -Islami Hareket sanıklan, Mumcu suikastından bir gün önce neden Tek-Fer Sitesi'ndeki evi boşaltmaya çahşülar? -Örgüt evine baskın yapılacağı bilgisini kim verdi? -Sanıklar Mumcu'nun öldürüleceğini bildikleri için önlem mi aldılar? -Sanıklara, otele neden gjttikleri polis tarafından niye sorulmadı? -Diğer sanıklan otele götüren Mehmet Ali Şeker'in ifadesinde neden otele ilişkin tek satır bile yok? -Sanıklar otelde hangj kimlikle kaldılar? -As oteli İslami Hareket sanıklan tarafından daha önce de kullanılmış. İslami Hareket'çiler burayı özellikle mi seçiyorlar? -Otel yetkilileri, hangi kaygıyla 22 Ocak 1993 tarihli otel kayıtlan hakkında muhabirlerimize bilgi vermeyi reddediyorlar? di. Bunun üzerine bizkr kapıya \anaşamadık. Polisler kapıyı zorlayarak içeri girdiler, bizleri topaıiayarak şubeye getirdiler." Bu ifadeye göre Ali Şeker, Tek-Fer Sitesi'nde yakalanma- dan bir gece önce arkadaşlanna evin toplanması ve bu evin bo- şaltılacağı talimatını vermiş. Ancak, evde bir kişinin nöbetçi bırakılarak diğerlerinin geceyi otelde geçirmeleri, bunun nor- mal bir adres değişikliği olma- dığını gösteriyor. Ertesi sabah nöbetçi bırakı- lan kışiye Ali Şeker'in 'evin normal olup ol- madığmf sor- ması gece eve baskın yapı- lması beklenti- sinden doğan bir kaygının kanıtı. Poliste 3 Şubat 1993 ta- rihinde verilen ifadede de bu durum belirtili- yor. Ocakha- noğlu, ifadesin- de olaya ilişkin şunlan söylü- yor: "Sonradan öğrendiğime göre polis bizim örgütle ilgili operasyonlara başlayınca Selim (Mehmet Ali Şeker) bizlere 'Başka bir ev tuttum. Bu evden taşınacağız, onun için hemen hanrlık yapıp eşyalan toplayın' dedi. Biz de sabahleyin eşyalan islami Hareket'inAnkarabağlantıları HALtLNEBtLER L'ğur Mumcu, Çetin Eroec, Sinan Ercan, Turan Dursun ve Ali Ekber Gorbani'nin öldürül- melerinden sorumlu tutulan İs- lami Hareket örgütünün İstan- bul ve Batman ilişkilerinden sonra, Ankara ilişkileri de ya- vaş yavaş ortaya çıkıyor. Örgü- tün Ankara ilişkileri bugüne dek kamuoyuna çalıntı otomo- billerin Ankara'ya götürülme- siyle sınırh olarak sunuldu. An- cak, örgütün Ankara bağlantı- lannın. başta eğjtim çalışmalan olmak üzere, önemlı örgütsel ilişkileri de içerdıği belirlendi. Çahnan otolann dışında, Ay- han Usta ve Mehmet Zeki Yıl- dınm'ın biri İzmirde, biri de Ankara'da iki adet büyük boy san zarfı da Zeki Demir'e tes- lim ettikleri, zarflarda ne bu- lunduğunun saptanamadığı or- taya çıktı. İstanburdaki ope- rasyonlarda yakalanan Gud- bettin Gök'ün Ankara'da poli- se verdiği ifade, örgütün Anka- ra ilişkilerinin açıklanmasmda önemli rol oynadı. Gudbettin Gök, 1992 yılının Kasım sonlanna doğru kod adı Mesut olan Mustafa Kayacan'- ın kendisini Ali adlı kişiyle ta- nışurdığını anlattı. BeyazToyotafle AnkaraVa Aralık ayırun başlannda Ali'yle birlikte ev tutmak için Toyota marka beyaz bir oto- mobille Ankara'ya gittiklerini, Baükent ve Eskışehir yolu üze- rindeki evlerde araştırma yap- tıklannı anlatan Gök, bekar oi- duklan için ev tutamadıkiannı belirtti. Mesut kod adlı Mus- tafa Kayacan ile telefonla ilişki kuran Gök, ev tutulabılmesi için bir kadının Ankara'ya gön- • İslami Hareket örgütünün Ankara'daki kuşkulu faaliyetleri ve bu kentte sürdürdükleri eğitim programı uygulamaları sanık ifadelerinde yer almasma rağmen ciddi bir kovuşturmaya konu edilmedi. derilmesini istedi. Başörtülü. orta boylu, ela gözlü, 20 yaşlannda olarak la- rif ettiği ve adının Nursel oldu- ğunu söylediği hanımın An- kara'ya kısa zamanda_geldiği ve bu hanımla birlikte Ümitköy'- deki Koru sitesinde ve Konut- kent'te e\' baktıklanru anlatan Gök, Spor Toto Müdürü İhsan Topaloğlunun Konutkent Al Blok, Daire 15 adresteki evini 2 milyon 700 bin lira kira ve 600 bin lira aidatla kiraladıklannı anlattı. Ev kiralanana kadar Çoruh otelinde Sakıp Mirza sahte kimliğiyle kalan Gudbet- tin Gök, evi de bu kimlikle tut- tuğunu, ev tutulduktan sonra 20 yaşlannda, 1.75 boylannda. siyah gür saçh. siyah gözlü ve köylü şiveli Selim adlı kişinin de kendilerine katıldığını belirtti. Gök. Ankara'ya gelip ev tut- malannın nedenini ifadesinde şöyle açıkladı: "Ankara'ya gelmemin sebe- bi, Ankara'da. kapalı devre programı dediğimız, 6 aylık bir eğitim programıru yeni gelen çocuklarla yapmakü. Önce Ali ik geldik. Alfnin kımliğinde Necmettin Yıldız ismi vardı. Evi döşedik- ten sonra Mesut(Mustafa Ka- yacan). Ankara'da benim bu çocuklarla kapalı devre prog- ram uygulamamı. Ali ve Se- lim'e ileride bir kişinin daha kaülacağını söyledi. Ben de Mesut'la ilk tanıştığımda böyle bir devreden geçmiştim. Program şöyle idi: Sabah na- mazı 06.30, Kuran dersi her gün 100 ayet, Kahvalu, şoför- lük dersi ve şehri tanıma. Ali ve Selim'le yaklaşık bir hafta programa başladık. Daha sonra Mesut, İbrahım diye 10-20 yaşlannda, siyah saçh, açık kahverengi gözlü, düzgün Türkçe konuşan bir çocuğu gönderdi. İbrahim 3-4 gün kal- dıktan sonra uyum sağlavama- dığı için İstanbul'a gitti. Mesut, İbrahım'le iki kimlik gönder- mişti. Ali için gelen Doğan Yıl- dız kimliğine eve telefon bağlat- tık." Gudbettin Gök, her ay bir başka kentin gezilerek tanın- masını programladıklannı, bu çerçevede Ali ve Selim'le Konya'ya gittiklerinde, bura- dan Isparta plakah beyaz bir minibüsü çalarak Ankara'ya getirdiklerini belirtti. Sedat Kosova sahte kimli- ğiyle yakalanan Ayhan Usta, Aralıİc a>ı sonunda 06 N 6443 plakah kırmızı Tempra SX ve siyah Tempra'yı. 1993 Ocak ayı başlannda ise 06 N 6444 ve 06 N 6445 plakalan olan kırmızı Tempra ve yeşil Con- corde otomobilleri Ankara'ya Mehmet Zeki Yıldınm'la bir- likte götürdüklerini açıkladı. Ayhan Usta, otomobillerin dışında. bir kez Ankara'da, bir kez de İzmir'de Tahir kod adlı Zeki Deniz'e A-4 kağıdı büyüklüğünde kapalı san zarf götürdüğünü belirtti. Ayhan Usta'ya bu zarflarda ne oldu- ğu yolunda bir soru sorul- madı. . Zarflann içeriği, aylar gec- mesine karşın hâlâ saptana- bilmiş değil. Musa Anter lzzet Kezer Hafız Akdemir Ferhat Tepe Namık Tarancı Yahva Orhan Türidye'degazetedtiğin ach ölibnlceşdeğer 1988'den buyana 27 gazetecinin öldürüldüğü Türkiye'de güvenlik güçleri, 'hızlı' davranmamakla suçlanıyor • Güneydoğu'da son 5 yılda 18 gazeteci öldürüldü. 4 cinayetin PKK tarafından, diğerlerinin ise Hizbullah ve Kontrgerilla tarafından işlendiğj ileri sürüldü. Sadece Halit Güngen'in katil zanlısı yakalandı. Öldürülen gazetecıierin yanı sıra İhsan Uygur ve Aysel Malkaç da kayıp. İstanbul Haber Servisi- Son 88 yılda 47 gazetecinin öldürül- düğü Türkiye"de cinayetlerin üçte biri, PKK'nın gazeteciliği 'jasakladığı' Güneydoğu'da gerçekleşti. Güvenlik güçleri- nin bizzat ya da "gerekli soruş- turmayı yapmadıklan için" suç- landığı bu cinayetlerin 16'sında katiller saptanamadı ve yakala- namadı. Basın kuruluşlannın verileri- ne son 88 yılda 47 gazeteci cina- yetinden 20'si 1905-1980 yıllan arasında gerçekleşti. 1988'den bu yana 27 gazetecı öldürüldü. Çoğunluğu siyasi nedenlerden kaynaklanan bu cinayetlerden 18'i Güneydoğu'da gerçekleşû. 4 cinayetin PKK militanlannca işlendiği. diğerlerinin ise Hiz- bullah ve Kontrgerilla tarafın- dan gerçekleştirildiği öne sürül- dü. Cinayetlerde eleştirilen bir başka nokta ise güvenlik güçle- rinin "katilleri yakalamakta htzlı davranmadıklan" biçimin- de oldu. 18 cinayetten sadece Halit Güngen'in katil zanlısı ya- kalanarak adli makamlara sevk edildi. Hüseyin Deniz'in öldü- rülmesi olayında da katillerin yakalandığı açıklanmasına kar- şın dava açıldığında, yargıla- nanlann cinayete yardım et- mekle suçlandığı, ancak tetiğj çeken kişinin kaçtığı görüldü. Seracettin Müftüoğlu ( Nusay- bin HHA muhibiri-1989 Hazi- ran), Haüt Gfingen (Diyarbakır 2000'e Doğru muhabiri-1992 Şu- bat), Cengiz AHun (Batman Yeni Ülke muhabiri- 1992 Şubat), tzzet Kezer (Sabah muhabin- 1992Mart), Medt Akgün (Yeni Ülke eski muhabiri-1992 Mayıs), Hafız Akdemir (Diyarbakır Özgür Gündem muhabiri- 1992 Haziran), Çetin Abayay (Batman Özgür Halk muhabiri- 1992Temmuz), Yahya Orhan (Gercüş Özgür Gündem muhabiri- 1992 Tem- muz). Hüseyin Deniz (Özgür Gün- dem yazan-1992 Ağustos), Musa Anter (Özgür Gündem yazan-1992 Eylül). Mehmet Sait Erten (Mazıdağı Azadi muhabiri-1992 Kasım). Yaşar Aktay (Hani Türkiye es- ki muhabiri-1992 Kasım), Hatip Kapçak (Mazıdağı Hürriyet eski muhabiri- 1992 Kasım), Namık Tanucı (Diyar- bakır Gerçek muhabiri- 1992 Kasım), Kemal Kdıç (Yeni Ülke Şanh- urfa muhabiri-1993 Şubat), Mehmet thsan Karakıtş (Silvan gazetesi sahibi-1993 Mart), Ferhat Tepe (Bitlıs Özgür Gün- dem muhabiri-1993 Ağustos). MuzafTer Akkuş (Bingöl Milli- yet muhabiri-1993 Eylül). Öldürülen diğer gazeteciler Tevfik Nevzad (1905 Hızmet) Hasan Fehmi (1909 Serbesti) Ahmet Samim (1910 Sada-yı Milkt) Zeki Bey (1912 Şenrah) Şaır Hüseyin Kami (1912 veya 1914 Alemdâr) Hasan Tahsüı (1915 Hukuk-u Beşer) SaahcıTahsin(1916Silah) AK Kemal (1922 Peyam-ı Sa- bah) İştirakçı Hilmi (1922 İştirak) Hikmet Şevket (1930 Yeni Asır) Sabahattin AS (1948 Marko Paşa) Adem Yavuz (1974 ANKA) Ali İhsan Özgür (1978 Politi- ka) Cengiz Potatkan (1978 Hafta Sonu) Abdi İpekçi (1979 MiUiyet) İlhan Darenddioğlu (1979 Or- tadoğu) İsmail Gerçeksöz (1980 Orta- doğu) Ümit Kaftancıoğta (1980 TRT) Muammer Feyzioğlu (1980 Hizmet) Recai Ünal (1980 Demokrat) Mevlûtlşık( 1988 Türkiye) Sami Başaran (1989 Gazete) Kamil Başaran (1989 Gazete) Çethı Emeç (1990 Hürnyet) Turan Dursun (1990 Yüzyıl/ 2000'e Doğru) Bûlent Ülkü (1992 Körfeze Ba- kış) Uğur Mumcu (1993 Cumhuri- yet) thsan Uygur (1993 Sabah- Kayıp) Aysel Malkaç (1993 özgür Gündem-Kayıp) IranElçisi: Mumcu'yuyaABDyaIsrailöldürttü GÜNEŞGLIRSON ANKARA - Iran'ın Ankara Bü- yükelçisi Mohammad Reza Bagheri. gazetemiz yazan Uğur Momcu'yu Amerikalüann veya İsraillılerin öldür- düğünü iddia etti. Baghen. Türkiye'- deki terör olaylannın Iran'ın destekle- diği İslami gruplar üzerinde yoğunlaş- ması konusunda Türk gazetecilerini- "komploculuk"la suçladı. Baghen, Cumhuriyet'e yaptığı açı- klamaya şöyle devam etti: "Bunlar, Batı komplosudur. Bundan önce de ga- zetelerde Iran'ın gemiyle PKK'ya silah getirdiği yazüdı. Sonra yalan oWu. Biz- den özür dilediler. "İran Mumcu'yu öl- dürdü' dediler. Sonra söylediler yalan. Mumcu'yu İran öldürmedi, MOSŞAD öldürdü. Amerika öldürdü. Şimdi, İran uranyum götürüyor. Nive götürüyor', İran İslami Hareket'e yardım ediyor' şeklinde konuşuluyor. Bunlar, bütün yalan. İslam >e Iran her komşuv a sağlık istiyor. selamet istiyor. İslami komşu İran'dan Türkiye'ye iyilik geliyor, Batı'dan sadece körülük gelecek." Bagheri, Iran'ın Türkiye'de siyasi cinayetler işleyen, İslami Hareket Ör- gütü ve PKK'yı desteklediğine ilişkin haberlen de "Batı'nm komplosu" ola- rak nitelendirdi. Bagheri. "Bunlar, Batı ülkelerinûı komplosudur. İran'la hiçbir ilgisi yok'' dedi. Baghen, Türkiye-İran ilişkilerini de- ğerlendirirken İran'm PKK'nın kamp kurmasını desteklediği iddialannı ya- lanladı. Bagheri, "Sayın Bakan Meh- met Gazıoğlu memnun döndiiler. Sayın Bakan, Iran'a gittiler. İran'da i\i niyet gördüler. Yanlış haberlen, yakından iz- ledi ve gördüler. Sayın Sezgin de gitti- ler. Komiteler gidiyor geliyor zaman zaman. Görevülerin içerisinde bir şey yok. Sadece gazetelerden izliyoruz. Hem biz hem Türk arkadaşlar şaşın- yorlar. Gazeteciler bunlan oereden çıkanyorlar. Bakan memnun, büyükel- çi memnun, bizim bakan memnun, Cumhurbaşkanı memnun" dedi. Bag- heri, Türkiye'de İslami Hareket Örgü- tü üyeleri tarafından işlenen siyasi ci- nayetlerle ilgili olarak "Bunlar, Batı ül- kelerinin komplolan, maalesef. Bun- ların komplolanna gürmeyin. Biz, her zaman bunlan yalanladık. Çok mem- nunum ki bakan da yalanladı. İran'la hiç ilgisi yok"dedi. Komplonun nede- niyle ilgili olarak "Batı Türkiye'yi iste- miyor, bizi de istemiyor. Maalesef, o komplolarm içerisine bazı basın mensu- bu arkadaşlanmız gin'yor" dıyen Bag- heri şunlan söyledi: "İki komşu birbiri- ne yakın oisun Lstemiyorlar. İki komşu Müslüman ülke, 60 milyon Türkiye, 60 milyon İran beraber olsun istemivorlar. Her komşu arasmda bazı kücük sorun- lar olabilir. Ama bakın, İran'la Tür- kiye'nin Uişkileri kime benziyor. Suriye mi, Irak mı, Yunanistan mı? Hangi komsuyla Uişkileriniz İran'dan daha iyi? frania iüşkileriniz iyi." toplarken polis bizim evimizi tes- pit etmiş olacak ki, Mehmet Ali Şeker (Şelim), ben, Mehmet Şah Çınar (İzzct). Mehmet Can Di- rek (Rafet), Yusuf Altun (İsmet) isimli arkadaşlarla birlikte ya- kalandık." Araştınlmayan noktalar Ocakhanoğlu'nun ifadesinde iki nokta önem taşıyor. Ocak- hanoğlu. "Sonradan öğrendiği- me göre polis bizim örgütle ilgili operasyonlara başlaymca, Meh- met Aü Şeker bizlere,'başka bir ev tuttum, bu evden taşınaca- ğız, hemen hazırlık yapın, eşya- lan toplaym' dedi" diye ifade veriyor. Mehmet Şah Çınar, bu konuşmanın 22 Ocak 1993 ak- şamı yapıldığını ifadesinde be- hrtiyor. Bu durumda Mehmet Ali Şeker'in 22 veya 21 ocakta polisin operasyon yapacağı ha- berini almış olması gerekiyor. Kaldı ki başka bir ev tutulmuş. Bu da operasyon haberinin da- ha da önce alınmış olabileceğini düşündürüyor. Oysa poüsin tahrif edilen tu- tanaklar dahil hiçbir belgesin- de, 22 ocak veya 21 ocak tarih- leri yok.En son Ankara DGM Savcısı Ülkü Coşkun. tüm sa- nıklann 23 ocakta yakalandığı- nı açıkladı. Bu durumda poli- sin. islami Hareket Örgütü'nün bazı faaliyetlerini ve en aandan Tek-Fer Sitesi'ndeki evi daha önceden bildiği. ancak yakala- madığı kuşkusu ortaya çıkıyor. Oysa yapılan açıklamalarda olayın bir çağn cihazı mesajıyla başladığı ve tesadüfen öğrenil- diği belirtilmekteydi. llginç olan ise 22 Ocak gecesi otelde kaldıklannı söyleyen diğer sanıklann, kendilerini otele Mehmet Ali Şeker'in götürdü- ğünü söylemelenne karşın, o gece neden otelde kalındığı so- rusunun Şeker'e sorulmamış olması. As Otel neyi gizliyor Soruştunrıa dosyalannda, İslami Hareketçilerin kaldığı iki otelden birinin Kadıköy As OteK olduğunun belirtilmesine karşın otelin adı sanıklara so- rulmamış. Üstelik polis veya savcıhk, otel yetkililerine bu ko- nuda herhangi bir soru yönelt- memiş. Bu konuda da dosyada herhangi bir ifade veya tutanak bulunmuyor. Konuyla ilgili olarak görüş- tüğümüz As Otel yetkilileri, polisin otelde İslami Hareket örgütü veya sanıklarla ilgili her- hangi bir soruşturma yapmadı- ğını, hiç bir soru sormadığını söylediler. Otel yetkilileri, ısrarlanmıza karşın 22 Ocak 1993 tarihli otel kayıtlannı incelememize izin vermediler ve yardıma olmayı reddettiler. Ceyhan Mumcu Ulkü Coşkun soruşturmadan ahnsın • Uğur Mumcu'nun ağabeyi Ceyhan Mumcu, 'Soruşturma başından beri büyük bir dikkatsizlik içinde yürütülüyor' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Gazetemiz yazan Uğur Mumcu"nun ağabeyi avukat Ceyhan Mumcu, Ankara DGM Savcısı Ülkü Coşkun"un Mum- cu soruşturmasından 'men edil- mesi' istemiyle Adalet Bakan- hğı'na başvuracağını söyledi. Ceyhan Mumcu, "Soruştunna baştan beri büyük bir dikkatsiz- lik içinde yürütülmektedir" de- di.. İstanbul'da yakalanan İsla- mi Hareket Örgütü üyelerinin Mumcu cinayeti ile bağlantısı- nın araştınlmasında 'özen ve dikkat gösterihnediğini' savu- nan Ceyhan Mumcu, "Savcı Ülkü Coşkun'unbu saıuklarla il- gili evrakta tahrifat iddialanyia ilgili olarak hazırladığı rapor, in- sanı düşündürüyor" dedi. Cey- han Mumcu, yakalanan 17 sanık arasından tanık Ayhan Aydm'ın teşhis ettiği üç kişinin yakalanma evraklannda tahri- fat yapıhnasının dikkat çekici olduğunu da vurgulayarak "Bunlardan birinde yapilacak bir hata anlaşılabüir. Ancak, üç sanıkta da aynı hatalann yapıl- nuş olması, insanı düşündürü- yor. Soruşturma, baştan beri dikkatsizlik içinde yürütülmek- tedir" diye konuştu. Ceyhan Mumcu, Mumcu so- ruşturmasında olayın görgü tanığı olduğu ileri sürülen Ay- han Aydın hakkında, DGM'nin istemi üzerine dava açılmasını, bundan sonra tanık olabilecek- lere 'gözdağı vermek' olarak ni- telendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle