Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13EKİM1993ÇARŞAMBA
HABERLER
Akyol: Ecevft
sağakaydı
•ZONGÜLDAK(AA)-
CHPGenelSekreter
Yardımcısı Barün
Milletvekili Hasan Akyol,
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'in sağa kaydığını,
soldan koptuğunu söyledi.
Hasan Akyol. sosyal
demokrat partilerin
birleşmesi konusunda
kendılerinin samimi
olduğunu belirterek
birleşme konusunda somut
adımlar aülmasına devam
edilmesini istedi. Akyol,
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'i de eleştirerek
"Ecevit, kendi başına
hareket etmek istiyor.
Birleşmeye karşı çıkıyor.
Ona saygım olmakla
birlikte yaptığı doğru değil.
Ecevit hakkındaki kararı,
kamuoyuversin." dedi.
Bütün: Türkiye
Soroali'den
çekilmeliılir'
• ANKARA (AA) - Büyük
Birlik Partisi Genel Başkan
yardımalanndan Esat
Bütün, ABDnin Somali'de
BM'den ayn hareket
ettiğini iddia ederek "Türk
birliğinin derhal Somali'den
çekilmesi gerektiğini"
söyledi. Bütün, dün bir
basın toplantısı
düzenleyerek hükümetin
dış poliükasına ilişkin
görüşlerini açıkladı.
Uluslararası ilişkilerin
karşılıklı çıkar temelleri
Ü2erine kurulduğunu,
izlenen dış politikalann
başansının, geürdığj ve
götürdükleriyle
ölçüldüğünü anlatan
Bütün, şunlan söyledi: "Dış
polıtikada alınan kararlar,
aynı zamanda birer
ekonomik karardır. Dünya
ile beraber hareket etmek
için dünyanın da bizimle
beraber hareket etmesini
isıemek, mi llet olarak en
doğal hakkımızdır."
Perinçek: İthal
malı ref orm
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - İşçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek.
Başbakan Tansu Çiller'in
Güneydoğu sorununun
çözümü için dile getirdiği
Bask modelini, "ithal malı
ref orm" olarak nitelendirdi.
Perinçek, şiddetin
durdurulması gerektiğini
savunarak "Şiddetle kınlan
gönül, ithal malı reformlarla
tamir edilemez" dedi.
Perinçek. dün yaptığı yaalı
açıklamada. Genelkurmay
Başkanı'mn "büyük riskleri
göze alan şiddet politikası
izlemekten yana olduğunu"
savunarak. bu tutumu
eleştirdi.
Muhalifler,
Cindoruk'un
peşindeI ANKARA (ANKA) -
DYPOlağan Kongresi'nde
Başbakan Tansu Çiller'in
karşısına aday çıkarmak
için çalışmalar yapan ve
öncülüğünü eski Devlet
Bakanı Gökberk
Ergenekon'un yaptığı
muhalif kanat, genel
başkan adaylığı için ikna
edemediğiTBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'un
desteğıni almak için
çalışmalar başlattı.
ANKA'nın DYP
kaynaklanndan edindiği
bilgilere göre kasım ayında
yapılacak kongrede,
"Çiller'in karşısında
kazanacak bir aday" iddiası
ıle genel başkan adayı
çıkarmaya çalışan ve
öncülüğünü eskı Devlet
Bakanı. Antalya
Milletvekili GÖkberk
Ergenekon'un yaptığı ekip,
TBMM Başkanı
Cindoruk'uadaylık
konusunda ikna edemedi.
Erbakan'ı
yargılayanhakim
RFde
• ANKARA (UBA)- Refah
Partisi Genel Başkanı
Necmettin Erbakan." 12
Eylül darbesinden sonra beni
yargılayan hakimlerin RP'ye
katılmasından mutluluk
duyuyorum. Bunu çok tabii
sayıyoruz" dedi. "Askeri
hakimlerin hepsinin inançlı.
temiz memleket evlatlan
olduklannı" belirten
Erbakan, bu konuda şunlan
söyledi: "O zaman da bu
hakimlerimiz, aynı asaleti
göstermişlerdi. Bugün de
aynı ınançla aramıza
katıldılar. Sayın Hamdi
Sevinçde havacı İsmet
Albayımızda bizi yargılayan,
ancak görevi gereği bunu
yapan hukukçulanmız. Ama
şimdi Refahlılar. Bu çok
sevindirici. sevindirici olduğu
kadar da tabii bir gelişme."
Başbakan, Viyana'da îspanya Başbakanı
Gonzales üe görüşmesinden sonra ortaya atılan
haberleri şaşkınlıkla izlediğini söyledi
BaskmodeHnöfcbilmiyorum
Bask modelini yalanlayon Başbakan 'Verilecek tek çakıl taşımızyoktur'dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tan-
su ÇiDer. Güneydoğu'ya Bask modeli
önerdiği haberlerini yalanladı. Çiller,
Viyana'da İspanya Başbakanı FeKpe
Gonzalez ile yaptığı görüşmeden sonra
ortaya atılan haberleri şaşkınlıkla izle-
diğini belirtirken "Ben, Bask modeli ne-
dir bibniyoruın" dedi. Çiller, hükümeti
kurduktan sonra çıktığı 'liderler turu'-
nda da Kürtçe yayın ve eğitim konulan-
nı gündeme getirmiş, ancak özellikle
DYP grubunda kendisine yöneltilen
sert eleştiriler üzerine. bu haberleri de
yalanlamıştı.
Çiller, dün partisinin TBMM grup
toplantısında muhalefetin ve Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'in de eleştiri-
lerine hedef olan Bask modeli haberle-
riyle ilgili bilgi verdi. Viyana'daki görüş-
mede Gonzalez'ın yalnızca Bask yörele-
nnde aldıklan önlemleri anlattığını ve
kendisinin dinlediğini belirten Çiller,
"kendisinin böyle bir modeli bilmediğini"
söyledi. Bask modekyle ılgılı bir kanun
hazırlığına girişmediklerini. hiçbir
yakınına bu konuda çalışma yapması
talimatı vermedigini. konuyu Bakanlar
Kurulu'na getirmediklerini anlatan Çil-
ler. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konuda yazılanlaruı benim
ağznndanmış gibi veribnesini bir büyük
şaşkınlıkla izliyorum. Eski genel baş-
kanımızın dediği gibi 'Benim ağzımdan
duymadığınızsözlerbenımdeğildir.'Ben
Bask modelinin ne olduğunu bile bilmiyo-
nun. Bu konuda y apılmış erken beyanlar
varsa, tepkiler >arsa, bunlar da benim
dışımdadir. Türkiye'nin topraklaruıdan
verilecek tek bir tavizi, >erüecek tek bir
çakıl taşı yoktur. Biz büyük bir kararub-
kla terör meselesinin üstüne gjttik. Terö-
rün üstesinden geldik demiyorum, ama
bu kararlılıkla bir dönüşme oldu,
turnanışı tırpanladık. Bu kararlılıktan
taviz venneviz."
ANAPın Anayasa Mahkemesi'ne
başvurarak iptal ettirdiği KHK'lar so-
rununa da değinen Çiller. ANAP Genel
Başkam Mesut Yılmaz'ı bu konuda çe-
lişki içine düşmekle suçladı. Yılmaz'ın
KHK'lardan 'hukuk dışj yöntem' diye
söz ettiğini söyleyen Çiller. Özal döne-
minde 185. Akbulut döneminde 40. 3
aylık Yılmaz döneminde ise 25 KHKçı-
kanldığını anımsattı ve şöyle dedi:
"Hukuk dışı yöntem ise niye siz de
KHK çıkarttıntz? Bu yanlış değilse, niçin
anayasaya başvurup iptal ettiriyorsunuz?
Yoksa bu KHKIann içeriğini mi istemi-
yorsunuz? Yani 550 bin ögrencinin üni-
versiteye girmesini, terörle mücadele
edenlere, hakimlere yeni olanaklar geri-
rilmesini. kadın hakları için müsteşarlık
kurulmasını mı istemiyorsunuz? Neye
hayır deniyor? Bunlardan hangisinin içe-
riğine karşısınız? Bu çözümleri beğenmi-
yorsanız, 'bu çözüm daha iyi' diye orta-
ya çıkın. Engellemesinler, korkmasınlar,
destek versinler."
Çiller, ekonomik konulara değinir-
ken de 1994 yılı için umut vermedi. Çil-
ler, 94'ün "ne iyi ne kötü bir yıl olacağı-
nı" bildirdi, hedeflerinin 1995 ve 96
yıllan olduğunu söyledi. Çiller, 1994
içinde yapılacak vergi reformu ve özel-
leştirme gibi gjrişimlerin sonuçlannın
ancak 1 yıl sonra alınabileceğirû belirtir-
ken "10 yüdır birikmiş olan bu sorunlara
neşter vurmazsak. önlem almazsak, Tür-
kiye'nin büyümesi durabilir" diye konuş-
tu.
"Gonzalez'den çok etkilendim"
Çiller. Viyana'da Gonzalez ile yaptığı
görüşmeden sonra gazetelere yansıyan
açıklamalannda. "Sayın Gonzalez'den
çok etkilendim. Kendisi bana İspanya'da
terörün nasıl önlendiği konusunda son dere-
ce inandıncı bilgiler verdi" demişti. Terö-
rün önlenmesi için yerel yönetimlerde ye-
niden yapılanmanın etkili olacağını. bu-
nun için fspanya'run deneyiminden yarar-
lanılacağını ve bu yönde çalışma başlata-
cağını kaydeden Çiller, Gonzalez ile Bask
modelinin ele alındığı görüşmeyı şöyle ak-
tarmıştı:
"Kendisi terörün önlenmesi için önce gi-
dip Fransa Cumhurbaskanı Mitterrand ile
görüşmüş. Terörii önlemenin birinci şarh,
komşu ülkeyle anlaşıp sınırı güvence altına
almak. İkinci adını olarak parlamentoda
bir uzlaşmanın sağlanması gerekiyor. Par-
lamentodaki bütün partilcr, teröre hiç taviz
verilmemesi konusunda bir uzlaşmaya var-
malıduiar. Bu uzlaşma sağlanınca, gfiven-
lik güçlerinin işi kolaylaşacak ve mücadele
daha etkili olacakür."
Mücadelenin üçüncü ve en önemli
ayağının yerel yönetimlerin güçlendiril-
mesi olduğunu vurgulayan Çiller. aynı de-
mecinde şöyle devam etmışti:
"Biz de yerel yönetimler konusunda yeni
bir yapılanmaya hazırlanıyoruz. Ancak
Sayın Gonzalez'in burada altını çizdiği çok
önemli bir nokta var. Yerel yönetimlerde
başanlı ofanak icin bazı bölğeiere farklı
özellikler vermek gerekir. Yani bu özellik-
lere uygun bir yapı sağlanmalv."
Karayalçın, solda birlik konusunda Ecevit'le görüşmesinden sonra gruba bilgi verdi. (Fotoğraf: AA)
'Ya çokbaşlılığı bitiririm ya da genel başkanlıktan aynlınm' dedi
Karayalçın'dan SHP grubıınarest
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Murat Karayalçın. bilgı-
si dışında yasa önerileri verilmesıni.
televizyon konuşmalan yapılmasını
eleştirerek grubuna rest çektı. SHP
lideri, "Ya bu çokbaşlılığı bitiririm
ya da aynlınm" dedi. Karayalçın.
Başbakan Tansu Çiller'in Güneydo-
ğu sorununun çözümü için dile ge-
tirdiği Bask modeli konusunda da
"Her neyse Bask modelini de tarttş-
malıyız. Hatta federasyonu savun-
mak isteyenler de bunu tartışabilme-
li. Bunların şiddetle ilgisi yok" değer-
lendirmesini yaptı.
SHP TBMM grup toplantısının
basına kapalı bölümünde. SHP
Grup Başkanvekillerinden Ercan
Karakaş ile bir grup arkadaşının Te-
rörle Mücadele Yasasfnda değişik-
lik yapılarak şiddet eylemleri dışın-
da aynlıkçı görüşleri savunmanın
suç kapsammdan çıkanlması görü-
şünü içeren yasa önensı tartışıldı.
SHP Grup Başkanvekillerinden Ni-
hat Matkap'ın da olağanüstü halin
uzatılması konusunun Bakanlar
Kurulu'nda ele alınmadan, mutlaka
grupta konuşulmasmı istediği öâre-
nildi.
Edinilen bilgiye göre Çorum Millet-
vekili Cemal Şahin. Karakaş ve arka-
daşlannın yasa önerisini eleştirerek.
gırişimin "yaıtfış anlaşılabileceğini"
bu nedenle önce grupta mcelenmesı
gerektiğini söyledi. Malatya Milletve-
kili Mustafa Yılmaz'ın. Terörle Müca-
dele Yasasf nın "MGK'nm baskısıyla,
dayatmasıyla çıktığını" söylediği, An-
kara Milletvekili Mehmet Kerimoğlu -
nun da "Yeterince radikal ve sol çıkış-
larımız olmadığı icin eleştiriliyonız.
Genelkurmay kafasıyla olaylara yak-
laşılmamalı" dedığı öğrenıldı. Kara-
• SHP lideri Murat
Karayalçm, dün SHP
grubunda çok sert bir
konuşma yaptı. Bilgisi dışında
yasa önerileri verilmesini, TV
konuşması yapılmasını
eleştiren Karayalçın, aksi
durumlar devam ederse genel
başkanlıktan aynlabileceğini
söyledi.
kaş da önerinın parti ilkelerine, yasa
tekniğine uygun olduğunu. herhangi
bir uygunsuzluk görmediklerini, sos-
yal demokrat partilenn her fikrin dile
getirilebilmesı olanağını sağlaması ge-
rektiğini vurguladı.
Karayalçın'ın resti
Karayalçın. Karakaş ve arkadaşla-
nnın vasa önerisi konusunda kendisi-
ne bilgi vermemesinı eleştirdi. Kara-
yalçın'ın, "GazetecUer bana soruyor,
'Bılmiyorum' demeye utanıyorum.
Gnıba bir çekidüzen >erilmeli. Grup di-
siplinine uygun davranılmalı" dedığı
öğrenildi. Karayalçın'ın. bazı parti
yonetıcılerirun T\" konuşmalanna da
tepki gösterdiği ve grubu "Başından
beri çokbaşlılik olmayacağını söylüyo-
rum. Ya bu çokbaşhlığı bitiririm ya da
aynlınm. Çokbaşlüık surmez" diye
uyardığı bildırildi.
SHP Genel Başkanı Karay alçın'ın
öncelıkle tartışma konusunun iyi sap-
tanması gerektiğine dikkat çekerek,
sosyal demokratlann her türlü düşün-
cenin savunulmasına fırsat vermesi
gerektiğini söylediği belirüldi. Edini-
len bilgiye göre Karayalçın, şunlan
söyledi:
"Elbette, Tûrkiye'nin bölünmesinh
parçalanmasını savunmamn fıkir düze-
yinde kalıp kalmadığı tartışılabilir. Bu,
eylem olarak da kabui edilebilir. Her
neyse Bask modeli de tartısılmalı. Hat-
ta federasyonu savunmak isteyenler de
bunu tartışabilmeli. Bunların şiddetle
ilgisi yok. Biz, Tûrkiye'nin bir parçası-
nın kopanlmasının savunulmasına ka-
tılamayız. Ama Kürt yurttaşlann so-
nınlarını, Türk insanının da savunması
gerekir. Esasen anay asanın flkir özgür-
lüğüyle ilgili maddesi dikkate alınarak.
bununla çelişen tüm yasalardaki mad-
deleri değiştiren bir düzenleme daha iyi
olurdu."
BAYKAL^DAN ÇILLERE
Yıunurtlanıayı
bıraksın^artık
omletyapmaya
başlasın
• Uygulanan yanlış politikalar
nedeniyle üniversitelerin artık
'ayaklandığınMfade eden
Baykal,'Üniversite öğretim üyeleri 2
gündür derslere girmiyor ve bir şey
anlatmaya çahşıyorlar'dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal. Başbakan Tansu
Çiller'ı n laubali bir iş tarzı' y üruttüğünü
bchrtcrek "Başbakan artık yumurtlamayı
bıraksuı, omlet y apmaya başlasın" dedi.
Başbakan'ın son olarak Güneydoğu için Bask
modeli önerdiğine dikkat çeken Baykal. "Ama
Başbakan, 3 gün sonra onu da bir kenara
itecektir""dedi. Başbakan ileCumhurbaşkanı
arasında her geçen gün artan bir gerginliğin
varlığına dikkat çeken Baykal. Türkiye'de bir
'kakafonT yaşandığını söyledi.
Baykal, dün partisinin grup toplantısında
yaptığı konuşmada. hükümetin "terör, su
sorunu, üniversiteler" konusunda başansız
olduğunu vurguladı. TBMM'nin uzun
süreden beri etkinliğini yitirdiğini ifadeeden
Baykal, "Türkiy e'de parlamento \ ar mı yok
mu. beUi değil. Tûrkiye'nin meselelerine
parlamento el koydu mu koymadı mı, beUi
değil"diye konuştu. Parlamentonun
gündeminin. çalışma yönteminın bellı
olmadığını savunan Baykal. "Bu konularda
tam bir dağınıklık, tam bir kargaşa egemendir"
dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in
kendisini orkestra şefıne benzettiğine dikkat
çeken Baykal,"Doğmdur. Ancak,Türkiye'de
öyle senfonik bir armoni yoktur. Tam bir
kakafoni yaşamyor" görüşünü dile getirdi.
Hükümet ile Anayasa Mahkemesi arasında bir
kriz yaşandığına dikkat çeken Baykal,
Başbakan'ın. Yetki Yasası'nın iptal edilmesine
tepkisinin. "Bizi kimse yolumuzdan çeviremez"
şeklinde olduğunu söyledi. Başbakan Çiller'in
Güneydoğu sorununa yönelik Bask modelini
önermesinededeğinen Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Türkiye'de terör sorunu olağanüstü
bir şekilde hissedilİnce, terör sorununun
çözümüne y önelik özel ordu tartışmasını ortaya
atıyor. Özel ordu tartışması orada kalıvor.
Gördüğü reaksiy on üzerine bu konu bir kenara
bırakılıvor ve o tartışma orada kalıyor. Bir süre
sonra Avnıpa Konseyi Toplantısı'nda Sayın
Gonzalez'le karşı karşıya geliyor, birden Bask'ı
keşfediyor. Bask deneyiminin getireceği şanslar
konusunda eğitim olanağı olarak
değerlendiriy or \e daha sonra büyük bir
heyecanla. Bask modeli diye Türkiye'ye
aktarıy or. 3 gün sonra bunun da bir kenara
itileceğinden hiç kimsenin kuşkusu
ounamalıdır."
ANAP Genel Başkanı Yılmaz, Çiller'in Bask modelini eleştirdi:
Başbakan'ınkonuştııkhuvnckküyeahnaym
• Yılmaz, Çiller'in
kulağına en son kim ne
fısıldarsa onun şarkısını
söylediğini bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. ''Güneydoğu'ya
Bask modeü"nin devlet kade-
melerinde tarüşılmadan ortaya
atılmasını eleştirerek bu konu-
da Başbakan Tansu Çiller'e
yüklendi. Yılmaz, "Başbakan'-
ın konuşmalarını ciddiye alma-
yın, sağolsun en son kulağına
kim ne fısıldarsa onun şarkısını
söylüyor" dedi.
Başbakan Çiller. DYP gru-
bunda Bask modeli haberlcnni
yalanlayıp "Bask modelinin ne
olduğunu bile bilmiyorum" dcdı-
ği saatlerde, ANAP Genel Baş-
kanı Mesut Yılmaz. ANAP
grubunda eleştirilerini günde-
me getirdi. Başbakanlığı sıra-
sında İrlanda ve İspanya'daki
terör örgütleriyle mücadele
yöntemlerini inceletüğini, ETA
ve IRA ile ilgili bu incelemeler
konusunda devlet arşivlerinde
raporlar bulunduğunu bildiren
Yılmaz. sorunun çok yönlü
araştınlması gereğine dikkat
çekti.
Bask modeli
Mesut Yılmaz. Çiller'in Gü-
neydoğu için Bask modeli öner-
diği haberleri konusunda şöyle
konuştu:
"Sağolsun, en son kulağına
kim ne fısıldarsa onun şarkısını
söylüyor. Böyle devlet tdaresi ol-
maz. Bu devletin kurulları, kur-
mayları ve bir Bakanlar Kurulu
vardır. Bir Başbakan, buralarda
tartışmadan her kulağına söyle-
neni uluorta söyleme hakkına
sahip değildir. Meseleyi çok
yönlü araştvmak gerekir. Bask
modelini savunmak yanlıştır. İs-
panya'da 17 adet otonom bölge
vardır. İspanya bir nevi federal
devlet statüsündedir. Türkiye ise
üniter devlettir. Bu önerinin Tür-
kiye'de ortaya atılmadan önce
devletin her kademesinde tartı-
şılması gerekirdi. Başbakan'ın
bu açıklamalarını ciddiye alma-
dım. Bir hafta önce Alman Baş-
bakanı ile Zonguldak'a niikleer
santral kuruyordu, bundan Tür-
kiye'de hiçbir Allah'ın kulunun
haberi yoktu. Gonzalez'le
Bask'ı görüştü, yarın Clinton ile
de başka bir şey konuşur. Başba-
kan'ın. konuşmalarını ciddiye
almay ın. Çiller istiyor diye, mil-
letin istemediği kötü hiçbir şey
olmaz."
Çiller başkanlığındaki koa-
lısyonun 100. gününü doldur-
duğunu vurgulayan Yılmaz,
hiçbir zaman azgın muhalefet
yapmadıklannı. ancak Çiller'in
sorumluluğunun 3 ay önce baş-
ladığı yaklaşımma onay verme-
yeceklerini söyledi. Çiller'in
hem meclis hem parti desteğin-
den yoksun olduğunu bildiren
Yılmaz. hükümete seçimler ko-
nusunda da uyanda bulundu ve
yerel seçimlerle genel seçimlerin
26 martta birlikte yapılması
önerisini yineledi. Yılmaz, şöyle
konuştu:
"Bu şartlarda bir yandan or-
tağma taviz vererek koltukta
oturmakta ısrar ederse hiçbir so-
runa çözüm geriremez. Onun için
koalisyon hükümetine düşen en
büyük görev, mart ay ında y apıla-
cak yerel seçimleri genel seçim-
lerle birleştirmekrir. Bu Türki-
ye'de 5 yülık kesintisiz bir icraat
dönemi başlatacaktır. Bunu parti
menfaati açtsından değil, üike
menfaati açısından söylüyorum.
Hükümet o zamana kadar
dayanırsa yerel seçimler koalis-
yonun sonu olacaktır.Türkiye'-
nin bu Meclis'ten yeni bir
hükümet çıkarması mümkün
değildir. Ardından erken secim
gelecektir. Ancak ülkenin bir
bölümünde 'güvenlik sağlanamı-
y or' diy e, tek sandığı da kaçırma-
ya çalışuiarsa >ay hallerine."
HAFTAYABAKIS
AHMETTANERKIŞLAU
YÖK ve Yalanlar
Pek Sayın Doğramacı gitti, ama "eseri" olduğu gibi
duruyor.
Belli ki yerini alacakları iyi yetiştirmiş. Yöntemler de
aynı, söylemler de.. Sadece gazetecilerin kayıt aygıtları-
nın ya da TV kameralarının önünde ağzını açıp kapayan
"zat" farklı..
llke çok "ilkel", ama çok geçerli.
Bir yalanı bıkmadan usanmadan, aynı inançla yineler-
seniz . Işin içyüzünü bilmeyenler -ve de bu işe fazla kafa
yormak gereğini duymayanlar- sonunda yalanı "ger-
çeAr"sanabilirler.
Hatta sonunda, o yalanı allayıp pullayıp sunanlar da
kendi yalanlarına inanmaya başlayabilirler. Yalanın ne-
rede bitip gerçeğin nerede devreye girdiği, giderek bir-
birine karışır.
Kuzu postundaki "kurf'un sevdiği ortam da budur za-
ten..
•••
YÛK Başkanı Prof. Mehmet Sağlam ın geçen hafta
Cumhuriyet'te yayımlanan söyleşisinde, altı çizilmesi
gereken üç "mesa/" vardı.
Birinci mesaj: YOK derse girmeyi zorunlu kıldı, onun
için eleştiriliyor.
Hiç siz, "derse girmeyi zorunlu kıldığı için'' YÖK siste-
mine karşı çıkan bir öğretim üyesi gördünüz mü?
Önce yaptığınız "ender" doğru şeylerden birisini
eleştiriliyormuş gibi gösterin. Sonra da çıkıp "Bakın biz
doğru yapıyoruz, onlar eleştiriyorlar" diye yakının..
Buna "bakkalkurnazlığt' demek, bakkallarasaygısız-
lık olmaz mı?
İkinci mesaj: Üniversitenin yöneticilerini seçmesi kö-
tüydü. çünkü ipler "seçmen'ln elinde kalıyordu. YÖK
sistemi, gerek öğretim üyesine gerek yöneticiye "dina-
mizm" vermiştir. Ama "hocalanmızın rahatmı kaçırdı-
ğı" için karşı çıkılıyor.
Işık Kansu arkadaşımıza bu savunmayı yaparken Sa-
yın YÖK Başkanı'mn bilmem yüzü kızardı mı? Kızarma-
dı ise en az kendinden önceki "zat "kadar "profesyonel-
'leşti demektir.
Böyle bir durumda "yalan makinesi'rim sonuç ver-
mesi de çok zor.
İçinde yaşadığım için biliyorum. Sayısız örneklerini alt
alta sıralamaya hazırım.. YÖK, Türk üniversiteler tarihi-
nin, "en keyfi", en denetimsız yıllarının sorumlusudur.
YÖK dönemi. gerek yönetim ılkeleri gerekse "bilimsel
ahlak"açısından "yüzkarası"olaylarla doludur.
Yandaşların, yeteneksizlerin, kişilik yoksunlarının en
rahat korunup kollandıkları dönem YÖK dönemidir. Eği-
timin düzeyi de, bilimsel araştırmaların düzeyi de aynı
dönemde yıllarca gerıye gitmiştir.
Çünkü üniversite içindeki demokratik denetim kanal-
ları "tamamen"tıkanmıştır.
•••
Üçüncü mesaj: Türban sorun olmamalı. Yasakla de-
ğil, ikna ile sonuç alınabilir. 18 yaşını bitirmiş insanların
kişiliklerine ve "şahsi hayaf'larına saygı gösterilmesi
gerekir.
Ve Sayın YÖK'çü daha da ileri giderek ekliyor: "Ben
üniversite içinde öpüşen gençlere kızmam.."
Türbana da hoşgörü, öpüşene de.. Gençlerin kişilikle-
rine saygı.. Bundan daha "demokratik" bir yönetici ko-
lay kolay bulunabilir mi?
İyi de acaba bu düşüncelerin sahibinin bir ikizi mi var:
Bundan daha birkaç yıl önce yapılan "Milli Eğitim Şu-
ras/'ndagençliktemsilcilerine "ikincisınıfinsan"mua-
melesi yapan.. Komisyonlarda "aday" olmalarına bile
tahammül gösteremeyen..
"Üniversite Gençliğinin Sorunları Komisyonu"r\öa en
"çağdışı" ve en "antidemokratik" kararların alınmasın-
da etkin rol oynayan.. Bir "ikiz.."
Eğer böyle bir ikiz yoksa Sayın Sağlam'ın "ortama uy-
ma" ve "değişme" yeteneğine hayranlık duymamak
elde değil!..
•••
YÖK öncesi üniversitelerde, düzeltilmesi gereken çok
yanlışlar vardı. Ama sıstemin kendisi doğruydu.
YÖK dbnemi üniversitelerde bazı doğrular var. Ama
sistemin kendisi yanlış.
YÖK'çü üniversite yönetimleri, bir zamanlar General
Evren'e "onursaldoktora" vermişti. Geçenlerde de Sa-
yın Demirel'e vermişler.
Ben olsam öyle birer tane ile yetinmez, birkaç tane
daha verirdim.. Bir tane "hukuk doktorası". bir tane "/a-
iklik" doktorası, bir tane "Kemalizm doktorası" ta\an..
Hem boylesi "dinamik ve gerçekçi" YÖK sistemine
daha uygun düşerdi.. Hem yayımianacak yeni "YÛK'sel
istatistik'ierde, verilen doktora sayısı daha kabarık gö-
rülürdü..
Hem de değerli üniversite büyükleri, gelecek seçim-
lerde de yerlerini "daha" iyi güvence altına almış olur-
lardı.. Fena mı?..
Eczacıbaşı'na Saygı
Sayın Nejat Eczacıbaşı nın aramızdan sonsuza dek
ayrıldığını öğrenmek beni çok hüzünlendirdi. Bulundu-
ğu toplumsal konumun gereklerini en iyi yerine getiren
insan "büyük"tür.
Düzeyi, yapıcılığı, alçakgönüllülüğü, çalışkanlığı ile
örnekti. Sadece ekonomik alanda değil, sportif ve özel-
likle de kültürel alandaki katkılarıyla "kalıcı birsaygı"yı
hak etmişti.
Kederli ailesine ve kültür dünyamıza "en içten" baş-
sağlığı dileklerimi sunuyorum.
MezarcL, RP lideri
Erbakan^a başkaldırdı
MKYK'dan istifa eden Mezarcı,
Erbakan 'ı Yeltsin 'e benzetti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Refah Parüsi'nde (RP)
yeniden genel başkanlığa seçi-
len Necmettin Erbakan'a ilk
tepki İstanbul Milletvekili
Hasan Me/arcfdan geldı.
Erbakan'ı Yeltsin'e benzeten
Mezarcı. kongre sonucunda
partide hiçbir şeyin değişmedi-
ğini belirterek MKYK yedek
üyeliğinden istifa ettiğini açı-
kladı.
Taban kul köle
Mezarcı, yaptığı yazılı açı-
klamada "kutsal parti, kutsal
devlet anlayışı ile Islami bir dü-
zen değil, Vatikan ya da Suudi
tipi bir diktatörlük" oluşa-
cağıru söyledi. Köle düzenini
değiştirmeyi vaat edenlerin
İslam adma teşkilatlan ve ta-
banı kendilerine kul köle ettik-
lerini ifade eden Mezarcı, "Ya
düzenle iktidar arasındaki
farkı bilmiyorlar ya da kendile-
rini arkasında Amerika ve Kıa-
lordu bulunan Yeltsin zannedi-
yorlar" dedi.
'Dözen nasıl değişecekT
Hasan Mezarcı. "Sayın Er-
bakan düzeni kiminle ve nasd
değiştirecek" diye sorarken
"Tayin edilenleri seçenler ve se-
çilmiş delegeleri gözü kapalı
onaylatanlar bu hakkı İslam-
dan mı alıyorlar?" görüşünü
dile getirdi.
RP'nin düzeni değiştirebi-
leceğine inanmadığını vur-
gulayan ve kongre sonucunu
"Eski tas, eski hamam" diye
niteleyen Mezara, "Yanlış ol-
duğuna inandığım hiçbir siy asi
harekete susarak dahi katkıda
bulunmak istemiyorum" diye
konuştu.