19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12EKİM1993SAU 12 DIZIYAZI Değişim ve dönüşümcüler, dünyalıklannı istifliyor, toplumla kobaygibi oynayıp bilgi vegörgülerini artünyorlardı. Bu son fasdchrey öııırüm...-10- Şevket, 1927 yılında doğmuş- tu ama, 1949'larda hala bır terzı çırağıydı Kaçakçı ağalanna dık- tıklen yenı gıysılen evlenne götu- rüp, onlardan bahşış aldıkça hu- zûnlenırdı Evıne dönerken ken- dı emeğıyle, kaçak ışınde doku- len ten karşılaştınr. hırslanır, ofkelerurdı Ağa. her yerde agaydı Oysa onlann yanında çalışan ayakçılar, sırtçılar jan- darmanın kurşunu, ağanın zul- mu arasında ter atıyor, kan dö- küyorlardı Ayakçıydılar, sırt- çıydılar ama. onlar da yenı yenı gıysder dıktınp, onlar da Şev- ket'e bol bol bahşış vermeye baş- lamışlardı Terzı çırağı Şevket ışın gızını çozmuştü Iğneyle kuyu kaap bu dunyada rahata ermerun mumkünu yoktu Değı- şım gerekıyordu Goçunu top- ladı, taşı toprağı altın Istanbul'a geldı 1979'a dek. terzılığını sür- dürdüyse de, mal mulk sahıbı olamadı Semt pazarlannda hazır gıysıler satarak geçımmı sağlamaktan yoruldugunda, KJ- bsb hemşensı sarraf Yaşar yanında getır götür ışlen yapmaya başladı Çok değıl altı ay sonra, Yaşar abısının açtırdığı banka hesabına mılyar- larca bra dövız akmaya başladı Semra Hanım'a gore bu tür gehşmeler, ancak yukselen yenı değer- ler şokuyla değışım ve dönuşümun yaşandığı ül- kelerde gerçekleşebıhrdî Şevket'ın oyküsunden çok etkılenmışü Semra Hanım Gebşen ve donuşen her gün bıraz daha yenıleşen Turkıye'nın bır sımgesıydı Şevket Ko- nutun keyıflı bır akşamını berbat eden haben duyduğunda, Şevket'ten de, Şevket'ı anlatanlar- dan da nefret edecektı Semra Hanım Önune uzatılan tutanağı okurken, gozlen dolmuştu "Yaşar Akrurk. Şev ket Gesoğ- hı adına. Pamukbank'ın Sultan- hamam ŞubesTnde 215425/9 nu- marayla çeklı bir ncan hesap açtırmıştı. Bu hesaba. Beynıt'ta bulunan \nt. Mecattaf and FiLs firması çıktşlı ve Zunh'tekı Swiss Bank'tan havale edılen mily arlar- ca hra tutanndaki doviz geİmeye başlamıştı.'" Terzı çırağı Şevket. Turk Lırası olarak duşune sığma- >an paralan artık dolar. mark. frank olarak adının yanına yazdınyordu "Swiss Bank, bu ha- valeieri "bkv Kne 2436 referansı ıle gondenyor- du Ve hav alelere' Genel Müdür Husnu özy eğen'- in dikkatme notu koyuyordu." Pazarcı Şevket, koskoca bır banka genel mü- düru ıle bırlıkte, ülkenın dövız sorununa çozüm getırdığını bıbnıyordu Cstu başı duzelmışu, ama ozünde hıçbır değışıklık yoktu Şevket ın Banka deftenne bakarken yıne aslına dönüyor "Bunlar gerçektenbeııinıolsa"dıyeduşkuruyordu Defte- nnde yan yana dızılmış o bihuk sayılann an- lamını, duşlenyle bfr fürhl ortü$türemıyordu 8 mılyon 785 bın Amenkan Dolan'nın. 2 mılyon 200 bın Ahnan Markı'nm, 1 mılyon 350 bın Isvıç- re Frankı'nın ne ıle çarpılıp, neye böluneceğını hıçbır zaman oğrenemeyecektı O her zaman. payına düşeceklen duşünmekle yetınecektı Mıl- yonlar, mılyarlar başkalan ıçın servettı Kıhs'te terzı çırağı, Istanbul'da pazarcı Şev ket ıçın ıse ser- vet, Balat'ta bır çay ocağı ya da Avalar'da bır kondu, kışbk kömür ve çocuklara ayakkabı ve cekettı El ele, göz göze, diz dize... Yenıleşmenın toplum yaranna, elle tutulabüe- cek somut sonuçlan pek yoktu Yukselen değer- ler safsatasının yerleşık değerlen altüst ettığı onanlmaz bır çoküntu ve çurüme yarattığı da açık seçık ortadavdı Turgut Bey sağ olsaydı bunlan değıl söylemek, düşunebüır rruydı bılmıyordu, ama o hep gucu yetüğı kadar gerçeklerden yana obnayı yeğlemış- tı Duygulannın adı elbette, pışmanlıİc değıldı Doğrusunu söylemek gerekırse, ne olduğunu o da pek bılmıyordu Turgut Bey'ın kurnazhğı, temel değışım ve dö- nuşümlen bır kenara bırakıp, buyuk çoğunluğu ıletışım dünyasından olan bır takım ınsanlan de- ğışımcı ve dönüşümcü olarak yakın çev resıne dol- durmak oldu TuTkıye, her meslekten gelen, temel ozellığı yenıleşmecı olan bu ınsanlann, sankı ıstı- lasına uğramıştı Başanlı sayılmalan ıçın hıçbır ölçülen yoktu Kışısel vargılarla ıdare edıyorlar, kamuoyu gündemını. cın gıbı zekalanyla gonulle- nnce oluşturuyorlardı Doviz yoksa, pekala kara paraya ve yeraltına başvurulabthrdı Ureterek dı- şa açılmak bır sorunsa, tuketerek bır dünya paza- n olmak denenebıhrdı Ücretler, maaş, küçük üretıa sorunlan hıç dert değıldı Toplumsal bır muhalefet oluşuyorsa, karşılanna dın ya da ırk esasına dayalı guçler çıkanlabıürdı Avrupa'dan ters sesler çıkıyorsa Iranb mollalarla ışbırlığıne gıdılebıbrdı Onlar ki... Onlann değışım ve dönuşümun surecını plan- lamak, altyapısını kurmak, orgutlemek, hukuku- nu ve kurumlanru oluşturmak gıbı dertlen de yoktu Turgut Bey'ın "öksünnesim"" değışım. "hapşınnasını" donu^um olarak saymakta ve bunlan dunyanm en çarpıa yenıbklen olarak sunmakta olağanustu başanhydılar Bır yandan dünyabklannı ıstıflıyorlar. bır yandan'da Türkıye toplumuyla bır deney faresı gıbı oynayıp bügı ve gorgûlennı arttınyorlardı Onlar, değışmeyen bır özun değışebılen göruntülennı yenıleşme sayacak ve bunlan dunyanm en çarpıa olaylan sa- nacak kadar, elbette, ahmak de- ğülerdı Ama ücret bordrolannda adlannın yanına > azılan mıktar- lar. onlann böyle duşunmelennı. böyle yazıp çızmelennı gerektın- yordu Semra Hanım, ne mal ol- duklannı bıhyor olsa da, aslmda onlara aayordu Çaresız ve çözümsüzdüler Sankı eskıden değışıme ınanmı- yorlarmış gıbı şımdı "herşey deği- şip donüşüyor" kuramını yaratıyorlardı Nostal- jık takıldıklannda dunyanın "iki kutuplu'". ger- çekçı olduklannda ıse "çok kutuplu" olduğuna ınanıyorlardı Olağanustu zekı ve çok kurnazdı- lar ya. değışenlenn yanında değıştırenlenn de ol- duğu gerçeğme hep yan çızdıler Değıştırenlenn kımler olduğunu görmezden geldıler Kolayını bulmuşlardı Konuklara pıpısını göstenp babası- ndan afenn alan erkek çocuklar gıbı, geçmışlenne küfredıp "değişti birader, her şey değişti" nostaljı- sıyle ıdare edıyorlardı Turkçe anlamlannı düşünmeye bıle olanak bu- lamadan, kros yapıp joggıng'e çıkıyorlardı Brunch'larda sıyaset ve tıcaret konuşuyorlar, ja- E R B I L T U Ş A L P kuzılı banyolannda kaslannın. kompakt dıskle- nnde kafaîannın stress'ını aüyorlardı Gundüzle- n kompütürlenn. fakslann. vıdeo ıletımlenn başı- ndaydılar Para, borsa, mark dolar kovalayıp, günluk maışetlennı çıkanyorlardı Kısa yoldan koşe donme hayallenyle sıyasal belleklen dondu- rulan kıtlelen, Turgut Bey dönerrunde her şeyın daha değışık, herşeyın daha >enı olduğuna ınandırmak çok kolaydı Gömlek, kravat, elbıse, kemer, pantolon askısı, eldıven, kravat ığnesı, mendıl. çorap ve ayakkabı markalannı değıştıre- rek başlatüklan değışım ve dönüşûmûn "misyo- bıbyordu ama. bır olûmûn arkasından surdüru- len yalanlara dayanabılmek çok zordu Yenıden boy aynasına doğru yurudü Yalnız goruntusüne uzun uzun baktı Turgut Bey'le el ele gerçekleşürdıklen büyûk değışım ve dönûşu- mu duşûndü Şımdı o yoktu ve Semra Hanım tek başınaydı Turgut Bey'ın olümunden sonra onu kımse goreve çağırmamıştı ama, o ülke sorunlan- ndan kolayca kopamayacağını, değışım ve dönü- şûme sırt çevıremeyeceğım şımdı daha ıyı anhyor- du Yaşattıklan bunca değışım \e d'önüşümu olumsuz vanlanyla aktaranlara. yenıleşmeyı çarpıtanlara, yükselen değerlerle alay edenlere karşı. yenıden buyük bır öfke duydu Semra Hanım'a göre suç bıraz da kendılenndeydı Son yülarda ülkede yaşanan değışım ve dönüşumün tek boyutunu sergılemışler venıleşmeyıveyûkse- len yenı değerlennı gereğı gıbı anlatamamışlardı Eİeğışım elbette, başbakanm > a da cumhurbaş- kanının eşı ıle el ele, göz göze. dız dıze dolaşması, çocuklannın buyuk bır luks ıçınde "doke vita" bır yaşam sürmelen değıldı Büyük oglan Ahmet ku- çuğu Efe, bıncık kızlan Zeynep, damatlar, gelın- ler, yeğenler. kuzenlerle bırlıkte sıyasete aıle bo>u katılmak. Turkıye'nın "first lady"sını Istanbul'a ıl başkanı vapmak. elbette yenıleşme değıldı Karada, denizde, havada... Madem bu ulkeyı yonetıyorlardı. kannlannı bıle zar zor doyuran ınsanlar ıçın bır gazetenın "denizde Korkut. karada Efe, havada Ahmet" baş- lığının "devletın malı denız, \eme>en domuz" veya "Yağma Hasan'ın böreği" gıbı özdeyışlen anım- satacağmı bılmek zorundaydılar İnsanlann akı- Uan fıkırlen paradaydı Bakanlar ve bûrokratlar- la rahat konuşabılmek ıçın alınan Opus telefon- lanna. ekonomıye anında müdahale etmek ıçın kurulan bılgısayar sıstemıne bıle savurganlık dı- yorlardı Toplumun bütün sınıf ve katmanlanyla ekono- mı konuşması, değışım ve dönüşumün en somut kanıtıydı Ülke. bır baştan ote bâşa ekonomı ko- imditek başına, o koskoca boy aynasının karşısındaydı Semra Hanım. Bütün bunlar 'ç olmasaydı, hiçyaşanmasaydı ne olurdu, diye düşünüyordu. "Keşke olmasaydı"dediği birçokşey i birlikteyaşamışlardı, ama o, aslapişmanhk duymuyordu. Çünkü, kokusunu ve ellerindeki sıcaklığını hâlâ duyduğu TurgutBeyIn,ruhunu taciz etmek istemiyordu. nerleri" gıbı ortalıklarda dolaşıyorlardı Onlara gore, bu toplum olanlan nasıl olsa anlamaz ve algılayamazdı Onlarla oynamak çok kolaydı Sıstemm bır gecede değıştınhp donuşturülduğune ınandırmak ıçın, ınsanlara yenı ve anlaşılmaz bır dılle kuçük yalanlar söylemek yetıyordu Bu ışın ustasıydılar, sankı bu ış ıçın yeüştınlmışlerdı Var olan şeylen yokmuş, olmayanlan da varmış gıbı gostermek ıçın seçılmış, eğıtılmışlerdı nuşan ınsanlann yurdu olmuştu însanlar artık Amenkan Dolan karşısında Turk Lırasrnın pan- tesını duşünerek u> anıyorlardı Altın karşılığı do- lar, buğda> karşılığı mark, tahvıl karşılığı petrol hesaplanna herkesın akb vatmasa da, bazılan bu karşılaştırmalardan buyük vnrgunlar gerçekleştı- nyor, köşeyı donüyorlardı Değışımı, dönuşumü ve yenıleşmeyı, yukselen >enı değerlen anlatabıl- Sankı, eskıden ıhracatı on plana alıp dünya pa- zanna entegre olmak, dışa açık bır büyümeyı ger- çekleştırmek gıbı bır sorunu yoktu f ürkıye nın Ihracatta vergı ıadesını, ıhracaün kredı ıle destek- lenmesını onlardan önce hıç düşunen olmamıştı Sankı, enflasyonun genletılmesı, odemeleT dengesının ıyıleştınbnesı, kamu «ıçıklannın kapa- tılması. kambıyo rejımının serbestleştınlmesı, Turk Lırası'nın konvertabl hale getınlmesı gıbı menın tek yolu. artık bırşeyı "flk defa sövlemek- ten" bır olgunun "ilk otaıa ozelliğim*' anlatabıl- mekten geçıyordu Geçmışe aıt her şeyın kolaylı- kla ınkar edıldığı bır toplumda, söze "ilk defa" dı- yerek başlamak. herkesın olmasa da buyuk bır kesımın dıkkatını çekıyordu Artık bambaşka bır ışık altında görunen dünyada. ınsanlar somut ıhtıyaçlannı karşılamak ıçın 'Ük"ıenn arkası- ndan gonul rahatlığıvla koşabıbyorlardı Baa ılk- emra Hanım bütün bunlannyenişeyler olmadığını söylediğinde, Turgut Bey Vn niçin kara kara düşünmeye başladığınışimdidaha iyi anhyordu. Yaşarkenyalanlara katlanılabitiyordu ama, bir ölümün arkasından sürdürülenyalanlara dayanabılmek çok zordu. Yenıden boy aynasına doğruyürüdü. Yalnızgörüntüsüne uzun uzun baktı. Turgut Bey *le el elegerçekleştirdikleribüyük değişim ve dönüşümüdüşündü. Şimdi oyoktu ve Semra Hanım tek başınaydı. temel ekonomık sorunlann üstüne ılk kez onlar eğılmışlerdı Sankı. eağdaş \ergi duzenlemelennı. serbest bölgelen ya da Avrupa Topluluğu ıle uyum so- runlannı şımdıye kadar onlardan başka hıç kımse düşunmemıştı Semra Hanım butun bunlann yenı şeyler olmadığını söylediğinde, Turgut Bey'- ın nıçın kara kara düşünmeye başladığını şımdı daha ıyı anlıyordu Yaşarken yalanlara katlanıla- ler çok önemlı, bazılanysa hıç onemsızdıler önemlı ya da onemsız olmalan "hiç muhim değfl- di", ılktıler ve değışım \e dönuşumü anlatıyor- lardı Yenıleşme ancak ılklerle anlatılabıbrdı Yukselen değerlenn var oluş nedenı ılkler değıl mıydı 0 Toplum, ılklenn onemb ya da önemsız ol- masına hıç mı hıç takılmıyordu Semra Hanım, Koşk'u toplarken bır rastlantı sonucu ulaştığı belgelenn koşe bucak saklan- I Erbıl Tuşalp'in 'Bir Hanedan Masalı' başhğıyla yayınladığımız yazı dizisi daha aynntılı ve genişletilmiş olarak 'Plastik Papatya Kokusu' adı altında Bilgi | Yayınevi'nce kitap olarak basılacaktır. masma bır anlam verememıştı Kapm açıp bır Köşk gorevlısını çağırsa ve "Bûlentie Isviçre'ye giden kımdi" dıye sorsa. başını kuma sokup^ızle- nen devlet yetkılısını kolaylıkla bulabılırdı Işaret parmağının ucunu hafıfçe ıslatıp bır sa>fa daha çevırecektı "Şemiler'in 'Problem adb açıdan çözulmeden kapatılrnıştır" savı ıle 'Bır başbakan yardıması (Kaya Erdem) ıle bır başbakan başdanışmanı ve genel mudur (kendısı). devletın ve hukümetın gü- venlığınj ılgılendıren bır konuda hıç araşurma yapılmadan ısüfaettınbnıştır' savı bıle tek başına soruşturmanın yenılenmesı gerekçesı olabılır Bır başka konu ıse, bır kamu kurumu olan MİT'uı adı ıle yayımlanan ve kaleme alanlan belb olan bır raporun ıçenğıdır Çok addı ıddıalar öne surulmesıne rağmen, bunlar öylece ortada kalmıştır Üstelık adı geçenler, gorevlennde taltıf edıhnışlerdır Orneğm raporda adı geçen Ünal Er- kan Edırne Valısı, Vlehmet Ağar İstanbul Emnı- yet Muduru olmuştur Bu addıyetsızbk ve so- rumsuzluk gostergesıdır Şayet rapordakı ıddıa- lar doğru değılse, one sürenlere ne ceza venlmış- tır'' Şayet doğruysa ılgıblenne ne yapılmıştır'' Hangı gerekçe ıle taltıf eddmışlerdır0 Başka bır ıddıa Aranılan hayalı ıhracatçı Turan Çevik'ı >a- kaladığını soyleyen ve başına göstereceğıru bıldı- ren Izmır Emnıyet Muduru Lütfü Tomuş. düzen- ledığı basın toplantısında 'Şaka yaptırn' dıyebıl- me sorumsuzluğunu gosterebılmıştı r Ve bu kışıy- le ılgıb hıç bır ışlem yapılmamıştır Gerek Bülent Şemiler1 ın gerekse onun adına çalışan uzmanlann. Kemal Horzum olayında DYP lıden S. DemıreiUn yeğenı Yahya Demırel'i çıkarraalan ve Turgut Özal'ın Şekerbank olayıy- la da sız ılgılenın talimatı >ermesı. akla unlu MIT raponınu getirroektedir. Özal ve çevresının Banker Bukoolavıvla karşıtlannı vıpratarak secım kazan- ma anlaytşı, Horzum (davında da hıssedilmektedir Nitekim, Savın Kaya Erdem ile görüşmemızde "durup dururken boyle bır konu\la ılgılendınlme- sırun' asd nedeninin, sivasi gelışmelerde alacağı ve- rin (köşk'un, C ıımhurbaş- kanlığının) engellenmesı olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Kaklı ki Hasan Celal Güzel-Hande Mumcu olayı, Abdülbakı Al- bavrak olayı haftzalarda kuşku u> andıran örneklerdir." Her şeye Kaya Bey'lerle bır- lıkte başladıklan eskı güzel gun- len anımsadı îktıdarlannın be- şına yılını doldurduklannda ba- kan koltuğuna oturan 42 mılletvekılınden 17"sı hakkındakı yolsuzluk ve usulsuzluk ıddıalan an arda kolayca jaalabıhyordu Her şeyı yüzustü bırakıp ölduğu gun, Meclıs'te ve savcıbklarda 21 ANAP'lı bakan hakkında kovuşturma surdü- rülüyor, Turgut Bey "gıyabıııda" Yüce Ehvan'da vargılanıyordu Merhum bır cumhurbaşkanınm dul eşı olsa da, yanında yola bırbkte çıktıklan arkadaşlanndan hıç kımse yoktu Turgut Bey'ın Başbakanbk'tan Cumhurbaş- kanlığı'na yukselmenın manevı hazzı dışında. düşman kazanmaktan başka. kendılenne ne ya- ran olmuştu'' Gızlenen şeyler, bugun olmazsa y ann, ama bır gun mutlaka araştınlıp bulunacak, yazılıp. çıalıp, konuşulacaktı Değışım ve dönü- şum dedıklen o buyük olay da, asbnda böyle bır açıkhğı zorunlu kılmıyor muydu 11 Gizlenen şev ler "Bulent Şemiler'in bir banka genel mudürü ola- rak Başbakan Ozal'uı suikast olavını incelemesi ve komisyonumuzda Bu konuda bıldıklenm açıkla- mak ıstemedığını sojtemesi cıddı bir olaydır. Kar- tal Demırağ ın vargılanması surecınde buı bilgüerin De\kt Güvenlik Mahkemesı'nin değerlendimıe- sinden kaçınlmasını anlamak mumkun değfldir. Konıısv onumuzda dınlenen uzman tanıklann. ge- rek Emlak Bankası'nm dolandınlması olav ının. ge- rekse Özal suikastı olaymın soruşturmalarının 'adb makamlann elınden alındığı ıddıalan. çok ciddi ve çok boyuiıu sonuçlann ortaya çıkmasının engellendiğı, engellenmek istendıği bıçimınde duşu- nulnıelıdır Konusyonda dinlenen tanıklann sık sık 'uyuş- turucu sılah \e kara para aklama gınşımlenne değinmelerine karşın; bu savlar rutanaklarda kalmıştır. Örneğin. \fy on Sandıklı'da kontrgenlla iddialan ve bulgulan sonucu, bazı guçlenn bu araştumayı durdurma gırişimleri başlı başına bir araştırma konusu olmalıdır. Kemal Horzum. komisyonumuza verdiği ifa- delerinde bır kaç kez oldurulmekten korktuğunu' sövlemiştir. Kemal Horzum ve avukatı Uğur Ala- cakaptan Ahmet Ozal a ve daha sonra Bulent Şe- miler'e rûşvet venlmesıne ıhşkın bılgı ve belgeleri getireceklerini söv lemişlerdir. Bu belgelere hukuk sistemi içınde ulaşamamak duşunulemez. Kemal Horzum'un İngıltere'de oturan bir kişinin aracılığıvla Şemıler adına 5 bın dolar istendıği' iddiasını belgeye doktuğfinü sovlemesiııe karşm. bu belgeleri komısvona gehrmemesı kuşku vericıdir. Kemal Horzum ve Bulent Şemiler'in ifadelennde, gerçeklenn açıklanmasını engelleyen çelişkıler vardır. Ifade rutanaklarının doğrudan yetkili kamu kurumlannca tekrar incetenmesi gereğine inan- maktayız." Köşke veda... Şımdı tek başına, o koskoca boy aynasının karşısındaydı Semra Hanım Butun bunlar hıç ol- masaydı. hıç yaşanmasaydı ne olurdu. dıye duşü- nuyordu "Keşke olmasaydr dedığı birçok şeyı bırlıkte yaşamışlardı, ama o, asla pışmanhk duymuyor- du Çunku. kokusunu ve ellenndekı sıcakhğını hâlâ duyduğu Turgut Bey "ın, ruhunu tacız etmek istemiyordu Turgut Bey'le dort kocayü geçırdık- len Koşk'ten ayrüma zamanı gebnıştı Çabşma odasının kapısını yavaşça ka- patü Kondorun sağındakı ya- tak odasına şöyle bır bakıp geç- tı Bılgısayar odası onsuz bom- boştu Gozlen eskı model buz- dolabına takılıp kaldı Sonra başını mutfağa uzattı Nur ıçın- de yatsın Turgut Bey ruhunu teslım ederken, o bu mutfakta onakahvaltıhazırbyordu Mer- dıvenlere yoneldı, alt kattaydı "Aynalı" ve "Mavi" salonlann onunden geçıp makam odasına gırdı Duvardakı resımlen çok- tan ıdınlmıştı İzlen duruvordu Bır gorevlının 'personel veda için sizi bekliyor' sesıyle ırkıhp 'Ha- vuzlu' toren salonunun ortastna doğru ytırudu Sıyah BMW'den, garsonlara, nobetçılere, konu- la. bahçeve ve her şeye son bır kez daha baktı Her şeye karşın "Turgut Bey, keşke aklanacak ve akla- yacak kadar uzun yaşayabilseydi" dıye duşundü Yaşam suruyordu Elındekı dergıde kendısı ıçın yazılanlan okumaya başladı Turgut Bey'ın "Biz Ozallar olarak tarihte iddialıyız n sozlennı anı- msayıp yenı duşler ıçın gozlennı sımsıkı kapadı BİTTİ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCİ Selanık'te Günler: (4) Anası Gibi DanasL.. Kuzey Kıbrıs ta, ana muhalefetı sımgeleyen Cumhurıyet- çı Turk Partısı (CTP) Genel Baskanı Ozfcer özgür'den bır başsağlığı mektubu aldım, şoyle dıyor 'Sevgılı Ekmekçı, 30 Eylul 1993 tarıhlı yazınızda ağabeyınız Halıt Ekmekçi'- nın olduğunu okudum Başsağlığı dılerım SHP kurultayı ıçın Ankara 'ya geldığımde aradım Yazlık- ta olduğunuzu soyledıler Goruşemedık Burada durumlar karısık Eroğlu, TC'nın seçım yasasın- dan cesaret alarak benzerını KKTC de geçerlı ve sureklı kılmak ıstıyor 'Anası gıbı danası dıyen sızdınız! Butun kargasa, aynlıkçı polıtıkanın ıflas etmış olmasın- dan kaynaklanıyor Uluslararası toplum bastırdıkça 'ıçerde kavga var' dıyerek zaman kazanmaya çalışıyorlar Korkunun ecele faydası var mfi Eylem ve Özlem 'ın gozlerınden oper, eşınıze selam ede- rız Kendınıze ıyı bakın Sevgılerımız esenlık dıleklenmızle Kuzey Kıbrıs'ta Derviş Eroğlu seçıme gıtmeye hazırla- nıyor Eroğlu, seçım yasasında gerçekleştırdığı bır değışık- lıkle, ıktıdarını -haksız da olsa- surdurmek mı ıstıyor? Bu değışıklığe gore, seçımlerde en çok oyu alacak partı, kaç oyalırsaalsın açıktaniOmılletvekıllığıkazanıyor Tümmıl- letvekıllerının sayısı 50 bır partı, seçımde 16 mılletvekıllığı kazandı mı, 10 da cabadan kazanmış olacağından, partının lıderı hukümetı kurmakla gorevlendırılecek Çünkû, 16^10 = 26, azınlık oyuyla, çoğunluğa geçmenın oyunu değıl mı bu9 Hacı TÖ'de seçım yontemlerır>de bu kafalar- daydı Halkın ıstencını yansıtmayan bır yontem CTP ıle muhalefet, 1990 seçımlerıne katılmıslar, ancak meclıste ant ıçmeyerek meclısten çekılmışlerdı Eskı deyımle 'sıne-ı mıllete ' dönmuşlerdı 1980'lerde Turkıye dekı "cunta' nın desteğıyle, baskısıyla Cumhurbaşkanlığı na oturan Raul Denktaş, tum olanlara seyırcı kaldı Ulusa donen mılletve- kıllerınınyerıne 'ara seçım' yapıldı Muhalefetaçıkta kaldı' ' Demokrası' dedıklen de neydı kı, ıktıdar ol da, nasıl olur- san ol1 Şımdı Denktaş, Eroğlu'na -baska nedenlerden- kar- şı olduğu ıçın, yenı seçım yasasına karşı gıbı gorunuyor Gerçekte, onun demokratlıkla zerrece ılgısı yok' Varsa yok- sa Rum duşmanlığı ' Rumlar şoyle, Rumlar boyle " Rum duşmanlığının sırtından bunca yıl ıktıdar surdu Cekıpgıt- melıartık Denktaş uzaklaştırılmalı ılk seçımde Denktaş ne ' federasyon'dan yanadır, ne deTurkieRum'un bır arada yaşamasından Bunu "Kıbns Turktur, Turk kalacaktır', "Ya taksım ya olum' kafasında olanlar bılemez Her şeyden once, koşullanmalardan kurtulmak gerekır 1991'ın Şubat ayında Kuzey Kıbrıs'agıtmıştım Benı, CTP cağırmıştı He- men hemen birçok partı yonetıcısıyle goruştum Denktaş kabul etmedı, Istanbul'a uçup orada fotoğraf sergısı açtı Guney Kıbrıs'tan Vasiliu'dan goruşme ısteğınde bulun- dum Haber gonderdım O da kabul etmedı Neden olarak da, Kıbrıs a kuzeyden gırmış olmamı gosterdı özür dıledı Ankara ya dönuşte, Yunan Buyukelçısı'ne olayı anlattım - Gıtmeden bana soyleseydınız, ben Vasılıu'ya bır tele- fon eder, sızın goruşmenızı sağlardım> dedı Işte goruyor musunuz, halkların tepesıne kurulmuş olan- lar, polıtıkacılar, sorunu nasıl ıç polıtıka sorunu olarak go- ruyorlar? Polıtıkacılar boyle de, gazetecıler çok mu ayrı^ Kuzey Kırbıs ta yaptığım 'banş ', bır de "domuz etı" konuşrnala- nndan ötünJağlı' eieşitrıler atdtğım oldu "Ekmekçı, Kıbrıs ı tanımıyor' 'dıyeyazdılar Selanık'e gıderken, Yunan Elçılığı nde - Inşallah pasaportunuzda Kuzey Kıbrıs damgası yok- tur 1 dedıler Selanık Başkonsolosu Murat Bilhan, Selanık ten geçe- cek Guney Kıbrıslı "Rum" gazetecılere "v»ze" vereceğını söyledı Guney Kıbrıs takı gazetecıler de Atına'nın ağzına bakı- yorlar ' Bız bır adadayız, Turk le Rum yuzyıllardır kardeş kardeşyaşadık, yıneyaşayabılırız"dıyemıyorlar Bu yığıtlı- ğı gosteremıyorlar 1 Almışlar Avrupalıyı arkalarına, el kese- sınden 'sovenlık' taslıyorlar' Yunanlı yazar Herkül Millas,' Tencere Dıbın Kara "yapı- tının bır yerınde soyle dıyor ' Yunanıstan dakı şoven cevreler Turk'te 'barbarlık' gorurler Kanıt ıse Osmanlı donemınde bastırılan ayaklan- malardakı uygulamalardır Osmanlı-Turk tarıhını, Hatay'ı Kıbns'/ ve son yülarda Ege 'dekı Yunan adaları ustune soy- lenenlerı vurgulayarak Turklenn yayılmacı polıtıkasına ınanılır Turkıye dekı ışkenceler Turk un ırkçılığını şove- nızmını kanıtlar Ermenı ve Kurt sorunu butun bunları yenı- den onaylar Turkıye dekı soven cevreler de Yunanlı'nın portresını hemen hemen aynı bıcımde çızerler Yunanlı yayılmacıdır Kanıt 1821 ısyanıdır, Balkan savaslarıdır Anadolu savaşı- dır Kıbrıs tır Turk azınlığını ırkçılığından dolayı ezmekte- dır Gaddardır, Anadolu savası, EOKA kanıttır Ikıtarafda karsı tarafı asırı dındar sayar ' Kendısıne Selanık ızlenımlerımı anlattığım Hüsnü Göfc- sel soyle dedı - Ankara 'da ılkokulda okuyordum Venızelos gelecek dedıler. bızı ıstasyona goturduler, karsılama ıçın Gıttık Trenle geldı Venızelos (Ekım 1930) ıstasyondan çıktılar Inonu ıle bırlıkte Başbakan Inonu bır sarıldı Yunan Başba- kanı Venızelos un boynuna Bır opustuler bunlar Işte, der- sımı o zaman aldım ben O zamana kadar dusmandı, gelen dusmandı Gazeteler de oyle kullanıyordu Fakat, ıstasyon- dan çıkar çıkmaz bırbırlennın boyunlarma sarıldı bunlar, bır opustuler ve bıttı her şey orada Kı, inonu, savaş mey- danlarından geldı BULMACA 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Tahta oymacısı Fas'- ın plaka ışaretı 2/ Buyük erkek kardeş Kışı 3/ Işınbılım 4/Sazım Hik- met'ın soyadı Enıs Ba- tur'un bır şıır kıtabı 5/Duşunce Altınköku de denılen kusturucu bır kök 6/Knpton elementı- nın sımgesı Andre Mal- rauxnun. İspanya İç Savaşı'nı konu alan unlu romanı 7/Içınde > aban- a bır oğe bulunmayan, mutlak Buyuk tepsı 8/Üstu ka- palı olarak anlatma Doğu Kara- deruz yoresıne ozgu yelkenlı kıyı teknesı 9/Kolsuz erkek famlası Bır nota YUKARIDAN AŞAĞIY\: 1/ Durgun ve kırlı sularda yaşay an tek hucrelı hayvan 2/ Her yanı suyla çev nlı kara parçası Tıyatro nıtelığı taşıyan radyo ya da televız- yon yayını 3/ İçıne sut sağılan kap Islamlıktan once Kâbe'de duran uç puttan bın 4/ Şaşma bebrten bır ünlem Bırçalgı. 5/ Yaratıcısının adı bılınmeyen yapıt Bır cetvel turu 6/ Hıç, sı- fır Sılah. zırh gıbı savaş aracı 7/ Bır dıldekı seslen ve bu sesle- nn tanhsel değşımını ınceleyen dılbılım dalı 8/ Rus köylüsu . Bır meyve 9/Bır hecenın butun harflen ayn ayn okunabıldığı halde. bunlan bv leşürememe şekhnde gorülen dıl bozukluğu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle