Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12EKİM1993SAU
12 DIZIYAZI
Değişim ve dönüşümcüler, dünyalıklannı istifliyor, toplumla kobaygibi oynayıp bilgi vegörgülerini artünyorlardı.
Bu son fasdchrey öııırüm...-10-
Şevket, 1927 yılında doğmuş-
tu ama, 1949'larda hala bır terzı
çırağıydı Kaçakçı ağalanna dık-
tıklen yenı gıysılen evlenne götu-
rüp, onlardan bahşış aldıkça hu-
zûnlenırdı Evıne dönerken ken-
dı emeğıyle, kaçak ışınde doku-
len ten karşılaştınr. hırslanır,
ofkelerurdı Ağa. her yerde
agaydı Oysa onlann yanında
çalışan ayakçılar, sırtçılar jan-
darmanın kurşunu, ağanın zul-
mu arasında ter atıyor, kan dö-
küyorlardı Ayakçıydılar, sırt-
çıydılar ama. onlar da yenı yenı
gıysder dıktınp, onlar da Şev-
ket'e bol bol bahşış vermeye baş-
lamışlardı Terzı çırağı Şevket
ışın gızını çozmuştü Iğneyle
kuyu kaap bu dunyada rahata
ermerun mumkünu yoktu Değı-
şım gerekıyordu Goçunu top-
ladı, taşı toprağı altın Istanbul'a
geldı 1979'a dek. terzılığını sür-
dürdüyse de, mal mulk sahıbı
olamadı Semt pazarlannda
hazır gıysıler satarak geçımmı
sağlamaktan yoruldugunda, KJ-
bsb hemşensı sarraf Yaşar yanında getır götür
ışlen yapmaya başladı Çok değıl altı ay sonra,
Yaşar abısının açtırdığı banka hesabına mılyar-
larca bra dövız akmaya başladı Semra Hanım'a
gore bu tür gehşmeler, ancak yukselen yenı değer-
ler şokuyla değışım ve dönuşümun yaşandığı ül-
kelerde gerçekleşebıhrdî
Şevket'ın oyküsunden çok etkılenmışü Semra
Hanım Gebşen ve donuşen her gün bıraz daha
yenıleşen Turkıye'nın bır sımgesıydı Şevket Ko-
nutun keyıflı bır akşamını berbat eden haben
duyduğunda, Şevket'ten de, Şevket'ı anlatanlar-
dan da nefret edecektı Semra
Hanım Önune uzatılan tutanağı
okurken, gozlen dolmuştu
"Yaşar Akrurk. Şev ket Gesoğ-
hı adına. Pamukbank'ın Sultan-
hamam ŞubesTnde 215425/9 nu-
marayla çeklı bir ncan hesap
açtırmıştı. Bu hesaba. Beynıt'ta
bulunan \nt. Mecattaf and FiLs
firması çıktşlı ve Zunh'tekı Swiss
Bank'tan havale edılen mily arlar-
ca hra tutanndaki doviz geİmeye başlamıştı.'" Terzı
çırağı Şevket. Turk Lırası olarak duşune sığma-
>an paralan artık dolar. mark. frank olarak
adının yanına yazdınyordu "Swiss Bank, bu ha-
valeieri "bkv Kne 2436 referansı ıle gondenyor-
du Ve hav alelere' Genel Müdür Husnu özy eğen'-
in dikkatme notu koyuyordu."
Pazarcı Şevket, koskoca bır banka genel mü-
düru ıle bırlıkte, ülkenın dövız sorununa çozüm
getırdığını bıbnıyordu Cstu başı duzelmışu, ama
ozünde hıçbır değışıklık yoktu Şevket ın Banka
deftenne bakarken yıne aslına dönüyor "Bunlar
gerçektenbeııinıolsa"dıyeduşkuruyordu Defte-
nnde yan yana dızılmış o bihuk sayılann an-
lamını, duşlenyle bfr fürhl ortü$türemıyordu 8
mılyon 785 bın Amenkan Dolan'nın. 2 mılyon
200 bın Ahnan Markı'nm, 1 mılyon 350 bın Isvıç-
re Frankı'nın ne ıle çarpılıp, neye böluneceğını
hıçbır zaman oğrenemeyecektı O her zaman.
payına düşeceklen duşünmekle yetınecektı Mıl-
yonlar, mılyarlar başkalan ıçın servettı Kıhs'te
terzı çırağı, Istanbul'da pazarcı Şev ket ıçın ıse ser-
vet, Balat'ta bır çay ocağı ya da Avalar'da bır
kondu, kışbk kömür ve çocuklara ayakkabı ve
cekettı
El ele, göz göze, diz dize...
Yenıleşmenın toplum yaranna, elle tutulabüe-
cek somut sonuçlan pek yoktu Yukselen değer-
ler safsatasının yerleşık değerlen altüst ettığı
onanlmaz bır çoküntu ve çurüme yarattığı da
açık seçık ortadavdı
Turgut Bey sağ olsaydı bunlan değıl söylemek,
düşunebüır rruydı bılmıyordu, ama o hep gucu
yetüğı kadar gerçeklerden yana obnayı yeğlemış-
tı Duygulannın adı elbette, pışmanlıİc değıldı
Doğrusunu söylemek gerekırse, ne olduğunu o da
pek bılmıyordu
Turgut Bey'ın kurnazhğı, temel değışım ve dö-
nuşümlen bır kenara bırakıp, buyuk çoğunluğu
ıletışım dünyasından olan bır takım ınsanlan de-
ğışımcı ve dönüşümcü olarak yakın çev resıne dol-
durmak oldu TuTkıye, her meslekten gelen, temel
ozellığı yenıleşmecı olan bu ınsanlann, sankı ıstı-
lasına uğramıştı Başanlı sayılmalan ıçın hıçbır
ölçülen yoktu Kışısel vargılarla ıdare edıyorlar,
kamuoyu gündemını. cın gıbı zekalanyla gonulle-
nnce oluşturuyorlardı Doviz yoksa, pekala kara
paraya ve yeraltına başvurulabthrdı Ureterek dı-
şa açılmak bır sorunsa, tuketerek bır dünya paza-
n olmak denenebıhrdı Ücretler, maaş, küçük
üretıa sorunlan hıç dert değıldı Toplumsal bır
muhalefet oluşuyorsa, karşılanna dın ya da ırk
esasına dayalı guçler çıkanlabıürdı Avrupa'dan
ters sesler çıkıyorsa Iranb mollalarla ışbırlığıne
gıdılebıbrdı
Onlar ki...
Onlann değışım ve dönuşümun surecını plan-
lamak, altyapısını kurmak, orgutlemek, hukuku-
nu ve kurumlanru oluşturmak gıbı dertlen de
yoktu Turgut Bey'ın "öksünnesim"" değışım.
"hapşınnasını" donu^um olarak saymakta ve
bunlan dunyanm en çarpıa yenıbklen olarak
sunmakta olağanustu başanhydılar Bır yandan
dünyabklannı ıstıflıyorlar. bır yandan'da Türkıye
toplumuyla bır deney faresı gıbı oynayıp bügı ve
gorgûlennı arttınyorlardı Onlar, değışmeyen bır
özun değışebılen göruntülennı
yenıleşme sayacak ve bunlan
dunyanm en çarpıa olaylan sa-
nacak kadar, elbette, ahmak de-
ğülerdı Ama ücret bordrolannda
adlannın yanına > azılan mıktar-
lar. onlann böyle duşunmelennı.
böyle yazıp çızmelennı gerektın-
yordu Semra Hanım, ne mal ol-
duklannı bıhyor olsa da, aslmda
onlara aayordu
Çaresız ve çözümsüzdüler
Sankı eskıden değışıme ınanmı-
yorlarmış gıbı şımdı "herşey deği-
şip donüşüyor" kuramını yaratıyorlardı Nostal-
jık takıldıklannda dunyanın "iki kutuplu'". ger-
çekçı olduklannda ıse "çok kutuplu" olduğuna
ınanıyorlardı Olağanustu zekı ve çok kurnazdı-
lar ya. değışenlenn yanında değıştırenlenn de ol-
duğu gerçeğme hep yan çızdıler Değıştırenlenn
kımler olduğunu görmezden geldıler Kolayını
bulmuşlardı Konuklara pıpısını göstenp babası-
ndan afenn alan erkek çocuklar gıbı, geçmışlenne
küfredıp "değişti birader, her şey değişti" nostaljı-
sıyle ıdare edıyorlardı
Turkçe anlamlannı düşünmeye bıle olanak bu-
lamadan, kros yapıp joggıng'e çıkıyorlardı
Brunch'larda sıyaset ve tıcaret konuşuyorlar, ja-
E R B I L T U Ş A L P
kuzılı banyolannda kaslannın. kompakt dıskle-
nnde kafaîannın stress'ını aüyorlardı Gundüzle-
n kompütürlenn. fakslann. vıdeo ıletımlenn başı-
ndaydılar Para, borsa, mark dolar kovalayıp,
günluk maışetlennı çıkanyorlardı Kısa yoldan
koşe donme hayallenyle sıyasal belleklen dondu-
rulan kıtlelen, Turgut Bey dönerrunde her şeyın
daha değışık, herşeyın daha >enı olduğuna
ınandırmak çok kolaydı Gömlek, kravat, elbıse,
kemer, pantolon askısı, eldıven, kravat ığnesı,
mendıl. çorap ve ayakkabı markalannı değıştıre-
rek başlatüklan değışım ve dönüşûmûn "misyo-
bıbyordu ama. bır olûmûn arkasından surdüru-
len yalanlara dayanabılmek çok zordu
Yenıden boy aynasına doğru yurudü Yalnız
goruntusüne uzun uzun baktı Turgut Bey'le el
ele gerçekleşürdıklen büyûk değışım ve dönûşu-
mu duşûndü Şımdı o yoktu ve Semra Hanım tek
başınaydı Turgut Bey'ın olümunden sonra onu
kımse goreve çağırmamıştı ama, o ülke sorunlan-
ndan kolayca kopamayacağını, değışım ve dönü-
şûme sırt çevıremeyeceğım şımdı daha ıyı anhyor-
du Yaşattıklan bunca değışım \e d'önüşümu
olumsuz vanlanyla aktaranlara. yenıleşmeyı
çarpıtanlara, yükselen değerlerle alay edenlere
karşı. yenıden buyük bır öfke duydu Semra
Hanım'a göre suç bıraz da kendılenndeydı Son
yülarda ülkede yaşanan değışım ve dönüşumün
tek boyutunu sergılemışler venıleşmeyıveyûkse-
len yenı değerlennı gereğı gıbı anlatamamışlardı
Eİeğışım elbette, başbakanm > a da cumhurbaş-
kanının eşı ıle el ele, göz göze. dız dıze dolaşması,
çocuklannın buyuk bır luks ıçınde "doke vita" bır
yaşam sürmelen değıldı Büyük oglan Ahmet ku-
çuğu Efe, bıncık kızlan Zeynep, damatlar, gelın-
ler, yeğenler. kuzenlerle bırlıkte sıyasete aıle bo>u
katılmak. Turkıye'nın "first lady"sını Istanbul'a
ıl başkanı vapmak. elbette yenıleşme değıldı
Karada, denizde, havada...
Madem bu ulkeyı yonetıyorlardı. kannlannı
bıle zar zor doyuran ınsanlar ıçın bır gazetenın
"denizde Korkut. karada Efe, havada Ahmet" baş-
lığının "devletın malı denız, \eme>en domuz" veya
"Yağma Hasan'ın böreği" gıbı özdeyışlen anım-
satacağmı bılmek zorundaydılar İnsanlann akı-
Uan fıkırlen paradaydı Bakanlar ve bûrokratlar-
la rahat konuşabılmek ıçın alınan Opus telefon-
lanna. ekonomıye anında müdahale etmek ıçın
kurulan bılgısayar sıstemıne bıle savurganlık dı-
yorlardı
Toplumun bütün sınıf ve katmanlanyla ekono-
mı konuşması, değışım ve dönüşumün en somut
kanıtıydı Ülke. bır baştan ote bâşa ekonomı ko-
imditek başına, o koskoca boy aynasının karşısındaydı Semra Hanım. Bütün bunlar
'ç olmasaydı, hiçyaşanmasaydı ne olurdu, diye düşünüyordu. "Keşke olmasaydı"dediği
birçokşey i birlikteyaşamışlardı, ama o, aslapişmanhk duymuyordu. Çünkü, kokusunu ve
ellerindeki sıcaklığını hâlâ duyduğu TurgutBeyIn,ruhunu taciz etmek istemiyordu.
nerleri" gıbı ortalıklarda dolaşıyorlardı Onlara
gore, bu toplum olanlan nasıl olsa anlamaz ve
algılayamazdı Onlarla oynamak çok kolaydı
Sıstemm bır gecede değıştınhp donuşturülduğune
ınandırmak ıçın, ınsanlara yenı ve anlaşılmaz bır
dılle kuçük yalanlar söylemek yetıyordu Bu ışın
ustasıydılar, sankı bu ış ıçın yeüştınlmışlerdı Var
olan şeylen yokmuş, olmayanlan da varmış gıbı
gostermek ıçın seçılmış, eğıtılmışlerdı
nuşan ınsanlann yurdu olmuştu însanlar artık
Amenkan Dolan karşısında Turk Lırasrnın pan-
tesını duşünerek u> anıyorlardı Altın karşılığı do-
lar, buğda> karşılığı mark, tahvıl karşılığı petrol
hesaplanna herkesın akb vatmasa da, bazılan bu
karşılaştırmalardan buyük vnrgunlar gerçekleştı-
nyor, köşeyı donüyorlardı Değışımı, dönuşumü
ve yenıleşmeyı, yukselen >enı değerlen anlatabıl-
Sankı, eskıden ıhracatı on plana alıp dünya pa-
zanna entegre olmak, dışa açık bır büyümeyı ger-
çekleştırmek gıbı bır sorunu yoktu f ürkıye nın
Ihracatta vergı ıadesını, ıhracaün kredı ıle destek-
lenmesını onlardan önce hıç düşunen olmamıştı
Sankı, enflasyonun genletılmesı, odemeleT
dengesının ıyıleştınbnesı, kamu «ıçıklannın kapa-
tılması. kambıyo rejımının serbestleştınlmesı,
Turk Lırası'nın konvertabl hale getınlmesı gıbı
menın tek yolu. artık bırşeyı "flk defa sövlemek-
ten" bır olgunun "ilk otaıa ozelliğim*' anlatabıl-
mekten geçıyordu Geçmışe aıt her şeyın kolaylı-
kla ınkar edıldığı bır toplumda, söze "ilk defa" dı-
yerek başlamak. herkesın olmasa da buyuk bır
kesımın dıkkatını çekıyordu Artık bambaşka bır
ışık altında görunen dünyada. ınsanlar somut
ıhtıyaçlannı karşılamak ıçın 'Ük"ıenn arkası-
ndan gonul rahatlığıvla koşabıbyorlardı Baa ılk-
emra Hanım bütün bunlannyenişeyler olmadığını söylediğinde, Turgut Bey Vn niçin
kara kara düşünmeye başladığınışimdidaha iyi anhyordu. Yaşarkenyalanlara
katlanılabitiyordu ama, bir ölümün arkasından sürdürülenyalanlara dayanabılmek çok
zordu. Yenıden boy aynasına doğruyürüdü. Yalnızgörüntüsüne uzun uzun baktı. Turgut
Bey *le el elegerçekleştirdikleribüyük değişim ve dönüşümüdüşündü. Şimdi oyoktu ve
Semra Hanım tek başınaydı.
temel ekonomık sorunlann üstüne ılk kez onlar
eğılmışlerdı
Sankı. eağdaş \ergi duzenlemelennı. serbest
bölgelen ya da Avrupa Topluluğu ıle uyum so-
runlannı şımdıye kadar onlardan başka hıç kımse
düşunmemıştı Semra Hanım butun bunlann
yenı şeyler olmadığını söylediğinde, Turgut Bey'-
ın nıçın kara kara düşünmeye başladığını şımdı
daha ıyı anlıyordu Yaşarken yalanlara katlanıla-
ler çok önemlı, bazılanysa hıç onemsızdıler
önemlı ya da onemsız olmalan "hiç muhim değfl-
di", ılktıler ve değışım \e dönuşumü anlatıyor-
lardı Yenıleşme ancak ılklerle anlatılabıbrdı
Yukselen değerlenn var oluş nedenı ılkler değıl
mıydı
0
Toplum, ılklenn onemb ya da önemsız ol-
masına hıç mı hıç takılmıyordu
Semra Hanım, Koşk'u toplarken bır rastlantı
sonucu ulaştığı belgelenn koşe bucak saklan-
I Erbıl Tuşalp'in 'Bir Hanedan Masalı' başhğıyla yayınladığımız yazı dizisi
daha aynntılı ve genişletilmiş olarak 'Plastik Papatya Kokusu' adı altında Bilgi
| Yayınevi'nce kitap olarak basılacaktır.
masma bır anlam verememıştı Kapm açıp bır
Köşk gorevlısını çağırsa ve "Bûlentie Isviçre'ye
giden kımdi" dıye sorsa. başını kuma sokup^ızle-
nen devlet yetkılısını kolaylıkla bulabılırdı Işaret
parmağının ucunu hafıfçe ıslatıp bır sa>fa daha
çevırecektı
"Şemiler'in 'Problem adb açıdan çözulmeden
kapatılrnıştır" savı ıle 'Bır başbakan yardıması
(Kaya Erdem) ıle bır başbakan başdanışmanı ve
genel mudur (kendısı). devletın ve hukümetın gü-
venlığınj ılgılendıren bır konuda hıç araşurma
yapılmadan ısüfaettınbnıştır' savı bıle tek başına
soruşturmanın yenılenmesı gerekçesı olabılır
Bır başka konu ıse, bır kamu kurumu olan
MİT'uı adı ıle yayımlanan ve kaleme alanlan belb
olan bır raporun ıçenğıdır Çok addı ıddıalar öne
surulmesıne rağmen, bunlar öylece ortada
kalmıştır Üstelık adı geçenler, gorevlennde taltıf
edıhnışlerdır Orneğm raporda adı geçen Ünal Er-
kan Edırne Valısı, Vlehmet Ağar İstanbul Emnı-
yet Muduru olmuştur Bu addıyetsızbk ve so-
rumsuzluk gostergesıdır Şayet rapordakı ıddıa-
lar doğru değılse, one sürenlere ne ceza venlmış-
tır'' Şayet doğruysa ılgıblenne ne yapılmıştır''
Hangı gerekçe ıle taltıf eddmışlerdır0
Başka bır
ıddıa Aranılan hayalı ıhracatçı Turan Çevik'ı >a-
kaladığını soyleyen ve başına göstereceğıru bıldı-
ren Izmır Emnıyet Muduru Lütfü Tomuş. düzen-
ledığı basın toplantısında 'Şaka yaptırn' dıyebıl-
me sorumsuzluğunu gosterebılmıştı r Ve bu kışıy-
le ılgıb hıç bır ışlem yapılmamıştır
Gerek Bülent Şemiler1
ın gerekse onun adına
çalışan uzmanlann. Kemal Horzum olayında
DYP lıden S. DemıreiUn yeğenı Yahya Demırel'i
çıkarraalan ve Turgut Özal'ın Şekerbank olayıy-
la da sız ılgılenın talimatı >ermesı. akla unlu MIT
raponınu getirroektedir. Özal ve çevresının Banker
Bukoolavıvla karşıtlannı vıpratarak secım kazan-
ma anlaytşı, Horzum (davında da hıssedilmektedir
Nitekim, Savın Kaya Erdem ile görüşmemızde
"durup dururken boyle bır konu\la ılgılendınlme-
sırun' asd nedeninin, sivasi gelışmelerde alacağı ve-
rin (köşk'un, C ıımhurbaş-
kanlığının) engellenmesı olduğu
sonucu ortaya çıkmıştır. Kaklı ki
Hasan Celal Güzel-Hande
Mumcu olayı, Abdülbakı Al-
bavrak olayı haftzalarda kuşku
u> andıran örneklerdir."
Her şeye Kaya Bey'lerle bır-
lıkte başladıklan eskı güzel gun-
len anımsadı îktıdarlannın be-
şına yılını doldurduklannda ba-
kan koltuğuna oturan 42 mılletvekılınden 17"sı
hakkındakı yolsuzluk ve usulsuzluk ıddıalan an
arda kolayca jaalabıhyordu Her şeyı yüzustü
bırakıp ölduğu gun, Meclıs'te ve savcıbklarda 21
ANAP'lı bakan hakkında kovuşturma surdü-
rülüyor, Turgut Bey "gıyabıııda" Yüce Ehvan'da
vargılanıyordu Merhum bır cumhurbaşkanınm
dul eşı olsa da, yanında yola bırbkte çıktıklan
arkadaşlanndan hıç kımse yoktu
Turgut Bey'ın Başbakanbk'tan Cumhurbaş-
kanlığı'na yukselmenın manevı hazzı dışında.
düşman kazanmaktan başka. kendılenne ne ya-
ran olmuştu'' Gızlenen şeyler, bugun olmazsa
y ann, ama bır gun mutlaka araştınlıp bulunacak,
yazılıp. çıalıp, konuşulacaktı Değışım ve dönü-
şum dedıklen o buyük olay da, asbnda böyle bır
açıkhğı zorunlu kılmıyor muydu
11
Gizlenen şev ler
"Bulent Şemiler'in bir banka genel mudürü ola-
rak Başbakan Ozal'uı suikast olavını incelemesi ve
komisyonumuzda Bu konuda bıldıklenm açıkla-
mak ıstemedığını sojtemesi cıddı bir olaydır. Kar-
tal Demırağ ın vargılanması surecınde buı bilgüerin
De\kt Güvenlik Mahkemesı'nin değerlendimıe-
sinden kaçınlmasını anlamak mumkun değfldir.
Konıısv onumuzda dınlenen uzman tanıklann. ge-
rek Emlak Bankası'nm dolandınlması olav ının. ge-
rekse Özal suikastı olaymın soruşturmalarının
'adb makamlann elınden alındığı ıddıalan. çok
ciddi ve çok boyuiıu sonuçlann ortaya çıkmasının
engellendiğı, engellenmek istendıği bıçimınde duşu-
nulnıelıdır
Konusyonda dinlenen tanıklann sık sık 'uyuş-
turucu sılah \e kara para aklama gınşımlenne
değinmelerine karşın; bu savlar rutanaklarda
kalmıştır. Örneğin. \fy on Sandıklı'da kontrgenlla
iddialan ve bulgulan sonucu, bazı guçlenn bu
araştumayı durdurma gırişimleri başlı başına bir
araştırma konusu olmalıdır.
Kemal Horzum. komisyonumuza verdiği ifa-
delerinde bır kaç kez oldurulmekten korktuğunu'
sövlemiştir. Kemal Horzum ve avukatı Uğur Ala-
cakaptan Ahmet Ozal a ve daha sonra Bulent Şe-
miler'e rûşvet venlmesıne ıhşkın bılgı ve belgeleri
getireceklerini söv lemişlerdir. Bu belgelere hukuk
sistemi içınde ulaşamamak duşunulemez. Kemal
Horzum'un İngıltere'de oturan bir kişinin
aracılığıvla Şemıler adına 5 bın dolar istendıği'
iddiasını belgeye doktuğfinü sovlemesiııe karşm. bu
belgeleri komısvona gehrmemesı kuşku vericıdir.
Kemal Horzum ve Bulent Şemiler'in ifadelennde,
gerçeklenn açıklanmasını engelleyen çelişkıler
vardır. Ifade rutanaklarının doğrudan yetkili kamu
kurumlannca tekrar incetenmesi gereğine inan-
maktayız."
Köşke veda...
Şımdı tek başına, o koskoca boy aynasının
karşısındaydı Semra Hanım Butun bunlar hıç ol-
masaydı. hıç yaşanmasaydı ne olurdu. dıye duşü-
nuyordu
"Keşke olmasaydr dedığı birçok şeyı bırlıkte
yaşamışlardı, ama o, asla pışmanhk duymuyor-
du Çunku. kokusunu ve ellenndekı sıcakhğını
hâlâ duyduğu Turgut Bey "ın, ruhunu tacız etmek
istemiyordu Turgut Bey'le dort kocayü geçırdık-
len Koşk'ten ayrüma zamanı gebnıştı Çabşma
odasının kapısını yavaşça ka-
patü Kondorun sağındakı ya-
tak odasına şöyle bır bakıp geç-
tı Bılgısayar odası onsuz bom-
boştu Gozlen eskı model buz-
dolabına takılıp kaldı Sonra
başını mutfağa uzattı Nur ıçın-
de yatsın Turgut Bey ruhunu
teslım ederken, o bu mutfakta
onakahvaltıhazırbyordu Mer-
dıvenlere yoneldı, alt kattaydı
"Aynalı" ve "Mavi" salonlann
onunden geçıp makam odasına
gırdı Duvardakı resımlen çok-
tan ıdınlmıştı İzlen duruvordu Bır gorevlının
'personel veda için sizi bekliyor' sesıyle ırkıhp 'Ha-
vuzlu' toren salonunun ortastna doğru ytırudu
Sıyah BMW'den, garsonlara, nobetçılere, konu-
la. bahçeve ve her şeye son bır kez daha baktı Her
şeye karşın "Turgut Bey, keşke aklanacak ve akla-
yacak kadar uzun yaşayabilseydi" dıye duşundü
Yaşam suruyordu Elındekı dergıde kendısı ıçın
yazılanlan okumaya başladı Turgut Bey'ın "Biz
Ozallar olarak tarihte iddialıyız
n
sozlennı anı-
msayıp yenı duşler ıçın gozlennı sımsıkı kapadı
BİTTİ
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCİ
Selanık'te Günler: (4)
Anası Gibi DanasL..
Kuzey Kıbrıs ta, ana muhalefetı sımgeleyen Cumhurıyet-
çı Turk Partısı (CTP) Genel Baskanı Ozfcer özgür'den bır
başsağlığı mektubu aldım, şoyle dıyor
'Sevgılı Ekmekçı,
30 Eylul 1993 tarıhlı yazınızda ağabeyınız Halıt Ekmekçi'-
nın olduğunu okudum
Başsağlığı dılerım
SHP kurultayı ıçın Ankara 'ya geldığımde aradım Yazlık-
ta olduğunuzu soyledıler Goruşemedık
Burada durumlar karısık Eroğlu, TC'nın seçım yasasın-
dan cesaret alarak benzerını KKTC de geçerlı ve sureklı
kılmak ıstıyor
'Anası gıbı danası dıyen sızdınız!
Butun kargasa, aynlıkçı polıtıkanın ıflas etmış olmasın-
dan kaynaklanıyor Uluslararası toplum bastırdıkça 'ıçerde
kavga var' dıyerek zaman kazanmaya çalışıyorlar
Korkunun ecele faydası var mfi
Eylem ve Özlem 'ın gozlerınden oper, eşınıze selam ede-
rız
Kendınıze ıyı bakın
Sevgılerımız esenlık dıleklenmızle
Kuzey Kıbrıs'ta Derviş Eroğlu seçıme gıtmeye hazırla-
nıyor Eroğlu, seçım yasasında gerçekleştırdığı bır değışık-
lıkle, ıktıdarını -haksız da olsa- surdurmek mı ıstıyor? Bu
değışıklığe gore, seçımlerde en çok oyu alacak partı, kaç
oyalırsaalsın açıktaniOmılletvekıllığıkazanıyor Tümmıl-
letvekıllerının sayısı 50 bır partı, seçımde 16 mılletvekıllığı
kazandı mı, 10 da cabadan kazanmış olacağından, partının
lıderı hukümetı kurmakla gorevlendırılecek Çünkû,
16^10 = 26, azınlık oyuyla, çoğunluğa geçmenın oyunu
değıl mı bu9
Hacı TÖ'de seçım yontemlerır>de bu kafalar-
daydı Halkın ıstencını yansıtmayan bır yontem CTP ıle
muhalefet, 1990 seçımlerıne katılmıslar, ancak meclıste ant
ıçmeyerek meclısten çekılmışlerdı Eskı deyımle 'sıne-ı
mıllete ' dönmuşlerdı 1980'lerde Turkıye dekı "cunta' nın
desteğıyle, baskısıyla Cumhurbaşkanlığı na oturan Raul
Denktaş, tum olanlara seyırcı kaldı Ulusa donen mılletve-
kıllerınınyerıne 'ara seçım' yapıldı Muhalefetaçıkta kaldı'
' Demokrası' dedıklen de neydı kı, ıktıdar ol da, nasıl olur-
san ol1
Şımdı Denktaş, Eroğlu'na -baska nedenlerden- kar-
şı olduğu ıçın, yenı seçım yasasına karşı gıbı gorunuyor
Gerçekte, onun demokratlıkla zerrece ılgısı yok' Varsa yok-
sa Rum duşmanlığı ' Rumlar şoyle, Rumlar boyle " Rum
duşmanlığının sırtından bunca yıl ıktıdar surdu Cekıpgıt-
melıartık Denktaş uzaklaştırılmalı ılk seçımde Denktaş ne
' federasyon'dan yanadır, ne deTurkieRum'un bır arada
yaşamasından Bunu "Kıbns Turktur, Turk kalacaktır', "Ya
taksım ya olum' kafasında olanlar bılemez Her şeyden
once, koşullanmalardan kurtulmak gerekır 1991'ın Şubat
ayında Kuzey Kıbrıs'agıtmıştım Benı, CTP cağırmıştı He-
men hemen birçok partı yonetıcısıyle goruştum Denktaş
kabul etmedı, Istanbul'a uçup orada fotoğraf sergısı açtı
Guney Kıbrıs'tan Vasiliu'dan goruşme ısteğınde bulun-
dum Haber gonderdım O da kabul etmedı Neden olarak
da, Kıbrıs a kuzeyden gırmış olmamı gosterdı özür dıledı
Ankara ya dönuşte, Yunan Buyukelçısı'ne olayı anlattım
- Gıtmeden bana soyleseydınız, ben Vasılıu'ya bır tele-
fon eder, sızın goruşmenızı sağlardım> dedı
Işte goruyor musunuz, halkların tepesıne kurulmuş olan-
lar, polıtıkacılar, sorunu nasıl ıç polıtıka sorunu olarak go-
ruyorlar?
Polıtıkacılar boyle de, gazetecıler çok mu ayrı^ Kuzey
Kırbıs ta yaptığım 'banş ', bır de "domuz etı" konuşrnala-
nndan ötünJağlı' eieşitrıler atdtğım oldu "Ekmekçı, Kıbrıs ı
tanımıyor' 'dıyeyazdılar
Selanık'e gıderken, Yunan Elçılığı nde
- Inşallah pasaportunuzda Kuzey Kıbrıs damgası yok-
tur
1
dedıler
Selanık Başkonsolosu Murat Bilhan, Selanık ten geçe-
cek Guney Kıbrıslı "Rum" gazetecılere "v»ze" vereceğını
söyledı
Guney Kıbrıs takı gazetecıler de Atına'nın ağzına bakı-
yorlar ' Bız bır adadayız, Turk le Rum yuzyıllardır kardeş
kardeşyaşadık, yıneyaşayabılırız"dıyemıyorlar Bu yığıtlı-
ğı gosteremıyorlar
1
Almışlar Avrupalıyı arkalarına, el kese-
sınden 'sovenlık' taslıyorlar'
Yunanlı yazar Herkül Millas,' Tencere Dıbın Kara "yapı-
tının bır yerınde soyle dıyor
' Yunanıstan dakı şoven cevreler Turk'te 'barbarlık'
gorurler Kanıt ıse Osmanlı donemınde bastırılan ayaklan-
malardakı uygulamalardır Osmanlı-Turk tarıhını, Hatay'ı
Kıbns'/ ve son yülarda Ege 'dekı Yunan adaları ustune soy-
lenenlerı vurgulayarak Turklenn yayılmacı polıtıkasına
ınanılır Turkıye dekı ışkenceler Turk un ırkçılığını şove-
nızmını kanıtlar Ermenı ve Kurt sorunu butun bunları yenı-
den onaylar
Turkıye dekı soven cevreler de Yunanlı'nın portresını
hemen hemen aynı bıcımde çızerler Yunanlı yayılmacıdır
Kanıt 1821 ısyanıdır, Balkan savaslarıdır Anadolu savaşı-
dır Kıbrıs tır Turk azınlığını ırkçılığından dolayı ezmekte-
dır Gaddardır, Anadolu savası, EOKA kanıttır Ikıtarafda
karsı tarafı asırı dındar sayar '
Kendısıne Selanık ızlenımlerımı anlattığım Hüsnü Göfc-
sel soyle dedı
- Ankara 'da ılkokulda okuyordum Venızelos gelecek
dedıler. bızı ıstasyona goturduler, karsılama ıçın Gıttık
Trenle geldı Venızelos (Ekım 1930) ıstasyondan çıktılar
Inonu ıle bırlıkte Başbakan Inonu bır sarıldı Yunan Başba-
kanı Venızelos un boynuna Bır opustuler bunlar Işte, der-
sımı o zaman aldım ben O zamana kadar dusmandı, gelen
dusmandı Gazeteler de oyle kullanıyordu Fakat, ıstasyon-
dan çıkar çıkmaz bırbırlennın boyunlarma sarıldı bunlar,
bır opustuler ve bıttı her şey orada Kı, inonu, savaş mey-
danlarından geldı
BULMACA
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/ Tahta oymacısı Fas'-
ın plaka ışaretı 2/ Buyük
erkek kardeş Kışı 3/
Işınbılım 4/Sazım Hik-
met'ın soyadı Enıs Ba-
tur'un bır şıır kıtabı
5/Duşunce Altınköku
de denılen kusturucu bır
kök 6/Knpton elementı-
nın sımgesı Andre Mal-
rauxnun. İspanya İç
Savaşı'nı konu alan unlu
romanı 7/Içınde > aban-
a bır oğe bulunmayan,
mutlak Buyuk tepsı 8/Üstu ka-
palı olarak anlatma Doğu Kara-
deruz yoresıne ozgu yelkenlı kıyı
teknesı 9/Kolsuz erkek famlası
Bır nota
YUKARIDAN AŞAĞIY\:
1/ Durgun ve kırlı sularda yaşay an
tek hucrelı hayvan 2/ Her yanı
suyla çev nlı kara parçası Tıyatro
nıtelığı taşıyan radyo ya da televız-
yon yayını 3/ İçıne sut sağılan
kap Islamlıktan once Kâbe'de
duran uç puttan bın 4/ Şaşma bebrten bır ünlem Bırçalgı. 5/
Yaratıcısının adı bılınmeyen yapıt Bır cetvel turu 6/ Hıç, sı-
fır Sılah. zırh gıbı savaş aracı 7/ Bır dıldekı seslen ve bu sesle-
nn tanhsel değşımını ınceleyen dılbılım dalı 8/ Rus köylüsu .
Bır meyve 9/Bır hecenın butun harflen ayn ayn okunabıldığı
halde. bunlan bv leşürememe şekhnde gorülen dıl bozukluğu.