Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 1993ÇARŞAMBA
14 HABERLER
Aktuna
sözüverdi
ŞEBNEMGÜNGÖR
TRABZON/BfZE - Sağ-
lık Bakanı Yıldınm Aktuna,
Çernobil faciası sonrasında
Türkiye'de insan sağlığı açı-
smdan hiçbir önlem alınmadı-
ğını belirterek, ANAP hükü-
meıini, "olaya sadece ekono-
mik yönden bakmakla"
suçladı.
1992 yılında, kanser vaka-
lannı takibe aldıklannı bildi-
ren Aktuna, oiay sayısının her
ay katlanarak artüğını belirle-
rek, "Şimdi doğmamış çocuk-
lanmız için gayret gösteriyo-
ruz" diye konuştu.
Bakan Aktuna, radyasyo-
nun insıan sağlığı açısından
yarattığı olumsuz etkilen ye-
rinde görmek amacıyla dün
Trabzon ve Rize'de inceleme-
lcr yapü. Trabzon Valisi Ke-
mal Esensoy, Tıp Fakültesi
Dekanı Celal Bakı vc Doğum
Hastanesi Başhekim Yardım-
cısı Suat Erkul'dan konuyla
ılgıli bilgi alan Bakan Aktuna,
Çcmobil sonrasında gcrekli
araştırmalann yapılmamış ol-
masını eleştirdi.
Konuyla ilgili olarak vali-
likte. vatandaşlann da katıJdı-
ğı bir toplantı düzenleyen
Akluna. "J986'dan bu yana
bilimsel kayıt bilc tutulmamış.
Bunu bırakın Sağlık Bakanı
olarak, vatandaş olarak dahi
anlamam mümkün dcgil" de-
di.ANAP hükümetınin insan-
lann hamisi gibi görünüp,
halktan bilgilen sakladığını
kaydeden Aktuna, bakanlık
olarak yapılacak tüm çalış-
maJann sonuçlannı anında
kamuoyuna duyuracaklannı
söyledi. Başbakan Süleyman
Demircrın direktifiyle oluştu-
rulan komisyonun, Trabzon
ve Edirne'de Radyasyon
Araştırma Merkezi kurulma-
sına karar verdiğini anımsa-
tan Aktuna, aynca bir bilim-
sel kurul oluşturulacağını, bu
kurulun ilk toplantısını 8 ocak
cuma günü gerçekleştireceğini
açıkladı.
Karadeniz Teknik Üniver-
siftsi Tıp Fakültesi Dekanı
Celal Baki de toplanüda yap-
tığı konuşmada, Çernobil'den
sonra Trabzon'da 40 bin 997
doğum olduğunu, bu doğum-
larda'n 68*inin anomalili be-
beklerin dünyaya gelmesiyle
sonuçlandığını söyledi. 1986
öncesınde Trabzon'da ano-
mali doğum oranının binde
1.29 olduğunu belirten Baki,
buoranın 1992"de4.39"ayük-
seldiğını kaydetti.
TYS
Radyasyon
içinsuç
duyurusu
Istanbui Haber Servisi -
Çernobil faciasından sonra
radyasyonun zararlanna kar-
şı halkı zamanında uyar-
mayarak gerekli önlemleri
almayan dönemin yetkilileri-
ne gösterilen tepkiler sürüyor.
Türkiye Yazarlar Sendi-
kası'na üye bir grup yazar da,
dün Gazeteciler Cemiyeli Lo-
kali'ndc bir basın loplantısı
düzenleyerek, sorumlular
hakkında suç duyurusunda
bulunulmasını istedilcr.
Toplantıda aynca orlak bir
bildiri kaleme alınarak, imza-
yâ açıldı. Cengiz Bektaş, Aü'l-
la Birkiye, Tomris Uyar,
Enver Ercan, Alpay Kabaca-
lı, Adnan Özyalçıner, Şükrarı
Kurdakul, Osman Şahin, Ve-
dat Günyol, Gülsüm Akyüz,
Seyyit Nezir, Müştak Erenus,
Müzehher Va Nu, Öner Yag-
cı, Bekir Yıldız, Leyla Erbil,
Fatih Özgüven, Müge Gür-
so> Sökmen, Nezihe Meriç,
Pınar Kür, Sennur Sezer, Fey-
za Hepçilingirler. Füsun
Akatlı, Mesila Gürpınar ile
Mehmet Ali Aybar bildiriyi
imzaladı. Ortak bîldiride şöy-
ledcnildi:
"Çernobil felaketi, radyas-
yondan milyonlarca kişinin,
doğa ve çevrenin ağır zararlar
görmesine yol açmıştır. So-
nuçlan yenilerde ortaya çık-
maya başlayan ve uzun yıllar
etkisini gösterecek olan bu fe-
laketin sorumlulan insanlık
suçu işlemişlerdir.
Türkiye'de de gerçeği halk-
tan saklayarak önlemlcr al-
mayan ve alınmasını engelle-
miş olan, Cumhurbaşkam
Kenan Evren, Başbakan Tur-
gut Özal, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Cahit Aral, Atom
Enerjisi Kurarnu Başkanı Ah-
met Yüksel Özemre. YÖK
Başkanı İhsan Doğramaci
başta olmak üzere, dönemin
sorumlu devlel ve bilim
adamlan, ölüme neden ol-
muşlar ve Türk Ceza Ka-
nunu'nun 230, 24O, 251, 383,
395,455,456 ve 459. maddele-
rine aykın eylemde bulun-
muşlardır."
Çernobil faciasının ilk sonuçlan 1989'da kanserli sayısındaki artışla ortaya çıktı
KanserdeikincipatlamaGÜNDÜZİMŞİR
Çernobil faciasının ardından ilk
"kanscr patlamasmın" olaydan üç yıl
sonra başladığı bclirtildi. İslanbul Oni-
versitesi Çapa Tıp Faküllesi'nc hcr yıl
ortalama 45-55 löscmili hasta başvurur-
kcn bu sayının 1989'da 94'c, 1990da
70]e,yükseldiğinedikkat çekildi.
İÜ Çapa Tıp Faküllesi Hematolojı
Pcdiatrik Onkoloji Anabilim Daiı Baş-
kanı Prof.Dr Gündüz Gcdikoğlu, mcr-
kezlerine 1980-1992 yıllan arasında her
yıl ortalama 45-55 lösemili hasla başv-
rurkcn , bu rakamın 1989 yılında 94'c,
1990 yılında ise 72'yc yükseldiğini söy-
lüyor. Prof. Dr. Gcdikoğlu açıklamala-
nnı şöyle sürdürüyor:
"Radyasyona bağlı olarak löscmi iki
şckıldc görülüyor. Bunlardan birincisi
olan erken görülcnlcr lcnfoil lipi lösemi-
lcr. Bunlar 3 yıl sonra ortaya çıkmaya
başlıyor ve yaygın olarak da çocuklarda
görülüyor. 5 yıl sonra göriilcn ikinci tip
lösemi ceşidi ise miyoleil tip olarak ad-
landırdığımız lösemi çcşidi. Konuya
öncelikle radyasyonun hangi şckillcrdc
alınabilcccği şcklindc yaklaşmak lazım.
Bunlardan birincisi patlama tarzında
Çcrnobil'dc olduğu gibi alınır. İkindsi,
ycnilcn, içilcn gıdalarla. üçüncüsü ise
solunum yoluyla alınır."
Merkczlcrinc Türkiye'de lösemiye
yakalanan haslalann hemcn hcmen ya-
nya yakınının gcldiğini anımsaian Prof.
Gcdikoğlu, radyasyonun tesirini ülke
çapında araştırmanın yaranna değine-
rck şöylc diyor:
V Bbdm climizdcki malcryal, lösemili
hasta sayısında 1989-1990 yıllan arasın-
da bir artış olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak bu artış. 1991-1992 yıllan arasın-
da yine cski seyrinc dönüyor. Artışın
olduğu yıllar, Çernobil faciasının ya-
şandığı dönemin 3 yıl sonrasına rasllı-
yor. Bunu da doğal kabul ediyoruz.
Çünküiyıbiliyoruzki çocuklarda erken
görülen lösemi lipi 3 yıl sonra gerçekleş-
mcyc başlıyor. Ama bu artışın kcsı'n
radyasyona bağlı olduğunu söylemek
için Türkiye çapmdaki bülün mcrkezle-
rin kcsın rakamlarını ortaya koyması
lazım. Özctlcrsck, Karadcniz'dc löscmi
göriilmc sıklığı hâlâ yüzdc 4. Bu oran
hiç dcğışmiyor. Ama bir başka gcrçck
dc 1989-1990 yıllan arasında mcrkczi-
mize başvuran lösemili hasialann bü-
yük bir kısmının Karadeniz Bölgesi'-
ndcn; Rizc, Trabzon, Gircsun vc Ordu'-
dan çıkması. Biz bu iki scnelik artışı
değerlendırmeyc çalışıyoruz. Sağlık Ba-
kanhğı'na da bu bilgilcri akiaracağız."
İÜ İstanbul Tıp Faküllesi Radyas-
yon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr Nijad Bilgc dc Çcrnobil'in ya-
şandığı döncmdc cn büyük kuşkuyu
ölçülcmcycn dozlar var mı sorusuna ya-
nıt alamamaktan duyduğunu belirterek
şunlan söyledi: "Odönemde hayli hala-
lı yctkililcr var. Bunlardan birisi Türki-
ye Alom Enerjisi Kurumu Başkanlığı'nı
yürülcn Prof. Ahmct Yüksel Özemre.
Ankara'da bizimlc yaplığı loplanlıda
kcndisinc ölçülcn dozlan bizc bildirmc-
sini istcdiğimiz zaman "hayır" yanıiını
almıştık. Bcn kcndisini bir bilim adamı
olarak hala yaptığı yolunda uyarma gc-
rcği duymuşium. Çünkü sorumluluk
almak islcmcycn bir bilim adamınm bu
durumda yapacağı cn akıllıca iş, ölçüm-
lcri konunun uzmanlanna bildirip, han-
gi önlemlerin almacağı yolunda yapıla-
cak açıklamaları engellem«;mekıi. Oysa
dönemin Ticaret vc Sanayi Bakanı Ca-
hiı Aral ilc Özemre hıç dcğilsc çocukla-
nn belirli birdönem süt içmemcsi konu-
sunda gcrekli uyanlan yapma ycrinc
bardak dolusu çay ve sül içip, "Çay ve
sülün hiç bir tehlikesi yok" demeyi tcr-
cih elülcr. O dönemde YÖK Başkanı
Prof.İhsan Doğramacı'nında ünivcrsitc
rektörlerine göndcrdiği yazıda radyas-
yon konusunda hiç bir açıklama yapıl-
mamasmı islcmesi de dönemin bir baş-
ka ayıbıdır."
En önemli konunun o dönemde "1
REM'den daha fazla doz alınıp alınma-
mış olmasının ıcspiti" olduğuna dikkalı
çeken Prof. Dr. Nijad Bilge, radyasyon-
dan clkilenilmcsi durumunda gorülcbi-
lccck kanscr türierini ise şöylc sıraladı:
"Bu dunımda görülecck hcr 100 kansc-
nn 20'si löscmi olarak adlandınlan kan
kanscri. Daha sonra sırasıyla 25 memc,
5 liroid, 20 akciğcr, 5 kcmik, 10 karaci-
ğcr, 10 kalın bağırsak, I dcri kanscri gc-
liyor. Yüzde 3'Unü de diğer kanscr çc-
şitleri oluşturuyor."
ABD-Türkiye
Plütonyum yüklü gemi, başkent Tokyo'nun 125 km uzağındaki Tokai limanına giriyor. Rıhtımdaki küçük protestocu bir yandan kamını doyuruyor.
Dünya anaüzgün:PUhonyumgenûsiJaponya'da
Dtş Haberler Servisi - Fransa'nm
Cherbourg limanından iki ay öncc plü-
tonyum yüküyle yola çıkan Japon gc-
misi Akatsuki Maru, dün Tokyo'unun
125 km. kuzeyindeki Tokai limanına
ulaştı.
Japonya Başbakanı Kiichi Miyaza-
wa, plülonyum yüklü geminin güvenli
bir şekildc gcri dönmcsindcn duyduğu
mcmnuniycti dile gctirerck, geminin gü-
vcnliğıni sağlama konusunda kendileri-
ne yardımcı olan ABD'li ve Fransız
yetkililcre leşckkür ctü.
Reuterin haberinegöre, geminin bü-
yük güvenlik önlemleri altında Tokai
limanına girişinden sonra 600 kadar
nüklccr cncrji vc nüklccr silah karşıtı
çcvrcci prolcsto gösterisi düzenlcdi.
Budisl rahiplerin öndcrliğinde yürü-
ycn çcvreciler, üzerinde plülonyum
scmbolü bulunan siyah birgcmi maketi
taşıdı. Çcvreciler cllerinde "Dünya ana-
yı sevin", "Dünyayı koru-plütonyuma
son", "Dünya yaşayanlan dayanış-
maya-Japonya'nın nüklccr silah yapı-
mına son" yazılı pankanlar taşıdı.
Ajanslar gösterinin olaysız gcçtiğini
ve gözaltına alınanlann bulunmadığını
haber vcrdi. Reutcr'e açıklama yapan
bir çcvrcci "Bugün Japonya için çok
ibünlülü bir gün. Geminin plülonyum
yükünü gctirmcsini cngcHcycmcdik vc
daha da gcürcccklcr. Hükümct bizi din-
lemiyor." şcklindc konuşiu.
Japonya'nın Fransa'dan yaklaşık 10
ton plütonyum daha alacağı bildirili-
yor.
Japonya'da nüklccr cncrji santralleri-
nin yapımında kullanılmak üzcrc 7 ka-
sım 1992 larihinde Fransa'nın Cherbo-
urg limanında 1.7 ton yüksck radyoak-
tif plülonyum maddcsini yüklcyerek iki
aylık olaylı bir yolculuk sonunda Ja-
ponya'ya ulaşan Akatsuki Maru gemisi
Fransa'da yoğun proteslolara neden ol-
muştu. Japon hükümeünin nüklccr
programında plütonyum kullanması vc
geminin yolculuğu sırasında izleyeccği
rotayı gizli tutması ülke içinde ve dünya
çapında proleslolara yol açmışlı.
Dünyaca ünlü Yeşil Banş örgülü
'Grccnpeace' gemiyi Fransa'yı lerket-
mesinden sonra izlemeye almış ancak
daha sonra izini kaybetmişli. Japonya'-
ya yolculuğu sırasında bir çok ülke ge-
minin karasulanna girmesine izin ver-
memişli.
Radyasyonherkesebulaşb• Baştarajı I. Sayfada
Aıom Enerjisi Kurumu Başka-
nı Prof. Ahmet Yüksel Özemre
olmak üzcrc hakkında soruş-
turma açılacaklann sayısının
100'ü bulacağı belirtiliyor. Bu
sayının 19 ocakia mccliste 3
partinin başvurusu sonucu gö-
rüşülecek mecüs araştırmasın-
dan sonra kesinleşeceği ifade
cdiliyor.
Suçlanan siyasilcrin başmda
o dönemin Sanayi ve Ticaret
Bakanı Cahil Aral geliyor.
Aral, altı yıl öncc mcydana gc-
len kazadan sonra yaptığı açık-
lamada, "Beni rakam açıkla-
mamakla suçluyorsunuz. Ama
bcn bu işi bilirim. 10 yıl sonra
radyasyonun insan üzerindeki
ctkilcri ortaya çıkarsa kcllcmin
gideccğini bilirim" dcmişti. An-
cak radyasyonun kurban alma-
ya başlaması üzerine AraJ şu
iıirafta bulundu:
"Türkiyc'den özür dilerim.
Çernobil'den 2.5 ay sonra Tür-
kiye'de ölçümlcrc başlandı. Fc-
lakcl iştc bu boşlukta oldu.
Türk halkı için üzgünüm."
Aral bugün başla Türk Ta-
bipler Birliği olmak üzere de-
mokratik kuruluşlann vc siyasi
partilerin hcdefi durumunda.
Ancak açılan davalarda sadece
Aral'ın değil tüm bakanlar ku-
rulunun sorumlu lululması is-
teniyor. Dönemin bakanlar
kurulu şöyleydi:
Başbakan: Turgul Özal
Devlel Bakani vc Başbakan
Yardımcısı: Kaya Erdem
Devlel Bakanı: Kazım Oksay
Devlel Bakanı: Mesuı Yıl-
maz
Devlet Bakanı: Vehbi Din-
çcrlcr
Devlel Bakanı: Abdullah Tc-
nekeci
Devlet Bakanı: Muslafa Tı-
naz Titiz
Dcvlet Bakanı: Ahmct Kara-
evli
Adalcl Bakanı: Ncjat Eldem
Milli Savunma Bakanı: Zcki
Yavuzıürk
İçişleri Bakanı: Yıldınm Ak-
bului
Dışişleri Bakanı: Vahit Halc-
foğlu
Maliyc vc Gümrük Bakanı:
Ahmct Kurtccbc Alptemoçin
Milli Eğilim Gençlik ve Spor
Bakanı: Metin Emiroğlu
Baymdırlık ve İskan Bakanı:
Safa Giray
Sağlık ve Sosyal Yardım Ba-
kanrı: Mehmet Aydm
Ulaşlırma Bakanı: Vcyscl
Atasoy
Tanm Orman ve Köyişlcri
Bakanı: Hüsnü Doğan
Çalışma vc Sosyal G üvcnlik
Bakanı: Muslafa Kalemli
Sanayi ve Ticarel Bakanı:
Cahil Aral
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı: Sudi Türel
Külıür ve Turizm Bakanı:
Mükcrrcm Taşçıoğlu.
Meclis araştırması sonucun-
da o dönemin bakanlar kurulu
üyclcrindcn bazılan Yücc Di-
van'da yargılanabilccek. Aral,
millclvekillcrine çağnda bulu-
narak, "Yüce Divan'a giimcm
için oy kullanın. Kendimi savu-
nacağım" dcdi.
Suçlanan bürokrallann ba-
şında ise Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu Başkanı Prof. Ahmcl
Yüksel Özemre geliyordu.
Özemre de kazanın olduğu la-
rih vc sonrasında yaptığı açık-
lamalarda suçlamalan kabul
elmemiş hiçbir radyasyon bulu-
tunun kalmadığını bclirtmiş,
ülkcdc ct, sül, su, balık vc scb-
zelcrin tümünün temiz olduğu-
nu, yurdun her yerindc denizc
girilcbilcccğini söylcmişti.
YDP Gcnel Başkanı Hasan
Celal Güzel de Çernobil kaza-
sında başla Başbakan olmak
üzcrc lüm Bakanlar Kurulu
üyclcrinin sorumlu olduğu gö-
rüşünü savundu. Güzcl o döne-
min Başbakanlık müstesan
görcvindc bulunuyordu. YÖK
Başkanı İhsan Doğramacı da
Çernobil kazasından sonra bi-
lim adamlannı suslurmakla
suçlanıyor. Dönemin Çaykur
vc Fiskobiriik Genel Müdürleri
dc suçlananlar arasında ycr alı-
yor.
Bilimadamının
sorumluluğu
T.C.
ŞANLIURFA2.AĞIRCEZA MAHKEMESİ
İLANEN TEBLİĞ KARARI
bsa;,No: 1992/4»
Karar No: 1992/81
Ba^kan: Ha'siıı Tahsin hrgan 23421
Üyc: Ncyyir Aaıraır 3215.1
Üyc:blrna.-.Anıl 32153
Ya/ı işlcri mıidürü: Mahmul Aslan 4ü
Taküt paralan lcdavülc koymak icin salın ajmak vc kullanmak su-
çundan saııık vc Şdiılıuria Sıgorla Mahallcsi'ndc ikamct cdcr,
İhsan \u Makbıık-'dcn olma 1979 D.lu, brci^ ilçcsi Çalak Dibi kö-
>u niıfusuna kayıllı Mur<ıl Şahan ilc Mehmet ve Halicc'dcn olına,
l<>75 D.lu. Hılvan ılçcsî Ambar koyündc kayıllı, Nccmi Paşik hakla-
rında mahkcmcmi/dc yapılan 2ü. 10.1992 larihli duruşması sonunda,
s.ımk Mııral Şahan'ın TCK'nın 316/,V4 59. 72, 3506sayılı kanunun
hk-2 maddesi ilc 2253 SK'nın 12/1 647 sayılı kanunun 4 vc 6 maddc-
leri ile TCK'nın 318 maddcleri uyannca nclicelcn 1.312.500 lira ağır
para eezası, diğer sanık Nccmı Paşik'in ise yınc TCK'nın 316/3-4,
3 (X. 55 3, 59. 72 vc 3506 S.K. ilc 647 SK'nın 4 vc 6. maddcleri uyann-
ca ncıiccicn 1.750.000.- TL. para cc/ası ilc cczalandınlnıalanna vc bu
cc/alann crlelcnmcsinc karar vcrilmış, vcrılcn karar sanıklann u/un
/iiman aranmalanna rağmcıı bulunamadıklanndan karar tcbliğ cdi-
lcmcdiğindcn 7201 sayılı Tcblıgat Kanunu'nan 28 vc mütcakip mad-
dtlcn gcrcğnıcc Türkiyc'nın hcr vcrindc salılan bir giinlük ga/clcdc
ıliincn lcbliğıne,
Karanıı muhkcmc divanhanesinde 15 gün aalı bırakılmasına,
Karann gazcıcdc ilan tarihindcn ilibarcn 15 gün sonra kcsinlcşmi^
•..ıyılınasına. oybirlığıylc karar vcrildi. 15.12.1992
Basın: 17074
Kamuoyunda tartışma ko-
nusu olan bir diğer konu da o
dönemde "susan bilimadamla-
nnın" durumu. YÖK Başkanı
İhsan Doğramaeı'nın Başkan-
vckili Kemal Karhan aracılı-
ğıyla tüm üniversilclcre yazı
yazıp, radyasyon araştırmalan-
nın kamuoyuna açıklanmama-
sını istcmcsinin "çifı taraflı"
sorumluluk yaratlığına dikkal
çekiliyor. Bazı bilimadamlan
YÖK'ün "susun" uyansına
karşın, bilimadamının sorum-
luluğunun kamuoyunu aydın-
lalmak olduğunu belirtiyorlar.
Berlin Akciğcr Hasıalıklan
Hastanesi Nüklccr Tıp Bölümü
Direktörii Ali Savaşer bilima-
damlannın polilikacıdan daha
fazla sorumlu olduğunu bclirtc-
rek, "Poliükacı atomdan, rad-
yasyondan anlamaz. Bilimada-
mının bildiğini mutiaka söyle-
mcsi gcrckirdi" dcdi.
İstanbul'daCumhuriyet Baş-
savcılığı görcvlcrini kölüye kul-
landıklan gcrckçcsiyle İslanbul
Ünivcrsilcsi Profesörlcrindcn
Fikret Baykul, Sacidc Bay-
kut. Aykul İncc vc Ali Gök-
mcn hakkında soruşturma baş-
latlı. O dönemde "Araşlırma
yapıp susan" lüm bilimadamla-
rının soruşturma kapsamına
alınması halinde "Radyasyon
soruınlulannın" sayısının daha
da kabaracağı belirtiliyor.
SEIAiçin
yenipazarlık• Ankara, ABD-Türkiye Savunma ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasrnm ycniJenmesi için Clinlon yönetimini
görüşmeyeçağırdı. Ankara, iki ülke arasında ekonomik,
askcri ve siyasi ilişkilerin masaya yatınlması anlamına gelen
bu görüşmelerle SEİA'nın, günün gerçeklerine
uydurulmasını vebirek mektupla verilen siyasi-ekonomik
güvencelerin, anlaşmaya dahil edilmesıni amaçlıyor.
HALUKGERAY
ANKARA - Ankara, Türk-
ABD ilişkilcrinin son on yılda
ana ckscnini oluşturan Savun-
ma vc Ekonomik İşbirliği An-
laşması'nı (SEİA) yenilcmck
için ycni ABD yönetimini ma-
saya çağırmayı kararlaştırdı.
Bu konudaki yazılı davcün,
ycni ABD Başkanı Bill Oin-
lon'ın, 20 ocakta görcvi dcv-
ralmasından hcmen sonra
yapılacağı öğrcnildi.
Ankara, Türkiyc'nin clindc-
ki önemli kozlardan biri ola-
rak dcğcrlcndirilcn SEİA'nın,
günün gcrçckJcrinc uydurul-
masını vc bir ck mektupla veri-
len siyasi-ekonomik güvence-
lerin, SEİA mctninin içinc
dahil cdilmcsini hedcfliyor.
Böylccc, ABD-Türkiyc arasın-
'aki ekonomik, askeri vc siyasi
işkilcr masaya yatınlmış ola-
ak-
Dışişlcri kaynaklan. SEİA
ıükümlcrinc görc taraflardan
r>ın anlaşmayı fcshctmck istcr-
sc. anlaşmanın biüığı günden
üç ay öncc ihbarda bulunması
gcrcktiğıni bildiriyorlar. An-
İaşmanın bittiği 18 Aralık
1992'dcn üç ay önce 17 Eylül
1992'de Ankara'nın, ABD'yc
şu içcrikte bir mesaj göndcrdi-
ği ögrenildi:
"SEİA, 18 Aralık 1992'de
sona ermcktedir. Türkiye, bu
anlaşmanın bitmcsi için ihbar-
da bulunmayacağından, an-
laşma bir yıl daha uzayacaklır.
Ancak, Türkiye, SEİA hü-
kümleri çerçevesinde, önü-
müzdeki yıl anlaşmanın göz-
dcn gcçirilcrck yenilcnmesi için
hazırlıklannı tamamlar la-
mamlamaz, ABD tarafını
müzakerclcre çağjracakür."
Bu tanhtcn sonra, DışişJcri
Batenlığı ve Genelkurmay
Başkanlığı arasında sûrdürü-
lcn çalışmalann son aşamasına
gcldiği, önümüzdeki 15-20 gün
içinde kcsin halini alacağı bil-
diriliyor. Ankara, çalışmanın
daha öncc tamamlanmış ola-
bileceğinı, ancak ABD'deki
başkanlık seçimlcrinden son-
ra, ycni başkan Bill Clinton, 20
ocakta görcvi devralmadan
herhangi birçağn yapılrnasına
gcrck duyulmadığını biJdire-
rck, ycni hükümelin görcvi
devralrnasından hemen sonra
ABD'nin masaya davet edile-
ccğıni bildiriyorlar.
Bir dışişleri yelkilisi, şu açık-
lamayı yaptı:
"Clinton hükümeli başa
gcçmcdcn, ABD'yi masaya ça-
ğırmak olmaz. Çalışmalan-
mız, son aşamasına geldi.
Yakında, ABD tarafına, bu
öncriyi yapmayı düşünüyoruz.
Hükümct yetkililerimiz, bülün
maddelerin ıck tek ele alınma-
sını istiyor. Ancak, ne sonuç
SEİA
Ankara'nın
elindeki koz
ABD'nm, Türkiye'de çcşitli
tcsislcrinin çalışmasına izin
sağlayan lemel mclın
nitcliğindcki SEİA, 1980'li
yıllarda Ankara tarafından
bir ko/olarak
dc|crlcndiri)di. ABD
Tcmsılcilcr Mcclisi'ne 1987
yılında gelen Ermeni
soykınmı ile ilgili bir lasan,
SEİA'yıuzatanek
mcktubun uzun süre
onaylanmamasına neden
oldu. Daha sonra, 24
Nısan'ın "Ermeni
Soykınmında ölenleri
Anma Günü" olarak
kutlanmasını öngörcn
karar lasansının, ABD
Kongrcsindcn gcçmcsıne
Bcyaz Saray'ın göz
yumması halindcSEİA'da
dcğişıkliğegidilmesi
calışmalan başlatılmıştı.
ABDyönctimininçabalan
sonucu, bu (asanlar
gcçmcdi. Gcçen seçimlere
kadarkı dönemde ıktidarda
olan ANAP, ABD ilc
Türkiye arasındaki ilişkilcri
asken yardım
çcrçevesindcn ekonomik,
ticari ve savunma sanayii
alanlannda ışbırliğınc
dönüştürmcyi hcdefledi.
ABD Başkanı Gcorge
Bush'un Ankara'ya 1991
temmuzunda yaplığı
ziyarct sonrasında
ABD-Türkiyc ilişkilcrinc
"stratejik boyui"da kaüldı.
Sıratcjik ilışkı, savunma,
siyascl ve ckonomi
alanlannda ikili
komısyonlann
oluşıurulması veiki ülkenın
dışişleri bakanlığı
müsteşarlan düzeyinde
"Yönlendirme Komiiesi"
kurulması kararlaştınldı.
Builişkininycni
oiuşturulmuş olması
nedcniyle, SEİA, hala
ilişkileri düzcnleyen önemli
bir belgeözelliğini koruyor.
alınabilcccği konusunda yo-
rum yapmak için vakit erken."
Aynı kaynaklar, anlaşma-
nın gözden geçirilerek yenilcn-
mesi için SEIA'da herhangi bir
zaman koşulunun bulunmadı-
ğını, Ankara, çağnsını yapar
yapmaz ABD ve Türk hükü-
metinin oluşturacağı heyetlr
rin, görüşmclcre başlayacağm.
bildiriyorlar. Yapılacak görüş-
melerden sonra, uzlaşilacak
olan yeni SEİA mclni, TBMM
larafindan onaylanarak yü-
rürlüğe girecek.
Ankara
'Tiranve Şofya'dan
askerizniistenmedi'ANKARA (Gunfeuijet Bö-
rosn) — Dışişleri Bakanlığı ve
Genelkurmay kaynaklan,
Türkiye'nin, Arnavutluk'a as-
ker gönderilmesi, Bulgaristan-
dan ise askeri müdahale için ge-
çİ5 izni istendi|i yolundaki ha-
berleri yalanladılar ve "tama-
men hayal mahsulü" niteleme-
si yapular. Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin, "Böyle bir şey
yok. Dışişleri Bakanlığı olarak
boyle bir isteğiıniz olmadı" di-
ye konustu.
Dışişleri kaynaklan, Arna-
vutluk'a iki zırhJj tugay gönde-
rilmesi yolunda bir istekte bu-
lunulmadıguıı; Bulgaristan'ın
ise bölge ülkelerinin eski Yu-
goslavya'daki kanşıkliga kanş-
rgntnaCT yolundaki poütikasının
bilinmesi nedeniyle, böyle bir
isteğin yapdmasına "gerek bik
olmadıgmı' bildirdiler. Kaynak-
lar, uluslararası siyasi onamın
uygun olmaması yanuıda, böy-
le bir talebin fîziksel olarak ger-
çekleşmesinin de olanaksız
oludgunu vurguluyorlar.
Genelkurmay'daki üst dûzey
kaynaklar ise, haberin "tama-
men hayal mahsuJü" olduğunu
ifade ederek, "Bu haber, eski ve
bayat bir haber. Daha önce
baska gazetclerde de çıkmıştı.
Kesinlikle gerçekie hiç ilgisi ol-
mayan bir haber ve hayal mah-
sulü. Bir resmi geçit töreni mi
yapıbyor sanılıyor" diye ko-
nuştuîar.
Secim bölgesi olan Gazian-
tep'de çeşitli kunıluşlan ziyarct
eden Çetin, Cumhuriyet muha-
birinin sorusu üzerine, "öyle
bir karanmız yok. Yok olan bir-
şey hakkında nasıl beyanat ve-
reyün? Dışişleri Bakani» olarak
böyle bir isteğimiz olma-
dı"dedi.
Çetin, dünya ve Birleşmiş
Milletler'in Bosna Hersek'e
müdahale kararı aldığında
Türkiye'nin hem kara hem ha-
va gücunü kullanmaya hazır ol-
duğunu söyledi. Dışişleri Baka-
nı Hikmet Çetin görûşlerini
şöyle açıkladı:
"20. yüzyıkla eşi görülmemiş
bir vahşet işleniyor. Bu vahset
tarihe kara leke olarak geçecek.
Cinayet ve işkence ile burada
130 bin insan öldü Avmpa'r
gözü önünde. Buraya askeri bu
müdahale olmadan sonınun
çözümünün olmayacağını söy-
ledik. Ama dünya bunu bildi-
rilerle, müzakere masası ile çö-
zeceguıi zannetti. Bu sorun ye-
ni dünya ve Avrupa için çok
önemli."
SEVİŞMENİN GÜDÜKIÜĞÜ
VE YÜCEIİĞİ
Melih CevdeC Anday
2. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemdi gö«ferilmez.