27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ANAP'ın gölge kabinesi • ANKARA (Cumhuriyet BürosH)-ANAPGenel MerkeTİ, "gölge kabine" işlevi görecek 27 inceleme ve ihtisas komitesi oluşturuyor. Genel Başkan Mesut Yılmaz, "Bu ay içinde çalışma gruplannın aktif hale getirilmesini"istedi. ANAP Genel Başkan Yardımcılanndan Vehbı Dinçerler, yapılan anket sonuçlanna göre, baa 'omiteler kurulması için ,dhşmayaptı. Dinçerier'in hazırladığı taslakta parti genel başkan, grup başkanvekilleri ile sosyal ilişkiler başkan ve yardımcılan ile komite başkanlanndan oluşan bir merkez koordinasyon komitesi öngörûlüyor. Komitelerdeçahşmak için başvuran milletvekilleri arasından önümüzdeki günlerde seçim yapılacak. YSK üyelikleri için seçim • ANKARA (ANKA)- Yüksek Seçim Kurulu'nda boşalan üyelikleriçın Yargıtay ve Danışlay'da seçimler yapılmaya başlandı. 16. Hukuk Dairesi Üyesi Tufan Algan, 124 oy alarak YSK üyeliğineseçildi. Yargıtay'da geri kalan iki YSK üyeliği için bugün seçimlere devam edilecek. Danıştay Genel Kuruluda YSK için üç ayn üye seçımi yapacak. Yargıtay ve Danıştay'daki seçimlerin ardından bu kez, YSK'da görev süresi yakmda dolacak olan Orhan Yalçınkaya'nın enne başkan seçimi yapılacak. 'Azadi' toplaüldı • İç Poütika Servisi - Azadi Gazetesi'nın 17-23 Ocak I993tarihlı36.sayısı, İstanbul 2. Numaralı DGM karanyla toplatıldı. Gazetenin, "Azadi'nin gündemi- Türkiye'ye demokrasi - Kürdislan'a özgüriük" başlıkh yazıda "devletin bölünmezliği aleyhine propaganda yapılmasf gerekçesiyle toplatıldığıbildirildi. Azadi'nin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İkrameUin Oğuz, toplaülma karanndan sonra yaalı bir açıklama yaparak, "Bu sayıyla birlikte son 11 sayımızdan 9'u toplatılmış oldu" dedi. Tuzla operasyonu davası • İSTANBLL(AA)- Tuzla'da ekim 1988'de 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyonda, "Kasten adam öİdürmek" ile suçlanan 16 polisin yargjlanmasına devam edildi. Kartal Ağır Ceza Mahkemcsi'nde dün yapılan duruşmada Adli Tıp Kurumu'ndan istenen rapor okundu. Raporda, yakın mesafeden atış yapılıp yapılmadığının belirlenmesi için barut artığı araştırmasında kullamlan yöntemin hatalı sonuçlar verebileceği belirtıldi. Tuzla'da Kemal Soğukpınar. İsmail Hakkı Adalı, Fevzı Yalçın ve Reha Şen'in öldürülmesiyle sonuçlanan operasyona katılan I6polis memurunun 56'şar yıi hapisle cezalandınlması isteniyor. 'Yargıda bûrokrasi azalacak' • ANKARA (ANK A)- Adalet Bakaru Seyfı Oktay, yargı ve bûrokrasi ilişkilerinin yeniden gözden geçirilerek düzenleneceğini belirterek, "Yargının uzamasına neden olan bürokratik işlemler tek tek gözden geçirilecek. Yargının hızlandınlması en kısa sürede .gerçekleştirilmeye çalışılacak " dedi. Oktay, hakim ve savalarla adli personelin özlük haklannm yargının hızlandınlrnası ve ihtiyaçlan gözönünde bulundurularak iyıleştirilmesine çalışüklannı dasözlerineekledi. layar'ın anıtmezarı • BURSA(AA)- Türkiye'nin3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar için, doğum yeri olan Bursa'nın Gemlik ilçesine bağlı Umurbey kasabasına yaptınlan anıtmezar inşaaünın yüzde 65'lik bölümü tamamlandı. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca 23 Temmuz I99rde7.5milyarlirakeşif bedelleihaleedilen anıtmezann önümüzdeki ağustos ayında hazırduruma getirileceği bildirildi. Cumhurbaşkanı, Sanayici ve Işadamalan Derneği'nin üyeler toplantısına katıldı • . Işverenlere CDRom reklamıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Turgui Özal, büyük gazetelerin ansiklopedi promosyonu sa- vaşında yeni bir cephe açtı. Bir süre ön- ce küçük oğlu Efe ÖzaFın pazarlayaca- ğını duyurduğu bilgisayar disketferine yüklcnmış ansiklopedileri lanıtan Özal. "Bunlar hem renkli. hem konuşuyor. BIT de hareketli resimleri var' dedi. Küçük ve orta ölçekli sanayıcileri "çok sevdiğini" kaydeden Özal, kamu işlcı- melerinde taşeron uygulamasının yay- gınlaştınlması gerektiğini söyledi. Özal, kendisini "Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı" diye slogan alarak eleşü'renle- ri "sendika ağası" olarak nitelendirdi. ILO sözleşmesini "akıllannı başlanna loplarlar" diye veto elıiğinı belirten Özal. "Akıllan başlanna gelmediyse. • Efe Özal'ın pazarlayacağını duyurduğu bilgisayar disketlerine yük- lenmiş ansiklopedileri tanıtan Özal, "Bunlar hem renkli, hem kohuşu- yor" dedi. Özal, kendisini "Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı" diye slogan atarak eleştirenleri "sendika ağası" olarak nitelendirdi. bir kere daha çıkarsınlar" dedi. Özal, dün OSTİM Sanayici ve Işadamalan Derneği'nin 7. üyeler toplantısına katüdı. Özal konuşmasına. "Ben üre- ten. ürettiği konulan çok iyi bilen ve memlekete birşeyler kalan bu küçük ve orta ölçekli sanayicileri çok seviyorum" diyebaşladı. caman ansiklopedi var, hem renkli hem de konuşuyor. Yani sesle sizc izahat ve- riyor"dedi. Türkiye'nın gündemine yeni tartışmalan sokiuğunu, bu nedenle kendisine ve ailesine insafsızca hücum- lar yapıldığını söyleyen Özal. iş güvcn- cesi konusundaki 158 sayılı ILO sözleş- mesini velo cimesinin ardından "kıya- özal, basındaki ansiklopedi promas- met koptuğunu" kaydetti. Özal, şöyle yonuna, gazeıeler arasındaki "savaşa" devamctü: değinerek oğlu Efe Özal'ın Kanal Mar- "Nerdeyse, işçi düşmanlığı. şu, bu... ket'inde pazarlanacağını duyurduğu Bunlar klasik laflar. Alışmışlar artık. CD ROM'lan uzun uzun anlattarak "Bir tane compacl diskin içinde bir ko- Hep aynı şeyleri söylerler. Buyursunlar çıkarsınlar. Yani yaptığım iş, bir kere daha. akıllannı başlanna getirmek ol- ması lazımdı. Gelmediyse çıkarsınlar. Ne yapalım? Bir daha çıkanrlar." TTK'da çalışan Zonguldak'taki işçi- lerin loplusözleşmelerine de değıncn Özal, bu işletmenin her yıl triryonlarca lira zarar ettiğini, devletin buraya har- cadığı parayı "dipsiz kuyuya" at'mış ol- duğunu savundu. Özal, böyle bir çok yer oldugunu, buralara harcanan para- lann ekonomiye kazandınlması gerek- tiğini söyledi. Özal, "Bunlan söylüyonım, arkası- ndan laf geliyor, 'Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı.' Haydi canım scn de! Siz işçinin falan dostu degilsiniz. Bunlar sa- dece bulunduklan yerierin şcyini yiyen, oranın gelirini sağlayan sendika ağalan bunlar. Açık söyleyeyim" diye konuşlu. TBMM Başkanı, Gazeteciler Cemiyeti yöneticileriyle görüştü Gndoruk'tangazeteciveözür• Gazeteciler Cemiyeti'- ni dün ziyaret eden Cin- doruk. "Meclisimize dü- şen görevler varsa bunu yerine getirmeye hazmz. Basmın önüne konul- muş engellerin kaldın- lması gerekiyor" dedi. İstanbul Haber Servisi - TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, geçen 14 ay içinde basmın üslündeki bütün yasak- lann kaldınlmış olması gerekti- ğini belirterek. "Gecikmeden ötürü basın mensubu arkadaş- lanmdan özür diliyorum. Bu- nu, bu yasama yılında hızlandı- rarak gerçekleştireceğimıze inanıyorum" dedi. TBMM Başkanı, dün Gaze- leciler Cemiyeti'ni ziyarci cdc- rek, Cemiyet Yönelim Kurulu Başkanı Necmi Tanyolaç vc yönetim kurulu üyelcri ile gö- rüştü. Cindoruk görüşmc sıra- sında yaptığı konuşmada,Türk basınının içinde bulunduğu sı- kıntılann elbirlıgiylc çözümlen- mesi gerektiğini söyledi. Cindo- ruk, şöyle devam ettı: "Meclısimize düşen görevler varsa bunu yerine getirmeye hazınz. Hem ceza hukuku, hem mali hukuk yönünden ayıklan- ması gereken yasa maddeleri var. Basının önüne konulmuş engellerin kaldınlması gereki- yor. Üzerindc gcrçektcn düşü- nülme'si gereken son yıllardaki büyük rekabelin nasıl disiplin altına alınacağı da elbcttc mcs- lek kuruluşlannın kendi iç gö- TBMM Başkanı Cindoruk, Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti.(H AYRETTİN SAĞANAK) revleridir. Buna devlel müda- halesini yanlış buluyorum. Basında çalışan arkadaşlann güvencclerini sağlayan yasala- nn uygulanmasına dikkal gös- lermeliyiz. Demokratik ülke- lerdeki basın sınırlan ve özgür- lükleri getirilmelidir." Basınla yasama arasındaki ılişkilerin daha sıcak hale geti- rilmesi için Meclis içinde çalış- malar yapıldığını anlatan TBMM Başkanı, "Meclis'teki basın mensuplannın rahatça haber alabilmeleri, haberlcri en teknik imkanlarla merkezlcrine ulaştırmalanm sağlayıcı düzen- lemelerin son aşamasına gelin- miştir. Televizyon kanallannın ra- hatça çalışmasını sağlayacak yeni bir düzenlemeyi önceki gün başkanlık divanımızda ka- rara bağladık. Kısacası, biz Mcclis'in içini tamamen yazılı ve sözlü basının denetimine, il- gisine açıyoruz' diye konuştu. Gazelecilcr Cemiyeti Başka- nı Necmi Tanyolaç da, beklc- nen yasalann çıkmadığından yakındı ve "Televizyon karma- şası var. Bu, yazılı basını da et- kiliyor. Basın, güçlükler içinde. büyük bir rekabet söz konusu. Meslckdaşlanmızın çoğu işsiz" diycrek sorunlan dile getirdi. TRT Hükümetin, tavn Erdem'den yana ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanı Cavit Çağlar, hükümetin, TBMM KİT Komisyonu'nda "hesap- lan aklanmadığT gerekçesiyle görevden alınması istenen TRT Genel Müdürü Kerim Aydm Erdem hakkında, Rad- yo Televizyon Yüksek Kuru- lu'nun (RTYK) "görevden alınmasını gerekürccek birdu- rum yoktur" yönündeki ka- ranna uyacağını açıkladı. Hükümet, TRT hesaplann- daki iddialann soruşturulması sırasında sakınca yaratacağı gerekçesiyle görcvdep alı- nması istenen Genel Müdür Kcrim Aydm Erdem'in görcv- dc kalmasıru kararlaşürdı. Devlet Bakaru Cavit Çağlar. hükümeti "bağlayjcı" nitelik taşımayan RTYK karan için, "Biz de uyanz o karara" dedi. Çağlar, Cumhuriyct'in soru- sunu yanıtlarken, "Adamın bir suçu yok. Karara uyulur. Adam ne yapmış ki?" görüsü- nü dile getirdi. TBMM KIT Komisyonu'nun 8 Mayıs 1992'de yapüğı toplanuda, özellikle "32. Gün" gün prog- ramı icin Karacan Yayınlan"- na yapılan ödemeler nedeniylc geniş taruşmalar yaratmış ve TRTnin 1990 yıh kesin hesabı aklanmayarak, yöneticilere yargı yoluacılmıştı. ABD'nin, 1992 yılında Türkiye'deki insan haklan uygulamalannı değerlendiren raporu: Türkiye'de îşkence artarak süriiyor • ABD Dışişleri Bakanlığı'nca dün yayımlanan 1992 İnsan Haklan Raporu'nun Türkiye bölümünde, işİcenceyi önleyecek yönetsel reformlann yapılmadığı vurgulandı. vurgulandıANKARA (Cumhwiyet Bü- rosu) - ABD, insan haklan açı- sından Türkiye'ye 1992 için kınk not verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nca dün yayımlanan "1992 İnsan Haklan Raporu'- nun Türkiye bölümünde işken- ce iddialannın artmasına karşı- Uk, ışkenceyi önleyecek yönet- sel reformlann yapılmadığı Türkiye'deki "çözülemeyen cinayetler" ve "kaybolan kışi- ler" konusunda bagımsız göz- lemcilerin, insan haklan der- neklerinin ve gazetecilerin bu cinayetlere "devletin de kanştı- ğı" iddialannda bulunduğu vurgulandı. Çözülemeyen cina- yetlerin sayısının 1992'de, özel- likle Güneydoğu'da artmış olduğu. raporda vurgulandı. 199I'de yer alan çözüJemeyen cinayetlerin hiç birinin 1992'de sonuçlandınlmadığı belirtildi. Terörist cinayetlerde geçtigi- miz yıl büyük artış olduğu kay- dedilen raporda, buna karşı Türk hükümetinin aldığı ön- lemlerin insan haklan konu- sundaki durumu etkilediği vurgulandı. Türkiye'nin ana insan hakla- n sorunlan arasında, işkence, siyasi ve çözülemeyen cinayet- ler. kayıplar, terörist eylemler, güvenlik kuvTetlerinin kötü davranışlan ve toplanma ve ifa- de özgürlüğündeki kısıtlamalar olduğu belirtildi. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 1992'de TBMM- den geçtiy. ancak bu yasanın siyasi ve terör zanlılan için ge- cerlı olmadığı vurgulandı. CMUK'un eksiklikleri olduğu belirtilerek, 1993 yılındaki uy- gulama konusunda "bekle, gör" ilkesinin geçerli olacağı bildiriliyor. Türk hükümetinin, Baü hükümetleri ve diğer kuru- luşlar tarafından işkence ile mücadele ve işkencecilerin iz- lenmesi, bulunması, yargılan- ması konusunda yavaş davran- makla suçladıklanna dikkat çekildi. Başvuruyu, Kırşehir Sulh Ceza Mahkemesi yapmıştı AnayasaMehkemesi'nden CMÜK 9 un iptalineret ANKARA (CiMnhuriyet Bû- ıı) - Anayasa Mahkemesi, Kırşehir Sulh Ceza Mahke- mesi'nin Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'ndaki (CMUK) baa değişikliklerden, Devlet Güvenlik Mahkeme- leri'nin görev kapsamına giren suçlardan yargılananlann ya- rarlanmamasını öngören hük- mün iptali için yaptığı başvuru- yu reddetü. Kırşehir Sulh Ceza Mahke- mesi'run. CMUK'nun sözko- nusu sınırlamayı getiren 31. maddcsi 1. fıkrasının anayasa- nın eşitlik ilkesine aykın olduğu savıyla yaptığı iptal başvurusu- nu, Anayasa Mahkemesi, usul- den reddetti. Anayasa Mahke- mesi, 1. fıkranın DGM'lerin uygulayacağı bir hüküm nileli- ğindc olduğu görüşünden hare- ketle, başvuruyu reddetti. Ana- yasa Mahkemesi kaynaklan, mahkemelerin, ancak uy- guladıklan yasa hükümlerinin iptali için Anayasa Mahke- mesi'ne başvurma yetkisi bu- lunduğunu anımsatarak, baş- vurunun Kırşehir Sulh Ceza Mahkemesi'nin yetkisizliği yö- nünde reddedildiğini bildirdi- ler. S H P J s t a n b u l ft Ö»* 0 0 « 32 flçe örgûtü ydwtidleri a ^ § ^ « 4 ^ ^ Postıme'den »rk^mş Mileder Gend Sekreteri Butros Gafi'ye protesto teJgrafı çektikr. TeJgrafta, BM'nin çifte standartm pro- testo ettiklerini belirterek, "Irak'a ve Somah'ye hemen ımdahale eden öreâtün, 100 bm insanaı öMüğü Bosna-Hersek n e müdahak etmemesi kmmb. (Fotoğraf:İBRAHIM GÜNEL) Başbakan'ın iki günlük gezisi dünbaşladı. Demirel,Hafız Esad'la Şam'da iki görüşme yaptı Demirel^Suriye gezi siııdeııoldukçamemnun GÖKSELPOLAT ŞAM - Başbakan Süleyman Demirel, Türkiye ile Suriye'nin işbirlıği yapması- nı zorunlu kılan unsurlara karşı. "iki ülke arasındaki ılişkilerin uzun süre ön- yanlann ve yanlış anlamalann etkisinde kaldığını" söyledi. Başbakan Demirel, Suriye Başbakaru Mahmut El Zubi'nin resmi davetlisı olarak 2 günlük bir ziyaret için dün sa- bah saat 10.00'da Suriye'nin başkenti Şam'a geldi. Başbakan Süleyman Demirel, Suriye ziyaretinin ilk gününde. Suriye Devlet •Başbakan Süleyrnan Demirel, Hafız Esad'ın kendisine, Tür- kiye'nin güvenliğini tehdit eden teröre ülkesinin destek vermesi- nin söz konusu olamayacağmı ilettiğini söyledi. Başkanı Hafız Esad ile bir görüşme yap- tı. Yaklaşık yanm saat süren görüşme- nin ardından heyetterarası görüşmelere geçildi. Heyetlerarası görüşmelerden sonra Esad ve Demirel tekrar başbaşa görüştüler. Demirel, Türk heyetinin kaldığı Sheraton otelinde bir basın top- lantısı düzenleyerek, Esad ile yaptığı görüşmede ele alınan konular hakında bilgi verdi. Şam'da kendilerine gösteri- len ilgiden memnun oldugunu belirten Demirel, Suriye ve Türkiye'nin bölge- nin iki önemli ülkesi oldugunu ve siyasi, ekonomik, kültürel alanda geliştirilecek ilişkilerinin iki ülkenin yaranna olacağı- nı ifade etti. Geçmişten kalan birtakım önyargı ve güvensizliklerin orladan kal- dınlması gerektiğini belirten Demirel, Hafız Esad'ın kendisine, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden teröre ülkesinin destek vermesinin söz konusu olamaya- cağmı ilettiğini söyledi. Demirel, yapılan görüşmelerde Irak'- ta yaşanan gelişmelerin de ele ahndıgını söyledi. Bağdat yönetiminın Kuveyt'i 19. ili saymaya devam ettiğini belirten Demirel, Türkiye, Suriye ve tran'ın, Irak'ın toprak bütünlüğünü korunma- sından yana olduklannı ifade etti. De- mirel sözlerini sözlerini şöyle sürdürdü: "Kuzey Irak'ta meydana gelecek Kürt devleti Iran, Suriye ve Türkiye'yi rahatsız eder. Bu sebeple her üç ülkenin dışişleri bakanlan bir araya gelıp, böyle bir olaya karşı çıktıklanru söylediler. Bir Kürt devletırun kurulması, yalruz Türkiye'yi değil, bütün Orladoğu'yu ra- hatsız eder. POLİTİKA GÖNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA ûğ Altnda «ûnu.. Gecenin o simsiyah yalnızlığında büyük bir gürülrüyle düştü çığ... Kadının yüzü görülmüyordu. Anlatıyordu kesik kesik: "Sanki deprem olmuştu. Haberleri dinliyordum. Kapı- ya doğru yürüdüm. Oracıkia yığılıp kalmışım. Altı saat kar altında kaidım. Sonra kurtuldum. Ben kurtuldum. Bosna-Hersek'tekiler, Filistin'de yaşayanlar kurtul- sun..." Bayburtun Üzertgili köyunde çığ 30 can aldı. 96 haneii 355 nüfuslu Üzengili köyünde 50 ev kann altında kalıyor- du. Kurtarma çalışmaları şu ana dek yogun biçimde sürüyordu Üzengili köyünün insanlart yollarının açtlmastnı bekli- yorlardı. Çunkü kar yolları tıkamıştı... "Eğer yol açılsaydı. köyü terk edecektik. Çığ bekliyor- duk." Çığ bir gece ansızın geldi... Içimde tuhaf bir duygu... Siz hiç çığ gördünüz mü? Bir kaya ya da taş parçasının karla kaplı yamaçlardan yuvarlana yuvarlana büyüyüp çığ olmasına tanık oldunuz mu? Çığ işte böyle oluşuyor.. Kimi gülümsemelerin içinde bir acıyı yaratıyor. Kimi yok oluşların ardına saklanan bir kalleşliği simgeliyor... Derter ki: "Kimi kayboluşlar vardır gün batımına yenik düşen..." Üzengili köyü belli ki yoksul birdağ köyü. Kış ayların- da kentle ilişkisi kesiliyor. Üzengili insanı umutla umut- suzluğun birleştiği bir çizgide yürüyor. "Zaten biz çığ bekliyorduk..." ölümü bekler gibi Ama yolları karla kaplı. Gidecekleri başka bir yer yok. TV'den Üzengili köyündeki kurtarma çahşmalarını iz- liyorum. Tıpkı filmlerdeki gibi. Kar kalınlığı 4-6 metre. Askerler, siviller durmadan çalışıyorlar. Köylüler anlatıyor: "Hayvanları yemledim. Karşı tepelerden bir gürültü geldi. Baktım, kara bir bulut geliyordu. Fırtına sandım. Ama gelen çığmış..." Bir başkası girıyor söze: "Zaîen bekliyorduk. Gürültüyü duyunca hemen an/a- dım..." Yaşamın ölüme yenik düştüğû, acıyı ve sevinci alın yazısı sayan Üzengili'nin insanları şimdi ne yapıyorlar? Devlet baba yoiları açmış 100 milyon lira yardtm gön- dermiş Bir de yiyecek içecek. Acaba, devlet babanın aklı neredeydi çığdan önce? Çocuksu düşlerin masala dönüşmesini sever bizim insantmız. Onun için de bekler, ha babam bekler... Köylüler ne diyordu: "Yollanmız karla kaplı olmasaydı, köyü terk edecek- tik..:' Köylüler çığı bekliyor... Devlet baba da çığın bir gece gelip 30 can almasını bekliyor... Neden? O zaman karla ka.olı yol açılacak . Bizim Anadolu insanımız yoksullukların ve yalnızlıkla- nn resmini çizer hiç durmadan, usanmadan. Bir boşver- mişlik onun yüreğinde eski zamanı yaşar hep. Alın yazı- sı'dediği kaderciliği avucunda saklar ölürn gibi, ayrılıkla- n umursamaz. TVde kadınların çığlıkları, kurtarma ekipleri, projek- törlerin aydınlattığı damlar... "İşte burada, burada..." Kazmalar iniyor buzlanmış karlann üzerine. Bir insan bacağı görünüyor ardından... "Çeksene... Aman yavaş..." "İşte orada... Görmüyor musun... Hah, tamam ora- da..." Ardından kar masajı... Birisi soruyor: "Nasıl kendinde misin?" Sesi çıkmıyor... "ölmüş galiba... Her yani buz gibi..." Bir başkası: "Elbet buz gibi olacak. Kaç saattır buz altında..." Çocuklar giriyor düşlerimize. Onların gözlerinde ya- kalıyor gibi oluyoruz Üzengili köyünü. Çocuklar... Ölümü o beklenen ölümü yaşadı çocuklar. Vurdum- duymazlıklara tanık oldular. Birisi, o çocuklardan birinin kulağına eğilip şöyle ses- lendi mi acaba: "Kimi tutkular vardır çocuğum hoyratça harcanan. Ki- mi özlemler vardır çocuğum zamanın ucunda hainliğin hançeridir. Kimi çığlıklar vardır çocuğum, geceler boyu bitip tükenmeyen..." Ve çocuklar bu çığlıkları duydular, yaşadılar. Hoyratça harcanan tutkularda, hainliğin, kalleşliğin belki bilincine vardılar, Bayburtun 96 haneii 355 nüfuslu Üzengili kö- yünde... Onlar ki. hep eski zamanlarda kalacaklar, çağı yakala- yamayacaklar Kendi evrenlerindeki o düş masalların- da yoksulluğu yaşayacaklar. Eskiden olduğu gibi, bugün de... înönü, partisinin grup toplantısında konuştu: 'Programımız koalisyona aykın olmamah' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Yardımcısı ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, SHP'nin programında yapılacak degişikliklerin, koa- lisyon protokolüne aykın olmamasını istedi. înönü, dün SHP grubunda yaptığı konuşmada, milletve- kilîerine ekonomiyi geliştir- mek ve tanmı canlandırmak amaayla hükümetin yapmayı kararlaşürdığı tesvikler hak- kmda bilgj verdi. Önümüzdeki ay SHP'nin secimsiz tüzük ve program kunıltayının topla- nacağını anımsatan İnönü, "Program kurultayı bir baş.- langıç çahşmasıdır. Zaten gerçekleştinlmiş olan kısımla- nnı çıkarmak lazım. Ama programda büyük değişiklik- ler, tabii o değişiklikler koalis- yon protokolüne aykın olursa o yanlış olur. ters olur. Çünkü o zaman "uyguladığımız şeyi değiştiriyoruz' diye ortaya çı- kamayız" dedi. Bunun dışında programı bir başlangıç çalışması olarak ele almanın ve süreç içinde bu de- ğişiklikleri gerçekleştirmenin en makulü oldugunu kayde- den İnönü, sözlerini şöyle .sürdürdü: "Koalisyonda bulunmak, bir parti için her zaman nazık bir dunım ortaya çıkanyor. Çünkü bütün fıkirlerinizi uy- gulayamıyorsunuz, ama bazı- lannı uyguluyorsunuz. Dolayısıyla hükümetin de- vamhlığı ve başansı koalisyo- nu ciddiye almanıza bağlı. Öte yandan siz ayn bir partisiniz, koalisyonu ciddiye almak de- mek, iki partinin bir olması demek değildir. Siz kendi par- tiniz olarak kendi fıkirlerinizi taşıyacaksınız ve bir gün seçi- me tek başına gideceğinize göre o fikirleri canh tutacak, program tarüşmalannda da el- bet bunu ortaya koyacaksınız. Ama bir taraftan da koalis- yondaki görevinizi ahenk içinde yürüteceksiniz. Bu zor ama mümkün. Programda bü- yük değişikük ya da hüküme- tin programına uymayan değişiklikler henüz söz konusu olamaz, ama hazırlıklan yapı- lır ve bir program inceleme süreci başlamış olur." GULERYUZLU CİDDİLİK Vedat Giinyol 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaf Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cagaloğluhtanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle