Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK1993ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTIJR 11
Nasat
fotoğrafları
• ANKARA (ANKA)-
AFSAD üyesi dört amatör
fotoğrafçının 'hasaf konulu
fotoğraf sergisi sürüyor.
Ankara Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi'nde
düzenlenen sergide AFSAD
üyesi Rayzan Başeğemez,
Kazım Şahbudak. Fatma
Demir ve Erdem Süer'ın
fotoğraflan yeralıyor. 31
ocak tarihıne dek
•ezılebilecek sergide 4Tsi
.enkh. 18'ısıyah-beyaz
toplam 65 fotoğraf
bulunuyor. Serginin
kapanışında bırde dıa
gösterisi yapılacak.
Hakkıinan
Resim Sergisi
• ANKARA (AA>- Ressam
Hakkıinan. GESAM
Kültür ve Sanat Merkea'nde
yeni yılın ılk sergısını açtı.
Sanatçının yağlıboya
eserlerinin yeraldığı serginin
açılışını Kastamonulu
edebıy atçılardan Sabri
Gökmen Alagün ile AVTU
Özbenli yaptılar. Ressam
Inan'ın sergisi. 31 Ocak
1993"e kadargörülebilecek.
Resim-heykel
sergisi
• İZMİR(AA>-
Yaşamlanru Izrnir'de
sürdüren ve Türk resim
sanatının önde gelen isimleri
arasında sayılan 9 sanatçının
ortak sergisi. Mazhar Zorlu
Sanat Galerisi'nde açılacak.
Sergide Cavit Atmaca,
' lustafa Akgün. Melih
Jalcıoğlu. Yaşar Alı Güneş,
Ziya Gürel, Hasan Rastgeldi.
Ramo, Fahri Sümer ve
Umur Türker'ın son dönem
çahşmalanndan ömekler
sunuluyor. Karma sergi, 6
şubata kadar açık kalacak.
Ote yandan sanatçı Ali Raza
Başanrdailkkışısel
resım-heykel sergısini İzrrur
Hılton Center Art Gallery'de
açtı. Başanr'ın sergisi 4
şubatta sona erecek.
Beceriksiz Tanrı
•TRABZON(AA)-
Trabzon'da bu hafta da
sanatseverlenn ilgıyle
izleyecekleri tiyatro ver
* r
-»,
sinemayla dolu günler» ••>» »
yaşariacalTTrabzon Devlet
Tiyatrosu, yanndan ıtibaren
1992-1993 tiyatro sezonunun
üçüncü oyununu
sahnelemeye başlayacak.
TurgutÖzakman'ın. Reşat
Nuri Güntekin'ın
'Değirmen' adh romanından
oyunlaştırdığı 'Sanpınar
1914'adlıikiperdelik
komedinin yönetmenliğini,
Ankara Devlet Tiyatrosu
sanatçısı Işık Toprak
yapıyor. Trabzon
Belediyesi'nın dûzenledıği
'Sinema Günleri'nde 20-23
ocak tarihleri arasmda
Beceriksiz Tann' adh fılm
göstenme girecek.
Timup Selçuk'la
Söyleşi
•ANKARA (AA> Çankaya
Kültür ve Sanat Vakff nın
Atakule Salonu'nda
dûzenledıği cumartesi
söyleşilerinin bu haftaki
konuğu Timur Selçuk.
Sanatçı 23 ocak tanhınde
yapılacak söyleşi sırasında
kasetlerini de imzalayacak.
1945 yıhnda İstanbul'da
sanatçı bir ailenin oğlu
olarak dünyaya gelen Timur
Selçuk, çok küçuk yaşta
piyanoya başladı. Selçuk
Galatasaray Lisesi'nde
öğrenimini tamamladıktan
sonra gittiği Paris'te 11 yıl
yaşadı. Toplam 13 tiyatro
müziği de yazan Timur
Selçuk, geleneksel Türk
müziğine katkı ve çabalanyla
da tanınıyor.
Edebiyatta
50 yıl
• ANKARA (AA)- Türkiye
İlim ve Edebiyat Eseri
Sahipleri Meslek Birliği'nin
(İLESAM) '1993 Yıh Üstün
Hizmet Ödülleri' ile 'Türk
Dünyası Edebiyaüna Hizmet
Ödülü'nü kazananlar
belirlendı. Düzenlenen basın
toplanüsında 'Üstün Hizmet
Ödülleri'ne Dr. Müjgan
Cumbur, Prof. Dr. Hasan
P
ren, Orhan Şaik Gökyay,
of. Dr Abdülkadir
Karahan ve Ord. Prof. Dr.
Aydını Sayıh'nın layık
görüldüğü açıklandı.'Türk
Dünyası Edebiyaüna Hizmet
Ödülü'nün de Kınmh Yazar
Cengiz Dağcı'ya verilmesinin
kararlaştınldığı bildirildi.
Yapılan açıklamaya göre
ödüller 15 mayısta yapılacak
bır törenle sahiplerine
verilecek. İLESAM Başkanı
Yahya Akengın'in yaptığı
açıklamaya göre her yıl
dönüşümlü olarak verilen
şerefve üstün hizmet
ödüllerinde 50 yıl veya daha
uzun süre edebiyata hizmet
etmek esas olarak ahnıyor.
İDSO'da Rudolfo Bonucci, CRR'de Ann Karamürselve Mendelssohn'undoğum yıldönümü
Pekîneller LeİDzifircle
• Güher- Süher Pe-
kinel, bu akşam ve
yann Leipzig'de
Mendelssohn'un do-
ğum yıldönümü do-
layısıyla konser vere-
cekler.
EVtN tLYASOĞLU
Değerbilir toplumlarda kon-
ser salonlan, opera evleri tıpkı
besteciler ya da ünlü yorumcu-
lar gibi bir kimliğe sahip. New
York Metropolitan Operası,
Berlin Filarmonısi Salonu,
Amsterdam Concertgebouw,
Viyana Vareınsaal. hemen akla
gelen bırkaç tarihi bina. Onla-
nn geleceğini korumak. nitelik-
lerinden ödün vermemek için
yönetıciler her çağda çaba gös-
termışler. O salonlarda çahp
söyleyebilmiş olmak. yorumcu-
lar ıçın değer ölçüsü oluştur-
muş. Leipzig Gewandhause da
bu ünlü salonlardan biri. Jo-
hann Sabestian Bach zamanın-
da Leipzig'de ilk konserler baş-
lamış, ancak evlerde, maükane-
lerde verilirmjş. 1781 'de ise bu-
günkü bina bitmiş ve o günden
beri geleneğj ile müzikçileri
banndırmış. Ünlü romantık
besteci Felix Mendelssohn
Güher-Süher Pekinel ,gala konserierinde Mendelssohn'un daha az bflinen La bemol majör piya-
no konçertosunu seslendirecekler. Piyanist Ann Karamürsd, CRR'de bir resital verdi.
aeak
1835'ten sonra Leipzig Ge-
wandhaus'un müzik direktörü
olmuş. 38 yaşına, ölene dek bu
görevi korumuş. 1843'te aynı
kente bir de konservatuvar kur-
muş Mendelssohn. Bu gece ve
yann gece Leipzigliler konser
salonlannın, konservatuvarla-
nnın ve Mendelssohn'un do-
ğum yıldönümlerini kutluyor-
lar. Gewandhause orkestrasını
Marek Janowski yönetecek.
Güher-Süher Pekinel, bu gala
konserierinde Mendelssohn'un
daha az bilinen La bemol majör
piyano konçertosunu seslendi-
recekler.
İDSO'da geçen hafta genç
İtalyan kemancı Rudolfo Bo-
nucci'den İtalyan bir program
dinledık. Konserin hem splisti
hem de şefı idi Bonuccı. Önce
Vivaldi'nin Mevsimler başhkh
konçertolannı seslendırdi.
Szeryng. Grumiaux ve Accardo
gibi ünlülerle çahşmış, önemli
keman yanşmalannda birinci-
likler elde etmiş bir sanatçı. Fa-
ure'nin keman konçertosunu
gün yüzüne çıkartıp ilk kez ses-
lendirmesi sanat çevrelerinede
Bonucci'ye ilgi uyandırdı. Aynı
zamanda şeflik eğitimi de gören
bu yetenekli kemaha, Vivaldi'-
nin Mevsimleri'ni canh, sıcacık
bir Akdeniz biçemi ile çaldı.
Aynı sıcakkanhhğı toplulukla
da bağdaştırdı. Bu arada klav-
senci Ayşe Nil Menteş'in baş-
tan sona bu yapıta katkısma,
sonbahar bölümünün hüznünü
tek solukta sunarken du-
yarhhğına değinmemiz gerekir.
Ikinci bölümde Respighi'nin
Roma Çamlan'nı dinledik. Bo-
nucci bu kez kemanı bırakmış,
şef değneğini almıştı ehne. Ge-
niş orkestra topluluğu ile bir
yanda aynntılarla betimlenen
doğa, öte yanda uzayıp giden
bir gerilim. Nicedir ilk kez din-
ledik Roma Çamlan'nı. Tüm
aynnülann netlikle ortaya
çıktığmı söyleyebilmek biraz
zor. Yine de teypteki özgün
bülbül sesleri, çelesta, piyano ve
bir dolu vurma çalgı ile genç
trompetçilerin katılımı gör-
kemli bir atmosfer yaratü.
Piyanist Ann Karamürsel'in
Cemal Reşıt Rey salonundaki
resitali D. Scarlattı, Schumann
ve Mussorgsky'den örülüydü.
önce Paris'te, ardından Rus-
ya'da Çaykovski Konservatu-
van'nda eğitim görmüş ender
sanatçılanmızdan biri. Belki de
bu nedenle Scriabin, Mus-
sorgsky gibi bestecilerde özel-
likle butünleşiyor piyanosuyla.
Sankı sokak aralannda, satır
aralannda tanıdık bildık renk-
lerini bulup seçiyor o besetecile-
rin? Scnabin'in yalnız sol el için
prelüdünü bıs olarak çalarken
bir zamanlar kendisiyle
yaptığımız bir söyleşıyi anımsa-
dım: "...Bir bütün halinde dü-
şününce sağ el akhnıza gelmi-
yor. O duate ve bağlarla içim-
den şarkı söyleyerek çahyorum
eseri. Bütün bir piyanonun so-
noritesini duyuyorum" demişti.
Independent Gazetesi'nin ilkkez düzenlediği Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri verildi
Yılııı şarkıcısı25.yıhııdakiDomingoKültür Senisi -Independent
gazetesinin Kenwood'un spon-
sorluğuyla bu yıl ilk kez düzen-
lediği Uluslararası Klasik Mü-
zık Ödülleri verildi. Birming-
ham'da. çeşıth müzisyerderin
kaüldığı bır törenle verilen
ödüller, klasik müzik dünyası-
na yeru bir hareketlihk getırdi.
Uluslararası Klasik Müzik
Ödülleri'nin geçmişi, birkaç yıl
öncesine dayanıyor. İngiliz
yapımcı Ultan Guilfoyle ile
ünlü sanatçt Bob Getdofun bir
sohbetı sırasında doğan bir dü-
şünce; neden klasik müzik yapıt
lannın ve klasik müzik sanatçı-
lannın değerlendınldiği bir ge-
niş çaph bir "olay" yapılmıyor-
du? Seçici kurulunu Indepen-
dent gazetesi editörü Andreas
Whittam Smith, FonoForum
editörü Soren Meyer-Eller.
opera yönetmeni Gotz Fned-
rich, Lady Groves. NHK Sen-
fonı Orkestrası yönetmeni Ta-
kahi Hara, BBC'den Nicholas
Kenyon, Floransa'daki Teatro
Cominale'nin sanat yönetmeni
Cesare Mazzonis di Pralafera.
plak yapımcısı Chistopher Rae-
burn, New York Times'dan ga-
zetecı-eleştirmen John Rock-
well ve televızyon yapımcısı, ga-
zeteci ve eleştirmen Eve Ruggj-
eri'nin oluşturduğu Uluslara-
rası Klasik Müzik Ödülleri
konusunda seçici kurul başkanı
Andreas Whittam Smith, "Çok
düşünüldü, çok tartışıldı.
Bu ödüller. ufkumuzu geniş-
letecek." diyor.
Yılın sanatçısı:
EVELYN GLENNIE
Yıhn sanatçısı seçilen perküs-
yoncu Evelyn Glennie, İ%5 yı-
lında Aberdeen'da doğmuş an-
cak genç yaşına karşın repertu-
annda 200 konçerto var, aynca
kendi adıyla İngiliz besteciler
için bir perküsyon beste ödülü
kurmuş. Vurmah çalgılan çok
seven Glennie,bu sevginin yet-
mediğini, çok çalışmak gerekti-
ğini söylüyor: "Perküsyon bir
sirk gösterisi değildir. Çok
enerjık, çok esnek olmak gere-
kiyor. "
Yılın 'enstriimentalist'i:
ANDRASSCHIFF
"Piyanoyu ıyi çalıyorsanız,
tüm vücudunuz size eşlik edi-
yor demektir, parmaklannız
sanki başka bir güç tarafmdan
yönetihyordur..." diyor piya-
nist Andras Schiff. 1953 Buda-
peşte doğumlu Schiff, müzik
dünyasında ılk çıkışını 1970'li
yıllarda, Moskova ve Leeds'de
gerçekleştirilen yanşmalarda
eldeetti. Schiffin repertuannda
Bach, Mozart ve Schubert'in
özel bir yeri var; ardından
Haydn ve Bartok geliyor.
Yılın kadın şarkıctsı:
CHERYL STUDER
Cheryl Studer. operada can-
landırdığı 50'nin üzerinde rolle
tanınıyor en çok. Wagner, Ver-
di, 'bel canto' ya da 'hed', Stu-
der'n yorumlu hep başanh bu-
lunuyor. Michigan doğumlu
olan sanatçı, eğıtimıni Viyana'-
da tamamlamış, daha sonra Al-
manya'da çeşitli operalarda oy-
namış. Geçen yıl Avrupa'da bir
'resital' turuna çıkan Studer.
New York Metropohtan Ope-
rası'nda Pavarotti
V ılın kadın şarkıcısı Cherlv Studer
Yılın oda müziği topluluğu ADen Berg Dörtlüsu.
ile birlikte oynadığı "La Travi-
ata" ile kendinden epeyce söz
ettirmiş.
Yılın erkek şarkıcısı:
PLACIDO DOMİNGO
Operanın geçtiği gerçek mekan
ve zamanda. büyük çaph bir
prodüksiyon ile tam 107 ülkeye
canh olarak yayımlanan "Tos-
ca", kuşkusuz yıbn olayıydı ve
Domingo'nun yıhn erkek şarkı-
ası seçihnesinde de büyük rol
oynamışü. Seçici kurul aynca
Domingo'nun 25. yıhna girmiş
omıasına karşın klasik ve çağ-
daş repertuannı sürekli geniş-
lettiğı gerekçesiyle de bu ödüle
değer görüldüğunü açıkladı.
Madrid'de doğan ve müzik eği-
timine piyano daha sonra da
orkestra şefliği ile başlayan Do-
mingo, ılk başansını 1960'h yı-
1larda, Israil Ulusal Operası ile
birükte cahşırken elde etti. Do-
mingo son olarak Viyana"da
"Don Carlos", Covent Garden
ve St. Petersburg'da "Samson
ve Dalıla" ile "Othello" ve Los
Angeles'ta "Carmen"de rol
aldı.
Yıhn orkestra şefi:
IVIKOLAUS
HARNONCOURT
1929 yıhnda Berhn'de doğan
Harnoncourt, müzik yaşamma
çelhst olarak başlamış. 196O'lı
yıllarda Viyana Senfoni Or-
kestrasfndaki arkadaşlanyla
birlikte Concentus Musicus
Wien topluluğunu kuran sanat-
çı, şimdilerde senfoni orkestra-
lanyla birlikte çahşıyor. En çok
Amsterdam'da Krahyet Con-
certgebouw Orkestrası'nı yöne-
ten Harnancourt, Beethoven
senfonilerini başanh yorumuy-
la tanınıyor.
Yıhnbestesi:
THEGHOSTSOF
VTRSAİLLES
Komik opera türündeki
"The Ghosts of Versailles"ın
bestecısi, John Congliano, ödü-
Yılın orkestra şefi Nikolaus
Harnoncourt.
lünü ahnak için sahneye
çıktığında hemen operanın hb-
rettosunu yazan Wilham M.
Hoffman'ı övmüş. New York
Metropolitan Operası için ger-
çekleştirilen bu opera, Marie
Antoinette'nin Versay'daki
özel ü'yatrosunda geçenleri an-
latıyor. Operada gerçekle düş
içiçe. Corigliano, kullandığı
modern teknikkrle dikkati çek-
miş.
Yılın oda müziği topluluğu:
ALBANBERG
DÖRTLÜSU
Alban Berg Dörtlüsu, 21 yıl-
lık geçmişinde 20'nın üzerinde
uluslararası ödül kazanmış.
Dörtlünün repertuannda Beet-
hoven, Brahms, Berg, VVebern,
Bartok, Mozart ve Schubert
gibi bestecılerin tüm yaylı çalgı-
lar için yazümış parçalanyer
alıyor.
Londra'daki South Bank
Merkezi'nin yanı sıra ba.şka or-
kestralarda da çalan çeşitli mü-
zisyenlerden oluşan Alban Berg
Dörtlüsu, 1991 yılında Rusya'-
da ^trdikleri konserler sonr-
sında Viyana, Zurich ve Paris'-
te en çok aranan tophıîüklâr
arasına girdı.
Yılın orkestrası:
VİYANA FtLARMONt
ORKESTRASI
1992'de 150. kuruluş yıldö-
nümünü kutlayan Viyana Fı-
larmoni Orkestrası'run, tüm
dünyada televiz>onda yayımla-
nan kutlama konserinde 140
çalgıcı ile 300 şarkıcı yer aldı.
Orkestrayı dünyaca ünlü Qau-
dio Abbado yönetti. Orkes-
ranın önceki şefleri arasında
çok büyük isimler yer ahyor:
Mahler, Richard Strauss, Ka-
rajan ve Bernstein...Viyana
Devlet Operası'nın da orkestra-
s: konumundakı Viyana Filar-
moni, yılda üç kez tumeye
çıkıyor.
Yılın korosu:
MONTEVERDİ KOROSU
Monteverdı Korosu. 1964 yı-
hnda genç bır müzısyen, John
Ehot Gardiner tarafmdan ku-
ruhnuş. Gardiner hala koro-
nun sanat yönetmeni. Koro
özellikle barok üzerinde yoğun-
laşmakla birlikte, son dönem-
lerde Verdi'nin "Requiems"ini
de başanyla seslendirdi. Koro,
kısa bir süre önce Beethoven'ın
"Missa Solemnis" ve Mozart'm
"Idomeneo"sunun yorumlan
için ödüller aldı.
Yılın başarı ödülü:
BRYN TERFEL
"Yıldızı yenı parlayan"lara
verilen yıhn başan ödülü, genç
opera sanatçısı Bryn Terfel'e
"olağanüstü yeteneği" nedeniy-
le verildi. Gallerde bir çiftlikte
büyüyen Terfel, ünlü müzik
okulu Guildhall'dan mezun ol-
muş. 26 yaşındaki sanatçı,
1988'de CardifTte gerçekleştiri-
len şarkı yanşmasında büyük
başan elde etmış. 1990 yıhnda
Galler Ulusal Operası'nda pro-
fesyonel meslek yaşamına baş-
layan bas-bariton Terfel. ulus-
lararası operalarda sahneye
çıktı.
'Evita'
25ocakta
yeniden
sahneleniyor
Kültür Servisi- Ünlü müzi-
kal "Evita" 25 ocaktan itiba-
ren yeniden sahnelenmeye
başhyor. İstanbul Şehir Ti-
yatrolan tarafmdan ilk kez
1989 yıhnda sahnelerek bü-
yük ilgi toplayan ve dört ayn
sanatçının paylaştığı "Evita"
rolünü bu kez opera sanatçısı
Ruhsar Öcal ile tiyatro oyun-
cusu Nurseh İdiz dönüşümlü
olarak paylaşıyorlar. "Çhe"
rolünü ise yine Cihan Ünal
üstleniyor.
Sözlerini Tim Rice'nin,
müziğini Andrew Llyod
NVebber'in. Türkçesini Gen-
cay Gürün'ün yaptığı müzi-
kalin yönetmeni tüm dünya-
dakı "Evita"lan sahneye ko-
yan Amerikah yönetm^n
Kenneth Urmston.
Oyundaki önemh rollerden
Peron'u Suat Ankan, Magal-
di'yı Kartal Kaancanlandınr-
ken. metres rolünü de Aslı
Omağ ile Binnur Uyar pay-
laşıyor. Müzikalde aynca çok
sayıda dansçı ve korist de rol
alıyor.
"Evita" muzikali 25 ocak
pazartesi gününden başlaya-
rak her hafta pazar günleri
saat 15.00 ve 20.30, pazartesi
günleri de 20.30'da olmak
üzere Harbiye Muhsin Ertuğ-
nıl Sahnesi'nde haftada üç
temsil birden verecek.
OkayTemiz'in
yenij»ojcJeri
Kültür Servisi- Fransız folk
müağı sanatçısı Erik Marc-
hand ile Okay Temız birlikte
gerçekleştirecekleri projeleri-
nı duyurmak amaavla dün
Fransız Kültür Merkezinde
bır basın toplantısı yaptıîar.
Dünya müziklenni birleş-
tirmek için Türkiye'de ol-
duğunu söyleyen Erik Marc-
hand. daha önce dünyanın
çok farklı yörelennden Af-
rikalı, İspanyol. İngiliz mü-
zisyenlerle çaİışmalar yapmış.
Türkıye'ye Türk insamru
tanımak, Türk kültürünü an-
lamak için geldiğini söyleyen
sanatçu Fransa'.nm güçlü bir
folk mûzik geleneğine sahip
kuzey yöresınden (Brhtagne)
gehyor. Marchand'ın yaptığı
açıklamaya göre. Doğu'da iç-
lerinde Türkiye dc olmak
üzere Pakıstan. Hindistan,
Afganistan gibi ülkelerin ge-
leneksel halk müziklerinde
rastladığımız "çeyrek sesler"
Fransa'nın Kuzey Bölgesi'-
nde de çok yaygm. Anonim
Türk Halk Müziğfndeki çey-
rek sesleri araştırmak üzere
Türkiye'de bulunan sanatçı,
projelennı gerçekleştirebil-
mek ıçın Fransız Kültür Daı-
resi'nden destek almış. Bu
proje kapsamında Okay Te-
miz, klarnetçi Hasan Yan-
mdünya ve Hindistanlı bir
davulcunun da yer aldığı 8
kişilik bir orkestra Fransa'da
mavıs ve temmuz aylannda
konserler verecek. CD çıkar-
tacaklar.
Senfonide
bu hafta
Kültür Servisi -İstanbul-
Devlet Senfoni Orkestrası'nın
bu haftaki euma-cumartesi
konserierinde genç piyanist
Yeşim Gökalp çalacak. Şef
Borislav Ivanov'un yönetece-
ği konserler, cuma günü saat
19.00'da. cumartesi günü saat
11.00'de Atatürk Kültür Mer-
kezi'nde izlenebilecek.
Ankara Devlet Konserva-
tuan Piyano Bölümü'nde
Ayşe Savaşır'ın öğrencisi olan
1966 doğumlu Yeşim Gö-
kalp, konserde Betthoven'ın
yapıtlannı yorumlayacak.
1982-83 öğretim yıhnda dev-
let bursu kazanarak Alman-
ya'ya giden genç sanatçı. ilk
konserini 16 yaşında Izmir
Devlet Senfoni Orkestrasf yla
birlikte vermiş.
Almanya'nm çeşitli kentle-
rinde de resitaller yeren Yeşim
Gökalp. Köln Üniversitesi'-
ndeki çalışmalannın yanı sıra
İzmir Devlet Senfoni Orkest-
rası'nda stajyer soh'st snatçı
olarak çahşıyor.
Yaşar Kemarin çocukluğunu anlatan yan belgesel fılm, bu akşam BBC-TV ikind kanalında gösterilecek
Sarp9 isyankar, takdire degö* 70 yıllık bir ylik. avnca Lale Mansurve Berhan Simsek de rol imaiına naiıl hir katkıda hulunacaffi vefilmin ne ten hoslanmaz. Hah vak
EDİPEMİLÖYMEN
LONDRA - Yaşar Kemal'i. çocukluğu üze-
rinde odaklaşarak tanıtan 50 dakikalık yan bel-
gesel film, bu gece yerel saatle 20.10'da BBC-TV
Ikinci Kanah'nda gösteriliyor. İngiliz film
yapımcısı James Runcie'nin Türk sanatçılann
da desteğı ile Yaşar Kemal'in doğduğu, Adana'-
nın Göğçeli köyünde çektiği fihn, BBC'nin kitap
tanıtım programında "Çocukluk" adıyla göste-
rilecek. Yan-belgesel fılmde Yaşar Kemal'den
başka, çocukluğunu yine aynı köyden büyük bir
başan ile canlandıran 11 yaşındaki Kenan Çe-
lik, aynca Lale Mansur ve Berhan Şimşek de rol
aldı.
Fihn. Yaşar Kemal'in üç kısa romanı, "Yılanı
Öldürseler" "Beyaz Pantolon" ve "Kuşlar da
Gitti"dekı otobiyografik tema ve mouflerden
hareket edilerek haarlanan senaryo ile çekildi.
Yönetmen James Runcie'nin, Yaşar Kemal'i,
çağdaş bir Hamlet gibi değerlendirdiği görülü-
yor. Beş yaşındayken babasının ölümüne tanık
olan Yaşar Kemal'in kekelemeye başladığını,
bugün bile ara sıra dilinin sürçtüğünü anlatıyor
Runcie. Filmin, Türkiye'nin, Bosna-Hersek gibi
baa dış sıyaset sorunlanna yönelik girişim ve fı-
kirlerinin çokça duyulduğu son zamanlardaki
imajına nasıl bir katkıda bulunacağı vefilminne
yönde eleştirileceği merakla bekleniyor.
Yönetmen James Runcie. "Observer" gazete-
sinde yayınlanan makalesınde de Yaşar Ke-
mal'i, "Kan ve Rüya Irmaklan" başhkh değer-
lendirmesinde tanıttı.
"Sarp, isyankar ve takdire değer 70 yıllık bır
yaşam" diye söz ettiği Yaşar Kemal için, "Ba-
basının katihni affetmiştir Sadece roman yazar-
ken öç peşindedir" diyor. Yaşar Kemal hakkın-
da gözlemlen şöyle sürüyor: "Dev cüsseli bir
adam. Tanınmış olmanın ve rahata ermenın
hazzını yaşıyor. Ancak, köylülük erdemlerine
hala sadık. Yemeğini hala eli ile yiyor. Gösteriş-
aşamten hoslanmaz. HaU vakti yerinde olmasına rağ-
men tutumlu. Pinti değil, hatta cömert. Ancak,
Türk Lirası'nın değerinin ne durumda olduğu-
nu bilir. Çok iyi bir ev şahibi. Zevkine mükem-
mel düşkün. Su içerken İngilizce konuşamaz, şa-
rap içerken biraz, viski içerken akıcı bir ingilizce
konuşur Çabuk kızdığı için misafır, hiç bir za-
man kendisini rahat hissedemez. öfkesıru sin-
dirmeye, şiddet ve öc alma duygusunu gemleme-
ye cahşırken, çok daha yaratıcı bir şekilde, af-
fetmeyı öğrenmıştir."
Runcie, Yaşar Kemal'in, Fransa ve Alman-
ya'ya bakışla İngiltere'de neredeyse tanınma-
dığmı da vurguluyor.