Katalog

DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN llhan Selçnk 21. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yoymlan Türkoeağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul ödemdi göndcrUmez. Cumhuriyet AĞLAMAK VE GÜLMEK tlhan Selçuk 9. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkoeağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödemeii gönderilmez. 68. YM. SAYI24688 / 4000 TL (KDViçinde) KURUÜJSU YUNUS NADİ (1924-1945) BASYAZM NADİR NADİ (1945-1991) 110CAK1993PUMTESİ 130 biııtoıı radyasyonluçay içtik »* TI » E " l İ N «I"«J««" çaylar biryıl önceki ürün ile harman edilerekpiyasaya sürüldü. Özelsektörün ise harmanlayacak eski çayı yoktu. \17.Sayfada IAvrupa'da olsaydı neolurdu? İngiltere yi Edip öymen, A Imanya'yı LHlek Zaptçıoğlu, Fransa 'yı Mişel Perlmanyazdı. U14. Sayfada KİM KORKAR RADYASYONDAN ŞÖKRAN KETEKttrfl ym ribU • 12. Sayfada Çayeli'nden alııunış Yeşil Riw toplam 6940 bekerel radyasyon içeriyor. MEHPZİNDE YAPILAN »NAIİZ SONUÇURI Istanbul'dan alınmış Lipton Morning toplam 26322 bekerel radyasyon içeriyor. 6080 00 2SIO 00 ?23 C-C tgtanbufdan alınmış Çay-Knr "çay çiçeği" toplam 8813 bekerel radyasyon içeriyor. GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Deneyi Görmeden TBMM yarın çalışmalarına başlıyor. Gündemde yüzlerce sözlü soru, komis- yonlarda hükümetten gelen yada milletve- killerinin verdiği yasa önerileri bulunuyor. Meclis. ocak ayında iki çarpıcı olay yaşa- yacak. Birincisi, kuşkusuzÇernobil'den radyas- yon vurgunu yiyerek kansere yakalanan- lar. Çernobil faciasının Türkiye'ye etkileri- WArkasıSa.l7,Sü.rde Devletiıı zirvesinde ka\ ga CUMHURBAŞKANIÖZAL Anayasa Mahkemesi Başkam, görevm kötüye küüamyor İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Turgut Özal. Anaya- sa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'in görevini kötüye kullandığını ileri sürerek "Benim atadığım üyenin bir ara maaşını vermedi. Sonra vazgeçti Korktu... Bu. bir nevi hakkı gasp et- mek. Görevini kötüye kullanıyor. Yapılan hukuk dışı gibi geliyor bana. Bunu. şer cephesine mensup olmayan ciddi hukukçular çok daha iyı bilirfcr" dedi. Başkanhk sisteminin Türkıye için ge- rekli olduğunu savunan Özal. radyasyon konusunda da "Bir bardak suda fırtına kopanyorlar. Belki de gündemi değiştırmek isüyorlar" dıye konuştu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Akgün Otelde önceki akşam düzenlenen "Fatih Toplantılan'na katılarak Demokrasi ve Sıvil Toplum" konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasında. çeşitli konuiara değinen Özal. gazete- cilerden bürokratlara. politıka- cılara kadar pek çok kişiyi eleştırdı. Sık sık değışimin öne- mıni vurguladığı konuşmasın- da Osmanlı Irnparatorluğu'- ndan bu yana Türkiye'deki değışim harekeılerinin amacına ulasmadığını anlattı. Özal. bir ülkenin gelişmişlik düzeyınin ölçüleceği çeşiıh fak- törleri sıralayarak "Bir üikenin. ülkeler arası yanşıa nerede ol- duğu önemlidir'" dedi ve Tür- kiye'nin 1980'lere kadar bu duzeye ulaşamadığını savundu. Son yıllarda Türkıye'nın kom- şulanndan çok daha ıyi bir duruma geldiğinı çeşitli örnek- krleanlalan Özal. "1980Türki- — ^ - ^ — — — ^ - ^ ~ — ye- nin en sıkışık durumudur. Yanı yumurta kapıya gelmiştir. Çok ciddi bir değişim yapma meselesı ilk defa o zaman kafamıza dank etmiştir. Biz OECD'ye beş yıllık programımızı verdiğimizde kim- se bize inanmadı. 1980'de başlayan değışimin mucizevi bir deği- şim olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz" dedi. Turgut Özal. Türkiye'nin bu gelişmeyi demokratik sistem al- tında yapan en güçlü ülkelerden biri olduğunu behrıerek "Türki- ye sivıl toplumu yeni görüyor. 10 sene evvel "bu da yazılır m\ denilen şeylere şimdi canım yazıhrsa yazılsın ne olur" diyoruz" dedi. Türk Ceza Kanunu'nun 141. 142 ve 163. maddelerinin kal- dınldığını hatırlatan özal. bu maddeler kaldınldığında komü- nizm ve irtica geleceği kuşkulannın boşa çıktığını söyledi. "Ne keskin yalancılar çıktı. Şimdi soruyorum onlara. Uydurduklan Jıadiselerin dışında Türkiye'de hiçbir irticai olay olmadı. Neydi o Haydar Kutlu, Nihat Sargın. Bu adamlar bir tür kahraman ol- muşlardı. Şimdi esameleri yok ortada" diye konuşan Özal, eskiden solculara •'Komünisüer Mos • Arkası Sa.17. SiJ'de atadığım üyenin bir ara maaşını vermedi, sonra vazgecti. Korktu. Bu bir nevi, hakkı gasp etmek ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKAM OZDEIS Cumhurbaşkam konuşmakmtıa tfikkat etmeU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başka- nı Yekta Güngör Özden, hiç kimseden korkmadığını belirterek, Cumhurbaşkanf nın neyin suç olup olmadığını öğrenmesi gerek- tığini söyledi. Kendisinin. adalet, hukuk ve insanlık dışında hiçbir cepheylc ilgisi bulunmadığını belirten Özden, "Benim elimde oğlumun televizyonu, yandaşlanmın kalemi ve sütunlan yok" dedi. Özden. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, önceki akşam İstan- bul'da bir toplantıda kendisine yönelttiği eleştiri ye suçlamalarla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulanm yanıtladı. Özden, Özal'ın, Anayasa Mahkemesi raportörlerini eleştirirken. "Ee ne yapabm, başkanı öylc olursa raportörü de böyle olur" dediği anunsatıhn- ^mm ______._____________, ca, "Bu doğruysa bunlan ken- disine yakıştıramadım. Cum- ## hurbaşİcanının öyle olduğu O ülkede Anayasa Mahkemesi | . başkanı da böyle olur" diye ko- 7Z\\ TiPVin nuştu. Anayasa Mahkemesi ua.Y ı ı v ^ ı ı ı üyeliğine atadığı Prof. Süley- man Arslan'ın üyeliğe kabul edilmemesine sinirlenen Özal'- ın öteki eleştirileri anımsatılın- ca da Özden şöyle konuştu: "Ben polemiğe girecek ko- numda değılim. İki kişi arasın- da geçen konuşmalan açıklamaya kişiliğım ve meslek lerbiyem elverişli değildir. Ben hiç kimseden korkmadım. 23 kişi ile maaş almaya gelen insa- nın maaşını gecikerek ödedim. İstersem yine de ödemem ve suç da olmaz. Cumhurbaşkanı ne- yin suç olup olmayacağını iyi "zal neyin suç olup olmadığını öğrenmeli. Ben hiç kimseden korkmam. Elimde oğlumun televizyonu yok. Protokolün birinci sırasında Cumhurbaşkanı, dördfincü sırada Anayasa Mahkemesi Başkanı var. Özal ile Özden, zaman zaman bazı toplantılarda bir araya gebeler de birbiıierini en ağır dille suçlamaktan geri kalmıyorlar. (Fotoğraf: RIZA EZER) öğrenmelidir. Eğer bunlan iyi bilseydi birçok eleştirinin muhata- br olmazdı. Bana. hukuk fakültelerinin ve 62 baronun yazılı destek mesajlan gelmektedir. Anayasayı ve anayasa hukukunu ıyi bilenlerle. ideolojik çabaya, çıkara düşmeyenlerden olumsuz bir tepki gelmiş değildir. Elimde kendi hukuk müşavirlerinin, ya- pılan atamanın yanlışlığına ilişkin yazılı raporlan vardır. Sayın Cumhurbaşkanı kamuoyuna bunlan da açıklamalıdır. Demok- ratik bir ülkede. bilimsel yazılanna müdahale edilen raportörler görev yapamazlar. Bilimsel görüşlere. bilimsel görüşlerle karşı çt- kılır. Anayasa Mahkemesi Başkanı, mahkeme kararlanna göre uygulama yapar. Başka türlü düşünenlere hukuk devletinde her yol açıktır. Ancak benim elimde oğlumun televizyonu, yandaşlanmın ka- lemleri ve sütunlan bulunmadığından ve söylemediğim şeyler yazıldığı gibi, söylediklerimin çoğu da yanlış yazıldığından, ger- çek konuşma hakkımı saklı tutarak, efendilikle bekliyorum." Özden.CumhurbaşkanıÖzalın,daha • ArkasıSa.17,SiLS'âc îslam ülkeleri Bosna'ya askeri müdahale istiyor• İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri: Arap ülkeleri BM çerçevesinde asker göndermeye hazırdir. • İslam zirvesi için Senegal'e giden CumhurbaşkamÖzal: "Bucinayet BM'nin Bosna'daki inanıhrlığına darbedir" dedi. ANKARA(Cumhuriyet Bü- ınsan hayatına saygısızlık değıl, rosu)- Cumhurbaşkanı Turgut uluslararası topluma karşı da Özal, Dakar'da yapılacak 6. ls- bir meydan okuma olduğunu lam Zirvesi Genişletilmiş Baş- belirterek, "Bucinayetin Bırleş- kanhk Divanı toplanüsına ka- miş Milletler gücünün gözleri ülmak üzere Senegal'e gitti. önünde işlenmesi de BM'nin Özal Bosna-Hersek Başbakan Bosna'daki inanırlığına bir dar- Yardımcısfnın katlinin yalnız MArkasıSa. 17,Sü.3'te Bosıuı'ıhın rföncn Bıtktiıı Kilcrcio^lıı BanşGücü kimsevi koruvamıvor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu. Bosna-Hersek'te görev yapan Birleşmiş Milletler Banş Gücü'nün "laubali" olduğunu bildirerek, "Banş Gücü. disiplinden uzak ve kimseyi koruyamıyor, banşı koruyamıyor" dedi. Kilercioğlu, Saraybosna ve Hırvatistan'a yaptıği 3 günlük inceleme gezisini tamamlayarak dün Türkiye'ye döndü. Ankara Esenboğa Havaalam'nda DYP'lilerce karşılanan m Arkası Sa. 17,Sü.2'de ](lrir(iıik voluıula ABDden Sırplara izözdaöı • İngiliz "Ark Royal' uçak gemisinin de gerekliğınde Bosna'daki Ingiliz askerkrini boşaltmak için Adriyatik'e gitmek üzere hazır beklediği bildirildi. • Orta Akdeniz'den aynlan John F. Kcnnedy, Adriyatik'e doğru yol alıyor. Uçak gemisinin Adriyatik'e gitmesi ABD'nin Sırplara gözdağı olarak değirlendirildi. 1964 yılında denize indirilen 60 bin tonluk gemi, 80 uçak taşiyor. John F. Kennedy'de 5 bin 700 mürettebat görev yapıyor. M 9. Sayfada Prof.Carsv/ell'ın kaçakçılığa önlemi: Tarihi eserleri çocuklar korur • Türkiye'de Beycesultan'da yapılan kazılara katılan Şotheby's Müzayede Firması İslam Eserleri Bölümü Başkanı Prof.Carsvvell.çocuklann hcrşeyden haberder olduğunu vurgulayarak 'kaçakçılığın önlenmesi konusunda onlardan yararlanın' dedi. • Kaçakcılıkla suçlanmalannın anlamsız olduğunu vurgulayan Prof.Carswel!.müzayede lerinde Türkiye'den kaçak olarak gelen hiç bir eserin satılmadığını söyledi. • 14. Sayfada Taşeronlar sendikaları tehdit ediyor • lşçi ve işveren sendikalan sendikaazlaştırmaya yol acan taşeron uyguiamalanna karşı önlem alınmasını istedi. • Türk-lş taşeronluğun boyutlanru tespit etmek üzere bütün bölgelerde araşürma yapünyor. • Temizlik, taşıma, ve yemekhane hizmetlerinin %95'ini ete geçiren taşeron fırmalar üretim birimİerinede girmeyebaşladı. M 7. Sayfada L o n d r a ' d a T ü r k i y e G ö z I e m c i s i Dr. ERGİN njJHIOĞLV b u n d a n b ö y l e h e r p a z a r t e s i günü 7. sayfada D t N ¥ A EKONOMİSİNE B A K 1 Ş k ö ş c s i n d e 'Dunya Ekonomisine Baktş' k o ş c s ı n d e ıv her pazartesi gunu OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK Siyaset DeğUBu... Türkiye bugün adma '12 Eylül hukuku' denilen bir düzenle yö- netihyor; buna '12 Eylül mev- zuatı' da denebilir. Askeri yöneıimin vaptığı ka- nmiları 1983'te ANAP iktidarı devralmıştır. Bu bakımdan aynı zamanda '83 rejimi' adı verilen 'mras' 1990'lara aktarılabilmiş- tir. Eğer gerçekten demokrasiye geçmek istiyorsak '83 rejinü'nin lasjiyesi gerekmekıedir. Koalisyon hükümetinin prog- rammdaki 'demokratikleşme' ile '83 rejiminin tasfiyesi'' eşanlanuı gelebilir. Ancak bu yolda şimdi- ve değin ağır aksak yüründüğü de bir gerçektir. Başbakan Yar- dımcısı Sayın İnönü, bu durumu j/öyle açıkİıyor: Koalisyon bir yıl için yaptlmadı, programuı bir yılda gerçekleşmesi diye bir ku- ralyoktur, dönem boyunca ama- ca ulaşılacaktır. Bir bakıma Sayın İnönü'nüti söylediği doğrudur; son günlerde anavasanm kimi maddelerini de- ğiştirmek ya da aşmak için hü- kümet kesuninde görülen girj- şimleri 'Şatuh'ye kadar neredey- diniz' diye eleştirmek yerine desteklemek, demokrasi amacı- na daha yakın bir tutum sayıl- malıdır. Kamuoyunun ağırlığı '83 rejimi'nı asmada terazinm kefesine yığılırsa, işler daha ko- lay yüriiyebilir; eğer toplumda demokrasiye isteksizlik ağır ba- sıyorsa. siyasal iktidarı suçla- mak güçleşeceklir. Nc yazık ki Türkiye'de de- mokratik islek, yeterince ağırlık yaralamıyor. Bugün parlaınen- toda 82 Anavasası'nı değistire- ••• m Arkası Sa.l 7. Sü.l'de 70çeşit ııykusuzJuk hastahğı var • Challenger uzay mekiğinin düşmesi, Çernobil santrahndaki patlama, 1977'deikiBoeing747uçağınınçarpışmasıııınnedeni uykusuzluk. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uykusu7İuğun büyük kazalarayolaçabileceği belirlilcrck, 70çeşit uyku hastalığının olduğu açıklandı. Challenger uzay mekiğinin düşmesi, Çernobil nükleersantralındakı patlama, 1977'dc Kanarya adasında iki Bocing747 uçağımn carpişması gibi bazı büyük kazalann, uykusuzluk sonucu meydana geldiği ıfadc cdildi. Hacettepc Ünivcrsitcsi Göğüs Hastalıklan AnabilimDalıveAkciğerHastalıklanVakfı larafından düzenlelcn "Uykuda Solunum Durması" konulu konfcransia. uyku bozukluklan vc scbcp olduğu hastalıklarele alındı. Akciğer Haslalıklan Vakfı Başkanı Izzel Banş'ın yöncttiği konfcransta, iyi uyuyamayan kışilcrdcgörülcndalgınlık vedikkatsızlik sonucu. büyük kazalann yaşanabileccği bclinildi. Bcbcklcrdc 15 saat olan uyku gcrcksiniminin. yclışkinlerde6saalcdüştüğü vurgulanan konferansta.bilinen 70çeşit uyku hastahğı olduğu kaydedildi. Konferansa sunulan bir bildiridc, polisomnografı denilen laboratuvar mArkasıSa.l7,Sü.7'de GOZLEM UĞUR MUMCU İki Uygariık... Bosna-Hersek'te bütün dünyanın gözü önünde her gün insanlık suçları işleniyor. Askeri yaptırım gücüne sahip Birleşmiş Milletler. bu insanlık dramını gözünün ucuyla izliyor. Konuyu birkaç açıdan ele almak gerekir. Birinci açı, eski sosyalist devletlerdeki uygariık ve in- sanlık açısıdır. Bir sosyalist devlet, insanlarına nasıl bir eğitim ve na- sıl bir uygariık anlayışı verdi ki insanlar, bugün birbirle- rıni en bağnaz şoven duygularla boğazlıyorlar.. MArkasıSa. 17,Sü. 7'de