Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLUL1992 ÇARŞAMBA—
12 DIZIYAZI
İngiliz subayı Luke, Türk yurtseverliğinin şahlandığını söylüyordu:
Türkler.,Yunan yönetiminde yaşayamaz
İngiliz Belgelerine Göre
ANADOLU
YANIYOR
Dr. Salâhi R. Sonyel
"^ ıınan ışgalı altındaki bölgedcya- pahalıya mal olacağını vc uzun süre
>ıvan MüMümanlara karşı Mk sık'cı- kan dökülmcsinc volaçacağını vurgu-
ııaycıler. hırsızlıklar. soygunculuk ve 'uuırdıı
adalclM/lık oluvor. Manisamüftüsün- 1919 v
,|, cvlülünde İzmir'e gclirilcn
donalmışolduğumbırvazıda.oradaki > c n ı
Yıinan erlcri. kcnt içindc yürür-
kcn şu Narkıyı söylüyorlardı:
_0_ to eder ve İngiliz yönetımını. bağlaşık-
İzmir'deki İngiliz Başkonsolosu Ja- !
a r
ft
l a
g
0
™ * ^
b u a s k e r
'
e r i o r a d a n
me,Morga,inWk,kKom.sen S S ^ a E ^ S l ^ S S «
canavarca davramşlara karşı koruya-
bilecek b
nr."
Yunan V üksek Komiseri'ne
suikast
1919 yılı ağustos ayı ortalarında,
Efcs'ın vaklaşık olarak 12 kilometre
kınlnrmdaki demirvoluna dinamit
konuluvordu. Bu demiryolu. Yunan-
kırııı Avdm'la olan bağlantılannı sağ-
lıvordu. Anlaşılan Yunan Yüksek
Komiseri'nin içinde scvahat etmekte
oldıığu uıgonu ha\ava uçurmak ama-
cı güdülüvordu: ama İngiltcre Dışişle-
ıı Bakanlığı sorumlulanndan N. D.
Pcıcrson. 22 ağusıosta kaleme aldığı
bir yorumda, "Dinamiti oraya herhalde.
Amiral Calthorpe'a 1 ağustosta şunu
bildiriyordu: "Yunan kesimi dışında
bulunan Alaşehir yakınlannda bir
Yunan milis gücü Türkleri öldürü-
yor." Bu haberi. İngiltere Dışişleri
Bakanlığı yetkililerinden C.E.S. Pal-
mer, 5 ağustosta şöyle yorumluyordu:
"Aydın iii şimdi Makedonya'nın en
kötü günlerini andınyor." Bu sırada
Yunanlar Papazlı köyü yakınındaki
5 Türk köyünün sakinlerini öldürüyor
ve köyleri yakıyorlardı. Buna içerle-
yen Türkler Papazlı'da bulunan Yu-
nanlara saldınyor; kanb çarpışmalar
oluyordu.
îzmir bölgesindeki Yunan işgalinin
sınıriandınlacağı, 3 ağustosta İstanbul
yönetimine bildiriliyor: 4 ağustosta
Odemiş'teçarpışmalar oluyor, 22 Tür-
kün cesedi bulunuyordu. Bu olaylar
kaydedilirken, 7 ağustosta Erzurum
Kongresi sona eriyor, Heyet-i Temsili-
ye kuruluyor. Türk Kurtuluş Savaşı'-
run ilkeleri belirlenıyor; 8 ağustosta
Aydın çarpışmalan oluyor; Yunan-
lar 300 kayıp veriyordu: Yine bu sıra-
da, Menemen olaylannı soruşturmak
için İzmir valisinın başkanlığı altında
kurulmuş olan komisyonun raporu-
nun bir sureti, İstanbul yönetiminin
Dışişleri Bakanlığı'nca, ağustos orta-
lannda Yüksek Komiserlere gönderi-
liyordu. Bu komisyonun bulgulan,
İngiliz subayı Teğmen Higham'ın bul-
gulanna uyuyorsa da öldürülenlerin
sayısı biraz kabank gösteriliyordu.
Menemen'de 300-400 kadar ve çeşitli
yerlerde 1.300 kişinin öldürülmüş ol-
duğu kaydediliyordu.
Batı Anadolu'da süriip gitmekte
olan olaylardan oldukça kaygılanan
İngiliz Yüksek Komiseri Vekili Ami-
ral Richard Webb, Dışişleri Bakanı
Vekili Lord Curzon'a 17 ağustosta
gönderdiği yaada, Anadolu'daki Yu-
nan ve İtalyan askerleri ülkeden büs-
bütün çekilirse, Bağlaşıklann, Tür-
kiye'de karşılaşmakta olduklan güç-
lüklerin büyük ölçüde ortadan
kalkmış olacağını vurguluyordu. İn-
giltere Dışişleri Bakanlığı yetkililerin-
den C.E.S. Palmer da, 29 ağustosta
kaleme aldığı yorumda bu görûşe katı-
lıyor, söz konusu bölgenin Yunanla-
ra verilmemesi için henüz umut oldu-
ğunu, esasen bu bölgeyi yönetmede
"Türklerden daha yeteneksiz oldukla-
nnı kanıtlamış bulunduklanm
guluyordu.
öte yandan, İngiltere'nin Bağımsız mes Morgan da 11 ekimde kaleme al-
İşçi Partisi'nin Londra şubesi onur dığı bir yazıda, bu şikâyetleri deniz ko-
sekreteri Ernest E. Hunter, İngiltere mutanı Fitz Maurice'in de doğruladı-
Dışişleri Bakanlığı'na 25 ağustosta şu ğını, ancak 50.000 yerine 20.000 goc-
karan gönderiyordu: "Bu miting, Yu- menin var olduğunu kaydediyordu.
nan (Helen) askerlerinin Küçük On birgünönce(yani30eylülde)gön-
Asya'da yapmakta olduklan toptan dcrmiş'olduğu yazıda da şöyle dıvor-
yıkım ve kınmlan tüm gücüyle protes- dıı:
Müslümanlara her çcsit zulüm vapıl-
dığından şikâyet ediliyor. O yöredeki
İngiliz askeri karargâhından aldığım
bır ya/ıda şöyle dcniliyor: 17 cylüldc,
Cicdı/ Irmağı vakınında iki Türk kadı-
nının ccsctlerı bulunmuştur; öldürül-
ıııüşlcrdir. Kesrcli Hacı Ali'nin orıağı
HUIUM Eicndı. tüıün satın almak için
kcnte gıdcrkcn 8 Yunan askeri tarafın-
dan öldürülmüş vc üzcrindeki 2000 cck."
TL çalıtımışlır. Durumu Yunan Yük- Evlülün
sck Komiseri Steryiadis'c bildirdim.
Kc!»rc yakınlannda daha birçok cina-
ycılcr ışlenmiştır. Babıali'nin. Yunan-
iılann Müslümanlara ezgi yapmayı
sürdürdüklen yolundaki şikâyetlerin-
dc bıraz gerçek payı olduguna kuş-
kum voktur."
"Şimdi ki fuslanclla İzmir'e geldi.
Fes ortadan kalkacak.
Türkün kanı akacak:
Şimdi ki İzmir'i aldık.
Ayasofya'vauçalım:
Camilcr verle bıredilecck
Vc onlann üzerlcrinc haç dikilc-
y
j doğru. Yunanlar.
kendi işga! bölgelcrindeki Müslüman-
lan. Yunan işgalinden ve Yunan reji-
minden memnun olduklanna dair
Sıvas Kongresi 4 cylüldc oturumla-
ıına başlarkcn Anadolu'daki durum
Kongrcnın
zorla imzalattınldığını açıklıyordu. Bu
sırada Bağlaşıklann güveninı yitiren 3.
Damat Ferit kabinesi iktidardan çeki-
liyor, yerini. 2 ekimde Ali Rıza Paşa
yönetimi alıyordu. Öte yandan Mus-
lafa Kcmal'in, Anadolu'da yaratmış
Tire'vi ziyarct cdcn İngiliz istihbarat
M;rvisi mcnsubu Yüzbıışı Sılley. 24 cy-
lüldc kaleme aldığı bir raporda. orada-
ki Yunan jskcrlcrinin Müslüman
kadınlanna tccavüz clliklerinı; Müs-
lüman köylerininsoyulduğunubildiri-
yor: Tırc kaymakamına alfen. köyle-
rın adlannı şöyle açıklıyordu: Arap-
karlı. BüvükkimMC. Küçükkimse.
Dağdere. Saman. Arpaderc. Dedegöl
Ki/ılcagcdik. Karagüzcl. Karaağaç,
du. İngiltere Dışişleri Bakanlığı yetki-
lilerinden George Kidston. 6 ekimde
kaleme aldığı bir yorumda şöyle di-
yordu:
"... Yunanlann İzmir çıkarması.
tüm İslam dünyasında genel bir fesat
yaralmış; Türk ımparatorluğunun bir
yanından öteki vanına dek, keskin bir
kin yaratmıştır. Şöyle ki Türkleri,
Kürtleri, Tatarlan ve Araplan kor-
Türk tutuklular hapishanelerde sürekli Yunan >e İngiliz askerlerinin gözetimindeydiler.
İlalyanlar koymuştur""dıyordu. Bu sı-
rada Batı Anadolu'da olaylar sürü-
yordıı. İstanbul yönetimi sorumlula-
nndan İsmail Ccnani.ingiliz Yüksek
Komiseri'ne 30 ağustosta gönderdiği
yazıda. Yunan askerlerinin Menderes
lnnağı'nın güneyinde bulunan Kala.
Kay'a. Kcmcr. Dağ. İcari. Tahtacı.
Hamitycr. Arzular. Eğrek. Kovacık.
Tckt'ur. Fcte. Handc. Iğıtlı. Kireli. Be- kunç bir direniş ruhu içinde birleştir-
^sirli. Kara Evhed. Dağcedil (4 kez sal- m
iş ve Türk hükümetinin Asya Türkt-
dırıya ıığradı). Akçcşchir. Şamköy (3 yesi'ndeki tüm güç ve saygmlığını
kcz). Selatin (2 kez) ve Darmere.
Deni? Yarbayı Harry C. Luke'un 23
cylüldc İstanbul'da kaleme aldığı bir
rapordan öğrcnildiğine göre İzmir'-
dcki Yunan Yüksek Komiseri Sıeryia-
dis gibi Yunan önderleri. İzmir'in iş-
ların oldukça kötü davrandıklarını ve
olumsıi7 bir izlenim yarattıklannı ka-
bullcnıyorlardı. Luke. Yunan ordusu-
nun İ/mir'dcn kaldınlmasını öneri-
yor. Yunan yönetiminin. halkının
c/ıci çoğunluğu Türk ve Müslüman
olan bir bölgeyi yönetiminde tutması-
ııın ııskcr vc para bakımlanndan ona
yıtırmesıne ve Doğu Anadolu'da
Musiafa Kemal'ce bir ihtilal yönetimi
kurulmasına yol açmıştır. Bu Anadolu
hükümeti, tüm Doğu'daki tehlikeli ve
gayri memnun öğeleri birleştirmiştir."
Türk milis gücü sahnede
İngiliz belgelerine bakılacak olursa.
bu sırada. Batı Anadolu'da da birçok
Türk öğeleri, Yunan istilacılannın uy-
gulamakta olduğu ımha siyasetine
karşı koymaya çalışıyordu. Bunlar-
dan. Aydın ve Muğla yöresı milis gücü
komutanı Demırcı Mehmet Ete. Yu-
nan başkomutanına 20 Ekim 1919 ta-
rihınde gönderdiği yazıda şöyle diyor-
du:
"Yunan askerlerinin Aydın'a girişi.
y üzy ıllar boyunca düzen ve uyum için-
de yaşamış bulunan Rum ve Türk
halklannın lalihsizliğinin başlangıcını
oluşturmuştur. Türklerc kötü işlem
yapılmakta olduğunu ve bunun son
günlerde arttığını öğrcnmiş bulunuyo-
rum. Bu durumu sizin de dilemediğini-
ze eminim. Türk vc Müslüman olduk-
lan için uygarlık haklanndan yoksun
bulunduklan sanılan kardeşlerimize
karşı uygulanmakta olan bu kötü işle-
min sürüp gitmesi. bize. misilleme
davranışında bulunma hakkını ver-
mekle birlikte. uygulamakta olduğu-
muz siyaset ve almış olduğumuz ter-
biyeye göre adalete saygı gösterdiği-
miz için şimdilik yeterince kan akıtıl-
mış olduğu kanısındayız."
Dcmirci Mehmet Efe, Yunan baş-
komutanına kısa bir süre sonra Na-
zilli'den gönderdiği "ivedi" işaretli
yazısında şu uyanda bulunuyordu:
"Yunanlann (Rumlann) İzmir ve
dolaylannda yaşayan Müslümanlara
karşı hiçbir neden olmadan uygula-
makta olduklan barbarlık ve kan dö-
kücü davramşlara son vermenizi siz-
den defalarca rica ettim. Bu yapılmaz-
sa misilleme davranışına geçeceğime
dair sızı aynca uyardım. Son ojaylar.
bu uyanlanma kulak asılmadığını ka-
nıtlıyor. Bu yazıyı alır almaz. Müslü-
man ofduklan ve Yunan savına yar-
dımcı olmaya karşı çıktıklan nedeniy-
le. İzmir ve dolaylannda hapse alılmış
bulunan genç ve yaşlılan özgür bıra-
kacaksınız. Müslümanlara karşı güç.
şiddet ve gereksiz baskı kullanılması-
na son verilmelidir. Şimdiki durum
sürersc. pek makul ve doğal olarak
Rum ve Yunanlardan. Türk kardeşle-
rimize karşı girişmiş olduklan yasa
dışı zulme karşı hiç dc beklenmedik bir
biçimde öç alacağız. Aynca Yunan
ulusu dünya haritasından silinecektir.
Çünkü. cürüm ve suç üzcrine hiçbir
ulus kurulamaz. Boşuna yine Türk ka-
nı akıtmayınız. çünkü tarih sizi eze-
cektir. İçeride (Anadolu'da) çok sayı-
da Hıristiyan bulunduğunu bilmeli ve
ona göre davranmahsmız. Yanıtınızı
bekliyorum."
Mehmet Efe. İstanbul yöneıiminin
Savaş Bakanı Cemal Paşa'ya 3 kasım-
da. Yunan kesimini sınırlayan Milne
hattını saptamış bulunan İngiliz işgal
ordusu başkomutanı General Milnc'-
ye de 11 kasımda gönderdiği yazılar-
da. Türk ve Yunan güçlerine aynlan
yeni hatlara çekilmeye karşı çıkıyor.
General Milne'yı. Yunanlan Âna-
dolu'yu boşaltmaya ınandırmaya ça-
ğınyordu; şu uyanda bulunuyordu:
"Ölünceye dek tırnak ve dişlerimizle
kendi kendimizi savunmak zorunda
kalacağız." İzmir Valisi. Demirci'nin
bu tehditlerine karşı çıkıyor ve ilçedeki
Osmanlı katlannı da buna karşı çık-
maya uyanyordu.
Akhisar'daki Türk milis gücü ko-
mutanı Ethem Bey de İngiliz deniz
varbayı Harry Luke'e. "Türk halkının
Yunan istilasına karşı son kişiye dek
direneceğini" söylüyordu. Luke'e göre
halk arasında Türk yurtseverliği ger-
çekten şahlanmış bulunuyordu. Yu-
nanı asla kabul etmemeye kararhdır-
lar... Olaylar da göstermiştir ki
Rumlar. Türklerin işgali altında yaşa-
yabilirler. ama Türkler.. Yunanlann
yönetiminde asla yaşayamazlar" di-
yordu Yarbay Luke.
SİHFCEK
Kamıdaş biziNiyazovyapmaya niyedeniyor
ımm
AZERBAYCAN
CEPHESİNDE
Hicran Öge Goltz
-3-
Sabah Çıldıran'a yola çıkmak için
gece gelen askerlenn banyo yapması-
nı. ycmek. su ve silah ikmalini bekler-
ken, cephaneliğe gidiyorum. Tümü
Rus malı ve caydıncı silahlar. 700 met-
reden 25 kilometreye kadar menzilli
toplar ve mermileri. Zırhlı araçlar.
Çok azı "dost ülkelerden"yardım ola-
rak gelmiş. Bir çoğu ise satm alınmış.
Sonra yeniden yola koyuluyoruz.
Bir süre asfalttan gidip. 26 kilometre
uzunluğundaki dar bir yola sapıyoruz.
Yolun üstü bir kanş toz kaplı. Gözgö-
zü görmüyor. Ağzımızı, bumumuzu
mendille kapatıyoruz. Yanımızdan
geçen araçta cephede apandisit krizi
tutan bir asker kıvranıyor. Tedavi için
Akdam'a götürüyorlar. Yol boyu.
mayına çarparak parçalanmış tank-
larla dolu.
Canyatak köyündeyiz. ama ortada
köy kalmamış. Hemen hemen tamamı
yanmış olan Canyatak, bir Ermeni kö-
yü. Azeriier, köyü aldıktan sonra ka-
çan Frmenilerin geri dönme umutlan-
nı ortadan kaldırmak için ateşe ver-
mişler.
Köyü geçtikten sonra yine çok bo-
zuk bir orman yolunda ilerliyoruz.
Önden çekişlı araç. ürmanmakta zor-
lanıyor. Bir yağmur yağsa. bellı ki kul-
lanıİamaz duruma gclecek bu yol.
Derken yol. ortaya yığılmış ağaç ve taş
parçalanyla kesıliyor. Mayın ya da
bubi olabilir. El yordamıyla yoklaya
yoklaya engeller kenaraatılıyor. Nefe-
simi tutuyorum Çok şükür. ka/asız
belasız geçıp gidiyoruz...
Bin 248 metre yüksekte giderken.
uçak yolculuğu yapar gibi hissediyo-
ruz: yalnızca sıklıkla hava boşluğuna
rastlanan bir uçak yolculuğu! Sonun-
da Çıldıran yalunlanndayız.
Kamptaki askerlere dinlenme veril-
miş. Çoğu, sahip olduklan tek ceketle-
rine sanlmış, uyuyor. Bir yatak var, o
da komutanın. Nereye gidilirse, bu ya-
tak oraya taşınıyor. Mayanlann bir
kısmı, ağaç kovuklannda saklanıyor.
Söylemekte sakınca görmüyorum,
çünkü karşı tarafın tüm ağaçlara
bombardıman açması ya da tek tek
araması mümkün değil. Roketler ve
roketatarlar ise yerin yüzünde serili.
Fuzuli'den sonra. burada da Şuşa'dan
tanıdıklara rasthyorum. İsmail Allah-
verdiyev, "Çıldıran'a girecekük. ko-
mutanımız vurulunca moralimiz bo-
zuldu. biz de buraya çekildik" diyor.
Kırk yaşlanndaki Ismail'in ömrünün
7 yılı hapiste, 5 yılı da savaşta geçmiş.
Daha ne kadar savaşacağı da belli de-
ğil. Van yoğu. 3 yaşındaki kızı. Aylar-
dır göremediği yavrusunu dilinden
düşürmüyor.
Öturduğumuz yerden. Azerilerin
bir kaç noktadan topla dövdüğü Çıl-
dıran'ı görebiliyoruz. Bir ara yakınlar-
da bir yere bir top mermisi düşüyor.
"Saklanın, Ermeniler bizi gördü" fer-
yadıyla, hemen yanımızdaki ağacın
arkasına atıyoruz kendimizi. Aslında
düştükleri belli değil. Bir grup asker
de, Ermenilerden ele geçirdıkleri ma-
yınlarla, onlann yolunu maymlamak
üzere harekete geçiyor. Öğleden beri
vadide yaralı yatanlan ve ölüleri getir-
mek üzere inenler, az sonra sedyelere
"kaçmanın hiç bir yaran olmadığını da koyduklan arkadaşlanyla görünüyor-
biliyoruz hepimiz. Nereye atacaklan lar. "Ölü yok" diyorlar, ama bana pek
belü mi ki! Fakat arkası gelmiyor. Biz
de usul usul eski yerimize dönüyoruz.
Az sonra bir haber geliyor. Meğer
Azeri topçu hedefi iyi hesaplayamadı-
ğından, neredeyse Niyazov oluyormu-
şuz!.
İlerleyen saatlerde Çıldıran bulanık-
laşıyor. Akşam çöküyor. Bunun ya-
nında. yanan birevin ve kurumuş otla-
nn dumanı da Çıldıran'ı iyi görmemizi
engelliyor. Hava serinliyor. ama sivri-
sineklerin umurunda değil. Onlara
mutlaka kan gerek. Top ve roketler ar-
tık kıpkırmızı ilerliyor. Ancak, nereye
öyle gelmiyor. Top sesleri de seyreli-
yor. Biraz sonra tamamen susuyor.
Uyku tulumuna, bir askerin verdiği
paltoyla giriyorum, yine de üşüyorum.
Yattığım yer meyilli olduğu için, her
an dipsiz çukurlara yuvarlanacak bir
duygu içindeyim.
İJyumayan yalnızca ben değilim.
Sırhavent-Çıldıran yolu işliyor. Araç-
lar yakınlaşınca farlanm küçültüyor-
lar. Koyun değil, 32 taşıt sayıyorum
saat 3.30'a kadar.
StRECEK
Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın Cumhuriyet'e demeci
Elçibey: Ermeni işgali bitmeden savaşbitmez
Barı-, 11,111 laıaflar ve l krayna, Be-
ya/ Rusya, Ka/akistan, Rusya'nın
temsilcileri loplanmalı.
HtCRAN ÖGE GOLTZ
BAKÜ - Azerbaycan Cumhurbaş-
kanı Ebulfeyz Elçibey. Ermenistan
ordusu Azeri topraklanndan çekil-
medikçe hiçbir ateşkes anlaşmasını
kabul etmeyeceklerini söyledi. Elçi-
bey, kalıcı bir ateşkes için bölgeye
uluslararası gözlemciler gönderilme-
si gerekuğini belirtti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Ebulfez Elçibey sorulanmızı şöyle
yanıtladı:
Azeri Savunma Bakanı Ralüm Ga-
:i\ev, Soçi'de bir ateşkes anlaşması
imraladı. Bukonudane KÖvlevebilirsi-
niz?
ELÇİBEY - Ateşkes hakkındaki
belgelerc bakmak gerekir. Aıeşkesin
gerçekleşmcsi ve sürekliliği için bir
mekanizma hazırlanmalıdır. Bunun
için de taraflar ve Ukrayna. Beyaz
Rusya. Kazakisıan. Kusya'nın tem-
silcileri toplanmah. bir mekanizma
lıa/ırlamalı ve ondan sonra ateşkes
olmalıdır. Gözlemciler de ateşkesten
sonra gelişecek olaylan, olası ihlalle-
ri gözlemlemelidir. Bu mekanizma
hazırlanmazsa ateşkes söz konusu
olamaz.
Şimdi de savunma bakanlan gö-
riiştü ve ateşkesin gerçekleşmesi için
ne tür önlemler alabileceklerini ka-
rarlaşürdılar.
Savunma Bakanı böyle bir bclgeyi
imzalama retkisine sahip mivdi?
ELÇİBEY - Ermenistan'ile Azer-
baycan arasında banş olacaksa. ateş-
kes için böyle bir kâğıda imza atma-
ya ben de razıyım. Ben bir ilerleme
kaydedilmesini istemiştim. Daha ön-
ce Kazak'ta da Dışişleri Bakanlığı
temsilcileri göriişüp,fc«lgelerimzala-
dılar. Amaç AGİK'in rehberliğinde
bu meseleyi sonuçlandırmak için
adımlaratmaktı.
Bu anlaşma ilk kez Moskova'dan
vavıntlandı. Savunma Bakanı sizin is-
temediğiniz bir anlaşmavı mı imzala-
dı>
ELÇİBEY - 25-26'sında ateşkesin
olması diye şart var orada. Onu işle-
tecek mekanizmanın yaratılması gi-
bi. Bu mekanizmanın olmaması
nedeni ile şimdiye kadar anlaşmalar
üç dört kez bozuldu. Halk, 'bu ne-
dir?" diye soruyor. Yann, onlann ne
devlet başkanlanna ne de savunma
bakanlanna güvenleri kalacak.
Onun için bu işin kontrolünü, de-
vamhhğını gerçekçiliğini istiyoruz.
Siz Laçin ve Şuşa 'yı geri almadan
önce aieşkes olmaz demiştiniz. Bu ko-
mıda ayrıntıları verebilir misiniz?
ELÇİ BEY - Evet, biz önce bu şartı
koymuştuk. Şimdi de bir şart koyu-
yoruz. Sınırda ve Laçin'de ateşkes
olduğu günün ertesi oraya bir göz-
lemci grup gclmelidir. Oradan Kara-
bağ'a silah geçişi önlenmelidir. İkinci
şartımız toprağımızdaki işgal kuv-
veılerirun ıki. üç gün içinde çıkması-
dır. Yoksa ateşkesin hiç bir anlamı
olmayacaktır. „
StRECEK
POLTITKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Nerede Dûnkü VUPİVİ ••>
Tek parti döneminde (1945'ler), Ankara'da sadece
Ulus çıkardı. Sonra Namık Ambarcıoğlu'nun haftalık
Çankaya'sı, Necmi Erkmen'in günlük Ankara Postası...
Bu gazeteler siyaset yapmazlardı.
1945'ten sonra partiler kurulmaya başlayınca Ça-
nakkale Milletvekili Niyazi Çıtakoğlu Başkent'i yayım-
ladı. Başkent, kentin Hergele Meydanı denilen semtin-
de ahşap bir evdeydi. Gazete deyince aklınıza bugün-
küler gelmesin. birkaç kasa hurufat, pedaldan bozma
bir baskı makinesi, o kadar.
Ulus gazetesi köşe yazarlarından Sabahattin Sön-
mez, Dikkat diye bir gazete denemesine girişti ise de
tutturamadı. Başkent, Dikkat'le birleşti. Ardından Kuv-
vet çıktı. Bu gazetenin kurucuları arasında eski Berlin
Büyükelçisi Hamdi Arpağ ile Güzel Sanatlar Matbaası
sahibi Ali Rıza Baskan vardı.
Başkent, Dikkat, Kuvvet arasında da anlaşmazlık bit-
medi. Hamdi Arpağ ile Ali Rıza Baskan, Kuvvet gazete-
sini çıkardılar. Ben bu gazetelerin hepsinde muhabir
olarak çalıştım. Kısa bir süre de Kuvvet'in sorumlu
müdürü oldum.
Kuvvet, Demokrat Parti yanlısı idi. Baş yazıları Prof.
Fuat Köprülü ile Hikmet Bayur, dış politika yazılarını da
Tevfik Rüştü Aras yazıyordu.
Bir süre sonra Mümtaz Faik Fenik, Zafer gazetesini
kurdu. Zafer basımevi daha derli toplu idi. Bu arada
birkaç gazete daha çıktı, ama tutmadı.
Bazı İstanbul gazetelerinin Ankara büroları vardı. İs-
tanbul gazetelerinin Ankara muhabirlerini şöyle sıra-
layabiliriz: Mekki Sait Esen (Cumhuriyet), Sabahattin
Sönmez (Vatan), Emin Karakur Tanin (Vakit), Ertuğrul
Şevket (Tan). Haber kaynağı olarak bunların dışında
Birleşik Büro ile Akba vardı. Birleşik Büro'yu. (Ankara
Palas'tan) zengin bir toprak ağasının oğlu Raif Meto
yönetirdi. Genç gazetecileri alır, onları bir süre muha-
bir olarak çalıştırır, sonra değiştirirdi. Akba, bir kitabe-
vi idi. Sahipleri Bilal Akba ile Adil Akba'ydı. Bu kitabevi
hem istanbul gazetelerinin dağıtımını yapar, hem de
bu gazetelere haber yetiştirirdi. O zamanlar teleks,
faks yoktu; telefon pahalıydı, telgrafta gecikmeler olur-
du. Haberler mektupla (özel ulak) gönderilirdi. Cumhu-
riyet'in bürosu vardı. Haberler evlerden verilirdi...
Teleksle haber vermeye ilk kez mavi başlıklı Yeni is-
tanbul başladı. öteki gazeteciler gelir, bu telekse şaş-
kınlıkla bakarlardı. Haber verilmeye başlanacagı
zaman merkezden hat istenir, haberi verenle alan kar-
şı karşıya gelirdi. Servis bitince telefon edilir, hat kesti-
rilirdi. Haberler ince bir banda yazılır, bu bant sayfaya
yapıştınlırdı. Teleks görevlisi ayrıydı.
1950den sonra, her kentte pıtırak gibi gazete çıkma-
ya başladı. Demokrat Parti iktidarı resmi ilanlarla ga-
zete beslemeye başladı. Türedi ilan gazetelerine bu
yüzden "besleme basın" denmeye başlandı. Kim siya-
sal iktidarı tutuyorsa ona bolca ilan verilmeye başlan-
dı. Şimdiki Basın-ilan Kurumu resmi ilanların gazete-
lere hakçadağıtılması için 1960tan sonrakurufmuştu.
Bugün gazetelerin türlü illerdeki kadrolarına bakıldı-
ğında eskilerle ölçülemez. Zaten gazeteler neredeyse
her ilde baskılar yapıyor. Bugün gazeteler istanbul'da
mı çıkıyor, başka ilde mi bilinmiyor.
Bugünün gazeteleri teknik bakımdan erişilmez bir
düzeydedirler.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/Sürtme yoluyla
kâgıt ya da bir baş-
ka düzgün yüzey
üzerine aktarılan
grafık karakteri.2/
Anadolu'da kurul-
muş eski bir uygar-
lık... Sakat kimse.3/
Yardım eden, yar-
dımcı... Bir soru
eki.4/ Deniz ticare-
tinde, masrafı çıktık-
tan sonra kazancın
sermaye ve tayfa ara-
sında bölüştürülme-
si.5/ Kil ve kum ka-
9
nşınu, san renkli verimli balçık... Af-
rika'da yaşayan, bacaklan beyaz çiz-
gili bir hayvan.6 Argoda esrar... En-
der, seyreİc... Kesintilerden sonra ka-
lan miktar.7/ Çabuk ve kolay kav-
rayan... "— derdiyle hoşem el çek ilâ-
cımdan tabib/ Kılma derman kim
helâkim zehr-i dermanındadır" (Fu-
zuli).8/ Kerestesi ve reçinesi çok be-
ğenilen bir orman ağacı... Vilayet.9/
Bataklık gazı... Temel, esas.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Balda ve birçok meyvede bulunan bir tür şeker.2/ Bir gıda
maddesi... Bir tehlikeyi belirtmek amacıyla dikilen işaretli değ-
nekJ/ Göğüs kemiği arkasında bulunan içsalgı bezi... Kesme.4/
Kale hendeği... Verdi'nin ünlü bir operası.5/ Kanda ve öbür vücut
sıvılarında asitlik düzeyinin anormal derecede yüksek olması...
Yabanıl hayvan barınağı.6/ Parlaklığı ya da hızı azalmış olan...
Tarla sının.7/ İlave... İngiltere ile Fransa arasındaki deniz.8/ Bir
sanat yapıtında işlenen konu... Asya'da bir başkent.9/ Her tür
orgaaik yağa verilen ad... Bir nota.
İLAN
BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dos\ano 199^46
Davacı Şengül Karakoyun târdfından da\alı Erdınç Karakoyun aley-
hine mahJcemernHe açılan Ş.G.N. boşanma davasımn mahkememizde
yapılan açık yargüaması sırasında verilen ara karan gereğınce.
Davalı Bayburt ılı merkez Kırkpınar köyücilt no: 11901. sayfa No: 51
ve kütük sıra no: 25'te nüfusa kayıth Nıvazı ve Ganime oğlu 25.02.1969
doğumıu Erdinç Karakoyun'un tüm aramalara rağmen açık adresi tespit
edilemcmiş ve adına dava dılekçesi leblığ olunamamış olduğundan ilanen
tebliğ yapılmasına. bu nedenlerle yargılamanm 12.11.1992 günü saal. 09.
00'a bırakılmasma karar verilmiş olup.
Davalı Erdinç Karakoyun'un duruşma günü mahkememizde haar
bulunması veya kendisini bir vekjlle temsıl ettırmesı. duruşmada hazır
bulunmadığı ve kendisini bır vekille temsıl ettirmediği takdırde HUMK'
nun 213 ve ilgıh müteakip maddelen uyannca duruşmanın yoklugunda
yapılıp karara bağlanacağı meşruatlı davetıye yerine kaım olmak üzere
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 50352
İLAN
KAYSERİ 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1992/373
Davacı Kocasinan Belediye Başkanlığı tarafından davalı Kadriye
Kalıp aleyhine açılan hukmen tescil davasımn yapılan yargılaması sı-
rasında verilen ara kararı gereğince;
Davalı Kadriye Kalıp adına tapuca kayıth bulunan Kocasinan il-
çesi Yenice İsmail Mahallesi 177 ada, 114 parsel numaralı taşınma-
zın da\alı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Kocasinan
Belediyesi adına tapuya kayıt ve lescili istendiği, ancak yapılan tüm
aramalara rağmen davalınm adresi lespit edilip da\ a dilekçesi tebliğ
edilmediğinden ilanen tebliğine karar verilmiş olup, yukarıda nite-
likleri yazılı taşınmaz maliki Mehmet Emin kızı Kadrıve Kalıp'ın yar-
gılamanm bırakıldığı 5.11.1992 günu saat 09.00'da yukarıda esas
numarası yazılı mahkememiz dosyası yargılamasında hazır olması veya
kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksı takdirde yargılamanm yok-
luğunda surdürulüp karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 50339