Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9AĞUST0S1992 PAZAR * » » » CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
' Fabrika aşçısı
. anlatıyor:
jHer şey
tersyüz
oldu• Fabrika aşçısı Kâzım
Genç ise olayın şokunu at-
lattıktan sonra, "Beyaz
bir ışık gördüm. Her şey
tersyüz oldu. Ve yuvarlan-
maya başladım. Arkadaş-
larımın büyük bölümü çö-
ken zeminle depoya düşe-
rek boğuldu" dedi.
HATİCETUNCER
ÇORLU - Çorlu Devlet
Hastanesi'nin önü ana-baba
günü. Gözü yaşlı kalabalıkta,
insanlar, kapıya asıh ölü ve
yaralı listelerini görebümek
için adeta birbirlerini çiğni-
yor. Listeye ulaşabilenler ya
İcapı önüne yığılıp kalıyor ya
da başka bir hastaneye doğru
telaşla yola çıkıyor. En büyük
soru, "Kocam" ya da "Oğ-
• lum" ya da "Kızım hangi liste-
Olayın ilk anlanndaki kar-
gaşa içinde isimler havada
uçuşuyor. Söylenen bir isim
için önce "öldü", sonra "Ha-
yır, yaralıymış" türünde çeliş-
kili bilgiler ağızdan ağıza do-
laşıyor. Hastane kapısı önün-
de acı ve gözyaşı var.
, Hastane koğuşlannda bü-
, tün yataklar dolu. Birçoğu
kendinde değil. Durumu göre-
ce daha hafıf olanlar, olayı
anlatırken patJamaya anlam
veremediklerini yineliyor. 19
yaşındaki Dilek Uysal, patla-
, madan az önce yemekhaneden
• çıktığını ve kapı önünde oya-
landığını söylüyor. Hafıften
bır ses duyuİmaya başlanmış.
Ses gidereİc yükselmiş, yüksel-
miş... Ve patlama.
Celali Kısmet de aynı sesi
duyduğunu söylüyor, "O sıra-
da yemekhanedeydim. Öyle
bir patlamaydı ki tarif etmek
mümkün değil. Camdan uçtu-
ğumu biliyorum. Gözümü
hastanede açtım."
Patlamadan ağır yarah ola-
, rak kurtulan ve Lüleburgaz
; Devlet Hastanesi'ne kaldın-
lan konfeksiyon şefî tsmail
Topal da (42) "Kızım Hatice
ve Sibel'le yemek yıyorduk.
; Alttan çok şıddetlı bır patla-
! ma oldu. Adeta havaya uç-
tum. Gözümü açüğunda has-
tanedeydim" dedi.
Olayın görgü tanıklanndan
Fanık Ekim, kendisi gibi fab-
rikada çalışan babasından
haber almaya çahşırken, bir
; yandan da olayı anlatıyor:
"Önce 'pısss' şeklinde bir ses
duyduk. Bu ses artarak sürdü
ve patlama oldu. Her şey bir-
, birine girmişti. Arkadaşlan-
mız sağa-sola savrulmuş, yer-
lerde yatıyordu."
125 dönümlük bir alana ku-
ı rulu olan ve üç vardiyada 900
işçinin çalışüğı Konyahlar
, Mensucat Fabrikası'nın bah-
çesinde, ana binadan ayn
yemekhane, deprem sonrası
görünümde. Taban, sanki yer-
;den yukan doğru gelen bir
; güçle taşmış gibi. Yıkmtılann
I arasında ayakkabı tekleri, ye-
mek servis tabaklan, çatal,
bıçak, kaşıklar ve kan. "Patla-
mayla her şey tersyüz oldu"
diyen aşçı Kazım Genç şunlan
söyledi:
"Fabnkadakı işçiler 25-30
i kişilik postalar halinde yeme-
'ğe gebyorlardı. Üçüncü posta
yemek yerken birden patlama1
oldu. Beyaz bir ışık gördüm.
Her şey tersyüz oldu ve yuvar-
• lanmaya başladı. Üç katlı bi-
nadaki yemekhanenin alünda
!bin 500 tçnluk su deposu bu-
llunuyor. İçinde 400 metreküp
•su vardı. Arkadaşlann büyük
bölümü çöken zeminle birlikte
su dolu depoya düşerek bo-
ğuldu."
Fabrikada ve hastanelerde
gözyaşı ve aa hâkim.
Trakya
I Baştarafi 1. Sayfada
Kurulu Başkanı Fahri Şahın,
• patlamaya yemekhanenin al-
itında bulunan 250 metre de-
' rinliğinde bir artezyen kuyu-
sunda biriken metan gazının
yol acmış olabileceğini savlı-
yor.
Fahri Şahin, metan gazının
yûzde 10'u aştığı durumlarda
tehlikeli olabileceğini belirte-
ırekşöyle konuşuyor:
"Havalandırma bunu karşı-
1
layamamış olabilir, ama ke-
sinükle bir doğalgaz patlama-
sı da değil."
- Olayda ilgüilerin ihmali ve-
1
ya hangi tedbirleri eksik aldığı
, bilırkişi incelemesi ile sapta-
nabilecek.
Tatile giderken
Kalbinizi
Kontrol ettirinlz.
ACI, GÖZYAŞI- Su deposunda sıkışan metangazının patlaması sonucu Çorlu yakınlanndaki Konyalılar Mensucat Fabrikası. yerle bir oldu. Öğle saatlerinde
meydana gelen olayda vakınlarını yitirenler. patlamanın mevdana geldiği fabrika önünde toplanıp gözjaşı döktüler. Patlamanın şiddetinin fabrikanın kilometre-
lerce ötesinden duyuldûğu öğreni]di.(Fotoğraflar: MEHMET DEMİRKAYA HATİCE TUNCER)
Çorlu'da facia: 29 ölü
MEHMET DEMİRKAYA
VAHÎT İŞBAŞARAN
ÇORLU -Muratlı yolu üze-
nnde kurulu bulunan Konyalı-
lar Mensucat Fabrikası'nda
dün öğle saatlerinde meydana
gelen şıddetlı bir patlama facia-
ya yol açtı.
Nedeni henüz belirleneme-
yen, ancak yemekhanenin al-
tındaki su deposunda sıkışan
metan gazından kaynaklandığı
ileri sürülen patlama sonucu 29
kişi öldü, 27'si ağır 86 kişi yara-
landı. Yaralı işçiler Çorlu, Lüle-
burgaz, Tekirdağ ve İstanbıü"-
daki hastanelerde tedavi altına
alındılar. Olayın Trakya'da bir
anda duyulması üzerine işçi ya-
kınlan hastanelere hücum etti-
ler.
E-5 karayolu uzerindeki Cam
Sanayıi yakınında Misinli köyü
sapağındaki Konyalı Mensucat
Fabrikası'ndaki patlama saat
13.15 sıralarında meydana geldi.
Bu sırada işçiler yemekhanede
bulunuyorlardı.
Patlama sonucu yemekhane
bir anda cehenneme dönüştü.
Yetkililer, oğle saatlerinde ye-
mekhanede, 150 kadar işçinin
bulunduğunu belirttiler.
Patlamanın nedeni henuz ke-
sin olarak belirlenemedi. Olay
yerine gelerek incelemelerde bu-
İunan Tekirdağ Valisi Şenol Er-
gin yemekhanenin altında 1200
m3>
luk bir su deposu bulundu-
ğunu ve bu depoda sıkışan me-
tangazının patladığının sanıldı-
ğını soyledi.
Vali, işçilerin bir bölümünün
yanarak, bir bölümünün de bo-
ğulmak suretiyle ölduğunu kay-
detti.
Çorlu, Yeni Çiftlik'te bulun-
duğu sırada olayı haber alarak
fabrikaya giden Devlet Bakanı
Mehmet Kahraman, "Olayın se-
bepleri araştırılıyor" dedi. Kah-
raman, şöyle devanı etti:
"Büyük ihmaller üzerinde du-
ruluyor. Olayın çıkış nedeni ola-
rak teknik bilirkişi heyetinin de-
diğine göre, zamanla suyun için-
de metan gazı birikmeleri ol-
muş. Bu yüzden gaz patJaması
olduğu söyleniyor. Doğalgaz da
diyorlar, ama eğer doğalgaz pat-
laması olsaydı, bir yangın çıkar-
dı. Yangın yok. Olayın neden
meydana geldiği teknik uzman-
lann vereceği raporla belli ola-
cak. Büyük ihtimalle metan ga-
zı patlaması. Çunku suyun bu-
lunduğu yerde çökme olmuş.
Buyuk bir şiddetle su deposu
patlamış. Havalandırma eksik-
liğinden olabilirf
Ölenler
Çorlu'daki özel, askeri, devlet
ve SSK hastaneleri morglanna
kaldırılan 16 kişinin kimlikleri
şöyle:
Ali Yavaşbaş, Ramazan Coş-
kun, Remzi Keskin, Sait Ekin,
Durahi Ceylan, Ergün Balcı,
Hüseyin Erol, Ergun Demirel,
Yavuz Yılmaz, Önder Murşit,
Ahmet Susam, Mehmet Kara,
Erdinç Gokel, Doğan Bahat, Ali
Osman Özdemir ve Nurettir-
Kelli.
Çorlu Devlet Hastanesi mor-
gunda soyadlan henuz belirlene-
meyen Hacı ve Ali adlı kişilerin
cesetleri, Tekirdağ'daki hastane-
lerde de tsmail Adıyaman ve
Fikri Metin'in cesetleri bu-
lunuyor.
Hastaneye kaldırılan 86 yara-
lıdan 27'sinin durumunun ağır
olduğu bildirildi. Bazı yarahlar
ayakta tedavi gordü. Çorlu'da
Şifa Hastanesi'nde tedavi altına
alınanların isimlerı şoyle:
Ayşe Yılmaz, Recep Kavadoz,
Ersin Aydınoguüarı, Nazım
Genç, Rahmi Akgul, Celal Şar,
Lale, Nezahat Akpınar, Gülsen
Pazuoğlu, Uzeyme Güney, Şük-
riye Akdeniz, Necdet Akgül, İs-
mail Zeybekoğlu.
Çorlu Vatan Hastanesi'nde
tedavi altına alınan yaralılann
kimlikleri şöyle:
Ali Kurt, Ahmet üün, Emin
Şaban, Yasemin Gebzeli, Bur-
hanettin Oruç, Zulfiye Dülger,
Ramis Oz, Nurettin Engin, Şey-
da Kızanlık, Hatice Şen, Coş-
kun Şentürk.
Askeri hastanede bulunan ya-
rahlar da şöyle:
Birol Özkan, Önder Gürbüz,
Yılmaz Banal, Gulden Banal,
Gulten Dirin, Mukadder Çelik,
Nakiye Sağır, Rafiye GüJpınar,
Şener Kesler, Saniye Mamak,
Cemile Özgur, Hatice Recepoğ-
lu, Cafer Özgur, Feride Dön-
mez, Gülten Ayvazlı, Seviye
Doğuş, Mertiye Çayuşoğlu, Me-
tin Mutlu, Ayşe Ülkü, Hacer
Öz, Gülten Sert, Nafiye Kurt,
Nükhet Öz, Zeynep Ay, Ersen
Kaya, Fatma Adıyaman, Selma
Adıyaman, Selma Ustünoğlu,
Hafıze Cesur, Nurten Sert,
Mehmet Karadenız, Ali Akbaş,
Muharrem Akyurek, İdris
Okur, Mustafa Karataş, Gülser
Kasapoğlu.
Çorlu Devlet Hastanesine
kaldırılan yarahlar:
Adem Akdeniz, Dilek Uysal,
Nazım Yaman, Sevginaz Kadı-
oğlu, Kâzım Fındık, Algan
Çamlı, Zulcelalı Kısmet, Yaşar
Solmaz.
l.uleburgaz Devlet Hastane-
si'nde Dursun Ali Ölmez, Os-
man Topal, Bahar Sağlık ve Ul-
fer Bozkurt tedavi görüyor. Ya-
ralı işçilerden Akif Koyuncu da
Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne
kaldırıldı.
Yarah işçilerden durumu ağır
olan Mustafa Korukçu, İstan-
bul Okmeydanı SSK Hastane-
si'ne gönderildi.
Devlet Bakanı Mehmet Kah-
raman, Çorlu Devlet Hasta-
nesi'ndeki yarahlan ziyaret
ederek, "Geçmiş olsun" dile-
ğinde bulundu. Ziyaret arasın-
da gazetecilenn sorulanm ya-
mtlayan Kahraman, hastaneye
ağır yaralı olarak kaldırılan 3
kişinin de ölü sanıldığı için da-
ha önce 32 olarak bildirilen ölü
sayının 29 ölduğunu söyledi.
Kahraman olayda yaralanan
86 kişiden 45'inin halen hasta-
nelerde tedavi gördüğünü, 41
kişinin ise ayakta tedavısi yapıl-
dıktan sonra taburcu edildiğini
belintı.
Devlet Bakaıu Kahraman,
olayla ilgili bütün ihtimaller
üzerinde durulduğunu bildirdi.
Kahraman, Çorlu Cumhuriyet
Savahğı'nın adli soruşturmayı
yürüttüğünü, aynca Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı mü-
fettişlerinin de incelemeler ya-
pacağını söyledi.
Devlet Bakanı Mehmet Kah-
raman ile birlikte DSP Edırne
milletvekili Hasan Vasfı Eler ile
DYP Tekirdağ Milletvekili Ha-
san Peker de yarahlan ziyaret
ederek bilgi aldılar.
İstanbul tl Sağlık Müdür-
lüğü'nden yapılan açıklamada,
Sağlık Bakanı Yıldınm Ak-
tuna'nın talimatıyla Çorlu'ya 8
ambulans gönderildi.
Açıklamada, İstanbul'daki
tüm hastanelerin de teyakkuz
durumuna geçirildiğı belirtildı.
Bu arada olay yerinde ıncele-
melerde bulunmak üzere İstan-
bul Emniyet Müdürlüğü'nden
patlayıcı madde uzmanlannın
bugün Çorlu'ya gidecekleri öğ-
renildi.
Özal'ın mesajı
Çorlu'da mensucat fabrika-
sındaki patlama ile ilgili olarak
bir mesaj yayımlayan Cumhur-
başkanı Turgut Özal.-insan ha-
yatının korunması için ilgililerin
büyuk bir titizlik göstermesi ge-
rektiğini vurguladı ve "Bu olay,
benzeri facialardan korunmak
için hepimize ders olmalıdır"
dedi. TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk, Başbakan Sü-
leyman Demirel ve Hak-!ş Ge-
nel Başkanı Necati Çelik, yap-
tıkları açıklamalarda, patlama-
da 29 işçinin yaşamlarını kay-
betmesinden büyük üzuntü duy-
duklarını belirttiler.
TURK
KALP VAKFI
EYÜP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ
ESAS NO: 1986/665 KARAR NO: 1989/82
C. SAV. NO: 1986/1104
HÂKİM: Rafet Karagulle 12991
KÂTİP: Serap Bilgili.
Davacı: K.H.
Sanık: Murat Şimşek - B. Hamit A. Saide 1958 d.lu, Turhal Ha-
mide koyu H: 024 C: 037.01 S: 38'de nufusa kayıth, Eyüp Bulvarı
no: 83/A'da mukim, siıt imalatçısı, bekâr, okuryazar, sabıkasız.
Suç: Gıda Maddeleri Tuzuğu'ne muhalefet.
Suç tarihi: 20.3.1986
Yukanda suç ve açık huviyeti yazüı sanık hakkında mahkememizde
yapılan açık duruşmalan sonunda:
GEREĞ1 DÜŞÜNÜLDÜ: Sanık hakkında Gıda Maddeleri Tüzü-
ğu'ne muhalefet etmekten mahkememize kaftıu davası açılmış, sa-
nık mudafaasında tahlile dair rapora itirazda bulunmamış yalnız
numunenin buzdolabının sutlük denilen yerinden kanştınlmadan alın-
dığı için yağ miktannın az ölduğunu, kanştırılarak aJınması gerekti-
ğinı savunarak beraatıni talep etmiştir.
Toplanan delilerle sütun buzdolabından kanştırıldıktan sonra nu-
munenin alındığı sabit olmuştur. Bu suretle sanığın savunması su-
but bulmamıştır.
Sanığın musnet suçu işlediği sabit olduğundan hareketine uyan
TCK.'nın 398. raaddesi gereğince 3 ay hapis ve 5000 lira ağır para
cezası ile tecziyesine.
647 sayılı kanunun 4. maddesinin tatbiki ile bir gün uç yüz lira he-
sabı ile hapis cezasının 27.000 lira ağır para cezasına çevrilmesine,
Para cezalan içtima ettirilerek neticeten sanığın 32.000 lira ağır para
cezası ile tecziyesine,
TCK'nın 402. maddesinin tatbiki ile sanığın 3 ay meslek, sanat ve
ticaretinin tatiline, 7 gün işyerinin kapatılmasına ve 7 gün karar öze-
tinin buyuk harflerle yazılmak suretiyle kapısının görünebilir bir ye-
rine asılmasına ve karar özetinin bir defa gazetede TCK'nın 402.
maddesi gereğince masrafı bilahare sanıktan alınmak uzere c. savcı-
lığınca ilan edilmesine,
647 sayılı kanunun 6. maddesinin tatbiki ile sanık hakkında veri-
len cezamn teciline ve TCK'nın 94. maddesi gereğince sanığa ihtarat
yapılmasına
(500) lira mahkeme masrafının sanıktan tahsiline,
Kanun yolları açık olmak uzere sanığın gıyabında verilen karar ala-
nen ve usulen tefhim kılındı. 1.2.1989
Sanık: Murat Şimşek hk.
Verilen işbu hukum Yargıtay 2. Ceza Dairesi Başkanlığı'nın
27.12.1990 tarih ve 13362 esas 14068 karar sayılı ilamıyla düzeltile-
rek onanmasına karar verilmiş olup, huküm 27.12.1990 tarihinde ke-
sinleşmiştir.
İlamda yazılı cezalann tecil kaydına işareti rica olunur. 20.7.1992
-m- • • • •
Inonu
temel
attıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara trafiğıni
rahatlatacak projelerden
biri olan Ankaray'ın temeli
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü ta-
rafından aüldı. Söğütözü-
Dikimevi hattı arasında iş-
leyecek olan Ankaray'ın
temel atma töreni Tando-
ğan meydanında yapıldı.
Inönü, grevdeki belediye
işçilerinin pankartlan ve çe-
şitli sloganlan altında yaptı-
ğı konuşmada "Çağdaş
başkentlerde neler varsa,
hangi olanaklar varsa onla-
n Ankara'ya getirmek için
çalışacağız" dedi.
Türkiye'nin yeniden ya-
pılandığını ve kentlennin
çağdaş olanaklarlara dona-
üldığını, bunlan gerçeldeş-
tirmek için yeni atılımlar
yapıldığını kaydeden İnö-
nü, "Bunlan yaparken bir
taraftan ekonomiyi topar-
lama, ekonominin enilas-
yon gibi halkımıza sıkmü
getirmiş sonınlannı çözme
aşamasındayız. Bunlan be-
raber yapıyoruz" diye ko-
nuştu.
Büyük heyecan Borneo'da
Spor Servisi- Camel-Trophy"-
nin bu yılki durağı Borneo
adası.,1980 yılından bu yana
aralıksız yapılan ve her geçen
gün daha da ilgi çeken, 'büyük
heyecan' için çalşmalar başladı.
Türkiye'nin iki kez şampiyon-
luğa ulaşüğı Camel-Trophy, bu
yıl 5-21 mayıs tarihleri arasında
Asya'nın güney doğusundaki
Borneo'da gerçekleştirilecek.
Türkiye'nin de yeraldığı 20 ya-
nşmacı ülke, keşfedilmemiş,
yağmur ormanlan ve büyüleyi-
ci arazide, hem takım ruhunu,
hem de yardmlaşmayı ön plan-
da tuUrak birincılik için müca-
dele edecek. 1000 millik yanşta
izlenebilecek sadece tek bir yo-
lun bulunması ve en ufak bir
yağmurda da bu yolun çamur
deryasına dönüşmesi yanşma-
cılara bu> ük zorluk çıkaracak.
2 şampiyonluk
Camel-Trophy'de Türkiye
oldukça başanlı bır geçmişe sa-
hip. 1988'de Galip Gürel-Ali
Deveciçifti, Sulavvesi'de, 199T-
de de Bülent Özler-Menderes
Utku çifti Tanzania-Burundi'-
de şampiyonluğa ulaşırken, ge-
çen yıl Türk ekibi sıralamaya
giremedi.
Kayıtlarbaşbyor
Camel-Trophy Türkiye seç-
meleri, Ağustos ayının ortasın-
dan sonra başiayacak. Başvu-
ruda bulunmak isteyenlere
duyuru basın-yayın orgganlan
aracıhğı ile yapılacak.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi l. Sayfada
nagelir.
Son yıllarda öztürkçe kavramları konuşan Sayın De-
mirel, Arapça kökenli "keenlemyekün" sözcüğünü Türk-
çe kadar Arapçayı da konuşup yazan YÖK'ün eski başka-
nı Doğramacfyajest olsun dıyeseçmiş olmalıdır
Demirel, Arcayürek'e bu sorunun bir gün içinde de çö-
zümleneceğini söylüyor.
Sonbaharda, yasa çıkacak ve bu sayın rektörler, "sa-
raran hazan yapraklan"gibi üniversite bahçelerine top-
lu halde duşeceklerdir.
Köylüler muhtarlarını seçsinler, apartman yöneticileri
de seçimle belirlensin, ancak üniversite öğretim üyeleri-
nın oylarının hiçbir "fc;ymef-//7arb/yes/"olmasın!
Bugünkü anlayış, bugünkü düzen ve bugünku model
budur
Apartman yöneticisini seçersin, ama dekanını seçe-
mezsin!
Açıkça adını koyalım:
YOK, bir Vesayef s/stem;""dir.
Bu sistem, öğretim üyelerine "sizler yöneticilerinizi
seçecek olçude ergin ve yetkin insanlar değilsiniz" di-
yor; bazı öğretim üyeleri de "evetbiz böyleyiz "diyerek
bu vesayet sıstemine boyun eğıyorlar.
Yalnızca boyun mu eğiyorlar?
Cuppelerını savura savura, öğretim üyelerini aşağıla-
yan bu sisteme hızmet arz ediyorlar...
Ve bu hızmet arzında yarışıyorlar.
1946yılında tek parti döneminde getirilen Üniversiteler
Yasası, özerklik getiriyor, çokpartili düzen de üniversite*
leri, emir-komuta zinciri içinde kışla disiplinine sokuyor
ve üniversite üst yönetimi, aralarmda Genelkurmay tem-
silcisinin de bulunduğu cumhurbaşkanınca atanan bir
"mütevelli heyef'e veriliyor.
196O'lı yıllarda üniversite özerkliğini de az görüpfakül-
telere de özerklik verilmesini savunan ve 1980'lerde ve
1990'larda üniversite öğretim üyelerınin rektör ve dekan-
larını seçmelerine karşı çıkan Prof. Doğramacı, YÖK'ün
başmagetiriliyor.
YÖK'ün ilk rektör ve dekanları,"/4ycf/n/ar Ocağı" ona-
yından geçmiş 'Türk-/s/arnsentez/"ideolojisi iledonatıl-
mış öğretim üyeleri arasından seçiliyor.
Bu YÖK düzeni getirilırken, adları, MİT ve ihbarcı öğre-
tim üyelerince saptanan öğretim üyeleri sıkıyönetim
komutanlarının emirleriyle 1402 sayılı yasaya dayanıla-
rak üniversitelerden uzaklaştırılıyorlar.
Bu "paşa tasarruflan" YOK düzenine de anahtar olu-
yor
"Paşa tasarruflan", hikmetlerinden sual olunmaz pa-
şaların yönetimlerindeki dönemlerde oluyor.
Peki sivil dönemde, liberal dönemde (!) neler oluyor?
1983 yılından sonra askeri yönetimden çokpartili düze-
ne geçılırken, Genelkurmay 2. Başkanlığı Orgeneral
Necdet öztorun ımzasıyla özal hukümetıne gönderdiği
bir yazı ile 1402 sayılı yasa ile başlayan ışlemlerın sıkıyö-
netim kalktıktan sonra geri alınması gerektiğini bildiri-
yor.
Bu yazı liberal ANAP döneminde işleme konmuyor ve
gizlenıyor!
Sivil yargı kurulu Danıştay Beşinci Dairesi, ikiye karşı
üç oyla, 1402 sayılı yasa ile kamu görevlerinden uzaklaş-
tırılanların ömürboyu kamu hizmetlerinden yasaklandık-
larıyolundakararlarvererekaçılandavalarıreddediyor.
Beşinci Daire, uzun süre bu tür kararlarında direnıyor.
Çoğunluk oyunu oluşturan üyelerden biri emekli ol-
duktan sonra Beşinci Daire kararı değişiyor. 1402lik öğ-
retim üyeleri ancak bu kararlardan sonra üniversitelere
dönüyorlar
1402'ler konusundaki yargı denetimi de bu sınavlardan
geçti.
Bir ülkede üniversite özerk değilse, yargı bağımsızlığı
yok edilmişse, televizyon ve basın tekellerin eline geç-
mişse, sendikal haklar yasaksa, o ülkede dilediğiniz ka-
dar seçim yapın, demokrasiyi getiremezsiniz.
Demokrasi, bir kişilik, erginlik ve olgunluk sorunudur.
12 Eylül'ün getirdiği anayasa ve YÖK Yasası "keen-
lemyekün" sayılmadıkça Türkiye çoğulcu demokrasiye
adımını atamaz..
Ozelleştirmede ihaleler
kamuoyuna duyurulacak
• Başbakan I>emirel, yoğun eleştiri alan GİMA'nmsa-
dşma ilişkin ihaknin iptal edMğini ve GÎMA'ya art taşın-
mazlann ayn bir ihaleyle satüacagmı söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Süleyman
Demirel, özelleştirme kapsa-
mındaki ihalelerde, satışa çıka-
nlan tesisin muhammen (tah-
mıni) bedelinin ihale öncesinde
kamuoyuna açıklanacağını bil-
direrek bundan sonra yapıla-
cak satışlarla ilgili son kararla-
nn Bakanlar Kurulu"nda veri-
leceğini söyledi. Sanayi ve
Ticaret Bakanı Tahir Köse'nin,
yoğun eleştirilerine neden olan
GIMA'nın satışına ilişkin iha-
lenin iptal edildiğini ve GİMA'-
nın sahip olduğu taşınmazlann
mağazadan ayn saülacağmı be-
lırten Demirel, "Baa yerlerde
gayrimenkuller fabrikadan da-
ha değerli hale gelmiştir" dedi.
Demirel, özelleştırmelerde, za-
man zaman taşınmaz mallann
tesisten ayn satılmasının söz
konus'i olacağını belirtti.
Başbakan Süleyman Demirel
başkanlığında onceki akşam ya-
pılan toplantıda, özelleştirme
konusu ele ahndı. Devlet Baka-
nı ve Başbakan Yardımcısı Er-
dal İnönü, Devlet Bakanı Ek-
rem Ceyhun, Maliye ve
Gümrük Bakanı Sümer Oral,
Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir
Köse ve ilgili bürokratlann ka-
üldığj toplanü, yaklaşık 2 saat
sürdü. Başbakan Demirel, top-
lantıdan aynlırken gazetecile-
nn sorulanm yanıtladı. Bu yıl 1
milyar dolarlık özelleştirme ya-
pılacağmı, geçen 5 yıl içinde
yapılan özelleştirmenin topla-
mının da bu kadar ölduğunu
söyleyen Demirel, "Aşağı yu-
kan 1.5 tnlyon liralık gelir şim-
diden temin edilmiştir" dedi. 11
çimento fabrikasının satışı için
açılan ihale sonucu gelen teklif-
lerin değerlendirildiğini bildi-
ren Demirel. şöyle devam etti:
"Bu değerlendırme bıttıkten
sonra netıce, Yüksek Kamu
Ortakhğı Kurulu'na gelecektir.
Yüksek Kamu Ortakhğı Ku-
rulu'nun verdiği karar, Bakan-
lar Kurulu'ndan geçecek. Her
şey tertemiz. pınl pınldır."
Özelleştirme uygulamalan-
nın "bir an evvel tamamlanma-
sını" istediğini belirten Demi-
rel, özelleştirilen kurumlann
saüşıyla ilgili son kararlann ar-
tık Bakanlar Kurulu'nda veri-
leceğini bildirdi.
"GİMA'nın özelleştiribne-
sinde sorun var mı" sorusunu
"GİMA'mn yüzde 50.38'i Ka-
mu Ortakhğı'run eh'nde. Geri
kalan kısmı birliklerin elinde.
Şimdi karar verdik ki birliklerin
elindeki kısım da beraber özel-
leşürilsin. GİMA'mn arsalan
var. Arsalar aynca saülacak"
dıye yanıtlayan Demirel, Gİ-
MA için açılan 2. ihalenin de
teklifler yeterli bulunmadığı
için iptal edildiğini söyledi. De-
mirel, "Diğer KİTlerin özelleş-
tırihnesinde de gayrimenkulle-
rin ayn satışı gündeme gelecek
mi" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Her zaman değil, zaman za-
man. Çünkü bazı yerlerde gay-
rimenkuller, fabrikadan daha
değerli haie gelmiş. Yani gayri-
menkulü düşünmeden bu tesis-
leri özelleştirmek gjbi bir şey
olmaz. Devlet işliyor. Devletin
her sorununa hükümet hâkim-
dir. Ve her sorununu takip edi-
yor."
Özelleştirilen tesislerin devle-
tin malı olduğunu,vergilerle
yapılan tesisler ölduğunu söyle-
yen Demirel, "Halkın bunlann
uzerindeki hassasiyeti gayet
doğrudur. Biz de halkın bize
güvenmesini istiyoruz. Bir tek
kuruşun telef olmasına ve peş-
keş çekilmesine razı olmayız"
diye konuştu. Satışlarda mu-
hammen bedel tespit edildiğini,
bunun alünda satış yapıGna-
masının "kamunun hukukunu
koruma olayı" ölduğunu söyle-
yen Demirel, bundan sonraki
özelleştirmelerde, ihaleye çıkı-
lırken bu muhammen bedelin
kamuoyuna açıklanacağını bil-
dirdi.