Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7AĞUSTOS1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
sevgilisiyle
•vleniyop
i LONDRA(AA>- Pop müzik
> dünyasıran tanınmış
î yıldizlanndan Şting, 9 ydlık
\ sevgilisi Thrudie Styler'la
dûnya evine giriyor. Üç
\ çocuk sahibi olan çıftin
£evlenme tarihini henüz
îkararlaşürmadığı, ancak
düğûnün büyûk ihtimalle 19
ağustosta olacağı bildirildi.
Unlü "Police" grubunun
solisti olan Sting daha önce
de Irlandalı artist Frances
Tomelty ile evlenmişti.
Şarkıanın bu evlilikten de iki
çocuğu bulunuyor. Yeni
. gelin adayı Thrudie Styler ise
»neden bunca zaman
t durduktan sonra evlenmeye
[ karar verdikleri sorusunu,
| "daha yeni teklifetti de
[ondan" diye yanıtladı.
Mualla
Mukadder
yardımjübilesi
Kûltûr Servisi- Ses sanatçıs
Muaila Mukadder Atakan
için cuma günü Harbiye
Açıkhava Tiyatrosu'nda saat
21 .OO'de yardımjübilesi
düzenlenecek. Geceye
Alaattin Yavaşça, Ahmet
^ özhan, Arif Sağ, Bülent
K Ersoy, Müzeyyen Senar,
' Perran Kutman, Güzide
£ Kasacı, Safıye Ayla, Harika
j; Ava, Coşkun Sabah, Gönûl
k Yazar, Salim Dûndar, Yaşar
• özel, Nezahat Bayram, Uğur
Böcekleri, Huysuz Virjin,
İbrahim Tatlıses, Nuri
! Sesigüzel gibi birçok sanatçı
katılacak.
Jackson aşkına
intihar
Kültür Servisi- Michael
Jackson hayranlanndan bir
! genç 31 temmuz günü
. sanatçının Londra'da kaldığı
ı otelin karşısındaki bir
büıanın tepesine çıkarak,
•Jackson ortaya çıkmazsa
.aşağıya atlayacağını söyledi.
-Jackson olası bir trajediyi
-odasmın balkonuna çıkıp
dansederekönledi. Bunun
üzerine hayranı binadan indi,
ancak polis tarafından
-tutuklandı.
'EskiTüfekler'
Sultanabmerte
Költfir Servisi- Sultanahmet
Açıkhava Sineması ve
Kültür Etkinlikleri
kapsamında bugün saat
- 18.30'da Sultanahmet
Cezaevi'nde yatmış
aydınlarla söyleşi izlenebüir.
, Bugünün fılmi Kanlar
Koğuşuise21.15'te
göstenlecek.
SANAT EVİ
SECDA SALTUK
Piş.miş toprak - Arkeolojik
objder ve Ozgfln kap forrnlan
Y a z S e r g i s i
Ömer Pop (.AltâhattllendaS. 27/1
Erenköy - IsL 386 42 26
Numoammy* C«d
C^kığlu-
T» 527 17 41 - F K 526 V 42
IMZA GUNU
YENİ KİTAPLAR
Vedat Günyol
GÜNE
DOĞARKEN
Veysel Dikmen
SICAK TANRIDAN
SOĞUKEKMEK,
HATAY RESTORANT
BOSTANCI
1500-1700
7AĞUSTOS1992 Cuma
Uluslararası Seramik Akademisi'nin Türkiye'deki toplantısı bir sanat şenliğine dönüşecek
Düııva seramik zirvesi IstanbuTda• İki yılda bir toplanâTî genel kurulunun 36.sı, 5-10 ekim günleri arasında mik Akademisi'nin şu anda 43
İstanbul'da yapılacak. Genel kurul çerçevesinde 38 Türk ve 23 ülkeden 82 ya- ülkeden 305 seramik sanatçısı.
bancı seramikçinin yapıtlanndan oluşan sergiler açılacak. ürmCT^5koîeks^ oncu^sera-
• Sergiye katılacak yabancı sanatçılar sergilenen yapıtlannı Mimar Sinan mik okuiu, 4 sanat merkezi, 8
Üniversitesi Müzesi'ne bağışlayacaklar. 8a l e r i i l e
restoratörierden olu-
şan 4O0'e yakın üyesi var. Aka-
demının başkanlığını 18 yıldır
Prof Rudolf Schnyder yapıyor,
genel sekreteri ise Marie-There-
se Coullery. İki yılda bir topla-
nan genel kurullarda ise hem
üyelerin geçen iki yılda yaptı-
klan çalışmalar görülüyor, hem
de kuruma katılacak yeni üye-
ler belirleniyor. Beril Anılan-
mert'in verdiği bilgiye göre. bu
genel kurulda da 5 Türk sa-
natçısı üyeliğeönerilecek.
Beril Aıulanmert, Ariantin.
NİLGÜNTOPTAŞ
5-10 ekim tarihleri arasında
İstanbul'da dünya seramikçile-
ri "bu güzel mavi gezegenin, bu
güzel şehrinde" bir araya gelip
seramikten konuşacaklar.
Ekim ayında İstanbul'da bir sa-
nat şenliği yaşanacak. Ulusla-
rarası Seramik Akademisi (In-
ternational Academy of Cera-
mics) IAC'ın iki yılda bir, 43
üye ülkeden birinde toplanan
genel kurulunun 36'ncısı bu yıl
istanbul'da yapılacak.
Mımar Sinan Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Sera-
mik Anasanat Dalı tarafından
"İstanbul'92 Toplantısı" başlı-
ğıyla düzenlenen genel kurula
23 ülkeden sanatçı ve kuruluş-
lar katılacak. Bunlar arasında
dünyanın önde gelen seramik
sanatçılan ile galeri sahipleri.
yayıncılar, müze yöneticileri.
sanat eleştirmenleri, öğretim
üyeleri, ünlü seramik merkezle-
rinin temsilcileri bulunacak.
Ashnda bundan tam 25 yıl
önce yani 1967'de akademinin
5. genel kurulu yine İstanbul'da
yapılmış. Dahası, IAC'ın,
1952'de M. Henry Reynoud ta-
rafından, UNESCO'nun bir
yan kuruluşu olarak oluşturul-
ması çalışmalanna Prof. ismail
Hakkı Oygar'ın da katkısı ol-
muş. Oygar, bir süre akademi-
nin yönetim kurulunda üye ola-
rak görev yaptıktan sonra
1971'den ölüm tarihi olan
1974'e kadar da IAC ikinci baş-
kanlığını yürütmüş. 1967'de
İsmail Hakkı Oygar'ın çabala-
nyla İstanbul'da yapılan 5. g
nel kurula 20 ülkeden sanatçı ve
kuruluşlar katılmış.
Uluslrarası Seramik Aka-
demisi'nin şimdiki 6 Türk üyesi
Jale Yılmabaşar (Almanya adı-
na), Alev Ebuzzjya (Danimar-
ka adına), Filiz Ozgüven Gala-
talı, Sadi Diren, Bingül Başanr
ve Beril Anılanmert. MSÜ Gü-
zel Sanatlar Fakültesi Seramik-
Cam Anasanat Dalı Başkanı
Prof. Dr. Beril Anılanmert.
Bingül Başanr'labirlikte"İstan-
bul'92 Toplantısf'nın gerçek-
leşmesine en büyük emeği ge-
çenlerden. Anılanmert'in verdi-
ğı bilgiye göre. Türk ekibinin 6
yıllık ısrarlı çabalan sonucunda
IAC Genel Kurulu'nun 25 yıl
sonra yeniden İstanbul'da
yapılması sağlanmış.
Ancak belki de Türkiye için
asıl zorluk bundan sonra başla-
mış. Prof Anılanmert'ten dinle-
yelim: "Bizi en çok zorlayan bir
dönem Türkiye hakkında dı-
şarda oluşan olumsuz imajı sil-
meye çalîşmaktı. 'Türkiye'de
olmasın', 'katılmayalım' dıyen-
ler olmuş. Şubat ayı boyunca,
şimdiye dek genel kurul düzen-
leyen hiçbir üye ülkenin göster-
mediği kadar büyük bir çaba
gösterdik. Bu imajı yıkmak için
tek tek bütün üyelere ülkemizi
tanıtan broşürler gönderdik.
Sanınm başanlı da olduk, bek-
lediğimizin üstünde bir katılım
gerçekleşti." Uluslararası Sera-
Avustralya, Avusturya, Belçı-
ka, Çekoslovakya, Finlandiya,
Fransa, Almanya, Macaristan,
İsrail, İtalya, Japonya, Hollan-
da, Norveç, Polonya, Porto
Riko, İspanya, İsveç, İsviçre,
Türkiye, Ingiltere ve Amerika'-
nın katılımıyla İstanbul'da top-
lanacak olan genel kurulun
önemini ve Türk seramik sana-
tına sağlayacağı katkıyı şöyle
açıklıyor: "Bu toplantılarda ne-
redeyse tüm dünyadan, sera-
mik sektörünün tüm birimle-
rinden temsilciler biraraya geli-
yor, sanatçılar, eleştirmenler ve
pazar olayı. Bugüne dek dışan-
ya açılma şansı bulamayan sa-
natçılanmız ve dışarda tanı-
nmavan seramik sanaümız
açısından büyük fırsat".
Genel kurul çerçevesinde 38
Türk ve 23 ülkeden 82 yabancı
seramikçinin yapıtlanndan
oluşan sergiler açılacak. Yıldız
Silahhane'de, 6 ekimden itiba-
ren Maria Teresa Kuczynska-
(Avustralya), Carmen Dionse
(Belçika), Pravoslav Rada ve
(Çekoslovakya), Beate Kuhn,
(Almanya), Emidio Galassi(İ-
talya), Mutsuo Yanagihara
(Japonya), Gerete Nash (Nor-
veç), Johan Van Loon (Hollan-
da), Angelina Alos. (İspanya),
Ulla Viotti .(İsveç), Edouard
Chapallaz, İsviçre), Michael
Flynn (İngiltere), Dennis Parks
(Amerika) gibı dünyaca ünlü
seramik sanatçılannın yapı-
Uluslararası Seramik Akademisi Genel Kurulu sırasında Türk sanatçıların sergisi
Resim ve Heykel Vlüzesi'nde, yabancı sanatçıların sergisi Yıldız Silahhane'de açı-
lacak. Sergilerde Ünal Cimit'in (yukarıda) ve İspanyol seramikçi Maria BoıUl'in
(yanda) yaprtları da yer alacak.
tlan, "Dünya Seramikçilerinin
Diliyle" başlığı alünda sergile-
necek.
Yine genel kurul programı
çerçevesinde, MSÜ Resim
Heykel Müzesi'nde 5 ekimde
açılacak olan, "Modern Türk
Seramiği" sergisine ise Beril
Anılanmert, Bingül Başanr,
Ünal Cimit, Sadi Diren, Füre-
ya Koral, Seniye Fenmen, Can-
değer Furtun, Ayfer-Sabit Ka-
ramani. Lerzan Ozer, Jale Yı-
lmabaşar, gibi sanatcılann
yapıtlan yer alacak.
Prof. Anılanmert, MSÜ Se-
ramik Cam Anasanat Dalı ola-
rak bunca emek verdikleri ge-
nel kurul ve serginin iyi geçme-
sini, Türk seramik sanaü, sa-
natçılan ve genel olarak Tür-
kiye için olumlu, yararh sonuc-
lar vermesini istiyor.
Bu amaçla konuk sanatçılar
için genel kurul programı
dışında İstanbul ve Bursa'dan
başlayarak, Kütahya, Konya
ve Kapadokya'da noktalanan
"kültürel turlar" hazırlanmış.
Buna ek olarak, sergiler için
hazırlanan kataloglann sonu-
na, genel kuruldan hemen son-
ra başlayacak olan "İstanbul
Bienah" ve "Seramik Teknik
Kongresi" ile İstanbul galerile-
rinin o tarihlerdeki tüm etkin-
liklerini içeren programlarekle-
nerek sanatcılann "dikkatleri-
ne" sunulmuş.
Genel kurula "Kobaltın Ma-
vı Dünyası" başlığıyla katıla-
cak olan Fransız seramik gru-
bundan Jacques Buchholtz
"İstanbul'la kuracaklan bağ-
lantıyı" şöyle anlatıyor:
"Marco Polo'dan bin yıl
önce de Roma İmparatorluğu
ve Çin arasında ilişkiler vardı.
Türk satıalar, İskenderiyeli de-
nizciler, Antakyalı kervancılar,
Konstantinopolis'in gözde ol-
duğu dönemde Doğu ile Batı
arasında dev bir ticaret ağı
oluşturmuşlardı: Kobalt, ipek
ve değerli taş ticareti... 'Kanra-
man' ruhlu gezginler, birkaç
imparatorun zeyki için, çamur
ustaiannın ellerinde harikalara
dönüşen nadir bir madeni taşı-
mak için akıl almaz yollara baş-
vurdular Bu maden kobalttı...
Ve kobalt yolu böylelikle doğ-
du...
Şimdi bütün dünya seramik-
çileri, bu güzel mayi gezegen
üzerinde konuşmak için İstan-
bul'da biraraya geliyorlar."
4
Canım Can Çekişmede'den sonra şimdi de 'Gider Olduk'
Bamı'dan yeniden çağdaş türküler
Kültür Servisi - Onu Zafer-Banu-
Hülya Üçlüsü içinde tanıdık ilk kez,
çokscşlı müzik yapan Modern Folk Üç-
lüsü, Üç Hür El gibi pop müzik grupla-
nnın "revaçta" olduğu yıllarda. Söyle-
dikleri belki çok "ağır, derin" şarkılar
değildi ama hoş şarkılardı. "Çukulata
Sevgilim" zamanın "teenage"inin dilin-
den düşmedi uzun süre, listelerin de ilk
sıralanndan. Sonra oluşum dağıldı,
içinden birfilizverdi: Banu?
Ashnda fıüzin kökleri çok daha de-
rinlere uzanıyordu; babası ve dedesi 7-8
enstrüman çalan, besteler yapan sanat
müzdği sevdalılan\dı. İki ablasının ses-
leri "olağanüstü güzeldi", hatta biri
operayı seçti. Banu, kendi deyımiyle ai-
lenin en kötü sesli-
si, "çirkin ördek
yavrusuydu."
Şarkı söylemeye,
okulda öğretmen-
lenn her fırsatta,
"Hadi Banu, senin
sesin güzel bir
şarkı söyle'"
ısrarlanyla baş-
ladı, amatör cazcı
arkadaşlannın
ısrarlanyla devam
etti. 9 sene caz söy-
ledi, Beatles söyle-
di. Sonra 73-74 yı-
lında "Zafer-
Banu-Hülya" ile
tanındı.
Tüm bunlar Ba-
nu'ya yetmedi,
müziği okulun-
dan, temelinden
öğrenmeye karar
verdi. Ancak Tür-
kiye'de pop müzik
eğitimi veren bir
okul yoktu -halen
de yok.- Banu Be-
lediye Konserva-
tuvan'na girdi.
Aksilik bu ya,
"aksi" bir hocaya
düştü. 3 ay eğitim-
den sonra klasik
eğitim abnaması
tavsiye edildi.
Ama Banu vazgeçmedi. konservatu-
vann solfej bölümüne devam etti. Sen-
foni orkestrasındaki bir arkadaşından
solfej dersleri aldı ve 1978'e kadar "mü-
zik öğrenmek için resmen süründü."
1978'de Timur Selçuk'un Çağdaş
Dersanesi'ne başladı ve beş sene solfej,
şan, kontrşan, kontrpuan, armoni ve
kompozısyon dersleri aldı. Banu'>a gö-
re müzik yaşamı Timur Selçuk'la başla-
dı: "Çünkü o zamana kadar şarkı sö> lü-
yordum. Plaklanm çıkıyordu, ama hıç-
bir şey ıstediğim gibi değildi. Kafam-
dakileri ifade edemiyordum, toplumu
tanımıyordum. Timur hocadan sonra.
öncelikle kendi notalanmı yazdım, son-
ra onunla birlikte çalışmak insanı ister
istemez belli bir kültür potansiyeline
doğru itiyor. Okumaya ve şiire karşı bü-
yük bir ilgi doğdu, şürleri şarkılaştırma
ve giderek söz yazma bu dönemde baş-
ladı ve 'Anlatamıyorum' adlı uzunçala-
nmı yaptım. Bu albümde ilk kez, bilinen
şairlerin şiirlerine yaptığım bestelerim
yer aldı."
Tam bu yıllarda kendinde şunu fark
etti: "Ben pop müzikçisiyim ama bakı-
yorum, içımde hep halk müziği ezgileri
var. On beste yapsam dokuzu halk mü-
ziği .motifleri taşıyor. Ben bu türü, yani
çağdaş türkü dediğim türü söylerken ra-
hatım, kendimi ıyi hissediyorum. Belki
Türk halk müziğinin ağıtçı ve protest
'Söz ve müziği anayasanın şu bu mad-
desine aykın' falan. Neden yasaklanı-
yor? Belki protest tavnndan, yeni şeyler
denendiğinden. "Gün Kavuşurken" adlı
kasette de aynı şeyler geldi başımıza."
Yıllarca inatla direndi Banu, çağdaş
türkü anlayışıyla yapılmış kasetlerini
TRT'ye yolladı. Sonra bir gün bir de
baktı, kendi kasetinde denetimden geç-
meyen "Sevgi Kuşun Kanadında" adlı
şarkı>i, Çoşkun Demir televizyonda
keyboard eşliğinde söylüyor. Bununla
da bitmedı, Fatih Kısaparmak kendisi-
nın yıllardır mücadelesinı verdiği çağ-
daş türkü tarzındaki "Kilim"i televiz-
yonda söylüyor. Yasak müziğe mi, Ba-
nu'ya mı? Daha sonra yine aynı tarzda
Onu Zafer-Banu-Hülya üçlüsü içinde tanıdık ilk kez. 'Çikolata Sevgilim' bir
süre dillerden düşmedi. Ama Banu'ya göre müzik yaşamı Timur Selçuk'la
başladı. 'Anlatamıyorunf da şairleri seslendirdi. 'Canım Can Çekişmede' ve
'Gün Kavuşurken' TRT engelini aşamadı. Banu'nun yeni kaseti 'Gider Olduk'ta
Zülfü Livaneli'nin iki parçası da var.
yapısı beni çekiyor. yapıma ve müziği-
me uygun düşüjor."
Banu'nun müzik yaşamı baştan beri
mücadelelerle geçti, müzik öğrenme
mücadelesı, TRT denetimi\le. plak-
kaset yapımcılanyla mücadele... 12 Ey-
lül döneminde kasetleri TRT denetimi-
ne takıldı. nedeni de bazı şarkılann Şa-
nar Yurdatapan'a aıt olması. "'İçindeki
bazı şarkılar Şanar'a ait olan 'Canım
Can Çekışmede" adlı kasetimi >asak-
lann yoğun olduğu 85'te TRT'ye yol-
ladım. Kaset çağdaş türkü formun-
daydı, Şanar da yurtdışındaydı tabii.
Pop müzik türündeki benım birkaç bes-
temden başkası denetimden geçmedi.
hazırlanmış "Kınk Hava' kaseti de-
netimden geçti, üstelik içinde bir de Zül-
fü Livaneli şarkısı vardı. O tarihte he-
nüz Livaneiı yasağı kalkmamışken
Banu ondan bir şarkıyı TV'de söyledi.
Banu en parlak dönemini Timur Sel-
çuk'la çalıştığı dönem ve sonrasında ya-
şadı belki. Bunun nedeni hem sanatçı,
hem de insan olarak kimliğini tam ola-
rak bulması olabilir. L'nutulur. Anlata-
mıyorum. Canım Can Çekişmede gibi
albümleriyle genış kitlelerce sevildi. An-
cak bırsüredirsankiortada voktu. 'mü-
ziği bıraktı mı" dıye düşünürken bugün-
lerde bir kaseti çıkıverdi: "Gıder Ol-
duk." İki Livaneiı şarkısının da yer
aldığı kaset yine çağdaş türkü tarzında.
Peki. Banu bu kasete kadar müziğe ara
mı vermişti? "Ben müziğe bir gün bile
ara vermedim. Gerçek müzisyen. mü-
zikten hiçbir zaman vazgecmez, bu işi
seven insan bırakamaz. Ancak ne yaptı-
nlır? TV'ye çıkartılmaz. Bu insan özel
yaşamıyla, sansasyonal hareketleriyle
magazin basınında da yer almazsa mü-
ziği bırakmış sanılabilir tabii. Ama ben
hiçbir zaman müziği bırakmadım, yıl-
larca çağdaş türkü tarzının mücadelesı-
ni verdim, bunu kimse görmedi. 1984
Altın Güvercin Yanşması'nda Ayşegül
Aldinç, düzenlemesini de yaptığım bes-
temi okurken, ben orkestrayı yönettim.
Türkiye tarihinde tek olan bu olay
basında 'yanm si-
gara paketi' kadar
yer alabildi. Tabii
bütün bunlar insanı
özendirmiyor, gü-
cendiri>or, hızını
kesiyor." Her şeye
rağmen hızı kesıl-
meyen Banu. müzik
çahşmalannm yani
sıra 2.5 yıldır "iş
kadını" rolünde.
Seslendirme ışık- -
landırma, görüntü
hızmetleri sunan
İstanbul Sound'u
daha çok kendisı
için kurmuş,
yapımcılarla müca-
dele etmekten
usandığı için; hem
kendi müziğinin
seslendirmesini, dü-
zenlemesini yap-
mak, hem de ilerde
sahneyı bırakma
gündeme geldiğin-
de müzik ortamın-
dan kopmamak
için. Ama belki de
"müzik beni bırakır
mı acaba" diye
korktuğundan.
Banu bir "çalışma
arsızı". 24 saat ona
yetmi>or. gün 36
saat olsa yine bövle
deliier gibi çalışacak. Ama bazen içine
mında bır gayesızlık hıssedıyor. "Onur
Yurdatapan'la 8 yıl e\li kaldım. Güzel
bir evlilikti ama şartlar yürütmemizi en-
gelledi. İsteyerek çocuk yapmadım. Be-
nim çocuğum müziktı. Ama şimdi hata
ettiğımı düşünüyorum, bir çocuk olsa
hayata daha değişık bir bağlılık du-
yardım diyorum, yaşlanı>oruz ne de
olsa. Ama müzik yine benim çocuğum.
hayatım. Müzisyen olduğum için çok
şanslıyım. ilenye bakmamı sağlıyor, be-
ni dinçleştıriyor. gençleştiriyor. Sosyalı-
teden hiçbir zaman kopamam. bu da
beni daha sağlıklı vapıyor."
SenfoniOrkestralan
yenidenyapılanıyor
• Kültür Bakanlığf nca ahnan karara göre, toplu-
mun her kesimine çok sesli müziği ulaştırmak
amacıyla,yayınkuruluşlanyla işbirliği yapılarak
büyük prodüksiyonlar gerçekleştirilecek.
ANKARA(AA)-Kültür Ba-
kanlığı bünyesindeki senfoni
orkestralannın yeniden yapı-
lanması yönünde çeşitli karar-
lar ahndı.
Kültür BakanlığYndan yapı-
lan açıklamaya göre, Türkiye'-
nin kültür ve sanat düzeyini ge-
liştirmek \e toplumun her kesi-
mine çok sesli müziği ulaştı-
rmak amacıyla, senfoni or-
kestralannın yeniden yapılan-
ması için çalışmalar başlatıldı.
Bu konuda ızlenecek yollar
ve etkinliklerinin saptanması
amacıyla Kültür Bakanlığı
Müşteşar Yardımcısı Gülşen
Karakadıoğlu başkanlığmda
bir toplantı yapıldı. Toplantı-
da, şu kararlar ahndı:
Orkestralann kanun ve yö-
fıetmeliğinin günün koşullan-
na göre değiştirilmesı. çocukla-
ra çağdaş müziği sevdırmek
amacıyla özel müzik program-
lannın hazırlanması, konserle-
ri salonlann dışına çıkartarak.
gencliğın ve halkın ilgisini çe-
kecek ortamlara götürülmesi,
geniş kıtlelere ulaşabilmek
amacıyla yayın kuruluşlanyla
işbirliği yaparak büyük pro-
düksiyonlar gerçekleştirilmesi,
yurt çapında her orkestanın se-
çeceği pilot bölgelerde düzerüi
konserler verilmesi ve turneler
düzenlenmesi, İstanbul Devlet
Senfoni Orkestrası'nın duyu-
lan ihtıyaca daha çok cevap ve-
rebilmesi için Kadıköy'de kon-
serler vermesi, Senfoni orkest-
ralan bünyesinde devlet çocuk
korolan kurulması, devlet sa-
natçılan ve solist sanatcılann
topluma daha fazla etkinlik
sunabilmesi için yaygın prog-
ramlar yapılması, orkestra-
lann konser sayılannı arttmcı
çalışmalar yapılması, gençliğin
müzik eğitimine köklü çözüm-
ler getirmek amacıyla Milli
'Eğitim Bakanlığı ile işbirliği
yapılarak müzik okullan ku-
rulması.
Dumas'nınkahramanı
d'ArtagnanMaastricht'de
ATİNA(AA)-Birleşik Avru-
pa için "Tarihi Dönemeç"nite-
liği taşıyan anlaşmanın ımza-
landığı Hollanda'nın küçük
Maastricht kasabasının tari-
hinde "çok ünlü bir kahra-
manı" banndırdığı ortaya çıktı.
Aleksander Dumas'nın ünlü
"Üç Sılahşörler" kitabına il-
ham kaynağı olan. 14. Luı'nin
silahşörlerinden Charles De
Batz Castelmo D'Artagnan'ın
1973 vılında Maastncht'de öl-
düğü belirlendi.
Curtis De Sandras tarafın-
dan 17. yüzyılda kaleme alınan
"D'Artagnan'ın hatıralan"adlı
kıtapta ünlü sılahşörün yaşam
öyküsü anlatılı>or. Kıtapta D'-
Artagnan'ın Maastricht'de öl-
düğü belirtilıyor.
De Sandras, Dumas'ın kitabında ünlü üç silahşörleri Atos,
Portos ve Aramis'e katılarak büyük maceralara atılan D'Artag-
nan'ın fakır bır kö\ lü çocuğu dünyaya geldiğini yazıyor.
Kitabında D'Artagnan'ın ölmeden önce kendisine hayat hi-
kayesi hakkında "önemli ifşalarda" bulunduğunu öne süren
Sandras, ünlü silahşörü ihtışam ile selafet arasında bocalayan
bır kahraman olarak tanımlıyor.
Kitapta ünlü silahşörün hapishane günlerinin yarusıra Paris'-
dekı lüks salonlarda aristokrat bayanlan "nasıl tavladığı" da
anlatılıyor.
Alexandre Dumas