29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ 8 DÜNYADA GEÇEN HAFTA Basıııa ne kadar •• •• 1 * * 1 ozgurluk taııımalı?INCİLTFRF EDİPEMİLÖYMEN LONDRA- trlanda kaynaklı, "Irlanda Cumhuriyet Ordusu" (IRA) terörüne karşı getirilen "Terörle Mücadele Yasası" geçen hafta basının gündemindeydi. Herzaman larüşmalı programlan ile ünlü "Channel-4 TV" Kuzey İrlanda lerörü hakkında bır program yapmış, bunda, kendisini terörist olarak lanılan bir kişi, yüzünü saklayarak konuşmuş ve güvenlik kuvvetlerini suçlayıcı baa açıklamalar yapmıştı. Güvenlik kuvvetlerinin, IRA karşıtı terör gruplaı ı ile gizlice işbirliği yaptığını iddia ediyordu terörist. Kuzey trlanda'da İngilizyönetiminekarşı çıkan IRA kadar IRA'yı silmek için mücadele eden, misilleme yapan terör örgütleri de var. Bazen hesaplaşmalar, bu iki grup arasında oluyor. Bazen da güvenlik örgütlerinin, "daha vatansever" olan IRA karşıtı örgütlere göz yumduğu da söyleniyor. İşte "Channel-4 TV" programında da lema buydu. Kuzey İrlanda polisi derhal harekete geçerek "Channel-4 TV" yönetiminden, programa çıkan, yüzü gösterilmeyen teröristın kimliğini sordu. "Basın mensubu, haber kaynağını açıklamakla yükümlü değildir" kuralı gereğince bu istek geri cevrildi. Taraflarmahkemelik oldular. Bir yanda devleti korumayı hedefleyen "Terörle Mücadele Yasası" vardı. Bir yanda da basını devlete karşı koruyan "yazısızyasa". Yüksek Mahkeme'nin güngörmüş geçirmiş yaşlı yargıçlan iki arada kaldılar. Sonunda, yazılı yasa üstün geldı. "Channel-4 TV" isim açıklamayarak yasaya saygısızhk etmekten hüküm giydı, 75 bin sterlin (1 rrulyar liraya yakın) para cezasına çarptınldı. İngiltere'deki hukuk uygulaması gereğince, bu karar bir "örnek" oluşturacak ve bundan böyle aynı şckilde davranmaya kalkan basın mensuplannı ağırpara cezalan bekleyecek. Mahkemenin karannda, "Devletin güvenliği. basının uygulama alışkanlıklanndan öncegelir," denildi. . Karan eleştirenler ise " Basın. zaten yasa , cenderesi içinde ve her an ağır para cezası ' atma tehdidi altında nasıl araştırmacı • olacak? Kuşkulu taşlan kaldınp, altına . nasıl bakacak" dedüer Fransız, direksiyon başında imparator FRANSA MtŞEL PERLMAN PARİS-Bukezllmilyon dolaylanndaydı otomobil sürücüleriyle birlikte seyahat edenler Fransa yollannda. Tıkanıkbklar, beklemeler, sinirlenmeler, bağnşmalar, küfürleşmeler. Kent içinde oluyor da otoyollarda niye tanık olunmasın ki bu tür davranışlara. Hele ortalık sıcaktan cayırcayır yanarken! Baraj, maraj da çok şükür. yok artık. Ama neymiş? Altına otomobilini çeken Fransız, ailesini de iyice yerleştirdikten sonra, adeta taptığı dört tekerlekli aracında, nerede ise "bu dünyalar benim" dercesine saldınyor otoyola! Direksiyonunun karşısında hindiler gibi de kabararak. Aslında, çok büyük birgururduyuyormuş Fransızlar satın aldıkları otomobilden. Çoğu zaman da şundan bundan feragat ederek yılda ortalama 21 bin 411 Frank harcamak zorunda kalmalanna rağmen. Bu bilgileri açıklayan, Devlet İstatistik Enstitüsü İNSEE'ye göre zorlaşan yaşam koşuUan şimdilerde ne denli sıkı olursa olsun, yine de Fransızlann yüzde 75. l'i birer arabaya sahip. Yani, dörtte üçü, kimilerinin müstehzi ifadesiyle, "direksiyon imparatoru" durumunda. İstatistik enstitüsünden elde edilen bir dizi ilginç bilgi daha var. Örneğin, 1979yıhnda. birotomobilin değeri 5 buçuk aylık çalışma sonucu elde edilen gelireeşdüşüyormuş. 1989 da ise çabalan bayağj arttırmanın zorunlu hale geldiği saptandı: Vatandaş. 7 ay çalış, bir araba satın al. Özveri bu kadarla kalsa, galiba yine iyi olacak... Fakat, arabasırun adeta kölesi haline gelen Fransızlar çoğunluğu oluşturuyor. Toplu taşımacıhğa hor bakan. böyle davrandığı için de trafık sıkışıkbğını daha da artüran Fransızın altındaki arabanın ortalama fiyatını merak edenleri aydınlatıyor istatistik enstitüsü: Sıfır kilometrede araç aldı mı, ortalama 80 bin frank "hafiflemiş" oluyor Fransızın cüzdanı. Eldendüşmeotomobilin "hediyesi" ise sadece 31 bin Frank. Son bir nokta: Arabayı zorlamayı sevmez Fransızlar. Yılda sadece yaklaşık 13 bin km. kullandıklannadikkat çeken istatistik enstitüsü. tüm bu bilgileri, 10 bin aile nezdinde yaptığı biraraştırma sayesinde saptayabildi. VasiPiyitirmeııindayaııılmazhüznü STELYO BERBERAKtS ATİNA - Geçen hafta Yunanistan'ın başkentindeKıbnsiçinNevv-York'ta süren müzakereler tartışıldı. Yine geçen hafta içinde Maastricht kararlan parlamentoda onaylandı. Barselona'daki 25. olimpiyat oy unlannın açılış törenlerinde Theodorakis müziğinin eşliğinde Yunanlı soprano Agni Baltsa"nın da şarkı söylemesı Yunanlılan duygulandırdı. Ama tüm bu gelişmeleri gölgeleyen iki ola> oldu ki bunlardan biri, Atina'daki Türk kolonisinin üzerineağır bir külçegibi çöktü. Hürrivet gazetesinin Atina muhabiri Vasıl Danilof hayata veda etmişti. İkinci olay ise Vasil'den birgün önce Ali Poyrazoğlu'nun da yakından tanıdığı Jeny Karezi adlı Yunanlı bayan sanatçının hayata \edaetmesiyle Yunan sanatdünyasını yasa boğması oldu. Vasil Danilof(50)aramızdangöçüpgitti. Son derece kibar, küllürlü, zekı ve espn dolu bu ölçülü arkadaşımızı kaybetmenin üzüntuiünü üzerimizden atmak bir türlü mümkün olmuyor. Vasil, üç yıl önce bacağında beliren bir "çıbandan" şikayet ediyordu. Bu "çıban" tam üç yıl sonra Vasil'in akciğer kanserine yakalanmasına ve hayatını yitirmesine mal olacaku. Vasil'in bürosu, Cumhuriyet bürosunun tam karşısındaydı. Aramızdaki çok sıkı dostluğa rağmen Vasil. iş hayatını dostlukian ayırmasını çok iyi biliyordu. Yakaladığı haberi, ancak gazetesine geçtikten birgün sonra anlatırdı. İşine o denli bağlıydı ki ölüm döşeğinde sanatçı Jeny Karezi'nin ölüm haberini gazeteye geçmediğı için yardımcısı Maria'yı kibar birdillehaşlamıştı. Vasil aynı günün akşamı son nefesini verdi. Aynı zamanda iyi bir aile reisi olan Vasil'in, halis bir Arnavutköylü olarak en büyük zevki bahk yemekti. Giydiği her şey özenle seçilmiş ve renkleri birbirine uygundu. Vasil gururluydu. Ve bu YINANİSTAN gururunu '"-on nefesini verirken de korudu. Kimseden hiçbir şey "rica" etmezdi. Çok acil durumlarda ancak en güvendiği ınsanlardan yardım isterken bile zorluk çekerdi. Son dakikalannda da öyleydi... Ama Vasil bu "nadir" yönünü gösterdiği zamanlar kendisine yardım eli uzatanlan gururlu kılardı. Vasil'e yardım ediyorlar diye sevinirlerdi. Vasıl aynca iyi bir sırdaştı. Kendisine danışanlara herzaman o yararlı fıkirlerini sunardı. O kadarçok sevdiğimiz Vasil için şu anda dili geçmış zaman kullanmak bile ağnmıza gidiyor. Vasil Danilof. çok sevdiği İstanbul'da Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra 1970'li yıllarda Selanık Üniversitesi'ni bitirdi. Atina'daTürk Haberler Ajansı'nda. Cumhuriyet gazetesinde, BBC'nin Türkçe bölümünde, Günaydın ve en son Hürriyetgazelesindeçalıştı. Vasil. son aylarda günlerinin sayılı olduğunu biliyordu, ama her şeyde olduğu gibi bunda da "renk" vermedi. Herkese k îndisini nasıl hissettiğinin tam tersini inandıran bir yeteneği vardı. Biz de Vasil'in gerçeği bilmediğine kanaat getirmiştik. Oysa Vasil her şeyi en başından biliyordu. Atina'nın Zografu mezarlığında toprağa verdiğimiz Vasil'in ardından çok duygusal söylevlere tanık olduk. Yunanlılar, yabancılar ve Türkler, Vasil için eşine rastlanmaz konuşmalar yaptılar. Yabancı Gazeteciler Derneği eski Başkanı ve Vasil'in dostlanndan John Rigos, Yunanıstan gibi bir ülkeden Tûrkiye gibi ilişkileri gayet nazik olan bir ülkeye haber geçmenin zorluklan karşısında Vasil'in başanlı sınavlarverdiğini söyledi. Ama gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök de aynı doğrultuda bir yazı yazdı. Özkök, Yunan gazetelerinde de iktibas eden bu yazısının bir bölümünde, "... Sevgili Vasil artık yok. O. zoryıllarda aşkla sevdiği iki toplumu yakınlaşürmak için gazeteciliğini yaptı. Allah kendisine yardımcı oldu. Bunu yaparken, meslek ilkelerinden taviz vermek zorunda kalmadı..." diyordu. Vasil'le arası oldukca iyi olan Yunan hükümet sözcüsü Viron Polidoras ise acı kayıptan ötürü hükümeti adına ve kendi şahsına, ailesıne, gazetesine ve Türk basmına başsağlığı dilerken Vasil'i son derece saygıdeğer, yetenekli ve başanlı bir gazeteci olarak tanımladı. Yunan Radyo ve TV'si Vasil'in acı kaybını haber bültenlerinde yayınladı. Arada sırada "kahve içmek için" gıttiğimiz, bürolanmızın yakınındaki Jimmys'te Vasil'i artık görememek içimizi burkuyor... Gazetecilik ve özel yaşamımda bana da yardım elini uzatmayı esirgemeyen, en sevdiği çocukluk arkadaşlannı bana tanışürmaktan kaçınmayan, çok değerli bir ağabey gjbi anacağım Vasil'e güle güle... Kuzey ütkesinin çocuklarıyelken açtı İster tropıklenn kızgın güneşi altında. ister kutuplann dondurucu soğuğunda olsun. çocuklar dünyanın her yerirjde aynı. Bu afacanlar Afrika'nın göbeğinde yaşasalardı çınlçıplak soyunup nehirlere. göllere dalacaklar, yakıcı güneşten yorgun düşene kadar da çıkmayacaklardı. Ama onlar bır kuzey ülkes.ninçocuklan. Sımsıkı giyındikten sonra kapılannın önüneçıkıp ucsuz bucaksız buz ve kardan başka bir şey bulamamak yıldırabilir mi onlan? Hayır. çünkü onlar çocuk. Dünyanın neresinde olursa olsun oyunlar yaratmak, karanlık basana dek dalıp gitmek onlann en büyük becerisi ve zevki. Bu iki kafadarda buz tutmuş gölün üzennde şeîken açmaya karar vermişler. Onlar şimdi belki ok> anuslan aşan cesur gemialer. belki hazine peşinde koşan ünlü korsanlar. AT'den îsveç'e koşulluyeşilışık GÜRHAN UÇKAN Avrupa Topluluğu Komisyonu, cuma günü İsveç'in topluluğa üyeüği konusunda raporunuaçıkladı. Buna göre İsveç. AT ve Avrupa Bırliği'ne üye olmak için gereken ilk temel ilke olan "Avrupa kimliğine uyma, demokrasi ve insan haklanna saygı" koşullannı layıkıyla yenne getiren bir ülke olarak tanımlanıyor. İsveç'in ekonomi, para, toplumsal ve çevre politikalanrun, topluluğa önemli katkıda bulunacak düzeyde olduğu da vurgulanıyor. Bu olumlu girişten sonra İsveç için özgün bazı koşullardile getiriliyor: - AT üyesi olabilmek için; bunun, gelecekteki Avrupa Birliği'ne (AB) üyelikleaynı şey olduğunu düşünerek gcleneksel larafsızlık politikasının bırakılması gereklidir. Buda AB'nin dış ve savunma politikalanna koşulsuz olarak katılma anlamına gelmektedir. Bu nedenle, AT. üye olmadan önce İsveç'in bağlayıcı bazı paragraflan imzalamasını isteyecektır. Öte yandan basında adı" AT Dışişleri Bakanı" olarak geçen AT Komisyonu Başkan Vekili Frans Andriessen, günümüzde tarafsızlık sözcüğünün anlamını oldukça değiştirdiğine dikkati çekerek, bu koşulun, İsveç için önemli birengel oluşturacağını sanmadığını söyledi. - Avrupa Topluluğu, üye ülkelerin ekonomik düzeninde serbest rekabeti uygun gördüğü için İsveç'in alkollü içkiler satışını devlet tekelinde tutmasına karşı çıkmakta. Bu konudadagerekli değişikliklerin yapılmasmı beklemekte. - Tanm politikasında devlet desteğinin azaltılıyor olmasını olumlu karşılayan Komisyon, fiyatlann düşmesine yol açacak serbest rekabet yönteminin geliştirilmesini beklediğini belirtiyor. İsveç'in AT'ye üyeüği konusunun resmi olarak karara bağlanabilmesi için topluluğun yeni bütçesinin kabul edilmesi ve tüm üye ülkelerin Maastricht Bildirisi'ni onaylamalan gerekiyor. (Danimarkalılarbuna 'hayır' ve Yunanistan. cuma gecesi büyük birçoğunlukla 'evet' dedi.) Bu nedenle İsveç'in üyeliği konusundaki karşıhklı görüşmelerinenerken 1993'te başlayabileceği. ama İsveç'in, ÜNCülkelerleikiligörüşmelere bu sonbaharda hazır olduğu belirtiliyor. AT Komisyonu'nun raporu. gerek hükümet gerek de muhalefet çevrelennde genel olarak olumlu karşılandı. İsveçin Avrupa ışlennden sorumlu Dış Ticaret Bakanı Ulf Dinkelspiel. cuma günü yaptığı basın toplantısında hükümetinin rapordan hoşnut olduğunu söyledi ve ülkesinın. şu anda ü>elik durumlan görüşülmekte olan diğer ülkelerden ISYKC Iraklı mülteciler Danimarka'ya kaldı FERRUH YILMAZ KOPENHAG-Danımarka'nın 13 Iraklı Kürt mülteciyı. transit geçtikleri gerekçesiylc Praga gerı göndermcsıyle Çekoslo\ak\a ile Danimarka arasında doğan diplomatik krizgeçen hafta lum Danimarka'yı a\ağa kaldı rdı. Krize. Iraklı müîtecileri Danimarka'ya getiren uçağın Türk olması nedeniv le Türkiye de kanştı. Uçağın pılotu\la teicnik görevlısi Danimarka da tutuklu bulunuyor. Avrupa ülkclerı arasında mülteciler konusunda yapılan anlaşmalara göre Avrupa dışından gelen bır mültecinin sığınma başvurusu. daha sonra hangı ülkeye geçmış olursa olsun. ilk geldiği ülkedeinceleniyor. Danimarka. bu anlaşmaya ve kendi yasalannadayanarak Iraklı Kürıleri, Prag'dan transit geçtikleri için Prag'a geri gönderdi. Danimarka, mültecilerin Prag'da Çekoslovak makamlanyla ilişkiye geçtiklerini, bu nedenle mültecilerin ilk geldikleri üükenin Çekoslovakya olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürdü. Çekoslovakya ise mültecilerin pasaportlannda Çekoslovakya damgası bulunmadığını belirterek Danimarka'nn iddiasını kabul etmedi ve mültecilen getiren SAS uçağjna. müîtecileri almadığj sürece havalanma İZTM vermedi. Mültecilere eşlık eden Danimarkalı DANİMARKA polisleri lOsaathavaalanında alıkoydu. SAS da bunun üzerinc pazar ve pazartesı günkü Prag seferleriniiptaletli. Danimarka'daki muhalefetın tepkileri üzerine Danimarka Adalet Bakanı tutum değiştirerek mültecilerin Danimarka'ya geri gönderilmesini kabul etti ve Danimarka ile Çekoslovakya arasmdaki kriz, pazartesi akşamı son buldu. Ancak Iraklı mültecilerin yarattığı kriz. Türkiye ile Danimaıka'nın arasını açtı. Müîtecileri Danimarka'ya geliren Türk uçağınael koyan Danimarka polısı. uçağın pilotuyla teknik göre\ lisini. Danımarka'\a kaçak ışçı soknıak suçuyla tutukladı MahkemedL- uçakgörevlılerinın luiuklulıık süresinı ıkı hafla\açıkardı. Danimarka. ÖIK'C Türk şırkeiineılıi uçağı bıraknıak ıçın ha\aalanı gideri olarak yaklaşık 300 bin kron istedi. Ancak daha sonra bu isteğinden vazgeçerek cuma günü uçağı serbest bıraktı. Uçağın Yugoslav asıllı olduklan bildirilcn pilotuv la teknik görcvlisi ise polis tarafından sorgulanıv or. Aynı uçağın daha önce de Danimarka'ya Iraklı Kürt müîtecileri getirdiği ve mültecılenn Avrupa Fulbol Şampiyonası fınal maçı nedeniyle kontrollerin olmaması sayesinde kolaylıkla Danimarka'ya girebıldıkleri belirtiliyor. Uçak görevlilerinin ifadelerinden, Iraklı mültecilerin Prag'da Çekoslovak makamlanyla ilişkiye geçip geçmemiş olduklan açığaçıkmadı. Ancak uçağın Prag'da yakıt ikmali yaptığı sırada Çekoslovak polisinin uçağı sardığı belli oldu. Iraklı mültecilerin uçak dışınaçıkıpçıkmadıklan konusunda iseçelişkili ifadelersöz konusu. Danimarka. mültecilerin başka bir ülkenın yetkilileriyle temasıa bulunmuş olmasını. o ülkenin, mültecilenn geldiği ilk ülke olarak algılanması için \eterli görüyor. (Finlandiya ve Avusturya) daha hazırlıklı olduğuna inandığını vurguladı. BaşbakanCarlBildt, "Koşullann büyük çoğunluğunun zaten yenne getirilmiş olduğunu" açıklayarak " ATnin dış politikası ve savunması konusunda içeriğini şu anda bildiğüniz kadanyla bizim için engel oluşturacak herhangi bir yan görmüyorum" dedi. Tanm konusunda, hükümetteki koalisyon ortağı Merkez Parti'nin ikircikli olduğu anımsatıhnca Başbakan, "Şu ana dek AT'yle ilgili hiçbir hükümet karanna karşı çıkmadıklan için kendileriyle anlaşacağımızdan eminim' yanıtını verdi. Savunma Bakanı Andres Björck de bir süredir söylemekte olduğu görüşü yineledi. Bakan, "Herhangi bir çeşit Av rupa güvenliği ve savunması türü bir anlaşmayı kabule hazınz" şekünde konuşarak, İsveç'in geleneksel tarafsızlık konusunun birengel oluşturmadığını vurguladı. Ana muhalefet lideri veönceki başbakan Ingvar Carlsson, konulan koşullann çoğunun yerine getinldiği konusunda başbakanın görüşüne katıldığını söylerken hükümeti, birçok konuda birbiriyle ters düşen görüşler belirterek İsveç'in tavnnın ne olduğunun anlaşılmasını güçleştirmekle suçladı. Sol Parti lideri Lars Werner, raporun. İsveç'i Avrupa Birliği'nin güvenlik politikasına boyun eğmeye • zorladığını söyledi ve "AT'nin bızden tarafsızlık politikamızı bırakmamızı istediği artık gün gibi açık" dedi. Parlamentoda temsiledilmeyen Çevre Partisi ise AT üyeliğine karşı çizgisini sürdürerek raporu kınadı. Dagens Nyheter gazetesi cumartesi günkü başmakalesinde, Bildt hükümetinin, artık tarafsızlık konusunda sessiz kalamayacağını vurguluyor ve İsveç'in, ileride yapılacak olan halkoylaması sonucu üyelik başvurusunu geri alabıleceğini anımsatarak. "Karan biz, burada vereceğiz" diye yazıyordu. 12Aralık 1990da İsveç parlamentosu, tarafsızlık politikasından ödün vermemek koşuluyla İsveç'in AT üyeliğine başv urmasına karar verdi. Sosyal demokratlar, tutucu ve şu andaki koalisyon hükümetinin en büyük partisi Ilımlı Parti, Merkez ve Halk Partisi, bu karan veren büyük çoğunluğu oluşturdular. 1991 "de o zamanki Başbakan Ingvar Carlsson. üyelik başvurusunu bizzat yaptı. 12 Nisan 1992'de şimdiki merkez ve sağ koalisyon hükümeti, yine büyük birçoğunluğun oylanyla, bir önceki hükümetin üyelik başvurusunu destekleme karan aldı. Ne var ki bu süre içinde AT, Maastricht Bildirisi'ni gerçekleştirerek topluluk üyeliğinin, dış ve savunma polıtikalannda da birlik anlamına gcldığını açıklamıştı. Bu durumda, hükümet üyelerinden Merkez Parti tepki gösterdi. Hükümet dışından da Sol Parti'yle son seçimlerde parlamentoya girmeyi başaramayan Çevre Partisi, üyelik başvurusunu eleştirmeye başladı. Aynı zamanda, partiler dışı bazı gruplar, "AT'ye hayır!" karnpanyasına giriştıler. Cyelik başvurusunu kendi eliyle yapan sosyal demokrat parti bile Maastricht'ten sonra tarafsızlık konusunda üye ülkelerden farklı şeyler beklenir hale geldiğıni belirterek İsveç'in üyelik başvurusunun geçerliliğini koruması için ana> asada değişıklik yapılması gerektiğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle