Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ
8 DÜNYADA GEÇEN HAFTA
Basıııa
ne kadar
•• •• 1 * * 1
ozgurluk
taııımalı?INCİLTFRF
EDİPEMİLÖYMEN
LONDRA- trlanda kaynaklı, "Irlanda
Cumhuriyet Ordusu" (IRA) terörüne
karşı getirilen "Terörle Mücadele
Yasası" geçen hafta basının
gündemindeydi. Herzaman larüşmalı
programlan ile ünlü "Channel-4 TV"
Kuzey İrlanda lerörü hakkında bır
program yapmış, bunda, kendisini
terörist olarak lanılan bir kişi, yüzünü
saklayarak konuşmuş ve güvenlik
kuvvetlerini suçlayıcı baa açıklamalar
yapmıştı.
Güvenlik kuvvetlerinin, IRA karşıtı terör
gruplaı ı ile gizlice işbirliği yaptığını iddia
ediyordu terörist. Kuzey trlanda'da
İngilizyönetiminekarşı çıkan IRA kadar
IRA'yı silmek için mücadele eden,
misilleme yapan terör örgütleri de var.
Bazen hesaplaşmalar, bu iki grup
arasında oluyor. Bazen da güvenlik
örgütlerinin, "daha vatansever" olan
IRA karşıtı örgütlere göz yumduğu da
söyleniyor. İşte "Channel-4 TV"
programında da lema buydu. Kuzey
İrlanda polisi derhal harekete geçerek
"Channel-4 TV" yönetiminden,
programa çıkan, yüzü gösterilmeyen
teröristın kimliğini sordu. "Basın
mensubu, haber kaynağını açıklamakla
yükümlü değildir" kuralı gereğince bu
istek geri cevrildi. Taraflarmahkemelik
oldular.
Bir yanda devleti korumayı hedefleyen
"Terörle Mücadele Yasası" vardı. Bir
yanda da basını devlete karşı koruyan
"yazısızyasa". Yüksek Mahkeme'nin
güngörmüş geçirmiş yaşlı yargıçlan iki
arada kaldılar. Sonunda, yazılı yasa
üstün geldı. "Channel-4 TV" isim
açıklamayarak yasaya saygısızhk
etmekten hüküm giydı, 75 bin sterlin (1
rrulyar liraya yakın) para cezasına
çarptınldı. İngiltere'deki hukuk
uygulaması gereğince, bu karar bir
"örnek" oluşturacak ve bundan böyle
aynı şckilde davranmaya kalkan basın
mensuplannı ağırpara cezalan
bekleyecek.
Mahkemenin karannda, "Devletin
güvenliği. basının uygulama
alışkanlıklanndan öncegelir," denildi.
. Karan eleştirenler ise " Basın. zaten yasa
, cenderesi içinde ve her an ağır para cezası
' atma tehdidi altında nasıl araştırmacı
• olacak? Kuşkulu taşlan kaldınp, altına
. nasıl bakacak" dedüer
Fransız,
direksiyon
başında
imparator
FRANSA
MtŞEL PERLMAN
PARİS-Bukezllmilyon
dolaylanndaydı otomobil sürücüleriyle
birlikte seyahat edenler Fransa
yollannda. Tıkanıkbklar, beklemeler,
sinirlenmeler, bağnşmalar,
küfürleşmeler. Kent içinde oluyor da
otoyollarda niye tanık olunmasın ki bu
tür davranışlara. Hele ortalık sıcaktan
cayırcayır yanarken! Baraj, maraj da çok
şükür. yok artık. Ama neymiş? Altına
otomobilini çeken Fransız, ailesini de
iyice yerleştirdikten sonra, adeta taptığı
dört tekerlekli aracında, nerede ise "bu
dünyalar benim" dercesine saldınyor
otoyola! Direksiyonunun karşısında
hindiler gibi de kabararak. Aslında, çok
büyük birgururduyuyormuş Fransızlar
satın aldıkları otomobilden. Çoğu zaman
da şundan bundan feragat ederek yılda
ortalama 21 bin 411 Frank harcamak
zorunda kalmalanna rağmen. Bu bilgileri
açıklayan, Devlet İstatistik Enstitüsü
İNSEE'ye göre zorlaşan yaşam koşuUan
şimdilerde ne denli sıkı olursa olsun, yine
de Fransızlann yüzde 75. l'i birer arabaya
sahip. Yani, dörtte üçü, kimilerinin
müstehzi ifadesiyle, "direksiyon
imparatoru" durumunda. İstatistik
enstitüsünden elde edilen bir dizi ilginç
bilgi daha var.
Örneğin, 1979yıhnda. birotomobilin
değeri 5 buçuk aylık çalışma sonucu elde
edilen gelireeşdüşüyormuş. 1989 da ise
çabalan bayağj arttırmanın zorunlu hale
geldiği saptandı: Vatandaş. 7 ay çalış, bir
araba satın al. Özveri bu kadarla kalsa,
galiba yine iyi olacak... Fakat, arabasırun
adeta kölesi haline gelen Fransızlar
çoğunluğu oluşturuyor.
Toplu taşımacıhğa hor bakan. böyle
davrandığı için de trafık sıkışıkbğını daha
da artüran Fransızın altındaki arabanın
ortalama fiyatını merak edenleri
aydınlatıyor istatistik enstitüsü: Sıfır
kilometrede araç aldı mı, ortalama 80 bin
frank "hafiflemiş" oluyor Fransızın
cüzdanı. Eldendüşmeotomobilin
"hediyesi" ise sadece 31 bin Frank. Son
bir nokta: Arabayı zorlamayı sevmez
Fransızlar.
Yılda sadece yaklaşık 13 bin km.
kullandıklannadikkat çeken istatistik
enstitüsü. tüm bu bilgileri, 10 bin aile
nezdinde yaptığı biraraştırma sayesinde
saptayabildi.
VasiPiyitirmeııindayaııılmazhüznü
STELYO BERBERAKtS
ATİNA - Geçen hafta Yunanistan'ın
başkentindeKıbnsiçinNevv-York'ta
süren müzakereler tartışıldı. Yine geçen
hafta içinde Maastricht kararlan
parlamentoda onaylandı. Barselona'daki
25. olimpiyat oy unlannın açılış
törenlerinde Theodorakis müziğinin
eşliğinde Yunanlı soprano Agni Baltsa"nın
da şarkı söylemesı Yunanlılan
duygulandırdı. Ama tüm bu gelişmeleri
gölgeleyen iki ola> oldu ki bunlardan biri,
Atina'daki Türk kolonisinin üzerineağır
bir külçegibi çöktü. Hürrivet gazetesinin
Atina muhabiri Vasıl Danilof hayata veda
etmişti. İkinci olay ise Vasil'den birgün
önce Ali Poyrazoğlu'nun da yakından
tanıdığı Jeny Karezi adlı Yunanlı bayan
sanatçının hayata \edaetmesiyle Yunan
sanatdünyasını yasa boğması oldu. Vasil
Danilof(50)aramızdangöçüpgitti. Son
derece kibar, küllürlü, zekı ve espn dolu bu
ölçülü arkadaşımızı kaybetmenin
üzüntuiünü üzerimizden atmak bir türlü
mümkün olmuyor. Vasil, üç yıl önce
bacağında beliren bir "çıbandan" şikayet
ediyordu. Bu "çıban" tam üç yıl sonra
Vasil'in akciğer kanserine yakalanmasına
ve hayatını yitirmesine mal olacaku.
Vasil'in bürosu, Cumhuriyet bürosunun
tam karşısındaydı. Aramızdaki çok sıkı
dostluğa rağmen Vasil. iş hayatını
dostlukian ayırmasını çok iyi biliyordu.
Yakaladığı haberi, ancak gazetesine
geçtikten birgün sonra anlatırdı. İşine o
denli bağlıydı ki ölüm döşeğinde sanatçı
Jeny Karezi'nin ölüm haberini gazeteye
geçmediğı için yardımcısı Maria'yı kibar
birdillehaşlamıştı.
Vasil aynı günün akşamı son nefesini verdi.
Aynı zamanda iyi bir aile reisi olan
Vasil'in, halis bir Arnavutköylü olarak en
büyük zevki bahk yemekti. Giydiği her şey
özenle seçilmiş ve renkleri birbirine
uygundu. Vasil gururluydu. Ve bu
YINANİSTAN
gururunu '"-on nefesini verirken de korudu.
Kimseden hiçbir şey "rica" etmezdi. Çok
acil durumlarda ancak en güvendiği
ınsanlardan yardım isterken bile zorluk
çekerdi. Son dakikalannda da öyleydi...
Ama Vasil bu "nadir" yönünü gösterdiği
zamanlar kendisine yardım eli uzatanlan
gururlu kılardı. Vasil'e yardım ediyorlar
diye sevinirlerdi. Vasıl aynca iyi bir
sırdaştı. Kendisine danışanlara herzaman
o yararlı fıkirlerini sunardı. O kadarçok
sevdiğimiz Vasil için şu anda dili geçmış
zaman kullanmak bile ağnmıza gidiyor.
Vasil Danilof. çok sevdiği İstanbul'da
Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra
1970'li yıllarda Selanık Üniversitesi'ni
bitirdi. Atina'daTürk Haberler
Ajansı'nda. Cumhuriyet gazetesinde,
BBC'nin Türkçe bölümünde, Günaydın ve
en son Hürriyetgazelesindeçalıştı. Vasil.
son aylarda günlerinin sayılı olduğunu
biliyordu, ama her şeyde olduğu gibi
bunda da "renk" vermedi. Herkese
k îndisini nasıl hissettiğinin tam tersini
inandıran bir yeteneği vardı. Biz de Vasil'in
gerçeği bilmediğine kanaat getirmiştik.
Oysa Vasil her şeyi en başından biliyordu.
Atina'nın Zografu mezarlığında toprağa
verdiğimiz Vasil'in ardından çok duygusal
söylevlere tanık olduk. Yunanlılar,
yabancılar ve Türkler, Vasil için eşine
rastlanmaz konuşmalar yaptılar. Yabancı
Gazeteciler Derneği eski Başkanı ve
Vasil'in dostlanndan John Rigos,
Yunanıstan gibi bir ülkeden Tûrkiye gibi
ilişkileri gayet nazik olan bir ülkeye haber
geçmenin zorluklan karşısında Vasil'in
başanlı sınavlarverdiğini söyledi.
Ama gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök de aynı doğrultuda bir
yazı yazdı. Özkök, Yunan gazetelerinde de
iktibas eden bu yazısının bir bölümünde,
"... Sevgili Vasil artık yok. O. zoryıllarda
aşkla sevdiği iki toplumu yakınlaşürmak
için gazeteciliğini yaptı. Allah kendisine
yardımcı oldu.
Bunu yaparken, meslek ilkelerinden taviz
vermek zorunda kalmadı..." diyordu.
Vasil'le arası oldukca iyi olan Yunan
hükümet sözcüsü Viron Polidoras ise acı
kayıptan ötürü hükümeti adına ve kendi
şahsına, ailesıne, gazetesine ve Türk
basmına başsağlığı dilerken Vasil'i son
derece saygıdeğer, yetenekli ve başanlı bir
gazeteci olarak tanımladı. Yunan Radyo
ve TV'si Vasil'in acı kaybını haber
bültenlerinde yayınladı. Arada sırada
"kahve içmek için" gıttiğimiz,
bürolanmızın yakınındaki Jimmys'te
Vasil'i artık görememek içimizi
burkuyor... Gazetecilik ve özel yaşamımda
bana da yardım elini uzatmayı
esirgemeyen, en sevdiği çocukluk
arkadaşlannı bana tanışürmaktan
kaçınmayan, çok değerli bir ağabey gjbi
anacağım Vasil'e güle güle...
Kuzey ütkesinin çocuklarıyelken açtı
İster tropıklenn kızgın güneşi altında. ister kutuplann dondurucu
soğuğunda olsun. çocuklar dünyanın her yerirjde aynı. Bu afacanlar
Afrika'nın göbeğinde yaşasalardı çınlçıplak soyunup nehirlere.
göllere dalacaklar, yakıcı güneşten yorgun düşene kadar da
çıkmayacaklardı. Ama onlar bır kuzey ülkes.ninçocuklan. Sımsıkı
giyındikten sonra kapılannın önüneçıkıp ucsuz bucaksız buz ve
kardan başka bir şey bulamamak yıldırabilir mi onlan? Hayır. çünkü
onlar çocuk. Dünyanın neresinde olursa olsun oyunlar yaratmak,
karanlık basana dek dalıp gitmek onlann en büyük becerisi ve zevki.
Bu iki kafadarda buz tutmuş gölün üzennde şeîken açmaya karar
vermişler. Onlar şimdi belki ok> anuslan aşan cesur gemialer. belki
hazine peşinde koşan ünlü korsanlar.
AT'den îsveç'e
koşulluyeşilışık
GÜRHAN UÇKAN
Avrupa Topluluğu
Komisyonu, cuma günü
İsveç'in topluluğa üyeüği
konusunda raporunuaçıkladı.
Buna göre İsveç. AT ve Avrupa
Bırliği'ne üye olmak için
gereken ilk temel ilke olan
"Avrupa kimliğine uyma,
demokrasi ve insan haklanna
saygı" koşullannı layıkıyla
yenne getiren bir ülke olarak
tanımlanıyor. İsveç'in
ekonomi, para, toplumsal ve
çevre politikalanrun, topluluğa
önemli katkıda bulunacak
düzeyde olduğu da
vurgulanıyor.
Bu olumlu girişten sonra İsveç
için özgün bazı koşullardile
getiriliyor:
- AT üyesi olabilmek için;
bunun, gelecekteki Avrupa
Birliği'ne (AB) üyelikleaynı şey
olduğunu düşünerek gcleneksel
larafsızlık politikasının
bırakılması gereklidir. Buda
AB'nin dış ve savunma
politikalanna koşulsuz olarak
katılma anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, AT. üye olmadan
önce İsveç'in bağlayıcı bazı
paragraflan imzalamasını
isteyecektır. Öte yandan
basında adı" AT Dışişleri
Bakanı" olarak geçen AT
Komisyonu Başkan Vekili
Frans Andriessen, günümüzde
tarafsızlık sözcüğünün
anlamını oldukça değiştirdiğine
dikkati çekerek, bu koşulun,
İsveç için önemli birengel
oluşturacağını sanmadığını
söyledi.
- Avrupa Topluluğu, üye
ülkelerin ekonomik düzeninde
serbest rekabeti uygun gördüğü
için İsveç'in alkollü içkiler
satışını devlet tekelinde
tutmasına karşı çıkmakta. Bu
konudadagerekli
değişikliklerin yapılmasmı
beklemekte.
- Tanm politikasında devlet
desteğinin azaltılıyor olmasını
olumlu karşılayan Komisyon,
fiyatlann düşmesine yol açacak
serbest rekabet yönteminin
geliştirilmesini beklediğini
belirtiyor.
İsveç'in AT'ye üyeüği
konusunun resmi olarak
karara bağlanabilmesi için
topluluğun yeni bütçesinin
kabul edilmesi ve tüm üye
ülkelerin Maastricht Bildirisi'ni
onaylamalan gerekiyor.
(Danimarkalılarbuna 'hayır'
ve Yunanistan. cuma gecesi
büyük birçoğunlukla 'evet'
dedi.) Bu nedenle İsveç'in
üyeliği konusundaki karşıhklı
görüşmelerinenerken 1993'te
başlayabileceği. ama İsveç'in,
ÜNCülkelerleikiligörüşmelere
bu sonbaharda hazır olduğu
belirtiliyor. AT
Komisyonu'nun raporu. gerek
hükümet gerek de muhalefet
çevrelennde genel olarak
olumlu karşılandı. İsveçin
Avrupa ışlennden sorumlu Dış
Ticaret Bakanı Ulf Dinkelspiel.
cuma günü yaptığı basın
toplantısında hükümetinin
rapordan hoşnut olduğunu
söyledi ve ülkesinın. şu anda
ü>elik durumlan görüşülmekte
olan diğer ülkelerden
ISYKC
Iraklı mülteciler Danimarka'ya kaldı
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG-Danımarka'nın 13
Iraklı Kürt mülteciyı. transit
geçtikleri gerekçesiylc Praga gerı
göndermcsıyle Çekoslo\ak\a ile
Danimarka arasında doğan
diplomatik krizgeçen hafta lum
Danimarka'yı a\ağa kaldı rdı.
Krize. Iraklı müîtecileri
Danimarka'ya getiren uçağın Türk
olması nedeniv le Türkiye de kanştı.
Uçağın pılotu\la teicnik görevlısi
Danimarka da tutuklu bulunuyor.
Avrupa ülkclerı arasında mülteciler
konusunda yapılan anlaşmalara
göre Avrupa dışından gelen bır
mültecinin sığınma başvurusu. daha
sonra hangı ülkeye geçmış olursa
olsun. ilk geldiği ülkedeinceleniyor.
Danimarka. bu anlaşmaya ve kendi
yasalannadayanarak Iraklı
Kürıleri, Prag'dan transit geçtikleri
için Prag'a geri gönderdi.
Danimarka, mültecilerin Prag'da
Çekoslovak makamlanyla ilişkiye
geçtiklerini, bu nedenle mültecilerin
ilk geldikleri üükenin Çekoslovakya
olarak kabul edilmesi gerektiğini
öne sürdü. Çekoslovakya ise
mültecilerin pasaportlannda
Çekoslovakya damgası
bulunmadığını belirterek
Danimarka'nn iddiasını kabul
etmedi ve mültecilen getiren SAS
uçağjna. müîtecileri almadığj sürece
havalanma İZTM vermedi.
Mültecilere eşlık eden Danimarkalı
DANİMARKA
polisleri lOsaathavaalanında
alıkoydu. SAS da bunun üzerinc
pazar ve pazartesı günkü Prag
seferleriniiptaletli.
Danimarka'daki muhalefetın
tepkileri üzerine Danimarka Adalet
Bakanı tutum değiştirerek
mültecilerin Danimarka'ya geri
gönderilmesini kabul etti ve
Danimarka ile Çekoslovakya
arasmdaki kriz, pazartesi akşamı
son buldu.
Ancak Iraklı mültecilerin yarattığı
kriz. Türkiye ile Danimaıka'nın
arasını açtı. Müîtecileri
Danimarka'ya geliren Türk
uçağınael koyan Danimarka polısı.
uçağın pilotuyla teknik göre\ lisini.
Danımarka'\a kaçak ışçı soknıak
suçuyla tutukladı MahkemedL-
uçakgörevlılerinın luiuklulıık
süresinı ıkı hafla\açıkardı.
Danimarka. ÖIK'C Türk şırkeiineılıi
uçağı bıraknıak ıçın ha\aalanı
gideri olarak yaklaşık 300 bin kron
istedi. Ancak daha sonra bu
isteğinden vazgeçerek cuma günü
uçağı serbest bıraktı.
Uçağın Yugoslav asıllı olduklan
bildirilcn pilotuv la teknik görcvlisi
ise polis tarafından sorgulanıv or.
Aynı uçağın daha önce de
Danimarka'ya Iraklı Kürt
müîtecileri getirdiği ve mültecılenn
Avrupa Fulbol Şampiyonası fınal
maçı nedeniyle kontrollerin
olmaması sayesinde kolaylıkla
Danimarka'ya girebıldıkleri
belirtiliyor. Uçak görevlilerinin
ifadelerinden, Iraklı mültecilerin
Prag'da Çekoslovak makamlanyla
ilişkiye geçip geçmemiş olduklan
açığaçıkmadı. Ancak uçağın
Prag'da yakıt ikmali yaptığı sırada
Çekoslovak polisinin uçağı sardığı
belli oldu. Iraklı mültecilerin uçak
dışınaçıkıpçıkmadıklan
konusunda iseçelişkili ifadelersöz
konusu. Danimarka. mültecilerin
başka bir ülkenın yetkilileriyle
temasıa bulunmuş olmasını. o
ülkenin, mültecilenn geldiği ilk ülke
olarak algılanması için \eterli
görüyor.
(Finlandiya ve Avusturya)
daha hazırlıklı olduğuna
inandığını vurguladı.
BaşbakanCarlBildt,
"Koşullann büyük
çoğunluğunun zaten yenne
getirilmiş olduğunu"
açıklayarak " ATnin dış
politikası ve savunması
konusunda içeriğini şu anda
bildiğüniz kadanyla bizim için
engel oluşturacak herhangi bir
yan görmüyorum" dedi. Tanm
konusunda, hükümetteki
koalisyon ortağı Merkez
Parti'nin ikircikli olduğu
anımsatıhnca Başbakan, "Şu
ana dek AT'yle ilgili hiçbir
hükümet karanna karşı
çıkmadıklan için kendileriyle
anlaşacağımızdan eminim'
yanıtını verdi.
Savunma Bakanı Andres
Björck de bir süredir
söylemekte olduğu görüşü
yineledi. Bakan, "Herhangi bir
çeşit Av rupa güvenliği ve
savunması türü bir anlaşmayı
kabule hazınz" şekünde
konuşarak, İsveç'in geleneksel
tarafsızlık konusunun birengel
oluşturmadığını vurguladı.
Ana muhalefet lideri veönceki
başbakan Ingvar Carlsson,
konulan koşullann çoğunun
yerine getinldiği konusunda
başbakanın görüşüne
katıldığını söylerken hükümeti,
birçok konuda birbiriyle ters
düşen görüşler belirterek
İsveç'in tavnnın ne olduğunun
anlaşılmasını güçleştirmekle
suçladı.
Sol Parti lideri Lars Werner,
raporun. İsveç'i Avrupa
Birliği'nin güvenlik
politikasına boyun eğmeye •
zorladığını söyledi ve "AT'nin
bızden tarafsızlık politikamızı
bırakmamızı istediği artık gün
gibi açık" dedi.
Parlamentoda temsiledilmeyen
Çevre Partisi ise AT üyeliğine
karşı çizgisini sürdürerek
raporu kınadı.
Dagens Nyheter gazetesi
cumartesi günkü
başmakalesinde, Bildt
hükümetinin, artık tarafsızlık
konusunda sessiz
kalamayacağını vurguluyor ve
İsveç'in, ileride yapılacak olan
halkoylaması sonucu üyelik
başvurusunu geri alabıleceğini
anımsatarak. "Karan biz,
burada vereceğiz" diye
yazıyordu. 12Aralık 1990da
İsveç parlamentosu, tarafsızlık
politikasından ödün vermemek
koşuluyla İsveç'in AT üyeliğine
başv urmasına karar verdi.
Sosyal demokratlar, tutucu ve
şu andaki koalisyon
hükümetinin en büyük partisi
Ilımlı Parti, Merkez ve Halk
Partisi, bu karan veren büyük
çoğunluğu oluşturdular.
1991 "de o zamanki Başbakan
Ingvar Carlsson. üyelik
başvurusunu bizzat yaptı. 12
Nisan 1992'de şimdiki merkez
ve sağ koalisyon hükümeti,
yine büyük birçoğunluğun
oylanyla, bir önceki hükümetin
üyelik başvurusunu destekleme
karan aldı. Ne var ki bu süre
içinde AT, Maastricht
Bildirisi'ni gerçekleştirerek
topluluk üyeliğinin, dış ve
savunma polıtikalannda da
birlik anlamına gcldığını
açıklamıştı.
Bu durumda, hükümet
üyelerinden Merkez Parti tepki
gösterdi. Hükümet dışından da
Sol Parti'yle son seçimlerde
parlamentoya girmeyi
başaramayan Çevre Partisi,
üyelik başvurusunu eleştirmeye
başladı. Aynı zamanda, partiler
dışı bazı gruplar, "AT'ye
hayır!" karnpanyasına
giriştıler. Cyelik başvurusunu
kendi eliyle yapan sosyal
demokrat parti bile
Maastricht'ten sonra tarafsızlık
konusunda üye ülkelerden
farklı şeyler beklenir hale
geldiğıni belirterek İsveç'in
üyelik başvurusunun
geçerliliğini koruması için
ana> asada değişıklik yapılması
gerektiğini açıkladı.