Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
13
KISLALFMN KOMGl PROF. SIKRİ SISA Gl'REL
Deııktaş, Kıbrıs'ta rakipsiz
Prof. Şükrü SinaGürel, 1950 yılında İzmir'de doğdu. Mezunu olduğu SBF'de, halen Uluslararası
İlişkiler Bölümü öğretim üyesi. Bir Ortadoğu, Kıbns ve Türk-Yunan ilişkileri uzmanı. "Kıbns Tarihi"
başlıklı iki ciltlik bir yapıtı var. Türk-Yunan ilişkileri ile ilgili bir incelemesi de yakında yayınlanacak.
New York'ta niçin öncelikle toprak sorunu görüşülüyor?Türkiye ne gibi hatalar yaptı? ÇekiçGüç'ûn
süresi uzatıhrken ödün alınamaz mıydı? KKTC muhalefeti nasıl bir tutum içinde? Denktaş çekilirse,
ya da KKTC halkı, uzlaşma formülüne "hayır" derse ne olur? Son seçimlerde DSP'nin İstanbul'dan
milletvekili adayı olan Prof. Gürel, bu konulardaki görüşlerini, yazanmız Prof. Ahmet Taner
Kışlalı'ya anlattı.
Yrilardır birbirleri ile bağlantısı olmayan, birbirlerinin
dilini konuşmayan, belki son üç kuşağı ilişkiye hiç
girmemiş iki halk söz konusu. Bunları yapay bir biçimde
bir arada yaşamaya zorlamak, adada yeniden kan
dökülmesi sonucunu doğurabilir. En uygun çözûm şu:
İkisi birden ileride bir araya gelme iradelerini şimdiden
belirtebilirler. Zaman içerisinde işbirliği yaparak ve bu
işbirliğinin meyvalannı birlikte toplayarak,
yakınlaşmayı sağlayabilirler. Ve sonunda da, istiyorlarsa
bir araya gelebüirler.
K1ŞLALI: tstenenz önce yöntem konusundan başlayalım.
New York'ta niçin öoce toprak sonınu tek başma ele alınıyor?
GÜREL: Güvenlik Konseyi'nın 750 sayılı karan, toprak ko-
nusuna öncelık verilmesini istiyor. Bu, Birleşmiş Mılletler Ge-
nel Sekreteri'nin mutlaka böyle bir yöntemi benimsemesinin
zorunlu olduğu anlamına gelmiyordu. Ama Güvenlik Kon-
seyi'ne de, Gali'ye de yön veren, büyük ölçüde Güvenlik Kon-
seyi'nin sürekli üyeleri ve başta da ABD. Gerek ABD gerekse
Ingıltere, öteden beri Denktaş'ı meselenin dışına itmek istiyor-
lardı. Bu olmazsa, Denktaş'ı önce bir toprak ödününe zorlayıp,
ondan sonra başka konulan görüştürmek amaandaydılar. Bir
de, bana sorarsanız, Türkiye, gecen ay New York'ta başlayan
görüşmelerin henüz ilk aşamasında, Denktaş'a gereken desteği
vennez gibi göründü. Dolayısıyla da, toprak konusunun önce-
likle görüşülmesi mümkün oldu. Oysa toprak konusunu, ana-
yasa ve garantiler konusundan soyutlayarak ele almak yanüş.
KIŞLALI: Türk tarafmm, toprak konusundaki yaklaşmu ne-
dir?
GÜREL: Türk tarafı, daha işin başında, toprak konusunun
da, öteki konular gibi, önce ilkeler düzeyinde ele alınmasını sa-
vunuyordu. Yüzde kaç toprak kıme kalacak diye değil de, neye
göre, hangi ölçütlere göre kime ne kadar toprak kalacak diye.
iki taraf arasında, nüfus açısından büyük eşitsizhk var. Iktisadi
kalkınmışlık açısından büyük eşıtsizlik var. Dünyaya acılma
bakunından büyük
eşitsiziik var. Ve
Türk tarafının eko-
nomisi daha çok
tanma dayalı. Do-
layısıyla, bunlan gö-
zeterek toprak ko-
nusu ele alınmahydı.
Aynca İngiliz üslen-
nin egemenliğı,
muhtemelen yakın
bir gelecekte adada-
ki ınsanlara bırakı-
lacak. Kim o üslere
bitişik topraklara
sahipse, gelecekte de
egemenlik hakkını o
iddıa edecek. Ayn-
ca, kıyı şeridinin bü-
yük olması. da Türk
tarafı için önemli.
Şimdi bütün bu ilke
ve ölçütler bir ke-
nara bırakıhyor.
KIŞLALI: ABD'-
nin yanlı tutumunu,
Rum lobisinin etkisi
ve yaklaşan seçiınler
nedemyle anlamak
biraz olanaklı. İngü-
tere'nin ve Güvenlik
KoBseyi'nin diğer da-
imi fiyelerinin bu tu-
tumu desteklemeieri-
ni nası açıklıyorsu-
nuz?
GÜREL: Ingilte-
re'nin zaten Kıbns'-
la ilgili geçmişi çok
parlak değil.
Bağımsızlıktan önce
de sonra da, Ada'da ezilen küçük grupla, Türk halkının kaderi
ile hiç ilgilenmedi. 1974'de, statüyü garanti eden tarailardan bi-
risi olmasına rağmen, hiçbir şey yapmaya yanaşmadı. Şimdi de,
başka konularda olduğu gibi, bu konuda da Amerika'nın dü-
men suyundan gidiyor. Rusya ise çok güç durumda ve ABD'-
nin her dediğini yapıp biraz yardım almak istiyor. Unutmamah
ki, Yunanistan bağımsızhğını da, daha sonra Osmanlı aleyhine
genişlemesini de, hep Baülı devletlerin desteği ile sağladı. Türki-
ye ile ilişkilerinde hep Batıyı kullanma eğüiminde. Şimdi ise AT
üyesı. Makedonya'yı bile, AT ve ABD, Yunanistan'ın yüzün-
den tanımıyor.
KIŞLALI: Körfez bunaummın cözümüne katkısı nedeniyle, hiç
değDse Kıbns ve benzeri kooularda Türkiye üzerindeki dış baskı-
larm azalacağı umuluyordu. Niçin öyle olmadı?
GÜREL: ABD'den "Hadı bu Kıbns ışini çözün, kurtulun"
telkınini, Türkiye'yi yönetenler davet ettiler. Sayın Özal'ın, da-
ha 1984 yüında Amerika'dan dönüşünde, ayağının tozu ile,
"Kıbns işi Türk dış poliükasının kamburu haline gelmiştir, bu
işten kurtuknak gerekır" dediğini hatırlıyorum. Körfez bunalı-
rru sırasında, ulusla-
rarası koşullar
Kıbns'ın bir süre ön
plana çıkmasını en-
gelledi, ama ondan
sonra ABD bu ko-
nuyu yeniden ele
aldı. ABD'de bu yıl
başkankk seçimlen-
nin yapıhyor olması
ile de son derece bağ-
lanulı tabii.
KIŞLALI: Batı için çok önem taşryan Çekiç Güç'fin süresi
uzatıbrken, hiç değilse Kıbnsla ilgili bazı güvenceler sâğlanamaz
mıydı?
GÜREL: Tabii ki sağlanabilirdi. Ama Türkiye, Çekiç Güç
konusunda daha TBMM'nin iradesi ortaya çıkinadan olumlu
tutum takınan bir hükümetle işe başladı. Çekiç Güç'ün kendi
çe\Tesinde oluşturacağı etkılerle ilgili olarak Türkiye'nin kaygı-
lanması gerekir. Madem ki, süresinin uzatılmasına karar verile-
cekti, bari bunun bedeli istenseydi.
KIŞLALI: Sayın Özal, Kıbns sorununu Türkiye için ayakbağı
g£bi gördöğünü açığa vurarak bir yol açtı. Cılız da olsa, "ver de
kurtuT potitikasmı savunanlara rastianryor. Vermek, gerçekten
de Türkiye için kurtuluş olacak mı?
GÜREL: Bence bu birçözüm değil. Bunu Sayın Özal'la bera-
ber, Dev-Genç'çilikten Islamcılığa, oradan da son dönemde
Amerikancılığa kadar gıden zigzaklı bir çizginin sahibi bazı eski
arkadaşlanmız da savunuyor. Tavırlannda şu gariplik de var.
Biryandan Türkiye'nin büyük oynamasını istiyorlar. Türkiye'-
nit büyük devlet olacağını söylüyorlar. Hatta, Hatay kadar
Mnsul ve Kerkük'ün de hakkımız olduğu kanısındalar. Ama iş
Knns'a gelince, "verelim de kurtulahm" diyorlar. Çok büyük
tutırsızlık. Büyük oynamanın yolu, ABD başkanının, Ingil-
teiî'nin veya Mitsotakis'in küçük hesaplanna alet olmaktan
geanez. Büyük oynamanın yolu, tutarh bir çizgide, haklıdan
yaıa tutum belirlernektir. Diyelim ki, Kıbns sorununu, Yuna-
rıistan'ın ve ABD'nin istediği gibi çözdük, Güzelyurt'u da ver-
dii. Anayasa ve garantiler konusunda da duyarlı olmadık. He-
nan bizi ATa mı alacaklar? Ya da Yunanistan, bunun kar-
şalgmda Ege konusunda bızun isteklenmizi kabul mü edecek?
Ftyır.. Verebiliriz, ama kurtulacağımızı zannetmıyorum:
İIŞLALI: Toprak konusunda, KKTC muhalefeti Denktaşia
mjvgörüşte mi?
JÜREL: Birçok konuda Denktaş'tan farklı görüşte olan
paiiler ve muhalefet liderleri var. Bunlann aşında, Özker Öz-
gâr ve partisi CTP ile Mustafa Akına ve partisi TKP var. Öteki
rahalefet partileri, bu ulusal konuda Denktaş'la aşağı yukan
a a ı düşünüyorlar.
KISLAU: Ama asıl büyük muhalefet partileri de bu ikisL
GLREL: Geçenlerde bir sempozyumda, Fransız Sosyalist
Krüsi'nin sorumlusu, bana, Türkiye'den gıden göçmenlerin
Gerçekten de söylenebilir. Bugün bir cumhurbaşkanlığı
seçimi olsa, Sayın Denktaş bir kez daha ve çok biryiik
farkla kazanır. Kamuoyu yoklamalan da bunu
gösteriyor. Zaten böyle olmasaydı, Denktaş'ı bu
meselenin dışında bırakmak isteyen güçler başarıh
olurlardı.
desteği sayesınde Denktaş'ın ayakta kaldığı yolunda bir soru
yöneltti. Ashnda tam tersi. Son Cumhurbaşkanlığı seçimleri de,
Türkiye'den gitmiş olan göçmenlerin, daha çok muhalefetle
biriikte hareket etüklerini gösteriyor. Oysa Kıbnshlar, ulusal
sorunu teslim edecekleri insan olarak, son çözümlemede yine
Denktaş'ı görüyorlar. Mustafa Akına bir demecınde, "Güzel-
yurt kadar toprak her yıl Türkiye'de erozyon ile denize akıyor"
dıyordu. Bu tavırla ulusal konulara yaklaşmak olmaz. Ya da,
Rum tarafındaki bazı sol partilerin dümen suyundan giderek
ulusal sorunlara yaklaşümaz.Unutulmamab ki, AKEL'in kuruluş
bildirgesınde "enosis" amaç olarak tanımlanıyordu. Bizim so-
lumuz ile Yunan ve Rum solunun ulusal sorunlara yaklaşımı
arasında ciddı fark var.
KIŞLALI: İki büyük muhalefet partisinin farkb yaklaşımına
karşın, ulusal sorunda Kıbrıs Türk halkının büyük coğunluğunun
Denktaş'ın arkasında olduğu söylenilebilir mi?
GÜREL: Gerçekten de söylenebılir. Bugün bir cumhurbaş-
kanhğı seçimi olsa, Sayın Denktaş bir kez daha ve çok büyük
farkla kazanır. Kamuoyu yoklamalan da bunu gösteriyor. Za-
ten böyle olmasaydı, Denktaş'ı bu meselenin dışında bırakmak
isteyen güçler başanh olurlardı.
KIŞLALI: Ana muhalefet partflerinin Meclisi boykot etmeJe-
riyle, KKTC parlamentosu adeta tek partiü bir görünüm kazandı.
Demokrasiye gölge düşüren ve ulusal davaya da zararlı olan bu
durum daha ne kadar
sürecek? LBP içinde
bir grup milletvekilinin
başlattiğı ve Meclis
Başkanı Hakkı Atun
tarafından da destek-
lendiği izlenimi veren
hareket, sorunun çözü-
münü kolaylaştıracak
mı?
GÜREL: Kolay-
laştırabilir. İçlerinde
Denktaş'ın oğlunun
da bulunduğu bir grup
UBP milletvekilinin
böyle bir harekeü baş-
latması çok yararlıdır.
En azından umut ver-
mektedır. Sayın
Hakkı Atun da özel
konuşmalannda, tek
partıye dayalı bir mec-
lıs görünümünün hiç
de hoş olmadığını söy-
lüyor.
KIŞLALI: Saym
Denktaş, ABD'nin yö-
nettiği basküardan bu-
nalıp da, "Ben bu işte
yokum" deyip istifa
etse ne ohır?
GÜREL: Kıbns'ta
ciddi bir liderlik bu-
nalımı doğar. Kıbns'-
ta şu anda Denktaş'ın
karşısına başka bir li-
der bulunabileceğinı
zannetmiyorum. Böy-
le bir gelişme, Türk
kamuoyunun da,
mutlaka konuya daha
başka türlü sahıp çıkmasına yol açacaktır.
KIŞLALI: Biraz düşünce cimnastiği yapalun. Diyelim ki, Sa-
yın Denktaş çekildi, onun yerine bir başkası bukındu ve o da daya-
tüan bir çözumü kabul etti.
GÜREL: Güvenlik Konseyi karan, Kıbns'la ilgili herhangi
bir uluslararası düzenlemenin, iki tarafta da halkoyuna sunul-
masını öngörüyor. Sanınm Denktaş'ın ve Kıbns Türk halkını
temsil eden başkalannın en fazla güç aldıklan nokta da bu.
"Nasıl olsa bunu en sonunda halkımıza götüreceğiz" diye düşü-
nüyorlar. Denktaş'ın içine sındıremediği bir çözümü Kıbns
Türk halkının kabul edebileceğini sanmak en azından saflıktır.
KIŞLALI: Kıbns Türk halkı, dayatılan bir çözüme "hayır"
dediği zaman, Rumların Batüı dostlaruun > apabilecekleri ne kalı-
yor? Çünkü çözümün iki tarafta da halkoyuna sunulmasmı peşi-
nen kabul eden onlar.
GÜREL: Sayın Denktaş da, Güvenlik Konseyi üyelerine onu
söylüyor zaten: "Diyelim ki, Kıbns Türk halkı sizin bu istedik-
lerinizi kabul etmedi. Çünkü bunlan hem güvenliklerine, esen-
liklerine, hem de onurlanna aykın buldu. O zaman ne yapacak-
sınız? 18 yıldır kan dö-
külmeyen bu adaya
asker yoUayıp, Türk
insanını zorla yerin-
den koparmak için
kan mı dökeceksiniz?
Ambargo ise zaten
yıllardır uyguluyorsu-
nuz?" Batı'nın yak-
laşımında bir
çarpıklık olduğu açık.
Kimbğini tanımak ve
tamtmak isteyen Litvanyalı ise bu iyi, ama Makedonyalı ise bu
kötü. Slovak ve Hırvatlannkı olabiür. ama Kıbns Türk halkını-
nki olamaz. Böyle bir yaklaşım kabul edılebilir gibi değil. Bos-
na-Hersek'te Sırplann uyguladıklan soykınm Avrupa'nın ve
ABD'nin nasihatlan ile karşılarurken, Kıbns Türk toplumuna
yaptınmlar uygulanması trajikomık olur.
KIŞLALI: New York göruşmeleri sonuçsuz kahrsa, neler ola-
binr?
GÜREL: KKTC üzerindeki özellikle ekonomik baskılar za-
ten son derece ağır. KKTC'nin dünyaya açıldığı tek pencere
Türkiye. Dolayısıyla KKTC'ye yapabılecekleri daha fazla bir-
şey yok. Türkiye'ye baskı uygulamayı deneyebilirler. Bunu da.
Türk hükümetinin önceden düşünüp ona göre tutum takınması
gerekıyordu. Bu tesbmıyetçı bir tutum olmamalı. Kıbns Türk
halkını, ancak seçilmiş temsilcilerinin temsil ettiğı vurgulanma-
Uydı. Ancak son günlerde, Sayın Hikmet Çetin'in açıklamalan
bu yöndedır.
KIŞLALI: New York'ta sonuç çıkmazsa, KKTC'nin Türk
cumhuriyetleri tarafından tanuıması gündeme gelebilir mi?
GÜREL: Keşke böyle bir çaba daha önce gösterilseydi. O
konuda da çok geç kabnmış sayılmaz. Ama şimdi öteki Türk
cumhuriyetleri de, Batı dünyasında kendilenne sağlam bağlan-
ular aramakla meşguller. Yeni bağunsızlıklanru kazandıklan
dönemde, böyle bir adım atmalan daha kolay olabilırdi. Ama
bugünkü görüşmeler başansız olursa, o zaman Kıbns'taki iki
ayn siyasal birimin yaşamını sürdürmesi'kaçınılmaz olacaktır.
Zaten yıllardır bırbu-len ile bağlantısı olmayan. bırbirlennin di-
lini konuşmayan, belki son üç kuşağı ilişkiye hiç girmemiş iki
halk söz konusu. Bunlan yapay bir biçimde birarada yaşamaya
zorlamak, adada yeniden kan dökülmesi sonucunu doğurabi-
lir. En uygun çözüm şu: İkisi birden ilerde biraraya gelme irade-
lerini şimdiden belirtebilirler. Zaman içensinde işbirliği yapa-
rak ve bu işbirliğinin meyvalannı biriikte toplayarak, yakınlaş-
mayı saglayabilirler. Ve sonunda da, istiyorlarsa biraraya gele-
bilirler.
KIŞLALI: Kıbns sorunu çözûlse, Türk-Yunan ilişkileri bun-
dan nasıl etkilenir?
GÜREL: Kıbns sonınu Yunanistan'ın istediği gibi çözülse
de, Yunanistan'ın varolan ciddi sorunlan gerçekçi ve akılcı bir
yaklaşımla birarada çözmek üzere ele alma tutumunu benimse-
yeceğine ihtimal vermiyorum.
KtM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK
PİKNİK PİYALE MADRA
( ' •
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES
a P . ı n
HARBİ SEMtH POROY
c
}
o . ,
o *
t
1
ATT'UJkmrmi BRafrt
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Ağustos
NÜER'İN BA&MSIZUĞJ..
1960'TA SÜGÜM, BİR OteTA AFKİKA ÜU££SI OCAV NİJBZ
BAĞIMStZLIĞtNA ICAVÜŞTV. eE2/IY<&,UBrA,ÇAD,Nİ-
JEZYA, OAHOMBY, YU&V&I \/OUm VE M4L/ İLB S/A/fg-
LAR1 BULUNAN NİJER, 13. YÜZYIUN İKlNCt VA&SIAI
DA FRAUSIZLAgM fŞGAÜNB UĞeAMIŞ, 2O. YÜZr£
8AŞLA&NPA M BU DevLETlN KOLOUiSİ DURUMU-
MA &BLMiÇn- İ36O'TA BA6MSfZU6lNt KAZANIg-
KEH, GBNEL VALİ OLAN HAMAUI û/'oe/
BAŞKANUĞIMA SEÇILMlŞjl- ALTf MlLYONA
NÜFUSUUUU YÜZPE setcseAJSep MÜSUJMAN
OLAKI HlJER, AYNI ADI 7ȂiyAN NEHRlN(SOLPA)
GEÇrrĞl 8ÖLGE P/pA/DA, ÇDK GEUIÇ VEf!İM~
£/Z TOPRA/tU&l SAH/PTJG. 8U NEDENLE Pe
SIK S/K AÇUK SOfSUNUYLA
T.C.
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
STAJYER GELİRLER KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞSINAVI
MalıyeveGümrükBakanbğıGelır)erGenelMüdurluğü"ncel6. 17.18
Eylül 1992 tanhlennde saat 9 00"da ba^lamak üzere Ankara, Istanbul. lz-
mır ve Adana'da Stajyer Gelırler Kontrolörlüğû gınş sınavı açılacakür.
Sınavı kazananlar, 3 yıllık staj dönemı sonunda yapılacak "Yeterlık
Sınavı"n] da kazandıklan takdırde Gelırler Kontroloni olarak goreve de-
vam edeceklerdtr
Sınava katılabılmek ıçın-
a) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesındekı nıtelıklere sahıp
olmak;
b) 1.1.1992 tanhinde 30 yaşını doldurmamış olmak;
c) Eğıtım suresı en az dört yıl olan Siyasal Bılgıler, tkUsat. Ijletme, Hu-
kuk, Iktısadı ve 1dan Bılırnler fakülte ve vüksek okullan veya aynı süre
eğıtım veren ve bunlara denklığj Yüksek Oğretım Kurulu'nca kabul edı-
len ülkemızdekı ve yabana ulkelerdekı faküİle ve yüksek okullann bınn-
den mezun olmak.
j) Oelırler Konırotorluğu karakter ve nıtelıklennı haız bulunmak (Bu
husus Gelırler Genel Müdürluğü'nce zamanında yapılacak araştırmalar-
la tespıt edılir.) gerekır.
lsteklıler, sınav için gerekh belgeler ile sınav konulannı behrten "Sınav
Broşürü"nü Malıye ve Gümrük Bakanbğı Gelırler Genel Müdürlüğü
Gelırler Kontrolorlen Bınmı Yonetıcıbğı. Hükumet Meydanı. Tarhana
Sokak, No 6/ 2 06050 Ulus ANKARA adresınden veya Gelırler Kontro-
lorlen Ankara. istanbuL lzmır ve Adana Grup başkanlıklan ile Ankara'-
dakı Gelırler Kontrolorlen Eğitım Grup Başkanlığı'ndan sağlayabılırler.
Başvunılann. en geç 21 Ağustos 1992 Cuma günü mesaı bıtımıne ka-
dar yukanda belırtılen adrese gereklı belgeler ile bırükte yapılması veya
postd ile göndenlmesı (Postadaki geakmeler kabul edılmez) gerekmekte-
dır
llan olunur
Basın. 33636