29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sa Cumhuriyei: Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Berin Nadl tstanbul Haberleri: Şcnay Kjükan, Dış Haberler: Ergun Bakı, Iş-Ekonomi: Şükran KeCenci, Yun • Genel Yayın Yönetmenı: Özgen Atar • Genel Yayın Koordinatörü: Hiknet Çctinkaya Haberleri: Mehnel Saraç, Kültür: Cetal İJstrr, Makaleler: Sami Karaoren, Spor: Abdulkadir Yazı lşlerı Müdürlen: Fnsun Özbilgcn (Sorumlu), Ceiıl Başlangıç (Haber) • Görsel YacdiBU, Düzeltme: Abdnllah Ytaaa • Müessese Mudur V.- Erol Erkul • Koordınator Yönetmen: Ali Acar • Dıizenleme: Mustafa Sıglaroer • Ankara Temsikrisi: Cneyt Aharet Konıisan • Muhasebe. Bdknl YMKT • tdare: Hüseyin Giırer • tşletme: Öuder Çdik • Arcayıirek, Haber Mudürlerı Musttfa Balbay, Işık Kanso, lzmir Temsıkı V.: Scrdar Kıztk, BUgı-tşlem: N*H Inal Bılgisayar Sistem: Münıvet Çiler • Personel: Sevgi Bostancıoğlu Adana Temsrtcısı: Çeliu Yigtnoftlu 0 Reklam: Rehı Işıtman • Dış llişkıler: Hulya Akyol Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Turkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 lst. PK: 246 tstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Btirolar Ankara: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • bmir. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adana: tnönü Cd. 119 S No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM 29AĞUSTOS1992 İmsak:4.48 Günes: 6.20 öğle: 13.10 İkindi: 16.52 Akşam: 19.49 Yatsı 21 15 BMW Mercedes'i solladı •FRANKFURT(AA)- Almanya'nın iki ünlü otomobil markasından BMW ile Mercedes arasında ezeli rekabet, 1992yılınmilk altı ayında BMW'nin lehine sonuçlandı. BMW, kuruluş tarihinden bu yana ezeli rakibi Mercedes'i ilk kez hem satışta hem de üretimde geçti. BMVV'nin yeni üpi 3 sensinin beklenenden fazla ilgi görmesı nedeaiyle, üretimı ve satışı bu yılın ilk akı ayında rekor düzeyde gerçekleşü. BMVV üretimi, altı ay içinde geçen yılın aynı dönemine göreyüzde 19'luk birartışla 312bin986'yaulaşü.BMW, altı ay içinde de, 300 bin 367 otomobil satışı gerçekleştirdi. Mercedes ise ise bu yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine oranla daha az üretim yapü. Mercedes. bu yılın ilk altı ayında, 284 bin 466 otomobil üretti ve satışı da 288 binde kaldı. Dinazorların kaç kalbi vardı? • LONDRA(AA)-Bilim adamlan 200 milyon yıl önce yaşamış 15 metre büyüklüğündeki dinazorlann beyinlerine kan pompalanabilmesi için 8 kalbi olabileceği görüşünü öne sürüyorlar. Bilim adamlan, İngılterede yayımlanan Lancet Tıp Dergısi'nde yer alan yazılannda dınazorlann 8 beyne sahıp olmalan olasılığı üzerinde de duruyorlar. Dergıde yer alan yazıda, bilim adamlan Nevv York'taki Tarih Mûzesi'nde yer alan Barosaurus iskeletinın omurga kemiklenyle ilgili yeni bir tartışma gündeme getirdiler. Bu iskelete göre, dinazorlann boyunlannın yere paralel olduğu olgusu ağırlık kazanıyor. Bilim adamlan bu durumda dinazorlann boyunlannın gövdeyle birleştiği bölgeden beyinlerine kan gidebilmesi için çok güçlü bir kan damar sistemine sahip olmalan gerektiğı düşüncesini savunuyorlar. Nevv York'taki RooseveltTıp Merkezi'ndeki bilim adamlan, Barosaurus'lann ilk kalbinin göğüs kafesinde, ikinci kalbinin boyun ile gövderun birleştiği yerde, üç çift kalbin de 12 metre uzunluğundaki boyun bölgesinde olabileceği görûşünü savunuyorlar. İsa 62 yaşında mı öldü? • FRANKFURT(AA)- Yayın hayaüna son veren Quick dergisinin son sayısında yer alan bir haberde İsa'nın çarmıha gerildikten sonra kurtanlarak. 30 yıl daha yaşadığı ıleri sürüldü. Avustralyalı tarihçi Barbara Thiering'in 20 yılı içeren araştırmalanyla, Ölü Deniz yakınlannda bulunan 2 bin yıllık tarihi belgelere dayanılarak verilen haberde, Hıristiyanlık dininin tsa'run doğumundan çok önce var olduğunun anlaşıldığı iddia edildi. Ölü Deniz kıyısında yer alan Kumran'daki mağaralarda 2 bin yıl öncesine ait belgeler ele geçirildiğini bildiren dergi, deşıfre edilmesi uzun yıllar alan bu belgelerde, Hıristiyanlık ve İsa'nın hayaüru içeren önemli bilgilerin yer aldığıru yazdı. Dergi bu belgelere dayanarak, çarmıha gerilen tsa'ya bir uyuşturucuyla önce ölü süsü verildiğini ve daha sonra uyancı bir ilaç ile hayata döndürüldüğünü iddia etti. Avrupa'nın uyuşturucu kopkusu • BONN (AA) - Almanya İçişleri Bakaru Rudolf Seiters ile gizli ıstihbarattan sorumlu Devlet Bakaru Bernd Schmidbauer, dün Bonn'da düzenledikleri ortak basın toplantısında, uyuşturucu kacakçıhğının giderek arttığına ve buna paralel olarak organize suç orarunın da-günden güne tırmandığına dikkat çektiler. Uyuşturucu trafiğinin odak noktalan arasında Doğu Avrupa ülkelerinin başkentleri ile Batı Avrupa'daki büyük kentlerin yer aldığıru belirten bakanlar, uyuşturucu mafyasının, doğunun gelişmekte olan konumundan yararlanarak rahat bir şekilde hareket etme imkanı bulduğuna dikkat çektiler. Gaziııoııım sesi vanıktır s-Bir zamanlar gazinolar eğlence dünyasının vazgeçilmez mekânlanydı. Musîkisever müşteri alaturka müziğin kâbesine akın eder, assolistleri dinlerdi. Şimdilerde ise esas assolistin müşteri olduğu ortaya çıktı. tbrahim Tatiısesbir kadınlar latinesinde. şterisiz kalangazinolar teker teker kapıya kilit asmak zorunda kaldı BERATGÜNÇIKAN Bir çarşamba. öğleden sonra Caddebostan Maksim Gazino- su. Çocuklanyla birlikte yüzu aşkın kadın, T şeklindeki sah- nenin çevresinde masalanmı^. programın başlamasını beklı- yor. Birazdan sazlar yerini ala- cak, çocuklar ortalığa salnen- lecek, kuaförden yeni çıkmi'; saçlar her el çırpmada biraz bı- raz çözülecek. Mıni eteklen çekiştirmelere son verilecek. kaymış başörtülerinden fışkı- ran bukleleri gizlemeye gerck kalmayacak. Kadınlar matinesinin, co- ğunluğu Avrupa'da işçı olup. istanbul'da yıllık izinlerini gecı- ren müşterilerinin sessizliği kı- nlmak üzere. İbrahim Tatlıses ve saz arkadaşlan sahnede yeri- ni aldığında çığlıklan basacak, bir öpücük verebilmek için bir metre yüksekliğindeki podyu- ma fırlayacaklar. Tatlıses'in avuçladığı popolann yüzleri iş- veyle gülümseyecek, 'çişim geldi" diye ağla- maya başlayan çocuğun ağzına bir tokat indirilecek. Programın bitimine doğru, havalandır- ması sadece Tatlıses'i rahatlatmak için çalış- tınlan salona birbirine kanşmış parfüm ve ter kokusunun ağjrlığı çökecek. Islıklar hızı- nı yitirecek, assoliste atılacak güller bitecek, sandalyeler üzerinde uyuyakalan çocuklar uyandınlacak. tuvalet önünde kuynığa giri- Müzeyyen Senar: Yemnesilrnusikiden anlamıyor. Beyoğlunasıi biîtiyse,musikide öylebittl lip makyajlar tazelenecek. Sonunda da eğlenceden yorgun, hafiften kısılmış sesler, alkışlamaktan kızarmış eller- le salondan çıkılacak. Genye. bir gazinoda geçirilmiş bir günün, fotoğraflara yansıtıl- mış yüzü kalacak. Eğer bır gün, İstanbul'da acaba kaç gazi- no kaldı, bu gazinolann müşterileri kımdir diye düşünecek olursanız, bir de kadınlar matinesine denk gelirseniz, sizi işte bu gö- rûntüler karşılayacak. Caddebostan Maksim , bugün İstanbul'- un ayakta kalmayı başarabilen tek gazinosu. Lunapark. Çakıl, Gar. Bebek Belediye, da- ha eskilerden Şato, Big-Ben yok artık. Cad- Jcbostan Maksim de, müdürü Abdurrah- man öztürk'e göre Fahrettin Aslan'ın adına dayanarak müşteri çekiyor. Ama zarardan Ja kurtulamıyor. Öztürk, 30 yıldan bu yana gazino yaşamı- nın içinde. Bebek Belediye Gazinosu'nda çalışüğı günleri, müşterileri ve sanatcıları anımsadığında bugün de çirkinlikten öte bır şey bulamıyor. Eskileri, Bebek'i, Gar'ı, Lu- napark'ı anlatıyor öztürk: "O zamanlar, alaturkayı sevenler müşten- mizdi. 150-200 kişi gelirdi, en azından on masa birbirini tanır, selamlaşır, birbinne ık- ramlarda bulunurdu. Daha usturuplu, daha ahenkli bir kitleydi o müşterilerimiz. Sanat- çıya saygılan vardı, sanatçılann da onlara Kavga gürültü pek olmazdı. Muazze/ Abacı'yı, Müzeyyen Senar'ı dinleyeceğız di- ye çıt çıkarmazlardı." O dönemlerin müşterisi assoliste çiçek göndermenin, armağan yollamanın üslubu- nu da bilir. Bebek Belediye Gazinosu'nun kulisinde Müzeyyen Senar'a ait soyunma odası vardır. Komi, Senar'a üzerine kartvizit iliştirilmiş çiçeği getirir. Çiçeğin yapraklan arasından bir kutu, kutudan da pırlanta ger- danlık çıkar. Kimi kez kartvizit de bulun- maz çiçeğin üstünde. Ya bugün? Soruyu, öztürk yanıtlıyor: "Sanatçıya pek kolay kolay ulaşılamazdı o günlerde. Çalıştığı gazino bılinirdi adres olarak. Bugün öyle çiçek, pırlanta gönderen olmuyor. Şarkıcının adresi belli, çiçek evıne gidiyor. tki gün çiçek gönderiyor adam, son- MuazzezAbaa bir gün gazmoların yeniden toparlanacağına musikiseven müşterüerine kavuşacağınc inanıyor ra da kendisı gidiyor. çıkmaya başlıyorlar." Caddebostan'm bugünkü müşterileri ala- turka meraklısı değıl. Ibrahım Tatlıses'e ilgi- lı İsrailli ve Arap turistler. Bir de programa değil. gazinonun kendisıne düşkün müşteri- ler var.Geliyor. kendilennce eğleniyor. hesa- bı ödeyip gidiyorlar. Öztürk, eski alaturka düşkünü müşterilennin şimd^ nerede oldu- ğunu. nasıl eglendığini merak ediyor. Şam- dansa'da. Sanyer'dekı tavernalarda ya da Andromeda'dalar mı? Öztürk'e göre gazinolann çö- küşünün nedeni dstronomik ra- kamlar isteyen sanatçılar. Emel Sayın'ın 1974'ler- de gecede 150 bin lırayla sahneye çıkışına, "O da para mıydı"- dıyor. Bugünkü sanatçılann İb- rahim Tatlıses'- in, Muazzez "Ersoy'un gecede ne kadar aldığını söylemiyor, ama öylesine yüksek rakamlar İcı bun- lar ister istemez müşteriye yansı- tılıyor, müşteri de gazinodan ka- çıyor. Bir zamanlar haftada birkaç gece pırlanta armağanına yakalanan Mü- zeyyen Senar'a göre artık sahne kalmadı. Senar'a göre bunun iki nedeni var? Bin pa- h;lılık, diğeri yeni neslin musikiden anla- maması. Muazzez Abaa ise bir gün gazinolann ye- niden toparlanacağına, musiki seven müşte- rilerine kavuşacağına inanıyor. Abacı'nın bugün genellikle halk konserleri vermesinin nedeni ise seyircinin coşkusunun, halkın sev- gisinin tadına varmak. Gazinolara küs değil. 5-6-7yetmez, 8-9-10 gol olsıuı ARtFKIZILYALIN Her futbol spikerinin hayalin- de şu iki kelimeyi peşpeşe, bal- landıra ballandıra dillendirmek yatan Şut ve gol. Ne var ki, bu devlet kuşu her spikere, her maçta nasip olmaz. Çünkü, şut atma yürekliliğini gösteren futbolcu sayısı çok az- dır. Ya attığı şut komer bayrağı yakınlanndan taca çıkarsa. İşte bu korku, futbolcuyu bütün maç boyunca esir alır ve gönlün- ce şut atmasını önler. Eskilerde şut ve gol üstüne ne- redeyse doktora yapan futbol- cular vardı. Bunlardan biri de Osman Tuğaltay'dı. Osman Tu- ğaltay'ın tek özelliği şut ve gol üstadı olmak değil. Türkiye üg- lerinde bir maçta en çok gol atan futbolcu unvanı da Tuğaltay'a ait. Futbolculuk günlerindeki adıyla Osman, Güneşspor'un Cebeci'yi 13-0 yendiği maçta 10 gole ve bir rekora imza attı. İşte Osman Tuğaltay'ın felse- fesi: "Futbolun ve golün sırn şuttur. Arna ne yazık ki günü- müzde bir iki futbolcu dışında şutu düşünen yok." İşte 1953'ün Galatasaray'ı. Ayaktakikr (soldan sağa): Hihni Ok, Rober EryoL, Ali Beratlıgfl, Suat Mamat, Gundüz Kılıç, Bülent Eken ve Muzaffer Tokaç. Oturanlar (soldan sağa): Bülent Koçak, Osman Tuğaltay, Naci özkaya, Turgay Şeren ve Necmi Tank. istedi ve hemen San-Kjrmızüı kulübe transferoldum. Lefter'in Fiorentina dönüşü 7500 lira al- dığı o dönemde ben 2500 liraya Galatasarayh olmuştum. Elbet- te Galatasaray'da oynamak daha zordu, ama gollere bu ta- kımda da devam ettim." Gündüz Kıhç'ın son dönemi- ne yetişen Osman kimlerle fut- bol oynadı? Bir Galatasarayh olarak Fenerbahçe'ye gol attı mı? İşte cevabı: "Benim oynadı- ğım takımda Naci Özkaya, Robert, Muzaffer, K. Ali, Hilmi Ok, Tank, Necmi ve Turgay vardı. O yıllarda Galatasaray forması ile 40 maç yaptım ve 38'ini kazandık. Hele bir tane- sinde, bir kupa maçında Fener- bahçe'ye iki gol birden atüm." Golün sırnnı yorumlayan Os- 1952 yılındaki 13-0'lık maç- sonra yeşü sahalara olan özkmı- çı belki de her gün yeniden oy- man Tuğaltay, öncelikleşutüze- tan sonra bir anda şöhrete ula- ni eskı fotoğraflanna bakarak nuyor. "Güneşspor'da santrfor nnde dunıyor: şan ve hemen büyük bir transfer ve futbol yorumlan yaparak gi- oynuyordum. O gün Cebeci ile "Rahmetli Baba Gündüz, bi- ücreti karşılığında Galatasa- deriyor: "Yenidönemfutbolcu- maça çıkûk. Günümdeydim. ze'Şut atın. ya gırer ya dışan ~ ' ' ' gider ya da kaleci tutar' derdi. Tuğaltay'ın 1952 yılında, 13-0biten Güneşspor-Cebeci maçında 10 gol atarak bir rekor kırdığını ve bu yüzden Galatasaray'a transfer olduğunu hatırlayan var mı? ray'a transfer olan Osman Tu- ğaltay da, yaşıtlan gibi, günü- müzde futbolun sanayi haline dönüştüğünü ve forma aşkının tarihe gömüldüğüne inanıyor. Osman, şanssız bir sakatlık sonucu futboldan koptuktan lan her türlü olanağa sahip olmasma karşın futbol Tür- kiye'de hâlâ çağa ayak uydura- mıyor." Nişantaşı'nda Spor-Toto ve Altılı Ganyan bayiliği yapan Tuğaltay, golrekorukırdığı ma- önüme gelen her topu rakip ka- leye şutluyordum. 60-70'inci dakikaya gelene kadar altı gol atmışüm. Sonra rakip kaleci sa- katlandı ve benim 10 gol attığım maçta rakibimizi 13-0 yendik. O günden sonra Galatasaray beni Ve golün sırnrun şut olduğunu her maç öncesi söylerdi. Gerçek- ten de dedikleri doğru. Şimdi ise milyan alan futbolcular nedense bir türlü şut atmıyorlar ve golle- rin de kaÜtesi düşüyor." Quayle'nin potlan video kasete çekildi NEW YORK (AA)- ABD - nin potlanyla ünlü Başkan Yardımcısı Dan Quayle'nin. kendisine şöhret kazandıran sözleri bir video kasette top- landı. Yeni piyasaya sürülen ve kapağında Quayle'nin "Kısa süre içinde Amenkan halkı gerçek Çuayle'yi görecek" ifadesinın yer aldığı kasette ABD Başkan Yardımcısı'nın bugüne kadar yaptığj konu^- malarda, düzenlediğı basm toplantılannda ve röportaj- larda kırdığı potlar neşelı bir üslupla bır araya getiriliyor. "Gayn Resmı Dan Qua>le Videosu" adıyla 10 dolardan piyasaya sürülen Quayle incı- İerinden bazılan şöyle: 13 Mart 1989'dâ si>asi ra- kiplen için: "Ben Başkan Yar- dımcısıyım. Onlar bunu bıli- yorlar ve bunu benim bildiği- mi de biliyorlar." 16 Mart 1989'da, okumadı- ğı Şeytan Ayetleri kitabı için: "Kitabın sadece saldırgan ol- madıği aşikâr. ancak çoğu- muz tadının kötü olduğunu söylüyoruz." 19 Ekim 1989'da San Fran- :isco depremiyle ilgili olarak: "Can kavbının yen dolduru- lamaz." 11 Mart 1990'daŞili'yiziya- retinde satın aldığı abartılı cinsel organı bulunan bir Kı- alderili bebegi için: "Bu genç- lerin ilginç bulabıleceğı bir şey." 12 Mart 1990'da: "Eğer ba- şanlı olmazsak başansızlık riskini başlatmış oluruz." 2 Ekim 1990'da Vıetnam ve Ortadoğu arasında neden pa- ralellik kurulamayacağuıı açık- larken: "Vietnam bir orman- dır. Orman malzemeleriniz vardır. Kuveyt. Irak ve Suudi Arabistan'da ise kum vardır." 9 Ekim 1990'da bir ilkokul öğrencisini Bush'un kendisini kabul ettiğine inandırmaya çalışırken: "Başkan Bush'la hemen hemen her gün çalışı- nm. Dün gece 6.30'a kadar onunlaydım. Perşembe saba- hı da onunla olacağım. Onun- la her gün konuşuruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle