28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18AĞUSTOS1992SAU 12 DIZIYAZI İ Tepede 50mumluk ampul, aşağıda Kurdakul ve Ilgaz... Babıâli'de düzeltmenlik geceleri Düzelt ki yeriııbu değildir-7- seven, bır arkadaş daha kauldı aramı- "Kendihukukumukoruyamadığım za. Başladığı günden itibaren dizilen bu memlekette mesleği sürdürmeyi yazılar üzennde, sık sık olmasa da olur hukuka ıhanet sayıyorum." türünden değışürmeler yapıyor dızgi- Gazetelerin böylesı haberlere kendi- cilerle tartışma ortamı yarauyordu. liklerinden "sansür" koyduklan za- Gün görmüş bir başmürettibı vardı manlar. Yalnız bizim Halil Lütfü gazetenm. Birlikte olduğumuz gece Bahâli'nıngörünmezyasalannaaykı- "usulü dairesinde" uyardı arkadaşı- n hareket ediyor. rnızı. "Ustalar yukardan gelen yazıla- Solculan, terkos suyundan ucuz ça- ra sadık kalarak diziyorlar. Pek açık hşürarak. hatalann dışındakilerle oynamasanız Rıfaz Ilgaz, kı 194nerdeYarenlik"- bey kardeşim." teki şiirleri yazmış adam. Gıkı çıkma- Yanıt olarak kupkuru ıki sözcük ar- dan okuyor ya da dinliyor kolon ko- kadaşımızdan. lon yazılan. "Mesleğimi yapıyorum." - Hoca diyorum bir gece, kendi pa- ramızla 100 mumluk bir ampul alıp takalım yahu şu mendebur yere, gözü- müz gönlümüz tşısın.. Takıyonız. İki üç akşam içimiz ferahlıyor okur- ken. Ne var ki, uçlu kalem zam'anı Mah- mut Yesari'ye, "Yesari! Yesari! Mü- rekkebe yazacağın anda ban, düşü- nürken buharlaşıyor" diyen adam bu Halil Lütfü. Kül yutar mı? Dördüncü akşam bizim ampul gidiyor, yerine es- HAPÎSTEN BABIÂLÎ'YE Şükran Kurdakul Attamakazası Birkaç gün geçmeden, olağan za- man dört beş harf yanlışla gelen ko- lonlar, o arkadasın nöbetinde bir yığın hatası ile dökülmez mi masamn uzerine. Düzeltmeyle başa çıkılacak Ve kaçınılmaz sonuç: İki büyük at- lama kazası! Abdülkadir Gölpınarlı'nın soyadı "Götpınarh", Başbakanınki "Mente- ş ki 50 mumluk. gülüşü VedİSİne Rıfat'ın olay günü akşamı gözlerimin önünde: "Aldırmayın canım, mesleğirıi yapı- yor!" Yukarda ve Spor Servisi'nde çalı- doğru 50mumlukarripul ^İ2ffgff l §aî l ıSfe; lŞlğinda başhyOrUZ Kayhan Türkçü, Ayhan Yetkiner, OKUmHyâ. ijâDânjn UÇUnC Belki gazetecilikten çok politikayı kadar. PatrOIl, gazetecinin sevıyorSadullah. 141 yada 142'giller- emeğini klişe parasından do^^ŞKmm'bu rahlüı^os 1 - d a h a UCUZa kapattlğl İÇİn m a n Bölükbaşı'nın militanlanndan o Tan gazetesi de silme zaman -Sadunah g l b i 'f ı r s a t y a r a t t l k ç a yaayla çıkıyor neredeyse. Ama iyimserliği elden bırakan yok aramızda. Devran dönecek, yeteneklerimizi kullanma olanağı bulacağıznasıl olsa... O tarihte, Basın Yayın Okulu'nda okuyan bir genç var gazetede. Vakitli- vakitsiz, bizim hücre boyutundaki odamıza gelir, içimizi karartır. Yerli yersiz dalkavuklara özgü biçemde so- rular sorar.. - Hocam Dolmuş'ta Stepne imzası ile çıkan o emsalsiz yazılar sizın değil mi? - Hocam, beklediğimiz şiir kilabını okuma talihine ne zaman kavuşaca- ? - Hocam, II. Yeni üzenne ne düşü- nüyorsun?.. v Kimi susar, duymamış gjbi yapar, kimi de sözcüklerin yansıyla yamtlar Rıfat Ilgaz. Bir akşam, kolonlann toplanmasmı beklerken Sait Faik'e daldırrruşız. Ho- ca, Gün dergisinde yazarken çocuklar gibı sevindigini anlatıyor Sait'in. He- vesı dalında. dağ taş gezip, yaşamın "rahle-i ted- nsı' nden geçerek aşağıdan yukanya örgütlenme bilincine sahip çıkanlar çoğulculuğu "teori"de bırakmayacak- lar. Dönemin görûnen bir umut ışığı da bu.. Ne var ki, bu gerçegı bizim gibi, ikti- dar kabadayılan da gördükleri için demokrasi memokrasi, hukuk mukuk dinlemeden basunyorlar. O yıllar savcıhktan eksik olmayan- lann başında iki kıdemli var. Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay... Ratip Tahirler, Naci Sadullah'lar için istenen cezalann yüz yılı bulduğu söyleniyor. 1955-56 yıllannda demokratikleşme sürecine ters düşenlerin sanat adamla- n da "planlı baskı"sından paylanm ahyorlar. Demokrat Parti iktidanrun, Melih Cevdetı Yan Yana, Rıfat llgaz'ı De- vam, Orhan Kemal'i Grev, Oktay Ri- fat'ı Karga ile Tilki, Fethi Naci'yi lnsan Tükenmez, Arif Damar'ı Gün- den Güne, Ferruh Doğan'ı Kalkındı- nlacak Köy, Metin Eloğlu'yu Sultan Palamut, beni Giderayak kitaplann- dan 142. maddeye aykın eylemde bu- lunduklan savı ile -7,5 yıldan başlaya- rak- ağır ceza mahkemelerinde yargı- latmanın tek anlamı var. Temel haklara aykın yasalann arkasına sığı- 1941lerde Yarenlik'teki şiirleri yazan Rıfat Ilgaz, Tan gazetesinde gıkı çık- madan okuyor ya da dinliyor kolon kolon yazılan. Ekmek aslaıun ağzında. Bizimkı gene sızmış içeriye. Orta çağ narak yıldınya (teröre) başvurmak. renkli gözlerini döndüre döndüre yılı- Bereket versin, hukuka saygıyı yitir- meyen yargıçlar da bulunuyor Tür- kiye'de. Giderayak dışında açılan davalann tümüne verilen karar: Ak- şıyor Rıfat'a... - H(ram ben Sait Faık'in hikâyele- rini çok seviyorum. - Çek ulan, diye elinin tersiyle itiyor lanrna. Rıfat bu yazar adayırun sözcüklerini, Giderayak, o zaman Hukuk Fakül- "Sen Sait'i-sevebılecek adam mısın?!" tesi'nde çiçeği burnunda bir asistan O aralık bızi ve ışi kendi mantığınca olan Çetin Ozek'ın uyarması ile, "in- tak-ı hak" süresinden yararlanılarak dava dışı bırakıhyor. Bu arada Yargılay'daki davadan aklanarak çıktığım için Tarsus'a sür- gün gitmiyonım. Düş kurmak ya bu! Ver elini Ataç Yayınevi. Ataç Kitabevi Yayınlan'na, baskı- lann bu denli arttığı dönemde 1958'in sonlannda başlayabıldim, lktidardakiler, çağdışı kültür politi- kasına bağlı uygulamalarla cumhuri- yetin yarattığı kurumlarla da oyna- maktan çekinmiyordu. özellikle yakın geçmışin gerçeklerine ışık tutan tarih kitaplan değiştirilmiş, her düzey- de okul Kurtuluş Savaşımızın temel felsefesinden kaynaklanan olgulan öğretme olanağından yoksun bırakıl- mışü. Yönetım, kullanacağımız söz- cüklerle Türkçe düşünmemizi engelle- mek istiyordu. Düşün yaşamımızın gelişimine en- gel olunmak istendiği bir ortamda ancak iki kitap basmaya yetecek pa- rayla yayıncıbğa kalkışmanın tanımını bunca >ıl sonra tek sözcükle yapabili- yorum. tnanmakla. Kendime, arkadaşlığa, okura. Kendıme ınancım. mesleğin gerek- tirdiğı her türlü zorunluğa boyun eğ- mek yolundakı kararlıhğıma bağlıydı. Arkadaşlanma inanam, onlara ya- zar olarak güvenmekten kaynaklanı- yordu. Okura inancım, okumuş orta taba- kanın genç kesiminde görülen çağını algılama bilincıni duyumsamakla oluştu. Ortalama ölçüde kimin ne okumak istediğıni öğrenmek, kitap basma hızı- nı etkilemeye başladı. Seçim yaparken benim sanat beğenimın ölçüt olmama- sına özen gösterdim elimden geldiği kadar. Kısa süre içinde yayımladığım yirmi beş otuz kitaptan sekizi döne- min en önemli armağanlannı aldı. As- lında bu, arkadaşlanmın başansını gösterdiği kadar benim görüşlerimin doferuluğunu da ortaya koyuyordu. ficinci Yeni olarak adlandınlan şiir hareketine karşı olan Attıla İlhan'la birlikte, o tarihte bu hareketin öncüle- rinden sayılan İlhan Berk'in kitaplan- nı da basıyordum. Kafka'yı basıyor- dum. Değlşim'i, Milcna'ya Mektup- lar'ı, Dava'yı.. Adalet Cimcoz'lann, Tahsin Yücel'lerin, Selahattin Hilav'- lann, Orhan Veli'lerin, Vedat Gün- yoriann çevirilenyle Sartre'ı, Camus'- yü okutmak keyiflerin en güzelini yaşatıyordu bana. Yine yayıncıhk yapsarn yine kendi yerleşmiş beğenılerimi ölçüt olarak kullanmaz, basacağım yapıtın değen- ni göz önünde tutmaya özen gösterir- dim. Gerçekte en çok on yıl süren hızlı yayıncıhk yaşarrumda, benim bu tu- tumunu yadırgayan dostlar arasında, Behice Boran gibi, bana "'Varoluşçu mu oldun sen?" türünde, yanıtı kendi- lerince önceden verilmiş sorularla si- tem edenler bile çıkmışü. Nice koşullanmadan annması ko- lay mı ınsanlann. Yayınanın bir görevi de bu koşul- lanmalan kırmaya yonelık program- lan gerçekleşürmekür. Yunanedebiyatı llk kez Yunan edebiyatının ıki yaza- nnın Kornaros'la, Kazancakis'in ya- pıtlannı yayımlarken de görevimi yapıyordum. Oskar Lange'nin Eko- nomi Poliük'ini yayımlarken de... • Her yayımcı ister istemez kültür sa- vaşımırun içindedir kuşkusuz. Ama bu savaşımda gecmişı. günceli ve geleceğı düşünür, yorumlarken geniş bakış açı- lan gerektirir. Bu nedenle kendine özgüdür yayınevinin sorumluluğu. Yurt yönetiminden, politıkadan so- yutlanamaz ama, politikanın doğru ya da yanlış gördüğünü kabullenmek zo- nında da değildir. Doğrudan düşün ve sanat adamıyla, yaratma özgürlüğü ile ügilidir yayınevinin ışlevi. Varlığının can daman bu işlevin yerinde kullanıl- masına bağhdır. Yoksa eski halk cumhunyetîenndekı yazarlar birlikle- rinin işlevine döner olay. Merkez ko- mitesine bakıp hizaya gelerek kitap yayımlamayı ideolojinin gereği sayar- sanız, iş DostoyevsİcTyi, Kafka'yı ya- saklamaya kadar gidebilir, g>der. 1978'de tanıdığım "Uldiz" adlı bir Estonyalı şair-Türkolog sormuştu ba- na: - Kaç yıl ceza veriyorlar kitabmız yasaya aykın görülürse? -7.5 yıldan başlıyor. - Çıîcsın kitabım da versinfcr 7.5 yıl... K.apitalist ülkelerde yaşayan sanat- çılann da kcndilerini gizli sansürün etki alanından kolay kurtaramadıkla- nnı biliyoruz. Acı olan bu... Hatröst,hadevlet Ha holdinglerin, tröstlerin görünür görünmez baskısı... Ha devletin... Fark eder mi ki? 1%5'lerde Soljenitzin'den, Niyazi Dalyancı'nın cevirdiği fvan Deniso- viç'in Bir Günü adb romanını yayım- ladığımda TÎP üyesiydim. Ve sorum- luluk almak istiyordum. Hukukçu arkadaşım Nebil Varuy, "Bu kitabı yayımlaman senin birçok oyunu siler götürür kongrede" demişti. Doğru çıktı. Yöneten azınlık da yanlış düşünebi- lir. Yanhşlığa düşüldüğünü algjladığı anda susmamak degil mı yazann göre- vi. Gücüm yettiğince susmayanlar arasında olmaya çabaladım ben. Ya- zar olarak. parti üyesi ve yayına ola- rak... SÜRECEK ws»^ AG GEZGINLERI! Gri kentiehn kendine kasteden ölümcul akışından birkaç günlüğüne kopabilenlere bazı öneriler... Yaklaşan sonbahar serinliğinde... EGE-BATJ AKOENIZ İST-Çanakkale (Ge«bolu-AnzaMar-Troya)-Assos (Behramkaie)-AyvaM(-Bergama-Ku$adası (Meryemana- Bes-Setçuk MuzesO-Mrtet-Dıdım (Aponon TapmağKAIrkum) Bodajm (TeKne-Ha**camassos)Mafmans- Dalyan (Tekne-Kaunos)-Fethıyc (Otudenız-Kayaköy)-Letoon-Xanthos-Paiara-Kaş-Kekova (Batık L*ya şehnn- de tekne turu)-Demre-Anlatya (Duden ŞeUesı-Güver Uçurumu-laıa Pte(i) Pefge-Aspeodos-StdeManavga Şetalesı-Alaiya (Kale-Damlal^ Mağaras(-Ka*ule>-letaar Antatya^Panuktete (Hlerapois-Tıaı/ertenler-Knnızı- su) 10 GECE 11 GÜN Hareket larihleri: 29/B. 12/9. 26/9 İkı kışılık odalarda kışı başı 2 . 4 0 0 . 0 0 0 . - T L Peyn ödemelerde % * mdırım. Aynca vsde tarlsa taksıKendıfme DOĞU AKDENIZ - NEMRUT - KAPADOKYA İST-Antafya Aspendos-Stde-Manavgad-Alaıya-Anamur (Anemunum-Mamure Katesi) S*(ke (Cennet- Cehennem-Ki2kaiesı)-Tarsus (Şeta^Küıse)-Çukurova (Ytenlıkate) Antato/a (Harbrye-Moza* Muzesı-Mağara KWse)-Gazıantep-Urfa (Harrw-BaMdıgöl)-Al8t0tV Bara»-Adryaman (Kahla-Nemrut Dağı)-Malalya (Pnarbaşı)- Kaysen (Külep«-Kumt>etler)-HacıbeMa$ (Türb«-Mu2e)-Nevşehr (KapadoKya bolgesı). 9 GECE 10 GÜN Hareket tarlhleri: 29/8. 12/9. 26/9 İkı ki$ıtlk odalarda Itrçı başı 2 . 3 5 0 . 0 0 0 . - T L . Prşjn ödemetetde % 6 mdiTim. A^TKB vade tafksa mumkun 1 HAFTA SONU ktanbıfa toptHopına uç-uçbuçt* saal mesaleüe satun pbf ıkndieme, uzun bağtamn /ortustna ve m- ce ormanpat+alanna kanşp gtöecek *ı gün... Hofköy-MüreteŞvköy S»O2 Körlezı Gchbvkı Yaımaâau Cumartesi sabahı hareket, Pazar ateşam dönûs. Tam pansiyon 3 2 5 . 0 0 0 . - T L Kaloş laftıten 22 Ağustos -10 Ourn arası ner hafta sonu M İ T O L O G Y A T U R İ Z M OLÇEK SOK NO 161/19 HARBIYE - ISTANBUL TEL: 241 36 31 - 248 86 58 ^ ^ Türk Ekonomi Bankası A.Ş. Bilgi tşlem Bölümü'nde çahşmak üzere T.C. vatnndaiji. mecbun hızmet \ukumlulugu bulunmayan, askerlık goıevmi tamamlamış. 30 yaşını aşmamış. ıvı derecede İngilizce bılen elemanlar alınacaktır Sistem Analisti Si.stem Geliştirme Gaıbu için Bankacıhk l'ygukıımlannı t)U>masyona geçirme konusunda çalışacak. analitik dıışunebilen, en az bir yıl deneyımli, tercihan Bılgi.sayar Muhendisi. Yazılım Uzmaru Yazılıni Grubu için Bankacıhk, Veri Tabanı. 4. kuşak ve C dili konusunda en az bir yıl deneyimli, LIN1X siMemlerinde çalışmış tercihan Bılgisayar Muhendisi. Baş\\ıruların 28 AguMu.s 1992 akiamına kadar fotoğrafh ozgeçmislerle birlikte Türk Ekonomi Bankası A.$. Bilgi İşlem Bolumu, Mecli.s-i Mebusan Cacl 35 Hındıklı 80040 İstanbııl adresme nıektuplu yapılması rıca Dİunur. Başuırular gizli tutulacaktır. TÜRK EKONOMİ BANKASI ŞANLIURFA2.İCRA MÜDÜRLÜGÜ'NDEN ÖDEME EMRÎNİN İLANENTEBLİĞİ Sayı: 1992/81 Alacakh: A.Latif Soydaş Vek. Av. Metin Koyuncu-ŞJJrfe. Borçlu: ömer Çetindağ, Mehmet o|lu, Nakiphan köyünden Ş.Ur- fa. Borç: 250.CXW.000 TL alacak icra mas. üç. vek. 17.1.1992 tarihin- den itibaren K. faiz. Yukarıda yazılı borcu işbu ödeme emrinin ilanen tebliği tarihinden itibaren 20 gün içinde ödemeniz, tlK'nın 74. maddesi gereğince mal beyamrda bulunmamz, bulunmadığınız takdirde ttK'nın 337. mad- desi gereğince hapisle tecziye olunacağınız, senet altındaki imzanın size ait olmaması halinde 20 gün içerisinde beyanda bulunmamz, ay- nca ve açıkça icra dairesine bildirmenız, aksi takdirde imzanın size ait olacağı, senet kambiyo niteliğini haiz degilse İcra Tetkik Mercii HâkimliğVne bildirmeniz, aksi ukdirde aleyhinize icra takibine de- vam olunacağı ilanen bildirilir. I.Ü. İŞLETMEFAKÜLTEStlŞLETME IKTÎSADIENSTİTÜSÜ ARAŞTIRMA VE YARDIM VAKFI LİSE MEZUNLARI İÇİN TURİZM UZMANLIK PROGRAMI Programın amacı: Bu program, ulkemizin en önemli hizmet sektörlerüıden biri olan turizm sektörunde faalıyet gösteren çeşitli kuruluşlarda (konaklama tesisleri, tatil köyleri, seyahat ve turizm işletmeleri vbg.) görev alacak kişilere cağdaş işletmecilik bilgileri kazandırmak ve Turizm Işletme- ciligi'nin temel yöntem ve tekniklerini öğretmek suretiyle, bu alanda ihtiyaç duyulan nitelikli personelin yetiştirilmesini amaçlamakladır. Programı başanyla tamamlayanlara sertifika verilir. Programın süresi ve yeri: Program 1 yıl sureli olup, bu sürenin 24 haftası teorik derslerden, 20 haftası ise stajdan oluşmaktadır. Teorik dersler istanbul Universitesi Avcılar Kampusu'nda yapıla- caktır. Kayıt Kosullan: Programa katılabümek için en az li«- veya dengi okul mezunu ol- mak ve bir yabancı dili yeterli düzeyae bıunek gerekir. Yeterli düzey- de yabana dil bilmeyenler için 1 akaderruk yıl sureli 'Turizm Ingüizcesi' kursu açılacaktır. Aday Kayıtlan ve Giriş Sınavlmn Aday kayıtları 6 Temmuz - 21 Ağustos 1992 tarihleri arasında, gi- riş smavı ise 26 Ağustos 1992 tarihinde saat 10.00'da yapılacaktır. Aday kaydı için gereklı belgeler: 1- İki fotoğraf 2- Mezuniyet veya son sınıfta bulunduğuna ilişkin belge 3- Işletme lktisadı Enstitüsü Araştırma ve Yardım Vakfı T.C. Va- kıflar Bankası Avcılar Şubesi 2000008 No'lu hesaba yatınlan 250.000 TL'nin dekontu. Kayıt ve Sınav Yeri: l.Ü. lşletme Fakültesi lşletme tktisadı Ensthüsü 34850 Avcüar/İSTANBUL Tel: 591 44 91-591 39 64-590 14 27/217-218-219-220 Fax: 591 99 78 Basın:35163 ANKARA NOTLABI MUSTAFA EKMEKÇİ Tekin İleri Dikmen'le: (3) Babalarla Çocuklar... Tekin İleri Oikmen, CHP'nin bir komutla açılıp oluşa- cağma inanmıyor. Yani "CHP açıldı, haydi gelin! Bütün CHP'liler partiniz açıldı, gelin" diyor, konuşmasını sürdü- rüyor: - Partimiz açıldı ama biz neyiz? öbürleri sorar. "Ben DSP olarak CHP'lileri taşıyorum!" "Ben SHP olarak büyük çoğunluğunu taşıyorum!" Hani, Nasrettin Hoca kediyi kaldırmış koymuş ya, "Et buysa kedi nerde? Ke- di buysa et nerede?" Onun için yerine oturtmak gerek. Bütünlükleri içinde yapılması gereken şey bence şu idi: SHP ile DSP'nin birleşmesini sağlamak. Böylece CHP'ye intikal etmek. CHP kalanları içinde, SHP ve DSP suyunu önce bir havuzda birleştirerek sonra ora- dan akıtmak... - Ama açıklandı; diyor ki Bülent Bey, "Sosyal demok- rat değilim; SHP ile de birleşmem." Bu durumda, o zaman.. - O zaman bu durumda, olanaksızlıklar var; Bülent Bey ne diyor? "Ben genel başkanlık" koşulunu ileri sürmüyorum. Ama doğrultuyu ben tayin edeceğim. SHP de sağlıksız unsurlar, öğeler var; sağlıklıları ala- cağım, sağlıksızları dışarıda bırakacağım. DSP'yi de ben kurduğum için sağlıklıdır. Ve muhatabım da SHP değildir" diyor. Tabii, CHP üyesi olmadığı için Erdal Inönü, muhatabı o da değildir. SHP de değildir. O za- man DSP o kanalda akacak; artı, SHP içinde Erdal Inönü'nün liderliğini beğenmeyen, Erdal Inönü'y'e bu işin gideceğine inanmayan bir grup arkadaşımız, o ha- rekete katılabilecek. Ama bir liderlik kavgası başlaya- cak. Her ne kadar Bülent Bey, "Ben eski arkadaşlarım- la olan kırgınlığımı unuttum" diyorsa da hani "eski hizipçi" diyordu, AN Topuz adı vardı, Baykal adı vardı; "Ben unuttum" diyor, "anlaşabiliriz" diyor. Deniz Bey'in de bir demeci çıkmışti, "Biz Bülent Bey'le anla- şabilirdik, şöyle şöyle demeseydi, yani genel başkan olmada ısrar etmeseydi..." dedi. Şimdi ben, bunun yürüyebileceğine de inanmıyo- rum. -Neyin yürüyebileceğine? -Yani Ecevit - Baykal- Topuz birlikteliğinin uzun süre yol alabileceğine inanmıyorum ve bu sadece buraya hasredilmiş bir hareketin CHP'yi alıp götürebileceği- ne; kökleştirebileceğine de inanmıyorum. Kesinlikle SHP işin içinde olmalıdır, SHP ağırlıkla işin içinde ol- malıdır; SHP'nin bütünlüğü sarsılmamalıdır; SHP bü- tünlüğü içinde oraya intikal etmelidir. Şimdi, CHP de SHP'ye intikal edebilir, SHP de CHP'- ye intikal edebilir. Bir kısım arkadaşlarımız ısrar etti- ler, "Behemahal CHP'de" diye. Konuşmama başlar- ken bir şey söylemiştim: "Cennet cennet dedikleri / Birkaç köşkle birkaç huri / Isteyene ver onlan" yani CHP'nin taşınmazları, şu kadar çimento, şu kadar de- mir... Yani onlarsa CHP, hiçbir şey ifade etmez bu. Efendim, "Işte CHP açılıyor!" lyi ama bir parti ne ya- sayla açılır ne yasayla kapatilır. Yani yasa "Kapattım CHP'yi" dedi- CHP kapanmadı, CHP sürdü. Evlatların- da sürdü, çocuklarında sürdü. Işte, en son SHP'de sü- rüyor. Bülent Bey.. Onu pek tahlil etmek istemiyorum ama SHP'de, partililerin onda dokuzunun bulunduğu SHP'de bu şürüyor. Yani, babaevi yıkılmış, terk edit- miş, otuz yıl, yirmi yıl, on yıl metruk (bırakılmış) kalmış. Ama çocuklar, yeni evler, yeni binalar yapmışlar; ba- bamın evinde, bir gasıp gelip bir ev yapsa, ne yapa- rım? O terk edilen evin babası sürgünden dönüp gelse, orada bir ev görse "Efendim, işte senin arsanda ev yaptık? Bu senin evindir!" Adam, "lyi, benim arsam ama, benim çocuklanm nerede" diye sorar. Çocukları- nın evi nerede ise onun evi orasıdır. Taşınmaz malla- nn içinde falan oturmuş, filan oturmuş hiç önemli de- ğil. lnsan öğesine bakacağız; bu davayı alıp götürenler kimlerdir? Bana göre bunlar SHP'dedir. SHP'yi yok sayarak sıfırlayarak bir menzile gidemeyiz. Ben SHP bütünlüğü içinde yer alacağım. Oradaki sıfatım da Çankaya ilçesi üyeliğidir. Orada kalacağım. -Ama siz CHP'nin kurulmasını istiyorsunuz? -CHP'nin kurulmasını istiyorum, ama CHP'nin kurul- ması, üçüncü parti olarak tecelli edecekse, bizi daha fazla böiecekse, bir kaosa sürükleyecekse, sonu bit- mez savaşımlann içine atacaksa, bunu istemiyorum! Ha, şu olabilir CHP kurulur, önünde daha birkaç ay vardır oluşuma bakılır, çok sağlıklı gidiyor, SHP ile te- ması var, DSP ile iyi ilişkileri var, birleştirici bir fonksi- yonu yerine getiriyor, yani böyle. Gönlümün arzusu CHP kurulsun. CHP adı altında sürüp gitmesidir. Ama doğrusu kendime de soruyorum, yani bu SHP gerçeği- ni, SODEP gerçeğini, biz hep buradaydık CHP'liler, bunu çok ciddi olarak benimsedik. Ve biz burada varız. Aslolan, bizi birleştirip, iktidara götürecek yolu bul- mak. Tabii, iktidar bir araçtr. İktidara gelmekle ne yapacağız? Yani bugünden CHP kurulurken tartışma- lar, "şöyle olmalıdır, öyle olmalıdır..." -Belki şöyle denebilir. CHP olursa, tek başına iktida- ra gelecektir. -Ama kanatlardan yalnız birine sahip. Bir kanadı ke- silmiş olan kuş uçmayacaktır. Onun için iki kanadı bir- leştirerek yanına o uçmayı kolaylaştıracak başka ekler yaparak bu arkadaşlarımız bu tedbiri bulabilirlerse bu liyakat ve kifayeti gösterebilirlerse, olabilir... BULMACA 9 SOLDAN SAGA: 1/ Düz yüzeyler üze- rinde girintili çıkın- tılı biçimlerden oluş- tunılan yapıt ya da duvar siısü... Bir no- ta. 2/ Bir gıda mad- desi... Yeraltı suyunu taşıyan geçirimli kat- man. 3/ El yazısın- dan karakter ve duy- guları anlamayı amaç edinen incele- me yöntemi. 4/ Ege bölgesinde yaygın zeybek türü bir halk oyunu... Köpek. 5/ Afrika'da yetişen ve parlak kerestesi mobiİyacüıkta kullanılan bir ağaç. 6/ llave... Gizli görevli. 7/ Çin, Viet- nam, Malezya'da yetişen ve lifleri do- kumacıhkıa kullanılan değerli bir bitki... Bir nota. 8/ Olağanüstü ye- teneği ve yaratıcı gücü olan kimse... Geleneksel Hawai dansı. 9/ llkel bir silah... Kanda alyuvar sayısının azal- masından ileri gelen ve daha çok genç kızlarda gorülen kansızlık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ 1960'larda Jamaika'da doğan müzik üslubu... Bir nota. 2/ Arap abecesinde yuvarlak ünlüleri (o-ö-u-ü) karşılayan işaret... Bir işletmenin ani batışı. 3/ Göklerin en yüksek katı... Beddua. 4/ Kahn kabuklu ve çekirdekli bir portakal cinsi... Hatay ilinde bir göl ve ova. 5/ Çevrebilirn. 6/ Gemilerde bulundurulan san- dal... Holmiyum elementinin simgesi. 7/ Çin'de Buddha'va ve- rilen ad... Öğe. 8/ Perhız... Uluslararası Çahşma örgütü'nün sim- gesi. 9/ lvp dıhnde derınin kanlanmasına verilen ad... Kâfî gel- meyen.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle