Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18AĞUSTOS1992SAU
12 DIZIYAZI
İ
Tepede 50mumluk ampul, aşağıda Kurdakul ve Ilgaz... Babıâli'de düzeltmenlik geceleri
Düzelt ki yeriııbu değildir-7- seven, bır arkadaş daha kauldı aramı-
"Kendihukukumukoruyamadığım za. Başladığı günden itibaren dizilen
bu memlekette mesleği sürdürmeyi yazılar üzennde, sık sık olmasa da olur
hukuka ıhanet sayıyorum." türünden değışürmeler yapıyor dızgi-
Gazetelerin böylesı haberlere kendi- cilerle tartışma ortamı yarauyordu.
liklerinden "sansür" koyduklan za- Gün görmüş bir başmürettibı vardı
manlar. Yalnız bizim Halil Lütfü gazetenm. Birlikte olduğumuz gece
Bahâli'nıngörünmezyasalannaaykı- "usulü dairesinde" uyardı arkadaşı-
n hareket ediyor. rnızı. "Ustalar yukardan gelen yazıla-
Solculan, terkos suyundan ucuz ça- ra sadık kalarak diziyorlar. Pek açık
hşürarak. hatalann dışındakilerle oynamasanız
Rıfaz Ilgaz, kı 194nerdeYarenlik"- bey kardeşim."
teki şiirleri yazmış adam. Gıkı çıkma- Yanıt olarak kupkuru ıki sözcük ar-
dan okuyor ya da dinliyor kolon ko- kadaşımızdan.
lon yazılan. "Mesleğimi yapıyorum."
- Hoca diyorum bir gece, kendi pa-
ramızla 100 mumluk bir ampul alıp
takalım yahu şu mendebur yere, gözü-
müz gönlümüz tşısın..
Takıyonız.
İki üç akşam içimiz ferahlıyor okur-
ken.
Ne var ki, uçlu kalem zam'anı Mah-
mut Yesari'ye, "Yesari! Yesari! Mü-
rekkebe yazacağın anda ban, düşü-
nürken buharlaşıyor" diyen adam bu
Halil Lütfü. Kül yutar mı? Dördüncü
akşam bizim ampul gidiyor, yerine es-
HAPÎSTEN
BABIÂLÎ'YE
Şükran Kurdakul
Attamakazası
Birkaç gün geçmeden, olağan za-
man dört beş harf yanlışla gelen ko-
lonlar, o arkadasın nöbetinde bir yığın
hatası ile dökülmez mi masamn
uzerine. Düzeltmeyle başa çıkılacak
Ve kaçınılmaz sonuç: İki büyük at-
lama kazası!
Abdülkadir Gölpınarlı'nın soyadı
"Götpınarh", Başbakanınki "Mente-
ş
ki 50 mumluk. gülüşü
VedİSİne
Rıfat'ın olay günü akşamı
gözlerimin önünde:
"Aldırmayın canım, mesleğirıi yapı-
yor!"
Yukarda ve Spor Servisi'nde çalı-
doğru 50mumlukarripul ^İ2ffgff
l
§aî
l
ıSfe;
lŞlğinda başhyOrUZ Kayhan Türkçü, Ayhan Yetkiner,
OKUmHyâ. ijâDânjn UÇUnC Belki gazetecilikten çok politikayı
kadar. PatrOIl, gazetecinin sevıyorSadullah. 141 yada 142'giller-
emeğini klişe parasından do^^ŞKmm'bu rahlüı^os
1
-
d a h a UCUZa kapattlğl İÇİn
m a n
Bölükbaşı'nın militanlanndan o
Tan gazetesi de silme zaman
-Sadunah g l b i
'f ı r s a t y a r a t t l k ç a
yaayla çıkıyor neredeyse.
Ama iyimserliği elden
bırakan yok aramızda.
Devran dönecek,
yeteneklerimizi kullanma
olanağı bulacağıznasıl
olsa...
O tarihte, Basın Yayın Okulu'nda
okuyan bir genç var gazetede. Vakitli-
vakitsiz, bizim hücre boyutundaki
odamıza gelir, içimizi karartır. Yerli
yersiz dalkavuklara özgü biçemde so-
rular sorar..
- Hocam Dolmuş'ta Stepne imzası
ile çıkan o emsalsiz yazılar sizın değil
mi?
- Hocam, beklediğimiz şiir kilabını
okuma talihine ne zaman kavuşaca-
?
- Hocam, II. Yeni üzenne ne düşü-
nüyorsun?..
v
Kimi susar, duymamış gjbi yapar,
kimi de sözcüklerin yansıyla yamtlar
Rıfat Ilgaz.
Bir akşam, kolonlann toplanmasmı
beklerken Sait Faik'e daldırrruşız. Ho-
ca, Gün dergisinde yazarken çocuklar
gibı sevindigini anlatıyor Sait'in. He-
vesı dalında.
dağ taş gezip, yaşamın "rahle-i ted-
nsı' nden geçerek aşağıdan yukanya
örgütlenme bilincine sahip çıkanlar
çoğulculuğu "teori"de bırakmayacak-
lar.
Dönemin görûnen bir umut ışığı da
bu..
Ne var ki, bu gerçegı bizim gibi, ikti-
dar kabadayılan da gördükleri için
demokrasi memokrasi, hukuk mukuk
dinlemeden basunyorlar.
O yıllar savcıhktan eksik olmayan-
lann başında iki kıdemli var. Hüseyin
Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay...
Ratip Tahirler, Naci Sadullah'lar
için istenen cezalann yüz yılı bulduğu
söyleniyor.
1955-56 yıllannda demokratikleşme
sürecine ters düşenlerin sanat adamla-
n da "planlı baskı"sından paylanm
ahyorlar.
Demokrat Parti iktidanrun, Melih
Cevdetı Yan Yana, Rıfat llgaz'ı De-
vam, Orhan Kemal'i Grev, Oktay Ri-
fat'ı Karga ile Tilki, Fethi Naci'yi
lnsan Tükenmez, Arif Damar'ı Gün-
den Güne, Ferruh Doğan'ı Kalkındı-
nlacak Köy, Metin Eloğlu'yu Sultan
Palamut, beni Giderayak kitaplann-
dan 142. maddeye aykın eylemde bu-
lunduklan savı ile -7,5 yıldan başlaya-
rak- ağır ceza mahkemelerinde yargı-
latmanın tek anlamı var. Temel
haklara aykın yasalann arkasına sığı-
1941lerde Yarenlik'teki şiirleri yazan Rıfat Ilgaz, Tan gazetesinde gıkı çık-
madan okuyor ya da dinliyor kolon kolon yazılan. Ekmek aslaıun ağzında.
Bizimkı gene sızmış içeriye. Orta çağ narak yıldınya (teröre) başvurmak.
renkli gözlerini döndüre döndüre yılı- Bereket versin, hukuka saygıyı yitir-
meyen yargıçlar da bulunuyor Tür-
kiye'de. Giderayak dışında açılan
davalann tümüne verilen karar: Ak-
şıyor Rıfat'a...
- H(ram ben Sait Faık'in hikâyele-
rini çok seviyorum.
- Çek ulan, diye elinin tersiyle itiyor lanrna.
Rıfat bu yazar adayırun sözcüklerini, Giderayak, o zaman Hukuk Fakül-
"Sen Sait'i-sevebılecek adam mısın?!" tesi'nde çiçeği burnunda bir asistan
O aralık bızi ve ışi kendi mantığınca olan Çetin Ozek'ın uyarması ile, "in-
tak-ı hak" süresinden yararlanılarak
dava dışı bırakıhyor.
Bu arada Yargılay'daki davadan
aklanarak çıktığım için Tarsus'a sür-
gün gitmiyonım.
Düş kurmak ya bu! Ver elini Ataç
Yayınevi.
Ataç Kitabevi Yayınlan'na, baskı-
lann bu denli arttığı dönemde 1958'in
sonlannda başlayabıldim,
lktidardakiler, çağdışı kültür politi-
kasına bağlı uygulamalarla cumhuri-
yetin yarattığı kurumlarla da oyna-
maktan çekinmiyordu. özellikle
yakın geçmışin gerçeklerine ışık tutan
tarih kitaplan değiştirilmiş, her düzey-
de okul Kurtuluş Savaşımızın temel
felsefesinden kaynaklanan olgulan
öğretme olanağından yoksun bırakıl-
mışü. Yönetım, kullanacağımız söz-
cüklerle Türkçe düşünmemizi engelle-
mek istiyordu.
Düşün yaşamımızın gelişimine en-
gel olunmak istendiği bir ortamda
ancak iki kitap basmaya yetecek pa-
rayla yayıncıbğa kalkışmanın tanımını
bunca >ıl sonra tek sözcükle yapabili-
yorum.
tnanmakla.
Kendime, arkadaşlığa, okura.
Kendıme ınancım. mesleğin gerek-
tirdiğı her türlü zorunluğa boyun eğ-
mek yolundakı kararlıhğıma bağlıydı.
Arkadaşlanma inanam, onlara ya-
zar olarak güvenmekten kaynaklanı-
yordu.
Okura inancım, okumuş orta taba-
kanın genç kesiminde görülen çağını
algılama bilincıni duyumsamakla
oluştu.
Ortalama ölçüde kimin ne okumak
istediğıni öğrenmek, kitap basma hızı-
nı etkilemeye başladı. Seçim yaparken
benim sanat beğenimın ölçüt olmama-
sına özen gösterdim elimden geldiği
kadar. Kısa süre içinde yayımladığım
yirmi beş otuz kitaptan sekizi döne-
min en önemli armağanlannı aldı. As-
lında bu, arkadaşlanmın başansını
gösterdiği kadar benim görüşlerimin
doferuluğunu da ortaya koyuyordu.
ficinci Yeni olarak adlandınlan şiir
hareketine karşı olan Attıla İlhan'la
birlikte, o tarihte bu hareketin öncüle-
rinden sayılan İlhan Berk'in kitaplan-
nı da basıyordum. Kafka'yı basıyor-
dum. Değlşim'i, Milcna'ya Mektup-
lar'ı, Dava'yı.. Adalet Cimcoz'lann,
Tahsin Yücel'lerin, Selahattin Hilav'-
lann, Orhan Veli'lerin, Vedat Gün-
yoriann çevirilenyle Sartre'ı, Camus'-
yü okutmak keyiflerin en güzelini
yaşatıyordu bana.
Yine yayıncıhk yapsarn yine kendi
yerleşmiş beğenılerimi ölçüt olarak
kullanmaz, basacağım yapıtın değen-
ni göz önünde tutmaya özen gösterir-
dim. Gerçekte en çok on yıl süren hızlı
yayıncıhk yaşarrumda, benim bu tu-
tumunu yadırgayan dostlar arasında,
Behice Boran gibi, bana "'Varoluşçu
mu oldun sen?" türünde, yanıtı kendi-
lerince önceden verilmiş sorularla si-
tem edenler bile çıkmışü.
Nice koşullanmadan annması ko-
lay mı ınsanlann.
Yayınanın bir görevi de bu koşul-
lanmalan kırmaya yonelık program-
lan gerçekleşürmekür.
Yunanedebiyatı
llk kez Yunan edebiyatının ıki yaza-
nnın Kornaros'la, Kazancakis'in ya-
pıtlannı yayımlarken de görevimi
yapıyordum. Oskar Lange'nin Eko-
nomi Poliük'ini yayımlarken de...
• Her yayımcı ister istemez kültür sa-
vaşımırun içindedir kuşkusuz. Ama bu
savaşımda gecmişı. günceli ve geleceğı
düşünür, yorumlarken geniş bakış açı-
lan gerektirir. Bu nedenle kendine
özgüdür yayınevinin sorumluluğu.
Yurt yönetiminden, politıkadan so-
yutlanamaz ama, politikanın doğru ya
da yanlış gördüğünü kabullenmek zo-
nında da değildir. Doğrudan düşün ve
sanat adamıyla, yaratma özgürlüğü ile
ügilidir yayınevinin ışlevi. Varlığının
can daman bu işlevin yerinde kullanıl-
masına bağhdır. Yoksa eski halk
cumhunyetîenndekı yazarlar birlikle-
rinin işlevine döner olay. Merkez ko-
mitesine bakıp hizaya gelerek kitap
yayımlamayı ideolojinin gereği sayar-
sanız, iş DostoyevsİcTyi, Kafka'yı ya-
saklamaya kadar gidebilir, g>der.
1978'de tanıdığım "Uldiz" adlı bir
Estonyalı şair-Türkolog sormuştu ba-
na:
- Kaç yıl ceza veriyorlar kitabmız
yasaya aykın görülürse?
-7.5 yıldan başlıyor.
- Çıîcsın kitabım da versinfcr 7.5
yıl...
K.apitalist ülkelerde yaşayan sanat-
çılann da kcndilerini gizli sansürün
etki alanından kolay kurtaramadıkla-
nnı biliyoruz.
Acı olan bu...
Hatröst,hadevlet
Ha holdinglerin, tröstlerin görünür
görünmez baskısı... Ha devletin...
Fark eder mi ki?
1%5'lerde Soljenitzin'den, Niyazi
Dalyancı'nın cevirdiği fvan Deniso-
viç'in Bir Günü adb romanını yayım-
ladığımda TÎP üyesiydim. Ve sorum-
luluk almak istiyordum. Hukukçu
arkadaşım Nebil Varuy, "Bu kitabı
yayımlaman senin birçok oyunu siler
götürür kongrede" demişti.
Doğru çıktı.
Yöneten azınlık da yanlış düşünebi-
lir. Yanhşlığa düşüldüğünü algjladığı
anda susmamak degil mı yazann göre-
vi. Gücüm yettiğince susmayanlar
arasında olmaya çabaladım ben. Ya-
zar olarak. parti üyesi ve yayına ola-
rak...
SÜRECEK
ws»^
AG GEZGINLERI!
Gri kentiehn kendine kasteden ölümcul akışından birkaç günlüğüne kopabilenlere
bazı öneriler... Yaklaşan sonbahar serinliğinde...
EGE-BATJ AKOENIZ
İST-Çanakkale (Ge«bolu-AnzaMar-Troya)-Assos (Behramkaie)-AyvaM(-Bergama-Ku$adası (Meryemana-
Bes-Setçuk MuzesO-Mrtet-Dıdım (Aponon TapmağKAIrkum) Bodajm (TeKne-Ha**camassos)Mafmans-
Dalyan (Tekne-Kaunos)-Fethıyc (Otudenız-Kayaköy)-Letoon-Xanthos-Paiara-Kaş-Kekova (Batık L*ya şehnn-
de tekne turu)-Demre-Anlatya (Duden ŞeUesı-Güver Uçurumu-laıa Pte(i) Pefge-Aspeodos-StdeManavga
Şetalesı-Alaiya (Kale-Damlal^ Mağaras(-Ka*ule>-letaar Antatya^Panuktete (Hlerapois-Tıaı/ertenler-Knnızı-
su)
10 GECE 11 GÜN Hareket larihleri: 29/B. 12/9. 26/9
İkı kışılık odalarda kışı başı 2 . 4 0 0 . 0 0 0 . - T L Peyn ödemelerde % * mdırım. Aynca vsde tarlsa taksıKendıfme
DOĞU AKDENIZ - NEMRUT - KAPADOKYA
İST-Antafya Aspendos-Stde-Manavgad-Alaıya-Anamur (Anemunum-Mamure Katesi) S*(ke (Cennet-
Cehennem-Ki2kaiesı)-Tarsus (Şeta^Küıse)-Çukurova (Ytenlıkate) Antato/a (Harbrye-Moza* Muzesı-Mağara
KWse)-Gazıantep-Urfa (Harrw-BaMdıgöl)-Al8t0tV Bara»-Adryaman (Kahla-Nemrut Dağı)-Malalya (Pnarbaşı)-
Kaysen (Külep«-Kumt>etler)-HacıbeMa$ (Türb«-Mu2e)-Nevşehr (KapadoKya bolgesı).
9 GECE 10 GÜN Hareket tarlhleri: 29/8. 12/9. 26/9
İkı ki$ıtlk odalarda Itrçı başı 2 . 3 5 0 . 0 0 0 . - T L . Prşjn ödemetetde % 6 mdiTim. A^TKB vade tafksa
mumkun
1
HAFTA SONU
ktanbıfa toptHopına uç-uçbuçt* saal mesaleüe satun pbf ıkndieme, uzun bağtamn /ortustna ve m-
ce ormanpat+alanna kanşp gtöecek *ı gün...
Hofköy-MüreteŞvköy S»O2 Körlezı Gchbvkı Yaımaâau
Cumartesi sabahı hareket, Pazar ateşam dönûs. Tam pansiyon 3 2 5 . 0 0 0 . - T L
Kaloş laftıten 22 Ağustos -10 Ourn arası ner hafta sonu
M İ T O L O G Y A T U R İ Z M
OLÇEK SOK NO 161/19 HARBIYE - ISTANBUL TEL: 241 36 31 - 248 86 58
^ ^
Türk Ekonomi Bankası A.Ş.
Bilgi tşlem Bölümü'nde
çahşmak üzere
T.C. vatnndaiji. mecbun hızmet \ukumlulugu bulunmayan,
askerlık goıevmi tamamlamış. 30 yaşını aşmamış.
ıvı derecede İngilizce bılen
elemanlar alınacaktır
Sistem Analisti
Si.stem Geliştirme Gaıbu için
Bankacıhk l'ygukıımlannı t)U>masyona geçirme konusunda çalışacak.
analitik dıışunebilen, en az bir yıl deneyımli,
tercihan Bılgi.sayar Muhendisi.
Yazılım Uzmaru
Yazılıni Grubu için
Bankacıhk, Veri Tabanı. 4. kuşak ve C dili konusunda en az bir yıl deneyimli,
LIN1X siMemlerinde çalışmış
tercihan Bılgisayar Muhendisi.
Baş\\ıruların 28 AguMu.s 1992 akiamına kadar fotoğrafh ozgeçmislerle birlikte
Türk Ekonomi Bankası A.$. Bilgi İşlem Bolumu,
Mecli.s-i Mebusan Cacl 35 Hındıklı 80040 İstanbııl
adresme nıektuplu yapılması rıca Dİunur.
Başuırular gizli tutulacaktır.
TÜRK EKONOMİ BANKASI
ŞANLIURFA2.İCRA
MÜDÜRLÜGÜ'NDEN ÖDEME EMRÎNİN
İLANENTEBLİĞİ
Sayı: 1992/81
Alacakh: A.Latif Soydaş Vek. Av. Metin Koyuncu-ŞJJrfe.
Borçlu: ömer Çetindağ, Mehmet o|lu, Nakiphan köyünden Ş.Ur-
fa.
Borç: 250.CXW.000 TL alacak icra mas. üç. vek. 17.1.1992 tarihin-
den itibaren K. faiz.
Yukarıda yazılı borcu işbu ödeme emrinin ilanen tebliği tarihinden
itibaren 20 gün içinde ödemeniz, tlK'nın 74. maddesi gereğince mal
beyamrda bulunmamz, bulunmadığınız takdirde ttK'nın 337. mad-
desi gereğince hapisle tecziye olunacağınız, senet altındaki imzanın
size ait olmaması halinde 20 gün içerisinde beyanda bulunmamz, ay-
nca ve açıkça icra dairesine bildirmenız, aksi takdirde imzanın size
ait olacağı, senet kambiyo niteliğini haiz degilse İcra Tetkik Mercii
HâkimliğVne bildirmeniz, aksi ukdirde aleyhinize icra takibine de-
vam olunacağı ilanen bildirilir.
I.Ü. İŞLETMEFAKÜLTEStlŞLETME IKTÎSADIENSTİTÜSÜ ARAŞTIRMA VE
YARDIM VAKFI LİSE MEZUNLARI İÇİN TURİZM UZMANLIK PROGRAMI
Programın amacı:
Bu program, ulkemizin en önemli hizmet sektörlerüıden biri olan
turizm sektörunde faalıyet gösteren çeşitli kuruluşlarda (konaklama
tesisleri, tatil köyleri, seyahat ve turizm işletmeleri vbg.) görev alacak
kişilere cağdaş işletmecilik bilgileri kazandırmak ve Turizm Işletme-
ciligi'nin temel yöntem ve tekniklerini öğretmek suretiyle, bu alanda
ihtiyaç duyulan nitelikli personelin yetiştirilmesini amaçlamakladır.
Programı başanyla tamamlayanlara sertifika verilir.
Programın süresi ve yeri:
Program 1 yıl sureli olup, bu sürenin 24 haftası teorik derslerden,
20 haftası ise stajdan oluşmaktadır.
Teorik dersler istanbul Universitesi Avcılar Kampusu'nda yapıla-
caktır.
Kayıt Kosullan:
Programa katılabümek için en az li«- veya dengi okul mezunu ol-
mak ve bir yabancı dili yeterli düzeyae bıunek gerekir. Yeterli düzey-
de yabana dil bilmeyenler için 1 akaderruk yıl sureli 'Turizm Ingüizcesi'
kursu açılacaktır.
Aday Kayıtlan ve Giriş Sınavlmn
Aday kayıtları 6 Temmuz - 21 Ağustos 1992 tarihleri arasında, gi-
riş smavı ise 26 Ağustos 1992 tarihinde saat 10.00'da yapılacaktır.
Aday kaydı için gereklı belgeler:
1- İki fotoğraf
2- Mezuniyet veya son sınıfta bulunduğuna ilişkin belge
3- Işletme lktisadı Enstitüsü Araştırma ve Yardım Vakfı T.C. Va-
kıflar Bankası Avcılar Şubesi 2000008 No'lu hesaba yatınlan 250.000
TL'nin dekontu.
Kayıt ve Sınav Yeri:
l.Ü. lşletme Fakültesi
lşletme tktisadı Ensthüsü
34850 Avcüar/İSTANBUL
Tel: 591 44 91-591 39 64-590 14 27/217-218-219-220 Fax: 591 99 78
Basın:35163
ANKARA NOTLABI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Tekin İleri Dikmen'le: (3)
Babalarla Çocuklar...
Tekin İleri Oikmen, CHP'nin bir komutla açılıp oluşa-
cağma inanmıyor. Yani "CHP açıldı, haydi gelin! Bütün
CHP'liler partiniz açıldı, gelin" diyor, konuşmasını sürdü-
rüyor:
- Partimiz açıldı ama biz neyiz? öbürleri sorar. "Ben
DSP olarak CHP'lileri taşıyorum!" "Ben SHP olarak
büyük çoğunluğunu taşıyorum!" Hani, Nasrettin Hoca
kediyi kaldırmış koymuş ya, "Et buysa kedi nerde? Ke-
di buysa et nerede?" Onun için yerine oturtmak gerek.
Bütünlükleri içinde yapılması gereken şey bence şu
idi: SHP ile DSP'nin birleşmesini sağlamak. Böylece
CHP'ye intikal etmek. CHP kalanları içinde, SHP ve
DSP suyunu önce bir havuzda birleştirerek sonra ora-
dan akıtmak...
- Ama açıklandı; diyor ki Bülent Bey, "Sosyal demok-
rat değilim; SHP ile de birleşmem." Bu durumda, o
zaman..
- O zaman bu durumda, olanaksızlıklar var; Bülent
Bey ne diyor? "Ben genel başkanlık" koşulunu ileri
sürmüyorum. Ama doğrultuyu ben tayin edeceğim.
SHP de sağlıksız unsurlar, öğeler var; sağlıklıları ala-
cağım, sağlıksızları dışarıda bırakacağım. DSP'yi de
ben kurduğum için sağlıklıdır. Ve muhatabım da SHP
değildir" diyor. Tabii, CHP üyesi olmadığı için Erdal
Inönü, muhatabı o da değildir. SHP de değildir. O za-
man DSP o kanalda akacak; artı, SHP içinde Erdal
Inönü'nün liderliğini beğenmeyen, Erdal Inönü'y'e bu
işin gideceğine inanmayan bir grup arkadaşımız, o ha-
rekete katılabilecek. Ama bir liderlik kavgası başlaya-
cak. Her ne kadar Bülent Bey, "Ben eski arkadaşlarım-
la olan kırgınlığımı unuttum" diyorsa da hani "eski
hizipçi" diyordu, AN Topuz adı vardı, Baykal adı vardı;
"Ben unuttum" diyor, "anlaşabiliriz" diyor. Deniz
Bey'in de bir demeci çıkmışti, "Biz Bülent Bey'le anla-
şabilirdik, şöyle şöyle demeseydi, yani genel başkan
olmada ısrar etmeseydi..." dedi.
Şimdi ben, bunun yürüyebileceğine de inanmıyo-
rum.
-Neyin yürüyebileceğine?
-Yani Ecevit - Baykal- Topuz birlikteliğinin uzun süre
yol alabileceğine inanmıyorum ve bu sadece buraya
hasredilmiş bir hareketin CHP'yi alıp götürebileceği-
ne; kökleştirebileceğine de inanmıyorum. Kesinlikle
SHP işin içinde olmalıdır, SHP ağırlıkla işin içinde ol-
malıdır; SHP'nin bütünlüğü sarsılmamalıdır; SHP bü-
tünlüğü içinde oraya intikal etmelidir.
Şimdi, CHP de SHP'ye intikal edebilir, SHP de CHP'-
ye intikal edebilir. Bir kısım arkadaşlarımız ısrar etti-
ler, "Behemahal CHP'de" diye. Konuşmama başlar-
ken bir şey söylemiştim: "Cennet cennet dedikleri /
Birkaç köşkle birkaç huri / Isteyene ver onlan" yani
CHP'nin taşınmazları, şu kadar çimento, şu kadar de-
mir... Yani onlarsa CHP, hiçbir şey ifade etmez bu.
Efendim, "Işte CHP açılıyor!" lyi ama bir parti ne ya-
sayla açılır ne yasayla kapatilır. Yani yasa "Kapattım
CHP'yi" dedi- CHP kapanmadı, CHP sürdü. Evlatların-
da sürdü, çocuklarında sürdü. Işte, en son SHP'de sü-
rüyor. Bülent Bey.. Onu pek tahlil etmek istemiyorum
ama SHP'de, partililerin onda dokuzunun bulunduğu
SHP'de bu şürüyor. Yani, babaevi yıkılmış, terk edit-
miş, otuz yıl, yirmi yıl, on yıl metruk (bırakılmış) kalmış.
Ama çocuklar, yeni evler, yeni binalar yapmışlar; ba-
bamın evinde, bir gasıp gelip bir ev yapsa, ne yapa-
rım? O terk edilen evin babası sürgünden dönüp gelse,
orada bir ev görse "Efendim, işte senin arsanda ev
yaptık? Bu senin evindir!" Adam, "lyi, benim arsam
ama, benim çocuklanm nerede" diye sorar. Çocukları-
nın evi nerede ise onun evi orasıdır. Taşınmaz malla-
nn içinde falan oturmuş, filan oturmuş hiç önemli de-
ğil. lnsan öğesine bakacağız; bu davayı alıp götürenler
kimlerdir? Bana göre bunlar SHP'dedir. SHP'yi yok
sayarak sıfırlayarak bir menzile gidemeyiz. Ben SHP
bütünlüğü içinde yer alacağım. Oradaki sıfatım da
Çankaya ilçesi üyeliğidir. Orada kalacağım.
-Ama siz CHP'nin kurulmasını istiyorsunuz?
-CHP'nin kurulmasını istiyorum, ama CHP'nin kurul-
ması, üçüncü parti olarak tecelli edecekse, bizi daha
fazla böiecekse, bir kaosa sürükleyecekse, sonu bit-
mez savaşımlann içine atacaksa, bunu istemiyorum!
Ha, şu olabilir CHP kurulur, önünde daha birkaç ay
vardır oluşuma bakılır, çok sağlıklı gidiyor, SHP ile te-
ması var, DSP ile iyi ilişkileri var, birleştirici bir fonksi-
yonu yerine getiriyor, yani böyle. Gönlümün arzusu
CHP kurulsun. CHP adı altında sürüp gitmesidir. Ama
doğrusu kendime de soruyorum, yani bu SHP gerçeği-
ni, SODEP gerçeğini, biz hep buradaydık CHP'liler,
bunu çok ciddi olarak benimsedik. Ve biz burada varız.
Aslolan, bizi birleştirip, iktidara götürecek yolu bul-
mak. Tabii, iktidar bir araçtr. İktidara gelmekle ne
yapacağız? Yani bugünden CHP kurulurken tartışma-
lar, "şöyle olmalıdır, öyle olmalıdır..."
-Belki şöyle denebilir. CHP olursa, tek başına iktida-
ra gelecektir.
-Ama kanatlardan yalnız birine sahip. Bir kanadı ke-
silmiş olan kuş uçmayacaktır. Onun için iki kanadı bir-
leştirerek yanına o uçmayı kolaylaştıracak başka ekler
yaparak bu arkadaşlarımız bu tedbiri bulabilirlerse bu
liyakat ve kifayeti gösterebilirlerse, olabilir...
BULMACA
9
SOLDAN SAGA:
1/ Düz yüzeyler üze-
rinde girintili çıkın-
tılı biçimlerden oluş-
tunılan yapıt ya da
duvar siısü... Bir no-
ta. 2/ Bir gıda mad-
desi... Yeraltı suyunu
taşıyan geçirimli kat-
man. 3/ El yazısın-
dan karakter ve duy-
guları anlamayı
amaç edinen incele-
me yöntemi. 4/ Ege
bölgesinde yaygın
zeybek türü bir halk
oyunu... Köpek. 5/
Afrika'da yetişen ve parlak kerestesi
mobiİyacüıkta kullanılan bir ağaç. 6/
llave... Gizli görevli. 7/ Çin, Viet-
nam, Malezya'da yetişen ve lifleri do-
kumacıhkıa kullanılan değerli bir
bitki... Bir nota. 8/ Olağanüstü ye-
teneği ve yaratıcı gücü olan kimse...
Geleneksel Hawai dansı. 9/ llkel bir
silah... Kanda alyuvar sayısının azal-
masından ileri gelen ve daha çok
genç kızlarda gorülen kansızlık.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ 1960'larda Jamaika'da doğan müzik üslubu... Bir nota. 2/
Arap abecesinde yuvarlak ünlüleri (o-ö-u-ü) karşılayan işaret...
Bir işletmenin ani batışı. 3/ Göklerin en yüksek katı... Beddua.
4/ Kahn kabuklu ve çekirdekli bir portakal cinsi... Hatay ilinde
bir göl ve ova. 5/ Çevrebilirn. 6/ Gemilerde bulundurulan san-
dal... Holmiyum elementinin simgesi. 7/ Çin'de Buddha'va ve-
rilen ad... Öğe. 8/ Perhız... Uluslararası Çahşma örgütü'nün sim-
gesi. 9/ lvp dıhnde derınin kanlanmasına verilen ad... Kâfî gel-
meyen.