Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sa
Cumhurjyetf
Sahıbr Cumhurıyeı Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Berin Nadi Isıanbul Haberlerı: Şena> Kalkan, Dış Haberler: Ergua Balcı, Iş-Ekonomı: Şükran Kelenci, Yurt Basan ve Yayaıv Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türkocağı Cad.
dencl Ya\ın Yönetmenı: Öıgen Acar • Genel Yayın Koordinatörü. Hikrntl Çetinltay* Haberleri: Mchnw( Sarsç, Kultur Celıü Üsltr, Makaleler: S»mi Karaortn, Spor- Abdulkadir 19/41 Cağaloğlu 341J4 U< PK. 246 lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex-
Yazı İşlen Mudurlen Ftfsun Özbilgen (Sorumlu), Celal Bajlangtç (Haber) • Görsel Yiıcelıııan, Düzeltme- Abdullah Yazıcı • MUessese Müdıir V. Erol Erkul • Koordınalör:
• :ımen *li Acar • Duzenleme- Muslafa Saglamer • Ankara Temsilcisi: Cgncyt Ahmel Korulsan • Muhasebe: Btilenl Tfcner • tdare: Huscyin Gurer • lşletme: önder Çelik •
rcııyıırrk. Maber Mudurkn Mustafa Balba>, Işık Kansu, lzmır Temsılci V.: Scrdar Kıak, Bilgi-lşlem: Nail lnal Bılgisayar Sıstem: Mnrnrei Çiler • Personel: Sevgi Bostancıoflu
\dana IertiMİcısı Çflin Yifcenotlu • Reklam: Reha Işıtman • Dış llişkiler- Hnlya Akyol
22246, Fax- (1) 526 60 72 • Bıırola,: Ankara: Z. Gökalp Blv. Inkılap S. No:
19/4. Tel: 433 II 41-47, Telei 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Iımir. H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3, Tel 83 12 30, Telex 52359, Faxı (51) 89 53 60 • Adau: Inönü
Cd 119 S No. 1 Kal 1, Tel. 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVlM 12 AĞUSTOS 1992 İmsak:4.24 Güneş: 6.03 öğle: 13.14 İkındi 17 05 Akşam: 20.14 Yatsı:2147
Prenses
Margareth
Marmaris'te
• VIARMARİS(AA)-
İngltere Kraliçesi
Elızabeth'in lcızkardeşı
Prenses Margareth, yatla
Marmaris'egeldi. AA
muhabırinin edindıği bılgiye
göre Ege sahjlJerinı gezen
Prenses Margareth'ın
bulunduğu yat,düngece
Marmaris Aksaz Koyu'na
gelerek demirledi. Aksaz
deniz üssü açığında bu
sabaha kadar kalan yata,
hiçbir tekne
yaklaştınlmazken çok sıkı
güvenlik önlemlerinın
alındığı görüldü.
Eşcinsellere
evlat edinme
•STOCKHOLM (AA) -
tsveç'te politikacılar, erkek
ve kadın eşcinsellerin evlat
edinebilme ya da vücut
dışında gerçek leştırilen
döllenme yoluyla çocuk
sahibi olma isteklerine
olumsuz bakıyorlar.
lsveç'teki tüm siyasi
partilerin, homoseksüel ve
lezbiyenlere bu hakkın
verilmesi yerine, eşcinsel
ilişkilerin toplumca normal
kabuledilmesi içinbazı
haklar tanınması konusunda
görüş birliği içinde olduklan
bildiriliyor. Isveç
parlamentosunda temsıl
edilen Sosyal Demokrat
Parti, Şol Parti ve Halk
Partisi,eşcinsel ilişkilerin,
topium tarafından normal
olarak değerlendirilmesi için
yasalbirstatüye
kavuşturulmasına sıcak
baküklannı belirtiyorlar.
38 AIDS'liden
23'ööldü
• ANKARA (AA)- lstanbul
Tıp Fakültesi AIDS tanı
merkezinde 1985-1992 şubat
arasında 17 bin 934 kişinin
incelendığı ve 144 kişinin
AIDS virüsü taşıdığı
saptandı. Eliza testinetabi
tutulan ve virüs taşıdığı tespit
edilen 144kişiden 38'inin,
22'si yabancı uyruklu. AIDS
hastası olan 38 kişiden 23'ü
hayatını kaybettı. AIDS tanı
merkezinde 1985yılında
sadece 3 virüs taşıyıcısı tespit
edildiği halde, 1986'da 2 olan
busayıl987yıünda29
olarak belirlendi. 1991
yılında virüs taşıdığı tespit
edilen krşi sayısı 35 olarak
tespit edıldi.
Kanserli
bastalar
•STOCKHOLM(AA)-
tsveçlı araştırmacılar kansere
karşı mücadele süresini
uzatan bir ilaç türü buldular.
İsveçli kanser
araştırmacılan, kansere
yakalananlann dörtte birinin
kanserden değil, aşın
zayıflamanın kansere karşı
direnci düşürmesi nedeniyle
öldüğünü belirttiler.
Araştırmaalar. bulduklan
ilaç türü ile kanser
hastalannın aşın
zayıflamalanmn önüne
geçerek kansere karşı
mücadele sürelerini
uzattıklannı kaydettiler.
Dayaktan ölen
çocuklar
• FRANKFURT (AA) -
Dünyanm en gelişmiş
ülkelerinden biri olan
Almanya'da, heryıl yüzün
üstünde çocuğun dayaktan
öldüğü iddia edildi. Alman
Çocuklan Koruma Birliği
Şeref Başkanı Prof. Walter
Baersch, her yıl 300 binin
üzerinde çocuğun da yediği
dayak sonucu bedensel
özürler taşıdığını bildirdi.
Saarland radyosunda
konuşan Prof. Baersch,
birçok çocuğun ölüm
kağıdının gerçeğe uygun
düzenlenmediğinin
uzmanlarca tahmin
edildiğini belirtti ve her yıl
birkaç yüz çocuğun şiddet
' uygulanarak öldüüğünü,
ancak ölüm belgesinde boyle
bir ibarenin yer almadığmı
söyledi.
İngilizlerin
cehaleti
• LONDRA(AA)-
İngilzlerin Avrupa'daki
gebşmeleri fazla
umursamadığı yapılan bir
kamuoyu araşürmasında
ortayaçıktı. Daily Miror
gazetesinde yayımlanan
kamuoyu araştırmasında
bazı lngiliz kadınlann
Avrupa Topluluğu Yürütme
Komisyonu Başkanı Jacques
Delors'un bir parfüm
olduğunu sandıklan
görüldü. Gazete kamuoyu
araşürmasını verirken
yapüğı vorumda, 'şaşılacak
sayıda lngiliz kadın Jacques
Delors'dan bir damlayı
kulaklannın arkasına
sürebileceklerini düşünüyor'
ifadesini kullandı.
Bekâret onanmı 1-10 milyon lira arasında, gizlilik fîyatı yükseltiyor
Yapaybekâretkarhiş• Doç. Dr. Dilek Cindoğlu,
araştırmasında, Türk
tıbbının bekâret muayenele-
ri ve onanmında nasıl rol
aldığını anlamak için 13
kadın-doğum uzmanı ile
görüştü
GÜNSELfÖNAL
ANKARA- Evlilikten önce cinsel
ilişkiye giren kadınlann "ilk gece"
korkusu, doktorlara karh bir iş
kapısı açıyor. Kjsaca"tamir" diye
adiandınlan bekâret onanm mü'da-
haleleriyle kazanılan yapay bekâre-
tin kadına maliyeti, 1-10 milyon
lira arasında değışiyor. Fiyatın on
milyon lira sınınna ulaşmasında.
"gizlilik" etkenı önemli rol oy-
nuyor.
Bilkent Üniversitesi Siyasal Bi-
limler ve Kamu Yönetimi Bölümü
öğretim uyelerinden Yard. Doç.
Dr. Dilek Cindoğlunu, Türk Ta-
bibler Birliği'nin desteğiyle yaptığı
"Bekâret Muayeneleri ye Bekâret
Onarma Müdahaleleri" konulu
araşürmada, modern tıp doktor-
lanrun her ıki konudaki uygulamalannı
ele aldı. Türk toplumunda birçok gelin
için evlilığinin ilk gecesinin "karaba-
san"a dönüştüğünü vurgulayan Cin-
doğlu, araştırmasında, "Bunun en
önemli sebebi öncelikle gelinin bekâreti-
ni, sonra da damadın erkekliğini ispat-
ladığı bekâretin izalesi neticesi beklenen
kan ve kanlı çarşaftır" dedi.
Bekâret muayeneleri
Cindoğiu, Türk tıbbının niçin ve nasıl
bekâret muayeneleri ile bekareti onar-
ma müdahalelerinde rol aldığını anla-
mak için, 13 kadın doğum uzmanı dok-
torla görüştü. Her iki uygulamanın da,
kadının kendi bedeni üzerindeki hakla-
ra müdahaleyi öngörmesine karşın, be-
kâret muayenelerinin müdahalelere
oranla çok farklı algılandığını saptadı.
Cindoğlu, bunun nedenlerini şöyle sıra-
ladı:
"Bekâret muayeneleri için hukuki bir
dayanak söz konusu olabihnektedir.
Özellikle, ırza gecme veya ilk gecede ka-
nama olmaması gibi hallerde durum
adli makamlara intikal edebilmekte, ad-
li makamlar da Adli Tıp Kurumu'na
bekâret muayenesi ve raporu için kaduu
sevk edebilmektedir. Aslında hukuki
olarak yalnızca Adli Tp Kurumu'nun
bekâret raporu geçerli olmakla birlikte
bekâret muayeneleri oldukça yaygın bi-
çimde hastanelerde ve muayenehaneler-
de uygulanmaktadır. Tıbbın kadın be-
deni üzerine bu uygulaması ve bekâret
aramalarda bir araç olması aslında, be-
kâret muayenelerinin modern Türk
toplumunda varlığını ahlaki olarak
meşrulaşürmaktadır."
Cindoğlu, görüştüğü kadın doğum
uzmanlannın hukuki bir dayanağı ola-
bileceği gerekçesiyle, kendilerinden iste-
nildiğinde, bekâret muayeneleri yaptık-
lannı belirtti. Cindoğlu, konuştuğu
doktorlann, erkek arkadaşlan ile cinsel
ilişkiye giren genç kızlann bekâret mua-
yenesi için geldiklerinde genellikle er-
keklerle ilışkileri olmadığını, bu duru-
mun bir kaza olduğunu anlattıklannı
kaydetti. Genç kızlann anlatüklan kaza
öykülerinin genellikle birbirine benze-
mesine karşın, yanbşlıkla üzerine oturu-
luverilen sopalar, bisikletten düşme ve
ağaçtan düşmelerin başbcalan olduğu-
nu bildirdi. Cindoğlu araştırmasında,
"Bu kaza senaryolannın önemi, kadın-
lan cinselliklerinden sonımlu olmaktan
çıkannakta yatmaktadır. Kadın cinsel-
bğinden ürkülen, hep kontrol altına a-
bnmaya çalışılan bir cinsel kültürde,
Batılı kadınlann tersine, bedenlerine
dair konularda sorumluluk almaktan
böylesine kaçınmalan anlaşılabilinir."
Bekâret onarma müdahalelerinde,
doktorun davraruşmı destekleyici hu-
kuki bir dayanak olmadığına dikkat çe-
ken Cindoğlu, yetişkin kadınlann kızlık
zarianrun tamiri durumunda doktonın
hukuken zan altında kalabildiğini. da-
madın yeni gelinin bekâretin yapay ol-
duğunu anlaması dummunda dokto-
run, "kadına kocasını aldatma suçunda
ortakbk ettiği gerekçesiyle" dava konu-
su olabildiğini vurguladı.
Teknik olarak, en başanb bekâret
tamirlerinin düğün gecesinden he-
men önce yapılanlar olduğunu be-
brten Cindoğlu, "Himenin yapısı iti-
banyla tıbben tamiri olanaksız ol-
duğundan. söz konusu müdahale,
himenin yırtılan kenarlanna birkaç
dikiş atarak, girişi daraltıp, ilk cinsel
ilişkide kanamayı sağlamaktır. Ka-
nama, bu dikişlerin yenib'ğiyle doğ-
nı orantıb olarak gerçekleşmekte-
dir" dedi.
Bekâret saplantısı
Bekâret ile ilgili saplantının bazen
daha ileriye gidebildiğini vurgula-
yan Cindoğlu, daha önce cinsel te-
masta bulunmayan kadınlann da,
düğün gecesi öncesinde doktora git-
tiklerini. kızbk zarlannın yapısmın
ilk gece kanamaya yol açmayacak
biçim ve yapıda olduğunu öğren-
diklerinde sıff mehtemel tacizlerden
kendini ve evlibk içindeki statüsünü
koruyabilmek amacıyla dikiş attır-
dıklannı kaydetti.
Kadın doğum uzmanlannın be-
kâret müdahalesi yapmasında en
önemb etkenlerden birinin para ol-
duğuna dikkat çeken Cindoğlu, gö-
rüştüğü 13 kadın doğum uzmanının bu
konuda verdikleri bilgileri şöyle
özetledi:
Yüksek kazanç
"Bu müdahalelerden talep edilen üc-
retler oldukça yüksektir. Fiyat, kadının
durumuna, ihtiyacmın acilÜğine ve he-
kime göre farklılaşıyor. Bu fiyatın 1-10
milyon lira arasında degıştiğini, ortala-
ma 3-4 milyon lira civannda olduğunu
söylediler. Ilginç olan, aynı grup uz-
manlara göre kürtajın fıyatı 200-500 bin
lira arasında değışiyor.
Fiyatlan etkileyen en önemli unsur
ise gizlilik. Hekim olarak yarattığınız ve
sakladığınız yalan ya da yapay kızlık
zan için hissedilen suçluluk duygusu-
nun bedelini, bir anlamda bu servisi ta-
lep eden, yani evlilik öncesi cinsel ilişki-
ye girmiş kadın ödüyor. Gizlilik ve yasal
olmayan bu müdahaleler sonuçta kadı-
na yapay bekâret, hekimlere de vergi
dışı oldukça yüksek bir gelir temininde
araç oluyor."
Stockholm Uluslararası Su Sempozyumu
Doğayıtemizlemek
boynumuzunborcu
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Bu kentin
göbeğinde, krabn saraymın
önünde som babğı tutabilirsi-
niz. Hatta eğer şansınız varsa;
balıklann. yunus babğı gibi su
yüzünde parende atüklannı
da görebilirsiniz. Oysa bu su-
lar, on yıl önce bırakın koca-
man som babğını, yengeç bile
yaşatamaz haldeydi...
Işte bu mucize, şimdi ödül-
lendiribyor. Çevre için konu-
lan ödüllerden en büyüklerin-
den biri, 1992 Stockholm Su
Ödülü, sahibini buldu.
150.000 Ameri-
kan Dolan tu-
tanndaki ödül ve
12kgağırbğında-
ki kristal-gümüş
heykel, Prof.
Poul Harremoes
yönetimindeki
Danimarka Tek-
nik Okulu, Tek-
nik Hijyen Labo-
ratuvan Bölü-
mü'ne uygun gö-
rüldü. Stock-
hobn'de, 10-14
ağustos günleri
arasında yapı-
lacak olan ulusla-
rarası "Su Sem-
pozyumu"nda
ödül, Kral 16.
Carl Gustav tarafından Prof.
Poul Harremoes'e görkemb
bir törenle sunulacak.
Danimarkab profesör ve ça-
bşma arkadaşlan, "Üst düzey-
deki bilimsel bulgulan, su en-
düstrisindeki pratik sorunlan
çözmekte başanyla kullandık-
lan için" ödüUendirildiler. Bu
yıl ikinci kez gerçekleştirilecek
olan Su Sempozyumu'nda,
büyük kentlerin temiz su ge-
reksinmesinin; kuilanılmış
suyu yeniden antarak, yağ-
mur suyunun topraktaki kim-
yasal atıklardan kirlenmesini
önleyerek nasıl sağlanacağı
tartışılacak. Başta Ştockholm
olmak üzere, çeşitb büyük
metropollerdeki örnekler ince-
lenecek. 1969'daçalışmalanna
başlayan Danimarka Tekni'
Okulu, suyun anndınlmasın-
da da aşama göstermiş. Stock-
holm'de bu yıl ikinci kez ger-
çekleştirilecek oian "Su Festi-
vali"nin dışandan fazla gö-
zükmeyen bir öğesi olarak
yapılacak olan Su Sempozyu-
mu'nun çıkış noktasını, 21.
yüzyıla çok az kala insanbğı
tehdit eden çevre kirliliğiyle sa-
vaşmak oluşturuyor. Tehlike-
lerin analız edibnesi ve onlara
çözüm bulunması, üzerinde
tartışılacak konulann başında.
İnsanoğlunun
da
büyük
kentlerin
kuilanılmış
suyu
yeniden
antarak,
kirliliği nasıl
önleyeceği
tartışılacak.
mesi olan temiz
suyun korun-
ması. atık su-
lann antılarak
yeniden kulla-
nıbnası, bu sem-
pozyumda enı-
ne boyuna irde-
lenecek ve bel-
gelenecek. Dub-
Iin'del992ocak
aymda yapılan
Uluslararası
Çevre ve Kal-
kmma Kon-
feransı'nda te-
miz su kaynak-
lannın korun-
ması, çevre
sağbğı için yaşamsal önemde
görübnüştü. Insan sağbğının,
gıda garantisinin ve çevre ko-
runmasının ekolojik sişterr
içinde riske edilmemesi için sı
ve toprak kaynaklanrun, eko-
lojik olarak günümüzde ve ge-
lecekte, gecmişte olduğundan
çok daha elverişli kulla-
nıbnasmın acil olarak gerekli
olduğu saptanmıştı. Stock-
hobn'deki sempozyum, işte bu
sorunlann, uzak bir geleceğe
değil, günümüze ait olduğu
gerçeğinden yola çıkıyor.
Sempoz)aımda, su kaynak-
lanrun temiz tutulması için dü-
şünülen geleneksel çözümlerin
yanbşbğı üzerinde durulacak.
Tiryakilerle 1913'te tanışan Camel'in seriiveni, Yaşb Joe adli bir deveyle başladı, kadınlarla sürdü, 2. Dünya Savaşı'nda doruğa çıktı
Sigara içendeveninreklamcılıkDış Haberler Servisi - Rek-
lamabk dünyasının yırtıa hay-
vanlarla güreşen gjadyatörü,
Camel'in ünlü tek hörgüçlü de-
vesi Reklamcıhk Müzesi'ne gir-
di. (1) Bu sevimli hayvanın
Amerika tarihine sıkı sıkıya
bağb gecmişini yansıtan yüz ka-
dar afîş, -ki bazılan hiç bih'nmi-
yor ve sadece koleksıyoncula-
nn elinde- bir galeriyi tıkabasa
doldurmuş durumda.Fransız
Liberation gazetesinde Germa-
ine Aziz imzasıyla yayımlanan
yazı, Camel'in tarihine ışık tu-
tuyor.
Camel afışlerinin tarihi, bu
tek hörgüçlü deve modelin
;
n,
yani Barnum Sirki'nin emektar
üyesi yaşb Joe'nun, sigara pa-
keti üzerine resmini koymak
için Reynolds tarafından fotoğ-
raflannın çektirtibnesiyle başh-
yor. Richard Joshua Reynolds,
tütün üretimine 1875'te atıbnış-
tı. 1913'te, şıklığın çökme devri-
nin geldığiru önceden sezdi ve
piyasaya üç ayn marka sigara
sürdü: Red Camel, Osman ve
Reyno. Reynolds Camel için,
çağının Şark dünyasına sadık
kaldı ve tiryakileri, çöllerin,
palmiyelerin ve piramitlerin eg-
zotik havasına götürmeyi tercih
etti.
Ve Camel çıkar çıkmaz, bek-
lenmeyeni gerçekJeştirdi. RJR-
Tobacco, litograf baskı afişler
ve basın ilanıyla, "Yann bulun-
duğunuz şehirde, Asya ve Af-
rika'dakilerin toplanundan
daha fazla deve olacak" duyu-
rusunu yaptıgında yıl henüz
1914'tü.
Başan çok çarpıaydı; RJR
en
Onlara en çok Denizde ve karada önder.
Camel savaşa gidiyor Madem ki erkek çocuklar dört bir cephede birden çarpışıyor, askerlerin ailelerini, çocuklanna favori sigaralannı göndermekri konusunda
kjşkırtmak Camel'in boynunun borcu. Bir tirj akiden diğerine: Camel tam bana göre.
bir anda ABD'nin en büyük si-
gara üreticisi durumuna geldi.
Camel'in bu başansı rekabeti
yattığı kış uykusundan
uyandırdı: Luky Strike piyasa-
ya sürüldü. Chesterfield pazar
payını büyüttü.
2. Dünya Savaşfna kadar
Amerikan sigara piyasasını bu
üç firma yönetti.
1927'de moda illüstratörleri,
magazin dergilerde yayımlan-
mak üzere tuval karşısına gecip
Camel için yağbboya resimler
yaptı. Tablolarda, bir gece ku-
lübü, pulman koltuklu bir va-
gon, golf sahası ve koşu meyda-
nındaki kadm ve erkekler res-
medibyordu. Bu tablolar, Ca-
mel'i bir anda kadm özgürlüğü-
nün simgesi durumuna getirdi.
Hollywood'dan ve çekici kadı-
nlanndan etkilenenler arasında
Camel afişleri de dahil oldu;
Camel'in sloganlan, sigara ve
kadının, aynı derecede arzula-
nan bir nesne olduğu temasını
işliyordu: Güzel bir kadın erkek
arkadaşmın sigarasını yakıyor-
du, abmb bir anne ve iki çocu-
ğu, babaya bir karton sigara
hediye ediyordu.
Kadının dudaklannın arası-
na Camel götürmesi için 30'lu
yıllan beklemek gerekti. Önce
"Tadı o kadar güzel ki" diyen
kıvırcık kestane saçb bir kadın
belirdi afişlerde. Daha sonra ise
mayosuyla ya da gece kıyafeti
içindeki şuh bir kadın aslında
Amerika'nın çekiciliğini ve gü-
zelliğini temsil ediyordu. Anla-
şılacağı gibi bu imaj kampanya-
sı çok tuttu: Kadm tiryakıler tü-
ketici pastasımn önemli bir bö-
lümünü oluşturmaya başladı ve
bu durum filtreb sigara ûreti-
minin yolunu açtı. 1941'de Ca-
mel'in ünü, Fransız bir gazete-
cinin dediği gibi, "içinden bir
otobüs gececek kadar" büyük
duman halkalannı gösteren de-
vasa bir afiş sayesinde, Özgür-
lük Abidesi'nin ünü kadar
yayıldı. Yeniden düzenlenen
afiş 1950'de New York'taki Ti-
mes meydamna kondu ve salta-
naünı 20 yıldan fazla sürdürdü.
Camel savaş sırasında, Ame-
rikan sınırlannın ötesinde, Pa-
sifık, Afrika veya Nonnandıya
sahillennde nöbet tutan erkek
çocuklannı yalruz bırakmadı.
Bunun anlamı reklamcıbğın ar-
tık gazetecilik yapmaya başla-
masıydı. Camel afişleri pilotlar-
la denizcilerin atıldığı tehlıkeli
görevleri cephede Amerikan
halkı adına izliyordu.
Ve nihayet 1960'lann başla-
nnda dünyaca ünlü tek hörgüç-
lü deve sanat dünyasına bir
adım attı. Pop Art ressamı
Larryl Rivers'tan fotoğrafçı Ir-
ving Penn'e dek, aralannda
post-modernist genç ressamla
nn da bulunduğu birçok sanat
çı Camel ikonografısi içindeki
yerini aldı.
Bu başannın Camel'in ününe
ün kattığının bilincinde olan
RJR şirketi olağanüstü bir
özenle Camel afışlerini koruma
alüna aldı. Afişlerin hepsi şirket
tarafından mİkrofilme çekil-
miş, arşivlenmış, endekslenmiş
ve tarihlenmiş bir şekilde büyük
bir özenle saklanıyor. Büyük
bir çoğunluğu koleksiyoncu
Thomas A Gray tara-fından
hazırlanan Reklamabk Müze-
si'ndeki sergide Camel'in tari-
hini adım adım izlemek müm-
kün: Şararmış Camel paketleri,
eski sigara kâğıtlan, Yaşb Joe'-
nun ilk desenleri. reklam proje-
leri. Devenin vücudunda çıplak
bir kadın veya bir aslan ka-
fasının sakb olduğu efsanevi de-
senleri seyrederek eğlenmek de
cabası.
(1) Bir Devenin Reklamabk
Sergüzeşti. Louvre Sarayı,
Reklamcıbk Müzesi'ndeki sergi
16 eylüle kadar gezilebibr.
Akşamüstü şekerieme -
Akşam olmak üzere
Göynük'te... Biraz oturup
dinlenmeh'. Fazla bir iş yoktu
gerçi. Artık gelin hanım
yapıyor işleri. Temizlik
yapıldı, yemek pişirildi,
bulaşık yıkandı. Eee genç
değiliz artık, biraz da o
çabşsın. Biz kaç kişiye hizmet
ettik, kaç çocuk besledik,
büyüttük. Boşuna mı aldık
onu? Şimdilerde zaman
değişti. Artık adamlara da iş
yaptınyorlarmış şehirlerde.
Şu bizim torun, aldı adamı da
kendi sokaklardadolanır,
bulaşıklan da adama
yıkatırmış. Bizim efendi
olacaktı da nasıl kıracaktı
kemiklerini. Ah efendiciğim
ah... Bak şimdi ne
hallerdeyim. Evler bile
eskiyor, yıkılıyor, insan
yaşlanmaz mı? Evlerie birlikte
göçüpgideceğiz. Heygidi
günler hey... (Fotoğraf:
HATİCETUNCER)