Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 2 AĞUSTOS1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
ParsTuğlacı'ya
üdüller
• Kültür Servisi- Tarih
araştırmacısı Dr. Pars
Tuğlacı, Paris İnsani Bilimler
Evrensel Akademisi Yüksek
öğretim Konseyi'nin 4
ağustos tarihli karanyla
uluslararası bilime katkılan
dolayısıyla Şeref
Profesörlüğü unvanına layık
bulundu. Aynca merkezı
Barselona'da bulunan
f spanya'nın Uluslararası
Şövalyeler Birlığı Yüksek
Konseyi tarafından 16
temmuz günü alınan kararla
ParsTuğlacı'ya Evrensel
Şövalyelik unvanı verildı.
Rumeli Hisarı
konserleri
• KültürServisi- Bir
ağustosta başlayan Rumeli
Hisan
konserleri 13-14ağustostaki
Leman Sam konseriyle
sürüyor. Nilüfer 15,16,17
ağustos, Yonca Evcimik 18,
19,20, Mazhar-Fuat-Özkan
21,22,23, Sertab Erener 24,
Fatih Erkoç 25 ve Zülfü
Livaneli27,28,29.30,31
ağustosta konserler
verecekler. Bileıler Rumeli
Hisan gişesi, Taksim ve
Suadiye Vakkorama'dan
alınabilir.
Russel öldü
ÜNEVV ORLEANS(AA)-
Caz müziğinin tarihiyle ilgjli
kitaplan ile ünlü kemancı Bill
Russel, ABD'nin Louisiana
eyaletinde öldü. 87yaşjndaki
Russel, önceki gün uyîuk
kemiğinın kınlması sonucu
New Orleans'ta hastaneye
kaldınlmıştı. Russel'ın hangi
nedenle öldüğü belırtilmedi.
Russel ölümünden önce Jelly
Roll Morton hakkında
yazdığı kitabı tamamlamışü.
Russel, Nevv Orleans
Ragkime Orkestrası'nda
çalıyordu.
Guns N' Roses'a
tepkiI MONTREAL (AA)-
Kanada'nın Montreal
şehrindeGuns N' Roses'ın
konserini iptal etmesine
sinirlenen fanatik seyircilerin
çıkardığı olaylarda 8 polis
yaralandı, 12kişitutuklandı.
Aynı yerde daha önce konser
veren Metallica grubunun
solistiningösteri
efektlerinden birinin
patlaması sonucu el ve
yüzünden yaralanmasının,
konserin iptaline neden
olabileceği açıklandı. Polis
seyircilerin Montreal
Olympic Ştadyumu'nun
deposunu yağmaladıklannı,
saha içinde ateş yakuklannı,
oturma yerlerine zarar
verdiklerini, camlan
kırdıklannı vegüvenlik
kuvvetlerine karşı
geldiklerini belirtti.
Bronz çağından
mezarlık
•TEL AVtV (AA)- Israil'de
Tel Aviv güneylerinde
Rishon Le Tzion'da Bronz
Çağj'ndan kaldığı belirlenen
bir mezarlık ortaya çıkanldı.
Kazı sonucu, 4 hektarlık bir
alana yayılan mezarhkta,
MÖ19. yy'dan kalma 30
kadar mezar çukur ve her
birinde 20 iskelet olan yeraltı
mağarası bulunduğu
bildirildi.
Fatih
Ekspresi'nde
film
• ANKARA (AA)- TCDD.
Ankara-İstanbul arasında
seferyapan Fatih
Ekspresi'nde yolculara,
vizyona yeni girmiş fılmleri
izlettiriyor. Kulaklıklar
aracıhğıyla yapılan video
gösterileri için seçilen
filmlerde yolculann da
istekleri gözönüne alınıyor.
Yolculuk süresince iki film
izlenebiliyor. Fatih
Ekspresi'nde ağustos ayında
gösterilecek fılmler: Savaş
Alanındaki Cehennem, Yok
Ediciler, Aşk Uğruna, Önce
İyilik Olur, Ödül Avcısı,
Nikita, Mavi Dünya ve
Ziyaretçi.
Zeki-Metin
tekrar Milli
Piyango'da
• ANKARA (AA)-Zeki
Alasya- Metin Akpınarikiüsi
üç yıl aradan sonra tekrar
Milli Piyango reklamlanna
çıkacak. İkili ilk olarak 30
Ağustos özel çekilişı öncesi
20 ağustostan itibaren TRT
televizyonunda gözükecek.
Sürgündeki Filistin hükümetinin yan resmi Kültür Bakanı, ünlü şair Mahmut Derviş:
Filistiıı de benimle birlikte
NEDtM GÜRSEL
-1-
PARİS - Mahmut Derviş7
/spanya'nın Valensiya kentinde
yapılan "Akdeni: Yazarları
Kongresı'nde tanımıştım. Uzun
süredir yaşadığı Beyrut 'u, Filis-
tin Kurtuluş Orgütü'yle birlikte
İsrail bombardananı altında bı-
rakmak zonmda kalmıştı. Sidi
Saler Oteli'nin havuzunda gii-
neşlenenlere inat içeride, lobinin
loşluğunda İngilizce konuşmay a
çabalamış, araya sık sık Arapça
sözcükler de katarak dertleşmiş-
tik. O zaman Derviş'in bir mili-
tan şaır olduğunu biliyor, ama
çağdaş Arap dilinin en büyükşa-
irlerınden birı olabileceğine,
doğrusu pek ihtimal vermiyor-
dum. Kitaplan art arda Fran-
sızcava çevrilmeye başlayıncu
siyasi eylemle şiirsel biçimi çağ-
daş bir potada eritmeyi ba-
şarmış, acı çeken halkının
çığlığtnı imge gücüyle dünyaya
duyurnta çabasında bir şair keş-
fettim. Mamut bu arada önemli
bir siyasi görev üstlenmiş, ama
şiirı bırakmamıştı. Ne vakit ara-
sarn, gizli tuttuğu numarada bir
tele-sekreter volculukta olduğu-
nu sövlüyordu. Sonunda bir tem-
muz günü Mahmut Derviş V Pa-
ris Ve, bir kültür bakanma
yakışacak özenle döşenmiş
apartman katında yakalayabil-
dim. Tunus'ta toplanan FKÖ
Yürütme Kurulu toplantısından
yenı dönmüştü. Söyleşimizi
Mahmut Derviş 'in anlattıklarını
Arapçadan anmda çeviren "ka-
dim" dostum Iraklı şair Kadim
Cihad'ın vardımıyla sürdürdük.
• Çocukluğundan başlasak,
dünyaya gözünü açar açmaz bir
alınyazısına dönüşen sürgünden.
Doğduğun köy haritadan silin-
diğinde okula gitmiyordun he-
nüz. Sonra tutuklanmalar, sür-
gûn, hapishaneler, yine sürgün...
DERVtŞ - Evet, ben sürgün-
le özdeşleştiriyorum çocuklu-
ğumu. Yani ülkemle. Filistin de
benimle birlikte sürgünde ya-
şıyor. Kendi ülkemde hiç yaşa-
mamış gibi bir duygu içinde-
yim. Filistin, ben orada, o top-
raklarda yaşarken de işgal altı-
ndaydı. Hem coğrafı hem de
kültürel anlamda bir sürgünle
başladı yaşamım. Ve böylecede
sürüyor. Ama en dayanılmaz.
Mahmut Derviş, önce Kahire, sonra Lübnan ydterndan sonra şündi de Paris'te. (Fotoğraf: MARİE-HELENE LE NY)
siirgıGEÇİCİ SÖZLER
ARASINDAN
GEÇENLER
Geçici sözler arasından
geçenler
Gitmenin zamarudır
İstediğiniz yere gidip
yerleşin
Ararruzda kalmayın da
Aramızda ölmeyin de
Yapacak işlerimiz var bu
topraklarda
Geçmişimiz burada
bizim
Yaşarrun ilk çığbğı
Bugünümüz burada
geleceğimiz de
Burada iki dünyamız
Çıkın toprağımızdan
Denizimizden çıkın,
tuzumuzdan,
yaralanrruzdan
Çıkın her şeyimizden
Bellekve
arulanmızdan
Siz ey geçenler geçici
sözler arasından!
MAHMUT DERVİŞ
Türkçesi: Nedim Gürsel
iııde
katlanılması en güç durumun
kendi ülkemdeyken yaşadığım
sürgün olduğunu söyleyebili-
rim.
- ''Filistin Actsı Günlüğü" adlı
şürinde şu dizelere yer vermişsin.
"Yirmi yıl var ki kardeşim / şür
yazmıyor / savaşıyoruz." Siyasi
eylemin şiirsel yaratıcılıktan
önde geldiğini mi söylemek isti-
yorsun?
DERVİŞ - Yurdumuzun iş-
gal altında oluşunun bir sonucu
bu. Bu duruma hemen bir
karşıhk verme zorunluluğu si-
yasi eylemin estetik kaygıdan
önce gelmesine yol açıyor. Işga-
lin şaire yaptığı en büyük kötü-
lük, onu kendi uğraşından, yani
şiirinden yoksun bırakmasıdır.
Kendimia ne yazık ki işgale
göre tanımlamak durumun-
dayız. Aslında benim kendimi
İsrail'in dostu ya da düşmanı
olarak tanımlamama hiç gerek
kalmamahydı. Kimliğimi belir-
leyen bu işgal olmamalıydı.
Filistin'den aynldığımdan bu
yana. özellikle de Avrupa'yı
mekân tuttuğumdan bu yana,
yani işgalin yarattığı durumdan
uzaklaştıkça, bir şair olarak
kendımı daha özgür hissetmeye
başladım. Şiirim de buna para-
lel olarak değişmeye başladı.
Estetik kaygı daha bir öne geç-
ti. Bu evrimde kültürel değiş-
menin, yaşamımdaki kültür de-
ğişmelerinin de bir payı olabilir.
Şair profesyonel bir siyasetçi ol-
mamalıdır düşüncesindeyim.
Ben de profesyonel bir siyasetçi
değilim. Birey olarak, dünya-
daki varlığımın sıyasetle doğru-
dan ilişkisi olduğunu söyleye-
mem. Siyasi eylemin içindey-
ken bile, şiir benim için kendi
başına, özerk bir etkinliktir.
Ama Filistinli bir şair olarak
halkımın benden kendi sorun-
lannı, kendi aa ve sıkıntılanru
dile getirmemi beklediğini de
biliyorum. Kimi zaman halkım
benden, güç sorunlara kolay
çözümler bulmamı bekliyor.
Onun bu beklentisine nasıl
karşılık verebilirim?
Bu sorunun yani sıra, şiirin
beklentisine nasıl karşıhk vere-
PORTRE MAHMUT DERVİŞ
'Filistinli Sevgili'nin eylemci şairi
1942'de Filistin'de Celile'de doğan Mahmut
Derviş, çağdaş Filistin şiirinin en önemli temsil-
cüerinden. Doğduğu köy 1948'de yerle bir
edildi ve Israil'in eline geçtı. Ailesıyle birlikte
Lübnan'a göç etti. İlk şiirlerini yayımladığı dö-
nemde 'El-Arz' (Toprak) cephesinde çalışmaya
başladı. Daha sonra şiirleri, yazılan ve siyasal
eylemleri yüzünden İsrail'de pek çok kez tutuk-
landı, hapis yattı. Samıh el-Kasım ve Tevfik el-
Zeyyad gibi şairlerle birlikte Filistin Direniş Şii-
ri'nin önde gelen adlanndan biri oldu. 1970'te
sürgünü seçti. Önce Kahire'de, sonra 12 yıl
Beyrut'ta yaşadı. Lübnan'ın işgaünden sonra
Paris'e yerleşti. En ünlü şiirleri arasında yer
alan 'Filistinli Sevgili' ile Tel Zaatar kampının
Lübnan İç Savaşı sırasında kuşatılmasını konu
alan 'Ahmed Zaatar' adlı destanı Türkçeye de
çevrildi.
bilirim sorusu da gündeme gelı-
yor elbet. Ve ikinci soru; benim
için birinciden daha çok önem
taşıyor. Bu nedenle güncel siya-
si sorunlara aradığım karşılı-
klarda şiiri değil düzyaayı kul-
lanmaya başladım. Şiirin hıçbir
soruna çözüm getirmeyeceğinı
biliyorum artık.
- tyi de, doğrudan bir siyasi
görevi üstlenmiş durumdasın. Fi-
listin Kurtuluş Orgütü Yürütme
Kurulu ü\esisin. Ve bir anlamda,
geçici hukümetin Kültür Ba-
kam'sın. Şiirsel etkinlikle bağ-
daşır bir konumda olduğun söy-
lenemez. "Geçici Sözler Arası-
ndan Geçenler" adlı şiirin ts-
rail'de çok sert tartışmalara yol
açtığında İşhak Şamir paıia-
mentoda, "İşte bakın KKO'nün
üımlı kanadı bile bi/i denize dök-
ntek isri\or. Bu insanlarla nasıl
barış yaparu?" demişti. Yani si-
yasi kimliğinle şair kimliğini bir-
birinden ayırmamıştı. O şür iize-
rine Fransa'da yayunlanan ki-
taptaki tartışmaları ilgiyle ve ib-
retle okudum.
DERVİŞ - Hemen şunu be-
lirteyim. Ben hiçbir zaman
FKO'nün yürütme kurulunda
görev almak istemedım. Ne.
dün istiyordum ne bugün ne de
yann isterim. İnan ki hiçbir za-
man ıstemedim böyle bir so-
rumluluğu. Benim katı-
Imadığım Filistin Ulusal Kon-
seyi ovbirliğıyle bu karan aldı.
Evet, oybırliğıyle, geri adım
atamazdım. ama kendimi bir
rehine gibi hissettığımi de itiraf
etmeliyim.
Beni rehin aldıklannı, Yaser
Arafat başta olarak üzere her
fırsatta tüm yürütme kurulu
üyelerine anımsatıyorum. Ne
denli onur verici olursa olsun,
bu siyasi görevin şairliğimle
bağdaşmadığı düşüncesinde-
yim çünkü. Yaratıa biri, bir
şair, kişiliğini ikiye bölemez.
Şair, yaşamı, şairce yaşamalı.
Şahsen siyasi bir hırsım ya da
tasanm yok, hiçbir zaman da
olmadı. Bu nedenle kesin bir si-
yasi sorumluluğum da yok.
Kültür Bakanı sıfaunı da ka-
bul etmedim. Doğrudan bir si-
yasi sorumluluk taşımak iste-
miyorum. Şiirimin resmi bir
kimliği olmamah. Geçici bir gö-
rev, ne denlı onur verici de olsa,
şair olarak inandıncılığıma za-
rar verebilir. Filistin halkının
genel vicdanmı temsil ettiğim
inancındayım. herhangi bir ba-
kanlık koltuğunu ya da siyasi
bir makamı değil. Tarihsel ko-
numum muhalefette olmamı
gerektirir, ıktidarda olmamı de-
ğil. Sokakta dilediği gibi yürü-
yemeyen, bir kahveye serbestçe
oturamayan şair, duyarh-
ğından. şiirsel duyarlığındai)
çok şey yitirir.
İnan ki sorundaki imayı anlı-
yorum ve bu konuda çok acı-
masız davranıyorum kendime.
Siyasi konumumu geçici vecid-
diye almamam gereken bir du-
rum olarak görüyorum. Filistin
halkının temsılcileri bir anlam-
da haksızlık ettiler bana, çünkü
Filistin davasını yalnızca bir
şaır olarak daha iyi savunabilir-
dim. Siyaset kültürün hizmeün-
de olmalı, kültür siyasetin degil.
YARINrARAPŞttRİ
Katalan rock müzisyenleri şarkılannı Ispanyolca söylemeyi reddediyorlar
KatalanlarKatalancasöylerKültür Servisi - Juan Manuel
Serrat, 1968'deİspanyolca söy-
lemeyi reddetüğı için İspanya
tarafından Eurovision Şarkı
Yanşmasfna gönderilmemiş,
Katalancadan başka dilde şar-
kı söylemeyeceğinı açıklayan
Serrat, bir anda Katalanlann
ulusal kahramanı oluvermişti.
O günler, İspanya'mn General
Franco'lu günleriydi, Katalan
dilinin resmen yasak olduğu
günler.
Bugün genç kuşak Katalan-
lar, Katalanca sözlü rock mü-
zik yapıyorlar ve Katalan kül-
türünü geliştırmeye kararlı Ka-
talan Ozerk Yönetimi'nden
destek görüyorlar. Özerk yöne-
tim, iki yıl önce yeni rock grup-
lanna destek olmak üzere bir
birim oluşturdu ve başına ken-
disi de bir Katalan şarkıcı olan
Ramon Muntaner'i getirdi.
Geçen yıl Barselona'daki
stadyumlardan birinde düzen-
lenen rock konserine en ünlü 4
Katalan rock grubu, Sau (bir
yer adı), Sopa de Cabra (Kecı
Çorbası). Els Pets (Osuruklar)
ve Sangtrait (Çürük) katıldı ve
konseri 24 bin kişi izledi.
Els Pets'in baş şarkıası Lluis
Gavalda, orkestranın adını bi-
raz da "devrimci bir espri" ola-
Els Pets grubunun albümleri 40-50 bin satıyor.
• Els Pets grubunun
şarkıcısı Lluis Gaval-
da, Katalonya'nın
tam bağımsızlığını
savunuyor: 'Ya dilini
değiştirip Julio Igle-
sias'la Miami'ye gi-
dersin ya da burada
kalıp Katalanca söy-
lersin.'
• Şarkılannda mi-
zah da var: 'Seni
tanıdıkça, köpeğini
daha çok seviyo-
rum!'
rak seçtiklerini söylüyor
'"1980'lerde Barselona'da yapı-
lan rock müzik ruhsuz ve fazla
temizdi. Biz de 'tanmsal rock'ı
keşfetük. Bızce, teknik açıdan
mükemmel olmaktan çok, ken-
dıliğinden olmak önemli."
Els Pets gibi en başanlı Kata-
lan rock gruplannın albümleri
40-50 bin satıyor. Ama aruk
Katalancayı okulda öğrenme
olanagına sahip çok genç Kata-
lanlar arasında tutkulu hayran-
lan var.
Katalan rock gruplannın
müziği bir yandan devrimci bir
mesaj da içeriyor. Sözgelimi,
Els Pets'den Lluis Gavalda,
Katalonya'nın tam bağımsızlı-
ğını savunuyor ve Franco'dan
sonra Katalanca yasağının kal-
dınlmasını yeterli bulmuyor.
Bu yüzden de daha geniş bir İs-
panyol dinleyici kitlesini yitir-
me pahasma İspanyolca şarkı
söylemeye yanaşrnıyor
"Ya dilini değiştirip Julio Ig-
lesias'la Miami'ye gidersin ya
da burada kalıp Katalanca söy-
lersin. Ben Katalanım, kendimi
en iyi Katalanca ifade edebili-
rim."
Els Pets grubunun üyeleri.
bağımsızlık sorununu şarkıla-
nnda daha çok mizahi yönden
gündeme getiriyorlar. Tarrago-
na yakınlanndaki Constanti
köyünden olan Els Pets'ciler,
kendi köylerinin esin kaynağı
bakımından turistlerin yaz isti-
lasından ve yöredeki petrol rafi-
nerisinin pis kokulanndan
daha güçlü olduğunu söylüyor-
lar. Bu yüzden, şarkılannın ço-
ğunda kendi köylerinden yola
çıkıyorlar. Ama ilginç adlar ta-
şıyan şarkılan da var: "Seru
tanıdıkça köpeğimi daha çok
seviyonım!"
Katalan rock gruplan daha
şimdiden yöre dışından da ilgi
görmeye başlamış. Örneğin,
uluslararası plak şirketi EMI,
Sau adlı grupla sözleşme imza-
lamış. Ama şimdiye kadar Ka-
talanca söylemiş bir grup, "sıç-
rama yapıp" İspanyolca paza-
nna kayma belirtileri göstere-
cek olursa, Katalan gençleri ta-
rafından hemen terk ediliyor.
Bunun en iyi örneği, Sopa de
Cabra ya da Keçi Çorbası adlı
grup. Şu sıralar Keçi Çorbası"-
nın İspanyolca bir albüm hazır-
ladığı söylentileri dolaşıyor.
Grubun en bağnaz hayranlan
da öfkeyle "Onlar artık İspan-
yol" diye kesip atıyorlar.
Kansını öldüren Fransız düşünür Louis Althusser'in anılan Fransa'da tartışılıyor
Filozofiın tüylerürpertici itiıaflaııKültür Servisi - "Bu kitabı,
durumumun ciddiyetinin beni
icine düşürdüğü koşullardan...
işlediğim cinayetten ve her şey-
den önemlisi, hakkımda verilen
suçsuzluk hükmünün yanlış
anlaşılabilecek etkilennden
kendimi kurtarmak için yaz-
dım. Çünkü aklanma karan-
nın, suskunluğun ve kamuo-
yunda ölümün mezartaşı altın-
da yaşamımı sürdürmek ve ya-
şamayı öğrenmek zorunda
kalmıştım..."
16 Kasım 1980 günü geçirdi-
ği ağır bunalım sırasında kansı
Helene'i boğarak öldüren ünlü
Fransız düşünür Louis Althus-
ser, ölümünden 2 yıl sonra ya-
yımlanan "Gelecek Uzun Sü-
rer" (L'avenir dure iongtemps)
adlı anılannda, bu yaşamı yeni-
den yakalama çabaşının
amacını böyle açıkhyor. Özel-
likle 196O'lı yıllarda yayımla-
nan "Marx İçin" ve "Kapital'i
Okumak" gibi kitaplanyla
Fransız solunda etkili olan Alt-
husser'in kısa bir süre önce
Fransa'da yayımlanan anılan,
hem en çok satan kitaplar liste-
sine girdi, hem de basında tar-
tışmalara yol açtı.
Önceleri Bilgi Felsefesi ve
linin teki" durumuna düşmüş-
tü. 1981 şubatında mahkeme
karanyla aklanan Althusser,
1983 haziranına kadar ruh he-
kimlerinin gözetımi altında kal-
mış, son yıllannı gözlerden
uzak geçirmiş. 1985'te anılannı
babasına olan garip tutkusun-
dan ve bir Nazi toplama
kampında kaldığı günlerden
derinliğine etkilendiğini ve bu-
nun bütün bir yaşamını belirle-
diğini ileri sürüyor.
Nitekim, Althusser de anıla-
1960 ve 70'lerde yazdıklanyla Fransız Ko-
münist Partisi'nde tartışmalar yarattı.
1980'de geçirdiği bunalım sonucunda kansı
Helene'i boğarak öldürdü. 1983'e kadar te-
davi gördü. 1985'te anılannı yazdı. 1990'da
öldü, ama anılan yeni yayımlandı.
Yapısalcılık akımının etkisinde
kalan, daha sonralan Manc'ın
"Kapital"indeki bilimsel kura-
ma tam olarak bağh kalınması
gerektiğinı savunan, 1974"te ise
köklü bir özeleştiri yapan Alt-
husser, yaşamının 34 yılını pay-
laştığı kansı Helene'i öldürün-
ce, kamuoyunun gözünde "de-
yazmış, 1990 ekiminde ölmüş-
tü. "The European"dan Char-
les Penwarden*a göre. Althus-
ser'in anılan gözüpek, saldı-
rgan, tüyler ürpertici ve trajik.
İtiraflar, tumturaklı sözler ve
kendini temize çıkarma çaba-
lan bir arada. Penwarden, ünlü
Fransız düşünürön, annesinin
nnda bu iki olay üzerinde çok-
çaduruyor. 1918'deCezayir'de
dünyaya gelen Althusser'in ba-
basının adı da Louis Althusser.
Annesi daha öğrencilik yıllann-
da Louis Althusser'e aşık ol-
muş ve evlenmişler. Louis Alt-
husser Bırinci Dünya Savaşf-
nda öldürülünce, kansıyla er-
kek kardeşi Charles Althusser
evlenmiş Ama Althusser, ba-
basının ölümünden sonra an-
nesinin kızlık adını yeniden be-
nimsediğini, hatta evliyken ya-
kalandığı hastalıklardan tüm-
denkurtulduğunuyazıyor."An-
nem" diyor Althusser, "babamı
anımsattığım için bana çok
düşkündü. Ama babamı sağ-
ken değil de, ortahkta yokken
seviyordu." Belki de bu yüzden
Althusser hep bir "sahtekSr"
olduğu duygusuna kapılmış.
Hem bir fılozof hem de bir bi-
rey olarak. kendisinin olmayan
niteliklerden ötürü hayranbk
kazandığını düşünmüş.
Şimdi herkes anlamaya çalı-
şıyor: 1960ve 1970'lerin gençle-
ri, bir "deli"nin yazdıklanndan
mı etkilendi? Yoksa Althusser,
kişisel yaşamındaki bütün bu
sorunlara karşın, Batı Marksiz-
minin arayış ve eleştirisinde
önemli bir rol oynayıp tartışıla-
cak bir malzeme mi üretti?
Bütün gösteriler ücretsiz olacak
ÇocukSanatevi'ni
çocıüdaryönetecek
ANKARA (AA>- Türkiye'de
.ilk kez çocuklann yöneteceğı
ve sadece çocuklar için etkın-
likler sunacak bir sanatevi acı-
lacak. Sosyal Hizmetler ve Ço-
cuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) yurtlannda kalan
13 ve 18 yaş arasındaki çocuk-
lar arasından secilecek bir grup
tarafından yönetilecek olan
çocuk sanatevi. SHÇEK ta-
rafından hizmete sunulacak.
Ankara'da depo olarak kul-
lanılan tarihi bir binanın res-
tore edilerek çocuk Sanatevi
olarak düzenleneceğini bildi-
ren SHÇEK Genel Müdürü
Aslan Kaya, sanatevini yöne-
tecek çocuklara müdahale
edilmeyeceğini ve etkinliklenn
çocuklar tarafından gerçekleş-
tirileceğini açıkladı.
Sinema ve tiyatro salonunun
yani sıra yüzme havuzu da bu-
lunan kuruma ait binanın sa-
natevi olarak düzenlenmesi ile
çocuklarla ilgili her türlü sine-
ma, tiyatro, resim sergisi gibi
etkinlikler ücretsiz olarak yü-
rütülecek. Sanatevi. kendi ti-
yatro ekibiyle bırbkte dışardan
amatör ve profesyonel ekıplere
de çalışmalan ve gösterileri
için mekan oluşturacak.
SHÇEK yurtlannda kalan
çocuklann sosyal ilişkiler an-
lamında yeterli ortamda bulu-
namadıklannı bildiren Aslan
Kaya, çocuk sanatevinin diğer
bir amacının da yurtlarda ka-
lan çocuklann dışandaki yaşı-
tlan ile aynı ortamda bulun-
malannın sağlanması olduğu-
nu söyledi. Çocuk sanatevinde
çocuklann kaynaşmasını sağ-
layacak etkinlikler sayesinde,
sahnede bir oyun sergilenir-
ken, sıralarda da başka bir
oyun sergileneceğini söyleyen
Kaya. "Çocuklar sahnede bir
oyun izlerken. kendi aralann-
da da sosyal ilişkilerini gelişür-
mek için çocukça oyunlar oy-
nayacaklar. Bu durumda yurt-
larda kalan çocuklarla normal
aile ortamında yaşayan çocuk-
lann kaynaşmasını sağlamış
olacağız" dedi.
Ünlü pop şarkıcısı Samantha Fox:
Aslında ben bir
şişirilmişmayoyum
ATİNA (AA)- Şinema ve
müzik dünyasınm ünlü isimle-
ri zaman zaman ilginç görüşler
ortaya koyuyorlar.
Çekimı süren Cool World
(Serin Dünya) fılminin yönet-
meni Ralph Bakshi, oyuncusu
Kim Bassinger için "Kim, yap-
masını istediğim her şeyi ya-
pan bir bebek. Hakkımızdaki
söylentiler nasıl yayılıyor bil-
miyorum. Hem de onunla hiç
yatmadığım halde" diyor.
Alien (Yaratık) fılmlerinin
vazgeçilemeyen başrol oyun-
cusu Sigourney Weawer ise
"Eğer Alien 3 başansız olsay-
dı, kadın olduğum için suçu
bana atacaklardı. Ancak bu
tür fılmler başan kazanırsa be-
ğeni toplayan kesinlikle ben
değil, yönetmen ve teknoloji
oluyor" şeklinde konuşuyor.
Mad Max, Lethal Weapon
fılmlerinin yıldızı Mel Gibson
da "Oyunculuğa ilk başladı-
ğımda insanlann homoseksüel
olduğumu düşünebileceklerin-
den endişeleniyordum. Aile-
min de böyle düşünmesıni hiç
istemedim" diyor.
Zenci yönetmen Spike Lee
ise şiddet yanlısı konuşmalan
ile dikkal çekiyor. Lee hiç çe-
kinmeden "İnsanlann, ırkcıh-
ğın hâS canlı olduğunu gör-
meleri için uyanmalan gerek.
Bazen gerçekten bir silah alıp
beyazlan vurmak istedim. So-
runlan çözmenin tek yolu kan
akıtmaktır" diye konuştu.
"Bay Kas" Arnold Schwar-
zenegger ise mutluluğun para-
ya bağh olmadığına inananlar-
dan. Bay Kas "48 milyon do-
lar aldığımda da 50 milyon do-
lar aldığım zamanki kadar se-
viniyorum" diyerek bu düşün-
cesmi ispatlıyor.
Ünlü şarkıcı Samantha Fox
"Ben ne film yıldızı ne de bir
şarkıcıyım. Gerçekte. şişirilmiş
bir mayodan başka bir şey de-
ğilim" derken, Madonna'nın
Far and Away (Uzak ve Öte)
filminin kendisini uyuttuğunu
söylemesi üzerine filmin başo-
yuncusu Tom Cruise "Ne dü-
şündüğü umurumda değil. Ke-
\in Costner'dan hoşlanmıyor,
benden de. Ben en azından iyi
biriyle aynı saftayım" diyor.