15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 2 AĞUSTOS1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 ParsTuğlacı'ya üdüller • Kültür Servisi- Tarih araştırmacısı Dr. Pars Tuğlacı, Paris İnsani Bilimler Evrensel Akademisi Yüksek öğretim Konseyi'nin 4 ağustos tarihli karanyla uluslararası bilime katkılan dolayısıyla Şeref Profesörlüğü unvanına layık bulundu. Aynca merkezı Barselona'da bulunan f spanya'nın Uluslararası Şövalyeler Birlığı Yüksek Konseyi tarafından 16 temmuz günü alınan kararla ParsTuğlacı'ya Evrensel Şövalyelik unvanı verildı. Rumeli Hisarı konserleri • KültürServisi- Bir ağustosta başlayan Rumeli Hisan konserleri 13-14ağustostaki Leman Sam konseriyle sürüyor. Nilüfer 15,16,17 ağustos, Yonca Evcimik 18, 19,20, Mazhar-Fuat-Özkan 21,22,23, Sertab Erener 24, Fatih Erkoç 25 ve Zülfü Livaneli27,28,29.30,31 ağustosta konserler verecekler. Bileıler Rumeli Hisan gişesi, Taksim ve Suadiye Vakkorama'dan alınabilir. Russel öldü ÜNEVV ORLEANS(AA)- Caz müziğinin tarihiyle ilgjli kitaplan ile ünlü kemancı Bill Russel, ABD'nin Louisiana eyaletinde öldü. 87yaşjndaki Russel, önceki gün uyîuk kemiğinın kınlması sonucu New Orleans'ta hastaneye kaldınlmıştı. Russel'ın hangi nedenle öldüğü belırtilmedi. Russel ölümünden önce Jelly Roll Morton hakkında yazdığı kitabı tamamlamışü. Russel, Nevv Orleans Ragkime Orkestrası'nda çalıyordu. Guns N' Roses'a tepkiI MONTREAL (AA)- Kanada'nın Montreal şehrindeGuns N' Roses'ın konserini iptal etmesine sinirlenen fanatik seyircilerin çıkardığı olaylarda 8 polis yaralandı, 12kişitutuklandı. Aynı yerde daha önce konser veren Metallica grubunun solistiningösteri efektlerinden birinin patlaması sonucu el ve yüzünden yaralanmasının, konserin iptaline neden olabileceği açıklandı. Polis seyircilerin Montreal Olympic Ştadyumu'nun deposunu yağmaladıklannı, saha içinde ateş yakuklannı, oturma yerlerine zarar verdiklerini, camlan kırdıklannı vegüvenlik kuvvetlerine karşı geldiklerini belirtti. Bronz çağından mezarlık •TEL AVtV (AA)- Israil'de Tel Aviv güneylerinde Rishon Le Tzion'da Bronz Çağj'ndan kaldığı belirlenen bir mezarlık ortaya çıkanldı. Kazı sonucu, 4 hektarlık bir alana yayılan mezarhkta, MÖ19. yy'dan kalma 30 kadar mezar çukur ve her birinde 20 iskelet olan yeraltı mağarası bulunduğu bildirildi. Fatih Ekspresi'nde film • ANKARA (AA)- TCDD. Ankara-İstanbul arasında seferyapan Fatih Ekspresi'nde yolculara, vizyona yeni girmiş fılmleri izlettiriyor. Kulaklıklar aracıhğıyla yapılan video gösterileri için seçilen filmlerde yolculann da istekleri gözönüne alınıyor. Yolculuk süresince iki film izlenebiliyor. Fatih Ekspresi'nde ağustos ayında gösterilecek fılmler: Savaş Alanındaki Cehennem, Yok Ediciler, Aşk Uğruna, Önce İyilik Olur, Ödül Avcısı, Nikita, Mavi Dünya ve Ziyaretçi. Zeki-Metin tekrar Milli Piyango'da • ANKARA (AA)-Zeki Alasya- Metin Akpınarikiüsi üç yıl aradan sonra tekrar Milli Piyango reklamlanna çıkacak. İkili ilk olarak 30 Ağustos özel çekilişı öncesi 20 ağustostan itibaren TRT televizyonunda gözükecek. Sürgündeki Filistin hükümetinin yan resmi Kültür Bakanı, ünlü şair Mahmut Derviş: Filistiıı de benimle birlikte NEDtM GÜRSEL -1- PARİS - Mahmut Derviş7 /spanya'nın Valensiya kentinde yapılan "Akdeni: Yazarları Kongresı'nde tanımıştım. Uzun süredir yaşadığı Beyrut 'u, Filis- tin Kurtuluş Orgütü'yle birlikte İsrail bombardananı altında bı- rakmak zonmda kalmıştı. Sidi Saler Oteli'nin havuzunda gii- neşlenenlere inat içeride, lobinin loşluğunda İngilizce konuşmay a çabalamış, araya sık sık Arapça sözcükler de katarak dertleşmiş- tik. O zaman Derviş'in bir mili- tan şaır olduğunu biliyor, ama çağdaş Arap dilinin en büyükşa- irlerınden birı olabileceğine, doğrusu pek ihtimal vermiyor- dum. Kitaplan art arda Fran- sızcava çevrilmeye başlayıncu siyasi eylemle şiirsel biçimi çağ- daş bir potada eritmeyi ba- şarmış, acı çeken halkının çığlığtnı imge gücüyle dünyaya duyurnta çabasında bir şair keş- fettim. Mamut bu arada önemli bir siyasi görev üstlenmiş, ama şiirı bırakmamıştı. Ne vakit ara- sarn, gizli tuttuğu numarada bir tele-sekreter volculukta olduğu- nu sövlüyordu. Sonunda bir tem- muz günü Mahmut Derviş V Pa- ris Ve, bir kültür bakanma yakışacak özenle döşenmiş apartman katında yakalayabil- dim. Tunus'ta toplanan FKÖ Yürütme Kurulu toplantısından yenı dönmüştü. Söyleşimizi Mahmut Derviş 'in anlattıklarını Arapçadan anmda çeviren "ka- dim" dostum Iraklı şair Kadim Cihad'ın vardımıyla sürdürdük. • Çocukluğundan başlasak, dünyaya gözünü açar açmaz bir alınyazısına dönüşen sürgünden. Doğduğun köy haritadan silin- diğinde okula gitmiyordun he- nüz. Sonra tutuklanmalar, sür- gûn, hapishaneler, yine sürgün... DERVtŞ - Evet, ben sürgün- le özdeşleştiriyorum çocuklu- ğumu. Yani ülkemle. Filistin de benimle birlikte sürgünde ya- şıyor. Kendi ülkemde hiç yaşa- mamış gibi bir duygu içinde- yim. Filistin, ben orada, o top- raklarda yaşarken de işgal altı- ndaydı. Hem coğrafı hem de kültürel anlamda bir sürgünle başladı yaşamım. Ve böylecede sürüyor. Ama en dayanılmaz. Mahmut Derviş, önce Kahire, sonra Lübnan ydterndan sonra şündi de Paris'te. (Fotoğraf: MARİE-HELENE LE NY) siirgıGEÇİCİ SÖZLER ARASINDAN GEÇENLER Geçici sözler arasından geçenler Gitmenin zamarudır İstediğiniz yere gidip yerleşin Ararruzda kalmayın da Aramızda ölmeyin de Yapacak işlerimiz var bu topraklarda Geçmişimiz burada bizim Yaşarrun ilk çığbğı Bugünümüz burada geleceğimiz de Burada iki dünyamız Çıkın toprağımızdan Denizimizden çıkın, tuzumuzdan, yaralanrruzdan Çıkın her şeyimizden Bellekve arulanmızdan Siz ey geçenler geçici sözler arasından! MAHMUT DERVİŞ Türkçesi: Nedim Gürsel iııde katlanılması en güç durumun kendi ülkemdeyken yaşadığım sürgün olduğunu söyleyebili- rim. - ''Filistin Actsı Günlüğü" adlı şürinde şu dizelere yer vermişsin. "Yirmi yıl var ki kardeşim / şür yazmıyor / savaşıyoruz." Siyasi eylemin şiirsel yaratıcılıktan önde geldiğini mi söylemek isti- yorsun? DERVİŞ - Yurdumuzun iş- gal altında oluşunun bir sonucu bu. Bu duruma hemen bir karşıhk verme zorunluluğu si- yasi eylemin estetik kaygıdan önce gelmesine yol açıyor. Işga- lin şaire yaptığı en büyük kötü- lük, onu kendi uğraşından, yani şiirinden yoksun bırakmasıdır. Kendimia ne yazık ki işgale göre tanımlamak durumun- dayız. Aslında benim kendimi İsrail'in dostu ya da düşmanı olarak tanımlamama hiç gerek kalmamahydı. Kimliğimi belir- leyen bu işgal olmamalıydı. Filistin'den aynldığımdan bu yana. özellikle de Avrupa'yı mekân tuttuğumdan bu yana, yani işgalin yarattığı durumdan uzaklaştıkça, bir şair olarak kendımı daha özgür hissetmeye başladım. Şiirim de buna para- lel olarak değişmeye başladı. Estetik kaygı daha bir öne geç- ti. Bu evrimde kültürel değiş- menin, yaşamımdaki kültür de- ğişmelerinin de bir payı olabilir. Şair profesyonel bir siyasetçi ol- mamalıdır düşüncesindeyim. Ben de profesyonel bir siyasetçi değilim. Birey olarak, dünya- daki varlığımın sıyasetle doğru- dan ilişkisi olduğunu söyleye- mem. Siyasi eylemin içindey- ken bile, şiir benim için kendi başına, özerk bir etkinliktir. Ama Filistinli bir şair olarak halkımın benden kendi sorun- lannı, kendi aa ve sıkıntılanru dile getirmemi beklediğini de biliyorum. Kimi zaman halkım benden, güç sorunlara kolay çözümler bulmamı bekliyor. Onun bu beklentisine nasıl karşılık verebilirim? Bu sorunun yani sıra, şiirin beklentisine nasıl karşıhk vere- PORTRE MAHMUT DERVİŞ 'Filistinli Sevgili'nin eylemci şairi 1942'de Filistin'de Celile'de doğan Mahmut Derviş, çağdaş Filistin şiirinin en önemli temsil- cüerinden. Doğduğu köy 1948'de yerle bir edildi ve Israil'in eline geçtı. Ailesıyle birlikte Lübnan'a göç etti. İlk şiirlerini yayımladığı dö- nemde 'El-Arz' (Toprak) cephesinde çalışmaya başladı. Daha sonra şiirleri, yazılan ve siyasal eylemleri yüzünden İsrail'de pek çok kez tutuk- landı, hapis yattı. Samıh el-Kasım ve Tevfik el- Zeyyad gibi şairlerle birlikte Filistin Direniş Şii- ri'nin önde gelen adlanndan biri oldu. 1970'te sürgünü seçti. Önce Kahire'de, sonra 12 yıl Beyrut'ta yaşadı. Lübnan'ın işgaünden sonra Paris'e yerleşti. En ünlü şiirleri arasında yer alan 'Filistinli Sevgili' ile Tel Zaatar kampının Lübnan İç Savaşı sırasında kuşatılmasını konu alan 'Ahmed Zaatar' adlı destanı Türkçeye de çevrildi. bilirim sorusu da gündeme gelı- yor elbet. Ve ikinci soru; benim için birinciden daha çok önem taşıyor. Bu nedenle güncel siya- si sorunlara aradığım karşılı- klarda şiiri değil düzyaayı kul- lanmaya başladım. Şiirin hıçbir soruna çözüm getirmeyeceğinı biliyorum artık. - tyi de, doğrudan bir siyasi görevi üstlenmiş durumdasın. Fi- listin Kurtuluş Orgütü Yürütme Kurulu ü\esisin. Ve bir anlamda, geçici hukümetin Kültür Ba- kam'sın. Şiirsel etkinlikle bağ- daşır bir konumda olduğun söy- lenemez. "Geçici Sözler Arası- ndan Geçenler" adlı şiirin ts- rail'de çok sert tartışmalara yol açtığında İşhak Şamir paıia- mentoda, "İşte bakın KKO'nün üımlı kanadı bile bi/i denize dök- ntek isri\or. Bu insanlarla nasıl barış yaparu?" demişti. Yani si- yasi kimliğinle şair kimliğini bir- birinden ayırmamıştı. O şür iize- rine Fransa'da yayunlanan ki- taptaki tartışmaları ilgiyle ve ib- retle okudum. DERVİŞ - Hemen şunu be- lirteyim. Ben hiçbir zaman FKO'nün yürütme kurulunda görev almak istemedım. Ne. dün istiyordum ne bugün ne de yann isterim. İnan ki hiçbir za- man ıstemedim böyle bir so- rumluluğu. Benim katı- Imadığım Filistin Ulusal Kon- seyi ovbirliğıyle bu karan aldı. Evet, oybırliğıyle, geri adım atamazdım. ama kendimi bir rehine gibi hissettığımi de itiraf etmeliyim. Beni rehin aldıklannı, Yaser Arafat başta olarak üzere her fırsatta tüm yürütme kurulu üyelerine anımsatıyorum. Ne denli onur verici olursa olsun, bu siyasi görevin şairliğimle bağdaşmadığı düşüncesinde- yim çünkü. Yaratıa biri, bir şair, kişiliğini ikiye bölemez. Şair, yaşamı, şairce yaşamalı. Şahsen siyasi bir hırsım ya da tasanm yok, hiçbir zaman da olmadı. Bu nedenle kesin bir si- yasi sorumluluğum da yok. Kültür Bakanı sıfaunı da ka- bul etmedim. Doğrudan bir si- yasi sorumluluk taşımak iste- miyorum. Şiirimin resmi bir kimliği olmamah. Geçici bir gö- rev, ne denlı onur verici de olsa, şair olarak inandıncılığıma za- rar verebilir. Filistin halkının genel vicdanmı temsil ettiğim inancındayım. herhangi bir ba- kanlık koltuğunu ya da siyasi bir makamı değil. Tarihsel ko- numum muhalefette olmamı gerektirir, ıktidarda olmamı de- ğil. Sokakta dilediği gibi yürü- yemeyen, bir kahveye serbestçe oturamayan şair, duyarh- ğından. şiirsel duyarlığındai) çok şey yitirir. İnan ki sorundaki imayı anlı- yorum ve bu konuda çok acı- masız davranıyorum kendime. Siyasi konumumu geçici vecid- diye almamam gereken bir du- rum olarak görüyorum. Filistin halkının temsılcileri bir anlam- da haksızlık ettiler bana, çünkü Filistin davasını yalnızca bir şaır olarak daha iyi savunabilir- dim. Siyaset kültürün hizmeün- de olmalı, kültür siyasetin degil. YARINrARAPŞttRİ Katalan rock müzisyenleri şarkılannı Ispanyolca söylemeyi reddediyorlar KatalanlarKatalancasöylerKültür Servisi - Juan Manuel Serrat, 1968'deİspanyolca söy- lemeyi reddetüğı için İspanya tarafından Eurovision Şarkı Yanşmasfna gönderilmemiş, Katalancadan başka dilde şar- kı söylemeyeceğinı açıklayan Serrat, bir anda Katalanlann ulusal kahramanı oluvermişti. O günler, İspanya'mn General Franco'lu günleriydi, Katalan dilinin resmen yasak olduğu günler. Bugün genç kuşak Katalan- lar, Katalanca sözlü rock mü- zik yapıyorlar ve Katalan kül- türünü geliştırmeye kararlı Ka- talan Ozerk Yönetimi'nden destek görüyorlar. Özerk yöne- tim, iki yıl önce yeni rock grup- lanna destek olmak üzere bir birim oluşturdu ve başına ken- disi de bir Katalan şarkıcı olan Ramon Muntaner'i getirdi. Geçen yıl Barselona'daki stadyumlardan birinde düzen- lenen rock konserine en ünlü 4 Katalan rock grubu, Sau (bir yer adı), Sopa de Cabra (Kecı Çorbası). Els Pets (Osuruklar) ve Sangtrait (Çürük) katıldı ve konseri 24 bin kişi izledi. Els Pets'in baş şarkıası Lluis Gavalda, orkestranın adını bi- raz da "devrimci bir espri" ola- Els Pets grubunun albümleri 40-50 bin satıyor. • Els Pets grubunun şarkıcısı Lluis Gaval- da, Katalonya'nın tam bağımsızlığını savunuyor: 'Ya dilini değiştirip Julio Igle- sias'la Miami'ye gi- dersin ya da burada kalıp Katalanca söy- lersin.' • Şarkılannda mi- zah da var: 'Seni tanıdıkça, köpeğini daha çok seviyo- rum!' rak seçtiklerini söylüyor '"1980'lerde Barselona'da yapı- lan rock müzik ruhsuz ve fazla temizdi. Biz de 'tanmsal rock'ı keşfetük. Bızce, teknik açıdan mükemmel olmaktan çok, ken- dıliğinden olmak önemli." Els Pets gibi en başanlı Kata- lan rock gruplannın albümleri 40-50 bin satıyor. Ama aruk Katalancayı okulda öğrenme olanagına sahip çok genç Kata- lanlar arasında tutkulu hayran- lan var. Katalan rock gruplannın müziği bir yandan devrimci bir mesaj da içeriyor. Sözgelimi, Els Pets'den Lluis Gavalda, Katalonya'nın tam bağımsızlı- ğını savunuyor ve Franco'dan sonra Katalanca yasağının kal- dınlmasını yeterli bulmuyor. Bu yüzden de daha geniş bir İs- panyol dinleyici kitlesini yitir- me pahasma İspanyolca şarkı söylemeye yanaşrnıyor "Ya dilini değiştirip Julio Ig- lesias'la Miami'ye gidersin ya da burada kalıp Katalanca söy- lersin. Ben Katalanım, kendimi en iyi Katalanca ifade edebili- rim." Els Pets grubunun üyeleri. bağımsızlık sorununu şarkıla- nnda daha çok mizahi yönden gündeme getiriyorlar. Tarrago- na yakınlanndaki Constanti köyünden olan Els Pets'ciler, kendi köylerinin esin kaynağı bakımından turistlerin yaz isti- lasından ve yöredeki petrol rafi- nerisinin pis kokulanndan daha güçlü olduğunu söylüyor- lar. Bu yüzden, şarkılannın ço- ğunda kendi köylerinden yola çıkıyorlar. Ama ilginç adlar ta- şıyan şarkılan da var: "Seru tanıdıkça köpeğimi daha çok seviyonım!" Katalan rock gruplan daha şimdiden yöre dışından da ilgi görmeye başlamış. Örneğin, uluslararası plak şirketi EMI, Sau adlı grupla sözleşme imza- lamış. Ama şimdiye kadar Ka- talanca söylemiş bir grup, "sıç- rama yapıp" İspanyolca paza- nna kayma belirtileri göstere- cek olursa, Katalan gençleri ta- rafından hemen terk ediliyor. Bunun en iyi örneği, Sopa de Cabra ya da Keçi Çorbası adlı grup. Şu sıralar Keçi Çorbası"- nın İspanyolca bir albüm hazır- ladığı söylentileri dolaşıyor. Grubun en bağnaz hayranlan da öfkeyle "Onlar artık İspan- yol" diye kesip atıyorlar. Kansını öldüren Fransız düşünür Louis Althusser'in anılan Fransa'da tartışılıyor Filozofiın tüylerürpertici itiıaflaııKültür Servisi - "Bu kitabı, durumumun ciddiyetinin beni icine düşürdüğü koşullardan... işlediğim cinayetten ve her şey- den önemlisi, hakkımda verilen suçsuzluk hükmünün yanlış anlaşılabilecek etkilennden kendimi kurtarmak için yaz- dım. Çünkü aklanma karan- nın, suskunluğun ve kamuo- yunda ölümün mezartaşı altın- da yaşamımı sürdürmek ve ya- şamayı öğrenmek zorunda kalmıştım..." 16 Kasım 1980 günü geçirdi- ği ağır bunalım sırasında kansı Helene'i boğarak öldüren ünlü Fransız düşünür Louis Althus- ser, ölümünden 2 yıl sonra ya- yımlanan "Gelecek Uzun Sü- rer" (L'avenir dure iongtemps) adlı anılannda, bu yaşamı yeni- den yakalama çabaşının amacını böyle açıkhyor. Özel- likle 196O'lı yıllarda yayımla- nan "Marx İçin" ve "Kapital'i Okumak" gibi kitaplanyla Fransız solunda etkili olan Alt- husser'in kısa bir süre önce Fransa'da yayımlanan anılan, hem en çok satan kitaplar liste- sine girdi, hem de basında tar- tışmalara yol açtı. Önceleri Bilgi Felsefesi ve linin teki" durumuna düşmüş- tü. 1981 şubatında mahkeme karanyla aklanan Althusser, 1983 haziranına kadar ruh he- kimlerinin gözetımi altında kal- mış, son yıllannı gözlerden uzak geçirmiş. 1985'te anılannı babasına olan garip tutkusun- dan ve bir Nazi toplama kampında kaldığı günlerden derinliğine etkilendiğini ve bu- nun bütün bir yaşamını belirle- diğini ileri sürüyor. Nitekim, Althusser de anıla- 1960 ve 70'lerde yazdıklanyla Fransız Ko- münist Partisi'nde tartışmalar yarattı. 1980'de geçirdiği bunalım sonucunda kansı Helene'i boğarak öldürdü. 1983'e kadar te- davi gördü. 1985'te anılannı yazdı. 1990'da öldü, ama anılan yeni yayımlandı. Yapısalcılık akımının etkisinde kalan, daha sonralan Manc'ın "Kapital"indeki bilimsel kura- ma tam olarak bağh kalınması gerektiğinı savunan, 1974"te ise köklü bir özeleştiri yapan Alt- husser, yaşamının 34 yılını pay- laştığı kansı Helene'i öldürün- ce, kamuoyunun gözünde "de- yazmış, 1990 ekiminde ölmüş- tü. "The European"dan Char- les Penwarden*a göre. Althus- ser'in anılan gözüpek, saldı- rgan, tüyler ürpertici ve trajik. İtiraflar, tumturaklı sözler ve kendini temize çıkarma çaba- lan bir arada. Penwarden, ünlü Fransız düşünürön, annesinin nnda bu iki olay üzerinde çok- çaduruyor. 1918'deCezayir'de dünyaya gelen Althusser'in ba- basının adı da Louis Althusser. Annesi daha öğrencilik yıllann- da Louis Althusser'e aşık ol- muş ve evlenmişler. Louis Alt- husser Bırinci Dünya Savaşf- nda öldürülünce, kansıyla er- kek kardeşi Charles Althusser evlenmiş Ama Althusser, ba- basının ölümünden sonra an- nesinin kızlık adını yeniden be- nimsediğini, hatta evliyken ya- kalandığı hastalıklardan tüm- denkurtulduğunuyazıyor."An- nem" diyor Althusser, "babamı anımsattığım için bana çok düşkündü. Ama babamı sağ- ken değil de, ortahkta yokken seviyordu." Belki de bu yüzden Althusser hep bir "sahtekSr" olduğu duygusuna kapılmış. Hem bir fılozof hem de bir bi- rey olarak. kendisinin olmayan niteliklerden ötürü hayranbk kazandığını düşünmüş. Şimdi herkes anlamaya çalı- şıyor: 1960ve 1970'lerin gençle- ri, bir "deli"nin yazdıklanndan mı etkilendi? Yoksa Althusser, kişisel yaşamındaki bütün bu sorunlara karşın, Batı Marksiz- minin arayış ve eleştirisinde önemli bir rol oynayıp tartışıla- cak bir malzeme mi üretti? Bütün gösteriler ücretsiz olacak ÇocukSanatevi'ni çocıüdaryönetecek ANKARA (AA>- Türkiye'de .ilk kez çocuklann yöneteceğı ve sadece çocuklar için etkın- likler sunacak bir sanatevi acı- lacak. Sosyal Hizmetler ve Ço- cuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yurtlannda kalan 13 ve 18 yaş arasındaki çocuk- lar arasından secilecek bir grup tarafından yönetilecek olan çocuk sanatevi. SHÇEK ta- rafından hizmete sunulacak. Ankara'da depo olarak kul- lanılan tarihi bir binanın res- tore edilerek çocuk Sanatevi olarak düzenleneceğini bildi- ren SHÇEK Genel Müdürü Aslan Kaya, sanatevini yöne- tecek çocuklara müdahale edilmeyeceğini ve etkinliklenn çocuklar tarafından gerçekleş- tirileceğini açıkladı. Sinema ve tiyatro salonunun yani sıra yüzme havuzu da bu- lunan kuruma ait binanın sa- natevi olarak düzenlenmesi ile çocuklarla ilgili her türlü sine- ma, tiyatro, resim sergisi gibi etkinlikler ücretsiz olarak yü- rütülecek. Sanatevi. kendi ti- yatro ekibiyle bırbkte dışardan amatör ve profesyonel ekıplere de çalışmalan ve gösterileri için mekan oluşturacak. SHÇEK yurtlannda kalan çocuklann sosyal ilişkiler an- lamında yeterli ortamda bulu- namadıklannı bildiren Aslan Kaya, çocuk sanatevinin diğer bir amacının da yurtlarda ka- lan çocuklann dışandaki yaşı- tlan ile aynı ortamda bulun- malannın sağlanması olduğu- nu söyledi. Çocuk sanatevinde çocuklann kaynaşmasını sağ- layacak etkinlikler sayesinde, sahnede bir oyun sergilenir- ken, sıralarda da başka bir oyun sergileneceğini söyleyen Kaya. "Çocuklar sahnede bir oyun izlerken. kendi aralann- da da sosyal ilişkilerini gelişür- mek için çocukça oyunlar oy- nayacaklar. Bu durumda yurt- larda kalan çocuklarla normal aile ortamında yaşayan çocuk- lann kaynaşmasını sağlamış olacağız" dedi. Ünlü pop şarkıcısı Samantha Fox: Aslında ben bir şişirilmişmayoyum ATİNA (AA)- Şinema ve müzik dünyasınm ünlü isimle- ri zaman zaman ilginç görüşler ortaya koyuyorlar. Çekimı süren Cool World (Serin Dünya) fılminin yönet- meni Ralph Bakshi, oyuncusu Kim Bassinger için "Kim, yap- masını istediğim her şeyi ya- pan bir bebek. Hakkımızdaki söylentiler nasıl yayılıyor bil- miyorum. Hem de onunla hiç yatmadığım halde" diyor. Alien (Yaratık) fılmlerinin vazgeçilemeyen başrol oyun- cusu Sigourney Weawer ise "Eğer Alien 3 başansız olsay- dı, kadın olduğum için suçu bana atacaklardı. Ancak bu tür fılmler başan kazanırsa be- ğeni toplayan kesinlikle ben değil, yönetmen ve teknoloji oluyor" şeklinde konuşuyor. Mad Max, Lethal Weapon fılmlerinin yıldızı Mel Gibson da "Oyunculuğa ilk başladı- ğımda insanlann homoseksüel olduğumu düşünebileceklerin- den endişeleniyordum. Aile- min de böyle düşünmesıni hiç istemedim" diyor. Zenci yönetmen Spike Lee ise şiddet yanlısı konuşmalan ile dikkal çekiyor. Lee hiç çe- kinmeden "İnsanlann, ırkcıh- ğın hâS canlı olduğunu gör- meleri için uyanmalan gerek. Bazen gerçekten bir silah alıp beyazlan vurmak istedim. So- runlan çözmenin tek yolu kan akıtmaktır" diye konuştu. "Bay Kas" Arnold Schwar- zenegger ise mutluluğun para- ya bağh olmadığına inananlar- dan. Bay Kas "48 milyon do- lar aldığımda da 50 milyon do- lar aldığım zamanki kadar se- viniyorum" diyerek bu düşün- cesmi ispatlıyor. Ünlü şarkıcı Samantha Fox "Ben ne film yıldızı ne de bir şarkıcıyım. Gerçekte. şişirilmiş bir mayodan başka bir şey de- ğilim" derken, Madonna'nın Far and Away (Uzak ve Öte) filminin kendisini uyuttuğunu söylemesi üzerine filmin başo- yuncusu Tom Cruise "Ne dü- şündüğü umurumda değil. Ke- \in Costner'dan hoşlanmıyor, benden de. Ben en azından iyi biriyle aynı saftayım" diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle