Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 TEMMUZ1992PERŞEMBE CUMHURİYET atm
HABERLEREV DEVAMI 17
OLAYLAREN
ARDINDAK1
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
Bu zayıflığın nedenlen, kesin-
likle araştınlmalı, buiunmalı,
ortaya dökülmelidir.
Eğer terör örgutleri istedikle-
ri zaman eylemlerini tırmandı-
rabilecek, istedikleri zaman dur-
durabilecek kadar yetkinlik dü-
zeyine ulaşmışlarsa, Türkiye'nin
yazgısım saptayabilecek nokta-
ya varmadan bu gidişin önüne
geçilmelidir. MtT Müsteşan'nın
istihbaratı var; ama, cinayetle-
rin önüne geçilemiyor. Bu çeliş-
kinin bir açıklamast olmalı...
Bu köşede kaçyıldan beriya-
yımlanan kaçıncı terör yazısıdır
bu? Bilemiyonız. Ançak bildiği-
miz şudun Terör bu ülkedeyazgı
olmamalı!
Türkiye böyle birfelaket kar-
ştsında eli kolu bağlı insanların
ülkesi olmaya layık değildir.
* • *
5btiyük
• Baştarafi 1. Sayfada
karşıljkh olarak birbirlerinden
görüşme çağnsı beklediler. An-
cak dün taraflar arasında görüş-
me sağlanamadı.
lstanbul'da toplusözleşme
görûşmeleri uyuşmazlıkla so-
nuçlanan grev yasağı kapsa-
mındaki ISKİ, SUSER ve
İGDAŞ işyerlerinde çalışan 7
bin işçi bugün belediye işçileri-
nin grevini desteklemek için
yemek boykotu yapıyorlar.
Petrol-fş. Kristal-Iş, Deri-lş,
Tek Gıda-Iş, Hava-Iş, TÜM-
TİS ve Basisen sendikalan ge-
nel merkez yöneticileri ile bir-
likte dün bir basın toplantısı
düzenleyen Belediye-lş Sendi-
kası Genel Başkanı Fuat Alan,
belediye işverenlerini toplusöz-
leşme görüşmelerini çıkmaza
sokmak ve gerçekleri çarpıt-
makla suçladı. Alan, İstanbul
Anakent Belediye Başkanı Nu-
rettin Sözen'in yüzde 70 zam
vererek 68 bin liralık yevmiyeyi
118 bin liraya çıkardıklan açık-
lamasına karşı, belediyede orta-
lama yevmiyenin 75 bin lira
olduğunu, 118 bin liralık yev-
miyenin gerçekte yüzde 56 zam
anlamına geldiğini savundu.
Belediye-lş Sendikası yann
başlayacak olan grev konusun-
da son hazırlıklannı yaparken
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Murat Karayalçın be-
lediye çalışanlanna "anlaşma
kapısuun son ana kadar açık"
olacağmı bildiren bir mektup
gönderdi. Mektubunda sendi-
kanın, belediye olanaklannın
çok üzerinde bir taleple masaya
oturduğunu belirten Karayal-
çtn, "Bizler işveren ve işçüer
olarak iki ayn tarafta değil be-
lediye hizmetlileri olarak tek bir
yandayız" diyerek şu görüşlere
yer verdi:
"Sendika kuşkusuz varhği ve
görevi gereği üyelerinin yaşam
düzeylerini en üst noktaya çı-
karmak isteyecektir. Buna say-
gı duyuyorum. Fakat Büyükşe-
hir Belediyesi'nin kâr amaçlı
işler yapan bir kunım olarak
değerlendirilmesi de doğru de-
ğüdir. Elimizdeki kıt kaynak-
larla Ankarahlara hizmet gö-
türmek zorundayız."
Toplusözleşme görüşmele-
rinde vanlan son durum konu-
sunda da bilgi veren Karayal-
çın, 1988-1990 döneminde 277
bin 703 lira olan 1 'inci grup işçi-
nin gelirini 1992-1994 döne-
minde 12 katlık artışla 3 milyon
J190 bin 35 liraya çıkarmayı
35nerdiklerini, sendikanın ise 6
Jnilyon 215 bin 884 lira istediği-
yıi belirterek, "Oysa DtE'nin
j\nkara Tüketici Fiyatlan En-
deksine göre 1990 yılından bu-
yana fîyatlardaki artış 5 kat
blmuştur. Kentimizdeki insan-
Jann insanca yaşama maliyeti
Jjesabına göre de iki çocuklu bir
fiilenin kıra dahil giderlerini
İcarşılaması için 3 milyon 640
bin 779 lira yeterli olmaktadır."
dedi. Karayalçın mektubunu,
T'Bu açıklamalan sizleri etkile-
Jnek için yapmadım. Amacım
fsizleri bilgilendirmekti. Büyük-
şehir Belediyesi olarak 30 tem-
muz tarihine kadar anlaşmanın
isağlanabilmesi için bütün kapı-
Jan açık bıraküğımızı belirtir,
sevgi ve saygılanmı sunanm."
sözleriyle noktaladı
'< Son anda bir anlaşma sağla-
bamazsa bu sabah tstanbul'da
25 bin, Ankara'da 13 bin 500,
Adana'da 3 bin, Trabzon'da
;1190, Eskişehir'de 1275 işçi gre-
ve çıkıyor. İzmir karşıyaka ve
Konak belediyelerinde çalışan
bin 700 işçi 4 ağustosta greve
Çikıyor. Buca Belediyesi'nden
şonra, tzmir Anakent Beledi-
yeâ'nde yapılan grev oylama-
sında da işçüer "greve hayır"
dediler. Anakent Belediyesi'n-
de bin 285 işçinin bin 45'i gre-
ve hayır oyu kullandı. îzmir
Anakent Belediyesi işçilerinin
sözleşmesi Yüksek Hakem ku-
rulu'nda sonuçlandınlacak.
Belediye işçileri bugün greve
çıkmaya hazırlamrken, beledi-
ye başkanlan sözleşme masası-
na oturmak için hükümetten
sinyal beklediler. SHP Genel
Sekreteri Cevdet Selvi ve SHP
İstanbul ll Başkanı Yüksel
Çengel dün taraflarla ayn ayn
gOrüştttler.
Kayacan öldürüldüZAFER AKNAR
SUATKOZLUKLU
12 Mart Muhtırasfnı veren
komutanlar arasında yer alan,
Kıbns Banş Harekâtı'nın De-
niz Kuvvetleri Komutanı
Emekli Oramiral Kemal Kaya-
can(77). Göztepe'deki evinde
uğradığı suikast sonucu öldü-
rüldü. Saldınyı Dev-Sol' Silahlı
Devrim Birlikleri üstlendi.
Oramiral Kemal Kayacan'ın
Göztepe, tstasyon Caddesi, Sü-
mer Sokak'taki 11 numaralı
Polat Ersen apartmanının 4.
katında bulunan dairesine dün
akşam saat 19.45 sıralannda
gelen biri kadın iki kişi daire ka-
pısını çaldılar. Kapıyı açan
Emekli Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanı Oramiral Kemal Kaya-
can'a ateş eden saldırganlar
gözcülük yapan diğer kişiyle
birlikte olay yerinden uzaklaştı-
lar. Baş ve omzuna 3 kurşun
isabet eden Kayacan, SSK
Göztepe Hastanesi'ne kaldın-
lırken yolda yaşamını kaybetti.
İstanbul Emniyet Müdürü
Necdet Menzir'in verdiği bilgi-
lere göre saldın olayı şöyle ger-
çekleşti:
Saat 19.30 sıralannda Kaya-
can'ın evine. eşi Feriha Kaya-
can, damadı ve torununun da
bulunduğu sırada kimliği bilin-
meyen bir kişi telefon ederek
Kayacan'ın evde olup olmadı-
ğmı kontrol etti. Telefonun
kapanmasından 15 dakika son-
ra ise biri kadın iki kişi Kemal
Kayacan'ın Ersen apartmanı 4.
kattaki dairesinin kapısını çal-
dı. İki saldırgandan erkek olaru
7.65çapındaki otomatik taban-
casıyla 5 el ateş etti. Baş ve om-
zuna 3 kurşun isabet eden
Kayacan, silah seslerini duya-
rak kapıya gelen ailesinin yardı-
mıyla Göztepe SSK Hastanesi'-
ne kaldınlırken yolda öldü.
Eşinin ölüm haberini aldıktan
sonra fenalaşan Feriha Kaya-
can eve gelen doktorlar tarafın-
dan sakinleştirildi.
Bu arada edinilen bilgiye gö-
re saldından bir süre önce
Kemal Kayacan'ın evini ara-
yan kişi "Kemal Karacan siz
misiniz" diye sordu. Kayacan'-
ın "Hayır. Ben Kemal Karacan
değil, Kayacan'ım" demesi üze-
rine de telefonu kapadı.
Emekli oramiralin koruması-
nı yapan askerin ise olaydan bir
süre önce akşam yemeği yemek
üzere izin alarak evden aynldığı
öğrenildi.
Suikastın gerçekleştirilme-
sinden sonra polis ekiplerini
bizzat tstanbul Emniyet Müdü-
rü Necdet Menzir yönetti. Biri
dışanda bekleyen gözcü diğeri
kadın olmak üzere 3 kişi olduk-
lan belirlenen saldırganlann
yakalanması için aramalar baş-
latıldı.
Kayacan'ın evinin bulundu-
ğu sokak sakinleri olay önce-
sinde dikkatlerini çeken bir şey
olmadığını belirttiler. Polat Er-
sen apartmanının altında bulu-
nan kuaför dükkânının sahibi
ise olay sırasında dükkânın
önünde oturuyor olmasına kar-
şın hiçbir şey görmediğini, sa-
dece Kayacan'ın eşinin çığlıkla-
nnı duyduğunu söyledi.
Daha sonra olay yerine gelen
Menzir, "Devlete hizmet etmiş
yüce bir insanın, bir oramiralin
saldınya uğraması bizi çok üz-
dü. Bu, toplumda çok büyük
bir tepki yaratacak" dedi. Sal-
dırganlann mutlak suretle dev-
letten karşıbğını alacaklanru
belirten Menzir, "İstanbul'un
huzurunu kimse bozamaz. Bu-
na izdn vermeveceğiz. Bazı ma-
Sezgin:
6
Olay tedbirsizlîktir
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Eski Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral Kemal
Kayacan'ın öldürülmesi siyasi
çevrelerde de tepki ve üzüntü ile
karşılandı. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Kayacan'ın evine
ve Genelkurmay Başkanlığı'na
birer mesaj yollayarak başsağlı-
ğı dileklerinde bulundu. Başba-
kan Süleyman Demirel de
Kayacan'ın ailesine gönderdiği
başsağlığı mesajında Kayacan'-
ın silahlı saldın sonucu öldürül-
mesinden büyük üzüntü duy-
duğunu bildirdi. İçişleri Bakanı
İsmet Sezgin ise Cumhuriyet'e
konuyla ilgili olarak yaptığı
açıklamada olayı tedbirsizlik
olarak değerlendirdi. Sezgin,
korumalann yemek için dışan
çıküklan sırada ikisi erkek biri
genç kız, üç kişinin Kayacan'ın
kapısını zorla açarak evine gir-
diklerini ve ateş ettiklerini söy-
ledi. Sezgin "Uzunca bir süre
takip ettikleri anlaşılıyor. Çün-
kü kendisini koruyan asker ko-
rumalar yemek.için aynldıkla-
nnda olay meydana geliyor. Şu
anda iz üzerindeyiz. Araştırma-
lanmız devam ediyor" dedi.
Kayacan'ın 12 Mart'tan son-
ra İstanbul Sıkıyönetim Komu-
tan Yardımalığı görevini yü-
rüttüğünü dile getiren Sezgin
bundan sonra koruma önlem-
lerinin etkinleştirilip, etkinleşti-
rilmeyeceği sorusuna "Zaten
etkin konınuyorlar. Bu tedbir-
sizliktir" şeklinde konuştu.
Sezgin olayın üzücü olduğu-
nu belirterek şunlan söyledi:
"Sayın Kayacan benim de sev-
diğim dürüst bir insandı. Maa-
lesef birtakım saldınlar sonucu
profesyonelce belli kişileri ceza-
landırmış oluyorlar. İz üzerin-
Başından ve göğsünden üç kurşun yarası alan Kemal Kayacan, yakınlan tarafuıdan Göztepe
SSK Hastanesi'ne kaldınlırken \olda öldü.
MİFte sivil dönem baghvor
an k MtT ll«*»m Kot^ıcfal Kcam « 2,'
MIT uyarmıştı
"üj ^fT Müsleşan Teoman Ko-
man önceki gece gazetecitere
verdıgı yemekte çeşıili sorulan
Ş'arutladı. Koman, UBA'nın
verdığı habere göre önümüzdelu
günlerde şahsı lerörün başlaya-
cağı yolundaki açıklamalan
üzerine hedefin kimler olacaği'
nın sorulmasma karylık, "San-
sasyon yaraucak herkes olabi-
lir Ama bunlan söylüyorum
diye kıyameı kopmamah. Şunu
da söyleyeyim ki önleyebılırsek.
olmaz" karşıhğını verdi. AbduJ-
MİT Müsteşan Teoman Koman, 9 temmuz gûnü gazetecilere
nin çok yetersiz kaldığına da
işaret eden Ecevit, "Ne yaak ki,
polisimiz kendisini bile koru-
maktan acizdir. Eğitim çok
eksik" dedi.
Ecevit, Kayacan'la ilgili ola-
rak da, "Kendisi çok değerli bir
insandı. Ülkemize değerli hiz-
metleri geçmişti. Allah rahmet
eylesin diyorum. Kayacan be-
nim de çok değer verdiğim bir
insandı" diye konuştu.
Kayacan'ın öldürülmesi ola-
yına diğer tepkiler de şöyle:
Cevdet Selvi (SHP Genel
Sekreteri): Olayı arkadaşlar ha-
deyiz, araştırmalanmız devam verdi|ixenıekte"Önümüzdeki günlerde şahsi terör başlayacak, ber verdiler, çok üzüldüm. Sa-
-^"•«'" örgütlerin bu konuda hazırhklan var" demişti.Koman, hedefin yın Kayacan'ın ailesine ve ya-ediyor"
Sezgin, "MİT Müsteşan
Teoman Koman'ın bir süre ön-
ce bu tür eylemlerin gerçekleşe-
ceği" yolundaki uyansının ha-
ürîatılması üzerine "Bilemem,
MİT Müsteşanmız birtakım
duyumlar abyor. Biz, bize ula-
şan her türlü istihbaraü değer-
lendiriyor ve gerekü önlemleri
alıyoruz" yanıtmı verdi.
içişleri Bakanhğı Müsteşan
Fahri Öztürk ise olayla ilgili ca-
kimler olabileceği sorusuna ise şu karşılığı vermişti:
"Yankı uyandıracak, sansasyon yaratacak herkes olabilir. Ama
bunlan söylüyorum diye kıyamet kopmamalı. Şunu da
söyleyeyim ki önleyebilirseİc, olmaz."
Silahlı Kuvvetleri'ne içten tazi-
yetlerimi sunanm"
Cumhurbaşkaru Turgut
özal da Kayacan'ın eşine yolla-
dığı mesajda şöyle dedi:
"Değerli eşiniz, Deniz Kuv-
vetleri komutanlanmızdan
hşmalann devam ettiğini söyle- emekli Oramiral Kemal Kaya-
di. Öztürk, MİT Müsteşan'nın can'ın hunharca bir saldın so-
nucu hayatını kaybettiğini de-
rin bir aa ve üzüntü ile öğren-
miş bulunuyorum. Sayın
merhum eşinizin, Türk Deniz
Kuvvetleri'nin her kademesin-
de bu kuvvetimizin komutanı
ve emekliliği döneminde parla-
menter olarak sivil hayattaki
hizmetleri daima takdir ve say-
gıyla yad edilecektir. İnsanlık-
tan nasibini almamış bu eyle-
min sahibi caniler ise Türk
sözlerine "Paşamız, bunlan
söylemiş. Ama bence yanlış ol-
du" diye yorumladı.
Başbakan Demirel, Kaya-
can'ın ailesine yolladığı başbağ-
lığı mesajında şunlan kaydetti:
"Bu hain saldınyı gerçekleş-
ürenleri şiddetle kınıyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin
saygın mensuplannı hedef alan
bu saldınlar, demokrasiye olan
inanamızı sarsmayacak ve hiç-
bir zaman afFedilmeyecektir.
Olayda hayatını kaybeden sa-
yın emekli Oramiral Kemal
Kayacan'a Allah'tan rahmet
diler, kederli ailesine ve Türk
milletinin nefret ve laneti altın-
da ebediyen ezileceklerdir.
Devlet, millet ve vatan haini bu
canilerin bir an önce yakalana-
rak hak ettikleri cezaya çarptı-
Birikeıı çöpler
ilaçlanacaktş Ekonomi Servisi - Bugün
beş şehirde başlayacak belediye
işçilerinin grevi nedeniyle çöp-
ler toplanamayacak. Otobüs iş-
letmeleri grev yasağı kapsamın-
da olduğu için belediye otobüs-
leri çalışacak. Belediyelere bağb
su, mezarhk, itfaiye, sağbk ve
otobüs işletmelerinde çalışan iş-
çiler yasa gereği grev yapamı-
yorlar. Grev yasağı kapsamın-
da bulunan bu işyerlerinin
toplu iş sözleşmesi görûşmeleri
Yüksek Hakem Kurulu'nda
sonuçlandınhyorl
İstanbul, Ankara, Adana
anakent ve ilçe belediyeleri ile
Eskişehir ve Trabzon belediye-
lerinde bu gün 44 bin işçi greve
çıkarken grev yasağı bulunan
sonuçlanan Tes-İş Sendikası'na
bağh İSKİ. SUSER ve İGDAŞ
işyerlerinde çalışan 7 bin işçinin
de^rev hakkı yok.
Istanbul'da Anakent'le bir-
likte 19 ilce belediyesinde grev
başlarken Küçükçekmece Bele-
diyesi'nde, eski başkan Ertuğ-
rul Tığlay döneminde imzala-
nan toplusözleşmenin hukuki
durumu tartışıldığı için bu bele-
diyede grev yapılmıyor. İstan-
bul'da temizlik hizmetlerini
müteahhitlere devreden, Kar-
tal, Sanyer, Kağıthane, Zeytin-
burnu, Adalar ve Bayrampaşa
belediyelerinde çöp birikmesi
sorunu yaşanmayacağı bildiri-
liyor. Diğer belediyeler, semt-
lerde kurulacak çöp toplama
nlmalan önde gelen dileğimdir.
Bu elim kaybunız sebebiyle acı-
nızı yürekten paylaşıyor, mer-
huma Allah'tan rahmet diliyo-
rum. Size, yakınlannıza ve
Türk Silahlı Kuvvetlerimize en
içten taziyetlerimi iletiyonım"
Cumhurbaşkanı Özal'ın Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş'e gönderdiği baş-
sağlığı mesajında ise "Menfur
saldın>ı şahsım ve Türk milleti
adına telin ediyorum" dedi.
' DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, Emekli General Kemal
Kayacan'ın ülkemize çok de-
ğerli hizmetleri geçtiğjni bebrte-
rek, "Olaya çok üzüldüm. Bu
olay terörün çılgınlaşuğını gös-
teriyor. Terörün arkasında
Kuzey Irak'taki otorite boşlu-
ğu var" dedi. SHP Genel Sekre-
teri Cevdet Selvi teröristlerin
amacının devleti güçsüz düşür-
mek olduğunu belirterek, hü-
kümetin faili meçhul cinayet
bırakmaması gereküğini söyle-
di.
1974-1980 arasında CHP
üyesi. 1977-80 arasında da
CHP Ankara Milletvekili olan
Kayacan'ın öldürülmesi olayı-
nın aynntılannı Cumhuriyet"-
ten öğrenen Ecevit, tırmanan
terör karşısında endişe duydu-
ğunu söyledi. Son günlerde te-
rör olaylanndaki artışın çok
ciddi boyutlara ulaştığını söyle-
yen Ecevit şunlan söyledi:
"Öncelikle kaynaklara in-
mek gerekli. Bence terörün
kaynaklannın başında Kuzey
Irak'taki otorite boşluğu geli-
yor. Bunu aylardır söylüyoruz.
Hükümeti bu konuda defalarca
uyardık. Bu bir anlamda göz
göre göre yaşanmış bir olay.
Tek tek kişileri korumak tabii
ki önemli. Bu konuda önlemle-
rin alınması gerekli. Ama asıl
sorun kaynağa inmektir."
Terörle mücadele eden gü-
venlik görevlilerinin eğitimleri-
kınlanna başsağlığı diliyorum.
Temenni ediyorum ki, bu son
olsun. Ne olursa olsun hiçbir
insanın hayatına son verilmesi-
nin mantıklı bir gerekçesi yok-
tur. Tehdit, şantaj, cinayet ve
terör ile hiçbir yere ulaşılamaz.
Dileğimiz katillerinin bir an ön-
ce bulunmasıdır. Bu tür cina-
yetlerin nedeni, anarşiyi hızlan-
dırmak, devleti ve iktidan
güçsüz göstermektir. Bu ve di-
ğer faili meçhul cinayetlerin
aydınlatılması için hükümetin
bu konuya ağırlık vermesini is-
tiyoruz. Bu ve bunun gjbi hare-
ketler, demokrasinin yerleşme-
sine, çağdaş toplumun oluşma-
sına engel olamayacaktır.
Erol Tuncer (CHP Genel
Yönetim Kunılu üyesi): Asker
ve siyaset adamı olarak ülkemi-
ze değerli hizmetler vermiş bu-
lunan Kemal Kayacan'ı terö-
rist bir saldın sonucu kaybet-
miş olmanın derin üzüntüsü
içindeyiz. İnsanlığa ve demok-
rasiye karşı işlenmiş olan bu
cinayeti nefretle kınıyoruz.
CHP Ankara Milletvekib Ka-
yacan'a Allah'tan rahmet, aile-
sine ve Türk milletine başsağlı-
ğı, sabır ve tahammül gücü
diliyoruz.
Necdet Öztorun (Eski Kara
Kuvvetleri Komutanı): Hiçbir
esasa sığmayan yalnızca öldür-
mek amacıyla yapılan bir şey.
Adam öldürmek maksat ola-
maz. Masum bir kişi öldürmek-
le kimi korkutabilirsiniz? Kim-
seyi korkutamazsımz. Bunlar
ancak birdebnininyapabileceği
şeyler.
Öte yandan eski Deniz Kuv-
vetleri Komutanı Kemal Kaya-
can'ın öldürülmesi ile ilgili ilk
bilgiler saat 20.30'da Genel
Kurmaybaşkanı Orgeneral
Doğan Güreş'e iletildi. Genel-
kurmay çevreleri olayı nefretle
kınarken, "Bu terörün ezilece-
ğinden hiç şüphe yok. Nefretle
kınıyoruz. Ama zaten kim nef-
retle kınamıyor ki" şeklinde
tepki gösterdiler.
işyerlerindeki Belediye-İş Sen- alanlannda çöplerin toplanma-
dikası'na bağb 10 bin işçi greve sına çabşacak. Tahta perdelerle
çıkmayacak.
Istanbul'da Anakent Beledi-
yesi ile sürdürdüğü toplusözleş-
me görûşmeleri uyuşmazbkla
çevrilecek çöp alanlannda biri-
ken çöplerin üzerine toprak atı-
larak ilaçlanacak, grev bittikten
sonra bu çöpler çöp imha alan-
lanna taşınacak.
AyNADA(Anılaı^2)
Mücap Ofluoglu
10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-hlanbul
Ödemdi gönderilmez.
lum çevreler ne derlerse desin,
karşıbklannı görecekler. Çalış-
malanmıza başladık, devammı
getireceğiz" şekbnde konuştu.
Menzir, "Kayacan'ın koru-
masının olay yerinde neden bu-
lunmadığı" şeklindeki bir soru-
ya "Korumarun olay sırasında
orada olup olmadığı bizi değil
askeri ilgilendirij. Biz askerin
işine kanşmayız. Sonuçta koru-
marun orada olup olmaması bir
şeyi değiştirmezdi. Saldırganlar
bütün her şeyi önceden tespit
ediyorlar" yarutını verdi.
Olaydan yaklaşık bir saat
sonra bazı gazeteleri arayan bir
kişi, saldınyı Dev-Sol/Silahlı
Devrimci Birlikler adına üstle-
nerek,"Son günlerde artan iş-
kence ve baskılardan dolayı
Oramiral Kayacan'ı cezalan-
dırdık" dedi.
AdnanErsöz de
benzer
yöntemle
öldürülmüştü
Haber Merkezi - Oramiral
Kemal Kayacan ile Orgeneral
•\dnan Ersöz'ün öldürübnesin-
deki benzerlikler dikkat çekici.
Emekli Orgeneral Adnan Ersöz
de 13 Ekim 1991de ayru yön-
temle öldürülmüştü. iki olay
arasındaki benzerbkler şöyle:
-Ersöz'ün öldürûbnesi ola-
yından bir saat kadar sonra
gazeteleri arayan bir kişi saldın-
yı Dev-Sol Silahlı Devrim Bir-
likleri adına üstlenmişti. Ertesi
gün ise saldın İslami Birlik ta-
rafından üstlenilmişti. Kaya-
can'ın öldürülmesinden yine
yaklaşık 1 saat sonra gazeteleri
arayan bir kişi olayı Dev-Sol
adına üstlendi
-Kayacan ve Ersöz'ün öldü-
rülmeleri hemen hemen aynı
saatlerde evlerinde gerçekleşti.
-Kayacan gibi Adnan Ersöz
de öldürülmeden kısa bir süre
önce telefonla aranarak, evde
bulunup bulunmadığı kontrol
edilmişti.
-Ersöz'ü öldüren suikastçılar
de biri bayan 3 kişi olarak beb'r-
lenmişti.
-Ersöz ve Kayacan'ı vuran si-
lahlann 7.65 mm çapında ol-
ması da her iki olaydaki ortak
başka bir nokta.
-Ersöz'ün öldürülmesinden
sonra dairesinin kapısına içinde
"bubi tuzağı" bulunan bir pa-
ket bırakılmıştı. Kayacan'ın
kapısına da bomba süsü veril-
miş bir paket bırakıldı.
-Ersöz'ün öldürülmesi sıra-
sında koruma görevlisi tuvalete
gitmişti. Kayacan'ın koruması
ise yemeğe gittiği için görev ye-
rinde değildi.
Orgeneral Adnan Ersöz'ün
katillen hale bulunamadı.
Birinci derece
öncelikle
korımuyordu
Haber Merkezi - Emekli Ora-
miral Kemal Kayacan, halen
görevli ve emekli general, ami-
ral ve subaylann korunması
amaana yönelik Genelkurmay
Başkanbğı'nın Mayıs 1989 ta-
rihb MY 119 -2 güvenb'k yöner-
g^sine göre birinci derece önce-
likle korunuyordu.
Ancak, Kayacan'ın kendi is-
teğiyle sağlanan aynı zamanda
şoförlüğünü de yapan sadece
bir asker koruması bulunuyor-
du. Aynca Kayacan'ın evi aynı
yönerge doğrultusunda emni-
yete ve askeriyeye bağb motori-
ze devriye eİcipleri tarafından
kontrol ediliyordu.
Savarona'da
• Baştarafi 1. Sayfada
Yıldınm Hücumbotu, Ayvabk,
Çeşme, Gemlik hücumbotlan
ve Savorona yatında
komutanbk yaptı. Kayacan,
donanma birliklerinde kurmay
komutanlıklarda bulunduktan
sonra 1955-57 yıllannda
Washington Büyükelçiüği'nde
Deniz Ateşeliği görevini yaptı.
1960 yıbnda Albay rütbesi alan
Kayacan, daha sonra Mayın
Filo Komutanı, (1962) Deniz
Eğitim Komutanı, (1965)
Güney Deniz Saha ve Izmir
Garnizon Komutanbğı, (1966)
Deniz Kuvvetleri Kurmay
Başkanı, (1968) Donanma
Komutanı, (1969) Yüksek
Askeri Şûra üyeliği,
(1970)ikinci kez Donanma
Komutanbğı görevlerinde
bulundu. Daha sonra da Deniz
Kuvvetleri Komutanı oldu.
Kayacan 1974 yıiında Oramiral
rütbesinden emekli olunca 1974
yıbnda Cumhuriyet Halk
Partisi'ne üye oldu ve 1977-80
yıllan arasında CHP Ankara
Milletvekili olarak meclise
girdi. Kayacan milletvekili
olduğu yıllarda Millet Meclisi
Milli Savunma Komisyonu
Başkanbğı ve NATO
Assemblesi üyeliği yaptı.
Kayacan'ın babası Tabip
Albay Yüzbaşı Ali
Kayacan'dan geçen Kırmızı
Şeritli İstiklâl madalyası vardı.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
Eski MtT Başkanı Orgeneral Adnan Ersöz, eski Olaga-
nüstü Hal Bölgesi'ndeki Asayiş Birlikleri'nin iki eski ko-
mutanı, emekli korgeneraller, Ismail Selen ve Hulusi
Sayın ile 12 Mart döneminde, İstanbul sıkıyönetimdeki
sorguları yöneten emekli Tümgeneral Memduh Ünlütûrk
ve Adana'da Tuğgeneral Temel Cingöz, son iki yılda te-
rör kurşunlarına hedef oldular.
Bu kanlı terörün ve bu kurt kapanlarının hedefi, Silahlı
Kuvvetler'dir!
Silahlı Kuvvetler'de önemli ve duyarlı görevlerde bulu-
nan generaller, evlerinde birer birer kurşunlanaraköldü-
rülüyorlar. Böylece Güneydoğu'da görev yapan general-
ler korkutulmak ve sindirilmek isteniyor. Amaç budur.
Oramiral Kayacan, Silahlı Kuvvetler'den yıllar önce
emekli olmuş; emekli olur olmaz da CHP'ye girmişti. Ka-
yacan'ın son olaylarla da uzaktan yakından ilgisi yoktu.
Oyleyse, teröristler neden Oramiral Kayacan'ı hedef
seçtiler?
Eski bir kuvvet komutanı olduğu için!
Yalnızca bu nedenle mi? Hayır, savunmasız btrakıldığı
için!
Hem terörün artacağını, tırmanacağını söyleyip hem
de teröre hedef olabilecek olan emekli generallerin sa-
vunmasız bırakılmaları, akıl alacak bir aymazlık mıdır?.
Türkiye, karanlık güçlerce yeniden bir kanlı sürece so-
kuluyor.
Emekli generallerin evlerinde "Sıra acaba bizde mi?"
diye düşünecekleri ortam hiç de tekin günlerin habercisi
değildir!
Su Uyur...Atatürk Barajı'nın yapılması ve Fırat Nehri'nin suları-
nın tutulması iki komşu ülkede, Irak ve Suriye'detepkiyle
karşılandı.
Bu tepkilerin bugünlerde daha da büyüyeceği anlaşılı-
yor.
Bu iki ülkenin aynı zamanda PKK örgütünetopraklarırv
da üs verdikleri, barındırdıkları ve destekledikleri de bili-
niyor.
Suriye oldum olası, "Hatay sorunu" nedeniyle Tür-
kiye'ye karşı olumsuz duygular beslemiştir. Hatay soru-
nunu Suriye hiçbir zaman unutmamış; zaman zaman da
gündeme getirmiştir.
Hatay, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Anlaşması'na gö-
re "Suriye vilayetine bağlı Iskenderun sancağı" olarak
anılmaktaydı. 1921 yıiında Fransa ile imzalanan Ankara
Anlaşması da sorunu çözemememişti. Lozan Anlaşması
ve Fransa ile imzalanan 30 Mayıs 1926 tarihli Dostluk ve
iyi Komşuluk Anlaşması da Hatay'daki Fransız egemen-
liğine son verememişti.
Türkiye ile Suriye arasındaki sınır işaretlenmesi 30
Mayıs 1930 tarihli protokol ile yapıldı. Sorun bu protokol
ile de çözülemedi.
Konu, Milletler Cemiyeti'nde görüşüldü. Hatay'ın Fran-
sa denetiminde bir yönetime verilmesi, bu yönetimin dı-
şişlerinde Suriye'nin söz sahibi olması ve toprak bütün-
lüğünün de Türkiye ve Fransa tarafından güvence altna
alınması kararlaştınldı.
1937 yıiında Hatay'ın "ayn varlık"olarak statüsü tanın-
dı. Anlaşma gereği Türk birlikleri 4 Temmuz 1938 günü
Hatay'a girdiler 19 Mayıs 1939 günü Fransızlaıia yapılan
aftlaşma ile Hatay, Türkiye'ye katıldı.
Suriye, Türkiye ve Fransa arasındaki bu anlaşmayı
protesto etti. Bu protestolara Italya da katıldı.
Suriye, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını hiçbir zaman
kabul etmedi. Suriye, bu yüzden sınır işaretlenmelerine
bile katılmadı.
Hatay'ın güneyindeki sınır çizgisi bu nedenle bugüne
kadar çizilemedi. (Ismail Soysal, Türkiye'nin Siyasal An-
laşmaları, cilt 1, s:543) Hatay sorunu, yann, Kıbns sorunu
gibi Türkiye'nin önüne sürülebilir.
Bu olmazsa bile Suriye, PKK'yı kullanarak bugüne ka-
dar olduğu gibi bundan sonra daha da artan biçimde
Türkiye'ye karşı yönelen terör eylemlerine destek de
olabilir.
Türkiye, Irak ile sınır güvenliğini ilgilendiren iki temel
anlaşma imzaladı. Anlaşmalardan biri 5 Haziran 1926 ta-
rihlidir. Bu anlaşmanın 12. maddesi, Irak ve Türkiye'nin
karşılıklı olarak birbirlerinin topraklarında bulunan aşiret
beyleri, şeyh ve öteki gruplarla siyasal bağlantılar kur-
malarını yasaklıyor. 29 Mart 1946 tarihli ikinci anlaşma
da aynı ilkeleri koruyor.
Türkiye, Irak yönetimine karşı ayaklanan Kürt liderleri
Celal Talabani ve Mesut Barzani'yi destekleyerek ve
"Özgür Gündem" gazetesi imtiyaz sahibi Kürt kökenli
yurttaşı Yaşar Kaya'ya pasaport vermezken, Irak yurt-
taşları olmaları gereken iki Kürt liderine Pasaport Ya-
sası'nın 13. maddesindekimlereverileceğiyazılandiplo-
matik pasaportlar vererek Irak'ın iç işlerine karışmış
oluyor.
Bu gibi siyasetler de Saddam'a Türkiye'ye karşı PKK'-
yı desteklemesi için bir koz veriyor!
Ermeni terör örgütü ASALA'nın Kıbns Banş Harekâtı'n
dan sonra birdenbire terör eylemlerine başvurması nasıl
rastlantı değilse, PKK terörünün de Atatürk Barajı'nın
kurulması çalışmaları ile eş zamanlarda başlayıp, tırma-
dırılması da rastlantı değildir.
Devletlerin, iki türlü siyaseti olur. Birincisi açık diplo-
masidir. Bu açık diplomaside, anlaşmalar ve görüşmeler
dünya kamuoyunun gözü önündedir. Bu açık siyaset ge-
reği, bütün hükümetler, teröre karşı çıkarlar. Hiçbir hükü-
met, teröre destek olduğunu ve olacağmı kabul etmez.
Devletlerin bir de "gizli siyasetleri" vardır. Söz gelişi,
bu karanlık ve kapalı siyaset, Amerika'nın, Şili'nin sosya-
list devlet başkanı Allende'yi devirmek için düzenlediği
terör eylemleri ve Humeyni rejimini yıkmak için yaptığı
planlar ve Iran'a gizli yollarla silah satıp, bu satıştan elde
edilen paraların Nikaragua'daki Kontragerillalarına ver-
mek gibi gizli kapaklı yollar ile yürütülür.
Suriye de Irak da PKK'yı işte bu yollarla destekliyorlar.
Açık siyaset sahnelerinde "PKK'yı desteklemediklerini"
söylüyorlar; artık pek de gizliliği kalmayan siyasetleri ile
de PKK'yı destekliyorlar.
PKK terörünün bugünlerde -ağustos başında- daha da
artarak tırmanmaya geçmesi hiç de şaşırhcı olmamalı-
dır.
Atasözünü bilirsiniz:
"Su uyur, düşman uyumaz!"
Hak aramada Avrupalı
arabksız sürdürüyor. Komis-Baştorafi 1. Sayfada
Söz konusu ülkelerdeki in-
san haklan ihlallerinin Tür-
kiye'deki kadar "şiddetb' ol-
madığını vurgulayan uzman-
lar, başvuru sayısında bu ülke
vatandaşlannın ilk sıralarda
yer almasını hak arama bilin-
cindeki gelişmişliğe bağbyor-
lar.
Roma Anlaşmasının yürür-
lüğe girdiği 1953 yılından bu
yana insan hakkı ihlaliyle karşı
karşıya kalıp da mağduriyetini
ülke içindeki yargı mekaniz-
malan ve hukuk nonnlan ara-
cılığıyla gideremeyenlerin bi-
reyscl başvuru merkezi olan
Avrupa Konseyi İnsan Hakla-
n Komisyonu çalışmalannı
yona, faabyette bulunduğu 37
yıi içinde toplam 19 bin 11 bi-
reysel başvuru yapıldı. Komis-
yon, avukat aracılığıyla, ya da
ferdi olarak kendisine yapılan
başvurular üzerinde yaptığı ilk
incelemede bunlann 5 bin 23'-
ünü kabul edilebiür buldu.
Türkiye İnsan Haklan Ko-
misyonu'na bireysel başvuru
hakkıru 22 Ocak 1987 tarihli
Bakanlar Kurulu ile kabul etti.
Özellikle 12 Eylül 1980 sonra-
sında yoğun insan haklan ih-
lallerine konu olan Türkiye
aleyhinde 1989 yılı sonunda 57
bireysel başvuruda bulunuldu.
Başvuru sayısı 1990 yıiında
67'e çıkarken, 1991'de bu sayı
55'e düştü.