19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ1992PERŞEMBE CUMHURİYET atm HABERLEREV DEVAMI 17 OLAYLAREN ARDINDAK1 GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada Bu zayıflığın nedenlen, kesin- likle araştınlmalı, buiunmalı, ortaya dökülmelidir. Eğer terör örgutleri istedikle- ri zaman eylemlerini tırmandı- rabilecek, istedikleri zaman dur- durabilecek kadar yetkinlik dü- zeyine ulaşmışlarsa, Türkiye'nin yazgısım saptayabilecek nokta- ya varmadan bu gidişin önüne geçilmelidir. MtT Müsteşan'nın istihbaratı var; ama, cinayetle- rin önüne geçilemiyor. Bu çeliş- kinin bir açıklamast olmalı... Bu köşede kaçyıldan beriya- yımlanan kaçıncı terör yazısıdır bu? Bilemiyonız. Ançak bildiği- miz şudun Terör bu ülkedeyazgı olmamalı! Türkiye böyle birfelaket kar- ştsında eli kolu bağlı insanların ülkesi olmaya layık değildir. * • * 5btiyük • Baştarafi 1. Sayfada karşıljkh olarak birbirlerinden görüşme çağnsı beklediler. An- cak dün taraflar arasında görüş- me sağlanamadı. lstanbul'da toplusözleşme görûşmeleri uyuşmazlıkla so- nuçlanan grev yasağı kapsa- mındaki ISKİ, SUSER ve İGDAŞ işyerlerinde çalışan 7 bin işçi bugün belediye işçileri- nin grevini desteklemek için yemek boykotu yapıyorlar. Petrol-fş. Kristal-Iş, Deri-lş, Tek Gıda-Iş, Hava-Iş, TÜM- TİS ve Basisen sendikalan ge- nel merkez yöneticileri ile bir- likte dün bir basın toplantısı düzenleyen Belediye-lş Sendi- kası Genel Başkanı Fuat Alan, belediye işverenlerini toplusöz- leşme görüşmelerini çıkmaza sokmak ve gerçekleri çarpıt- makla suçladı. Alan, İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nu- rettin Sözen'in yüzde 70 zam vererek 68 bin liralık yevmiyeyi 118 bin liraya çıkardıklan açık- lamasına karşı, belediyede orta- lama yevmiyenin 75 bin lira olduğunu, 118 bin liralık yev- miyenin gerçekte yüzde 56 zam anlamına geldiğini savundu. Belediye-lş Sendikası yann başlayacak olan grev konusun- da son hazırlıklannı yaparken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın be- lediye çalışanlanna "anlaşma kapısuun son ana kadar açık" olacağmı bildiren bir mektup gönderdi. Mektubunda sendi- kanın, belediye olanaklannın çok üzerinde bir taleple masaya oturduğunu belirten Karayal- çtn, "Bizler işveren ve işçüer olarak iki ayn tarafta değil be- lediye hizmetlileri olarak tek bir yandayız" diyerek şu görüşlere yer verdi: "Sendika kuşkusuz varhği ve görevi gereği üyelerinin yaşam düzeylerini en üst noktaya çı- karmak isteyecektir. Buna say- gı duyuyorum. Fakat Büyükşe- hir Belediyesi'nin kâr amaçlı işler yapan bir kunım olarak değerlendirilmesi de doğru de- ğüdir. Elimizdeki kıt kaynak- larla Ankarahlara hizmet gö- türmek zorundayız." Toplusözleşme görüşmele- rinde vanlan son durum konu- sunda da bilgi veren Karayal- çın, 1988-1990 döneminde 277 bin 703 lira olan 1 'inci grup işçi- nin gelirini 1992-1994 döne- minde 12 katlık artışla 3 milyon J190 bin 35 liraya çıkarmayı 35nerdiklerini, sendikanın ise 6 Jnilyon 215 bin 884 lira istediği- yıi belirterek, "Oysa DtE'nin j\nkara Tüketici Fiyatlan En- deksine göre 1990 yılından bu- yana fîyatlardaki artış 5 kat blmuştur. Kentimizdeki insan- Jann insanca yaşama maliyeti Jjesabına göre de iki çocuklu bir fiilenin kıra dahil giderlerini İcarşılaması için 3 milyon 640 bin 779 lira yeterli olmaktadır." dedi. Karayalçın mektubunu, T'Bu açıklamalan sizleri etkile- Jnek için yapmadım. Amacım fsizleri bilgilendirmekti. Büyük- şehir Belediyesi olarak 30 tem- muz tarihine kadar anlaşmanın isağlanabilmesi için bütün kapı- Jan açık bıraküğımızı belirtir, sevgi ve saygılanmı sunanm." sözleriyle noktaladı '< Son anda bir anlaşma sağla- bamazsa bu sabah tstanbul'da 25 bin, Ankara'da 13 bin 500, Adana'da 3 bin, Trabzon'da ;1190, Eskişehir'de 1275 işçi gre- ve çıkıyor. İzmir karşıyaka ve Konak belediyelerinde çalışan bin 700 işçi 4 ağustosta greve Çikıyor. Buca Belediyesi'nden şonra, tzmir Anakent Beledi- yeâ'nde yapılan grev oylama- sında da işçüer "greve hayır" dediler. Anakent Belediyesi'n- de bin 285 işçinin bin 45'i gre- ve hayır oyu kullandı. îzmir Anakent Belediyesi işçilerinin sözleşmesi Yüksek Hakem ku- rulu'nda sonuçlandınlacak. Belediye işçileri bugün greve çıkmaya hazırlamrken, beledi- ye başkanlan sözleşme masası- na oturmak için hükümetten sinyal beklediler. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi ve SHP İstanbul ll Başkanı Yüksel Çengel dün taraflarla ayn ayn gOrüştttler. Kayacan öldürüldüZAFER AKNAR SUATKOZLUKLU 12 Mart Muhtırasfnı veren komutanlar arasında yer alan, Kıbns Banş Harekâtı'nın De- niz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Kemal Kaya- can(77). Göztepe'deki evinde uğradığı suikast sonucu öldü- rüldü. Saldınyı Dev-Sol' Silahlı Devrim Birlikleri üstlendi. Oramiral Kemal Kayacan'ın Göztepe, tstasyon Caddesi, Sü- mer Sokak'taki 11 numaralı Polat Ersen apartmanının 4. katında bulunan dairesine dün akşam saat 19.45 sıralannda gelen biri kadın iki kişi daire ka- pısını çaldılar. Kapıyı açan Emekli Deniz Kuvvetleri Ko- mutanı Oramiral Kemal Kaya- can'a ateş eden saldırganlar gözcülük yapan diğer kişiyle birlikte olay yerinden uzaklaştı- lar. Baş ve omzuna 3 kurşun isabet eden Kayacan, SSK Göztepe Hastanesi'ne kaldın- lırken yolda yaşamını kaybetti. İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in verdiği bilgi- lere göre saldın olayı şöyle ger- çekleşti: Saat 19.30 sıralannda Kaya- can'ın evine. eşi Feriha Kaya- can, damadı ve torununun da bulunduğu sırada kimliği bilin- meyen bir kişi telefon ederek Kayacan'ın evde olup olmadı- ğmı kontrol etti. Telefonun kapanmasından 15 dakika son- ra ise biri kadın iki kişi Kemal Kayacan'ın Ersen apartmanı 4. kattaki dairesinin kapısını çal- dı. İki saldırgandan erkek olaru 7.65çapındaki otomatik taban- casıyla 5 el ateş etti. Baş ve om- zuna 3 kurşun isabet eden Kayacan, silah seslerini duya- rak kapıya gelen ailesinin yardı- mıyla Göztepe SSK Hastanesi'- ne kaldınlırken yolda öldü. Eşinin ölüm haberini aldıktan sonra fenalaşan Feriha Kaya- can eve gelen doktorlar tarafın- dan sakinleştirildi. Bu arada edinilen bilgiye gö- re saldından bir süre önce Kemal Kayacan'ın evini ara- yan kişi "Kemal Karacan siz misiniz" diye sordu. Kayacan'- ın "Hayır. Ben Kemal Karacan değil, Kayacan'ım" demesi üze- rine de telefonu kapadı. Emekli oramiralin koruması- nı yapan askerin ise olaydan bir süre önce akşam yemeği yemek üzere izin alarak evden aynldığı öğrenildi. Suikastın gerçekleştirilme- sinden sonra polis ekiplerini bizzat tstanbul Emniyet Müdü- rü Necdet Menzir yönetti. Biri dışanda bekleyen gözcü diğeri kadın olmak üzere 3 kişi olduk- lan belirlenen saldırganlann yakalanması için aramalar baş- latıldı. Kayacan'ın evinin bulundu- ğu sokak sakinleri olay önce- sinde dikkatlerini çeken bir şey olmadığını belirttiler. Polat Er- sen apartmanının altında bulu- nan kuaför dükkânının sahibi ise olay sırasında dükkânın önünde oturuyor olmasına kar- şın hiçbir şey görmediğini, sa- dece Kayacan'ın eşinin çığlıkla- nnı duyduğunu söyledi. Daha sonra olay yerine gelen Menzir, "Devlete hizmet etmiş yüce bir insanın, bir oramiralin saldınya uğraması bizi çok üz- dü. Bu, toplumda çok büyük bir tepki yaratacak" dedi. Sal- dırganlann mutlak suretle dev- letten karşıbğını alacaklanru belirten Menzir, "İstanbul'un huzurunu kimse bozamaz. Bu- na izdn vermeveceğiz. Bazı ma- Sezgin: 6 Olay tedbirsizlîktir 9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan'ın öldürülmesi siyasi çevrelerde de tepki ve üzüntü ile karşılandı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Kayacan'ın evine ve Genelkurmay Başkanlığı'na birer mesaj yollayarak başsağlı- ğı dileklerinde bulundu. Başba- kan Süleyman Demirel de Kayacan'ın ailesine gönderdiği başsağlığı mesajında Kayacan'- ın silahlı saldın sonucu öldürül- mesinden büyük üzüntü duy- duğunu bildirdi. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ise Cumhuriyet'e konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada olayı tedbirsizlik olarak değerlendirdi. Sezgin, korumalann yemek için dışan çıküklan sırada ikisi erkek biri genç kız, üç kişinin Kayacan'ın kapısını zorla açarak evine gir- diklerini ve ateş ettiklerini söy- ledi. Sezgin "Uzunca bir süre takip ettikleri anlaşılıyor. Çün- kü kendisini koruyan asker ko- rumalar yemek.için aynldıkla- nnda olay meydana geliyor. Şu anda iz üzerindeyiz. Araştırma- lanmız devam ediyor" dedi. Kayacan'ın 12 Mart'tan son- ra İstanbul Sıkıyönetim Komu- tan Yardımalığı görevini yü- rüttüğünü dile getiren Sezgin bundan sonra koruma önlem- lerinin etkinleştirilip, etkinleşti- rilmeyeceği sorusuna "Zaten etkin konınuyorlar. Bu tedbir- sizliktir" şeklinde konuştu. Sezgin olayın üzücü olduğu- nu belirterek şunlan söyledi: "Sayın Kayacan benim de sev- diğim dürüst bir insandı. Maa- lesef birtakım saldınlar sonucu profesyonelce belli kişileri ceza- landırmış oluyorlar. İz üzerin- Başından ve göğsünden üç kurşun yarası alan Kemal Kayacan, yakınlan tarafuıdan Göztepe SSK Hastanesi'ne kaldınlırken \olda öldü. MİFte sivil dönem baghvor an k MtT ll«*»m Kot^ıcfal Kcam « 2,' MIT uyarmıştı "üj ^fT Müsleşan Teoman Ko- man önceki gece gazetecitere verdıgı yemekte çeşıili sorulan Ş'arutladı. Koman, UBA'nın verdığı habere göre önümüzdelu günlerde şahsı lerörün başlaya- cağı yolundaki açıklamalan üzerine hedefin kimler olacaği' nın sorulmasma karylık, "San- sasyon yaraucak herkes olabi- lir Ama bunlan söylüyorum diye kıyameı kopmamah. Şunu da söyleyeyim ki önleyebılırsek. olmaz" karşıhğını verdi. AbduJ- MİT Müsteşan Teoman Koman, 9 temmuz gûnü gazetecilere nin çok yetersiz kaldığına da işaret eden Ecevit, "Ne yaak ki, polisimiz kendisini bile koru- maktan acizdir. Eğitim çok eksik" dedi. Ecevit, Kayacan'la ilgili ola- rak da, "Kendisi çok değerli bir insandı. Ülkemize değerli hiz- metleri geçmişti. Allah rahmet eylesin diyorum. Kayacan be- nim de çok değer verdiğim bir insandı" diye konuştu. Kayacan'ın öldürülmesi ola- yına diğer tepkiler de şöyle: Cevdet Selvi (SHP Genel Sekreteri): Olayı arkadaşlar ha- deyiz, araştırmalanmız devam verdi|ixenıekte"Önümüzdeki günlerde şahsi terör başlayacak, ber verdiler, çok üzüldüm. Sa- -^"•«'" örgütlerin bu konuda hazırhklan var" demişti.Koman, hedefin yın Kayacan'ın ailesine ve ya-ediyor" Sezgin, "MİT Müsteşan Teoman Koman'ın bir süre ön- ce bu tür eylemlerin gerçekleşe- ceği" yolundaki uyansının ha- ürîatılması üzerine "Bilemem, MİT Müsteşanmız birtakım duyumlar abyor. Biz, bize ula- şan her türlü istihbaraü değer- lendiriyor ve gerekü önlemleri alıyoruz" yanıtmı verdi. içişleri Bakanhğı Müsteşan Fahri Öztürk ise olayla ilgili ca- kimler olabileceği sorusuna ise şu karşılığı vermişti: "Yankı uyandıracak, sansasyon yaratacak herkes olabilir. Ama bunlan söylüyorum diye kıyamet kopmamalı. Şunu da söyleyeyim ki önleyebilirseİc, olmaz." Silahlı Kuvvetleri'ne içten tazi- yetlerimi sunanm" Cumhurbaşkaru Turgut özal da Kayacan'ın eşine yolla- dığı mesajda şöyle dedi: "Değerli eşiniz, Deniz Kuv- vetleri komutanlanmızdan hşmalann devam ettiğini söyle- emekli Oramiral Kemal Kaya- di. Öztürk, MİT Müsteşan'nın can'ın hunharca bir saldın so- nucu hayatını kaybettiğini de- rin bir aa ve üzüntü ile öğren- miş bulunuyorum. Sayın merhum eşinizin, Türk Deniz Kuvvetleri'nin her kademesin- de bu kuvvetimizin komutanı ve emekliliği döneminde parla- menter olarak sivil hayattaki hizmetleri daima takdir ve say- gıyla yad edilecektir. İnsanlık- tan nasibini almamış bu eyle- min sahibi caniler ise Türk sözlerine "Paşamız, bunlan söylemiş. Ama bence yanlış ol- du" diye yorumladı. Başbakan Demirel, Kaya- can'ın ailesine yolladığı başbağ- lığı mesajında şunlan kaydetti: "Bu hain saldınyı gerçekleş- ürenleri şiddetle kınıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin saygın mensuplannı hedef alan bu saldınlar, demokrasiye olan inanamızı sarsmayacak ve hiç- bir zaman afFedilmeyecektir. Olayda hayatını kaybeden sa- yın emekli Oramiral Kemal Kayacan'a Allah'tan rahmet diler, kederli ailesine ve Türk milletinin nefret ve laneti altın- da ebediyen ezileceklerdir. Devlet, millet ve vatan haini bu canilerin bir an önce yakalana- rak hak ettikleri cezaya çarptı- Birikeıı çöpler ilaçlanacaktş Ekonomi Servisi - Bugün beş şehirde başlayacak belediye işçilerinin grevi nedeniyle çöp- ler toplanamayacak. Otobüs iş- letmeleri grev yasağı kapsamın- da olduğu için belediye otobüs- leri çalışacak. Belediyelere bağb su, mezarhk, itfaiye, sağbk ve otobüs işletmelerinde çalışan iş- çiler yasa gereği grev yapamı- yorlar. Grev yasağı kapsamın- da bulunan bu işyerlerinin toplu iş sözleşmesi görûşmeleri Yüksek Hakem Kurulu'nda sonuçlandınhyorl İstanbul, Ankara, Adana anakent ve ilçe belediyeleri ile Eskişehir ve Trabzon belediye- lerinde bu gün 44 bin işçi greve çıkarken grev yasağı bulunan sonuçlanan Tes-İş Sendikası'na bağh İSKİ. SUSER ve İGDAŞ işyerlerinde çalışan 7 bin işçinin de^rev hakkı yok. Istanbul'da Anakent'le bir- likte 19 ilce belediyesinde grev başlarken Küçükçekmece Bele- diyesi'nde, eski başkan Ertuğ- rul Tığlay döneminde imzala- nan toplusözleşmenin hukuki durumu tartışıldığı için bu bele- diyede grev yapılmıyor. İstan- bul'da temizlik hizmetlerini müteahhitlere devreden, Kar- tal, Sanyer, Kağıthane, Zeytin- burnu, Adalar ve Bayrampaşa belediyelerinde çöp birikmesi sorunu yaşanmayacağı bildiri- liyor. Diğer belediyeler, semt- lerde kurulacak çöp toplama nlmalan önde gelen dileğimdir. Bu elim kaybunız sebebiyle acı- nızı yürekten paylaşıyor, mer- huma Allah'tan rahmet diliyo- rum. Size, yakınlannıza ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize en içten taziyetlerimi iletiyonım" Cumhurbaşkanı Özal'ın Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'e gönderdiği baş- sağlığı mesajında ise "Menfur saldın>ı şahsım ve Türk milleti adına telin ediyorum" dedi. ' DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Emekli General Kemal Kayacan'ın ülkemize çok de- ğerli hizmetleri geçtiğjni bebrte- rek, "Olaya çok üzüldüm. Bu olay terörün çılgınlaşuğını gös- teriyor. Terörün arkasında Kuzey Irak'taki otorite boşlu- ğu var" dedi. SHP Genel Sekre- teri Cevdet Selvi teröristlerin amacının devleti güçsüz düşür- mek olduğunu belirterek, hü- kümetin faili meçhul cinayet bırakmaması gereküğini söyle- di. 1974-1980 arasında CHP üyesi. 1977-80 arasında da CHP Ankara Milletvekili olan Kayacan'ın öldürülmesi olayı- nın aynntılannı Cumhuriyet"- ten öğrenen Ecevit, tırmanan terör karşısında endişe duydu- ğunu söyledi. Son günlerde te- rör olaylanndaki artışın çok ciddi boyutlara ulaştığını söyle- yen Ecevit şunlan söyledi: "Öncelikle kaynaklara in- mek gerekli. Bence terörün kaynaklannın başında Kuzey Irak'taki otorite boşluğu geli- yor. Bunu aylardır söylüyoruz. Hükümeti bu konuda defalarca uyardık. Bu bir anlamda göz göre göre yaşanmış bir olay. Tek tek kişileri korumak tabii ki önemli. Bu konuda önlemle- rin alınması gerekli. Ama asıl sorun kaynağa inmektir." Terörle mücadele eden gü- venlik görevlilerinin eğitimleri- kınlanna başsağlığı diliyorum. Temenni ediyorum ki, bu son olsun. Ne olursa olsun hiçbir insanın hayatına son verilmesi- nin mantıklı bir gerekçesi yok- tur. Tehdit, şantaj, cinayet ve terör ile hiçbir yere ulaşılamaz. Dileğimiz katillerinin bir an ön- ce bulunmasıdır. Bu tür cina- yetlerin nedeni, anarşiyi hızlan- dırmak, devleti ve iktidan güçsüz göstermektir. Bu ve di- ğer faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için hükümetin bu konuya ağırlık vermesini is- tiyoruz. Bu ve bunun gjbi hare- ketler, demokrasinin yerleşme- sine, çağdaş toplumun oluşma- sına engel olamayacaktır. Erol Tuncer (CHP Genel Yönetim Kunılu üyesi): Asker ve siyaset adamı olarak ülkemi- ze değerli hizmetler vermiş bu- lunan Kemal Kayacan'ı terö- rist bir saldın sonucu kaybet- miş olmanın derin üzüntüsü içindeyiz. İnsanlığa ve demok- rasiye karşı işlenmiş olan bu cinayeti nefretle kınıyoruz. CHP Ankara Milletvekib Ka- yacan'a Allah'tan rahmet, aile- sine ve Türk milletine başsağlı- ğı, sabır ve tahammül gücü diliyoruz. Necdet Öztorun (Eski Kara Kuvvetleri Komutanı): Hiçbir esasa sığmayan yalnızca öldür- mek amacıyla yapılan bir şey. Adam öldürmek maksat ola- maz. Masum bir kişi öldürmek- le kimi korkutabilirsiniz? Kim- seyi korkutamazsımz. Bunlar ancak birdebnininyapabileceği şeyler. Öte yandan eski Deniz Kuv- vetleri Komutanı Kemal Kaya- can'ın öldürülmesi ile ilgili ilk bilgiler saat 20.30'da Genel Kurmaybaşkanı Orgeneral Doğan Güreş'e iletildi. Genel- kurmay çevreleri olayı nefretle kınarken, "Bu terörün ezilece- ğinden hiç şüphe yok. Nefretle kınıyoruz. Ama zaten kim nef- retle kınamıyor ki" şeklinde tepki gösterdiler. işyerlerindeki Belediye-İş Sen- alanlannda çöplerin toplanma- dikası'na bağb 10 bin işçi greve sına çabşacak. Tahta perdelerle çıkmayacak. Istanbul'da Anakent Beledi- yesi ile sürdürdüğü toplusözleş- me görûşmeleri uyuşmazbkla çevrilecek çöp alanlannda biri- ken çöplerin üzerine toprak atı- larak ilaçlanacak, grev bittikten sonra bu çöpler çöp imha alan- lanna taşınacak. AyNADA(Anılaı^2) Mücap Ofluoglu 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-hlanbul Ödemdi gönderilmez. lum çevreler ne derlerse desin, karşıbklannı görecekler. Çalış- malanmıza başladık, devammı getireceğiz" şekbnde konuştu. Menzir, "Kayacan'ın koru- masının olay yerinde neden bu- lunmadığı" şeklindeki bir soru- ya "Korumarun olay sırasında orada olup olmadığı bizi değil askeri ilgilendirij. Biz askerin işine kanşmayız. Sonuçta koru- marun orada olup olmaması bir şeyi değiştirmezdi. Saldırganlar bütün her şeyi önceden tespit ediyorlar" yarutını verdi. Olaydan yaklaşık bir saat sonra bazı gazeteleri arayan bir kişi, saldınyı Dev-Sol/Silahlı Devrimci Birlikler adına üstle- nerek,"Son günlerde artan iş- kence ve baskılardan dolayı Oramiral Kayacan'ı cezalan- dırdık" dedi. AdnanErsöz de benzer yöntemle öldürülmüştü Haber Merkezi - Oramiral Kemal Kayacan ile Orgeneral •\dnan Ersöz'ün öldürübnesin- deki benzerlikler dikkat çekici. Emekli Orgeneral Adnan Ersöz de 13 Ekim 1991de ayru yön- temle öldürülmüştü. iki olay arasındaki benzerbkler şöyle: -Ersöz'ün öldürûbnesi ola- yından bir saat kadar sonra gazeteleri arayan bir kişi saldın- yı Dev-Sol Silahlı Devrim Bir- likleri adına üstlenmişti. Ertesi gün ise saldın İslami Birlik ta- rafından üstlenilmişti. Kaya- can'ın öldürülmesinden yine yaklaşık 1 saat sonra gazeteleri arayan bir kişi olayı Dev-Sol adına üstlendi -Kayacan ve Ersöz'ün öldü- rülmeleri hemen hemen aynı saatlerde evlerinde gerçekleşti. -Kayacan gibi Adnan Ersöz de öldürülmeden kısa bir süre önce telefonla aranarak, evde bulunup bulunmadığı kontrol edilmişti. -Ersöz'ü öldüren suikastçılar de biri bayan 3 kişi olarak beb'r- lenmişti. -Ersöz ve Kayacan'ı vuran si- lahlann 7.65 mm çapında ol- ması da her iki olaydaki ortak başka bir nokta. -Ersöz'ün öldürülmesinden sonra dairesinin kapısına içinde "bubi tuzağı" bulunan bir pa- ket bırakılmıştı. Kayacan'ın kapısına da bomba süsü veril- miş bir paket bırakıldı. -Ersöz'ün öldürülmesi sıra- sında koruma görevlisi tuvalete gitmişti. Kayacan'ın koruması ise yemeğe gittiği için görev ye- rinde değildi. Orgeneral Adnan Ersöz'ün katillen hale bulunamadı. Birinci derece öncelikle korımuyordu Haber Merkezi - Emekli Ora- miral Kemal Kayacan, halen görevli ve emekli general, ami- ral ve subaylann korunması amaana yönelik Genelkurmay Başkanbğı'nın Mayıs 1989 ta- rihb MY 119 -2 güvenb'k yöner- g^sine göre birinci derece önce- likle korunuyordu. Ancak, Kayacan'ın kendi is- teğiyle sağlanan aynı zamanda şoförlüğünü de yapan sadece bir asker koruması bulunuyor- du. Aynca Kayacan'ın evi aynı yönerge doğrultusunda emni- yete ve askeriyeye bağb motori- ze devriye eİcipleri tarafından kontrol ediliyordu. Savarona'da • Baştarafi 1. Sayfada Yıldınm Hücumbotu, Ayvabk, Çeşme, Gemlik hücumbotlan ve Savorona yatında komutanbk yaptı. Kayacan, donanma birliklerinde kurmay komutanlıklarda bulunduktan sonra 1955-57 yıllannda Washington Büyükelçiüği'nde Deniz Ateşeliği görevini yaptı. 1960 yıbnda Albay rütbesi alan Kayacan, daha sonra Mayın Filo Komutanı, (1962) Deniz Eğitim Komutanı, (1965) Güney Deniz Saha ve Izmir Garnizon Komutanbğı, (1966) Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı, (1968) Donanma Komutanı, (1969) Yüksek Askeri Şûra üyeliği, (1970)ikinci kez Donanma Komutanbğı görevlerinde bulundu. Daha sonra da Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu. Kayacan 1974 yıiında Oramiral rütbesinden emekli olunca 1974 yıbnda Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye oldu ve 1977-80 yıllan arasında CHP Ankara Milletvekili olarak meclise girdi. Kayacan milletvekili olduğu yıllarda Millet Meclisi Milli Savunma Komisyonu Başkanbğı ve NATO Assemblesi üyeliği yaptı. Kayacan'ın babası Tabip Albay Yüzbaşı Ali Kayacan'dan geçen Kırmızı Şeritli İstiklâl madalyası vardı. GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada Eski MtT Başkanı Orgeneral Adnan Ersöz, eski Olaga- nüstü Hal Bölgesi'ndeki Asayiş Birlikleri'nin iki eski ko- mutanı, emekli korgeneraller, Ismail Selen ve Hulusi Sayın ile 12 Mart döneminde, İstanbul sıkıyönetimdeki sorguları yöneten emekli Tümgeneral Memduh Ünlütûrk ve Adana'da Tuğgeneral Temel Cingöz, son iki yılda te- rör kurşunlarına hedef oldular. Bu kanlı terörün ve bu kurt kapanlarının hedefi, Silahlı Kuvvetler'dir! Silahlı Kuvvetler'de önemli ve duyarlı görevlerde bulu- nan generaller, evlerinde birer birer kurşunlanaraköldü- rülüyorlar. Böylece Güneydoğu'da görev yapan general- ler korkutulmak ve sindirilmek isteniyor. Amaç budur. Oramiral Kayacan, Silahlı Kuvvetler'den yıllar önce emekli olmuş; emekli olur olmaz da CHP'ye girmişti. Ka- yacan'ın son olaylarla da uzaktan yakından ilgisi yoktu. Oyleyse, teröristler neden Oramiral Kayacan'ı hedef seçtiler? Eski bir kuvvet komutanı olduğu için! Yalnızca bu nedenle mi? Hayır, savunmasız btrakıldığı için! Hem terörün artacağını, tırmanacağını söyleyip hem de teröre hedef olabilecek olan emekli generallerin sa- vunmasız bırakılmaları, akıl alacak bir aymazlık mıdır?. Türkiye, karanlık güçlerce yeniden bir kanlı sürece so- kuluyor. Emekli generallerin evlerinde "Sıra acaba bizde mi?" diye düşünecekleri ortam hiç de tekin günlerin habercisi değildir! Su Uyur...Atatürk Barajı'nın yapılması ve Fırat Nehri'nin suları- nın tutulması iki komşu ülkede, Irak ve Suriye'detepkiyle karşılandı. Bu tepkilerin bugünlerde daha da büyüyeceği anlaşılı- yor. Bu iki ülkenin aynı zamanda PKK örgütünetopraklarırv da üs verdikleri, barındırdıkları ve destekledikleri de bili- niyor. Suriye oldum olası, "Hatay sorunu" nedeniyle Tür- kiye'ye karşı olumsuz duygular beslemiştir. Hatay soru- nunu Suriye hiçbir zaman unutmamış; zaman zaman da gündeme getirmiştir. Hatay, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Anlaşması'na gö- re "Suriye vilayetine bağlı Iskenderun sancağı" olarak anılmaktaydı. 1921 yıiında Fransa ile imzalanan Ankara Anlaşması da sorunu çözemememişti. Lozan Anlaşması ve Fransa ile imzalanan 30 Mayıs 1926 tarihli Dostluk ve iyi Komşuluk Anlaşması da Hatay'daki Fransız egemen- liğine son verememişti. Türkiye ile Suriye arasındaki sınır işaretlenmesi 30 Mayıs 1930 tarihli protokol ile yapıldı. Sorun bu protokol ile de çözülemedi. Konu, Milletler Cemiyeti'nde görüşüldü. Hatay'ın Fran- sa denetiminde bir yönetime verilmesi, bu yönetimin dı- şişlerinde Suriye'nin söz sahibi olması ve toprak bütün- lüğünün de Türkiye ve Fransa tarafından güvence altna alınması kararlaştınldı. 1937 yıiında Hatay'ın "ayn varlık"olarak statüsü tanın- dı. Anlaşma gereği Türk birlikleri 4 Temmuz 1938 günü Hatay'a girdiler 19 Mayıs 1939 günü Fransızlaıia yapılan aftlaşma ile Hatay, Türkiye'ye katıldı. Suriye, Türkiye ve Fransa arasındaki bu anlaşmayı protesto etti. Bu protestolara Italya da katıldı. Suriye, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını hiçbir zaman kabul etmedi. Suriye, bu yüzden sınır işaretlenmelerine bile katılmadı. Hatay'ın güneyindeki sınır çizgisi bu nedenle bugüne kadar çizilemedi. (Ismail Soysal, Türkiye'nin Siyasal An- laşmaları, cilt 1, s:543) Hatay sorunu, yann, Kıbns sorunu gibi Türkiye'nin önüne sürülebilir. Bu olmazsa bile Suriye, PKK'yı kullanarak bugüne ka- dar olduğu gibi bundan sonra daha da artan biçimde Türkiye'ye karşı yönelen terör eylemlerine destek de olabilir. Türkiye, Irak ile sınır güvenliğini ilgilendiren iki temel anlaşma imzaladı. Anlaşmalardan biri 5 Haziran 1926 ta- rihlidir. Bu anlaşmanın 12. maddesi, Irak ve Türkiye'nin karşılıklı olarak birbirlerinin topraklarında bulunan aşiret beyleri, şeyh ve öteki gruplarla siyasal bağlantılar kur- malarını yasaklıyor. 29 Mart 1946 tarihli ikinci anlaşma da aynı ilkeleri koruyor. Türkiye, Irak yönetimine karşı ayaklanan Kürt liderleri Celal Talabani ve Mesut Barzani'yi destekleyerek ve "Özgür Gündem" gazetesi imtiyaz sahibi Kürt kökenli yurttaşı Yaşar Kaya'ya pasaport vermezken, Irak yurt- taşları olmaları gereken iki Kürt liderine Pasaport Ya- sası'nın 13. maddesindekimlereverileceğiyazılandiplo- matik pasaportlar vererek Irak'ın iç işlerine karışmış oluyor. Bu gibi siyasetler de Saddam'a Türkiye'ye karşı PKK'- yı desteklemesi için bir koz veriyor! Ermeni terör örgütü ASALA'nın Kıbns Banş Harekâtı'n dan sonra birdenbire terör eylemlerine başvurması nasıl rastlantı değilse, PKK terörünün de Atatürk Barajı'nın kurulması çalışmaları ile eş zamanlarda başlayıp, tırma- dırılması da rastlantı değildir. Devletlerin, iki türlü siyaseti olur. Birincisi açık diplo- masidir. Bu açık diplomaside, anlaşmalar ve görüşmeler dünya kamuoyunun gözü önündedir. Bu açık siyaset ge- reği, bütün hükümetler, teröre karşı çıkarlar. Hiçbir hükü- met, teröre destek olduğunu ve olacağmı kabul etmez. Devletlerin bir de "gizli siyasetleri" vardır. Söz gelişi, bu karanlık ve kapalı siyaset, Amerika'nın, Şili'nin sosya- list devlet başkanı Allende'yi devirmek için düzenlediği terör eylemleri ve Humeyni rejimini yıkmak için yaptığı planlar ve Iran'a gizli yollarla silah satıp, bu satıştan elde edilen paraların Nikaragua'daki Kontragerillalarına ver- mek gibi gizli kapaklı yollar ile yürütülür. Suriye de Irak da PKK'yı işte bu yollarla destekliyorlar. Açık siyaset sahnelerinde "PKK'yı desteklemediklerini" söylüyorlar; artık pek de gizliliği kalmayan siyasetleri ile de PKK'yı destekliyorlar. PKK terörünün bugünlerde -ağustos başında- daha da artarak tırmanmaya geçmesi hiç de şaşırhcı olmamalı- dır. Atasözünü bilirsiniz: "Su uyur, düşman uyumaz!" Hak aramada Avrupalı arabksız sürdürüyor. Komis-Baştorafi 1. Sayfada Söz konusu ülkelerdeki in- san haklan ihlallerinin Tür- kiye'deki kadar "şiddetb' ol- madığını vurgulayan uzman- lar, başvuru sayısında bu ülke vatandaşlannın ilk sıralarda yer almasını hak arama bilin- cindeki gelişmişliğe bağbyor- lar. Roma Anlaşmasının yürür- lüğe girdiği 1953 yılından bu yana insan hakkı ihlaliyle karşı karşıya kalıp da mağduriyetini ülke içindeki yargı mekaniz- malan ve hukuk nonnlan ara- cılığıyla gideremeyenlerin bi- reyscl başvuru merkezi olan Avrupa Konseyi İnsan Hakla- n Komisyonu çalışmalannı yona, faabyette bulunduğu 37 yıi içinde toplam 19 bin 11 bi- reysel başvuru yapıldı. Komis- yon, avukat aracılığıyla, ya da ferdi olarak kendisine yapılan başvurular üzerinde yaptığı ilk incelemede bunlann 5 bin 23'- ünü kabul edilebiür buldu. Türkiye İnsan Haklan Ko- misyonu'na bireysel başvuru hakkıru 22 Ocak 1987 tarihli Bakanlar Kurulu ile kabul etti. Özellikle 12 Eylül 1980 sonra- sında yoğun insan haklan ih- lallerine konu olan Türkiye aleyhinde 1989 yılı sonunda 57 bireysel başvuruda bulunuldu. Başvuru sayısı 1990 yıiında 67'e çıkarken, 1991'de bu sayı 55'e düştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle