23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
F 24TEMMUZ1992CUMA V/UMnUHIItl SAYFA DIŞ HABERLER Talabani Ankara'da • ANKARA (AA)- Ankara'da bulunan Irak Kürdistan Yurtseverler Bırliğı lideri Celal Talabani, temsılcısı Serçil Kazas'ın evinde, ABD'de katılacağı Irak muhalif gruplar toplantısı için hazırük yapıyor. Talabani, dün Kazas'ın evinden hiççüanayarak, hazırkklannı sürdürdü. Bu arada, Kürt kaynaklan, AA muhabirineTalabani'nin ABD'ye gitmeden önce Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile İstanbul'da bir görüşme yapacağını söylediler. Süleyman Faranjiye öldü • BEYRUT(AA)- Lübnan'ıneski Devlet Başkanı Süleyman Faranjiye geçirdiği kalp krizi nedeniyle dün sabah başkent Beyrut'taki Amerikan Üniversitesi hastanesinde 82 yaşında öldü. Hıristiyan Maruni olan Faranjiye, 1970 ile )976yıllanarasında Lübnan devlet başkanhğı görevini yürütmüştü. Faranjiye, 3 temmuzda kalp rahatsLzlığı nedeniyle hastaneye kaldınlrruştı. Lübnan hükümeti, devlet töreniyle gömülecek olan eski devlet başkanı için 7 günlükyasilanetti. Rusya'daTuran korkusu •MOSKOVA(AA)- Rusya'nın "en liberal' gazetelerinden biri olarak bilinen"Moskovsky Komsomolets' gazetesi, Türkiye ve ABD'nin Kafkasya ve Orta Asya'da stratejik bir ışbırliğı politikası yürütmekte olduklanm, ancak Türkiye'nm birsüre sonra kendisini destekleyen ABD'ye sırt çevirerek "Turan'ı kurmaya' yöneleceğini iddia etti. Yorumda, plan çerçevesinde Dağlık Karabağ bölgesinin bir bölümünün Ermenistan'a bırakılırken Zangezur' un Azerbaycan'm kontrolüne verilerek böylece Nahcıvan aracılığıyla Türkiye'nin Azerbaycan'lafizikibir biçimde bağlanmış olacağı iddia edildi. Irak Başbakan Yardımcısı Tank Aziz, tanm bakanlığının incelenmesine izin vermeyeceklerini söyledi Bağdat'a askerimüdahale gündemdeDış Haberler Servia - Irak yönetiminin Bağdat'taki tanm bakanlığı binasında araş- tırma yapmak isteyen BM heyetine izin ver- memesiyle iki hafta önce başlayan gerginlik tırmarurken, bölgede yine 'savaş rüzgârlan' esmeye başladı. Washington, Bağdat yöneti- mini BM kararlanna uyması için bir kez daha uyanrken, Akdeniz'de bulunan bir uçak gemisiyle üç savaş gemisinin liman zi- yaretlerini iptal etti. Suudi Arabistan'm Dahran kentinde bulunan ABD hava üs- sünde de son iki gündür hareketlenme göz- lendiği bildiriliyor. BM'deki Batılı diplomat- lar, Irak'a karşı yeni bir askeri harekât başlatılması için Güvenlik Konseyi'nden yetki almaya gerek olmadığını belirttiler. ABD, İngiltere ve Fransa'nın, Irak'a yönelik bir ültimatom haarlığı içinde olduklan ha- ber verildi. Irak Başbakan Yardımcısı Tank Aziz ise ülkesinin tehditlere boyun eğmeyeceğini ve tanm bakanhğının aranmasına izin verme- yeceğini söyledi. Bağdat yönetiminin, içinde kimyasal ve nükleer silahlanma programına ilişkin önemli belgeler bulunduğuna inandıklan ta- nm bakanlığı binasında araştırma yapmak isteyen BM heyetine izin vermemesiyle baş- layan Irak-BM gerginliği giderek tırmanı- yor. Ajanslar, Iraka yönelik yeni bir askeri harekâün Baülı başkentlerin gûndeminde olduğunu bildiriyorlar. ABD yönetimi dün Irak'ı, Körfez Savaşı'- ru bitiren BM Güvenlik Konseyi kararlanna tam olarak uyması için bir kez daha uyardı. ABD Savunma Bakanlığı da Akdeniz'de bulunan bir uçak gemisiyle üç savaş gemisi- nin Yunanistan ve Türkiye'ye yapacaklan ziyaretleri iptal ederek bu gemilere 'denizde kal' emri verdi. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Pete VVüliams, güç kullanımının gündem dı- şı olmadığmı yineledi. Öte yandan Suudi Arabistan'm Dahran kentindeki ABD hava üssünde son iki gündür hareketlenme göz- lendiği bildirildi. AFP'nin yerel kaynaklara dayanarak gectiği habere göre ABD savaş uçaklan, Suudi sının boyunca düzenli ola- rak yaptıklan uçuş sayısını arttırdılar. Bu arada ABD Başkanı George Bush'un dün Beyaz Saray'da Ulusal GüvenJik Danış- maru Brent Scovvcroft, Savunma Bakanı Dick Cheney ve Genelkurmay Başkanı Co- lin Povvell ile bir araya gelerek konuyu tartış- üğıkaydedildi. BM'deki Batılı yetkililer, Irak'a karşı yeni bir askeri harekât başlatıl- ması için BM Güvenlik Konseyi'nden yetki alınmasma gerek olmadığını belirttiler. Reu- ter'in haberine göre, diplomatlar, Körfez Savaşı'nı bitiren Güvenlik Konseyi kararla- nnın, yeni bir askeri müdahale için gerekli koşullan tanımladığını ve bu koşullann yeri- ne gelmesi halinde yeni bir Güvenlik Konse- yi karanna gerek olmadığuıı vurguladılar. İngiltere'nin, Irak'ı Körfez Savaşı'nı sona erdiren BM Güvenlik Konseyi'nin 687 ve 688 sayılı kararlanna uymaya zorlamak amacıyla, bir hava harekâünı desteklediği haber veriliyor. Londra muhabirimiz Edip Emil ÖymenV in bildirdiğine göre hükümet tarafından res- men ifade edilmese dahi hükümete yakın kaynaklar, bu hava harekâtının 'sınırb ot- ması gerekmediğini' ve sonuçta Saddam Hüseyin'in devrilmesini sağlayacak bir giri- şim olmasını savunuyorlar. Ermeni birliklerinin hafta sonunda roket ve toplaria gerçekleştirdiği saldından en çok zarar gören kent Akdam. Birçok ev harabeye döndü. Rusya, Karabağ'da savaşa son vermek için devreye girdi MOSKOVA(AA) Rusya. Azerbaycan'm Dağlık Karabağ bölgesindeki çatışmalan sona erdirmek için diplomatik bir girişim başlattı. ITAR-TASSajansırun haberine göre, Rusya Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Vladimir Kazimirov, önceki gün kendisini kabul eden Azerbaycan Parlamentosu Başkanı İsa Kamberov'a bölgede banşın sağlanmasına yönelik bir plan sundu. Kazimirov. iki aşamalı birçözüm süreci öngören planda ilk aşamada mutlak bir ateşkesin sağlanması ve ikinci aşamada da sorunun tüm yönleriyle ele alınacağı fiörüsmeler vapılmasının düsünüldüğünü söyledi. Ancak planla ilgili Yarın Acılıyor! başka aynntı verilmedi. Öte yandan, Azerbaycan Savunma Bakanlığı, önceki gün Karabağ'da Suhoi-25 tipi bir Azeri savaş uçağının düşürüldüğü yolundaki Erivan kaynaklı haberleri doğruladı. Ancak bakanlık açıklamasında. Ermeni kaynaklann bölgedeki çarpışmalara ilişkin olarak yaydıkları haberlerin tümüyleasılsız olduğu kaydedildi. Açıklamada, Ermenilerin geçen hafta sonunda gerçekleştirdikleri saldınlarla kontrol altma aldıklan yerleşim merkezlerinin büyük bir bölümünün geri alındığı belirtilerek, Ermeni kuvvetlerinin 5 ila 8 kilometregeriçekilmeyezorlandıklan bildirildi. BAKER SURİYE LİDERİ ESAD'LA GÖRÜŞTÜ Ortadoğu'da barış için yeni luııııt• ABD Dışişleri Bakanı Baker, İsrail ile Arap ülkderi arasında doğ- rudan görüşmelere başlanması için hiçbir engel kalmadığmı söyledi. Dış Haberler Servisi - ABD Dışişleri Ba- ilişkin son geüşmelerin yanı sıra Irak-BM kanı James Baker. yakın gelecekte Arap- gerginliğinin de ele alındığını belirttiler. İsrail görüşmeleri yapılması için hiçbir en- İsrail önceki gün açıkladığı, işgal alün- gel bulunmadığmı söyledi. Filistin'in kur- daki Arap topraklannda ve ülke sırurlan tuluşu için savaşım veren Abu Nidal lider- içerisinde yeni Yahudi yerleşim merkezleri liğindeki Fetih Devrimci Konseyi'nin söz- kurma çalışmalannı dondurma karan çer- cüsü Velit Halit. Beyrut'ta düzenlenen sui- çevesinde, yaklaşık 7 bin inşaatın sözleş- kast sonucu öldüriildü. mesini iptal ettiğini bildirdi. Konut Bakanı ABD Dışişleri Bakanı, Ortadoğu banşı- Bünyamin Ben Eliezer. dün bir açıklama na ivme kazandrrmak amacıyia bölge ülke- yaparak işgal topraklannın belli bölümle- lerine yaptığı resmi ayaretler çerçevesinde rinde yol inşaatlannın da durdurulduğunu önceki gece Suriye Devlet Başkanı Hafız söyledi. Ben Eliezer. yapımısüren yaklaşık Esat ile Suriye'nin Lazkiye kentinde bir 8 bin konutun ise bitirileceğini belirtti. araya geldi. Yaklaşık 4 saat süren görüşme- İsrail'in yeni Yahudi yerleşim merkezleri nin ardından bir basın toplantısı düzenle- kurma politikasında ciddi kısıtlamalar yen Baker, İsrail ile Arap ülkeleri arasında yapmasına karşın, tüm inşaatlann durdu- doğrudan görüşmeler başlatılması için hiç- rulmasmı isteyen Arap ülkeleri, kısıtlama- bir engel bulunmadığın söyledi. Baker, lan yeterli bulmuyor. "Bölgede yaptığım görüşmelerde, böylesi Filistin topraklannın İsrail işgalinden bir öneriye kimsenin karşı çakmadığını kurtulması için savaşım veren Fetih Dev- gördüm" decîi. Baker, yaptığı son gezinin, rimci Konseyi'nin sözcüsü Velit Halit dün bölgede kalıcı banş sağlanabileceğine iliş- Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta kimliği belir- kin umutlannı arttırdığını söyledi. siz kişilerce düzenlenen suikast sonucunda Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şara öldüriildü. Fetih Devrimci Konseyi'nce da. Araplarla israil arasında doğrudan gö- yapılan açıklamada, saldırganlann Halit'i, rüşlere bir an önce başlanmasmı istedikle- Beyrut'taki Mar Elias mülteci kampmdan rini belirterek, "Önceki İsrail hükümetinin çıktığı sırada makineli tüfeklerle tarayarak engellemeleri yüzünden görüşmelere başla- öldürdükleri belirtildi. namıyordu. Ancak Rabin hükümetinin. Gerilla lideri Abu Nidal liderliğindeki bu engelleri kaldıracağından umutluyum" Fetih Devrimci Konseyi% 1973'te Yaser diye konuştu. Arafat lıderliğindeki FKÖ'den aynlarak James Baker, basın toplantısının ardın- İsrail'le savaşımda terörist etkinliklere dan dün Şam'dan aynlarak Suudi Arabis- ağırlık vermişti. Son suikastın. Filistinliler tan'ın Cidde kentine hareket etti. Suudi arasındaki iç hesaplaşmanın bir uzantısı yetkililer, görüşmede Ortadoğu banşına olabileceği belirtiliyor. KIBRIS ANLAŞM AZLIĞININ GERÇEK YÜZÜ VE BAZISENARYOLAR j KONUK YAZAR Kıbrıs içinTürkiye'ninöııüııdeiki yol var -2- PROF. EROL MANİSALI Kendinizi Rum tarafının yenne ko- > un: Adanın dünyaca tanınan hükü- meti görünümündesiniz, uluslararası kaynaklardan ve ATden, Kıbns uyuşmazlığı dolayısıyla tek yanb yar- dımlar ve hibeler alıyorsunuz, kişi ba- jina milli gelir 10.000 dolar. içeride ckonomik sorununuz yok, Türk tara- fına ambargo uygulatabih'yorsunuz, cski Lübnan'dan veOrtadoğu'nun ba- ı\ bölgelerinden kaçan ajanslar, basın, fırma temsilcileri Güney Kıbns'a yer- leşmiş durumda. Kısaca politik, eko- nomik ve sosyal sorunlannız uyuş- mazlık dolayısıyla kötüleşmemiş, ak- sine iyileşmiş. Bu durumda federasyonu kabul ederek siyasal iktidan biraz toprak karşılığında Türklerle paylaşmak ister misiniz? "Eğer federasyonu, bir a-'la- ma tahtası olarak kullanmak istemi- yorsanız" federasyonu kesinlikle ka- bul etmezsiniz. Çünkü bu politik ve ekonomik çıkarlara tamamen ters dü- şer. Elinizdeki siyasal otoriteyi bölüp, yansını Türklere verrrüş olursunuz. Zaten Rum halkının çoğu bu görüşte- dir. Rumlar bu yüzden kendilerine. uzun vadede adanın tümünü kontrol olanağı verecek şekilde açık kapılar bı- rakan bir federasyonun kuruhnasını istiyorlar ve bunun için de ABD'nin ve ATnin Türkiye ve KKTC üzerinde baskı yapmasına çahşıyorlar. Fede- rasyonu, uzun vadeli hedeflerinde ba- samak olarak düşündükleri için de; - Türklerin siyasal eşitliğini, - İki bölgeliliği, - Türkiye'nin etkin ve fiili garantör- lüğünü yumuşatarak, siyasal eşitliliğin olmamasına. iki bölgeliliğin zaman içinde delinmesine. Türkiye'nin ga- rantörlüğü yanında, AT-BM garan- törlüğüne ağırlık verilmesine çahşıyor- lar. Çünkü ancak bu yolla, "federasyon atlama tahtası olabilir." Rauf Denk- taş'ın. Türklerin mutlak anlamda sı- >asal eşitliği, iki bölgelilik ve Türkiye'- nin fiili ve etkin garantisi konulannda ödün vermek istememesinin nedeni bu- dur. Dış baskı unsurlan ve Rum tarafi, Denktaş'ın bu ana ilkelerdeki diren- cini kınp. yapay bir federasyon yara- tarak, uzun vadede Rum egemenliğine yol açmak istemektedirler. Son 10 yılda ise Ankara'nın direnci- nin kınlması yolunda önemli adımlar atmışlar. Türk kamuoyunun da yavaş yavaş çökertilmesınde başanlı oİmuş- lardır. Bu gerçeğin Türkiye'deki aydın ke- simler tarafından iyi anlaşılması gere- kir. Konunun derinlığine inmeden, si- yasal eşitlik, iki bölgelilik ve Türkiye'- nin etkin ve fıilı garantisi konulannda da biraz ödün verelim, yeter ki Kıbns uyuşmazlığı ortadan kalksın ve çözü- me gidilsin" şeklinde değerlendirmeye gidilirse tanhi bir hata yapılmış olur. Çünkü bu hata: a) Uzun vadede adada Rum ege- menliği sağlar ve Türkler yavaş yavaş ortadan kaldınimış olur. b) Ada içinde büyük kargaşa doğar ve Türkiye iie Yunanistan karşı karşı- ya gelir. c) Asıl o zaman Türkiye'nin AT ve ABD ile ilişkileri zarar görür. Çünkü Rum egemenliğinin adada ortaya çık- masına ve ada içinde çatışmalara Tür- kiye müdahale etmek zorunda kalır. Bütün bu gerçeklerin. şimdiden iyi görülüp değerlendirilmesi gerekir. Bu- gün zararsız gibi gözüken. çözüme gö- türdüğü sanılan bazı adımlar atılırsa. gerçek çatışma ve çözümsüzlük için ortam haarlanmış olur. Bu bakımdan Ankara hükümetlerinin yannki muh- temel gelişmeleri i\i görmesi ve kısa J. ûrkiye'nin Önündeki iik yol, a)Türklerin ve Ramlann mutlak siyasi eşitliğine dayanan bir fe- derasyon, b)iki bölgeli bir yapılanma, c)Türkiye'nin etkin ve fiîügarantörliiğü- nün ve tek başma müda- hale olanağının bulundu- ğy bir formüldür. Bu ger- çekte konfederasyon şek- ünde bîr oluşumdur. vadeli bazı rahatlamalar için, uzun va- dede soruniann daha da büyümesini önleyecek tutum ve davranış içinde ol- malan gerekir. Diğer başka bir gerçek de, hem Türk hem de Rum tarafinda, halkla- nn çoğunluğunun federasyon isteme- mesidir. Türk tarafinda yüzde 75-80, Rum tarafinda yüzde 55 dolayındaki nüfus. federasyon istememektedir. Rum yö- netiminin Atina'nın. ABD ve AT'nin buna rağmen federasyon ve iki halkı birleştirmedeki ısrarlannın arkasında yatan neden çok açıktır; federasyonu ve birleşmeyi bir basamak. bir atlama tahtası olarak düşünüp. yann Rum- lann politik ve ekonomik olarak ada- da hâkimiyetlerinin gerçekleşmesini sağlamak. Kısacası Rumlar. ABD ve AT Kıbns'ı •'Rumlaştırmak" istemekte- dirler. Türk tarafının mücadelesi ise. adanın Rumlaştınlmasını önlemeye çahşmak ve kendi bölgelerinde, kendi yönetimleri altında yaşamaktır. Adayı Rumlaştırmak isteyenlerin. kendilerine göre nedenleri bulunmak- tadır; 1) Rumlar ve Yunanistan, adanın tümüyle bir Rum adası olduğuna ken- dilerini öylesine inandırmışlardır ki. Türklerin adada bağımsız bir yönetim kurarak yaşama haklannın bulundu- ğunu içlerine sindirememektedirler. 2) ABD. Yunan lobisinin baskısı al- tındadır ve lobi faktörü dışında da, adada Rum egemenliğinin bulunması- nı tercih etmektedir. 3) AT. Kıbrıs adasının uzun vadede, AT'nin Doğu Akdeniz'de bir parçası olarak yer almasını. kendi politik, ekonomik, askeri ve kültürel çıkarlan açısından tercih etmektedir. Zaten Yunanistan da bir AT üyesi olarak bu amaca hizmet etmiş olacaktır. Bu bakımdan AT'nin ve ABD'nin Kıbns konusunda adil ve tarafsız ol- masını beklemek saflık olur. Make- donya konusu, bunun taze bir örneği- ni teşkil etmektedir. ABD ve AT. Makedonya konu- sunda. akıl almaz bir tutumla, Yuna- nistan'ın isteği doğrultusunda tutum almışlardır. Bütün bu gerçekler gösteriyor ki, Kıbns adasında Türklerle, Rumlar arasındaki uyuşmazlığın temel neden- leri Rumlann Yunanistan'ın. ABD ve AT'nin tek yanü ve adil olmayan tu- tumlandır. Kıbns adasında 1974'ten beri huzur vardır. Ne iki devlet arasında çatışma olmuş, ne de kan dökülmüştür. 1974 sonrasında adaya banş gelmiştir. An- cak adanın tamamını kontrol etmek isteyen Rumlar veonlara destek veren odaklar, mevcut banş ortamını, bir çözümsüzlük. huzursuzluk olarak dünya kamuoyuna sunmaktadırlar. Bizim kusurumuz ise bu gercekleri dünya kamuoyuna yeterli ölçüde du- yuramamamızdır. Eğer Ankara hükümetleri, KKTC- nin tanmması konusunda çekingen davranmayıp ağırlığını koruvabilsey- di. bugünkü noktaya gebnmezdi. Bundan sonra yapılacak iş KKTC'nin bazı ülkeler tarafından tanınması ko- nusunda, "gerçekten istekli olarak ağırlık koymaktır." Balkanlar'da. Doğu Avrupa'da, Asya'da pek çok yeni devlet doğarken ve bunlar uluslararası alanda yavaş yavaş tanınırken KKTC'nin tanınma- masında, Ankara hükümetlerinin pa- sif tutumu etkili oünuştur. Özellikle yeni Türk cumhuriyetleri nezdinde. et- kili girişimler yapılamamıştır. Bunun suçlusu Ankara hükümetleridir. Ancak ış ışten geçmiş değildir. Rumlann görüşmelerde eşitlik. iki bölgelilik ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi gibi temel konularda Türk tarafının isteklerine evet demeleri bek- lenmemelidir. Toprak tavizleri verilse bile buna yanaşmayacaklardır. Ne Kıbns'taki Rum halkı, ne de Yunanistan böyle bir anlaşmaya imza atmaya haar de- ğildir. Bu bakımdan uyuşmazlığın bir sonuca varması beklenmemelidir. Varsayalım ki Türk tarafı. baskılar sonucu, politik eşitliğe dayanmayan, iki bölgesi olmayan. Türkiye'nin etkin vefiiligarantisi bulunmayan bir anlaş- maya imza atmış olsun: Böyle bir an- laşma referandum yolu ile Kıbns Türk halkı tarafından kabul edilemez. Ka- bul edildiğini varsayahm: çok kısa bir süre sonra adada büyük kargaşa ve iç savaş çıkar ve Türkiye ile Yunanistan savaşın eşiğine gelir, 1974 öncesine ye- niden ve herkes için çok daha kötü İco- şullarla dönülmüş olur. Rumlar bu noktada ellerindeki güç- lü silahlara. ABD ve AT'nin desteğine güvenmektedirler. Bu noktada Türki- ye'nin 1974"te olduğu gibi, müdahale JL ûrkiye'nin önündeki ikinci yola gelince, Rum tarafirun Kıbns Türkîeri- nin asgari yaşama ve Öz- gürîük koşullan özelJiğin- de olan ilkeleri kabul et- memesi haîinde görüş- meler kesilecek ve herkes kendi yoluna gidecektir. Kuzey Kıbns Türk Cum- huriyeti de varhğmı de- vam ettirecektir. edemeyeceğine. çünkü ABD'nin ve AT'nin artık aktif bir biçimde Rum- lann yanında olacağına inanmaktadı- rlar. Aynca ellerinde çok güçlü silah- lar bulunmaktadır. Bütün bu gerçekler, Kıbns uyuş- mazlığını. özünde anlamanın çok ba- sit ancak çözümünün çok zor olduğu- nu göstermektedir. Türkiye, Kıbns'ta gerçekçi bir çözüm istiyor ve yannla- nn daha az sorunlu olmasını arzulu- yorsa. Kıbns Türklerinin, kendi ege- men bölgelerinde yaşamalanna imkân verecek uluslararası koşullan hazırla- ma çabası içinde olmalıdır. Bundan farklı bir yaklaşım. adada yannlan daha sonınlu hale sokar. Sonuç Bugün Türkiye'nin önünde iki yol bulunmaktadır. Birincisi. BM'ninsür- dürdüğü görüşmeler çerçevesinde. - Türklerin ve Rumlann mutlak si- yasi eşitliğine dayalı bir federasyon, - İki bölgeli bir yapılanma, - Türkiye'nin etkin ve fiili garantöf- lüğunün ve tek başına müdahale ola- nağının bulunduğu bir yapılanma. Bu gerçekte konfederasyon şeklinde bir oluşumdur. Rum tarafı bu koşulla- n kabul ederse anlaşma olur. Tür- kiye'nin bu koşullardan ödün vermesi söz konusu değildir. Bunlardan birin- de verilecek ödün, sonunda Türklerin Rum denetimi altına girmesine yol açar. Bu koşullar Rumlar tarafından kabul edilirse, Rumlar lehine bazı sınır düzenlemeleri söz konusudur. Türk tarafı bu koşullann Rumlarca kabul edilmesi karşılığında. bazı sınır düzen- lemelerini yapmaya hazırdır. Ancak KKTC'nin ekonomik olarak. yaşama kriterlerine göre böyle bir düzenleme söz konusudur. Örneğin. Güzelyurt yöresi kesinlikle Rumlara bırakıla- maz.Rum tarafı. bugüne kadar ortaya koyduklan tutumla. siyasal eşitlik, iki bölgelilik ve Türkiye'nin garantörlüğü konusunda esneklik göstermemiştir. Göstermesı de beklenmemektedir. Türklerin önündeki ikinci yola ge- lince: Rum tarafının, Türkiye'nin as- gari yaşama ve özgürlük koşullan özelliğinde olan ilkeleri kabul etmeme- si halinde görüşmeler kesilecek ve her- kes kendi yolunda gidecektir. Rum yönetimi Kıbns Rum devleti halinde devam edecek, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeu de varhğını sürdürecek- tir. Dünyada ortaya çıkan özgürlükçü hareketler. adadaki kendine özgü ko- şullar ve Rum ve Yunan tarafının çok uzun yılJardan beri izlemekte olduğu poliükalar göz önüne alındığında. ikinci yolun hem Türkler, hem de Rumlar için uzun vadede çok daha sağlıklı bir yol olduğu anlaşılır. Birinci yol. ihtilaflara. çatışmalara sürekli açık bir yoldur.Yann Türklerle Rum- lann karşı karşıya gelmeyeceğini, bu- nun sonunda Türk-Yunan ilişkilerinin daha büyük krizlere girmeyeceğini kimse garanti edemez. ; İkinci yol ise adada iki devletin yan yana, birbirlerinin yönetimlerine ka- nşmadan, fiili sürtüşme ve çatışmalar içinegirmeden yaşamalanna imkân ve- rir. Rumlann bugünkü sert tutumlan da yavaş yavaş yumuşar ve zamanla adadaki iki küçük devlet aralanndaki ilişkileri sağduyulu bir şekilde gelişti- rirler. Dünya artık bu gerçeği görmek zo- rundadır. Daha doğrusu, bu gerçeği özellikle ABD ve AT Rumlarla birlik- te içine sindirmek zonındadır. Dış zor- lama ile ortaya çıkacak yapay çözüm- ler adada iki halk için olduğu kadar, Türk-Yunan ilişkileri için de belirsiz ve karanhk yannlann doğmasına yol açacaktır. BÎÎTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle