Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 TEMMUZ1992 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
rûPk cumhuPiyeUeriN
alfabe
• ANKARA (AA) - Mılli Eğıtirn
Bakanlığı. Türk cumhuriyetlerine
göndermek üzere 1 milyon alfabe
bastınyor. Türk Dünyası Araştırma
Vakfi'nın organizasyonuyla basımına
başlanan alfabelerin masrafının Milli
Eğitım Bakanlığı'ncakarşılanacagı
bUdirildi. Alfabelerin Azerbaycan,
JÇırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan,
Özbekistan ve Tacikistan'a gönderileceği
açıklandı.
John Lennon'un evî
satıldı
• LONDRA (AA)-196O'lı yıllann bir
çok müzikseveri peşinden sürûkleyen
ûnlü ingiliz müzık grubu "The Beatles"ın
kurucu üyesi John Lennon'un evi açık
arttırmaile satıldı. 1980yılındaNew
York'ta bir hayranı tarafından öldürûlen
John Lennon'ın küçük yaşta öksûz
kalmasından sonra kendisinı büyüten ve
yetiştiren teyzesı Mımı Smıth içın saün
aldığı, İngiltere'nın Devon bölgesindeki
Poole kenti lımanına bakan 5 odah
"Harbour's Edge (lıman köşesi) adb ev,
Bournemouth kentinde yapılan bir açık
arttırmada 410 bin sterline (yaklaşık 6
milyar lira) alıcı buldu.
Andersen'in el
yazmaları
•ODENSE(AA)- Danimarka'da Hans
Christian Andersen Müzesi'nden
19.yüzyıhn ünlü masal yazan Andersen'e
ait el yazmalan çalındı. Andersen'in
çalınan, "TheLittleMermaid"
(Küçük Deniz Kızı) ve "The İmperor's
New Clothes(İmparatorun Yeni
Elbiseleri )isimli masallannın el
yazmalannın değennin 700 bir dolar
olduğu bildirildi. Polis çalınan eserleri
bulana yada çalanlann yerlenru bildirene
9 bin dolar ödül verileceğini açıkladı.
Uluslararası
PiyanoKupsu
• Kûitür Servisi- İstanbul Üniversitesi
Devlet Konservatuan'nda heryıl
geleneksel olarak yapılan Uluslararası
Piyano kursuna bu yıl, dünyanın en ünlü
piyanistlerinden Mikhail Voskresensky
öğretmen olarak katılacak. Kurs, 1-15
ağustos tarihleri arasında
gerçekleştirilecek
Colombus Sanat
Dünyamız'da
• Kültûr Senisi - Sanat Dünyamız
Dergisı temmuzsayısında. Yahudilerin
İspanya'dan sürülüp Osmanlı
topraİclanna gelişleri ve Amerika'nın
Colombus tarafından "keşfı" çeşitli
yazılarla ele alınıyor. Stanford Shaw ve
Mehmet Ali Kjlıçbayın, Yahudı göçü
üzerine yazılan ile Nora Şeni'nin
konuşması temmuz sayısında yer ahyor.
Dergide Benjamin Braude, VValter
Weiker, Niyazi öktem, Micheel
Laquenne, Carlos Fuentes, Mario
Vargas Llosa'nın da imzalan yer alıyor.
Bu sayıda Colombus'un yayımlanmamış
mektuplanna da yer veriliyor
"Independent" ödülü
Leys'in...• Kültûr Servisi - Londra'da yayınlanan
"independent" gazetesinin İngiliz diline
çevrilen romanlara verdiği ödülübu yıl
Belçikalı yazar Simon Leys kazandı.
"Napolyon'un Ölümü" adlı romanı
Fransızca yayınlanan Leys ve romanı
İngiüzceye çeviren Patricia Clancy, gazete
tarafındanverilen 10 bin Sterlin (yaklaşık
130 milyon Lira) ödülü paylaşacaklar.
Napolyon'un sürüldüğü St.Heiena
adasından"kaçarak yaşadığı serüvenleri"
romanlaştıran Leys'e ödülünü,
gazetenin genel yayın yönetmeni Andreas
Whittam Smith, evvelki gece
"VVaterstone" kitapcısının Londra'da
Kensington semtindeki şubesinde
düzenlenen bir törenle verdi.
1O.WOMADfestivali
• Kûitür Servisi - "Müzik dünyası
kapınızda" sloganı ile bu yıl 10. yıknı
kutlayan VYOMAD (Müzik, sanat, dans
dünyası) festivali Londra yakınlanndaki
Reading'de yapıldı.
Çok geniş bir alana yayılan festivalde
çeşitli dünya müziklerine yer veriliyor.
Bu sene dünyanın her yerinde, özelükle
de doğuda ve Japonya'da yapılan 20
WOMAD festivalinin bir sentezi olan
Reading festivalinde üç gün boyunca 40
grup, 20 ülke ve 70 konser yer aldı.
Tiyatro ve sinema oyuncusu, yazar Yavuzer Çetinkaya'yı sonsuzluğa yolcu ettik
Işiııiıı onurunu saymiârak yaşadı
• Yavuzer'e bir gün Beyoğ-
lu'mın arka sokaklanndan
birinde rastladım. Bir el ara-
basına bobinlerle fılm yükle-
miş, sürükliryordu. "Nere-
ye" dedim. "Italya'ya" dedi.
Kendi yaptığı filmi İtalya'ya
götürdü. Kargoyla gönder-
me olanağı yoktu. Hamal
gjbi o kutulan taşıdı. Filmini
Italya'da bir şenlikte keyifle
gösterdi.
ÜLKÜ TAMER
Paris'ten döndüğünü söylemişlerdi. h-
tiklal Caddesı'nde karşılaştık. Kucakla^-
ük.
"Hoş geldin" dedim.
"Ben artık doktor oldum" dedi.
"Ne doktoru" diye sordum.
"Sinema doktoru."
"Aman, Yavuzer" dedim, "iyi ki gör-
düm seni. Şu Emek Sineması'na bir bakı-
ver. Arkadan üçüncü sıranın ateşi var gali-
ba. Perde de biraz solgun."
Öfkelendi; ama sonra önüne gelene güle-
rek anlatü bunu.
• • •
Sevgili Yavuzer sadece sinemanın değil.
her şeyin doktoruydu. Şarkıaydı. Bir şarkı
yanşmasında ödül almıştı. Piyano çalardı.
Oyuncuydu, Yönetmendi. Çevirmendi.
Şairdi. Öykücüydü. Denemeciydi. Eleştir-
mendı. İnsandı.
Profesörlüğe hiçbtr zaman özenmedi.
Hep doktor kaldı. Üstelik pratisyen dok-
torluğu seçti. Uzmanhk alanlannda bile
"pratisyen doktor"u oynadı. Turgut
Uyar'ın60'larbaşındadilegetirdiği"korku-
lu ustalık"tan kaçındı hep, çırakhğın güzel-
liğini, coşkusunu, renklerini yaşadı.
• • •
Kalp krizi geçirdikten bir süre sonra Be-
yoğlu'nun arka sokaklanndan birinde
rastladım ona. Bir el arabasına bobinlerle
fılm yüklemiş, sürüklüyordu.
"Nereye" dedim.
"İtalya'ya" dedi.
Kendi yaptığı filmi İtalya'ya götürdü.
Kargoyla gönderme olanağı yoktu çünkü.
Hamal gibi o kutulan taşıdı Filmini İtal-
sahnede. OtheUo'yu oynuyorsa, sahnede
onu değil, OtheUo'yu izlersiniz. İyi oy-
nuyorsa, hayranlıkla izlersiniz.
Bir tür oyuncu ise hep kendisıdır. Othel-
lo'yu da Fermanlı Deli Hazretleri'ni de
kendisi olarak oynar. İyi oyuncuysa, onu
da hayranlıkla izlersiniz. Ama bu hayranlı-
ğa korkunç bir keyif de katılır.
Toto abla, ikinci tür oyunculardandı.
• • •
Toto Karaca. Yavuzer Çetinkaya. Gü-
zel. insanlar.
İşlerinin onurunu savunarak yaşadılar.
Uiitıin sculıklcri omduul
Yavuzer Çetinkaya, bundan üç yıl önce Feshane'de bir protesto gösterisi gerçekkştir-
mişti. 1989 ekiminde çeşitli sanatçüann 'Feshane'de Seretonin' sergisini düzenkdikle-
ri sırada, Yavuzer Çetinkaya sinema yasasının bazı maddelerine karşı bir gösteri
yapmıstı. Bir sinema tarihi kitabını yakan Çetinkaya, 'sinemanın ateşiyle' kahve ısı-
önaya çaltşmış ve "Dünya Sinema Tarihi ile kahve suyu kaç dakikada kaynar?" soru-
sumı sonnuştu. (Fotoğraf:MUHARREM AYDIN)
Toto abla.
Elhamra'nın kulisindc onunla değil,
Türk tiyatrosunun tarihıyle, çilesiyle dost-
luk kurmuştum sanki.
Yıllar yıüar önce Antep'te Nakıp Ali'nin
sinemasında oynarlarken sokağa bakan
ya'da bir şenlikte keyifle gösterdi. Ödülünü koca kapının ansızm açılması, at üstünde
aldı. Sessiz sedasız şamatasız, o inanılmaz bir delıkanlının salona girip sahneden To-
amatör heyecaruyla yurda döndü.
• • •
Laurence Olivier, Marilyn Monroe için
"O profesyonel bir amatördü" demişti.
Yavuzer, "amatör bir profesyonel" olarak
kaldı hep. İstese profesyonelin daniskası
olabilirdi. O, amatörlüğü, sıcaküğı yeğledi.
44 yıl yaşadı. 44 yıla 400 yılın coşkulannı
sığdırarak.
Arkasından Toto ablamn ölüm haberi.
to'yu kaçırmaya kaikması...
O güzel Toto abla.
Anılannı anlatmıyor, tiyatromuzun ne-
reden nereye geldiği konusunda seminer
veriyor gjbiydi.
• • *
"Yusuf Sururi'nin 'Emir' operetini
oynuyorduk Malatya'da. Birinci perde bit-
ti. İkinci perde bir barda geçiyordu. Perde
açıldı. Açılır açılmaz da emniyet müdürü
Ucu yanık
hasret
mektubu
SEYHAN ERÖZÇEÜK
Sevgüi Yavuzer, henüz seni özlemedik
bile. Daha demin görmedik mi! Bize feci
birşakayaptın.
Ne zaman ki seni or'da bur'da, yani Tak-
sim civannda, Cihangir'de baltacılara
karşı, gençlerle hararetle tarüşırken parkta
otururken görmemeye başlıy'caz, ne za-
man ki dergjlerdeki yazılannı görmemeye
başlıy'caz, işte o zaman hapı yuttuk demek
ki. İşte o zaman inanmamak zorunda kalı-
caz.
Seninle bizi kimse tanışürmamıştı. Çün-
kü gerek yoktu.
Sen nasılsa, bir şekilde tanırdın insanlan.
Zaten meclislere pattadanak kendini sen
atardın.
Herkes içer'de otururken sen kapıda
kızınla oturmayı severdin. Mikrofonu
kapıp hatta aparüp 70'lerin şarkılanru söy-
lerdin. Yükselen değerler var ya yani de-
ğerlerin kaybolması... Ya da yer değiştir-
mesi... İşte'o dünyada yaşayan insanlar
yaptıklanna pek bi ma'na veremezlerdi.
öyle ya ne o garip şapka öyle! O giysiler
dedi.
4
Neden' diye sorduk. Cevap verdi: de ne! "İşgiyim'den yeni aldım. O kadar
•Malatya'da bar açmak yasakür!'" UCUz ki!" 'işgiyim mi? O da ne?!" Marka-
*•*••*• lara meraklı insanlar seni anlayamazdı ki!
"MuhJis Sabahattin'Ie turnedeydik. He- Kitabın yeni çıkmışü. Çıkmadan önce
yetin adı 'Muhlis Sabahattin ve Çocuk- Ç O cuk gjbi heyecanlıydın. Sonbahara kalır-
lan'ydı. Gittiğimiz yerin emniyet müdürlü- "
ğüne uğrayıp kaydımızı yaptırmak zorun-
daydık. Bir şehirde emniyet müdürü hepi-
sahneye fırladı. 'Oyun bitti, herkes evine'
sa diye üzülüyo'dun. Ne güzel, Berlin'e gi-
deceİctin.
Şimdi oldu mu peki! Şaka mı bu! En bü-
mize uzun uzun baktıktan sonra Muhlis yük şakan da bu mu oldu,! İki gündür seni
Sabahattin'e sordu: 'Bunlann hepsi aynı görmüyoruz. Oralarda, insanlar olmadan
ne yapıcaksın ki sen! Nasıl dayanacaksın
insansızhğa!
Güzel güzel uyu, benim kirlenmemiş
dostum. Çocuklar gıbi uyu, benim Peter
Pan dostum, mangal yürekli dostum. Bal-
tacılarla uğraşabildiğimiz kadar biz uğraşı-
anadan mı?'"
• • *
Toto abla o çilelerden geçerken de güzel-
liğini korudu. Sıcakbğını yitirmedi. O
sıcaklığj çalışma arkadaşlanna ve elbette
seyircisine aktardı.
Bir tür oyuncu vardır. oynadığı kişi olur caz artık.
Alkışlarla
uğurlandı
Kültûr Servisi-Tiyatro-sinema oyuncu-
su ve yönetmeni, yazar, çevirmen, Nazım
Hikmet Kültûr ve Sanat Vakfı danışma
kurulu üyesi Yavuzer Çetinkaya dün
Teşvikiye Camii'nde kılınan öğle namazı-
ndan sonra Bulgurlu-Çamlıca mezarhğı-
nda toprağa venldi. Yavuzer Çetinkaya'-,
nın cenaze törenine ailesi, yakınlan, tiyat-
ro, sinema, müzik, edebiyat, basın ve rek-
lam dünyasından çok sayıda kişi kauldı.
Yavuzer Çetinkaya'nın babası Meh-
met Çetinkaya, oğlunun fotoğrafını öpe-
rek, tabutuna sanldı. Eski eşi, sinema ve
tiyatro oyuncusu Meral Çetinkaya ile luzı
Zeycan başsağlığı dileklerini kabul ettiler.
Teşvikiye Camii'ndeki öğle namazından
sonra Yavuzer Çetinkaya'nın tabutu,
uzun süreli alkışlarla cenaze aracına ko-
nuldu. Yavuzer Çetinkaya'nın cenaze tö-
renine Genco Erkal, Zeki ökten, Bülent
Erkmen, Osman Seden, Ali Ozgentürk,
Hikmet Çetinkaya, Yaşar Kemal, Atüla.
Çoşkun, Demirtaş Ceyhun, Nejat Yava-
şoğullan, Ataol Behramoğlu, Mete Ak-
yol, Erdal Özyağcılar, Ercan Yazgan,
Güzin Özipek, Engin Cezzar, Hilmi Ya-
vuz, Gülsün Karamustafa, Erol Keskin,
Zeynep Oral, Erol Günaydın, Macit Ko-
per, Selçuk Erez, Mahir Günşiray, Ah-
met Levendoğlu, Ayşe Silivri, Ahmet
İsvan. Bülent Tanla, Rahmi Saltuk, Ko-
nur Ertop, Behiç Ak, Mengü Ertel, Tanju
Gürsu, Orhan Taylan, Atıf Yılmaz, Reha
İsvan, Tunç Başaran, Mücap Ofluoğlu,
Adalet Ağaoğlu, Metin Deniz, Handan
Börütecene, Cüneyt Türel, Eran Salman?
Kıymet Çoşkun,, Melike Defnirağ, Şanar
Yurdatapan, ömer Kavur, İrfan Tözüm,
Hülya Koçyiğit, Kadır İnanır, Sezen Aksu,
Müjde Ar ve kalabahk bir topluluk kauldı.
Dünyada böyleinsanlarkaldımıgerçekten?
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yavuzer Çetinkaya'nın kendisiyle bır
konuşmada söylediği sözlerin beni bir an
şaşırüp düşündürdüğünü itiraf ederim:
"Kendimi anlatmak değil dünyanm anla-
blmasma, pa>laşılmasına aracı olmak isti-
yonım."
Böyle insanlar kaldı mı gerçekten? Hele
irili ufaklı "ben"cilerden geçilmeyen bız sa-
natçılar ortamında?
Daha da öte, anlatılmaya değer bir dün-
ya kaldı mı?
Bunlan düşündüm ve ölüm haberinin
geldiği dün akşamdan beri Yavuzer'in göz-
lerimin önünden gitmeyen görüntüsü can-
landı bir kez daha. Sıcak, çocuk bakışlan.
Her zaman her şeyi, kendisine yapılan en
ağır. en bağışlanamaz haksızhklan bile ba-
ğışlamaya hazır. olgun, çocuksu, kalender,
dost yüzü.
"Savaş ve Doğum"u okuyorum dün ak-
şamdan beri. Biraz da utançla. Yanımızda-
ki, yanıbaşımızdaki incelikleri yeterince il-
giyle izlemeyişın utanayla.
Pınl pınl, gepgenç bir ses tonu. Sevgilerle
dolup taşan bir yürek.
Dünyanın yaşanmaz duruma gelmiş ol-
duğunun elbette bilincinde. İki, üç sayfahk,
kısacık. ama dopdolu senaryomsu öykü-
Yavuzer Çetinkaya (solda), Atıf Yıhnaz'ın 'Asaye Nasıl Kurtulur' adb fibninde Yaman Okay ile birlikte oynam^tı.
sünde bunu anlaüyor. "Vazgeçe yazdnn
yaz yazmu yazmaktan..." Ama vazgeçmi-
yor yine de, yazıyor yaz yaasını. Hergün
bunaltıyla yaşadığımız İstanbul'dan unu-
tulmaz bir kesit. Vıak vıcık olmuş insan
ilişkileri. Yitip gitmiş incelikler.
Ama sevgiyle anlaülmaya değer bir dün-
ya da var. Doğumlann dünyası. Sevgili
kızırun doğum öncesi gecesini anlatüğı "Sa-
vaş ve Doğum" Yabancı bir kentte, ertesi
günü baba olacak genç bir adamın, dünya-
ya, hayata, doğacak çocuğa, herşeye ilişkin
sımsıcak, yoğun duygulanımlan, düşleri,
düşünceleri...
Birkuzunundoğumununanlatıldığı "Ba-
hara Yaktşmaz Ölüm".
"Neden bifanem. Alkışladım kovunu. O
da bana baktı. Gûlümsedi. Gerçekten gû-
lûmsedi \e gururla yavnısunu yaladı papat-
yalann onlar için serdiği vatağuı üzerine
yatırarak" înamyorum Yavuzer'in, koyu-
nu, az önce bir kuzu yavrulayan koyunu
alkışladığına. Tam Yavuzer'lik bir çoşku,
bir sevinç patlamast. Ve inanıyorum koyu-
nun ona gülümsediğine. Bütün canlılar
hatta cansızlarla ilişkide bile var olan akı-
lalmaz sevgı iletişimlennde."Dicle Kenan-
nda Oynar Çocuklar", yine bir kaç sayfada,
büyük, çok güçlü bir öykü. Saıt Faik ve
Yaşar Kemal sulannda, ikisine de şapka çı-
karttıracak. ıkısıni de alkışlatacak değerde.
"Bir toprağın müziği"aın, "geçmişten gele-
ceğe uzanan bir yaşam yumağının yoğruldu-
ğu"bu bir kaç sayfanın. öykümüzün
klasıklen arasına gıreceğıne inanıyorum.
" Annemi anımsadım. Çoktan son yolculu-
ğuna çıkan annemi. Dicle kıyısından yola
çıkan çocuklara seslendim. Uçsuz bucaksız
bflinmeyenlerde annemi görûrseniz senden
selam söyleyin diye. ödûlünüz onun çok sı-
cak gülümsemesi olacaktır."
Gözlerimden yaşlar akarak bu saürlaq
yazarken Yavuzer'in şu anda bir hastane-
nin morgunda olduğunu biliyorum.
Bir çocuk, on yaşındaki kıâ, küçük bey-,
ninde, yüreğinde. ölümün gizini çözemeyi-
şin ağırhğını taşıyor. Belki de olmamıştır,
belkj de ölmemiştir diyor, ıçınin derinükle-
rinde, bir yerlerde.
Çok sıcak gülümseyişlerin, sevgjlerin, se-
vinçlerin, birbirine dokunmuş olan par-
maklardaki canlılığın. bir babanın bir ya-
nağa kondurmuş olduğu öpücükteki
sımsıcaklığm büsbütün yitip gitmeyeceğine
inanmak istiyorum ben de...
Tutun Ellerimizden ATMACALAR
1
ÖRGÜTLEYELİMBAHARI ^l M L
'D
*
YAPIM VE
GENEL DAĞITIM
EZGİ MÜZİK
ÜRETİM
Karanfil Sokak 3/14,06650
Kızılay-ANKARA
: 418 14 32-Fax:432 41 48
İSTANBUL DAĞITIM: MERT PLAK Tef: 513 24 30
20. ULUSLARARASI İSTANBUL FESTİVALİ
Vladimir SpivakovAya Irîııî^de
• Vladimir Spivakov ve
Moskova virtüozlan,
bugünkü konserin prog-
ramını tümüyle Vivaldi-
nin yapıtianna ayırdılar.
Topluluk festivaldeki
ikinci ve son konserini
yann yine Aya İrini'de
vereceİc.
Kultür Servisi - 20. Uluslara-
rası İstanbul Festivali'nde ünlü
keman virtüozu Vladimir Spi-
vakov ve Moskova Virtüoz-
lan'nın ilk konseri bugün Aya
İrini'de. Topluluk ikinci konse-
rini de yann aynı yerde verecek.
İstanbul Festivali'nde daha
önceki yıllarda verdiği konser-
lerle Türkiyelı müzikseverlerin
gözdesi haline gelen Vladimir
Spivakov, son yıllarda Mosko-
va Virtüozlan ile birlikte İspan-
ya'nın Asturias kentine yerleş-
miş bulunuyor. Moskova Vir-
tüozlan'nın hem şefı, hem solis-
Vladimir Spivakov, daha önce de çaMığı fstanbul Fesrjvab'nde
müzikseverlerin gözdesi olmuştu.
ti olan ünlü Rus kemancı. Oist-
rakh ve Heifetz'in geleneğıni
sürdürüyor.
Asturias kentinde, Moskova
Konservatuvan öğretmenleri-
nin de ders verdigi bir konser-
vatuvar da kuran Spivakov, ge-
çen yıl kurucusu olduğu Sa-
harov Avrupa Vakfı adına
Uluslararası İ. Saharo\ Kong-
resi'ni düzenlemiş, Moskova'-
da Çaykovski Salonu'nda Sa-
harov'un anısına 'Lachrimosa'-
yı Litvanya Korosu ve Mosko-
va Virtüozlan ile birlikte seslen-
dirmişti.
Vladimir Spivakov ve Mos-
kova Virtüozlan, bugünkü
konserde tümüyle Antonio Vi-
valdi'nin yapıtlanndan oluşan
bir program sunacaklar. Yann-
ki konserde ise Edward Elgar,
VVolfgang Amadeus Mozart,
Alfred Şnitke'nin yapıtlan ses-
lendirilecek.
FESTÎVALDE BUGÜN
• Vladimir Spivakov ve Mos-
kova Virtüozlan Ayaİrini,
18.30
FESTİVALDE YARIN
• Vladimir Spi>akov ve Mos-
kova Virtüozlan' Ayaİrini,
18.30
• VVynton Marsalis / Açıkhava
Tiyatrosu, 21.30