Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21TEMMUZ1992SALI CUMHURİYET SAYFA
Bombay'a bomba 'ın Bombay
bu yd bere-
ketli muson yağmurları yağmakta gecikti. Bunun üzerine
Bombay Beledivesi, kent ve yöresinin kuraklıktan büyük
sıkıntı çekmemesi için yağmur bombasına başvurdu. Bu-
lutlan tohumlama işlemi de törenle başlatıldı. (AP>
Yeni evliler,
dikkat!
ANKARA (AA) - Yargıtay,
bir yıldan daha az süreli evlilik-
lerde anlaşma yoluyla boşanma
olamayacağına karar verdi.
Yargıtay İkinci Hukuk Dai-
resi. evlenmelerinin üzerinden
bir yıldan daha az bir süre geç-
mişevli çifti boşayan yerel mah-
keme karannı bozdu.
2. Hukuk Dairesi'nin bozma
karannda. Medeni Kanun'un
134. maddesinin 3. fıkrası uya-
nnca taraflann anlaşmalanna
dayalı olarak boşanmaya karar
verilebilmesi için evlilik kuru-
munun en az bir yıl sürmesinin
zorunlu olduğu kaydedildi.
17
Hollanda'mn Ams-
g y p terdamkentindeaçdan
Dünya ATDS Kongresi, protesto gösterileriyle başladı. AIDS
tçin Halkı Bilinçlendirme kuruluşlan militanlan, Arnsterdam
sokaklannda yerlere yatarak kongrenin yetersiziiğini protesto
ettUer. (Fotoğraf: REUTER)
Çağdışı
töre, Yaşar'ı
yaşatmadı
NİĞDE (AA) - Niğde'de an-
ne göğsünü emmediği için dil
altı kesilen 20 günlük bebek öl-
dü. Merkeze bağlı İnli kasaba-
sında 20 gün önce dünyaya
gelen Yaşar Ertufan adlı bebek,
anne göğsünü emmediği için
babası Ahmet Ertufan tarafın-
dan, eski köy ebesi 90 yaşındaki
Atika An'ya götürüldü. Bebe-
ğin, dil altındaki bir bağdan
dolayı ememediğini belirten
yaşlı kadınınjiletledil altını kes-
mesi üzerine bebek aşın kan
kaybından öldü.
Kanadalı bir grup kadın, hû-
k ü m e t j n üstsözlüğii yasakla-
yan tutumunu protesto amacıyla Ontario kenfjnden
ABD'nin Ne« York eyaletindeki Buffalo şehrine kadar
bir yüriiyüş düzenlediler. Kadınlar aynca New York eya-
lefinde üstsüz gezmek için açtıklan bir davayı da kazandı-
HABERLEREV DEVAMI
OLAYLARIN
ARDENDAK1
GERÇEK
• Baştarafi I. Sayfada
hepsi birer sorun haline gelmis.
(...) Fonlar var 176 tane, 74 tril-
yon Ura burada yatıyor. Bunu
düzerüedik. Önümüzdekiyıl ba-
zı müstesna fonlar dışında hep-
si mali disipline sokulacak ve
bütçeye girecek. Maliyeyi henüz
derleyip toparlayamadık, ama
epey mesafe aldık."
"Devletin hesabı kitabı" geç-
miş iktidar döneminde yok ol-
mus. önce bunun bir düzene so-
kulması gerekiyor. TÜSİAD
Başkanı Bülent Eczacıbaşı'mn
yakmdığı "betirsiztik" ortamı
ancak bundan sonra ortadan
kalkacak. TÜStAD, belirsizliği
gidermek yolunda bir de somut
öneri getiriyor: "AT ülkeleri ör-
nek ahnarak bir 'Ekonomik ve
Sosyal Konsey' kurulsun."
Ekonominin önümüzdeki dö-
nemde hangi göstergeleri sergi-
leyeceği bir tartışma konusudur.
On yıldan beri enflasyonla ya-
şamış bir toplumda her şeyin
birdenbire güllük gülistanhk ol-
ması da beklenemez. Ancak 12
Eylül ile birlikte devletle iç içe
ülkeyi yönetmeye alışmış bir iş
dünyasının varlığı da yadsına-
maz: uzun yıllardan beri özel
sektör kesimindeki gelişmelerin
devletle birlikte gerçekleştiği de
bir gerçek...
Ancak çok uzun süreden be-
ri ilk kez bir başbakan iş dün-
yasını uyarıyor:
"Devletin ağzına bakma-
ymJJ'
Devlet, özel sektörün yatınm
ve atıltmları önündekı engelleri
kaldırsın, yetmez mi?
Imzaya
• Baştarafi 1. Sayfada
gün geçtikçe yaygınlaştığı bildi-
riliyor. Makine sayesinde gerçek
imza istenilen belgenin altına
her tarzda kolayhkla aktarılı-
yor. Bu sistemin özellikle Istan-
bul'da uygulandığı belirtiliyor.
Hukukta imza, ismin baş
harfi ile soyad veya soyadın baş
harfleriyle adın yazılması şek-
linde açıklanıyor. Ancak Tür-
kiye'de bu kurallara kesinlikle
uyulmadığı, imzanın rastgele
atıldığı ve çizgilerle oluşturul-
duğu belirtiliyor. Olaya önem
venlmemesi de kişilerin ımzala-
nnın kolayhkla taklit edilmesi-
ne, çeşitli evrak, belge, çek,
senetlerde sahtekârhklar yapıl-
masına yol açıyor. Bu tür ev-
raklann altında veya üstünde
bulunan imzalar çelişkilere ne-
den olduğu için olaylar yargıya
yansıyor. Yargı da imzalann
incelenmesi ve bilirkişi raporu
hazırlanması için imzalan Adli
Tıp Kurumu'na göndenyor.
Ancak normal tarzda cizgi veya
basit şekillerden oluşan imzala-
nn incelenmesi bir takım sorun-
lara da yol açıyor.
İmza sahtekârhklarının Tür-
kiye'de belli boyutlara geldiği
belirtilerek bunlann başlıca ne-
denleri şöyle sıralanıyor:
Standart olmayan, bakkalda
bile satılan senetler. Her türlü
çizgi ve özellik oluşturmayan
şekillerin imza olarak kabul
edilmesi. Çek, senet verilirken
üzerindeki imzanın daha önce-
den başka kişilerce atılmış ol-
ması. Çek ve senet üzerindeki
yazı ve rakamlann başkalann-
ca doldurulması, sadece basit
bir imza aülması.
Cindoruk, Danıştay karannı eleştirdi Yargıtay Başkanı
jDUŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSEVURUN
İlhan Selçuk
21. bası 15.000 Ura (KDV içindt)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbut
ödemdi gönderilmez.
Haber Merkezi - Rektörlerin buyruğunun tatbikine imkân
görev süreleriyle ilgili tartış- sağlayacağına inandığını be-
maya TBMM Başkanı Hüsa- lirtti.
mettin Cindoruk da katıldı.
Cindoruk, rektörlerin görev B u a r a d a
Marmara ve Ha-
sürelerini iki dönemle sınırla-
yan yasa maddesinin, yasanın
çıkış tarihinden öncesi için ge-
çerli olmayacağı yolundaki
Danıştay karannı doğru bul-
madığını söyledi.
Cindoruk, rektörlerin seçil-
mesini düzenieyen yasada gö-
rev sürelerine ilişkin tartışma-
lar konusunda AA'nın soru-
sunu yanıtlarken, "İki dönem
rektörlük yapan bilim adam-
lannın adaylıklanna yasa ile
getirilen sınınn istişari bir ka-
rarla kaldınlması, yüce Mec-
lis'in iradesini engellemek ve
Önen 56. Rektör
Ateş Vuran 44"
28
Yardımcısı • Baştarafi 1. Sayfada
yargısal deneüme tabıdır.
28 boş oyun çıktığı seçimde. Örnegin, kamulaşürma konu-
birçok öğretim üyesi tarafın- sunda açılan bedel artışı dava-
üniversitelerinde rek-
tör adaylannın belirlenmesine
yönelik seçimler dün yapıldı.
Marmara Üniversitesi'nin
Haydarpaşa kampusunda ya-
pılan seçimde toplam 744 öğ-
retim üyesinden 597'si oy kul-
landı. 11 öğretim üyesinin
rektör aday adayı olduğu se-
çimde, YÖKe sunulacak liste-
de yer alacak 6 adayın aldıkla-
n oylar şöyle:
"Omer Faruk Batırel 119.
Fen-Edebiyat Fakültesi öğre-
tim üyesi Hakkı Dursun Yıl-
dız 110. Tıp Fakültesi Dekanı
dan "objektif, dürüst ve yapı-
cı" diye nitelendirilen Prof.
Dr. Batırel'in birinci sırada
yer alması sevınçle karşılandı.
897 öğretim üyesinin oy kul-
landıgı Hacettepe Üniversi-
tesi'ndeki seçimde rektöı
aldıklan
lanru ele alahm. Yerel organlar,
vatandaşın gayri menkulüne az
değer tespit etmek gibi bir tu-
tum içindeler. Tabii, bu durum-
da vatandaş, yargıya başvura-
rak bedel arttırma yoluna gıdı-
yor. Bu da yargıya çok önemli
adaylannın aldıklan oylar bir iş yükü getiriyor. Halbuki,
şöyle: ' gerçek bedel tespit edilse yargı-
"Vural Bertan 289. Rektör nın iş yükü azalacak. Ya da ger-
Yüksel Bozer 144. Emel Doğ- Çek değere yakın bir bedel tespit
ramacı 137. Atilla Yıldız 129. edilse, belki vatandaş yine yar-
Cevdet Erdost 73, Ahsen Or- gıyagitmeyecek."
değiştirmek anlamına gelmiş- Atıf Akdaş 88, İktisadi ve İda-
tir" dedi. Cindoruk, Cumhur- ri Bilimler Fakültesi öğretim
başkanı Turgut özal'ın konu- • • • - - - -
yu özenle inceleyerek Meclis
üyesi Erol Zeytinoğlu 62, Hu-
kuk Fakültesi Dekanı Ergun
, sen
hon 49. Tekin Durukan 24"
45 oyun boş çıktığı seçimde,
aday olmadıklan halde Prof.
Dr. Mehmet Haberal. Prof.
Dr. Bozkurt Güvenç, Prof.
Dr. Kazım Güner'e birer.
Prof. Dr. Timur Karacay'a da
iki oy çıktı.
GAP 'şov' için
• Baştarafi 1. Sayfada
balonu havalandınlacak.
Çok sayıda devlet ve hükü-
met başkanı ile bakanlar, siyasi
parti liderleri. milletvekilleri,
üst düzey bürokratlar ve
Atatürk Barajı'nın yapımına
katkıda bulunan fırma temsilci-
lerinin davet edildiği açılışın,
"uluslararası bir gövde gösteri-
boyutlannda gerçeklesmesi
h l k l ü 3 İ
Moldova Cumhurbaşkanı
Mircea Snegur. Kırgızistan
ya götürülecek yabana konuk-
lara, bu sırada GAP hakkında
bilgi verilecek ve baraj gölü ile Başbakanı Tursun Beg Çingi-
Harran Ovası tanıtılacak. Şan- sev ile Şanayi Bakanı Omür
lıurfa şehir merkezine >aklaşık
50 kilometre uzaklıktaki tören
alanına kentten otobüsler kal-
dınlacak. Tören alanı. yurttaş-
lan güneş ışığından korumak
için yerleştirilecek çok sayıda
şemsiye ile rengârenk bir görü-
. . . - , , , . . . -, ı • nüme bürünecek. Ülke temsil-
ıçın hazırlıklar suruyor. 3. Izmır d l e r i ı ç j n t ö r e n den sonra. ATA
ktısatKongresınınyerlıkuru- j n ş a a t tesislerinde "oturmalı
luşlarca yapılan organızasyo- v e m ek" verilecek, diğer davetli-
nunun begenılmemesı nedemy- j e r e i s e k u m a n y a dağıülacak.
Yabana konuklar daha sonra,
helikopterle Gaziantep'e, ora-
ğ y
le, açılışın gösteri-show bölü-
münün lOObindolarkarşılığın-
d F "HT C "da Franşız HT Conccpt dan da uçakla İstanbuKa getiri-ş
firmasına verildiği bildirildi.
Gösterinin en ilginç bölümle-
rinden birini, kayalar üzerinde
yapılacak "ski show" oluştura-
cak. Barajın kaya dolgu duvan
üzerinden iniş yapacak iki ka-
yakçı işaret bombalan eşliğin-
de, topuklanndan kırmızı,
beyaz dumanlar çıkaracak. Ba-
rajın üzerinden bir sporcuyla
bırakılacak "el planörü" deni-
len delta uçağı da uçarken renk-
li dumanlar bırakacak. Müzik
eşliğinde 40 fıskiye ile yapılacak
"su dansı" gösterileri sırasında,
helyum gazı doldurulmuş 2 bin
balon uçurulacak, hava koşul-
lannın uygun olması durumun-
da insan taşıyan 2 Montgolfıer
balonu havalandınlacak. Sant-
ral üzerinde duman gösterileri,
ses füzeleri ve havai fışeklerin
atılacağı açıhş kutlamalan çer-
çevesinde, gökyüzü, Atatürk
Barajı üzerinde, "uzay topu" ile
tören gününe kadar 3 gece bo-
yunca aydınlaülacak. Daha
önce yapılması planlanan para-
şüt gösterilerinden ise bölgede
rüzgânn uygun olmaması ne-
deniyle vazgeçildi.
Açıhşın dış tanıüm ve reklam
işlerini halen Pen Ajans yürütü-
yor. Konaklama ve ağırlama
hizmetleri ise Başbakanük Ba-
sın-Yaym ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü adına Ünsal
Danışmanlık şirketince yerine
getirilecek. Bu iki kuruluşa ya-
pılacak ödeme, henüz çabşma-
lar sürdüğü için kesinlik kazan-
madı. Pen Ajans ve Ünsal
Danışmanlık, harcama ve hiz-
metlerine karşıhk gelen faturayı
açılıştan sonra tahsil edecekler.
Başbakanlık yetkililerinden
edinilen bilgilere göre, toplam 8
üniteden oluşan Atatürk Ba-
rajı'nın 25 temmuz cumartesi
günü yapılacak 2 ünitesinin açı-
Uşı için toplam olarak, 10 mil-
yar liranın üzerinde harcama
yapılacak.
Yabancı konuklar tören gü-
nü, İstanbul'dan uçakla Gazi-
antep'e götürülecekler. Bura-
dan da helikopterle Şanlıurfa'-
g
lecekler. Açılışı izleyecek çok
sayıda yerli ve yabancı basın
mensubu için, Başbakanlık Ba-
sın-Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü"nce özel
uçak kaldınlacak.
Atatürk Barajı'nın açılışına.
K.aradeı>jz Ekonomik Işbirliği
Projesi'ne dahil ülkeler ile Tür-
kiye'nin komşulan, Türki cum-
huriyetlerin devlet veya hükü-
met başkanlan ile ilgili bakan-
lar davet edildi. Bugüne kadar
Şy
Aliyev. Ürdün Başbakanı Şerif
Zeid Bin Şakir. Pakistan Enerjı
Bakanı Jam Yousaf Suze ve
Bulgaristan Yöresel kalkınma
ye İskân-İnşaat Bakanı Nikola
kanov Karadimov'un kaiıla-
cağı kesinleşti. Açılışa. barajın
yapımına kredi sağlayan ABD,
Japonya ve Isviçre gibi ülkeler
ile Körfez Işbirliği Konseyi'n-
den de temsilci davet edildi.
Libya ile Israil'in Atatürk Ba-
rajı'na çağnlıp çağnlmayacağı
düne kadar kesinlik kazanma-
dı. Diğer davetliler. Basın-
Yayın ve Enformasyon Genel
Müdürlüğü'ne bildirilmişken,
söz konusu iki ülkeye çağn
gönderilmesi konusunda Dışiş-
leri Bakanlığı'ndaki görüşmeler
dün de sürdü. Edinilen bilgiye
göre, görüşmelerde. Başbakan
Süleyman Demirel ile Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin'in doğru-
dan davet etmemiş olmalan
halinde. açıhş için İsrail ve
Libya'ya çağnda bulunulma-
ması kararlaştınldı.
Almanya'da veraset ilamlan-
nı mahkemelerin başkâtibince
yerildiğini anımsatarak "Bizde
ise konu, taa Yargıtay Genel
Kurulu'na kadar geliyor" di-
yen Ocakçıoğlu, kira, orman ve
trafik suçİannı da buna örnek
gösterdi. Anayasa Mahke-
mesi'nin kira rejimine ilişkin
yasa hükümlerini 29 yıl önce ip-
tal etmesine karşın yasama or-
ganının aradan geçen süre için-
de yerine yeni düzenleme getir-
mediğini kaydeden Ocakçıoğ-
lu, "Bu durum, mahkemeleri
fevkalade meşgul ettiği gibi or-
taya çıkan durum da hem kira-
cının hem de evsahibinin şikâ-
yetlerine yol açıyor" dedi.
Idarenin, bir konuda açılan
davada, yargı organının verdiği
karan, benzer olaylara uygula-
mayarak aynı konuda zaman
zaman sayılan binleri bulan da-
valann açılmasına neden oldu-
ğunu da kaydeden Ocakçıoğlu,
bu konuda Yargıtay olarak ya-
şadıklan bir örneği de şöyle ak-
tardı:
"Yargıtay'da çalışan bir me-
murumuz, ücretle ilgili bir ko-
nuda, idari yargıda dava açtı.
Davayı da kazandı. Bunun üze-
rine Yargıtay Başkanlık Kuru-
lu olarak yargı organının verdi-
ği karan, diğer memurlanmıza
da uygulama karan aldık. Ama
karann gerektirdiği parayı iste-
mek için Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'na gittiğimizde, ba-
kanlık buna karşı çıktı. Bunun
üzerine, karan, diğer memuria-
ra da uygulamak mümkün ola-
madı. Bundan mahrum kalan
ANMA
Aüemizin çok değerH varlığı, üstün kişflik, canımız
Pilot
ÖZCANRECEPCAWi
21 temmuzda aramızdan avTÜtşınm 1. yüında sonsuz sevgi
ve özlemk anıyoruz...
Eşi NURAYCAN
Çocukları: TANOORUK VE TANALP CAN
ÖLDÜRÜLEN Ç0CU8A MEKTUPTUR!..
Sevgili Kızımız,
Nasılsın üzüm gözlüm ? O, güzelgözlerinin özlemi her
geçen gün artıyor içimizde. Senin aramızdan ahntşının
üçüncüyth bugün. Senin yokolduğunu kavrayabiliyoruz,
ama senin ve bizim için, olmaması gereken ölümlere dur
demek istiyoruz, kızım. Başka Elifler zamansız toprak
olmastn, başka ana-babaîartn bir ömürboyu içiyanmasın
ve doktorlar sorumluluklarını bilip, insanlan kobay gibi
kullanmaktan vazgeçsin istiyoruz.
Canım, Prof. Dr. Ertuğrul Sayın'ın bizden izin almadan yaptığı
ameliyattan sonra ölmüştün sen. Ölümünden sonra üniversite sıhhi
kurulunun yaptığı toplantıda "Hastalığının yurî içinde tedavisinin
mümkün olmadığı" karan (*) ahnmıştı. Oysa ki biz yurt dışına
çıkartabileceğimizi söylemiştik Sayın Bay Ertuğrul Sayın'a. Daha sonra
Cumhuriyet Savcılığına başvurumuzda ise doktor olmayan doktorlar
"Ameliyatta mesleki kusurun bulunmadığına" karar veriyorlardı Daha
sonra. Danıştaya başvurduk kızım. Çanıştay da bizi haklı gördü ve
Yüksck Sağlık Şurası'nda görüşmeyi kabul etti. Sağlık Şurası da
çaresiz yavrunıuzun zamansız ölümüne yanlış neşter karan vermişti.
Bütün dünyaya duyurmak istedik senin zamansız yok oluşunu.
Insan Hakları Avrupa Komisyonu'na da hata denilemeyecek
boşvermişliklerin bir daha tekrarlanmaması amacı ile başvurduk.
Seni kaybettik, güzel gözlüm. Daha çok Elifler ölmesin
diye bütün savaşımımız. Seni hep içimizde taşıyacağız.
Sevgiler
Annen-Baban
NURİYE-MEHMET IŞILTAN
CIVÛKSEK SAĞLIK ŞURASI /• TOPLANTI TARIHI 2t K EUUL 199WTOPLANTI SAYISI 173 / KAHAft SArıSI 8681
memurlar da yine idari yargıda
yüz kadar dava açülar. Tabii,
hepsi de kazandı. Sonunda, bu
hakkı hepsi elde etti, ama açılan
davalar nedeniyle, Hazine hem
avukathk ücreti ödemek hem
de dava gıderlenru karşılamak
zorunda kaldı. Mahkemeler de
meşgul edilmiş oldu."
. Yargıda görev yapanlann
ekonomik durumlannın günün
koşullanna göre düzeltilmesi
gereküğini de belirten Ocakçı-
oğlu, "Meslege ilk başlayan
hâkime verilen ücret, diğer sek-
törlerde verilen ücretin altında
olduğu için gençler meslege ilgi
göstermiyor. Sonuçta da bugün
3 bin kadar hâkim ve savcı açı-
ğımız var. Bu korkunç bir şey"
dedi. Bugün, emekli bir mület-
vekilinin 15 milyon lira maaş
almasına karşın halen görev ya-
pan bir yüksek yargıcın elıne
ancak 8 milyon lira geçtiğini
kaydeden Ocakçıoğlu, "Ortada
bir dengesizlik var. Herkes ba-
şının çaresine bakmamalı. Dev-
let, miUetin ödeme gücüne göre
kuvveüer aynüğı ilkesi doğrul-
tusunda sorunu bir çözüme
kavuşturmalı. Adalet mülkün
temeÛdir diyoruz, ama bunun
gereklerini de yerine getirmek
gerekiyor" dedi.
Yargıtay olarak bu ekono-
mik koşullardaki yetersizlik
nedeniyle, tetkik hâkimi sıkıntı-
sı çektiklerini belirten Ocakçı-
oğlu, şöyle konuştu:
"Yılda 350-400 bin dosyanın
geldiği Yargıtay'da halen 220
tetkik hâkimi görev yapıyor.
Sayı yetersiz olduğu için ilmi
araştırmalar, çalışrnalar yap-
ması gereken üyeler de dosya
okumak durumunda kalıyor.
100 kadar tetkik hâkimi daha
olsa sorun kalmayacak. Ama,
ekonomik koşullardaki yeter-
sizlik bunu mümkün kılrnıyor.
Geçen aylarda, taşrada görev
yapan iki hâkimimiz, kendi is-
tekleri ile bize tetkik hâkimi
olarak geldi. Biz kendilerine loj-
man veremedik, aldıklan maaş-
la, hem ev kirası verip hem
yaşamlannı sürdürmelerinin
mümkün olmadığını göriınçe,
gelip bize, 'bu koşullarda geçin-
memiz mümkün değil, geçine-
miyoruz' diyerek bir ay sonra
taşradaki görevlerine yeniden
döndüler. Haklılar. Çünkü, ad-
liyelerde görev yapan hâkimle-
rimiz, maaşın yanı ara keşif
ücreti ve benzeri kanallarla ek
ücret alma imkânına sahip.
Tetkik hâkimleri ise yalnız çıp-
lak maaş alıyor. Tetkik hâkim-
liği için maaşın dışında bir
tazminat geürilirse, meslegin
cazibesi artünlmış olur."
Yargıtay'ın bazı dairelerin
dışında, ağır bir iş yükü altında
bulunmadığını belirterek "Yar-
gıtay, bu iş yükünün altından
kalkar. Sorun, boğucu boyutla-
ra varmış durumda değü" di-
yen Ocakçıoğlu, Yargıtay'a
bundan sonra yeni daireler ek-
lenmesinın de gerekmeyeceğini
söyledi. Ocakçıoğlu, Yargıtay'-
da bazı daireleri belli konularda
uzmanlaşmaya yönelttiklerini
de belirterek buna örnek olarak
18. Hukuk Dairesi'nin yalnız
kat mülkiyeti ihtüaflanna, 20.
Hukuk Dairesi'nin de yine yal-
nız orman sorunlanna bakina-
ya başlamalannı gösterdi.
Köklü reformlar
"Yargıya güvensizlik" sözü-
nü yadırgadığını da belirten
Ocakçıoğlu, "Vatandaş, dava-
lar uzadığı için sorunlanna yar-
gı dışında çözüm bulma yoluna
gidiyor. Yani, bunun sebebini,
yargıya güvensizlığe bağlamak
doğru değil" dedi. Ocakçıoğlu,
yargıda ıdeal bir yapıya ulaşıla-
bilmesi için köklü reforrnlar
yapılması gerektiğini de kayde-
derek şöyle dedi:
"Ben, hukuk reformu deyin-
ce, meseleleri köklü bir biçimde
ele alan çalışmalan aklıma geti-
riyorum. Meseleyi, şu ya da bu
yanından ele alan çalışmalan
refonn diye nitelemek doğru
değil. Aksine, bu çahşmalar sis-
temi daha da bozar. Meseleleri
kökünden ele almayan çalışma-
lara reform denilemez. Bu ko-
nuda ise ne çok acele edilmeü ne
de işçok ağırdan alınmalı. Derli
toplu bir biçimde ele ahnarak
sorunlar kökünden halledılme-
lidir."
Ocakçıoğlu, bir soru üzerine
de adli tatilın son derece faydah
bir uygulama olduğunu söyle-
di.
GOZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
önce çözmek istiyor.
"Pax-Romana", Romalıların zorla ele geçirdikleri ülke
halkına zorla kabul ettirdikleri barış anlamında kullanılan
bir kavramdır. Körkez Savaşı'ndan sonra Amerika'nın
bölgede kabul ettirmeye çahştığı yeni düzen de "Pax-
Americano" olarak adlandırılıyor.
Bu konuları, Emekli General Sedat Ilhan ile konuşuyo-
ruz. General Ilhan, konuyu şöyle değerlendiriyor:
-Dünya üzerinde en etkin çatışma gücüne ulaştıktan ve
iki kutupluluğu tek kutupluluğa, dünyanın en büyük aske-
ri gücüne dönüştürdükten sonra ABD, bugün artık bu
çabanın yorgunluğunu çıkarmak, bu düzeye ulaşmak
için yıprattığı gücünü barış ortamında geliştirmek gere-
ğini duymuştur. Bunu sağlayabilmek için de Romalılar
gibi gerektiğinde kuvvet kullanarak bir "Pax-Am = Pax-
Americano" uygulamak zorunda kalmıştır. Panama,
Guatemala, Libya, Basra Körfezi, Çekiç Güç gibi girişim-
leriyle Amerika, Pax-Am için askeri gücünü yeni bir yön-
tem olan (Düşük Yoğunlukta Çatışma = LIC = Low Inten-
sity Confict) esaslanna göre kullanmıştır. Bu işlevterini
sürdüren ABD, dünya kamuoyunca da saldırgan olarak
nitelenmemek için BM Güvenlik Konseyi işbirliğini yeğ-
lemiştir.
Emekli General Sayın Ilhan, ABD'nin Güvenlik Konse-
yi aracılığı ile Sırbistan'a yapılacak bir askeri müdahale-
nin politik altyapısını oluşturduğunu, Güvenlik Konseyi'-
nin bir "Pax-Am aracı" olarak kullanıldığını anlahyor.
General llhan'ı dinliyorum:
-Bugün Konsey'in daimi ve karar günündeki geçici üye-
leri dışındaki devletler türlü çeşitli askeri tehdit ile karşı
karşıyalar:
Barış adı altında koalisyon şeklindeki kuvvet kullanımı,
savaş... Bu uygulamanın en önemli öğesini oluşturan
Amerika, amaca ulaşmak için kendisinin Pax-Am araçta-
nnı (Konvensiyonal silah satışları, LIC-Düşük Yoğunluk-
ta Çatışma, MNC-Çok Uluslu Şirketler, CIA-Merkezi
Haber Alma Örgütü, dış yardımlar, ticaret kotalan vb.)
karşı gelecek ülkelere karşı kullanmaktan kaçınmaya-
caktır.
Bu durum saptaması, beraberinde olası senaryoları
da getirir. Bu senaryolardan en karamsarı ne olabilir?
Uluslararası ilişkilerde kilisenin dolaylı etkinliğinin se-
zildiğini söyleyen ve ABD'den kaynaklanan bu baskının
barışı sağlamakta en buyük engel olacağını vurgulayan
General, Pax-Am sürecinde çeşitli olaylar yaşanacağını
belirttikten sonra bu olası olayların en karamsarım da
şöyle anlatıyor:
-Güvenlik Konseyi'nin gölgesi altında yapılacak glri-
şimler, Çin'i ekonomik ve sosyal baskı altında tutan kili-
senin yeni bir dünya arayışı olarak da nitelenebilecektir.
Dünyanın kilise destekli bir "Beşli — Quintet"ile yönetile-
ceği ve buna ilerde Almanya, Japonya, Kanada ve Italya
gibi sanayileşmiş devletlerin de katılacaklannı düşün-
mek en karamsar senaryoyu oluşturmaktadır.
Kilisenin siyasal olaylarda etkinliği ne gibi somut belir-
tilerle ortaya çıkıyor? NATO'da görev yapmış olan Emek-
li General Ilhan, bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
-Müslüman Libya, Irak gibi devletlere çok hızlı tepki
gösteren Güvenlik Konseyi'nin, sıra Bosna-Hersek'in,
Almanya 'nın neden olduğu toplu öldürmelerin önlenme-
sine gelince, olaya aylarca seyirci kalabilmesi, dünya
kamuoyunun aklına, kilisenin Avrupa'daki Müslüman
varlığından rahatsızlık duyarak Güvenlik Konseyi üze-
rinde dolaylı baskı yapmakta olduğu düşüncesini getire-
bilmektedir. Güvenlik Konseyi'nin işlevlerine ve barış
adı altındaki girişimlerine karşı duyulan güvensizlik, so-
runları çok daha karmaşık hale getirecektir.
General ilhan, Güvenlik Konseyi'nin çok kutuplu dün-
yada bile ülkemizdeki uluslararası terörizm ve bölücülük
girişimlerini beş daimi üyenin çıkarları yönünde deger-
lendireceğini de hesaba katarak , "Pax-Türk = Türk Barı-
şı" kavramının ortaya atilması ve bu kavramın da "en iyi
savunma barış ortamında yapılır" ilkesi ile oluşturulma-
sını ve bu görüşün uluslararası kuruluşlarda savunulma-
sını önermektedir.
Sovyetler'in dağılması ve Körfez Savaşı'ndan sonra
dünya yeni bir sürece girdi. Bu süreç, Amerika'nın tek
süper güç olarak egemenliğine yol açtı. ABD, Kürt soru-
nunu da Azeri-Ermeni çatışmasını da Kıbrıs uyuşmazlı-
ğını da kendi çıkarları doğrultusunda çözecek.
Bu sürecin adı Pax-Am'dır.
Bu süreçte, Kuzey Irak'ta kurulan Kürt devleti bile şa-
şırtıcı değildir; Bosna-Hersek ve Azeri-Ermeni çatışma-
sındaki utanç verici kayıtsızlık da Kıbrıs sorunundaki
Güvenlik Konseyi gözdağları da...
• •
Ozgürlük bayramı• Baştarafi 1. Sayfada
dek kutlanacağımn tüm dün-
yaca bilinmesi" gerektiğini
anımsattıktan sonra, "Bu
bayramın simgelediği yüce de-
ğerleri geri vermemize ve ana-
vatanımızın etkin ve fiili gü-
vencesinin sulandınlmasma
göz yummamıza olanak yok-
tur" dedi. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal da kutlama me-
sajında Kıbns'ta 18 yıldan bu
yana yaşanan banş ve huzu-
run, BM Genel Sekreteri'nin
iyi niyetli çalışmalan çerçeve-
sinde sürdürülen çabalar neti-
cesinde daha da pekişmesi
umut ve temennisinde bulun-
du.
Banş harekâtının 18. yıldö-
nümü nedeniyle Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal, TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindo-
ruk, Başbakan Süleyman
Demirel, Başbakan Yardırmn-
sı Erdal Inönü ve siyasi parti
liderleri de KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş'a kut-
lama mesajlan gönderdiler.
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk da mesajında 20
Temmuz Banş ve Ozgürlük
Bayramı'nı kutladığını bildir-
di.
Başbakan Süleyman Demi-
rel ise mesajında şöyle dedi:
"Yıllardır uğradığı haksız-
lıklara karşı sabır ve metanet-
le bir hak ve hukuk mücadele-
si sürdüren Kıbnslı Türk
kardeşlerimizin, banş harekâ-
tının sağladığı huzur ve güven
ortamında Kıbns meselesinin
siyasi bir çözüme kavuşturul-
ması yönünde harcadıklan
çabalan ve son yıllarda eko-
nomik ve sosyal alanda gös-
terdikleri başanlan takdirle
karşılamaktayız.
Bu mutlu güne erişilmesi
uğruna canlannı feda eden
tüm şehitlerimizi rahmetle,
gazilerimizi minnet ve saygıy-
la anar, şahsım ve hükümetim
adına zat-ı devletlerine ve şah-
sınızda tüm Kıbns Türk hal-
kına mutluluk. refah ve esen-
lik dolu bir gelecek dilerim."