15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21TEMMUZ1992SALI CUMHURİYET SAYFA Bombay'a bomba 'ın Bombay bu yd bere- ketli muson yağmurları yağmakta gecikti. Bunun üzerine Bombay Beledivesi, kent ve yöresinin kuraklıktan büyük sıkıntı çekmemesi için yağmur bombasına başvurdu. Bu- lutlan tohumlama işlemi de törenle başlatıldı. (AP> Yeni evliler, dikkat! ANKARA (AA) - Yargıtay, bir yıldan daha az süreli evlilik- lerde anlaşma yoluyla boşanma olamayacağına karar verdi. Yargıtay İkinci Hukuk Dai- resi. evlenmelerinin üzerinden bir yıldan daha az bir süre geç- mişevli çifti boşayan yerel mah- keme karannı bozdu. 2. Hukuk Dairesi'nin bozma karannda. Medeni Kanun'un 134. maddesinin 3. fıkrası uya- nnca taraflann anlaşmalanna dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik kuru- munun en az bir yıl sürmesinin zorunlu olduğu kaydedildi. 17 Hollanda'mn Ams- g y p terdamkentindeaçdan Dünya ATDS Kongresi, protesto gösterileriyle başladı. AIDS tçin Halkı Bilinçlendirme kuruluşlan militanlan, Arnsterdam sokaklannda yerlere yatarak kongrenin yetersiziiğini protesto ettUer. (Fotoğraf: REUTER) Çağdışı töre, Yaşar'ı yaşatmadı NİĞDE (AA) - Niğde'de an- ne göğsünü emmediği için dil altı kesilen 20 günlük bebek öl- dü. Merkeze bağlı İnli kasaba- sında 20 gün önce dünyaya gelen Yaşar Ertufan adlı bebek, anne göğsünü emmediği için babası Ahmet Ertufan tarafın- dan, eski köy ebesi 90 yaşındaki Atika An'ya götürüldü. Bebe- ğin, dil altındaki bir bağdan dolayı ememediğini belirten yaşlı kadınınjiletledil altını kes- mesi üzerine bebek aşın kan kaybından öldü. Kanadalı bir grup kadın, hû- k ü m e t j n üstsözlüğii yasakla- yan tutumunu protesto amacıyla Ontario kenfjnden ABD'nin Ne« York eyaletindeki Buffalo şehrine kadar bir yüriiyüş düzenlediler. Kadınlar aynca New York eya- lefinde üstsüz gezmek için açtıklan bir davayı da kazandı- HABERLEREV DEVAMI OLAYLARIN ARDENDAK1 GERÇEK • Baştarafi I. Sayfada hepsi birer sorun haline gelmis. (...) Fonlar var 176 tane, 74 tril- yon Ura burada yatıyor. Bunu düzerüedik. Önümüzdekiyıl ba- zı müstesna fonlar dışında hep- si mali disipline sokulacak ve bütçeye girecek. Maliyeyi henüz derleyip toparlayamadık, ama epey mesafe aldık." "Devletin hesabı kitabı" geç- miş iktidar döneminde yok ol- mus. önce bunun bir düzene so- kulması gerekiyor. TÜSİAD Başkanı Bülent Eczacıbaşı'mn yakmdığı "betirsiztik" ortamı ancak bundan sonra ortadan kalkacak. TÜStAD, belirsizliği gidermek yolunda bir de somut öneri getiriyor: "AT ülkeleri ör- nek ahnarak bir 'Ekonomik ve Sosyal Konsey' kurulsun." Ekonominin önümüzdeki dö- nemde hangi göstergeleri sergi- leyeceği bir tartışma konusudur. On yıldan beri enflasyonla ya- şamış bir toplumda her şeyin birdenbire güllük gülistanhk ol- ması da beklenemez. Ancak 12 Eylül ile birlikte devletle iç içe ülkeyi yönetmeye alışmış bir iş dünyasının varlığı da yadsına- maz: uzun yıllardan beri özel sektör kesimindeki gelişmelerin devletle birlikte gerçekleştiği de bir gerçek... Ancak çok uzun süreden be- ri ilk kez bir başbakan iş dün- yasını uyarıyor: "Devletin ağzına bakma- ymJJ' Devlet, özel sektörün yatınm ve atıltmları önündekı engelleri kaldırsın, yetmez mi? Imzaya • Baştarafi 1. Sayfada gün geçtikçe yaygınlaştığı bildi- riliyor. Makine sayesinde gerçek imza istenilen belgenin altına her tarzda kolayhkla aktarılı- yor. Bu sistemin özellikle Istan- bul'da uygulandığı belirtiliyor. Hukukta imza, ismin baş harfi ile soyad veya soyadın baş harfleriyle adın yazılması şek- linde açıklanıyor. Ancak Tür- kiye'de bu kurallara kesinlikle uyulmadığı, imzanın rastgele atıldığı ve çizgilerle oluşturul- duğu belirtiliyor. Olaya önem venlmemesi de kişilerin ımzala- nnın kolayhkla taklit edilmesi- ne, çeşitli evrak, belge, çek, senetlerde sahtekârhklar yapıl- masına yol açıyor. Bu tür ev- raklann altında veya üstünde bulunan imzalar çelişkilere ne- den olduğu için olaylar yargıya yansıyor. Yargı da imzalann incelenmesi ve bilirkişi raporu hazırlanması için imzalan Adli Tıp Kurumu'na göndenyor. Ancak normal tarzda cizgi veya basit şekillerden oluşan imzala- nn incelenmesi bir takım sorun- lara da yol açıyor. İmza sahtekârhklarının Tür- kiye'de belli boyutlara geldiği belirtilerek bunlann başlıca ne- denleri şöyle sıralanıyor: Standart olmayan, bakkalda bile satılan senetler. Her türlü çizgi ve özellik oluşturmayan şekillerin imza olarak kabul edilmesi. Çek, senet verilirken üzerindeki imzanın daha önce- den başka kişilerce atılmış ol- ması. Çek ve senet üzerindeki yazı ve rakamlann başkalann- ca doldurulması, sadece basit bir imza aülması. Cindoruk, Danıştay karannı eleştirdi Yargıtay Başkanı jDUŞÜNÜYORUM ÖYLEYSEVURUN İlhan Selçuk 21. bası 15.000 Ura (KDV içindt) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbut ödemdi gönderilmez. Haber Merkezi - Rektörlerin buyruğunun tatbikine imkân görev süreleriyle ilgili tartış- sağlayacağına inandığını be- maya TBMM Başkanı Hüsa- lirtti. mettin Cindoruk da katıldı. Cindoruk, rektörlerin görev B u a r a d a Marmara ve Ha- sürelerini iki dönemle sınırla- yan yasa maddesinin, yasanın çıkış tarihinden öncesi için ge- çerli olmayacağı yolundaki Danıştay karannı doğru bul- madığını söyledi. Cindoruk, rektörlerin seçil- mesini düzenieyen yasada gö- rev sürelerine ilişkin tartışma- lar konusunda AA'nın soru- sunu yanıtlarken, "İki dönem rektörlük yapan bilim adam- lannın adaylıklanna yasa ile getirilen sınınn istişari bir ka- rarla kaldınlması, yüce Mec- lis'in iradesini engellemek ve Önen 56. Rektör Ateş Vuran 44" 28 Yardımcısı • Baştarafi 1. Sayfada yargısal deneüme tabıdır. 28 boş oyun çıktığı seçimde. Örnegin, kamulaşürma konu- birçok öğretim üyesi tarafın- sunda açılan bedel artışı dava- üniversitelerinde rek- tör adaylannın belirlenmesine yönelik seçimler dün yapıldı. Marmara Üniversitesi'nin Haydarpaşa kampusunda ya- pılan seçimde toplam 744 öğ- retim üyesinden 597'si oy kul- landı. 11 öğretim üyesinin rektör aday adayı olduğu se- çimde, YÖKe sunulacak liste- de yer alacak 6 adayın aldıkla- n oylar şöyle: "Omer Faruk Batırel 119. Fen-Edebiyat Fakültesi öğre- tim üyesi Hakkı Dursun Yıl- dız 110. Tıp Fakültesi Dekanı dan "objektif, dürüst ve yapı- cı" diye nitelendirilen Prof. Dr. Batırel'in birinci sırada yer alması sevınçle karşılandı. 897 öğretim üyesinin oy kul- landıgı Hacettepe Üniversi- tesi'ndeki seçimde rektöı aldıklan lanru ele alahm. Yerel organlar, vatandaşın gayri menkulüne az değer tespit etmek gibi bir tu- tum içindeler. Tabii, bu durum- da vatandaş, yargıya başvura- rak bedel arttırma yoluna gıdı- yor. Bu da yargıya çok önemli adaylannın aldıklan oylar bir iş yükü getiriyor. Halbuki, şöyle: ' gerçek bedel tespit edilse yargı- "Vural Bertan 289. Rektör nın iş yükü azalacak. Ya da ger- Yüksel Bozer 144. Emel Doğ- Çek değere yakın bir bedel tespit ramacı 137. Atilla Yıldız 129. edilse, belki vatandaş yine yar- Cevdet Erdost 73, Ahsen Or- gıyagitmeyecek." değiştirmek anlamına gelmiş- Atıf Akdaş 88, İktisadi ve İda- tir" dedi. Cindoruk, Cumhur- ri Bilimler Fakültesi öğretim başkanı Turgut özal'ın konu- • • • - - - - yu özenle inceleyerek Meclis üyesi Erol Zeytinoğlu 62, Hu- kuk Fakültesi Dekanı Ergun , sen hon 49. Tekin Durukan 24" 45 oyun boş çıktığı seçimde, aday olmadıklan halde Prof. Dr. Mehmet Haberal. Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, Prof. Dr. Kazım Güner'e birer. Prof. Dr. Timur Karacay'a da iki oy çıktı. GAP 'şov' için • Baştarafi 1. Sayfada balonu havalandınlacak. Çok sayıda devlet ve hükü- met başkanı ile bakanlar, siyasi parti liderleri. milletvekilleri, üst düzey bürokratlar ve Atatürk Barajı'nın yapımına katkıda bulunan fırma temsilci- lerinin davet edildiği açılışın, "uluslararası bir gövde gösteri- boyutlannda gerçeklesmesi h l k l ü 3 İ Moldova Cumhurbaşkanı Mircea Snegur. Kırgızistan ya götürülecek yabana konuk- lara, bu sırada GAP hakkında bilgi verilecek ve baraj gölü ile Başbakanı Tursun Beg Çingi- Harran Ovası tanıtılacak. Şan- sev ile Şanayi Bakanı Omür lıurfa şehir merkezine >aklaşık 50 kilometre uzaklıktaki tören alanına kentten otobüsler kal- dınlacak. Tören alanı. yurttaş- lan güneş ışığından korumak için yerleştirilecek çok sayıda şemsiye ile rengârenk bir görü- . . . - , , , . . . -, ı • nüme bürünecek. Ülke temsil- ıçın hazırlıklar suruyor. 3. Izmır d l e r i ı ç j n t ö r e n den sonra. ATA ktısatKongresınınyerlıkuru- j n ş a a t tesislerinde "oturmalı luşlarca yapılan organızasyo- v e m ek" verilecek, diğer davetli- nunun begenılmemesı nedemy- j e r e i s e k u m a n y a dağıülacak. Yabana konuklar daha sonra, helikopterle Gaziantep'e, ora- ğ y le, açılışın gösteri-show bölü- münün lOObindolarkarşılığın- d F "HT C "da Franşız HT Conccpt dan da uçakla İstanbuKa getiri-ş firmasına verildiği bildirildi. Gösterinin en ilginç bölümle- rinden birini, kayalar üzerinde yapılacak "ski show" oluştura- cak. Barajın kaya dolgu duvan üzerinden iniş yapacak iki ka- yakçı işaret bombalan eşliğin- de, topuklanndan kırmızı, beyaz dumanlar çıkaracak. Ba- rajın üzerinden bir sporcuyla bırakılacak "el planörü" deni- len delta uçağı da uçarken renk- li dumanlar bırakacak. Müzik eşliğinde 40 fıskiye ile yapılacak "su dansı" gösterileri sırasında, helyum gazı doldurulmuş 2 bin balon uçurulacak, hava koşul- lannın uygun olması durumun- da insan taşıyan 2 Montgolfıer balonu havalandınlacak. Sant- ral üzerinde duman gösterileri, ses füzeleri ve havai fışeklerin atılacağı açıhş kutlamalan çer- çevesinde, gökyüzü, Atatürk Barajı üzerinde, "uzay topu" ile tören gününe kadar 3 gece bo- yunca aydınlaülacak. Daha önce yapılması planlanan para- şüt gösterilerinden ise bölgede rüzgânn uygun olmaması ne- deniyle vazgeçildi. Açıhşın dış tanıüm ve reklam işlerini halen Pen Ajans yürütü- yor. Konaklama ve ağırlama hizmetleri ise Başbakanük Ba- sın-Yaym ve Enformasyon Genel Müdürlüğü adına Ünsal Danışmanlık şirketince yerine getirilecek. Bu iki kuruluşa ya- pılacak ödeme, henüz çabşma- lar sürdüğü için kesinlik kazan- madı. Pen Ajans ve Ünsal Danışmanlık, harcama ve hiz- metlerine karşıhk gelen faturayı açılıştan sonra tahsil edecekler. Başbakanlık yetkililerinden edinilen bilgilere göre, toplam 8 üniteden oluşan Atatürk Ba- rajı'nın 25 temmuz cumartesi günü yapılacak 2 ünitesinin açı- Uşı için toplam olarak, 10 mil- yar liranın üzerinde harcama yapılacak. Yabancı konuklar tören gü- nü, İstanbul'dan uçakla Gazi- antep'e götürülecekler. Bura- dan da helikopterle Şanlıurfa'- g lecekler. Açılışı izleyecek çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu için, Başbakanlık Ba- sın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü"nce özel uçak kaldınlacak. Atatürk Barajı'nın açılışına. K.aradeı>jz Ekonomik Işbirliği Projesi'ne dahil ülkeler ile Tür- kiye'nin komşulan, Türki cum- huriyetlerin devlet veya hükü- met başkanlan ile ilgili bakan- lar davet edildi. Bugüne kadar Şy Aliyev. Ürdün Başbakanı Şerif Zeid Bin Şakir. Pakistan Enerjı Bakanı Jam Yousaf Suze ve Bulgaristan Yöresel kalkınma ye İskân-İnşaat Bakanı Nikola kanov Karadimov'un kaiıla- cağı kesinleşti. Açılışa. barajın yapımına kredi sağlayan ABD, Japonya ve Isviçre gibi ülkeler ile Körfez Işbirliği Konseyi'n- den de temsilci davet edildi. Libya ile Israil'in Atatürk Ba- rajı'na çağnlıp çağnlmayacağı düne kadar kesinlik kazanma- dı. Diğer davetliler. Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne bildirilmişken, söz konusu iki ülkeye çağn gönderilmesi konusunda Dışiş- leri Bakanlığı'ndaki görüşmeler dün de sürdü. Edinilen bilgiye göre, görüşmelerde. Başbakan Süleyman Demirel ile Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in doğru- dan davet etmemiş olmalan halinde. açıhş için İsrail ve Libya'ya çağnda bulunulma- ması kararlaştınldı. Almanya'da veraset ilamlan- nı mahkemelerin başkâtibince yerildiğini anımsatarak "Bizde ise konu, taa Yargıtay Genel Kurulu'na kadar geliyor" di- yen Ocakçıoğlu, kira, orman ve trafik suçİannı da buna örnek gösterdi. Anayasa Mahke- mesi'nin kira rejimine ilişkin yasa hükümlerini 29 yıl önce ip- tal etmesine karşın yasama or- ganının aradan geçen süre için- de yerine yeni düzenleme getir- mediğini kaydeden Ocakçıoğ- lu, "Bu durum, mahkemeleri fevkalade meşgul ettiği gibi or- taya çıkan durum da hem kira- cının hem de evsahibinin şikâ- yetlerine yol açıyor" dedi. Idarenin, bir konuda açılan davada, yargı organının verdiği karan, benzer olaylara uygula- mayarak aynı konuda zaman zaman sayılan binleri bulan da- valann açılmasına neden oldu- ğunu da kaydeden Ocakçıoğlu, bu konuda Yargıtay olarak ya- şadıklan bir örneği de şöyle ak- tardı: "Yargıtay'da çalışan bir me- murumuz, ücretle ilgili bir ko- nuda, idari yargıda dava açtı. Davayı da kazandı. Bunun üze- rine Yargıtay Başkanlık Kuru- lu olarak yargı organının verdi- ği karan, diğer memurlanmıza da uygulama karan aldık. Ama karann gerektirdiği parayı iste- mek için Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na gittiğimizde, ba- kanlık buna karşı çıktı. Bunun üzerine, karan, diğer memuria- ra da uygulamak mümkün ola- madı. Bundan mahrum kalan ANMA Aüemizin çok değerH varlığı, üstün kişflik, canımız Pilot ÖZCANRECEPCAWi 21 temmuzda aramızdan avTÜtşınm 1. yüında sonsuz sevgi ve özlemk anıyoruz... Eşi NURAYCAN Çocukları: TANOORUK VE TANALP CAN ÖLDÜRÜLEN Ç0CU8A MEKTUPTUR!.. Sevgili Kızımız, Nasılsın üzüm gözlüm ? O, güzelgözlerinin özlemi her geçen gün artıyor içimizde. Senin aramızdan ahntşının üçüncüyth bugün. Senin yokolduğunu kavrayabiliyoruz, ama senin ve bizim için, olmaması gereken ölümlere dur demek istiyoruz, kızım. Başka Elifler zamansız toprak olmastn, başka ana-babaîartn bir ömürboyu içiyanmasın ve doktorlar sorumluluklarını bilip, insanlan kobay gibi kullanmaktan vazgeçsin istiyoruz. Canım, Prof. Dr. Ertuğrul Sayın'ın bizden izin almadan yaptığı ameliyattan sonra ölmüştün sen. Ölümünden sonra üniversite sıhhi kurulunun yaptığı toplantıda "Hastalığının yurî içinde tedavisinin mümkün olmadığı" karan (*) ahnmıştı. Oysa ki biz yurt dışına çıkartabileceğimizi söylemiştik Sayın Bay Ertuğrul Sayın'a. Daha sonra Cumhuriyet Savcılığına başvurumuzda ise doktor olmayan doktorlar "Ameliyatta mesleki kusurun bulunmadığına" karar veriyorlardı Daha sonra. Danıştaya başvurduk kızım. Çanıştay da bizi haklı gördü ve Yüksck Sağlık Şurası'nda görüşmeyi kabul etti. Sağlık Şurası da çaresiz yavrunıuzun zamansız ölümüne yanlış neşter karan vermişti. Bütün dünyaya duyurmak istedik senin zamansız yok oluşunu. Insan Hakları Avrupa Komisyonu'na da hata denilemeyecek boşvermişliklerin bir daha tekrarlanmaması amacı ile başvurduk. Seni kaybettik, güzel gözlüm. Daha çok Elifler ölmesin diye bütün savaşımımız. Seni hep içimizde taşıyacağız. Sevgiler Annen-Baban NURİYE-MEHMET IŞILTAN CIVÛKSEK SAĞLIK ŞURASI /• TOPLANTI TARIHI 2t K EUUL 199WTOPLANTI SAYISI 173 / KAHAft SArıSI 8681 memurlar da yine idari yargıda yüz kadar dava açülar. Tabii, hepsi de kazandı. Sonunda, bu hakkı hepsi elde etti, ama açılan davalar nedeniyle, Hazine hem avukathk ücreti ödemek hem de dava gıderlenru karşılamak zorunda kaldı. Mahkemeler de meşgul edilmiş oldu." . Yargıda görev yapanlann ekonomik durumlannın günün koşullanna göre düzeltilmesi gereküğini de belirten Ocakçı- oğlu, "Meslege ilk başlayan hâkime verilen ücret, diğer sek- törlerde verilen ücretin altında olduğu için gençler meslege ilgi göstermiyor. Sonuçta da bugün 3 bin kadar hâkim ve savcı açı- ğımız var. Bu korkunç bir şey" dedi. Bugün, emekli bir mület- vekilinin 15 milyon lira maaş almasına karşın halen görev ya- pan bir yüksek yargıcın elıne ancak 8 milyon lira geçtiğini kaydeden Ocakçıoğlu, "Ortada bir dengesizlik var. Herkes ba- şının çaresine bakmamalı. Dev- let, miUetin ödeme gücüne göre kuvveüer aynüğı ilkesi doğrul- tusunda sorunu bir çözüme kavuşturmalı. Adalet mülkün temeÛdir diyoruz, ama bunun gereklerini de yerine getirmek gerekiyor" dedi. Yargıtay olarak bu ekono- mik koşullardaki yetersizlik nedeniyle, tetkik hâkimi sıkıntı- sı çektiklerini belirten Ocakçı- oğlu, şöyle konuştu: "Yılda 350-400 bin dosyanın geldiği Yargıtay'da halen 220 tetkik hâkimi görev yapıyor. Sayı yetersiz olduğu için ilmi araştırmalar, çalışrnalar yap- ması gereken üyeler de dosya okumak durumunda kalıyor. 100 kadar tetkik hâkimi daha olsa sorun kalmayacak. Ama, ekonomik koşullardaki yeter- sizlik bunu mümkün kılrnıyor. Geçen aylarda, taşrada görev yapan iki hâkimimiz, kendi is- tekleri ile bize tetkik hâkimi olarak geldi. Biz kendilerine loj- man veremedik, aldıklan maaş- la, hem ev kirası verip hem yaşamlannı sürdürmelerinin mümkün olmadığını göriınçe, gelip bize, 'bu koşullarda geçin- memiz mümkün değil, geçine- miyoruz' diyerek bir ay sonra taşradaki görevlerine yeniden döndüler. Haklılar. Çünkü, ad- liyelerde görev yapan hâkimle- rimiz, maaşın yanı ara keşif ücreti ve benzeri kanallarla ek ücret alma imkânına sahip. Tetkik hâkimleri ise yalnız çıp- lak maaş alıyor. Tetkik hâkim- liği için maaşın dışında bir tazminat geürilirse, meslegin cazibesi artünlmış olur." Yargıtay'ın bazı dairelerin dışında, ağır bir iş yükü altında bulunmadığını belirterek "Yar- gıtay, bu iş yükünün altından kalkar. Sorun, boğucu boyutla- ra varmış durumda değü" di- yen Ocakçıoğlu, Yargıtay'a bundan sonra yeni daireler ek- lenmesinın de gerekmeyeceğini söyledi. Ocakçıoğlu, Yargıtay'- da bazı daireleri belli konularda uzmanlaşmaya yönelttiklerini de belirterek buna örnek olarak 18. Hukuk Dairesi'nin yalnız kat mülkiyeti ihtüaflanna, 20. Hukuk Dairesi'nin de yine yal- nız orman sorunlanna bakina- ya başlamalannı gösterdi. Köklü reformlar "Yargıya güvensizlik" sözü- nü yadırgadığını da belirten Ocakçıoğlu, "Vatandaş, dava- lar uzadığı için sorunlanna yar- gı dışında çözüm bulma yoluna gidiyor. Yani, bunun sebebini, yargıya güvensizlığe bağlamak doğru değil" dedi. Ocakçıoğlu, yargıda ıdeal bir yapıya ulaşıla- bilmesi için köklü reforrnlar yapılması gerektiğini de kayde- derek şöyle dedi: "Ben, hukuk reformu deyin- ce, meseleleri köklü bir biçimde ele alan çalışmalan aklıma geti- riyorum. Meseleyi, şu ya da bu yanından ele alan çalışmalan refonn diye nitelemek doğru değil. Aksine, bu çahşmalar sis- temi daha da bozar. Meseleleri kökünden ele almayan çalışma- lara reform denilemez. Bu ko- nuda ise ne çok acele edilmeü ne de işçok ağırdan alınmalı. Derli toplu bir biçimde ele ahnarak sorunlar kökünden halledılme- lidir." Ocakçıoğlu, bir soru üzerine de adli tatilın son derece faydah bir uygulama olduğunu söyle- di. GOZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada önce çözmek istiyor. "Pax-Romana", Romalıların zorla ele geçirdikleri ülke halkına zorla kabul ettirdikleri barış anlamında kullanılan bir kavramdır. Körkez Savaşı'ndan sonra Amerika'nın bölgede kabul ettirmeye çahştığı yeni düzen de "Pax- Americano" olarak adlandırılıyor. Bu konuları, Emekli General Sedat Ilhan ile konuşuyo- ruz. General Ilhan, konuyu şöyle değerlendiriyor: -Dünya üzerinde en etkin çatışma gücüne ulaştıktan ve iki kutupluluğu tek kutupluluğa, dünyanın en büyük aske- ri gücüne dönüştürdükten sonra ABD, bugün artık bu çabanın yorgunluğunu çıkarmak, bu düzeye ulaşmak için yıprattığı gücünü barış ortamında geliştirmek gere- ğini duymuştur. Bunu sağlayabilmek için de Romalılar gibi gerektiğinde kuvvet kullanarak bir "Pax-Am = Pax- Americano" uygulamak zorunda kalmıştır. Panama, Guatemala, Libya, Basra Körfezi, Çekiç Güç gibi girişim- leriyle Amerika, Pax-Am için askeri gücünü yeni bir yön- tem olan (Düşük Yoğunlukta Çatışma = LIC = Low Inten- sity Confict) esaslanna göre kullanmıştır. Bu işlevterini sürdüren ABD, dünya kamuoyunca da saldırgan olarak nitelenmemek için BM Güvenlik Konseyi işbirliğini yeğ- lemiştir. Emekli General Sayın Ilhan, ABD'nin Güvenlik Konse- yi aracılığı ile Sırbistan'a yapılacak bir askeri müdahale- nin politik altyapısını oluşturduğunu, Güvenlik Konseyi'- nin bir "Pax-Am aracı" olarak kullanıldığını anlahyor. General llhan'ı dinliyorum: -Bugün Konsey'in daimi ve karar günündeki geçici üye- leri dışındaki devletler türlü çeşitli askeri tehdit ile karşı karşıyalar: Barış adı altında koalisyon şeklindeki kuvvet kullanımı, savaş... Bu uygulamanın en önemli öğesini oluşturan Amerika, amaca ulaşmak için kendisinin Pax-Am araçta- nnı (Konvensiyonal silah satışları, LIC-Düşük Yoğunluk- ta Çatışma, MNC-Çok Uluslu Şirketler, CIA-Merkezi Haber Alma Örgütü, dış yardımlar, ticaret kotalan vb.) karşı gelecek ülkelere karşı kullanmaktan kaçınmaya- caktır. Bu durum saptaması, beraberinde olası senaryoları da getirir. Bu senaryolardan en karamsarı ne olabilir? Uluslararası ilişkilerde kilisenin dolaylı etkinliğinin se- zildiğini söyleyen ve ABD'den kaynaklanan bu baskının barışı sağlamakta en buyük engel olacağını vurgulayan General, Pax-Am sürecinde çeşitli olaylar yaşanacağını belirttikten sonra bu olası olayların en karamsarım da şöyle anlatıyor: -Güvenlik Konseyi'nin gölgesi altında yapılacak glri- şimler, Çin'i ekonomik ve sosyal baskı altında tutan kili- senin yeni bir dünya arayışı olarak da nitelenebilecektir. Dünyanın kilise destekli bir "Beşli — Quintet"ile yönetile- ceği ve buna ilerde Almanya, Japonya, Kanada ve Italya gibi sanayileşmiş devletlerin de katılacaklannı düşün- mek en karamsar senaryoyu oluşturmaktadır. Kilisenin siyasal olaylarda etkinliği ne gibi somut belir- tilerle ortaya çıkıyor? NATO'da görev yapmış olan Emek- li General Ilhan, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: -Müslüman Libya, Irak gibi devletlere çok hızlı tepki gösteren Güvenlik Konseyi'nin, sıra Bosna-Hersek'in, Almanya 'nın neden olduğu toplu öldürmelerin önlenme- sine gelince, olaya aylarca seyirci kalabilmesi, dünya kamuoyunun aklına, kilisenin Avrupa'daki Müslüman varlığından rahatsızlık duyarak Güvenlik Konseyi üze- rinde dolaylı baskı yapmakta olduğu düşüncesini getire- bilmektedir. Güvenlik Konseyi'nin işlevlerine ve barış adı altındaki girişimlerine karşı duyulan güvensizlik, so- runları çok daha karmaşık hale getirecektir. General ilhan, Güvenlik Konseyi'nin çok kutuplu dün- yada bile ülkemizdeki uluslararası terörizm ve bölücülük girişimlerini beş daimi üyenin çıkarları yönünde deger- lendireceğini de hesaba katarak , "Pax-Türk = Türk Barı- şı" kavramının ortaya atilması ve bu kavramın da "en iyi savunma barış ortamında yapılır" ilkesi ile oluşturulma- sını ve bu görüşün uluslararası kuruluşlarda savunulma- sını önermektedir. Sovyetler'in dağılması ve Körfez Savaşı'ndan sonra dünya yeni bir sürece girdi. Bu süreç, Amerika'nın tek süper güç olarak egemenliğine yol açtı. ABD, Kürt soru- nunu da Azeri-Ermeni çatışmasını da Kıbrıs uyuşmazlı- ğını da kendi çıkarları doğrultusunda çözecek. Bu sürecin adı Pax-Am'dır. Bu süreçte, Kuzey Irak'ta kurulan Kürt devleti bile şa- şırtıcı değildir; Bosna-Hersek ve Azeri-Ermeni çatışma- sındaki utanç verici kayıtsızlık da Kıbrıs sorunundaki Güvenlik Konseyi gözdağları da... • • Ozgürlük bayramı• Baştarafi 1. Sayfada dek kutlanacağımn tüm dün- yaca bilinmesi" gerektiğini anımsattıktan sonra, "Bu bayramın simgelediği yüce de- ğerleri geri vermemize ve ana- vatanımızın etkin ve fiili gü- vencesinin sulandınlmasma göz yummamıza olanak yok- tur" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal da kutlama me- sajında Kıbns'ta 18 yıldan bu yana yaşanan banş ve huzu- run, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyetli çalışmalan çerçeve- sinde sürdürülen çabalar neti- cesinde daha da pekişmesi umut ve temennisinde bulun- du. Banş harekâtının 18. yıldö- nümü nedeniyle Cumhurbaş- kanı Turgut Özal, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk, Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardırmn- sı Erdal Inönü ve siyasi parti liderleri de KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş'a kut- lama mesajlan gönderdiler. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk da mesajında 20 Temmuz Banş ve Ozgürlük Bayramı'nı kutladığını bildir- di. Başbakan Süleyman Demi- rel ise mesajında şöyle dedi: "Yıllardır uğradığı haksız- lıklara karşı sabır ve metanet- le bir hak ve hukuk mücadele- si sürdüren Kıbnslı Türk kardeşlerimizin, banş harekâ- tının sağladığı huzur ve güven ortamında Kıbns meselesinin siyasi bir çözüme kavuşturul- ması yönünde harcadıklan çabalan ve son yıllarda eko- nomik ve sosyal alanda gös- terdikleri başanlan takdirle karşılamaktayız. Bu mutlu güne erişilmesi uğruna canlannı feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnet ve saygıy- la anar, şahsım ve hükümetim adına zat-ı devletlerine ve şah- sınızda tüm Kıbns Türk hal- kına mutluluk. refah ve esen- lik dolu bir gelecek dilerim."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle