Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21TEMMUZ1992SAU
16 HABERLEREV DEVAMI
BURASITURKIYE
HALUKSAHİN
TetefondaU Ses
Insan, eskiden bulunduğu bir ülkeyi ziyarete geldiğinde
ne yapar? Eski dostlarına geldiğini haber verir değil mi?
VVashington'a geldikten sonra ben de öyle yaptım. Telefo-
na sarılıp eski dostlarımı aramaya başladım. Ve birkaç te-
lefon sonra bazı şeylerin fena halde değişmiş olduğunu
fark ettim.
Amerikan fıkralarında olduğu gibi, önce iyi haberi ver&-
yim' Telefonunuz hiçbir zaman cevapsız kalmıyor. Kötü
habere gelince... Karşmızda konuşacak insan bulamıyor-
sunuz!
Tele-sekreter denen aygıt yeni bir şey değil. Türkiye'de
de uzun yıllardır kullanılıyor. Ne var ki telefon edilince tele-
sekreterle karşılaşmak hâlâ bir istisna. Amerika'da ise
tele-sekreterle karşılaşmamak istisna haline gelmiş. Çün-
kü artık Amerikalılar evde olsalar bile telefona çıkmıyor,
araya tele-sekreteri koyuyorlar.
Telefonun ikinci ya da üçüncü çalışından sonra, tanıdık,
ama biraz robotlaşmış bir ses (özlediğiniz arkadaşınızın
sesi) başhyor konuşmaya:
"Burası 589 0480. Şu anda telefonunuza cevap veremi-
yorum. Lütfen düdük sesinden sonra mesaj bırakın..."
Türkiye'de tele-sekreterler genellikle konusanın kimliği-
ni açıklar. Amerika'da asla açıklamıyorlar. Kötüye kullanı-
labiliyormuş. Bir zamanlar herkesin herkese güvenme-
siyle tanınmış olan, ama şimdi herkesin gölgesinden
korktuğu Amerika'ya yayılmış paranoya, tele-mesajları bi-
le etkilemiş. Hele kadınlar, zinhar adlarmı vermiyorlarmış.
Ben ezelden beri tele-sekreterlere mesaj bırakmaktan
hoşlanmam. Ama bu sefer baktım, mesaj bırakmazsam
kimseye ulaşamayacağım... Sonunda, "bip" sesinden
sonra, en mikrofonik sesimle kim olduğumu açıkladım.
Aa! Makinedeki sesin yerini, aradığım arkadaş alıverdi.
Meğer pusuda bekliyormuş. Meğer Amerikalılar kendile-
rine gelen telefonları artık böyle bir süzgeçten geçiriyor-
larmış.
Adı üstünde, "sekreter"; herkesi içeri bırakmıyor. Hatta,
gelen konukları bekleme odasında tuttuktan sonra içeri
alan uşaklara da benzetebilirsiniz.
Bir başka sefer gene karşıma tele-sekreter çıktj. Kar-
şımdaki ses,
"Şu anda. cevap veremiyorum. Ama telefonunuzun 1
numaralı tuşuna basarsanız sekreterim size yardımcı ola-
bilir" dedi. Vaycanına!.. Tele-sekreter, gerçek sekretere
havale ediyor!
Bastım 1 numaralı tuşa. Telefon iki kezçaldı. Üçüncü ça-
lışta karşıma gene bir tele-sekreter çıktı:
"Şu anda cevap veremiyorum. Lütfen düdük sesinden
sonra..."
Asıl sekreterin tele-sekreterine, patronuna iletmek üze-
re mesaj bıraktım. Durumu epey garipsediğimi itiraf ede-
yim. Bizim arkadaşa erişeyim derken, adım adım uzakla-
şıyordum...
Gene de halime şükretmeye karar verdim. Sekreterin
tele-sekreteri de, 2 numaralı düğmeye basarak yardımcı-
sını aramamı söyleyebilirdi. Ve orada da karşıma bir baş-
ka tele-sekreter çıkabilirdi vb., vb...
• • •
lletişim Çağı'nın diyalektiği de böyle. Insanların birbirle-
riyle iyi ve çabuk iletişim kurmasını sağlamak üzere icat
edilen aygıtlar, zamanla iletişimsizliğin araçları haline dö-
nüşebiliyorlar.
Zamanımızda, mesaj hacminin artması, bırakın kalitesi-
ni bir yana, ille iletişimirt çogaldığı anlamına bile gelmiyor.
Tele-sekreter örneğinin gosterdiği gibi, insanlarla maki-
neler arasındaki mesaj hacminin hızla arttığı bir dönemde
yaşıyöruz. Dahası, makinelerle makineler arasındaki ileti-
şim de büyük bir hızla artıyor. Koskocaman bilgisayarlar,
araya hiç insan parmağı sokmadan, gizli âşıklar gibi bir-
birlerine içlerini ('veri'lerini) döküyorlar. örnegin, bir
Amerikan bankasının istanbul şubesinin bilgisayarı gü-
nün belirli bir saatinde o günkü işlemlerin dökümünü New
York'taki merkeze birkaç saniyede geçiveriyor.
Son zamanlarda Amerika'da telefonla satış ve reklam
yapmaya çalışanlar da artmış. Bir bilgisayar sistematik
olarak telefon numaralarmı arıyor ve sizinle "konuşuyor"-
muş. Bizim "Alo " servislerinde olduğu gibi size seçenek-
ler vererek diyalog bile kuruyormuş.
Ya karşısına tele-sekreter çıkınca ne yapıyormuş?..
Bildiğini okuyup mesaj bırakıyormuş. Durumu düşünün:
Bir makine, bir başka makineye sizin telefonunuzda me-
saj bırakıyor! Hadi gelin de, insanların biraz "fuzuli" hale
gelmeye başladığı kaygısına kapılmayın!
60 YBL ONCE Cumhuriyel
Ispirtolu benzin
yapılacak
21TEMMLZ1932
Benzine ispirto kanştırmak
üzere İktisat Vekaleünce
yapılan tetkikat müsbet netice
vermiş ve benzine yüzde 25-30
nisbetinde ispirto
kanştınlabileceği
anlaşılmışür. Bu takdirde her
sene ithal edilen beş milyon
liralık benzin parasından bir
buçuk milyon lira kadar
tasarruf edilmiş olacak ve
buna mukabil memleket
dahilinde mısır, dan,
Karadeniz havalisinde yetişen
bazı meyvalar ve şeker pancan tortulanndan istifade sureüle
kilosu 20 kuruşa ispirto islihsal edilebileceği anlaşılmışür.
Petrol ve benzin fıatlan mütemadiyen artmaktadır.
Kumpanyalann fıatlan daha da arurmak için yakında bir
içtima yapacaklan, tstanbul'da müsavi miktarda satış yapan
gaz şirketlerinin Anadolu'da ayn ayn satı mıntakalan
paylaştıklan söyleniyor. Bithassa Anadolu'da binlerce
kamyon ve otomobil işledıği için benzin fıatlannın
aruınlması bütün memleketi alakadaretmekledir.
Ticaret Odası benzin fıatlan hakkında tetkikat yapmaktadır.
Fiatlarda ihtikar yapıldığını ileri süren şoförler belediyeye bir
şikâyet isdidası venmişlerdir. Belediye iktisat müdiriyeti de
aynca tahkikat icra etmektedir.
Ekonomide sıkı pazarhkHAKAN GÜLDAĞ
Başbakan Süleyman Demi-
rel, işadamlanna her şeyi dev-
letten beklememeleri çağnsında
bulundu. İşadamlannın proje
üretmesini ve hükûmetle diya-
log kurarak Türkiye'nin önüne
çıkan fırsatlan iyi değerlendir-
melerini isteyen Demirel, her
şeyin devletten beklenmesinin
ekonomideki zorluklan aşma-
ya yaramayacağını kaydetü. lş
dünyasından isteklerini dile ge-
tiren Demirel, "Yeni pazarlar
arayın. Sizden ihracat isterim,
yaünm isterim. Sizden vergi is-
terim, istihdam imkânları ya-
ratmanızı isterim. Çağı yakala-
ma fırsatı elimizdedir. Devleün
ağana bakmaruzı değil, devle-
tin önüne proje koymanızı isti-
yorum" dedi.
Başbakan Demirel, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği'nin
(TORB) düzenlediği "1. Eko-
nomik Zirve" toplantısının acı-
lışında yapüğı konuşmada,
devletin "ekonomiye müdahale
edip yatınmcıyı, üreticiyi yanlış
yollara sevk etmeyen" bir eko-
nomi kurması gerektiğini söyle-
di. Demirel, hükümetin faali-
yetlerinin değerlendirilebilmesi
için, kurulduğu günden bu ya-
na sadece 8 ayın geçtiğinin dik-
kate ahnmasını istedi. Hükü-
metin birçok sorunun çözümü-
nü üstlendiğini, ancak sürenin
kısalığının, sorunlann çözül-
mesine yeterli olmadığıru, he-
nüzçözülmeye başlanan sorun-
lan konuşabilecek hale gelindi-
ğini kaydetti. Devletin bozulan
dengesini sağlamanın 6 aylık
veya 1 yıllık bir sorun olmadığı-
ru öne süren Demirel, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bana göre devletin birinci
sorunu kamu maliyesidir. Bu-
nu düzeltmek lazım, ekonomik
politikalan ancak böyle denge-
leriz. KİTler, SSK bunlann
hepsi başlıca birer sorun haline
gelmiş. SSK her ay 1.7 trilyon
maaş veriyor. 750 milyar ile 1
trilyon lirayı devletten alıyor.
Ama bu kurum prim toplaması
gereken bir kurum. KİTler
başta, kimse ödemiyor ki. Fon-
lar var 176 tane, 74 trilyon lira
burada yalıyor. Bunu düzenle-
dik. önümüzdeki yıl bazı müs-
tesna fonlar dışında bu fonlann
hepsi mali disipline sokulacak
ve bütçeye girecek. Maliyeyi
daha henüz derleyip toparlaya-
madık, ama epeyce mesafe al-
dık."
Süleyman Demirel, KİT'-
lerin özelleştirilmesi çalışmala-
nnın hızlandınldığını, son 5
yılda yapilan özelleştirme ka-
dar özelleştirmenin bu yıl yapı-
lacağını belirterek, verginin
toplanmasının da hızlandınldı-
ğını söyledi. Vergi ıslahı konu-
sunda çalışmalar olduğuna da
değinen Demirel. 'Ancak bunu
demokrasi içinde yapıyoruz.
Aksi halde insan haklannı ze-
delemiş oluruz" dedi. Dış borç-
lann ödenmesine karşın bu yıl
turizm, ihracat, işci dövizi gelir-
leri, kaynağı bilinmeyen gelir-
lerden ithalaün yaratüğı açığa
yakın bir döviz getirisi sağlana-
cağını belirten Demirel, işa-
damlanndan enflasyon yüksek
çıkacak beklentisi icinde olma-
malanru istedi. Demirel şöyle
dedi:
"Haziran ayı sonu itibanyla
bir iyimserlik var, enflasyon
düşmeye başlamış, bunu mey-
veye sebzeye bağlayanlar. ge-
çen yıl da aynı meyve sebzenin
çıktığını bilroiy'orlar mı? Enf-
lasyon bir kâbus beklentisi ol-
masm. Bunun nedeni biraz da
psikolojik. Enflasyon yüksele-
cek psikolojisi yerine, enflasyon
düşmeye başladı psikolojisini
taşıyın. Devlet, sorunlann hak-
kından gelecekür. Terörün
demokrasi icinde hakkından
geleceğjz, büyüme hızımız ilk
kez yuzde 5'in üstüne çıkacak.
Bu da son 5 yılda nüfus arüşı-
nın üstüne çıkan ilk rakam ola-
cak. Demokratikleşme icinde
enflasyonu kontrol altına ala-
cağız, istikran sağlayacağız,
dengeleri sağlayacağız, devleün
iki yakasını bir araya getirece-
ğ i "
Enerjinin gelişen bir ülke için
çok önemli olduğuna değinen
Demirel, GAP'ın venmli bir ya-
tınm olduğunu ve ekonomik
getinsı bulunduğunu ifade etti.
Demirel GAP'ı "alün yumurt-
layan tavuk" olarak niteledi.
Demirel. konuşmasmın son
bölümünde, işadamlanndan
dünya pazarlanna açılmalannı
isteyerek şöyle konuştu:
"Karadeniz ekonomik böl-
gesi var, Doğu Avrupa var.
Dünyanın değişen şartlanna
göre oraya gidin, yeni pazarlara
gidin. Devleün ağzına bakma-
yın, proje üreün, projenizle ge-
lin. Nasıl ihracat yapalım, nasıl
yatınm yapalım diyorsanız ge-
lin söyleyelim. Bizle diyalog
kurun. Vergi verin. İstihdam
yaratm. Biz, devletin ağzına
bakmanızı değil. proje geürme-
nizi bekliyoruz. O zaman arka-
nızda aradığınız desteği bula-
caksınız.""
TOBBnin iş dünyası ile hü-
kümeü bir araya getirerek so-
runlann konuşulması amacıyla
Swissotel'de düzenlediği "Eko-
nomik Gelişmeleri Değerlen-
dinne, Sorunlann Öncelikleri
ve Beklentilerin Değerlendiril-
mesi" toplantısına Devlet Ba-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Erdal İnönü, devlet bakanları
Cavit Çağlar. Tansu Çiller, Er-
man Şahin, Ekrem Ceyhun.
Mehmet Batallı. Maliye ve
Gümrük Bakani Sümer Oral,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Moğultay.
Turizm Bakanı Abdülkadir
Ateş, Sanayi ve Ticaret Bakanı
Tahir Köse. Ulastırma Bakanı
Yaşar Topçu, Imar ve Iskân
Bakanı Onur Kumbaracıbaşı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Ersin Faralyah'nın yanı
sıra TÜSİAD Ba'şkanı Bülent
Eczacıbaşı. İTO Başkanı Ata-
lay Şahınoelu. TİŞK Başkanı
Refık Baydur. DEİK İcra Ku-
rulu Başkanı Feyyaz Berker.
DTO Başkanı Cengiz Kapta-
noğlu. YASED Başkanı Yavuz
Canevi, İSO Başkanı Memduh
Hacıoğlu, Türkiye İhracatçılar
Birliği Konseyi Başkanı Özcan
Balkır, Türk Müteahhitler Bir-
liği Başkanı Kadir Sever, İstan-
bul Esnaf ve Sanatkârlar Oda-
lan Birliği Başkanı Suat Yal-
kın, İKV Başkanı Jak Kamhi,
TÜRSAB Başkanı Başaran
Ulusoy. Turizm Yatınmalan
Derneği Başkanı Yılmaz Tür-
keri ile üst düzey bürokratlar
katıldı.
Çiller: Enflasyon martta %30 olur
Iş-Eköaomi Servisi - Devlet
Bakanı Tansu Çiller, enflasyo-
nun rnart ayında yüzde 30'lara
ineceğini söyledi. Çiller, işa-
damlanndan borç ödeme ve
diğer iş planlannı buna göre
yapmalannı istedi. Maliye Ba-
kanı Sümer Oral da vergi tahsi-
laünda istenilen seviyeye ulaşı-
lamamasma karşın, geçen yıla
oranla gelir tahsılaünda artış
kaydedildiğini bildirdi.
TOBB tarafından İstanbul
Swiss Otel'de düzenlenen ve iş
dünyası ile hükümeü bir araya
getircn toplanüda, ekonomi-
den sorumlu Devlet Bakanı
Tansu Çiller ile Maliye ve
Gümrük Bakanı Sümer Oral
birer konuşma yaptı. Tansu
Çiller, kontrol altına abnan ka-
mu açıklannın, enflasyonun
haziran ayında yüzde l'in alü-
na düşmesine neden olduğunu
belirtti. Vergi tahsilaunın art-
ması ve fonlann denetım alüna
ahnması ile enflasyonun düşme
sürecine girdiğini anJatan Çil-
ler, enflasyon oranının düşürûl-
dügü ortamda büyüme hızırun
artüğını, döviz fıyatlannın da
enflasyon oranının alünda kal-
dığını vurguladı.
Çiller, ileriki dönemde ihra-
ca^ırun gözeüleceğini kayde-
derek, işadamlanndan sabırh
olmalannı ve hükümete destek
vermelerini istedi. Dış borçlann
faiz oranlannın uzun vadeye ta-
şındığına dikkat çeken Çiller,
Devlet Bakanı Çiller, işadamlanndan sabırh olmalannı ve hükümete destek vermelerini istedi.
ETFA üîkeleriyle yapılan an-
laşmanın da önemli olduğunu
vurguladı. Çiller, "Vardığınıız
nokta umut vericidir. Ancak
önümüzde büyüyen meseleler
vardır. Türkiye, önümüzdeki
10 yıhn en büyuk fırsatlannı ya-
kaJamaya namzetür" dedi.
Maliye ve Gümrük Bakanı
Sümer Oral da ekonomideki
sorunlann çözülmesinde en
önemii etkenin kamu kesimi fi-
nansman açıklannın azalülma-
sı olduğunu söyledi. Oral, dev-
letin yapüğı harcamalara mali
disipün getirilmesi konusunun
önemle ele ahndığım kaydetti.
Oral şöyle dedi:
"Vergi tahsilatında istenilen
seviyeye ulaşılamamıştır. An-
cak buna karşm geçen yıla
oranla gelir tahsilatında yüzde
19.5'lik bir arüş kaydedilrnişür.
Bu yıl, vergi tahsilaünı istediği-
miz seviyeye ulaşürmamız
mümkün depdir. Arüş oranını
da yeterli görmüyoruz, ancak
mesele kontrol alüna alınmış-
tır. Hedefımize makul olan süre
icinde ulaşacağız. Eğer ulaşa-
mazsak. enflasyonu düşüreme-
yiz."
Teşhis tamam, reçete Aspirin başağrısını ahr
• Baştarafi I. Sayfada la alkış alması ortaya koydu.
düzey bürokrat. Rahmı Koç, Büyüğünden küçüğüne. de-
Sakıp Sabancı. Nejat Eczacıba- ğişik sektörlerden konuştuğu-
şı gibi tanınmış büyük sanayici- "muz işadamlan ise diyalog top-
lcrin yanı sıra ekonominin tüm ^""" ^oUu.^Ho o,„, ^w,c.^
sektörlerini temsilen 400 dola-
yında işadamı.
Sabah saat tO.OO'da başla-
yıp. akşam saat 18.00'e kadar
süren diyolog toplanüsında
ckonomi masaya yatınldı. Teş-
histe birleşildi, tedavide ise yol-
lar aynldı. Kamu açığı enflas-
yona yol açıyor. Enflasyonist
ortamda yatınmlar yapılamı-
yor. İşsizlık artıyor. ekonomi-
nin bütün dengeleri bozuluyor.
Başbakan Demirel'in ekono-
miye yönelik bu teşhisini ko-
nuştuğumuz tüm işadamlan da
paylaşıyor.
TÜSÎAD ve İstanbul Sanayi
Odası gibi özel sektör imalat sa-
nayii temsilcileri. ekonomik îs-
tikrar tedbirleri isteklerini bir
kez daha ortaya koyarken hü-
kümetin buna yanıtı. "aspirin
tedavisi" oldu. İş dünyasınm
ağırlıklı görüşünün istikrar ted-
birlerinden yana olduğunu ise
TÜSİAD ve'İSO başkanlannın
konuşmalannın salonda en faz-
lantısı hakkında aynı görüşte:
"Yeni bir şey duyamadık.
Söylenenleri biz de biliyorduk.
Ekonomide asıl kanayan yara
kamu kesiminde. Kambur ka-
muda. Başbakan sübvansiyon-
lan azahacağım diyor ama.
ekonomide yüzde 50 payı bukı-
nan devlet bunu nasıl yapacak.
Devletin küçülmesi lazım.
Başbakan ise sosyal sorunlar
diyerek radikal özelleştirmeden
yana değil. Bize aspirin tedavisi
uyguluyor.'"
Evet, toplantıya katılan işa-
damlannın görüşü bu yönde.
Hükümel ile özel sektör arasın-
da şimdiye kadar gerçekleştiri-
len en büyük diyalog toplantı-
sında "hastaya" teşhis konul-
muş durumda. Ama asıl
beklenti olan hastayı iyileştire-
cek acı ilacın verilmesi konu-
sunda bir gelişme yok. Teşhis
tamam. Reçetede ise aspirin ya-
zılı. "Gerçek ledavi ise, bir baş-
ka bahara."
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYA'DA
Devlet Bakanlıöı Meteoto-
loji Gene! MüdürlüOû'nden
alınan bılglye göre yurdun
bab tesimleri paçalı ve çok
buhjöu. MarTTiararan öoQu-
su, iç Ege, Akdeniz, Iç Ana-
dolu ile Bafi ve Orta Kara-
deniz bölgeleri sağanak ve
gökgûrûltûlü sağanak ya-
flışlı, oteki yerier parçalı ve
az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı değişmeyecek, rûzgâr yurdun batı kesim-
terinde kuzey ve doğu, öteki yerierde güney ve batı yönlerden hafif ara sıra
orta kuvvette, yurdun batı kesimlerinde yer yer kuvvetli olarak esecek. Van
Gölü'nde hava parçalı ve az bulutlu geçecek.
«ık l»*ıt)u yaOmurto A-açık B-tglutkı G-9ûn«lı K-lart S-9S» Y^^muriu
• Baştarafi 1. Sayfada
TOBB, iş dünyası icindeki ağır-
lığını bir ölçüde kabul ettirmiş
oldu.
• Zirveye, Bakanlar Kurulu-
nun yarısından fazlası katıldı.
Başbakan Demirel de konuşma-
sına başlarken zirveyi, "genişle-
tilmiş ekonomik kurmay toplan-
tısı"na benzetti.
• Öğleden önceki bölümde
Başbakan Demirel, Maliye ve
Gümrük Bakanı Sümer Oral,
Devlet Bakanı Tansu Çiller, top-
lam 2 buçuk saat konuştu. Öğ-
le yemeğinden sonra ise iş dün-
yasının 14 kuruluşunun temsil-
cileri toplam 3 buçuk saat gö-
rüşlerini dile getirdiler. Daha
sonra yine kürsüye gelen Başba-
kan Demirel, "Biz 2 buçuk saat
konuştuk, siz 3 buçuk saat ko-
nuştunuz. Gelin şunu eşitleye-
lim" diyerek 1 saat daha konuş-
tu.
• İşadamlan toplantıda ken-
dilerinin aldığı en önemli mesa-
jın, hükümetin dış pazarlarda
rekabete açılan şirketleri destek-
leyeceği sözünü vermesi olduğu-
nu belirttiler. İşadamlan, Baş-
bakan Demirel'in konuşmasın-
da iş dünyasına, "Siz rekabet
edin. Dünya pazarlarında reka-
bet ederken maliyetlerde sizin
aleyhinize olan farkı biz gider-
me yükümlülüğündeyiz" mesa-
jını verdigini kaydettiler.
• Demirel'in ihracatı teşvik
edeceği yönündeki sözleri de işa-
damlan tarafından olumlu bu-
lundu. Demirel'in, "Ne bulursak
ihraç edeceğiz. Çiçek ihracatını
da teşvik edeceğiz. Bu konuda
da potansiyellerimiz yüksek"
sözleri işadamlan tarafından ih-
racatta yeniden parlak günlerin
geri geleceği yonımlannın yapıl-
masına yol açtı.
• Ekonomik zirve, sonuçta bir
işveren zirvesi olmasına karşın,
toplantı öncesinde yoğun tartıs-
malara neden olması beklenen iş
güvencesi yasa taslağı pek gün-
deme gelmedi. Bu konu- da tek
sert eleştiri TİSK Başkanı Refik
Baydur'dan geldi.
• Ekonominin icinde bulun-
duğu durumdan sık sık yakınan
Başbakan Demirel, sık sık da,
"Size şikâyet etmiyorum. Du-
rum tespiti yapıyorum" diyerek
açıklamada bulunma zonınlulu-
ğu hissetti. Demirel, "Hüküme-
tin işi bunları çözmek. Ama ba-
na derleyip toparladınız mı der-
seniz, cevabım hayır" dedi.
• Enflasyonu. "biraz da psi-
kolojik bir olay" olarak nitele-'
yen Başbakan Demirel'in, "İşte
enflasyon düşüyor. Enflasyon
yükselecek beklentisine gireceği-
mize, inşallah böy'le düşmeye de-
vam eder diyelim" şeklindeki
sözleri salonda gülüşmelere ne-
den oldu. Demirel, sözlerine de-
vamla, "Evet, bu biraz aspirin
tedavisi. Ama bazen insanın ba-
şının ağrısını ahr" dedi.
• Başbakan Süleyman Demi-
rel'in konuşmasından sonra ka-
tılımcılann bir bölümü salon dı-
şına çıktı. Ancak Sümer Oral'-
ın konuşmasmın ardından kür-
süye gelen Tansu Çiller'i dinle-
mek için katılımcılar tekrar sa-
lona döndü. Tansu Çiller'in ko-
nuşmasmın Başbakan Demirel'-
in konuşmasından daha fazla al-
kışlandığı da dikkat çekti. öte
yandan bazı işadamlan, "Tansu
Hanım Demirel'i etkisine almış.
Başbakan ekonomik konularda
Tansu Hanım'ın söylediklerini
tekrarlıyor" yorumunu yaptılar.
YOLKESEN
IRMAK
Hıfzı V. VeUdedeoğlu
4. bası 15.000 lira (KDV icinde)
Çağdaş Yayınlan Tûrkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-Istanbul
Ödeım-li gönderilmez.
14 sektör temsilcisinin konuş-
malannın tamamlanmasının ar-
dından yeniden kürsüye gelen
Başbakan Süleyman Demirel,
Türkiye'nin Avrasya'nın mer-
kezinde olduğunu, Avrupa'da
Almanya neyse Türkiye'nin de
Avrasya için benzer bir önem-
de olduğunu belirterek, "Dün-
ya konjonktürü bize mademki
altın tepsi icinde anahtar sunu-
yor, bu anahtarla bazı kapıları
açmamız gerekecektir" dedi.
Demirel, Türk işadamlannın
yurtdışında iş bulma ve iş kur-
malarını kolaylaştırmak ama-
cıyla "dışanya sermaye çıkartıl-
masını serbest bırakacaklannı"
da açıkladı.
Başbakan Demirel, işadamla-
nna "Nereye giderseniz gidin, iş
bulun, kâr yapın, bir sene son-
ra olmasa bir sonraki sene bu
kârın bir bölümünü nasıl olsa
Türkiye'ye getirirsiniz" dedi.
Demirel, yurtiçinde de borsa ve
sermaye piyasasının önümüzde-
ki dönemde yatırımlann en
önemli kaynağı olacağını vurgu-
ladı. Sektörleri temsilen toplan-
tınm divanında oturanlara "Siz
14'ler" diye seslenen Demirel,
"İstanbul'u Avrasya'nın bir ti-
caret ve fınans merkezi haline
getirin" çağnsında bulundu.
Başbakan Demirel, TÜSİAD
Başkanı Bülent Eczacıbaşı'mn
hükümet programına güvenleri-
nin azaldığı yönündeki sözleri-
ne de yanıt verdi. "Bu arkadaş,
bizim programımıza güvenin
sarsıldığını söylüyor. Maksadı-
nı aşan bir beyan oldu gibi gel-
di bana" diyen Demirel, "Biz
zorluklann saçından tuttuk. Ka-
mu maliyesini sağlığına kavuş-
turacağız. Enflasyon aîeşini
söndüreceğiz. Arkadaşlanm
müsterih olsun. Bize güvenini-
zi kaybetmeyin. Çünkü bizden
başka bu işi götürecek kimse
yok. Bizim kötüye götürdüğü-
müz bir konu da yok" dedi.
Süleyman Demirel, toplantı-
da ele alınan konulann Bakan-
lar Kurulu'nda görüşüleceğini
ve icraata döküleceğini de söz-
lerine ekledi. Demirel, önce TÜ-
SİAD tarafından ortaya atılan
daha sonra da TOBB tarafın-
dan desteklenen ve dün yeniden
zirvede TÜSİAD Başkanı Ecza-
cıbaşı tarafından dile getirilen J
Ekonomik ve Sosyal Konsey
kurulmas\na ilişkin öneriyi de
sevinçle karşıladığını belirtti. ^
Demirel, üç ay içerisinde böyle f
bir konseyin kurulmasını ve ya-»
pılacak yeni toplantının "Eko-
nomi ve Sosyal Konsey Toplan- _
tısı" olarak yapılmasını istedi. '
Başbakan Demirel, Ekono-Ş
mik Zirve'nin kurulunda yer*
alan 14 kişi arasında tarım ke-~'
siminin temsilcilerinin yer alma-J
dığına da dikkat çekerek Eko-''
nomik ve Sosyal Konsey'in ta- x
nmın yanı sıra sendikalann da. •
katılımıyla oluşturulması gerek- V>
tiğini belirtti. ->
TÜRSAB Başkanı Başaran';
Ulusoy'un turizm gelirlerinin 10',""
milyar dolara çıkartılabileceği'^
yönündeki sözlerine de değinen*•'
Başbakan Süleyman Demirel,
"Biz bunu senden istiyoruz. '
Çok ihtiyacımız var. Ama bu- ^*
nu sahilleri tahrip ederek, beton /
yığınlan kurarak, beş yıldızlı *
otelde iki yıldızh otel hizmeti ve- '
rerek, yeşili tahrip edip, tarihi'"
zenginliklerimizi silip süpürerek''
yapmayın" uyarısında ve çağn- '•-
sında bulundu. "
u
.
İSADAMLARI
Duacat sıkıstı
İş-Ekonomi Servisi - Hükü-
metle iş dünyasını bir araya geti-
rcn "ekonomik zirve"de iş
dünyasının çeşitli kesimlerinin
temsilcileri de hükümete şikâ-
yetlerini ve önerileılni dile geür-
diler.
Toplanüyı düzenleyen Tür-
kiye Odalar ve Borsalar BirliğT-
nin*Başkanı Yalım Erez önü-
müzdeki dönemde "ihracatta
arük ufak artışlarla yeü'nümesi
gereküğini" söyledi. Erez, ihra-
catın 11.5 milyar dolar ile 13.6
milyar dolar arasında "sıkışıp
kaldığını" belirterek, bu ra-
kamlann üzerine çıkılabümesi
için imalat sanayiine ve yüksek
teknoloji mallanna öncelik ve-
recek yatınmlann mutlaka hız-
landınlması gereğine değindi.
Erez, bu yıhn ilk yansında eko-
nominin geçmişten gelen yükle-
nn geürdiği bazı olumsuzlukla-
nn etkisinde kaldığını belirte-
rek, "Ekonominin genel
dengesinde gözlenen umut veri-
ci bir gelişme, enflasyonun
mayıs ayından itibaren düşme
trendi içine girmesi ve bu eğili-
min önümüzdeki 2-3 ay zarfin-
da da devam edecek olmasıdır.
İkinci olumlu gelişme ise,
GSMH'nın yıluı ilk üç ayında
yüzde 6.7'liİc büyüme göster-
mesidir. Bu da yıllık büyüme
hedefı olan yüzde 5.5"a ulaşıla-
cağı ümidini arttırmıştır. Dik-
kati çeken en olumlu gelişme-
lcrden biri de büyümenin
sanayi ağırlıklı olmasıdır. Yıhn
ilk çeyreğinde sanayi kesimi
yüzde 10.4 büyüme İuzı sağla-
mıştır. Büyüme rakamlan ile
tezat teşkil eden bir gelişme ise
piyasalarda yaşanan durgun-
luktur. Bu durgunluk kendisini
küçük ve orta boy işletmelerde
hissettinmektedir" dedi.
1992"nin ilk yansında ekono-
mide bazı olumsuz gelişmelerin
de olduğunu bildiren Erez.
bunlan. iç borçlann sürekli ar-
tarak 115 uilyon liraya ürman-
ması, emisyon hacminin yük-
selmesi ve iç borç faizlerinin
yüzde 78 gibi çok yüksek sevı-
yelere çıkması olarak sıraladı.
KİT sorununun çözümünün
ekonomik olduğu kadar. top-
lumsal olduğunu da ifade eden
Erez, devletin ekonomideki
ağırlığının azalülarak üretimin
rasyonelleştirilmesi için özelleş-
ürmenin kaçınılmaz olduğunu
vurguladı.
Türk Sanayiçilen ve İşadam-
lan Derneği (TÜSİAD) Başka-
nı Bülent Eczacıbaşı ise hükü-
metten yıhn ikinci yansında
programın revize edilmesini ve
belirlenen hedeflere ütizlikle
uyulmasını istedi. Eczacıbaşı.
aynca hükümetten mali prog-
ramın açıklanmasını da isteye-
rek Hür Teşebbüs Konseyi'ne
sendikalann da dahil edilerek
bir ekonomik konseye dönüş-
türülmesi önerisinde bulundu.
Koalisyon hükümetinin ku-
rulduğundan bu yana içte ve
dışta çok çeşitli siyasi ve ekono-
mik sorunlarla karşılaştığını.
ancak bunlann üstesinden gel-
mek için olağanüstü çaba gös-
tererck başanlı sonuçlar aldığı-
nı belirten Eczacıbaşı, "böyle
kritik bir dönemde temsil gücü
yüksek bir hükümetin görevde
bulunmasını ülkenin geleceği
agsından çok büyük bir şans
olarak" gördiiâünü belirtti.
Sanayinin kendisinden bek- .\
lenen görevleri yapabilmesi •>
için. belirsizliğin azalülması,' ^.
ekonomide istikrann sağlan- '
ması ve faizlerin düşürülmesi, '
kamu kesiminde verimliliğin-^
arttınlması ve kamu-özel kesim •>
diyaloğunun sağlanmasını
"vazgeçilmez ön koşullar" ola-
rak niteleyen Eczacıbaşı, "eko-''-.
nomik politikalann uygulan-
masından kaynaklanan belir--'
sizliğin işadamlanmızın
önünde büyük bir sorun oluş-' • •
turduğunu vurgulamamız gere-' •'
kiyor" diye konuştu. "Prog-..
ramlara ve hedeflere güyeninif
kaybeden işadamlanmız ne za-*
man frene basılacağını hiçbir
zaman bilememiş ve ileriye dö-*
nük tahmin yapamaz olmuşlar- »
dır" diyen Eczaabaşı, hüküme- •
ün programı ilan etükten bu-'-
yana ortaya çıkan gelişmelerin, "*
programa duyulan güveni bü-^
yük ölçüde sarsüğını belirtti. '^
Avrupa Topluluğu ülkeleri-r;
nin ömek alınarak bir "ekono-,;
mik ve sosyal konsey" kurul-j
masını isteyen TÜSİAD Baş-^
kanı Eczacıbaşı, "Örneğin Iş ,
Güvencesi Yasa Taslağı böyle ,
bir konseyde tartışılarak hazır-^
lansaydı, bugün ortaya çıkmış •
olan yıpraücı kutuplaşmalar ve •>
atlaşmalar önlenmiş olurdu",ı
dedi. Bu konuda somut biröne-<
ri de sunan Eczaabaşı, "Hür',
Teşebbüs Konseyi işçi sendika- ;
lan konfederasyonlannın katı-.-i
lımı ile genişletilmeli. ekonomi-h
nin yönetiminde sorumluluk /
taşıyan bakanlanmızın ve diğer J
yöneticilerin katıhmı ile Eko--;
nomik ve Sosyal Konsey'in çe- T
kirdeği "ad hoc' olarak en kısa/.
sürede kurulmalıdır" dedi. ,rf
İstanbul Sanayi Odası Baş-
kanı Memduh Hacıoğlu da sa-
nayinin sorunlannı dile getire-
rek. •'İmalat sanayii için uygu-
lanacak istihdam yaünm ve'
ihracat politikalannın yeniden
gözden geçirilmesini istedi. Ha-
cıoğlu. imalat sanayiinin öde-
mek zorunda bırakıldığı yük-
sek reel faiz ve ücretler sonu-
cunda, ihracattaki rekabet
gücünü kaybettiğine dikkat çe-
kerek. "Özellikle dünya pazar-"
lannda rekabet gücünü arttıra-
cak yeni teknolojilere dayalı,
verimliliği dünya ölçeklerine çı-
karacak yeni yatınmlar için
kaynak yaratılamamaktadır"
dedi.
Bîrheykelin
• Baştarafi 1. Sayfada
konu edildiği heykel de cezalan-
dınlmalıydı.
malıydı.
1966 yılında belediye tarafın-i
dan yaptınlan heykelin kart-j
postal satıcısı gibi bir sahibij
yoktu. Belediye yaptırmış halk J
sahiplenmişti. O zaman ne ya-»
pılabilirdi? Elbette yerinden ı
sökülüp ahnması en akla yatkı- \
nıydı. Oyle de yapıldı. 1986 yı-j
hnda dönemin ANAP'h Beledi-)
ye Başkanı Ziya Tıkınoğlu da |
muhafazakâr kesimin baskısıy-1
la öyle yaptı. Yerinden söküpı
aldığı heykeli Pamukkale'ye 5
sürgüne gönderdi. Şimdi muzır!
denilen heykelin sürgünde altıj
vılı doldu. "*