Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2TEMMUZ1992 PERŞEMBE'
16
BURASITURKIYE
HALUK ŞAHİN
Teledemokrasi Tehlikeli mi?
Demokrasinin en özlü tanımının Abraham Lincoln-
ünki olduğunu biliyoruz: "Halkın, halk için, halk tarafın-
dan yönetilmesi."
Insanlık tarihi. bu tanımın gerçekleşmesi için yapılan
mücadelelerin tarihi olarak okunabilir. Tanımdaki her
sözcük için oluk oluk kan akıtılmıştır: "Halk"ın kimler-
den oluştuğu, "halk için"in ya da "halk tarafından'ın
ne anlama geldiği, siyasal ve toplumsal haklar kavga-
sının ardındaki büyük sorular olagelmiştir.
Bu tartışmalardan bazıları hâlâ devam ediyor. Bazı-
ları da teknolojilerin ve koşulların değişmesi nedeniy-
le yepyeni biçimlerde karşımıza çıkıyor.
Işte "teledemokrasi" tartışması. Son çeyrek yüzyıl
boyunca gıttikçe daha fazla duyduğumuz bu kavram,
artık birtakım insanlar için "ofabilecekler" listesinden
çıkıp "olacaklar" listesine alınıyor.
Amerika nın köklü iki parti sistemine karşı isyan bay-
rağınt açan milyarder aday adayt Ross Perot, "telede-
mokrasi" vaat ediyor.
Ve bu sözcüğü duyan bazı yazarlar, feryadı basıyor-
lar- 'Eyvah, faşızm geliyor!"
• • •
Teledemokrasiyi savunanlar, özetle şöyle diyorlar:
Ideal demokrasi, halkın kendisiyle ilgili kararları doğ-
rudan doğruya alabileceği küçük kasaba meydanı
demokrasisidir. Zamanla, fiziksel sınırlamalar dolayı-
sıyla bu zorlaşınca, 'temsili demokrasi' icat olundu ve
halkın yetkisi birtakım vekillere aktarıldı. Oysa günü-
müzde yeni teknolojiler tüm halkın katılıp görüş ifade
edebileceği "elektronik kasaba toplantısı"nı mümkün
kılıyor. öyleyse, bırakın halk kendi kendisini yönetsin.
Bu model haklı olarak birçok kişiye cazip geliyor.
Ozellikle politikacılara kızanlar; onları, özel çıkar
gruplarına hizmet edip halkın kanını emen sülükler
olarak görenler, "Niçin olmasın" diyorlar. "Soruyu
halka sorarız, o da telefonuyla, faksıyla, modemiyle
cevap verir, olur biter."
Evet, niçin olmasın? Madem ki teknolojik olarak bu
mümkündür, niçin yönetimi halk adına konuştuğunu
ıddıa eden birtakım insanlara bırakahm?
Teledemokrasiye karşı çıkanlar bu soruya, "Çoğun-
luğun her dediğinin olması ile demokrasiyi birbirine
karıştırmayalım. Teledemokrasi kısa sürede demokra-
si olmaktan çıkar, istibdata dönüşür" karşılığını veri-
yorlar.
Bu görüşe göre, insanları üzerinde fazla düşünme-
dikleri konularda karar vermeye zorlamak, onları
demagogların oyuncağı haline getirmek anlamına ge-
lir. Tarih bunun bir örneğini Hitler'de yaşadı. Hitler,
radyodan yararlanarak elektronik referandum uygula-
masını başlatan adamdı. Sonuç kan, ter ve gözyaşı
oldu.
Teledemokrasiye karşı çıkanlar, kitlelerin birtakım
konularda duygusal hareket edebileceklerini, tarihten
birçok örnekler vererek söylüyor ve "Demokrasi bir
dengeler rejimidir. Çoğunluğun kayıtsız şartsız güçlü
olmaması da bu dengelerden biridir" diyorlar.
Teledemokrasi havariliği yapan Perot gibilerini ise
tehlikeli buluyorlar.
• • •
Bence, teledemokrasinin tehlikelerini bilmek, ama
çok fazla da abartmamak gerek. Teledemokrasinin,
tüm konuları içeren mutlak bir durum olması şart mı?
Belirli konularla sınırlandtrılması düşünülemez mi?
Kaldı ki yeni teknolojilerle birlikte, teledemokrasinin
birtakım uygulamaları siyasetin kanına karışıveriyor
Bu alanda ABD'den epey geride de olsak, bizde bile
öyle: Başbakan Demirel niçin haftalık kamuoyu yokla-
ması sonuçlarını can kulagıyla dinliyor? Niçin özal'ı
referandumla tehdit ediyor? Televizyon denince niçin
politikacıların ağztnın suyu akıyor?
Biz istesek de istemesek de yeni teknolojiler demok-
ratik süreçleri değiştirmektedir. Eskiden parçalanmaz
sanılan birtakım siyasi öğeler parçalanıyor, sınırlar
eriyor, pozisyonlar degişiyor, yeni farklar beliriyor...
Kimine göre, yaklaşan "katılımcı demokrasi'nin ban-
dosudur duyulan. Kimine göre ise, "kitle demokra-
sisi'nin cenaze marşıdır.
Alvin Toffler, bu büyük dönüşümü ele aldığı son kita-
bında şöyle diyor:
"Karşımızda beliren artık bir kitle demokrasisi değil,
enerji yüklü, hızla değişen bir mozayik demokrasisi-
dir. Bu olgu, ekonomide mozayikler belirmesinin siya-
setteki görünümüdür... Bunlar bizi demokrasiye ilişkin
en temel varsayımlarımızı bile yeniden tanımlamaya
zorlayacak."
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Yeni fabrikalar
SfS,
2 TEMMUZ 1932
Başvekil Ismet Paşa Hz.nin
Rusya seyahatlerinde
kendilerine refakat eden
mütehassıs heyetinden
Sanayi müdürü umumisi
Şerif Bey evvelki gün
Odesa'dan şehrimize avdet
etmişti. Şerif Bey dün
akşamki trenle Ankara'ya
gitmiş ve hareketinden evvel
bir muharririmize seyahat
intibalanna dair şunları
söylemiştir.
"- Başvekil Hz.nin
refakatlerinde ve
kendilerinden sonra
emrettikleri veçhile Rusya ve
Almanya sanayi mıntakalarında yapmış olduğum
tetkikattan çok memnunum, bu seyahatten çok istifadeler
temin ettim. Her iki memleketin sanayi teşkilatım,
fabrikalannın çalışma tarzlannı, azamî randıman
kabiliyetlerini ve fenni seraite göre çalışma şekillerini
görmek bittabi faideli oldu.
Bizde teessüs etmekte olan sanayi esasen hükümetimizin
malura ve muayyen olan programına istinat etmektedir.
Buna göre bir sanayi ofısi teşkil edileceği ve hali faaliyette
bulunan fabrikaların bu ofise devredilerek memleketin çok
istihlak ettiği malumatı sınayenin ehven ve bol bir surette
istihsaJ edilmesine çahşacağını biliyorsunuz. Bu maksat
malum olduktan sonra yeniden tesis edilecek sanayi
şubelerinin nelerden ibaret olduğu da kendiliğinden
meydana çıkar. Bunlar şimdilik pamuk mensucat
sanayiidir.
Yeni bir vekâlet
Bir Nakliyat Vekâleti ihdası fikirleri yeniden deveran
etmeğe başlamıştır. Devlet Demiryollan ile deniz posta
seferleri, posta telgraf idarelerinin bu vekâlete verilmesi
mevzuu bahistir. Vapurlar idaresi mes'elesi münasebetile
bu işin Meclise intikal etmesi ihtimali vardır.
Dünkü Fırka Gnıbunda deniz nakliyatmın hükümet
idaresine verilmesinin kararlaştığı malumdur. Bu maksatla
yeniden bir kanun layihası hazırlanacak değildir. Evvelce
Meclise tevdi edilmiş olan "Türkiye posta vapurcuhığu
anonim şirketi" teşkili hakkında layihayı fırkaca verilmiş
karar çerçevesi dahilinde Iktisat Encümeni tadil edecektir.
Encümen bu maksatla yarın sabah toplanacaktır. Layiha
öğleye kadar haarlanabilirse öğleden sonra Mecliste
müzakere olunacaktır.
Şerefiye Sarnıcı ışık tutacak
Eminönü Bdediyesi'nin altındaki Şerefiye (Tbeodosius) Sarm-
cı. törenle açıldı. Osmanlı de\rinde Arif Paşa konağının mahze-
nini oluşturan ve tarihi yarımadada bulunan 5 büyük sarnıç-
tan biri olan sarnıç. 4. y y'da y apılmış. Kminönü'ndeki tüm tarihi
escrlerin günışığına çıkarılması amacıyla başlatüan çalışmala-
rın ilki olan Şerefiye (Theodosius) Sarnıcı restorasvonu için 100
mihon lira harcandı. Sarnıçta, düzenleme çalışmalarının ta-
mamlanmasından sonra da her türlü kültür-sanat etkinlikleri ve
Kösterileri dü/enlenebilecek. (Foioğraf: İBRAHİM GÜNEL)
Maradona
•
Italya'ya
dönmeyecek
Spor Sen isi - Kokain
kullandığıgerekçesiyle 15ay
veşil sahalardan mcncczası
alan Maradona. cezasırun
biimesinc birkaç gün kala.
"Fuıbol yaşanııma İlalya'da
dcvam ctmck istemiyorum "
dcdi. Milano'da yayımlanan
günlük İtal>ansporgazetesi
Gazzclta Della Sport'un
sorulannı yanıtlayan
Maradona. "Kesinlikle
Napoli'yc vc İlalyan liglcrine
gcridönüpbuslrcsi birdaha
yaşamak istcmivorum" dedi.
Napolikulübüyle 1993 >ılına
kadar sözleşmesı bulunan
Maradona futbol hayatına son
vercceğınibelırui.
'Rüşvet yemiyoruz' diyen zabıta nıemıırları yürüJü
/ahıta memurları, rüşvet iddialarına karşı dün Sultanahmefte protesto yûrüyüşü yaptı. Adliye
önünde toplanan 300'ü aşkın zabıta memuru, buradan alkışlarla Alemdar Caddesi'ne yürüdii. Tüm
Belediye Vlemurları Sendikası yöneticileri, maksatlı olarak çıkanlan rüş>et iddialarıyla. zabıta
memurlarının mesleki onurlanna saldırıJdığını öne sürdüler. Sendikacılar, "Yetkili ağızlarca çokça
soylendi, 'Alan memnun, veren mcmnun' y a da, 'Benim memurum işini bilir' diye. Biz ne alan olaca-
ğız, ne veren. Ekonomik ve demokratik mücadelemizde neler yapacağımızı çok iyi biliriz" diye
konıtjtular. Zabıta memurları bir basın kuruluşu önüne siyah çeİenk bıraktıktan sonra dağüduar.
(Foioğraf: DENİZ ŞAHİN)
HABERLERIN DEVAMI
Köpekle işkence iddiası
• Baştarafi 1. Sayfada
ve ışkencc yapıldığı bclirtilen İs-
mail Yılmaz'ın vücudundaki
işkencc İ7İcri basına gösterildi.
27 ha/ıran cumarlcsi geccsi saat
0l.3U"da gözallına alınıp Yedi-
kule Karakoluuıa götürülen
İsnıail Yılmaz. karakolda tu-
lulduğu 2 gün süresinceyaşadı-
ğı olayları şöyleanlallı:
"Gcce saaı 01.30'da 3 sivil
polis gcldi. Kimlik sordum.
"LLın ınanmıyor musun. sana
kıınlik sormavı göstcririz" dedi-
ler Kimliklcnni görmeden gıt-
meyeceğimı söyledim. Zorunlu
oi.ırak eösterdiler. Beni Yedi-
kule Karakolu'na götürdüler.
İçeridc masa kurmuşlar. Birkaç
bira şişcsi \ardı. 'Bura^ı iı'P'z
masasf dediler. Olayı sorup.
'Ulan kadına sarktın mı°' dedi-
ler. Ben de D.O. köylümdür.
Beyini tanıyorum. Kadın bana
askıntı oldu. Bizde kocası ban-
yo yaparken kadın geldi kuca-
ğıma oıurup. "Senı seviyorum'
dedi. Ben de "Seninle arkadaş
olamayız' diyerek kovduğumu
polislcre anlattım. Daha sonra
polislcrdcn biri, 'Bana kemikkı-
ran Şcvkel dcrler. doğruyu söy-
le' diyerek beni dövmeye başla-
dı. diğerleri de ona katıldı.
Kafamda 3 tane sopa kırdılar.
elektrik verdiler. Cımbızla bı-
yıklanmı >oldular. Saçlanm-
dan sürüklcverek eğitilmış bir
kurt köpeğinin önüne attılar.
Hayvan ne derlerse yapıyordu.
Köpekle boğuşurken odaya
açılan küçük pencereden hay-
vana komul veriyorlar. köpeği
altıma aldığımda da gelip kar-
nıma ince uzun kum torbasıyla
vuruyorlardı. Kollanm ve ba-
caklanm köpek tarafından ısı-
nldı. Makatıma cop sokuldu.
29 Haziran 1992 Pazartesi sa-
bdhı bizzat işkence uygulayan
»i\il polisler tarafından Aksa-
ray Polis Kaı\:kolu'na. oradan
Gayrettepe'ye götürülııp masa-
lar arasında dolaştınldım. Ka-
yıtlanm kontrol edıldı, sabıka-
sız olduğum anlaşıhnca yeni-
den Aksaray Karakolu'na
gctirilip ardından aynı gün saat
15.00 civannda Fatih Cumhu-
riyet SavcılığVna götürülüp sa-
lıverildim."
İşkence sırasında inlihar et-
mek için cama koştuğunu,
camdan atlamayı başaramadı-
ğını, polisler tarafından engel-
lcndiğini anlatan İsmail Yıl-
maz. polislerin işkence sırasın-
da, "Faili meçhul bir polis
cinayeti var. üzerine alır mı-
sın?" dediklerini ileri sürerek.
"Alınm, getireceğiniz her ifade-
nin aliına imza atanm" cevabı-
nı verdiğini söyledi. Yılmaz.
işkenceden kurtulmak için ge-
rekirse yıllarca verilecek cezayı
çekmeye razı olduğunu da söz-
lerineekledı.
Çağdaş Hukukçular Dcrneği
(ÇHD) ve İnşan Haklan Der-
neği (IHD) İstanbul şubeleri
üyesi avukatlann katıldığı top-
laniıda konuşan İHD İstanbul
Şube Başkanı Ercan Kanar. 12
Eylül sıkıyönetim döneminde
çuv al içinde kedi ile yapılan iş-
kenceden sonra ilk kez köpekle
Gözaltında ölüme yaşam sigortası yok
• Baştarafi 1. Sayfada
ahnan Agit Salman, Adana
Emniyet Müdürlüğü'nde 2 ge-
ce geçirdikten sonra öldü ve'
cesedi ailesine 20 nisanda tes-
lim edildi.
Buraya, hatta bundan biraz
sonrasına kadar yine aynı hi-
kâye. Ailesi ve insan haklan
örgütleri. emniyette işkence
yapıldığı için öldüğünü öne
sürdüler. Adana Adli Tıp K.u-
rumu'na götürüldü cesedi. Ai-
lesinin istemi de etkili oldu ve
savcılık otopsi yaptırdı. Adli
Tıp uzmanı. Agit Salman'ın
sağ koltuk altı ile sol ayak bi-
leği ve göğüs ortasıyla sınırlı
olarak yüzeysel ekimozlar
(sıynklarl. saptadı. Bu kadan
yetmiyordu. Savcılık olayın
üzerinde titizlikle duruyor,
gazetelerde işkence haberle-
rinden geçilmiyordu. Ceseı
açıldı.' Adana Emniyeti'nin
"kalbi, hasta olduğu için dur-
du" iddiasını da araşurmak
gerekiyordu. Salman'ın kal-
binde kimi zayıflıklara rastla-
dı Adli Tıp uzmanı. Ama bu
kadarlık bir zayıflık ölüme yol
açabilir miydi? İşte orasını an-
lamak, iş '•emniyette ölüme"
gelince doğrusu biraz zordu.
Agit'in kesin olarak neden öl-
düğünün saptanması için da-
ha uzman bir kuruluş gereki-
yordu. Salman'la ilgili her
türlü otopsi bulgusu. olayı so-
ruşturma konusu yapan Cum-
huriyet Savcısı M.Ali Tun-
cay'ın kimi sorulannı içeren
yazısıyla birlikte İstanbul Adli
Tıp I.İhtisas Kurulu'na gön-
derildi.
Aradan iki aya yakın bir sü-
re geçrniş, ama kesin rapor
gelmemişti. Salman'ın ailesi,
avukatlan Ramazan Özkaya
aracılığıyla Adana Adli Tıp
Kurumu'ndan verilen raporu
alabılmıştı sadece. Gözaltı ve
ölümünden de kısaydı raporu
Agit'in:
"Şüpheli."
Küçük oğlu Seyithan Sal-
man, filmin bilinen öyküsünü
değiştirecek önemb' bir şey
yapmıştı 27 Mart 1990'da. Ba-
bası Agit Salman adına hayat
sigortası poliçesiydi bu. Seyit-
han, babası Agit'i 11 yıl sonra
emekli yaptırmak amaayla ilk
primi de kendisi ödemiş, işle-
min geçerli olmasım sağlamak
için de babasının imzasıru al-
mıştı. İşte öykü bu yanıyla bir-
denbire yön değiştiriyordu.
Salman ailesi için iki hedef
vardı artık. Varsa suç. emni-
yetteki sorguculann cezalan-
dınlmasını sağlamak. bir de
sigortadan ölüm parası alabil-
mek. Ölümün acısı zamana
yenik düşmeye başladığında
sigorta şirketi arandı. Büyük
oğul Mehmet Salman. telefo-
na çıkan şirket yetkilisine. "si-
gortahnız Agit Salman öldü,
ben oğluyum" diyebildi. Şir-
ket yetkilisi, veraset ilamı. nü-
fus kaydı, defın ruhsatı ve bir
dc ölüm raporu getirmcsinı ıs-
tiyordu Mehmet Salman'dan.
Öğul Salman. "şey" dedi, şir-
ket temsilcisine, "Rapor var
da üzerinde 'şüpheli' yazıyor.
Bir sorun çıkar mı?" "Evet çı-
kar" dedi sıgortacı. Özel sigor-
ta şirketinin ödenen primlere
bağlı olarak ölüm normalse
300 kat, anormalse yani mü-
dahale sonucuysa 600 kat pa-
ra ödediğini öğrendi Aşıt
Salman'ın oğlu. Şirket sadece
iki tür ölümde para ödemiyor-
du. İntihar ve şüpheli olanla-
ra.
Agit Salman'ın ölümünü so-
ruşturma konusu yapan Cum-
huriyet Savcısı M.Ali Tuncay.
Cumhuriyet'e konuyu titizlik-
le incelediklerini anlatırken.
"Bu dosya üzerinde bir hayli
duruidu. İlave tanıklar da din-
ledim. Hatta önceden kalp
hastası olup olmadığı da
önemliydi, onu da araştırdım"
diyor ve ekliyordu:
"Emniyet mensuplannın
ifadelerini de aldım. Agit Sal-
man'ı sorgulamadıklannı,
sadece «ezarete aldıklannı
söylediler. Öyleyse durup du-
rurken ölmcmesi lazım. Önce-
den kalp hastası olup olmadı-
yapılan bir işkenceye tanık
olunduğunu söyledi. Kanar.
şunlan söyledi:
"Bu olaya ınsan haklannın.
demokrasinin savunucusu ol-
duklannı iddia eden DYP-SHP
koalisyonu döneminde tanık
üluyoruz. İçişleri Bakanı İsmet
Sezgin. alay edercesine "6 ay
içinde işkence yapılan kışı varsa
bana getirin" dcmışii. Oysa bize
yansıyan işkcncc raporları
100'e yaklaştı. İşkencenin basit
bir olay olmadığı, güvenlik güç-
lerinin işkcncc yaparken olay
ayrımı yapmadığı. sısıcmli va
da sistcmsiz her olayda işkcncc
yaptığı gözleniyor. Bu olayın
sonuna dek insan haklan soruş-
turması açısından. cezai soruş-
turma açısından takıpçısi ola-
cağız."
Çağdaş Hukukçular Dcrneği
İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza
Dizdar da ışkencelerin son dö-
nemde arttığına işareı edcrck.
"İşkenceye son vermek için
kadrolar'lağvedilmeli. ışkencc-
ciler cezalandmlmalıdır" diye
konuşlu.
gını da araştırdım. dcğilmiş.
Olay vc nıahiyeti bizce de çok
önemli. İsian'bu) Adli Tıp 1.
İhtisas Kurulu'nun raporunu
bekliyorum. Bir anormallik
varsa tabii kı dava açacağım.
yoksa yapacak bir şey yok."
Ailesi. Türkiye'de çok sık
izlenen "gözaltında ölüm" fil-
minin henüz "the end" fınaliy-
le sonuçlanmayan Agit Sal-
man'ın öyküsünü merak
ediyor. İstanbul Adli Tıp Uz-
manlar Kurulu. Sa\cı Tun-
cay'm "nerede. hangi saatte ve
nasıl öldü" sorulannı açıp.
"şüpheli ölüm"ü "şüphesiz""
kılmazsa ne dava açılacak so-
rumlular hakkında ve ne de
ailesi kan parası alabilecek.
Agit Salman'ın öyküsü de
kaynayıp gidecek. sıradanlaş-
tıkça biraz daha alışacağız
"gözaltında ölümler"e..
Faili meçhul 3 cinayet daha
• Baştarafi l. Sayfada
gözallına alınan yaklaşık bin
kişıden 200'ü salıverildi. Polisin
Cizrede önceki gece gerçekleş-
lirdiği operasyonlarda, Özgür
Gündem gazetesi Cizre muha-
birlerinin de aralannda bulun-
dıığu yaklaşık 30 kişinin gözal-
tına aİındığı bildirildi.
Siirt'in Pervari ilçesine bağlı
İğneli Jandarma Karakolu'na
önceki gece saldın düzenleyen
bir grup PKK'lı. 2 eri öldürdü.
2'sini de yaçaladı.
Bir süre önce Diyarbakır'da
faili meçhul bir saldın sırasında
yaşamını yitiren Silvan nüfusu-
na kayıtlı Ramazan Yüce'nin
taziyesinden dönen üç yurttaş.
önceki gece Silvan'da silahlı
s;ıldınya uğradı. Olayda. A.
Halim Yaşar (53). oğlu Adil
Yaşar(29) veakrabalan Nazıtn
Yaşar (40) öldü. Olaydan sonra
kaçan saldırganlann yakalan-
ması için geniş çaplı bir operas-
yon başlatıldı. Son bir hafta
içinde Diyarbakır ve Silvan'da
faili meçhul cinayetlere kurban
gidenlerin sayısı 8'e yükseldi.
önceki gün Girmeli köyün-
deki gözaltılan protesto ama-
ayla uluslararası E-24 Kara-
yolu'nu trafığe kapatarak 3
saat süreyle oturma eylemi ya-
pan ve daha sonra güvenlik
güçlerinin müdahalesiyle gözal-
üna alınan yaklaşık bir köylü-
nün sorgulaması sürüyor.
Kimlik tespitlerinden sonra.
AGİT SALMAN - Gözaltında
öldü.
yaklaşık 200 köylünün serbest
bırakıldığı öğrenilirken, dığer
köylülerin Nusaybin Jandarma
Taburunda bekletildikleri b\\-
dirildi.
Nusaybin'e giriş ve çıkışlann
güvenlik güçlerince kontrol al-
tında tutulduğu öğrenildi. Gö-
zaltılan protesto amaayla iş-
yerlerini açmayan bir bölüm
esnaf dün kepenk kapatma ey-
lemine başladı.
Cizre'de operasyon
Şırnak'm Cizre ilçesinde dün
sabaha karşı operasyon gerçek-
leşüren siyasi polis ve özel timin
yaklaşık 30 kişiyi gözallına al-
dığı bildirildi. Gözaltına ahnan-
lar arasında Özgür Gündem
gazetesinin Cizre muhabirleri
SATILIK FOTOĞRAF
MAKtNESt
Nikon F2 body, M81 motor (5
kademeli) f: 2.8 Vivitar 24
mm objektif.
Tel: 512 05 05'ten 437-439
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DUNYA'DA
Devtet Batanlığı Meteorotoji
Gene) Müdûnuğû'nden alınan
bilgiye göre Marmara'nın do-
gusu. Karadeniz. Iç Ege, Göl-
ler Bölgesı, Ooğu Akdeniz, Iç
Anadokj ıte Doğu Akdeniz yer
yer sajjanak ve gökgûrültü-
lü sağanak yagışiı, ötekı yer-
ler parçalı buluiiu geçecek.
Hava sıcaklıjında önemli bir —
değışıklik oımayacak Rûzgâr, kuzey ve dofiu, yurdun güney ve doğu kesimlenn-
de güney ve batı yönlerden hafıf ara sıra orta kuvvette, yağış anında kuvvetli
ve kısa süreiı fırtına şeklınde esecek. Van Gölû'nde hava, parçalı buluttu geçecek
Adana
W*xı
Amslerdam
Amman
»bna
Btûksel
Cenevc
Franlrturi
Uftosa
Hükümettenyeni
vergi paketi »
• Maliye Bakanı Sümer Oral, vergi borçlanniv
ödememekte direnenlerin açıklanması hakkında-'
1
ki soruya, "Bu kişi ya da kurumlan açıklamak,
yasa gereği mümkün değildir. Türkiye bir kanun.'
devletidir. Biz de buna uygun davranınz" dedi. ,c
Abdullah Ansoy, Halil Ansoy,
Sait Ansoy adh kardeşlerle Ciz-
re Kaymakamlığı Yazıişleri
Müdürü Abdülkadir Bünger.
Meteoroloji Müdürü Ahmet
Dağlı. Belediye Zabıta Amiri
İhsan Budak. belediye şoförü
Mahmut Kırmızıgürün de bu-
lunduğu öğrenildi. Ozellikle
Meydanbaşı ve Kocapınar ma-
hallelerinde yoğunlaşan ope-
rasyona katılan güvenlik güçle-
rinin önceden belirlenen evler-
de arama yaptığı ve bu evlerde
bulunan kişileri gözaltına aldığı
bildirildi.
Siirfte iki er öldü
Siirt'in Pervari ilçesine bağlı
İğneli Jandarma Karakolu ön-
ceki gece bir grup PKK milita-
runın silahlı saldınsına uğradı.
Yaklaşık 20 kişiden oluştuğu
sanılan PKK grubunun kara-
kola açtığı ateş sırasında iki enn
öldüğü, ikisinin de yaralandığı
öğrenildi. Gece karanlığından
yararlanarak kaçan PKK mili-
tanlannın yakalanabılmesi için
olayın hemen ardından operas-
yonlara başlandığı belirtildi.
yaflmuriu Sölı
V
«ar
ümdta
Madnd
Mlano
Moskova
Mûrah
Oslo
Pans
Prag
Roma
Vıyana
Zflnh
Y
B
B
B
B
B
Y
B
A
B
B
B
25°
29°
28°
17°
27°
26°
27°
24°
42°
26°
25°
25°
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su)-Maliye veGümrük Bakanı
Siimcr Oral. önümüzdeki gün-
lerdc ycnı bir vergi paketını
Meclis'e sunacaklannı açıkladı.
Oral. dün düzenledıği basın
toplantısında. geçen hafta ka-
bul edilen ve bazı vergi yasala-
nnda değişiklik yapan yeni
yasa konusunda bilgı verdı.
Oral. yeni yasanın vergi adaleti
bakımından ciddi adımlar içer-
diğini. aynca daha önce açıkla-
nan ekonomik paketin vergi
allyapısını oluşturduğunu söy-
ledi. Yasayla. Bakanlar Ku-
rulu'nun asgari ücreılilcrde özel
vergi indirim tutannı asgari üc-
ret tutan kadar arttırmakla yet-
kili kılındığını belirten Oral.
kurumlar vergısınde de yüzde
23'lük alt sınır getirildiğini an-
lallı. Oral. 1993 nisan ayından
ıiıbaren vakıflann eğjtim. sağ-
lık. kültür ve bilimsel araştırma
geliştirme amacıyla kurduklan
iktisadi işletmelerden elde ettik-
leri kazançlardışındaki kazanç-
fanndan kurumlar vergisi tah-
Mİatı yapılacağını bildirdi.
Gelir vc kurumlar vergilerin-
den alınan üç fonun yerine sa-
dece tek fon payının hesaplanıp
ödeneceğini bildiren Oral. "Bu
fonlann şimdiki toplamı yüzde
7'dir. Bunun yüzde 10 oİacağı
yönündeki haberler doğru de-
ğildir. Hükümetin yüzde 10'a
çikarma yetkisi vardır ama
böyle bir eğilimimiz yoktur. Yi-
ne toplam yüzde 7 olacaktır"
dedi. Oral, fonlann 1993'te
bütçe içine alınacaklannı belir-
terek, hükümetin yeni bir fon
yaratmadığını vurguladı.
Y 26°
A 35°
B 28°
A 35°
Y 27°
B 26°
8 27°
Y 32°
B 24°
Oral, önümüzdeki günlerde
yeni bir vergi paketinin Meclis'e
sunulacağını bildirerek, "Bazı
düzenlemelen yaptık, reform-^
niteliğindeki hazırlıklar tama-
men bitmiştir. Bunlann uygu-
lanması için de hemen hemen
kanuna ihtiyaç yoktur. Yasa-_
lar. hükümete ve bakanlığımıza
bu yetkileri tanımıştır" diye ko-
nuştu. Oral. bir iki ay içinde
büyük şehirlerde yeni vergi dai-t
releri açılacağını kaydetti
Bakanlıktan Ust düzey bir
yetkili ise, yeni vergi paketi ile .
ilgili hazırhkların, anlatıldığı bi-
çimde tamamlanmadığını, pa-
ketin TBMM'ye sunulacak du-
ruma eelmediğini sövledi.
Vergi affından yararlanma-,
yan ve vergi borçlanm ödeme/,
mekte direnen yükümlülerio
açıklanması konusundaki so-
rulan da yanıtlayan Bakan
Oral, "Bu kişi ya da kurumlan
açıklamak yasa gereği müm-
kün değildir. Türkiye, bir ka-^
nun devletidir. Biz de buna"
uygun davranınz" dedi. Gaze-'
tecilerin, "Kaçakçılar yine gizli
mi kalacak?" sorusuna, "Teşhir,'
uygulaması zaten var. Hatta te-
levizyonda teşhir bile var. An-
cak kaçakçılığın kesinleşmesi
durumunda bu yaptınm yürür-
lüğe ginyor. Bugüne kadar da
Danıştay'dan çıkan kaçakçılık,
suçu olmadı" yanıtını verdi,.
Vergi mahremiyetinin birçok,
ülkede olduğunu vurgulayan*
Oral. kasten vergi kaçıranlarui
üzerine şiddetle gidileceğinK
söyledi. Oral, "Kaçırdığı vergT
kimsenin yanına kâr kalmaya^
caktır" dedi.
»INDAKI
ıL
duiu, ancak ıç cebınde taştdığı
kimlik belgesıytt kamtlanır. Hi(
kuşkusuz dunyarun çogu ûlke-
sınde rtsmı kçılenn görnlenru
yaparken kullandıklan kimlik
brlgeieri vardır. Bu arada note-
re ışı duşen yurtıafin da yaptı-
racaği ışiem ya da ımzalayacağı
sözlepne ıçm yttkai olup otma-
dığını kamtlaması gerekır.
Se var kı, AClK'ın Avrupa
Gûvenlik lşbırlıŞı, Pans doru-
ğunda AKKA 'Avrupa 'da Kon-
i K A t )
ya Mıttenand, unınmif
dır, antlaşmayt ımzalaı\,
Once kendUermdaı kımlıkr
du mu' Belgeien ımzaf
içm yaküen otup olmadri
tınldı mı? Belkı bu kon\
töraet protokoi ya da fii
u göreneklm olmuştufi
AGtfC adına bir gûrrvli
maya ımtasını almak i
ns'e varah sorumsuz C
başkanı özafa Byste
nda sorabüirdt
-Saymt kiğıdı, nûvıytı cuıda- vansıyonel Kuvvet Amlafmasıl
s kimlik beigesının öne- belgesıne ımza alan kifiUrden
Irk yurttaşlan iyi tnlır. kimlik belgesi Btenebilir mi?
n feş^/- fintA ya
21 Kasım 1990 tarihli Olaylann Ardındaki Gercek'te imza ko-
nusu dile geürilmişti. -'*.
AGIK'e imza Demirerden!
• Baştarafi 1. Sayfada
koruma rolünü üstlenmesine
karşı çıkan Fransa'nın. AGİK
zirvesinde "çeşitli engelleme-
lcr" yapmasının beklendiğini
bildiriyorlar.
Ankara, Helsinki'de AGİK
üyesı ülkclerin imzalayacağı
belgede. terörizmle ilgili konu-
lara ilişkin "yeni hükümlerin"
konması doğnıltusunda çalışı-
yor. Ankara. AGİK bünyesin-
de "Teröre Karşı Uzmanlar
Komitesi" oluşturulmasını ve
terörist örgütlere maddi yar-
dımda bulunduğuna ilişkin
"cidddi bilgilerin" bulunduğu
"yasal görünümlü" kuruluşla-
nn fonlannın izlenmesine yöne-
lik mekanizmalann yer alması-
nı istiyor.
Helsinki'de. kriz önleme ve
çatışmalann engellenmesi me-
kanizmalan içinde, her sorunla
ilgili alt komitelerin oluşturul-
masına çalışılacağı bildiriliyor.
Dışişleri kaynaklan_, her ortaya
çıkan krizin. AGİK-'in zayıf
noktalannı ortaya cıkardığını,
bu zayıf noktalann giderilmesi
için Helsinki'de çahşmalann
süreceğini bildiriyorlar.
yönelik olarak, her kriz duruV
muyia ilgili olarak ayn biç.
"yönlendirme komitesi" kuruPj
ması öneriliyor. Aynca, ATde.
olduğu gibi "troyka" (üçlü) kur
rulmasınm önerildiği bildirili-
yor. Troyka da, dönem başka-
nı. bir sonrakı dönem başkanı.
ve bir önceki dönem başkanı ûl-,
kelerin yer alacağı bildiriliyor.'_.
1990 yıhnda Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın imzaladıği
AGİK zirvesi kararlanna, b\ı
yıl Başbakan Süleyman Demi-
rel imza atacak. 1990'da Avru-|
pa Güvenlik ve İşbirliği Konfâ-.
ransı (AGİK) zirvesinde imza^
lanan Paris Şartı'na, Cumhuri
başkanı Turgut Özal'ın imza
atması, o dönemde yine bir
"imza yetkisi" sorunu gündeme,
getirmişti. "İlk kez uluslararasi
Bir anlaşmada, bir ülke adına
yetkisiz birinin imzası olduğu*^
tartışmalanna yol açan ımz4
töreni sırasında Başbakan Yıl-
dırım Akbulut, Özal'ın arka-.
sında-oturarak töreni izlemekle;
yetinmişti.
A-Kik B-ötiuttu G-gunes.' K karn S ;-s~ V
SÖYLEV
(Belgeler Bölümü: Cilt 3)
Hıfzı V. VeUdedeoğlu
3. bası 10.000 Ura (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeii gönderilmez.