23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2TEMMUZ1992 PERŞEMBE' 16 BURASITURKIYE HALUK ŞAHİN Teledemokrasi Tehlikeli mi? Demokrasinin en özlü tanımının Abraham Lincoln- ünki olduğunu biliyoruz: "Halkın, halk için, halk tarafın- dan yönetilmesi." Insanlık tarihi. bu tanımın gerçekleşmesi için yapılan mücadelelerin tarihi olarak okunabilir. Tanımdaki her sözcük için oluk oluk kan akıtılmıştır: "Halk"ın kimler- den oluştuğu, "halk için"in ya da "halk tarafından'ın ne anlama geldiği, siyasal ve toplumsal haklar kavga- sının ardındaki büyük sorular olagelmiştir. Bu tartışmalardan bazıları hâlâ devam ediyor. Bazı- ları da teknolojilerin ve koşulların değişmesi nedeniy- le yepyeni biçimlerde karşımıza çıkıyor. Işte "teledemokrasi" tartışması. Son çeyrek yüzyıl boyunca gıttikçe daha fazla duyduğumuz bu kavram, artık birtakım insanlar için "ofabilecekler" listesinden çıkıp "olacaklar" listesine alınıyor. Amerika nın köklü iki parti sistemine karşı isyan bay- rağınt açan milyarder aday adayt Ross Perot, "telede- mokrasi" vaat ediyor. Ve bu sözcüğü duyan bazı yazarlar, feryadı basıyor- lar- 'Eyvah, faşızm geliyor!" • • • Teledemokrasiyi savunanlar, özetle şöyle diyorlar: Ideal demokrasi, halkın kendisiyle ilgili kararları doğ- rudan doğruya alabileceği küçük kasaba meydanı demokrasisidir. Zamanla, fiziksel sınırlamalar dolayı- sıyla bu zorlaşınca, 'temsili demokrasi' icat olundu ve halkın yetkisi birtakım vekillere aktarıldı. Oysa günü- müzde yeni teknolojiler tüm halkın katılıp görüş ifade edebileceği "elektronik kasaba toplantısı"nı mümkün kılıyor. öyleyse, bırakın halk kendi kendisini yönetsin. Bu model haklı olarak birçok kişiye cazip geliyor. Ozellikle politikacılara kızanlar; onları, özel çıkar gruplarına hizmet edip halkın kanını emen sülükler olarak görenler, "Niçin olmasın" diyorlar. "Soruyu halka sorarız, o da telefonuyla, faksıyla, modemiyle cevap verir, olur biter." Evet, niçin olmasın? Madem ki teknolojik olarak bu mümkündür, niçin yönetimi halk adına konuştuğunu ıddıa eden birtakım insanlara bırakahm? Teledemokrasiye karşı çıkanlar bu soruya, "Çoğun- luğun her dediğinin olması ile demokrasiyi birbirine karıştırmayalım. Teledemokrasi kısa sürede demokra- si olmaktan çıkar, istibdata dönüşür" karşılığını veri- yorlar. Bu görüşe göre, insanları üzerinde fazla düşünme- dikleri konularda karar vermeye zorlamak, onları demagogların oyuncağı haline getirmek anlamına ge- lir. Tarih bunun bir örneğini Hitler'de yaşadı. Hitler, radyodan yararlanarak elektronik referandum uygula- masını başlatan adamdı. Sonuç kan, ter ve gözyaşı oldu. Teledemokrasiye karşı çıkanlar, kitlelerin birtakım konularda duygusal hareket edebileceklerini, tarihten birçok örnekler vererek söylüyor ve "Demokrasi bir dengeler rejimidir. Çoğunluğun kayıtsız şartsız güçlü olmaması da bu dengelerden biridir" diyorlar. Teledemokrasi havariliği yapan Perot gibilerini ise tehlikeli buluyorlar. • • • Bence, teledemokrasinin tehlikelerini bilmek, ama çok fazla da abartmamak gerek. Teledemokrasinin, tüm konuları içeren mutlak bir durum olması şart mı? Belirli konularla sınırlandtrılması düşünülemez mi? Kaldı ki yeni teknolojilerle birlikte, teledemokrasinin birtakım uygulamaları siyasetin kanına karışıveriyor Bu alanda ABD'den epey geride de olsak, bizde bile öyle: Başbakan Demirel niçin haftalık kamuoyu yokla- ması sonuçlarını can kulagıyla dinliyor? Niçin özal'ı referandumla tehdit ediyor? Televizyon denince niçin politikacıların ağztnın suyu akıyor? Biz istesek de istemesek de yeni teknolojiler demok- ratik süreçleri değiştirmektedir. Eskiden parçalanmaz sanılan birtakım siyasi öğeler parçalanıyor, sınırlar eriyor, pozisyonlar degişiyor, yeni farklar beliriyor... Kimine göre, yaklaşan "katılımcı demokrasi'nin ban- dosudur duyulan. Kimine göre ise, "kitle demokra- sisi'nin cenaze marşıdır. Alvin Toffler, bu büyük dönüşümü ele aldığı son kita- bında şöyle diyor: "Karşımızda beliren artık bir kitle demokrasisi değil, enerji yüklü, hızla değişen bir mozayik demokrasisi- dir. Bu olgu, ekonomide mozayikler belirmesinin siya- setteki görünümüdür... Bunlar bizi demokrasiye ilişkin en temel varsayımlarımızı bile yeniden tanımlamaya zorlayacak." 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Yeni fabrikalar SfS, 2 TEMMUZ 1932 Başvekil Ismet Paşa Hz.nin Rusya seyahatlerinde kendilerine refakat eden mütehassıs heyetinden Sanayi müdürü umumisi Şerif Bey evvelki gün Odesa'dan şehrimize avdet etmişti. Şerif Bey dün akşamki trenle Ankara'ya gitmiş ve hareketinden evvel bir muharririmize seyahat intibalanna dair şunları söylemiştir. "- Başvekil Hz.nin refakatlerinde ve kendilerinden sonra emrettikleri veçhile Rusya ve Almanya sanayi mıntakalarında yapmış olduğum tetkikattan çok memnunum, bu seyahatten çok istifadeler temin ettim. Her iki memleketin sanayi teşkilatım, fabrikalannın çalışma tarzlannı, azamî randıman kabiliyetlerini ve fenni seraite göre çalışma şekillerini görmek bittabi faideli oldu. Bizde teessüs etmekte olan sanayi esasen hükümetimizin malura ve muayyen olan programına istinat etmektedir. Buna göre bir sanayi ofısi teşkil edileceği ve hali faaliyette bulunan fabrikaların bu ofise devredilerek memleketin çok istihlak ettiği malumatı sınayenin ehven ve bol bir surette istihsaJ edilmesine çahşacağını biliyorsunuz. Bu maksat malum olduktan sonra yeniden tesis edilecek sanayi şubelerinin nelerden ibaret olduğu da kendiliğinden meydana çıkar. Bunlar şimdilik pamuk mensucat sanayiidir. Yeni bir vekâlet Bir Nakliyat Vekâleti ihdası fikirleri yeniden deveran etmeğe başlamıştır. Devlet Demiryollan ile deniz posta seferleri, posta telgraf idarelerinin bu vekâlete verilmesi mevzuu bahistir. Vapurlar idaresi mes'elesi münasebetile bu işin Meclise intikal etmesi ihtimali vardır. Dünkü Fırka Gnıbunda deniz nakliyatmın hükümet idaresine verilmesinin kararlaştığı malumdur. Bu maksatla yeniden bir kanun layihası hazırlanacak değildir. Evvelce Meclise tevdi edilmiş olan "Türkiye posta vapurcuhığu anonim şirketi" teşkili hakkında layihayı fırkaca verilmiş karar çerçevesi dahilinde Iktisat Encümeni tadil edecektir. Encümen bu maksatla yarın sabah toplanacaktır. Layiha öğleye kadar haarlanabilirse öğleden sonra Mecliste müzakere olunacaktır. Şerefiye Sarnıcı ışık tutacak Eminönü Bdediyesi'nin altındaki Şerefiye (Tbeodosius) Sarm- cı. törenle açıldı. Osmanlı de\rinde Arif Paşa konağının mahze- nini oluşturan ve tarihi yarımadada bulunan 5 büyük sarnıç- tan biri olan sarnıç. 4. y y'da y apılmış. Kminönü'ndeki tüm tarihi escrlerin günışığına çıkarılması amacıyla başlatüan çalışmala- rın ilki olan Şerefiye (Theodosius) Sarnıcı restorasvonu için 100 mihon lira harcandı. Sarnıçta, düzenleme çalışmalarının ta- mamlanmasından sonra da her türlü kültür-sanat etkinlikleri ve Kösterileri dü/enlenebilecek. (Foioğraf: İBRAHİM GÜNEL) Maradona • Italya'ya dönmeyecek Spor Sen isi - Kokain kullandığıgerekçesiyle 15ay veşil sahalardan mcncczası alan Maradona. cezasırun biimesinc birkaç gün kala. "Fuıbol yaşanııma İlalya'da dcvam ctmck istemiyorum " dcdi. Milano'da yayımlanan günlük İtal>ansporgazetesi Gazzclta Della Sport'un sorulannı yanıtlayan Maradona. "Kesinlikle Napoli'yc vc İlalyan liglcrine gcridönüpbuslrcsi birdaha yaşamak istcmivorum" dedi. Napolikulübüyle 1993 >ılına kadar sözleşmesı bulunan Maradona futbol hayatına son vercceğınibelırui. 'Rüşvet yemiyoruz' diyen zabıta nıemıırları yürüJü /ahıta memurları, rüşvet iddialarına karşı dün Sultanahmefte protesto yûrüyüşü yaptı. Adliye önünde toplanan 300'ü aşkın zabıta memuru, buradan alkışlarla Alemdar Caddesi'ne yürüdii. Tüm Belediye Vlemurları Sendikası yöneticileri, maksatlı olarak çıkanlan rüş>et iddialarıyla. zabıta memurlarının mesleki onurlanna saldırıJdığını öne sürdüler. Sendikacılar, "Yetkili ağızlarca çokça soylendi, 'Alan memnun, veren mcmnun' y a da, 'Benim memurum işini bilir' diye. Biz ne alan olaca- ğız, ne veren. Ekonomik ve demokratik mücadelemizde neler yapacağımızı çok iyi biliriz" diye konıtjtular. Zabıta memurları bir basın kuruluşu önüne siyah çeİenk bıraktıktan sonra dağüduar. (Foioğraf: DENİZ ŞAHİN) HABERLERIN DEVAMI Köpekle işkence iddiası • Baştarafi 1. Sayfada ve ışkencc yapıldığı bclirtilen İs- mail Yılmaz'ın vücudundaki işkencc İ7İcri basına gösterildi. 27 ha/ıran cumarlcsi geccsi saat 0l.3U"da gözallına alınıp Yedi- kule Karakoluuıa götürülen İsnıail Yılmaz. karakolda tu- lulduğu 2 gün süresinceyaşadı- ğı olayları şöyleanlallı: "Gcce saaı 01.30'da 3 sivil polis gcldi. Kimlik sordum. "LLın ınanmıyor musun. sana kıınlik sormavı göstcririz" dedi- ler Kimliklcnni görmeden gıt- meyeceğimı söyledim. Zorunlu oi.ırak eösterdiler. Beni Yedi- kule Karakolu'na götürdüler. İçeridc masa kurmuşlar. Birkaç bira şişcsi \ardı. 'Bura^ı iı'P'z masasf dediler. Olayı sorup. 'Ulan kadına sarktın mı°' dedi- ler. Ben de D.O. köylümdür. Beyini tanıyorum. Kadın bana askıntı oldu. Bizde kocası ban- yo yaparken kadın geldi kuca- ğıma oıurup. "Senı seviyorum' dedi. Ben de "Seninle arkadaş olamayız' diyerek kovduğumu polislcre anlattım. Daha sonra polislcrdcn biri, 'Bana kemikkı- ran Şcvkel dcrler. doğruyu söy- le' diyerek beni dövmeye başla- dı. diğerleri de ona katıldı. Kafamda 3 tane sopa kırdılar. elektrik verdiler. Cımbızla bı- yıklanmı >oldular. Saçlanm- dan sürüklcverek eğitilmış bir kurt köpeğinin önüne attılar. Hayvan ne derlerse yapıyordu. Köpekle boğuşurken odaya açılan küçük pencereden hay- vana komul veriyorlar. köpeği altıma aldığımda da gelip kar- nıma ince uzun kum torbasıyla vuruyorlardı. Kollanm ve ba- caklanm köpek tarafından ısı- nldı. Makatıma cop sokuldu. 29 Haziran 1992 Pazartesi sa- bdhı bizzat işkence uygulayan »i\il polisler tarafından Aksa- ray Polis Kaı\:kolu'na. oradan Gayrettepe'ye götürülııp masa- lar arasında dolaştınldım. Ka- yıtlanm kontrol edıldı, sabıka- sız olduğum anlaşıhnca yeni- den Aksaray Karakolu'na gctirilip ardından aynı gün saat 15.00 civannda Fatih Cumhu- riyet SavcılığVna götürülüp sa- lıverildim." İşkence sırasında inlihar et- mek için cama koştuğunu, camdan atlamayı başaramadı- ğını, polisler tarafından engel- lcndiğini anlatan İsmail Yıl- maz. polislerin işkence sırasın- da, "Faili meçhul bir polis cinayeti var. üzerine alır mı- sın?" dediklerini ileri sürerek. "Alınm, getireceğiniz her ifade- nin aliına imza atanm" cevabı- nı verdiğini söyledi. Yılmaz. işkenceden kurtulmak için ge- rekirse yıllarca verilecek cezayı çekmeye razı olduğunu da söz- lerineekledı. Çağdaş Hukukçular Dcrneği (ÇHD) ve İnşan Haklan Der- neği (IHD) İstanbul şubeleri üyesi avukatlann katıldığı top- laniıda konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar. 12 Eylül sıkıyönetim döneminde çuv al içinde kedi ile yapılan iş- kenceden sonra ilk kez köpekle Gözaltında ölüme yaşam sigortası yok • Baştarafi 1. Sayfada ahnan Agit Salman, Adana Emniyet Müdürlüğü'nde 2 ge- ce geçirdikten sonra öldü ve' cesedi ailesine 20 nisanda tes- lim edildi. Buraya, hatta bundan biraz sonrasına kadar yine aynı hi- kâye. Ailesi ve insan haklan örgütleri. emniyette işkence yapıldığı için öldüğünü öne sürdüler. Adana Adli Tıp K.u- rumu'na götürüldü cesedi. Ai- lesinin istemi de etkili oldu ve savcılık otopsi yaptırdı. Adli Tıp uzmanı. Agit Salman'ın sağ koltuk altı ile sol ayak bi- leği ve göğüs ortasıyla sınırlı olarak yüzeysel ekimozlar (sıynklarl. saptadı. Bu kadan yetmiyordu. Savcılık olayın üzerinde titizlikle duruyor, gazetelerde işkence haberle- rinden geçilmiyordu. Ceseı açıldı.' Adana Emniyeti'nin "kalbi, hasta olduğu için dur- du" iddiasını da araşurmak gerekiyordu. Salman'ın kal- binde kimi zayıflıklara rastla- dı Adli Tıp uzmanı. Ama bu kadarlık bir zayıflık ölüme yol açabilir miydi? İşte orasını an- lamak, iş '•emniyette ölüme" gelince doğrusu biraz zordu. Agit'in kesin olarak neden öl- düğünün saptanması için da- ha uzman bir kuruluş gereki- yordu. Salman'la ilgili her türlü otopsi bulgusu. olayı so- ruşturma konusu yapan Cum- huriyet Savcısı M.Ali Tun- cay'ın kimi sorulannı içeren yazısıyla birlikte İstanbul Adli Tıp I.İhtisas Kurulu'na gön- derildi. Aradan iki aya yakın bir sü- re geçrniş, ama kesin rapor gelmemişti. Salman'ın ailesi, avukatlan Ramazan Özkaya aracılığıyla Adana Adli Tıp Kurumu'ndan verilen raporu alabılmıştı sadece. Gözaltı ve ölümünden de kısaydı raporu Agit'in: "Şüpheli." Küçük oğlu Seyithan Sal- man, filmin bilinen öyküsünü değiştirecek önemb' bir şey yapmıştı 27 Mart 1990'da. Ba- bası Agit Salman adına hayat sigortası poliçesiydi bu. Seyit- han, babası Agit'i 11 yıl sonra emekli yaptırmak amaayla ilk primi de kendisi ödemiş, işle- min geçerli olmasım sağlamak için de babasının imzasıru al- mıştı. İşte öykü bu yanıyla bir- denbire yön değiştiriyordu. Salman ailesi için iki hedef vardı artık. Varsa suç. emni- yetteki sorguculann cezalan- dınlmasını sağlamak. bir de sigortadan ölüm parası alabil- mek. Ölümün acısı zamana yenik düşmeye başladığında sigorta şirketi arandı. Büyük oğul Mehmet Salman. telefo- na çıkan şirket yetkilisine. "si- gortahnız Agit Salman öldü, ben oğluyum" diyebildi. Şir- ket yetkilisi, veraset ilamı. nü- fus kaydı, defın ruhsatı ve bir dc ölüm raporu getirmcsinı ıs- tiyordu Mehmet Salman'dan. Öğul Salman. "şey" dedi, şir- ket temsilcisine, "Rapor var da üzerinde 'şüpheli' yazıyor. Bir sorun çıkar mı?" "Evet çı- kar" dedi sıgortacı. Özel sigor- ta şirketinin ödenen primlere bağlı olarak ölüm normalse 300 kat, anormalse yani mü- dahale sonucuysa 600 kat pa- ra ödediğini öğrendi Aşıt Salman'ın oğlu. Şirket sadece iki tür ölümde para ödemiyor- du. İntihar ve şüpheli olanla- ra. Agit Salman'ın ölümünü so- ruşturma konusu yapan Cum- huriyet Savcısı M.Ali Tuncay. Cumhuriyet'e konuyu titizlik- le incelediklerini anlatırken. "Bu dosya üzerinde bir hayli duruidu. İlave tanıklar da din- ledim. Hatta önceden kalp hastası olup olmadığı da önemliydi, onu da araştırdım" diyor ve ekliyordu: "Emniyet mensuplannın ifadelerini de aldım. Agit Sal- man'ı sorgulamadıklannı, sadece «ezarete aldıklannı söylediler. Öyleyse durup du- rurken ölmcmesi lazım. Önce- den kalp hastası olup olmadı- yapılan bir işkenceye tanık olunduğunu söyledi. Kanar. şunlan söyledi: "Bu olaya ınsan haklannın. demokrasinin savunucusu ol- duklannı iddia eden DYP-SHP koalisyonu döneminde tanık üluyoruz. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin. alay edercesine "6 ay içinde işkence yapılan kışı varsa bana getirin" dcmışii. Oysa bize yansıyan işkcncc raporları 100'e yaklaştı. İşkencenin basit bir olay olmadığı, güvenlik güç- lerinin işkcncc yaparken olay ayrımı yapmadığı. sısıcmli va da sistcmsiz her olayda işkcncc yaptığı gözleniyor. Bu olayın sonuna dek insan haklan soruş- turması açısından. cezai soruş- turma açısından takıpçısi ola- cağız." Çağdaş Hukukçular Dcrneği İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza Dizdar da ışkencelerin son dö- nemde arttığına işareı edcrck. "İşkenceye son vermek için kadrolar'lağvedilmeli. ışkencc- ciler cezalandmlmalıdır" diye konuşlu. gını da araştırdım. dcğilmiş. Olay vc nıahiyeti bizce de çok önemli. İsian'bu) Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nun raporunu bekliyorum. Bir anormallik varsa tabii kı dava açacağım. yoksa yapacak bir şey yok." Ailesi. Türkiye'de çok sık izlenen "gözaltında ölüm" fil- minin henüz "the end" fınaliy- le sonuçlanmayan Agit Sal- man'ın öyküsünü merak ediyor. İstanbul Adli Tıp Uz- manlar Kurulu. Sa\cı Tun- cay'm "nerede. hangi saatte ve nasıl öldü" sorulannı açıp. "şüpheli ölüm"ü "şüphesiz"" kılmazsa ne dava açılacak so- rumlular hakkında ve ne de ailesi kan parası alabilecek. Agit Salman'ın öyküsü de kaynayıp gidecek. sıradanlaş- tıkça biraz daha alışacağız "gözaltında ölümler"e.. Faili meçhul 3 cinayet daha • Baştarafi l. Sayfada gözallına alınan yaklaşık bin kişıden 200'ü salıverildi. Polisin Cizrede önceki gece gerçekleş- lirdiği operasyonlarda, Özgür Gündem gazetesi Cizre muha- birlerinin de aralannda bulun- dıığu yaklaşık 30 kişinin gözal- tına aİındığı bildirildi. Siirt'in Pervari ilçesine bağlı İğneli Jandarma Karakolu'na önceki gece saldın düzenleyen bir grup PKK'lı. 2 eri öldürdü. 2'sini de yaçaladı. Bir süre önce Diyarbakır'da faili meçhul bir saldın sırasında yaşamını yitiren Silvan nüfusu- na kayıtlı Ramazan Yüce'nin taziyesinden dönen üç yurttaş. önceki gece Silvan'da silahlı s;ıldınya uğradı. Olayda. A. Halim Yaşar (53). oğlu Adil Yaşar(29) veakrabalan Nazıtn Yaşar (40) öldü. Olaydan sonra kaçan saldırganlann yakalan- ması için geniş çaplı bir operas- yon başlatıldı. Son bir hafta içinde Diyarbakır ve Silvan'da faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin sayısı 8'e yükseldi. önceki gün Girmeli köyün- deki gözaltılan protesto ama- ayla uluslararası E-24 Kara- yolu'nu trafığe kapatarak 3 saat süreyle oturma eylemi ya- pan ve daha sonra güvenlik güçlerinin müdahalesiyle gözal- üna alınan yaklaşık bir köylü- nün sorgulaması sürüyor. Kimlik tespitlerinden sonra. AGİT SALMAN - Gözaltında öldü. yaklaşık 200 köylünün serbest bırakıldığı öğrenilirken, dığer köylülerin Nusaybin Jandarma Taburunda bekletildikleri b\\- dirildi. Nusaybin'e giriş ve çıkışlann güvenlik güçlerince kontrol al- tında tutulduğu öğrenildi. Gö- zaltılan protesto amaayla iş- yerlerini açmayan bir bölüm esnaf dün kepenk kapatma ey- lemine başladı. Cizre'de operasyon Şırnak'm Cizre ilçesinde dün sabaha karşı operasyon gerçek- leşüren siyasi polis ve özel timin yaklaşık 30 kişiyi gözallına al- dığı bildirildi. Gözaltına ahnan- lar arasında Özgür Gündem gazetesinin Cizre muhabirleri SATILIK FOTOĞRAF MAKtNESt Nikon F2 body, M81 motor (5 kademeli) f: 2.8 Vivitar 24 mm objektif. Tel: 512 05 05'ten 437-439 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DUNYA'DA Devtet Batanlığı Meteorotoji Gene) Müdûnuğû'nden alınan bilgiye göre Marmara'nın do- gusu. Karadeniz. Iç Ege, Göl- ler Bölgesı, Ooğu Akdeniz, Iç Anadokj ıte Doğu Akdeniz yer yer sajjanak ve gökgûrültü- lü sağanak yagışiı, ötekı yer- ler parçalı buluiiu geçecek. Hava sıcaklıjında önemli bir — değışıklik oımayacak Rûzgâr, kuzey ve dofiu, yurdun güney ve doğu kesimlenn- de güney ve batı yönlerden hafıf ara sıra orta kuvvette, yağış anında kuvvetli ve kısa süreiı fırtına şeklınde esecek. Van Gölû'nde hava, parçalı buluttu geçecek Adana W*xı Amslerdam Amman »bna Btûksel Cenevc Franlrturi Uftosa Hükümettenyeni vergi paketi » • Maliye Bakanı Sümer Oral, vergi borçlanniv ödememekte direnenlerin açıklanması hakkında-' 1 ki soruya, "Bu kişi ya da kurumlan açıklamak, yasa gereği mümkün değildir. Türkiye bir kanun.' devletidir. Biz de buna uygun davranınz" dedi. ,c Abdullah Ansoy, Halil Ansoy, Sait Ansoy adh kardeşlerle Ciz- re Kaymakamlığı Yazıişleri Müdürü Abdülkadir Bünger. Meteoroloji Müdürü Ahmet Dağlı. Belediye Zabıta Amiri İhsan Budak. belediye şoförü Mahmut Kırmızıgürün de bu- lunduğu öğrenildi. Ozellikle Meydanbaşı ve Kocapınar ma- hallelerinde yoğunlaşan ope- rasyona katılan güvenlik güçle- rinin önceden belirlenen evler- de arama yaptığı ve bu evlerde bulunan kişileri gözaltına aldığı bildirildi. Siirfte iki er öldü Siirt'in Pervari ilçesine bağlı İğneli Jandarma Karakolu ön- ceki gece bir grup PKK milita- runın silahlı saldınsına uğradı. Yaklaşık 20 kişiden oluştuğu sanılan PKK grubunun kara- kola açtığı ateş sırasında iki enn öldüğü, ikisinin de yaralandığı öğrenildi. Gece karanlığından yararlanarak kaçan PKK mili- tanlannın yakalanabılmesi için olayın hemen ardından operas- yonlara başlandığı belirtildi. yaflmuriu Sölı V «ar ümdta Madnd Mlano Moskova Mûrah Oslo Pans Prag Roma Vıyana Zflnh Y B B B B B Y B A B B B 25° 29° 28° 17° 27° 26° 27° 24° 42° 26° 25° 25° ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su)-Maliye veGümrük Bakanı Siimcr Oral. önümüzdeki gün- lerdc ycnı bir vergi paketını Meclis'e sunacaklannı açıkladı. Oral. dün düzenledıği basın toplantısında. geçen hafta ka- bul edilen ve bazı vergi yasala- nnda değişiklik yapan yeni yasa konusunda bilgı verdı. Oral. yeni yasanın vergi adaleti bakımından ciddi adımlar içer- diğini. aynca daha önce açıkla- nan ekonomik paketin vergi allyapısını oluşturduğunu söy- ledi. Yasayla. Bakanlar Ku- rulu'nun asgari ücreılilcrde özel vergi indirim tutannı asgari üc- ret tutan kadar arttırmakla yet- kili kılındığını belirten Oral. kurumlar vergısınde de yüzde 23'lük alt sınır getirildiğini an- lallı. Oral. 1993 nisan ayından ıiıbaren vakıflann eğjtim. sağ- lık. kültür ve bilimsel araştırma geliştirme amacıyla kurduklan iktisadi işletmelerden elde ettik- leri kazançlardışındaki kazanç- fanndan kurumlar vergisi tah- Mİatı yapılacağını bildirdi. Gelir vc kurumlar vergilerin- den alınan üç fonun yerine sa- dece tek fon payının hesaplanıp ödeneceğini bildiren Oral. "Bu fonlann şimdiki toplamı yüzde 7'dir. Bunun yüzde 10 oİacağı yönündeki haberler doğru de- ğildir. Hükümetin yüzde 10'a çikarma yetkisi vardır ama böyle bir eğilimimiz yoktur. Yi- ne toplam yüzde 7 olacaktır" dedi. Oral, fonlann 1993'te bütçe içine alınacaklannı belir- terek, hükümetin yeni bir fon yaratmadığını vurguladı. Y 26° A 35° B 28° A 35° Y 27° B 26° 8 27° Y 32° B 24° Oral, önümüzdeki günlerde yeni bir vergi paketinin Meclis'e sunulacağını bildirerek, "Bazı düzenlemelen yaptık, reform-^ niteliğindeki hazırlıklar tama- men bitmiştir. Bunlann uygu- lanması için de hemen hemen kanuna ihtiyaç yoktur. Yasa-_ lar. hükümete ve bakanlığımıza bu yetkileri tanımıştır" diye ko- nuştu. Oral. bir iki ay içinde büyük şehirlerde yeni vergi dai-t releri açılacağını kaydetti Bakanlıktan Ust düzey bir yetkili ise, yeni vergi paketi ile . ilgili hazırhkların, anlatıldığı bi- çimde tamamlanmadığını, pa- ketin TBMM'ye sunulacak du- ruma eelmediğini sövledi. Vergi affından yararlanma-, yan ve vergi borçlanm ödeme/, mekte direnen yükümlülerio açıklanması konusundaki so- rulan da yanıtlayan Bakan Oral, "Bu kişi ya da kurumlan açıklamak yasa gereği müm- kün değildir. Türkiye, bir ka-^ nun devletidir. Biz de buna" uygun davranınz" dedi. Gaze-' tecilerin, "Kaçakçılar yine gizli mi kalacak?" sorusuna, "Teşhir,' uygulaması zaten var. Hatta te- levizyonda teşhir bile var. An- cak kaçakçılığın kesinleşmesi durumunda bu yaptınm yürür- lüğe ginyor. Bugüne kadar da Danıştay'dan çıkan kaçakçılık, suçu olmadı" yanıtını verdi,. Vergi mahremiyetinin birçok, ülkede olduğunu vurgulayan* Oral. kasten vergi kaçıranlarui üzerine şiddetle gidileceğinK söyledi. Oral, "Kaçırdığı vergT kimsenin yanına kâr kalmaya^ caktır" dedi. »INDAKI ıL duiu, ancak ıç cebınde taştdığı kimlik belgesıytt kamtlanır. Hi( kuşkusuz dunyarun çogu ûlke- sınde rtsmı kçılenn görnlenru yaparken kullandıklan kimlik brlgeieri vardır. Bu arada note- re ışı duşen yurtıafin da yaptı- racaği ışiem ya da ımzalayacağı sözlepne ıçm yttkai olup otma- dığını kamtlaması gerekır. Se var kı, AClK'ın Avrupa Gûvenlik lşbırlıŞı, Pans doru- ğunda AKKA 'Avrupa 'da Kon- i K A t ) ya Mıttenand, unınmif dır, antlaşmayt ımzalaı\, Once kendUermdaı kımlıkr du mu' Belgeien ımzaf içm yaküen otup olmadri tınldı mı? Belkı bu kon\ töraet protokoi ya da fii u göreneklm olmuştufi AGtfC adına bir gûrrvli maya ımtasını almak i ns'e varah sorumsuz C başkanı özafa Byste nda sorabüirdt -Saymt kiğıdı, nûvıytı cuıda- vansıyonel Kuvvet Amlafmasıl s kimlik beigesının öne- belgesıne ımza alan kifiUrden Irk yurttaşlan iyi tnlır. kimlik belgesi Btenebilir mi? n feş^/- fintA ya 21 Kasım 1990 tarihli Olaylann Ardındaki Gercek'te imza ko- nusu dile geürilmişti. -'*. AGIK'e imza Demirerden! • Baştarafi 1. Sayfada koruma rolünü üstlenmesine karşı çıkan Fransa'nın. AGİK zirvesinde "çeşitli engelleme- lcr" yapmasının beklendiğini bildiriyorlar. Ankara, Helsinki'de AGİK üyesı ülkclerin imzalayacağı belgede. terörizmle ilgili konu- lara ilişkin "yeni hükümlerin" konması doğnıltusunda çalışı- yor. Ankara. AGİK bünyesin- de "Teröre Karşı Uzmanlar Komitesi" oluşturulmasını ve terörist örgütlere maddi yar- dımda bulunduğuna ilişkin "cidddi bilgilerin" bulunduğu "yasal görünümlü" kuruluşla- nn fonlannın izlenmesine yöne- lik mekanizmalann yer alması- nı istiyor. Helsinki'de. kriz önleme ve çatışmalann engellenmesi me- kanizmalan içinde, her sorunla ilgili alt komitelerin oluşturul- masına çalışılacağı bildiriliyor. Dışişleri kaynaklan_, her ortaya çıkan krizin. AGİK-'in zayıf noktalannı ortaya cıkardığını, bu zayıf noktalann giderilmesi için Helsinki'de çahşmalann süreceğini bildiriyorlar. yönelik olarak, her kriz duruV muyia ilgili olarak ayn biç. "yönlendirme komitesi" kuruPj ması öneriliyor. Aynca, ATde. olduğu gibi "troyka" (üçlü) kur rulmasınm önerildiği bildirili- yor. Troyka da, dönem başka- nı. bir sonrakı dönem başkanı. ve bir önceki dönem başkanı ûl-, kelerin yer alacağı bildiriliyor.'_. 1990 yıhnda Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın imzaladıği AGİK zirvesi kararlanna, b\ı yıl Başbakan Süleyman Demi- rel imza atacak. 1990'da Avru-| pa Güvenlik ve İşbirliği Konfâ-. ransı (AGİK) zirvesinde imza^ lanan Paris Şartı'na, Cumhuri başkanı Turgut Özal'ın imza atması, o dönemde yine bir "imza yetkisi" sorunu gündeme, getirmişti. "İlk kez uluslararasi Bir anlaşmada, bir ülke adına yetkisiz birinin imzası olduğu*^ tartışmalanna yol açan ımz4 töreni sırasında Başbakan Yıl- dırım Akbulut, Özal'ın arka-. sında-oturarak töreni izlemekle; yetinmişti. A-Kik B-ötiuttu G-gunes.' K karn S ;-s~ V SÖYLEV (Belgeler Bölümü: Cilt 3) Hıfzı V. VeUdedeoğlu 3. bası 10.000 Ura (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödemeii gönderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle