23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2TEMMUZ1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Renault'dan zam • İSTANBUL(AA)- Renault. ürettiği otomobıllerin perakende satış fıyatlannı yûzde 5.5 ile yüzde 7.0 arasında değişen oranlarda arttırdı. Renault'dan yapılan açıklamaya göre 1 temmuz sah gûnünden itibaren geçerli olan zam sonrası Renault nun en ucuz otomobıli R-12 Toroş'un fıyaü 59 milyon 958 bin liraya, en pahah otomobili olan R-21 Concorde klimalının fiyatı ise 168 milyon 573 bin liraya yükseldi. Renault marka otomobillerin eski fıyatlanyla 1 temmuz 1992'den geçerli KDV dahil perakende satış fiyatlan ve zam oranlan şöyle: (000 TL) Otomobil tipi Yeni Fiyatı(TL) R-!2Toros 59.958 R-12SWToros 68.141 R-9 GTE Broadway 72.631 NR-9Spring 62.360 R-I1GTE 77.682 R-llTXEFlash 91.338 R-21Manager 124.430 R-21 Concorde 168.573 klimalı ABD'den ihracat kolaylığı •ANKARA (AA)-ABD, Türkiye'den ithal ettiği beş kalern malı Genelleştirilmiş Tercihli Ticaret Sistemi'ne (GSP) dahil etti. ABD'nin Türkiye'den ithal ettiği beş kalem malı GSP kapsamına alarak bu ürünlerin ithalatında gümrük vergisini kaldırması karan dünden itibaren gümrüklerde yürürlüğe girdi. Kararla ABD, Türkiye'den yapacağı, tütün, zeytin, otomotiv parçası volan, plastik eşya ile ferrokrom ithalatından gümrük vergisi almayacak. Sabancı'ya ödül • Ekonomi Servisi - Amerikan Makine Mühendisleri Birliği (ASME)tarafından düzenlenen 1. Avrupa Ortak Konferansı'nda (ESDA)sanayi ve teknolojiyeyaptığı katkılardan dolayı Sabancı Holding'e ödül verileceği açıklandı. Beşikçioğlu'nda grev • Ekonomi Servisi - Çumhurbaşkanı Turgut Özal'ın dünürü Alparslan Beşikçioğlu'nun patates fabrikasında çalışan işçiler bugün greve çıkıyor. Öz-Gıda İş Sendikası'ndan yapıian açıklamaya göre sendika ile Şimpolt-Beşikçioğlu Tanm Ürünleri Anonim Şirketi'nin Torbalı patates fabrikasında sürdürülen ikinci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri grev ilesonuçlandı. Ortalama bir milyon 100 bin lira brüt ücret alan 200'ü aşkm işçiyi ilgilendıren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 7 aydırdevamediyordu. Tûrksat davası • ANKARA (AA)-Türk uydusu olarak bilinen Türksat ihalesine fesat kanştırdıklan ve ihale komisyonu üyelerine. yüksek nüfuzlu kişilerin isimlerini kullanarak Fransız firması lehinde baskı yaptıklan gerekçesiyle haklannda dava açıan PTT eski Genel Müdürü Emin Başer ile genel müdür yardımcısı Osman Gözüm"ün yargılanmalanna devam edildi. Yıllık ihnaca114 milyar dolar •I ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin yıllık ihracatı, nisan ayında 13 milyar 952 milyon dolara ulaştı. Yıllık ithalatın 21 milyar 515 milyon dolara yükselmesi sonucu dış ticaret açığı da 7 milyar 563 milyon dolara çıktı. Geçen yıhn nisan ayında yıllık ihracat 13 milyar 355 milyon, yıllık ithalat 22 milyar 501 milyon ve yıllık dış ticaret açığı 9 milyar 146 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu. Buna göre, yıllık ihracat yüzde 4.5 artarken, ithalat yüzde 4.4, dış ticaret açığı da yüzde 17.3 geriledi. KAYIP 34 H 3511 plakalı otomun ruhsatını ve trafık sigorta poliçesini kaybettim. Hükümsüzdür. SAFİYE GÜL KAYIP Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. OSMAN GÜL Dünya Ekonomik Forumu'nun ikinci günkü açılış konuşmasını yapan Tansu Çiller: KTFleriOıtaAsya'yataşıyacağızEkonomi Servisi - Ekonomi- den sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller, bazı kamu iktisa- di teşebbüslerinin işçileri ile bir- likte Türki cumhuriyetlere ta- şınmasının gündetnde olduğu- nu söyledi. Çiller, konuyla ilgili çalışmalanm TÖYÖK çerçeve- sinde başlattıklannı söyledi. Dünya Ekonomik Forumu'- nun ikinci günkü açılış konuş- masını yapan Devlet Bakanı Tansu Çiller, enflasyon oranın- daki gerilemeye de değinerek, sebze ve meyve fıyatlanndaki gerilemenin enflasyondaki dü- şüşün esas nedeni olarak göste- rilmesinin çok yanlış olacağını belirtti. Çiller, "Enflasyon ra- kamındaki olumlu gelişme seb- ze fiyatlanndaki düşüşten değil, altı aylık çalışmalanmızın so- nucunda gerçekleşmiştir" dedi. Çiller, hükumetin IMF'nin bile Tansu Çiller Bazı Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nin işçileriyle birlikte Türk cumhuriyetlerine taşınmasının gündemde olduğunu söyleyen Çiller; konuyla ilgili çalışmalan TÖYOK'ün çerçevesinde başlattıklannı belirtti. Çiller, Türkiye'nin cumhuriyetlere bir miktar yardım verebilmesi için ilk önce kendi ekonomisini düzeltmesi gerektigjni söyledi. başaramaz dediği, büyümeyle birlikte enflasyonda düşüşü sağladığını vurguladı. Türkiye'nin son dönemde enflasyonu düşürmeyi başardı- ğmı belirten Çiller, "Verdığjmiz sözü tuttuk. Hem ekonomi bü- yüyecek hem de enflasyon dü- şecek demiştik. Her ikisi de eş anlı olacak demiştik. Her ikisi de oldu" şeklinde konuştu. An- cak yapacaklannın henüz bit- mediğini belirten Çiller. ilk elde özelleştirmeye hız kazandıra- caklannı sö>ledi. TÖYÖK ka- nununun Mechs'ten kısa za- manda geçeceğini söyleyen Çiller. "Vergide de kısa zaman- da birtakım reformlan uygula- mak zorundayız" diye konuştu. Dün>a Ekonomik Formu"- nun 2 gündür Hcvam eden top- lantılannın genel bir değerlen- dirmesini \apan Başkan Klaus Şchvvab Karadeniz Ekonomik İşbirliği gibi projelere çok fazla umut bağlandjğını dile getirdi. Schvvab, "KEİB bir mega olay olarak niteleniyor. Çok fazla ümit bağlanıyor. İş dünyası da jelerdir. İş iiişkileri \e ticaret önde gelmelidir" dedi. Türkiye için KEİB'in başansını üç temel faktöre bağlayan Schvvab bun- lann iç politik dengeler. enflas- yona karşı tutum ve özelleştir- me süreci olduğunu söyledi. Romanya Dışişleri Bakanı Adrian Nasıase de Dünva Eko- nomik Formu'nun dünkü programının ardından düzenle- diği basın toplantısında ülke- sindeki 10 bini aşkın yabancı fırmadan bin kadannın Türk- Romeri ortaklığıyla kuruldu- ğunu bildirdi. 100lirayadüşenkarpuztarladakaldı UFUKTEKİN ADANA - Karpuz başta ol- mak üzere meyve fiyatlan, "ih- racat yapılamaması" ve "bol üretim" nedeniyle tam anla- mıyla "dibe vurdu",geçen yıhn fıyatlannın da altmdan satılma- ya başlandı. Karpuz ürününde kiloda 100 liraya kadar düşen fiyatlar yüzünden mal tarlada kaldı ve iflaslar başladı. Adana Merkez Toptancılar Hali Kabzımallar Odası, hükümete acil yardım çağnsmda bulundu. Sebzede kısmen görülen yaz ucuzluğu, meyvede tam anla- mıyla "şok ucuzluğu"na dö- nüştü. Geçen yılki fiyatlan ara- maya başlayan üretici, ürü- nünü tarlada ya da bahçede bı- rakmaya başladı. Antalya yö- resiyle birlikte Türkiye'nin seb- ze-meyve deposu olan Çukuro- va'da dağıtım ve satış merkezi görevi gören Adana Toptancı Hali'ne son bir hafta içinde kar- puz, şeftali, erik ve domates gi- rişi çok yoğun olunca fiyatlar hızla aşağı çekildi. Son üç gün- dür "baş" diye tabir edilen 3-4 kiloluk iyi karpuzun kilosu her türlü gideri de içinde olmak ko- şuluyla 100 liraya düştü. Adana Kabzımallar Odası Başkanı Ali Batman, kendisi- nin de bu sezon 350 dönüme karpuz ektiğini, fiyat aşın düş- tüğü, için ürünü "şimdiîık" tar- lada bıraktığını söyledi. Eriğin 600 liraya, şeftalinin 300 liraya ve yerli domatesin de 500 liraya kadar düştüğüne dikkat çeken Batman, fiyatlardaki aşın düş- meyi şöyle açıkladı: "Adana Toptancı Hali'nden 100 liraya sattığımız karpuzun fiyatı net değil. Karpuzda orta- ya çıkan aşın fiyat düşmesinin alünda yoğun ekim, piyasaya erken giren İran karpuzunun karpuza olan hevesi kırması, sera ve tünel karpuzunun nere- deyse bir hafta arayla piyasaya çıkmasıdır. Asıl neden ihracat- ta vergi iadesi uygulamasına son verilmesi yüzünden malın iç piyasada tüketilememesidir." Çukurova'da üretim fazlası yüzünden karpuz-kavun çöplüğü oluştu. (Fotoğraf: AA) İş güvencesi yasatasarısıeylülekaldı • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Moğultay iş- ten çıkarmalarda yargıç güvencesi getiren yasa ta- sarısının ancak eylül ayında TBMM'ye sunula- bileceğini açıklayarak işverenin tepkisine yol açtı. ANKARA (ANKA) - Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, işverenle- rin büyük tepkisine neden olan işten çıkarmalarda yargıç gü- vencesi getiren iş güvencesi yasa tasansının. ancak yeni yasama döneminin başlangıcı olan ey- lüi ayıda TBMM'yesunulabile- ceğini bildirdi. Mehmet Moğultay, iş güven- cesi yasa tasansı üzerindeki ça-, lışmalann henüz tamamlana- madığını, bu nedenle TBMM'- nin bu dönemine yetişmeyece- ğini. ancak işçi temsilciliğjni güvence altına alan 135 ve 158 savılı 1LO sözleşmelerinin tatil- den önce cuma günü TBMM Genel Kurulu'ndan geçirilme- sine çalışacaklannı söyledi. Moğultay, memurlara sendika hakkı öngören 87 ve 151 sayılı ILO sözleşmelerinin de cuma günü diğer sözleşmelerle birlik- te bir paket halıne genel kurul- da ele alınacağını kaydetti. Moğultay, Başbakan Süley- man Demirel'in direktifiyle oluşturulan, DYP'li bakanlar Yaşar Topçu, Şerif Ercan. Sü- mer Oral ile SHP'li bakanlar Erman Şahin. Mehmet Kahra- man ve kendisinden oluşan alt- komisyonun iki kez toplanarak söz konusu yasa tasansı üzerin- de çalıştığını belirtti. Komisyo- nun genel kurul çalışmalan nedeniyle bir araya gelmekte zorlandığını anlatan Moğultay, "Bugüne kadar yapılan toplan- tılarda herhangi bir sorun çık- madı. Tüm bakanlanmız iş güvencesi yasasının çıkmasın- dan yana. Gerekçe konusunda da hepimiz görüşbirliği içinde- yiz. Şimdi tasannın maddeleri- nin tek tek görüşülmesine geçil- di" diye konuştu. Öte yandan 158 sayılı ILO sözleşmesının TBMM'den geç- mesi durumunda, iş güvencesi yasasının çıkanlmasına ilişkin adımın atılmış olacagı, sözleş- mede yargıç güvencesi öngörül- müş olduğundan tasandaki bu konudaki hükmün çıkanlama- yacağı kaydediliyor, alt komis- yonda, tasanda yapılabilecek tek değişikliğin, yargıan haksız işten çıkarmayı belirleyip işe ia- de karan aldığında işçi işe baş- latılmadığı takdirde ödenmesi gereken bir yıllık tazminatın sü- resinin düşürülmesi şeklinde olabileceği belirtiliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay'ın direktifiyle hazırlanan ve işve- ren kesiminin büyük tepkisine B U G Ü N L E R D E K U L L A N M A N I N E N K E Y İ F L İ Y O L U : CONRAD IN BENZERSİZ YORLMUNL ÇOK İŞ1TTİNİZ. ŞİMDİ İLK KEŞFEDENLERDEN BİRİ SİZ OLUN: 31 AĞUSTOSA KADAR *. CONRAD JSTANBULDA ODA 1İYATI US $ 99 • * MUTLAKA YARARLANIN... REZERVASYONLARIMZ İÇİN LÜTFEN CONRAD ISTANBUL' U YA DA SEYAHAT ACENTENIZI ARAYİN. • OTEL REZERVASYON DLRIMIYA GORE * " KATMA DEĞER \ERGISI HARIÇTIR ADRES: YILDIZ CADDESİ. P.K. 203 BEŞIKTAŞ 8O7«> 1STANBLL TEL: (11227 .W(X) FAX: (11 25V 66 67 CONRAD ISTANBUL H I L T O N HOT E L S yol açan iş güvencesi yasasının bir an önce çıkanlması için üç işçi konfederasyonu ortak mi- tingler düzenleyecek. DİSK Genel Sekreteri Süle>- man Çelebi, iş güvencesi yasası- nın yanı sıra iş yasalannda demokratikleşmenin sağlan- ması için Türk-İş ve Hak-Iş ile ortak eylemlere girişeceklenni bildirdi. Çelebi. 1 Majıs'ı ortak kutlama karan çerçevesinde oluşturan DİSK. Türk-İş ve Hak-İş temsilcilerinden oluşan üçlü komisyonun DİSK'in önerisi üzerine mitinglerin yer ve tarihlerini belirlemek için bu hafta içinde bir araya gelecekle- rini söyledi. SIGARA Tekel 2000 karaborsada ANKARA (AA) - "Tekel 2000" sigarası karaborsaya düştü. Bakkal ve bayilerin 'sor- mayın', 'yok yok yok' gibi yaa- lar asarak bulunmadığını ilan ettikleri "Tekel 2000" sigarası. karaborsada 7 bin liradan satılıyor. Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Tekel 2000" yokluğunun, "Zam beklentisinden değil, üre- tim yetersizliğinden" kaynak- landığını söyledi. Tekel 2000 sigarasının uzun zamandır çekilen sıkıntısı so- nucunda, bakkal ve bayiler, müşteriyle muhatap olmadan sigaranın bulunmadığıru belirt- mek için, camekânlanna 'Tekel 2000 sormayın', Tekel 2000 yok yok yok' gibi yazılar asma- ya başladılar. Bu sigaranın; bakkal ve bayilerde bulunma- masına karşın. son günlerde iş- portaalann elinde satılmaya başlandığı gözleniyor. Ellerine birkaç paket alarak dolaşan iş- portaalar, 6 bin lira olan "Te- kel 2000" sigarasının pakedini 7 bin liradan satıyorlar. Tekel İdaresi yetkilileri. si- garanın piyasada bulunma- masmın üretim yetersizliğinden kaynaklandığını belirttiler. Yetkililer, Ankara, İstanbul, fzmir gibi illerde bayilere günde 2'şer kılo "Tekel 2000" sigarası veriidiğini bildirdiler. Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken de Tekel yetkilileri gibi, Teke! 2000'in bulunmamasının üretim yeter- sizliğinden kaynaklandığını söyledi. 1990 yılında yapılan yabancı sigara boykotundan sonra Tekel 2000 sigarasına olan talepte büyük artış oldu- ğunu belirten Palandöken. üre- timin istenilenin dörtte bin ka- dar olduğunu kaydetti. IŞÇENEV EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Örgütlülüğe 0Qşman Haksızlıkları ortaya koyma, haktan yana olma adına, ka- muoyu son derece tehlikeli bir biçimde yönlendiriliyor. Toplum demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarına, örgüt- lülüğe düşman ediliyor. Insanımız sihirli kutunun karşısın- da giderek okuma, düşünme alışkanlığından uzaklaşır- ken, özel birileri çok özel yorumlarında işçi, sendika düşmanlığı pompalıyorlar. Gazete manşetlerinde "bast- ranaiıyor. Türkiye'nindüzeninde.dahadoğrusudüzensizliğinde gelir dağılımı sadece rant ve kârla yaşayanlar ile üretenler arasında iyice çarpılmış değil. Pastanın paylaşımında, üreten, ücreti ile geçinenin çok büyük haksızlığa uğraması yanında, küçük payı alan çoğunluğun içindeki paylaşımda da büyük eşitsizlikler ve haksızlıklar gelişmiş. Aynı işye- rinde aynı işi yapan insanlar arasındaki ücret uçurumunu kimsenin savunabileceğini sanmıyoruz. Kalifiye, üretime önemli katkısı olan, işin yükünü taşıyan insan ile yükü hafif olanın aynı ücreti alması gerektiğini söyleyen de çıkmaz. Ücret dağılımındaki eşitsizliğe, soruna parmak basmak, çözüm aramak başka şey; bundan hareketle işçi, sendikal hak düşmanlığı yapmak çok başka şey. Bu yolla varılacak nokta, belki de bugünkü ücret dağılımı dengesizliği, hak- sızlıklarından çok daha sakıncalı, tehlikeli olabilir. ûncelikle bir gerçeği çok iyi görmemiz ve altını çizme- miz gerekiyor. Kamuoyuna, işçi alıyor' diye gösterilen ömekler çoğunluk değil, sınırlı sayılarda işçiler, yada işyerlerı için geçerli. Çoğunluk işçi zaten ülkemizde hâlâ çağdışı koşullar ve ücretlerle, sendikal haklarını kullana- madan çalıştırılıyor. Sendikal haklarını kullanabilenler için de özel sektörde toplu sözleşmelerle verilen haklar, kitle- sel işçi çıkarmaları ile sürekli aşağı çekilmiş oluyor. O abartılı sözleşmelerin ardından ücret ortalamaları öylesi- ne düşük düzeylerde ki.. Siz işçinin her yıl evleneceği, kı- dem tazminatı alacağı, çocuk sahibi olacağı varsayılarak brüt ücretlerle, sosyal maliyetler giydirilerek yapılan he- saplara ne bakıyorsunuz? Sonuç olarak Türkiye'de toplu pazarük hakkını kullana- bilen sadece ve sadece 1.2 milyon civarında işçi vardır. Onlann de ellerine geçen aylık net ücret ortalamasının, ortada cıddi bir araştırma yoksa da 3 milyon altında sey- rettiği ilgili taraflarca bilinmekte ve kabul edilmektedir. Tabii onlann arasında da ücret dağılımında büyük eşitsiz- likler ve haksızlıklar vardır. Çünkü 12 Eylül'den bu yana, YHK ile başlayan ve kamu sözleşmelerinde siyasi iktida- rın sürdürdüğü uygulamada ücret artışları yüzdeli zamla yapılmaktadır. 1 milyon aiana da, 5 milyon alana da aynı oranda zam yaparsanız ve bu sistemi yıllardırsürdürürse- niz, baştan yüksek ücret alan birilerinin ücreti çok yükse- lirken, diğerleri onlann çok gerisinde kalır, doğal olarak da fark ve haksızlıklar katlanarak büyür. Şüphesiz sendikalar, toplu sözleşmelerin tarafı olarak, işçiler ve sendikalar aleyhine gelişen bu tabloda, soruna seyirci kalma lüksüne sahip değiller. Gelişmeler, sendika- ların kamuoyunda " toplu sözleşme sendikacılığı" olarak adlandırılan dar kalıplardan çıkmak ve gerçek sorumlu- luklarını üstlenmek zorunda olduklarını gösteriyor. Yıllar- dır büyük bir tem.bellikle, sendikasız işçileri örgütleme güçlüğünden kaçmalannın, taşeronlaşmaya, üye kaybet- meye , işçi çıkarmalarına karşı duramamalarının acısı çı- kıyor. Kitleleri, tüm çalışanları kucaklayan sağlıklı, gerçek- ç*i, uzurt dönemli politikalar üretememenin olumsuz sonuçları birikiyor. Sendikalı işçilerin aşın haklar aldıkları kampanyası ile, sendikaların hızla üye ve örgütlülüğünü yitirrnelerinin aynı döneme rastlaması elbette bir rastlantı değildir. Türk sen- dikacılık hareketi, kamuoyunda görülmeyen bir biçimde, 1963ten bu yana belki de en ciddi üye ve moral çöküşünü yaşamaktadır. Sendikalara, bırakınızemeği ile geçinenle- ri, üye işçllerinin güveni ve inancı sarsılmıştır. Çok hızlı bir örgütsüzleştirmeyi daha da hızlandırmak üzere, işveren cephesi ile kamuoyu yaratanlar âdeta bir ittifak oluştur- muşlardır. 12 Eylül'ün üstüne bu ikinci saldtrı ile, zaten bir güç olma niteliğini yitirmiş sendikalar teslim alınmak is- tenmektedir Sendikacıların payı ve kusuru olsa da işçi haklarına, sendikalara yönelik bu saldırılar, sanılmasın ki sonunda sadece toplu pazarlık hakkını kullanan işçiye ve sendikaya zarar verecektir. İşçinin ücretini aşağı çekmekle, ne emek- liye, ne memura, ne düşük ücretli işçiye, işsize bir hak sağlanır. Aksine lokomotif durdurulunca bütün ücreti ile geçinenlerin hakları aşağı çekilmiş olur. Üstelik ortaya çı- kacak karmaşada, işçiliği ne kadar ucuzlatırsanız ucuzla- tın, verimliliğe, hele de dünya ile yarışacak ekonomik başarıya asla ulaşamazsınız. Türkiye'yi çağdışı başka noktalara çekersiniz. Üstelik biz sadece kendi çıkarlarını kullanma adına sendikalara düşen sorumsuzluğa işaret ettik. Bu çarpık tabloda siyasi iktidar ve işverenlerin so- rumluluklannın çok daha büyük ve ağır olduğunu hep bili- yoruz. Örgütlülüğe, sendikal haklaradüşmanlığın, çözüm üretmemenin bedellerini de toplum olarak bütün kesim- ler, hep birlikte ödeyeceğiz. Kabotaj Bayramı9 nda burukkutlama Ekonomi Servisi - Denizleri- mizi ve denizciliği milli ko- rumaya alan kanunun 1 tem- muz 1926 tarihinde yürürlüğe girmesi, dün Kabotaj Bayramı olarak kutlandı. Öte yandan 1979 yılından bu yana Türk Deniz Ticaret Filosu'nun sicil çalışmalanm yürüten Türk Loydu'nun verileri Türk De- nizciliği'nin 66'na yılında ge- milerin yaşlandığmı. karayolu taşımacılığı ile rekabet edeme- diğini ve sektörde yenilemeyle birlikte özelleştirmeye ihtiyaç duyulduğunu ortaya koydu. Türk Loydu Genel Müdürü Yüksek Mühendis Ali Osman Adak'ın yaptığı açıklamaya göre deniz fılosunun 150-1000 grostonluk dilimini oluşturan toplam 261 bin 313 gros tonluk 562 geminin yaş ortalaması 21,6. Yaş ortalamasının yük- sek olması bu gemilerin taşı- maahkta TIR'larla rekabet et- mesini zorlaştınyor. 5 bin-10 bin gros ton arasındaki, 14'ü kamuya ait 37 yüksek tonajlı geminin de 19 yaş ortalamasıy- la uluslararası sularda yetersiz kaldığı vurgulanıyor. Türk Loydu Genel Müdürü Adak. bu gemilerin yenilenmesi için 1,1 milyar dolarlık yatınm ge- rektiğini bildirdi. Türk Loy- du'ndan yapılan açıklamada, ilk etaptafiloyaşını sabit tutup zaman içinde gençleştirme po- litikası uygulanması halinde de yılda 250 milyon dolarlık bir fona ihtiyaç duyulduğu kayde- dildi. Deniz ticaret fılosunun bir bölümünün 10-12 yaş arasındaki mevcut gemileri saün alarak, kalanı da yurtiçi ve dışmda yapürarak yenile- meye çalışmanın maliyeti de yılda en az 100 milyon dolar olarak hesaplandı. Türk Loydu Genel Müdürü Ali Osman Adak, deniz taşı- macıhğının canlanması, ulus- lararası taşımaalıktan gelen payın arttınlması ve yabancı gemilere önemli ölçüde navlun ödenmesinin önüne geçilmesi için, bu stratejilerden birinin benirnsenerek zaman geçirme- den bir denizcilik politikasının uygulamaya konulmasını is- tedi. Ali Osman Adak, "Aksi halde kabotaj taşımalan her geçen gün artan mıktarda ka- rayoluna kayacak, navlun ge- lirimiz azahrken giderimiz ar- tacak" dedi. Türk Loydu'ndan yapılan açıklamada, ticaret fılosunun 307 gemiyle adet olarak yüzde 37'sinin kamuya ait olduğu da belirtildi. Şehir hatlanndaki yolcu ve arabah vapurlar he- saplama dışı bırakıldığında ti- cari gemilerin adet olarak yüz- de 2Tine kamunun sahip ol- duğu ifade edilen açıklamada bu oranın korunması istendi. 1990'da 238 adet olan. 1992'de ise sayılan 283'e yükselen klassız gemilerin de proje ve denetimden yoksun biçimde inşa edildiği vurgulanarak bunlann can, mal ve çevre gü- venliğini tehdit ettiği hatı- rlatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle