Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2TEMMUZ1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Vasfi Rıza'ya
ameliyat
•İSTANBUL(İÜHA>
Tıyatro sanatçısı Vasfi Rıza
Zobu. prostat amelıyaii oldu.
Zobu beş güp önce
kaldınldığı. İstanbui Esnaf
Hastanesi"nde önceki gûn
ameliyat edildi. Doktorlar,
uzunvıllarDevlet
Tiyatrolan"nda hizmet veren
sanatçının durumunun iyiye
gittiğinı bildırdiler.
Kitapçılar
Birliği
•tSTANBUL (AA)-Kitap
çılarBirliği'nin 1. Olağan
Genel Kurulu'ndan sonra
yapüan _görev dağüımı
sonucu birük başkanhgına
Celal Günergetirildı. Ikincı
başkanlığa Rezan Sönmez,
genel sekreterliğe Mustafa
Karaca, üyeliğe ıse Semih
Susan seçildi.
Beatles açık
arttırmada
• LONDRA(AA)- Müzik
dünyasının efsane topluluğu
Beatles'in ünlü şarkılannın
sözlerinın el yazısı
müs\eddeleri ilegrup
elemanlannın kenrii
aralannda çekilen özel
fılmleri Londra'da 2"
1
ağustosta açık arttırmaya
çıkarılacak. Açık
arlırmaya çıkanlacakiar
arasında, rock tarihinin en
önemli albümlerinden "SGT
Peppcr"s Lonely HearlsClub
Band"dakı 'Dal in Life'
şarkısının John Lennon
tarafından yazılan sözleriyle.
Paul Mccartncy'ın "She's
Leavıng Home" için yazdığı
sözlerin müsveddelen
buiunuyor
Barış Manço
konseri
• İSTANBUL(AA)-Turk
hafıfmüziğı sanatçısı Banş
Manço, 4-5 temmuz
tarihlerinde Gülhane Gösteri
Merkezi'nde konser verecek.
Bugün Yeşıl Evde
düzenledıği basın
toplantısında konser vediğer
çalışmalan hakkında bilgi
\ercn Banş Manço, Gülhane
Etkinlikleri çerçevesinde
vercceğı konserde ven:
şarkılanna da yer vereceğini
söyledı. Sanatçı, *Ayı" adlı
şarkısını seslendirirken, ayı
kıyafeti gıymişdans
grubunundakendisineeşlik
cdcccğıni bildirdi. Yaklaşık
ıki yıldır konser vermeyen
sanatçı, TV çalışmalan
hakkında da bilgi verdi
7"den 77'yeadlı programın
sona erdığıni belirten
Manço, yeni yayın dönemi
için. "Ey\ah Yann
Pazartesi" adlı birprogram
hazırladıkiannı anlattı.
Mimari Proje
Yarışması
•ANKARA(AA)-Fethiye
Belediyesi tarafından
düzenJenen. Sosyal ve
Kültürel Tesısler ile Rant
Tesisleri Mimari Proje
Yanşması sonuçlandı. Jüri
üyeliğini Şevki Vanlı, Özer
Olgun. Atilla Yücel. Merih
Karaaslan ve Mürşit
Günday"ın yaptığı
yanşmada, sosyal ve kültür
tesisleri daünda birinahği
Kenan Güvenç ajırken
Semra Uygur ve Özcan
Uygurikinciliği paylaşular.
Bu dalda üçüncülüğü Esra
Akın Aytek ve Hakan
Sağlam aldılar. Rant tesislen
dalında ıse Özkan Sunar ve
Cem İlhan bırinci olurken
ıkinciliği Sezan Sanlı ve
Özlem Berk Bozkoyunlu
aldı. Üçüncülüğü de N.Çiçek
UluğveM.Murat Uluğ
paylaştılar.
Glenn Ford
hastanede
• LOS ANGELES (AA) -
Ünlü AmerikaL aktör Glenn
Ford'un ağır hasta olduğu ve
hastaneye kaldınldığı
bildirildi. Ford, ıki hafta
£ncezatürree ve kan
pıhtılaşmasmdan tedavi
okluktan sonra taburcu
olmuştu. Cedars-Sınai
Medical Centre
Hastanesi'nin sözcüsü, 76
yaşındaki aktörün ağır kan
pıhtılaşması nedeniyle geçen
cuma günü hastaneye
kaldınldığını belirterek
Ford'un durumunun iviye
gittiğini ve tedavinin etkili
olduğunu söyledi. 200'den
fazJa fılmde rol alan Gienn
Ford,ılkfilminıl940'ta
çevırmişti.
'40 Metrekare Almanya'nın oyuncusu şimdi Erden Kıral'ın 'Mavi Sürgün'ünde oynamaya hazırlanıyor
ÖÖÖzay Fecht'in 2001 Gece MasallanKültür Servisj - Türk sinema-
severlerin Tevfik Başer'in Kırk
Metrekare Almanya adlı filmin-
den anımsayacaklan özay
Fecht şimdi de Erden KtraT ın
yenifilmiMavi Sürgün'de oyna-
maya hazırlanıyor. Halikarnas
BaJıkçtsTnın aynı adlı kitabı-
ndan yola çıkan ve Bahkçı'nın
yaşamını temel alan Mavi Sûr-
gûn'ün çekimleri için özay (sa-
nat yaşamında yalnızca bu adı
kullanıyor) bu yaz Türkjye'ye
gelecek. Aynı zamanda bir caz
şarkıcısı olan Özay, seriivenli
yaşamını ve müzik dünyasında-
ki ilginç tasanlannı Intematio-
nal Herald Tribune' den Mike
Zwerin'e anlattı.
Her şey, uzun yıllar önce
tstanbul'da kadınlarla erkekle-
nn 'bitkiterle hayvanlar, papat-
yalarla atlar, kedilerle ayçicek-
ieri kadar farklı olduklannı' keş-
fetmesıyle başlamış. Erkekler
güçlü kuvvetli, komik ve çevik-
miş. Kadınlarsa ürkek,
çıtkınldım, çekilmez ve dayanı-
lmaz ölçüde sıkıcı. özay da er-
kek gjbi olmak istemiş: 'Erkek-
ler çok daha heyecan vericiydi.
Okulda hep oğlanlarla oynuyor-
dum. Kızlar arasmdan ise yalnı-
zca sımfm en güzelleriyle dostluk
kunıyordum.'
O dönemde annesi terzi, ba-
bası bar pıyanisü. Gündüzkri
çalışmaktan nefret eden, bır ke-
resinde bir bankada çahşmak
zorunda kaldığında bile geceleri barda piya-
no çalmaktan vazgecmeyen bir baba. Özay,
çılgmlığı babasından öğrenmiş. "Babamın ar-
kadaşıydım asünda. Birlikte calar söylerdik.
Onun oğluydum sanki.'
İstanbui yakınlannda görevli Aınerikalı
zenci askerlerle basketbol oynamalar, onlarla
şarkılar söyleyip dans etmeİer, oniarın lulise-
lerine gitmeler. Amerikan ağzıyla İngilizce
konuşmay ı da o sıralar öğrenmiş, All of Me'
yi söylemeyi ise babasından.
Genç kızlık çağına geldiğinde, Özay'a
bakılırsa, erkekler ona bir başka gözle bakar
olmuşlar 'Göğüslerirtu gizlemek için sırtımı
kafliburlaştırarak yürmordum. Önüne gelen
elleyip duruyordu. Daha önce hayranlık duy-
İ971'deelindebir
bavulla kendini
Berlin'de bulan
Özay, 60'lann ey-
lemcisi Angela Da-
vis'in kitabına da-
yalı bir müzikal
hazırhyor. Özay'ın
başka bir tasansı
da '2001 Gece Ma-
sallan' adlı bir mü-
zikal komedi.
Ozay Fecht'in oy-
nadığı '40 Met-
rekare Almanya',
Locarno Şenliği'n-
de Altın Leopar
almıştı. Özay Fecht
de Almanya'da
yılın kadın oyun-
cusu seçilmişti.
özay Fecht, beyazperdeye Tevfik Başer'in '40 Metrekare Almanya' adlıfilmiylegeçmişti.
duğum erkeklerden nefret etmeye başladım.'
O günlerde okuduğu kıtaplardan. seyret-
tığı yabancı fılm ve oyunlardan etkilenmiş.
Türİciye'deki cinsel baskı ortamında İıangi
cinsiyeti benimsese' kâr etmeyeceği duygusu-
na kapılmış 1971'de 17 yaşında ver eüni Al-
manya. Elınde bir bavulla kendini Berlin'de
bulmuş. 'Hayvan moarnelesi gördâğü' bir
fabrikada çalışmış. İki ay sonra da Ameri-
kan Hava Kuvvetleri üssünde sekreterliğe
başlamış...
Feminist harekete 'asla katdmayan'. ama
'yakmdan gözlemleyen' özay. o günlerde Al-
mancayı çarçabuk öğrendığtnı, çok geçme-
den ünlü oyuncu Angela VVinkler ıle tıyatro
çabşmalanna giriştığiru, TV'de küçük roller
kaptığını anlatıyor. Bıryandan da Berlin ku-
lüplerinde Joe Hill'ı, Woodie Guthrie'nin
şarkılannı söylüyormuş. Caz müziği, Billie
Holiday sarkılan derken, epeyce insan 'bu
Türk caz şarkıcısı'ndan söz eder olmuş.
Çalışmalannı Almanya'da •sürdüren yö-
netmen Tevfik Başer'in Kırk Metrekare Al-
manya adlı filminde başrolleri Yaman Okay
ile paylaşan özay böylece beyazperde uğ-
raşına da girişmiş Kırk Metrekare Almanya'
nın Locarno Film Şenlığı'nde Altın Leopar
almasından sonra Özay da 1987"de Alman
devfetinin >ıün kadın oyuncusu ödülüne de-
ğer görülmüş. Ama Özay müzık yaşamını da
artık kendı üçlüsüyle sürdürüyor. Yıne de
birlikte çalışüğı müzisyenlere yaklaşımı ol-
dukça ilginç:
'Bizim oğlanlarla hicbir sorunum yok.
Bana. piliç şarkıcı gözüyle bakmıyorlar. Bel-
ki de her şeyi ben yapıyorum da ondan. Turne-
leri örgütlemek, afışkrk ilgüenmek, arabayı
kullanmak, paramızı mutlaka ahnamızı sağ-
lamak, otel soruniarmı çözmek hep benim
işim. Ben yalnızca beğendiğim müzikçilerle
çalışınm, ne kadar iyi olduklanna bakinam.
Hatta onlan yalnızca beğenmem değil, sev-
mem gerekir. Mesela, piyanistle kavga etme-
>e göreyim. ne kadar usta olursa olsun çaldığı
notalan du\amam, şarkı so\le>emenı, nefes
alamam. Her işte aşın duygusalım.'
20 yıldan sonra Almanya Özay'a basma-
ya, 'biraz taşra gehneye' başlamış. Geçen yıJ
Paris'e taşınan özay şimdi
kendini film yönetmenlerinin,
caz ustalannın daha bir gözü
önünde hissediyor. Fransız
fılmlerinde oynamak istiyor.
Ama asıl amaa, bazı büyük
sahne tasanlarmı gerçekleştir-
mek. Bu tasanlardan ilki,
küçük oynadıklan için çok ta-
lıhlı gıtmemiş. Langston Hug-
hes, Pabk) Neruda ve Nazrnı
Hikroet'ın şıırlenne dayah, üç
küliürü içeren Artık Yeter adlı
bir müzikal sahnelemışler.
Amerikalı, Şilili ve Türk bes-
tecilerin yapıüannı seslendi-
ren beş ayn ulustan sekiz mü-
zisyenle. Irkçılığa ve savaşa
karşı nitelikler taşıyan müzi-
kali Berlin'deki Quartier La-
tin kulübünde ancak iki gece
800 seyirciye oynayabilmişler.
İki radyo konseri vermişler.
Şimdi özay'ın ilk büyük
projesi, Yaban Meyvası adlı
bir müzikal. Şu sıralar, 1960'-
lann eylemcisi Angela Davis
ile göriişmelerini sürdürüyor.
Çünkü müzıkalıni, Davis'in
bu yaz bitirmeyi umduğu ve
Billie Holiday, Bessie Şmith
ve Ma Rainey gibi ünlü mü-
akcılen ele aldığı kitabına da-
yandırmak istiyor. Saksofon-
cu Chieo Freeman ile birlikte
yazacaklan şarkılan Özay
söyleyecek.
Bir başka tasarı da İki
Bin Bir Gece Masallan adlı
bir müzikal komedi. Bu masal, özay'ın ken-
di'masarı.
Şu günlerde Paris'te bu müzikal üzerinde
çalîşırken aldığı notlara bir göz atmak, ü -
yet'ini sezmek için yeterli:
'Avnıpa'daki 'özgür' kadnlarm çoğu er-
keksi olmak istiyor. Kuşkusuz küçükhlğürode
ben de benzer davranışlarda bulundum. Ama
zamanla, bunun yürümediğini kavradım...
Ama bir kerelik de olsa, geleneksel masalı ter-
sine çevire>im dedim... Bu oyunda Prensin,
haremin ve aşkm vanı sıra bir de Prenses ola-
cak. Prenses rolüyle her şeyi altüst etmek is-
tiyorum. Sonunda Prenses köle pazanna gi-
dip kendine bir sevgili satın alıyor. Hem de
kredi kartıylaî Masalda her şey mümkün...'
20. ULUŞLARARASIİSTANBUL FESTİVALİ
Kıızey Balesi^ııdeııflameııcove
•Fransa'nın ünlü bale
topluluklanndan Ballet
du Nord, bugün ve yann
Açıkhava Tiyatrosu'nda
iki gösteri sunacak. Bal-
let du Nord'un sunacağı
baleler arasında Paul
Taylor ve Robert North
gibi ünlü koregrafların
yapıtlan da yer alıyor.
Kühûr Servisi - Fransa'nın
ünlü bale topluluklanndan Bal-
let du Nord, bugün ve yann
Açıkhava Tiyatrosu'nda iki
gösteri sunacak. Daha önce
1986 yılında da İstanbula gelen
Ballet du Nord, günümüz yaşa-
mının beğeni ve düşüncelerine
dayanan koregrafileri neokla-
sik ve çağdaş bir teknikle sergi-
leyen bir topluluk.
Fransa'nın Pas de Çalais böl-
gesindeki Roubaix kentinde
yönetmen Alfonso Cata tara-
fından 1983 yılında kuruldu.
Asbnda bir ulusal koregrafi
merkezi niteliğindeki Ballet du
Nord'un sanat yönetmenliğine
1991'de Jean-Paul Comelin ge-
tirildi. 25 yıllık uluslararası de-
neyimini de beraberinde getiren
Comelin, yirminci yüzyıl koreg-
raflannın yapıtlannı toplulu-
ğun repertuvanna kattı.
Ballet du Nord, 20. Uluslara-
1983'te kurulan Ballet du Nord, 1986'da da tstanbul'a gelmişti. Topluluk, bu kez İstanbui Festi-
vali'ne iki ayrı proğramla katılıyor.
rası İstanbui Festivali'ne iki
ayn proğramla katılıyor. Otuz
iki dansçıdan oluşan topluluk
bu akşam Açıkhava Tiyat-
rosu'nda sunacağı gösteride,
Vertex (Müzik: Philip Glass.
Koregrafi: Ali Pourfarrokh),
Sonat (Müzik: Tomaso Albi-
noni, Koregrafı: Jean-Paul Co-
melin), Tarantella (Müzik: Lo-
uis Moreau Gottchalk, Koreg-
rafi: Comelin) ve Ateş Kuşu
(Müzik: Igor Stravinsky, Ko-
regrafi: Comelin) adlı yapıtlan
sergileyecek. Baİlet du Nord,
yannki gösterisinde ise Güller
(Müzık: Richard Wagner, He-
inrich Baermann, Koregrafi:
Paul Taylor), Aydınlanan Gece
(Müzik: Arnold Schönberg,
Koregrafi: Comelin) ve İki Su
Arasında (Müzik: Simon Ro-
gers ve Paco de Lucia, Koregra-
fi: Robert North) adlı yapıtlan
sunacak. Ünlü koregraf Robert
North, Ballet du Nord'un ya-
nnki programında yer alan İki
Su Arasında adlı bale için şun-
lan söylüyor: "Değişık dans üs-
luplannı birbiriyle kaynaştırma
düşüncesini her zaman sev-
mişimdir. Simon Rogers ve
ben, flamenko ve cazın hem
müzikal hem de koregrafik açı-
lardan çok uyumlu bir bileşime
olanak tanıdığiru fark ettik. İki
Su Arasında, Paco de Lucia'nın
bestesi olan son bölümün müzi-
ğinin adı."
FESTtVALDE BUGÜN
• Balletdu Nord / Açıkhava
Tıyatrosu, 21.30
FESTİVALDE YARIN
• Kazuhito \ amaşita / Atatürk
Kültür Merkezi Büyük Salonu.
18.30
• Ballet du Nord / Açıkhava
Tiyatrosu, 21.30
• Saraydan Kız Kaçırma /
Topkapı Sarayı, 21.30
Cemal Reşit Rey Salonu'nda yeni
bir düzenlemeye gidiliyor
Ustü koıısersalonu
alütelevizyon
Kûltür Servisi- Cemal Reşıt
Rey Konser Salonu'nun, so-
yunma odalan, konferans sa-
lonu, depo ve arşivin bulun-
duğu alt kan, Belediye Radyo
Televizyonu (BRT) olmak
üzere düzenleniyor. 1989'da
Dalan dönemınde yapılan
konser salonunun alt katında.
radyo ve televizyon stüdyolan
kurulmak üzere soyunma oda-
lannın yıkımına başlandı. Ko-
nuyla ilgili olarak kendileriyle
görüşmeye çalıştığımız İstan-
bui Büvükşehır Belediyesi
Kültür fşleri Daire Başkanı
Hilmi Yavuz, bu konuda gö-
rüş bildiremeyeceğini söyledi.
Bu arada, salonun dolmadı-
gı, zarar edildiği ileri sürülerek,
konser salonunun "daha po-
püler amaçlarla kullanılmak
istendiği" ileri sürüldü. Yak-
laşık 1900 metrekarelik bir
alanı kaplayan Cemal Reşıt
Rey Konser Salonu'nun alt
katında arşiv, depo ve konfe-
rans salonunun yanısıra, 4'ü
15-20 kişi alan 6 soyunma
odası buiunuyor. Yeni düzen-
lemeyle alt katın tümüyle
BRTye devredilmesiyle orta
ve alt katlarda bulunan, en bü-
yüğü 6-7 kişilik 10 tane soyun-
ma odası kullanılabilecek. Öte
yandan, salonda senfoni or-
kestrası konserleri, yerli ve ya-
bana büyük konser ve gösteri
organizasyonlannda soyunma
odalannın yersiz kalacağı sa-
vunuluyor.
Bunun yanısıra konser salo-
nuyla, radyo-televizyon çalı-
şmalannın aynı mekanda sür-
dürülmesinin teknik sorunlara
yol açabileceği de ifade edili-
yor.
Bedrettin Dalan döneminde
yapılıp İstanbui Konser Salo-
nu adıyla açılan, Nurettin Sö-
zen'in seçilmesinden sonra 6 ay
kapah kahp. ardından Cemal
Reşit Rey adıyla yeniden açılışı
yapılan salon 860 kişi alıyor.
Yılda ortalama 80 konser ve
gösterinin gerçekleştirildiğİ
Cemal Reşit Rey'de, simültane
ceviri olanağı bulunduğu için
uluslararası bilimsel kongreler
de yapılabilıyor.
Şu şıralarda. 20. Ulusla-
rarası İstanbui Festivali kap-
samında konser ve gösterilere
sahne olan Cemal Reşit Rey,
İstanbui Büyükşehir Beledi-
yesi kuruluşu olan İstanbui
Kültür Sanat Tic. A.Ş. tara-
ftndan çeşitlı kurumlara gös-
teri, konser, sergi ve toplantılar
için kıraya da verilebilıyor.
Yunus Nadi Ödülleri Karikatür birindlerinden Kıbnsh çizer Alper Susuzlu:
Biz karikatürcülerin işi, herkesi eleştirmek> ;TANORAL
1992 Yunus Nadi Ödülleri'n-
de Karikatür dalında birincili-
ği Eray Özbek ile paylaşan Al-
per Susuzlu. resimden karikatü-
re geçmiş bir sanatçı. Başlangı-
çta güvercinli, yumnıklu kari-
katürler çizen Susuzlu, sonra-
dan daha yansız, ama herkesi
eleştiren karikatürlere yönel-
miş.
- Bu yılın Yunus Nadi Ödül-
leri'nde, karikatür dalındaki bi-
rinciliği paylaştınız. Sizi tanıdı-
ğım kadarı ile daha önce resim
vapıyordunu/. Karikatüre nasıl
yöneldiniz?
- Resim sanatında doğal ola-
rak, renk ağırhklı bir çahşma
yapıyordum. Ve resim, önceki
yıllarda, tepki duyduğum kimi
olaylar karşısında, benim söz-
cülüğümü yapamıyordu. Be-
nim uyguladığım resim, daha
çok duygulan açıklamaya, yö-
neliktı. Işte karikatür bu nokta-
da gelıp kucaklaştı benımle.
- İlk karikatürterinizle, ödiil
alan çizgileriniz birbirinden çok
farklı. Bunu açddar nusnuz?
- Karikatür çızmeye başladı-
• Alper Susuzlu, dünyaya
bir eleştirmen gözüyle ba-
kıyor: "Karikatürcü dün-
yaya herkesi eleştirsin diye
gönderildi". "Susuzlu, Yu-
nus Nadi Ödülü'nü alınca
Kıbns'tan ilk kez 'torpilli'
bir çıkış yapmış. Bugüne
kadar 12 ödül alan Alper
Susuzlu'nun gözünde Yu-
nus Nadi Ödülü'nün ayrı
bir yeri var.
ğım ilk yıllarda, resimden geldı-
ğim için iyi desen çıziyor olma-
ma karşın karikatüriin, doğayı
ve insanı bozarak çizilebileceği-
ni sanıyordum. O nedenle ger-
çek çizgımi ortaya koyamadım.
Daha sonra çizgılenme resim
bilgilerimi de eklemeye başla-
yınca yaptıklanm lyiden iyiye
resim gibi olmaya başladı. Bu
süreç içinde izledığim çizerler-
den ve mizah hakkında okudu-
ğum yayınlardan işin ne oldu-
ğunu çözmeye başladım. Çok
çalışarak tabii. Karikatüre geç
başladım, 1983'te. Ama o yıl-
dan günümüze kadar bin
sayfalık bir fotokopi kitabı
meydana getirdim.
- Anlayış farkldıkları da var
mıydı eski ve yeni çizgilerinizde?
- Çizgi bağlarrunda çok daha
iyi çizebileceğime inandığim
halde bunu nedense ortaya ko-
yamadım. O zamankı bakış
açım, simgeci bir yaklaşımday-
dı. Bu da sanıyorum o günlerin
koşullanndan kaynaklanıyor-
du. Güvercinli, yumruklu kari-
katürlerdi bunlar ve fazlaca
sekterdiler. Dönüp geriye bak-
tığımda, şimdi olsa onlan çiz-
mezdim diyorum. Ama çizildi-
ler. Bugün onlann karikatür ol-
madıklan kanısındayım. Biraz
taraflı bır bakış vardı. Yan tut-
ma varflîonlarda.
Şimdiki düşüncelerim yansız
ve dünyaya sanki bir kritikçi gi-
bi bakıyorum. Yani İsa dünya-
ya nasıl ki insanlan bir araya
getirsin diye gönderildiyse, ka-
rikatürcü de dünyaya herkesi,
kim olursa olsun eleştirsin diye
gönderildi gibi. Bunu da doğru
buluyorum. Aynı toplumsal ör-
güt içindeki insanlann kendile-
rini eleştirmediklerini düşünür-
seniz orada ilerleme olanaksız-
dır. Sanatçının görevi, yanlışı
gördüğü yerde, bu kendi yan-
daşı da olsa, eleştirmektir.
- Son yıllarda size verilen
ödülkrin bu anlattıklannızla il-
gisi var mı?
- Sanınm talihim açılmış ol-
mah. Bu yıl oldukça iddialı ca-
lıştım. ödüllere şöyle bakıyo-
rum; olaylan kendiliklerine bı-
rakmaktan ve kendimi sına-
maktan korkmamam gerek-
tiğini düşünüyorum. O korku-
mu yendım. Yenilgiyi kabul
edemezdim eskiden.
Katıldığim bir yanşmada kay-
bedince, yanşmalara katılma-
maya karar veriyordum. Yenil-
meyi sevmiyordum. Sonradan
insanın kendini sınamasının.
bir öğrenci gibi sürekli sınavla-
ra girmesinin gerekli olduğunu
düşündüm.
- Ödül almamzm Kıbns'taki
etkileri nasd oldu?
- İlk kez ben ödül aldığımı
basına açıklamıyorum? Bun-
dan çok mutluyum. İlk kez al-
dığjm bir ödülü basından ben
izliyorum. Sıradan bir vatanda-
şa kadar her yöreden insanlar
bu önemli ödülü telefonlarla
kutladılar. Üstelik gümriikte
çok rahat bir çıkış yaptım. Pa-
saporttan önce ödül için tebrik
ettiler beni. Yine ilk kez torpilli
bir çıkış yaptım Kıbns'tan.
Bundan sonra daha da geniş bir
yankı yapacaktır sanıyorum.
Bugün BRTden telefon ettiler
ve bir program yapmak istedik-
lerini söylediler. BRT yine ilk
kez ben vermediğim halde be-
nim ile ilgili bir haberi yayımlı-
yordu.
Avrupa'da, içinde birincilik-
ler ve nişanlar da olan ve on iki-
ye varan ödüller almış olmama
karşın, Yunus Nadi Ödülü beni
gerçekten, bir Kıbnsh ve Cum-
huriyeti lise yıllanndan beri
okuyan biri olarak aynca onur-
landırdı.