Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
buınııunı ıcı
SAYFA
KÜLTÜR 11
Fantezffilmler
Içtn festhral
• KöttürServfei-
Almanya'nın Münih, Berlin
ve Frankfurt kentlerinde
gerçekleştirilecek Fantezi
Filmler Festıvah'ude çeşitli
filmler gösterime sunulacak.
Gösterilerde açılışı" Alien
3"(Yaratık 3)yapacak.
Galası yapılacak diğer film
ise, Nicolas Roeg'in "Cold
Heaven"ı(Soğuk Cennet).
Bir diğen ıse sürpriz olarak
tutuluyor.
Videoda tercib
Yılmaz Güney
• Stockbobn(Cunıhuriyet>
Popülertatildergisi
"Vagabond" turizm ve
eğlence zamanında video
tercihlerini ele aldığı son
sayısında Johann Tell
imzasıyla yayınlanan yaada,
"Okurlannuz sıcak yaz
günlennde ızleme>e değer
filmler ararlarsa; Yllmaz
Güney diye bir sanaiçıyı
öneririz"denildi. 5.sayıdaflaş
ülke ve kapak reklamı
Portekiz seçilmiş olmasına
karşın, Akdenız'in doğu
yakasından da övgülerle söz
edildikten sonra sanatta ve
kültürde de yelenekü
insanlann varlığına kanıt
olarak, Güney'in Yol
filmindeamatör
oyunnculann büyüleyici
başanlan gösteriliyor. Tell,
Güney'in Yol filminde
özellikle insanlann yüzleriyle
etkilendiğinı belırttikten
sonra, Yılmaz Güney'in
sanatı ve yaşamını özetlıyor.
Tunzm sektöründe de en
popüleryayıolan"Vagabon-
d", bu sıcaklarda Yılmaz
Güney'den başka izlemeye
değer olarak Çekoslovak
yönetmen Jıri Menzel'ı.
Macar Istvan Szabo'yu,
yedek aranılırsa Amerikalı
Todd Hayness'j öneriyor.
Aziz Nesin
Yalova
Festivali'nde
•\ALO\ \(Cunüıurivet)-
Yalova Beledı>esi'nın
düzenlediğj kültür sanat
şenlikleri dün başladı. 24
temmuza kadar devam
edecek şenlik kapsamında
resim, fotoğraf, el sanatlan,
karikatürsegilen iieaçıldı.
Şenlik kapsamında bugün
ÇınarlıPark'tasaat
21.30'da A7iz Nesin ile
söyleşiyapıiacak.
Lale Mansur, Atıf Yılmaz'ın ve Ersin Pertan'mfilmlerindeoynayacak
' Yol aynını'nda bîr balerin• İkİ buçuk Vll Önce ba- r ~ ^ — -«w*l bir role ceken unsurlann nehbuçuk yıl
leyi bırakan Lale Man-
sur, Atıf Yılmaz'ın 'Düş
Gezginleri'nde bir fahi-
şeyi, Ersin Pertan'ın 'Yol
Aynmı' adlı filminde ise
bir salon kadınını can-
landıracak. Peki Lale
Mansur baleye geri
dönecek mi? Belki. Arna
bunca zamandan sonra
yeniden dans etmek için
değil!
FATMA ORAN
Gümüşsuyu'nda, dekorasyo-
nu sade ve kişilikli bir daire.
Küçük balkonunda şarap
kırmızısı petunyalarla yeşil
yaprakü bitkilerin aydınbğı.
Denizin mavısi. Gemıler. KJZ
Kulesı. Salonu kucaklayan pi-
yano. Tablolar. Lale Mansur'la
sakinleştirici bir atmosferde iki
buçuk yıl önce bıraktığı bale-
den, şimdikı tutkusu sinema-
dan ve diğerlerinden konuşuyo-
ruz...
Ihlamur kumralı saçlan var
Lale'nin. Bakuğınızda, gûzelli-
ğınin size doğru sızdığını hisse-
diyorsunuz. Konuşurken, ilik-
lerine kadar güneşb bir kahka-
ha fınldağı dönüyor yüzünde...
Lale Mansur, on dört yaşı-
ndan beri sahnede. Belediye
Konservatuyan. Devlet Kon-
servatuvan. Öğleye kadar okul,
öğleden sonra konservatuvar,
akşam üstü operada provalar.
Dışandan'lise bitirme sınavlan.
Levent Lisesi. Derken, konser-
vatuvardan on sekiz yaşında
mezun olduktan sonraki ilk
başrolü: Cannen. Yıl: 1974.
Temsillerin Şan Sıneması'nda
verildigj yıllar. Olusum, Manda-
rin, Hûrrem SuHan, Tristan
Izolde, GiseDe, Don Kişot, Mavi
Tuna, Şehrazat, Kuğu Gölü ve
en son 88-89 sezonunda oyun-
laştınlan Yaşar Kemalin Bebek
adb öyküsüne gelınceye kadar
hep başroller.
Bale. Teknolojının kuşattığı
dûnyamızda hiçbir araç kullan-
madan, insanın öz benliğinin,'
bedeninin olanaklannın farkı-
na vardığı eşsiz, incebkli bir uğ-
raş. Ama, işte.. iki buçuk yıl
önce bu çok sevdiği uğraşı
bıraktığını söylüyor Lale Man-
sur. Neden mi? "Baleyi bırak-
Lale Mansur, daha önce de Yavuz Özkan'ın l mut V arına kaJdı'sında, Atıf Yümaz'ın 'BekJe
Dedim Gölgeve'sinde ve Yaşar Kemal belgeselinde roller alnuştı. (ÎBRAHÎM GÜNEL)
ma yaşım geldi" hikâyesi değil,
katiyen. Kurum içirde dönem
dönem yaşanan 'Bizans Oyun-
lan'na gelemiyor artık, o ka-
dar...
Lale Mansur'a ilk sinema
oyunculuğu önerisi dört yıl
önce, sinemayı ciddi ciddi dü-
şünmediği yıllarda Yavuz öz-
kan'dan geliyor. Filmin adı,
Umut Yanna Kaldı. Oradaki
'balerin'i oynuyor Lale, küçük
bir rol. Ama fılm ne yazıkki sa-
dece Ankara'da gosteriliyor.
Şu, salonsuzluk sorunıı. Sonra
Atıf Yıbnaz. Bekle Dediın Göl-
geye'de bir rol veriyor Lale'ye;
o da küçük bir rol, ama olsun.
Bu arada sinema oyunculuğu
için çalışmalar, araştırmalar
yapıyor.
Geçen aylarda. BBC'nin ger-
çekleştirdiği "Yaşar Kemal' bel-
geselinde 'Yıianı Öldürseler'in
•Esme'sini canlandıran Lale
Mansur, seslı çekım açısından
bile olsa böyle bir çalışmanın
ıçinde yer almaktan son derece
memnun. Baleyi, Yaşar Ke-
mal'in Bebek adlı eserindeki ro-
lüyle noktalamıştı ya, sinemaya
da 'Yaşar Kemal' belgeseliyle
başlıyor. Bale hayaünı Yaşar
Kemal'le bitirip, sinema hayatı-
na Yaşar Kemal'le başlamak!
Ağustos ortasında Atıf
Yılmaz'ın yöneteceği Düş Gez-
gJnlerFnde bir 'fahişe'yi. ekim
ayında da Ersin Pertan'ın yöne-
teceği Yol Aynmı'nda bir 'salon
kadınfnı oynamak için hazırlı-
klar yapan Lale'ye, kendisini
DavidMurray'den 'Istanbur
Kültûr Servisi-1991 yılında Caz Oscan olarak
anılan Jazzpar ödülünü kazanan siyah saksa-
foncu David Murray, David Murray Bigband
ıle yaptığı albüm çalışmasmda kendi bestesı
olan" Istanbul" adb parçaya da yer verdi
David Murray, 1990 yılının aralık ayında Ka-
hil El'Zabar ile birlikte Pozitif Vibrations Çağ-
daş Müzik Etkinbkleri'nın dördüncü konuğu
olarak İstanbul'a gelmişti. İstanbul'da gecirdiği
4 günden sonra Murray, mmareler, ezan sesler,
kiliseler ve candan insanlardan çok etkilenerek.
İstanbul'a adadığı bir beste yaptı.
Bu bestenin de yer aldığı bir albüm gerçekleş-
tiren 37 yaşındaki sanatçının kayıt albüm ve
CD'si mart ayında DIW / Colombia şirketi
adıyla piyasaya çıktı.
bir role çeken unsurlann neler
olduğunu soruyorum. Onun
aradığı 'derin'ik'. Ne kadar de-
rinlik var, nasıl bir değişim ya-
şanıyor ve o karakterin ya-
şadığı ikiJemi hissedebiliyor
muyum? Bu sorulan sorduğu-
nu soruyor kendine. "Sinema
çok büyük bir zevk" diyor Lale
Mansur ve sürdürüyor konuş-
masını: "Niye herkes oyuncu
olnıuyor, ona şaşınyonun. O
kadar zevkli bir ış ki..."
"Baleden daha mı zevkli? "
diyorum. "Bilmiyorum" diyor,
"aslında çok farklı tabü."
-Balede dış aksiyon söz ko-
nusu; estetik bir sonsuzluğa
ulaşmak, amaç. Sinemada da iç
aksiyon var. Bu dengeyi nasıl
kuruyorsunuz?
"Ama" diyor, "balede de
dramaü'k ağırbğı olan rollerde
iç aksiyon söz konusu. Dans
ederken o anki duygu neyse,
bütün yapılan hareketlero duy-
guyu yansıtmak için; yani, sa-
dece bir araç onlar."
Oyunculuk üzerine konuşur-
ken, "İnsanın kişılığinin içinde
birçok değişik kişilikler var" di-
yor Lale Mansur. "Önemli olan
kendi içinden bunlan 'av'laya-
bilmek..."
-Bale, sinema oyunculuğuna
bir avantaj sağlıyor mu?
"Sağlıyor. En azından dene-
yim olarak. Vücut üzerinde dü-
şünmenin ve onun
hâkimiyetindeolmanıngetirdiği
bir avantaj var. Benı asıl ilgilen-
diren, o role hazırlanmak. Çe-
kim anı ve sonuç."
"Sinemada kendi kendinizle
yanşıyorsunuz, kendi kapasite-
nizle" diyen Lale Mansur sine-
ma, opera ve baleden başka re-
sim ve edebıyatla da yakından
ilgili. Egon SchieJe, Hermann
Hesse, Thomas Man, Çalvino,
V'irgiııia VV'oolf, Cabrera, Badı-
mann, Eco, Orhan Pamıık, La-
tife TekJn, Enis Batur ve Yaşar
KemaJ sevdiği ressam ve yazar-
lardan bazılan. Tabü dahâ" bır-
çok görünüm onu sanyor. Her
türlü müziği seviyor sonra; ba-
leden caza, diskoda dans et-
mekten göbek atmaya kadar...
Bafeye geri dönecek mi? Ola-
bilir, ama bunca zamandan
sonra yeniden dans etmek için
değil. Başka görevler üstlenebi-
lir belki. Şu anda sinemayı sevi-
yor. Yakında da şan derslenne
başlayacak...
Kültür Bakanı Fikri Sağlar:
Vatandaşlık kükürünü
yeri^lirmeye ^ı
alışı\oııız
Kültûr Servisi - Kültür Bakanı Fıkri Sağlar, demokratikleşme
doğrultusunda özgürlüklerin önündeki her türlü engeh' kaldı-
rrna çabasmda olduklannı vurgulayarak sansür ve denetleme
gibi çağdışı kavramlann kaldınlacağını söyledi. Sağlar, bunun
için kamuoyunun çifte standart uygulamaktan vazgeçip kısır
politik çekişmelerin yörüngesinden sıyniması gerektiğıni belirt-
ti. Bakan Sağlar, yeni sinema yasasının Meclis'ten geçinlmesi-
nin de kamuoyuna bağlı olduğunu savundu.
Dün gazetemizi ziyaret eden Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve
TBMM sanat danışmanı Prof. Metin Sözen, yazanmız llhan
Selçuk, genel yayın koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya, yaz-
ıişleri müdürümüz Celal Başlangıç ve sinema yazanmız Atilla
Dorsay ile görüştü.
Kültür Bakanlığı olarak vatandaşlık kükürünü yerleştir-
meye, kültüre bakışı değiştirmeye, çevre bilincini geliştirmeye,
yaygınlaştırmaya ve doğaî, kültürel mirasımızı korumaya yöne-
lik çalışmalar yaptıklannı anlatan Bakan Sağlar, bakanlığının
yaklaşık 7 aylık icraatını şöyle değerlendirdi:
"Laiklik ve demokrası konusunda Kültür Bakanlığı'na çok iş
düştüğüne inanıyorum ve bunun için elimizden geleni yapıyo-
ruz. Demokraük özgürlük doğrultusunda önemli adımlar ata-
rak önce yasak kitaplan kaklırdık. Okuma alışkanlığını geliştir-
mek için toplam 79 kütüphane açük. ABD ile yaptıgımız temas-
lar çerçevesinde eski eser kaçakçşhğını önleme konusunda
önemli adımlar atük. Pamukkale'yi kurtarma çabşmasını Ka-
padokya ve Hasankeyf izleyecek. " 20 kültür merkezininin-
şaunın sürdürüldüğüne değinen Bakan Sağlar, Van ve Sam-
sun'a kültür merkezlerinden sonra devlet opera ve balesi kur-
mayı tasarladıklanru, ancak kadrolann Planlama'dan verilme-
diginiifadeetti.
Sinema ve Tebf Haklan Genel Müdürlüğü'ne Bekir Gürbüz
Mutlu'nun, Genel Müdür Yardımcıbğı'na da Mümtaz İdil'in
geürildiğini açıklayan Fikri Sağlar, sinema yardım ve destekle-
me fonu konusundaki spekülasyonlan önlemek amacıyla, yeni
düzenlemede dağıtımın sinema sektöründe bulunan örgûtler ta-
rafından yapılması konusunda da şunlan söyledi:
" Sanatçılann, kültür adamlannın toplumun ılerlemesi doğ-
rultusunda önder, şimendıfer rolünü üstlenmelenne açıkbk,
destek ve özendirmeyi göstermeniz gerekiyor. Bugüne kadar
bakanbk ve devlet hep yönlendıncı rolünü oynamaya çabşmış.
Bizim poütikamız açık, destekliyoruz ve özendiriyoruz. Bunu
yaparken herkes bir şey söylüyor. Bu demokrasinin gereğidir,
bunlar içinde en doğrusunu bulma çabasmı göstermeliyiz."
Bakan Sağlar, Devlet Tiyatrolan konusunda da sanatsal
özerkbk, özgürlük ve idari özerkbk olmadığı sürece o tiyatro-
nun devleün üzennde bir yük olarak kalacağjnı savunarak, böy-
le bir yönetimi kabul etmeyen Genel Müdür Bozkurt Kuruç'la
çabşmasının mümkün olamayacağıru belirtti. Kuruç'un görev-
den affını istemesi için kampanya açan devlet tiyatrosu sanatçj-
lannın da kuruma daha yeni yeni sahip çıkmaya başladıklanna
dikkati çekü.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanlan Daimi Konse-
yi'ni kurduklannı anımsatan Sağlar, Karadeniz Ekonomik
Işbirliğı'ne üye ülkelerin kültür bakanlanyla ışbirbği sağlayarak
daimi bir oluşum içinde olduklannı da belınti.
20.
ULUSLARARASI
İ S T A N B U L
F E S T I V A L I ReyKardeşler'inünlürevûsündeSafiyeAylada oynayacak
SONRA
AYA IRINI
Büvük Salon
AÇIKHAVA
TTV'ATROSU
C. REŞIT REY
KONSER SALONU
CHRIS
DE BURGH
STEPHEN
KOVACEV1CH
jnı> Resıulı
CHRIS
DE BURGH
ARS NOVA
DÖRTLÜSÜ
SUZANNA
MHJDONIAN
Arp Resıulı
BILKENT
L'luslararası Gençllk '
Orkestrası
Gıırer A\ kal
Suna Kan
Ada Alpsan
(18 30)
WHITEOAK
DANCE PROJECT
Mıkhaıl Bary;>hniko\
MOSKOVA VİRTÜOZLARI
Madınur Spivakov
WYNTON
MARSAUS
MOSKOVA VIRTUOZLARI
M.ıJımır Spı\akov
• İlkkezl942'desahne-
lenen 'Alabanda'da baş-
rolleri Safiye Ayla ve
Muammer Karaca pay-
laşmıştı.
• Revüyü, önümüzdeki
mevsim Ankara Devlet
Operasfnda Yıldınm
Yanılmaz yeniden sah-
neliyor.
• Safiye Ayla, yine Kra-
liçe Mimoza rolünde
'Güneş' şarkısını söyle-
yerek perdeyi açacak.
Kültür Servisi-Ankara Devlet
Opera ve Balesi, Ekrem Reşit
Rey'ın yazdığı ve Cemal Reşit
Rey'in bestelediğj "Alabanda"
adlı operet-revüsünü 50 yıl son-
ra tekrar sahneye koyuyor.
1942 >ılında ilk kez sahnelenen
ünlü operette başrolü üstlenen-
Safıye Ayla, bu kez konuk sa-
natçı olarak rol alacak. Prova-
lanna 15 eylülde başlanacak
olan "Alabanda" operetini
Yıldınm Yanılmaz yönetecek.
"Alabanda" opereti 1942
yılında gazino programlannda
bir yenilik olarak düşünülmüş.
zamanın stan Safiye Ayla'run
rol almayı kabul etmesiyle bir-
likte gerçekleştirilmiş. Aynı
yıhn yaz sezonunda Tepebaşı
Aile Gazinosu'nda sahnelen-
miş.
Yaz sezonunu tamamıyla
dolu ve başanyla kapatan "Ala-
banda" opereti, genel istek üze-
nne günümüzde Dünya-Fitaş
sinemalannın olduğu yerde
bulunan İstanbul gazınosunda
kış sezonunu kapatmış.
Prof. Ekrem Reşit Rey ve
Prof. Cemal Reşit Rey kardeş-
lerin eseri olan "Alabanda",
çok yüklü bir masraf gerektırdı-
ğinden 1942 yılından sonra bir
daha sahneye konulamamış.
Müzikleri özellikle, "Yaşasın
Hayat" adlı şarkısı uzun süre
belleklerden silinmemiş. 1942
yılında 400 bin nüfuslu İstan-
bul'da. Şehır Tı>atrolan"nın
haftada bir oyun değıştırdiği
dönemlerde. 250 gece perde
açrnış.
îkıncı Dünya Savaşı sürdü-
ğü, savaşın sıkıntılannın ya-
şandığı, ülkenin ekonomik çı-
kmazda olduğu bir ortamda,
Safiye Ayla, yine '.Alabanda'da ydlardır koruduğu Kraliçe Mi-
moza kostümüvle sahneye çıkacak.
bu fantezi operet-revüyü sahne-
lemek için gazino sahnesi tercih
edilmış. Rumen ve Polonyalı
dansçılarla, 18 tablolu zengin
ve çok değişik bir revü gerçek-
leştirilmiş. "Alabanda" opereti-
nin o dönemde ızleyenlere "ulu-
sal bırlık ve bılınç aşılaması"
bakımından önemli olduğu ve
ılgı çektıği belirtıln or.
Gösteride Kraliçe Mimoza
rolündeki Safiye Ayla'nın yanı
sıra Muammer Karaca, Halıde
Pişkın, Tevhid Bilge ve Zeki Al-
pan gibı sanatçılar çeşitli rolleri
üstlenmişler. Diyalektiği çok
fazla olan operette Muammer
Karaca Dursun Reıs, Tevhid
Bilge Samuel rolleriyle büyük
ilgi toplamışlar.
"Alabanda" operetinin 50 yıl
sonra yeniden sahnelenmesi
için Ankara Devlet Opera ve
Balesi Genel Müdürü Rengim
Gökmen ve Başrejisör Murat
Göksu, notalan ye metinleri
uzun süren çahşmalar sonucu
eldeettiler.
Ön çalışmalan sürdürülen
"Alabanda" operetinde, ilk
sahnelenmesinde seslendirilen
Selahattın Kaynak'ın yedi bes-
tesi bu kez yer almayacak an-
cak Cemal Reşit Rey'in sekiz
bestesi yeniden yorumlanacak.
Bu kez "Alabanda" opere-
tinde. Safiye Ayla \ine Kraliçe
Mimoza olarak "Güneş"
şarkısını söyleyerek perdeyi
açacak. Ünlü sanatçı, yıllardır
koruduğu Kraliçe Mimoza
kostümüyle sahnede "güneşi
doğuracak".
"Alabanda"nın konusu ise
kısaca şöyle: Bir kraliçenin hü-
kümdar olduğu bilinmeyen, sis-
lerle çevrili ıssız bir adaya, bir
Türk gemisinin sisten yolunu
kaybederek yanaşması üzerine
başlar. Kraliçe, gemi kaptanına
aşık olur.
Gemisini onanp adadan
avnlan kaptanı aramak için
peşinden Türkiye'ye gelir. Tüm
Anadolu'yu bölge bölge do-
laşıp kaptanı arar. Sonunda
İstanbul'da bulur. Kraliçe, bi-
linmeyen bir ıssız adaya kraliçe
olmaktansa, evlenip Türk va-
tandaşı olarak eyinin kralıçesi
olmaya kararverir.
Türk Beşleri diye tanınan
bestecilerden olan Cemal Reşit
Rey, çokseslı Türk sanat müzi-
ğinin yaratılması için yoğun ça-
bagösterdi.
Fransa'daki öğrenimi sıra-
sında benimsediği izlenimci an-
layıştan hiçbir zaman uzaklaş-
madı. İlk dönem yapıtlannda
halk ezgilerinden yararlanarak,
Türk halk müziğini Batı müziği
formlan içinde ele aldı.
Cemal Reşit Rey'in 19301ar-
da özellikle Istanbul'da büyük
ılgi gören operetlerinin metinle-
rini de ağabeyi Ekrem Reşit
Rey yazdı. Cemal Reşit. 1940'-
larda ağabevinin librettolan
üzerine bestelediği operetlerle
çoksesb müziğin dinlcyici kitle-
sini genişletmeyı amaçladı.
Ünlü bestecınin en sevilen ope-
retleri arasında Lüküs Hayat,
Deü Dolu. Hava-Cıva ve Ala-
banda yer alıyor.
Ankara Devlet Opera ve Ba-
lesi'nin 1992-93 sezonunda sah-
neleyeceği, Yıldınm Yanı-
lmaz'ın yöneteceği "Alabanda"
operetinde, konuk sanatçı Safi-
ye Ayla'nın yanı sıra. Gül Seç-
kin. Sedat Sangül, Murat To-
per, Semih Bayraktar, Murat
Akar, Ayhan Ahıskal, Jak Fer-
man,' Ayşe Hoinic, Ayşegül
Basa. Zühtü Gürsal ve 16 bale,
16 halk dansçısı rol alacak. Or-
kestra şefliğini Kemal Çağlar'm
üstleneceğJ operette, dekorlan
İsmail Dede, kostümleri Mine
Eldek gerçekleştirecek. Kore-
ografiyi de Tufan Kaytmaz
yapacak.