Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 28 HA2İRAN1992 PAZAR
ÖRÜOLAYLAR VE GÖRÜŞLER
-Anayasa Değişildiklerive
Ordu
"TSK'ye ilişkin anayasal değişiklik tasanlan; amaç, kapsam, içerik ve
.getireceği sonuçlar bakımından ülkenin savunma ve güvenliğini ters yönde
^tkilevecek niteliktedir.
MASAN SAĞLAM Eski Milli Eğitim Bakanı
İktidara gelen koalisyon hükümetinin "de-
rnokratikleşme ve şeftaflaşma" sloganı ile
yeniden başlattığı "'anayasa değişiklikleri",
ölkemizin gündeminde yerini almış; siyasal
jDartilerde, kamuoyunda ve basında önemi öl-
çüsünde sürekli tartışılmaktadır.
Değişiklik tasanlan ya da önerileri arasında
dikkat çekici olanlardan birini de, Türk Silah-
la Kuvvetleri (TSK) ile sivil otorite arasındaki
ilişkilerin yeniden düzenlenmesi oluşturmak-
tadır.
TSK'ye ait değişiklikler
Geniş kapsamlı ve sistemin temeline yönelik
değişiklikleri içeren tasanlar özetle şunlardır
1. Savunma ve güvenJik işlerini tamamen bir-
birinden ayınnak,
2. Genelkurmay Başkanlığı'nı (Gnkur. Bşk.),
üç kuvvet komutanlığı ile birlikte, Milli Savun-
ma BakanlığVnın (MSB) çatıst altında topla-
mak, bu yönde:
a. Emir-komuta düzeni dahil TSK'ye ait bü-
tûn bürokratik yapıyı MSB'ye bağlamak,
b. Devlet protokolünü, bu doğrultuda yeni-
den düzenlemek, destek hizmetleri. savunma
sanayii gibi kurum ve kuruluşlan bünyesinde
toplaması nedeniyle, normal öbür bakanlıklar-
dan ayn bir yapıda teşkilatlandırmak.
3. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) mev-
cut görev ve yetkilerini değiştirmek ya da tama-
men ortadan kaldınmak. Eğer varlığı öngörülü-
yorsa, yalnızca danışma organı olarak çalışünl-
masını düzenlemek, bugüne dek olan etkinliğini
azaltacak biçimde yeniden teşkilatlandırmak,
4. MİT'in yapısını değiştirmek ve yeniden ör-
gütlemek. Başkanı dahıl, yeteri dışında askeri
personeli bu örgütten ayınnak,
5. Anayasal değişikliklerin yanı sıra yeni ka-
nunlarla da devlet yönetimindeki asker katkısını
kısıtlamak ya da sınırlamak düşünülmektedir.
Güdülen amaç sivil-asker ilişkilerini, demok-
ratikleşme sloganı doğrultusunda yeniden dü-
zenlemek, askerin rolünü, gücünü azaltarak ve
sınırlayarak sivil otoritenin güçlü varlığını ve ge-
niş etkinliğini kanıtlamak, bundan iç polıtıkada
yararlanmak, dış poliükada ilişkileri ve işbirliği-
ni kolaylaştırmak, ordunun siyasi yönetime el
koyma olasıhğmı anayasal hükümlerle önlemek
olabilir.
Değişikliklerin kapsamı
Bu tasanlar ve benzeri görüşler, TSK'nin dev-
Jet içerisindeki görev yetkilerini, komutanlık
bağlanüsını, gücünü ve etkinliğini, emir-komuta
ve disiplin yapısını, anayasal kurumlardaki yeri-
ni, statüsünü, örgütlenmesini, nihayet yönetim
ve işleyiş biçimini türnüyle temelden değişü'rme-
yi öngören çarpıcı, ciddi ve geniş boyutlu deği-
şiklikleri kapsamaktadır.
Gnkur. Bşk.'nın statüsü ve rolü: Gücürtü ana-
yasadan alan Gnkur. Bşk.'nın görev, yetki ve
sorumluluklan, bugüne ulaşan statüsü ve rolü
uzun ve çetin yıllann deneyim ve birikimlerin-
den ve ülke gerçeklerinden kaynaklanan olu-
şumlarla belirlenmiştir.
Bunlann en belirgin noktalan şunlardır:
Gnkur. Bşk.'nı "Silahlı Kuvvetler'in Komu-
tanfdır (1). Bu, onun hiçbir dönemde değişme-
yen asli görevidir, değiştirilemez ve Milli Savun-
ma Bakanlığı (MSB) gibi başka bir makama
bağlanamaz.
Komutanhk görevini uhdesinde bulunduran
"Gnkur. Bşk. Savaşta Başkomuıanlık görevleri-
ni Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir" (2).
Savaşmfiiüveen etkin gücü TSK olduğuna göre
Cumhurbaşkanı"nın vereceği yetkiler çerçeve-
sinde Gnkur. Bşk.'nın Başkomutanhğı fıilen
yönetmesi de kuşkusuz gayet doğaldır.
Demokratik devlet düzeni içerisinde "Gnkur.
Bşk. görev ve yetkilerinden dolayı Başbakan'a
karşı sorumludur." (3)
TSK'nin Başbakan'a bağlı olması değil de;
MSB'ye bağlanması nasıl oluyorda demokratik
kural ve ilkelere uyuyor, bunu anlamak gercek-
ten güçtür.
Gnkur. Bşk.. kuvvet komutanlan ve J. Gn.
Komutanı ile birlikte, başkanı Cumhurbaşkaru
olan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) üyesi-
dir. Bu kurul genelde milli güvenliğe ilişkin gö-
rüşleri saptar ve Bakanlar Kurulu'na önerir.
Esas karar ve uygulamalan yönetmek Bakanlar
Kurulu'nun yetki ve görevidir (3). MGK, ne
TBMM'nin ve ne de Bakanlar Kurulu'nun üs-
tünde görev yapan bir organdır. Yapüncı gücü
de yoktur.
Göriildüğü gibi Gnkur. Bşk.nın devlet siste-
mi içindeki statüsü ve rolü, onun görev, yetki ve
sorumluluklan ile bağlantüı ve genelde sınırlı
olup, ülkenin koşullan. konumu ve gerçek de-
ğerleriyle çerçevelenmiştir. Demokratik devlet
düzeniyle bağdaşmayan hiçbir yanı da yoktur.
O halde, demokrasi ile yola çıkan anayasal
değişiklikleri, bu çerçevede temel gerekçeden
yoksundur. Sorunun asıl amacını, başka görüş
ve eğilimlerde, geçmişin tepkilerinde ve baa po-
litik içerikli görüşlerde ve anlamsız önyargılarda
aramak gerekecektir.
Gnkur. Bşk.'nın bağlantısı
Gnkur. Bşk.'lığı 1949-1960 yıllan dışında hiç-
bir zaman MSB'lığı'na bağlanmamıştır. 1961
Anayasası ile en uygun makam olan Başbakan-
lığa bağlanmıştır. 1970 yılında yürürlüğe konan
Gnkur. Bşk.lığı için 1324 ve MSB.'lığı için de
1325 sayılı kanunlarla her iki makamın görev,
işlev ve yetkileri, sorumluluk alanlan belirlen-
miştir (4). Her iki makam bugüne dek uyumlu,
anlayışlı ve saygın ilişki ve işbirliği halinde görev
ve hızrnetlerini bilinçle yürütmüşlerdir. Ancak
burada Gnkur. Bşk.'bğının MSB'lığı'na bağb
bulunduğu istikrarsız ve huzursuz dönemi, sivil-
asker ilişkisinin çatladığı ve karşıhklı güvensizli-
ğin artüğı o aşamayı ve sonuçlannı anımsama-
mak mümkün değildir.
Sakıncalar
Tasan sahiplerinin, önce Türkiye'nin stratejik
değerini, coğrafı konumunu ve buna bağlı sa-
vunma ve güvenlik gereksinim ve gerekçelerini
tüm faktörleri ile derinliğine değerlendirmeleri
gereklidir. Ülkemiz küreset değişimler yarunda
çevresel ve ulusal nitelikli iç ve dış tehditlere ma-
ruzdur, ciddirisklerlekarşı karşıyadır.
Türkiye, Batı ülkelerinden apayn özellikleri,
sosyal ve yapısal değerleri, köklü gelenekleri ve
onur dolu taıihsel zenginlikleriyle güçlüdür. Bu
dayanak noktalannı asla yıkamazsınız. Bir ka-
lemde Gnkur. Bşk.'lığmı MSB.'lığına bağlaya-
mazsınız ve Gnkur. Bşk.'lığının rol ve statüsünü
değiştiremez ve dışlayamazsıruz. Nasıl ki ülke-
mıze ABD Kongresini, İngiltere'nin Lordlar ve
Avam kamaraiannı aynen yapısı ile getiremi-
yorsanız; askeri kanattan ABD'nin Joint StafT-
ını, İngiltere'nin de Board emir-komuta sistemi-
ni aynen getirip monte edemezsiniz. Aksi halde,
oturmuş ve işlerlik kazanmış sağlıklı devlet siste-
mini güç kaynaklanndan ayınr, dağıtırsınız. Bu
doğrultuda Türkiye'nin savunma ve güvenlik
politikasında konsept ve stratejisinde geri dö-
nülmez hatalar yapar, çatlaklar açar ve derin
boşluklar yaratırsınız.
Kaldı ki yeniden şekillenen ve belirsizliklerle
dolu yaygın sancılan sürerken esintileri ve ağır
siyasal ve askeri yükümlülükler ve iç içe sorunlar
halinde ülkemize yansımaktadır. Bunun yanı sı-
ra Türkiye, Balkanlar, Kaflcasya ve Ortadoğu'-
da oluşan ve çevremizi saran çatışmalar ve geliş-
meler içınde güçlü yerini ararken ve tarihsel
atıbm ve yükümlülükler içerisine cesaretle girer-
ken, yanında güçlü TSK'yi, ulusal gücü yansıtan
çağdaş yapıda uyumlu sivil-asker bütünlüğünü
görmek zorundadır.
Durum hajen bu iken, uzun yıllann getirdiği
deneyim ve birikimler sonucu, uyum ve etkinlik-
le işleyen ve güçlü bir yere oturan sivil-asker iliş-
kilerini temelden sarsmak, ulusai gücün simgesi-
ni ve güvencesini oluşturan bu tarihsel ocağı
anayasa gücüyle zorlanarak, önyargı ve saplan-
tılar içinde modeller peşinde devlet organlann-
dan ayıramaz ve toplumda kökleşen saygınlığını
ve onurunu yok yere kıramazsıruz. Bu girişim,
yüce Atatürk'ün deyimi ile acaba "gaflet ve da-
lalet" olmaz mı?
Sonuç
• TSK'ye ilişkin anayasal değişiklik tasanlan;
amaç, kapsam, içerik ve getireceği sonuçlar ba-
kımından ülkenin savunma ve güvenliğini ters
yönde etkileyecek niteliktedir.
• Tümü ile tasan, TSK'nin öz yapısını, bağ-
lanüsını, emir-komuta düzenini, Başkomutan-
lık statüsünü, disiplin anlayışını sarsacak; devlet
içinde sivil-asker ilişki ve işbirliğini sınırlayacak.
asker katkısını kaldıracak unsurlar taşımakta-
dır.
• Bu hali ile tasan orduyu ister istemez iç poli-
tikanın içine çekecek, yansız "ulusal ordu" sta-
tüsünü değiştirmeye zorlayacak, ordunun ülke-
de rolünü ve gücünü azaltacak, saygınlığını ve
güvencesini zedeleyecektir. Bu, dar sınırlar için-
de akademik çizgjde dış modellerin hazırlandığı,
sonuçlan sarsıa ve düşündürücü ciddi bir du-
rumdur.
• Küresel, çevresel ve ulusal gelişim ve deği-
şimler, ülkemizin gerçekleri ve özellikleri iyi de-
ğerlendirilirse, TSK'nin güçlü, köklü, saygın ve
uyumlu yeri daha iyi anlaşılacak ve korunacak;
sivil-asker ilişkilerinin. demokratik ve çağdaş
düzey ve anlamda daha da güçlendınlmesi gere-
ği duyulacaktır.
Bu oluşum. devletin ulusal hedef ve çıkarlan,
güç ve etkınliği ve aydın geleceği için gereklidir.
I .'1982 Anayasası Mad. 117,3
2. 1982 Anayasası Mad 117/4
3.1982 Anayasası Mad. 118
4. Gnkur. için 1324 sayılı kanun
MSB. için 1325 sayılı kanun
TC ANKARA ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1989/667
Adresi Meçhul Davalılar: 1- Döndu Akan (Gülüzar ve Ayşe ola-
rak da bilinir.)
2- Şerife Gökçimen, Merkez Gökdere Mah. Kastamonu
3- Sebahat Akkuzu, Merkez Gökdere Mah. Kastamonu
Mahkememizden verilen 6.3.1991 gun ve 1989/667 esas, 1991/115
sayılı karar davalılardan Seher Akçınlıoğlu (Akgör) tarafından tem-
yiz edilmiş olup, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 10.2.1992 gün ve
713-1310 sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş olup,
davacı vekili tarafından verilen 10.3.1992 kaydiye tarihli dilekçesi ile
bozma ilanunın kaldırılarak usul ve yasaya uygun olan mahkeme ka-
rarının onanması için lashihi karar talebinde bulunmus olduğu yu-
kanda adları yazılı adresi meçhul davalılara ilanen tebüğ olunur.
6.5.1992
ANKARA 1. ASLİYE
TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NO: 1991/106
DAVACI: Akbank T.A.Ş.
1 Vekili: Av. Ibrahim Avaroğlu
Davalı: Kani Yalçın, Lale Sokak 17/10 Maltepe/ANKARA
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan 9.600.000.-TL.'lık ala-
cak davasının yapılan yargılamasında;
Davalı adına çıkartılan dava dilekçesi ve durusma gününe ait teb-
ligat bilatebliğ iade edilmiş olup yapılan Emniyet arastırmasında da,
davalının adresi tespit edilemediğinden adına dava dilekçesi ve du-
ruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Duruşma günü 10.7.1992 günü saat 10.10'a talik edilmiş olup,
HUMK'nun 213. maddesi gereğince dunısmada hazır bulunmadığı-
nız takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği hususu ila-
nen tebüğ olunur.
TERME ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1991/25
Davacı Yıldız Sağlam tarafından davalı Bayram Gökmen aleyhi-
ne açılan alacak davasının duruşmasında davalının adresinin ye-
tersizliği nedeni ile tebligat yapılamadığı, tüm aramalara rağmen
adresinin tesbit edilemediğinden bahisle davalı adına tebligatın ilan
yolu ile yapümasına karar verilmiştir.
Karar gereğince davacı Yıldız Sağlam tarafından davalı Bayram
Gökmen aleyhine Terme Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan alacak
davasından dolayı davalı Bayram Gökmen'in bu dava ile ilgili her-
hangi bir diyecekleri varsa Terme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
1991/25 esas sayılı dava dosyasına başvurmalan ve iş bu ilanın neşir
tarihinden iübaren 15 gün sonra kendilerine tebligat yapılmıs sayıla-
bileceği hususu ilanen tebliğ olunur.
Basın: 48486
PENCERE
Hepimizin Göbek Adı:
NiyaziL.
Dostum Coşkun özdemir, doktordur, nörologdur, profe-
sördür, İstanbul Tıp Fakültesi'nde öğretim üyesidir, sakin
bir kişiliği vardır; ama, yıllardan beri süregelen bir tedir-
ginliği yüreğinde taşıyor; ne zaman rastlasam yineler:
-GidişçokkötüL.
Hayır, politikadan sözaçmıyor özdemir, YÖK'ün üniver-
site yaşamına iök gibi çökmesinden sonra tıp fakülteleri-
nin durumunu vurguluyor. Ne var ki bu sakin ve dengeli
adamın, sesini yükseltmeden yansıttığı gerçeğin anlamı-
nı, kamuoyuna duyurabilmiş değiliz. Anadolu'dakileri bir
yana bırakın, İstanbul Tıp Fakültesi'nde bile çözülüş böyle
sürerse, yarın öbür gün ne olacak? Diploma alan öğrenci-
ler, hastalarıyla karşılaştıkları zaman doktorculuk mu oy-
nayacaklar?
•
istanbul Tıp Fakültesi'nden bu yıl mezun olan 401 genç
hekim, AKM'de düzenlenen bir törenle diplomalarını aldı-
lar. Dönem birincisi Dr. Alpay Sezer'in ve "arkadaşları
adına konuşan" Dr. Oktar Üzümcügil'in söylediklerinden
aktarmalar yapıyorum.
Genç hekimler diyorlar ki:
"- Belamızı anyorduk, tıp fakültesine girdik; cep delik,
cepken delik, yannımız belli değil. Hepimiz Türkiye'nin en
başarıh öğrencileri olarak bu mesleği ve fakülteyi tercih
ettik. Şu anda hiçbir geçerli nedeni bulunmayıp bu torene
gelmeyen hocalarımız var. Kendi çabalarımızla bir şeyler
öğrenmeye çalıştık. Biliyor musunuz, bizleri neler bekli-
yor? Mecburi hizmet, herkes sıcak yatağmda uyurken kar-
şılıksız tutulan nöbetler. Günde yüz hastaya bakıp hiçbiri-
ne yaramayacağız. Sınıfların kalabalıklığı ve bazı öğretim
üyelerinin ilgisizliği yüzünden bir doğum olayını bile izle-
yemedik, bir hastaya bir dikiş atamadan mezun oluyo-
ruz."
Genç doktorlar üzülmesinler..
Ünlü bir özdeyişimiz var: "Acemi nalbant mesleğini gâ-
vur eşeğinde öğrenir."
Peki, gâvureşeği' kim?
Sorulurmu? ;
•
Genç hekimlerin törende yaptıkları konuşmaları oku-
yunca, Doktor özdemir'i anımsadım. Yalnız özdemir mi?
Tıp alanında bugünkü 'dramatik' durumu gören, kahrolan
ama elinden bir şey gelmeyen nice doktor var. Türkiye
"bir ucu Hindistan'da, bir ucu Belçika'da bir garip ülke-
dir". Toplumun onda biri ya hey!... Gerisi, sen öle, ben ka-
la!.. Zengin kesim için büyük kentlerde üst üste hastaneler
açılıyor; dışardan ve içerden en yetkin hekimler büyük üc-
retlerle bu merkezlerde görevlendiriliyor; Amerika'dan en
gelişmiş aygıtlar satın alınıyor; tıp ticarete dönüştü; sağlık
davasının temel ilkesi:
Altta kalanın canı çıksın!..
Mutlu azınlık, sağlık sorunlarmı çoğunlukla yurtdışında
çözümlemeye bakıyor.
Halkımız renkli televizyonlaradalmış, ya Brezilya'da tü-
retilen "sabun köpüğü" dizileri izliyor, ya da Amerika'da
üretilen "genç doktorlar" veya "hasfane'dizileriniseyre-
derek eğleniyor. Trafik kazalarında, hastane kapılannda
ya da koğuşlarında,, terör olaylannda ölmeye öylesine
alıştık ki tepkilerimiz ancak alaturka acemaşiran üzerin-
den arabesk vaveylaya dönüşüyor; felaket başımıza geldi
Arkası 17. Sayfada
Ama Pumukkaie'vi cok sc\i\orum. ımukkak'M knruvanuzîanız. \artn bİ7c na<ıl bir dunva fnrakacaksınız?' »orsa. bırakın hi/ knruvaltm.
\
Recbel • KORE Darhan • UGAM>\
BIZE BIRAKTIKLARINIZLA
1
m
ANILACAKSINIZ
AMUKKALE'YI
EYAZ BIRAKIN
ur • TtRKn E Can • TURKİTE
"PAMUKKALE BEYAZ KALACAK... SONSUZA KADAR."Lygatlık, doğal, tarihsel ve çevresel kültürü ile bir biitündür. Bu evrensel ilke
doğrultusunda, doğaya ve çevreye özel önem veren Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti,
Sayın Suleyman Demirel ve Sayın Erdal İnönü'nün liderliğinde Dünya Kültür Mirası içinde
yer alan değerlerimizi dünya kültürüne ve gelecek nesillere kazandırmaya kararlıdır.
İlk adım Pamukkale...
Pamukkale.Dünyada bir başka benzeri olmayan kültür varlığımız...
Türkiye ile birlikte tüm dünyaya ait bir kültür mirası...Sadece çağımızın değil,
yarınların, gelecek ncsillerin mirası .. Pamukkale.Türkiye'nin doğayı ve çcvreyi koruma
gibi evrensel ilkelere sahip çıkılması ve kültürel değerlerimizin korunması konusundaki
kararlılığının ilk büyuk adımıdır. Pamukkale gelecek nesillere bembeyaz bırakılacak ve
sonsuza kadar tıeyaz kalacaktır.Türkiye, bunun için yapılması gereken herşeyi,
hiçbir ödün vermeden yerine getirecektir.
UNESCO'nun desteklediği ve T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yurütülccek
Pamukkale'yi kurtarma projesi için ilk adtm yarın atılıyor...
T.C. Hükümeti, Sayın Suleyman Demirel ve Sayın Erdal İnönü'nün liderliğinde uygarlığa,
doğaya, tarihe saygılı herkesi Pamukkale'yi kurtarmak için başlatılan girişimi
desteklemeye çağırıyor.
Gelin, Pamukkale'yi kurtaralım...Gelin, Pamukkale'nin beyazı
Türkiye'nin ve insanlığın yüz akı oLsun.
İLK A D I M
PAMUKKALE
Suleyman DEMİREL
Başbakan ,
J
Erdal INÖNU
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
K Ü L T Ü R B A K A N L I Ğ I