Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN1992 PAZAR
1» HABERLERIN DEVAMI
IAFIAYA BAKIŞ
A1MET TANER K1ŞLALI
Biyük DüşünmekL
Uis Armstrong'dan Pavarotti'ye, rahmetli Cihad Ba-
bardan istanbul Festivali'ne, oradan da Danimarka Ulu-
saFutbolTakımı'na kadar uzanan bir zincirvarkafamda...
ilk akışta sanılanın tersine, halkaları kolaylıkla bir araya
gelın birzincir.
Yîni Gün'ün spor sayfasında gazeteciliğe ilk adımımı
attııım yıllardaydı. Gazetenin başyazarı ve manevi yöneti-
cisiCihad Baban, Akdeniz Oyunları'nın Türkiye'de yapıl-
rna:ı için bir kampanya başlatmamızı istediğinde, şaşkın-
lıktai küçük dilimizi yutabılirdik.
Kîndisine açıkça söylemeye cesaret edememekle bir-
likfe, 30-35 yıl önceki koşullarda bu öneri bize neredeyse
gülınç gelmişti. Oysa Türkiye, 6O'lı yıllar geride kalmadan
bu tedefe ulaştı. Şimdi OümpiyatOyunlan peşinde.
"Büyük düşünme"nin önemini bana zaman öğretti.
Irsanlar gibi toplumlar da kendilerine koydukları hedef-
lere göre enerjilerini, yeteneklerini, olanaklarını harekete
geçriyorlardı.
Kjçük hedef, küçük kalmak demekti.
Ana sadece "büyük" hedefler yetmiyordu. Ona ulaşa-
cağna da "inanmak" gerekiyordu...
• • •
20. yıldönümüne katılmaktan büyük mutluluk duyduğum
Istaıbul Festivali de işte bu "büyük düşünme"nin ürünü.
Büyük düsünebilen büyük kişiler, 20 yılda büyük sonuç al-
dıla-.
Istanbul'a, evrensel ile ulusalın iç içe girdiği, çok önemli
bir çağdaş boyut eklediler. (Sayın Nejat Eczacıbaşı ile Sa-
yın Aydın Gün de o kafamdaki zincirin iki halkasıdır!..)
İstanbul Festivali, ne seçkinci begeniyi küçümsedi, ne
de kitlenin beğenisini. Böylece bir yandan izleyici tabanını
genışletirken, öte yandan izleyicinin beğeni düzeyini de
yükseltti.
Osüreç olmasaydı, acaba Pavarotti ismi, Türkiye'ye gö-
re astronomik sayılabilecek ücretler ödemeyi göze alan 14
bin kişiyi Abdi ipekçi Salonu'na çekebilir miydi? Çekse de
en ağır aryalardan sonra bile, o inanılmaz coşku yaşana-
bilir miydi?
Tıpkı rahmetti Muhsin Ertuğrul'un, çocuklardan baş-
layarak tiyatro sevgisini yaratması ve yayması gibi... Su-
nulan sanatsal etkinlik izleyeni eğitir, giderek daha iyiyi
isteme eğilimi yaratır. Daha iyiyi, daha güzeli isteyenlerin
sayısı arttıkça da ona sunulanın düzeyi yükselir.
Bu süreçte, kitlelerin beğenisi ile seçkinlerin beğenisi
arasına çizgi çekmeye yer yoktur!...
• • •
Birkaç hafta önce, "Siyasal Düşünceler ve Rejimler"
dersinin bu yılki son saatinde öğrencilerime sordum:
- Pavarotti'yi kimler en az bir kez dinledi?
Kalabalık sınıfta parmaklarını kaldıranların oranı üçte
ikiyi buluyordu.
- Michael Jackson'ı dinleyenler?
Hayretler içindeydim. Kalkan parmaklar, belirgin bir bi-
çimde daha azdı.
Popüler bazı parçalar da söyleyerek "işi ayağa düşür-
düğü" için Pavarotti'ye kızmalı mı? Yoksa milyonların
operaya ve klasik müziğe ilgisini çekmeyi başardığı için
Herbert von Karayan'ın "yüzyılın en büyüğü" olarak nite-
lendirdiği bu sese teşekkür mü etmeli?
işte o anda, çok farklı bir müzik beğenisi ile yetişmiş
olan anneme "caz"ı sevdirmeyi başarmış olan Luis
Armstrong'u anımsadım...
Işe Viyana valslerini dinteyerek başlayanların günün bi-
rinde Karmen'den hoşlanması, Karmen'den zevk alanla-
rın da giderek Rigoletto'yu, Tosca'yı beğenir olması olası-
lığı yüksek degil mi?
Yunus'un ezgileri değil midir, "Yunus Emre Orator-
yosu"nun sevilmesini kolaylaştıran? •
Evrensel ürünlere açıldıkça ulusal sanat yücelir ve yü-
celdikçe evrensel ürünler verir. Kitlelerin beğeni düzeyi
yükseldikçe de bu süreç hızlanır...
Kafamdaki zincirin tüm halkalarına büyük saygt duyuyo-
rum..
Büyük düşünmesini bilenlere de, o büyüklüğü yakala-
maya katkı yapanlara da...
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
İstanbul sulan ıslah edilecek
28 HAZİRAN 1932
Bclediycce bir su mütehassısı
cclbi için yeni sene bütçesine
lahisat konmuştu. Şimdiye
kadar yapılan teşebbüsler
ncticesinde A vusluryah
mühendis M. Marto isminde
birzatileitilâfhasılolmuşve
mumaileyh şehrimize gelerek
birkaç günden beri işe
başlamıştır. .
Mülehassıs: İstanbul
sulannın mcmbalannı,
bcntlerinı dolaşmakta; su
yollan üzerinde tetkikat
yapmaktadır. Tetkikatını
ikmal ettikten sonra sulann
ıslah şckli hakkında bir rapor
hazırlıyacaktır.
Bir taraftan sulann ıslahı mevzuu bahsolmakla beraber bir
taraftan da membalardan çıkan sulann tamamile şehre
'girmesini temin edecek çareleraraştınlmaktadır. Şehir
haricinde bulunan su yollannın kısmı azamı künk
borulardan geçmektedir. Halbuki zamanın tesirile bunlar
birçok yerlerde kınlmıştır. Kınlan aksam lamir cdilmekte ise
de genc şehre gelen suyun mühim bir kısmı bu yüzdcn
yollarda kaybolmaktadır.
Eğer bunlar tamamile tebdil cdiîip yerlerine dökme boru
konacak olursa şehrin su ihtiyacı tamamile temin edilebilecek
vehatta fazla bile kalacaktır. Lâkin borulann tebdili mühim
bir masrafa ihtiyaç gösterdiğinden birdenbire yapılması kabil
görülmemektedir.
Tarih kongresinde 206 muallim
Ankara'da 2 temmuzda toplanacak olan larih kongresine
lise, orta mektep ve muallim mekteplerinden 206 muallim
iştirakedecektir.
Ankara'da kongrenin ilk hazırlıklannı tamamlıyarak
şehrimize dönen heyet azasından MuzafTer ve Hamit Beylcr
yann tekrar Ankara'ya gideceklerdir. Diğer muallimlerden
Istanbul'da bulunanlar da perşembe günü hareket
edeccklerdir.
PRİMUS
H I R İ C İ T E I V i R A T İ Ç İ R
Pnmut loıerlrri en mûktm-
mcl fcncrlcrdır. Gayd p*r~
' l«kbirziyavenıi*rtaMkr«-
e< ifclı—dl vc Imll.nnlıd.r.
PRİMUS
YUDA LEVl BiRADER.
LERnMAHniMLAM
TÎGEM grevinin ikinci kez ertelenmesine büyük tepki
Işçiler protesto eylemîne başlıyorANKARA {Cumhuriyet Bü-
rosu) -Tanm İşletmeleri Genel
Müdürlüfü (TIGEM) işyerle-
rindcki grcvin, hükümeün itira-
z\ üzerine ikinci kez ertelenmesi
tepkiye yol açtı. ANAP hü-
mcilcrinin dahi kullanmadığı.
ilk yargı karanna itiraz yolu ile
alınan grcv durdurma karanna
karşı işçiler çeşitli eylem biçim-
ieri ile karşı çıkma eğiliminde-
ler. Türkiye'nin her yöresine
dağılmış iş yerlerinden gelen
haberlere göre greve çıktıktan
birkaç saat sonra grevin durdu-
rulduğu haberini alan işçiler,
Hükümeti protesto eden top-
lantı ve gösteriler düzenlediler.
Pazartesi gününden başlayarak
dcğişik proteslo eylemleri ile
tepkilerini dile getireceklerini
bildirdiler.
Türk-İş Genel Başkanı Şev-
ket Yılmaz. koalisyon hükûme-
tini uyararak. "Oyalarriaya
tahammülümüz yok. 20 Ekim
öncesi ile sonrası arasında siya-
sal mantıkta fazlaca değişiklik
olmayacaksa, çalışma ve top-
lum banşı sağlanamaz" dedi.
SHP Genel Sekreteri Cevdet
Selvi de grev ertelemenin pek
uygulanmayan bir yöntem ol-
duğunu belirterek. "Grev erte-
lemenin değişmesi gerekir.
Antidemokratik yasalardan
yararlanmak çıkış yolu değil-
dir" diye konuştu. Selvi, tıka-
nan kamu sektörü toplusözleş-
meleri konusunda taraflann
yeniden bir araya gelmeleri için
yann Başbakan Yardıması Er-
dal İnönü ile görüşeceğini de
söyledi.
Türk-İş Genel Başkanı Şev-
ket Yılmaz, TİGEM grevinin
başladıktan birkaç saat sonra
ikinci kez ertelenmesi üzerine
dün düzenlediği basın toplantı-
sında, koalisyon hükümetinin
seçim öncesi taahhütleri ile ey-
lemleri arasında çelişki olduğu-
nu söyledi. Yılmaz, daha önce
siyasal iktidann "sözüne güve-
nerek" destek olduklanru
anımsatarak şunian söyledi:
"Bugünkü koalisyon ortağı
siyasi parti sözcüleri, gerek
Meclis kürsüsünden, gerekse
basına yaptıklan açıklamalar-
da, 'grev ertelemenin pazarlık
hakkma saldın olduğu' görüşü-
nü savunmuşlardır. O günlerde
bu görüşleri paylaşanlar, işçi
hak ve özgürlükleri önündeki
tüm engellerin kaldınlacağını,
grev hakkının kısıtlanmasma
izin vermeyeceklerini söyleyen-
ler, daha ilk uygulanan grevi
erteleme gibi korkunç bir çeliş-
ki sergilemişlerdir. Adalete say-
gımız. karar üzerinde yorum
yapmamıza engeldir. Bu olay-
da önemli olan da Danıştay
kararlan değil, taahhütleri ile
eylemi birbirini tutmayan siya-
sal iktidann içine düştüğü du-
rumdur".
TİGEM grevinin milli gü-
venlik ve ülke sağlığını tehlike-
ye düşüreceğini öne sürenlerin
vicdanlannın rahat olup olma-
dığını da soran Yılmaz. "Bu
olay, sadece tanm işçileriyle sı-
nırlı değerlendirilemez. Bazı
uygulamalar, değjşik alanlarda
beklentilerin de gerçekleşmesi
umutlannı sarsmaktadır'"dedi.
Yılmaz. kamu kesiminde BeJe-
diye-İş, Tanm-İş, Sağlık-İş,
Türk-Metal, Türkiye Maden-lş
veTez Koop-İş sendikalannda-
ki toplusözleşme göriişmelerin-
den sonuç alınamadiğına da
dikkat çekerek, bu konuda ya-
nn hükümetle görüşme olasılı-
ğının olduğunu söyledi. Yıl-
maz, "yasaksız demokrasi"
sloganını benimseyen koalis-
yon hükümetinin daha işin ba-
şında grev yasaklanna sanlma-
sını "Tlerisi için umut kına"
olarak nitelcndirerck sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Türk-İş Genel Başkanı ola-
rak, ülkede huzur ve refahın ilk
şartını karşılıklı güvene bağlı-
yorum. Kitle örgütleri ile icra
organı arasında sıkıntıiar büyü-
dükçe sosyal banş umutlan da
yerini endişeye bırakır. Yıllar
göstermiştir İci Türk-İş'in uya-
nlan daıma yapıa olmuş, bu
uyanlara itibar etmeyenler ağr
faturalar ödemişlerdir. Türk-İş
Genel Başkanı olarak, son yerel
seçimlerde koalisyon ortaklan-
nın güven tazeleme olarak de-
ğerlendirdiği sonuçlann devam
edebilmesinin ilk şartının, çalı-
şanlara karşı verilen sözlerin
tutulması olduğunu da hatırla-
tıyorum. Desteğimizin devamı,
verilen sözlerin hayata geçirile-
ceği yolundaki çabalan görme-
mize bağhdır".
Yılmaz, daha sonra Haber-İş
Sendikası'nın genel kurulunda
yaptığı konuşmada da iktidar
ortağı olan partilere işçilerin
köstek olmadıklannı ifade ede-
rek, "Siz şimdi bize niye köstek
oluyorsunuz?"diye sordu.
SHP Genel Sekreteri Cevdet
Selvi de grev erteleme yöntemi-
nin uygulanmaması gerektiğini
savundu. Selvi, "Grev ertele-
menin değişmesi gerekir. Anti-
demokratik yasalardan yarar-
lanmak çıkış yolu değjldîr.
Masa başında çözüm getirilme-
li" doli. Işvercn temsilcilerinin
Özal'ın Houston Methodist Hastanesfnde ametiyatma katüan Dr. Carlton, Gökova'yı gezdi.
Özal, doktoruna Gökova koylannı gezdirdi
MARMARİS (Cumhuriyet) -
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın
Houston'daki Methodist Has-
tanesi'nde ameliyatını yapan
Prof. Dr. Peter Scardino'nun
hocası olan ameliyata da katılan
Dr. Carlton'u, Marmaris'te ka-
bul etti. Dr. Carlton'un bir sağ-
ÜK denetimi için değil Cumhur-
başkanı özal'ın "özel konuğu"
olarak geldiği açıklanırken
özal'ın daha önceden planlanan
ay sonundaki sağlık denetimi
için Ankara'ya da gitmeyeceği
bildirildi.
Dr. Carlton, dün Marmans
Okluk Koyu'ndaki Devlet Konu-
kevi'nde kabul edildi. Daha sonra
Özal, Carlton'la birlikte 13:30"-
dan 14.50'ye kadar bir sürat bo-
tuyla Gökova koylannı gezdiler.
Cumhurbaşkanbğı Danışmara
Can Pulak, Dr. Carlton'un ziya-
retiyle ilgili olarak şunlan söyledi:
"Dr. Carlton, bir sağlık kontro-
lü için özel olarak Türkiye'ye gel-
medi. Ameliyan yapan doktorun
hocası olup bizzat kendileri de
ameliyata kaülmışlardı. Cumhur-
başkanımız o sıra kendilerini eşi
ite birlikte Türkiye'ye davet etmiş-
tir. Sayın Carlton da Paris'te dü-
zenknen uluslararaa bir konfe-
ransa kaülacağını. daha sonra
Türkiye'ye gelebilecegini söyle-
mişti. Dr. Carlton. cumhurbaşka-
nımızın özel konuğu olarak Tür-
kiye'ye gelmiştir. Amerika'dan
öz£İ olarak cumhurbaşkanımızın
sağlık durumu için gelmiş değjl-
dir. Ancak gelmişken durumunu
da sorabilir. Bu da doğaldır."
Dr. Cariton'un bugün An-
talya'ya gjtmesi ve güney kıyılan-
nı dolaştıktan sonra 2 temmuz
günü Türkiye'den ayrdması bek-
leniyor. Bu arada Cumhurbaşka-
nı Özal'ın bir süre daha Marma-
ris'te kalarak tatilini sürdürecegi.
daha önceden planlanan bu ay
sonundaki sağlık denetimi için
Ankara'ya gitmeyeceği bildirildi.
Elçibey: Karabağ'a özerklik vermeyiz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Azerbaycan Cumhur-
başkanı Ebulfcyz Elçibey,
Azeri-Ermcni çatışmasında sa-
vaşa katılmak üzere Türkiye'-
den gönüllülerin gelmesini iste-
mcdiklcrini belirterek, "O
zaman bu. Hıristiyan-Müslü-
man davasına döner. Biz büyük
devietlerin bu işe girmesini de-
ğil. bu işi durdurmasını bekli-
yoruz" dedi. Türkiye'deki
Azcrba>can kökenli subaylan
isterlerse, uyruklanna alacakla-
nnı kaydeden Elçibey. "Tür-
kiye'deki albaylardan, paşalar-
dan ordumuzu kurmak için
yardım alacağız "diye konuştu.
Elçibey, Ermenilerin zor kul-
lanmaya devam etmeleri halin-
dc. "çok ağırcevap " alacaklan-
nı da bildirdi. Ermenistan
Cumhurbaşkanı Levon Ter
Petrosyan'a inanmadığını da
kaydeden Elçibey, Ermenis-
lan'da demokrasiye yakın kişi
olarak Paruyr Ajrikjan'ı gördü-
ğünü söyledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Elçibey. Ankaradaki temasla-
nndan sonra dün bir basın top-
lantısı düzenlcdi. Hilton Oteli'-
ndcki basın loplantısında Elçi-
bey, Azerbaycan'daki duru-
mun iyi olmadıgını belirterek.
"Eğcr durum kötü olmasaydı,
daha uzun kalacaktım. Siyasi
parti lemsilcileriyle ve diğer yet-
kililerle görüşecckıim. Ancak,
Azerbaycan'daki durum ağır-
dır. O yüzden dönmek zorun-
dayım" dedi. Azerbaycan'ın
önündeki asıl meselenin devleti
işletmek olduğunu ancak, bu
konuda önlerinde bir dizi so-
runlar bulunduğunu belirten
Elçibey, sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Bir milletin devlet olabilme-
si için kendine öz bir ordusu, öz
parası ve altın haznesi olması
lazım. Bunlar halen bizde mev-
cut değil. En çetin olan şey, or-
du kurmak. Ama biz bunu
kuracağız. Türkiye'deki Azer-
baycan kökenli subaylan ister-
lerse uyruğumuza alacağız.
Türkiye'deki albaylardan, pa-
şalardan ordumuzu kurmak
için yardım alacağız. Zaten, öz-
gür devletler de, kendi öz ordu-
lannı kurmalıdır."
Ermenistan'la "sulh ve dille"
görüşmeye hazır olduklannı
kaydeden Elçibey, Ermenistan
Cumhurbaşkanı Petrosyan'a
inanmadığını. onun verdiği
sözlere uymadığını bildirerek,
meselenin AGİK'le halledilme-
sinden yana olduklannı söyle-
di. Ermeni ordusunu "bir terör
ordusu" olarak niteleyefı Elçi-
bey, sözlerine şöyle devam etti:
"Eğer bize zor kulianırlarsa.
çok ağır cevabını alırlar. Azer-
baycan'da tek bir nefer kalsa
bile, Ermeni terör ordusu ve Er-
meni askeri ülkemizde kalama-
yacaktır. Azerbaycan'da tüm
azınlıklara haklan verilecektir.
Ama toprak iddiasında bulu-
nanlar gözlerini yumsunlar."
Elçibey, daha sonra basın
mensuplannın sorulannı yanıt-
ladı. Bir soru üzerine, Rusya'-
nın 4. ordusunun Azerbaycan'-
da, 7. ordusunun da Ermenis-
tan'da bulunduğunu belirten
Elçibey. "Ya ikisi de çıksın. ya
ikisi de kalsın. Eğer 4. ordu gi-
derse uçaklar da gider. 7. ordu-
nun uçaklan bizim üzerimize
bomba yağdınr. Biz şu anda bu
ordulan süratle çıkarmayı iste-
miyoruz" diye konuştu. Kara-
bağ sorununun çözümü için
çifte koridor formülüne ilişkin
soruyu ise Elçibey. "İlk bakışta
iyi. ama o kadar da kolay değil.
Bize onlar Nahcıvan'dan kori-
dor versin, biz de onlara Şuşa'-
dan verelim. Ama bu onlann
işine gelmez" diyerek yanıtladı.
Bir soru üzerine. A BD'ninönü-
müzdeki seçimler nedeniyle ül-
kesindeki Ermeni lobisinden
korktuğunu da belirten Elçi-
bey, "Ben Amerikalılara dedim
ki. siz Ermeniden korkuyorsa-
nız, bu nasıl demokrasi? Siz
burada 300-500 Ermeni"den
korkuyorsunuz. Bir düşünün.
biz orada 4 milyon Ermeniden
neler çekiyoruz? Bu terörcülük
psikolojisidir" dedi.
Karabağ'ın siyasi yapısına
ilişkin soruya Elçibey. "Muhta-
riyet olmaz. Biz üniter devlet
yaratacağız. İsterlerse okul aç-
sınlar. televizyon kursunlar.
kulüp açsınlar. Ama Fransa'-
da. Amerika'da mesele nasıi
halledHiyorsa, biz de öyle halle-
deceğiz. Muhtariyet olmaz"
yanıtını verdi.
"Kürt problemini kaynatan-
lann Ermeniler olduğunu" be-
lirten Elçibey. "Ermeniler şimdi
geriye çekildi. Kürdü ileri sür-
dü. Müslümanı Müslümana
kırdınyorlar" diye konuştu.
"Ermenistan Cumhurbaşkanı
Petrosyan'a inanmadığınızı
söylediniz. Ermenistan'da ken-
dinize muhatap olarak kimi
görüyorsunuz?" sorusuna da
Elçibey. "Demokrasiye en ya-
kın kişi olarak Paruyr Ajrik-
jan'dır. Onu görüyorum" yanı-
tını verdi. Salonda bulunan bir
Azeri kökenli vatandaşın, altı
oğlunu savaşmak üzere Azer-
baycan'a göndermek istediğini
öğrenen Elçibey. bu konuda
şunlan sövledi:
"Biz Türklerin gelip savaş-
masmı istemiyoruz. Ö zaman
Azcrbaycan'ın içişlcrine de ka-
nşmış olunur. Sayın Süleyman
Demirel'in dediği gibi. o zaman
bunu Hırisliyan-Müslüman
davasına çevirirler. Biz büyük
devietlerin bu işe girmesini dc-
ğii. durdurmasını bckliyoruz."
Özal ANAP'a
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DUNYA'DA
Devlet Bakanlıçjı Meteorotoii
Genel Mûdûriûğü'nden alınan
bilgıye göre yurdun kuzey ve
ıç kesimleri parçalı buluUu,
Trakya, Marmaranın doğusu,
IçEge, IçAnadotu, gâ«erb«-
gesı, Karadeniz *e Doğu Ana-
dolunun ku2eyı sağanak ve
gök gûrûltûlû sağanak yağış-
lı, dığer yerfer az buluttu
geçecek. Hava acaklıgı yagış alan yerlerde biraz azalacak. Rûzgâr kuzey ve batı
yönlerden hafif, ara sıra oıia kuvvette, yağış anında yer yer kuvveöi olarak
esecek
Zonguklak
« B OuMHu G J-j
• Baştarafi 1. Sayfada
sizlik döneminin Özal tarafın-
dan başlatıldığına da dikkat
çekerek " Şimdi Sayın Özal,
ANAP'a yeni bir lider aramaya
başlamış. Bize böyle bilgiler ge-
liyor. Ancak henüz bir kesinlik
yok. Böyle birçabanm nasıl so-
nuçlan olacağını şimdiden kes-
tirmek de güç" diyorlar.
Mesut Yılmaz'ın etrafında
kümeleşen milletvekilleri ve
parti yöneticileri, Cumhurbaş-
kanının anayasal sınırlan için-
de hareket etmesi gerektiğini.
ANAP'ın, Özal'ın çıkışlann-
dan zarar gördüğünü dilc geti-
riyorlar. Özellikle kamuoyu ile
parti ilişkilcrinde Özal'ın.
ANAP'ın zaafını oluşturduğu-
na dikkat çeken bu milletvekil-
leri. şu görüşleri savunuyorlar:
"Biz. parti içindc yeni bir li-
der arayışına kcsinliklc karşı
olacağız. Liderimiz var vc yc-
terli. Biten partiyi ayağa kaldır-
dı. Diğer scnaryolar. partiyi
parçalamaktan başka bir şcyc
yaramaz. Böyle senaryolar üre-
tileceğini de sanmıyoruz. An-
cak taban vc milletvekilleri
olarak genel başkanın yanında-
yız. Sayın Cumhurbaşkanımı/.
partimizin kurucusudur. Ken-
disine gcrekli saygıda kusur
etmedik. etmeyiz. Ama artık
anayasal sınırlanna çekilmcli-
dir."
"antidemokratik yasalardan
yararlanarak işçilerin elinden
aldıklan gücû isüsmar etme-
den" masa#
başında haklannı
teslim etmeleri gerektiğini savu-
nan Selvi, jaraflann bir araya
gelmesi için yann girişimde bu-
lunacağmı kaydederek,"Bekle-
yenlerin sabn taşınlmamalıdır"
dedi.
Öte yandan Tanm Bakanlı-
ğına bağlı iş yerlerinde 15 bin
işçisi bir aydır grevde olan ve
TİGEM tanm işletmeleri iş yer-
lerindeki 10 bin 600 işçisinin
grevi engellenen Tanm-Iş Sen-
dikası Başkanı Sabn Özdeş, bu
koşullarda izlenecek sendika
politikasını belirlemek üzere
dün Ankara dışına çıkü. Ana-
doluya dağılmış şubeler, grevi
engellenen işçiler ve grevdeki iş-
çilerle il il, iş yeri iş yeri düzenle-
necek toplantılarda, işçilerin
kamuoyuna seslerini duyur-
mak ve tepkilerini dile getirmek
üzere koymak istedikleri eylem-
lerin değerlendirilmesi yapıla-
cak.
AT'den Belgrad'a
• Baştarafi 1. Sayfada
uygulanmakta olan BM yap-
tınmlannı titizlikle sürdür-
mekte kararlı olduklannı
vurguladılar. 12 AT ülkesinin
liderleri Saraybosna Havaalanı-
nın açılabilmesi için AT'nin
askeri müdahalede bulunabi-
leceğine dikkat çektiler.
AT doruk toplantısında alı-
nan kararlar şöyle:
"AT, Saraybosna Havaa-
lanı'nm açılmasıyla ilgili ola-
rak BM Güvenlik Konseyi'-
nin almış olduğu 758 sayılı
karann uygulanmamasından
ötürü üzüntülennı bildirmek-
tedir. Bu durum bazı ek ön-
lemlerin alınmasmı gerektir-
mektedir. AT ülkeleri gıda
gibi insani yardımlann yapıla-
bilmesi için Saraybosna Ha-
vaalanı'nm açılması amacıy-
la gerekli önlemlerin derhal
alınması konusunda BM Gü-
venlik Konseyi'ni harekete
geçirecektir. AT her ne kadar
da banşçı işlemlere öncülük
tanıyorsa da bu insani yardı-
mın sağlanabilmesi için askeri
müdahale oiasılığını da göz
önünde bulundurmaktadır."
Edinilen bilgilere göre AT-
nin askeri müdahalede bulun-
masmı en çok destekleyen
ülke Italya oldu. Ingiltere,
Fransa ve Yunanistan ise as-
keri müdahale önerisine karşı
çıktılar.
Makedonya
AT liderleri, Lizbon doru-
ğunun son gününde AT'nin
bütünleşmesi yolundaki, süre-
si iki yıl daha uzatılan AT
Heyet Başkanı Jacques De-
lors'un ikinci öneri paketin-
den çok, Sırbistan'a karşı izle-
necek ortak siyaset konusun-
da görüş birliği sağlamakta
zorluk çektiler. Almanya, Sır-
bistan'a askeri müdahale ko-
nusunda çekimser kalırken
İtalya'nın bu konudaki karar-
lılığı toplantmın dün sabah
erken saatlerine kadar sürme-
sine yol açtı. AT liderlerinin,
Yugoslavya'da süren kriz için
görüştükleri diğer bir konu da
Makedonya Cumhuriyeti'nin
tanınmasıyla ilgiliydi. Bu ko-
nuda Yunanistan'ın istemleri
doğrultusunda alınan ortak
kararda. 12'lerin eski Yugos-
lavya'mn Makedonya Cum-
huriyeti'ni Makedonya adı
dışında kalan başka bir isim
altında ve bugünkü sınırlan
içinde tanımaya niyetli olduğu
belirtiliyor. Bu amaçla Make-
donya'ya bir mektup gönderi-
leceğf ve ismin değiştirilmesi-
nin isteneceği belirtildi. Aynı
kararda. Makedonya Cum-
huriyeti'nin bugünkü smırla-
nnın BM ve Paris Şartlan
çerçevesinde korunacağına
eüvence veriliyor.
AT ülkeleri bu arada Yu-
goslavya'da süren kanlı çatış-
malardan Sırbistan'ı ve Sırbis-
tan'a bağlı ordunun gösterdiği
faaliyetleri sorumlu gördüğü
konusunda görüşbirliği sağla-
dı. Bu kanlı çatışmalardan
Sırbistan'ın dışında kalan
cumhuriyetleri de sorumlu
gösteren AT ülkeleri, ancak en
büyük sorumluluk payının
Sırbistan'a ait olduğu görü-
şünde birleştiler. Bu nedenle •
BM Güvenlik Konseyi'nin
757 sayılı karannı destekle-
mekte ısrar ettiklerini belirten •
AT ülkeleri, Sırbistan ve K.a-
radağ'ın oluşturduğu yeni
Yugoslavya Cumhuriyeti'nin
AGİK ve BM gibi uluslararası
kuruluşlara üyeliğinin kabul
edilmemesi görüşünü savun-
dular.
Kosova konusunda da Şır-
bistan'a diyalog kurması jçin-
çağnda bulunan AT liderleri,
Sırbistan'ın Kosova'daki bas- ,
kılanna son vermesini ve Ko-
sova'nın otonomluk isteminin
Yugoslavya için yapılacak
konferans çerçevesinde görü- -
şülmesini önerdiler. AT lider-
leri aynca Kosova'ya gözlem- ,
ci gönderilmesi için bu konuda ,
AGİK'e gerekli önlemleri al-.
ması için çağnda bulundular.
Mitterrand. Saraybosna'ya ,
i
AT doruğunda alınan karar- ^
dan sonra Fransa Cumhur- '
başkanı Mitterrand, beklen- '
medik bir kararla Bosna- /
Hersek'in başkenti Saray- f
bosna'ya gitmek üzere dün ^
gece ülkesinden aynldı. Saat \
22.30 sıralannda Hırvatis- ,;
tan'ın Adriyatik kıyısındaki';
Split kentine ulaşan Mitter- ,
rand'ın karayoluyla Saray- •
bosna'ya gitmeye çalışacağı
açıklandı. Portekiz Dışişleri z
Bakanı Jdao de Deus Pinhe- .•'
rio, Lizbon'da yaptığı açıkla- ^
mada, "Bu, Fransa'nın tek 4
başına yaptığı bir girişimdir i
ve AT tarafından desteklen- *
mektedir"dedi. -^
Yazaşmalarda farklı
' <a
• Baştarafi 1. Sayfada
Edinilen bilgilere göre. Ba-
kaniar Kurulu'nun olağanüstü
halin uzatılması istemine ilişkin
yazılan, TBMM'ye bugüne ka-
dar farklı biçimlerde gönderil-
di.
ANAP hükümetleri döne-
rninde. bu isteme ilişkin Bakan-
lar Kurulu kararlan meclise
bazen "bakanlar kurulunun
prensip karan", bazen de "ba-
kanlar kurulunda görüşülüp
kararname çıkartılmasını ge-
rcktirmeyen konulardan" üst
başlığı ile yollandı. Aynı tarih
ve sayılı kararnamelerin Başba-
kanlık arşivinde saklanan örne-
ği ile meclise gönderileni arasın-
da da üst başlık açısından fark
olduğu bildirildi.
Başbakanlık Kanunlar ve
Kararlar Müdürlüğü'nün uy-
gulamasından kaynaklandığı
belirtilen bu durum, TBMM Ge-
nel Kurulu'ndaki son görüşme-
lerde. ANAP'lılann ortaya attı-
ğı savlar nedeniyle tartışma
konusu oldu. AN AP'lılar, koa-
lisyon hükümetinin olağanüstü
halın uzalılmasına ilişkin mecli-
se gönderdiği yazının "prensip
karan" üst başlığını taşıması
nedeniyle geçersiz olduğunu ve
bunun bazı bakanlan karan
imzalamaya ikna çabasından
kaynaklandığını savunmuşlar-
dı.
Başbakanlıktan bir yetkilı,
\a71nin üst başlığı ne olursa ol-
sun. tüm bakanlar tarafından
imzalanmış Bakanlar Kurulu
karan olduğunu belirterek, bu
savlann geçersiz olduğunu bil-
dirdi. Aynca. Bakanlar Ku-
rulu'nun, olağanüstü halin
uzatılması istemi konusunda
kararname çıkarmasının gerek-
mediği belirtildi. Bakanlar Ku-
rulu'nun yalnızca olağanüstü
hal ilanı için kararname çıkar-
ma zorunluluğu bulunduğunu
belirten Başbakanlık yetkilisi,
anayasanın 121. maddesine
dikkat çekti.
Anayasanın 121. maddesi,
olağanüstü halin "bakanlar ku-
rulunun istemi üzerine" her de-
fasında 4 ayı gecmemek koşu-
luyla TBMM tarafından uzatı-
labileceği öngörülüyor. Başba-
kanlık yetkilileri. üst başlık ne
olursa olsun bakanlar kurulu-
nun meclise gönderilen yazısı-
nın bu istemi içerdiğini vurgula-
dılar.
TBMM'deki tartışmalar a-;c
rasında ANAP'lılann ve Demi- .
rcl'in. farklı üst başlık taşıyan <
aynı tarih ve sayılı iki ayn yazı -,
ortaya çıkannalannın da Ka-
nunlar Kararlar Genel MüdüN ;
lüğü'nün yazışma tekniğinden ,.
kaynaklanmış olabileceği bildi-
rildi. Dosyayı görmediğini be- v
lirten bir yetkili, Kanunlar
Kararlar Genel Müdürlüğü'- •,
nün aynı yazıyı meclise ve arşi- -^
ve farklı üst yazılarla gönder- [
miş olabileccğıni söyledi. L