Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MAYIS1992 SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
SSK'yaihtar
• SAMSUN(Cumhuriyet)-
Bağ-Kur'un ardından SSK
ile de yaklaşık yurt genelinde
200milyar lıra tutanndakı
alacaklan yüzünden kavgaya
tutuşan eczacılar, SSK Genel
Müdürlüğü'ne yaptıklan
iüm uyan ve ıkazlara karşın
fcorcunu ödemeye yönelik bir
<aba göstermemesi ve
_girişimde bulunmaması
ûzerine kurum genel
müdürlüğünü "ihtar"
yağmuruna tuttular.
İSEDAK toplantJSl
• ANKARA (AA) - İslam
Konferansı TeşkiJatı
Ekonomik veTican Işbirliği
Paimi Komitesı (İSEDAK)
Izleme Komitesi'nin 8.
toplantısı bugün İstanbul'da
başlıyor. On iki ülkeden
bakan düzevınde katılım
beklenen toplantıya Türkiye
adına Devlet Bakanı Tansu
Çiller katılacak. Toplantıya
Türkiye'nin yanı sıra Suudi
Arabistan. Pakistan, Kuveyt,
Ürdün. Filistin, Gine, İran,
Mısır. Kamerun, Malezya ve
Senegal katılıyor.
Koç'tan
Moskova'ya
Mjgros
• ANKARA (AA)-Koç
Holdingtemsilcisi İnan
Kıraç, Moskova'ya Migros
mağazası götürmek
istediklerini, bu
düşüncelennın iseyıl sonuna
doğru gerçekleşebileceğinı
söyledi. İnan Kıraç,
Başbakan Süleyman
Demirel'in Kazakistan'da
bulunduğu sırada, Rusya
Federasyonu hükürnet
yetkililerinin, Türkiye'nin
Moskova Büyükelçisi
Volkan Vural ile telefon
bağlantısı kurarak bu
konuda lOdeğişikmağaza
gösterme karan aldıklannı
belirtti. Kıraç, Rusya
Federasyonu yetkililerinin
kendilerini büyük biristek ile
beklediklerini ifadeederek
bu yıl sonuna doğru
Migros'un Moskova'da
açılabileceğini söyledi.
Kaskodainrtirim
• Ekononü Senisi - Emek
Sigorta, kaskoda % 50'ye
varan birindirim uygulaması
başlattı. Peşin ödeme şariının
da getirildiğı yeni
uygulamada % 50
indirimden yararlanabilmek
için sürüciiniinevli ve 30 yaş
üs.ünde olması. araan tek
sürücü ya da bayan sürücü
tarafından kullarulması,
aracın alarmı olması ve
kapalı garajda bulunması ve
otomobil sahibinin
İstanbul-Ankara-İzmir
dışında bir şehirde yaşaması
gerekıyor.
TüPk firmaları
Bakû'de
• ANKARA (AA)-
Mağdenli Nakliyat,
Moskova bürosundan
sonra Krasnodarve
Bakü'dc de birer büro açtı.
Firmadanyapılan
açıklamayagörc I989"da
So\ uzvneshtrans ile
acentelik anlaşması yapan
şirket. KapıkuleveSarp
üzcrinden karayolu:
Doğukapı üzerinden
demiryoîu: başta Timruk
olmak iizere bütün BDT
limanlanna denizyolu ile
taşımayapıyor.
Açıklamada aynca Volga
ve Don nehirleri üzerinden
nehirvolu, BDT
havalımanlanna da Türk
pçaklan ile taşımacılık
^apan şirketim taşımacılık
şırasında gümrükleme
işlemlerini de yaptığı
kavdedildi.
Ivcılara yeni
>ilah
Ekonomi Senisi - Yatçılar,
gemıcilervedeniz
kenannda oturanlar için
Jıemevetuzlusuya
jlayanıkh yeni birsilah
gelişürildi. Remington'un
Amerikan piyasasıyla aynı
önda Türkiye'de satışına
başlayacağı Model 870
^lanna Magnum kısa
pamlulu. harekel kabiliyeti
Jniiksek, ava ve hedefe çabuk
fcönelebilen. tek arpacık
pamlulu ve 7 fışek kapasiteli
bir tüfek. 980dolara
satılacak olan tüfeğin
namlu ve fışek yuvalan
elektrosuz nikel kaplama ile
üretildi.
Uluslararası
borsalar
• Ekonomi Senisi - ABD
Dolan dün Avrupa
borsalannda bazı önemlı
para birimleri karşısında
değer kazandı. Altın
fryatlandauikseldi.
Dolanndeğen l .6425
marktan l .6482 marka
çıku.Tokyo'damali
pijasalar dün anayasa günü
tatıli dolayısıyla kapdıydı.
A,\rupa borsalannda
dolann Japon Yeni
karşısındaki değeri 133.13
yenden 132.80>enegeriledi.
Enflasyon bahar molasına çıktıANKARA (C umhuriyet Bii-
rosu) - Enflasyon bahar molası
aldı. DİE'nin hesaplanna göre.
nisan ayında toptan eşya fiyat-
lan endeksi yüzde 2.2. tüketici
fıyatlan endeksi de yüzde 3.8
oranında artış kaydetti. Böyle-
ce, ayhk endeks artışı. geçen
yazdan bu yana toptan eşya fi-
yatlarında ilk kez yüzde 3'ün
altına inerken. tüketici fiyatla-
nnda da ilk kez yüzde 4'ün altı-
na düştü.
Ayük endeks artışındaki bu
yavaşlamaya karşın, yıllık orta-
lama endeks artışlanndaki yük-
selme devam etti ve toptan eş-
yada yüzde 61, tüketici fiyat-
lannda yüzde 71.2 düzeyine
ulaştı.
DİE'nin venlerine göre, top-
tan eşya fiyatlan endeksi aylık
artış oranı, geçen temmuz ayın-
da yüzde 2.2 olduktan sonra
süreklı olarak yükseldi ve iz-
leyen aylarda nispi yavaşlama-
lar >aşanmasına karşılık, yüzde
3.5'un altına dıişmedi ilk kez
nisan ayında yeniden yüzde 2.
2'ye duşen aybk artışa karşılık,
ocak-nisan döneminde fiyat
artış hın. ilk üç aydaki özellikle
de ocak ayındaki yüksek artış-
lann da etkisiyte, geçen yılki dü-
zeyin üstüne çıktı
. Geçen yıl ilk dört ayda yüz-
• DÎE'ye göre nisan ayında toptan eşya fiyat-
lan yüzde 2.2, tüketici fiyatlan ise yüzde 3.8 ora-
nında arttı. Geçen yazdan bu yana ilk kez toptan
fiyat endeksi yüzde 3'Ün, tüketici fiyat endeksi
de yüzde 4'ün altına düştü.
7W TTJ 78.7
^ 1 1
ıı«a«
64.9
82.1 6Z5
nn
—:6BJB
71
m 66.9 66.5 66.8
" T<-
Nisan Mayıs Haz Tem AJus Eylul Bum Kasım Aralık Oca/ı Şubaf Mart Nısan
1991 1992
Knıhısvon panoraması (yii/de)
Endeks
DİE
tüketici J
DİE
toptan
fTO
tüketici
İTO
toptan
İTOücretli-
ler Geçınme
EnJeksi
(I985bazlı)
Yıllar
1992
1991
1992
1991
1992
1991
1992
1991
1992
I991
Nısan
3.8
6.6
2.2
5.4
5-4 .
8.6
4.3
4.4
5.3
9.8
4
Ayhk
25.0
22.9
24.5
21.6
27.6
23. l
23.5
19.3
26.7
24.9
12
Avhk
74.0
62.1
63.0
55.1
75.1
66.8
64.7
49.8
75.3
67.6
Yıllık
ortalama
71.2
60.9
61.0
50.3
72.0
63.7
58.2
45.9
73.9
64.1
de 21.6 olan toptan eşya fiyat-
lanndaki yükselme oranı bu yıl
yüzde 24.5'e çıktı. Bir önceki
yıhn aynı ayına göre enflasyon
hızı da, mart sonunda yüzde
68.1 iken, nisan sonunda yüzde
63'e indi.
Enflasyon rakamlannın ser-
gilediği "bahar rehaveti" görü-
nümüne rağmen. yıllık ortala-
ma artıştaki yükselme sürdü.
Mart sonunda yüzde 60.4 olan
12"şer ayhk dönemler ortala-
masına göre değişim oranı, ni-
sanda yüzde 61 "e ürmandı.
Toptan eşya fiyatlan endeksin-
deki artış, 1992 için hedeflenen
yüzde 52'lik orandan biraz da-
ha uzaklaştı.
Benzer gelişmeler tüketici fi-
yatlan endeksinde de görüldü.
Geçen ağustos ayından bu yana
ilk kez yüzde 4'ün altına inen
ayhk endeks artışına karşılık.
dört ayhk artış oranı geçen yıhn
üzerinde kaldı ve geçen yıl yüz-
de 22.9 iken. bu \ıl yüzde 25'e
çıktı. Mart ayına kıyasla, yıllık
bazda gerileme kaydeden ve
yüzde 78.7'den yüzde 74'e inen
tüketici fiyatlan endeksinde yıl-
lık ortalamalar kıyaslamasına
göre artış, man sonunda yüzde
70.3 iken, nisan sonunda yüz-
de 71.2 oldu.
Nisan ayı enflasyonunun, ge-
çen aylara göre daha düşük çık-
masında, sebze-meyvedeki bol-
laşmanın fiyatlara yansıması-
nın etkisi oldu. Sebze-meyve
endeksi yüzde 4.8 oranında ge-
rilerken. tahıllar dışındaki diğer
tanm ürünlerinde de yüzde l'i
bulmayan düşüşler meydana
geldi.
Toptan eşya fiyatlan genel
endeksinde, başta elektrik ol-
mak üzere bazı KİT ürünlerine
yapılan zamlar nedeniyle devlet
kesimi, fiyat artışında özel kesi-
min önüne geçerken. imalat sa-
nayii sektöründe özel kesimin
fiyat artışı, devlet kesimini aştı.
İstanbul Ticaret Odası'nın
hesapladığı enflasyon rakamla-
n DİE'nin üzerindeçıktı.
1990 yılında 49 milyar dolar olan dış borç stoku,1991 sonunda 48.7 milyar dolara geriledi
Türkiye'nin dış borç stoku azalıyorANKARA(Cumhuriyet Bu-
rosu) - 1991 yıl sonu itibarıyla
Türkıye'nin toplam dış borç
stoku belli oldu. 1990 sonunda
49 milyar 35 milyon dolar olan
toplam dış borç stoku. 1991 so-
nunda binde 8 oranında azala-
rak 48 milyar 661 milyon dola-
ra gerıkrken, son beş yılhk dö-
nemde dış borç stoku artışı yüz-
de 51.6 düzeyinde gerçekleşti.
Türki>'e'nm toplam döviz yü-
kümlülüğü tutan ise 57 milyar
913 milyon dolar olarak hesap-
landı.
Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşarlığı'nın "Dış Borçlar Bül-
teni"nde. 1991 yjlına ilişkin ra-
kamlar açıklanırken, borç sto-
kundaki azalmarun nedenlenne
de değinildi. Geçici verilere
göre. 39.5 milyar dolan orta ve
uzun, 9.1 milyar dolan da kısa
vadeli borçlardan oluşan dış
borç stokunda. geçen yıl görü-
len azalma dört temel etkene
bağlandı. Hazine, bu etkenleri
şöyte açıklandı: "
"Dış borç stpkundaki geliş-
melere göre yıl içinde diğer dö-
Hazine'ye göre, stokun azalmasında dört etken rol oynadı:
- Dresdner hesaplanndaki azalma
- Kısa vadeli borçlardaki düşme
- Yıl içinde diğer dövizlerin dolar karşısında değer kaybetmesi
- Dünya Bankası döviz havuzu
Yurt içi döviz tevdiat hesaplanyla birlikte toplam döviz yükümlülüğü
ise 5.79 milyar dolar
vizlerin dolar karşısında değer
kaybetmeleri, dış borç stokunu
azaltıcı yönde etkilemiş, ancak
yıl sonuna doğru diğer para bi-
rimlerinin yeniden değer ka-
zanmalan nedeniyle çapraz
kurdaki değişmelerin dış borç
stokunu arttırma yönündeki et-
kisi sırurlı düzeyde kalrruş,
buna karşılık. Dünya Bankası
döviz havuzu faktörü, borç sto-
kunu azaltıcı yönde etkilemiş-
tir.
Borç stokunun azalmasmın
ağırlıklı olarak orta ve uzun va-
deli Dresdner hesaplan ile kısa
vadeli borçlardaki azalıştan
kaynaklandığı görülmektedir.
Almanya'da yerleşik Türk işçi-
lerinin mevduatlanndan olu-
şan ve 1990 yılında 695 milyon
dolar olan kısa vadeli Dresdner
hesaplan 553 milyon dolara,
1990 yıhnda 6.255 milyon dolar
olan orta ve uzun vadeli Dresd-
ner hesaplan ise 5.713 milyon
dolara düşmüştür."
"Dış Borçlar Bülteni"nde yer
alan verilere göre, önceki yıllar-
da borç stokunu arttırıcı, 1988
ve 1989 yıllannda ise küçültücü
yönde etki yapan kur farklan,
bu yıl da borç stokuna ek yük
getirdi. ancak bu yük önceki yıl
3.1 milyar dolar civannda iken,
geçen yıl 153 milyon dolar dü-
zeyinde kaldı. Böylece, kur
farklannın dış borç stokuna et-
kisi, 1986'dan bu yana sırasıyla
yüzde 11.4, yüzde 12.2, yüzde
5.5, binde 7, yüzde 6.4 iken, ge-
çen yıl binde 3'ü indi.
Dış borç stokuna ilişkin ra-
kamlan, çeşitli rasyolarla de-
ğerlendiren Hazine'nin hesap-
lamalanna göre, dış borçlann
milli gelire oranı 1990 öncesın-
de yüzde 50'nin üzerinde seyre-
derken, 1990'da yüzde 44.5'e
geriledi, 1991 'de ise yüzde 44.6
olarak gerçekleşti. Yıllık dış
borç ödemelerinin milli gelire
oranı yüzde 6,6'dan yüzde 6,9'a
çıkarken. ihracat gelirlerine
oraıu yüzde 55.7'den yüzde 55'e
indi. Bu arada. özel sektör ta-
rafından sağlanan kredilenn
toplam borç stoku içindeki
payı, 1986'da yüzde 32.1 iken,
1987'de yüzde 34.1'e, 1988'de
yüzde 40"a. 1989'da yüzde 44'e
çıktı. 1990'danitibaren yeniden
gerilemeye başlayan bu oran,
önceki yıl yüzde 43'e, geçen yıl
da yüzde 4l'e düştü.
1986 yılı sonunda 16.8 yıl
olan dış borçlann ortalama va-
desi. 1989'da 15 yıia indikten
sonra yeniden uzamay'a başladı
ve geçen yıl 15.4yı)açıkt]. Buna
paralel olarak. önceki yıl yüzde
19.4 olan kısa vadeli borçlann
toplam dış borç stoku içindeki
payı, geçen yıl yüzde 18.7'ye
düştü. Ortalama efektif faiz
oranı ise gerileme gösterdi ve
1990'da yüzde 7,8 iken, 1991'de
yüzde 7'ye indi.
Dış borç stokunun, yurtiçin-
de yerleşik kişilerce yurtiçinde-
kı bankalarda açılan döviz tev-
diat hesaplannı kapsamadığmı
anımsatan Hazine, bu hesap-
.larla birlikte Türkiye'nin top-
lam döviz yütcümlülüğünün
57.9 milyar dolan bulduğunu
bildirdi.
TUROB Başkanı Sinan Babila 6 milyon turist, 4 milyar dolar turizm geliri bekliyor
Tıırizm, 1992 sezonundan uımıtluEkonomi Senisi - Tunstık
Otelciler ve İşletmeciler Birliği
(TUROB) Başkanı Sinan Babi-
la, 1992 turizm sezonundan
umutlu olduklannı ve 6 milyon
turistle, 4 milyar dolar gelir
beklediklerini bildirdi.
Babila. İstanbul'un da son
günlerde turist akınına uğradı-
ğinı ve otellerde boş yer kalma-
dığını, bu doluluğun tüm yaz
boyunca sürmesinin bekiendi-
ğini ifadeetti.
TUROB'un başkanlığına
tekrar secilen Sinan Babila,
1992 yılı turizm sezonunda.
hem İstanbul hem de tüm Tür-
kiye'nin turist sayısı ve gelirleri
bakımından oldukça umutlu
olduklannı. kendilerinin de
otelciler olarak yeni turizm se-
zonuna hazır olduklannı belirt-
ti.
Son günlerde turist akınına
uğrayan İstanbul otellerinin,
tamamırun dolu olduğuna dik-
kat çeken Babila, uzun zaman-
dır gündemde olan Alman tu-
ristlerin yerini bu yıl İtalyan.
Fransız. Ispanyol ve Uzakdo-
ğulu turistlerin aldığinı açıkla-
dı.
Babila. bunun yanında önü-
müzdekı aylarda 500'üncü yıl
kutlamalan dolayısıyla İspan-
yol ve İsrailli turistlerin de bek-
lendiğinı. diğer taraftan, kısa
bir süre sonra başlayacak İstan-
bul Festivali'nin de İstanbul ve
Türk turizminin canlanmasın-
da önemli rol oynayacağını ifa-
de ettı.
TUROB Başkanı Sinan Ba-
bila, turistık otellerde toplusöz-
Turizm çevreleri Körfez Savaşı nedeniyle beklendiği gibi geçmeyen 1990 ve 1991 sezoolanndan sonra, 1992 yazına umutla bakıyor.
leşme dönemine girilmesinin,
turizm adına bir kaygı yarat-
maması gerektiğini söyledi.
Babila şoyle konuştu:
"Otellerde toplusözleşme dö-
nemine girihnesi. gre\ endişesi
yaratmasın. Bu ülkede her sek-
törde olduğu gibi işverenle işçi
arasında birtakım toplu sözleş-
me görüşmeleri olacaktır. Bu
devre. görüşmelerin başladığı
ve devam ettiğı bir devre oldu-
ğu için birtakım laflar çıkacak-
tır. Ama bu demek değildir ki
toplusözleşmeler anlaşmazlıkla
sonuçlanacak. Görüşmeler de-
vam etmektedir. Gerek işveren
gerekse işçi kesimi, bu konuda
en fedakâr tutumlannı sergile-
yip mutlu sona ulaşmak için bu
görüşmelerini devam ettirmek-
tedirler. Bu da demokrasinin ge-
reğidir. Herhangi bir sıkıntı
yoktur, olacağına da inanmıyo-
rum. İşveren bu görüşmede ve-
rebildiği hakkı verecektir."
Sinan Babila, Yugoslavya'-
daki olaylan Türk turizmini
hem oiurnJu hem de olumsuz et-
kilediğini behrtti. Babila, bu
durumun, bu aylarda gelmesi
gereken Alman otobüs turlan
açısından olumsuz etki yaptığı-
nı, fakat bunun yanında uçakla
gelen ve deniz turizmini seçen
Almanlann güney sahillerinde
önemli oranda canlanma sağla-
dığını açıkladı.
Babila, "Ege sahillerinde.
Akdeniz sahillerinde. İstanbul'-
da turizm çok iyi olacak, buna
Kapadokya da dahil. Ama
Anadolu turlannın iyi olacağmı
zannetmiyorum" şeklinde ko-
nuştu.
"Avrupa'ya göre otel fi-
yatlanmız çok düşük"
TUROB Başkanı Babila,
Türkiye'de otel fiyatlannın Av-
rupa'ya göre çok ucuz olduğu-
nu. otel fıyatlannın olduğun-
dan çok fazla düşürülmesine ta-
raftar olmadığını ve bir birlik
başkanı olarak bu fiyat düşük-
lüğünden endişe duyduğunu
söyledi.
Turizmin hassas bir sektör
olduğunu, terör olaylannın de-
vam etmesi halinde, bunun tu-
rizmi olumsuz etkilemesinin
kaçınılmaz olduğunu kaydeden
Babila. hükümetin turizme kar-
şı yaklaşımıru da oldukça yapıcı
bulduklannı ve kısa sürede ne-
tice alıcı birtakım davranışlar
içine girildiğini sözlenne ekledi.
Hükümeti harekete geçirmek için çeşitli kampanyalar başlatıldı
Memur SeııclikalaııJidaıı karşı atak
• Memur sendikalan, iş güvencesi, işsizlik sigortası
ve çabşma yasalannda yapılacak değişiklikler ko-
nusunda taraflarla zirve toplanülan gerçekleştiren
Çalışma Bakanlığf nın kendilerini taraf kabul et-
mediğini ve grev, toplusözleşme hakkı vermeyi dü-
şünmediğini savunuyor.
İş-Seodika Senisi - Hüküme-
tin, memur sendikacılığı konu-
sunda verdıği sözleri henüz ye-
rine geıirmemesi üzenne me-
mur sendikalan karşı atağa
geçtıler İş güvencesi, işsizlik si-
gortası ve çalışma yasalannda
yapılacak değişiklikler konu-
sunda taraflarla zirve toplantı-
lan gerçekleştiren Çalışma Ba-
kanlığYmn memur sendika-
lannı taraf kabul etmediği ve
memurlara grev, toplu sözleş-
me hakkı vermeyi düşünmedi-
ğini savunan memur sendika-
lan, hükümeti memur sendi-
kacılığı konusunda harekete
geçirmek üzere çeşitli kampan-
yalar başlattılar.
Eğitim hkolu kamu görevli-
leri sendikası Eğitim-İş. önü-
müzdeki günlerde siyasi parti-
ler, ilgili bakanlıklar ve Türkiye
Büyük Millet Mech'si'nde talep-
lerinı dile getirmeye çalışırken .
Çalışma Bakanlıği'na gönderil-
mek üzere mektup kampanyası
başlattı. Eğitim-fş yöneticileri,
bu çalışmalarla sonuç alınma-
ması hahnde daha etkın eylem-
leri gündeme getireceklerini be-
lirttiler.
Eğitim-İş Sendikası yönetici-
leri, Çalışma Bakanlığı'nın. işçi
ve memur sendikalannı bir ara-
ya getirerek bir komisyon oluş-
turması ve çalışma yaşamının
düzenlenmesi konusundaki ya-
sal değişikliklerin, işçi - memur
aynmı yapılmaksızın bu komis-
yon tarafından hazırlanmasını
istedi.
Eğitim-İş üyelerince Çalışma
Bakanlıği'na gönderilmek üze-
re hazırlanan mektuplarda da.
memurlara grev ve toplu sözleş-
me haklannın tanınması isten-
di.Mektuplarda özetle şu gö-
rüşlere yer verildi:
"Grev ve toplu sözleşme hak-
kıyla tümlenmeyen bir sendika
yasası düzenlemesi bize 1961
'Kurucu Meclisi'ndeki tartı-
şmalan anımsatmaktadır. O
gün tartışılan "Bu hakkı kötüye
kullanmak isteyenler çikabilir"
gibi bir kaygı bugün de varsa
açıklanmalıdır.
Başbakan Süleyman Demi-
rel'in "Bir hakkı kötüye kulla-
nanlar çıkabilir diye o hakkı
tanımamak düşüncesinde deği-
liz" sözleri, yürekten
kaüldığımız ve düzenlemede te-
mel yaklaşım biçimi olmasını
istediğjmiz yaklaşımdır.
Dışlayıcı çözümlerin çözümden
çok sorun ürettiğini gördük. Bu
nedenle sorunun çözümünde
kamu çalışanlannın sendika-
lannın muhatap kabul edil-
mesinin sorunlara sağlıklı çö-
zümlcr üretmcnin ilk adımı ola-
cağını düşünüyonız".
İŞÇİNEV E VRENİNDEN
ŞUKRAN KETENCİ
Güvenlık ve Güvence
Belki de dilbilimcilerinin yardımcı olması gereken bir kar-
maşa, "iş güvenliği" ve "iş güvencesi" deyişlerinin yanlış
yerlerde kullanılmasından çıkıyor. Çoğunluk, bu iki deyişin
çokfarklı anlamları olduğunu bilmiyor, birini diğerinin yerine
kullandığı gibi kastedileni de yanlış anlayabiliyor. Bu yanlışln
ğı işçiler, sendikacılar, politikacılar, hatta bazen de uzman ve
bakanlar dahi yapabiliyor.
"iş güvenliği", çalışanın çalışma ortamındaki güvensizliği-
ni anlatyor. örneğin madencinin iş kazalanna, grizulara kar-
şı Korunması için alınacak önlemler "iş güvenliği" alanına
giriyor. "İş güvencesi" ise işçinin çalışma hakkına ilişkin hak-
lannı açıklamak üzere kuNanılıyor. Işten çıkarmalarla ilgili
düzenlemeler, işsizlik sigortası, işçinin iş güvencesi hakkı
kapsamında düşünülebilir.
Dün işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Haftası başladı. Bütün özel
gündemli haftalarda olduğu üzere bu hafta boyunca da işçi
sağlığı ve iş güvenliği alanında çeşitli etkinlikler olacak. Uz-
manlar bir kez daha Türkiye'nin bu alanda çağdışı bir nokta-
da bulunduğunu istatistik verilerle dile getirecekler. Dünyada
meslek hastalıklannın doğru dürüst kayıtlara alınmadığı, bu
nedenle istatistiklerde görünmediği sayılı ülkelerden biriyiz.
işçi sağlığı ve iş guvenliğinde zaman zaman alınmayaçaJışı-
lan denetim ve tedaviye ilişkin önlemler ise başta işçiler ve
sendikaların duyarsızlığı. konuya ilişkin bilinç eksikliği, so-
rumlulann sorumsuzluğu ve de insan sağlığı için aynca para
harcamak istemeyen işletmelerin baskısı ile uzun ömürlü
olamadı. örneğin bakanlık içinde bir ara güçlendirilen işçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi şimdi yok sayılacak bir ko-
numda. Denetim yapacak müfettişler hem sayısal hem uz-
manlık anlamında çok yetersiz ve daha önemlisi çok yetkisiz
konumda. Meslek hastalıkları. kayıtlara geçmediği için gö-
rünmeyen ülkemizde, saklanamayan iş kazaları istatistikle-
rinde dünyada rekor kıran konumdayız. Sadece madenlerde
değil bütün işkollarında, hemen hemen insaatlarönde olmak
üzere dünyada en çok iş kazası olan ülkeler içinde liste baş-
larındayız.
işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Haftası nedeni ile yapılacak et-
kinlikler, söylenecek sözlerin bir anlamda hiçbir değeri ol-
mayacak. önemli olan çok kötü çalışma koşulları nedeni ile
çalışanı. işçisi en çok iş kazasına. meslek hastalığına muha-
tap olan ülke konumundan çıkmamızı sağlayacak somut
adımların atılmasıdır. Türkiye'de hâlâ inşaatlarda, maliyeti
arttırıyor diye, kazaları buyük çapta önleyecek koruyucular
olmadan işler yürütülüyor ve kaçak çalıştırılan işçiler, ancak
iş kazasında öldükten, sakatlandıktan sonra sigorta ettirili-
yorlarsa, bu düzeni böylece kabullenmiş olan hepimiz, bir
suçun, daha doğrusu iş cinayetinin ortağıyız. Ya da yeni bilin-
meyenlerle değil, bilinenlerle yaşanan grizu facıalarında
yüzlerle madencimiz ölüyorsa, bu iş kazası değil, bal gibi iş
cinayetidir. Kimyasal üYetim yapılan birfabrikada, makinele-
re kapak konmadığı için göz gözü görmeyen kimyasal tozlu
bir ortamda işçilerimiz hâlâ maskesiz çalışıyor ve bunlann
tümü kronik hastalıklara yakalanmışken kayıtlarında "böb-
rek, mide, akciğer" rahatsızlığı denilip meslek hastalığı kaydı
konmuyorsa, bu da toplumsal utancımızdan öte, toplumsal
suçumuzdur.
Ayfardır tartışılan iş güvencesi konusuna gelince: Söz ko-
nusu tasannın sahiplerinin dahi yanlışlıkla ya da belki de dil-
bilimcilerine göre doğru, ancak iş hukukunda yerleşmiş
*adlarını yanlış kullanarak "iş güvenliği" dediklerı tasarı yann
taraflar arasında son kez görüşülecek. Işçi-işveren-hükümet
üçlüsü son görüşlerini bildirdikten sonra Çalışma Bakanlığı,
iş güvencesi yasa tasarısına son şeklini vererek Bakanfar
Kurulu'na sunacak. Kamuoyundaki taröşmalara, süren pole-
miklere bakılırsa taraflar bu konuda bir uzlaşma noktasına
gelmiş değiller.
işveren cephesi Batı demokrasilerinde var olan iş güven-
resine ilişkin önlemlerin Türk hukukuna girmesine şickJetle
karşı çıkmayı sürdürüyor. Aslında gürültü galiba canları iste-
diğinde canlarının istediği kadar işçi çıkarmaya alışmış olan
işverenlerimizin bu alanda bir kısıtiama düşüncesine büyük
tepki duydukları anlaşılıyor. Yoksa işin içinde olan herkes,
her yıl yüzbinlerle işçinin sendikasızlaştrma, toplusözleşme
yükünden kurtulma adına çıkarıldığı ülkemizde, işçiler ve
sendikalar çalışma hakkını kullanma bilinci ve kararlılığını
edinmedikçe, sözleşme düzeni ve iş barışı için bu konuya
öncelik vermedikçe, çıkacak bir yasanın fazlaca bir şeyi de-
ğiştiremeyeceğini biliyor.
Şimdi işverenlerimiz çıkarmaların haklı ve ekonomik ne-
denlere dayalı olduğunu söyleyeceklerdir. iyi de zaten iş
güvencesi yasa taslağı da haklı ve ekonomik nedenli çıkar-
maları doğal kabul ediyor. Sadece haksız çıkarmalar için
yargı yoiunu açıyor. Ve işçi haksız çıkanldığını kanıtlarsa, ise
iadesi ya da ek bir tazminatı öngörüyor. Oyle ise bu büyük
tepki niye? Ya işçi lehine 12 Eylül sonrasında hiçbir yasanın
çıkmamış olması alışkanlığını sürdürme ya da "haklı" diye
çıkarılanların önemli çoğunluğunun "haksız" çıkanldığını bi-
lerek. denetimden korkma.
işçi sağlığı iş güvenliği haftasında, bu alandaki olumlu hiç-
bir düzenleme için adım atamamış. sendikal haklarda de-
mokratikleşme konusunda da henüz somut bir yol alamamış
Çalışma Bakanlığı bu haffa iş güvencesi alanında ilk önemli
sınavını verecektir. Yasa taslağından tavlz verilecek midir? İş
iyi bir tasannın Bakanlar Kurulu'na verilmesi ile de bitmez.
Böylesine yaygın bir tartışma ve kimlik konusu edildikten
sonra sınav ancak yasanın tavizsiz çıkması ile kazanılabilir.
TÜKETİCİ KÖŞESİ
Tüketici Köşesi'ni amacına yakışır bir biçim ve içerikte yeni-
den hazırlayabilmek için yayınımıza bir hafta ara veriyoruz.
Okuyuculanmızın konuyla ilgili mektuplarını Tüketici Köşesi
Cumhuriyet Gazetesi Türkocağı Caddesi 39/41 34334 Cağal-
oglu İstanbul adresine bekliyoruz.
TÜRKİYE8. KÖMÜR KONGRESt
'Kozlu ocaklaıı
kapatdmayacak'
BtROL ÜZMEZ
ZONGULDAK - TTK Ge-
nel Müdürü Özer ölçer grizu
patlamasından sonra kapatı-
lan Kozlu ocaklannın açılaca-
ğını ve modernize edilerek
daha istikrarh bir üretim yapı-
sına kavuşturularak ekonomi-
ye kazandınlacağını söyledi.
Ölçer Kozlu"dan gerekli ders-
lerin ahnması ve tekrar büyük
kazalann yaşanmaması için
alınacak tüm çağdaş önlemle-
rin yanında teknik elemanlann
da izleme, gözetim ve denetim
görevierini yerine getirmelerinı
istedi. Asma, Gelik, Kandilli
ocaklannın modernizasyon
projelerinin tamamlanmak
üzere._ olduğunu kaydeden
Özer Ölçer havzada ekonomik
olmayan ocaklann da rödö-
vanş karşılığı kiralanacağını
behrtu. TTK Genel Müdürü
Özer Ölçer yeraltı vc yerüstü
ışçilik dağıhrnının. toplam işçi-
lik içinde üretken işçi sayısı
oranlannın büyük ölçüde bo-
zulduğunu. bu durumun üre-
tim ve randımanlan olumsuz
yönde etkilediğini sözlerine ek-
ledi.
8. Kömür Kongresi açılış
konuşmasını yapan TMMOB
Maden Mühendisleri Odası
Başkanı Asım Kutlutay,
TTK'yı kapatmanın çözüm ol-
mayacağınj, çözümün ülke eko-
nomisine yük olmayan bir ku-
rum yaratılmasında yattığı-
nı söyledi. TTK'nın KİT genel
perspektiği içinde değerlendiril-
mesi gerektiğini belirten Asım
Kutlutay. kurumun geleceğj
için TTK. GMİS, Üniversite
ve Maden Mühendisleri Odası
yetkililerinden oluşturulacak
bir komisyonun hazırlayacağı
rapor doğrultusunda yapılma-
sı gerekenlerin karar mercileri
ncznindc vaptınm gücü oluş-
turulmasmı önerdi.