04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS1992 SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ SSK'yaihtar • SAMSUN(Cumhuriyet)- Bağ-Kur'un ardından SSK ile de yaklaşık yurt genelinde 200milyar lıra tutanndakı alacaklan yüzünden kavgaya tutuşan eczacılar, SSK Genel Müdürlüğü'ne yaptıklan iüm uyan ve ıkazlara karşın fcorcunu ödemeye yönelik bir <aba göstermemesi ve _girişimde bulunmaması ûzerine kurum genel müdürlüğünü "ihtar" yağmuruna tuttular. İSEDAK toplantJSl • ANKARA (AA) - İslam Konferansı TeşkiJatı Ekonomik veTican Işbirliği Paimi Komitesı (İSEDAK) Izleme Komitesi'nin 8. toplantısı bugün İstanbul'da başlıyor. On iki ülkeden bakan düzevınde katılım beklenen toplantıya Türkiye adına Devlet Bakanı Tansu Çiller katılacak. Toplantıya Türkiye'nin yanı sıra Suudi Arabistan. Pakistan, Kuveyt, Ürdün. Filistin, Gine, İran, Mısır. Kamerun, Malezya ve Senegal katılıyor. Koç'tan Moskova'ya Mjgros • ANKARA (AA)-Koç Holdingtemsilcisi İnan Kıraç, Moskova'ya Migros mağazası götürmek istediklerini, bu düşüncelennın iseyıl sonuna doğru gerçekleşebileceğinı söyledi. İnan Kıraç, Başbakan Süleyman Demirel'in Kazakistan'da bulunduğu sırada, Rusya Federasyonu hükürnet yetkililerinin, Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural ile telefon bağlantısı kurarak bu konuda lOdeğişikmağaza gösterme karan aldıklannı belirtti. Kıraç, Rusya Federasyonu yetkililerinin kendilerini büyük biristek ile beklediklerini ifadeederek bu yıl sonuna doğru Migros'un Moskova'da açılabileceğini söyledi. Kaskodainrtirim • Ekononü Senisi - Emek Sigorta, kaskoda % 50'ye varan birindirim uygulaması başlattı. Peşin ödeme şariının da getirildiğı yeni uygulamada % 50 indirimden yararlanabilmek için sürüciiniinevli ve 30 yaş üs.ünde olması. araan tek sürücü ya da bayan sürücü tarafından kullarulması, aracın alarmı olması ve kapalı garajda bulunması ve otomobil sahibinin İstanbul-Ankara-İzmir dışında bir şehirde yaşaması gerekıyor. TüPk firmaları Bakû'de • ANKARA (AA)- Mağdenli Nakliyat, Moskova bürosundan sonra Krasnodarve Bakü'dc de birer büro açtı. Firmadanyapılan açıklamayagörc I989"da So\ uzvneshtrans ile acentelik anlaşması yapan şirket. KapıkuleveSarp üzcrinden karayolu: Doğukapı üzerinden demiryoîu: başta Timruk olmak iizere bütün BDT limanlanna denizyolu ile taşımayapıyor. Açıklamada aynca Volga ve Don nehirleri üzerinden nehirvolu, BDT havalımanlanna da Türk pçaklan ile taşımacılık ^apan şirketim taşımacılık şırasında gümrükleme işlemlerini de yaptığı kavdedildi. Ivcılara yeni >ilah Ekonomi Senisi - Yatçılar, gemıcilervedeniz kenannda oturanlar için Jıemevetuzlusuya jlayanıkh yeni birsilah gelişürildi. Remington'un Amerikan piyasasıyla aynı önda Türkiye'de satışına başlayacağı Model 870 ^lanna Magnum kısa pamlulu. harekel kabiliyeti Jniiksek, ava ve hedefe çabuk fcönelebilen. tek arpacık pamlulu ve 7 fışek kapasiteli bir tüfek. 980dolara satılacak olan tüfeğin namlu ve fışek yuvalan elektrosuz nikel kaplama ile üretildi. Uluslararası borsalar • Ekonomi Senisi - ABD Dolan dün Avrupa borsalannda bazı önemlı para birimleri karşısında değer kazandı. Altın fryatlandauikseldi. Dolanndeğen l .6425 marktan l .6482 marka çıku.Tokyo'damali pijasalar dün anayasa günü tatıli dolayısıyla kapdıydı. A,\rupa borsalannda dolann Japon Yeni karşısındaki değeri 133.13 yenden 132.80>enegeriledi. Enflasyon bahar molasına çıktıANKARA (C umhuriyet Bii- rosu) - Enflasyon bahar molası aldı. DİE'nin hesaplanna göre. nisan ayında toptan eşya fiyat- lan endeksi yüzde 2.2. tüketici fıyatlan endeksi de yüzde 3.8 oranında artış kaydetti. Böyle- ce, ayhk endeks artışı. geçen yazdan bu yana toptan eşya fi- yatlarında ilk kez yüzde 3'ün altına inerken. tüketici fiyatla- nnda da ilk kez yüzde 4'ün altı- na düştü. Ayük endeks artışındaki bu yavaşlamaya karşın, yıllık orta- lama endeks artışlanndaki yük- selme devam etti ve toptan eş- yada yüzde 61, tüketici fiyat- lannda yüzde 71.2 düzeyine ulaştı. DİE'nin venlerine göre, top- tan eşya fiyatlan endeksi aylık artış oranı, geçen temmuz ayın- da yüzde 2.2 olduktan sonra süreklı olarak yükseldi ve iz- leyen aylarda nispi yavaşlama- lar >aşanmasına karşılık, yüzde 3.5'un altına dıişmedi ilk kez nisan ayında yeniden yüzde 2. 2'ye duşen aybk artışa karşılık, ocak-nisan döneminde fiyat artış hın. ilk üç aydaki özellikle de ocak ayındaki yüksek artış- lann da etkisiyte, geçen yılki dü- zeyin üstüne çıktı . Geçen yıl ilk dört ayda yüz- • DÎE'ye göre nisan ayında toptan eşya fiyat- lan yüzde 2.2, tüketici fiyatlan ise yüzde 3.8 ora- nında arttı. Geçen yazdan bu yana ilk kez toptan fiyat endeksi yüzde 3'Ün, tüketici fiyat endeksi de yüzde 4'ün altına düştü. 7W TTJ 78.7 ^ 1 1 ıı«a« 64.9 82.1 6Z5 nn —:6BJB 71 m 66.9 66.5 66.8 " T<- Nisan Mayıs Haz Tem AJus Eylul Bum Kasım Aralık Oca/ı Şubaf Mart Nısan 1991 1992 Knıhısvon panoraması (yii/de) Endeks DİE tüketici J DİE toptan fTO tüketici İTO toptan İTOücretli- ler Geçınme EnJeksi (I985bazlı) Yıllar 1992 1991 1992 1991 1992 1991 1992 1991 1992 I991 Nısan 3.8 6.6 2.2 5.4 5-4 . 8.6 4.3 4.4 5.3 9.8 4 Ayhk 25.0 22.9 24.5 21.6 27.6 23. l 23.5 19.3 26.7 24.9 12 Avhk 74.0 62.1 63.0 55.1 75.1 66.8 64.7 49.8 75.3 67.6 Yıllık ortalama 71.2 60.9 61.0 50.3 72.0 63.7 58.2 45.9 73.9 64.1 de 21.6 olan toptan eşya fiyat- lanndaki yükselme oranı bu yıl yüzde 24.5'e çıktı. Bir önceki yıhn aynı ayına göre enflasyon hızı da, mart sonunda yüzde 68.1 iken, nisan sonunda yüzde 63'e indi. Enflasyon rakamlannın ser- gilediği "bahar rehaveti" görü- nümüne rağmen. yıllık ortala- ma artıştaki yükselme sürdü. Mart sonunda yüzde 60.4 olan 12"şer ayhk dönemler ortala- masına göre değişim oranı, ni- sanda yüzde 61 "e ürmandı. Toptan eşya fiyatlan endeksin- deki artış, 1992 için hedeflenen yüzde 52'lik orandan biraz da- ha uzaklaştı. Benzer gelişmeler tüketici fi- yatlan endeksinde de görüldü. Geçen ağustos ayından bu yana ilk kez yüzde 4'ün altına inen ayhk endeks artışına karşılık. dört ayhk artış oranı geçen yıhn üzerinde kaldı ve geçen yıl yüz- de 22.9 iken. bu \ıl yüzde 25'e çıktı. Mart ayına kıyasla, yıllık bazda gerileme kaydeden ve yüzde 78.7'den yüzde 74'e inen tüketici fiyatlan endeksinde yıl- lık ortalamalar kıyaslamasına göre artış, man sonunda yüzde 70.3 iken, nisan sonunda yüz- de 71.2 oldu. Nisan ayı enflasyonunun, ge- çen aylara göre daha düşük çık- masında, sebze-meyvedeki bol- laşmanın fiyatlara yansıması- nın etkisi oldu. Sebze-meyve endeksi yüzde 4.8 oranında ge- rilerken. tahıllar dışındaki diğer tanm ürünlerinde de yüzde l'i bulmayan düşüşler meydana geldi. Toptan eşya fiyatlan genel endeksinde, başta elektrik ol- mak üzere bazı KİT ürünlerine yapılan zamlar nedeniyle devlet kesimi, fiyat artışında özel kesi- min önüne geçerken. imalat sa- nayii sektöründe özel kesimin fiyat artışı, devlet kesimini aştı. İstanbul Ticaret Odası'nın hesapladığı enflasyon rakamla- n DİE'nin üzerindeçıktı. 1990 yılında 49 milyar dolar olan dış borç stoku,1991 sonunda 48.7 milyar dolara geriledi Türkiye'nin dış borç stoku azalıyorANKARA(Cumhuriyet Bu- rosu) - 1991 yıl sonu itibarıyla Türkıye'nin toplam dış borç stoku belli oldu. 1990 sonunda 49 milyar 35 milyon dolar olan toplam dış borç stoku. 1991 so- nunda binde 8 oranında azala- rak 48 milyar 661 milyon dola- ra gerıkrken, son beş yılhk dö- nemde dış borç stoku artışı yüz- de 51.6 düzeyinde gerçekleşti. Türki>'e'nm toplam döviz yü- kümlülüğü tutan ise 57 milyar 913 milyon dolar olarak hesap- landı. Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşarlığı'nın "Dış Borçlar Bül- teni"nde. 1991 yjlına ilişkin ra- kamlar açıklanırken, borç sto- kundaki azalmarun nedenlenne de değinildi. Geçici verilere göre. 39.5 milyar dolan orta ve uzun, 9.1 milyar dolan da kısa vadeli borçlardan oluşan dış borç stokunda. geçen yıl görü- len azalma dört temel etkene bağlandı. Hazine, bu etkenleri şöyte açıklandı: " "Dış borç stpkundaki geliş- melere göre yıl içinde diğer dö- Hazine'ye göre, stokun azalmasında dört etken rol oynadı: - Dresdner hesaplanndaki azalma - Kısa vadeli borçlardaki düşme - Yıl içinde diğer dövizlerin dolar karşısında değer kaybetmesi - Dünya Bankası döviz havuzu Yurt içi döviz tevdiat hesaplanyla birlikte toplam döviz yükümlülüğü ise 5.79 milyar dolar vizlerin dolar karşısında değer kaybetmeleri, dış borç stokunu azaltıcı yönde etkilemiş, ancak yıl sonuna doğru diğer para bi- rimlerinin yeniden değer ka- zanmalan nedeniyle çapraz kurdaki değişmelerin dış borç stokunu arttırma yönündeki et- kisi sırurlı düzeyde kalrruş, buna karşılık. Dünya Bankası döviz havuzu faktörü, borç sto- kunu azaltıcı yönde etkilemiş- tir. Borç stokunun azalmasmın ağırlıklı olarak orta ve uzun va- deli Dresdner hesaplan ile kısa vadeli borçlardaki azalıştan kaynaklandığı görülmektedir. Almanya'da yerleşik Türk işçi- lerinin mevduatlanndan olu- şan ve 1990 yılında 695 milyon dolar olan kısa vadeli Dresdner hesaplan 553 milyon dolara, 1990 yıhnda 6.255 milyon dolar olan orta ve uzun vadeli Dresd- ner hesaplan ise 5.713 milyon dolara düşmüştür." "Dış Borçlar Bülteni"nde yer alan verilere göre, önceki yıllar- da borç stokunu arttırıcı, 1988 ve 1989 yıllannda ise küçültücü yönde etki yapan kur farklan, bu yıl da borç stokuna ek yük getirdi. ancak bu yük önceki yıl 3.1 milyar dolar civannda iken, geçen yıl 153 milyon dolar dü- zeyinde kaldı. Böylece, kur farklannın dış borç stokuna et- kisi, 1986'dan bu yana sırasıyla yüzde 11.4, yüzde 12.2, yüzde 5.5, binde 7, yüzde 6.4 iken, ge- çen yıl binde 3'ü indi. Dış borç stokuna ilişkin ra- kamlan, çeşitli rasyolarla de- ğerlendiren Hazine'nin hesap- lamalanna göre, dış borçlann milli gelire oranı 1990 öncesın- de yüzde 50'nin üzerinde seyre- derken, 1990'da yüzde 44.5'e geriledi, 1991 'de ise yüzde 44.6 olarak gerçekleşti. Yıllık dış borç ödemelerinin milli gelire oranı yüzde 6,6'dan yüzde 6,9'a çıkarken. ihracat gelirlerine oraıu yüzde 55.7'den yüzde 55'e indi. Bu arada. özel sektör ta- rafından sağlanan kredilenn toplam borç stoku içindeki payı, 1986'da yüzde 32.1 iken, 1987'de yüzde 34.1'e, 1988'de yüzde 40"a. 1989'da yüzde 44'e çıktı. 1990'danitibaren yeniden gerilemeye başlayan bu oran, önceki yıl yüzde 43'e, geçen yıl da yüzde 4l'e düştü. 1986 yılı sonunda 16.8 yıl olan dış borçlann ortalama va- desi. 1989'da 15 yıia indikten sonra yeniden uzamay'a başladı ve geçen yıl 15.4yı)açıkt]. Buna paralel olarak. önceki yıl yüzde 19.4 olan kısa vadeli borçlann toplam dış borç stoku içindeki payı, geçen yıl yüzde 18.7'ye düştü. Ortalama efektif faiz oranı ise gerileme gösterdi ve 1990'da yüzde 7,8 iken, 1991'de yüzde 7'ye indi. Dış borç stokunun, yurtiçin- de yerleşik kişilerce yurtiçinde- kı bankalarda açılan döviz tev- diat hesaplannı kapsamadığmı anımsatan Hazine, bu hesap- .larla birlikte Türkiye'nin top- lam döviz yütcümlülüğünün 57.9 milyar dolan bulduğunu bildirdi. TUROB Başkanı Sinan Babila 6 milyon turist, 4 milyar dolar turizm geliri bekliyor Tıırizm, 1992 sezonundan uımıtluEkonomi Senisi - Tunstık Otelciler ve İşletmeciler Birliği (TUROB) Başkanı Sinan Babi- la, 1992 turizm sezonundan umutlu olduklannı ve 6 milyon turistle, 4 milyar dolar gelir beklediklerini bildirdi. Babila. İstanbul'un da son günlerde turist akınına uğradı- ğinı ve otellerde boş yer kalma- dığını, bu doluluğun tüm yaz boyunca sürmesinin bekiendi- ğini ifadeetti. TUROB'un başkanlığına tekrar secilen Sinan Babila, 1992 yılı turizm sezonunda. hem İstanbul hem de tüm Tür- kiye'nin turist sayısı ve gelirleri bakımından oldukça umutlu olduklannı. kendilerinin de otelciler olarak yeni turizm se- zonuna hazır olduklannı belirt- ti. Son günlerde turist akınına uğrayan İstanbul otellerinin, tamamırun dolu olduğuna dik- kat çeken Babila, uzun zaman- dır gündemde olan Alman tu- ristlerin yerini bu yıl İtalyan. Fransız. Ispanyol ve Uzakdo- ğulu turistlerin aldığinı açıkla- dı. Babila. bunun yanında önü- müzdekı aylarda 500'üncü yıl kutlamalan dolayısıyla İspan- yol ve İsrailli turistlerin de bek- lendiğinı. diğer taraftan, kısa bir süre sonra başlayacak İstan- bul Festivali'nin de İstanbul ve Türk turizminin canlanmasın- da önemli rol oynayacağını ifa- de ettı. TUROB Başkanı Sinan Ba- bila, turistık otellerde toplusöz- Turizm çevreleri Körfez Savaşı nedeniyle beklendiği gibi geçmeyen 1990 ve 1991 sezoolanndan sonra, 1992 yazına umutla bakıyor. leşme dönemine girilmesinin, turizm adına bir kaygı yarat- maması gerektiğini söyledi. Babila şoyle konuştu: "Otellerde toplusözleşme dö- nemine girihnesi. gre\ endişesi yaratmasın. Bu ülkede her sek- törde olduğu gibi işverenle işçi arasında birtakım toplu sözleş- me görüşmeleri olacaktır. Bu devre. görüşmelerin başladığı ve devam ettiğı bir devre oldu- ğu için birtakım laflar çıkacak- tır. Ama bu demek değildir ki toplusözleşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanacak. Görüşmeler de- vam etmektedir. Gerek işveren gerekse işçi kesimi, bu konuda en fedakâr tutumlannı sergile- yip mutlu sona ulaşmak için bu görüşmelerini devam ettirmek- tedirler. Bu da demokrasinin ge- reğidir. Herhangi bir sıkıntı yoktur, olacağına da inanmıyo- rum. İşveren bu görüşmede ve- rebildiği hakkı verecektir." Sinan Babila, Yugoslavya'- daki olaylan Türk turizmini hem oiurnJu hem de olumsuz et- kilediğini behrtti. Babila, bu durumun, bu aylarda gelmesi gereken Alman otobüs turlan açısından olumsuz etki yaptığı- nı, fakat bunun yanında uçakla gelen ve deniz turizmini seçen Almanlann güney sahillerinde önemli oranda canlanma sağla- dığını açıkladı. Babila, "Ege sahillerinde. Akdeniz sahillerinde. İstanbul'- da turizm çok iyi olacak, buna Kapadokya da dahil. Ama Anadolu turlannın iyi olacağmı zannetmiyorum" şeklinde ko- nuştu. "Avrupa'ya göre otel fi- yatlanmız çok düşük" TUROB Başkanı Babila, Türkiye'de otel fiyatlannın Av- rupa'ya göre çok ucuz olduğu- nu. otel fıyatlannın olduğun- dan çok fazla düşürülmesine ta- raftar olmadığını ve bir birlik başkanı olarak bu fiyat düşük- lüğünden endişe duyduğunu söyledi. Turizmin hassas bir sektör olduğunu, terör olaylannın de- vam etmesi halinde, bunun tu- rizmi olumsuz etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu kaydeden Babila. hükümetin turizme kar- şı yaklaşımıru da oldukça yapıcı bulduklannı ve kısa sürede ne- tice alıcı birtakım davranışlar içine girildiğini sözlenne ekledi. Hükümeti harekete geçirmek için çeşitli kampanyalar başlatıldı Memur SeııclikalaııJidaıı karşı atak • Memur sendikalan, iş güvencesi, işsizlik sigortası ve çabşma yasalannda yapılacak değişiklikler ko- nusunda taraflarla zirve toplanülan gerçekleştiren Çalışma Bakanlığf nın kendilerini taraf kabul et- mediğini ve grev, toplusözleşme hakkı vermeyi dü- şünmediğini savunuyor. İş-Seodika Senisi - Hüküme- tin, memur sendikacılığı konu- sunda verdıği sözleri henüz ye- rine geıirmemesi üzenne me- mur sendikalan karşı atağa geçtıler İş güvencesi, işsizlik si- gortası ve çalışma yasalannda yapılacak değişiklikler konu- sunda taraflarla zirve toplantı- lan gerçekleştiren Çalışma Ba- kanlığYmn memur sendika- lannı taraf kabul etmediği ve memurlara grev, toplu sözleş- me hakkı vermeyi düşünmedi- ğini savunan memur sendika- lan, hükümeti memur sendi- kacılığı konusunda harekete geçirmek üzere çeşitli kampan- yalar başlattılar. Eğitim hkolu kamu görevli- leri sendikası Eğitim-İş. önü- müzdeki günlerde siyasi parti- ler, ilgili bakanlıklar ve Türkiye Büyük Millet Mech'si'nde talep- lerinı dile getirmeye çalışırken . Çalışma Bakanlıği'na gönderil- mek üzere mektup kampanyası başlattı. Eğitim-fş yöneticileri, bu çalışmalarla sonuç alınma- ması hahnde daha etkın eylem- leri gündeme getireceklerini be- lirttiler. Eğitim-İş Sendikası yönetici- leri, Çalışma Bakanlığı'nın. işçi ve memur sendikalannı bir ara- ya getirerek bir komisyon oluş- turması ve çalışma yaşamının düzenlenmesi konusundaki ya- sal değişikliklerin, işçi - memur aynmı yapılmaksızın bu komis- yon tarafından hazırlanmasını istedi. Eğitim-İş üyelerince Çalışma Bakanlıği'na gönderilmek üze- re hazırlanan mektuplarda da. memurlara grev ve toplu sözleş- me haklannın tanınması isten- di.Mektuplarda özetle şu gö- rüşlere yer verildi: "Grev ve toplu sözleşme hak- kıyla tümlenmeyen bir sendika yasası düzenlemesi bize 1961 'Kurucu Meclisi'ndeki tartı- şmalan anımsatmaktadır. O gün tartışılan "Bu hakkı kötüye kullanmak isteyenler çikabilir" gibi bir kaygı bugün de varsa açıklanmalıdır. Başbakan Süleyman Demi- rel'in "Bir hakkı kötüye kulla- nanlar çıkabilir diye o hakkı tanımamak düşüncesinde deği- liz" sözleri, yürekten kaüldığımız ve düzenlemede te- mel yaklaşım biçimi olmasını istediğjmiz yaklaşımdır. Dışlayıcı çözümlerin çözümden çok sorun ürettiğini gördük. Bu nedenle sorunun çözümünde kamu çalışanlannın sendika- lannın muhatap kabul edil- mesinin sorunlara sağlıklı çö- zümlcr üretmcnin ilk adımı ola- cağını düşünüyonız". İŞÇİNEV E VRENİNDEN ŞUKRAN KETENCİ Güvenlık ve Güvence Belki de dilbilimcilerinin yardımcı olması gereken bir kar- maşa, "iş güvenliği" ve "iş güvencesi" deyişlerinin yanlış yerlerde kullanılmasından çıkıyor. Çoğunluk, bu iki deyişin çokfarklı anlamları olduğunu bilmiyor, birini diğerinin yerine kullandığı gibi kastedileni de yanlış anlayabiliyor. Bu yanlışln ğı işçiler, sendikacılar, politikacılar, hatta bazen de uzman ve bakanlar dahi yapabiliyor. "iş güvenliği", çalışanın çalışma ortamındaki güvensizliği- ni anlatyor. örneğin madencinin iş kazalanna, grizulara kar- şı Korunması için alınacak önlemler "iş güvenliği" alanına giriyor. "İş güvencesi" ise işçinin çalışma hakkına ilişkin hak- lannı açıklamak üzere kuNanılıyor. Işten çıkarmalarla ilgili düzenlemeler, işsizlik sigortası, işçinin iş güvencesi hakkı kapsamında düşünülebilir. Dün işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Haftası başladı. Bütün özel gündemli haftalarda olduğu üzere bu hafta boyunca da işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında çeşitli etkinlikler olacak. Uz- manlar bir kez daha Türkiye'nin bu alanda çağdışı bir nokta- da bulunduğunu istatistik verilerle dile getirecekler. Dünyada meslek hastalıklannın doğru dürüst kayıtlara alınmadığı, bu nedenle istatistiklerde görünmediği sayılı ülkelerden biriyiz. işçi sağlığı ve iş guvenliğinde zaman zaman alınmayaçaJışı- lan denetim ve tedaviye ilişkin önlemler ise başta işçiler ve sendikaların duyarsızlığı. konuya ilişkin bilinç eksikliği, so- rumlulann sorumsuzluğu ve de insan sağlığı için aynca para harcamak istemeyen işletmelerin baskısı ile uzun ömürlü olamadı. örneğin bakanlık içinde bir ara güçlendirilen işçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi şimdi yok sayılacak bir ko- numda. Denetim yapacak müfettişler hem sayısal hem uz- manlık anlamında çok yetersiz ve daha önemlisi çok yetkisiz konumda. Meslek hastalıkları. kayıtlara geçmediği için gö- rünmeyen ülkemizde, saklanamayan iş kazaları istatistikle- rinde dünyada rekor kıran konumdayız. Sadece madenlerde değil bütün işkollarında, hemen hemen insaatlarönde olmak üzere dünyada en çok iş kazası olan ülkeler içinde liste baş- larındayız. işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Haftası nedeni ile yapılacak et- kinlikler, söylenecek sözlerin bir anlamda hiçbir değeri ol- mayacak. önemli olan çok kötü çalışma koşulları nedeni ile çalışanı. işçisi en çok iş kazasına. meslek hastalığına muha- tap olan ülke konumundan çıkmamızı sağlayacak somut adımların atılmasıdır. Türkiye'de hâlâ inşaatlarda, maliyeti arttırıyor diye, kazaları buyük çapta önleyecek koruyucular olmadan işler yürütülüyor ve kaçak çalıştırılan işçiler, ancak iş kazasında öldükten, sakatlandıktan sonra sigorta ettirili- yorlarsa, bu düzeni böylece kabullenmiş olan hepimiz, bir suçun, daha doğrusu iş cinayetinin ortağıyız. Ya da yeni bilin- meyenlerle değil, bilinenlerle yaşanan grizu facıalarında yüzlerle madencimiz ölüyorsa, bu iş kazası değil, bal gibi iş cinayetidir. Kimyasal üYetim yapılan birfabrikada, makinele- re kapak konmadığı için göz gözü görmeyen kimyasal tozlu bir ortamda işçilerimiz hâlâ maskesiz çalışıyor ve bunlann tümü kronik hastalıklara yakalanmışken kayıtlarında "böb- rek, mide, akciğer" rahatsızlığı denilip meslek hastalığı kaydı konmuyorsa, bu da toplumsal utancımızdan öte, toplumsal suçumuzdur. Ayfardır tartışılan iş güvencesi konusuna gelince: Söz ko- nusu tasannın sahiplerinin dahi yanlışlıkla ya da belki de dil- bilimcilerine göre doğru, ancak iş hukukunda yerleşmiş *adlarını yanlış kullanarak "iş güvenliği" dediklerı tasarı yann taraflar arasında son kez görüşülecek. Işçi-işveren-hükümet üçlüsü son görüşlerini bildirdikten sonra Çalışma Bakanlığı, iş güvencesi yasa tasarısına son şeklini vererek Bakanfar Kurulu'na sunacak. Kamuoyundaki taröşmalara, süren pole- miklere bakılırsa taraflar bu konuda bir uzlaşma noktasına gelmiş değiller. işveren cephesi Batı demokrasilerinde var olan iş güven- resine ilişkin önlemlerin Türk hukukuna girmesine şickJetle karşı çıkmayı sürdürüyor. Aslında gürültü galiba canları iste- diğinde canlarının istediği kadar işçi çıkarmaya alışmış olan işverenlerimizin bu alanda bir kısıtiama düşüncesine büyük tepki duydukları anlaşılıyor. Yoksa işin içinde olan herkes, her yıl yüzbinlerle işçinin sendikasızlaştrma, toplusözleşme yükünden kurtulma adına çıkarıldığı ülkemizde, işçiler ve sendikalar çalışma hakkını kullanma bilinci ve kararlılığını edinmedikçe, sözleşme düzeni ve iş barışı için bu konuya öncelik vermedikçe, çıkacak bir yasanın fazlaca bir şeyi de- ğiştiremeyeceğini biliyor. Şimdi işverenlerimiz çıkarmaların haklı ve ekonomik ne- denlere dayalı olduğunu söyleyeceklerdir. iyi de zaten iş güvencesi yasa taslağı da haklı ve ekonomik nedenli çıkar- maları doğal kabul ediyor. Sadece haksız çıkarmalar için yargı yoiunu açıyor. Ve işçi haksız çıkanldığını kanıtlarsa, ise iadesi ya da ek bir tazminatı öngörüyor. Oyle ise bu büyük tepki niye? Ya işçi lehine 12 Eylül sonrasında hiçbir yasanın çıkmamış olması alışkanlığını sürdürme ya da "haklı" diye çıkarılanların önemli çoğunluğunun "haksız" çıkanldığını bi- lerek. denetimden korkma. işçi sağlığı iş güvenliği haftasında, bu alandaki olumlu hiç- bir düzenleme için adım atamamış. sendikal haklarda de- mokratikleşme konusunda da henüz somut bir yol alamamış Çalışma Bakanlığı bu haffa iş güvencesi alanında ilk önemli sınavını verecektir. Yasa taslağından tavlz verilecek midir? İş iyi bir tasannın Bakanlar Kurulu'na verilmesi ile de bitmez. Böylesine yaygın bir tartışma ve kimlik konusu edildikten sonra sınav ancak yasanın tavizsiz çıkması ile kazanılabilir. TÜKETİCİ KÖŞESİ Tüketici Köşesi'ni amacına yakışır bir biçim ve içerikte yeni- den hazırlayabilmek için yayınımıza bir hafta ara veriyoruz. Okuyuculanmızın konuyla ilgili mektuplarını Tüketici Köşesi Cumhuriyet Gazetesi Türkocağı Caddesi 39/41 34334 Cağal- oglu İstanbul adresine bekliyoruz. TÜRKİYE8. KÖMÜR KONGRESt 'Kozlu ocaklaıı kapatdmayacak' BtROL ÜZMEZ ZONGULDAK - TTK Ge- nel Müdürü Özer ölçer grizu patlamasından sonra kapatı- lan Kozlu ocaklannın açılaca- ğını ve modernize edilerek daha istikrarh bir üretim yapı- sına kavuşturularak ekonomi- ye kazandınlacağını söyledi. Ölçer Kozlu"dan gerekli ders- lerin ahnması ve tekrar büyük kazalann yaşanmaması için alınacak tüm çağdaş önlemle- rin yanında teknik elemanlann da izleme, gözetim ve denetim görevierini yerine getirmelerinı istedi. Asma, Gelik, Kandilli ocaklannın modernizasyon projelerinin tamamlanmak üzere._ olduğunu kaydeden Özer Ölçer havzada ekonomik olmayan ocaklann da rödö- vanş karşılığı kiralanacağını behrtu. TTK Genel Müdürü Özer Ölçer yeraltı vc yerüstü ışçilik dağıhrnının. toplam işçi- lik içinde üretken işçi sayısı oranlannın büyük ölçüde bo- zulduğunu. bu durumun üre- tim ve randımanlan olumsuz yönde etkilediğini sözlerine ek- ledi. 8. Kömür Kongresi açılış konuşmasını yapan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Asım Kutlutay, TTK'yı kapatmanın çözüm ol- mayacağınj, çözümün ülke eko- nomisine yük olmayan bir ku- rum yaratılmasında yattığı- nı söyledi. TTK'nın KİT genel perspektiği içinde değerlendiril- mesi gerektiğini belirten Asım Kutlutay. kurumun geleceğj için TTK. GMİS, Üniversite ve Maden Mühendisleri Odası yetkililerinden oluşturulacak bir komisyonun hazırlayacağı rapor doğrultusunda yapılma- sı gerekenlerin karar mercileri ncznindc vaptınm gücü oluş- turulmasmı önerdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle