Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5MAYIS1992SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMM'dedayak
olayı
• ANKARA (AA)-
TBMM Başkanlık Divanı,
by-pass yasa tasansının
görüşüJdüğügün
Başkanvekili Yılmaz
Hocaoğlu'nu tekme tokat
dövdüğü gerekcesiyle SHP
Tuncelı MilletvekiÜ Kamer
Genç"in durumunu
görüşmek üzere bugün
topianıyor. Dayak olayının
"mağduru" Yılmaz
Hocaoğlu yaptığı
acıklamada, başkanhk
divanını, Kamer Genç'e
ceza verilmesi düşüncesiyle
toplantıya çağırmadığını
ancak, başkanlık divanının
böyle bir durumda saldınyı
gerçekleştiren milletvekiline
ceza vermehakkına sahip
bulunduğunu söyledi.
Hocaoğlu, birsonı üzerine,
içtüzük hükümleri
uyannca, böyle bir fıili
saldınyı gerçekleştiren
milletvekiline başkanlık
divanmın 'kınama',
'uyarma' ya da 'Meclis'ten
geçici çıkarma' cezası
verilebileceğini bildirdi.
Halk, devletin
yanında
• ANKARA (AA)-
Milliyetçi Çalışma Partisi
(MÇP)GenelBaşkanı
Alpaslan Türkeş. halkın
teröre karşı mücadelede
aktiftutum takınarak
güvertlik güçlerini
desteklemesıni
memnuniyetle
karşıladıklannı söyledi.
Türkeş, "Güzel şeyler
oluyor. Halk devletten yana
tavır koyuyor" dedi. MÇP
Genel Başkanı Türkeş,
hükümetin teröre karşı
mücadelede katettiği yol ve
baa vatandaşlann özellikle
ev baskınlannda polisi
alkışlamasıyla ilgili sorulan
yanıtlarken "gelişmeleri
son derece olumlu
bulduğunu" söyledi. Türkeş
"Halkın terör olaylan
karşısında suskunluğunu
bozarak devletten yana
tavır koymast kadar haklı
ve güzel bir şey olamaz"
dedi.
ANAPgrubu
• ANKARA(AA)-ANAP
TBMM grubunun bugün
yapacağ) toplantı ertelendi.
TBMMANAPgrup
toplanusı bazı
milletvekilierinin
yurtdışında bulunması
nedeniyie bu hafta
yapılamayacak. ANAP
milletvekillerinin bir
bölümü Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a "geçmiş
olsun'dileğinde bulunmak
üzere gittiği ABD'de. bir
bölümü de Türk
cumhuriyetlerinde açılan
fuarlara katılmak üzere
Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'de bulunu> orlar.
Olimpiyat Yasası
• ANKARA (AA)-
İstanbul'da 2000 yıhnda
yapılması planlanan
olimpiyat oyunlan ile ilgili
yasa, Cumhurbaşkanı
Vekili Hüsamettin
Cindoruk tarafından
imzalandı. Yasa,
İstanbul'un uluslararası
olimpik anlaşma
koşullanna uygun oiarak
olimpıyatlara
hazırlanmasının ve
olimpiyat oyunlannın
düzenlenmesiyle ilgili esas
veyöntemleri belirliyor.
Yasa, bu arnaçla
görevlendirilen kurum,
kuruluş, kurul ve
komitelerin teşkil, görev,
yetki ve çalışma yöntemleri
ile diğer düzenlemeleri
kapsıyor.
Yılmaz ABD'den
döndü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
Kürtçe yayın gjbi konulann,
zirvede. kapalı görüşmelerde
elealınması gereküğini
söyledi. Dün ABD'den
dönen Yılmaz, "Özal ile
Kürtçe yayın konusundaki
düşüncelerinin çakışıp
çakışmadığma ilişkin bir
soruy yanıtlarken şunlan
söyledi: 'Bu konuda
yaptığım açıklamada, daha
önce bize danışılarak
gündeme getirilmediğini
söylemiştim. Yaptığım
görüşmede
Cumhurbaşkanı'run bu
konudaki fıkirlerinin
detayını öğrenme imkanım
oldu. Kendilerineifadeettim,
ben bu tür konulann zirvede,
kapalı görüşmelerde ele
alınmasının bunlann bir
müşterek uzlaşma şeklinde
kamuoyuna getirilmesinin
yararlı olacagını
düjünüyorum'
Meclis'in uyumsuzparlameııterleri
SHP L/JC4MER GENÇ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Başkanvekili Yılmaz Hoca-
oğlu'nu dövdüğü iddia edilen SHP
Tunceli Mılletvekili Kamer Genç,
Meclis'in en çok calışan milletvekil-
lerinden biri olduğunu savunarak
"Hukuka. kanunlara karşı hassasi-
yetinin kavgaa oiarak göstenldiğı-
ni" söyledi. Genç, Hocaoğlu ile hıç-
bir asgari müşterek taşımadığını da
belirterek "Hocaoğlu ile konuşmak
bana ısdırap veriyor" dedi.
Hocaoğlu olayı ve TBMM'nin ça-
lışma ortamı bulunmamasından ya-
kınan Genç, sövlediği gerçeklere
karşı vurdumduymaz davranıldığı
için bazen dozajı ağırlaştırdığını söy-
ledi. Bugüne kadar hakkında birçok
tazminat davası açılan ve toplam 28
milyon lira ödemeye mahkûm edilen
Genç, bu kez de kendisinin Hocaoğ-
lu ve ANAP milletvekili Hasan Fecn
Alpaslan hakkında dava açacağını
açıkladı. Genç'e yöneltilen sorularve
yarutlar şöyle:
- Sizce Meclis çalışmaları demok-
ratik bir ortamda gerçekleşebiüyor
mu?
GENÇ - Bence, özellikle bazı
Meclis başkanvekilleri kürsüye çıktı-
ğında Meclis ne tüzüğe ne de anaya-
saya göreçalışıvor. Çünkü bu ınsan-
lar TBMM'nin bir üyesi olduğunu
unutuyorlar. Kendı partisinin .grup
sözcüsü gibı hareket ediyorlar. Ötekı
partilerden mılletvekılleri doğruyu
söylediklerinden kanıtlı oiarak tersi-
ne çeviriyorlar. Meclis'in mahsup
olduğu bir partinin yaranna çalışma-
sını sağlamava çalışıyorîar.
- Başkanın hangi partiden olduğu
görüşme ortamını etkilivor mu?
GENÇ - Etkiliyor. Hepsi içın de-
ğil. bazılan için söyleyebilirim. Bu-
nun en başlıca örneği de Hocaoğlu'-
dur. Kendisi kürsüye çıktığı zaman
ANAPgrubundan gönderilen kâğıt-
lara göre hareket ediyor. By-pass ta-
sansı görüşülürken ben buna tanık
oldum. Musiafa Kalemli'nin verdıği
önergenin başkanlık divanından gel-
diğini fark ettim.
- Demokratik çalışma ortamı sizce
nasıl sağlanır?
GENÇ - İnsanlann birbirine, fi-
kirlerine saygılı, art niyetlerden an-
narak doğru olan fikri kabul etmele-
riyle sağlanır. Ama maalesef bizim
gördüğümüz, TBMMde doğru fı-
kirler birtakım kişilerden ya da grup-
lardan geldiği zaman kabul edilmi-
yor. Edılmeyınce de demokratik bir
tartışma ortamı olmuyor. Demokra-
tik bir tartışma ortamı için evvela
Meclis başkanlık makamında otu-
ran kişilerin tarafsız, içtüzüğe, ana-
yasaya uyan bir davranış ıçinde
olması lazım. Özellikle Hocaoğlu.
Hocaoğlu
ile konuşmak
bir ıstırap
hatıp kürsüdc başkanlık divanının
uygulamalan ile ilgili bir şey söyledi-
ği zaman hemen araya girip, İcendi
fikirlerini söylüyor. Hatibin sözünü
kesiyor. Başkanlık makamında otu-
ran bir kişiye ve Meclis'e yakışma-
> an bir davraruş bu.
- Kürsii ve miller*ekili dokunulmaz-
lığından ne anlıvorsunuz?
GENÇ - Milletvekilinın korkma-
dan, bir şeyden çekinmeden kendi
bıldığı doğrulan ve düşünceleri açık
seçik ortaya koymasıdır. Kürsü. do-
kunulmazlığı ve milletvekili doku-
nulmazlığı elbette hiçbir zaman kişi-
sel haklara saldın içın kullanılamaz.
Ama. orada insanlann korkmadan.
çekinmeden, düşüncelerini açık seçik
söylemeleri lazım.
- Siz Meclis'te en çok olay çıkaran
ve tartışmalara neden olan millervekili
olmakla suçlamyorsunuz? Bu nereden
kaynaklanıyor?
GENÇ - Bunun doğrusu şu: Ben
TBMM'nin en çok çalışan milletve-
kıllerinden birisiyim. Geçmişten bir
hukuk birikimim var. İçtüzüğü,
Meclis çalışmalannı. teamülleri bilen
bir insanım. Ama başkanlık divanın-
da bazı başkanvekilleri Meclis tea-
mülünü, içtüzüğü, anayasayı bilme-
dıkleri gibi keyfi hareket ediyorla».
Böyle olunca, benim bılgili halim-
den, olaylann en kritik noktasında
kendisini çıkmaza sokan. bilgisizliği-
ni ortaya çıkaran bir şey söylediğı-
rniz zaman, kendi cehaletinı örtmek
için beni kavgacı gösteri> orlar. yok-
sa ben şimdiye kadar hayatımda
kimseyle kavga etmemişim.
- Sizce Meclis'in iyileri ve kötüleri
var mı?
GENÇ - Var tabii. Mesela by-pass
tasansının müzekaresi bunun en gü-
zel örneğidir. ANAP Sözcüsü Sun-
gurlu'nun konuşma süresi 20 daki-
ka. adam 48 dakika konuştu. Ne
Sungurlu'nun böyle yapmaya ne de
başkanın buna göz yummaya hakkı
vardır. Geçmiş yıllara da bakın.
ANAP iktıdardayken Hocaoğlu
kürsüye çıktığında. gündem dışı söz
vermezdi, kısa konuştururdu. Ama
şimdi. grubun isteği doğrultusunda
Meclis'i çalışürmamak, bu iktidann
kanun çıkarmaması için her türlü şe-
yi vapıvor. Bu Hocaoğlu'nun bariz
vasfı.
- Bugune kadar hiç kavga ettiniz
ım7
GENÇ - înanınız şimdiye kadar
hiç kimseyle kavga etmedım.
• Hocaoğlu ile bir \erde > alnız kal-
sanız ne olur?
GENÇ - Hocaoğlu ile konuşmak
bana ısdırap veriyor. Hocaoğlu ile
merhabalaşmak da istemiyorum. Bu
kadar taraflı, kendi görevını partisi
ve kendi düşüncesi içın ıstısmar eden
bir insanla asgari bir müşterek taşı-
mıyorum ben. Kendısiyle baş başa
kalmamak için her türlü gayreti sarf
ederim.
- Siz hakkında en çok tazminat da-
vası açılan millenekilisiniz. Ne kadar
para ödediniz bugune kadar?
GENÇ - E\et, Hocaoğlu da iki da-
va açü benim hakkımda. Turguı
özal da davalaraçtı. Gerçeklen sö>-
lüyorum diye rahaısız oluyorla'r.
Yargj da tam bağımsız olmadığı.
özellikle Adalet Bakanlıgı Müsteşan
yargıyı etkilediği içın davalar aley-
himde sonuçlanıyor Bugune kadar
28 milyon lira ödedim.
- Bu kadar tartışılan birisiniz. Hiç
sonradan, 'Ben vanhş vaptım, haksız-
lık ettim' di>e düşündüğünûz oldu mu?
GENÇ - Ben. her akşam vaşadık-
lanmın tahlilini yapanm, vicdan
muhasebesi yapanm. inanır mısınız
hiç bılerek, kasten. insanlan mağdur
etmek amacıyla en ufak bir ola>ım
olmamıştır; ama tabii kürsüde birşe-
yi iade ederken daha hafıf bir şekilde
dıle gctirmek mümkün olabilir. Ba-
zen dozajı biraz ağır oluyor.
ANAFLI YILMAZHOCAOĞLU
HAKKI ERDEM
ANKARA - Kendisine 'tekme to-
kat saldırdığınf öne sürdüğü SHP
Tunceli Milletvekili Kamer Genç
hakkmda yenı bir tazminat davası
açmaya hazırlanan ANAP'lı
TBMM Başkanvekili Yılmaz Hoca-
oğlu. "Meclis'in en zarif başkanve-
killennden biri olduğunu" savundu.
Hocaoğlu. görevi ve konumu gereği,
"karşısında kum torbası gibi duran
Genç'e çalışmadığım" bildirirken
"insan oiarak soyut Kamer Genç
hakkındaki düşüncelerinin banşçı ve
olumlu" olduğunu da söyledi.
- TBMM çalışmalan demokratik
bir ortamda eerçekleşebiliyor mu?
HOCAOĞLU - Içtüzüğün çizdiğ!
çerçeve içerisinde her milletvekili gö-
rüşlerini rahatlıkla, serbestçe ifade
edebilıyor. Ama içtüzüğü ihlal eden,
yok sayan beyan ya da davraruşlar
tabii ki kabul görmüyor.
Sözlü oiarak kaba, yaralayıcı, kü-
çültücü, hakaret ifade eden ya da
baskı, tehdıt, saidın ifade eden sözler
oluyor. Örnek vermek gerekirse. ge-
çen dönemde Tunceli Milletvekili
Kamer Genç. başkanlık yaptığım sı-
rada. "Ulan senin kafanı kçserim'
demişti. Zaman zaman bazı milletve-
killerinin sinirli olduklannda birbiri-
ne zarif olmayan elfaz-ı galize dediği-
miz. sözler, sataşmalar. eylem olarak
• da üzerine yürümeler. itip kakmalar.
tokat. tekme atmalar, çanta fırlat-
malar. silah göstermeler ender de ol-
sa bu kutsal çatı altında karşılaştığı-
rruz ve fevkalade üzülerek yaşadığı-
mız olaylar oluyor.
- Bunlan engellemek ve demokra-
tik bir ortam yaratmak sizce nasıl
sağlanır?
HOCAOĞLU - Ben Meclisteki
ortamın demokratik olduğu inanan-
dayım. İçtüzükte demokrasiyi engel-
leyen. kısıtlayan hiçbir anti demok-
ratik hüküm hatınma gelmiyor.
Olaylar daha çok meslektaşlanmızm
kişisel yapılanndan. parlamenter de-
neyime sahip olmama durumlann-
dan. kültür ve siyasal anlayış. yapı
farklılıklanndan. görev. sorumluluk
konulanndaki yaklaşım farklıhkla-
nndan ya da fıziki ve ruhi sağlık gra-
fiklerinden kaynaklanabilir. Gün
olur rahatsız olabilir, tansiyonu yük-
selebilir, gün olur şeken düşebilir.
Parlamenterler de nıhayet insandır.
Ben mesela Sayın Genç'in genelde
sataşmalara. tartışmalara müsait bir
yapısı olduğunu düşünmekle birlikte
geçen akşamkı aşın saldırganlığını
yüklendiği alkol miktannın fazlalığı-
na) oruyorum vc o bakımdan kendi-
sini fazla suçlamıyorum.
KamerGenç'i
3vıldırnıazıır
görüyorum
- Kürsü ve milletvekili dokunul-
mazlığı denince ne anlıyorsunuz?
HOCAOĞLU - Kürsü dokunul-
mazlığı içtüzüğün sistemi içinde.
Kürsünün kullanılması da bu sıste-
me uyxılarak yapılmalıdır.
- Başkanın hangi partiden olduğu
ve kişiliği, görüşme ortamını etkili-
yor mu?
HOCAOĞLU - Bir başkanın ça-
fışmalannda, kararlannda partisinin
bir rol oynayacağıru düşünmüyo-
rum. Başkan, kendi şahsı görüşlerini
görevine katmaz. Başkan ender de
olsa bir hata işlerse bunun müeyyide-
si vardır.
- Sizce Meclis'in iyileri kötüleri var
mı? Mesela içtüzüğü en çok ihlal
eden ya en iyi uyanlar?
HOCAOĞLU - TBMM'nin iyile-
ri kötüleri olmaz. Ben bu konuda
genelleme yapmam. Seçilmiş her mıl-
letvekilinin gd*zümde önemi, saygın-
lığı vardır. Hiçbir meslektaşımı bu
manada suçlayamam. Ama zaman
zaman kendini frenleyemeyen, tepkı-
lerini kontrol edemeyen. gereğince
incelemediği için eksik bilgiyle orta-
ya iddialar atan arkadaşlanmız çık-
maktadır. Ama benim gözümde 450
milletvekilinin tamamı en az benim
kadar saygındır.
- Sizin yönettiğiniz bırleşımlerde
daha çok tartışma çıktığj yolunda bir
karu var. Bunu hiç düşündünüz mü?
Burada hata yaptım dedığiniz oldu
mu?
HOCAOĞLU - Bu, benim siyasi
görüşlerimin karşıtı olan muhalifle-
rin, aykın siyasi görüşte olanlann
iddiasıdır. Bu iddia sahipleri bugune
kadar neyi ortaya koyabilmişlerdir.
Hocaoğlu'nu çok suçlayanlar oldu,
ama bunlardan hiçbiri ortaya bir şey
koyamadı. Ama Hocaoğlu. Ahmet
Ersin'i, Hasan Fehmi Güneş'i, Ka-
mer Genç'i mahkemeye verdi, mah-
kûm oldular.
- Üslubunuzla milletvekiiferini
tahkir ve tahrik ettiğiniz de iddia edi-
liyor?
HOCAOĞLU - En çok konuşan,
en çok tartışan başkanlardan biri ol-
duğumu kabul edebilirim. Ama kim-
se benim sayın milletvekillerine
hakaret ettiğımi. küçük gördüğümü,
küçük düşürdüğümü ifade eden bir
beyanımı bulamaz. Zaten olmuş ol-
saydı, herhalde üzerinde dururlar,
benim onlara yaptığım gıbı mahke-
meye verip tazminat isterlerdi.
En zarif başkanvekillerinden biri-
yim. En dikkatli. en özenlı, en neza-
ketli başkanvekillennden biriyım.
Tekme yumruk yedikten sonra bile
Sayın Genç diye bahsedebilecek ka-
dar görevinin profesyoneli, ustası
biriyim. Sayın Genç'm usul dışı söz-
lü, eylemli tavırlan karşısında ilk kez
"mazur görüyorum' demiyorum ki.
Niçin Sa\m Genç geçen 3 yıl boyun-
ca. bundan dolayı benı teİcme yum-
ruk, başkanlık makamında dövme-
miş de.. Bu defa ne demişim. Benim,
mazur görüyorum derken hakaret
etmek gjbi kastım yoktu. Alkollüy-
dü. Benim gözümde bir insan sar-
hoşsa mazur görülür.
- Bugune kadar hiç kavga ettiniz
mi?
HOCAOĞLU - Bu olay bir kavga
değil, bir saldındır. Olay kişisel bir
nedenden olmadığı için her türlü öf-
kemi. acımı yok sa\arak. ağırbaşlı,
olgun. sakin davranmayı idrak etti-
ğim için karşımda kum torbası gibi
duran Saj'in Genç'e boksör ifadesiy-
le söyleyeyım. çalışmadım.
Hayatında şiir. ilahi okumayan,
bu şekilde heyecanlan, endişeleri tar-
mayan insan olabilir mi? Ben de in-
san olduğunu, banşçı, sevecen bir
insan olduğumu, hayatımda kimseye
saldırmadığımı ifade edebilirim.
Küçükçekmece Belediye Başkanı hakkındaki soruşturma 1.5 yıl sürdü
Tığlay>obıızlıık gerekçeâjte' görevdenalmdı
ErtuğrulTığlay
• İçişleri Bakanlıgı Mülkiye müfettişlerince bir buçuk
>ildırsündürüJen Küçükçekmece Betediyea ileilgili
yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturmaa sonucu Belediye
Başkanı Tığlaygörevden alındı.
İç Politika Senisi - Küçük-
çekmece Belediye Başkanı içiş-
leri Bakanlığı'nca görevinden
alındı. Mülkiye müffettişlerince
1 yılı aşkın bir süredir sürdürii-
len Küçükçekmece Belediyesi
ile ilgili yolsuzluk ve usulsüzlük
soruşturması sonucu Belediye
Başkanı Tığlay'ın görevden
alınmasına karar verildi. Ka-
rar. 29 nisanda İstanbul Vali-
liği'ne bildirildi.
Görevden alma karan, Tığ-
lay dün geç saatlere kadar bulu-
namadığı için kendisine tebliğ
edilemedi. bunun üzerine vali-
lik. tutanak tutulmasına karar
verdi.
İstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Nurettin Sözen, Tığ-
lav'ın görevden ahnmasıyla il-
giîi olarak "Beklenen bir olay-
dı, s'irprizle karşılamıyorum"
dedi. Sözen, konuyla ilgili ola-
rak şunlan söyledi:
"Belediyede bir yıldan beri
yaptığı yanlışlar dolayısıyla ön-
ce SHP'den ihraç edildi." Daha
sonra buaünkü iktıdar partisini
oluşturan ikı siyasi partinin ya-
ni SHP ve DYP'nin gruplan
gensoru önergesi verdiler. Ama
gensoru önergesinde 2'3 ço-
ğunluk gerekiyor. Bir-iki üye
oy farkıyla beklenilen, istenilen
çoğunluk olmadı. Bizim 12 üye-
miz, 12 de DYP'nin var. Bazı
nedenlerle parti gruplannın da-
ha evvel verdigi gensoru karan
hayata geçmedi. Ama bir irade-
yi ortaya koydu. Bütün ilgililer-
ce, siyasilerce beklenen bir
sonuçtu. Eminim kı, yargı en
doğru karan verecektir."
Sözen, yeni çıkan yasa gereği
10 gün içinde valinin belediye
meclisini toplantıya çağıracağı-
nı, meclisin mutlak çoğunlu-
ğuyla yeni bir başkan seçileceği-
ni kaydederek karann Küçük-
çekmeceliler içın hayırlı olması-
nıdiledi. 1989 yerel seçimle-
rinde SHP adayı olarak yeni
belediye olan küçükçekmece
Belediye BaşkanlığYna secilen
Tığlay'ın başkanlıkta iki yıb
dolmadan belediye ile ilgili çe-
şitli yolsuzluk sö>lentileri baş-
ladı. SHP İstanbul İl Yönetim
Kurulu söylentiler üzenne bir
soruşturma komısvonu kura-
rak Küçükçekmece Belediyesi
ile ilgili 8 sayfalık usulsüzlük ve
yolsuzluk raporu hazırladı. Ra-
porda yer alan iddialar ile ekli
25 sayfalık belgeler Mülkiye
müffettişleri tarafından soruş-
turmava alındı.
Muzır ve müstehcen yayınlar için rekorpara cezalan kaldınlıyor
MuzırKurulu'na makyajTURAN YILMAZ
ANKARA -Kültür Bakanlı-
gı, Muzır Kurulu'nun yetkileri-
ni daraltan yasa değişikliği tas-
lağına son şeklini veriyor.
Üzerinde çalışılan taslakla, mu-
ar ve müstehcen yayınlar için
öngörülen rekor para cezalan
kaldınlıyor. Kurulun "resmi bi-
lirkişilik" görevine de son verili-
yor.
İstanbul'da görev yapan ceza
hukukçulannca hazırlanan \e
Kültür Bakanlıgı"nca temel alı-
nan taslağın genel gerekçesin-
de, küçükleri muzır yayınlar-
dan korumaya yönelik mevcut
düzenlemenin. "küçüklerin
manevi gelişıminin" sağlıklı ol-
ması amacını aşan sonuçlara
yönelerek bu doğrultuda bir
uygulama sistemi oluşturduğu
belirtildi. Muzır Yasası'nmger-
çekte "tek sesli, izin \erilen dü-
şünce ile bağımlı bir toplum
yapısına duyulan özlemin ürü-
nü" olduğu savunulan gerekçe-
de. şu görüşlere yer verildi:
"Küçüklerin sağlıklı ruhsal
gelişimini sağlamak amacı>la
önlemler alınması doğaldır ve
çağdaş ülkelerde uvguiama ala-
nı bulmaktadır. Küçüklerin
olumsuz etkenlere karşı korun-
ması amacı. bilimsel cahşmala-
nn konusudur ve salt objektif
bilimsel yöntemlerleamaca ula-
şılabilir. Küçüklerin olumsuz
etkcnlerden korunması. bu ko-
nuda uzmanlarca venlmiş bi-
limsel kararlara göre vc uzman-
larca uygulanan önlemlcrle
sağlanır. Fakaı. her durumda.
TASLAK NELER GETIRIYOR ?
Taslak ilk olarak, yargı
bağımsızlığına aykın, "yargı
görevlilerinin takdirolanığını
sınırlayan" bir uygulama
olarak nitelenen. kurulun
resmi bilirkişilik görevini
ortadankaldınyor. Bu
konuda, "TCK'nın 426.427 ve
428. maddelerine ilişkm
soruşturma vedavaîarda Ceza
Muhakemeleri Usulü
Kanunu'nun bilirkişiliğe
ilişkin genel hükümleri
uygulanır" düzenlemesi
getiriliyor.
Yasanın. muzır ya da
müstehcen olup olmadıkîan
yönünden inceleme ya da
soruşturmaya alınan eserlerle
ilgili haberleri yayınlamay ı suç
sayan düzenlemesi de
yürürlükten kaldınlıyor.
Taslak. muzır yada müstehcen
yayınlara rekor ölçüde para
cezası öngören, TCK'nın 426.
maddesinin son fıkrasını da
yürürlükten kaldınyor.
Vürürlükten kaldınlan son
fıkra şöyie.
"(Halkın arvehaya
duygulannı inciten veya cinsi
arzulan tahrik veistismareder
nitelikte genel ahlaka aykın)
fiillerin 5680 sayılı Basın
Kanunu'nun 3. maddesinde
belirtilenmevkuteler
vasıtasıyla işlenmesi halinde
sahiplerine. me\ kute biraydan
•az süreli ise birönceki ay
ortalama tirajının (basılan
miktar) katma değervergisi
dahil toplam satış bedelinin 5
ile 15 katı tutannda ağır para
cezası hükmolunur. Ancak bu
cezalaren yüksek tirajlı günlük
mevkutenin birönceki ay
ortalama günlük tirajının
katma değer vergisi dahil satış
tutannın yansından az
olamaz. Bumevkutelerin
sorumlu müdürlerine.
sahiplerine verilen cezanın
yansı uygulanır."
Taslak. bu maddede yer alan
ve muzır ya da müstehcen
yayın yapanlara öngörülen
2-10 milyon lira arasında
değişen ağır para cezalannı ise
koruyor. Taslak avnca,
TCK'nm 427. maddesinı de şu
şekilde yenıden düzenliyor:
"Neşir \ eya tev zi edilmek
üzere, halkın arveya haya
duygulannı inciten veya cinsi
arzulan tahrik ve istismareden
nitelikte genel ahlaka aykın
kıtap, makale, varaka ve ilan
yazanlar ile bu kabıl makale,
yaa, resımleri ihtıva eden
gazete ve mecmua gıbı
basılmışeserlerin sorumlu
müdürlen de426. maddede
öngörülen cezalarla
cezalandınlır. 426. madde ile
bu maddede yazılı evrak ve
eşya müsadere olunur."
Taslak. "bir aydan az süreli
mevkutelerdeveeklerinde 18
yaşından küçüklerin
manev iyatı üzerinde muzır
tesiryapacak nıtelikteya>ın
yapılamaz. Aksinedavranan
mevkute sahiplen ve sorumlu
müdürlen hakkında TCK'nın
426. maddesinin ikind
fıkrasındaki 2. maddeyi de
jürürlükten kaldırıvor.
küçüklerin ruhsal yöndcn sağ-
lıklı gelişiminin sağlanması
amacıj la da olsa. düşünce açık-
lamak hakkının sınırlandınl-
ması düşünülmez, demokratik
kurallardan sapılmaz. tek yön-
lü haber dolaşımının gcrçekleş-
tinlmesıne kalkışılmaz Muzır
Yasası ise her düşünce açıkla-
masının muzır sayılabıleceği bir
anlayısı egemen kılarken dü-
şuncenın. yayınm muzır olup
olmadığını saptamak yetkısını
de siyasal iktidara bağımlı bir
kurulun tekeline bırakmıştır.
Bu durumda yasanın. küçükle-
rin ruhsal yapılannı korumak-
tan çok, siyasal güce düşünce
açıklamalannı denetlemek
amacı güttüğünü kabul etmek
gerekir.
Kültür Bakanlığı'nın istemı
üzerine, üzerinde çalışılan tasla-
ğa ilişkin görüşlerini \.azılı ola-
rak bildiren Ankara Üniversi-
tesi Hukuk Fakültesi öğretim
üyeleriProf.Dr Eralp Özgen ile
Prof.Dr. Ncvzat Toroslu da
"kdklü bir değişikiık yerine.
yalnız mevcui >asanın bazı hü-
künılerini değiştirmek sureti\le
sadecc bir "iyilejtınnc' voluna
gıdılmesi halinde'. öncelikle ku-
rulun ü\c oluşumunun değişti-
rilmesinı önerdıler.
İHD ve kitle örgütlerinin ortak iddiası:
AgitSalıııaıı işkencedeöldü
ADANA (Cumhuriyet Gü-
ney İUeri Bûrosu) - İnsan Hak-
lan Derneğı (İHD) "Gözaltın-
da kalp krizı geçirdi" denilerek
cesedi ailesıne verilen Agit Sal-
man'ın "işkence sırasında öl-
düğü" iddiasının, vücudunda-
ki darp izlerini gösteren fotoğ-
raflardan, belli olduğunu ve
iddia olmaktan çıktığını bildir-
di. İHD ve Uluslararası İşçi
Dayanışma Komitesi üyeleri.
30 Nisan I992'de Adana'da
bir eve düzenlenen operasyon-
da Dev-Sol'cu olduğu savla-
nan 3 kişinın de istenseydi
"sağ" ya da "yaralı" ele geçiri-
lebıleceğini savunarak "Polis.
vargısızinfazsuçuna bu kez bir
cumhuriyeı savcısını da ortak
cttı" ıddiasında bulundular.
Çağdaş Hukukçular Derne-
ğı Gırişim Komitesi. Malatva
Şark-Özgür Der. Tüm Özgür-
Der. sosyalist basın temsilcileri
ve Uluslararası İşçi Dajanış-
ma Komitesi (LIDK) üyclc-
riyle birlikte İHD'dedün ortak
basın toplantısı düzenleyen
Şube Başkanı Cumali Tunç, el-
deki verilere göre Güneydoğu-
lu şoför Agit Salman'ın "iş-
kencede", Dev-Sol'cu olduğu
iddia ediien Güven Keskin,
Yosma Santur ve Sıddık Özçe-
lik'in ise "yargısız ınfazda"
öldürüldüğünün açığa çıktığı-
nı öne sürdü. İHD Başkanı
Tunç. şu değerlendirmelerde
bulundu:
"27 Nisan 1992 tarihinde
sağlıklı olarak. hiçbir suç yön-
lendırilmeden gözaltına alınan
Agi[Salnwn2S Nisan !992gü-
nü aılesine ölü olarak teslim
edilmiştir. Gözaltında hukuk
kurallanna uygun olarak sor-
gusu \apılmı^ olsavdı bugün
sağ olacaktı. Agit Salman'ın
cenazesi teslim cdilınce vücu-
dunda darp vc işkence izleri
tespıt edilmişlir. fotoğraflan
işkence gerçeğini \urgulamak-
tadır.
Yine 30 Nisan 1992 günü
Adana Kurtuluş Mahallesi'-
nde bir yargısız infaz daha ya-
şandı. bu üç kişi ne yapılır
edilir canh ya da yaralı olarak
yakalanabilirdı."
• Operasyonda öldürülen Gü-
ven Keskin'in yakım Yılmaz
Kalkandelen, güvenlik güçleri-
nin direkt infaz yolunu seçtiği-
ni savladı ve "İsteseler canlı ele
geçirirlerdi. Ne oldu tam bile-
miyoruz. ama ıçcnde tek tek
yakalayıp sonra bir çatışma se-
naryosu da çıkartmış olabilir-
ler"di\e konuştu.
Malatya Şark Özgür-Der
Başkanı Aysel Sözeri ile Tüm
Özgür Der Başkanı Zerrin San
da yaptıklan açıklamada "Üç
evladımı/ı daha >ıtırdik. Çelik
ycleklerını. kasklannı gıyen.
savaşnaralanyla 1 silaha sahip
üç ınsanı yok etmeyi görev edı-
nenler bu kez hukuk devletinin
infazlanna bir "demokratik
katkıda' bulundu " dediler.