04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5MAYIS1992SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM'dedayak olayı • ANKARA (AA)- TBMM Başkanlık Divanı, by-pass yasa tasansının görüşüJdüğügün Başkanvekili Yılmaz Hocaoğlu'nu tekme tokat dövdüğü gerekcesiyle SHP Tuncelı MilletvekiÜ Kamer Genç"in durumunu görüşmek üzere bugün topianıyor. Dayak olayının "mağduru" Yılmaz Hocaoğlu yaptığı acıklamada, başkanhk divanını, Kamer Genç'e ceza verilmesi düşüncesiyle toplantıya çağırmadığını ancak, başkanlık divanının böyle bir durumda saldınyı gerçekleştiren milletvekiline ceza vermehakkına sahip bulunduğunu söyledi. Hocaoğlu, birsonı üzerine, içtüzük hükümleri uyannca, böyle bir fıili saldınyı gerçekleştiren milletvekiline başkanlık divanmın 'kınama', 'uyarma' ya da 'Meclis'ten geçici çıkarma' cezası verilebileceğini bildirdi. Halk, devletin yanında • ANKARA (AA)- Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP)GenelBaşkanı Alpaslan Türkeş. halkın teröre karşı mücadelede aktiftutum takınarak güvertlik güçlerini desteklemesıni memnuniyetle karşıladıklannı söyledi. Türkeş, "Güzel şeyler oluyor. Halk devletten yana tavır koyuyor" dedi. MÇP Genel Başkanı Türkeş, hükümetin teröre karşı mücadelede katettiği yol ve baa vatandaşlann özellikle ev baskınlannda polisi alkışlamasıyla ilgili sorulan yanıtlarken "gelişmeleri son derece olumlu bulduğunu" söyledi. Türkeş "Halkın terör olaylan karşısında suskunluğunu bozarak devletten yana tavır koymast kadar haklı ve güzel bir şey olamaz" dedi. ANAPgrubu • ANKARA(AA)-ANAP TBMM grubunun bugün yapacağ) toplantı ertelendi. TBMMANAPgrup toplanusı bazı milletvekilierinin yurtdışında bulunması nedeniyie bu hafta yapılamayacak. ANAP milletvekillerinin bir bölümü Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a "geçmiş olsun'dileğinde bulunmak üzere gittiği ABD'de. bir bölümü de Türk cumhuriyetlerinde açılan fuarlara katılmak üzere Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunu> orlar. Olimpiyat Yasası • ANKARA (AA)- İstanbul'da 2000 yıhnda yapılması planlanan olimpiyat oyunlan ile ilgili yasa, Cumhurbaşkanı Vekili Hüsamettin Cindoruk tarafından imzalandı. Yasa, İstanbul'un uluslararası olimpik anlaşma koşullanna uygun oiarak olimpıyatlara hazırlanmasının ve olimpiyat oyunlannın düzenlenmesiyle ilgili esas veyöntemleri belirliyor. Yasa, bu arnaçla görevlendirilen kurum, kuruluş, kurul ve komitelerin teşkil, görev, yetki ve çalışma yöntemleri ile diğer düzenlemeleri kapsıyor. Yılmaz ABD'den döndü • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Kürtçe yayın gjbi konulann, zirvede. kapalı görüşmelerde elealınması gereküğini söyledi. Dün ABD'den dönen Yılmaz, "Özal ile Kürtçe yayın konusundaki düşüncelerinin çakışıp çakışmadığma ilişkin bir soruy yanıtlarken şunlan söyledi: 'Bu konuda yaptığım açıklamada, daha önce bize danışılarak gündeme getirilmediğini söylemiştim. Yaptığım görüşmede Cumhurbaşkanı'run bu konudaki fıkirlerinin detayını öğrenme imkanım oldu. Kendilerineifadeettim, ben bu tür konulann zirvede, kapalı görüşmelerde ele alınmasının bunlann bir müşterek uzlaşma şeklinde kamuoyuna getirilmesinin yararlı olacagını düjünüyorum' Meclis'in uyumsuzparlameııterleri SHP L/JC4MER GENÇ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanvekili Yılmaz Hoca- oğlu'nu dövdüğü iddia edilen SHP Tunceli Mılletvekili Kamer Genç, Meclis'in en çok calışan milletvekil- lerinden biri olduğunu savunarak "Hukuka. kanunlara karşı hassasi- yetinin kavgaa oiarak göstenldiğı- ni" söyledi. Genç, Hocaoğlu ile hıç- bir asgari müşterek taşımadığını da belirterek "Hocaoğlu ile konuşmak bana ısdırap veriyor" dedi. Hocaoğlu olayı ve TBMM'nin ça- lışma ortamı bulunmamasından ya- kınan Genç, sövlediği gerçeklere karşı vurdumduymaz davranıldığı için bazen dozajı ağırlaştırdığını söy- ledi. Bugüne kadar hakkında birçok tazminat davası açılan ve toplam 28 milyon lira ödemeye mahkûm edilen Genç, bu kez de kendisinin Hocaoğ- lu ve ANAP milletvekili Hasan Fecn Alpaslan hakkında dava açacağını açıkladı. Genç'e yöneltilen sorularve yarutlar şöyle: - Sizce Meclis çalışmaları demok- ratik bir ortamda gerçekleşebiüyor mu? GENÇ - Bence, özellikle bazı Meclis başkanvekilleri kürsüye çıktı- ğında Meclis ne tüzüğe ne de anaya- saya göreçalışıvor. Çünkü bu ınsan- lar TBMM'nin bir üyesi olduğunu unutuyorlar. Kendı partisinin .grup sözcüsü gibı hareket ediyorlar. Ötekı partilerden mılletvekılleri doğruyu söylediklerinden kanıtlı oiarak tersi- ne çeviriyorlar. Meclis'in mahsup olduğu bir partinin yaranna çalışma- sını sağlamava çalışıyorîar. - Başkanın hangi partiden olduğu görüşme ortamını etkilivor mu? GENÇ - Etkiliyor. Hepsi içın de- ğil. bazılan için söyleyebilirim. Bu- nun en başlıca örneği de Hocaoğlu'- dur. Kendisi kürsüye çıktığı zaman ANAPgrubundan gönderilen kâğıt- lara göre hareket ediyor. By-pass ta- sansı görüşülürken ben buna tanık oldum. Musiafa Kalemli'nin verdıği önergenin başkanlık divanından gel- diğini fark ettim. - Demokratik çalışma ortamı sizce nasıl sağlanır? GENÇ - İnsanlann birbirine, fi- kirlerine saygılı, art niyetlerden an- narak doğru olan fikri kabul etmele- riyle sağlanır. Ama maalesef bizim gördüğümüz, TBMMde doğru fı- kirler birtakım kişilerden ya da grup- lardan geldiği zaman kabul edilmi- yor. Edılmeyınce de demokratik bir tartışma ortamı olmuyor. Demokra- tik bir tartışma ortamı için evvela Meclis başkanlık makamında otu- ran kişilerin tarafsız, içtüzüğe, ana- yasaya uyan bir davranış ıçinde olması lazım. Özellikle Hocaoğlu. Hocaoğlu ile konuşmak bir ıstırap hatıp kürsüdc başkanlık divanının uygulamalan ile ilgili bir şey söyledi- ği zaman hemen araya girip, İcendi fikirlerini söylüyor. Hatibin sözünü kesiyor. Başkanlık makamında otu- ran bir kişiye ve Meclis'e yakışma- > an bir davraruş bu. - Kürsii ve miller*ekili dokunulmaz- lığından ne anlıvorsunuz? GENÇ - Milletvekilinın korkma- dan, bir şeyden çekinmeden kendi bıldığı doğrulan ve düşünceleri açık seçik ortaya koymasıdır. Kürsü. do- kunulmazlığı ve milletvekili doku- nulmazlığı elbette hiçbir zaman kişi- sel haklara saldın içın kullanılamaz. Ama. orada insanlann korkmadan. çekinmeden, düşüncelerini açık seçik söylemeleri lazım. - Siz Meclis'te en çok olay çıkaran ve tartışmalara neden olan millervekili olmakla suçlamyorsunuz? Bu nereden kaynaklanıyor? GENÇ - Bunun doğrusu şu: Ben TBMM'nin en çok çalışan milletve- kıllerinden birisiyim. Geçmişten bir hukuk birikimim var. İçtüzüğü, Meclis çalışmalannı. teamülleri bilen bir insanım. Ama başkanlık divanın- da bazı başkanvekilleri Meclis tea- mülünü, içtüzüğü, anayasayı bilme- dıkleri gibi keyfi hareket ediyorla». Böyle olunca, benim bılgili halim- den, olaylann en kritik noktasında kendisini çıkmaza sokan. bilgisizliği- ni ortaya çıkaran bir şey söylediğı- rniz zaman, kendi cehaletinı örtmek için beni kavgacı gösteri> orlar. yok- sa ben şimdiye kadar hayatımda kimseyle kavga etmemişim. - Sizce Meclis'in iyileri ve kötüleri var mı? GENÇ - Var tabii. Mesela by-pass tasansının müzekaresi bunun en gü- zel örneğidir. ANAP Sözcüsü Sun- gurlu'nun konuşma süresi 20 daki- ka. adam 48 dakika konuştu. Ne Sungurlu'nun böyle yapmaya ne de başkanın buna göz yummaya hakkı vardır. Geçmiş yıllara da bakın. ANAP iktıdardayken Hocaoğlu kürsüye çıktığında. gündem dışı söz vermezdi, kısa konuştururdu. Ama şimdi. grubun isteği doğrultusunda Meclis'i çalışürmamak, bu iktidann kanun çıkarmaması için her türlü şe- yi vapıvor. Bu Hocaoğlu'nun bariz vasfı. - Bugune kadar hiç kavga ettiniz ım7 GENÇ - înanınız şimdiye kadar hiç kimseyle kavga etmedım. • Hocaoğlu ile bir \erde > alnız kal- sanız ne olur? GENÇ - Hocaoğlu ile konuşmak bana ısdırap veriyor. Hocaoğlu ile merhabalaşmak da istemiyorum. Bu kadar taraflı, kendi görevını partisi ve kendi düşüncesi içın ıstısmar eden bir insanla asgari bir müşterek taşı- mıyorum ben. Kendısiyle baş başa kalmamak için her türlü gayreti sarf ederim. - Siz hakkında en çok tazminat da- vası açılan millenekilisiniz. Ne kadar para ödediniz bugune kadar? GENÇ - E\et, Hocaoğlu da iki da- va açü benim hakkımda. Turguı özal da davalaraçtı. Gerçeklen sö>- lüyorum diye rahaısız oluyorla'r. Yargj da tam bağımsız olmadığı. özellikle Adalet Bakanlıgı Müsteşan yargıyı etkilediği içın davalar aley- himde sonuçlanıyor Bugune kadar 28 milyon lira ödedim. - Bu kadar tartışılan birisiniz. Hiç sonradan, 'Ben vanhş vaptım, haksız- lık ettim' di>e düşündüğünûz oldu mu? GENÇ - Ben. her akşam vaşadık- lanmın tahlilini yapanm, vicdan muhasebesi yapanm. inanır mısınız hiç bılerek, kasten. insanlan mağdur etmek amacıyla en ufak bir ola>ım olmamıştır; ama tabii kürsüde birşe- yi iade ederken daha hafıf bir şekilde dıle gctirmek mümkün olabilir. Ba- zen dozajı biraz ağır oluyor. ANAFLI YILMAZHOCAOĞLU HAKKI ERDEM ANKARA - Kendisine 'tekme to- kat saldırdığınf öne sürdüğü SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç hakkmda yenı bir tazminat davası açmaya hazırlanan ANAP'lı TBMM Başkanvekili Yılmaz Hoca- oğlu. "Meclis'in en zarif başkanve- killennden biri olduğunu" savundu. Hocaoğlu. görevi ve konumu gereği, "karşısında kum torbası gibi duran Genç'e çalışmadığım" bildirirken "insan oiarak soyut Kamer Genç hakkındaki düşüncelerinin banşçı ve olumlu" olduğunu da söyledi. - TBMM çalışmalan demokratik bir ortamda eerçekleşebiliyor mu? HOCAOĞLU - Içtüzüğün çizdiğ! çerçeve içerisinde her milletvekili gö- rüşlerini rahatlıkla, serbestçe ifade edebilıyor. Ama içtüzüğü ihlal eden, yok sayan beyan ya da davraruşlar tabii ki kabul görmüyor. Sözlü oiarak kaba, yaralayıcı, kü- çültücü, hakaret ifade eden ya da baskı, tehdıt, saidın ifade eden sözler oluyor. Örnek vermek gerekirse. ge- çen dönemde Tunceli Milletvekili Kamer Genç. başkanlık yaptığım sı- rada. "Ulan senin kafanı kçserim' demişti. Zaman zaman bazı milletve- killerinin sinirli olduklannda birbiri- ne zarif olmayan elfaz-ı galize dediği- miz. sözler, sataşmalar. eylem olarak • da üzerine yürümeler. itip kakmalar. tokat. tekme atmalar, çanta fırlat- malar. silah göstermeler ender de ol- sa bu kutsal çatı altında karşılaştığı- rruz ve fevkalade üzülerek yaşadığı- mız olaylar oluyor. - Bunlan engellemek ve demokra- tik bir ortam yaratmak sizce nasıl sağlanır? HOCAOĞLU - Ben Meclisteki ortamın demokratik olduğu inanan- dayım. İçtüzükte demokrasiyi engel- leyen. kısıtlayan hiçbir anti demok- ratik hüküm hatınma gelmiyor. Olaylar daha çok meslektaşlanmızm kişisel yapılanndan. parlamenter de- neyime sahip olmama durumlann- dan. kültür ve siyasal anlayış. yapı farklılıklanndan. görev. sorumluluk konulanndaki yaklaşım farklıhkla- nndan ya da fıziki ve ruhi sağlık gra- fiklerinden kaynaklanabilir. Gün olur rahatsız olabilir, tansiyonu yük- selebilir, gün olur şeken düşebilir. Parlamenterler de nıhayet insandır. Ben mesela Sayın Genç'in genelde sataşmalara. tartışmalara müsait bir yapısı olduğunu düşünmekle birlikte geçen akşamkı aşın saldırganlığını yüklendiği alkol miktannın fazlalığı- na) oruyorum vc o bakımdan kendi- sini fazla suçlamıyorum. KamerGenç'i 3vıldırnıazıır görüyorum - Kürsü ve milletvekili dokunul- mazlığı denince ne anlıyorsunuz? HOCAOĞLU - Kürsü dokunul- mazlığı içtüzüğün sistemi içinde. Kürsünün kullanılması da bu sıste- me uyxılarak yapılmalıdır. - Başkanın hangi partiden olduğu ve kişiliği, görüşme ortamını etkili- yor mu? HOCAOĞLU - Bir başkanın ça- fışmalannda, kararlannda partisinin bir rol oynayacağıru düşünmüyo- rum. Başkan, kendi şahsı görüşlerini görevine katmaz. Başkan ender de olsa bir hata işlerse bunun müeyyide- si vardır. - Sizce Meclis'in iyileri kötüleri var mı? Mesela içtüzüğü en çok ihlal eden ya en iyi uyanlar? HOCAOĞLU - TBMM'nin iyile- ri kötüleri olmaz. Ben bu konuda genelleme yapmam. Seçilmiş her mıl- letvekilinin gd*zümde önemi, saygın- lığı vardır. Hiçbir meslektaşımı bu manada suçlayamam. Ama zaman zaman kendini frenleyemeyen, tepkı- lerini kontrol edemeyen. gereğince incelemediği için eksik bilgiyle orta- ya iddialar atan arkadaşlanmız çık- maktadır. Ama benim gözümde 450 milletvekilinin tamamı en az benim kadar saygındır. - Sizin yönettiğiniz bırleşımlerde daha çok tartışma çıktığj yolunda bir karu var. Bunu hiç düşündünüz mü? Burada hata yaptım dedığiniz oldu mu? HOCAOĞLU - Bu, benim siyasi görüşlerimin karşıtı olan muhalifle- rin, aykın siyasi görüşte olanlann iddiasıdır. Bu iddia sahipleri bugune kadar neyi ortaya koyabilmişlerdir. Hocaoğlu'nu çok suçlayanlar oldu, ama bunlardan hiçbiri ortaya bir şey koyamadı. Ama Hocaoğlu. Ahmet Ersin'i, Hasan Fehmi Güneş'i, Ka- mer Genç'i mahkemeye verdi, mah- kûm oldular. - Üslubunuzla milletvekiiferini tahkir ve tahrik ettiğiniz de iddia edi- liyor? HOCAOĞLU - En çok konuşan, en çok tartışan başkanlardan biri ol- duğumu kabul edebilirim. Ama kim- se benim sayın milletvekillerine hakaret ettiğımi. küçük gördüğümü, küçük düşürdüğümü ifade eden bir beyanımı bulamaz. Zaten olmuş ol- saydı, herhalde üzerinde dururlar, benim onlara yaptığım gıbı mahke- meye verip tazminat isterlerdi. En zarif başkanvekillerinden biri- yim. En dikkatli. en özenlı, en neza- ketli başkanvekillennden biriyım. Tekme yumruk yedikten sonra bile Sayın Genç diye bahsedebilecek ka- dar görevinin profesyoneli, ustası biriyim. Sayın Genç'm usul dışı söz- lü, eylemli tavırlan karşısında ilk kez "mazur görüyorum' demiyorum ki. Niçin Sa\m Genç geçen 3 yıl boyun- ca. bundan dolayı benı teİcme yum- ruk, başkanlık makamında dövme- miş de.. Bu defa ne demişim. Benim, mazur görüyorum derken hakaret etmek gjbi kastım yoktu. Alkollüy- dü. Benim gözümde bir insan sar- hoşsa mazur görülür. - Bugune kadar hiç kavga ettiniz mi? HOCAOĞLU - Bu olay bir kavga değil, bir saldındır. Olay kişisel bir nedenden olmadığı için her türlü öf- kemi. acımı yok sa\arak. ağırbaşlı, olgun. sakin davranmayı idrak etti- ğim için karşımda kum torbası gibi duran Saj'in Genç'e boksör ifadesiy- le söyleyeyım. çalışmadım. Hayatında şiir. ilahi okumayan, bu şekilde heyecanlan, endişeleri tar- mayan insan olabilir mi? Ben de in- san olduğunu, banşçı, sevecen bir insan olduğumu, hayatımda kimseye saldırmadığımı ifade edebilirim. Küçükçekmece Belediye Başkanı hakkındaki soruşturma 1.5 yıl sürdü Tığlay>obıızlıık gerekçeâjte' görevdenalmdı ErtuğrulTığlay • İçişleri Bakanlıgı Mülkiye müfettişlerince bir buçuk >ildırsündürüJen Küçükçekmece Betediyea ileilgili yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturmaa sonucu Belediye Başkanı Tığlaygörevden alındı. İç Politika Senisi - Küçük- çekmece Belediye Başkanı içiş- leri Bakanlığı'nca görevinden alındı. Mülkiye müffettişlerince 1 yılı aşkın bir süredir sürdürii- len Küçükçekmece Belediyesi ile ilgili yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturması sonucu Belediye Başkanı Tığlay'ın görevden alınmasına karar verildi. Ka- rar. 29 nisanda İstanbul Vali- liği'ne bildirildi. Görevden alma karan, Tığ- lay dün geç saatlere kadar bulu- namadığı için kendisine tebliğ edilemedi. bunun üzerine vali- lik. tutanak tutulmasına karar verdi. İstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Nurettin Sözen, Tığ- lav'ın görevden ahnmasıyla il- giîi olarak "Beklenen bir olay- dı, s'irprizle karşılamıyorum" dedi. Sözen, konuyla ilgili ola- rak şunlan söyledi: "Belediyede bir yıldan beri yaptığı yanlışlar dolayısıyla ön- ce SHP'den ihraç edildi." Daha sonra buaünkü iktıdar partisini oluşturan ikı siyasi partinin ya- ni SHP ve DYP'nin gruplan gensoru önergesi verdiler. Ama gensoru önergesinde 2'3 ço- ğunluk gerekiyor. Bir-iki üye oy farkıyla beklenilen, istenilen çoğunluk olmadı. Bizim 12 üye- miz, 12 de DYP'nin var. Bazı nedenlerle parti gruplannın da- ha evvel verdigi gensoru karan hayata geçmedi. Ama bir irade- yi ortaya koydu. Bütün ilgililer- ce, siyasilerce beklenen bir sonuçtu. Eminim kı, yargı en doğru karan verecektir." Sözen, yeni çıkan yasa gereği 10 gün içinde valinin belediye meclisini toplantıya çağıracağı- nı, meclisin mutlak çoğunlu- ğuyla yeni bir başkan seçileceği- ni kaydederek karann Küçük- çekmeceliler içın hayırlı olması- nıdiledi. 1989 yerel seçimle- rinde SHP adayı olarak yeni belediye olan küçükçekmece Belediye BaşkanlığYna secilen Tığlay'ın başkanlıkta iki yıb dolmadan belediye ile ilgili çe- şitli yolsuzluk sö>lentileri baş- ladı. SHP İstanbul İl Yönetim Kurulu söylentiler üzenne bir soruşturma komısvonu kura- rak Küçükçekmece Belediyesi ile ilgili 8 sayfalık usulsüzlük ve yolsuzluk raporu hazırladı. Ra- porda yer alan iddialar ile ekli 25 sayfalık belgeler Mülkiye müffettişleri tarafından soruş- turmava alındı. Muzır ve müstehcen yayınlar için rekorpara cezalan kaldınlıyor MuzırKurulu'na makyajTURAN YILMAZ ANKARA -Kültür Bakanlı- gı, Muzır Kurulu'nun yetkileri- ni daraltan yasa değişikliği tas- lağına son şeklini veriyor. Üzerinde çalışılan taslakla, mu- ar ve müstehcen yayınlar için öngörülen rekor para cezalan kaldınlıyor. Kurulun "resmi bi- lirkişilik" görevine de son verili- yor. İstanbul'da görev yapan ceza hukukçulannca hazırlanan \e Kültür Bakanlıgı"nca temel alı- nan taslağın genel gerekçesin- de, küçükleri muzır yayınlar- dan korumaya yönelik mevcut düzenlemenin. "küçüklerin manevi gelişıminin" sağlıklı ol- ması amacını aşan sonuçlara yönelerek bu doğrultuda bir uygulama sistemi oluşturduğu belirtildi. Muzır Yasası'nmger- çekte "tek sesli, izin \erilen dü- şünce ile bağımlı bir toplum yapısına duyulan özlemin ürü- nü" olduğu savunulan gerekçe- de. şu görüşlere yer verildi: "Küçüklerin sağlıklı ruhsal gelişimini sağlamak amacı>la önlemler alınması doğaldır ve çağdaş ülkelerde uvguiama ala- nı bulmaktadır. Küçüklerin olumsuz etkenlere karşı korun- ması amacı. bilimsel cahşmala- nn konusudur ve salt objektif bilimsel yöntemlerleamaca ula- şılabilir. Küçüklerin olumsuz etkcnlerden korunması. bu ko- nuda uzmanlarca venlmiş bi- limsel kararlara göre vc uzman- larca uygulanan önlemlcrle sağlanır. Fakaı. her durumda. TASLAK NELER GETIRIYOR ? Taslak ilk olarak, yargı bağımsızlığına aykın, "yargı görevlilerinin takdirolanığını sınırlayan" bir uygulama olarak nitelenen. kurulun resmi bilirkişilik görevini ortadankaldınyor. Bu konuda, "TCK'nın 426.427 ve 428. maddelerine ilişkm soruşturma vedavaîarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun bilirkişiliğe ilişkin genel hükümleri uygulanır" düzenlemesi getiriliyor. Yasanın. muzır ya da müstehcen olup olmadıkîan yönünden inceleme ya da soruşturmaya alınan eserlerle ilgili haberleri yayınlamay ı suç sayan düzenlemesi de yürürlükten kaldınlıyor. Taslak. muzır yada müstehcen yayınlara rekor ölçüde para cezası öngören, TCK'nın 426. maddesinin son fıkrasını da yürürlükten kaldınyor. Vürürlükten kaldınlan son fıkra şöyie. "(Halkın arvehaya duygulannı inciten veya cinsi arzulan tahrik veistismareder nitelikte genel ahlaka aykın) fiillerin 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde belirtilenmevkuteler vasıtasıyla işlenmesi halinde sahiplerine. me\ kute biraydan •az süreli ise birönceki ay ortalama tirajının (basılan miktar) katma değervergisi dahil toplam satış bedelinin 5 ile 15 katı tutannda ağır para cezası hükmolunur. Ancak bu cezalaren yüksek tirajlı günlük mevkutenin birönceki ay ortalama günlük tirajının katma değer vergisi dahil satış tutannın yansından az olamaz. Bumevkutelerin sorumlu müdürlerine. sahiplerine verilen cezanın yansı uygulanır." Taslak. bu maddede yer alan ve muzır ya da müstehcen yayın yapanlara öngörülen 2-10 milyon lira arasında değişen ağır para cezalannı ise koruyor. Taslak avnca, TCK'nm 427. maddesinı de şu şekilde yenıden düzenliyor: "Neşir \ eya tev zi edilmek üzere, halkın arveya haya duygulannı inciten veya cinsi arzulan tahrik ve istismareden nitelikte genel ahlaka aykın kıtap, makale, varaka ve ilan yazanlar ile bu kabıl makale, yaa, resımleri ihtıva eden gazete ve mecmua gıbı basılmışeserlerin sorumlu müdürlen de426. maddede öngörülen cezalarla cezalandınlır. 426. madde ile bu maddede yazılı evrak ve eşya müsadere olunur." Taslak. "bir aydan az süreli mevkutelerdeveeklerinde 18 yaşından küçüklerin manev iyatı üzerinde muzır tesiryapacak nıtelikteya>ın yapılamaz. Aksinedavranan mevkute sahiplen ve sorumlu müdürlen hakkında TCK'nın 426. maddesinin ikind fıkrasındaki 2. maddeyi de jürürlükten kaldırıvor. küçüklerin ruhsal yöndcn sağ- lıklı gelişiminin sağlanması amacıj la da olsa. düşünce açık- lamak hakkının sınırlandınl- ması düşünülmez, demokratik kurallardan sapılmaz. tek yön- lü haber dolaşımının gcrçekleş- tinlmesıne kalkışılmaz Muzır Yasası ise her düşünce açıkla- masının muzır sayılabıleceği bir anlayısı egemen kılarken dü- şuncenın. yayınm muzır olup olmadığını saptamak yetkısını de siyasal iktidara bağımlı bir kurulun tekeline bırakmıştır. Bu durumda yasanın. küçükle- rin ruhsal yapılannı korumak- tan çok, siyasal güce düşünce açıklamalannı denetlemek amacı güttüğünü kabul etmek gerekir. Kültür Bakanlığı'nın istemı üzerine, üzerinde çalışılan tasla- ğa ilişkin görüşlerini \.azılı ola- rak bildiren Ankara Üniversi- tesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleriProf.Dr Eralp Özgen ile Prof.Dr. Ncvzat Toroslu da "kdklü bir değişikiık yerine. yalnız mevcui >asanın bazı hü- künılerini değiştirmek sureti\le sadecc bir "iyilejtınnc' voluna gıdılmesi halinde'. öncelikle ku- rulun ü\c oluşumunun değişti- rilmesinı önerdıler. İHD ve kitle örgütlerinin ortak iddiası: AgitSalıııaıı işkencedeöldü ADANA (Cumhuriyet Gü- ney İUeri Bûrosu) - İnsan Hak- lan Derneğı (İHD) "Gözaltın- da kalp krizı geçirdi" denilerek cesedi ailesıne verilen Agit Sal- man'ın "işkence sırasında öl- düğü" iddiasının, vücudunda- ki darp izlerini gösteren fotoğ- raflardan, belli olduğunu ve iddia olmaktan çıktığını bildir- di. İHD ve Uluslararası İşçi Dayanışma Komitesi üyeleri. 30 Nisan I992'de Adana'da bir eve düzenlenen operasyon- da Dev-Sol'cu olduğu savla- nan 3 kişinın de istenseydi "sağ" ya da "yaralı" ele geçiri- lebıleceğini savunarak "Polis. vargısızinfazsuçuna bu kez bir cumhuriyeı savcısını da ortak cttı" ıddiasında bulundular. Çağdaş Hukukçular Derne- ğı Gırişim Komitesi. Malatva Şark-Özgür Der. Tüm Özgür- Der. sosyalist basın temsilcileri ve Uluslararası İşçi Dajanış- ma Komitesi (LIDK) üyclc- riyle birlikte İHD'dedün ortak basın toplantısı düzenleyen Şube Başkanı Cumali Tunç, el- deki verilere göre Güneydoğu- lu şoför Agit Salman'ın "iş- kencede", Dev-Sol'cu olduğu iddia ediien Güven Keskin, Yosma Santur ve Sıddık Özçe- lik'in ise "yargısız ınfazda" öldürüldüğünün açığa çıktığı- nı öne sürdü. İHD Başkanı Tunç. şu değerlendirmelerde bulundu: "27 Nisan 1992 tarihinde sağlıklı olarak. hiçbir suç yön- lendırilmeden gözaltına alınan Agi[Salnwn2S Nisan !992gü- nü aılesine ölü olarak teslim edilmiştir. Gözaltında hukuk kurallanna uygun olarak sor- gusu \apılmı^ olsavdı bugün sağ olacaktı. Agit Salman'ın cenazesi teslim cdilınce vücu- dunda darp vc işkence izleri tespıt edilmişlir. fotoğraflan işkence gerçeğini \urgulamak- tadır. Yine 30 Nisan 1992 günü Adana Kurtuluş Mahallesi'- nde bir yargısız infaz daha ya- şandı. bu üç kişi ne yapılır edilir canh ya da yaralı olarak yakalanabilirdı." • Operasyonda öldürülen Gü- ven Keskin'in yakım Yılmaz Kalkandelen, güvenlik güçleri- nin direkt infaz yolunu seçtiği- ni savladı ve "İsteseler canlı ele geçirirlerdi. Ne oldu tam bile- miyoruz. ama ıçcnde tek tek yakalayıp sonra bir çatışma se- naryosu da çıkartmış olabilir- ler"di\e konuştu. Malatya Şark Özgür-Der Başkanı Aysel Sözeri ile Tüm Özgür Der Başkanı Zerrin San da yaptıklan açıklamada "Üç evladımı/ı daha >ıtırdik. Çelik ycleklerını. kasklannı gıyen. savaşnaralanyla 1 silaha sahip üç ınsanı yok etmeyi görev edı- nenler bu kez hukuk devletinin infazlanna bir "demokratik katkıda' bulundu " dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle