Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1C3 MAY1S1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Uygur'un
sergisi
•• Kültür Senisi • Geçen
g mlinlerde kaybetliğimiz
rerssam Burhan Uygur'un
İzmir'de Leonardo Sanat
Gialerisi'ndeki son sergisi
kjaldmldı. Uygur'un son
d<jnem çalışmalannın
dsağılmaması için ailesinin
isteği üzerine kaldınlan
se:rgi,ressamın ölûmünden
bi r hafta önce açılmıştı.
Bilar
seminerleri
• Kültür Servisi- Bilar'da
d üzenlenen seminerler yann
saat 2O.00'de Adnan
Ekşigü'in'Radikal
Avydınlanmacılık: Rousseau
konulu söyleşisi ile
sürüyor. Aynı satte Oruç
Aruoba, Pythagoras'ın
felsefesi üzerine konuşacak.
Perşembegünü saat 20.00'de
Orhan Koçak ve İşkender
Sa vaşır "Freud veÖlüm'
konusunda tartışacaklar.
Cumagünüsaat 18.30'da
Ekrem Işın 'İstanbul'da
Gündelik Yaşamın
Modernleşmesi' üzerine
konuşacak.Cumartesi günii
Çağlar Keyder'in 'Dünya
Sisteminde Olası Gelişmeler'
başlıklı semineri yer alacak.
Yazın Çevipisi
Semineri
• Kültür Servisi- Boğazıçı
Üniversitesi
M ütercim-Tercümanlık
Bölümü'nün düzenlediği 2.
Yazın Çevirisi Semineri
sürüyor. Boğaziçi
Üniversitesi Büyük Toplantı
Salonu'nda dün başlayan ve
bugün sona erecek olan
seminer kapsamında çeşitli
açıkoturumlarda
çeviri-dilbilim ilişkisi. çeviri
eleştirisi ve çeviri uygulaması
konulannda bildiriler
sunuluyor.
GÖPCÜ Kültür
Haftası
• İsranbul (AA) - Gürcü
Kültür Haftası bugün Pera
Palas Oteli'nde başbyor.
Beşgün sürecek olan haftaya
katılacak olan toplam 21
sanatçı, Gürcü folklorü ve
sanatından örnekler
sunacak.Aynca, Gürcü el
sanatlan ve özgün resim
sergileri de hafta boyunca
gezilebilecek.
Oda müziği
Konseri
• Külnır Servisi-
Mülkiyeliler Birliği İstanbul
Şubesi'nin oluşturduğu,
Mülkiye Oda Müziği
Topluluğu, ikinci konserini
yann verecek. Şef Saim
AkçıPın yönetiminde
çalışmalannı sürdüren
topluluğun Cemal Reşit Rey
Konsersalonunda
19.30'daki dinletisinden önce
bir de resim sergisi yer alıyor.
'Bodur Başkan'a
soruşturma
• Kültür Servisi - Bülent
Habora'run, 'Bodur
Başkan'ın Öteki Dünya
Anılan' adlı kitabı hakkında
İstanbul Cumhuriyet
Savcılığı'nca soruşturma
açıldı. Bodur Başkan
dizisinin ilk kitabı olan
Bodur Başkan'ın anılan
adılı eser için de toplatma
karan alınmış, daha sonra ise
serbest bırakılmıştı.
Kızkulesi
Sempozyumu
• İSTANBLL(ANKA).
Üsküdar Belediye Başkaru
Niyazi Yurtseven,
Kızkulesinin turizme
kazandınlması konusunda
birsempozyum
düzenleyeceklerini
bildirdi.Yurtseven aynca
geçen cumartesi günü bir
grup genç şairin 'Kızkulesi
Şiir Cumhuriyeti ilan edilsin'
şeklindeki önerilerine
bütünüyle karşı olmadığmı
açıkladı.Şairlerin, kendisiyle
diyaloğa geçmesini isteyen
Yurtseven, Kulenin
kullanıma açılacak kısmında
bir bölümün şiir kitaplığı
olarak düzenİeneceğini
söyledi.
Buzlar Çözülse
deÇözülmesede'
• KültürServisi- Beyoğlu
Sağır ve Dilsizler Derneği'nin
çabası ve tiyatro sanatçısı
Nergis Çorakçı'nm iki yıllık
eğitiminden sonra sağır ve
dilsE sanatçı!ar,SakatIar
Hafcası nedeniyle bugün bir
göseri sunacak.' Buzlar
Çöailse de .Çözülmese
de "ıdlı oyunu Nergis
Ço>nkçı,Cevat Fehmi
Başiut'un oyunundan
esmenerek yorumladı ve
sahıeledi.Topluluğun ilk
göserisi bugün saat 15.0O'te
Fa.ıhReşatNuri
Salnesi'nde izlenebilir.
Gun'ın beş ateşli müzisyeni: Baby Stafford, Dante GLzzi, Giuliano Gizzi, Mark Rankin \e Scott Shields.
'Gun' topluluğunun yeni albümü 'Gallus' çıkar çıkmaz listelerde tırmanışa geçti
Rock dünyasında Iskoç tabancası
BURAK ELDEM
Her ne kadar "Britanya Adalan"nda
rock müzik Ingiltere'den sorulur" gibi
bir genel yargı olsa da İskoçya ve özel-
likle de İrlanda, sayıca hiç de az olma-
yan istisnalar çıkanr durur yıllardan
beri. Şu günlerde "tabanca gibi grup"
nitelemesini hak edecek performansıyla
tskoçya'dan tüm Avrupa'ya doğru sıkı
bir rock riizgân estirmeye başlayan Gun
da söz konusu istisnalann yeni ve
çarpıcı örneklerinden biri.
Yeni demek pek doğru değil belki.
Kuruluşu 1988 yazına rastlayan ve o za-
manlar Iskoçya'da "A la Metallica" ola-
rak adlandınlan beşli, ilk albümü "Ta-
kin On The World"ü iki yıl kadar önce
yayımlamış. kimi ülkelerde dikkati çek-
meyi başardıysa da beklediği oranda ses
getırememıştı.
Gerçekten de Metallica'yı ve AC,
DC'yi belli belirsiz çağnştıran o çizgisi-
ni. izleyen yıllarda dcğiştirip yenıleycn
Gun. şimdi eskı alçakgönüllü hedefleri-
ni bir yana bırakmış, doludizgin "ada-
lar'ın rock önderliğine hazırlanıyor.
Geçenlerde yayımlanan ikinci albü-
mü "Gallus'un İngiliz müzik basınında
yarattığı yankılar ise topluluğun dok-
sanlı yıllarda yeni açılımlan zorlayan
Britanya rock'ında hayli önemsendiği-
nin göstergeleri.
Albüme ad olarak seçtikleri "Gal-
lus". eski İskoç dilindcn alınma: "En iyi.
en büyük'" anlamına geliyor. Gun'ın beş
ateşli İskoçyalısının bu adı bulmalann-
daki amaç kendilerini "Gallus" olarak
tanımlamaktan çok. nostaljık bir ithafa
dayanmakta. Ağustos 1946'da ölen eski
Dünya Sinek Sıklet Boks Şampiyonu
Benney Lynch'in bir fotoğrafının yer al-
dığı albüm kapağı, bu ithafı açıkhyor.
Lynch, bu unvanı elde eden ilk Iskoç
sporcu olarak belleklere yerleştiğinden,
Gun elemanlan da hoş bir espri olarak
onu anmış ve "Gallus" sözcüğüylc öz-
deşleştirmişler. Bir anlamda kendileri-
nin dc İskoçya'nın rock'taki gururu ola-
cağını öngörmüş oluyorlar bu şekilde.
Ama bu yalnızca onlann hüsnü ku-
runtusu değil.
Prestijli rock dergilerinin hemen hcp-
si şu sıralar özcl sayfalar ayırdıklan top-
luluk için "İskoç tabancası rock dün-
yasında patlamak üzere" yorumunu
yapıyorlar.
Hard rock çevrelerinin bir numaralı
dergisi "Metal Hammer"ın yorumu.
Gun'ın Britanya rock'ının "büyük be-
yaz umut"u olduğu yolunda. "Metal
Forces" dergisi ise neredcyse Gun'ı
"Rolling Stones'tan bu yana en dina-
mik rock topluluğu" ilan etmek üzerc.
İkinci albümle birlikte ufukta görü-
nen bu büyük parlayışın hazırlayıcıları
arasında. Roliıng Stones'un payı da azım-
sanmayacak denli lazla asbnda. Blues
rock'ın şeytanlan, İskoçyalı beşliyi bü-
yük turnesinde alt grup olarak yanında
götürdüğünden beri Gun'ın prestiji
müthiş artmış durumda.
Skoç viskisi gibi tatlı sert rock soun-
duyla hazırlanan albümün ilk kırkbeşli-
ği "Steal Your Fire" listelerde tırmanışa
geçti bile. Sırada "paraya sövgü" niteli-
ğindeki "Money To Burn" \ar. Klasik
rock'ın alışılmış sağlam altyapısı. za-
man zaman haykıran, zaman zaman
ağlayan gitarlar ve o sounda tam oturan
kendinden emin vokalleriyle bu yıl İs-
koç tabancası yaylım ateş açacağa ben-
ziyor.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın Almanya konserleri övgü topladı
Türk müziğiııiıı 'büyükyaşh adamı'
EVİN İLYASOĞLU
Cumhuriyet dönemi besteci-
lerimizin arasında bugüne dek
dış basında adından en çok söz
ettiren, Ahmed Adnan Saygun
(1907-1991) olmuştur. Belki
Bartok gibi yirminci yüzyılın
öncülerinden biriyle işbirliği
yapmasmdan; belki Yunus Em-
re Oratoryosu ile öz ve biçimde
bir çözümlemeye varmasından.
belki orkestra paletini kendinc
özgü gizemselliği ile bezemesin-
den; belki de etnomüzikolojık
bırikiminden, sınırlanmız dı-
şında seslendirilen hemen her
yapıtı basında yankı bulmuş-
tur.
Oratorya için dış basında ilk
yankılar. yapıtın bestelendiğı
ilk yıla. 1947'ye kadar uzanır:
"Eser milli özellikleri ve kü-
reselliği ile takdiri hak etmişti
ve Paris kamuoyu bunu kuv-
vetle hissetti..." (Marc Pincerle,
Nouvelles Litteraries, 10.4.
1947).
"Yunus Emre'nin cephesi
Batı'ya bakıyorsa da bu büyük
eser Türk toprağı üstünde inşa
edilmiş. Köklerinde halka ait
şeyler olduğu söylenebilir. Bu
temel saflıkla kültürel realizas-
yon çok lezzetli." (Maurive Im-
bert. Images Musicales. 18.4.
1947).
"Savın Saygun. kendini em-
poze etmekte ve modern müzi-
ğin temsilcileri arasında yerini
almakta gecikmeyecektir" (De-
peches Parisiene. 12.4.1947).
"Bu eseri kavrayan olağan-
nüstü lirizm onu büyük bir us-
tanın eseri yapıyor" (G.Michel.
Paroles Françaises 11.4.1947).
man turnesinde dokuz konser
verildi. Konserlerin solisti de
şefı gibi Saygun'un çok sevdiği
bir öğrencisi. GülsinOnay'dı.
Konserlerin başlıca özclliği
her birinin Saygun'un kısa. 15
dakika dolayındaki bir yapıtı
ile. Orkestra Çeşitlemeleri ile
tonal uyum bulduk. Doruğa
tırmanan ritmik bağlan çok
etkileyici idi." (Siegcn. 16.3.
1992)
"Saygun'un Orkestra Çeşit-
lemeleri uzun soluklu melodik
gerilimli bağlar, coşkun. folklo-
rik lını renİclcriyle bezenmiş ri-
Ahmed Adnan Saygun.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Oricestrası'-
nın Gürer Aykal yönetimindeki Alman-
ya turnesinde 9 konser verildi. Konserle-
rin solisti, Saygun'un çok sevdiği bir öğ-
rencisi, piyanist Gülsin Onay'dı. Alman
basınında, Saygun'un "Orkestra Çeşitle-
meleri" ile ilgili övgü dolu eleştiriler yer
aldı.
Bütün bunlar oratoryonun
Paris'te ilk seslendirilişi ardın-
dan çıkan övgülerin sadece bir-
kaçı. Yapıtın I953'te ünlü şef
Stokowsky tarafından Birleş-
miş Milletler'de çaldınlması:
aynca 11 Şubat 1980'de Lake
Placid'de (ABD) Kış Olimpi-
yatlan'nın açılış töreninde çalı-
nan bir bölümünün televizyon
ile tüm dünyaya yayılması. tari-
hi değerdeki olaylardır.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası'nın önceki ay Gürer
Aykal yönetiminde yaptığı Al-
w
başlamış olması. Dokuz ayn
kentte seslendirilen yapıt her
yerde ayn bir ilgi görmüş.
Orkestra Çeşitlemeleri beste-
cinin 72 opus numaralı. 1985'te
yazdığı bir olgunluk dönemi
yapıtı. Alman basınında Say-
gun'un bu yapıtı için yazılar-
dan bazılannı aktaralım:
"Paris cğiümlı bestccinin ül-
kesinin folkloruyla kurduğu
bağ: büyük orkestranın izle-
nimçi renkleri. romantik müzi-
kal jestler. alışılmadık modal
dizeler. aralıklar ve ilginç bir
timlerle gelişiyor. Adeta birbir-
teri için yaralılmış besteci veyo-
rumcular tek vücui olarak. va-
şavan bir sanat eserinin yoru-
munu sundular. İfade yüklü
nüanslar. aksak riıimler ve geri-
lim yüklü ağzı tempoyu sunuş
yoğun bir konsantrasyon ileça-
hndı." (Siegen. 16.3.1992)
"Adnan Saygun'un op. 72
Orkestra Çeşitlemeleri. folklo-
rik müzik ve Batı tarzı müziğin
sentezinden oluşan etkileyici
bir ses peyzajı... Bu müzik bü-
vük orkestranın ses kalitelerini
sunmasına gcniş olanaklar sağ-
lıyor.
Konserde. kontrbaslar ve
çellolann, görkemli fortelerin-
de keman ve viyolalann kusur-
suz tınılan pınl pınl duyuldu."
(Emden)
"Bu kendine özgü eserde yo-
ğun ifade gücü. post-romantik
unisonlardan fırtınalı gümbür-
tülü çözülmelere dek geniş bir
alanı kapsayan stil zengınliği ve
vurmalı çalgılann çok vönlü
renklerde kullanımı çağımızın
tüm anlatım gücünü zengin bir
palette sundu. Açılış müziği
olarak sunulan bu çeşitlcmeler
pek çok vatandaşımızı şaşırttı."
(Stuttgart. 17.3.92)
"Türk müziğinin geçen yıl
ölen "büyük yaşlı adamı' Say-
gun. Orkestra Çeşiılemelerf-
nde gördüğümüz kadanyla ül-
kesınin halk müzığınden çok
Batı düşünce tarzına oryente
olmuş. Tonal doğrultuda. ba-
zen fırtınalı. bazen lirik. ritmik
volkanlar ve izlenimci biraltya-
pıdan oluşan çok renkli episod-
lar."'(Erlangen. 18.3.92)
İşte. ülkelcr yalnız politjkaa-
lanyla değil. sanat adamlanyla
da kendilerini tanıtıp tarihc gc-
çiyor. Yalnız onbeş dakika sü-
ren bir müzik yapıtı için Al-
manya'da Savgun'un değcrlcn-
dırildiği yazilardan sadece bir-
kaç satır aktardık.
Devlet Tiyatrosu'nda yeniden
yapılanma tartışıldı:
"Güııümüzdeki yasalar
bu kurumu götürmüyor'
ANKARA (AA) - Devlet
Tiyatrolan Opera ve Balesi
Çalışanlan Yardımlaşma
Vakfının (TOBAV) düzenle-
diği açıkoturumda devlet ti-
yatrolarının yeniden yapılan-
ması tartışıldı.
Açıkoturumu yöneten TO-
BAV Başkanı ve DT Genel
Müdür Yardımcısı Taroer Le-
veırt, Mcrsin'de yapılan ulus-
sasında özcrklik ve ycrindcn
yönetim ilkelcrinin üzerindc
öncmle duran Mehmct Ege'nin
yerinden yönetim görüşüne,
"Çok dikkatli olmalıyız" diyen
Orbey. "Merkezi otoritenin
boşluğu mutlaka doldurulmalı,
tiyatronun merkezi yanı orlaya
çıkanlmalıdır. Demokrasiyle
yönetilecek gibi değil. yönelim-
dc çok kişinin söi hakkı var"
lararası seminerden sonra çe-dedi. MerkezciliğinDT'dcdoğ-
Mehmet Ege: Yeniyasada özerklik veyerinden yö-
netim ilkeleri çok önemti.
Ergin Orbey: Merkezi otoritenin boşluğu mutlaka
doldurulmalı.
Atila Sav: Bölgelere özerklik verilirken aşırtlıktan
kaçıntlsın.
Cüneyt Gökçer: Bugünkü yasa bu kurumu götür-
müyor. Ölçüyü iyi bulmahyız.
şitli bölgelerde kurulan ko-
misyonlann yaptıklan I aylık
çalışma sonucu seçtikleri söz-
cülerle çalışmalann son halini
aldığmı bildirdi. Bu son çalış-
malar ile ilgili neden ve niçinle-
rin tartışıunası için yapılan
açıkoturuma konuşmacı ola-
rak Prof. Cüneyt Gökçer, Ö.
Atila Sav, Ergin Orbey ve
Mehmet Ege kalıldılar.
Devlet Tıyatrolan için ku-
ruluş ve örgütlenme yasasının
olmadığmı bclirten Ergin Or-
bey, Küllür Bakanhğı'nın bir
bütün olduğunu. yapılanma-
nın da bu doğrultuda gcrçek-
leştirilmesi gerektiğini söyledi.
Devlet Tiyatrolan yeni >a-
ru olmadığmı savunan Atila
Sav da şöylc konuştu:
"Bölgelere özerklik verilir-
ken aşınlıktan kaçınılsın. özcrk
ve bağımsız tiyatro kuruldu-
ğunda ödeneği siyasi kuvyet ve-
recekür. Ve tiyatro siyasi baskı
altına gireceklir. Merkezde iş-
bırliğini. siyasal yönctimlc böl-
gelerin sanat etkinliğini yürülc-
cck özerk bir aracı kurum ku-
rulmalı.'Prof. Cüneyt Gökçer
dc "Bugünkü yasa bu kurumu
göıürmüyor. Demokrasi cn az
sakıncası olan rejim. Demokra-
si heralanda uygulanmalı. ama
sanat işlerinde biraz daha dik-
katli olmak gerekiyor. Ölçüyü
ivı bulmalıyız"dedi.
Beyoğlu'nda Çocuk ve
Çevre sergisi
Çevre kitabı deyînce
ilk akla gelen
FATtH ERDOĞAN
Çevre konulu kitap deyincc
ilk akla gelen belki bu kavra-
mın çağrıştırdığı. içinde yaşa-
makta olduğumuz dünyanın
hâlâyaşanılırkılınabilmcsiiçin
oluşturulmuş olan duyarlılığı
dilc gctiren kitaplar Genel
çizgilcnyfc." dbğanın korun-'
ması. endüstriyel gelişmenin
lahrip cdici özelliklerinin diz-
ginlcnmesı. çevrenin kirletil-
memesi yönündc mesajlar
taşıyan kitaplar.
Alman Kültür Merkczi'nin
Beyoğlu Sanat Galerisi'ndc
düzenlediği "Çocuk \e Çev-
re" sergisindeyeralmak üzerc
seçilmiş olan kitaplan birara-
da gormck çocuk yazar çizcr-
lerinin gelenekscl 'eğiticı' ta\ n
artık kırmaya başladığını.
özelliklc gcnç yazariann böy-
lesine didaktizme uygun bir
tcmayı işlcfien bilc bu kolay
tuzağa düşmemek için sanldık-
lan fanteziye ustaca hükmet-
meye başladıklannı gösteriyor.
Kırk iki Türk yazarının
doksanın üzerindc kitabıyla
birliktc sergilcnen aynı konu-
lu Almanca yayınlara
bakıldığında. asit yağmurlu
ağaçlann acısını bizdcn çok
daha önce hissetmeye başladık-
lannı anlamak mümkün.
Bu bakımdan bizdcki kiıap-
lann çcv re konusuna doğrudan
cğilmcyenlcri. eğilmcyc calışan-
lardan daha fazla işlcvli gözü- •
küyor. Zatcn çevre konusuna
doğrudan cğilen bırkaç kitap
da yabancı yaziirlarca yazılmış
ve Türkçcleştirilcrek basılnıış. ^
• Bunun dışında kalan.-yajjracy* *\
re konusuna doğrudan dcgıh-
mcyen kitaplar ise içerdiklcri
öykülcrin. masallann yer aldığı
mekânlanna bağlı olarak dü-
şündürüyor çevreyi.
Örncğin Talip Apaydın'ın
Dağdaki Kaymık'ını veya Se-
vim Ak'ın Uçurtmam Buluı
Şımdi'sini okurkcn insan islcr
isteme? o dağlann bayırlann. o
sakin sokak aralarının. bahçcli
evlcrin ncrelcrdc olduğunu so-
ruyor kendinc. Bu da çevre du-
yarhlığının oluşmasına yardım
edecek bir duygusal altyapıyı
oluşturuyor. Eksik olan bilim-
scl olan >anı.
Bu nedcnle scrgidc Türk \a-
Ziirlanna ait çcvre konusunu
doğrudan cle alan kilap sa\ısı
az. Buna karşılık valnı/ca çevre
duyarlılığını dcğiî. hayatın tü-
münc >önclik birduyarlılığı gc-
liştirccck nitclikte inccliklcre
sahipyazarlanmızınçok savıda
kitabı scrsilenhor.
IBM PS/2
• . !
20. Istaıılnıl Festivali'ııiıı ^ıt
izleııeeek etkiııliği...
Neşat Günal'ın 'Sorun-Sorun'resimsergisi Garanti Sanat Galerisi'nde
Bilcümle zengiııliğiyleAnadolu insanı
FATMA ORAN
mM
AKM Gişeleri'ndeki IBM PS/2 ekranından,
festivaldeki tüm etkinlikler hakkında bilgi alabilirsiniz.
Sadece ekrana dokunmanız yeterli... İstediğiniz bilgi, müzik eşliğinde
-fotoğrafları, program içeriği ve fiyat seçenekleriyle— karşınıza gelecek.
İ y i s e y i r l e r .
IBM PS/2 Festival Ekranı: IBM PS/2, dokunmatik ekran ve IBM AVC adb multimedia
programımlan oluşmaktadır.
Özgün fıgür anlayışıyla, ül-
kemizde Toplumsal Gerçekçi-
lik akımımn en önemli temsil-
cilerinden Neşe Günal'ın yağ-
lıboya. kanşık teknik yağlıboya
ve desen çalışmalannın yer
aldığı 52 resimden oluşan "So-
run-Sorum" adlı sergisi, Beyoğ-
lu Garanti Sanat Galerisi'nde
açıldı. Sergj, 26 mayısa dek sü-
recek...
1964te. Yaşar Kemal'in "Be-
bek" adlı öyküsünden esinlene-
rek yaptığı, adı "Sorun" olan
bir resimden hareketle oluştur-
muş bu sergisini Günal. z^enc»
fıl bozkınn orta yerinde bir
adamboyu yüksekliğinde bir
çardak, çardağın üstünde kim-
bilir kaç kurşun yemiş bir asker
kaputu, onun altında çardağa
gerilmiş çulun sarmaladığı 'çok
yaşamış' bir bebek ve oturan
bir baba...Kişisel üslubu özel-
likle konu, rehk ve öz/bicim iliş-
kisinin bütünlüğü çerçevesinde
oluşan Neşet Günal, Anadolu
insanının 'çevresi' içinde işlediği
resimlerinde yalnızca tek tek
değil, ikili, üçlü ya da bir fıgür
anlayışıyla toplumsal gerçekleri
yansıtacak biçimde ele alıyor.
'İnsan' hep ön planda Günal'ın
resimlerinde.
Kıraç topraklar, taş yığınlan,
kuru ağaçlarla çevrili bile olsa
katiyen karamsar değil Neşet
Günal'ın insanlan. Sabırlı, sus-
kun, karanhğın kapısını yum-
ruklanyla çalan, keskin yüzleri
güneşle. emekle bilenmiş; onur-
lu. yürekli, dirençli insanlar.
Günal'ın insanlan, sabırlı, stıslcun, onurtu, yürekli, dirençli insanlar. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
Bilcümle zenginlikleriyle 'gizli-
ce' kederti Anadolu insanlan...
Anlatıma bir resim Neşet
Günal'ın resmi; slogancı değil,
sakın yanhş anlaşılmasın. Do-
kusal görüntü de Günal'ın re-
sim diline uygun bir görüntü:
Bu biraz da öğrenimini gör-
düğü 'freks'ten kaynaklanıyor.
Tıpkı fresk calışmalannda ol-
duğu gibi beyazı da atmış pale-
tinden Neşet Günal; tuvalin be-
yazından yararlanıyor sadece.
Beyazın verdiği "peinture" tadı
onu ilgilendirmiyor. Siyahı da
kullanmıyor. Anlatımcı tavn
en çok yüz ifadeleriyle el ve
ayaklardaki biçim bozmalarla
kendini gösteren Neşet Günal'-
ın resimlerinde grilerle toprak
renklerine yer var ancak...
Günal'ın figürleri genelin
içinde daha çok 'konuşan' fi-
gürler; hep bir sorgulama olayı
içindeler. Ama bu sergisindeki
sorgulama öncekilere kıyasla
daha belirgin. Burada "Sorun-
Sorum" ikilcmi. hem ressamın
'sorum'landığı içerik açısından
söz konusu hem de bu içeriği
oluşturan temel fıgürler açısı-
ndan...
Resimlerinde özellikle üze-
rinde durduğu fıgürler var. Ne-
şet Günal'ın: Örncğin bir figürii
üç ayn kompozisyonda kul-
lanmış; her kompozisyon ken-;
disine bir başa çağnşım yaptığı
için. Günarın "Sorun-Sorum"
ikilemı içensinde değerlendırdi-,
ği resimierindekj temel öğeler-
den biri 'bebek', diğeri ise 'çar-
dak'. Bu iki öğeyi çevreleyen ve
'doğrudan' ilişkisi olan fıgürler-
le de yüzleşiyoruz elbet...
Evet, "Sorun-Sorum" resim-
lerinde ölçüye sığmaz boylan
boslan, bağnna basıp durur
yine en büyük çileyi, Neşet Gü-
nal'ın alınlan açık, elleri öpülesi
insanlan...
Sorun-SontmlNeşet Günal
n'sim sergisi/5-26 mayısjGaran-
n Sanat Galerisi,>252 16 98