15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1C3 MAY1S1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Uygur'un sergisi •• Kültür Senisi • Geçen g mlinlerde kaybetliğimiz rerssam Burhan Uygur'un İzmir'de Leonardo Sanat Gialerisi'ndeki son sergisi kjaldmldı. Uygur'un son d<jnem çalışmalannın dsağılmaması için ailesinin isteği üzerine kaldınlan se:rgi,ressamın ölûmünden bi r hafta önce açılmıştı. Bilar seminerleri • Kültür Servisi- Bilar'da d üzenlenen seminerler yann saat 2O.00'de Adnan Ekşigü'in'Radikal Avydınlanmacılık: Rousseau konulu söyleşisi ile sürüyor. Aynı satte Oruç Aruoba, Pythagoras'ın felsefesi üzerine konuşacak. Perşembegünü saat 20.00'de Orhan Koçak ve İşkender Sa vaşır "Freud veÖlüm' konusunda tartışacaklar. Cumagünüsaat 18.30'da Ekrem Işın 'İstanbul'da Gündelik Yaşamın Modernleşmesi' üzerine konuşacak.Cumartesi günii Çağlar Keyder'in 'Dünya Sisteminde Olası Gelişmeler' başlıklı semineri yer alacak. Yazın Çevipisi Semineri • Kültür Servisi- Boğazıçı Üniversitesi M ütercim-Tercümanlık Bölümü'nün düzenlediği 2. Yazın Çevirisi Semineri sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi Büyük Toplantı Salonu'nda dün başlayan ve bugün sona erecek olan seminer kapsamında çeşitli açıkoturumlarda çeviri-dilbilim ilişkisi. çeviri eleştirisi ve çeviri uygulaması konulannda bildiriler sunuluyor. GÖPCÜ Kültür Haftası • İsranbul (AA) - Gürcü Kültür Haftası bugün Pera Palas Oteli'nde başbyor. Beşgün sürecek olan haftaya katılacak olan toplam 21 sanatçı, Gürcü folklorü ve sanatından örnekler sunacak.Aynca, Gürcü el sanatlan ve özgün resim sergileri de hafta boyunca gezilebilecek. Oda müziği Konseri • Külnır Servisi- Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi'nin oluşturduğu, Mülkiye Oda Müziği Topluluğu, ikinci konserini yann verecek. Şef Saim AkçıPın yönetiminde çalışmalannı sürdüren topluluğun Cemal Reşit Rey Konsersalonunda 19.30'daki dinletisinden önce bir de resim sergisi yer alıyor. 'Bodur Başkan'a soruşturma • Kültür Servisi - Bülent Habora'run, 'Bodur Başkan'ın Öteki Dünya Anılan' adlı kitabı hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma açıldı. Bodur Başkan dizisinin ilk kitabı olan Bodur Başkan'ın anılan adılı eser için de toplatma karan alınmış, daha sonra ise serbest bırakılmıştı. Kızkulesi Sempozyumu • İSTANBLL(ANKA). Üsküdar Belediye Başkaru Niyazi Yurtseven, Kızkulesinin turizme kazandınlması konusunda birsempozyum düzenleyeceklerini bildirdi.Yurtseven aynca geçen cumartesi günü bir grup genç şairin 'Kızkulesi Şiir Cumhuriyeti ilan edilsin' şeklindeki önerilerine bütünüyle karşı olmadığmı açıkladı.Şairlerin, kendisiyle diyaloğa geçmesini isteyen Yurtseven, Kulenin kullanıma açılacak kısmında bir bölümün şiir kitaplığı olarak düzenİeneceğini söyledi. Buzlar Çözülse deÇözülmesede' • KültürServisi- Beyoğlu Sağır ve Dilsizler Derneği'nin çabası ve tiyatro sanatçısı Nergis Çorakçı'nm iki yıllık eğitiminden sonra sağır ve dilsE sanatçı!ar,SakatIar Hafcası nedeniyle bugün bir göseri sunacak.' Buzlar Çöailse de .Çözülmese de "ıdlı oyunu Nergis Ço>nkçı,Cevat Fehmi Başiut'un oyunundan esmenerek yorumladı ve sahıeledi.Topluluğun ilk göserisi bugün saat 15.0O'te Fa.ıhReşatNuri Salnesi'nde izlenebilir. Gun'ın beş ateşli müzisyeni: Baby Stafford, Dante GLzzi, Giuliano Gizzi, Mark Rankin \e Scott Shields. 'Gun' topluluğunun yeni albümü 'Gallus' çıkar çıkmaz listelerde tırmanışa geçti Rock dünyasında Iskoç tabancası BURAK ELDEM Her ne kadar "Britanya Adalan"nda rock müzik Ingiltere'den sorulur" gibi bir genel yargı olsa da İskoçya ve özel- likle de İrlanda, sayıca hiç de az olma- yan istisnalar çıkanr durur yıllardan beri. Şu günlerde "tabanca gibi grup" nitelemesini hak edecek performansıyla tskoçya'dan tüm Avrupa'ya doğru sıkı bir rock riizgân estirmeye başlayan Gun da söz konusu istisnalann yeni ve çarpıcı örneklerinden biri. Yeni demek pek doğru değil belki. Kuruluşu 1988 yazına rastlayan ve o za- manlar Iskoçya'da "A la Metallica" ola- rak adlandınlan beşli, ilk albümü "Ta- kin On The World"ü iki yıl kadar önce yayımlamış. kimi ülkelerde dikkati çek- meyi başardıysa da beklediği oranda ses getırememıştı. Gerçekten de Metallica'yı ve AC, DC'yi belli belirsiz çağnştıran o çizgisi- ni. izleyen yıllarda dcğiştirip yenıleycn Gun. şimdi eskı alçakgönüllü hedefleri- ni bir yana bırakmış, doludizgin "ada- lar'ın rock önderliğine hazırlanıyor. Geçenlerde yayımlanan ikinci albü- mü "Gallus'un İngiliz müzik basınında yarattığı yankılar ise topluluğun dok- sanlı yıllarda yeni açılımlan zorlayan Britanya rock'ında hayli önemsendiği- nin göstergeleri. Albüme ad olarak seçtikleri "Gal- lus". eski İskoç dilindcn alınma: "En iyi. en büyük'" anlamına geliyor. Gun'ın beş ateşli İskoçyalısının bu adı bulmalann- daki amaç kendilerini "Gallus" olarak tanımlamaktan çok. nostaljık bir ithafa dayanmakta. Ağustos 1946'da ölen eski Dünya Sinek Sıklet Boks Şampiyonu Benney Lynch'in bir fotoğrafının yer al- dığı albüm kapağı, bu ithafı açıkhyor. Lynch, bu unvanı elde eden ilk Iskoç sporcu olarak belleklere yerleştiğinden, Gun elemanlan da hoş bir espri olarak onu anmış ve "Gallus" sözcüğüylc öz- deşleştirmişler. Bir anlamda kendileri- nin dc İskoçya'nın rock'taki gururu ola- cağını öngörmüş oluyorlar bu şekilde. Ama bu yalnızca onlann hüsnü ku- runtusu değil. Prestijli rock dergilerinin hemen hcp- si şu sıralar özcl sayfalar ayırdıklan top- luluk için "İskoç tabancası rock dün- yasında patlamak üzere" yorumunu yapıyorlar. Hard rock çevrelerinin bir numaralı dergisi "Metal Hammer"ın yorumu. Gun'ın Britanya rock'ının "büyük be- yaz umut"u olduğu yolunda. "Metal Forces" dergisi ise neredcyse Gun'ı "Rolling Stones'tan bu yana en dina- mik rock topluluğu" ilan etmek üzerc. İkinci albümle birlikte ufukta görü- nen bu büyük parlayışın hazırlayıcıları arasında. Roliıng Stones'un payı da azım- sanmayacak denli lazla asbnda. Blues rock'ın şeytanlan, İskoçyalı beşliyi bü- yük turnesinde alt grup olarak yanında götürdüğünden beri Gun'ın prestiji müthiş artmış durumda. Skoç viskisi gibi tatlı sert rock soun- duyla hazırlanan albümün ilk kırkbeşli- ği "Steal Your Fire" listelerde tırmanışa geçti bile. Sırada "paraya sövgü" niteli- ğindeki "Money To Burn" \ar. Klasik rock'ın alışılmış sağlam altyapısı. za- man zaman haykıran, zaman zaman ağlayan gitarlar ve o sounda tam oturan kendinden emin vokalleriyle bu yıl İs- koç tabancası yaylım ateş açacağa ben- ziyor. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın Almanya konserleri övgü topladı Türk müziğiııiıı 'büyükyaşh adamı' EVİN İLYASOĞLU Cumhuriyet dönemi besteci- lerimizin arasında bugüne dek dış basında adından en çok söz ettiren, Ahmed Adnan Saygun (1907-1991) olmuştur. Belki Bartok gibi yirminci yüzyılın öncülerinden biriyle işbirliği yapmasmdan; belki Yunus Em- re Oratoryosu ile öz ve biçimde bir çözümlemeye varmasından. belki orkestra paletini kendinc özgü gizemselliği ile bezemesin- den; belki de etnomüzikolojık bırikiminden, sınırlanmız dı- şında seslendirilen hemen her yapıtı basında yankı bulmuş- tur. Oratorya için dış basında ilk yankılar. yapıtın bestelendiğı ilk yıla. 1947'ye kadar uzanır: "Eser milli özellikleri ve kü- reselliği ile takdiri hak etmişti ve Paris kamuoyu bunu kuv- vetle hissetti..." (Marc Pincerle, Nouvelles Litteraries, 10.4. 1947). "Yunus Emre'nin cephesi Batı'ya bakıyorsa da bu büyük eser Türk toprağı üstünde inşa edilmiş. Köklerinde halka ait şeyler olduğu söylenebilir. Bu temel saflıkla kültürel realizas- yon çok lezzetli." (Maurive Im- bert. Images Musicales. 18.4. 1947). "Savın Saygun. kendini em- poze etmekte ve modern müzi- ğin temsilcileri arasında yerini almakta gecikmeyecektir" (De- peches Parisiene. 12.4.1947). "Bu eseri kavrayan olağan- nüstü lirizm onu büyük bir us- tanın eseri yapıyor" (G.Michel. Paroles Françaises 11.4.1947). man turnesinde dokuz konser verildi. Konserlerin solisti de şefı gibi Saygun'un çok sevdiği bir öğrencisi. GülsinOnay'dı. Konserlerin başlıca özclliği her birinin Saygun'un kısa. 15 dakika dolayındaki bir yapıtı ile. Orkestra Çeşitlemeleri ile tonal uyum bulduk. Doruğa tırmanan ritmik bağlan çok etkileyici idi." (Siegcn. 16.3. 1992) "Saygun'un Orkestra Çeşit- lemeleri uzun soluklu melodik gerilimli bağlar, coşkun. folklo- rik lını renİclcriyle bezenmiş ri- Ahmed Adnan Saygun. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Oricestrası'- nın Gürer Aykal yönetimindeki Alman- ya turnesinde 9 konser verildi. Konserle- rin solisti, Saygun'un çok sevdiği bir öğ- rencisi, piyanist Gülsin Onay'dı. Alman basınında, Saygun'un "Orkestra Çeşitle- meleri" ile ilgili övgü dolu eleştiriler yer aldı. Bütün bunlar oratoryonun Paris'te ilk seslendirilişi ardın- dan çıkan övgülerin sadece bir- kaçı. Yapıtın I953'te ünlü şef Stokowsky tarafından Birleş- miş Milletler'de çaldınlması: aynca 11 Şubat 1980'de Lake Placid'de (ABD) Kış Olimpi- yatlan'nın açılış töreninde çalı- nan bir bölümünün televizyon ile tüm dünyaya yayılması. tari- hi değerdeki olaylardır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın önceki ay Gürer Aykal yönetiminde yaptığı Al- w başlamış olması. Dokuz ayn kentte seslendirilen yapıt her yerde ayn bir ilgi görmüş. Orkestra Çeşitlemeleri beste- cinin 72 opus numaralı. 1985'te yazdığı bir olgunluk dönemi yapıtı. Alman basınında Say- gun'un bu yapıtı için yazılar- dan bazılannı aktaralım: "Paris cğiümlı bestccinin ül- kesinin folkloruyla kurduğu bağ: büyük orkestranın izle- nimçi renkleri. romantik müzi- kal jestler. alışılmadık modal dizeler. aralıklar ve ilginç bir timlerle gelişiyor. Adeta birbir- teri için yaralılmış besteci veyo- rumcular tek vücui olarak. va- şavan bir sanat eserinin yoru- munu sundular. İfade yüklü nüanslar. aksak riıimler ve geri- lim yüklü ağzı tempoyu sunuş yoğun bir konsantrasyon ileça- hndı." (Siegen. 16.3.1992) "Adnan Saygun'un op. 72 Orkestra Çeşitlemeleri. folklo- rik müzik ve Batı tarzı müziğin sentezinden oluşan etkileyici bir ses peyzajı... Bu müzik bü- vük orkestranın ses kalitelerini sunmasına gcniş olanaklar sağ- lıyor. Konserde. kontrbaslar ve çellolann, görkemli fortelerin- de keman ve viyolalann kusur- suz tınılan pınl pınl duyuldu." (Emden) "Bu kendine özgü eserde yo- ğun ifade gücü. post-romantik unisonlardan fırtınalı gümbür- tülü çözülmelere dek geniş bir alanı kapsayan stil zengınliği ve vurmalı çalgılann çok vönlü renklerde kullanımı çağımızın tüm anlatım gücünü zengin bir palette sundu. Açılış müziği olarak sunulan bu çeşitlcmeler pek çok vatandaşımızı şaşırttı." (Stuttgart. 17.3.92) "Türk müziğinin geçen yıl ölen "büyük yaşlı adamı' Say- gun. Orkestra Çeşiılemelerf- nde gördüğümüz kadanyla ül- kesınin halk müzığınden çok Batı düşünce tarzına oryente olmuş. Tonal doğrultuda. ba- zen fırtınalı. bazen lirik. ritmik volkanlar ve izlenimci biraltya- pıdan oluşan çok renkli episod- lar."'(Erlangen. 18.3.92) İşte. ülkelcr yalnız politjkaa- lanyla değil. sanat adamlanyla da kendilerini tanıtıp tarihc gc- çiyor. Yalnız onbeş dakika sü- ren bir müzik yapıtı için Al- manya'da Savgun'un değcrlcn- dırildiği yazilardan sadece bir- kaç satır aktardık. Devlet Tiyatrosu'nda yeniden yapılanma tartışıldı: "Güııümüzdeki yasalar bu kurumu götürmüyor' ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çalışanlan Yardımlaşma Vakfının (TOBAV) düzenle- diği açıkoturumda devlet ti- yatrolarının yeniden yapılan- ması tartışıldı. Açıkoturumu yöneten TO- BAV Başkanı ve DT Genel Müdür Yardımcısı Taroer Le- veırt, Mcrsin'de yapılan ulus- sasında özcrklik ve ycrindcn yönetim ilkelcrinin üzerindc öncmle duran Mehmct Ege'nin yerinden yönetim görüşüne, "Çok dikkatli olmalıyız" diyen Orbey. "Merkezi otoritenin boşluğu mutlaka doldurulmalı, tiyatronun merkezi yanı orlaya çıkanlmalıdır. Demokrasiyle yönetilecek gibi değil. yönelim- dc çok kişinin söi hakkı var" lararası seminerden sonra çe-dedi. MerkezciliğinDT'dcdoğ- Mehmet Ege: Yeniyasada özerklik veyerinden yö- netim ilkeleri çok önemti. Ergin Orbey: Merkezi otoritenin boşluğu mutlaka doldurulmalı. Atila Sav: Bölgelere özerklik verilirken aşırtlıktan kaçıntlsın. Cüneyt Gökçer: Bugünkü yasa bu kurumu götür- müyor. Ölçüyü iyi bulmahyız. şitli bölgelerde kurulan ko- misyonlann yaptıklan I aylık çalışma sonucu seçtikleri söz- cülerle çalışmalann son halini aldığmı bildirdi. Bu son çalış- malar ile ilgili neden ve niçinle- rin tartışıunası için yapılan açıkoturuma konuşmacı ola- rak Prof. Cüneyt Gökçer, Ö. Atila Sav, Ergin Orbey ve Mehmet Ege kalıldılar. Devlet Tıyatrolan için ku- ruluş ve örgütlenme yasasının olmadığmı bclirten Ergin Or- bey, Küllür Bakanhğı'nın bir bütün olduğunu. yapılanma- nın da bu doğrultuda gcrçek- leştirilmesi gerektiğini söyledi. Devlet Tiyatrolan yeni >a- ru olmadığmı savunan Atila Sav da şöylc konuştu: "Bölgelere özerklik verilir- ken aşınlıktan kaçınılsın. özcrk ve bağımsız tiyatro kuruldu- ğunda ödeneği siyasi kuvyet ve- recekür. Ve tiyatro siyasi baskı altına gireceklir. Merkezde iş- bırliğini. siyasal yönctimlc böl- gelerin sanat etkinliğini yürülc- cck özerk bir aracı kurum ku- rulmalı.'Prof. Cüneyt Gökçer dc "Bugünkü yasa bu kurumu göıürmüyor. Demokrasi cn az sakıncası olan rejim. Demokra- si heralanda uygulanmalı. ama sanat işlerinde biraz daha dik- katli olmak gerekiyor. Ölçüyü ivı bulmalıyız"dedi. Beyoğlu'nda Çocuk ve Çevre sergisi Çevre kitabı deyînce ilk akla gelen FATtH ERDOĞAN Çevre konulu kitap deyincc ilk akla gelen belki bu kavra- mın çağrıştırdığı. içinde yaşa- makta olduğumuz dünyanın hâlâyaşanılırkılınabilmcsiiçin oluşturulmuş olan duyarlılığı dilc gctiren kitaplar Genel çizgilcnyfc." dbğanın korun-' ması. endüstriyel gelişmenin lahrip cdici özelliklerinin diz- ginlcnmesı. çevrenin kirletil- memesi yönündc mesajlar taşıyan kitaplar. Alman Kültür Merkczi'nin Beyoğlu Sanat Galerisi'ndc düzenlediği "Çocuk \e Çev- re" sergisindeyeralmak üzerc seçilmiş olan kitaplan birara- da gormck çocuk yazar çizcr- lerinin gelenekscl 'eğiticı' ta\ n artık kırmaya başladığını. özelliklc gcnç yazariann böy- lesine didaktizme uygun bir tcmayı işlcfien bilc bu kolay tuzağa düşmemek için sanldık- lan fanteziye ustaca hükmet- meye başladıklannı gösteriyor. Kırk iki Türk yazarının doksanın üzerindc kitabıyla birliktc sergilcnen aynı konu- lu Almanca yayınlara bakıldığında. asit yağmurlu ağaçlann acısını bizdcn çok daha önce hissetmeye başladık- lannı anlamak mümkün. Bu bakımdan bizdcki kiıap- lann çcv re konusuna doğrudan cğilmcyenlcri. eğilmcyc calışan- lardan daha fazla işlcvli gözü- • küyor. Zatcn çevre konusuna doğrudan cğilen bırkaç kitap da yabancı yaziirlarca yazılmış ve Türkçcleştirilcrek basılnıış. ^ • Bunun dışında kalan.-yajjracy* *\ re konusuna doğrudan dcgıh- mcyen kitaplar ise içerdiklcri öykülcrin. masallann yer aldığı mekânlanna bağlı olarak dü- şündürüyor çevreyi. Örncğin Talip Apaydın'ın Dağdaki Kaymık'ını veya Se- vim Ak'ın Uçurtmam Buluı Şımdi'sini okurkcn insan islcr isteme? o dağlann bayırlann. o sakin sokak aralarının. bahçcli evlcrin ncrelcrdc olduğunu so- ruyor kendinc. Bu da çevre du- yarhlığının oluşmasına yardım edecek bir duygusal altyapıyı oluşturuyor. Eksik olan bilim- scl olan >anı. Bu nedcnle scrgidc Türk \a- Ziirlanna ait çcvre konusunu doğrudan cle alan kilap sa\ısı az. Buna karşılık valnı/ca çevre duyarlılığını dcğiî. hayatın tü- münc >önclik birduyarlılığı gc- liştirccck nitclikte inccliklcre sahipyazarlanmızınçok savıda kitabı scrsilenhor. IBM PS/2 • . ! 20. Istaıılnıl Festivali'ııiıı ^ıt izleııeeek etkiııliği... Neşat Günal'ın 'Sorun-Sorun'resimsergisi Garanti Sanat Galerisi'nde Bilcümle zengiııliğiyleAnadolu insanı FATMA ORAN mM AKM Gişeleri'ndeki IBM PS/2 ekranından, festivaldeki tüm etkinlikler hakkında bilgi alabilirsiniz. Sadece ekrana dokunmanız yeterli... İstediğiniz bilgi, müzik eşliğinde -fotoğrafları, program içeriği ve fiyat seçenekleriyle— karşınıza gelecek. İ y i s e y i r l e r . IBM PS/2 Festival Ekranı: IBM PS/2, dokunmatik ekran ve IBM AVC adb multimedia programımlan oluşmaktadır. Özgün fıgür anlayışıyla, ül- kemizde Toplumsal Gerçekçi- lik akımımn en önemli temsil- cilerinden Neşe Günal'ın yağ- lıboya. kanşık teknik yağlıboya ve desen çalışmalannın yer aldığı 52 resimden oluşan "So- run-Sorum" adlı sergisi, Beyoğ- lu Garanti Sanat Galerisi'nde açıldı. Sergj, 26 mayısa dek sü- recek... 1964te. Yaşar Kemal'in "Be- bek" adlı öyküsünden esinlene- rek yaptığı, adı "Sorun" olan bir resimden hareketle oluştur- muş bu sergisini Günal. z^enc» fıl bozkınn orta yerinde bir adamboyu yüksekliğinde bir çardak, çardağın üstünde kim- bilir kaç kurşun yemiş bir asker kaputu, onun altında çardağa gerilmiş çulun sarmaladığı 'çok yaşamış' bir bebek ve oturan bir baba...Kişisel üslubu özel- likle konu, rehk ve öz/bicim iliş- kisinin bütünlüğü çerçevesinde oluşan Neşet Günal, Anadolu insanının 'çevresi' içinde işlediği resimlerinde yalnızca tek tek değil, ikili, üçlü ya da bir fıgür anlayışıyla toplumsal gerçekleri yansıtacak biçimde ele alıyor. 'İnsan' hep ön planda Günal'ın resimlerinde. Kıraç topraklar, taş yığınlan, kuru ağaçlarla çevrili bile olsa katiyen karamsar değil Neşet Günal'ın insanlan. Sabırlı, sus- kun, karanhğın kapısını yum- ruklanyla çalan, keskin yüzleri güneşle. emekle bilenmiş; onur- lu. yürekli, dirençli insanlar. Günal'ın insanlan, sabırlı, stıslcun, onurtu, yürekli, dirençli insanlar. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) Bilcümle zenginlikleriyle 'gizli- ce' kederti Anadolu insanlan... Anlatıma bir resim Neşet Günal'ın resmi; slogancı değil, sakın yanhş anlaşılmasın. Do- kusal görüntü de Günal'ın re- sim diline uygun bir görüntü: Bu biraz da öğrenimini gör- düğü 'freks'ten kaynaklanıyor. Tıpkı fresk calışmalannda ol- duğu gibi beyazı da atmış pale- tinden Neşet Günal; tuvalin be- yazından yararlanıyor sadece. Beyazın verdiği "peinture" tadı onu ilgilendirmiyor. Siyahı da kullanmıyor. Anlatımcı tavn en çok yüz ifadeleriyle el ve ayaklardaki biçim bozmalarla kendini gösteren Neşet Günal'- ın resimlerinde grilerle toprak renklerine yer var ancak... Günal'ın figürleri genelin içinde daha çok 'konuşan' fi- gürler; hep bir sorgulama olayı içindeler. Ama bu sergisindeki sorgulama öncekilere kıyasla daha belirgin. Burada "Sorun- Sorum" ikilcmi. hem ressamın 'sorum'landığı içerik açısından söz konusu hem de bu içeriği oluşturan temel fıgürler açısı- ndan... Resimlerinde özellikle üze- rinde durduğu fıgürler var. Ne- şet Günal'ın: Örncğin bir figürii üç ayn kompozisyonda kul- lanmış; her kompozisyon ken-; disine bir başa çağnşım yaptığı için. Günarın "Sorun-Sorum" ikilemı içensinde değerlendırdi-, ği resimierindekj temel öğeler- den biri 'bebek', diğeri ise 'çar- dak'. Bu iki öğeyi çevreleyen ve 'doğrudan' ilişkisi olan fıgürler- le de yüzleşiyoruz elbet... Evet, "Sorun-Sorum" resim- lerinde ölçüye sığmaz boylan boslan, bağnna basıp durur yine en büyük çileyi, Neşet Gü- nal'ın alınlan açık, elleri öpülesi insanlan... Sorun-SontmlNeşet Günal n'sim sergisi/5-26 mayısjGaran- n Sanat Galerisi,>252 16 98
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle