07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS1992 PAZARTESİ 12 DIZI-YAZI Yörükler: Kar sulanyla yüzlerini yuyanlar, öldüklerinde özgürlüğün kar doruklanna gömülenler Dağda doğup, dağda ölenler Kaleler (4) Hüyük Alanı'nın girişinde yazılı bir kaya ile karşılaşır insan. Ne ki ufak kaya yosunlannın örltüğü yaznlann çoğu okunmuyor. Geniş gömütlükler görünüraynca. Hitiı. Bizans. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlcrini taşı- yan o gömütlüklerin çoğu dağılmış durumda bugün. Yer yer açığa çıkmış insan kemikleri görünür çevrcde. Mı- sır Valisi Kavalalı Mefamet Ali Paşa orduiannın öncü kuvvetleri ile "Düm- belek" boğazını tutan Osmanlı kuv- vetlerinin çarpışmalannın tek tanığı- dır o gömütlükler. Asker gömütlüğü oluşlannı sıra sıra duruşlanndan anla- mak olası. Hıristiyaıdığa bir geçit Bolkar boğazlan. çeşitli dönemler- de. Hitit, Asur, Büyük İskender, Haçlı, Selçuklu ve Osmanlı ordulannı- nın geçışlerini görmüştür. Suriye, Hatay. Kilikya ve Çukurova'yı İç Anadolu"ya bağlayan ünlü Kapadok- ya yolu, yünün. ipeğin. baharaiın. bakınn, demirin ve gümüşün yolu ol- duğu kadar, büyük dinsel düşüncele- rin de seçkin yollanydı eskiden. M.S. 45 yıllannda. sırtlannda da- varcığa benzeyen torbalan. ellcrinde uzun ağaçtan asalan ile yüriiye yürü- ye. o geçitleri aşarak. ilkın Kapa- dokya'ya. sonra da Iconıum-Konya"- ya ulaşan iki ünlü din adamını. yıllar sonra bütün Hıristi)anlık âlemi tanı- yacak. adlannı sayısız kilıse ayinlerin- de saygıyla anacak. haklannda değişik öyküler. ayinlcr söylenip anlaiılacak. hatta kitaplaryazılacaktır. Buiki ünlü din adamından biri Tarsuslu Aziz Paulus. öbürü ise Kudüs'ün ünlü Gol- gotu tcpesinde kcndı yerine Isa'nın çarmıha gerildiği söylenilen Barab- bas'tır. İsvcç'in Nobel ödüllü ünlü • yazarı Par Lagerkvist. Barabbas'ın ya- şamını. "Barabbas ve Cücc" adlı romanında anlalır. Romalı komutan Pompeus, sonra da ünlü söylevci Çiçero da ordulanyla lconium'da bir süre ko..uKİadıktan sonra. Bolkariann İç Anadolu'ya açı- lan siralejık agzı Ulukuşla'da karar- gâh kuracaklardır. Gülek Boğaa'nı denetleyen kalcleri ellerine geçircrek kervan ve ticaret yollannı vuran eşkı- yalarla çarpışacaklardır sonra. Gülek Boğazı'nı tam iki ay sürcn sav aşlardan sonra temizleycceider, o zamanlann büyük kültür-sanat merkezi ve limanı olan Tarsus'a gireceklerdir. jVLlattan sonra 45 yıllannda, sırtlannda torbalan, ellerinde asalanyla yürüye yürüye, geçitleri aşarak, ilkin Kapadokya'ya, sonra da Konya'ya ulaşan iki ünlü din adamını, yıllar sonra bütün Hıristiyanlık âlemi tanıyacak, adlannı sayısız kilise ayinlerinde saygıyla anacaktır. Bu iki ünlü din adamından biri Tarsuslu Aziz Paulus, öbürü ise Kudüs'ün ünlü Golgota tepesinde kendi yerine İsa'nın çarmıha gerildiği söylenilen Barabbas'tır. T K Y 0 A Ö R L R OSM A 0 1 U N SL :L KL A E E R R R Ş A H I N İ yaşantısıy la beraber olacaklar. hem de gökyüzüne yakın olacaklardı öldükle- rinde. Temiz göklerin altındaki ağaç- lar, insanı kendine çeken doruklar birer açıkhava lapınağı gibiydi bu yüz- den. Bolkarlar'a kadar uzanan Hüyük Alanı. diğer adıyla. "Dümbelekdü- zü". 2500 ile 300Ö metre yüksekliğin- de. uçsuz bucaksız. hafif yükseltide sırtlar ve tepelerle kaplı bir yayladır. Her yaz sayılan yüz bine yaklaşan yö- rük aşiretleri çıkar o yaylaya. Sankeçı- li, Karahasanlı. Kaçarlar. Karahacılı- lar. Boynuinceliler. Bolaealı. Kcşcfli. Karakoyunlu ve Aslanköy Yörükleri göçederek. Hüyük Alanfnınkoyakla- nnı yurt yurt. koyak koyak paylaşır- lar İnsan soyunun cn cski mesleği olan goçebeliğı inatla sürdürürler. Dağlann. tepelerın. koyakların y uz- leri. taze ot peşindc koşan binlerce baş koyun keçi sürüleri ile karanr. lozla- nırken, çan sesleri ile şenlenir ortalık. Çağımızın ht/la deeişen koşulları on- yuyanlar. Öldüklerinde özgürlüğün kar doruklanna gömülenler. Binbir kuşun. çiçeğin. güneşin. sisin. bulutun ve işitilmedik nice seslerin adı olanlar. Ova "iicağında doğup büyümüş olsalar da, her zaman Yörük ve göçebe olarak kalanlar. Yeni doğan bebesinin luzlu rahim sularını buzgıbı kaynak suyun- da yıkayarak arındıran. bebesi erkck ise kartal kanadıyla. kız ise gü\crcin kanadı ile gözlcrine kara sürme çeke- rek. ardından da bebcsini eteğine sararak, ağır loğusa halıne bakmadan yoluna devam eden genç. güçlü yörük kadınları... L'facık bir bulutta. nemde. yağmu- run ncreden. nasıl tutup yağacağını bilen. rüzgâr ve kar tulkunu insanlar. Yiyıp içtiklcri. eşyaları, her şcylen açıkta olan. kilidı. anahtan. sürgüyü. kapalılığı tanımayan. Bolkarlar'ınem- zirdığı yörüklcr... Hıçbir y:y kalıcı değildır onlarda. Yolcu hanlanndan farksızdır yurı \c va\la verlcn. L'cursuz savdıklan bir likıc. "El aklın kcsici ağzıdır" dcmiş bilge kişi. Göç yıkıp kaldırmada. çadır kurup ateş yakmada, Yörük insanlan- nın clleri gibi becerikli bir ele az rastla- nır. Her Yörük, oglunun, kızının kendisi gibi olmasım ister ki, Yörük- lükleri onlann gelecek yaşamlannda da sürsün. dcvam etsin. Erkck çocuk- lar. babalan gibi iyi birer çoban. kız çocukları. analan gibi iyi ata binebi- lcn. çabuk atcş yakan. hamur yoğu- ran. yük yükleycn. süt sağan. gcrckti- ğinde güçlü bir koçu dizinin altına vatırarak bıçağıyla kcsen. lulum çıka- lanır. nc de bozulur. Geceleri kıl çadır içlerinde bile gürül gürül sobalann yandığı Torosun ayazında sinck ol- maz ki. kurdu olsun. İncc çakıllı düz bir alan üstündc günlerce horon tepilerek clde ederler yün ve kıl karışımı kalın keçcdcn ça- dırlannı. Yün keçcdcn çadırları hem yumuşak olur. dcrlenip loplamaya. bükmeye kolay gelır. hem dc. kanpuz kabuğu gibi seri ve dayanıklıdırlar. Kalın iplcrle dikilcrek bağlanırlar bir- birlerine. Ve yağlı kamıştan çatmala- nn üslüne atarak. toprağa gelen Yörükler Kurdurdular çadırlan çimene Ateşdüşdüğüyeriyakar Anam. kımc ne? Başlan dumanlı yüksek yerler, ulu ağaçlar. yeryüzünü gökyüzüne bağla- yan. yakİaştıran verimliliğin bir diğer adıydı. Yağan yağmurlan alnına ılk alan. temiz, saf yerlerdi oralar. O denli ki y urt yerinde unutulan bey az ıpekten bir mendili. bir yıl sonraya tcrtemiz bulabilir insan. Güçlü ağaçlar kökleri ile toprağı özümserlerken, yeşil gür yapraklan ile de gökyüzünün sonsuz gücünü yudumlar solurlardı. Yörük gözünde öteden beri saygı duyulan yerlerdi oralar. Oralara özlem duyar- İardı hep. Bu özlemleri, korunma işgüdüleri kadar biraz da Orta Asya şamanlığından kalma tannsal sezgile- rinin geıirdiği bir tür inançtı. Hem bitkilerin, hayvanlann. bol sulu gölle- rin.nehırlerin. toprağın. ağacın büyülü Tipik bir Yörük portresi: Günde 50-60 kilometrelik dağ yolunu keklik gibi sekerek ytirümesiyle ünlü Karabiber. Her Yörük çoctığu, doga bılgini olduğu kadar, iyi bir çobandır da. lann yaşamlannda donmuş kalmış gibidir. Uygarlığın, teknolojinın pek azından yararlanırlar; radyo. traktör. kamyongıbi... Ağıtlar, sevinçler Dağlann birliğini yıllardan beri yal- nızca onlar sağlarlar, gizlenni yalnızca onlar bilirler. En saf. cn ak pınar göz- lcrine yalnızca onlann ağızlan dcğcr. Ağıtlannda ^ unus Emre ile Pir Sultan Abdal'ı. Dadaloğlu'nu. sevınçlerindc ise Karacaoğlan'ı söylcrlcr. Dedemkor- kufuezbere bilirler. Dağlarda doğup. dağlarda ölcn. yi- yipiçtiklen yalnızca doğa olan Yörük- ler... Rüzgâr ve kar sulanvla yüzlerini yurda bir daha gcn dönmezlcr. Gö- müllüklcri dc. yurt ycrlcn gibi gclip gcçicidir. Ölülcrini yol kcnarlarına gö- merlcr. başucuna da bir taş dikcr gidcrlcr. Baharda kar \c yağmur sula- nyla toprak gcvşeyip çöküncc. hccc taşı dcvrilır. Bir yıla kalmadan da her şey eski halinı alır. Gömiiıün ycn. yur- dıı belirsiz olur; '"Mc/ann ıyisi çabuk kaybolanıdır" sozünü anımsatırcası- na. Bir yayladan öleki yaylaya gidc gc- lc. kazandıklan dcncyim vc bırikimlc- rini dedcdcn oğula anlalırlar. Ellcrdc. kafalarda. dillerdc laşman bu bccerilc- rini anında yuşuma gcçırirlcr. Göz kadar el dc öncmlidir göçcbc- nrcasına dcrisını bir solukta yüzcn \e bir baatin içınde atci} üstündc sac ka- ^unnası halinc dönüşıürcn bir bcccri- yc özcnirlcr. Ycmeklerinin lürlcri az. »ma bcslcyicı dcğcn y ükscktir. Sütsü/.. yoğurtsuz, pcynırsiz. etsiz bir yörük >ofrası düşünülemez. Yoğurllannı iüzmc kciclcrindc dondıırup kuruta- rak \crler. 10 günde bir koç On günde bir dc koç kcserler. Kcs- tıklcri koçun etini çadır dircğinın ön üst çaımuMna bacağından lakıp asa- rak açıkta bırakırlar. Koçun cti. ycni- lip biıinccyc kadar asılı kalır orada. Scrin hava.da nc sınck konar. nc kuri- uçlannı cn ufak hava girmcyccck şe- kildc. çcpcçevrc taş ve toprakla bastı- nrlar. Sonra da. çadınn içine yeterince kuru çam pürü ile tazc çam sakızı- rcçinc-dökcrek atcşc verirler. Reçıncli çam pürü. saman alcvi gibi ağır ağır yanarken. rcçinc kokulu yoğun birdu- man çıkanr çadınn içinde. Bu duman. y ün kcçcnin gözlc görü- lcmeyccck incclıkıckı dclikçiklcrindcn süzüîe sü/ülıidışarı çıkarken. reçincli. siikızlı dumanlar. delikçikleri ipince ziftlcyıp mumlarlar. Artık o yün çadı- nn üstüne değil Toros yağmuru. şorul şorul kaplarla su dökscniz. damlasını gcçirmcz. almaz içine. StRECEK Barış adına kııllamlaıı askeri güç Bug ABD 0 1 Û d U n e y le n 0 rde eler p ? •Washington, Ermenistan'a. tanımada ve yardımda birinci öncelik verirken, silah yöntemleri itibariyle bu devletin dış yardımlanna bağımlı Türkiye'nin etkilenmemesi olanaksızdır. Amerika'nın Ortadoğu'daki ulusal çıkarlannın uzanüsı İsrail'e ek ola- rak, Kafkasya'da da Ermenistarnn benzer konuma gelişi Türkiye'yi ABD'nin çıkar alanının ortasına itmekte ve Pax Americana'da hedef durumuna getirmektedir. ekonomik durumu için 1986 durgun- Dünya Harbi sonrası ESAP güçlcnn- sosyal ve kültürel durumu ile bu de\- den oluşan ulusal güç birikiminı ABD: — 2 — SEDATÎLHAN Soğuk harpten sonra yıpranan ekono- mik. sosyo-kültürel %e politik (ESP) güçlerini geliştirmekte gereksinim duyduğu zoraki banş ortamını sağla- mak için dünyadaki en teknik askeri gücünü kullanmaktan çekinmeyen ABD, hedeflerini seçerken. bundan önceki birinci yazıda tanımlan yapılan ulusal çıkar ve hedefıni ön planda tut- maktadır. Bu devletin, ülke dışında üstün askeri gücünü ve ESPgüçlerinin bütün kurum ve kuruluşlanm bir araç • olarak kullanarak yaratmaya çalışüğı zoraki banş ortamı yöntemi; Roma İmparatorluğu'nun gerileme döne- minde, egemen olduğu topraklarda banş ortamı sağlamak için uyguladığı Pax Romana-Roma Banşı görüşünü PAXAM-Pax Americana olarak can- landırmışür. Bu yöntemi değerlendi- rirken, bu ülkerun PAXAM araçlannı nerede kullanacağını ulusal çıkarlan- nın belirlediği, ne zaman ve nasıl kulla- nılacağını ise ESAP güç öğelerinden oluşan ulusal gücün saptadığı anlaşıl- maktadır. Ancak, bu yöntemi yalnız ulusal çıkarlar ve güçle değerlendir- mek yetmemekte, uygulama derecesi ve düzeyinin saptanmasmda etken olan bu güç öğelerinin şimdiki durum- lannın bilinmesi de gerekmektedir. Ulusal gücün bir öğesi olan ABD luğundan beri söylenen. yaalan ve gözlenenler bir önemli gerçeği belirle- mektedir: Ekonomik oluşumlan belir- lemek için ileri sürülen istatiki veri, görüş ve inceleme sonuçlan; yeterli bir bilimsel araştırmaya dayandığı için doğru çıkmakta ve bizlerin özlemini duyduğumuz yönetimi yönlendirme işlevini başanyla yerine getirmektedir. Konuyu bu verilerin sayılannın içinde boğmamak için ABD yetkilile- rinin bunlara dayanarak çıkardıklan sonuçlara özel alıntılarla değinilmeye çahşılacaktır: "ABD'nin bugünkü iç hastahğı. ge- lişme yolunda karşımıza çıkan büyük ekonomik çukurdan değil, bununla il- gilenmeyişimiz veya önlem almayı is- temeyişimizden kaynaklanmaktadır. Sanki artık bizler ortak duygulanmızı yitirdik veya güç dönemlerde sorunu çözümleyecek uygun insanlan göreve çağınna gibi tarihi bir olgumuz y ok ol- du."(l) "Ekonomi güç durumdadır. Çünkü toplumumuz dizginlenemeyen bir spe- külasyon vc 1980'lerin gittıkçe artan borçlannın ağırlığını omuzlannda his- setmektedir. Amerikalılann, bundan önceki nesillerin yaşam düzeyine artık kavuşamayacaklanndan duydukları endişeçok düşündüriicüdür." (2) Bu tür alıntılar günlük yayın organ- lanndan daha da çok elde edilebilir. Ancak, yukandaki iki tanesi dahi bir gerçeği belirlemek için yeterlidir: II. çok cömertce harcamış ve bu birikimi sağlayan baba ve büyük babalanmn sahip olduğu değer ölçülerini de yitir- miştir. Toplum bugün bunun anlayışı içindedir ve geçmişin yaşam düzeyir.e erişemeyeceğini bilmektedir. Amen- kan vatandaşı "Dünyada Birinci- Number One in the NV'orld" ve şarkıla- ra söz olan "Amerikan Malı-Made in the USA" sözlerinı sadece özlemle anımsamaktadır. Yalnız öldurücü as- keri gücü ile dünyada birinci olarak ortada kalan ABD. karşıtlan karşısın- da gerileyerek II. Dünya Harbi"ni 1980'lerin ortasında SSCB ile beraber yitirmiş ve süper ekonomik güç kürsü- sünden aşağı inmiştir. Bush doğruluyor "Bugün; koşulların daha kötü olduğu 1982 ekonomik durgunluğunda, top- lumda duyulan gü>enden daha az bir güven duygu&u egemendir." Özetle be- lirtilen bu görüşle de Başkan George Bush, durumun kötülüğünü doğrula- makta ve halkın genel görüşünü do- layiı olarak paylaşmaktadır. ABD'nin Ortadoğu'daki ulusal çıkarlan gereği olan banş ortamını sağlamak için Körfez'de askeri gücü ile elde ettiği ba- şan. ekonomik eksıklikleri örtmeye yetmemıştir. ABD'ye. başta silah yön- temleri olmak üzere birçok yönlerden bağımlı olan Türkiye gibi ülkelcr şu soruya yanıt arama durumunda kal- mışlardır: Bu karamsar ekonomik. let, elindekı büy ük askeri gücü nerede ve nasıl kullanacaktır? Bugünlerde ABD'de ilgililer. sorun- lanna yanıt arayışlannda İçedönük Ekonomik Politika'dan (Isolationa- lism) söz etmektedir. Diğer ülkelerle yapılmaya çalışılan Hakça Ticaret (Fair Trade) ve Serbest Tfcaret (Free Trade) esaslan. Japonya ile olduğu gi- bi sürekli olarak ABD çıkarlanna ay- kın sonuç verince. içedönüklük tartış- ması. bugün olduğu gibi daima günde- me gelebılmektedir. Amerikan ekonomi politıkacılannın korkulu rü- yası ve bu ülkenin ulusal hedefıne ay- kın olan bu yönlenişin izleri. 1992 başkanlık seçimleri yaklaştıkça daha da belirginleşmektcdir. Aynı kuşkuyu taşıyan Başkan Bush. içedönüklüğün gün geçtıkçe kamuoyunda yeretmesi- nı gözlemleyerek, beş büyük oto üreti- ci de dahil 28 büyük işadamını (bu- günkü ekonomik durumun sorumlu- su ve milyonlarca dolar maaş alan uygulayıcıîannı) uçağına alarak Ja- ponya başta olmak üzere ycni Pasifik Dışsatım Platformu oluşturan ülkclcre iş gezisine çıkmıştır. Bu durum içedö- nüklük görüşünün tartışmasını hız- landırmış ve Başkan. içte geçerli bir ekonomik çözüm planı sunamazkcn. sonuçsuz dış gczilere çikmakla suçlan- mıştır. Son günlcrde Merkez Bankası'nın (Federal Rescrvc Bdnk)faızoranlannı indirmesi borsayı ve taşınmazların alım ve satımını arttırmış, büyüme hı- zının yüzdc I 5'lerde seyredeceği anla- şılmış \e vergi indirimi öngörülmüş olmasına karşın kamuoyundaki ka- ramsarhk sürmüş \e nıye doğru bir gidişi olması dahi "Bireysel İstemi (In- dividual VV ill) canlandıramamıştır. Hedef Türkiye Büıün bu gelışmeler sürer vc ABD. Ermenistan'a. tanımada ve yardımda birinci öncelik \erirken. silah yöntem- leri itibariyle bu devletin dış yardımla- nna bağımlı Türkiye'nin etkilenme- mesi olanaksızdtr. Amerika'nın Orıadoğu'daki ulusal çıkarlannın uzantısı İsrail'e ek olarak. Kafkasya'- da da Ermenistan'ın benzer konuma gelişi Türkiye'yı; ABD'nin çıkar alanı- nın ortasına itelemekte ve PAXAM uygulamasında hedef durumuna ge- tirmektedir. Bu kaçınılmaz gelişme bız Türkleri. ABD'yi daha yakından halk düzeyinde tanımaya zorlamaktadır. 1960'li yıllarda. bu gücün askerlerini denize atıp. büy ükelçilerinin araçlannı yakarak gösterilen tcpkıler yerine biz- lerin. bu gücü bütün yönleri ve sorun- lanyle tanıyarak. PAXAM için askeri gücünü ne maksatla. ne zaman, nere- de vc nasıl kullanacağını saptamaya çalışmamız ve banş için bu ıcknik tek askeri gücün kullanılmasında hcdcf veya zoraki katılımcı durumuna düş- mcmemiz ıçın çaba harcamamız gc- rekmektcdir. (1) Business is ıhe VV'rong Formula To Catch up Wıth Japan and Gcrmany, Georgie Anne GEYER. Denvcr Post, Aralık. 23.1991 (2) Quıck Fı\ VVoni Curc The Na- üons llls. Allan GREENSPAN.Cha- irman. Pcderal Rcscrve Baard. DP. Aralık. 19 1991. SCJRECEK POUTIKAVEOTESI MEHMED KEMAL CenatH Hak Partisi™ Değerli gazeteci Hikmet Bilâ, bundan beş yıl önce, 'Sos- yal Demokrat Süreç İçinde CHP ve Sonrası' diye bir kitap yazmıştı. Kitap, o yıllarda ne kadar ilgi toplamıştı, bilmiyo- rum. Ancak kitap, bugünlerde CHP'nin yaşamı bakımın- dan çok günceldir. Hikmet Bilâ, "12 Eylül 1980 günü bir düdük çaldı. CHP'nin kapısına önce bir kilit vurdu, sonra da anahtarını suya attı. CHP kapatılmıştı" diyor. Gerçekten, 12 Eylül generalleri bir düdük çalarak CHP'yi kapatmışlar, kapısına bir kilit vurmuşlar miydı? Bir kilit vurmakla tari'hsel CHP kapatılabüir miydi? Güçlü 12 Eylül generalleri karşısında CHP güçsüz sayılabilirdi. Acaba o gün kapatılan CHP bir başka ortamda yaşamını sürdürü- yor muydu? Kökeni, vatan kurtarmadan, Kurtuluş Savaşı'- na, cumhuriyete ve demokrasiye dayanan bir parti kolay kolay kapatılabüir miydi? Bildiğimiz kadarıyla komünist partiler de kapablır, yeral- tına çekilir, sonra yeniden ortaya çıkmazlar mıydı? CHP, kapatılsa, malları alınsa bile bir gün yeniden ortaya çtkar- dı. CHP'yi, yaşamı içinde hiçbir güç kapatmayı gözealama- mıştı. Demokrat Parti buna çok özenmiş fakat başarama- mıştı. Ancak mallannı alarak gücünü kırmayı denemişti. 12 Eylül generallerinden Kenan Evren, CHP'yi kapata- bildi. CHP, Kenan Paşa'nın eliyle bir on yıl kapalı kaldı. Ama görülüyor ki bu tümden bir kapama değil, geçici bir kapatmadır. Şimdi yeniden açılmasına çalışılıyor. Belli ki bir sembol olarak CHP açılacakhr. Çokpartili de- mokrasiden yana olanlar bu açılmanın destekçisidirler. Bir daha, bir darbeci çıkarak partileri kapatamamalıdır. Kapatrsa bile bu partiler günü gelince açılır. Çokpartili demokrasilerde parti kapatma geçicidir. Bunun ispatı da CHP'nin açılması, yeniden siyaset sahnesine çıkması ola- caktır. Siyasal tarih içinde görülmüştür ki CHP durmus-otur- muş bir partidir. Malları alınsa da, yan örgütleri kapatılsa da, kapısına kilit asılsa da, günün birinde yeniden ortaya çıkar. CHP'ye omuz verenler, uzun sürede hiçbir zaman zararlı çıkmazlar. Geçmişteki partiler zincirine bakıldığın- da bu açıkça görülür. Terakkiperver Fırka da, Serbest Ftr- ka da Demokrat Parti de bu yanılgıların tanığıdır. CHP'den her dönemde milletvekili olarak çıkmasını be- ceren Şehmus Aslan dostumuz vardı. Seçim kampanyası- na çıktığında CHP'yi şöyle göklere çıkarırdı: "Cumhuriyet Halk Partisi demek, Cenabı Hak Partisi de- mektir." Şehmus Aslan böyle der, seçmenleri de inanırdı. Inanır- dı ki her dönemde Şehmus Aslan'ı Ankara'ya gönderirler- di. Kulakları çmlasın dostum Melih Kemal Küçüktepepı- nar, Şehmus Aslan'a, her bir araya geldiğimizde sorardı: "Şehmus Bey, Cumhuriyet Halk Partisi nedir?" Şehmus Aslan da koltuklarını kabartarak "Cumhuriyet Halk Partisi, Cenabı Hak Partisi'dir" derdi. Uzun yıllar CHP limanına demir atmış olan Şehmus Aslan, bu limandan ayrıldı. Son seçimlerde CHP de kazanamamış, seçimi yi- tirmişti. Karşılaştığımızda, "Cumhuriyet Halk Partisi, Ce- nabı Hak Partisi'dir" demekten vazgeçmişti. Anadolu Kulübü'nde içkisini içer, oyununu oynarken siyasetin se- yircisi olmuştu. Sözünü ettiğimizde: "Bir daha Cenabı Hakk'ı siyasete karıştarmayacağım" derdi. Gerçekten de yaşadığı sürece karıştırmadı. BULMACA 6 SOLDAN SAGA: 1 2 3 1/ Belli bir konu- daki yaymlan sıra- layan kılavuz. 2/ Çöl Arapları... Yünden dövülersk yapılan kalın ve kaba kumaş. 3/ Eski Mısır'da gü- neş tannsı... Tahtl demetlerinin üzt- rinden dövcn geçi- rilerek tanelerin başaklanndan ay- rılması işi. 4/ Ha- lat ucu... Nikelin simgesi. 5/ Tarlada suyu akıtmak için yapılan tahta oluk... Aıgoda esrar. 6/ Her türlü arazide kuUanUan hafıf, motorlu tasıt... Uyanık, gözü açık. 7/ Ku- maş üzerine yapılan bir tür işleme... Kumar oyunlannda kâr ve zarar ol- madıgını belirtmekte kullanüan sözcük. 8/ Çok sayıda alıcıya kar- şılık az sayıda satıcının bulunduğu piyasa. 9/ Gövde yapısı. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Ger- çekte olmadığı halde varmış gibi düşünülen. 2/ Fasüa... Mo- torlu taşıtların tekerleklerini tutturmakta kullanılan somun. 3/ Iterbiyum elementirün simgesi... Daha çok Karadeniz böl- gesinde giyilen bir tür erkek ayakkabısı. 4/ Sığır sürüsü... Din- sel tören ve kurallan. 5/ Yurdumuzun Göller yöresinde bir dağ... Çin ve Japonya'da oynanan bir tür satranç. 6/ Radyu- mun simgesi... Maddenin, bir kimyasal tepkimeye girebüen en küçuk parçası. 7/ Bir orman ağacı... Afrika'da yaşayan ba- caklan beyaz çizgili bir hayvan. 8/ Yurdumuzda turistik bir göl... Italya'da bir ırmak. 9/ Apansız... Armağan olarak bir kimse ya da takıma verilen kalkan biçiminde levha. İLANEN TEBLtGAT Gümrüğümüzce Kazım Demircan adına tescilü 2608/8.8.1984 sa- yı ve tanhli tahakkuk kâğıdı muhteviyatı eşyanın yapılan kıymet araş- tırması sonucu beyan edilen kıymet ile tespit edilen kıymet arasında fark buiunması nedeniyle 764.782.— TL gelir eksifci ikmalen tahak- kuk ettirilerek tebliğ edilmek üzere adı geçen şahsın bilinen adresine gönderilmiş ise de tebliğ edılememiştir. Söz konusu amrae alacağı- nın zaman aşımına uğraulmaması bakımından 7201 sayıh tebligat ka- nununun ilgili hükümleri uyannca ilanen tebliğine karar verilmiştir. Basın: 27333 ANADOLU ÜNtVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI'NDAN SANATÇILARIMIZA ÇAĞRI 1. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nın Orkestra Enstrü- manlan Bölümü'ne keman, viola, kontrbas, obua sanat dallannda; piyano bölumune ise korrepetitör olarak sözleşmeü statüde çalıştı- rılmak üzere eleman alınacaktır. 2. Kanuni şanlan taşıyan başvuracak adaylaı, 5 Haziran 1992 gü- nüne dek, dilekçelerine 2 fotoğraf, öğrenim belgesı, onaylı nüfus cüz- danı sureti, askerlik durumlannı gösteren belge ve özgeçmişlerini ekleyerek 'Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Personel Dairesi Başkan- lığı Yunusemre Kampusu, Eskişehir' adresine gönderecekler ya da şahsen teslim edeccklerdir. Lisans öğrenimlerinı 1991-1992 öğrenim yılı bahar döneminde tamamlayaıak mezun olacak olanlar da baş- vuruda bulunabileceklerdir. 3. Smav, 27 Haziran 1992 Cumartesi günü saat 9.00'da Anadolu Üni- versitesi Devlet Konservatuvarı binasında yapılaeaktır. 4. Sınava girecek adaylar; a) Kendi seçecekleri bir etüdü. b) Piyano eşliğinde kendi seçecekleri bir sonat ve konçertoyu ses- lendirecekler, c) Sınav komisyonunun seçeceği bir eseri deşifre edeceklerdir. Adaylar, sınava kendi enstrümanlan ile katılacaklardır. 5. Kendilerine eşlik edecek piyanist sağlayamayacak adaylar, sınav- da piyano eşliğinde çalmak istedikleri eserlerin piyano partilerinin fo- lokopilerini konservatuvarımıza önceden gönderdikleri takdirde, sınavda kendilerine eslikçi sağlanabilecektir. Basın: 27282
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle