Katalog

PAMUKBANK CumhuriyeC Yaşama sevincini yitirmemiş hiçbir insan özürlü değildir. PAMUKBANK 69.YIL / SAYI 24326 / 3000 TL (KDV içinde) KURUCUSU: YUMU8 NADİ (1924-1945) BAŞYAZAfV: MADİB NADİ (1945-1991) 11 MAYtS 1M2 PJOMtTESt Türkiye, Şuşa için Güvenlik Konseyi'ne başvurdu; îtalya'dan da destek var GözlerBMHe çevrildiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dağlık Karabağ'ın Azen denetimindeki son kenti Şuşa'- nın Ermeni saldınlanyla düşü- rülme aşamasına gelmesi üzeri- ne, Türki\e ve Azerbaycan Birleşmiş Milletler (BM) Gü- venlik Konseyi nezdinde ortak girişim gerçekleştirdiler. Cumhuriyet muhabirinin edindiği bilgiye göre. Türkiye'- nın Şuşa konusunda BM nez- dindeki ginşiminin yöntemi, cumartesi günü Ankara-New York ve Ankara-Bakü arasın- daki temaslarda belirlendi. Hükümetin, Güvenlik Kon- seyi'nin harekete geçirilmesi için uyardığı Dışişleri Bakanlıgı yetkilileri, önceki sabahtan iti- baren Büyükelçi Akşin'le temas kurdular. Bu temaslarda Tür- kiye'nin doğrudan bir girişim yapmak yerine, Azerbaycan'ın bu konuda alacağı inisiyatife bağlı hareket etmesi kararlaştı- nldı. Bunun üzenne Akşin. 4 gün önce itımatnamesini vere- ' rek resmen Azerbaycan'ın BM nezdindeki daimi temsilcisi Erivan w • ŞUŞA KENTİNDE BÜYÜK ÇATIŞMA Sokaklar kan gölüDış Haberler Servisi - Dağhk Kara- Azen bırhklere geçtiğinın belirtildiğini bağ bölgesınde Ermeni milislerle Azeri- söylediler. Yetkililer ancak daha sonra ler arasında kanlı çarpışmalann sürdü- Azerbaycan hükümetinin Karabağ işle- ğü bıldinliyor. riyle sorumlu dairesinden verilen bilgi- Azerbaycan Halk Cephesi basın ser- dc. Şuşanın henüz geri alınmadığmın v ısinden AA'ya verilen bilgiye göre böl- ve kentin dış kesimlerinde Azeri birlik- gevlehaberleşme önceki geceyansından lerle Ermeniler arasında şiddetli çatış- sonra kesildiği için dünkü durum hak- malann devam ettiğinin belirtildiğini kında aynntılı bilgi alınamadı. kaydettiler. Basın servisi yetkilileri, önceki gece- Halk Cephesi yetkilileri. dün sabah yansı Şuşa'dan aldıklan son haberde. kentin üçte ikisinin kontrolünün MArkası Sa. l",Sü.2'de GÜNCEL CUNEYT ARCAYUREK Şuşa-KuveytBenzetmesi Şuşa ve Karabağ olaylarındaki saat başı değişiklik hükümetle basının bir bölümünü yorgun düşürdü. Çelişkili haberleri bir iki kanaldan da- ha sağlıklı görünen haberler izliyor. Örneğin, dün sabah Moskova Büyükel- çimiz Volkan Vural bize, "Şuşa'ya Aze- rilerin egemen olduğunu" söylüyordu. Başbakan Vekili Erdal Inönü, yorgun- luğu atmış üstünden. Dün sabah erken m.4rka\ıSa. l7,Sü.l'de olan Hasan Hasanov ile görüş- tü. Hasanov, Bakü'nün de iste- ği çerçevesinde Güvenlik Kon- seyi Başkanı ve üyelerine yöne- lik, "Dağhk Karabağ'da kan, akıtılmasının durdurulması. banşın ve hukukun lesisi için acil yardım" çağnsı içeren bir mektup yazdı. Türkiye de Azer- baycan'ın bu mektubunu des- tekleyen ve durumun ciddiyeti ile Ankara'nın özel duyarhlığı- nı vurgulayan bir diğer mektu- bu konsey başkanhğına iletti. Güvenlik Konseyi nezdinde- ki girişimin bu ilk aşamasından sonra Azeri ve Türk daimi tem- sikilerinin dünden iübaren konsey üyesi ülkelerin büyükel- çileriyle temas kurmaya başla- dıklan öğrenildi. Güvenlik Konseyi Başkanı'nın, mektup- lann üye ülkeler arasındaki do- laşımını sağlaması için geçen sürede, Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin'in de üye ülkelerin yetkilileriyle konuşması bekle- niyor. Ankara'daki diplomatik kaynaklar, BM Güvenlik Kon- seyi'nin nasıl bir tavır alacağını Şuşa'daki olaylann seyrinin de belirleyeceğini düşünüyorlar. Kentte Ermeni saldınlannın şiddetini koruması hahnde Gü- venlik Konseyi'nin en çok bir- kaç gün içinde yardım çağnsma yanıtını vermesi gerekiyor. Konseyin tavnrun belirlen- mesinde konsey başkanının üye ülke temsilcileriyle ister toplan- tı yaparak, isterse başka yoldan temas kurması gerekiyor. Bu temas ve değerlendirmelerin ta- mamlanmasından sonra Gü- venlik Konseyi ya BM Genel Sekreter Yardımcısf nın da ka- tılacağı bir gözlemci heyeti böl- geye gönderecek ya da bir baş- kanlık bildirisiyle tavnnı belli edecek. BM'nin bu konuda Av- rupa Güvenhk ve İşbirliği Kon- feransı (AGİK) bünyesindeki girişimleri öne çıkararak topu bu platforma atması da olası. Başbakan Vekili Erdal İnö- nü, Cumhuriyet'e yapüğı açık- lamada, BM'ye yapılan başvu- UArkasıSa.r.Sü.l'dc KARABAĞ VE BOSNA İÇİN ÇAĞRI 9. Sayfada DEMİREL: AŞKABAT ZİRVESİ BARIŞA HİZMET ETTt 16. Sayfada yok ediyor OSMANOLCAY Dcvletler hukuku çerçe- vesınde çö- zümler BM vc>a AGİK'- ten geçer. Ama J şunu göz j önünde tut- makta yarar m var: Bazen, Eski BM ıemsiicw BMnin işleyi- şınin yavaşhğı haksız olan tara- fa oldubiltileri gerçekleştirme, kabul ettirme olanağını verir. Bunu. Türkiye'nin BM yasası dışında girişimine gerek gördü- ğüm için belirtmiyorum, oldu- biuiyi daha çok Ermeni silahh kuvvetlerinin oldubittisinden MArkauSa.l 7 ,Sü.5'te Ermenistan yeııi Israil oluyor VAHtT HALEFOĞIA) Karabağ'da bir trajedi ya- şanmaktadır. Sovyetler Bir- liği'nın dağıl- masından son- ı ra ortaya çıkan oıorite boşluğundan faydalanan Ermeniler, 1917 İhtilali'nden sonra yaptıkları gibi Türklere saldırmaktadırlar. Karabağ bölgesi, Azerbay- can içinde Ermenilerin çoğun- lukta olduğu. ancak AGIK'in de Türkiye'nin teşebbüsü ile son olarak teyit ettiğj gibi Azer- baycan toprağıdır. Ermeniler, UArkasıSa. !7,Sü.5te ERMENt SALDIRISI VE ÖTESİ ERGUN BALCI'nın yazısı 9. Sayfada SARAYBOSNA ALEVLER İÇİNDE: 50 ÖLÜ 9. Sayfada 68 yaşındaki Ibrahim Çetin 1978'in ağustosunu şöyle anlatıyor: Tekneler süslenmiş, herkes en giizel giysilerini giymişti. Kaçak avcılıkla geçen çileli gönlerin sona ermesi kutlanıyordu. Bugün balıkçılar artık göle çıkmıyor. Çiinkü gölde balık kalmadı. (Fotoğraf: ÜMİT OTAN) Çileli Bafa, özgürlüğünü anyor • 1979 yılında kooperatif kuruldu. Aradan beş yıl geçmeden yolsuzluk tartışmaları başladı. tlk gün- ler 10 verip 9 yaz diyen ortaklar balıklarıru yine tüc- cara satmaya başladılar. Borcu 1 milyara varan ko- operatifin bugün feshi gündemde. • Bafa gÖlünde artık balık kalmadı. Geçmişte 300 tona ulaşan yıllık üretim 14 tona düştü. Duvarla- rında "Fresh Fish" yazılı lokantalarda artık Bafa'nın ünlü yılan balığı, sazanı, kefali, levreği satılmıyor. Balık dışahdan geliyor. HAKAN KARA İZMİR - Bafa. Beş Parmak Dağlan'nın eteklerinde gümüş bir ayna görünümünde. Mito- lojık öykülerde "Ay tannçası Bclenc'nin aynası" diye söz edi- li>or Bafa'dan. Yöreye gelen turistlere mutlaka çoban End- ymion ile Selene'nin aşkından söz ediliyor. Rehberlcr. sonsuz bir uvkuya dalan çoban End- şmion'un her dolunay gecesi uvanıp Latmos'un bulutlu te- pelerinde Selene'yle buluştuğu- nu anlatıyorlar turistlere. Bata'nın kuş cennetıni, antik Heraklia'yı, Artemis tapınağı- nı. Latmos'un kayahklan ara- sındaki manastırlan ve çile odalannı da. Ama çok değil, daha 15 yıl önce Bafa'da yaşa- nan kavgayı. balıkçılann çilesi- ni nc rehberler biliyor ne de turıstler. Bafa'nın çevresindeki köyler- de yaşayan bahkçılar yıllarca direndiler gölde balık avlamak ıçm. O zamanlar "ağa" vardı ve göl onundu. Serçin. Çamiçi. Yeniköy, Pınarcık, Kapıkın ve Gölkaya köylerinde bahkçılar, ağanın silahh adamlan karşı- sında canlannı yitirmek pahası- na balığa çıkardı. Turistler için "Selene'nin aynası", bahkçılar için "ekmek kapısıydı." Göl UArkasıSa. 16, Sü.3'te 91-92 öğretim yılının sonu geldi, okullardaki kanşıklık hâlâ sürüyor Ders geçme sisteminde kaııııaşa AYŞESAYIN AMASYA - Orta dereceh okulllar- da 1991-1992 öğretim yılının sonuna gelinmiş olmasına karşın Mılli Eğitim Bakanhğı'nın belirlediği yeni ders geç- me yöntemi okullarda henüz tam ola- rak anlaşılamadı. Okullann büyük bölümünde bütünleme sistemıni orta- dan kaldıran yeni yöntemle ilgili hazır- hklann yapılmadığının anlaşılması üzerine Milli Eğitim Bakanlıgı toplan- tılar düzenlcmeye başladı. Amasya'nın seçim yapılacak bcldc- lerini dolaşan Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan. ders geçme ve kredı sıstemiyle ilgili uygulamalan da değer- lendırdi. Toptan. sistemin anlaşılama- ması nedeniyle alt>apı yetersizliğindcn kaynaklanan aksakhklar olduğunu ıfade ettı. Aksaklıkları gidermek için bütün ıKeilçe Milli Eğitim müdürlük- lcrine bir genelge göndererek değer- lendirme toplantılannı başlattıklannı anlatan Toplan. bu toplantılara öğret- menlerin \anı sıra ılk vc orlaokullar- dan temsiîci öğrencilerin de kauldığını bildirdi. Hazıran a\ı ortasında da \n- kara'da bakanhk temsilcileri. öğret- men, öğrcnci \e eğitim muhabirlerinin katılımıvla büşük bir değerlendirme loplantısı yapılacağını belirten Top- tan, şunlan sö\ledi: "Sislemın özünde öğrencinin kendi sorumluluğunu idrak etmesi var. Ba- şarısız olanlann ba^anh olanlann önünü tıkamaması amacıyla konul- muş bir sistem. Bizim asılpksiğimiz. rehber öğrctmen eksiğidir. Öğrencinin >eteneğini değerlendirecek. yol göste- recek öğretmen yetersizliği söz konu- su. Biz. öncelikle bu tür eksiklikleri gidermeve çalışacağız. Çünkü. bu aşa- madan sonra sıstemden vazgeçmemiz mümkün değil". Milli Eğitim Bakanığı'nın öngördü- Su. /". Sii. ~'de Mencm, Topkapı Sarayı'nın hazine dairesinde şerbet içti. Hahcı, Menem'i çok sevdi • Arjantin Cumhurbaşkanı 130 milyon liraya 3'ü büyük 13 halı satın aldı. Sultanahmet Camii ve Aya- sofya Müzesi'ni gezdi, Boğaz turu attı. FIGEN ATALAY Ayağında bluejean. Sırtında beyaz yakah kırmıa bir göm- lek. Onun üzerinde, göğüs ce- binde "tennis club" yazılı laci- vert blazer ceket. Yüzünde hiç eksik olmayan sıcak bir gü- lümseme. Arjantin Cumhurbaşkaru Carlos Menem, Türkiye ziya- relinin son gününü İsıanbul'u karadan ve denizden gezerek, alışveriş yaparak değerlendir- di. Menem, Devlet Bakanı Şerif E»can, Arjantin Dışişleri Ba- kanı Guido Di Tella, Savunma Bakanı Antonio Erman Gon- zalez, Arjantin'in Ankara Bü- yükelçisi Adolfo Saracho, Arjantin'in ünlü işkadıru Amalia Fortalat'ın da arala- nnda bulunduğu heyetle saat 10.50'te gezisinin ilk durağı olan Sultanahmet Camii'ne geldi. Geziye, mihmandan Gûl- süm Kitapçıoğlu'nu yanakla- nndan öperek başlayan konuk Cumhurbaşkaru, ayakkabıla- nnı çıkardıktan sonra girdiğı camide, Başimam Emrullah Hatipoğlu tarafından bilgilen- dirildi. Fırsaü iyi değerlendjr- meye çahşan Haüpoğlu. "Ül- kemize ve ülkenize hoşgeldi- niz" diyerek başladığı konuş- UArkasıSa.lâ.Sû.S'de MENEM: AMAÇ HER DURUMDA KÂR ETMEK 17. Sayfada CHP Gençlik KoUan büdiıgesi: Ttim partîliler görev başına • CHP Gençlik Kolları toplantısı sonuç bildir- gesinde, CHP kimliği taşımış herkes bu aşama- da göreve çağrılırken, partinin en kısa sürede açılması hedefinin saptırılmaması isten- di. YILMAZ GÜMÜŞBAŞ'ın haberi 5. Sayfada SBFnin 6 MarksizırfIe başı dertte • Genel Başkan Sadun Aren, partinin Marksist kimliğinin sürdüğünü söyledi. Kemal Anadol hiçbir şekilde yeni bir parti içinde olmayacağı- nıaçıkladı.OENİZTEZTEL'- in haberi 5. Sayfada İNÖNÜ: VERDİGİMİZ BÜTÜN SÖZLERİ TUTUYORUZ 5. Sayfada ECEVİT: SHP-DYP KOALtSYONU SORUNLARI ÇÖZEMEDİ 5. Sayfada Devlet dağıtım şirketi kuruyor TURAN YILMAZ ANKARA- Devlet. gaze- tc. dergi vc kiıapdağılımına gırıyor. Kültür Bakanlıgı. dağıtımda oluşan tekeli or- ladan kaldırmak amacıyla, kısa adı TÜYDAK olan Türki\e Ya\ın Dağıtım Kurumu oluşturuyor. Ku- ruluş scrma\esi Başbakan- hk ile Milli Eğitim ve Kül- tür bakanlıklannca sağla- nacuk kıırumda. basın MArkasıSa. 16,Sü.5'te Anneler günü / 3. Sayfada Kutlama mesajlarda Bekâret/3. Sayfada Hepimiz Güzide'nin atladığı yerdeyiz Dava/7. Sayfada Nadir'e 1 milyon sayfalık iddia İş güvencesi / 7. Sayfada ^ Halit ^ Narin'den serttepki Futbol /14 Sayfada Besiktaş'ta şampiyonluk coşkusu OLAyLARIN ARDHNDAKI GERÇEK Karabağ BlVTde... Türkiye, sonunda Ermeni- Azeri çatışması kapsammda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne başvurdu. Bugüne kadar yalnız AGİK çerçevesinde girişimlerle yetinen Ankara'nın sorunu BM'ye gö- türmek zorunda kalması, bir açıdan gecikmiş bir çıkıştır; bir başka açıdan zamanlaması ye- rinde bir adımdır. Gerçekte BM Güvenlik Kon- seyi'ne önce Bakü başvurmuş, Türkiye Azerbaycan'ın yazılı yardım çağrısmı ikinci bir mek- tupla desteklemiştir. Bu yöntem, hem Karabağ sorununun Azer- baycan'ın iç işi olduğunu belir- leyen, hem Dağlık Karabağ'ın zorbalıkla ele geçirilmesinin uluslararası boyutlannı vurgula- yan bir nitelik taşımaktadır ki Ankara'nın öteden beri benim- sediği ince duyarlılıkla bağdaş- maktadır. Ne olursa olsun, AGİK'ten sonra Dağlık Karabağ'daki kanlı olaylar resmen Guvenlik Konse- yi'nin masasmdadır. Konsey, elini çabuk tutarsa, kaygı verici gelişmelerin Onüne geçilebilir; ağırdan alırsa, üzücü oldubittilerin gerçekleşme tehli- kesi Damokles'in kılıcı gibi ba- şımızda asılı kalacaktır. "Başımızda" diyoruz; çünkü daha önce bu köşede belirttiği- miz gibi Nahcıvan ya da Kara- bağ'da yaşanan olaylara Türk kamuoyu o kadar sıcak bir ilgi gösteriyor ki konuyu bir dış po- litika sorunu gibi görmek ve göstermek gtiçleşiyor; koalisyon hükümetinin bu bakımdan eli mahkûmdur. * * • • -irkav Sa. 17, Sii. I 'de Avrupa'dan Hollywoo<Ta çalım ABD'de sansürlü gösterilen günün gözde ve dedikodulu filmi Temel İçgüdiT, Cannes Film Festivali'nde tam kopya sergilendi ATİLLÂ DORSAY CANNES - Her yerde Marlene var. Sanat- çının 1932 yapımı "Şangay Ekspresi" adlı ün- lü filminden bir resmini bu vıl kendisıne afış olarak seçmiş olan dünyanın en ünlüfilmşen- liği, sanki Marlene'in. "cbedi Mavi Melek"in artık çok uzaklardan gelen bakışlan altında ccrcyan ediyor. Şenliğin hemen öncesi ölcn yıldızın Fransız basınında bulduğu yere hayreile. biraz da kıs- kunçiıkla bakıyorum: bütün gazctelerde ilk sayfadan manşeı üstü. a>nca France-Soır'da içcriden tam 4, Libraüon'da ise tam 7 sayfa!.. Bir de bizım basınımızın ve özel-rcsmı TV- mizin olaya verdiği yeri düşünüyorum!" "Av- rupah" olacaksak. "çağdaş" olacaksak, "yüz- \ıhn kadmı" Marlene'in ölümü gibi olaylan da çağdaş biçimde değerlendirmek zorunda değil miyiz, dıye soruyorum. Nc var ki \aşam sürii\or. Marlene. afişlc- ri\lc hcr ycrdc olsa da. artık fcstival günümü- /ün hlarları, yıldi7İan. filmleri ve olavlanvla UArkası Sa. 16, Sü. 3 'te GÖZLEM UĞURMUMCU Kuveyt ve Karabağ... Irak ın Kuveyt'i işgali ile Ermenilerin Karabağ'a saldır- maları arasında ne fark vardır? Hiçbir fark yoktur. İkisi de işgaldir. Kuveyt işgali üzerine ABD ve öteki Batı ülkeleri dünya- yı ayağa kaldırdılar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konse- yi hemen harekete geçti. Sonrası biliniyor. Kuveyt'i işgal eden Irak, işgalden önce Sovyetler Birli- ğı, Fransa ve Çin Halk Cumhuriyeti'nden silah satın al- • 4rku\ı Sa. /". .S'w. "dc