06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 1992 PAZARTESİ 8 DUlYK\DA GEÇEN HAFIA Seçmenintercihî kamuoyu araştırmalarınıyendi ÎNGİLTERE EDİP EMİL ÖYM EN(Londra) - Seçim sonuçlan, sadece ana muhalefet İşçi Partisi'ni değil, kamuoyu araştırma şirketlerini de yıktı Çoğu çokuluslu. kibirli araştırma şirketleri, halkm nabzmı nasıl olup da yanhş tuttukiannı şimdi izaha çalışıyorlar. Aylardır radyo, televizyon ve gazeteler. anket sonuçlannı yayımhyor, yorumeular da yüzdelerden anlam çıkartmaya çahşıyordu. Anket sonuçlannda ortak nokta, iki büyük partinin de Avam Kamarası'nda salt çoğunluk için gerekli 326milletvekilini bulamayacağı, bu nedenle "anayasal bir bunalım" çıkacağı beklentisiydi. Bu durum, üçüncü parti olan Liberal Demokratlar'a yarayacaku. Parti, aniden "anahtar" olacak, ya bir azınlık hükümetini dışardan destekleyecek, ya da ve tam tersi oldu. Kamuoyu şirketlerinin ilk "gafı" değildi bu. 1987seçimindede tahmin hatalan büyûktü. Sosyal psikolpjinin karmaşık teorilerini, istatistiğin hassas yöntemleri ile uygulayan şirketler. "seçmen bildiğini okur" gerceğini, anket sonuçlanna aktarmaktan aciz kalmışlardı. Seçimde Muhafazakâr Parti 336, ana muhalefet partisi de 271 milletvekili çıkarttı. Kamuoyu şirketleri bunun tam tersini tahmin ettikleri için şimdi, "Pıyasa Araştırma Kurumu" durumu incelemeye başladı. Kurum, bu tür şirketlerin çalışma biçimlerinin belli standarüara uyup uymadığına bakıyor. En büyük şirketlerden NOP, yaptığı açıklamada, "Bu bizım için büyük mahçubiyet, hiç kuşkusuz böylebu" dedi. Şirketler, nasıl olup da bu kadar farklı sonuçlara vardıklannı açıklamaya başladılar böylece. Onlarca en geçerli biriyle koalisyona girecekü. Anketlere göre neden, "anketler, seçime birkaç gün kala heriki büyük parti de seçmenin ancak y üzde 38-40 desteğine sahipti. Kamuoyu, aylarca parüler arasındakJ bu '•başabaşlığa" şartlandınldı. Seçime beş kala, ana muhalefet İşçi Partisi'nin daha öne geçtiğı, bir olasılıkla 13 yıl aradan sonra iktidan yakalayabileceği anlatılır oldu. Ovsa. bütün bu tahminlerboşa çıktı bitirilmişti, dolayısıyla son ıki gündeki eğilimi yansıtmıyordu." Gerçektende seçmenin, İşçi Partisi'nin gelir vergi matrahını çok az da olsa yükseltme planından korktuğu. Muhafazakâr Parti'nin de bu korkuyu tam zamanında körüklediğini, son iki günde, "ortada duran" seçmenin safını seçtiği anlaşılıyof. Seçim öncesinde yayunlanan bu karikatûr, sandıkUn "koalisyon sorunu" çıkacağını varsayıyordu. Anketler yanılınca, o da gerçekleşmedi.(INDEPENDENT) Mitterrand,eşinigetirmemeyitercihetti MtNE G.SAULN1ER (Paris) - Nikâh memurlan önlerine gelen çiftleri "kan koca"ilanetmeyı sürdüredursunlar. kan ve koca sözcükleri günümüzde büyük bir prestij erozyonu ile karşı karşıya kalmış bulunuyor. Çorabı düşük. saçı başı dağınık bir imge veren "kan" sözcüğü ile sakalı ağarmış, tek dişi kalmış bir göçüklüğü simgeleyen "koca" kavramlan özellikle aydın çevrelerde artık daha az anılan tınlamalar. Entel çevrelerde, artık insanlarevlilik ortaklannı, sanki birbirinin tıpktsı gibi "eşım!"" tanımıyla sunmaya özen gösteriyorlar. Oysa, örneğin Bayan Mitterrand"ı. Bay Mitlerrand'ın "eşi" diye sunmak, Fransa Cumhurbaşkanı ile hiçbir benzerliği içermiyor. François Mitterrand ile Daniele Mitterrand, on yıllık Fransa Cumhurbaşkanı'nın, cumhurbaşkanı seçildıği günlerdeçoktan kopan bir bırlikteliği yaşıyorlardı. Boşanmadan ayn gibiydiler. MiıteiTand başkan seçilince, görünümü kurtarmak söz konusu oldu ve başına buyruk, idealist bir kadın olan Bayan Mitterrand. büyük ölçüde çevresinin zorlamasıyla pek de talip olup ısmmadığı "cumhurbaşkanı eşliğini" oynamaya soyundu. Daniele Mitterrand'ıncansıkıcıvekişilığineuygun bulmadığı burolde avunması için. kendisine çok sevdiği hayır işlerinde yeni rolünden yararlanması önerildı. Daniele Mitterrand. kendisini "Fransa Özgürlükler Vakfi"na adadı böylece. FRANSA Bayan Mitterrand,dünyadakiezilenlerin hepsine acımayı. ama bazı ezılenleri dığerlerinden daha çok savunmayı kendisine görev edindi. Kürtlerin, Daniele Mitterrand'ın gönlündeki yeri bambaşka. Türkıyeüçgüniçindeyanmmilyonlraklı Kürt göçmenine, yatacak. yiyecek ve sığınacak yer vermek zorunda kaldığında. "Yanm milyon Kürt göçmene birer battaniye verilemivor!" dedi Kendisine. "İtalya'nın yinni bin Arnavut göçmenı haftalarca naylon torbalar altında vatınrken niçin tepki göstermediği" sorulduğunda, "Dünyadaki tüm zavalhlarla uğraşmak zor" yanıtı alındı. Bugün Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Türkiye'ye yalnız geliyor. Daaiele Mitterrand, Güneydoğudaki ayaklanmada Türkiye"nin Kürt aynlıkçılara karşı verdiği savaşı protcsto etmek için, bu gezıde "eşinin" yanmda yer almadı. Elysee Sarayı yetkilileri, gazetecilere Bayan Mitterrand'ın gezideki yokluğunu anlatmakta epeycezorluk çektiler. Öncc, "Japonya'yagidiyor"dendiresmi • ağızlarca. Daniele Mitterrand vakfı. "Hayır, Türkiye'yi protesto ediyor," açıklamasını yapınca. Elysee sarayı bu kez taktik değıştirdi ve "Daniele Mitıerrandın gitmeyişini açıklamak zorunda değiliz." deyıpçıktı işin içinden. Aslında veçok içten derinliğinde. Daniele Mitterrand'ın bu geziye katılmaması tüm ziyaret ekibıne rahat bir soluk aldırdı. Ya katılıp da Ankara'dan hesap sormaya kalksaydı, "Siz benim Kürtlerimin ayaklanmasıhı niye bastınyorsunuz bakayım?" diye, daha mı iyi olacaku?Türkiye, hcr "büyük" erkeğin arkasında bir kadının bulunduğu. sıyasal önder "eşlerinin", önemli kocalanyla el ele dolaşmadıklan zaman artlannda "kapı" gibi durduğu, dayanışma örneği bırülke. Evelallah, lıderlerimizın hıç bıri "eşsiz" değil. Yurdumuz bugün. "kan"sıyla hiç el ele dolaşmayan, aynı düşüncede olmayan, "eşsiz" bircumhurbaşkanını ağırlamaya haarlanıvor. Atinalılarnp • j • • • Tntsısıçın ağhyor YUNANİSTAN STELYO BERBERAKIS(Atina)- Yunanistan'ın başkentı Atina. geçen hafta belediye başkanını kaybetti. 55 \ aşındaki sportif, dinamik. sigara düşmanı vedeli-dolu Belediye Başkanı Andonis Tnısis'in bey in kanaması geçirerek yaşamını yilirmiş olması tüm Yunanistan'ı üzüntüye boğdu. Tritsis 15 gün önce acilen kaldınldığı hastanede tedav i görürken ikınci \e daha ağır bir kanama daha geçirmiş veduy ulannı kavbeimişti. lOgünsüreıletıbbi avgıtlarla hayatta tutulanTritsis.cn soüundaecel'e karşı verdiği mücadeleyi kaybetti. Mimar-mühendisTritsis, öğrencilik yıllannda dekatlon vc uzun ailamada Balkanşampıyonluklan kazanmış, cunta > ıllannda albaylara karşı amansı/ bir mücadele vermiş, PASOK hükümetleridöneminde Eğitim ve Din Bakanlığı yaparken papazlara karşı olan tabulan kırmış ve Başbakan Andreas Papandreu ile "aynı düşünceleri pa\ laşmadığmı" söylemek "cürettıni" göstererek PASOK'tan aynlabilmış bir kişıliğe sahipti. Öyle oîmasa zaten ıki \ ıl önce Atina Belediye Başkanlığı seçimİerinin en güçlü adayı. ünlü Melina Merkuri'yi nasıl yenebilirdi ki? Tritsis Çevre Bakanlığı da yapmıştı. Bu bakanlık göre\ i süresince Atina'y ı boğan hava kirliliği ve trafik sorununu çözmek için hükümete sunduğu ve büyük birciddiyetlehazırladığı projesı neyazık kiciddiyealmmayacaktı.. Tritsis'in en büyük ha>ali Atina'nm yeniden tramvaylara kavuşması ve şu anda 27 km olan tek hatlı Atina metrosunu 270 km uzunluğuna çıkarmaktı.. Tüm bunlann gerçekleşebilmesi için Atina'nın altını üstünegetirmekgerekiyordu.. Tritsis. işte bu projesini uygulamak için sağdan şoldan para toplamaya çahşıyordu. Ama tüm Yunanlılann gözlerini yaşartan Tntsis'in cenaze töreninde. başbakan dahil tüm siyasi liderler. -Tritsis'e "deli" diyenlerdahil- Tritsis'in "üstün zekâlı biri olduğunu ve yerini kimsenin dolduramay acağından" sözetmecesaretindebulundular ve Atina'da üç günlük y as ilan ettiler. Kampanya yolunda Birleşik Krallık'ta geçen perşembe yapılan seçimlerin sonucu belli oldu, ancak kampanyanın yorgunluğu henüz geçmedi. İşçi Partisi lideri Neil Kinnock'ın son hafta GaUer böigesinde sürdürdüğü kampanyasını adım adım izleyenlerden bıri 78 yaşındaki Michael Foot'du. Foot. oyunu vereceğı partinin dokuz seçim bölgesindeki kampanyasını 11 yaşındaki köpeği Dizzy ile birlikte yakından takip etti. The Independent'tan Brian Harris'in bir kampanya anı sırasında görüntülediği bu ikili, bir sonraki seçim sandığmdan çıkacak olası İşçi Partisi iküdannı görememe endişesini taşıyor olsagerek. Sovyet casusları işbaşında BELÇÎKA SABETAY VAROL(Brüksel) - Belçika son günlerde yeni \e kapsamh bircasusluk skandalı ileçalkalandı. Amerikan istihbarat örgütü CIA'ya transferolan bir köstebeğin verdiği laze bilgiler. eskı Sovyet istihbarat örgütü KGB'nin, sanıldığının tersine Belçika'daki faaliyetlerine son veımediğıni göslerdi. Uzunyıllardan beri Sovyet casusluk örgütü hesabına çalıştığıortayaçıkan 11 Belçikalı. savcılıkça gözaltına alınırken. iki Rus diplomaü 24 saat içınde Belçika'yı terk etmeyeçağnldı. Tutuklanan Belçika vatandaşlan arasında Flamanca Siandaart gazelesinin 57 yaşındaki muhabiri Guido Kindt de bulunuyor. İşin ilginç yanı. bir anda bomba gibi patlayan bu skandalın'Belçika ' """ gazetelerinin manşetlerinı işgal ettiği bir sırada BDT Başkomutanı Mareşal Yevgeni Şapoşnikov'un Belçika başkentinde bulunmasıydı. Eski askeri istihbarat örgütü sorumlusu olan Şapoşnikov, NATO ve eski Varşova Paktı üyesi ülkelerin genelkurmay başkanlan arasında NATO şemsiyesi altında yapılan toplanlı için buralara gelmişti. Çok kısa bir süre öncesine kadar, Sovyet diplomatlannın hangi nedenle olursa olsun. NATOmerkezinin kapısından bileadımlannı içeri atması kesinlikle yasaktı. Son siyasi gelişmelerden sonra. eski Sovyet yeni Rus Büyükelçisi Affancievski'nin son aylarda neredeyse her gün NATO merkezinde öğle yemeği yediğj, NATO çevrelerinde espri ile kanşık söylenip duruluyordu. Eskı düşmanlıklann dostluğa dönüştüğü. NATO'nun tüm Avrupa kıtasının, halta Avrasya'nın güvenlik örgütüne dönüştürülüp dönüştürülmeyeceğinin tartışıldığı bir ortamda.eski KGB'nin faaliyetlerine devam ettiğinin ortay a çıkanlması. Batılı çev relerde tam bir soğuk duş etkisi yaptı. Gerçi eski KGB hücrelerinin itratejikkonulardançok. sivilveaskeri amaçlı teknolojı casusluğuna ağırlık verdıklen. Belçika karşı ıslihbaraı örgütü elemanlannca belirlenmiş bulunuyor. Ancak Bmükelçilik Birinci Sekreteri "köstebek" Vladimir Komopliefin itiraflan buna rağmen şok etkisi yaptı. Yeni köstebeğin KGB'ye çalışan 34 Belçikahnın adını verdiği ve halen çalışmalannı sürdüren Belçika'daki KGB istihbarat ağının 10 yıllık geçmişi olduğu göz önüne alındığında tutuklu sayısının daha da artabileceği bcliniliyor. Belçikalı istihbaratçılar. "resmi" ajanlann son bir yıl içinde casusluk faalıyetlerini belli oranlarda azalıtığını. ancak yerel temas arayışlanna son vermediğini akiardılar. Bu kaynaklâra göre. Moskova'daki tüm temizük kampanyalanna rağmen. KGB üst yönetimi. tehlikeyi büyük ölçüde atlatmasını becermiş. ancak SSCB'nin dağılmasından sonra stratejik konulardan çok teknololoji konulanna ağırlık vermeye başlamıştı. Tutuklanan Belçikahlar arasında. bir gazeteciden başka. bir mühendis, bir eğitim müfettişi ve 5-6 kadar subay bulunuyor. Dışlanmışlıkduygusu, Turkler arasındamilliyetçiliğikörüklüyorDİLEK ZAPTÇIOĞLU (Beriin) - Bonn'un Türkiye politikası ve yarattığı tepkiler, Almanya'da yaşayan vatandaşlanmız arasında huzursuzluğu, son iki haftada tırmandırarak çok gergin bir noktaya vardudı. Alman hükümetinin geçici silah ambargosu kararı ve basın-yayın organlannda Türkiye'yi toptan hedef alan yayınlar, burada yaşayan ve artık geri dönme niyeti taşımayan 2 milyona yakın vatandaşı derinden etkiliyor. Almanya'da uçurumlar kazılıyor. Derinleşen uçurumlardan biri, Türkiye vatandaşlan ile Alman toplumu arasında. Zaten var olan ve son aylardaki ırkçı saldınlarla, 'yabancılar ve mülteciler dışan* sloganlarıyla derinleşen uçurum, Bonn-Ankara gerginliğiyle aşılmaz boyutlara vanyor. Duygular, nesnel analizlere meydan bu-akmıyor. Geçen yıl 30. yıldönümü kutlanan dışgöç sürecinin geldiği noktada, Türkler ve Almanlîu- arasında bir kaynaşmadan söz etmek güç. Kabul edilmemişlik, dışlanmışlık duygulan, Türkiye'ye karşı bir eleştiride hemen aşırı milliyetçiliğe kanalize olma tehlikesüıi beraberinde getiriyor. öfke milliyetçilikte ifade bulunca, hedefi de kolaylıkla başka bir millet oluyor: Aynmsız 'Almanlar'a yöneliyor. "Türkler, Almanlara karşı tek vücut" oluyor. Almanya'da yayımlanan Türkçe ALMANYA gazeteler, duygulan körükleyen yayınlarıyla 'Almanya Türkün sesiyle inledi' uçurumu derinleştiriyor. Uçurumlardan daha tehlikeli olanı ise, Almanya'daki Türkler ve Kürtler arasında yeni yeni oluşmaya başlayan ayrılık. Şimdiye değin Almanya'daki Türkiye vatandaşlan 'kader birliği' içindeydi ve kutuplaşmadan söz etmek imkânsızdı. Kürtleri temsil eden çeşitli örgütler, Almanya'da yaşayan ve sayısı 300 bin olarak tahmin edilen Kün kökenliler arasında çok küçük bir tabana sahipti. Sorunlar ortaktı. İşsizlik, emeklilik, çifte vatandaşhk, bedelli askerlik, seçme-seçilme hakkı, ırkcılık... Almanya'da siyasi.yelpazenin sağında ve solunda yer alan örgütler, 2 milyonluk kitle içinde geniş tabanlara sahip değildi. En büyük desteği Islamcı örgütler topluyordu. Din paydası Türk- Kürt dinlemiyordu. Almanya'daki vatandaşlanmız çok uzun yıllar burada yaşamalanna, hatta burada doğup büyümelerine karşın hâlâ Türkiye'deki gelişmelerden çok etkileniyor. BUtün araştırmalar ve gözlemler bu gerçeği doğruluyor. Yurtdışında yaşayan insanlar çoğunlukla milliyetçi duygulara daha yatkın. Milliyet ve din, korunmaya çahşılan kimliğin baş payandalan niteliğinde. Hele Almanya gibi, Türkiye'den gelen insanların bir türlü iç içe geçemediği bir toplumda duygulaı serinkanlı tahlillere daima ağır basmaya aday. 'Gelenek', 'din', 'milli kimlik', 'milli kültür' ayazda kalan insanın çevresine toplanıp ısınmaya çalıştığı bir ates; ama yakıcı bir ateş. Almanya'da özellikle Türkleri hedef alan 'yabancı düşmanlığı' ve Neonazi akımlar zaten insanlanmızı 'sürüden aynlanı kurt kapar' mantığıyla kenetlenmeye sevk ediyor. Alman hükümetinin politikası ve daha da kötüsü, son haftalarda basın- yayın organlarında tüm Türk toplumunu hedef alırcasına yapılan yalan yanhş yaymlar, bu tepkileri katmerlendirdi. Aünanya'da uçurumlara karşı duyarlı olmak gerekiyor. 'Türk-Alman' veya 'Türk-Kürt' aynmlan ne Türkiye'de ne de Almanya'da var olan sorunlan açıklamaya veya çözmeye yarayan aynmlar değil. Berlin'de Kreuzberg'de birkaç ay önce Türk gencî Mete Ekşi'nin yabancı düşmanı Almanlar tarafından öldürülmesi üzerine Türk gençleri bir yurüyüş düzenlemişti. Türk gençlerinden biri 'Bir Türk bin Alman'a bedeldir!' diye bağınyordu. Bjiınun üzerine Almanya'da doğup büyümüş başka bir genç şöyle diyordu: "Neonaziler de 'Bir Alman dünyaya bedeldir' demiyor mu? Biz de böyle dersek onlardan ne farkımız kahr?"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle