Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonim
Şirketı adına Berin Nadi • Yazı Işleri Mudurleri: Füsun Özbilgen
(Sorumlu), Celal Başlangıç • Yazı Işleri Mudur Yardımcısı:
Salim Alpaslan • Sa>fa Duzenı Yönetmenı: Ali Acar • Adana
Temsilcisi: Cetin Yigenoğlu
tç Politika: Mehmct Tezkan Istanbul Haberleri: Ş*n»y Kalkan, Ekonomi: M««l T»m*r, Dış Haberler:
Ergun BaJcı. Kültur: Murşil Balabanlıtar, Spor: Abdülltadir Yucelman, Makaleler. Sami Karaören, Du-
zeltme- Abduliah Vaacı • Koordınatör: Ahmet Korulsan • Maü Işler: Erol Erkut • Muhasebe:
Bulenı Yeoer • Butçe-Planlama: S«vgi Osmanbeşcoglu • Reklam: Ayş« Torun • Idare: Hustyin Gn-
rer • İşletme: Önder Çelik • Biigi-lşlem: Nail Inal • Personel: Sevgi Bostancıoglu
Baanı vt Yaycn Cumhunycı Maıbaaahk vc dmccilik T.A-Ş TOrkocaiı Cad. 39/41 CMfioVa
M334 Isl PK 246 lsıanbul lil 512 05 05 (20 hal>. Tde*. 22246. Fa. (1) 52* 60 72 • Bdrotor
\akiii: Zıya Ookalp Blv Inkılap S. No. 19/4. Tel- U3 II 41-47. Tekx. 42344, Faı: (4) 133 05 65
• Umir. H Zıya Bh 1352 S. 2/3. Tel: 13 12 30. TOa. 52359. ?VL (51) 19 53 60 • M K
Inömı Cad 119 & No- 1 Kn 1. Td: 19 37 52 (4 hal). TMra 62155, FM: (71) 19 25 7»
TAKVİM 13 NİSAN 1992 Imsak.4 50 Guneş: 6.22 Öğle. 13 09 Ikındı: 16.51 Akşam: 19.47 Ydtsı:21.11
Japon temizliği
• ANKA (Ankara) - Kamuoyunun
hedcfı halınegclcn Aliağa Termik
Santralının çevreye verdiği za rarın
önlenmesi için bir Japon firması
hükümcic başvurdu. Çev re kirliliğine
yol açan santrallara antmu sisicmi
kurmakla iinlü bir Japon firması. geçen
günlcrdeÇevre Bakanı Doğancan
Akyürek ile bırlikte Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Ersin Faralyalı'ya
bircrmektupgöndcrdi. Akyürek \e
Faralyalı'nın BakanlarKurulu
loplantısmdadagündcmegetirdikleri
öncridc Japon fırma. Aliağa Termik
Santralfnaantma sistcmi kurmavı \c
böylclikle lzmir"dc orlaya çikan hava
kirliliğinin önlcnmesini öncriyor.
Bakanlar Kurulu üyclerinınfirmanın
önerisine sıcak baktiklan bildirildı.
Faralyalı. konuya ılişkin soru> u
yanıtlarkcn karşılıklı görüşmelerin
başladığını. kısa birsürciçindcfırmanın
önensinin yamtlanacağını bildirdi.
Yasağateşekkür
• ANKA(İsıanbul)-Türkiye Kanscrlc
Savaş Vakfıve Türk Kanscr Derneği
(TK D). sigara yasağı uygulanan
kuruiuşlarla, sigaraya karşi savaşan bazı
kişilcrc tcşckkürşilti verccck.
Türk Kanscr, Dcrneği Sosyal Komitc
Başkanı BctülGorbon'danalınanbilgiyc
göre TKD vc Türkiye Kanscrle Savaş
Vakfı yönetim kurıülan. kanserle
mücadcledc gösterdikleri çabalar
nedeniylc bazı kişi vc kuruluşlara
tesckkürşiltıverrncyikararlaşiırdı. 17
Nisan 1992 tarihindcdüzenlcnccck bir
lörenleşiltlersahiplcrini bulacak.
Sıcak mekânlar
• AA(Ankara)-KültürBakanlığı.
kütüphanclcri. "soğuk ve rcsmi yüzlü
merkczlcr" görünümünden kurtaımak
için birdiziçalışma başlattı.
Kütüphanclcre Batıdakı "Public
Library" görünlüsü vermcyi amaçlayan
çalısma. tüm kütüphanelcrekimlik
göstcrmcden ve ön koşul aranmadan
hcrkesin girebılmcsini öngörüy or.
KüıüphanclcrGcncl Müdürü Prof. DT.
Tülcn Sağlamtunç. pılot bölgc olarak
Ankara Ycnimahallc vcOran kentindcki
halk kütüphanclcnndc başlatılacak
uygulamanın daha sonra lüm Türkiye
çapında yaygınlaştınlacağını belirlü.
Miting ertelendi
• CUMHlRİYET(İzmir)-"Siyanürlü
Altına Hayır" mitingi yağmur nedeniylc
ertelendi. BcrgamaOvacık köyündc
planlanan allın madcni işletmcciliğinde
uygulanacak tcknolojiyi vealtının
aynşlınlmasındasiyanürkullanımını
protesloetmek. planlanan projcnin çcvre
vc insan sağlığı uçısından yaratacağı
tchlikclerigündemcgclirmckamacıyla
dûzenlcncn muıngin yağış ncdenıv le
crtelendiği açıklandı. Bergama'da allın
projesinin bu biçimiyle
gcrcckleşiirilmcmcsi gcrckliği görüşünü
savunan Bakırçaj Bclediyclcr Birliği
larafından dûzenlcncn mitingin
önümüzdeki günlerdcyapılacağını
bclirtcn yetkilılcr. miting larihinin dah.ı
sonra acıklanacağını vurguladılar.
Habepleşmede
standart
• Cl MHL RİYET(DenizK)- Ulaştırma
Bakanlığj. habcrleşmc hızmcılcrinin
daha scri yürülülebılmesi için Türk
Slandartlar Enslilüsü'nün öncrisi üzerine
poslayla göndcrilcn zarf. kart vc yanşma
kâğıtlanna standart gctirdi. Rcsmi
Gazctc'deyayımlanankararagöre
habcı lcşmedcki slandartlar. I yıl sonra
ürctimvcsatışaşamasında/orunlu
olarak uygulanacak. Bakanlık.
sıandartın. posiada vediğcryazışma ıle
habcrleşmc amaçları için kullanılan
zarflar. kartlanyapılmışkartlarvczarfsız
postalanabilcn yazışma kâğıtlannı
kapsadığını. özcl amaçlı ıcbrik vc
davetiyczarflannı vcdüşük gramajlı özcl
uçak zarflannı kapsamadığını duy urdu.
Kristal Elma
İstanbul HaberSenisi- Reklamcılar
DerneğTnin buyı!4. kczgerçckleştırilen
"1991 Türkiye Reklam Ödüllcri
Yanşmasfsonuçlandı.Ödüllerdüngccc
Hilton C'onv cntıon Ccnter'da
düzenlcnen "Kristal Elma Balosu"nda
sahiplerincdağıtıldı. Reklam. medva ve
iş dünyasından çok sayıda dav ctlınin
kalıldığı ödül töreninde ay nca "The
Tempiations" da bir konser v crdi.
Yanşmaya basın, tclevizyon vcaçıkhava
dallannda toplam 345escrkatıldı.
Kristal Elma Balosugecegeçsaatlerc
kadarsürdü.
Kumullanmız
bozuluyor
• AA(İzmir)-Türkiye'dckumıılIann •
(kumsallann) hcnüzekolojik birdeğer
olarak kabul edilmediği vc hızla sürcn
kıyı tahribi içindc yok olup gittiği
bclirtildi. Doğal Hayalı Koruma Dcrneği
(DHKD)yayını olan "Kelaynak'ta yer
alanbiraraştırmada. Türkiye'dcde
kumulsisiemlerini koruma bilincinin
gelişmesi gerekıiği vurgulandı.
Kumullann. doğada görülcn cn dinamik
yapılardan biri olduğu belirtilcn
araştırmada. şugörüşlere yer vcrildı:
"Kumullar. sürckli değişim gcçirirlcr.
Jeomorfolojik veekolojik özellikleriylc
çeşitli kurak vesulak alan ortamları
meydana getirirler. Kumullar. akarsu
deltalan, lagün. haliç vc tuzlalann varlığı
için gereklidir. Deniz kaplumbağalan.
fok balıklan vcpek çok kuş türü. yalnı?
kıyı şeridinde bulunan \ e ncsli tükenmc
ıchlikesi alundaki bitkı ve hayvan
türlerinin korunması açısındanda
yaşamsal öncm taşır."
Alman yönetmen Dietl, Stern dergisinin başına patlayan Hitler'in günlükleri skandalını Schtonk (Büyük Rezalet) adıyla fılme çekti
HMer'denStern'euzanankomediDtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berün) - Dünya basın tarihinin en büyük skan-
dallanndan biri, 198Jte Alman "Stern" dergisinin başına patlamıştı.
Hitler'in günlüklerini yayımlamaya başlayan dergi, belgelerin sahte
olduğu anlaşıldıktan sonra bütün saygınhğını ve inandırıcılığını yittr-
mişti. Alman yönetmen Helmut Dietl, Hitler'in sahte günlükleriyle
ilgili basın olaymı "Schtonk" adlı fılminde ele aldı; Almanlan ve
"Führerleri"ni konu alan şahane bir komediye dönüştürdü.
1945 yılı nisan ayı: Berlin üzenndekı
gökyüzü, ucaksavarlann ateşleriyle ve ya-
nan kentin alevleriyle ışıl ışıl. Berlin düşü-
yor; savaş. sonuna yaklaşıyor. Askerler
bir yeralu sığınağından iki ceset çıkanyor-
lar. Bir bombadan aria kalan çukura atı-
yorlar. Projektörün ışığında cesetler görü-
yor ve teşhis ediyoruz. Adolf Hitler ve
intihar etmeden hemen önce evlendigi ka-
nsı Eva Braun. Askcr. birkibritçakıyorve
eğilip Hitler'in ceketini tutuşturmaya çalı-
şıyor. Nafıle... Ceset tutuşmuyor: "'Führer
yanmıyor efendim!"" Askerin amiri SS su-
bayı. savaş bittiği için üruformasını çıka-
np kravatını bağladıktan sonra bir bidon
benzini Hiller'le Eva Braun'un üzerine
döküyor. Cesetlerden çıkan alevler Ber-
lin'in gökyüzüne kanşıyor.
"Schtonk" işte böyle başlıyor. Schtonk
ya da Türkçe okunuşuyla Ştonk ne de-
mek? Charlie Chaplin, dâhiyane fllmi
"Büvük Diktatör"dc Adolf Hitler'i taklit
ederken bir söylev çeker. Söylev. kulağa
Almanca gelen, aslında anlamsız kelımc-
lerden oluşur. İçınde bol bol "ingen", "an-
gen". "ayn" gibı hecelenn geçtiği bu sözü-
mona Almanca anlamsız söylevın sonun-
da Şarlo haykınr: "Schtonk! Schtonk!
Schtonk!'" Schtonk'un bir kelime anlamı
da vardır: İbranicedir ve "büyük rezalet"
demektir. Ama "Ştonk" kelimesi Charlie
Chaplin için Almancanın en çirkin ve ku-
lak. tırmalayıcı yanının kısa yoldan ifadesi-
dir. "Schtonk" ile doruğa uîaşan anlamsız
söylev. Hitler'in mılyonlarca kişiyi ölüme
sürükleyen trajik yanını gülünçleştirir ve
saçmalığını vurgular.
"Schtonk". aslında komedi türünde ba-
şanlı olamayan Alman sinemasının yarat-
tığı en usta İcomedilerden biri. Konusu ise
Stern dergisi, sahte Hitler günlükleri ve bu
günlüklerin yarattığı sansasyon.
Hitler'in sahte günlükleri, profesyonel
bir uçkâğıiçi olan Konrad Kujau tarafın-
dan yazılmış, Gerd Heidcmann adlı mu-
habir tarafından Stern dergisine getirilmiş
ve dergiye tam 12 mılyon marka malol-
muştu. Filmin yönetmeni Dietl, günlükler
bağlamında Hitler döneminin Alman top-
lumunun büyük kesiminde yarattığı ve
hâlâ süren yan suçluluk ve yan saygıyla
kanşık çelişik duygulan düşündürücü bir
yaklaçımla beyazperdeye aktanyor. Film-
de. derginin sahibi liberal. "doktor" un-
vanlı genç yönetici günlükleri eline alınca,'
"Führer yazrruş" diyor, "bu satırlan oku-
mak ne müthiş bir duygu!"
Filmde. Almanya'da hâlâ Hitler döne-
mine nostaljiyle bakan bir kesimin var
olduğunu görüyoruz. Bunlardan biri de
Stern muhabiri Gerd Heidemann'ın ken-
disidir. Günlükleri Stern"e getiren muha-
bir Heidemann, mesleği icabı uzun süredir
eski Nazilerle ve Hitler dönemiyle ilgile-
nir. Mesleki ilgi zamanla Hitler nostaljisi-
nedönüşür. Heidemann, günlükler ortaya
çıkmadan on yıl önce, Hitler'ın sağ kolu
Hermann Göring'in eski yatı "Carin H"yi
satın almış ve hurdaya çıkmaktan kurtar-
mıştır. Göring'in yatında eski Nazilerle
tuıluşur. konuşmalan teybe alır ve kitap
haline getirmeyi planlar.
Gazeteci, eski Nazilerle düşüp kalktık-
ça. o dönemi ve Hitler'i yücelten çeyreye
de girer. Almanya'da, Amerika'da. İngil-
tere'de faşizmin aktörlerinden arta kalan
eşyalan. madalyalan, resimleri, üniforma-
lan ve belgeleri satın alıp biriktiren zengin
koleksiyoncular vardır. Ve Stern muhabi-
ri, ilişkide olduğu bu koleksiyonculardan
binnde Hitler'ın olduğu söylenen bir gün-
lükle karşılaşır. Günlüğün üzerinde Hit-
ler'in isminin baş harfleri vardır; defter
eski ve yapraklan solgundur.
Gazetecı. olayı Stern"deki müdürlerine
aktannca. hemen günlükleri temin etme
görevi alır. Stern dergisinin sahibinden
muhabirlerine kadar bütün gazetecileri
bir "'Hitler ateşi" sarar. Günlükler paha
biçilmez değerdedir, bir sansasyondur;
Stern, yalnız kendi tirajını arttırmakla kal-
mayacak, yayın haklannı dünyaya sata-
rak dev bir kazanç sağlayacaktır.
Gazetecilerin bilmediği ve günlüklerden
gözlen kamaşüğı için araştırmayı ihmal
ettiği gerçek şudur: Nazi eşjası toplayan
koleksıyoncu. günlüğü Konrad Kujau
adındaki bir adamdan almıştır. Bu adam.
zengin Nazi hayranlanna sahte belge ve
eşya satmakla yolunu bulmaktadır. Ko-
leİcsiyoncuya da sahte bir Hitler günlüğü
satmıştır. Stern, günlüklerle ilgilenince
adam oturup hanl hanl "Hitler günlüğü"
yazmaya başlar. Hatta sobasından çıkan
külleri bile Stern"e "Führer'in ve Eva
Braun'un külleri" olarak satar. Stern, gö-
zü kapalı 12 milyon mark vererek sahte
gıinlüklen satın alır. Ve sağlam bilirkişile-
re inceletmcden kamuoyuna sunar: herkes
günlüklerin sahte olmadığına yüzde yüz
inanmıştır.
Stern dergisi, 28 Nisan 1983'te "Hitler'-
in Günlükleri Bulundu" manşetiyle çıktı.
Bundan iki gün sonra Berlin'deki resmi
bir laboratuvar, günlüklerin sahte olduğu-
nu belgeledi. Uzmanlann işi çok kolay
olmuştu: Defterlerin kâğıdında beyazlaş-
üna kimyasal maddeler kullanılmıştı, bu
maddeler ise Avrupa'da ancak 1960'larda
üretilmişti, kısacası kâğıt yeniydi, o halde,
Hitler bunlan 1945'ten önce yazmış ola-
mazdı.
"Hitler Günlükleri" yalnız Stem dergi-
sine uzun vadeli zarar vermekle kalmadı,
muhabir Heidemann'la günlüklerin yaza-
n Kujau'nun birkaç yıllanru hapistegeçir-
mesiyle sonuçlandı. Stern tarafından açı-
lan davada "dolandınalık"tan suçlu
bulunan gazetecinin kariyeri bu skandalla
noktalandı.
Hitler'in elyazısmı dâhiyane ustalıkla
taklit eden Konrad Kujau ise, Almanya'-
da bugün aranan bir adam. Açtığı sanat
galerisinde Van Gogh, Picasso, Malisse
veya Rembrandt gibi ustalann ünlü tablo-
lannın kendi yaptığı kopyalannı satıyor.
Kopyalar çıplak gözle asıllanndan ayırt
edilemeyecek kadar basanlı; "Kujau Kop-
yası" etiketini taşıyan resimler sanat çev-
relerinde çok yüksek fıyatlara gidiyor. Ne
demeli. "Schtonk" işte: Hem gülünç hem
korkunç.
Asıl ustalannın edebiyatçılar olduğunu söyleyen Kayahan, belki de onlann melodisini bulduğunu söylüyor
'Odalarda ışıksızım, ama gitarsız değilim'
ENİS ONAT (İstanbul) - Kayahan.
yaklaşık on yıldır arabesk karşısında ade-
ta bir var oluş mücadelesi vereu Türk pop
müziğine yeni bir soluk getiren birkaç
ısımden biri. Söz ve müziğine imzasını
koyduğu 68 parçasının yer aldığı beş kase-
tı üç milyondan fazla satan sanatçının son
calışması 'Odalarda Işıksızım' piyasaya çı-
kalı daha bir ay olmasına rağmen 650 bin-
den fazla sattı. Benzer çizgide müzik ya-
pan Sezcn Aksu, Nilüfer ve Ajda Pekkan'-
ın arka arkaya çıkarttıkları kasetlerin sa-
tış toplamı beş milyonu geçerken, bu isim-
lerin Türk popüna dünya standartlan ba-
zında neler kazandırdıkları, özellikle Eu-
rovision başansızlıklan hatırlandığında çe-
şitli soru işaretlerini de beraberinde geti-
riyor.
Kayahan, dınleyicilerinın tepkilerini
anlamak için çcşitlı anketler yaptınyor.
Bu amaçla bir de şirket kurmuş. Aynca,
her gün kcndisinc gelen onlarca mektu-
bun da tckcr tckcr dceerlendirildiğini be-
hrtiyor. Bu arada. PK 25 80810 Bebek
adresine yazanlann, isterlerse üye de ola-
bilecekleri bir Kayahan Kulübü oluştu-
rulmuş. Kayahan'la günde en az sekiz
saatini ayırdığı ve "sürekli onu düşünüyo-
rum" dcdiği müzığı konuştuk.
- Üç milycnu aşan kaset saüşının getir-
diği popularite özel hayatınıza nasıl yan-
sıdı?
Mahkûmun hikâyesi
KAYAHAN: İyi yansımıyor. Hoş bir
şey değil, ama bunu içimize sindirseler iyi
yansır. Basından dolayı iyi yansımıyor.
Burada kaleminc saygısı olmayan insan-
lardan söz ediyorum. Hakkımda zaman
zaman asılsız vc karalayıcı yazılarçıkıyor.
Ben yoruma karşı değilim, ama yalan yaz-
masınlar. Ben eğer iki yıl sonra Taksim
Meydanı'nda insanlan toplayıp 'Ben bu
işi bıraktyorum. Sorumlusu da basındır'
dersem kimse şaşırmasın.
- Önceki çahşmanızla "Odalarda Işıksı-
zım' arasında yaklaşık bir yıl var. Bu süre-
de yaptığınız besteler arasında son kaseti-
nizde yer alan parçalan belirlemek için
nasıl bir secim yaptınız?
KAYAHAN: Yok. hayır. Bu sürede
yapılan şarkılann hepsi bu. Sadece bir ta-
nedaha var, onu da Nilüfer'e saklıyorum.
- Siz üretken bir sanatçısınız. Entelektü-
el birikiminiz bu üretkenliğinizı nasıl yön-
lendiriyor?
KAYAHAN: Elinde devamlı tualiyle,
fırçasıyla dolaşan bir adam gibiyim. De-
vamlı müzik düşünüyorum.
- Parçalannız genelde sevgi üzenne.
Toplumsal içerikli parçalar pek yok.
KAYAHAN: Birkaç tane var aslında.
"Neden Olmasın?" toplumsal içerikli bir
parça örneğin. "Ee Bebeğim' aşk şarkısı
değil: toplumsal değil. ama kızım için yaz-
dım. Buna benzerleri var ama çoğunlukla
sevda üzerine.
- Gezegende olup bitenler karşısındaki
tepkileriniz, düşünceleriniz sanatg duyar-
Kayahan, arabeski 'tu kaka' bnlmuyor, henuı kıi.J.... uuuudiii&ia, biraz zayıf olduğunu düşünüyor. Arabeskten
değil, basından şikâyetçi olan Kayahan, bir gün bu işi bırakırsa sorumlusunun basın olacağını söylüyor.
lılığıyla yoğrulduğunda. sonuç parçalan-
ruzda nasıl biçimleniyor?
KAYAHAN: Doğru söylüyorsunuz.
Ben bunu kişıye indirgemeve çalışıyorum.
Yani şu ankı sosyal çevreden etkilenmiş
normal yaşay an bir Türk v atandaşı gibi si-
yahı sevişim ya da yalnızlığı sevişim yara-
dılışımdandır, diyorum. Çok genele çık-
madığımız doğru. Bireyden yola çıkıp
yaptığımız- şeyler var. En azından anlayış-
İanmız, yaşayışlanmız" bir olduğundan
"onlann hikâyesi" dediğimiz şarkılan ya-
zarken, bir "Yemin Ettim". bir "Odalarda
Işıksızım" belki de bir mahkûmun hikâye-
sidir. Yani. bir yerden bir yere doğru gi-
derken birey olarak toplumun büyük kit-
lelenni ilgilendiren olaylanndan etkilen-
miş. ama kendi şarkılannı söyleyen, kendi
türküsünü çalan bir adam olabilırim. Şim-
di kelebeklerden bahsetseydım Türkıye'ye
ters düşmüş olabilirdim. ama bu tablo
içinde hüzünden bahsediyorum. Şarkıla-
nm yoruma açık. Herkes kendisine bir
şeyler alabilir.
- Sözleri yazarken elitist kaygılar ön pla-
na çıkıyor mu?
KAYAHAN: Şarkılan yazarken hiçbir
kaygım yok. 'Beni anlamadın ya' derken
beni anlamayan bir insana sesleniyorum.
Siz bunu ıstediğiniz şekilde algılayabilirsı-
niz. Benim şuur alundaki birikimım bana
yön veriyor ki. beni anlamadın ya ben ona
yanıyorum. Herkesin bir anlaşılmayan
vanı olduğu için herkese uvabilir.
Arabeski nasıl anlamalı?
KAYAHAN: Doğru. Önceliklearabes-
kin 'tu kaka' bir müzik olmadığının akını
çizmek istiyorum. Arabesk çok üst düzey-
de bir müzik türü de değil. Üstelik, ara-
besk, bir müzik türünün de adı olmaz. Bu,
mimari bir tarzdır. Dünyanın hiçbir yerin-
de adı böyle konmuş bir tür yok. Ama
zannediyorum ki, arkadaşlanm samimi.
yürekten gelen sözlerin aynı şekilde onu
ifade edebilen melodileriyle ona arabesk
adını koydular. Yanlışlık yapıyorlar. Or-
han Gencebay. bugün kolay kolay yetişe-
bilecek bir sanatçı değil. Düzgün bir
adam. Müziği biliyor. bizim müziğimizi de
biliyor. Yalnız arabeskin gelişimini ta-
mamlamamış olduğuna kaülınm. Bir de.
teknik eksiklikleri olabilir. Oradaki arka-
daşlarımın bu işin dozunu. tadını. tuzunu
yeni vermeye başladıklanndan olabilir.
Benim Türk pop müziği yaptığımı söylü-
yorlar. ben bunu yapmıyorum. Bejı Türk
müziği yapıyorum. Türk güncel müziği
yapıyor olabilirim. Adını lngilizceden
alan bir şeyı yapmayı düşünmüyorum. In-
sanlar niye arabeske sahip çıkmışlar? On-
lann duygulannı. fıkirlerini samimi bir
şekilde dile getirdiği için. Eğer sanatçı da
işlevini biliyorsa, toplumlara zarar verme-
den onlara bir adım daha kazandıracağını
biJiyorsa. samimi müzik yapmanm hiçbir
mahsuru yoktur. İş buysa. samimiyetin
adı arabeskse, o zaman pamuk tarlalann-
dan çıkmış cazın adı da arabesk olabilir.
Teknik kapasite olarak daha yüksek oldu-
ğundan belki tu kaka denmiyor. Ben ara-
beskin yanlış olduğunu asla kabul etmiyo-
rum.
- İbrahim Tatlıses "Yemin Ettim'i söyle-
diği zaman siz karşı çıkmıştınız. "Ben bu
parçayı arabeskçiler söylesin' diye yapma-
dım' dediğiniz şeklinde basında yorumlar
çıktı.
KAYAHAN: Hayır. yanlış yansıdı.
Ben buna asla karşı çıkmadım. fbrahım
Tatlıses çok iyi bir ses. Orada sadece ala-
cak verecek meselesinden, ticari anlamda
bir sorun çıkmıştı. O da anlaşılmış, kolay-
lıkla halledilmiş bir iştir. Basın, işine geldi-
ği gibi düşünüyor. Masa başında yanbş
hikâyeler üretiliyor. Arkasından da onan-
lamayacak yaralar acabiliyor.
Bu arada, arabesk tartışmasına ekle-
mek istediğım bir şey var. Eğer benim yap-
lığım samimi müziği de ona benzetiyorlar-
sa, benim müzığime de aynı ismi verebüir-
ler. Yalnız. burada teknik bıraz daha
yüksektir, biraz daha çoksesliliğe gidilmiş-
tir ve biraz daha hakkı verilmeye çalışıl-
•Tiıştır.
- Türkiye'de sizin dışınızdaki çok satan
pop müzikçiler bazı parçalannda, dünya
müzik gündeminin moda elevantlan üze-
rine Türkçe söz yazıyorlar. örneğin, o sı-
ralar rap popülerse bakıyorsunuz altyapı
rap armoniler üzerine kurulmuş. Kimileri
daha geniş kitlelere ulaşmak kaygısıyla ut,
kanun gibı Doğu kökenli müzik aletleri
kullanıyorlar.
Ustalann payı
KAYAHAN: Bende böyle şeyler yok.
Bu, Kayahan stili. Gitarsız Kayahan şar-
kısı olmaz. Kayahan gilanyla şarkı söylü-
yor.
- Siz daha çok minör armoniler seven
bir müzisyensiniz. Türk pop müziği ne-
den gelişemiyor' başlıklı izlediğim çeşitli
panellere katılan aranjörlerimizden çbğu
minör kalıplann genelde hüzün anlattığını
ve Türk popu için gerekli sıçramayı getire-
cek canlılığı vurgulayamadığını belirtiyor-
lar.
KAYAHAN: Yarulıyorlar. Mutlaka
dikatlerinden kaçmışür. Minör, hüznün
ismi olabilir. Minör kalıp yüzyıllardır kul-
lanılıyor. Bu. kullanmaya bağb. Sonra,
benim şarkılanm senfoniktir. Her zaman
pereye gideceği belli olmaz. Bir de, basit
armoniler kullanmak yalınlıktır. Dünya-
da basit armoniler üzerine yaalmış birçok
ünlü ve iyi parça var. Türkiye'de birçok
karmaşık armoniyi bir araya getirip de,
sonra 'Beni anlamadın' diye bağıran bir-
çok insan var. Aynı anda beş armoniyi bir
ölçü içine sokmak mümkündür, ama bu,
karmaşadır. Gerekmiyor yani. Bu, müziği
bulmak .adına değil, boyayı bol bulup sür-
mek anlamına geîir.
- Binkiminizde hangı ustalann payı var?
KAYAHAN: Ben Türkiye'de bir Ti-
mur Selçuk. Özdemir Erdoğan dinlemi-
şimdir. ama beni daha çok edebiyatcılan-
mız etkilemıştir. Yani onlar bana ufku-
mun genişlemesini ya da bir kitapta bir
ömrü yaşayıp tecrübe almamı sağlamış-
lardır. Tabii. bunlar içinde en önemli uşta
Nâzurfdır. Sonra Ahmed Arifi, belki Öz-
demir Asaf ı. Ümit Yaşar'ı, Attilâ İlhan'ı;
aklımıza gelmeyen Türkiye'nin bütün ka-
lemlerinin ustam olduğunu söyleyebili-
rim. Çünkü onlar bana titreşmeyi, hisse-
debilmeyi, duyguyu ve Türkiye'yi tanıtü-
lar, işte ben bundan yola çıkarak, belki
onlann melodisini buldum.
Hayvanlan yenidenyabaııileştirnıe eğitinıi 900 900900
CEMİL CİĞERİM (Samsun) -Hayvanlann Yaşam Haklannı
Koruma Derneği Başkanı Eva Aksoy. uluslararası plat-
fonnda sürdürülen "Beyaz Balina Özgür Kalsın" kampan-
yasına yürekten destek olduklarını söyleyerek "Bir hayva-
nın içgüdüsel davranışlarını unuttunnak ve onların yerine
yeni davranış modellerini benimsetmek anlamına gelen
hayvan eğitimi. hayvanın özgür zekâsı ile karar verip dav-
ranmasını eneeller" dedi.
"Hayvan eğiıimi. hayvanın tüm
yaşamını her şart altında kolaylaştı-
racak ya da engellemeyecek nitelik-
teyse kabul edılebilir" diyen Eva
Aksoy. "Beyaz balinanın doğal ya-
şam ortamı ne Rusvadakı havuz. nc
de Karadeniz olmalıdır. Beyaz bali-
na vakalandığı Kuzey Denizi'ndc
yaşamını bürdürmelıdir" dedi.
Hayvan eğitimine karşı olunması
gcrektiğini söyleyen Eva Aksoy. şöy-
lcdcvam etti.
"Havvanın kendini beslenıesi. ko-
ruması için hayvan eğitimine karşı
olunması gerekmektedir. Ancak cği-
tılerek zararlara uğratılmış hayvan-
lar. aksınc bir eğitımle de vcnıdcn
ıçgüdüleri uvanarak eğitimlc cdindı-
ğı özgür zekâsını kullanabilir Bu
doğal eğıtim modeli yabani vaşam-
dan kurtanlıp csarct altına alınan
hayvanlara buesaret dönemindefizı-
ki bir zarar verilmemiş ise yeniden
doğal ortamlarına döndürülmedcn
önce uvaulanmalıdır."
Eva Aksoy ülkemizdcki \abani
hay vanlarla ilgili çarpıklıklan da dıle
gctirdi:
"Örneğin gündemde bir ayı mese-
lesı vardır. Türk yasalanna görc ayı-
nın avlanması. yakalanması. öldü-
rülmcM yasaktır. Ancak sokaklarda
gezdirilmektedir. Çünkü alındığı
lakdirde göıürülebilecek bir yen
voktur. Dolayısıvla ses çıkarılmayıp
gc/.dirilmcsindc dc bu şartlar altında
varar vardır. Çünkü aksi takdirdc
hayatıyla ödcr Toparlanan hayvan-
lar bir yere yerleştirilebilse bazılarına
\cniden yabani özellikleri kazandın-
İabilir ve yeniden doğava salınabilir.
Ama burada gjnp bir ikilcm yaşan-
makta. Özellikle ayı konusunda
Çıngcnclcr ayıları d.ıha rahaı ovna-
labılmek için kısırlaşlınvorlar ya da
hadım ettirivorlar. Bu işlcm dc dcvlct
kurunılarınila vapılıyor. Dcvlelın jyı
yakalama konusundakı yasasına
karşın diğerdevlet kuruluşu olan ve-
tcnner fakültelerindc de ayılar dişiy-
sc kısırlaştınhyorlar. crkcksc hadım
cttiriliyorlar. Bu tür zarara uâramış
havvanlann yeniden doğava döndü-
rıilmcsi mümkün olmaz. Ama bu-
nun dışında tüm kuş olsun. köpck
olsun. kurt olsun yeniden dönebilır.
Çünkü zarara uğratılmadan bir eği-
lım almışlardır. Ötc vandan İstanbul
Bağımsız Devlctlcr Topluluğu Baş-
konsolosluğu'nun bir üst düzcy vet-
kilı^ı dc Sıvastopola götürülcn be-
yaz balina için "Biz balınalan Ku/ey
dcnizindcn Karadcniz'cdealıştınlsın
dıyc gotırdık. Karadcni/'in kuzcvı
soğuk olduğu için alıştı. Bu nedenlc
Türkivc'dc yaşuması zordu. Çunku
bunun husıısi ycmı la/ını. öğıvımcnı
la/ım. Bı/ım kapılarımı/ hcrkcsc
açıktır Dünyadakı bılımadamları ıle
ışbirliğinc lı.ı/ın/" dcdı
BILGI YARIŞMAŞI
RÜYALARINIZDAKİ OTOMOBİL SİZİN
OLACAK!
Çevirin 900 900 900'ü soruları bilin,
muhteşem Opel Vectra'yı siz kazanın.
Bu yortsma Millî Piyongo idoresi'ran 30.03.1992 lorih B.07.1.M.P.I.0.13.00.02/727 3830 so
yıt iuıiyle düzenknmtstir. Noter huzurundo çekilecek kumdo kazmacok lclihiı 9.5.1W2 günü
Hurriyet gazelesinde ilan edileceklir Komponyodon do§a<ak tüm
vergÜef folihllye mtiir
Tûrkiye'nin her yerinden semteritnizin 1 dakikası 5833 Tl'dir.
Ortalamaservis süresi3-4dokiltodır.Aio8i(giPK. 16Tarabya/k