Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 1992 PAZARTESİ
EKONOMİ
BORSA NOTLARI
Kurt-kıızıı ovıınıı ve bir masal
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Geçen aralık ayında Cumtauriyet gazete-
sinde bir yazı dizisi hazırlaımıştım: "Bor-
sada kunlarla dans". Bu yazı dizisinde
borsada hisseleri işlem gören şirket yöneti-
cileri ilc spekülatörler ve aracı kuruluşlar
arasındaki oyunlan. tam profesyonellerin
ve spekülatörlerin, yatınmcılan nasıl avla-
dıklanm sergilemeyeçahşmıştım.
Geçen günlerde Tevfık Güngör ağabeyi-
miz Dünya gazetesindeki köşesinde bizim
yazı dizimizdeki kun-kuzu oyunundan ba-
zı bölümleri aktardı ve mağdur olmuş bir
yatınmadan yola çıkarak borsada "keriz
silkelemenin" nasıl yapıldığını yazdı. Bu
yazıya aracı kurum sahibi Mustafa Yılmaz
yanıt verdi ve bizim aktardığımız borsa
oyunlannın yapılmadığını savundu. Yıl-
maz, yanıtında "borsada keriz silkele-
mek", "tokatlamak" gibi sö.zcükler "dol-
duruşa getirirj doldurup boşaltmak" gibi
davranışlann sokak borsası çocuklanna
özgü olduğunu kaydetti. Sonra da kurt-
kuzu oyununun borsa tekniklen açısından
bir masal olduğunu savundu. Borsa oyun-
lan ndan "doldurup-boşaltmak ", "yaygın
talep görüntüsü vermek" yöntemlerine ve
"borsa üyelerinin yatınmcısını aldatmala-
nna" karşı çıkıyor. "Yalan haberyaymak"
ve "yabancılar alıyor" gibi yöntemlerin ise
kısmen uygulandığını belirtiyor. Yılmaz,
bahsedilen "kerizlerin" borsa salonunda
ışlem yapmasının mümkün olmadığını be-
lirterek "Borsada işlem yapan kişiler ko-
layca kandınlabilır oyuncular değildir.
Çünkü onlann işlem yapma yetkisi yok-
tur"diyor.
Yahnmct işiem yapsa.-
Zaten kandınlma olaylanrun bir bölü-
mü borsada direkt işlem yapamamaktan
çıkıyor. Eğer yatınmcılar işlem yapabilse,
ellerine kalem alıp tahta çizebilseler, fıyat-
lar çıkarken yüzde 10 daha pahalı alrnış,
düşerken de yûzde 10 daha ucuz satmış ol-
mazlar. TahtaJardaki ara ve talebi gorebil-
seler kendilerine göre karar verirler ve bu-
nun sonucuna da katlanırlar. Şüphesiz
aracı kuruluşlar arasında iyi ve dürüst çah-
şan, yatınmcısını koruyanlar da var, ama
aldalanlann olmadığı söylenemez. Dene-
bilir ki yaünma dürüstçe iş yapan kuruluş-
la çahşsın. Bu pratikte pek mümkün değil.
Şu anda araa kuruluş sayısı 170'i bulmuş.
170'in içinden küçük yatınma dürüst çah-
şanı bulana kadar zaten sermayesini kay-
bediyor. Sermaye piyasası mevzuatı, işlem
sistemi ve araa kuruluşlann yapısı, küçük
yatınmanın borsada işlem yapmasının
aleyhine. Küçük yatınmcının piyasa hak-
kında çok iyi bilgi sahibi olmadığı takdirde
kazanması ancak şansa kalıyor.
Tescilli üopsa tyanları
Aldatma ve borsa oyunlan yoksa, sayı-
lan yüz binleri bulan küçük yatınmcılann
kaybetmesi nasıl açıklanabilir? Borsada
manüpilasyonun varlığını bir kamu kuru-
luşu olan ve borsa işlemlerini sürekli izle-
yen Kamu Ortakhğj İdaresi de açıkladı.
Üstelik borsarun en derin kâğıdı olan Erde-
mir'de bile manüpilasyon yapılıyor. Kaldı
ki halka açıklık oranı düşük. piyasada do-
laşan kâğıt miktan az hisselerde her zaman
için manüpilasyon var. Borsada manüpi-
lasyon yoksa, doldur boşalt yoksa, keriz
silkelemek yoksa, ortada herhangi bir so-
mut gelişme olmadan endeks, neden dans
edercesine bir tavan, bir taban yapıyor?
Hisse senedi bazında büyük hareketlenme-
leri, sektör ve şirketler grubu bazındaki bü-
yük oynamalan naal izah edersiniz? Bütün
bunlar yapılmıyorsa neden borsada
yatınmcı sayısı artmıyor? Tersine giderek
azahyor?
Öttfci •yıılar
Güngör Uras'ın köşesinde yer aldığı ka-
danyla Mustafa Yılmaz'm yanıtladığı,
borsa oyunlanna başka örnekler de var.
Yazı dizimizde aynı gün yer almadığı için
belki gözden kaçmıştır. Bunlan da bir ha-
tırlatalım:
Kafasma mal yemek:Bir tahtada doldu-
ruşa hazırhk yapanlann hareketini sezerek
gidip satış yapanlar "doldur-boşalt oyunu-
nu " bozarlar ve oyuna haarlananlar "ka-
falanna mal yerler". Satış yapanlar ise ka-
zanır.
Kol kesmek: Satışlann ağırlıkta olduğu
bir tahtada "makas" yapılır. Anlaşmalı iki
üyeden biri düşük fiyatlı satış yapar, diğeri
alır. Asıl satıcı daha düşük fiyatlardan satı-
şa zorlarur.
Paslaşma: Borsa oyunlanndan en yaygı-
nı aracılar arasındaki paslaşmadır. Danı-
şıklı dövüşJe fiyatlar yönlendiriür. Yüksel-
tilerek satış yapılır veya düşürülerek mal
toplanır.
Tekelcitik: Piyasada dolaşan hisse sayısı
az olan kâğıtlar bir veya birkaç kişı tarafın-
dan toplanır. Hissesenedininhâkimiolunur
ve piyasa istendiği yönde yönlendirilir.
Baafctr vı lanttd
Sıraladığımız oyun yöntemlerini borsa-
alar iyi bilir. Çünkü uygulayanlar onlar,
deyimlerin yaracıüsı da. Bana da onlar ak-
tardı. Aynca, sayısız uygulamalara da ta-
ruk oldum. Bu oyunlann borsada varlığına
ilişkin Mustafa Bey ile bu kadar görüş ayn-
lığimız olduğunu sanmıyorum. Ama, ka-
muoyuna ifade etmede çok ayn düştük.
Çünkü, Mustafa Bey ile önemli bir farkı-
mız var O bir banker, ben ise gazeteciyim.
Fortune Dergisi Amerika'nın en büyük 500 şirketini açıkladı
ABD'nin büyük şirketleriEkonomi Servisi- The Fortune dergisi
Amerika'nın en büyük 500 şirketini açık-
ladı. General Motors 123.8 milyar dolarük
satışlanyla en büyük 500 şirket arasında
listenin en tepesinde yer aldı. General
Motors'u 103.2 milyar dolarlık satış
miktanyla petrol firması Exxon izliyor.
Üçüncü sırada ise 89 milyar dolara varan
salışıyla Ford Motor geliyor.
Amerikan ekonomisınde geçen yıl başla-
yan durgunluk tabıı ki en büyûkler arasına
giren bu firmalan da etkılemiş durumda.
5Ç|P-küyuk $ırkcıin tam 238 tanesinın satış
gelirleri 1991'de bir önceki yıla göre düşüş
kaydetmiş Satış gelirleri düşenler arasında
ilk 10'a giren fırmalar da buluruyor. Bu
fırmalann satışlanna degil de kârlanna
r baktığımızda ise durum çok daha endişe
j verici görülüyor. Şirketlerin kâr oranlann-
1 daki toplam düşüş yüzdesi listenin tari-
:
hınde görülmedik derecede yüksek: Yüzde
- 41
Geride bıraktığımız 1991 yılında listede
yer alan şirketlerden 103 tanesi ise zarar
; etti. Bunlardan 40'ını bir önceki yıl da za-
rar eden şirketler oluşturuyor. Bir başka
vurucu gerçek de en büyük firma duru-
• munda olan General Motors'un zarar
eden şirketler sıralamasında da en başta
bulunması. General Motors'un geçen yılki
zaran 4.5 milyar dolar. Bu rakam da en
• büyük 500 arasına giren birçök fiımanın
satışlanndan daha yüksek. En çok zarar
eden 2'nci şirket ise bilgisayar sektörünün
devlerinden IBM. IBM'in 1991 zaran 2.8
milyar dolar. Zarar eden şirketler sırala-
masında 2.3 milyar dolarla Ford Motor 3'-
üncü sırada yer alıyor. Ford Motor en çok
satan şirketler sıralamasında da aynı yerini
, koruyor. Bu durumda üç dev şirketin top-
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NDE 1991
YILININ EN BÜYÜK ŞİRKETLERİ
1991
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
1990
1
2
3
4
6
5
7 •
9
8
10
ŞMcetter
General Motors
Exxon
Ford Motor
IBM
General Electric
Mobil
Philip Morris
Du Pont de Nemsurs
Texaco
Cheuron
Satışlan
(Milyon dolar)
123.780
103.242
88.962
64.792
60.236
56.910
48.109
38.031
37.551
36.795
Kârlan
(Milyon dolar)
-4.452
5.600
-2.258
-2827
2.636
1.920
3.006
1.403
1.294
1.293
lam zaran da 10 milyar dolar gibi dev bir
rakama ulaşmış durumda.
Geçen yıl bilançolannı kârla kapatan şir-
ketler arasında ise Exxon 5.6 milyar dolar-
la birinci sırada bulunuyor. Daha sonra 3
milyar dolarla Türkiye'de daha çok sigara
ürünleriyle bilinen aslında yiyecek sektö-
ründe de büyük bir isim olan Philip Morris
geliyor.
General Electric 2.6 milyar dolarla en
çok kâr eden 3'üncü şirket durumunda.
Geçen yıl Amerikan firmalan için hem üre-
tim hem de işçi maliyetlerinin arttığı bir yıl
oldu. Bunun sonucunda da fırmalar büyük
oranlarda küçülmeye gittiler.
En büyük 500 firma gözönüne ahndığın-
da çahştınlan işçi sayısında da yüzde 3.9'-
iuk bir düşüş oldu. Bu fırmalann toplam
olarak istihdam ettikleri çalışan sayısı ise
yaklaşık 12 milyon kişi dolayında. Büyü-
me eğilimi gösterenler ise ancak en büyük
500 arasına yeni giren daha küçük ölçekli
şirketler.
Srttir bazında
Satışlara sektörler bazında bakıldığında
ise havacılık sektörünün en büyüğünün
Boeing olduğu görülüyor. İçecek sektö-
ründe en büyük firma PepsiCo. Bilgisayar
ve ofıs araç gereçleri üretiminde IBM,
elektronikte ise General Electric başta bu-
lunuyor. Yiyecek sektöründe Philip Mor-
ris, metal üretiminde Gillette firması, mo-
torlu araçlarda General Motors en büyük
firmalar. Procter and Gamble kozmetiğin,
Goodyear lastik ve plastik ürünlerinin,
Eastman Kodak ise fotoğraf araç ve gereç-
leri üretiminin devleri.
Bankalarda
tahvilin
payı artıyor
ANKA (Ankara) • Bankalann elindeki
iç borçlanma senetlerinde, Hazine bono-
larına göre daha uzun vadeli olan devlet
tahvillerinin payının arttığı belirlendi.
Merkez Bankası verilerine göre 1991
yıb sonunda bankalann elinde 26 trilyon
939 milyar liralık iç borçlanma senedi
bulunuyordu. Bu toplamın yüzde 20'-
sine karşılık gelen 5 trilyon 252 milyarhk
bölümü Hazine Bonosu ve yüzde 80'ine
karşıbk gelen 21 trilyon 687 milyar liralık
devlet tahvilinden oluşuyordu. Banka-
lann elindeki Hazine Bonosu toplamı
yılın ilk ayında yüzde 109 oranında ar-
tarken devlet tahvilindeki artış oranı
yüzde 2 düzeyinde kaldı. Böylece Hazine
Bonosu tutan 10 trilyon 951 milyar, dev-
let tahvili 22 trilyon 36 milyar ve toplam
tutar 32 trilyon 987 milyar iira oldu. Ha-
zine Bonosu'ndaki artışın devlet tahvili-
nin çok üzerinde gerçekleşmesi nedeniy-
le de bankalann elindeki iç borçlanma
senetleri içinde Hazine Bonosu'nun payı
yüzde 33'e yükselirken devlet tahviûnin
payı yüzde 67'ye geriledi.
Ocak ayından sonra ise Hazine Bo-
nolan lehine olan bu gelişme tersine dön-
dü. Bankalann elindeki Hazine Bonolan
şubat ayı içinde yüzde 20 oranında aza-
larak 8 trilyon 765 milyar liraya geriler-
ken devlet tahvili yüzde 19 oranında ar-
tarak 26 trilyon 268 milyar liraya yüksel
di. Böylece 35 trilyon 33 milyar İira olan
toplam iç borçlanma senetleri içinde Ha-
zine Bonosu'nun payı yüzde 25'e indi.
Devlet tahvilinin payı ise yüzde 75'e yük-
seldi.
Mercedes'te 11 bin Türk çabşıyor. Ana fabrikada Müslüman çalışanlar için bir cami de bulunuyor
Türkler, Mercedes Benz'in bel kenıiğiAA (Sindelfingen/Sruttgart) - Dünyanın
en büyük otomobil firmalanndan Merce-
des-Benz persone! müdürlüğü, müessese-
de, Alman pasaportlu olanlar hariç 11 bin
Türk vatandaşının çabştığını açıkladı.
Açıklamada, Türklerin. Mercedes-
Benz'deki yabanalar arasında en büyük
grubu ve müessesenin 'temel direğini" oluş-
turduklan da belirtildi.
Mercedes Benz'in, Almanya'daki 11
fabrikasında halen 184 bin kişi, dünya ge-
nelinde ise 236 bin kişi çalışıyor.
Mercedes-Benz sözcüleri Christian Dau
vc Jürgen Wittmann. verdikleri demeçte,
Türk-Alman ilişkilerindeki gerginliğin,
Mercedes'in Türkiye ilişkilerini olumsuz
yönde etkilemediğini açıkladılar.
Mercedes-Benz personel müdürü Gerd
Reimann, yaptığı açıklamada. müessesede
çalışan Türk işçileri ile ilgili olarak şunlan
söyledi:
"Türkler, Mercedes'in bel kemiği. Türk-
ler fabrikamızdan aynlsalar, Mercedes'te
büyük bir yara açıbr ve bu yarayı hiçbir za-
man saramayız. Türkler, ilk kez 6O'lı yıllar-
da Mercedes'te işe başlamışlardı. 70'li yıl-
larda, kesin dönüş primi uygulaması
1
çıkınca, yaklaşık 800 Türk. fabrikayı terk
edip Türkiye'ye döndü. O zaman. o boşlu-
ğu doldurmak için ne büyük güçlüklerçek-
tiğimizi çok iyi hatırlıyorum. Ancak bu ki-
şiler. Türkiye'ye dönüşlerinde Türkiye'-
deki Mercedes fabrikalannda hemen işe
başladılar."'
"Yeni kurulacak fabrikalanmıza da
Türk işçileri alınak istiyoruz" diyen Rei-
j mann şöyle konuştu:
"Ancak bu kişilerin çok iyi Almanca bil-
[
melerini ve teknik alanda bilinçli ol-
malannı şart koşuyoruz. Almanca bil-
meyen Mercedes'te iş bulamaz. Hatta Rus-
ya'dan gelen Volga Almanlannı bile işe
abnıyoruz. Fabrikalanmızda çalışan
Mercedes'te Alman pasaportu olanlar hariç 11 bin Türk işçi çaltşıyor.
Türklerin sayısıru artırmak istiyoruz.
Türkler, çocuİclannı Mercedes'in özel eği-
tim okullanna yazdınyorlar ve yetiştiriyor-
lar. Bu durum bizi mutlu ediyor. Alman-
ya'da Türklerin iş bulmakta zorluklan var.
Mercedes'te çabşan veya bu amaçla eğitim
görenlerin işsizlik korkulan yoktur. Mer-
cedes'te işçiler ayda 4 bin 500 mark ile 8 bin
mark brüt maaş alıyorlar."
Bu arada Mercedes-Benz yetkililerinin
verdiği bilgiye göre 25 mayısta Karlsruhe'-
ye bağlı Rastadta'da yeni bir fabrika açıla-
cak. Buraya acılışta 4 bin işçi alınacak.
1995 yıbnda ise Ahrensdorfta 13. fabri-
kanın hizmete sokulması planlanırken bu
yeni fabrika için de başlangıçta 4 bin kişi
alınacak Bu iki fabnkanın personel sayısı
daha sonra 16'şar bin kişiye yükşeltilecek.
Mercedes-Benz sözcülerinderi Jürgen
Wittmann, Mercedes'in kurduğu okulda
her yıl bin 400 kişinin eğitime başladığını,
bunlann arasında çok sayıda Türk genci-
nin bulunduğunu da bildirdi.
Wittmann, "Mercedes'in okulunda ta-
lebeler 23 ayn meslek bölümünde eğitim
görüyorlar. Hiç lisan bilmeyenler bile Al-
manca ve tngilizce öğreniyorlar. Okulu-
muzda ırkçıbk yoktur. Hatta son zamanlar
Gürsel Atalay gibi Türkler, bölüm müdür-
lüklerine kadar yükseldiler" dedi.
Mercmtes'te cami
Mercedes'in ana fabrikası olan, başb
başına bir şehir görüntüsü veren ve 47 bin
kişinin çabştığı Sindelfıngen'de, Müslü-
man çabşanlar için bir de cami bulunuyor.
Türk Diyanet İşleri tarafmdan görevlen-
dirilen tmam Saadettin Genç, bu konuda
şu bilgileri verdi:
"Fabrikanın cami olarak kullanılan bir
barakası var. 20 yıl önce Türk işçileri Mer-
cedes'in yardımıyla bu camiyi kurmuşlar.
Namaz vakiüerinde 150 kişi, cuma günleri
bin 500 kişi geh'yor.
Son olaylarda Abnan-Türk ilişkilerinin
bozulması Türkler arasında huzursuzluk
yarattı. Hepimiz mutsuz olduk. İki ülke
arasında bu huzursuzluğa son veribnesi
herkesin dileğidir."
Öte yandan Almanya'nın, Volkwagen'-
den sonra ikinci büyük otomobil fabrikası
Mercedes-Benz'in yıllık cirosu 67 milyar
mark, net gebri ise 1.5 milyar mark olarak
açıklandı.
1991 yıbnda Almanya'da 578 bin özel
otomobil, 296 bin kamyon ve minibüs üre-
ten Mercedes-Benz'in sözcüleri, şirketin
önümüzdeki yıl içinde çevre kirbbğini en-
gellemek için de 1.5 milyar mark yatınm
yapacağını açıkladılar.
Yüksek kaliteli otomobiller sınıfında
dünyanın en çok satılan arabası olduğu
vurgulanan Mercedes'in ürettiği en pahab
modelinin "S-500-600" olduğu ve bu
taşıtın fıyatınm 220 bin markı bulduğu
kaydedildi.
Mercedes-Benz'in, Türkiye'deki Oto-
marsan Mercedes Türk fırmasına yüzde
50.31 oranında ortak olduğunu haürlatan
yetkililer, Türkiye'de halen 2 bin 400 işçi
çabştığını, bunlann yüzde 6'sını Almanya'-
dan kesin dönüş yapanlann oluşturduğu-
nu bildirdiler.
Otomarsan'ın, Türkiye'nin otobüs üreti-
minin yüzde 70'ini sağladığı, özellikle Or-
tadoğu'ya yapılan ihracatlann da tatmin
edici olduğu kaydedildi.
REKLAM DÜNYASI
ha ha ha
AFİŞLER ARASINDA - DDB
Needham Woridwide'ın New York
şubesi tarafından hazırlanan
reklamda (yanda) kötii havalarda
bile saçınızı koru>un sloganı ön
plana çıkartılmış. Reklamevi, Final
Net fırmasının her ürünü için
değişik birgulme sesivle hazırladjğı
reUamın SOD cıimlesi ise 'Hava
şartlarına gülün.' Ha, ha, ha, ho,
ho, ho ve he, he Jıe serisinin ilk
ayağı yandaki afiş.
Duailibi, Petit. Zaragoza
Propaganda firmasının San Paok»
şubesi tarafından hazırlanan
reklamı ise Brezih a'da satılan
Lejon Şaraplan için hazırlanmış.
Yayınevinin hazırladığı afışte
kullandığı cümle Lejon, zevkin
seçimi. Afişin vermek istediği
mesaj İyi bir şarap eksperi ohnak
harika olabilir ama iyi şarap
içmek her şeyden daha önemlidir.
Bunun için düşünülen formül ise
oldukça basit: Zevkli dekikalar
eşittir o artı siz çarpı Lejon.
Reklamın yaratıcıları a Francesc
Petit ve Paulo Ghirorti.
TlKNOLOJİ VîTRİNİ
Uçan kanath gemiler
Geçen yıl dünyayı sarsan Körfez Sa-
vaşı herhangi bir kriz anında silahb kuv-
vetlere ait ağır taşıtlann ve diğer araç ge-
reçlerin uzak mesafelere taşınmasının hiç
de kolay olmadığını bir kez daha kanıt-
ladı. Aerocon firması bu duruma ol-
dukça radikal bir çözüm üretmek için
kollan sıvamış durumda. Aerocon'un
tasarladığt dev boyutlardaki kanatlı ge-
miler herhangi bir uçağın taşıyabileceği-
nin çok üzerindeki ağırbklan kaldırabi-
lecek. Kısaca bu büyük kanatlı gemilerin
üstünde koca bir ordunun tanklan tü-
fekleri okyanuslann üzerinden aşınlabi-
lecek. Kısa kanatlı olarak düşünülen bu
araçlar okyanusun 15 ile 100 feet üzerin-
den uçuyor ve bu sayede de deniz yüze-
yindeki hava kütlesinin yastıksı bir etki
yaratan yoğunluğundan yararlanabib-
yor.
Aerocon firmasının bu araştırması,
Amerika'daki Geüştiribniş Savunma
Araştırma Projeleri Acentesi tarafından
finanse edibyor. Hesaplamalara göre,
yaklaşık 500 feet uzunluğunda olacak
olan bu kanatlı gemiler, üzerlerinde 2000
asker ve düzinelerce hebkopter ve tank
olduğu halde saatte 500 mil hızla yol alabi-
lecekler. Firma yetkilileri buna çok benze-
yen başka bir araç üzerinde daha önceden
Rus bilim adamlannın da çabşmalan bu-
lunduğunu belirtiyorlar. Ancak bu araç-
Iarla ilgili çok önemli bir sorun var. O da
bu kanatlı gemilerin her birinın 600 milyon
dolar gibi son derece yüksek bir mâliyeti-
nin olması.
Kodak'tan kaza analizleri
Araba kazası geçiren pek çok insan bu
anı yaşamı boyunca unutamaz. Ancak
kaza anında çoğu zaman geçici de olsa
büinç kaybı olduğundan kazanın nasıl
meydana geldiği ve hangi unsurlann et-
kili olduğu tam olarak anlaşılamaz.
Oysa bu etkenleri ve kazanın meydana
geliş bicimini tam olarak tespit edebil-
mek, aynı hatalann yinelenmemesi açısın-
dan büyük önem taşır. özellikle de oto-
mobil üreticileri için.
Bunu gözönüne alan fotoğraf makine-
lerinin dev üreticisi Eastman Kodak,
otomobil üreticilerinin işine son derece
yarayacak yeni bir sistem geliştirdi. "Ha-
reket Analiz Sistemi" adı verilen bu yeru
sistem çarpışma anında neler olup bitti-
ğini en ince aynntılanna kadar kaydede-
bibyor. Son derece sağlam çebk bir
kıbfın içine yerleştirilen elektronik ka-
mera, test edilecek aracın içine yerleştirib'-
yor. Çarpışma anında saniyede 12 bin re-
sim kaydedebilen bilgisayarlı sistem bu gö-
rüntüleri daha uzakta bulunan başka bir
sisteme iletiyor. Böylece görüntüleri alan
otomobil üreticileri de çarpışmalan izleye-
biliyor, hatta görüntüleri ağır çekime ala-
rak tekrar tekrar seyredebiliyorlar.
Sistemi şimdiden denemeye başlayan
Ford Motor yetkibleri bu sayede daha
önceden iki günlerine mal olan bazı araştır-
malan artık anında yapabildiklerini belirti-
yorlar. Bu sistemin üreticisi olan Kodak
firması yetkilileri ise bunun, satış fıyatınm
60 bin dolar dolayında olacağıru söylüyor-
lar. Fiyatın yüksekliğıne karşılık sistem
aslında otomotıvciler için daha ekonomik.
Çünkü böylece çarpışma testleri için bir
çok arabayı gözden çıkarmak zorunda kal-
mayacaklar.
Fisher'in uzaktan kumandalı kayıt aracı FVC-990, kızılötesi ışınlara
duyarlı olan diiğme şeklindeki alıcıya sinyal gönderebiliyor.
Uyuşturucu dedektörü
Uyuşturucu kullanımının tehlikeli bo-
yutlara ulaştığı Amerika'da ilaç bağımb-
lanru anında belirlemek için süreklı ola-
rak yeni yöntemler geliştiriliyor. Hycor
Biomedical firması da bu amaçla dok-
torlann, hukukçulann ve rehabilite uz-
manlannın işine son derece yarayacak
birdedektörgebştirdi.
Küçük bir ilaç kutusu ölçülerindeki bu
pratik araç, test edilen kişinin ilaç ba-
ğımlısı olup olmadığını 5 dakika gibi
kısa bir zamanda belirleyebiliyor. Bu
küçük ilaç dedektörünün içine konulan
bir parça idrar, dedektörün üst kapağı
kapatılarak bekletıliyor. Dedektörün
üzerindeki ışık yeşile döndüğü takdirde
bu, ilacın idrarda bulunduğu anlamına
geliyor. Kokain, LSD gibi değişik uyuştu-
rucu maddeleri belirlemek için farklı ünite-
ler bulunuyor.
Fisher'in uzaktan kumandalı bu kamera
kayıt araa FVC-990 adını taşıyor. Kame-
ranın uzaktan kumanda aleti, kameranın
gövdesi üzerinde bulunan ve kızılötesi ışın-
lara duyarb olan düğme şekbndeki ahcıya
sinyaller gönderiyor. Düğme biçimindeki
bu abcının özelliği ise yüzünü her yöne ra-
hatlıkla döndürebilmesi. Böylece de ku-
mandayı kullanan kişinin sürekli olarak
kameranın önünde durması zorunluluğu
ortadan kalkıyor. Amerika'daki saüş fiyatı
1200 dolar olan kameranın sağ ve sol ka-
nallannda stereo kayıt için mikrofon bulu-
nuyor.