23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NISAN1992 PAZARTESİ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ozgürve Sorumsuz Bir Yayın Diizeni Ülkemızde frekans sayısı çok kısıtlıdır Bunlar ulusal servetın bır bolumu sayılır Bunlann dağıtımında ve kullanımtnda savurganlık yapamayız. Frekanslann kamu çıkanna kullanımı ulke ve devlet sorunudur HIFZITOPLZ Yenı radvo-TV ^asa tasansı herhdlde bugun- lerde açıklanacak Tdsannın avnntılannı pek bılmıyoruz ama Devlet Bakanı Sayırı Gokberk Ergenekon un 28 martıa Radyo-TV Yavıncılar Derneğı'nın açıkoturumunda yaptığı konuşma- dan anladıgımıza gore yenı tasarı şu noktalara dayanıyor - Yayıncılık ılkelennın saptanması voluna gı- dılmevecek - TRT'mn ozerklığı ustunde durulma>acak \e TRT de\ letın yanında olacak - Radvo TV Yuksek Kurulu'nun kaldınlması yoluna gıdılecek - Yayıncılıkta ozgurluğe smır tanınmayacak - Devletın ozel TV'lere hıçbır baskısı olmaya- cak Bu sozlerden şöyle bır anlam çıkıvor Huku- met yenı ozel TV gınşımlenne ters duşmemeve çahşıyor Hurnyet. Sabah, Türkıye gıbı bu\uk ortaklıklann buyuk gazete sahıplenvle Koç Holdıng ve Has Holdıng gıbı ortaklıklann bu- yük haarlıklar ıçınde olduğunu bılıvoruz Savjn Ergenekon'un ısrarla uzennde durduğu gıbı bır yanda ozel TV'ler olacak oteyandaTRT Dev- let kendı sesını TRT aracılığıvla duvuracak Eğıtsel ve kulturel yayıncılık da TRTnın gorevı olacak, ozellenn değıl Ozel TV lenn ıse bu ko- nularda hıçbır yukumluluklen olma\acak On- ların programlannın ıçenğıne^ vabancı fılm oranlanna. reklamcılığa hıçbır s'ınır konmava- cak Demek kı devlet ve ozel sektör radvo ve tcle- vızyonlannın yanında karamacı gulme>en >erel veözgur radyolann kamusal televızvonlann ku- rulması ıçın yasal bır ortam hazırlanmıvor Demek kı Bırleşık Amenka da, Fransa'da ve bırçok başka ulkede orneklen gorulen radvo- TV yuksek konseylennın olu^turulması da soz konusu değıl Oysa Turkıye. Avrupa Konsevı çerçevesı ıçınde yayıncılıkla ılgılı bır duzıne ka- rara ımzasını atmamış mıydı' Bunlann yanı sıra LNESCO nun çeşıilı top- lantılannda alınan, uydu >ayıncılıgı ıle ılgılı ka- rarlar var Mac Bnde Komıs>onu"nun onenlen var, Avrupa YayınBırlığı nınkararlarıvar u\e- sı olmaya çalıştığımız Avrupa Ekonomık Top- luluğu'nun kararlan var Ne yapacağız bunlan1 Yok mu sa>acağız' TV'lenn bu anlaşmalara, kararlara. onenlerc uygun yavın yapıp yapmadıklan ızlenmevecek mr Ülkemızde frekans sa\ ısı çok kısıtlıdır Bunlar ulusal servetın bır bölumu savılır Bunlann dağı- tımında ve kullanımında savurganlık vapama- >ız Frekanslann kamu çıkanna kullanımı ulke ve devlet sorunudur Pekı radyo-TV alanında tekeüeşmelen kım ız- leyecek9 Kım engellevecek7 Butun bu dlanı or- man yasalannın egemenlığıne mı bırakacağız1 Bır düzenleme. ızleme denetleme mekdnızmdsı kurulmazsa yayıncılıkta anarşı doğar Dunya- nın hıçbır yennde boyle bır başıbosluk. bır yaba- nıl (vahşı) hberalızm voktur Devletın >ayın kurumlannın bdğımsızhğını vd da ozerk'lığını koruvarak kamu \aranna bu alana bırtakım sınırlar getırmebinden daha do- ğal bır şey olamaz Bovle bır gorevı de ancak meslekte addlet ya da devlet \onetımınde dene- yımlı ve ust duzeydc saygınlığı olan bagırmız kışılerden oluşan bır kurul ustlencbılır Ozgurluk. evet elbette. ama ozgurluk sorum- luluktan avrı duşunulemez Kı^ının ozgurluğu toplumun haklan ıle sınırlanır Geleneksel ulusdl rad>oldr va devlet tekelıne da\dnır ya da ozel sektore Yerel ve bağımsız rad>olar ıse derneklenn verel topluluklann. va- kıfların, sendıkalann mesleksel orgutlenn. unı- versııelenn, kadın kurulusjannın rdd>olarıdır Geleneksel ulusal radyolar, ıster devlet rad>o- lan olsun üter ozel sektor radvolan. butun kıt- lelere seslenırler Yerel rudvolar ıse derneklenn. >erel topluluklann vakıflann sendıkalann. mesleksel orgutlenn unıversııelenn kadın ku- rulu^lannın radvolandır Geleneksel ulusal radyolar ısterdevlct radvo- lan olsun ıster ozel sekıor radvolan butun kıt- lelere seslenırler. yerel radyolar ıse behrlı bır topluluğa orncğın b\r botgede \a da bır kenltc yaşayan ınsanlara, azınlıklara. goçmenlere. ka- dınlara etnık topluluklara. eşcınsellere, behrlı bırdıne ınanan ınsanlara Bu radyolarda çalışanlar vavınlarda konu- şanlar oturumlan yonetenler muhabırler, pro- duktorler her zaman meslekten vetışen gazetecı- ler değıldır Bırçogunun rad>oculuk dışında başka ı^len de vardır geçımlennı başka verler- den sağlar ınandıklan bır dava uğruna ya da meslek aşkı ıle bu ışı yaparldr Geleneksel radyoldr genelde dıkey bır haber- cılık hızmetı vermekle vetınırler. seçenek (alter- ndtıO radyolar ıse çok yonlu yaıay ıletışıme vonelırler Yayın sırasmda dmlevıcıler telefonla sorular sorarak yavına kaıılır ve seslennı duyu- rurlar Geleneksel radyolar zengın altvapılan olan genış kadrolu radvolardır Seçenek radyolar ıse basıt vencılerle yayın yapabılırler Teknolojık gehşmeler bu tur rad>olara çok genış olanaklar kazandırmıştır Smııif* Sayın Gokberk Ergenekon'un açıklddığına gore bakanlık. 150"ye yakın kuruluş ve kışıye başv urarak radyo ve TV duzenı konusunda go- ruşlerını ıstemış Bu kuruluşlann 50'sı goruş bıl- dıımış. bunlann ıçınde olumlu olanlann sayısı da 35-4O'ı geçmıyormuş Sayın Bakan bu onen- lerde cle alınan goruşlenn bır sentezının hazır- landığını ve bunlann partı gruplanna sunulaca- ğını bıldın>or Nc \azık kı ehmıze geçen onenlerde ozgur, ye- rel ya da ozerk radyoculuk uzennde hemen hemen hıç durulmuvor Yenı tasanda bu tur se- ;enek radvoculuğa ver venlmezse bır dahd hıç venlemez Radvocular. beledıyecıler. bu ışlere >o> unanlar. neredesınız'' PENCERE ARADABIR ZEKİBÜYÜKTANIR Eğitimci Yaratıcı İnsan Genç doktor Talat Kırış, en büyük yaratıcı insan dıye bıtır- dığı Yaratmaya Daır adlı yazısında bılımsel bır gerçeğı vur- guluyordu (1) llgınç bır konudan yola çıkan doktor şoyle dıyor "Amenka'da yayımlanan tıp dergısı Jama'nın Ekım /1990 saytsında Dr Frank Lynn Meshberge ımzasıyla Mıchelan- gelo'nun, Adem'ın Yaratılışı Freskının Noro Anatomı Teme- lınde Interpretasyonu 1 başlıklı yazısında şöyle bır sonuca va- nyor Tann'yı beyın kesıtı ıçıne oturtmakla Mıchelangelo, Tann tarafından ınsana yaşama enerjısının dışında, belkı ondan da önemlı olan zekânın verıldığını vurgulamak ıstemış'" Yazısını, yaratıcı insan, "Mıchelangelo insan aklının sım- gesı olan beynın ıçıne bır Tann çızmekle, en buyuk yaratıcı- nın insan olduğunu göstermıştır O da tüm tarıhın en yaratıcı ınsanlarından bırıydı" dıye bıtırıyor Yakup K Karaosmanoğlu'nun "Bızde ılk kültur eserı" dı- ye tanımladığı Sayın Azra Erhat'ın 'Ecce Homo'sunda da (Işte İnsan) böylesı gerçeklerle karşılaşırız O da ınsanı anlatır, de- ğışık bır bıçemde, kendıne özgü, o kendını yaratan ınsanı İnsan usuyla vardır, usuyla ınsandır Ilk kez ıkı ayak ustüne doğrulup duşunmeye başlayan in- san, süreç ıçınde donem dönem düşunce venlerını gelıştı- rıp bılımsel doruklara ulaşmış ve bunu ılk kez gerçek bılım ve felsefe yolunda Anadolu'da gerçekleştırmıştır Bundan son- rakı en belırgın gelışım ronesans ve onun gelıştırdığı felsefe ve bılım-ınsan, duşunce ve yaratılış Bu konulara o aydınlan- ma çağından sonra daha bılımsel olarak eğılınmış, insan, in- san olmanın, kendını bılmenın yollarını aramaya koyulmuş Bunu ozanlar dızelerıyle dıle getHrnış 'Bır ben vardır bende benden ıçre 1 dıyen Yunus, yaratıcılığının gorkemı ıçınde ya- ratılışı eleştırmış '01 kaadır-ü kûn feyekûn lûtfedıcı Rahman benem, Kesmeden rızkını veren, cumlelere sultan benem' Fılozoflar cıltler doldurmuş Kendı varlığını, benlığını, ın- sanlığını ne kadar yücelerde görmuşse, kendısıne yaratılmış değıl, yaratıcı olarak enelhak goruşunu ortaya atmış Dın adamları (kendı yönu, çıkarı, dar goruşlerı ıçınde) cıltlerle kı- taplara konu etmış, kendı yonunden konuşmuş, ama hepsı de insan demtş Işte Mıchelangelo usta da fırçasıyia o yara- tıcı ınsanı Aklının sımgesı olan beynın ıçıne bır Tann çızmekle en büyuk yaratıcının insan olduğunu göstermıştır 1 dıye tanım- lıyor doktor (2) Ancak bız son çağlarda bu devınımın, gelışımın, yükselı- şın tamamen dışında kalmışız Bızım kuşaklar bu ülkede ay- rı bır kultur (daha doğrusu yozlaşmış, hıçbır şeyı kalmamış kültursuzluk) ortamından, hatta sankı ayn bır dunyadan gel- mışız dıye sayıyorum bızım kuşağı Baba kuşağı da bu yaz- gıyı bızden daha acılar ıçınde geçırmışler Kuvayı Mıllıye'yı yaratanlar da canları pahasına 1 Kağnı ıskeletlennm sanayı, Karadavutlann, mızraklı ılmıhallerın kultur olarak nıtelendı- rıldığı ortam Aslında 10 bın yıllık Anadolu uygarlığı, çağla- ra, kıtalara, kuşaklara ışık tutup yol gostermış, ama sonun- da son ımparatorlukla bırlıkte çağına ayak uyduramadan yeıie bır olmuş Ne lyonya'nın felsefı tartışma ortamı ne de daha sonra gelen uygarlık kalıntılarının hepsı gıtmış Dıl Yunus 1 un guzel dılı olmaktan, dın Muhammed'ın yalın dını olmak- tan, bılım de başlangıcındakı gerçekçı tekke ve medrese bı- lımı olmaktan çıkmış Hepsı Y Kadn'nın Mıskınler Tekkesı'n- de anlattığı kokuşmuşluk ıçınde ıken çağdaş Mıchelangelo ya da Leonardo gıbı bır Mustafa Kemai yetışıp hünerlı ellerı- nı çalışan usuyla bırleştırerek bır 'yenıden doğuş'la ulkeyı, ınsanı, bılımı, onuru kurtarmış Bızler yetıştığımızde ülkede ne okullar vardı yeterı kadar bılıme yonelık, eğıtıp yetıştıre- cek ne de sanayı vardı çalışıp geçınecek, gelışıp ılerleyecek Ama o büyuk deha, devrımlerıyle bu kokuşmuş, gerı kalmış düzenı, çağdışı yapıyı ıkı darbe ıle Mıchelangelo ustanın ka- lem darbelerı gıbı düzenı kurmuş, devrımını bılım, ınsanı da sevgı potasında yoğurmuştur Eğrtım demış, çalışmak demış, felsefe demış (1) Argos dergısı temmuz /1991 sayı 35 Sayfa 65 Yaratmaya Daır Talat Kınş (2)Sayta 71 TKınş ANMA Şirketimızın kurucusu MEHMET ALİ ÇAKIR'm aramızdan aynlışının ıkıncı yıldönumünde yokluğuna alışamadığımız özlemını her geçen gun daha derınden duyduğumuz sevgılı, azız ve bırıcık oğlumuzu rahmetle amyoruz ÇAKIRLAR TİCARET KOLL. ŞİRKETİ OZEL BORA SURUCU KURSU İLAN DEVREK ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No 990/486 Davaa Devrek Gumüşpınar köyunden Sezaı Cıvcıvoğlu tarafın dan davah Fatma Cıvcıvojlu aleyhıne açılan boşanma davasının mah- kemennzde yapüan açık yargüaması sırasmda tum aramalara rağmen adresı tespıt edılemedığınden duruşma gunu ve dava dılekçesı kendı- sıne teblığ edılememıştır Mahkememızde yapılacak olan 18 6 1992 tanhmdekı duruşmada davalı Fatma Cıvcıvoğlu'nun hazır bulunması veya kendısını bır ve- kılle temsıl ettırmesı gerektığı, aksı takdırde yargılamanın yokluğunda göriılerek karar verüeceğı hususu dava dılekçesı ve duruşma günü teb- lığ yerıne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur Basın 46923 Kafka^lann YetmisIki IJlusu SSCB'>e "halklann hapıshdnesı" denmıştı Bugün aynı zamanda "halkların muzesf' olduğunu goru>oruz STEFANOS YERASİMOS Pans lekı Harp Okulu nun duvdrlann- da Bınncı Dunva Sdvaşı sıralannda bır Ingılız subavı laratından çızılmış renga- renk bır Kafkas hantası asılı Her renk bır ulusu gostcn>or van tarafu da adlan ya- /ılmıs lam vcımış bır tanc. ancak Turk- menlerle Kırgızlann her nedcnse a>nı rcnkle gosierıldıklen goz onune ahnırsa vclmışıkı uıncedcr O gundcn bugune Kafkasva'da nelerde- ğıştı'' Savaşlara vesurgunlere karşın galıba hemen hemen her se> verlı verındc duru- vor Kafkas sıradağlannın kuze>ınde Rusva >a bağlı ozcrk bolge vecumhunyet- ler>eralıvor Kuzc>batıda. Kuban Nehn - nın ıkı vakasında Adyge ozerk bolgesı vdr Adyge Çerkezlenn kendılenne vcrdıklen ad. 1860'krda Ruslara kary dırenışlcn kı- nlınca burada >crlcştırılmışler. bır kısmı da Turkı>e've goç etmış Nufusları 1924 te 112 500 "ıkcn 1989 da 436 000 e ulaşmış Bugun burada Çerkezlenn batı bolumunu oluşturan Bjeduh Temırgoy. Şapsug ve Abadzcleryaşı>or Son aylarda Şapsuglar Rusva ddn aynlma eğılımlen gostenvor- lar ' Çerkezlenn gen kalanı Karaçaylarla bır- lıkte Karaçav-Çerkez ozerk bölgesınde loplanmış Kardça>larTurk Şubat 1944'- te Orta As>a >a surulmuş I957'de gen donduklennde nufuslan 80 000 cıvannda ıdı bugun 156 000'dırler, Çerkezler ıse 52 000 Bunlardan başka. toplam f 422 000 olan bu bölgede M 000 Abaza ve 10 000 Nogav Tatan vardır Abaza ve No- gavların en bu>uk kısmı ıse bugun Tur- kı>c de >aşdmaktddır Bu bolgenın doğusunda 768 OOO nufuslu Kabarda-Balkar ozerk cumhunvelı bulu- nur Buradada Sovvct polıtıkası Çcrkezve Turk boylannı bırbınnc kanştırmışUr Çerkez bovlanndan olan Kabardalann nufusu "Î91 OOO'dır Karaçavlarla bırlıkte 1944'te Orta Asja'yasurulen BalkarTurk- len ıse 1957 de donduklennde 40 000 kışı. bugun ıse 85 000' dırler Bu cumhunvet de son avlardd Rusya dan kopma cğılımını gostenvor Bunların dd doğusunda Kafkas sırd- dağlannın ortasında bulunan Ddryal (dar Vjpl) geçıdının kuzevınde Kuzcv Oset Özerk Cumhunyelı var a>nı geçıdın gune- vınde ıse Gurcislan'a bağlı Gunev Oset Ozerk Cumhunyetı >er alır Oseller. kıs- men Hınstıvan olan bır Hınt-Avrupa kav- mıdır 1959 da 400 000 olan toplam nufus- lan. bugun 600 000'e ulaşmıştır Hemen sonra geçen sonbaharda bağım- sızhğmı ılan edcn Çeçen-lnguşCumhunve- tı gelır Bunlar. gazetelenn arada sırada yazdıklan gıbı Turk değıl Kafkaslıdırlar ancak ozellıkle Çeçenler. Şeyh Şamıl vönc- tımınde Ruslara karşı en uzun dırenışı gos- leren ka\ımlerdendır I919'da ve >enıden 19^9'da ısyan eden Çeçenler 1944 te İn- -Usl ır! t bırlıkte Orta \s\a va surulduler Bugun 957 000 olan Çeçenlenn 5O0OO'ı Dağıstan'da yaşamaktadır ve ılende Çe- çen-Inguş Cumhunyetı ıle Dağıstan ara- sinda sorun nedenı olabılır A> nı bıçımde 217 000 Inguş un dortte bın Kuzey Osetya da yaşamaktadır 50'100 kılometre karelık. 1 823 000 nu- fuslu Dağıstan ıse vetenncc kanşık olan Kafkas>a'nın en kanşık cumhunyetıdır, burada 12 ulus yaşar ve 12 dıl konuşulur Dılcıler. Dağıstan'da >aşavan Kafkaslılan uç kola avınr En kalabalık olanlan 1959'- da 268 000 I989'da 601 000 nufuslu, ku- zevde vaşavan Avar grubudur Bunlar da uç alt gruba aynlır Son savıldıklan tanh olan 1959'da 200 000 nufuslu asıl Avarlar, 50 000 (1959) kjşıhk Andı ve 18 000 (1959) kışılık Dıdolar Andıler Asıl Andı (son sa- vıldıklan 191Vle8 986kışı) Ahvah(1933'- ie 4 610). Bdgulal (1933 te 3 637).Botlıh (1913'te 1 864) Godoben (1946'da 1 500), Çanuldl (191Vte 5 101), Karata (1939'da 6 215) ve Tındıler e (1933'te 4 777) aynlır Dıdolann alt bolumlen ıse şoyle Asıl Dıdo (1955'te 7 200). Bejeıa (1933'ıe 2 580), Hvarşı (1913 te 1 614), Cınuh (1933'te bır kaç vuz) Hunzal (1933'te 616) ve bır de bunlara bağlanan Arçı grubu (1933'te 1 910) Ikıncı kol. nufuslan 1959'da 158 000. 1989'da 365 000 olan Dargın ve 1959'da 63 529. 1989'da 118 000 kışı olan Lak erubu kı bunlara son sayıldıklan 1926 da 14 430 olan Ka>uk ıle >ıne 1926 - da2 122 olan Kubaçılerekienebılır Guney Dağıstan'da yaşayan ve 1959'da 223 000. 1989'da 466 000 kışı olan Lezgıler ıse şu kolldrdan oluşur Tabasaran (1989'da 98 000) Rutul(20OO0),Aqul(19 0OO).Çd- • Arkası 16. Sayfada Olmazsa Olmaz... Lloyd George VVılson Lenın Gazı Ataturk ve Atatürkçuluk yanlış yonde o kadar somüruldü kı "Gazı" demeyı yeğlıyorum. Thomas Wodrow VVılson "* Insanlık tarıhıne adını yazmış bır lıderı tek yanıyla değer- lendırmek kışıyı yanılgıya surukleyebılır, VVılson da bu kura- lın dışına çıkamaz 1912'den 1920'ye kadar ABD Cumhurbaş- kanlığı'nı ustlenmış VVılson'a ılışkın değer yargısı, Buyük La- rousseta şu tumceyle vurgulanıyor "Ekonomık emperyalızm uyguladı" Ne var kı ABD Cumhurbaşkanı bır yandan Haıtı'yı ışgal edıp Meksıka'ya sılahlı guçlerını yollarken. ote yandan dun- ya banşını kurmak ıçın çaba harcadı "14 rvokta"dan oluşan unlu ılkelerı, Bırıncı Dunya Savaşı'nda yenık duşen Osman- lı'yı heyecanlandırmıştı 0 yıllarda "Yenı Dunya Duzenı" Va- şıngton'da mı saptanacaktı9 Hayır Amenka bugunku kadar guçlu değıldı, yeryuzunun efen- dısı Londra'da oturuyordu Lloyd George * Ingıltere Başbakanı, Anadolu'da bır Yunan ımparatorluğu kurmak ve Avrupalı saymadığı Turklerı yurtlarından kovmak ıçın savaşta elınden gelenı yapmıştı Lloyd George Mustafa Kemal'ı "ası ve maceracı bır general" sayıyor, Brıtanya'nın olağanustu gucu "Yenı Dunya Duzem"rvr\ belırleyıcısı gıbı gö- runuyordu, ama 1917 Devrımı hesapları daha başından al- tust etmıştı Lenın başkaldırrmştı — Emperyalızme ve somuruye karşıyız' Savaş bıttığı zaman dunya oylesıne karışıktı kı "Yenı Dun- ya Duzenı"n\r\ nasıl kurulacağı sorusu boşlukta sallanıyor- du Nıtekım kurulan duzen çok kısa surede yıkılacak, Ikıncı Dünya Savaşı patiayacaktı Gazı * Anadolu'da emperyalızme başkaldıran lıder Mustafa Ke- mal, ılgınç bır kışılığe sahıptı, en çarpıcı yanı bağımsız du- şunme yeteneğıydı, Lloyd George boyle, VVılson şöyle duşu- nebılırdı, ama Anadolu'dan bakınca ış başka bıçımde göru- nüyordu Egemen guçler ne derse desınler, ınsanın kendı ak- lını kullanması özgurlüğun bırıncıl koşuluydu, "nakılcılık" or taçağı yırtan bılımsel atılımla Batı'dan sılınmıştı Galıleo ne soylemıştı — Egemen güç, Kutsal Kıtap, kılıse, Papa ne derse desın- ler dunya donüyor VVılson, Lenın, Moskova, Londra Vaşıngton'un dünyaları- na karşı Anadolu'nun gerçeğınden fışkıran ozgur, duşunce- dekı öz, ınsanlık tarıhının yetıştırdığı bağımsızlık gullerınden en guzelını beslıyordu Yıl 1992. * 21'ıncı yuzyıla 8 kala, yeryuzunde "Yenı Dunya Düzenı" kur- gusunun tıktaklarını ışrtıyoruz Dersaadet'ten Ankara'ya ka- dar çoğu okumuş yazmış ınsanımız, saatlerını Vaşıngton'a gore ayarlamış, akılcılık değıl nakılcılık zamanesıne uymaya çabalıyorlar Oysa çağdaşlığın ılk koşulu ve uygarlığın başlı- ca kuralı. eleştırel aklın kullanılmasıyla gundeme gırebılır Uygarlığı paylaşmak ıçın, Anadolu ınsanı nakılcılıkten vaz- geçmelıdır Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu uçgenı ortasında, aklımızı Batılı egemenlerın ellerıne teslım edemeyız 20'ıncı yuzyılın başında Gazı'nın gerçekleştırdığı yontemı, 21'ıncı yuzyıla 8 kala kullanabılecek kadar aklımız yoksa ve efendılerın de- dıklerıne "evet efendım" demekten başka bır ış yapamaya- caksak, ınsanlığımızdan utanmalıyız Yalnız DoğWya değıl, 8af/'ya da eleştırel aklın suzgecın- den ve bılımsel duşuncenın aydınlığından bakmaya çalışmak uygarlığımızın 'olmazsa olmaz' koşuludur CUMHURÎYET YOLUNDA Yunus Nadi 10 000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaioğlu htanbul Odemeb gondenlmez. DOSTUM MOZART Nadir Nadi 8 bası 10000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğtu-lstanbul Ödemelı gönderilmez. VakıfBank 1954 VakıfBank 1992 Geçmişle geleceğin birleştiği yerde VakıfBank 38 yaşında güçlü ve guvenilir yepyeni bir VakıfBank VakıfBank_ 21 Yuzyıl Bankacılığı OZEL BORA SURÜCÜ KURSU 80. DÖNEM KAYITLARI BAŞIADI Hafta sonu - Hatta ıçı ve Akşam kurian devam edıyor Dershane ÜSKUDAR 343 67 82 KOZYATAĞI 362 47 33 TARABYA 262 06 18 Banş İmpatorluğu Almanya'da oluşuyor Daha fazla bılgı ıçın L nıvereeUts Leben, Abt. 10/4, Haugerring 7.8700 VVûrzburg, Deutschland. Enformasyon Almanca, Ingılızce v e Fransızca'dır GÖKSUN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No 1989/76 Davacı Malıve Haanesı tara- fından davalılar Feyzullah Say- gılı ve arkadaşlan aleyhıne Göksun ılçesı Fındık köyü 831 parsel sayüı taşınmaz hakkında kadastro tespıtıne ıtıraz davası açılmış olup davalılar Mehmet oğlu Huseyın Saygüı, Mehmet oğlu Hasan Saygılı, Durdu kızı Latıfe Çıçeklı, lmam kıa Yur- dagül Saygıb, tmam oğlu Kemal Saygılı'nın adreslen tum araştır- malara rağmen tespıt edıleme- mış, bu nedenle kendılenne ılanen teblıgat vapümasına ka- rar venlmış olmakla, Yukanda ısımlen yaah dava- lılann duruşma günü olan 26 5 1992 günü mahkememızde hazır bulunması va da kendısı- nı bır vekılle temsıl etürmesı du- ruşma günunu bıldınr davetıye ve dava dılekçesı teblığı yenne geçmek uzere ılanen teblığ olunur ^ ^ 4 6 9 6 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle