Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 NISAN1992 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Ozgürve Sorumsuz Bir
Yayın Diizeni
Ülkemızde frekans sayısı çok kısıtlıdır Bunlar ulusal servetın bır bolumu
sayılır Bunlann dağıtımında ve kullanımtnda savurganlık yapamayız.
Frekanslann kamu çıkanna kullanımı ulke ve devlet sorunudur
HIFZITOPLZ
Yenı radvo-TV ^asa tasansı herhdlde bugun-
lerde açıklanacak Tdsannın avnntılannı pek
bılmıyoruz ama Devlet Bakanı Sayırı Gokberk
Ergenekon un 28 martıa Radyo-TV Yavıncılar
Derneğı'nın açıkoturumunda yaptığı konuşma-
dan anladıgımıza gore yenı tasarı şu noktalara
dayanıyor
- Yayıncılık ılkelennın saptanması voluna gı-
dılmevecek
- TRT'mn ozerklığı ustunde durulma>acak \e
TRT de\ letın yanında olacak
- Radvo TV Yuksek Kurulu'nun kaldınlması
yoluna gıdılecek
- Yayıncılıkta ozgurluğe smır tanınmayacak
- Devletın ozel TV'lere hıçbır baskısı olmaya-
cak
Bu sozlerden şöyle bır anlam çıkıvor Huku-
met yenı ozel TV gınşımlenne ters duşmemeve
çahşıyor Hurnyet. Sabah, Türkıye gıbı bu\uk
ortaklıklann buyuk gazete sahıplenvle Koç
Holdıng ve Has Holdıng gıbı ortaklıklann bu-
yük haarlıklar ıçınde olduğunu bılıvoruz Savjn
Ergenekon'un ısrarla uzennde durduğu gıbı bır
yanda ozel TV'ler olacak oteyandaTRT Dev-
let kendı sesını TRT aracılığıvla duvuracak
Eğıtsel ve kulturel yayıncılık da TRTnın gorevı
olacak, ozellenn değıl Ozel TV lenn ıse bu ko-
nularda hıçbır yukumluluklen olma\acak On-
ların programlannın ıçenğıne^ vabancı fılm
oranlanna. reklamcılığa hıçbır s'ınır konmava-
cak
Demek kı devlet ve ozel sektör radvo ve tcle-
vızyonlannın yanında karamacı gulme>en >erel
veözgur radyolann kamusal televızvonlann ku-
rulması ıçın yasal bır ortam hazırlanmıvor
Demek kı Bırleşık Amenka da, Fransa'da ve
bırçok başka ulkede orneklen gorulen radvo-
TV yuksek konseylennın olu^turulması da soz
konusu değıl Oysa Turkıye. Avrupa Konsevı
çerçevesı ıçınde yayıncılıkla ılgılı bır duzıne ka-
rara ımzasını atmamış mıydı'
Bunlann yanı sıra LNESCO nun çeşıilı top-
lantılannda alınan, uydu >ayıncılıgı ıle ılgılı ka-
rarlar var Mac Bnde Komıs>onu"nun onenlen
var, Avrupa YayınBırlığı nınkararlarıvar u\e-
sı olmaya çalıştığımız Avrupa Ekonomık Top-
luluğu'nun kararlan var
Ne yapacağız bunlan1
Yok mu sa>acağız'
TV'lenn bu anlaşmalara, kararlara. onenlerc
uygun yavın yapıp yapmadıklan ızlenmevecek
mr
Ülkemızde frekans sa\ ısı çok kısıtlıdır Bunlar
ulusal servetın bır bölumu savılır Bunlann dağı-
tımında ve kullanımında savurganlık vapama-
>ız Frekanslann kamu çıkanna kullanımı ulke
ve devlet sorunudur
Pekı radyo-TV alanında tekeüeşmelen kım ız-
leyecek9
Kım engellevecek7
Butun bu dlanı or-
man yasalannın egemenlığıne mı bırakacağız1
Bır düzenleme. ızleme denetleme mekdnızmdsı
kurulmazsa yayıncılıkta anarşı doğar Dunya-
nın hıçbır yennde boyle bır başıbosluk. bır yaba-
nıl (vahşı) hberalızm voktur
Devletın >ayın kurumlannın bdğımsızhğını
vd da ozerk'lığını koruvarak kamu \aranna bu
alana bırtakım sınırlar getırmebinden daha do-
ğal bır şey olamaz Bovle bır gorevı de ancak
meslekte addlet ya da devlet \onetımınde dene-
yımlı ve ust duzeydc saygınlığı olan bagırmız
kışılerden oluşan bır kurul ustlencbılır
Ozgurluk. evet elbette. ama ozgurluk sorum-
luluktan avrı duşunulemez Kı^ının ozgurluğu
toplumun haklan ıle sınırlanır
Geleneksel ulusdl rad>oldr va devlet tekelıne
da\dnır ya da ozel sektore Yerel ve bağımsız
rad>olar ıse derneklenn verel topluluklann. va-
kıfların, sendıkalann mesleksel orgutlenn. unı-
versııelenn, kadın kurulusjannın rdd>olarıdır
Geleneksel ulusal radyolar, ıster devlet rad>o-
lan olsun üter ozel sektor radvolan. butun kıt-
lelere seslenırler Yerel rudvolar ıse derneklenn.
>erel topluluklann vakıflann sendıkalann.
mesleksel orgutlenn unıversııelenn kadın ku-
rulu^lannın radvolandır
Geleneksel ulusal radyolar ısterdevlct radvo-
lan olsun ıster ozel sekıor radvolan butun kıt-
lelere seslenırler. yerel radyolar ıse behrlı bır
topluluğa orncğın b\r botgede \a da bır kenltc
yaşayan ınsanlara, azınlıklara. goçmenlere. ka-
dınlara etnık topluluklara. eşcınsellere, behrlı
bırdıne ınanan ınsanlara
Bu radyolarda çalışanlar vavınlarda konu-
şanlar oturumlan yonetenler muhabırler, pro-
duktorler her zaman meslekten vetışen gazetecı-
ler değıldır Bırçogunun rad>oculuk dışında
başka ı^len de vardır geçımlennı başka verler-
den sağlar ınandıklan bır dava uğruna ya da
meslek aşkı ıle bu ışı yaparldr
Geleneksel radyoldr genelde dıkey bır haber-
cılık hızmetı vermekle vetınırler. seçenek (alter-
ndtıO radyolar ıse çok yonlu yaıay ıletışıme
vonelırler Yayın sırasmda dmlevıcıler telefonla
sorular sorarak yavına kaıılır ve seslennı duyu-
rurlar
Geleneksel radyolar zengın altvapılan olan
genış kadrolu radvolardır Seçenek radyolar ıse
basıt vencılerle yayın yapabılırler Teknolojık
gehşmeler bu tur rad>olara çok genış olanaklar
kazandırmıştır
Smııif*
Sayın Gokberk Ergenekon'un açıklddığına
gore bakanlık. 150"ye yakın kuruluş ve kışıye
başv urarak radyo ve TV duzenı konusunda go-
ruşlerını ıstemış Bu kuruluşlann 50'sı goruş bıl-
dıımış. bunlann ıçınde olumlu olanlann sayısı
da 35-4O'ı geçmıyormuş Sayın Bakan bu onen-
lerde cle alınan goruşlenn bır sentezının hazır-
landığını ve bunlann partı gruplanna sunulaca-
ğını bıldın>or
Nc \azık kı ehmıze geçen onenlerde ozgur, ye-
rel ya da ozerk radyoculuk uzennde hemen
hemen hıç durulmuvor Yenı tasanda bu tur se-
;enek radvoculuğa ver venlmezse bır dahd hıç
venlemez Radvocular. beledıyecıler. bu ışlere
>o> unanlar. neredesınız''
PENCERE
ARADABIR
ZEKİBÜYÜKTANIR Eğitimci
Yaratıcı İnsan
Genç doktor Talat Kırış, en büyük yaratıcı insan dıye bıtır-
dığı Yaratmaya Daır adlı yazısında bılımsel bır gerçeğı vur-
guluyordu (1) llgınç bır konudan yola çıkan doktor şoyle dıyor
"Amenka'da yayımlanan tıp dergısı Jama'nın Ekım /1990
saytsında Dr Frank Lynn Meshberge ımzasıyla Mıchelan-
gelo'nun, Adem'ın Yaratılışı Freskının Noro Anatomı Teme-
lınde Interpretasyonu
1
başlıklı yazısında şöyle bır sonuca va-
nyor Tann'yı beyın kesıtı ıçıne oturtmakla Mıchelangelo, Tann
tarafından ınsana yaşama enerjısının dışında, belkı ondan
da önemlı olan zekânın verıldığını vurgulamak ıstemış'"
Yazısını, yaratıcı insan, "Mıchelangelo insan aklının sım-
gesı olan beynın ıçıne bır Tann çızmekle, en buyuk yaratıcı-
nın insan olduğunu göstermıştır O da tüm tarıhın en yaratıcı
ınsanlarından bırıydı" dıye bıtırıyor
Yakup K Karaosmanoğlu'nun "Bızde ılk kültur eserı" dı-
ye tanımladığı Sayın Azra Erhat'ın 'Ecce Homo'sunda da (Işte
İnsan) böylesı gerçeklerle karşılaşırız O da ınsanı anlatır, de-
ğışık bır bıçemde, kendıne özgü, o kendını yaratan ınsanı
İnsan usuyla vardır, usuyla ınsandır
Ilk kez ıkı ayak ustüne doğrulup duşunmeye başlayan in-
san, süreç ıçınde donem dönem düşunce venlerını gelıştı-
rıp bılımsel doruklara ulaşmış ve bunu ılk kez gerçek bılım
ve felsefe yolunda Anadolu'da gerçekleştırmıştır Bundan son-
rakı en belırgın gelışım ronesans ve onun gelıştırdığı felsefe
ve bılım-ınsan, duşunce ve yaratılış Bu konulara o aydınlan-
ma çağından sonra daha bılımsel olarak eğılınmış, insan, in-
san olmanın, kendını bılmenın yollarını aramaya koyulmuş
Bunu ozanlar dızelerıyle dıle getHrnış 'Bır ben vardır bende
benden ıçre
1
dıyen Yunus, yaratıcılığının gorkemı ıçınde ya-
ratılışı eleştırmış
'01 kaadır-ü kûn feyekûn lûtfedıcı Rahman benem,
Kesmeden rızkını veren, cumlelere sultan benem'
Fılozoflar cıltler doldurmuş Kendı varlığını, benlığını, ın-
sanlığını ne kadar yücelerde görmuşse, kendısıne yaratılmış
değıl, yaratıcı olarak enelhak goruşunu ortaya atmış Dın
adamları (kendı yönu, çıkarı, dar goruşlerı ıçınde) cıltlerle kı-
taplara konu etmış, kendı yonunden konuşmuş, ama hepsı
de insan demtş Işte Mıchelangelo usta da fırçasıyia o yara-
tıcı ınsanı Aklının sımgesı olan beynın ıçıne bır Tann çızmekle
en büyuk yaratıcının insan olduğunu göstermıştır
1
dıye tanım-
lıyor doktor (2)
Ancak bız son çağlarda bu devınımın, gelışımın, yükselı-
şın tamamen dışında kalmışız Bızım kuşaklar bu ülkede ay-
rı bır kultur (daha doğrusu yozlaşmış, hıçbır şeyı kalmamış
kültursuzluk) ortamından, hatta sankı ayn bır dunyadan gel-
mışız dıye sayıyorum bızım kuşağı Baba kuşağı da bu yaz-
gıyı bızden daha acılar ıçınde geçırmışler Kuvayı Mıllıye'yı
yaratanlar da canları pahasına
1
Kağnı ıskeletlennm sanayı,
Karadavutlann, mızraklı ılmıhallerın kultur olarak nıtelendı-
rıldığı ortam Aslında 10 bın yıllık Anadolu uygarlığı, çağla-
ra, kıtalara, kuşaklara ışık tutup yol gostermış, ama sonun-
da son ımparatorlukla bırlıkte çağına ayak uyduramadan yeıie
bır olmuş Ne lyonya'nın felsefı tartışma ortamı ne de daha
sonra gelen uygarlık kalıntılarının hepsı gıtmış Dıl Yunus
1
un guzel dılı olmaktan, dın Muhammed'ın yalın dını olmak-
tan, bılım de başlangıcındakı gerçekçı tekke ve medrese bı-
lımı olmaktan çıkmış Hepsı Y Kadn'nın Mıskınler Tekkesı'n-
de anlattığı kokuşmuşluk ıçınde ıken çağdaş Mıchelangelo
ya da Leonardo gıbı bır Mustafa Kemai yetışıp hünerlı ellerı-
nı çalışan usuyla bırleştırerek bır 'yenıden doğuş'la ulkeyı,
ınsanı, bılımı, onuru kurtarmış Bızler yetıştığımızde ülkede
ne okullar vardı yeterı kadar bılıme yonelık, eğıtıp yetıştıre-
cek ne de sanayı vardı çalışıp geçınecek, gelışıp ılerleyecek
Ama o büyuk deha, devrımlerıyle bu kokuşmuş, gerı kalmış
düzenı, çağdışı yapıyı ıkı darbe ıle Mıchelangelo ustanın ka-
lem darbelerı gıbı düzenı kurmuş, devrımını bılım, ınsanı da
sevgı potasında yoğurmuştur Eğrtım demış, çalışmak demış,
felsefe demış
(1) Argos dergısı temmuz /1991 sayı 35 Sayfa 65 Yaratmaya Daır Talat Kınş
(2)Sayta 71 TKınş
ANMA
Şirketimızın kurucusu
MEHMET ALİ ÇAKIR'm
aramızdan aynlışının ıkıncı yıldönumünde yokluğuna
alışamadığımız özlemını her geçen gun daha derınden
duyduğumuz sevgılı, azız ve bırıcık oğlumuzu rahmetle
amyoruz
ÇAKIRLAR TİCARET KOLL. ŞİRKETİ
OZEL BORA SURUCU KURSU
İLAN
DEVREK ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No 990/486
Davaa Devrek Gumüşpınar köyunden Sezaı Cıvcıvoğlu tarafın
dan davah Fatma Cıvcıvojlu aleyhıne açılan boşanma davasının mah-
kemennzde yapüan açık yargüaması sırasmda tum aramalara rağmen
adresı tespıt edılemedığınden duruşma gunu ve dava dılekçesı kendı-
sıne teblığ edılememıştır
Mahkememızde yapılacak olan 18 6 1992 tanhmdekı duruşmada
davalı Fatma Cıvcıvoğlu'nun hazır bulunması veya kendısını bır ve-
kılle temsıl ettırmesı gerektığı, aksı takdırde yargılamanın yokluğunda
göriılerek karar verüeceğı hususu dava dılekçesı ve duruşma günü teb-
lığ yerıne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur
Basın 46923
Kafka^lann YetmisIki IJlusu
SSCB'>e "halklann hapıshdnesı" denmıştı Bugün aynı zamanda
"halkların muzesf' olduğunu goru>oruz
STEFANOS YERASİMOS
Pans lekı Harp Okulu nun duvdrlann-
da Bınncı Dunva Sdvaşı sıralannda bır
Ingılız subavı laratından çızılmış renga-
renk bır Kafkas hantası asılı Her renk bır
ulusu gostcn>or van tarafu da adlan ya-
/ılmıs lam vcımış bır tanc. ancak Turk-
menlerle Kırgızlann her nedcnse a>nı
rcnkle gosierıldıklen goz onune ahnırsa
vclmışıkı uıncedcr
O gundcn bugune Kafkasva'da nelerde-
ğıştı'' Savaşlara vesurgunlere karşın galıba
hemen hemen her se> verlı verındc duru-
vor Kafkas sıradağlannın kuze>ınde
Rusva >a bağlı ozcrk bolge vecumhunyet-
ler>eralıvor Kuzc>batıda. Kuban Nehn -
nın ıkı vakasında Adyge ozerk bolgesı vdr
Adyge Çerkezlenn kendılenne vcrdıklen
ad. 1860'krda Ruslara kary dırenışlcn kı-
nlınca burada >crlcştırılmışler. bır kısmı da
Turkı>e've goç etmış Nufusları 1924 te
112 500 "ıkcn 1989 da 436 000 e ulaşmış
Bugun burada Çerkezlenn batı bolumunu
oluşturan Bjeduh Temırgoy. Şapsug ve
Abadzcleryaşı>or Son aylarda Şapsuglar
Rusva ddn aynlma eğılımlen gostenvor-
lar '
Çerkezlenn gen kalanı Karaçaylarla bır-
lıkte Karaçav-Çerkez ozerk bölgesınde
loplanmış Kardça>larTurk Şubat 1944'-
te Orta As>a >a surulmuş I957'de gen
donduklennde nufuslan 80 000 cıvannda
ıdı bugun 156 000'dırler, Çerkezler ıse
52 000 Bunlardan başka. toplam f
422 000 olan bu bölgede M 000 Abaza ve
10 000 Nogav Tatan vardır Abaza ve No-
gavların en bu>uk kısmı ıse bugun Tur-
kı>c de >aşdmaktddır
Bu bolgenın doğusunda 768 OOO nufuslu
Kabarda-Balkar ozerk cumhunvelı bulu-
nur Buradada Sovvct polıtıkası Çcrkezve
Turk boylannı bırbınnc kanştırmışUr
Çerkez bovlanndan olan Kabardalann
nufusu "Î91 OOO'dır Karaçavlarla bırlıkte
1944'te Orta Asja'yasurulen BalkarTurk-
len ıse 1957 de donduklennde 40 000 kışı.
bugun ıse 85 000' dırler Bu cumhunvet de
son avlardd Rusya dan kopma cğılımını
gostenvor
Bunların dd doğusunda Kafkas sırd-
dağlannın ortasında bulunan Ddryal (dar
Vjpl) geçıdının kuzevınde Kuzcv Oset
Özerk Cumhunyelı var a>nı geçıdın gune-
vınde ıse Gurcislan'a bağlı Gunev Oset
Ozerk Cumhunyetı >er alır Oseller. kıs-
men Hınstıvan olan bır Hınt-Avrupa kav-
mıdır 1959 da 400 000 olan toplam nufus-
lan. bugun 600 000'e ulaşmıştır
Hemen sonra geçen sonbaharda bağım-
sızhğmı ılan edcn Çeçen-lnguşCumhunve-
tı gelır Bunlar. gazetelenn arada sırada
yazdıklan gıbı Turk değıl Kafkaslıdırlar
ancak ozellıkle Çeçenler. Şeyh Şamıl vönc-
tımınde Ruslara karşı en uzun dırenışı gos-
leren ka\ımlerdendır I919'da ve >enıden
19^9'da ısyan eden Çeçenler 1944 te İn-
-Usl ır! t bırlıkte Orta \s\a va surulduler
Bugun 957 000 olan Çeçenlenn 5O0OO'ı
Dağıstan'da yaşamaktadır ve ılende Çe-
çen-Inguş Cumhunyetı ıle Dağıstan ara-
sinda sorun nedenı olabılır A> nı bıçımde
217 000 Inguş un dortte bın Kuzey
Osetya da yaşamaktadır
50'100 kılometre karelık. 1 823 000 nu-
fuslu Dağıstan ıse vetenncc kanşık olan
Kafkas>a'nın en kanşık cumhunyetıdır,
burada 12 ulus yaşar ve 12 dıl konuşulur
Dılcıler. Dağıstan'da >aşavan Kafkaslılan
uç kola avınr En kalabalık olanlan 1959'-
da 268 000 I989'da 601 000 nufuslu, ku-
zevde vaşavan Avar grubudur Bunlar da
uç alt gruba aynlır Son savıldıklan tanh
olan 1959'da 200 000 nufuslu asıl Avarlar,
50 000 (1959) kjşıhk Andı ve 18 000 (1959)
kışılık Dıdolar Andıler Asıl Andı (son sa-
vıldıklan 191Vle8 986kışı) Ahvah(1933'-
ie 4 610). Bdgulal (1933 te 3 637).Botlıh
(1913'te 1 864) Godoben (1946'da 1 500),
Çanuldl (191Vte 5 101), Karata (1939'da
6 215) ve Tındıler e (1933'te 4 777) aynlır
Dıdolann alt bolumlen ıse şoyle Asıl Dıdo
(1955'te 7 200). Bejeıa (1933'ıe 2 580),
Hvarşı (1913 te 1 614), Cınuh (1933'te bır
kaç vuz) Hunzal (1933'te 616) ve bır de
bunlara bağlanan Arçı grubu (1933'te
1 910) Ikıncı kol. nufuslan 1959'da
158 000. 1989'da 365 000 olan Dargın ve
1959'da 63 529. 1989'da 118 000 kışı olan
Lak erubu kı bunlara son sayıldıklan
1926 da 14 430 olan Ka>uk ıle >ıne 1926 -
da2 122 olan Kubaçılerekienebılır Guney
Dağıstan'da yaşayan ve 1959'da 223 000.
1989'da 466 000 kışı olan Lezgıler ıse şu
kolldrdan oluşur Tabasaran (1989'da
98 000) Rutul(20OO0),Aqul(19 0OO).Çd-
• Arkası 16. Sayfada
Olmazsa Olmaz...
Lloyd George
VVılson
Lenın
Gazı
Ataturk ve Atatürkçuluk yanlış yonde o kadar somüruldü
kı "Gazı" demeyı yeğlıyorum.
Thomas Wodrow VVılson "*
Insanlık tarıhıne adını yazmış bır lıderı tek yanıyla değer-
lendırmek kışıyı yanılgıya surukleyebılır, VVılson da bu kura-
lın dışına çıkamaz 1912'den 1920'ye kadar ABD Cumhurbaş-
kanlığı'nı ustlenmış VVılson'a ılışkın değer yargısı, Buyük La-
rousseta şu tumceyle vurgulanıyor
"Ekonomık emperyalızm uyguladı"
Ne var kı ABD Cumhurbaşkanı bır yandan Haıtı'yı ışgal
edıp Meksıka'ya sılahlı guçlerını yollarken. ote yandan dun-
ya banşını kurmak ıçın çaba harcadı "14 rvokta"dan oluşan
unlu ılkelerı, Bırıncı Dunya Savaşı'nda yenık duşen Osman-
lı'yı heyecanlandırmıştı 0 yıllarda "Yenı Dunya Duzenı" Va-
şıngton'da mı saptanacaktı9
Hayır
Amenka bugunku kadar guçlu değıldı, yeryuzunun efen-
dısı Londra'da oturuyordu
Lloyd George *
Ingıltere Başbakanı, Anadolu'da bır Yunan ımparatorluğu
kurmak ve Avrupalı saymadığı Turklerı yurtlarından kovmak
ıçın savaşta elınden gelenı yapmıştı Lloyd George Mustafa
Kemal'ı "ası ve maceracı bır general" sayıyor, Brıtanya'nın
olağanustu gucu "Yenı Dunya Duzem"rvr\ belırleyıcısı gıbı gö-
runuyordu, ama 1917 Devrımı hesapları daha başından al-
tust etmıştı
Lenın başkaldırrmştı
— Emperyalızme ve somuruye karşıyız'
Savaş bıttığı zaman dunya oylesıne karışıktı kı "Yenı Dun-
ya Duzenı"n\r\ nasıl kurulacağı sorusu boşlukta sallanıyor-
du Nıtekım kurulan duzen çok kısa surede yıkılacak, Ikıncı
Dünya Savaşı patiayacaktı
Gazı *
Anadolu'da emperyalızme başkaldıran lıder Mustafa Ke-
mal, ılgınç bır kışılığe sahıptı, en çarpıcı yanı bağımsız du-
şunme yeteneğıydı, Lloyd George boyle, VVılson şöyle duşu-
nebılırdı, ama Anadolu'dan bakınca ış başka bıçımde göru-
nüyordu Egemen guçler ne derse desınler, ınsanın kendı ak-
lını kullanması özgurlüğun bırıncıl koşuluydu, "nakılcılık" or
taçağı yırtan bılımsel atılımla Batı'dan sılınmıştı Galıleo ne
soylemıştı
— Egemen güç, Kutsal Kıtap, kılıse, Papa ne derse desın-
ler dunya donüyor
VVılson, Lenın, Moskova, Londra Vaşıngton'un dünyaları-
na karşı Anadolu'nun gerçeğınden fışkıran ozgur, duşunce-
dekı öz, ınsanlık tarıhının yetıştırdığı bağımsızlık gullerınden
en guzelını beslıyordu
Yıl 1992. *
21'ıncı yuzyıla 8 kala, yeryuzunde "Yenı Dunya Düzenı" kur-
gusunun tıktaklarını ışrtıyoruz Dersaadet'ten Ankara'ya ka-
dar çoğu okumuş yazmış ınsanımız, saatlerını Vaşıngton'a
gore ayarlamış, akılcılık değıl nakılcılık zamanesıne uymaya
çabalıyorlar Oysa çağdaşlığın ılk koşulu ve uygarlığın başlı-
ca kuralı. eleştırel aklın kullanılmasıyla gundeme gırebılır
Uygarlığı paylaşmak ıçın, Anadolu ınsanı nakılcılıkten vaz-
geçmelıdır
Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu uçgenı ortasında, aklımızı
Batılı egemenlerın ellerıne teslım edemeyız 20'ıncı yuzyılın
başında Gazı'nın gerçekleştırdığı yontemı, 21'ıncı yuzyıla 8
kala kullanabılecek kadar aklımız yoksa ve efendılerın de-
dıklerıne "evet efendım" demekten başka bır ış yapamaya-
caksak, ınsanlığımızdan utanmalıyız
Yalnız DoğWya değıl, 8af/'ya da eleştırel aklın suzgecın-
den ve bılımsel duşuncenın aydınlığından bakmaya çalışmak
uygarlığımızın 'olmazsa olmaz' koşuludur
CUMHURÎYET
YOLUNDA
Yunus Nadi
10 000 lıra (KDV ıçınde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad 39-41 Cağaioğlu htanbul
Odemeb gondenlmez.
DOSTUM
MOZART
Nadir Nadi
8 bası 10000 lıra (KDV ıçınde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad 39-41 Cağaloğtu-lstanbul
Ödemelı gönderilmez.
VakıfBank 1954 VakıfBank 1992
Geçmişle geleceğin birleştiği yerde
VakıfBank
38
yaşında
güçlü ve guvenilir yepyeni bir VakıfBank
VakıfBank_ 21 Yuzyıl Bankacılığı
OZEL BORA
SURÜCÜ KURSU
80. DÖNEM KAYITLARI
BAŞIADI
Hafta sonu - Hatta ıçı ve
Akşam kurian devam edıyor
Dershane
ÜSKUDAR 343 67 82
KOZYATAĞI 362 47 33
TARABYA 262 06 18
Banş İmpatorluğu
Almanya'da oluşuyor
Daha fazla bılgı ıçın
L nıvereeUts Leben, Abt. 10/4,
Haugerring 7.8700 VVûrzburg,
Deutschland.
Enformasyon Almanca,
Ingılızce v e Fransızca'dır
GÖKSUN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No 1989/76
Davacı Malıve Haanesı tara-
fından davalılar Feyzullah Say-
gılı ve arkadaşlan aleyhıne
Göksun ılçesı Fındık köyü 831
parsel sayüı taşınmaz hakkında
kadastro tespıtıne ıtıraz davası
açılmış olup davalılar Mehmet
oğlu Huseyın Saygüı, Mehmet
oğlu Hasan Saygılı, Durdu kızı
Latıfe Çıçeklı, lmam kıa Yur-
dagül Saygıb, tmam oğlu Kemal
Saygılı'nın adreslen tum araştır-
malara rağmen tespıt edıleme-
mış, bu nedenle kendılenne
ılanen teblıgat vapümasına ka-
rar venlmış olmakla,
Yukanda ısımlen yaah dava-
lılann duruşma günü olan
26 5 1992 günü mahkememızde
hazır bulunması va da kendısı-
nı bır vekılle temsıl etürmesı du-
ruşma günunu bıldınr davetıye
ve dava dılekçesı teblığı yenne
geçmek uzere ılanen teblığ
olunur ^ ^ 4 6 9 6 4