15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART1992 PAZARTESİ HABERLER Olanağanüstü hal toptontısı • AA(Ankara)-ANAP Meclıs Grubu. olağanüstü halin uzatılması konusunda tavır belirlemek için bugün özel gündemle toplanacak. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, geçen haftaki grup toplantısındaki önerisi doğrultusanda yapılacak oturumda, milletvekilleri, olağanüstü halin uzatılması ileilgiliTBMM Genel Kurulu'na gelecek hükümet tezkeresi konusunda görüşlerini açıklayacaklar. ANAP Grubu'nun geçen hafta yapılan toplantısında, olağanüstü hal konusu gündeme gelmiş, Konya milletvekiîi Mehmet Keçeciler. olağanüstü halin uzatılmasına destek verilmesini isterken, bazı milletvekiUeri çekimser kalınmasını önermişlerdi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da kendileri için en uygun yolun çekimser oy kuüanmak olduğunu ifade etmişti. Yılmaz'a • AA(Ankara)-ANAP Bursa Mılletvekili Mümin Gençoğlu'nun, Genel Başkan Mesut Yılmaz için aldığı helikopter gelecek ay Türkiye'ye getınlecek. Gençoğlu'nun verdiği bilgiye göre ABD'deki bir fırmadan 1 milyon 200 bın dolara (yaklaşık 7 milyar lira) alınan helikopter, 7 kişi taşıma kapasitesine sahip bulunuyor. Yılmaz'ın yurt gezilerinde kullanacağı helikopterin, bir aksilik çıkmadığı takdirde, nisan ayında Türkiye'ye getirileceğini belirten Gençoğlu, helikopteri kullanacak pilotlann da Tûrk olacağını ve ABD'de bir süre eğitim gpreceklerini söyledi. KürtsoruiNi • AA (tzmir) - Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren, Kürt sorunun çözümü için öncelikle konunun özgürce tartışılabıleceği bir ortamın sağlanması gerektiğini söyledi. Aren, SBP I. Olağan Izmir f1 Kongresi'nde yaptığı konuşmada. son dönemde, yurt içindeki en önemli olayın 20 Ekim genel seçimleri ve sonuçlan olduğunu kaydetti. 12 Eylül iktidannın 20 Ekim seçimleri ile sona erdiğini ifade eden aren, "Bu seçimden çıkacak en iyi sonuç da bu koalisyon hükümetidir. Demokratik programı da bizim onaylayabileceğimiz şekiîdedir" dedi. Apoajjzıyia • LBA(Ankara)- Türkiye'nin Güneydoğusu'nda olağanüstü hal uygulanıp uygulanmaması ciddi tartışmalara neden olur, hatta hükümetin bir kanadını oluşturan SHP'nin koalisyondançekilmesi bile gündeme gelırken, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin "Özel Tim kalksın" diyen milletvekilleriyle. siyasi parti temsilcilerini"Apo ağzıyla konuşmak"la suçladı. Ozel Tim'in ve köy koruculuğunun kalkmasını PKK lideri Apo'nun da istediğini haürlatan ve bu nedenle aynı taleple ortaya çıkanlan "Apo ağzıyla konuşmakla" suçlayan Bakan Sezgin görüşlerini Nokta dergisine açıkladı. TKPTı eskiler toplandı • lç Politika Servisi - TKP'nin 4. Kongresi'nin 60. yüı eski yöneticileri tarafından kutlandı. Kongrenin hayatta kalan tek delegesi ve kongrede raerkez komitesi üyeliğine seçilen Mehmet Bozaşık ile eski TKP'lilerden Kadri Çokuğurlu, Rasih 1leri, Idris Erdinç, Şehabettin Bakırsan, Ali Eriş, kongrenin 60. yüı nedeniyle bir kutlama düzenlediler. İlk olarak mart 1932 tarihinde Haliç Ayvansaray'daki Zeki Bastımar'ın evinde toplanan emektar partililer, kongre delegelerinden Şefık Hüsnü, Reşat Fuat, Türnacı Emin Sekiln, Zeki Baştımar ile kongre delegelerinden Süleymaniye'ye bayrak asan şoför Ismail ile şoför Halit Safıye Topçuoğlu ve Semiha Tahir'i andılar. KALBINIZ SIZIN İÇİN ÇAUŞIYOR, YA SİZ ?.. Muayene, Teşhıs Tedavi, Laboratuvar, Rontgen Tel. 275 12 44/45 - 248 58 66 Erbakan, Azerbaycan ve Cezayirtie yaşananlara sessiz kaldığını öne süıdüğü hükümeti uyardı: SonıunızMuttalibov gibi olurİç Politika Servisi - Refah Partisi İstan- bul örgütü tarafından düzenlenen "Cezayir, Azerbaycan, Mezalime Karşı Direniş" mitingjnde 10 bini aş- kın kişi. Karabağ'da Azerilerin Er- meniler tarafından öldürülmesine "sessiz kaldığını" öne sürdükleri DYP-SHP koalisyon hükümetinin istifasını istedi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan da, hükümete "Bu millet sizi Muttalibov gibi alaşa- ğı eder" uyansında bulundu. Dün saat 13.00'te Gaziosmanpaşa Mey- dam'nda yapılan mitingte polisin geniş güyen- lik önlemleri aldığı dikkati çekti. "Ancak İna- nanlar Kardeştir", "Azerbaycanlım, Canım, Kanım, Kardeşim", "Koremi Uzak, Azerbay- can mıT. "Zalim Karşısında Susan Dilsiz Şey- tandır", "Ermenilere Ders Vermek Lazım", "İslami Selamet İktidar Olacak". "Sabret Ce- zayirlim Zafer Yakındır", "Baba, Azerbaycan Kan Ağlıyor. Gökkubbeyi Yıksana", "Kah- rolsun Ermenistan. Dursun Akan Kan", "Er- menistan, Kafkaslarda Yeni Bir İsrail" gıbı döviz ve pankartlann açıldığı mitingte. görev- liler sık sık RP amblemı taşımayan pankartla- nn açılmaması yolunda kürsüden uyanlarda bulundular RP'nın 20 Ekim 1991 secimlerinin arifesinde Sultanahmet Meydanında gerçekleştirdiği mi- tınge kıyasla daha az kalabalık ve daha az coş- kulu geçen mitingte ıkı temel mesaj venldi: "1) Keşmır'de, Cezayir'de, Azerbaycan'da görüldüğü gibi her yerde müslümanlann kanı akıtılmakta, insan haklan ve demokrasi savu- nuculan bunlara sessiz kalmaktadır. Bu ger- çeklerin de gösterdiği gibi ancak inananlar kardeştir. Halklann kardeşüği için değil, müs- lümanlann kardeşliğı için haykırmalıyız." Nitekim "Azerbaycan, , Keşmir, Filistin, Katliamlar Artık Bitsin" ve "Akan Hep Müs- lüman Kanı, Uyan Artık Düşmanı TanT'pan- kartlan kürsüden verilen bu mesajın kitle tara- fından benimsendiğini gösteriyordu. "2) Türkiye birçok nedenle İslam dünyası- nın en önemli gücüdür. Türkiye'de yönetimin tavn müslümanlann gelecekleri açısından be- lirleyıcidir." Kürsüden bir RP yetkilisi "'Eğer Refah ikti- dar olsaydı, Ermeniler katliam yapmaya cesa- ret edebilirler miydi"diye sorunca meydanda birden ortaya çıkan coşku da İslama seçmenin hükümetten iyice umudunu kestiğini kanıtlı- yordu. Erbakaıhtyecanı Mitingte ilk olarak RP'nin İstanbul millet- vekillen konuşma yapü. Fakat ne deneyimli Ali Oğuz. ne genç Mustafa Baş ve Mukadder Başeğmez bütün çabalanna, okuduklan şiirle- re rağmen kalabalığı istenildiği ölçüde coştura- bildiler. Kürsünün sol tarafında toplanmış olan RP'li kadınlar bile bekleneni veremedı. rbakan, Azerbaycanlı profesör Salih Mehmet Ali (solda) ile FlS'ın tutuklu lideri Abbas Medeni'nin oğlu Usame Medeni'- nin ellerini havaya kaldınnca binlerce kişi, "Müsliimanlar kardeştir" diye bağırdı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Geçici heyecan anlan, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in Türki cumhuriyetleri ziyareti sırasın- da kendisine vekalet eden Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı'nın TBMM'de "Kara- bağ, Azerbaycan'ın sonınudur, bizi ilgilendir- mez" demesinin kürsüden anımsatılmasıyla yaşanabıldi. Bu anımsatmalarla patlak veren"Hükümet İstıfa" sloganlan, beklenen an geldiğinde, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın siyah Mercedes'i kalabalığı yanp alana doğru ilerle- diğinde, yerini "Başbakan Erbakan" sloganla- nna bıraktı. Erbakan, RP'li görevliler ile Çevik Kuvvet'e bağlı polislerin üstün gayretleriyle kürsüye çı- kabildi. Bir müddet tüm alanı kaplayan coşku, yabancı konuşmacılann peşpeşe mikrofonu al- masıyla yeniden sönüverdi. Azerbaycanlı pro- fesör Salıh Mehmet Ali'nin aksanlı konuşması dikkatlen dağıtırken, Cezayir İslami Selamet Cephesf nın genel seçimler öncesi tutuklanah efsanevi lideri Abbas Medeni'nın oğlu Üsame Medeni'nin konuşması da umulan ılgiyi topla- yamadı. Genç Medeni, anında Türkceye cevrilen Arapça konuşmasında Cezayir'in yakm tarihi- ni ve son günlerde yaşanan olaylan anlattı. En büyük alkışı da, sözlerini RP'ye ve "üstar" Necmettin Erbakan'a teşekkür ederek tamam- lamasıvla aldı. Daha sonra konuşan Necmettin Erbakan, meydandakilerin 60 milyon kişiyi temsil ettiği- ni ve milletin sesini tüm dünyaya duyurmaya çahşacaklannı belirtti. Erbakan, mezalim ve katliamlan, siyonızm ve tsrail'in sözünün ge- çerli olmasına bağladı. Cezayir ve Azerbaycan'da yapılan katliam- lara hükümetin sessiz kalışına anlam vereme- diklerini söyleyen Erbakan, "Türk hükümeti, bütün bunlara rağmen İsrail'e maslahatgüzar ataması yapıyor"dedi. Erbakan. bugün bütün dünyada müslümanlara karşı ardı akrası kesil- meyen mezalimler yapıldığını savunarak, "Ama gün bizim. İslam aleminin günü olacak. Mezalim ve uşaklan döktüklen kanda er geç boğulacaklardır" şeklinde konuştu. Erbakan, DYP-SHP koalisyon hükümeti- nin Azerbaycan'a bir an evvel yardım yapması gerektiğini belirterek şu uyanda bulundu: "Bu milletin huzurunda sizlere seslenıyorum. Bu millet, Muttalibov gibi sıa oradan alaşağı ederse şaşırmayın." Türkiye'nin, İslam Konferansı'run toplana- rak. Azerbaycan ve Cezayir konulannda so- mut girişimlerde bulunması ıçın öncülük yapması gerektiğini savunan Erbakan. daha sonra alanda toplananlara seslenerek "Baş parmağınızı kaldırın ve yemin edin" dedi. Bu- nun üzerine kalabalık "Yemin ediyoruz" kar- şılığını verdi. Mitinge katılanlar. Erbakan'ın "Zalime, mezalime, haksıza, siyoniste ve emperyaliste karşı mücadele edelim" şeklindeki sözlerini hep bıriıkte tekrarladilar. Bu arada mitingte. Fransız ve İsrail bayraklan yakıldı. Azeri çocuklann gösterisi 'Savaşmak değil oyun istiyorıız' £j?İç Politika Servisi -Aileleri Kars'ın Iğdır ve Tuzluca ilçele- rinden Istanbulun Halkalı, Bağcılar gibi semtlerine göç et- miş yaklaşık 200 Azeri çocuk Karabağ'da soydaşlanrun öl- dürülmesıni protesto etti. İstanbul Bağcılar Meyda- nın'da dün öğle saatlerinde top- lanan çocuklann ellerindeki dövizler \e attıklan sloganlar tam bir çelişki sergiliyordu. Bir vanda "Savaşlar Son Bulsun, Banş Kurulsun", "Çocuklar Dünvanın Süsleridir", "Çocuk- lar Masumdur" sözleri, diğer tarafta "Karabağ Ermeniye Mezar Olacak", "Kana Kan İntikam". "Azerbaycan Canı- mız, Feda Olsun Kanımız". "Madem ki Ermenisin, Bir Ço- cuk Öldürmelisin" sloganlan. 10 yaşlannda bir çocuk, me- gafonla "Büyüklerimiz birbir- lerine kötülük yapmış olabilir- ler. Ama bizçocuklar birbirimı- ze kötülük yapmadık. Onun için hepimiz masumuz. Onun için biz dostuz. Dünyanın nere- sinde olursa olsun çocuklann öldürülmesine karşı çıkalım. Biz savaşmayı değil oynamayı istiyoruz" sözleriyle kalabalığa hitap ederken. konuşması, ya- şıtlannın "Muhammed'in Or- dusu Kafirlerin Korkusu" slo- ganlanyla kesiliyordu. Konuşmasına, öğle ezanı okunurken ara veren megafon- lu çocuk daha sonra şöyle de- vam etti:"Biz. çocuklara dahi acımayan Ermenilere silah ve- renleri lanetliyoruz. Eğer bizi kimse anlamıyorsa. öğretmen- lerimizi bizi anlama> a çağınyo- nız. Artık ders çalışamıyoruz. Dünya insanlanna bir kez daha sesleniyoruz: Ne olur çocuklar ölmesin." "Biz Kanncaya Kıyamaz- ken, Siz Çocuklara Nasıl Kı- yarsınız?", "Balinayı Bırakın Karabağ'a Bakın" gibi ilginç dövızlerin de taşındığı, bütün kız çocuklannın başlannın ör- tülü olduğu göstennın yürüyü- şe dönüşmesini, güvenlik güçle- ri "trafık aksadığı" için engelle- diler. Azeri çocuklar, bu sabah Bakırköy Postanesi'nde topla- nıp ilgili kurum ve kuruluşlara "katliamı protesto telgrafı" çe- kecekler. Kars'tan Halkalı ye Bağcılar'a göç eden v aklaşık 200 Azeri çocuk, dün Bağcılar meydanında Karabağ'daki soydaşları- nın öldürülmesini protesto etti. Emre Kongar Prof. Kongar'm kararnamesi imza bekfiyor tç Politika Servisi - Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı görevine eski öğretim üye- si ve araştırmacı Prof. Dr. Emre Kon- gar getiriliyor. Kültür Bakanı Fikri Sağ- lar tarafından yaklaşık iki aydır boş bu- lunan musteşarlık makamına Kongar'- ın atanması ile ilgili kararnamenin Köşk'te fazla bekletilmeyip, çarşamba gününe kadar imzalanması bekieniyor. 13 Ekim 1941 yılında Istanbul'da do- ğan Emre Kongar, ilk, orta ve lise tah- silini Şişli Terakki Lisesi'nde gördükten sonra 1963'te Siyasal Bilimler Fakülte- si'ni bitirdi. 1964'te BM bursu ile ABD'- ye giden Kongar, 2 yıl sonra Michigan Üniversitesi Sosyal Çalısma Okulu'ndan master unvanı aldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönen Prof. Emre Kongar Hacettepe Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1968 yılında kurduğu Sos- yal Çalışma Yüksek Okulu'na mudür olarak atanan Kongar daha sonra sıra- sıyla 1969'da sosyal bilimler doktoru, 1976'da doçent, 1981'deiseprofesörlüğe yükseldi. Kongar, 1978-89 yülan arasın- da Kültür Bakanhğı Kültür Yüksek Okulu üyeliği yaptı. Hacettepe Üniver- sitesi'nde öğretim üyeliği yaparken YÖK'ün kararlannı protesto ederek Üniversitedeki görevinden aynlan Kon- gar, çalışmalanm tstanbul'da kumlu özel bir kamuoyu araştınna şirketinin yöneticiliğini yaparak sürdürdü. Emre Kongar'm bugüne kadar Türk kültür hayatına kazandırdığı çok sayıda eseri bulunuyor. Kongar, bu eserlerinden "Türkiye'nin Toplumsal Yapısı' adlı ki- tabıyla 1977'de Türk Dil Kurumu Bilim Ödülü'nü, 'Toplumsal, Değişme Ku- ramları ve Türkiye Gerçeği' adlı lcitabı ile de 1979 yılında Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilim ödülü'nü kazandı. 1992'de TÜSES Vakfı Genel Sekreterliği'ne se- çilen Prof. Emre Kongar'ın aynca 100'ü aşkın makalesi de mevcut. Kongar evli ve üç çocuk babası. Kaıaman İşkence yapılan - kahveci tutuklandı MEHMET BÜYÜKARI (Karaman) - Gözaltına alınan kahvehane işletmeci- si Mehmet Zeki Özırmak'a Merkez Ka- rakolu Amiri A. Haydar Ince tarafından işkence yapıldığı öne sürülmesi uzerine valilik idari soruşturma başlattı. Işken- ceye uğradığı doktor rap>oruyla kesinle- şen kahvehane işletmecisi Zeki özırmak (29), 'Görevü memura hakaret ve tehdit" suçlamasıyla cumhuriyet savcılığı tara- fından tutuklandı. önrmak'a, "Kara- man Devlet Hastanesi'nde yapılan mu- ayenesi sonrası, "7 günde iyileşir, 20 gün- de işgücüne kavuşur" raporu verildi. İn- san Haklan Karaman Şubesi yaptığı açıklamada olayı nefretle kınadıklanm belirterek ilgilileri göreve davet ettiler. Karaman'da günün konusu olan olay- da işkence görmesine karşın tutuklana- rak cezaevine gönderilen kahvehane iş- letmecisi Mehmet Zeki özırmak'ın or- tağı ile 4 kişi de kumar oynadıklan ge- rekçesiyle gözaltına alındı. Ancak ifade- lerinin alınmasının ardından salıverildi- ler. Özırmak'ın babası Musa Özırmak, Karaman Cumhuriyet SavcüığYna verdi- ği dilekçede, oğlunun kumar oynayanlar- la birlikte gözaltına alındığını, cezasının ise mahkeme yerine karakolda verüdiğini belirtti. Musa özırmak dilekçesinde, ka- rakola gittiğinde oğlunun gözlerinin pat- latılmış olduğunu gördUğünü, sorduğun- da ise görevli polislerin, 'Biz nöbeti ye- ni aldık. Bizden öncekiler yapmıştır' de- diklerini kaydederek, "Sayın Başbakan 1 ın tüm acıkiamalannda karakoliann şef- faflaştınİacağını belirtmesine karşın Ka- raman'da insan haklan ve demokrasi il- keleri çiğnenmiîtir, oğluma bunu yapan- lardan davacıyım" dedi. Zonguldak'tan izlenimler Madencfler çok içer, belki de ölümü ıınutmak için REFİK DURBAŞ (Zongul- dak) - Gazipaşa caddesinin ucunda 'işçi anıtı". Zonguldak'a girer girmez bu anıt karşılıyor sizi. Anıtın dört vanı madende çalışan işçilerle sanlmış. Önde ise elinde feneri ile madende yü- rü>en bir madencı. Gazipaşa'nın öbür ucu liman caddesine çıkıyor. Liman cad- desı adı üstünde deniz kıyısın- da. Ama pek denizle ilişiği yok. Bütün binalann yüzü karaya bakıyor Karşıda Kozlu Z«n- guldak'la birleşmiş. Adı ayn bir kasaba gibi görünse de Zongul- dak'ın bir mahallesi sanki. Liman caddesinden Kozlu'- >a bakıyorum. Bir küçük koy, ama bu koyda ne bir yat ne de sandal. Belki >azın olabilir. Üç gündür sürekli öksürüyo- rum. Ha\adan diyorlar. Kö- mür tozundan. Zonguldak, denizle ilişkisini kesmiş. Yüzünü madene dön- müş. yaşamı denizle kara ara- sında. İlksel, Asmab bir genç. Li- man caddesinde > ürüyoruz ak- şam üzeri. Havada yağmurmu. kömür tozu mu adı belli olma- yan bir koku. Yüksel'in babası madenden emekli olmuş. İlkokul mezunu. Oğlu okusun istemiş. kendisi gi- bi işçi olmasın. Yükse! şimdi Hacettepe'ye bağlı maden mü- hendisliği fakültesinde öğrenci. Hem okuyor hem Kozlu'da stajını yapıyor. "Zonguldak'ta hıçbir şcy kendisi değil" diye başhyor sö- ze. "Şimdi madenci diyoruz. maden işçisi. Burada işçi vok kı ne işçisi. Bu adamlar bir a> çalı- şırlar, bir ay köylerinde yatar- lar. Madene ındiklerinde işçi- dirler, sigortalan \ardır. Ama bir sonraki ay köylerine gönde- rihrler. Dinlensinler. ciğerleri temiz hava görsün di\e. Bu se- fer de köylüdürler. Ve sigorta- lan yoktur. İşçilıkle ilişkıleri kesilmiştir. Bir ay kahvede otu- rurlar, kanlan tarlada çalışır. Şimdi bu adam işçi mi köylü mü?" Sorusuna yanıt veremiyo- rum. Babasından mükellefıyet yıl- Iannı dinlemiş. 194O'lı yıllar. Dedesi de madende çahşırmış. O yıllarda madenlere işçi bula- mazmış hükümet. Köylülen jandarma marifetıyle ocaklara indirirlermiş. Şimdi ise daha ölüler kalkmadan ağabeyleri, kardeşleri maden işçisi olma sı- rasında. Yüksel sigara içmiyor. "İçki" dıyorum. "Abi" diyor, "ocağa iniyorsun, her taraf toz duman. Canım öyle bir soğuk bira isti- yor ki. Çıkar çıkmaz hemen iki bıra. Liman caddesine inen şu ara sokaklara bak. Hepsi bira- cı. Madenciler çok içerler. Belki ölümü unutmak, belki kendile- nni unutmak için."' Ana sokaklar akşamın ka- ranhğında. Belki yas, belki ra- mazan olduğundan hepsi kapa- lı. Kahvelerden, televizyonun gürültüsü geliyor. Zonguldak sırtını denize. yü- zünü madene dönmüş. Deniz kı>asında oturacak bir yer bile yok. Yaşam denizle maden ara- sında. Yaşam, işçilikle köylü- lük arasında. Yaşam çabşmak- la dinlenmek arasında. Akşam saat 20.00 oldu mu el ayak çekiliyor? Zonguldak ma- den ocaklannın karanlığında. Havada vaSmur mu, kömür tozu mu adı belli olmayan bir koku?..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle