Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1992FAZARTES •>- •¥• • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
İmelda'ya
büyük sevgi
Iktidardan
düştükten sonra
yıllar yüı eşi
Ferdinand
Marcos ile
birlikte sürgün
hayatı yaşayan ve
eşinin ölümünden
sonra ülkesi
Filipinler'e dönen
İmelda Marcos,
şimdi halkının
baş tacı. Ülkeye
döndükten sonra
başkanüğa aday
olan İmelda,
"Kurtar bizi
İmelda Ana"
çığlıklanna, "Sizi
kurtaracağım"
vaatleriyle
karşıhk veriyor.
(Fotoğraf: AP)
Bir beklerken, dört bebek geldi
Amerikalı Lindee ve Kevin Vanght
çifti, bir bebeklerinin olacağını
öğrendikleri zaman çok sevinmiş ve
hemen evin bir odası 'bebek' için
hazırlanmaya başlanuş, şık bir yatak,
sevimli perdeler, güzel güzel giysiler
alınmaya başlamıştı. 'Bebek' için her
türlü hazırlığı tamamlayan ve doğumu
beklemeye başlayan çift, önceki gün
gerçekleşen doğumda neye uğradığını
şaşırdı. Birden bire dört sağlıklı bebeğe
kavuşan aile, şimdi dört çocuk sahibi
olma fikrine kendini alıştırmaya
çalışıyor. (Fotoğraf: AP)
Cezaevine
saldırı
AA (Mersin) - Mersin Özel E
Tipi Cezaevi, dün gece silahlı
bir grup tarafından tarandı.
llk belirlemelere göre bir jan-
darma eri ayağıridan yaralan-
dı.
Mersin Çay Mahallesi'nde
bulunan Özel E Tipi Cezaevi-
nin 6 nolu nöbetçi kulübesine
saat 23.25 sıralannda bir grup
tarafından ateş açıldı. Jandar-
malar tarafından karşdık veril-
mesi üzerine, yaklaşık 15 daki-
ka süreyle silah seslerinin de-
vam ettiği duyuldu.
Bu arada 6 nolu nöbetçi ku-
lübesindeki bir jandarma eri-
nin ayağından yaralandığı öğ-
renildi.
Olayın duyulmasından son-
ra güvenlik güçleri cezaevi çev-
resini abluka altına alarak
kontrollere başladı.
Pekin'de öğleden sonra keyfi
Çin'in başkenti Pekin'de dün
havanın gttzel olmasından
yararlanan insanlar kendilerini
parklara, bahçelere atarken bu
güzel pazar gününde çaüşmak
zorunda olanlar da ufak tefek
kaçamaklarla günün tadını
çıkarmaya çalışıyorlardı.
OLAYLARIN
ARDENDAKI
Terörün adresi İslaıııi Cihad
• (Biştarafi 1. Sayfada)
Bu jç çıkış da hangi poltik
gerekelerden kaynaklanrsa
kaynıklansın, hem lopUm
içindt îstikrarsızlık tohıorla-
rını pliştiren hem de An-
kara'ıın dışandaki çörüntü-
sünü bulandıran admiar
olmuşur.
Cunhurbaşkanı Özal, a>n
olarak da ANAP'a hükümeti
devirne laktıkleri vererek iç
politik ortamı daha da ger-
ginleşirmeye çutışmaktadır.
Baş?akan Demırel ise
Özal'ıi çıkıslarmı ve atakia-
rmı girmezlikten, duymaz-
lıktan gelmektedir. Sayın
Demir?l in Özal politikası
açıktır Zirvede çatışma gö-
rünjüsJnü engellemek.
Oza!, Aı\AP'ın muhalete-
tini yeterli bulmamakta ve
mindete çıkmak için hiçbir
fırsatı'<açırmamaktadır.De-
mirel'h tulumu ise ikisi ara-
sında sanki rollerin değiş
tokuş edildiği izlenimini ver-
mektedir. Demireldaha lepe-
de birjıakeın gibi davranır-
ken Özal sert bir nıulıalefet
lideri rolünü benimsemis gö-
rünınektedir.
Ancak Türkiye 'nin içinden
geçmekte olduğu ağır sorun-
lar jiım'âğı. Cumfiürbaşkanı
Turgut Özul'ın bu çıkıslarmı
kaldıracak durumda değildir.
• •*•
Gürkan
kaza geçirdi
AA (Ankara) - SHP TBMM
Grup Başkanvekili Aydın Gü-
ven Gürkan, dün akşam Anka-
ra'da bir trafik kazası geçirdi.
Saat 19.30 sıralarında TBMM'-
deki grup toplantısına katılmak
üzere özel Ötusuyla evinden ha-
reket eden Gürkan, Oran Site-
si'nden Çankaya'ya doğru gi-
derken, şarampole yuvarlandı.
Yoldan geçmekte olan diğer
araç sürücüleri tarafından ara-
badan çıkanlan Aydın Güven
Gürkan, Hacettepe Üniversite-
si Hastanesi Acil Servisi'ne ge-
tirildi. Burada röntgen çekimi-
ne giren Gürkan'ın, cam kırık-
ları nedeniyle çeşitli yerlerinden
yaralandığı öğrenildi.
Göğüs yoğun bakım servisin-
de müşahade altında tutulan
Gürkan'ı Inönü ve TBMM Baş-
kanı Cindoruk ziyaret etti. İnö-
nü ve Cindoruk, Gürkan'a geç-
miş olsun dileğinde bulundu.
Çok sayıda bakan da Gürkan'ı
hastanede ziyaret ettiler.
• (Baştarafi 1, Sayfada)
Islami Cihad. Türkiye'deki Örta Doğu
kökenli teröreylemlerinde ilk sırayı alıyor.
Ahkara"da önceki gün gerçekleştirilen sui-
kastı düzenleyen Islami Çihad, adını
1982'den itibaren duyurmaya başladı. Ya-
pısı çözümlenememekle birlikte üstlendiği
eylemler Lübnan'da üstlenen çeşitli radi-
kal Şıi vapılanmalarca kullanılan ortak
bir ad olduğu imajını veren İslami Cihad'-
ın. Türkiye'deki eylemlerinin büyük bölü-
münü Ankara'da gerçckleştırmesi dikkat
çekici bulunuyor. Ankara'nın eylemlerde
ilk sırayı almasında. örgütün hedef tahtası
haline gelen bü\ ükelçilık göre'vlilerinin ço-
ğunun başkentte bulunması kadar. örgü-
lün elemanlannın başkentte üslenmeleri-
nin de etkili olduğu ifade ediliyor.
İslami Cihad'ın Türkiye'deki eylemleri
şöyle sıralanıyor:
-24 Temmuz 1985"te Ankara'da Ürdün
Büyükelçiliği Birinci Kâtibi Sait Saifin öl-
dürülmcsi.
-25 Ekim 1988'de Şuudi Arabistan'ın
Ankara Büyükelçiliği Ikinci Sekreteri Ab-
dülganı Bedevi'nin öldürülmesi.
-16 Ekim 1989'da Suudi Arabistan Bü-
yükelçiliği Muhasebe Müdürü Abdurrah-
man El-Şiravi'nin yaralanması.
-26 Mart !990'da Ankara'da Irak Bü-
yükelçiliği Ticari Ataşesi Koes Ali Fay-
sal'ın arabasına bomba yerleştirilerek
yaralanması.
-28 Ekim 199l'de Ankara Balgat Askeri
Üssü'nde görevli Victor Manvick'in öldü-
rülmesi. Aynı gün Mısır Büyükelçiliği 1da-
ri Ataşesi Abdullah Hüseyin El Korabı'-
nin arabasına yerleştiri'len bombayla
yaralanması.
-12 ve 30 Aralık tarihlennde Hürriyet
Gazetesi'ne karşı can kaybına yol açma-
yan iki bombah saldınnın gerçekleştiril-
mesi.
-7 Mart 1992'deİsrail Büyükelçiliği Gü-
venlik Amiri Ehud Sadan'ın arabasına
yerleştinlen bombayla öldürülmesi.
İslami Cihad'ın Türkiye'de gerçekleşür-
diği saldınlann hemen hepsinin "bombalı
saldın" olması dikkat çekici bulunuyor.
Emniyet. önceki yıl öldürülen Prof. Dr.
Bahriye Üçok'a gönderilen bomba ile İs-
lami Cıhad'ın cylemlerinde kullanılan
bombalararasında benzerlik saptamıştı.
Emniyet güçlerinin İslami Cihad'ın ey-
lemleriyle ilgili olarak üzerinde durduğu
konulann başında, eylemlerin Türkiye'ye
yurtdışından giren elemanlar tarafından
mı. yoksa örgütün Türkive'deki sempati-
zanlan tarafından mı gerçekleştirildiği
sorusu oluşturu\or Güvenlik güçleri. İs-
lami Cihad"ın Türkiye'de işbirliği yaptığı
gruplar olduğundan şüphe etmiyor. An-
cak şimdiye kadar gerçekleştirilen operas-
yonlarda. İslami Cihad örgütü üyesi veya
işbirlikçileri ele geçirilemedi.
Yetkililer. İslami Cihad'ın gerçekleştir-
diğı eylemlerle ilgili olarak Türkiye'deki
İran yanlısı bazı gruplann üzerinde duru-
yorlar. Son eylemle ilgili olarak da bu
gruplann izlemeye alınması \e ipucu elde
edilmeye çalışılması bekleniliyor.
Tel Aviv'de bomba ihbarı
Türkiye'nin Tel A\i\ Büyükelçiliği'ne
asılsız bomba ıhban vapıldığı öğrenildi.
AA muhabirinin telefonla görüştüğü Tel
Avıv Büyükelçisı Ekrem Güvendiren, ön-
ceki gece akşam saatlerinde tngilizce ko-
nuşan bir kişinin telefon ederek bomba
ihbannda bulunduğunu bildirdi.
Güvendiren, telefon eden kişinin, bom-
banın bir saat içinde patlayacağını söyle-
diğini, ancak elçilikte güvenlik önlemleri-
nin yeterli olmasından dolayı böyle bir
olaya ihtımal vermediklerini kaydetü.
Büyükelçi Güvendiren bomba ihbann-
dan sonra \apılan araştırma sonucu, ihba-
nn asılsiz olduğunun anlaşildığını belirte-
rek büyükelçiliğin normal çalışmalannı
sürdürdüğünü bildirdi.
SHP, Karabağ'ı ^
Entemasyonal'e götürüyor
"Karabağ'damaceraya yer yok"
• (Baitarafı l. Sayfada)
li haarlıklar tarafımızdan yapılmaktadır"
dedi.
Yukan Karabağ'daki olaylan, "Çağı-
rruzın en büyük insanhk drarrvı" diye nite-
leyen -GöneB, «tmkömetin bu -konudaki
hassasiyeünin ve aktif politikamn devamı-
nın kararlaştınldığını söyledi. Bu konuda-
Bakanlar Kurulu'na bilgi veren Dışışleri
Bakanı Hikmet Çetin basına yâptığı açık-
lamada da şunlan söyledi:
"Sorun, sadece Azerbaycan ve Erme-
nistan ile komşulannı değil tüm dünyayı
ilgilendiren bir hale gelmiştir. Özellikle
son günlerdeki katlıama. dünya du>arsız
kalamaz. Kamuoyumuz haklı olarak
olaylara karşı duyarlıdır. Bunu büyük bir
saygıyla karşıhyoruz. Ancak böylesine
duyarlı bir konuda, vatandaşlanmızın
tahriklere kapılmamasını diliyoruz. Tür-
kiye bu konuda. başından beri. çok aktif
bir politika yürütmüştür. Azerbaycan'ın
tüm istekleri karşılanmıştır. Bakanlar Ku-
rulumuz. Yukan Karabağ sorununun
bölge banşı ve istikrannı tehdit eden bir
boyuta ulaştığı değerlendirmesini yapmış-
tır. Bu nedenle. konunun kan dökülme-
den çözümlenmesini ve Azerbaycan top-
raklannda cereyan eden bu savaşın derhal
sona erdirilmesi için ilgili bütün çevrelere
çağnda bulunmaya devam etmesinin ge-
rekli olduğu göriişüne varmıştır. Bakanlar
Kurulu, banşçı bir çözümün ilk ve asgari
koşulunun kalıcı bir ateşkes olduğunu bir
defa daha vurgulamıştır. Uluslararası top-
luluğun. özellikle AGİK'in kendi kararla-
n çerçevesinde ateşkesin sağlanması için
daha aktif davranması gerektiğinin altını
çizİNorum."
AGİK'in Türkiye'nin aktif katkısıyla
önemli kararlar aldığını anımsatan Çetin.
şu anda da aktif bir biçimde tüm temasla-
nn sürdürüldüğünü anlattı. AGİK'in
Türkiye'nin. alınan ateşkes karannın ye-
rinde görülmesi yönündeki girişımiyle
dönem başkanlığı yapan Çekoslovakya
Dışişlen Bakanlığı'nın bu konuda talepte
bulunduğunu anımsatan Çetin, Türkiye'-
nin gerekli yanıü verdiğini bildirdiğini
söyledi. Bölgeye bir gözlemci heyetin git-
mesinin sağlanacağını vurgulayan Çetin
şunlan söyledi:
"Bu konuda etkih olan ülke büyükelçi-
leri sürekli olarak bakanlığa davet edile-
rek konuşuluyor Dün (önceki gün) ak-
şam ABD Dışişlen Bakanı Baker ile tele-
fon konuşması yaptım. Türkiye'nin yanı
başındaki bu olayın bölge banşını ve istik-
rannı tehdit ettiği. en kısa zamanda ateş-
kesin sağlanması gercküği. bu konuda
ABD'nın Ermenistan üzerindeki etkinliği-
ni kullanmasının zorunlu olduğu söylen-
miştir. Biraz daha da diğer etkili olabile-
cek ülkelerin. İngiltere. Fransa ve İtalya'-
nın dışişleri bakanlan ile bu yöndeki
telefon konuşmalannı sürdüreceğim. 10
martta Brüksel'de yapılacak olan NATO
toplantısına yeni cumhuriyetlerin, Erme-
nistan ve Azerbaycan dışişlen bakanlan-
nın katılmalan da bekleniyor. Toplantı-
nın önemli bir diplomaük görüşme alanı
olacağını ve konunun orada görüşüleceği-
ni tahmin ediyorum."
Dışişlen Bakanlığı'nın bu konuda hü-
kümetin politikasını uyguladığını vurgu-
layan Çetin, bir soru üzerine Başbakan
Demirel'in de diğer hükümet başkanlan
ile telefon görüşmesi yapmadığını, gere-
kirse bu yola da başvurulabileceğini söyle-
di. Çetin bir başka :,oru üzerine de Erme-
nistan Dışişleri Bakanı'ndan mesaj alma-
dığını bildirdi. Çetin, Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın demeçlerine ilişkin bir so-
ruya da "Anayasada gayet açık. Uygula-
nan politika hükümetin poliıikasıdır.
Sorumluluğu da hükümete aittir. Ben. hü-
kümetin politikasını uygulayan bir baka-
nım. kişilerin poliükasını değil. Herkesin.
Anayasa çizgisınde kalmasında ülke açı-
sından yarar vardır. Özellikle dış politika
gibi hassas bir konuda herkesin çok dik-
katli dayranması perekir" yanıtını verdi.
Çetin, özal'ın Ermenüeri korkutacak ön-
lemleri önerdiğınm anımsatılması üzerine
de "Hükümet bir macera peşınde değil.
Banşçı \ollarla çözüm mutlaka buluna-
caktır. "Korkutuyorum" demeyle korkut-
ma olmaz" diye konuştu. Çetin. Ermenis-
tan ile diplomatik ılişkilerin askıya alınıp
alınmayacağını soran bir gazeteciye de
"Ermenistan'ın bağımsızlığı tanındı. Ama
henüz Ermenistan ile diplomatik ilişki
kurmadık. Böyle bir sıcak savaşta. böyle
bir ihtilaf noktasında diplomatik ilişkinin
kurulması güç görünüyor Ateşkesin sağ-
lanması ve banşçı >ollann ortava çıkma-
sından sonra elbette ki Ermenistan ile dip-
lomatik ilişki kurarak komşulanmızla
ilişkilerimizi banşçı yollarla en iyi şekilde
götüreceğiz" karşıhğını verdi. Çetin, Er-
menistan'a yapılan gıda ve ilaç yardımı
dışındaki konularda uçaklann Türk hava
sahasmdan geçişlerine izin verümeyeceği-
ni belirtti. Çetin, Azerbaycan'ın Türkiye'-
den askeri yardım istemediğini, Türkiye'-
nin aktif rolünü sürdürmesinden yana ol-
duğunu vurguladı.
Çetin, BM Güvenlik Konseyi'ne başvu-
rulması konusunu günlerdir değerlendir-
diklerini belirterek, Türkiye'nin üye olma-
ması nedeniyle buradan çıkabilecek daha
geri bir karann nskinı almak istemedikle-
rini söyledi. AGİK'in aldığı kararlarda
Azerbaycan'ın istediği her şeyin bulundu-
ğuna dikkat çeken Çetin. bütün sorunun
bu kararlann yaptınmını sağlay abilmek
olduğunu kaydetti. Çetin, bunun için de
Ermenistan üzerinde etkili olabilecek dev-
letleri devreye sokmaya çalıştıklannı vur-
guladı.
Özal'ın Zonguldak gergin bekleyişte
• (Baştarafi 1. Sayfada)
dara hazırlanmaları mesa-
jını vermeyi ihmal etmiyor.
ANAP'lılardan bakanlann tek
tek hedef alınmasını iste\en
Özal. bu sauna eski De\let Ba-
kanı Güler İleri'yi örnek olarak
gösternor.
Cumhurbaşkanı Özal'ın hü-
kümeti yıpratmak için üzerinde
durduğu üç ana konu. ekono-
mi, dış politika \e Güneydoğu
Anadolu. Özal. özellikle Gü-
neydoğu konusunda hüküme-
tin çok çabuk yıpranacağı kanı-
sında. Özal yakın çevresine
hükümetin bu sorunun üstesin-
den gelemeyeceğimn altını çize-
rek şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Hükümet Güneydoğu'da
nasü bir politika izleyeceği konu-
sunda kendı ıçınde karar ver-
miş değil. Terörle mücadelede
tutarlılık sağlanamazsa başanlı
olunamaz. Koalisyon hüküme-
tinin bir kanadı başka. diğer
kanadı başka şey söylüyor. Ba-
şar.l; olmalan mümkün değil".
Cumhurbaşkanı Özal. hükü-
meti dış, politika konusunda
hiçbir aktif adım atmamakla
eleştirerek, Karabağ'da >aşa-
nan olaylara karşı izlenen poli-
ükayı tek kelimeyle "pasif
olarak niteliyor.
• (Baştarafi 1. Sayfada)
lüyor \e işçiler köylerinde
geçirdikleri süre için para
almıyorlar. Halen işbaşında
olan ya da ocaklann kapanma-
sı nedeniyle beklemeye geçen
işçilerin "grup günleri" Şeker
Bayramı'nda dolacak ve diğer
grubun çalışma ayı başlayacak.
Şu anda köylerinde bulunan iş-
çiler, bayramdan sonra ne ya-
pacaklarını merak ediyorlar.
"Mostra" tabir edilen, yerüs-
tüne yakın ocaklardaki çalış-
malar ise normal düzende de-
vam ediyor.
Tazminat sonınıı
Grizu faciasmdan kurtulan
işçilerin geleceği konusundaki
beürsizlik sürerken, olayda ya-
şamlannı yitiren işcilerin tazmi-
natlan için de vaatler dışında
henüz bir girişimde bulunul-
muş değil. TTK kıdem tazmi-
natlarının ödenmesiyle ilgili iş-
lemlere başladıktan sonra,
ölenlerin yakınları savcılıktan
ölüm belgesi ve nüfus idaresin-
den ölüm kararı alıp TTK'ya
vekâlet verecekler. Ailelerin bu
arada veraset ilamı da çıkarma-
ları ve daha bir dizi işlem için
uğraşmalan gerekiyor. Olayda
yaşamını yitirenlerin aileleri bu
prosedürden çok, Zonguldak'-
taki geleneksel "kan parası- ru-
cu davası" mücadelesi konu-
sunda endişelendiriyorlar.
Iş kazası sonucunda ölenlerin
aileleri, TTK aleyhinde suç du-
yurusunda bulunup dava açar-
lar ve işveren suçlu görülürse,
kan parası ya da "diyet parası"
adı verilen ek bir tazminat alı-
yorlar. Ancak işveren de bu-
nun karşüığında "rücu davası"
açabiliyor ve suçsuz olduğu yo-
nünde karar cıkarabilirse, kan
parasıru ödemiyor.
TTK yetkilileri son faciamn
hemen ardmdan bu tazminat-
lan ödeyeceklerini, hatta mah-
kemece belirlenen miktarın da
üzerinde ödeme yapabilecekleri
vaadinde bulunmuşlardı. An-
cak Zonguldak Havzası'nın ta-
rihinde, bir bölümü halen sür-
mekte olan kan parası-rücu da-
vası çekişmeleri olduğu için, iş-
çi aileleri hayli endişeü görünü-
yorlar.
Çalıştıkları ocaklar kapatı-
lan 5 bin işçinin geleceğiyle ve
yakınlannı yitirenlerin talep et-
tikleri tazminatla ilgili belirsiz-
likler Zonguldak'taki havayı
iyice gerginleştirmiş durumda.
Olası protesto eylemlerine kar-
şı, güvenlik kuvvetleri yoğun
önlemler alıyorlar. Kente An-
kara yönünden giriş yapan oto-
büsler Üzülmez Karakolu
önünde, Istanbul yönünden gi-
riş yapan otobüsler ise Kozlu
girişinde kontrolden geçirili-
yor. 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü nedeniyle düzenlenen
"siyah çelenk koyma" eylemi
emniyet tarafından yasaklandı.
Ancak kadınlar bu yasağa rağ-
men eylemi gerçekleştirdiler ve
herhangi bir polis müdahalesiy-
le karşılaşmadılar.
Maske tartışmasj
TTK Genel Müdurü Özer Öl-
çer, yaşamını yitiren işçilerin
bir bölümünü kurtarabileceği
saptanan karbonmonoksit
maskelerinin niçin dağıtılmadı-
ğı konusundaki tartışmalara
açıklık getirmek amacıyla bir
açıklama yaptı. Dünya Banka-
sı'ndan sağlanan krediyle söz-
konusu maskelerin alınması
için 5 Eylül 1990 günü ihale
açıldığını, ihaleyi Fransız A.
Fenzy firmasının kazandığını
söyleyen Ölçer, 17 Nisan
1991'de 5 bin 400 adet maske
için sipariş verildiğini, malze-
melerin kuruma 5 Eylül
1992'ye kadar teslim edilmiş ol-
masının öngörüldüğünü ve ilk
parti malzemenin 15 Ocak
1992'de İstanbul Gümrüğü'ne,
iki gün sonra da Zonguldak
Gümrüğü'ne ulaştığını, ikıncı
partinin ise 19 şubatta teslim
edildiğini açıkladı.
Maskelerin gümrükten kuru-
ma intikalinin normal koşullar-
da iki ay süren bir bürokratik
işlemler dizisi gerektirdiğini
söyleyen Ölçer, malzemenin
önemine binaen islemlerin hız-
landınldığını ve patlamadan
bir gün sonra, 4 martta maske-
lerin gümrükten çekildiğini
anlattı.
Ölçer, "Bu malzemelerin he-
men kullanılması, yani işçiye
verilmesi söz konusu değildir.
Çünkü işçimizin malzemeyle il-
gili eğitime tabi tutulması gere-
kir. İhale şartnamesinde de yer
alan açıklamaya göre, firma,
ferdi kurtancılann testi, bakım
ve kontrolü ile kullanılması ko-
nusunda malzemenin yüzde
25'i oranında yani 1350 işçimizi
eğitime almak durumundadır.
Biz, grizu patlamalarma karşı
iş güvenliği önlemlerini bu ça-
bşmamızla almış durumda iken
böyle bir müessif kazanın mey-
dana gelmesinin 'bir maske
skandalı vardır' şeklinde yo-
rumlanmaması gerekir" dedi.
Patlamanın ardından geniş
alanh bir yangına sahne olan
ocakların, yangının tamamen
söndüriilebilmesi amacıyla ka-
patdmalan işlemleri tamamlan-
dı. Kuyu içlerine sarkıtılan bo-
rulardan balonlar ya da çelik
tüpler aracılığıyla ocak gaa nu-
muneleri alınıyor ve ölçümler
yapılıyor.
(Ankara) -
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü.
Karabağda Etmenilerin gerçek-
leştirdiğı katliamla ilgili olarak
Sosyalist Enternasyonal'den giri-
şımlerde bulunmasını ısteyecek.
SHP Genel Sekreteri' Cevdet
Sclvı. dün genel merkezde düzen-
ledığı basın toplantısında. Kara-
bağ katlıamıyla ilgili olarak Sos-
yalist Enternasyonal nezdinde
girişimde bulunulmasının karar-
laşunldığını söyledi. Selvi. İnönü'-
nün gelecek toplantısında konuyu
gündeme geüreceğinı ve Sosyalist
Enternasyonal'ın uluslararası dü-
zeyde gınşımlerde bulunması için
toplanUya bir önen sunacağinı
kaydetti.
Selvi, Karabağ'daki katliamla
ilgili sorumluluk taşıyan kuruluş-
lann başında AGİK'in geldiğine
dikkat çekerek. şöyle konuştu:
"AGİK'in konuyla ügilı giri-
şimlerini beküyoruz. İnsan hakla-
n ve demokrasiden bahseden tüm
ülkelerin de bu konuya eğilmeleri-
ni isüyoruz. Şu ana kadar başta
dünya demokratik kamuoyu ol-
mak üzere uluslararası kuruluşla-
nn konuya gösterdikleri ilgjnin \e
banşı sağlama yönündeki tutum-
lannın yeterli olmadığı düşünce-
sındeyiz."
Bölgedeki gelişmelerin Sosya-
list Enternasyonal'in evrensel üke-
leriyle de çeHşen gelişmeler oldu-
ğuna dikkat çeken Selvi, "Bu
nedenle Sosyalist Enternasyonal
konuya bütün duyarlüığıyla yak-
laşmalı ve tarihi bir sorumlulukla
aküf bir biçimde tavv koymah-
dır" dedi. Selvı, Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin'in de gerek bölge-
de, gerekse bölge dışında aktif
diplomatik girişimlerde bulundu-
ğuna işaret etü.
SHP'de krizi güvenoyu
• (Baştarafi 1. Sayfada)
yındırlık Bakanı Onur Kumba-
racıbaşı ve 20 kadar milletvekih
ile birlikte TBMM'deki odasın-
da ayn bir toplanlı yapü. Top-
lantıya SHP Genel Sekreteri
Cevdel Selvi de katıldı. Selvi'-
nin toplantıda olağanüstü hale
karşı çıkan partili milletvekille-
nni eleştirerek. "Nasıl milletve-
kili bunlar? Böyle bir konuda
oy vermeyeceklerse. nerede ve-
recekler?" diye konuştu.
Adalet Bakanı Seyfi Oktay,
»topbmtıda; "Grubun ba tavn
hükümete bir güvensızliktir.
Hep beraber hükümetten çeki-
lelim" önerisini getırdi. İnönü
de Oktay'ın bu görüşünü des-
tekledi.»Buna karşın Baynndır-
lık ve İskân Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı. grubun yeni-
den toplanarak güvenoyu is-
lenmesini önerdi. Kumbaracı-
başı'nın önerisi kabul edildi.
SHP Genel Merkez yönetici-
leri, dün sabahtan itibaren Ge-
nel Merkez'de yaptıklan top-
lantılarla gelişmeleri değerlen-
dirdiler. Genel Sekreter Cevdet
Selvi ve Genel Sekreter Yar-
dımalan Rıza Yılmaz, Etem
Cankurtaran, Üstün Küsefoğ-
lu ile ban MYK üyeleri genel
sekreterlik makamında
TBMM'de dün gece geç saatle-
re kadar süren SHP'nin olağa-
nüstü grup toplantısından çıka-
bilecek sonuçlara karşı alına-
cak tavırlan tartıştılar.
SHP'li bakanlar da dün Ba-
kanlar Kurulu toplantısının
ardından İnönü'nün başkanlı-
ğında gelişmeleri değerlendiren
bir toplantı yaptı. Başbakan-
lık'taki toplantıya SHP Grup
Başkanvekili Aydın Güven
Gürkan da katıîdı. Toplantı-
dan sonra herhangi bir açıkla-
ma yapılmazken. gruptan gü-
venoyu istenümesi ve olağanüs-
tü halin uzatılmasına karşı
çıkılması durumunda hükü-
metten çekilmenin gerekıiği
kararlaştınldı.
Hükümete güvenoyu
İnönü, gece toplanan parti
grubunda da olağanüstü halin
uzatılması için bağlayıcı karar
alınmasını ve hükümet için
güvenoyu istenmesini önerdi.
Ancak iki gündür görüştüğü ba-
kanlar ve milletvekilleri Inönü
1
yü bu kararından vazgeçirmeye
çalıştılar. Yoğun kulis faaliyeti
sonucu İnönü, olağanüstü halin
uzatılması için gruptan bağlayıcı
karar alınmasırun zor olduğu,
sadece güvenoyu ile yetinilmesi
konusunda ikna edildi.
SHP Parti Meclisi'nin basına
kapalı toplantısında söz alan
HEP kökenli milletvekilleri,
olağanüstü hale kesinlikle karşı
olduklarını, ancak hükümetin
devamından yana da olduklan-
nı bildirdiler.
Mardin Milletvekili Ahmet
Türk, olağanüstü halin kaldırıl-
masının Helsinki Antlaşması ve
AGİK koşullarına uymak için
gerekli olduğunu savundu. Bat-
man Milletvekili Nizamettin Tu-
ğuç ise olağanüstü halin işken-
ce, baskı, sansür, dışkı yedirme
anlamına geldiğine işaret etti ve
"Biz bunlara evet diyemeyiz.
Bunlara evet dememizi bizden
kimse bekleyerriez. Hükümete
güvenoyu vereceğiz. Hükümetin
devamında yarar görüyoruz.
Gerçi bölgeye yönelik vaatler ye-
rine getirilmedi, ancak desteği-
miz sürecek" dedi.
TBMM Başkanvekili ve Di-
yarbakır Milletvekili Fehmi Işık-
lar da gruptaki konuşmasında
güvenoylaması ile olağanüstü
hale karşı alınacak tavrın birbi-
ri»ile ilişkili olmadığını savun-
duktan sonra şöyle dedi:
"Hükümetin devamından ya-
nayız. Ancak grup karan olağa-
nüstü halin uzatılması yörrûnde
olsa bile, ben olağanüstü hale
hayır oyu veririm."
Toplantıda söz alan İnönü ise
önceki gün grupta 31'e karşı 21
oyla olağanüstü hale karşı çıkıl-
masını bakanlar güvensizlik ola-
rak yorumladıklanna işaret ede-
rek "bunun için hükümete grup-
tan güvenoyu istemeyi
kararlaştırdıklannı" söyledi.
Yapılacak oylamada 44 olan
salt çoğunluğu aramadıklarım,
güvensizlik oyunun güvenoyla-
rından bir fazla olması duru-
munda bile hükümetten ayrıla-
cağını söyledi. înönü, SHP'li
bakanlann davranışı ile grupta
olumsuz bir değerlendirme ol-
duğu izlenimi verildiğini belirte-
rek "Bize güven duymuyor mu-
sunuz, bakanlann davranışlan-
nı beğenmiyor musunuz" diye
sordu.
Yeni Sol'un önde isimlCrin-
den İsmail Cem ise hükümete
güvenoyu vereceklerini, ancak
bunun hükümetin yetersiz icra-
atlarım onaylamak anlamına
gelmediğini söyledi.
Yaklaşık 3 saat süren grup
toplantısından sonra son sözü
yine İnönü aldı ve milletvekille-
rinden güvenoyu istedi. Yapılan
oylamada Adıyaman Milletve-
kili Mahmut Kılınç ret oyu ve-
rirken Ankara Milletvekili Uluç
Gürkan ve Adıyaman Milletve-
kili Celal Kürkoğlu çekimser oy
kullandılar. 73 milletvekili hü-
kümete güvenoyu verdi, 10 mil-
letvekili ise toplantıya ka-
tılmadı.
İnönü oylamadan sonra
"Hükümet içindeki SHP'li ba-
kanlann çalışmalanna devam
isteğinin çok büyük ölçüde ol-
duğunu gördük, dolayısıyla or-
taya çıkan yanlış izlenim orta-
dan kalkmış oldu" dedi.
İnönü, olağanüstü halin uza-
tılması konusunda bağlayıcı ka-
rar alınmadığııu belirterek gru-
bun serbest olduğunu söyledi.
Toplantıya kaza geçiren Gür-
kan'ın dışında İstemihan Talay,
Abdülkerim Zilan, Fuat Çay,
Zeki Naci Tarhan, tbrahim
Gürsoy, Ercan Karakaş, Şahin
Ulusoy, Ali Uyar ve Atüla Mut-
man'uı kaülmadıklan öğrenildi.
SHP Genel Sekreteri Selvi,
Cumhuriyet'e yaptığı açıkla-
mada. parti grubunun olağa-
nüstü halin uzatılmasına karşı
çıkması durumunda bakanla-
nn ve parti yöneticilerinin istifa
edeceklerini söyledi. Grupta
güvenoylaması isteneceğjni be-
lirten Selvi, "Olağanüstü grup
toplantımız bizim için güve-
noylaması niteliğindedir. Her-
kesin bilmesi lazım ki, parti bir
hedef saptar. Karar verilir. ona
uyulur. Hedef koalisyonun bo-
zulmamasıdır. Koalisyonu ze-
dfeleyecek davranışlarda olun-
mamalıdır. Şu unutulmamau
ki. biz bir koalisyonun parçası-
yız. Grup kararlan da koalisyo-
nu etkiler, ikisi bir bütündür"
dedi.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Rıza Yılmaz da, olağanüstü
halin uzatılmasına karşı tavır
alan milletvekıllerini eleştire-
rek, "Eğer grupta çoğunluk
olağanüstü hale karşı çıkarsa,
koalisyonu bozmaktan başka
çare yoktur. DYP de gider,
ANAP'la mı. RP'yle mi. kimle
ittifak yapacaksa yapar" dedi.
Gruptan parti yönetiminin iste-
ği doğrultusunda karar çıkaca-
ğına inandığını söyleyen Yıl-
maz. "100 günlük hükümetten
Güneydoğu'daki sorunlann
çözümlenememesinin hesabı
sorulamaz. Vakte ihtiyaç var-
dır" diye konuştu. Yılmaz, ola-
ğanüstü hale karşı oy kullanan
milletvekillerinin çoğunun da
ashnda olağanüstü halin uzatıl-
masından yana olduğunu, fa-
kat grup davranışı içinde ol-
duklannı savundu.
Olağanüstü hal tartışması
SHP içindeki daha önce
İnönü'yü destekleyen gruplann
da İnönü'ye karşı tavır almala-
nna yol açtı. Önceki günkü oy-
lamada olağanüstü hale karşı
çıkan Ercan Karakaş'ın başını
çektia Yenilikçiler, olağanüstü
halif BMM Genel Kurulu'nda
görüşülmesi sırasmda da oyla-
maya katılmama eğilimini taşı-
yorlar. Sayılan 20">i bulan
HEP kökenli milletvekilleri ise
olağanüstü hale ret oyu verme-
deki kararhlığını sürdürüyor-
lar.
Pasaportumu kaybettim.
Hükumsuzdur.
AHMET GÜNGÖR
KULİS
• (Baştarafi 1. Sayfada)
Yılmaz'ın iş ilişkileri, vergisini ödeyip ödemediği değil
konuşulan. "Delıkanhlığı" ve Karadenizliliği ile ünlü. ancak.
devlet tecrübesinden y oksun Devlet Bakanı'nın yeni
konumunun gereklerine uyum göstermede karşılaştığı
zorluklar son günlerde dillerden dillere dolaşıyor.
İşte son anlatılanlar: Bir sauna tutkunu olan Mehmet Ali
Yılmaz. Ankara'ya yerleşir yerleşmez güzel bir sauna aramaya
koyulmuş. Sonunda Çankaya semtinde lüks bir saunayı
beğenmiş. De\ let işlerinin yoğunluk ve yorgunluğunu, fırsat
buldukça burada atmay a başlamış. Bazı zamanlar, günün 4-5
saatini buralarda geçirir olmuş.
Söylenenlere bakılırsa, Yılmaz, "sivil yâşamdaki" bir
alışkanhğını başkent günlerinde de sürdürüyormuş. Tıpkı
müteahhitlik ve Trabzonspor başkanhğı günlerinde olduğu gibi
kendisiyle iş görüşmesi yapmak isteyenleri saunada kabul
ediyormuş.
Başkent kulislerinde. sporla ilgili devlet işlerinin birkısmının
lüks bir saunada görülmesi, esprili bir şekilde "doğal"
karşılanıy or. Ve bu olay. şu sözlerle yorumlanıyor: "Devlete işi
düşen terler."