15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1992FAZARTES •>- •¥• • CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 İmelda'ya büyük sevgi Iktidardan düştükten sonra yıllar yüı eşi Ferdinand Marcos ile birlikte sürgün hayatı yaşayan ve eşinin ölümünden sonra ülkesi Filipinler'e dönen İmelda Marcos, şimdi halkının baş tacı. Ülkeye döndükten sonra başkanüğa aday olan İmelda, "Kurtar bizi İmelda Ana" çığlıklanna, "Sizi kurtaracağım" vaatleriyle karşıhk veriyor. (Fotoğraf: AP) Bir beklerken, dört bebek geldi Amerikalı Lindee ve Kevin Vanght çifti, bir bebeklerinin olacağını öğrendikleri zaman çok sevinmiş ve hemen evin bir odası 'bebek' için hazırlanmaya başlanuş, şık bir yatak, sevimli perdeler, güzel güzel giysiler alınmaya başlamıştı. 'Bebek' için her türlü hazırlığı tamamlayan ve doğumu beklemeye başlayan çift, önceki gün gerçekleşen doğumda neye uğradığını şaşırdı. Birden bire dört sağlıklı bebeğe kavuşan aile, şimdi dört çocuk sahibi olma fikrine kendini alıştırmaya çalışıyor. (Fotoğraf: AP) Cezaevine saldırı AA (Mersin) - Mersin Özel E Tipi Cezaevi, dün gece silahlı bir grup tarafından tarandı. llk belirlemelere göre bir jan- darma eri ayağıridan yaralan- dı. Mersin Çay Mahallesi'nde bulunan Özel E Tipi Cezaevi- nin 6 nolu nöbetçi kulübesine saat 23.25 sıralannda bir grup tarafından ateş açıldı. Jandar- malar tarafından karşdık veril- mesi üzerine, yaklaşık 15 daki- ka süreyle silah seslerinin de- vam ettiği duyuldu. Bu arada 6 nolu nöbetçi ku- lübesindeki bir jandarma eri- nin ayağından yaralandığı öğ- renildi. Olayın duyulmasından son- ra güvenlik güçleri cezaevi çev- resini abluka altına alarak kontrollere başladı. Pekin'de öğleden sonra keyfi Çin'in başkenti Pekin'de dün havanın gttzel olmasından yararlanan insanlar kendilerini parklara, bahçelere atarken bu güzel pazar gününde çaüşmak zorunda olanlar da ufak tefek kaçamaklarla günün tadını çıkarmaya çalışıyorlardı. OLAYLARIN ARDENDAKI Terörün adresi İslaıııi Cihad • (Biştarafi 1. Sayfada) Bu jç çıkış da hangi poltik gerekelerden kaynaklanrsa kaynıklansın, hem lopUm içindt îstikrarsızlık tohıorla- rını pliştiren hem de An- kara'ıın dışandaki çörüntü- sünü bulandıran admiar olmuşur. Cunhurbaşkanı Özal, a>n olarak da ANAP'a hükümeti devirne laktıkleri vererek iç politik ortamı daha da ger- ginleşirmeye çutışmaktadır. Baş?akan Demırel ise Özal'ıi çıkıslarmı ve atakia- rmı girmezlikten, duymaz- lıktan gelmektedir. Sayın Demir?l in Özal politikası açıktır Zirvede çatışma gö- rünjüsJnü engellemek. Oza!, Aı\AP'ın muhalete- tini yeterli bulmamakta ve mindete çıkmak için hiçbir fırsatı'<açırmamaktadır.De- mirel'h tulumu ise ikisi ara- sında sanki rollerin değiş tokuş edildiği izlenimini ver- mektedir. Demireldaha lepe- de birjıakeın gibi davranır- ken Özal sert bir nıulıalefet lideri rolünü benimsemis gö- rünınektedir. Ancak Türkiye 'nin içinden geçmekte olduğu ağır sorun- lar jiım'âğı. Cumfiürbaşkanı Turgut Özul'ın bu çıkıslarmı kaldıracak durumda değildir. • •*• Gürkan kaza geçirdi AA (Ankara) - SHP TBMM Grup Başkanvekili Aydın Gü- ven Gürkan, dün akşam Anka- ra'da bir trafik kazası geçirdi. Saat 19.30 sıralarında TBMM'- deki grup toplantısına katılmak üzere özel Ötusuyla evinden ha- reket eden Gürkan, Oran Site- si'nden Çankaya'ya doğru gi- derken, şarampole yuvarlandı. Yoldan geçmekte olan diğer araç sürücüleri tarafından ara- badan çıkanlan Aydın Güven Gürkan, Hacettepe Üniversite- si Hastanesi Acil Servisi'ne ge- tirildi. Burada röntgen çekimi- ne giren Gürkan'ın, cam kırık- ları nedeniyle çeşitli yerlerinden yaralandığı öğrenildi. Göğüs yoğun bakım servisin- de müşahade altında tutulan Gürkan'ı Inönü ve TBMM Baş- kanı Cindoruk ziyaret etti. İnö- nü ve Cindoruk, Gürkan'a geç- miş olsun dileğinde bulundu. Çok sayıda bakan da Gürkan'ı hastanede ziyaret ettiler. • (Baştarafi 1, Sayfada) Islami Cihad. Türkiye'deki Örta Doğu kökenli teröreylemlerinde ilk sırayı alıyor. Ahkara"da önceki gün gerçekleştirilen sui- kastı düzenleyen Islami Çihad, adını 1982'den itibaren duyurmaya başladı. Ya- pısı çözümlenememekle birlikte üstlendiği eylemler Lübnan'da üstlenen çeşitli radi- kal Şıi vapılanmalarca kullanılan ortak bir ad olduğu imajını veren İslami Cihad'- ın. Türkiye'deki eylemlerinin büyük bölü- münü Ankara'da gerçckleştırmesi dikkat çekici bulunuyor. Ankara'nın eylemlerde ilk sırayı almasında. örgütün hedef tahtası haline gelen bü\ ükelçilık göre'vlilerinin ço- ğunun başkentte bulunması kadar. örgü- lün elemanlannın başkentte üslenmeleri- nin de etkili olduğu ifade ediliyor. İslami Cihad'ın Türkiye'deki eylemleri şöyle sıralanıyor: -24 Temmuz 1985"te Ankara'da Ürdün Büyükelçiliği Birinci Kâtibi Sait Saifin öl- dürülmcsi. -25 Ekim 1988'de Şuudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçiliği Ikinci Sekreteri Ab- dülganı Bedevi'nin öldürülmesi. -16 Ekim 1989'da Suudi Arabistan Bü- yükelçiliği Muhasebe Müdürü Abdurrah- man El-Şiravi'nin yaralanması. -26 Mart !990'da Ankara'da Irak Bü- yükelçiliği Ticari Ataşesi Koes Ali Fay- sal'ın arabasına bomba yerleştirilerek yaralanması. -28 Ekim 199l'de Ankara Balgat Askeri Üssü'nde görevli Victor Manvick'in öldü- rülmesi. Aynı gün Mısır Büyükelçiliği 1da- ri Ataşesi Abdullah Hüseyin El Korabı'- nin arabasına yerleştiri'len bombayla yaralanması. -12 ve 30 Aralık tarihlennde Hürriyet Gazetesi'ne karşı can kaybına yol açma- yan iki bombah saldınnın gerçekleştiril- mesi. -7 Mart 1992'deİsrail Büyükelçiliği Gü- venlik Amiri Ehud Sadan'ın arabasına yerleştinlen bombayla öldürülmesi. İslami Cihad'ın Türkiye'de gerçekleşür- diği saldınlann hemen hepsinin "bombalı saldın" olması dikkat çekici bulunuyor. Emniyet. önceki yıl öldürülen Prof. Dr. Bahriye Üçok'a gönderilen bomba ile İs- lami Cıhad'ın cylemlerinde kullanılan bombalararasında benzerlik saptamıştı. Emniyet güçlerinin İslami Cihad'ın ey- lemleriyle ilgili olarak üzerinde durduğu konulann başında, eylemlerin Türkiye'ye yurtdışından giren elemanlar tarafından mı. yoksa örgütün Türkive'deki sempati- zanlan tarafından mı gerçekleştirildiği sorusu oluşturu\or Güvenlik güçleri. İs- lami Cihad"ın Türkiye'de işbirliği yaptığı gruplar olduğundan şüphe etmiyor. An- cak şimdiye kadar gerçekleştirilen operas- yonlarda. İslami Cihad örgütü üyesi veya işbirlikçileri ele geçirilemedi. Yetkililer. İslami Cihad'ın gerçekleştir- diğı eylemlerle ilgili olarak Türkiye'deki İran yanlısı bazı gruplann üzerinde duru- yorlar. Son eylemle ilgili olarak da bu gruplann izlemeye alınması \e ipucu elde edilmeye çalışılması bekleniliyor. Tel Aviv'de bomba ihbarı Türkiye'nin Tel A\i\ Büyükelçiliği'ne asılsız bomba ıhban vapıldığı öğrenildi. AA muhabirinin telefonla görüştüğü Tel Avıv Büyükelçisı Ekrem Güvendiren, ön- ceki gece akşam saatlerinde tngilizce ko- nuşan bir kişinin telefon ederek bomba ihbannda bulunduğunu bildirdi. Güvendiren, telefon eden kişinin, bom- banın bir saat içinde patlayacağını söyle- diğini, ancak elçilikte güvenlik önlemleri- nin yeterli olmasından dolayı böyle bir olaya ihtımal vermediklerini kaydetü. Büyükelçi Güvendiren bomba ihbann- dan sonra \apılan araştırma sonucu, ihba- nn asılsiz olduğunun anlaşildığını belirte- rek büyükelçiliğin normal çalışmalannı sürdürdüğünü bildirdi. SHP, Karabağ'ı ^ Entemasyonal'e götürüyor "Karabağ'damaceraya yer yok" • (Baitarafı l. Sayfada) li haarlıklar tarafımızdan yapılmaktadır" dedi. Yukan Karabağ'daki olaylan, "Çağı- rruzın en büyük insanhk drarrvı" diye nite- leyen -GöneB, «tmkömetin bu -konudaki hassasiyeünin ve aktif politikamn devamı- nın kararlaştınldığını söyledi. Bu konuda- Bakanlar Kurulu'na bilgi veren Dışışleri Bakanı Hikmet Çetin basına yâptığı açık- lamada da şunlan söyledi: "Sorun, sadece Azerbaycan ve Erme- nistan ile komşulannı değil tüm dünyayı ilgilendiren bir hale gelmiştir. Özellikle son günlerdeki katlıama. dünya du>arsız kalamaz. Kamuoyumuz haklı olarak olaylara karşı duyarlıdır. Bunu büyük bir saygıyla karşıhyoruz. Ancak böylesine duyarlı bir konuda, vatandaşlanmızın tahriklere kapılmamasını diliyoruz. Tür- kiye bu konuda. başından beri. çok aktif bir politika yürütmüştür. Azerbaycan'ın tüm istekleri karşılanmıştır. Bakanlar Ku- rulumuz. Yukan Karabağ sorununun bölge banşı ve istikrannı tehdit eden bir boyuta ulaştığı değerlendirmesini yapmış- tır. Bu nedenle. konunun kan dökülme- den çözümlenmesini ve Azerbaycan top- raklannda cereyan eden bu savaşın derhal sona erdirilmesi için ilgili bütün çevrelere çağnda bulunmaya devam etmesinin ge- rekli olduğu göriişüne varmıştır. Bakanlar Kurulu, banşçı bir çözümün ilk ve asgari koşulunun kalıcı bir ateşkes olduğunu bir defa daha vurgulamıştır. Uluslararası top- luluğun. özellikle AGİK'in kendi kararla- n çerçevesinde ateşkesin sağlanması için daha aktif davranması gerektiğinin altını çizİNorum." AGİK'in Türkiye'nin aktif katkısıyla önemli kararlar aldığını anımsatan Çetin. şu anda da aktif bir biçimde tüm temasla- nn sürdürüldüğünü anlattı. AGİK'in Türkiye'nin. alınan ateşkes karannın ye- rinde görülmesi yönündeki girişımiyle dönem başkanlığı yapan Çekoslovakya Dışişlen Bakanlığı'nın bu konuda talepte bulunduğunu anımsatan Çetin, Türkiye'- nin gerekli yanıü verdiğini bildirdiğini söyledi. Bölgeye bir gözlemci heyetin git- mesinin sağlanacağını vurgulayan Çetin şunlan söyledi: "Bu konuda etkih olan ülke büyükelçi- leri sürekli olarak bakanlığa davet edile- rek konuşuluyor Dün (önceki gün) ak- şam ABD Dışişlen Bakanı Baker ile tele- fon konuşması yaptım. Türkiye'nin yanı başındaki bu olayın bölge banşını ve istik- rannı tehdit ettiği. en kısa zamanda ateş- kesin sağlanması gercküği. bu konuda ABD'nın Ermenistan üzerindeki etkinliği- ni kullanmasının zorunlu olduğu söylen- miştir. Biraz daha da diğer etkili olabile- cek ülkelerin. İngiltere. Fransa ve İtalya'- nın dışişleri bakanlan ile bu yöndeki telefon konuşmalannı sürdüreceğim. 10 martta Brüksel'de yapılacak olan NATO toplantısına yeni cumhuriyetlerin, Erme- nistan ve Azerbaycan dışişlen bakanlan- nın katılmalan da bekleniyor. Toplantı- nın önemli bir diplomaük görüşme alanı olacağını ve konunun orada görüşüleceği- ni tahmin ediyorum." Dışişlen Bakanlığı'nın bu konuda hü- kümetin politikasını uyguladığını vurgu- layan Çetin, bir soru üzerine Başbakan Demirel'in de diğer hükümet başkanlan ile telefon görüşmesi yapmadığını, gere- kirse bu yola da başvurulabileceğini söyle- di. Çetin bir başka :,oru üzerine de Erme- nistan Dışişleri Bakanı'ndan mesaj alma- dığını bildirdi. Çetin, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın demeçlerine ilişkin bir so- ruya da "Anayasada gayet açık. Uygula- nan politika hükümetin poliıikasıdır. Sorumluluğu da hükümete aittir. Ben. hü- kümetin politikasını uygulayan bir baka- nım. kişilerin poliükasını değil. Herkesin. Anayasa çizgisınde kalmasında ülke açı- sından yarar vardır. Özellikle dış politika gibi hassas bir konuda herkesin çok dik- katli dayranması perekir" yanıtını verdi. Çetin, özal'ın Ermenüeri korkutacak ön- lemleri önerdiğınm anımsatılması üzerine de "Hükümet bir macera peşınde değil. Banşçı \ollarla çözüm mutlaka buluna- caktır. "Korkutuyorum" demeyle korkut- ma olmaz" diye konuştu. Çetin. Ermenis- tan ile diplomatik ılişkilerin askıya alınıp alınmayacağını soran bir gazeteciye de "Ermenistan'ın bağımsızlığı tanındı. Ama henüz Ermenistan ile diplomatik ilişki kurmadık. Böyle bir sıcak savaşta. böyle bir ihtilaf noktasında diplomatik ilişkinin kurulması güç görünüyor Ateşkesin sağ- lanması ve banşçı >ollann ortava çıkma- sından sonra elbette ki Ermenistan ile dip- lomatik ilişki kurarak komşulanmızla ilişkilerimizi banşçı yollarla en iyi şekilde götüreceğiz" karşıhğını verdi. Çetin, Er- menistan'a yapılan gıda ve ilaç yardımı dışındaki konularda uçaklann Türk hava sahasmdan geçişlerine izin verümeyeceği- ni belirtti. Çetin, Azerbaycan'ın Türkiye'- den askeri yardım istemediğini, Türkiye'- nin aktif rolünü sürdürmesinden yana ol- duğunu vurguladı. Çetin, BM Güvenlik Konseyi'ne başvu- rulması konusunu günlerdir değerlendir- diklerini belirterek, Türkiye'nin üye olma- ması nedeniyle buradan çıkabilecek daha geri bir karann nskinı almak istemedikle- rini söyledi. AGİK'in aldığı kararlarda Azerbaycan'ın istediği her şeyin bulundu- ğuna dikkat çeken Çetin. bütün sorunun bu kararlann yaptınmını sağlay abilmek olduğunu kaydetti. Çetin, bunun için de Ermenistan üzerinde etkili olabilecek dev- letleri devreye sokmaya çalıştıklannı vur- guladı. Özal'ın Zonguldak gergin bekleyişte • (Baştarafi 1. Sayfada) dara hazırlanmaları mesa- jını vermeyi ihmal etmiyor. ANAP'lılardan bakanlann tek tek hedef alınmasını iste\en Özal. bu sauna eski De\let Ba- kanı Güler İleri'yi örnek olarak gösternor. Cumhurbaşkanı Özal'ın hü- kümeti yıpratmak için üzerinde durduğu üç ana konu. ekono- mi, dış politika \e Güneydoğu Anadolu. Özal. özellikle Gü- neydoğu konusunda hüküme- tin çok çabuk yıpranacağı kanı- sında. Özal yakın çevresine hükümetin bu sorunun üstesin- den gelemeyeceğimn altını çize- rek şu değerlendirmeyi yapıyor: "Hükümet Güneydoğu'da nasü bir politika izleyeceği konu- sunda kendı ıçınde karar ver- miş değil. Terörle mücadelede tutarlılık sağlanamazsa başanlı olunamaz. Koalisyon hüküme- tinin bir kanadı başka. diğer kanadı başka şey söylüyor. Ba- şar.l; olmalan mümkün değil". Cumhurbaşkanı Özal. hükü- meti dış, politika konusunda hiçbir aktif adım atmamakla eleştirerek, Karabağ'da >aşa- nan olaylara karşı izlenen poli- ükayı tek kelimeyle "pasif olarak niteliyor. • (Baştarafi 1. Sayfada) lüyor \e işçiler köylerinde geçirdikleri süre için para almıyorlar. Halen işbaşında olan ya da ocaklann kapanma- sı nedeniyle beklemeye geçen işçilerin "grup günleri" Şeker Bayramı'nda dolacak ve diğer grubun çalışma ayı başlayacak. Şu anda köylerinde bulunan iş- çiler, bayramdan sonra ne ya- pacaklarını merak ediyorlar. "Mostra" tabir edilen, yerüs- tüne yakın ocaklardaki çalış- malar ise normal düzende de- vam ediyor. Tazminat sonınıı Grizu faciasmdan kurtulan işçilerin geleceği konusundaki beürsizlik sürerken, olayda ya- şamlannı yitiren işcilerin tazmi- natlan için de vaatler dışında henüz bir girişimde bulunul- muş değil. TTK kıdem tazmi- natlarının ödenmesiyle ilgili iş- lemlere başladıktan sonra, ölenlerin yakınları savcılıktan ölüm belgesi ve nüfus idaresin- den ölüm kararı alıp TTK'ya vekâlet verecekler. Ailelerin bu arada veraset ilamı da çıkarma- ları ve daha bir dizi işlem için uğraşmalan gerekiyor. Olayda yaşamını yitirenlerin aileleri bu prosedürden çok, Zonguldak'- taki geleneksel "kan parası- ru- cu davası" mücadelesi konu- sunda endişelendiriyorlar. Iş kazası sonucunda ölenlerin aileleri, TTK aleyhinde suç du- yurusunda bulunup dava açar- lar ve işveren suçlu görülürse, kan parası ya da "diyet parası" adı verilen ek bir tazminat alı- yorlar. Ancak işveren de bu- nun karşüığında "rücu davası" açabiliyor ve suçsuz olduğu yo- nünde karar cıkarabilirse, kan parasıru ödemiyor. TTK yetkilileri son faciamn hemen ardmdan bu tazminat- lan ödeyeceklerini, hatta mah- kemece belirlenen miktarın da üzerinde ödeme yapabilecekleri vaadinde bulunmuşlardı. An- cak Zonguldak Havzası'nın ta- rihinde, bir bölümü halen sür- mekte olan kan parası-rücu da- vası çekişmeleri olduğu için, iş- çi aileleri hayli endişeü görünü- yorlar. Çalıştıkları ocaklar kapatı- lan 5 bin işçinin geleceğiyle ve yakınlannı yitirenlerin talep et- tikleri tazminatla ilgili belirsiz- likler Zonguldak'taki havayı iyice gerginleştirmiş durumda. Olası protesto eylemlerine kar- şı, güvenlik kuvvetleri yoğun önlemler alıyorlar. Kente An- kara yönünden giriş yapan oto- büsler Üzülmez Karakolu önünde, Istanbul yönünden gi- riş yapan otobüsler ise Kozlu girişinde kontrolden geçirili- yor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen "siyah çelenk koyma" eylemi emniyet tarafından yasaklandı. Ancak kadınlar bu yasağa rağ- men eylemi gerçekleştirdiler ve herhangi bir polis müdahalesiy- le karşılaşmadılar. Maske tartışmasj TTK Genel Müdurü Özer Öl- çer, yaşamını yitiren işçilerin bir bölümünü kurtarabileceği saptanan karbonmonoksit maskelerinin niçin dağıtılmadı- ğı konusundaki tartışmalara açıklık getirmek amacıyla bir açıklama yaptı. Dünya Banka- sı'ndan sağlanan krediyle söz- konusu maskelerin alınması için 5 Eylül 1990 günü ihale açıldığını, ihaleyi Fransız A. Fenzy firmasının kazandığını söyleyen Ölçer, 17 Nisan 1991'de 5 bin 400 adet maske için sipariş verildiğini, malze- melerin kuruma 5 Eylül 1992'ye kadar teslim edilmiş ol- masının öngörüldüğünü ve ilk parti malzemenin 15 Ocak 1992'de İstanbul Gümrüğü'ne, iki gün sonra da Zonguldak Gümrüğü'ne ulaştığını, ikıncı partinin ise 19 şubatta teslim edildiğini açıkladı. Maskelerin gümrükten kuru- ma intikalinin normal koşullar- da iki ay süren bir bürokratik işlemler dizisi gerektirdiğini söyleyen Ölçer, malzemenin önemine binaen islemlerin hız- landınldığını ve patlamadan bir gün sonra, 4 martta maske- lerin gümrükten çekildiğini anlattı. Ölçer, "Bu malzemelerin he- men kullanılması, yani işçiye verilmesi söz konusu değildir. Çünkü işçimizin malzemeyle il- gili eğitime tabi tutulması gere- kir. İhale şartnamesinde de yer alan açıklamaya göre, firma, ferdi kurtancılann testi, bakım ve kontrolü ile kullanılması ko- nusunda malzemenin yüzde 25'i oranında yani 1350 işçimizi eğitime almak durumundadır. Biz, grizu patlamalarma karşı iş güvenliği önlemlerini bu ça- bşmamızla almış durumda iken böyle bir müessif kazanın mey- dana gelmesinin 'bir maske skandalı vardır' şeklinde yo- rumlanmaması gerekir" dedi. Patlamanın ardından geniş alanh bir yangına sahne olan ocakların, yangının tamamen söndüriilebilmesi amacıyla ka- patdmalan işlemleri tamamlan- dı. Kuyu içlerine sarkıtılan bo- rulardan balonlar ya da çelik tüpler aracılığıyla ocak gaa nu- muneleri alınıyor ve ölçümler yapılıyor. (Ankara) - SHP Genel Başkanı Erdal İnönü. Karabağda Etmenilerin gerçek- leştirdiğı katliamla ilgili olarak Sosyalist Enternasyonal'den giri- şımlerde bulunmasını ısteyecek. SHP Genel Sekreteri' Cevdet Sclvı. dün genel merkezde düzen- ledığı basın toplantısında. Kara- bağ katlıamıyla ilgili olarak Sos- yalist Enternasyonal nezdinde girişimde bulunulmasının karar- laşunldığını söyledi. Selvi. İnönü'- nün gelecek toplantısında konuyu gündeme geüreceğinı ve Sosyalist Enternasyonal'ın uluslararası dü- zeyde gınşımlerde bulunması için toplanUya bir önen sunacağinı kaydetti. Selvi, Karabağ'daki katliamla ilgili sorumluluk taşıyan kuruluş- lann başında AGİK'in geldiğine dikkat çekerek. şöyle konuştu: "AGİK'in konuyla ügilı giri- şimlerini beküyoruz. İnsan hakla- n ve demokrasiden bahseden tüm ülkelerin de bu konuya eğilmeleri- ni isüyoruz. Şu ana kadar başta dünya demokratik kamuoyu ol- mak üzere uluslararası kuruluşla- nn konuya gösterdikleri ilgjnin \e banşı sağlama yönündeki tutum- lannın yeterli olmadığı düşünce- sındeyiz." Bölgedeki gelişmelerin Sosya- list Enternasyonal'in evrensel üke- leriyle de çeHşen gelişmeler oldu- ğuna dikkat çeken Selvi, "Bu nedenle Sosyalist Enternasyonal konuya bütün duyarlüığıyla yak- laşmalı ve tarihi bir sorumlulukla aküf bir biçimde tavv koymah- dır" dedi. Selvı, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in de gerek bölge- de, gerekse bölge dışında aktif diplomatik girişimlerde bulundu- ğuna işaret etü. SHP'de krizi güvenoyu • (Baştarafi 1. Sayfada) yındırlık Bakanı Onur Kumba- racıbaşı ve 20 kadar milletvekih ile birlikte TBMM'deki odasın- da ayn bir toplanlı yapü. Top- lantıya SHP Genel Sekreteri Cevdel Selvi de katıldı. Selvi'- nin toplantıda olağanüstü hale karşı çıkan partili milletvekille- nni eleştirerek. "Nasıl milletve- kili bunlar? Böyle bir konuda oy vermeyeceklerse. nerede ve- recekler?" diye konuştu. Adalet Bakanı Seyfi Oktay, »topbmtıda; "Grubun ba tavn hükümete bir güvensızliktir. Hep beraber hükümetten çeki- lelim" önerisini getırdi. İnönü de Oktay'ın bu görüşünü des- tekledi.»Buna karşın Baynndır- lık ve İskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı. grubun yeni- den toplanarak güvenoyu is- lenmesini önerdi. Kumbaracı- başı'nın önerisi kabul edildi. SHP Genel Merkez yönetici- leri, dün sabahtan itibaren Ge- nel Merkez'de yaptıklan top- lantılarla gelişmeleri değerlen- dirdiler. Genel Sekreter Cevdet Selvi ve Genel Sekreter Yar- dımalan Rıza Yılmaz, Etem Cankurtaran, Üstün Küsefoğ- lu ile ban MYK üyeleri genel sekreterlik makamında TBMM'de dün gece geç saatle- re kadar süren SHP'nin olağa- nüstü grup toplantısından çıka- bilecek sonuçlara karşı alına- cak tavırlan tartıştılar. SHP'li bakanlar da dün Ba- kanlar Kurulu toplantısının ardından İnönü'nün başkanlı- ğında gelişmeleri değerlendiren bir toplantı yaptı. Başbakan- lık'taki toplantıya SHP Grup Başkanvekili Aydın Güven Gürkan da katıîdı. Toplantı- dan sonra herhangi bir açıkla- ma yapılmazken. gruptan gü- venoyu istenümesi ve olağanüs- tü halin uzatılmasına karşı çıkılması durumunda hükü- metten çekilmenin gerekıiği kararlaştınldı. Hükümete güvenoyu İnönü, gece toplanan parti grubunda da olağanüstü halin uzatılması için bağlayıcı karar alınmasını ve hükümet için güvenoyu istenmesini önerdi. Ancak iki gündür görüştüğü ba- kanlar ve milletvekilleri Inönü 1 yü bu kararından vazgeçirmeye çalıştılar. Yoğun kulis faaliyeti sonucu İnönü, olağanüstü halin uzatılması için gruptan bağlayıcı karar alınmasırun zor olduğu, sadece güvenoyu ile yetinilmesi konusunda ikna edildi. SHP Parti Meclisi'nin basına kapalı toplantısında söz alan HEP kökenli milletvekilleri, olağanüstü hale kesinlikle karşı olduklarını, ancak hükümetin devamından yana da olduklan- nı bildirdiler. Mardin Milletvekili Ahmet Türk, olağanüstü halin kaldırıl- masının Helsinki Antlaşması ve AGİK koşullarına uymak için gerekli olduğunu savundu. Bat- man Milletvekili Nizamettin Tu- ğuç ise olağanüstü halin işken- ce, baskı, sansür, dışkı yedirme anlamına geldiğine işaret etti ve "Biz bunlara evet diyemeyiz. Bunlara evet dememizi bizden kimse bekleyerriez. Hükümete güvenoyu vereceğiz. Hükümetin devamında yarar görüyoruz. Gerçi bölgeye yönelik vaatler ye- rine getirilmedi, ancak desteği- miz sürecek" dedi. TBMM Başkanvekili ve Di- yarbakır Milletvekili Fehmi Işık- lar da gruptaki konuşmasında güvenoylaması ile olağanüstü hale karşı alınacak tavrın birbi- ri»ile ilişkili olmadığını savun- duktan sonra şöyle dedi: "Hükümetin devamından ya- nayız. Ancak grup karan olağa- nüstü halin uzatılması yörrûnde olsa bile, ben olağanüstü hale hayır oyu veririm." Toplantıda söz alan İnönü ise önceki gün grupta 31'e karşı 21 oyla olağanüstü hale karşı çıkıl- masını bakanlar güvensizlik ola- rak yorumladıklanna işaret ede- rek "bunun için hükümete grup- tan güvenoyu istemeyi kararlaştırdıklannı" söyledi. Yapılacak oylamada 44 olan salt çoğunluğu aramadıklarım, güvensizlik oyunun güvenoyla- rından bir fazla olması duru- munda bile hükümetten ayrıla- cağını söyledi. înönü, SHP'li bakanlann davranışı ile grupta olumsuz bir değerlendirme ol- duğu izlenimi verildiğini belirte- rek "Bize güven duymuyor mu- sunuz, bakanlann davranışlan- nı beğenmiyor musunuz" diye sordu. Yeni Sol'un önde isimlCrin- den İsmail Cem ise hükümete güvenoyu vereceklerini, ancak bunun hükümetin yetersiz icra- atlarım onaylamak anlamına gelmediğini söyledi. Yaklaşık 3 saat süren grup toplantısından sonra son sözü yine İnönü aldı ve milletvekille- rinden güvenoyu istedi. Yapılan oylamada Adıyaman Milletve- kili Mahmut Kılınç ret oyu ve- rirken Ankara Milletvekili Uluç Gürkan ve Adıyaman Milletve- kili Celal Kürkoğlu çekimser oy kullandılar. 73 milletvekili hü- kümete güvenoyu verdi, 10 mil- letvekili ise toplantıya ka- tılmadı. İnönü oylamadan sonra "Hükümet içindeki SHP'li ba- kanlann çalışmalanna devam isteğinin çok büyük ölçüde ol- duğunu gördük, dolayısıyla or- taya çıkan yanlış izlenim orta- dan kalkmış oldu" dedi. İnönü, olağanüstü halin uza- tılması konusunda bağlayıcı ka- rar alınmadığııu belirterek gru- bun serbest olduğunu söyledi. Toplantıya kaza geçiren Gür- kan'ın dışında İstemihan Talay, Abdülkerim Zilan, Fuat Çay, Zeki Naci Tarhan, tbrahim Gürsoy, Ercan Karakaş, Şahin Ulusoy, Ali Uyar ve Atüla Mut- man'uı kaülmadıklan öğrenildi. SHP Genel Sekreteri Selvi, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada. parti grubunun olağa- nüstü halin uzatılmasına karşı çıkması durumunda bakanla- nn ve parti yöneticilerinin istifa edeceklerini söyledi. Grupta güvenoylaması isteneceğjni be- lirten Selvi, "Olağanüstü grup toplantımız bizim için güve- noylaması niteliğindedir. Her- kesin bilmesi lazım ki, parti bir hedef saptar. Karar verilir. ona uyulur. Hedef koalisyonun bo- zulmamasıdır. Koalisyonu ze- dfeleyecek davranışlarda olun- mamalıdır. Şu unutulmamau ki. biz bir koalisyonun parçası- yız. Grup kararlan da koalisyo- nu etkiler, ikisi bir bütündür" dedi. SHP Genel Sekreter Yardım- cısı Rıza Yılmaz da, olağanüstü halin uzatılmasına karşı tavır alan milletvekıllerini eleştire- rek, "Eğer grupta çoğunluk olağanüstü hale karşı çıkarsa, koalisyonu bozmaktan başka çare yoktur. DYP de gider, ANAP'la mı. RP'yle mi. kimle ittifak yapacaksa yapar" dedi. Gruptan parti yönetiminin iste- ği doğrultusunda karar çıkaca- ğına inandığını söyleyen Yıl- maz. "100 günlük hükümetten Güneydoğu'daki sorunlann çözümlenememesinin hesabı sorulamaz. Vakte ihtiyaç var- dır" diye konuştu. Yılmaz, ola- ğanüstü hale karşı oy kullanan milletvekillerinin çoğunun da ashnda olağanüstü halin uzatıl- masından yana olduğunu, fa- kat grup davranışı içinde ol- duklannı savundu. Olağanüstü hal tartışması SHP içindeki daha önce İnönü'yü destekleyen gruplann da İnönü'ye karşı tavır almala- nna yol açtı. Önceki günkü oy- lamada olağanüstü hale karşı çıkan Ercan Karakaş'ın başını çektia Yenilikçiler, olağanüstü halif BMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasmda da oyla- maya katılmama eğilimini taşı- yorlar. Sayılan 20">i bulan HEP kökenli milletvekilleri ise olağanüstü hale ret oyu verme- deki kararhlığını sürdürüyor- lar. Pasaportumu kaybettim. Hükumsuzdur. AHMET GÜNGÖR KULİS • (Baştarafi 1. Sayfada) Yılmaz'ın iş ilişkileri, vergisini ödeyip ödemediği değil konuşulan. "Delıkanhlığı" ve Karadenizliliği ile ünlü. ancak. devlet tecrübesinden y oksun Devlet Bakanı'nın yeni konumunun gereklerine uyum göstermede karşılaştığı zorluklar son günlerde dillerden dillere dolaşıyor. İşte son anlatılanlar: Bir sauna tutkunu olan Mehmet Ali Yılmaz. Ankara'ya yerleşir yerleşmez güzel bir sauna aramaya koyulmuş. Sonunda Çankaya semtinde lüks bir saunayı beğenmiş. De\ let işlerinin yoğunluk ve yorgunluğunu, fırsat buldukça burada atmay a başlamış. Bazı zamanlar, günün 4-5 saatini buralarda geçirir olmuş. Söylenenlere bakılırsa, Yılmaz, "sivil yâşamdaki" bir alışkanhğını başkent günlerinde de sürdürüyormuş. Tıpkı müteahhitlik ve Trabzonspor başkanhğı günlerinde olduğu gibi kendisiyle iş görüşmesi yapmak isteyenleri saunada kabul ediyormuş. Başkent kulislerinde. sporla ilgili devlet işlerinin birkısmının lüks bir saunada görülmesi, esprili bir şekilde "doğal" karşılanıy or. Ve bu olay. şu sözlerle yorumlanıyor: "Devlete işi düşen terler."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle