15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
' •MART1992CUM/RTESİ * • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 Yaşamla dans Özürlü insanlann t o p 1 u m d a n dışlanmadan dolu dolu yaşamalannı sağlamak için s ü r d ü r ü l e n çalışmalara bir yenisieklendi. B e 1 ç i k a ' d a d ü z e n l e n e n yanşmaya katılan ı e k e r 1 e k l i s a n d a l y e y e mahkumyürüme özürlüler. eşlenyle birlıktedans ettiler. Dünyada ılkkez düzenlenen t e k e r 1 e k 1 i sandalyeyledans ^ a m p i y o n a s ı . ılgiylekarşılandı. ( F o t o ğ r a f : RELTER) Bush süper salıya hazırlanıyor Cumhuriyetçiler ve Demokratlar ABD başkanlık seçimleri için aday belirleme kampanyalannı sürdürüyor. Parti içi ön- seçimlerde en önemli yarış 10 mart salı günü yapılacak. Süper salı>a yaklaştıkça kampanyasını >oğunlaştıran Başkan Ge- orge Bush, Memphıs'te büyük sevgi göste- rileriyle karşılaştı Federal E\press şirketi- nin \ önetım merkezini ziy aret eden Bush'- un çevresi çalışanlar tarafından kuşatıldı. Bush aördüğü ilgıve el sallayarak karşılık \erdı. fFotoğraf: REUTER) Tavuklaralens tepki çekti AA(Londra) - İngiltere Tanm Bakanı John Gummer. tavuk- lann ve öteki kümes hayvanla- nnın gözlerine renkli kontakt lens takılması için yapılan her türlü eirişimi önlemeye söz ver- di. Hay vanlann görüşünü etki- leyerek daha az kavgacı olma- lannı sağladığı iddiasıyla piya- saya özel kontakt lensler süren bir Amerikan fırması. bu lensle- ri Ingiltere'de de pazarlamak istivor. İngiltere Tanm Bakanlığı, fırmanın bu konuda başvuruda bulunduğunu açıklarken Ba- kan Gummer "renkli gözlü" tav uklara şiddetle karşı çıktı ve mecliste "Arzu edilmeyen uy- gulamalar karşısında olağanüs- tü önlemler alma hakkını saklı tuttuğunu" söyledi. Beyaz kargadan bahis tüyosu Malezya'nın başkenti Kuala Lum- pur'da bazı bahisçiler, bir beyaz karganın çektiği niyetlere göre oy- nuyorlar. Niyetlerde dört haneli bir rakam bulunuyor. Karganın uğuruna güvenen bahisçiler bu nu- maralara bakarak paralannı şans oyununa yatırıyorlar. Bahislerin yatınldığı dükkanın önüne tezgah kuran uyanık girişımcı. karganın çektiği her niyet için iki Malezya dolan alıvor. (REUTER) OLAYLAREV Ölenin yerine kardeşi ocağa! Gaz maskesi neden yoktu? Tekneye ateş Türk-Yunan ABDENDAKI GERÇEK • ( Baparafi 1. Sayfada) tır. Bu kutlamaları bahane ederek terörist grupların yeni ve kanh bir tırmanış için giri- şimde bulunacakları söylenti- si yayılmaktadır. TBMM'nin gündeminde de olağanüstü halin uzatılması bulunmaktadır. özellıkle ikti- dardaki DYP ve SHP için ola- ğanüstü hal görüşme ve oyla- ması başka bir tedirginlik kay- nağıdır. Güneydoğu illennin milletvekillerini güç durumda btrukmamak için DYP ve SHP gruplan olağanüstü halin uza- tılması oylamasında serbest bı- rakılacaktır. Ancak ASAP ve MÇP oylarmm desteğiyle ola- ğanüstü halin uzatılmasına ke- sin gözüyle bakılmaktadır. Uzatıhnca da hangi gerçek sı- kıntı aşılmış olacaktır? Halkın TBMM'den umudu- nu kesmemiş olması gerçek bir iyimserlik kaynağı olabilir. Bölgede sivil otoritenin yeni- den kurulabilmesinin tek da- yanağı bu olabilir. Bu umudun da kesilmemesi için herkes elinden geleni yapmalıdır Çö- Zümün tek yolu TBMM çatısı altından geçmektedir. • • • Özaî, vergi affını veto etti CUMHL'RIVET (Ankara) - Cumhurbaşkanı Turgut Özal. \ergi afTına ilişkin yasayı \eto ettı. "Bazı kamu alacaklannın tahsılatının hızlandırılması \e matrah arttınmı hakkındaki yasayı veto eden Özal. yasayı Meclıs'e geri gönderdi. Önü- müzdeki günlerde yenıden ele alınacak olan yasanm veto ge- rekçesinde. anayasanın 73. maddesine atıf yapılarak \ergı yükünün adaletli ve dengeli dağılması gerektıği kaydedil- di. Bu yasanın dcvlete olan güveni sarsacağı. \ergı ahlakı- nı bozacağı. mükelleflerin düzenlı af beklentısıne sebep olacağı. vergı denetimıni zede- leyeceği öne Mİrüldü. Yasanm. alınamayan vergı yükûnü hafıfletmeyeceği sa- vunulan gerekçede, "Bu za- mana kadar vergisini zama- nında ödeyen mükellefleri de olumsuz yönde etkıleyecektır" denıidı. "Şayet vergi ödemek- te güçlük çeken küçük esnat ve tüccarlara bir kolaylık geti- rilmesı düşünülüyorsa, aynen küçük çıftçılerde olduğu gibi kanunda vergi borcunun ma- kul 3ir sınınnın tespiı edilmesı geretcirdi"" uyansına yer veri- len gerekçede özetle şu görüş- lere »erverildı: Katma Deıier Vergısi'nde afFa gidilmesi vergi mükellef- lerinn haksız kaynak transfe- nne yol açacak. vatandaşlar- dan kesilen Katma Değer Vernsi. Hazine'ye gelir olarak intilai etmeyecek. bilakis va- taruaşın parası bunlan zama- nınca vergi daırelerine vatır- raayn vergi mükellefleri için hakız bir kazanç sağlayacak- tır. Bı maddenin yürürlüğe gir- m<^ üzerine, Hazine'nin zara- n ı.ı şekılde oluşacaktır. Bı- rincsı. kötü niyetli vergı mîieilefleri tarafından üçün- cii ^ahıslardan tahsıl edılen Kama Değer Vergisi. Ha- z i n \e yatınlmadığından do- la^y Hazıne'nin bu vergıdcn sa.-£ivacağı geliri azalacak. "İınci ve daha önemli husus iseHazine, kendisıne yatma- ytar Katma Değer Vergisini ksaayan fatura ve fiş tutarla- nm\ergi ıadesı olarak ilgilile- ria-iûdeyecektir. <;rekçenin sonuç bölü- rr»ide de devlet için ağır malı yCi aeıirecek olan yasanın ge- üzrâ düzenlemede. "kamu y a r T bulunmadığı öne sü- rCmü • (Baparafi 1. Sayfada) maden işçiliği. "Aşağıya inin" dendiğinde, "güvenlik yeterliymiş, değilmiş" sormadan biniyorlar asansöre. Karanhk dehlizlerde kazma sallamak ürkütmüyor onlart. Arkadaşlarını kaybediyorlar, "alın yazısı"na bağlıyorlar. Kasıt, ihmal aramıyor, acılannı içlerine gömüyorlar. Tepkilerini sendikanın tavrına göre belirlemeyi yeğliyorlar. Sendikalarına sahip çıkıyorlar. Tek kabullenemedikkri, ocakların kapatılmak istenmesi doğrultusundaki öneriler. özellikle Cumhurbaşkanı Turgut özal'a ve işadamı Ishak Alaton'a çok kızıyorlar. Madenci, ocaklann özerkleştirilmesinden yana. Işletmenin ve yönetimin eşit biçimde paylaştınlmasım istiyor. Genel Maden-lş Sendikası da aynı görüşte. Ancak sendika yönetiminin bir talebi daha var: Yeterli teknolojik yatınm ve sağlıklı güvenlik önlemlerinin tesisi. Sendika Başkanı Şemsi Denizer, yıllardır Zonguldak'ta istihdama yöneük hiçbir yatınm yapılmadığına dikkat çekiyor. Denizer, "Şimdi, madene işçi alınacak dense binlerce insan başvurur" diyor ve ekliyor: "Eğer başka iş sahalan olsaydı yerin altında kimse çalışmak ister miydi?" • lşte bu gerçekler yeniden konuşulmaya başlıyor Zonguldak'ta. Maden uğruna ytlzlerce insanı feda etmenin acıları içten içe yerini öfkeye terk etmeye başlıyor. Ocaklardaki güvenlik önlemlerinin yetersizliğine değil, ekmeğinin elinden aünması görüşlerine kararlılıkla karşı koyuyor madenci... ' Işsizlik ölümden de beter' • (Baparafi 1. Sayfada) yata mı ithal edilecek?" rın kapanmasından çıkar uman ^lıııak. grizu faciasında ih- fırsatçılara meydam bırakma- mah olduğu behrlenecek kışüer yız. Zonguldak ekonomisinin hakkmdagereğının yapılması küçülmesinevegerilemesinera- gerektığmı behrterek "Olayın zıolmayız.MUÜhedefimiziko- ^ ^ F * diye konuştu. ruma ve geliştirme hedefimiz- den vazgeçemeyiz. Zonguldak'- ın sadece kömürde değil, tüm sektörlerde her yönüyle gelişip kalkınması için üstümüze düşe- ni yapmaya kararhyız." Olay iizerinde değişik tartış- malar da açıldığına dikkati çe- ken SHP Genel Sekreteri Cev- det Selvi düzenlediği basın top- lantısında acının, duygusallığın, haklı üzüntünün üzerine, 'Ocak- lar kapanmalıdır', 'Ocaklar bir an önce kapansın' gioi aceleyle yonımlar yapıldığına dikkati çe- kerek, "Bu değerlendirmeler sağlıklı olamaz" dedi. Bu acı olayı istismar etmeye kalkanlann olduğunu da kayde- den Selvi, şöyle devam etti: "Biz SHP olarak duygusallık- tan uzak, gerçekçi yaklaşımın zonınlu olduğuna inanmakta- yız. Ocaklar kapatılmamahdır. Bu ocaklar 160 küsur yüdan be- ri ekonomünize katkıda bulu- nan önemh' bir kaynaktır. Zon- guldak ve havzasında dededen toruna geçim sağlayan önemli işyerleridir. Tehlikesine rağmen, riskine rağmen 3 kuşak, 5 kuşak burada ekmek yemiş, geçimini sağlamıştır. Tüm Zonguldak'ın gözbebeğidir. Aceleyle 'Kapatü- sın', demek yerine, insanlann daha sağlıklı çalışabileceği, ge- lişen teknolojiden yararlanacak ve üretimi, kaliteyi arttıracak yol ve yöntemlerin bulunması ge- rekmektedir. Bu riskli, ağır iştir, ama yapı- lacak iştir. Ekmek parasıdır. Zonguldak hallu, madencisiyle, esnafıyla, memuruyla, çiftçisiyle oranın gözüne bakmaktadır. O nedenle bir taraftan üretimi art- tına teknoloji geliştirilirken, di- ğer taraftan iş güvenliğini sağ- layacak tüm önlemler sadece göstermelik olarak Zonguldak'- ta değil, tüm maden ocaklann- da seferberlik halinde yerine ge- tirilmelidir." SHP Grup Başkanvekili Mahmut Aiınak da "Ocaklann kapatılması gerektiği" yolunda- ki görüşlere katılmadıklannı bil- dirdi. Mahmut Aiınak ile SHP mil- letveküleri Salman Kaya (Anka- ra), Faik Altın (Antalya), Meh- met Sincar (Mardin) ve Abuzer Tanrıverdi (Adıyaman) dün Zonguldak'ta incelemelerde bu- lundular. Almak, SHP U başkanlığında gazetecilere yaptığı açıklamada, Zonguldak maden ocaklarının kapatılması halinde yüz binler- ce insanın bundan olumsuz et- kileneceğini kaydetti. Ocaklann kapatılmaması için SHP grubu olarak hazırlayacaklan önerile- rini en kısa sürede hükümete su- nacaklannı anlatan Aiınak, şöy- le konuştu: "Önceden beri bu ocaklar üzerinde kara bulutlar dolaşı- yor. Kimi çıkar çevreleri tarafm- dan bu ocaklann kapatılması is- teniyor. Birileri ithalden para mı kazanacak? Onun için mi ka- patmadan söz ediliyor, onun için mi kamuoyu oluştunılma- ya çalışıhyor? Bu ocaklann ka- patılmasının kârı değil, zaran vardır. Bugün 50-60 dolara ithal edilen taşkömürü bu ocaklar kapatıhnca acaba yine aynı fi- p ç y y ş Türk-Iş ve Hak-lş, Zongul- dak'taki son olay "bahane" edi- lerek ocaklann kapatılması yö- nündeki görüşlere karşı çıktılar. Hak-lş, şartli olarak tehlikeli ocaklann devre dışı bırakılabi- leceğini belirtirken, Türk-lş bu konuda Zonguldak'ta inceleme yapan heyetin Ankara'ya dön- mesinden sonra değerlendirme yapüabileceğini açıkladı. Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada son İcaza bahane edilerek çeşitli spekülasyonlann çıkanhnasına gerek olmadığını belirterek şöyle konuştu: "Şu anda acımız büyüktür. Bu büyük acuıın yanında bir de ocaklann kapatılması keyfryeti- ni kimse ağzına almasın. Bu iş bugünün meselesi değildir. Gü- venlik önlemleri ocağa bakan ya da müessese müdürü içeri girmi- yor diye mi alınmıyor?" Yümaz, güvenlik önlemleri alınana kadar ocaklarda çalış- malann geçici olarak ahnması durdurulması konusundaki so- nımuzu yamtlarken "Güvenhk tedbirlerinin acilen ahnması şartür. Şu anda teşkilatımız ora- dadır. Gelecek hafta bu arka- daşlanmız Ankara'ya gelecekler. Bir durum değerlendirmesi ya- parak gereğini düşünürüz" dedi. Hak-lş Konfederasyonu Ge- nel Başkanı Necati Çelik de Zonguldak'taki kazadan sonra "Birtakım mülahazalarla ocak- lann kapatılması veya bu vesi- leyle tasfiyesi gibi bir durumu kabullenmemiz mümkün değildir" dedi. Çeük, süratle modernize edilmesi şartıyla teh- likeli bölgelerin devre dışı bıra- kılabileceğini kaydederek şöyle konuştu: "Bir müddet için buralarda çahşmalar asgariye indirilebilir ve tehükeli bölgeler devre dışı bı- rakılarak modernizasyon hedef- lenebilir. lşi durdurmadan bura- lan modenüze etmek mümkün- se o yolla, değilse çahşanlann müktesep haklannı, ekmekleri- ni tehlikeye düşürmeden bir çö- züm düşünülebilirî' Ocaklann kapatılması tartış- masının yeni bir şey olmadığını söyleyen Çelik, işçi kuruluşlan- nın ocakların bugünkü "ilkel" haliyle çalıştınlmasına kesinlikle nza göstermeyeceklerini soyleye- rek şöyle konuştu: "Insanlar ya ekmek ya ölüm gibi bir tercihle kesinlikle karşı karşıya bırakılmamalıdır. Devlet bunlan kapatamaz. Kanaatim- ce yapılması gereken teknoloji- nin yenilenmesidir. Ocaklarda iş güvenliği yoktur!' Çelik, daha önce istihbarat alındığı halde ciddi önlemler alınmadığı yönünde kuşkulann varlığına dikkat çekerek sorum- lu olanlann cezalandırılmasını istedi. Türk Mühendis ve Mimarlar Odalan Birliği Maden Mühen- disleri Odası Zonguldak Şubesi yaptığı açıklamada şu görüşle- re yer verdi: " Madencilerin ekmek tekne- leri olan ocaklannı, geçici de ol- sa, kendi elleriyle kapatmalan, gemicilerin kendi gemilerini ba- tırmalanndan farksızdır. Şehit- lerimizin sonsuz acılanna bir de ocaklann kapanmasımn kederi eklenmiştir. Ancak teknik ola- rak güvenlikli ve uygun koşullar yeniden sağlandığında, ocakla- n en kısa zamanda uretime ha- zır hale getirmek için maden mühendislerinin üzerlerine dü- şen görevi yerine getireceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Ocaklann ilelebet kapanma- sı konusuna gelince; her grizu infilakının ya da toplumsal in- filakların ardından malum çev- relerin şehitlerimizin kam üzeri- ne açtıklan sancağın peşinde utanmazca mezar soygunculu- ğuna geçen boyah-boyasız 'Ba- bıâli uzmanları'na en güzel ce- vabı veren yine tüm Zonguldak halkı olmuştur!' Bu arada çeşitli uluslararası örgütlerle bazı ülkelerin sendi- kal merkezleri, gönderdikleri mesajlarla Kozlu'daki yüzlerce maden işçisinin ölümünden du- yulan acıyı paylaştıklarmı belirt- tiler. M<Baparafi 1. Sayfada) kaynaklandığı öne sürüldü. TTK Genel Müdürü özer öl- çer, dün yaptığı açıklamada, ya- zım hatasının yol açtığı yanılgı- lardan söz ederken patlama noktasının kesin tespitinin yapı- lamadığını, ancak ocaktaki de- ğişik noktalardan alınan ölçüm- lerin farkh saatlerde kesintiye uğradığını söyledi. ölçer, 19.45'te ölçüm alınan pa- noda grizu oranının yüzde 1.5 olarak görüldüğünü ve elek- trikler kesilince bu panonun otomatikman devre dışı kaldı- ğını, ancak diğer bir panodaki verilerin patlama olayını saat 20.03 olarak belirlediğini öne sürdü. Patlama saati konusundaki tartışmalan, bilgisayarh siste- min işleyişi konusundaki bilgi yetersizliğinden kaynaklanan "yanlış yorumlamalar"a bağ- layan Ölçer, "Çahşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanlığı müfet- tişleri konuyu araştınyorlar. İhmal varsa zaten ortaya çıka- caktır. Yeraltına yemden girdi- ğimizde, doneler orada duru- yor. Her şey ortaya çıkanlacaktır" dedi. Bakanlık müfettişleri dışm- da, konuya açıklık getirebilece- ği umulan diğer bir grup da, Genel Maden-tş Sendikası'nın teknik heyeti. Bölgedeki ma- denciler ve yakınlan, patlama saati konusunda yetkililerin doğru söylemediğini ve sendi- ka heyetinin gerçeği ortaya çı- karabileceğini belirtiyorlar. Patlamadan hemen sonra yer üstüne çıkan Aydın Çaltepe ad- lı işçi, ilk patlama sesini saat 19.30 sulannda, ikinci patlama sesini ise saat 20.00 sulannda duyduğunu öne sürerken, olay sırasında çevrede bulunanlar da, patlama sesini saat 19.50'de duyduklan noktasın- da ısrar ediyorlar. Maskeler dağıtılmadı Kozlu ve çevresinde TTK'ya yöneük suçlamalardan biri de karbonmonoksit maskeleriyle Ugili. Maden ve Taş Ocaklan ile Açık Işletmelerde Alınacak tşci Sağlığı ve İş Güvenliği Ted- birleri Tüzüğü'nün 186. mad- desine göre, grizulu ve yangı- na elverişli damarlann bulun- duğu ocaklarda, tüm işçilerin bellerinde "ferdi karbonmo- noksit maskesi" taşımalan ge- rekiyor. Ancak ölümlerin bü- ytik bölümünün karbonmo- noksit zehirlenmesinden mey- dana geldiği belirlenirken, TTK'nın, tanesi 2 milyon Ura- dan satılan bu maskeleri dağıt- madığı, hatta satm ahnadığı öğrenildi. TTK Genel Müdürü Özer Ölçer, kurtarma ekiplerine gaz maskesi verildiğini ve galerile- rin belli bölgelerinde oksijen tüpleri bulunduğunu söyledi. Zonguldak Cumhuriyet Baş- savcısı Ali Muhlis Karakaş ise ölümlere grizu patlamalannın yol açması nedeniyle otopsiye gerek duyulmadığını açıkladı. Işçiler üzerinde otopsi yapılma- dığı için, maskesizliğin kaç iş- çinin canına mal olduğu kesin- lik kazanmadı. Kesinlik kazanamayan bir nokta da, patlamanın nasıl meydana geldiği. Olaya, büyük bir olasıhkla, metan gazı püs- kürmesinin ardından gelen bir grizu patlamasının ve bu pat- lamayı izleyen zincirleme kö- mür tozu patlamalanmn yol açtığı tahmin ediliyor. TTK İş Güvenliği Daire Başkam Cahit Ülker ise, metan gazı püskür- mesinin sözkonusu olamayaca- ğını, taban ve anayollarda 25 metreden sondaj yoluyla gaz ölçümleri alındığını, ancak ola- yın bu kadar geniş bir alana ya- yıknasının kömür tozu patla- maları olduğu yönündeki gö- rüşleri güçlendirdiğini söyledi. Ülker, "Grizu patlamasının gerçekleşmesi için metan gazı oranının yüzde 4.5 ile yüzde 9'a çıkması, ısmm 650 dereceye yükselmesi ve aynca ortamda kıvılcım olması lazım" dedi. Kozlu'daki son patlamaya ilişkin aynntılann ötesinde, ocaklardaki genel iş güvenliği sorunu da tartışılan noktalar arasında. TTK Genel Müdür Yardımcısı Vahit Çelikel, gaze- tecilerin bir Amerikan fırması tarafından ocaktaki metan ga- zımn mekanik yollarla boşaltıl- masına yönelik bir sistem için TTK'ya teklif verilip verilme- diği yolundaki sorusuna karşı- lık firmamn resmi başvuruda bulunmadığuu söyledi. Ulaştnma • (Baparafi 1. Sayfada) kuzeni Soylu, Gülfidan'ın orta- ğı olan Manioğlu'nun eniştesi olduğu gibi, her ikisi de aynı za- manda 1974 yılında kurulan Boyman Boya ve Kimya Sana- yii'nin ortaklan arasında yer alı- yor. Bu şırketin yan kuruluşu Tur- ko\l şirketi ise. Hüsevin Mani- oğlu'nun babası ve Errîan Soylu'- nun kayinpederi olan Adil Manioğlu'na ait. TurkoyPun De- niz Nakliyatia olan ücari iş ilişki- sinin 1980 yıhnda teftiş kurulu raporuyla kesildıği ve şirkeün ka- ra listeje abndığı. ama Gülfıdan genel müdürlüğe geldikten sonra Denız Nakliyat'm teftiş kurulu ra- porunu gözardı ederek söz konu- su fırmavla iş vapmak için hazır- lıklara başladığı belirlendi. Yılda yaklaşık 6.5 mily ar lirahk boya tü- keten Deniz Nakliyat'm, Tur- koyl'dan yaptığı ahmlarda vasıf- sız ve gcmıİerde kullanılamaya- cak boya aldığı. teftiş kurulu raporuyia belirlenmişti. Genel müdür yardunahğına getınlen Mehmet Çinçik'in de kurumun zarara uğratıldığı söz konusu alımlar sırasında malzeme ıkmal müdürü olduğu ortaya çıkü. Tur- koyl. sanki bu olay lar hiç yaşan- mamış gibi 7 şubatta Deniz Nak- liyaü Malzeme İkmal Başkanlığı'- na gönderdiği yaada. ihalelerde kendilerinden de teklif alınmasını istedi. Hazine'nin başı yine parayla dertte • (Baparafi 1. Sayfada) 14 tnKonluk ödeme için bugünkü aşa- mada Hazıne'nin Merkez Bankası nez- dinde 5 trilyon lira. Ziraat Bankası'nda- ki "tek hesap"ta da 1-1.5 trilyon lıralık bir nakıt olanağı bulunduğu belirlendi. Kalan 7.5-8 tnlyon iiralık acığın nasıl karşılanacağı konusunda ise son günler- de Devlet Bakaru Tansu Çıller"in baş- kanlığında bazı çahşmalar yapıldığı be- lirtildi. Maaş ve ıç borç ödemelerinin aynı günlere rastlamasının yarattığı bu soru- nun nasıl aşılacağı konusunda ekonomi kurmaylan arasında görüş birliği de sağ- lanamadığı gözlenıyor. Devlet Bakanı Çiller, faizleri aşağı çekmek, Hazıne' de iç borç stokunu ha- fifletmek amacıyla kamunun borçlan- masını azalıma görüşünü savunuyor. Bu nedenle de 4 mart günü yapılan bono ihalesinde Hazine sadece 142 mılyar lıra- lık kâğıt satmakla yetındı. 10 mart günü yapılacak 12 ay vadeli tahvil ihalesinde de Çiller ve Hazine'nin faizi düşüıme yö- nündeki bu uygulamayı sürdürmeleri bekleniyor. Ancak bu ihalede de satış miktannın düşük tutulması halinde Merkez Bankasf nın parayı ve dövız kur- lannı kontrol altında tutabilmesınin ola- naksızlaşacağı savunuluyor. Bu durum- da aynca para programında öngörülen yıllık lımıtler de yılın ılk 2.5 aylık döne- minde aşılmış olacak. Kamu kesimının fınansman yükünün gıderek yoğunlaşması. Merkez Ban- kasfnın pıvasadakı fazla parayı geri çek- me olanaklannı da büyük ölçüde azalttı. Merkez Bankası pıyasadaki fazla parayı açık piyasa ışlemleriyle ve döviz satarak gen çekiyordu. Dövız piyasasına yapılan müdahalelerle bir yandan kurlarda istık- rar sağlanması. diğer yandan da para fazlasının çekilmesı amaçianıyordu. Ancak bu uygulama. Merkez Ban- kasf nın döviz varlıklarını büyük ölçüde eritti. Zorunlu devirlerle her ay ortalama 300 milyon dolar dövız satın alan Mer- kez Bankası son dönemde her ay aldığı bu dövızleri fazlasıyla geri satmaya baş- ladı. Demirel hükümetinın kurulmasından bu yana geçen 3.5 ayda döviz varlıklann- da toplam 850 milyon dolarhk azalma meydana gelirken 20 Kasım 1991 günü 400 milyon dolar fazla veren net dış.var- lıklar kalemi de 4 martta yaklaşık 200 milyon dolar açık verdi. Bu arada, 20 kasım 1991-4 mart 1992 tanhlen arasındakı sürede Merkez Ban- kası'nın toplam iç kredıleri yuzde 22.2"- lik artışla 69.9 trilyon liraya yükselirken. toplam 12.7 trilyon İiralık artışın 11 tril- yon 670 milyar ürası kamu kesimi kredi- lerinden kaynaklandı. Bu dönemde Hazine'nin kullandığı kısa vadeli avans mıktan da 10.1 trilyon liradan 15.6 tril- yon liraya yükseldi. Ancak bunun sade- ce 302 milyar İiralık bölümü emisyona yansıdı. Demirel hükümeti döneminde başlıca parasal büyüklüklerde meydana gelen değişim şöyle: 20 4 Fark Fark kasım mart TL (%) Top İÇ KREDİLER 5721169921 12710 22 2 A-KAMUKESİMINE 52 063 63 730 11667 22 4 KVAkullarumı B- BANKALARA MERKEZ BANKASI PARASI . Emısyon DIŞVARLIKLAR 10 138 15 570 5 432 53 6 5 148 6191 1043 20 3 41627 50 188 8 561 20 6 22 268 22 570 302 14 37 703 40 320 2 617 6 9 U( Baparafi I. Sayfada) ba- lıkçı teknesi, 5 Mart 1992 tari- hinde içersinde biri kaptan ol- mak üzere 6 mürettabatı ile sa- bah saat 04'te avlanmak için Yahkavak limanından denize açıldı. Hareket ettiği Yahkavak'a 15 mil mesaf ede Tekağaç Burnu ile 4 mil mesafede bulunan Farma- kos Adası arasında 3 mil mesa- fede Türk karasulannda avla- nırken saat 17.30 sulannda Yu- nan devriye botunun saldınsına uğradı. Daha sonra kaçmayı başaran tekne, Yahkavak limanına döndü. Teknede bulunanlar olayı şöyle anlattılar: "Farmakos Adası'na yaklaşık bir mil açık- ta Türk karasulannda avlanır- ken aniden beliren Yunan hü- cumbotu bizi arkadan yakala- yarak Yunan sulanna çekmeye çalıştı. 250 kulaç tel, 120 kulaç halat, 25 kulaç ağı bırakarak kurtulmaya calıştık. Bunun üze- rine bottan yaylım ateşi açıldı. Yunan hücumbotundan ateş ediliyordu. Kurşunlar geçiyor- du. Takriben 1000-1500 kurşun sıkılcfi." Saldın sırasında kiptamn ya- nında bulunan ve olayı hafif ya- rayla atlatan tekne sahibinin oğ- lu gemici Mustafa özmen ise olayı şöyle anlattı: "Hiç bekle- mediğirruz ani saldında şoka uğ- radık. Arkadaşlar kamaralara kaçarak canlannı kurtarmaya çalışıyorlardı. Kaptan, açılan ateş sonucu vurularak yammda öldü. Ben ise haflf yaralanmış- tun. Yere yatarak kurşunlardan korunmaya çahşarak teknenin rotasını Yahkavak'a çevirdim. Bir yandan da telsizle yardım is- tedim." Atina'dan Kıbrıs suçlaması Aiına'dan muhabırımız Stelyo Berberakis'in bildirdiğine göre Yunanıstan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Emanuil Kalamidas. olayia ilgili olarak bir protesto notası verilmesi için Ankara Büyükelçiliği'ne talimat verildi- ğini söyledi. Kaiamıdas. Kıbns konusuna değinırken de "BM Kıbns özel temsılcılennin geçen hafta An- kara'dan Atina'ya getirdikleri mesajlar. Kıbns sorununun çıkmaza girmesinden. BM'nın bu yoldaki uğraşılannın ürün verememesinden Türkıye'nin sorumlu olduğunu göslcrmiş- tır" dedi. Kalamidas. bu koşul- lar altında Türk-Yunan ilişkile- rınin düzelmesi yolundaki uğraşılann sürdürülemeyeceği- ni sözlerineekledi. Bakü yönetimi çöktü • (Baparafi 1. Sayfada) sürdürdüler. Bunun sonucu olarak Mutıalibov, bakanlar ve milletvekilleri. binada mahsur kaldı. Azen polisinin müdahale et- memesi nedeniyle olaysız geçen gösteri sırasında, önceki gece binanın çev resine Azerbaycan'- dakı eski Sovyet Ordusu alayın- dan askerlerin se\k edilmesi üzerine kısa bir gergınlik yaşan- dı. Göstericiler olaya büyük tepki gösterirken, Azeri miîlet- vekili ve aynı zamanda Şuşa bölgesi direnış kuv-vetleri ko- mutanı olan Rahim Gaziyev, bir konuşma yaparak Rus as- kerlerinin derhal geri çekılmesi- ni. aksı halde çok büyük bir çatışma çıkabileceğini söyledi. Askerlerin geri çekilmesi üzeri- ne gerginlık gıderildi. Gösterilerin kesintiye uğra- madan dün de sürmesi üzerine Muttalibov. mahsur kaldığı parlamento binasında muhale- feı temsilcıleriyle bir göriişme y aptı ve ardından Yüksek Mec- lis Başkanhğı'na istifasını verdi. Muttalibov. akşam saatlerin- de de parlamentoda bir konuş- ma yaparak istifasını resmen açıkladı. Bakü'dan Hıcran Öge Goltz'un bildirdiğine göre Muttalibov, konuşmasında, "İki gündür burada birbirimiz incittık.Kabul etmeliyim ki bu- rada ve dışanda tahribat olabi- lir, kan dökülebilir. Bu halk karşısında istifa ediyorum" de- di. Karabağ'da önceki gece bo- yunca devam eden çatışmalar- da, Azeri direnişçilerin Marda- kert yöresinde Ermenilerin denetimindeki Kazancı köyü- nü ele geçirdikleri bildirildi. In- lerfaks ajansımn Erivan'daki Ermeni kaynaklara dayanarak verdiği habere göre çaüşmalar sırasında köy de ağır rıasar mey- dana geldi. AFP ise Akdam-Hankenti karayolu üzerinde. Askeran ya- kmlannda Ermeni mılislerin bir köprüyü havaya uçurmalan sı- rasında çıkan çatışmada 6 Aze- rinin öldüğünü bildirdi. BDT askerleri de köprünün havaya uçurulduğunu ve Akdam-Han- kenli karayolunun tümüyle mayınla döşendigini doğruladı. AA'mn haberine göre Azeri kuvvetleri, bölgedeki en büyük Ermeni yerleşim merkezlerinden biri olan Askeran'a girdi. KULIS DIŞYÜKÜMLULUKLER 3S 774 41 485 5 711 16 0 NETDIŞVARLIKLAR 1 929 -1 165 -3094 -60 4 • (Baparafi 1. Sayfada) Tasarruf Genelgesi'yle üst düzey yöneticiler dışında kalan kamu görevlilerinin telefonlan şehirlerarası ve uluslararası görüşmelere kapaührken araç telefonlanndan bir yılda yapılan görüşmelerin tutanmn 3 milyon lirayı aşan bölümünün kullanandan tahsıl edilmesi hükme bağlanıyordu. Genelgeye göre yurtiçi seyahatler uçak dışındaki araçlarla yapılacak. kablolu TV yayını alan kamu görevlileri tesis ve abone bedellerini kendileri ödeyecekler, yeni yılda hiçbir sosyal tesis satın alınmayacak ve inşa ettirihneyecek ve bu tesislerden yararlananlardan rayice yakın konaklama ve yemek bedeli alınacaktı. Artık bin lira yemek, 100 lira çay parası verip gecesi iki bin liraya konaklayarak beleş tatil yapmak yoktu. Bih'msel niteliği olmayan ve bazı kurumlar ile personeli tamtmak amaayla çıkanlan periyodik yayınlara son verilirken bazı yayınlan desteklemek için yapılan blok ahmlara da son veriliyordu. Kısacası, kamuda israfı önlemek için birdizi tasarruf önlemi sıralanmıştı. Zaten çiftçi. Bağ-Kur ve belediye borçlanm silen hükümetin paraya ihtiyacı vardı. Öyle ya, tasarruftan zarar gelmezdi! Ama bu kez öyle olmadı... Genelgede sayılan tasarruf önlemleri bu kadarla kalmıyordu. Genelgeye göre bütün kamu kuruluşlan hizmetlerini mevcut binalannda sürdürecekler, yeni hizmet binası satın alamayacaklar ve kiralayamayacaklardı. Bir yasak daha vardı ki kamu kuruluşlanrun, özellikle kamu bankalannmelini ayağım bağlamıştı: 1992 yılında demirbaş alınmayacaktı! Yöneticiler ne yapacaklannı şaşınruşlardı. Örneğin Ziraat Bankası yeni şube açmak istiyor, ancak ne bina alabiliyor ne de kiralayabiliyordu. Diyelim ki depolanndan birini boşalttı ve şube olarak düzenlemeye karar verdi. Bu sefer de içini döşeyemiyordu. Sorun, üçüncü aybk basm toplantısından sonra Başbakan Süldyman Demirel'e de iletilmiş, o da müsteşan Necdet Seçkınöz'e havale etmişü. Yöneticiler, kollanru göğüsleri üzerinde kavuşturmuş çaresiz beklerken "genelgeler de Cumhurbaşkanı Özal'ın onayına sunulsa bu dikkatsizlik önlenirdi" şeklinde söylentiler yayıh'yordu! Şöylentıyiyayanlar haksız dasayılmazlardı! Cumhurbaşkanı Özal, ihracata ilişkin üç Bakanlar Kurulu karanru "maddı ha's" nedeniyle veto etmemiş miydi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle