Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' •MART1992CUM/RTESİ * • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
Yaşamla
dans
Özürlü insanlann
t o p 1 u m d a n
dışlanmadan dolu
dolu yaşamalannı
sağlamak için
s ü r d ü r ü l e n
çalışmalara bir
yenisieklendi.
B e 1 ç i k a ' d a
d ü z e n l e n e n
yanşmaya katılan
ı e k e r 1 e k l i
s a n d a l y e y e
mahkumyürüme
özürlüler. eşlenyle
birlıktedans
ettiler. Dünyada
ılkkez düzenlenen
t e k e r 1 e k 1 i
sandalyeyledans
^ a m p i y o n a s ı .
ılgiylekarşılandı.
( F o t o ğ r a f :
RELTER)
Bush süper salıya hazırlanıyor
Cumhuriyetçiler ve Demokratlar ABD
başkanlık seçimleri için aday belirleme
kampanyalannı sürdürüyor. Parti içi ön-
seçimlerde en önemli yarış 10 mart salı
günü yapılacak. Süper salı>a yaklaştıkça
kampanyasını >oğunlaştıran Başkan Ge-
orge Bush, Memphıs'te büyük sevgi göste-
rileriyle karşılaştı Federal E\press şirketi-
nin \ önetım merkezini ziy aret eden Bush'-
un çevresi çalışanlar tarafından kuşatıldı.
Bush aördüğü ilgıve el sallayarak karşılık
\erdı. fFotoğraf: REUTER)
Tavuklaralens
tepki çekti
AA(Londra) - İngiltere Tanm
Bakanı John Gummer. tavuk-
lann ve öteki kümes hayvanla-
nnın gözlerine renkli kontakt
lens takılması için yapılan her
türlü eirişimi önlemeye söz ver-
di.
Hay vanlann görüşünü etki-
leyerek daha az kavgacı olma-
lannı sağladığı iddiasıyla piya-
saya özel kontakt lensler süren
bir Amerikan fırması. bu lensle-
ri Ingiltere'de de pazarlamak
istivor.
İngiltere Tanm Bakanlığı,
fırmanın bu konuda başvuruda
bulunduğunu açıklarken Ba-
kan Gummer "renkli gözlü"
tav uklara şiddetle karşı çıktı ve
mecliste "Arzu edilmeyen uy-
gulamalar karşısında olağanüs-
tü önlemler alma hakkını saklı
tuttuğunu" söyledi.
Beyaz kargadan bahis tüyosu
Malezya'nın başkenti Kuala Lum-
pur'da bazı bahisçiler, bir beyaz
karganın çektiği niyetlere göre oy-
nuyorlar. Niyetlerde dört haneli
bir rakam bulunuyor. Karganın
uğuruna güvenen bahisçiler bu nu-
maralara bakarak paralannı şans
oyununa yatırıyorlar. Bahislerin
yatınldığı dükkanın önüne tezgah
kuran uyanık girişımcı. karganın
çektiği her niyet için iki Malezya
dolan alıvor. (REUTER)
OLAYLAREV Ölenin yerine kardeşi ocağa! Gaz maskesi neden yoktu? Tekneye ateş Türk-Yunan
ABDENDAKI
GERÇEK
• ( Baparafi 1. Sayfada)
tır. Bu kutlamaları bahane
ederek terörist grupların yeni
ve kanh bir tırmanış için giri-
şimde bulunacakları söylenti-
si yayılmaktadır.
TBMM'nin gündeminde de
olağanüstü halin uzatılması
bulunmaktadır. özellıkle ikti-
dardaki DYP ve SHP için ola-
ğanüstü hal görüşme ve oyla-
ması başka bir tedirginlik kay-
nağıdır. Güneydoğu illennin
milletvekillerini güç durumda
btrukmamak için DYP ve SHP
gruplan olağanüstü halin uza-
tılması oylamasında serbest bı-
rakılacaktır. Ancak ASAP ve
MÇP oylarmm desteğiyle ola-
ğanüstü halin uzatılmasına ke-
sin gözüyle bakılmaktadır.
Uzatıhnca da hangi gerçek sı-
kıntı aşılmış olacaktır?
Halkın TBMM'den umudu-
nu kesmemiş olması gerçek bir
iyimserlik kaynağı olabilir.
Bölgede sivil otoritenin yeni-
den kurulabilmesinin tek da-
yanağı bu olabilir. Bu umudun
da kesilmemesi için herkes
elinden geleni yapmalıdır Çö-
Zümün tek yolu TBMM çatısı
altından geçmektedir.
• • •
Özaî,
vergi affını
veto etti
CUMHL'RIVET (Ankara)
- Cumhurbaşkanı Turgut
Özal. \ergi afTına ilişkin yasayı
\eto ettı.
"Bazı kamu alacaklannın
tahsılatının hızlandırılması \e
matrah arttınmı hakkındaki
yasayı veto eden Özal. yasayı
Meclıs'e geri gönderdi. Önü-
müzdeki günlerde yenıden ele
alınacak olan yasanm veto ge-
rekçesinde. anayasanın 73.
maddesine atıf yapılarak \ergı
yükünün adaletli ve dengeli
dağılması gerektıği kaydedil-
di. Bu yasanın dcvlete olan
güveni sarsacağı. \ergı ahlakı-
nı bozacağı. mükelleflerin
düzenlı af beklentısıne sebep
olacağı. vergı denetimıni zede-
leyeceği öne Mİrüldü.
Yasanm. alınamayan vergı
yükûnü hafıfletmeyeceği sa-
vunulan gerekçede, "Bu za-
mana kadar vergisini zama-
nında ödeyen mükellefleri de
olumsuz yönde etkıleyecektır"
denıidı. "Şayet vergi ödemek-
te güçlük çeken küçük esnat
ve tüccarlara bir kolaylık geti-
rilmesı düşünülüyorsa, aynen
küçük çıftçılerde olduğu gibi
kanunda vergi borcunun ma-
kul 3ir sınınnın tespiı edilmesı
geretcirdi"" uyansına yer veri-
len gerekçede özetle şu görüş-
lere »erverildı:
Katma Deıier Vergısi'nde
afFa gidilmesi vergi mükellef-
lerinn haksız kaynak transfe-
nne yol açacak. vatandaşlar-
dan kesilen Katma Değer
Vernsi. Hazine'ye gelir olarak
intilai etmeyecek. bilakis va-
taruaşın parası bunlan zama-
nınca vergi daırelerine vatır-
raayn vergi mükellefleri için
hakız bir kazanç sağlayacak-
tır.
Bı maddenin yürürlüğe gir-
m<^ üzerine, Hazine'nin zara-
n ı.ı şekılde oluşacaktır. Bı-
rincsı. kötü niyetli vergı
mîieilefleri tarafından üçün-
cii ^ahıslardan tahsıl edılen
Kama Değer Vergisi. Ha-
z i n \e yatınlmadığından do-
la^y Hazıne'nin bu vergıdcn
sa.-£ivacağı geliri azalacak.
"İınci ve daha önemli husus
iseHazine, kendisıne yatma-
ytar Katma Değer Vergisini
ksaayan fatura ve fiş tutarla-
nm\ergi ıadesı olarak ilgilile-
ria-iûdeyecektir.
<;rekçenin sonuç bölü-
rr»ide de devlet için ağır malı
yCi aeıirecek olan yasanın ge-
üzrâ düzenlemede. "kamu
y a r T bulunmadığı öne sü-
rCmü
• (Baparafi 1. Sayfada)
maden işçiliği.
"Aşağıya inin" dendiğinde,
"güvenlik yeterliymiş,
değilmiş" sormadan
biniyorlar asansöre. Karanhk
dehlizlerde kazma sallamak
ürkütmüyor onlart.
Arkadaşlarını kaybediyorlar,
"alın yazısı"na bağlıyorlar.
Kasıt, ihmal aramıyor,
acılannı içlerine gömüyorlar.
Tepkilerini sendikanın
tavrına göre belirlemeyi
yeğliyorlar. Sendikalarına
sahip çıkıyorlar. Tek
kabullenemedikkri,
ocakların kapatılmak
istenmesi doğrultusundaki
öneriler. özellikle
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'a ve işadamı Ishak
Alaton'a çok kızıyorlar.
Madenci, ocaklann
özerkleştirilmesinden yana.
Işletmenin ve yönetimin eşit
biçimde paylaştınlmasım
istiyor. Genel Maden-lş
Sendikası da aynı görüşte.
Ancak sendika yönetiminin
bir talebi daha var: Yeterli
teknolojik yatınm ve sağlıklı
güvenlik önlemlerinin tesisi.
Sendika Başkanı Şemsi
Denizer, yıllardır
Zonguldak'ta istihdama
yöneük hiçbir yatınm
yapılmadığına dikkat
çekiyor. Denizer, "Şimdi,
madene işçi alınacak dense
binlerce insan başvurur"
diyor ve ekliyor: "Eğer
başka iş sahalan olsaydı
yerin altında kimse çalışmak
ister miydi?"
•
lşte bu gerçekler yeniden
konuşulmaya başlıyor
Zonguldak'ta. Maden
uğruna ytlzlerce insanı feda
etmenin acıları içten içe
yerini öfkeye terk etmeye
başlıyor. Ocaklardaki
güvenlik önlemlerinin
yetersizliğine değil,
ekmeğinin elinden aünması
görüşlerine kararlılıkla karşı
koyuyor madenci...
' Işsizlik ölümden de beter'
• (Baparafi 1. Sayfada) yata mı ithal edilecek?"
rın kapanmasından çıkar uman ^lıııak. grizu faciasında ih-
fırsatçılara meydam bırakma- mah olduğu behrlenecek kışüer
yız. Zonguldak ekonomisinin hakkmdagereğının yapılması
küçülmesinevegerilemesinera- gerektığmı behrterek "Olayın
zıolmayız.MUÜhedefimiziko- ^ ^ F * diye konuştu.
ruma ve geliştirme hedefimiz-
den vazgeçemeyiz. Zonguldak'-
ın sadece kömürde değil, tüm
sektörlerde her yönüyle gelişip
kalkınması için üstümüze düşe-
ni yapmaya kararhyız."
Olay iizerinde değişik tartış-
malar da açıldığına dikkati çe-
ken SHP Genel Sekreteri Cev-
det Selvi düzenlediği basın top-
lantısında acının, duygusallığın,
haklı üzüntünün üzerine, 'Ocak-
lar kapanmalıdır', 'Ocaklar bir
an önce kapansın' gioi aceleyle
yonımlar yapıldığına dikkati çe-
kerek, "Bu değerlendirmeler
sağlıklı olamaz" dedi.
Bu acı olayı istismar etmeye
kalkanlann olduğunu da kayde-
den Selvi, şöyle devam etti:
"Biz SHP olarak duygusallık-
tan uzak, gerçekçi yaklaşımın
zonınlu olduğuna inanmakta-
yız. Ocaklar kapatılmamahdır.
Bu ocaklar 160 küsur yüdan be-
ri ekonomünize katkıda bulu-
nan önemh' bir kaynaktır. Zon-
guldak ve havzasında dededen
toruna geçim sağlayan önemli
işyerleridir. Tehlikesine rağmen,
riskine rağmen 3 kuşak, 5 kuşak
burada ekmek yemiş, geçimini
sağlamıştır. Tüm Zonguldak'ın
gözbebeğidir. Aceleyle 'Kapatü-
sın', demek yerine, insanlann
daha sağlıklı çalışabileceği, ge-
lişen teknolojiden yararlanacak
ve üretimi, kaliteyi arttıracak yol
ve yöntemlerin bulunması ge-
rekmektedir.
Bu riskli, ağır iştir, ama yapı-
lacak iştir. Ekmek parasıdır.
Zonguldak hallu, madencisiyle,
esnafıyla, memuruyla, çiftçisiyle
oranın gözüne bakmaktadır. O
nedenle bir taraftan üretimi art-
tına teknoloji geliştirilirken, di-
ğer taraftan iş güvenliğini sağ-
layacak tüm önlemler sadece
göstermelik olarak Zonguldak'-
ta değil, tüm maden ocaklann-
da seferberlik halinde yerine ge-
tirilmelidir."
SHP Grup Başkanvekili
Mahmut Aiınak da "Ocaklann
kapatılması gerektiği" yolunda-
ki görüşlere katılmadıklannı bil-
dirdi.
Mahmut Aiınak ile SHP mil-
letveküleri Salman Kaya (Anka-
ra), Faik Altın (Antalya), Meh-
met Sincar (Mardin) ve Abuzer
Tanrıverdi (Adıyaman) dün
Zonguldak'ta incelemelerde bu-
lundular.
Almak, SHP U başkanlığında
gazetecilere yaptığı açıklamada,
Zonguldak maden ocaklarının
kapatılması halinde yüz binler-
ce insanın bundan olumsuz et-
kileneceğini kaydetti. Ocaklann
kapatılmaması için SHP grubu
olarak hazırlayacaklan önerile-
rini en kısa sürede hükümete su-
nacaklannı anlatan Aiınak, şöy-
le konuştu:
"Önceden beri bu ocaklar
üzerinde kara bulutlar dolaşı-
yor. Kimi çıkar çevreleri tarafm-
dan bu ocaklann kapatılması is-
teniyor. Birileri ithalden para mı
kazanacak? Onun için mi ka-
patmadan söz ediliyor, onun
için mi kamuoyu oluştunılma-
ya çalışıhyor? Bu ocaklann ka-
patılmasının kârı değil, zaran
vardır. Bugün 50-60 dolara ithal
edilen taşkömürü bu ocaklar
kapatıhnca acaba yine aynı fi-
p ç y y ş
Türk-Iş ve Hak-lş, Zongul-
dak'taki son olay "bahane" edi-
lerek ocaklann kapatılması yö-
nündeki görüşlere karşı çıktılar.
Hak-lş, şartli olarak tehlikeli
ocaklann devre dışı bırakılabi-
leceğini belirtirken, Türk-lş bu
konuda Zonguldak'ta inceleme
yapan heyetin Ankara'ya dön-
mesinden sonra değerlendirme
yapüabileceğini açıkladı.
Türk-lş Genel Başkanı Şevket
Yılmaz, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada son İcaza bahane
edilerek çeşitli spekülasyonlann
çıkanhnasına gerek olmadığını
belirterek şöyle konuştu:
"Şu anda acımız büyüktür.
Bu büyük acuıın yanında bir de
ocaklann kapatılması keyfryeti-
ni kimse ağzına almasın. Bu iş
bugünün meselesi değildir. Gü-
venlik önlemleri ocağa bakan ya
da müessese müdürü içeri girmi-
yor diye mi alınmıyor?"
Yümaz, güvenlik önlemleri
alınana kadar ocaklarda çalış-
malann geçici olarak ahnması
durdurulması konusundaki so-
nımuzu yamtlarken "Güvenhk
tedbirlerinin acilen ahnması
şartür. Şu anda teşkilatımız ora-
dadır. Gelecek hafta bu arka-
daşlanmız Ankara'ya gelecekler.
Bir durum değerlendirmesi ya-
parak gereğini düşünürüz" dedi.
Hak-lş Konfederasyonu Ge-
nel Başkanı Necati Çelik de
Zonguldak'taki kazadan sonra
"Birtakım mülahazalarla ocak-
lann kapatılması veya bu vesi-
leyle tasfiyesi gibi bir durumu
kabullenmemiz mümkün
değildir" dedi. Çeük, süratle
modernize edilmesi şartıyla teh-
likeli bölgelerin devre dışı bıra-
kılabileceğini kaydederek şöyle
konuştu:
"Bir müddet için buralarda
çahşmalar asgariye indirilebilir
ve tehükeli bölgeler devre dışı bı-
rakılarak modernizasyon hedef-
lenebilir. lşi durdurmadan bura-
lan modenüze etmek mümkün-
se o yolla, değilse çahşanlann
müktesep haklannı, ekmekleri-
ni tehlikeye düşürmeden bir çö-
züm düşünülebilirî'
Ocaklann kapatılması tartış-
masının yeni bir şey olmadığını
söyleyen Çelik, işçi kuruluşlan-
nın ocakların bugünkü "ilkel"
haliyle çalıştınlmasına kesinlikle
nza göstermeyeceklerini soyleye-
rek şöyle konuştu:
"Insanlar ya ekmek ya ölüm
gibi bir tercihle kesinlikle karşı
karşıya bırakılmamalıdır. Devlet
bunlan kapatamaz. Kanaatim-
ce yapılması gereken teknoloji-
nin yenilenmesidir. Ocaklarda iş
güvenliği yoktur!'
Çelik, daha önce istihbarat
alındığı halde ciddi önlemler
alınmadığı yönünde kuşkulann
varlığına dikkat çekerek sorum-
lu olanlann cezalandırılmasını
istedi.
Türk Mühendis ve Mimarlar
Odalan Birliği Maden Mühen-
disleri Odası Zonguldak Şubesi
yaptığı açıklamada şu görüşle-
re yer verdi:
" Madencilerin ekmek tekne-
leri olan ocaklannı, geçici de ol-
sa, kendi elleriyle kapatmalan,
gemicilerin kendi gemilerini ba-
tırmalanndan farksızdır. Şehit-
lerimizin sonsuz acılanna bir de
ocaklann kapanmasımn kederi
eklenmiştir. Ancak teknik ola-
rak güvenlikli ve uygun koşullar
yeniden sağlandığında, ocakla-
n en kısa zamanda uretime ha-
zır hale getirmek için maden
mühendislerinin üzerlerine dü-
şen görevi yerine getireceğinden
kimsenin şüphesi olmasın.
Ocaklann ilelebet kapanma-
sı konusuna gelince; her grizu
infilakının ya da toplumsal in-
filakların ardından malum çev-
relerin şehitlerimizin kam üzeri-
ne açtıklan sancağın peşinde
utanmazca mezar soygunculu-
ğuna geçen boyah-boyasız 'Ba-
bıâli uzmanları'na en güzel ce-
vabı veren yine tüm Zonguldak
halkı olmuştur!'
Bu arada çeşitli uluslararası
örgütlerle bazı ülkelerin sendi-
kal merkezleri, gönderdikleri
mesajlarla Kozlu'daki yüzlerce
maden işçisinin ölümünden du-
yulan acıyı paylaştıklarmı belirt-
tiler.
M<Baparafi 1. Sayfada)
kaynaklandığı öne sürüldü.
TTK Genel Müdürü özer öl-
çer, dün yaptığı açıklamada, ya-
zım hatasının yol açtığı yanılgı-
lardan söz ederken patlama
noktasının kesin tespitinin yapı-
lamadığını, ancak ocaktaki de-
ğişik noktalardan alınan ölçüm-
lerin farkh saatlerde kesintiye
uğradığını söyledi. ölçer,
19.45'te ölçüm alınan pa-
noda grizu oranının yüzde 1.5
olarak görüldüğünü ve elek-
trikler kesilince bu panonun
otomatikman devre dışı kaldı-
ğını, ancak diğer bir panodaki
verilerin patlama olayını saat
20.03 olarak belirlediğini öne
sürdü.
Patlama saati konusundaki
tartışmalan, bilgisayarh siste-
min işleyişi konusundaki bilgi
yetersizliğinden kaynaklanan
"yanlış yorumlamalar"a bağ-
layan Ölçer, "Çahşma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanlığı müfet-
tişleri konuyu araştınyorlar.
İhmal varsa zaten ortaya çıka-
caktır. Yeraltına yemden girdi-
ğimizde, doneler orada duru-
yor. Her şey ortaya
çıkanlacaktır" dedi.
Bakanlık müfettişleri dışm-
da, konuya açıklık getirebilece-
ği umulan diğer bir grup da,
Genel Maden-tş Sendikası'nın
teknik heyeti. Bölgedeki ma-
denciler ve yakınlan, patlama
saati konusunda yetkililerin
doğru söylemediğini ve sendi-
ka heyetinin gerçeği ortaya çı-
karabileceğini belirtiyorlar.
Patlamadan hemen sonra yer
üstüne çıkan Aydın Çaltepe ad-
lı işçi, ilk patlama sesini saat
19.30 sulannda, ikinci patlama
sesini ise saat 20.00 sulannda
duyduğunu öne sürerken, olay
sırasında çevrede bulunanlar
da, patlama sesini saat
19.50'de duyduklan noktasın-
da ısrar ediyorlar.
Maskeler dağıtılmadı
Kozlu ve çevresinde TTK'ya
yöneük suçlamalardan biri de
karbonmonoksit maskeleriyle
Ugili. Maden ve Taş Ocaklan
ile Açık Işletmelerde Alınacak
tşci Sağlığı ve İş Güvenliği Ted-
birleri Tüzüğü'nün 186. mad-
desine göre, grizulu ve yangı-
na elverişli damarlann bulun-
duğu ocaklarda, tüm işçilerin
bellerinde "ferdi karbonmo-
noksit maskesi" taşımalan ge-
rekiyor. Ancak ölümlerin bü-
ytik bölümünün karbonmo-
noksit zehirlenmesinden mey-
dana geldiği belirlenirken,
TTK'nın, tanesi 2 milyon Ura-
dan satılan bu maskeleri dağıt-
madığı, hatta satm ahnadığı
öğrenildi.
TTK Genel Müdürü Özer
Ölçer, kurtarma ekiplerine gaz
maskesi verildiğini ve galerile-
rin belli bölgelerinde oksijen
tüpleri bulunduğunu söyledi.
Zonguldak Cumhuriyet Baş-
savcısı Ali Muhlis Karakaş ise
ölümlere grizu patlamalannın
yol açması nedeniyle otopsiye
gerek duyulmadığını açıkladı.
Işçiler üzerinde otopsi yapılma-
dığı için, maskesizliğin kaç iş-
çinin canına mal olduğu kesin-
lik kazanmadı.
Kesinlik kazanamayan bir
nokta da, patlamanın nasıl
meydana geldiği. Olaya, büyük
bir olasıhkla, metan gazı püs-
kürmesinin ardından gelen bir
grizu patlamasının ve bu pat-
lamayı izleyen zincirleme kö-
mür tozu patlamalanmn yol
açtığı tahmin ediliyor. TTK İş
Güvenliği Daire Başkam Cahit
Ülker ise, metan gazı püskür-
mesinin sözkonusu olamayaca-
ğını, taban ve anayollarda 25
metreden sondaj yoluyla gaz
ölçümleri alındığını, ancak ola-
yın bu kadar geniş bir alana ya-
yıknasının kömür tozu patla-
maları olduğu yönündeki gö-
rüşleri güçlendirdiğini söyledi.
Ülker, "Grizu patlamasının
gerçekleşmesi için metan gazı
oranının yüzde 4.5 ile yüzde 9'a
çıkması, ısmm 650 dereceye
yükselmesi ve aynca ortamda
kıvılcım olması lazım" dedi.
Kozlu'daki son patlamaya
ilişkin aynntılann ötesinde,
ocaklardaki genel iş güvenliği
sorunu da tartışılan noktalar
arasında. TTK Genel Müdür
Yardımcısı Vahit Çelikel, gaze-
tecilerin bir Amerikan fırması
tarafından ocaktaki metan ga-
zımn mekanik yollarla boşaltıl-
masına yönelik bir sistem için
TTK'ya teklif verilip verilme-
diği yolundaki sorusuna karşı-
lık firmamn resmi başvuruda
bulunmadığuu söyledi.
Ulaştnma
• (Baparafi 1. Sayfada)
kuzeni Soylu, Gülfidan'ın orta-
ğı olan Manioğlu'nun eniştesi
olduğu gibi, her ikisi de aynı za-
manda 1974 yılında kurulan
Boyman Boya ve Kimya Sana-
yii'nin ortaklan arasında yer alı-
yor.
Bu şırketin yan kuruluşu Tur-
ko\l şirketi ise. Hüsevin Mani-
oğlu'nun babası ve Errîan Soylu'-
nun kayinpederi olan Adil
Manioğlu'na ait. TurkoyPun De-
niz Nakliyatia olan ücari iş ilişki-
sinin 1980 yıhnda teftiş kurulu
raporuyla kesildıği ve şirkeün ka-
ra listeje abndığı. ama Gülfıdan
genel müdürlüğe geldikten sonra
Denız Nakliyat'm teftiş kurulu ra-
porunu gözardı ederek söz konu-
su fırmavla iş vapmak için hazır-
lıklara başladığı belirlendi. Yılda
yaklaşık 6.5 mily ar lirahk boya tü-
keten Deniz Nakliyat'm, Tur-
koyl'dan yaptığı ahmlarda vasıf-
sız ve gcmıİerde kullanılamaya-
cak boya aldığı. teftiş kurulu
raporuyia belirlenmişti. Genel
müdür yardunahğına getınlen
Mehmet Çinçik'in de kurumun
zarara uğratıldığı söz konusu
alımlar sırasında malzeme ıkmal
müdürü olduğu ortaya çıkü. Tur-
koyl. sanki bu olay lar hiç yaşan-
mamış gibi 7 şubatta Deniz Nak-
liyaü Malzeme İkmal Başkanlığı'-
na gönderdiği yaada. ihalelerde
kendilerinden de teklif alınmasını
istedi.
Hazine'nin başı yine parayla dertte
• (Baparafi 1. Sayfada)
14 tnKonluk ödeme için bugünkü aşa-
mada Hazıne'nin Merkez Bankası nez-
dinde 5 trilyon lira. Ziraat Bankası'nda-
ki "tek hesap"ta da 1-1.5 trilyon lıralık
bir nakıt olanağı bulunduğu belirlendi.
Kalan 7.5-8 tnlyon iiralık acığın nasıl
karşılanacağı konusunda ise son günler-
de Devlet Bakaru Tansu Çıller"in baş-
kanlığında bazı çahşmalar yapıldığı be-
lirtildi.
Maaş ve ıç borç ödemelerinin aynı
günlere rastlamasının yarattığı bu soru-
nun nasıl aşılacağı konusunda ekonomi
kurmaylan arasında görüş birliği de sağ-
lanamadığı gözlenıyor.
Devlet Bakanı Çiller, faizleri aşağı
çekmek, Hazıne' de iç borç stokunu ha-
fifletmek amacıyla kamunun borçlan-
masını azalıma görüşünü savunuyor. Bu
nedenle de 4 mart günü yapılan bono
ihalesinde Hazine sadece 142 mılyar lıra-
lık kâğıt satmakla yetındı. 10 mart günü
yapılacak 12 ay vadeli tahvil ihalesinde
de Çiller ve Hazine'nin faizi düşüıme yö-
nündeki bu uygulamayı sürdürmeleri
bekleniyor. Ancak bu ihalede de satış
miktannın düşük tutulması halinde
Merkez Bankasf nın parayı ve dövız kur-
lannı kontrol altında tutabilmesınin ola-
naksızlaşacağı savunuluyor. Bu durum-
da aynca para programında öngörülen
yıllık lımıtler de yılın ılk 2.5 aylık döne-
minde aşılmış olacak.
Kamu kesimının fınansman yükünün
gıderek yoğunlaşması. Merkez Ban-
kasfnın pıvasadakı fazla parayı geri çek-
me olanaklannı da büyük ölçüde azalttı.
Merkez Bankası pıyasadaki fazla parayı
açık piyasa ışlemleriyle ve döviz satarak
gen çekiyordu. Dövız piyasasına yapılan
müdahalelerle bir yandan kurlarda istık-
rar sağlanması. diğer yandan da para
fazlasının çekilmesı amaçianıyordu.
Ancak bu uygulama. Merkez Ban-
kasf nın döviz varlıklarını büyük ölçüde
eritti. Zorunlu devirlerle her ay ortalama
300 milyon dolar dövız satın alan Mer-
kez Bankası son dönemde her ay aldığı
bu dövızleri fazlasıyla geri satmaya baş-
ladı.
Demirel hükümetinın kurulmasından
bu yana geçen 3.5 ayda döviz varlıklann-
da toplam 850 milyon dolarhk azalma
meydana gelirken 20 Kasım 1991 günü
400 milyon dolar fazla veren net dış.var-
lıklar kalemi de 4 martta yaklaşık 200
milyon dolar açık verdi.
Bu arada, 20 kasım 1991-4 mart 1992
tanhlen arasındakı sürede Merkez Ban-
kası'nın toplam iç kredıleri yuzde 22.2"-
lik artışla 69.9 trilyon liraya yükselirken.
toplam 12.7 trilyon İiralık artışın 11 tril-
yon 670 milyar ürası kamu kesimi kredi-
lerinden kaynaklandı. Bu dönemde
Hazine'nin kullandığı kısa vadeli avans
mıktan da 10.1 trilyon liradan 15.6 tril-
yon liraya yükseldi. Ancak bunun sade-
ce 302 milyar İiralık bölümü emisyona
yansıdı.
Demirel hükümeti döneminde başlıca
parasal büyüklüklerde meydana gelen
değişim şöyle:
20 4 Fark Fark
kasım mart TL (%)
Top İÇ KREDİLER 5721169921 12710 22 2
A-KAMUKESİMINE 52 063 63 730 11667 22 4
KVAkullarumı
B- BANKALARA
MERKEZ BANKASI
PARASI .
Emısyon
DIŞVARLIKLAR
10 138 15 570 5 432 53 6
5 148 6191 1043 20 3
41627 50 188 8 561 20 6
22 268 22 570 302 14
37 703 40 320 2 617 6 9
U( Baparafi I. Sayfada)
ba-
lıkçı teknesi, 5 Mart 1992 tari-
hinde içersinde biri kaptan ol-
mak üzere 6 mürettabatı ile sa-
bah saat 04'te avlanmak için
Yahkavak limanından denize
açıldı.
Hareket ettiği Yahkavak'a 15
mil mesaf ede Tekağaç Burnu ile
4 mil mesafede bulunan Farma-
kos Adası arasında 3 mil mesa-
fede Türk karasulannda avla-
nırken saat 17.30 sulannda Yu-
nan devriye botunun saldınsına
uğradı.
Daha sonra kaçmayı başaran
tekne, Yahkavak limanına
döndü.
Teknede bulunanlar olayı
şöyle anlattılar: "Farmakos
Adası'na yaklaşık bir mil açık-
ta Türk karasulannda avlanır-
ken aniden beliren Yunan hü-
cumbotu bizi arkadan yakala-
yarak Yunan sulanna çekmeye
çalıştı. 250 kulaç tel, 120 kulaç
halat, 25 kulaç ağı bırakarak
kurtulmaya calıştık. Bunun üze-
rine bottan yaylım ateşi açıldı.
Yunan hücumbotundan ateş
ediliyordu. Kurşunlar geçiyor-
du. Takriben 1000-1500 kurşun
sıkılcfi."
Saldın sırasında kiptamn ya-
nında bulunan ve olayı hafif ya-
rayla atlatan tekne sahibinin oğ-
lu gemici Mustafa özmen ise
olayı şöyle anlattı: "Hiç bekle-
mediğirruz ani saldında şoka uğ-
radık. Arkadaşlar kamaralara
kaçarak canlannı kurtarmaya
çalışıyorlardı. Kaptan, açılan
ateş sonucu vurularak yammda
öldü. Ben ise haflf yaralanmış-
tun. Yere yatarak kurşunlardan
korunmaya çahşarak teknenin
rotasını Yahkavak'a çevirdim.
Bir yandan da telsizle yardım is-
tedim."
Atina'dan Kıbrıs suçlaması
Aiına'dan muhabırımız Stelyo
Berberakis'in bildirdiğine göre
Yunanıstan Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Emanuil Kalamidas.
olayia ilgili olarak bir protesto
notası verilmesi için Ankara
Büyükelçiliği'ne talimat verildi-
ğini söyledi.
Kaiamıdas. Kıbns konusuna
değinırken de "BM Kıbns özel
temsılcılennin geçen hafta An-
kara'dan Atina'ya getirdikleri
mesajlar. Kıbns sorununun
çıkmaza girmesinden. BM'nın
bu yoldaki uğraşılannın ürün
verememesinden Türkıye'nin
sorumlu olduğunu göslcrmiş-
tır" dedi. Kalamidas. bu koşul-
lar altında Türk-Yunan ilişkile-
rınin düzelmesi yolundaki
uğraşılann sürdürülemeyeceği-
ni sözlerineekledi.
Bakü yönetimi çöktü
• (Baparafi 1. Sayfada)
sürdürdüler. Bunun sonucu
olarak Mutıalibov, bakanlar ve
milletvekilleri. binada mahsur
kaldı.
Azen polisinin müdahale et-
memesi nedeniyle olaysız geçen
gösteri sırasında, önceki gece
binanın çev resine Azerbaycan'-
dakı eski Sovyet Ordusu alayın-
dan askerlerin se\k edilmesi
üzerine kısa bir gergınlik yaşan-
dı. Göstericiler olaya büyük
tepki gösterirken, Azeri miîlet-
vekili ve aynı zamanda Şuşa
bölgesi direnış kuv-vetleri ko-
mutanı olan Rahim Gaziyev,
bir konuşma yaparak Rus as-
kerlerinin derhal geri çekılmesi-
ni. aksı halde çok büyük bir
çatışma çıkabileceğini söyledi.
Askerlerin geri çekilmesi üzeri-
ne gerginlık gıderildi.
Gösterilerin kesintiye uğra-
madan dün de sürmesi üzerine
Muttalibov. mahsur kaldığı
parlamento binasında muhale-
feı temsilcıleriyle bir göriişme
y aptı ve ardından Yüksek Mec-
lis Başkanhğı'na istifasını verdi.
Muttalibov. akşam saatlerin-
de de parlamentoda bir konuş-
ma yaparak istifasını resmen
açıkladı. Bakü'dan Hıcran Öge
Goltz'un bildirdiğine göre
Muttalibov, konuşmasında,
"İki gündür burada birbirimiz
incittık.Kabul etmeliyim ki bu-
rada ve dışanda tahribat olabi-
lir, kan dökülebilir. Bu halk
karşısında istifa ediyorum" de-
di.
Karabağ'da önceki gece bo-
yunca devam eden çatışmalar-
da, Azeri direnişçilerin Marda-
kert yöresinde Ermenilerin
denetimindeki Kazancı köyü-
nü ele geçirdikleri bildirildi. In-
lerfaks ajansımn Erivan'daki
Ermeni kaynaklara dayanarak
verdiği habere göre çaüşmalar
sırasında köy de ağır rıasar mey-
dana geldi.
AFP ise Akdam-Hankenti
karayolu üzerinde. Askeran ya-
kmlannda Ermeni mılislerin bir
köprüyü havaya uçurmalan sı-
rasında çıkan çatışmada 6 Aze-
rinin öldüğünü bildirdi. BDT
askerleri de köprünün havaya
uçurulduğunu ve Akdam-Han-
kenli karayolunun tümüyle
mayınla döşendigini doğruladı.
AA'mn haberine göre Azeri
kuvvetleri, bölgedeki en büyük
Ermeni yerleşim merkezlerinden
biri olan Askeran'a girdi.
KULIS
DIŞYÜKÜMLULUKLER 3S 774 41 485 5 711 16 0
NETDIŞVARLIKLAR 1 929 -1 165 -3094 -60 4
• (Baparafi 1. Sayfada)
Tasarruf Genelgesi'yle üst düzey yöneticiler dışında kalan
kamu görevlilerinin telefonlan şehirlerarası ve uluslararası
görüşmelere kapaührken araç telefonlanndan bir yılda yapılan
görüşmelerin tutanmn 3 milyon lirayı aşan bölümünün
kullanandan tahsıl edilmesi hükme bağlanıyordu. Genelgeye
göre yurtiçi seyahatler uçak dışındaki araçlarla yapılacak.
kablolu TV yayını alan kamu görevlileri tesis ve abone
bedellerini kendileri ödeyecekler, yeni yılda hiçbir sosyal tesis
satın alınmayacak ve inşa ettirihneyecek ve bu tesislerden
yararlananlardan rayice yakın konaklama ve yemek bedeli
alınacaktı. Artık bin lira yemek, 100 lira çay parası verip gecesi
iki bin liraya konaklayarak beleş tatil yapmak yoktu. Bih'msel
niteliği olmayan ve bazı kurumlar ile personeli tamtmak
amaayla çıkanlan periyodik yayınlara son verilirken bazı
yayınlan desteklemek için yapılan blok ahmlara da son
veriliyordu. Kısacası, kamuda israfı önlemek için birdizi
tasarruf önlemi sıralanmıştı. Zaten çiftçi. Bağ-Kur ve belediye
borçlanm silen hükümetin paraya ihtiyacı vardı. Öyle ya,
tasarruftan zarar gelmezdi!
Ama bu kez öyle olmadı... Genelgede sayılan tasarruf
önlemleri bu kadarla kalmıyordu. Genelgeye göre bütün kamu
kuruluşlan hizmetlerini mevcut binalannda sürdürecekler,
yeni hizmet binası satın alamayacaklar ve
kiralayamayacaklardı. Bir yasak daha vardı ki kamu
kuruluşlanrun, özellikle kamu bankalannmelini ayağım
bağlamıştı: 1992 yılında demirbaş alınmayacaktı! Yöneticiler
ne yapacaklannı şaşınruşlardı. Örneğin Ziraat Bankası yeni
şube açmak istiyor, ancak ne bina alabiliyor ne de
kiralayabiliyordu. Diyelim ki depolanndan birini boşalttı ve
şube olarak düzenlemeye karar verdi. Bu sefer de içini
döşeyemiyordu.
Sorun, üçüncü aybk basm toplantısından sonra Başbakan
Süldyman Demirel'e de iletilmiş, o da müsteşan Necdet
Seçkınöz'e havale etmişü. Yöneticiler, kollanru göğüsleri
üzerinde kavuşturmuş çaresiz beklerken "genelgeler de
Cumhurbaşkanı Özal'ın onayına sunulsa bu dikkatsizlik
önlenirdi" şeklinde söylentiler yayıh'yordu!
Şöylentıyiyayanlar haksız dasayılmazlardı! Cumhurbaşkanı
Özal, ihracata ilişkin üç Bakanlar Kurulu karanru "maddı
ha's" nedeniyle veto etmemiş miydi?