Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
" 7 MART1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR SANAT 13
fhbek, italya'da birincl
j±A(hmir)- İtalv ada düzenlenen
""Uluslararası Scacchiera 92 Kankatür
"Yanşması'nın bant kankatürdalında
İMrinalik ödülünu Izmırh sanatçı Eray
Özbek kazandı. 32 ülkeden 335
sanatçının 2 bin yapıtla katıldığı
yanşmada birincibğı 'Şanssızlık' konulu
ltarikatürü ıle k&zanan Eray Özbek'e
ödiilü. 25 nisanda Marostica'da
düzenlenecek törenle verilecek. Yanşma
jürisi yüksek düzeyde özgünlük ve
yaratıcüık gösteren çok sayıda yapıtın
arasından Eray'ın yapıtını "Canh bir
mi7ahi guç ve temsıl mahareti ile
geliştirilen öykünün tatlılığı" nedeniyle
h>i_rincıliğe değer buldu. Aynı dalda
TOrkiye'nin ardından Italyan karikatürist
Lkincı olurken Mısırb bır sanatçı
üçüncülüğü kazandı.
Tarihçinin Muttağı
Kfiltür Senisi- Tarih Vakfı tarafmdan
dördüncüsü düzenlenecek olan
"Tarihçinin Mutfağı" adlı toplanü
dizisinde Prof. Dr. Semavi Eyice konuk
olacak. Sanat tarihçisi ve arkeolog olan
Eyice, Bizans sanatı üzerine yaptıgp
incelemelerle tanınıyor. Türkiye'nin
çeşitli yerlerinde\e yurtdışında, özellikle
Balkan ülkelerinde inceleme ve
araştırmalar yapmış olan ünlü bilim
adamının tarih ve arkeoloji alanında
verimli çalışmalan bulunuyor. Marmara
Belediyeler Bırliğj Konferans Salonu'nda
bugünsaat 14.00'tegerçekleştınlecek
olan toplantıda Eyice. araştırmalannı
nasıl yürüttüğü konusunda çeşitli
açıklamalarda bulunacak.
Üç yeni bale
Kültür Senisi- İstanbul Devlet Opera ve
Balesi'ndebugünden ıtibaren tek
perdelık üç yenı bale sahnelenmeye
başlıyor. Chopin'in müziğiyle,
koregrafısıni Fokıne'nin yaptığı 'Les
Sylphıdes', Rahmanınofun müziğiyle
koregrafisini Geyvan McMillen'ın
yaptığı 'Rapsodi' ve Minkus'un müzi-
ğiyle koregrafisini Petıpa'nın yaptığı
'Paquita' balelen, bugünden ıtibaren
izlenebilecek. Orkestra şefligını Elşad
Bagirov'un üstlendigi üç baleyi de
Geyvan McMillen şahneye koyuyor.
Dekorlannı Emin Üçer, kostümlerini
Ayşegül Alev haarladı. Işık düzeni ise
Ahmet Defne'ye an. Başrollerde
oynayan sanatçılar ise Sibel Sürel, Ugur
llter, Çiğdem Gür, Denız Berge, Ayfer
Zeren, Lale Sezgin, Hülya Aksular ve
Oktay Keresteci.
Adalı'nın desenleri
Kültür Senisi- Altan Adah'nın desen
sergjsi 28 marta dek Taksım Atatürk
Kitaphğı'ndasürüyor. 1939-1987 yıllan
arasında yaşayan ressam Altan
Adah,Güzel Sanatlar Akademisi Resim
Bölümü Zeki Faik İzer Atölyesi'nde
öğrenım gördü. 1968yılındaburs
kazanarak Pans'e giden ve burada
Deıx-Sept, S. William Hayter
Atölyesi'nde resim ve gravür
çalışmalannı sürdüren sanatçı, 1973
yıhnüa Türkiye'ye dönerek Mimar Sman
universitesi'nde çahşmaya başladı.
'Resim sanatında nesne kavramf üzerine
araştırma tezi bulunan sanatçının yurtiçi
ve yurtdışı koleksiyonlarda yapıtlan
bulunuyor.
Gümüşün konserlepi
CUMHURfYET(Samsun)- Dünya
Kadınlar Günü kutlamalan nedeniyle
sanatçı Mehmet Gümüş konserler
verecek. Mehmet Gümüş'ün ilk konseri
bugün Çarşamba'da gerçekleştirilecek.
Sanatçı yann Trabzon'da, lOmart sah
günü de Samsun'da iki konser daha
verecek.
Ölçer'in konferansı
AAflstanbul)- İslam Tarih, Sanat ve
Kültür Araştırma Merkezfnip
(IRCICA) düzenlediği 'Türk İslam
Eserleri Müzesi ve Koleksıyonlan' bugün
gerçekleştirilecek. İslam Tarih, Sanat ve
Kültür Araştırma Merkezi tarafından
geleneksel olarak her ay iki kez
düzenlenen konferansta, Türk İslam
Eserlen Müzesi Müdürii Nazan Ölçer
konuşacak. Yıldız Sarayı Çit Kasn'nda
düzenlenecek konferansta, Türk İslam
eserierinın tarihcesı ile Türk İslam
Eserlen Müzesf nde bulunan
koleksiyonlar tanıtılacak.
ÜntiressanSStaöMü
• AA (Paris) - Portekiz asıllı ünlü
Fransız ressam Maria-Helena Vieira da
Silva öldü. 83 yaşındaki Vieira da
Silva'nın bugün Paris'teki evinde
kanserden öldüğü kaydedildi.
Portekiz'in başkenti Lizbon'da doğan
ve 1956 yüında Fransız vatandashğına
geçea Vieira da Silva, soyut
kompozisyonlan ile tanınıyordu.
RAJl IM ,. M ^ ^ I I
• VII I Hi atymn •o<^| • •*
bılgı edınmek J J t t
il» ılgili
ıstenenız
Beyoâlv
İSTANBUL
Aristofanes'in "Kuşlar"ı Şehir Tiyatrolan'nda hangi metinle sahnelendi?
Uyarlama mı, çevîrinin çevîrisi mi?GÜNGÖR DtLMEN - Afişlerde' Ya-
zan Aristofanes - Gencay Gürün'
diyor. Demek iki yazarh bir
oyun? Aristofanes bu ortakhğa
raa mı? Çevirenlerin adlan niye
yok? Bunun gibi birçok sorular
günlerdir kafamdan geçiyor.
Şehir Tiyatrolan kurulduğundan bu ya-
na, klasikîeri asıllanna en yakın biçimde
sahnelemeye özen göstermiştir. Geleneğln-
de bu saygılı davranışın örnekleri pek çok-
tur. Esasen ödeneklı tiyatrolann görevle-
rinden biri de, yerli oyunlann yanı sıra
dünya tiyatrosunun seçkin örneklerini ta-
nıtmaktır. Seyircimizde -özellikle öğrencı-
lerde- tiyatro kültürü denen şey başka türlü
nasıî oluşabilir?
Gencay Gürün, klasik tiyatronun başya-
pıtlanndan birini almış, günümüze 'uyarlı-
yorum' diye aklına estiğı gıbı üstünde ka-
lem oynatmış, sonra kendi adını Aristofa-
nes'in yanına ekleyıvermiş. Bu kadanna
kımsenin hakkı olmamalıydı, ama yapılan
aynen bu. Aristofanes'in 'Kuşlar'ını gör-
meye gelen seyircıye başka kuşlar sunulu-
yorsa bu tiyatroda bir şeyler yanlış oluyor
demektir. Hem de iyice yanlış.
Ancak, ben burada Aristofanes'in başı-
na gelenleri anlatacak değılim. Bu ayn bir
tarüşma konusu olmalı. Yazım, çevıri hak-
lanyia smırlı kalacak. 'Kuşlar' oyununu
Yunanca aslından en yetkin biçimde Türk-
çeye çeviren iki dil ustamız Azra Erhat ve
Sabahattin Eyuboglu. Gencay Gürün bu
'uyarlama' işinde onlann kıtabını kullan-
mış, ancak nedense uyanna gelmedıgı ıçın
adlannı anmamış, çeviri haklanndan mah-
rum etmiştir. Kısacası bir çeviri korsanlığı
söz konusu.
Gencay Hanım "Erhat - Eyuboglu çevi-
risini kendine mal etmek içın klasik çarpıt-
ma yöntemini kullanrruş: Diyelim, bir
cümlede üç sözcük çıkanhp yerine iki ben-
zer sözcük konursa, kimi sentaks kaydır-
malan yapılırsa, cümle tanınmaz hale gelir.
Yani, gerçek gerçek sahibinin iyeliğinden
çıkıp -hele sahibi ölmüşse - kullananın malı
olur!
Ömekleyelim: (Kuşlar ülkesınde surla-
nn nasıl yapıldığı anlatıbyor.)
Erhat - Eyuboglu çevirisi)
- Otuz bin kadar turna geldi Libya'dan, /
Temel taşlannı kursaklannda getirdiler. Su
tavuklan ükır ükır yonttu taşlan. / On bin-
lerce leylek tuğla taşıdı. / Suyu dere kuşlan
Aristofanes'in "Kuşlar" oyunu, İstanbul Belediyesi Şehir Tıyatrolan'nca sahndenmişti.
getirip boşalttı havadan.
- Harcı kım getırdı?
- Balıkçıllar teknelerle.
- Pekı, ama harcı nasıl koydular tekneye?
- Yaman bir çare buldular buna. / Kaz-
lar kürek gjbi daldınp ayaklannı. Pat pat
aüverdiler harcı teknelere.
- Kazın ayağı neymiş meğer!
- Hele ördekleri görseydiniz ördekleri. /
Göğüslerinde taşıdılar tuğlaları. Ya kır-
langıçlar, sıvacı yamaklan gibı, / Sırtlann-
da mala, gagalannda harç, / Vızır vızır işle-
diler havada.
- Sonra ağaç işlerini kim yaptı?
- Ağaçkakanlar ne güne duruyor? / Ka-
pılan biçimine sokuverdiler.
(Gencay Gürün metni)
- Libya'dan 30.000 turna geldi temel taş-
lannı geürdi. Leylekler tuğlalan, pelikan-
lar da gagalanyla su taşıdılar.
- Harcı kım getırdı?
- Balıkçıllar tabıi.
- Teknelere nasıl boşaltıldı?
- En esaslı buluşumuz. Kazlar ayaklannı
kürek gıbi kullandılar.
- Enfes.
- ördeklerin önlüğü olduğu için tuğlalan
onlar ördü. Kırlangıçlar da hem gagalany-
la taşıyor, hem de kuyruklannı mala gjbi
kullanıyordu. Görülecek şeydi...
- Peki tahta bölümleri nasıl hallettiniz?
- Onlan agaçkakanlar halletti. Gagala-
nyla tak tak tak tak kapılan biçimleyiver-
diler.
Ya da şu cümlelere bakalım:
(Erhat - Eyuboglu)
- Herif paraaklannı sayarken, / Ya da
hamamda yan gelıp yatarken. / Bizim at-
maca sessizce inıverir kesesine, / İki koyun-
luk parayı alıp götürür tannya.
(Gencay Gürün)
- Herifparacıklannı sayarken ya da ban-
yosunda keyifçatarken. Atmaca bırdalışta
iki koyun bedelini gagasına sıkıştınp Tan-
nlara götürüverir.
Bunlar gibi sayısız sahneleri karşılaştır-
dığımızda ikınci tekstın Erhat-Eyuboğlu
çevirisinden türediğini pekala anlıyoruz.
Sözcüklerideğiştirerek başkasuun emeğtne
konma kurnazhğı bır yerlerden mutlaka a-
nür, kuşkuya yer bırakmayacak biçimde
kendini ele verir.
Şimdi, lütfen şu konuşmaya bakabm:
- Tarlakuşu kuşlann en eskisidir. Ve
dünyadan önce yaraülmıştır. Babası hasta-
hktan ölmüş, / Ne dünya ne de toprak ol-
madığı için, beş gün mezarsız kalrruş baba-
sı. Bakmış hiçbir yere gömemiyor, ne
yapsın, / Yarmış kendi kafasmı, gömmüş
içine.
- Desene Tarlakuşunun babası Tarlaba-
şında yatıyor?
Aristofanes bizim Tarlabaşını biliyor
muydu yoksa? Erhat-Eyuboğlu yazann
sözcük oyununu ustalıkla bire bir karşüa-
mış. Sayın Gürün Erhat-Eyuboğlu ikilisi-
nin damgasını taşıyan bu özgün çevinyi ol-
duğu gibi kullanmakla yaptığı işin niteli-
ğini açığa vunıyor.Oyunun sonlannda
Zeus sağkolu Basileia'yı evlenmesi için Gü-
vendost'a gönderir. Basileia Ece, Kraliçe
demek. Aynı sözcük aksan değişıkliğı ile
'iktidar, egemenlik' anlamına da gelir. Er-
hat- Eyuboglu bu sözcüğün iki anlamını da
birleştirerek 'egemen sultan' diye bir
karşılık bulmuşlar. Bu da onlann özgün
yorumu. Başka dillerdeki çevirilerde böyle
bir şey yok. Gürün. bunu da nedır ne değil-
dir diye düşünmeden alıp 'Egemen Kız'
diye anlamsız bir hale getirmiş. • •
Ya, şuna ne buyurulur?
(Pıç olduğunu ıma ederek Herakles'e so-
ruyorlar):
- Sana hiç nüfus kâğıdı cıkartü mı baban?
Yunancasında 'Baban seni oymağı ile
tanışurdı mı?' deniyor. Demek o çağlarda
yeni doğan çocuklar, aralannda kan bağlı-
lığı olan oymak üyekrine tanıülırmış. Er-
hat-Eyuboğlu burada da çok hoş bir karşı-
bk bulmuşlar, esprinin hakkını vermişler.
Sayın Gürün ise çevirmenlerimizin özgün
yorumunu "Baban seni nüfus memurluğu-
na götürdü mü?' diye değiştirmeye kalk-
mış. Demek bizim memlekette babalar
yeni doğan çocuklannı kaptıklan gibi nü-
fus dairesine götürüyorlar? İşte bu komik-
lik Aristofanes'te yok. (Gencay Gürün'ün
metninde aynen böyle yazıh. Sahnede ise
oyuncular, belki sağduyulannı kullanarak
tümceyı "Senin nüfus kütüğun nerede?' di-
ye degışünyorlar. Her iki halde de Erhat-
Eyuboğlu çevirisinden çarpıtmadır.
Başka yazarlann emeğıni kendine mal
etmek eylemine Baü dıllennde 'plagiarism'
deniyor, bizim eskı dılde 'intihal'. Biz aca-
ba ne desek?
Naile Akıncı'nm sergisi bugün Kile Sanat Galerisi'nde açılıyor
Doğa ressamından Eyüp resimleriFATMAORAN - Naile Akına'nın
son üç yılda yaptığı ve olgunluk
döneminin yapıtlan olarak nite-
lendirilen otuz beş yağlıboya tab-
losunun yer aldış sergi, bugün
Kile Sanat Galerisi'nde açılıyor.
Naile Akıncı, 1952'de Devlet Güzel Sa-
natlar Akademisi yüksek resim bölümü,
Zeki Kocamemi atölyesinden mezun olup
halen profesyonel anlamda çahşmalannı
sürdürmeyi başarabilen bir kadın sanatçı-
mız.
Naile Akına, figüratif resimdeki anlayı-
şını; desene, kompoasyona ve resimsel
mekâna bağlıbğını sürekli koruyup geliştı-
rerek olgunluk dönemine erişmiş bir sanat-
çımız. İçe dönük, sessiz, sakin, fazla hassas
kişiliğınin ardındaki kararlı ve ödünsüz ya-
pısı kendini hemencecik gösteriyor. Kaf-
kas kökenli bir İstanbul hanımefendisi.
Soyut ile somutun,figüratifıle non-fıgü-
ratifın duyarh bir denge içinde birleşımiyle
kendine özgü bir resim dıü oluşturan Naile
Akma'nm resimlerinde renk ve çizginin
özgün bir tadı var. Renk dedim de; yeşiller,
maviler, su, ateş ve toprak renklennın ton-
lan neredeyse tek renkçi bir anlayışla ku-
cakhyoriar birbirlerini.
Balıkcı bannaklan, liman görünümleri.
Naile Akıncı'nın resimlerinde ustaca sindirilmiş Türk naluş duyaruğı göze çarpıyor.
ağ ayıklayanlar, balıkçılar, köy pazarlan,
Çingeneler, ağ örenler. yöre ınsanlannın
portrelen, atlar ve kedılcr Naile Akıncı'nın
belli başh konulan. Ancak 'konu'. Akına
için bir 'hareket noktası', resmın oluşu-
munda kullandığı bir 'araç' sadece.
Resim yaparken bır 'hareket noktası'
olarak ele aldığı konuyu, resim dili ve ken-
di plastik değerlen ıle yansıtmayı; kendi
üslubu ve sanat anlayışı doğrultusunda
yapıtlannı oluşturmayı amaçlayan Naile
Akına, resmı çevrenin ve toplumun res-
samdaki yansıması anlamında kabul edi-
yor; dertleri, sorunlan, kültürü, renkleri,
estetık ve görüntüsel tüm canhhğıyla bir-
likte.
Naile Akına'yı 1950'li yıllardan beri en
çok etkileyen yer, İstanbul'un Eyüp semti.
Mistik İstanbul'un kendine özgü atmosfe-
rini yansıttığı 'Eyüp' resimlerinde benzer-
sizmekândüzenlemelerigözeçarpıyor;renk
ve çızgilerine bir de minyatür tadı katarak
Eyüp'ün şıınni çiziyor sanki. İçtenlikle ye-
teneğin, duyarlıkla tekniğın bırleştıği re-
simler bunlar. Akma'nın 'Eyüp' resimleri-
ne baktığınızda (resimlerde yer alamasa
bile) aynalı beşikteri, zilli tefleri. o eski o
rengârenk Eyüp oyuncaklannı da görebili-
yorsunuz, İtalyan yazar Amıcis'in "Fevka-
lade bir sessizliğe gömülmüş anstokratik
bir mahalle gıbı uhrevi bir hüzünle beraber
dünyevi bir hürmet hissini ilham eden
bembeyaz, gölgeh ve şahane bir güzelliğe
sahip bir mezar şehndir" diye yazdığı
Eyüp'ü de...
Çocukluğunun geçtiği Eyüp semtinden
başka Büyükdere, Bebek, Amavutköy,
Kadıköy, Mudurnu, Marmara ve Ekinlik
Adalan'nın görünümleri gibi daha pek çok
yer de Akına'nın paletınde renk bulmuş.
Ancak ne Eyüp ne de başka yörelerden
yaptığı peyzajlarda hiçbir zaman 'konu'ya
saplanıp kalmamaya özen göstermiş Naile
Akına; çünkü o, gördüğünü değil, yap-
mak istediğini ön planda tutan bır res-
Kısafilm
sonuçlanAA (Ankara) - 4. Ankara Uluslararaa
Fibn Festıvali kapsammda beş dalda dü-
zenlenen 'kısa fılm ve belgesel yanşması'
sonuçlan beUi oldu.
Nazlı Eray başkanlığında toplanan ve
Prof. Şahin Yenişehiroğlu, Doç. Faruk
Kalkan, Erim Gözen ve Dr. Yavuzer
Çetinkaya'dan oluşan yanşma secici ku-
rulu. basm toplantısıyla karannı açıkla-
dı.
Kurulun dört daldaki ödülleri oybirli-
ğiylc paylaştırdığını belırten sözcü Ya-
vuzer Çetinkaya, 8 mm. dalında yanş-
maya katıltm olmadığını söyledi.
Çetinkaya'nın verdığı bilgiye göre 'vi-
deo yapım dalı'nda Melih Kançelik,
'Yolculuk' adlı çalışmasıyla birincibği el-
de ederken bu dalda Duran Dolu, 'Yön'-
le seçicıler kurulu özel ödülünü kazandı.
Fethi Kaba'nın 'çevre üzerine minik
bir fılm' başlıklı esen 'canlandırma dalı'-
nda birinci seçilirken bu dalda Nilgün
Bayraktaroğlu da 'sıfır Noktası' adlı ça-
lışmasıyla seçialer kurulu özel ödülünün
sahibi oldu.
Seçicıler kurulu özel ödülünün veril-
mediği '16-35 mm dah'nda ise 'Lapsus'-
un yönetmeni Mustafa Alüoklar birinci
oldu
'Belgesel dah'nda da 'İzmir İzmir' adlı
eseriyle Ragıp Taranç birincilik, Enis Rı-
za da, 'Zamana Kanşmak' adlı filmiyk
seçicıler kurulu özel ödülünü kazandı.
Galeri • Atölye 2 3 2 6 4 2 6 B 23O 21 87
CltiİİİttİT I«LİJİ 1182 İİIIİILI1L ETKİItÜIlEKİ
URART
SANAT GALERİLERİ
M.StNKİL
Resim Sergisi
27Şubat-17Mart'92
Abdi İpekfi Cod. No:l 8 Nısantaşı
Tei 241 21 83 -24803 26
GORBONl
SfflAJ^GALERİSİ
0 I L E K
1 Ş I K S E L
Resim Sergisi
5Mart-31Mart1992
BAÖDAT C*D 306 A E
NAİLE AKINCI
Resim Sergisi 7 Mart-31 Mart'92
Cevdet Paşa Cad. NO: 38 Bebek Tel: 265 74 96
BENADAM
NURİ ABAÇ
Resim Sergisi
8 Subat 1992
21 Mart 1992
Moda Cod No 220 226
Kudıkoy Tel 3*5 97 14
MEHMET
KOYUNOĞLU
Galeri Ne\
MaçkaC.33/B 1316763
3 24MartW<>2 H 00 1800
faareünlendımla'
IsnUalCaddesıHl
Beroğlu banbul W 152 1P "S
Resim Sergjsi
ALIISMAIL TUREMEN
G U A M I S U U G ^ E R I S I
ARKEONSANAT GALERISI
ŞİRİN İSKİT
Resim Sergisi
5-28 Mart 1992
İskele Out. SoİMine Sok Ho:19
OrtaköyTei:259 92 57
METE
ÖZGENCİL
Resim Sergisi
21 Şubat - 11 Mart'92
GALERİHfe
IPBALDEM
Valıkonagı Cad Akkavak Sok
No 22 3 80200 Nışanta»'
İSTANBUL TB! (11 232 40 81
TEM SANAT
FUAıACAROGLU
Resim Sergisi
TANRIUR DİZtSİ/
THİWHOUSTMY
3Mart-3NİMml992
«OTO M W 1 U7 0SK
lanak* S*»»T 6AU«IH *
BEHRUZ KİA
Resim Sergisi
2 - U Mart 1992
NıspeHyeCod 44/2
EtilerTel: 265 19 35
MEHMET AÜ
MERİÇ
Resim Sefgisl
20 Şubat - 7 Mart'92
Rıd>*nv<M Sok No 21
GSltepe Te4: 3S5 00 15
riOBİ
sanat ealerisi
ARTİN
DEMİRCİ
Resim Sergisi
20 Şubat-8 Mart'92
Voûkonağı Cad. Posa, 73 Nışoniaş)
Teb 246 72 81 • 246 41 54
K. M ü k r e m i n B a r u t
Resim Seıgjsi
4 • 25 Mm 1902 inV-18ûO
lPaârgün!en dışmda' \bnca
Modem Sanat
Galerisi ^^^
Vahkonağı Caddesı No 117/2 Nışantaşılstanbul Tfel 130 39 80
A L O Ş
Heykel Sergisi
6-28 Mart'92
£ YaEkuvukr Çfcmozı 6/7
( 0 (Eskı Şan Tıyulros» vlcası)
O ) &nodoğTel:U259 59
EXCLUSIVE
S A N A T M E R K E Z İ
MISTAFA ATA
BIİBİ
ERGt3 İNAN
ASIM İŞLER
ZEKAl ORMANCI
VE FARKLI
ANLAYIŞLARDA
ÇALIŞAN
60 SANATÇIDAN
KARMA RESÎM -
OZGÜN BASKI
SERGİSİ
30 MART1
A KADAR
CÖRÜLEBİLİR
BağdatCad No 449
Suadıye Tel 363 75 94
DADYADOS-T
SANATEVI
KARMA
ÖZGÜN BASKI
SERGİSİ
29 Şubat-29 Mart
f Deregazıno Sok.
No 4 Kadıkoy Tel 346 40 30
e 7 M A R T
CUMARTES İ
Okur yazarıyla buluşuyor
Ti r t T5 1 t'l ı ti
Ayşe
Kilimci
ATAKÖY
Atrıum Mıgros Tel 56061 37
Kûrşat
Başar
ŞİŞLİ
Goiden Plaza Mıgros
Saat: 16.00-19.00
Mine G. Saulnier Leyla Navaro