26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MART1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI dzalVan teşvike veto • CUMHURİYET (Ankara) - Cumhurbaşkanı Türgut özal'ın, 1992 yılı ihracat teşvik kararnamesinde, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıgı'na (HDTM) verilen yetkiler ile Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) yönelik ihracatta, ihraç bedeli üzerinden verikcek yüzde 3 tutarındaki teşvike karşı çıktığı ve bu gerekçeyle "kararnameyi veto ettiği" öğrenildi. Cumhurbaşkanı Özal'ın, 1992 yılı ihracat teşvik kararnamesinde yer alan "İhracata yönelik hammadde ithalinde ithal edilen mallar üzerinde gümrük ve fon koymaya, kaldırmaya HDTM yetkilidir" ibaresinin, 2976 sayılı "Dış Ticaretin Düzenlenmesine Dair KanurTa ters düştüğü gerekçesi ile veto yetkisini kullandığı belirtiliyor. Ücretliye yeni darbe • ANKA (Ankara) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü'nün direktifiyle başlatılan konut edindirme yardımına ilişkii: inceleme calışmalan son aşamaya geldi. Hazırhkları tamamlanmakta olan yasa taslağında konut edindirme yardımı uygulamasına son verilmesi öngörüldü. Hazırlanan taslağın yasalaşması durumunda işçi adına işverenin, memur adına da devletin konut edindirme yardımı yapması uygulamasına son verilecek. 1987 başından bu yana kişi başına 2 milyon 556 bin liraya ulaşan işveren kesintisinin geri ödenmesi düşünülmüyor. Çimentoda uyuşmazlık • AA (Ankara) - Çimento işkolunda gerek kamu gerekse özel sektörde çalışan 13 bin işçiyı ilgilendiren toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle uyuşmazlığa gidildi. Çimse-İş Sendikası öenel Başkanı Tamer Eralan yaptığı açıklamada. 22 özel çimento fabrikasında 15 ocak. Çitosan'a bağlı 19 çimento. 2 ateş tuğlası ve 2 seramik fabrikasında çalışan işçiler için de 4 şubatta başlayan görüşmelerde bugüne kadar bır ilerleme sağlanamadığını belirterek özel kesimde çalışan işçiler için Çimse-İş ile Çimento M üstahsilleri İşveren Sendikası yetkilileriyle uyuşmazlık tutanağının iemzalandığını söyledi. Yerli tanker sıkıntısı • AA (Ankara) - Hampetrol taşımacıhğında 1990 yılında yüzde 19.6 olan yabancı bayraklı gemilerin payı, uygun tonaj vestandartlarda yerli tanker yokluğu nedeniyle geçen yıl yüzde 31.2'ye yükseldi. Geçen yıl Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Lıbya'dan ıthal edilen 18 milyon ton hampetrolün taşıma işlemlerinin tamamı Deniz İşletmeciliği veTankerciliği AŞ(DİTAŞ) tarafından gerçekleştinlırken şöz konusu nampetroliin y üzde 31.2'si, DİT AŞ tarafından kiralanan yabancı bayraklı tankerler tarafından Türkiye'ye getirildi. Halsistemidegişecek •CLMHIRİYET (Antalyâ) - Tanm Bakanı Necmettın Cevheri, sebzede f mezat sistemınin Türkiye'de i uygulanmasına gerek kalmayacağını. hal mevzuatında değişıklik yaparak aracüan ortadan kaldıracak düzenleme getireceklerini söyledi. Cevheri, Hal Kanunu"nun çok eski olduğunu. arz-talep durumuna göre aracılann artıp eksildiğini anlatarak "Birdeğişiklik gerekü. Bunun üzerinde Devlet Bakanı Tansu Çiller ile görüşmelerimiz surüyor. Üreücinin lehine yeni düzenleme yapacağız"dedi. Mersin Ramada • AA (Mersin) - Mersin Ramada Oteli'nin açılışa hazır olduğu ve 17 nisandaki açılışa Turizm Bakanı Abdülkadır Ateş'in de katılacağı bildirildi. Mersfn Ramada Oteli Halkla İlişkiler Müdürü Aydoğan Hakman'ın verdiği bilgjye göre Mersin'de Hilton'dan sonra 5 yıldızlı ikinci otel olan Ramada'mn temeli 1987 yılında atıldı. 175 metre yükseldiğınde ve 52 katlı gökdelenin son 20 katında hızmet verecek Mersin Ramada Oteli. 249 odadan oluşuyor. Uzakdoğu'ya ihracat * • ANKA (Ankara) - Exımbank'ın Uzakdoğu'ya yapılan ihracata sağladığı kredi yılın ilk iki ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 656 artarak 167.4 milyar liraya yükseldi.Eximbank'tan edinilen verilere göre söz konusu artış sonucu Uzakdoğu'ya yapılan ıhracata verilen sevk öncesi kredinin toplam içindeki payı yüzde 3'ten 17'ye yükseldı. Bu dönemde Avrupa Topluluğu'na yaplan ihracat. sevk öncesi ihracat kredi toplamından 503.7 milyar lira. Kuzey Amerika ve Japon> a'da yapılan ihracat 163.5 milyar lira pay aldı. Ekonomi içerde sıkıntı yaşıyor Ekonomi Servisi - Ekonomik göstergeler 1991'de yaşanan olumsuzluklann bu yıl da giderilemeyeceğini ortaya koydu. İstanbul Sanayi Odası, 1992 yılında iç ekonomik gelişmeler konusunda karamsar. 1992'nin ekonomi açısından geçen yı- lın benzeri bir yıl olacağını savunan İSO'nun 1991 yılı değer- lendirmesinde "İç ekonomik gelişmeler olumsuz, dış ekono- mik gelişmeler olumlu" denildi. İSO'nun '1992 Yıh Başında Tür- sonucunu doğuracak" denildi. İSO kiye Ekonomisi" isimli araştırması yayımlandı. Dr. Öztin Akgüç ve Er- doğan özötün tarafından hazırlanan araşürrnada, 1992 yılı program he- deflennin gerçekçi olmadığı, kamu gelirlerinde yüzde 80'ük artışın yüz- de 42'lik enfiasyon hedefı ile gerçek- leşemeyeceği belirtildi. Araştırmada 1992 yılı_gayri safi milli hasüa tahmi- ninin DIE'nin 1960 bazlı eski milli gelir serisi ile.yapıldığına da işaret edilerek "DÎE'nin milli gelir artışını üçer ayhk dönemlerde 1987 bazlı en- dekse göre açıkladığı dikkate alınır- sa, 1992 yılı programında eski serile- rin kullanılması Türkiye'de iki ayn resmi milli gelir tahmini bulunması araşürmasında. 1992 yıhnın 1991'- den farklı olmayacağı da beürtilerek 1991 yılı ekonomik gehşmeleri için şu saptamalarda bulunuldu: - 1991 yılında ekonominin büyü- me hızı belirgın şekılde yavaşladı, fı- yat artış hızı yükseldi ve yaünmlar reel olarak geriledi. Buna karşıbk dış ticaret açığı küçüldü ve cari işlemler dengesi fazla verdi. Sonuç olarak iç ekonomideki gelişmelerin genellikle olumsuz, dış ekonomik gelîşmelerin ise olumlu olduğu söylenebilir. - Büyüme hızı yüzde 1.5'te kaldığı için kişi başına düşen reel milli gelir 1990'a göre azaldı. - Körfez krizi nedeniyle ekonomi- de görülen darboğaz, mal ve hizmet üretimini geriletirken özelükle imalat sanayii üretiminde önemli düşüş ol- du. Ekonomideki daraimadan en fazla etkilenenler de küçük ve orta boy sanayi işyerleri oldu. - Kullanılabilir geliri azalan Türki- ye, tüketirn harcamalannın artışını karşılayabilmek için yaünmlannı ve stoklannı azaltmak zorunda kaldı. - İmalat sanayii yatınmlanrun top- lam yaünmlar içindeki payı azalır- ken reel imalat sanayii yatınmlann- da da düşüş oldu. - Ekonomideki gelişmeye bağlı olarak tanm sektöründeki istihda- mın azalması gerekirken Türkiye'de aksine bir gelişme oldu. Sanayi kesi- mindeki isühdamda son yıllarda ar- tış görülmedi. - Bankalardaki mevduat hacmi 1990'a göre daha hızlı artarken kre- dilerde daralma gözlendi. - Merkez Bankası'nın Hazine'ye açtığı avanslar, 1990'da yüzde 29 ar- tarken bu oran geçen yıl yüzde 227. 2'ye ulaştı. Merkez Bankası kamu açıklannı kapatan fınansman kuru- luşu kimliğine yeniden dönüş yaptı. - Vergi gelirlerindeki artış da 1990'- da yüzde 78 iken geçen yıl yüzde 72.8'- de kaldı. - Tüketici fıyatlannın toptan eşya fıyatlanndan 10 puan daha hızlı art- ması, ekonomide talep itici bir enflas- yonist baskının olduğunu gösteriyor. Fiyat artışlannda tanm ürünleri ve enerji ön sıralarda yer aldı. - Dış ekonomik ilişkilerde de dış ti- caret açığının küçülmesi, görünmeyen kalemler ve cari işlemler dengesinin fazla vermesi ve dış borçlann azalması olumlu gelişmeler oldu. İSO Başkanı Memduh Hacıoğlu, araşürmarun önsözünde ekonomi- deki istikrarsız gidişin 1991'de daha da kötüleşerek sürdüğünü belirterek "Ortaya çıkan gelişmeler 1991 yılında yaünmcılann kararlannı etkiîeyerek sanayileşme hedeflerine varmada, ih- racatta iyi bir performans elde etme- de, istihdam ve gelir dağılımının iyileş- tirilmcsi yönünde olumsuz sonuçlar doğurdu" dedi. New York'ta banka almak için hazırhklar tamam, sıra bakanlığın onayında Ziraat'in ABD vizesd hükümetteŞEBNEM ATtYAS (Ncw York) - New York'ta ba- şanh bir şube olarak çalışmaya uzun süredir devam eden Ziraat Bankası son iki buçuk yıldır ABD'deki durgunluk ortammdan yarar- lanarak büyük bir bankanın yüzde 10-25 arasında hissesini satın almak üzere çalışma- lannı tamamladı. Şu an sorun hükümetten ge- rekli iznin alınması. Yurtdışına 100 milyon dolar civa- nnda olduğu kaydedilen önemli miktarda para transferi ıçın bakanlı- ğın onayının sağlanması gerekiyor. Şube olarak başanlı çalışmalan göz önüne alındığında Ziraat Bankası ve bakanlığı, işleri büyüıüp büyük bir ABD bankasına ortak olarak, eko- nominin beklenmedik şakalanna kurban olmak gibi bir riski de taşı- yan bir karar bekliyor. Böyle bir gjri- şim için özal ve ANAP hükümetin- den geçen iki yıl büyük destek gören Ziraat Bankası. Demirel hükümetin- de ekonomiden sorumlu bakanlar Tansu Çiller ve Cavit Çağlar arasın- daki anlaşmazlıklann da etkisiyle uzunca bir süre satın alma çalışmala- nnı durdurmak zorunda kaldı. ABD Coşkun Llusoy gezisi sırasında Zi- raat Bankası Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, hükümet yetkilileri ve Demi- rel'e durumu izah etme fırsatı buldu. Böylece yeniden bir hareketlenme sağ- landı. Ziraat Bankası bahar sonunda hükümetten bu konuda bir karar bekliyor. Bu nedenle Ziraat Bankası'nın New York Şube Müdürü Saffet Av- dan'a ABD'de şu an banka saün al- manın ya da büyük bir bankanın his- sedanolmanınişolanaklanvekârlılık açısından ne gibi gerekçelere da- yandığını sorduk. Avdan'a göre bu girişımin üç temel nedeni var: 1) Bankacıhkta yeni bir pencere açıl- ması, 2) Durgun- luk ortamında kaynak ihtiyaa içinde olan ban- kalann dununun- dan yararlanarak kârlı bir yatınm yapma ihtimali- nın yükselmesi, 3) Kültürel enteg- rasyon. ABD'nin dur- gunluk ortamı ve sermaye kuruluş- lannın kaynak ih- ' tiyaçlannı dikka- te alan Ziraat Bankası, ABD'de ismi halen saklı tutulan, ancak son derece tanınmış bir bankanın hisselerini al- mayı planladı. Amerikan banka- lannın yabancı bankalarca satın alın- ması işlemleri Amerikan Federal Reserv Bankası'nın onayıyla gerçek- leşiyor. Batmakta olan küçük bankalar için federal Reserv kolayca izin ver- mekte. Ancak ekonomi açısından önem taşıyan büyük ve güçlü banka- lann satın alınması son derece zor. Zi- raat Bankası gibi uluslararası ban- kacıbkta küçük sayılan alıalar bu bankalann en fazla yüzde 10 ile 25 his- sesini satınalma imkânına sahipler. Amerikan ekonomisinın yeni yeni uzun süren bir durgunluk tan çıkmaya başladığı bildiriliyor. Avdan, bu or- tamı satın alma işlemi için ekonomik kıstaslar açısından en uygun ortam olarak nitelendirdi. Öte yandan New York Ziraat Ban- kası şube olarak kârlı bir işletme olma- ya devam ediyor. 1991 sonu itibanyla Nevv York şubesinin yarattığı kaynak miktan 400 milyon dolar. üöviz ve para piyasası işlemleri, sendikasyon- lar üzerinde çalışan Ziraat Bankası yurtdışı şubeleri 1991'de bu faaliyet- İerden toplam 9 milyon dolar kâr etti- ler. Nevv York şubesi bu yıl ABD'de kullanılmak üzere kredi kartı olarak mastercardı piyasaya çıkardı. New York eyaleti murakebe dairesince Or- tadoğu, Kuzey Afrika ve Güneydoğu Asya bölgesi içinde yönetim ve prose- dürlere uyma bakımından bir numa- ralı banka seçilmiş durumunda. Lüks pastaneler ekmek bııtiği oldu ESER ATtLLA (İstanbul) - TÜr- kiye'nin baa kentlerinde ek- mek fınnlan, ekmek butikle- rine dönüştü. Çeşit çeşit ek- meğin satıldığı ekmek bu- tiklerinde, ekmek isteğine artık soruyla yanıt veriliyor: "Hangi ekmek?" İlk ekmeğın 12 bin yıl önce neolitik zamanda yapıldığı sanılıyor. Taşlar arasında öğütülmüş gayet kaba bir undan, bulamaç halinde pişirilme- den yenen bu ekmeklerin daha sonra tesadüfen güneşte kurutulduğunu yazıyor tarih kitaplan. İlk fınnı yapıp ekmeğı pişirenler ise Mısırlılar. Ekmeğin pişirilmesi dünyada çok önemli bir gelişme olarak gösterili- yor. Çünkü Mısırlılann bu buluşu, o zamanlar Avrupa'ya dek yayılan yamyamlığın sonu olmuş. O zamandan bu zamana çok şey değişti. Artık dünyada yamyamlık yok, ekmek var. En çok ekmek tüke- ten ülkelerden biri olan Türkiye'de de artık ekmek yok, ekmekler var. Bugünlerde İstanbul sokaklannda çeşit çeşit ekmek görmek olası. Uzümlü mü istersiniz, yoksa cevizli İstanbuKda ekmek fiyatl Cinsi N'ormal Ekmek (320 gr) mi? Ayçekirdekli mı, zeytinli mi? Si- yah mı olsun yoksa beyaz mı? Fransız ekmeği mi, Alman ekmegi mi? Ekmekteki bu çeşitliliğin alış- kanlıklann değişmesinden kaynak- landığı belirtiliyor. Tüm dünyada çe- şit çeşit ekmek bulunduğunu, ama Türkiye'de yeru yapılmaya baş- landığını belirten yetkililer, bunu geç kalmış bir gelişme olarak tanımlıyor- lar. "Ekmek butikleri neden son za- manlarda bu kadar çoğaldı" sorusu- na ise hemen hemen her yetkili aynı yanıu veriyor " Belediye ekmeğe narh koydu. '320 gram ekmeği 1200 İSTANBUL ÜNİVERŞİTESİ AVÇILAR KAMPÜSÜ SERTİFÎKALI BİLGİSAYAR EĞİTİM PROGRAMLARI İstanbul Üniversitesı Avcılar Kampüsü Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Bilgısayar Programcılığı tara- fından düzenlenen bilgısayar başında uygulamalı olarak yapılacak kurslar 11 Nisan 1992 Pazartesi günü başlaya- caktır. EĞlTİM PROGRAM1 KL'LLAMCI EĞfTİM PAKETİ SÜRE MS-DOS İŞLETİM SİSTEMİ îşfctim sıstemı tanımı ile temel komut \e iş'.emler MS-DOSÇalışmaOrtam\ 10 saat BİR KELtME tŞLEM PAKET PROGRAMl , Paketin tanımı ve ışlem komut ve özellıkleri 15 saat LOTL'S 1-2-3 Program paketinin tanıtımı ve tablo hazırlanması, grafık eizilmesi ve çeşitli alanlara uyguianması 25 saat DBASEIII PLUS Program paketinin larutım ve dosyalama mantığı 25 saat TOPLAM 75 saat BASIC PROGRAMLAMA Temel Kavramlar, Sırab, Doğrudan, Indexli Dosya Yapılan, Grafık Çizımleri, Ticari Uygulama Programlan ile GW BASIC QU1CK BASICDerleyicı Farklan 6Osaat BtR KELİME İŞLEM PAKET PROGRAMl MS-DOS işletim sisteminin öğretilmesinden sonra paketin yapısı, kullanımı ve uyguianması ile çeşitli örnekler hazırlanması 25 saat DBASE III PLUS ve CLIPPER LYGULAMALARI MS-DOS işletim sistemınin öğretilmesinden sonra dosyalama mantığı, veri tabanı yöntemi sistemi (Data Base Management System) ve Dbase programlannın Clipper'a uyguianması. 65 saat LOTUS 1^3 MS-DOS işletim sisteminin öğretilmesinden sonra paketin tanıtımı. Lotus ile tablo analizinin yapılması. grafık çi- zilmesi ve paketin çeşitli alanlara (Matematik. İstalistik. Muhasebe, Finans. Bordro vb.) uyguianması 55 saat Kursu sonunda başanlı olanlara sertıfıka verilecektır. Kurslar hafta ıçı ve hafta sonu olarak düzenlenecektir. MÜRACAAT istanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Bilgısayar Programcılığı Pa>gramı Eğitim Koordinatörlüğü Avalar Kampüsü Avcılar-İSTANBUL Tei. 591 38 91. 591 38 75. 591 3S 76. 591 38 51 (l(That)426 Basın: 21915 liradan satacaksın' diyor. Oysa bu ekmekler lüks sırufına girdiğinden standart fıyatı yok. İsteyen istediği fi- >attan bunlan satabiliyor." Standart ekmek dışında değişik tipte ekmek satanlara 'unlu mamul- ler" adı veriliyor. Buralarda ekmeğin dışında kekler, pastalar da saülıyor. Unlu mamul yapan fınnlann bu ka- dar çoğalması ise standart ekmek ya- pan fınnlan ayağa kaldınyor. Fınncılarla unlu mamuller arasında süren "ekmek kavgası" giderek bü- yüyor. Nitekim ekmek butiklerine it- hal katkı maddesi satan Puratos'un genel müdür yardımcısı Lerzan So- mer, "Artık klasik fınnahk öldü. Yaşasın unlu mamuller'" derken İstanbul Ekmek İşverenleri Sendi- kası Başkanı İsmail Hakkı Keçeli, "Fınnlar ölmez. Unlu mamuller ek- mek yapamaz, fınnlar da unlu ma- mul. Biz şu anda ekmeğin nasıl ve ne- rede yapılacağını belirleyen yeni bir ekmek kanunu üzerinde çalışıyoruz. Kanun çıkarsa buralarda ekmek yapmak yasaklanacak" diyor. Unlu mamullerde satılan ekmekle- rin yapımında ıthal katkı maddesi kullanılıyor. Türkiye'de bu maddele- ri satan 3 büyük fırma var: Alman Türk ortaklığıyla kurulan İreks Ar- kadi, Fransız Bel-food ve Belçika kö- kenli Puratos. Puratos'un genel mü- dür yardımcısı Lerzan Somer, katkılı ekmeği standart ekmekten ayıran özellikleri "Daha beyaz, kokulu, ge- niş hacimli. daha farklı bir tat" diye özetliyor. Unlu mamullenn moda haline geldığini belirten Somer, "Fınnlar. pastaneler yeni düzenle- meler yapıp unlu mamule geçiyor. Hatta bu modayı gören inşaatçı, oto- mobil satıcısı bile şu anda bu işe so- yunmuş durumda" diyor. AT ülkele- rinde katkısız ekmek yapılmadığını belirten Somer, bir ekmekte yüzde 1 oranında katkı maddesi kullanılması gerektiğini, ancak Türkiye'de bu maddelerin fıyatı çok yüksek oldu- ğundan daha az oranlarda kul- lanıldığjnı söylüyor. BİR GöRİS Problem KİT'lerde mi ? Prof. Dr. SOLMAZ D.AYARŞLAN Marmara Üniversitesi Çağdaş İşletmetilik Bötiimü Öğretim Görevtisi Dünyanın her tarafındaki akademik çahşmalar KİTlerin iyi idare edilmediği, özel sektördeki aynı boyuttaki firmalara nis- petle beş, on ve hatta daha fazla katta işçi çalıştınldığını ilmi olarak göstermiştir. Bu istatistiklere bir işletme bilimcisi olarak baktığımız zaman KİTlerin idari problemleri olduğu açıkça görülmektedir. Bu problemlerin genelde KİTlerin idarecile- rinden veya yönetim yöntemlerinden kaynaklandığı görüşü hâkimdir. Bu konu ile ilgili araştırmalarda KİTlerin idarecile- rinde ve yönetim metotlannda yapılacak değişikliklerle bu problemlerin çözüleceği görüşü ifade edilmektedir. Aynı çalış- malarda KİTlerde bu değişiklikler yapıldığında diğer şirketler gibi kârlı olarak çahşmaya başlayacağı görüşü hâkim olmak- tadır. Özel sektördeki fiımalann asıl gayesi kâr olduğu halde KİT- lerin gayesi hemen hemen hiçbir zaman kâr olmamışür. Do- layısıyla bu çalışmalarda elmalar armutlarla mukayese edil- miştir. KİTlerin kuruluş gayeleri ne olursa olsun bugünkü he- defleri bağlı bulunduklan politikacılann isteklerini yerine ge- tirmektir. Hangı parti işbaşında bulunursa bulunsun, politi- kaa normal olarak tekrar seçilmek istemektedir. Demokratik rejimlerde seçmenler ihtiyaçlannı politikaalara ulaştırmakta ve seçilmek isteyen politikacılar da seçmenlerinin ve kendileri- nin ihtiyaçlanna cevap vermeye çalışmaktadır. İşsizliğin bü- yük boyutlara ulaştığı Türkiyemizdeki seçmenın en fazla iste- diği iştir. Politikacı ^ _ ^ , ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Politikacıdan istekte bulunan sadece işsizler değildir. Keudisini seçimler sırasında mali yönden destekleyen işadamlarının isteklerinin bir kısmı da yine KİTler kanalı ile tatmin edilecektir. da kendisinde seç- meninin iş isteğine cevap vermek mec- buriyetini hisset- mektedir. Dikkat edildiğinde KİTler- de çalışanlann sayısı hemen hemen bütün ıktidarlar zamanın- da artmıştır. Her iküdara geîen parti, mensuplanna iş ya- ratmak ihtiyaanı duymuş ve bu da KİTlerdekı çalışan sayısı arttınlarak gerçek- leştirilmiştir. Buna KİTlerin özelleştiriliceği konusunda şam- piyonluğu elden bırakmayan ıdareler de dahildir. Bir taraftan özelleştirme edebiyatı yapılmış, diğer taraftan binlerce kişi za- rar eden KİTlerde işe alınmıştır. Politikacıdan istekte bulunan sadece işsizler değiltir. Kendi- sini seçimler sırasında mali yönden destekleyen işadamlannın isteklerinin bir kısmı da yine KİTler kanalı ile tatmin edilecek- tir. KİTler, aynca pamuk. fındık, tütün vs. gibi arai mahsul yetiştiricilerine destek verilmesinde de kullanılmıştır. Sistem müsait olduğu sürece bu imkânlar bütün idareciler tarafından kullanılmıştır ve kullanılacaktır. KİTlerin problemi basiretsiz idareciler değil. seçmenlerinin isteklerine karşı koyamayan politikaalardır. Normalde basi- retli idareciler politikacılar tarafından istenmezler. Hasbelka- der işbaşında iseler bir bahane ile onlann işine son verilır. Ülke- mizde işsizlik ve diğer problemler halledilmedikçe KİTlerin problemlerinin de halledilmesi mümkün değildir. Demokratik bir i-Uke olan Türkiye'de polıükacılar halktan kuvvetli bir reaksiyon görmedikçe KİTlerin özelleştirilmeleri mümkün değildir. Ya KİTlerin bütçeye olan yükleri halk tara- fından kabul edilemez hale gelecek ve halkımız bu duruma re- âlcsiyon gösterecek. Halkın reaksiyonu da politikacılar tara- fından algılanarak yeni politikalar üretilecek veya bu düzen ol- duğu gibi devam edecektir. Demokrasilerde problemler menfaat gruplannın baskılan dolayısıyla genellikle küçükken çözülmezler. Problemler bü- yük boyutlara ulaşıp halkın dikkatini çektikten ve halka mal edildikten sonra bibnçlenen halkın politikacıyı zorlaması ile çözülürler. Bu problemin çözümlenmesi de bu şekilde olacak- ür. Bundan öncekı ıdare de uzun zaman özelleştirme edebiyatı yaptıği halde bu problemi çözmemiş çözememiştir. Halktan kuvvetli ve devamh reaksiyon gelmedikçe de çözülmeyecektir. Problem, KİTler veya onlann idarecileri değil. problem ül- kemizdeki işsizük ve seçmenlerine hayır demek cesaretini gös- teremeyen politikacılanmızdır. KİT probleminin hakikaten çözümlenmesi isteniyorsa bu problem bütün boyutlan ile ülke- miz seçmenlerine açıkça. onlann anlayacağı şekilde ve devamb olarak anlatılmahdır. Problem halka mal edilmelidir. Proble- mi politikacılar değil oluşturulacak kamuoyu çözecektir. Problemin başka bir şekilde çözümü mümkün değildir. Meclis başkanlığına adaylığı şaka mı?.. ÎSO'da Halit Narin bilmecesi çözülemiyor EStN SUNGUR (İstanbul) - İstanbul Sanayi Odası'nda gözler, Meclis başkanlığı seçimine çevrildi. Mem- duh Hacıoğlu'nun yönetim kurulu başkanlığınm tartışılmadığı Odada Meclis başkanlığı için Omer Dinçkök ve Halit Narin çarpışacak. Hacıoğlu ile birlikte hareket eden ömer Dinçkök, Meclis başkanlığına aday olduğunu meslek komitesi seçimlerinden önce açıklamıştı. Diğer aday- lann. özellikle de Nurullah Gezgin'in önünü kesmek için erken yapılan bu deklerasyon konusunda Dinçkök. "Za- manlamayı çok iyi yaptık. Bundan sonra karşıma çıka- caklann iki kere düşünmesi lazun. Aday olabilmeleri için kazanmayı kesin olarak ga- rantilemeleri gerekiyor" şek- linde meydan okumuştu. Mechs başkan adayı oldu- ğunu dün yapılan meclis üyeli- ği seçimlerinde açıklayan Halit Narin. "Yönetim kunılu baş- kanlığında değil ama, meclis başkanhğında sıkı rekabet ola- cak " dedi. İSO'da Meclis baş- kanlığının sanayicinin sesini duyurmak ve çıkarlannı koru- mak bakımından çok önemli olduğunu vurgulayan Narin, "Devır artık sanayicilerin mü- cadele devridir. Ben de köklü bir sanayici olduğuma ve her türlü rekabeti sevdiğime göre aday olmam çok normal." di- ye konuştu. "Hiçbir mücadele- yi kaçırmam" diyen Narin, Meclis başkanhğında iddialı olduğunu söyledi. Ömer Dinçkök'ten sonra Narin'in de adayhğını açıkla- ması Hacıoğlu'na yakın sana- yiciler arasında "Bu Narin'in yeni bir şakasıdır" sözleriyle yorumlandı. Bu sanayicilere göre İSO'da ezeli rekabet için- de olan Hacıoğlu ve Bodur- Gezgin gruplannın dışında ba- ğımsız aday olarak ortaya çı- kan Narin sadece kendi oyunu alabilecek. Narin'in Bodur- Gezgın ekıbi tarafından da desteklenebileceğini söyleyen bir kısım sanayici ise, "Böyle bir destek olsa bile Dinçkök'- ün oylannı geçemezler. Denge- ler belli. Muhalefetin Meclis'- teki ağırlığı 20 kişiyi geçmi- yor"diye konuştü. Meslek komitesi seçimlerin- den önce kulislerde Meclis baş- kan adayı olarak ismi geçen Nurullah Gezgin'in yeni Mec- lis aritmetiğinde adaylığmı koymaktan vazgeçtiği söyleni- yor. Bu görüşü savunan sana- yiciler "Gezgın. İSO'da baş- kanlık yapmış, belirli ağırlığı olan bir kişi. Hacıoğlu-Dinç- kök ekibinin gücünü gördük- ten sonra ortaya çıkıp ismini harcamaz"yorumunu yapı- yorlar. Yeni Mecliste deniz ve kara nakil vasıtalan imal ve tamiri, bakır sanayi ve çeşitli metal sa- nayi gruplanrun temsilcileri tamamen yenilenirken, diğer komitelerde birer isim değışik- liği oldu. Kara ve deniz nakil yasıtalan grubundan Ali İhsan İlkbahar ve Ahmet Arkan, ba- kır sanayi grubundan Temel Kaya ve Mustafa Özkazanç, çeşitli metal sanayi grubundan ise Yenal Oktuğ ve Şahin Ka- raca Meclis'e geldi. Meclis'in yenilenen diğer isimleri şöyle: Hüsnü Çakır. Tanıl Küçük, Tolga Tekeli, Cengiz Sclakoğ- lu, Ertekin Ashapoğlu, Hay- dar Akın, Hasan Vatansever, M. Kemal Kenanoğlu, Kor- han Gökşin. Kaya Turgut, Özcan Özanbay. İsmet Uzun- yol, İlhan Arslan, Bahattin Keleş, Adnan Çağlayan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle