Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-m2 MART1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
PKH'yafinlem
M ANKA (Ankara) - Mıllı Savunma
Bakanı Nevzat Ayaz. Güneydoğu'da
eylem yapacak güçlere karşı ahnacak
önlemİenn "halka karşı taarruz"
niteliğindeolmayacağınıaçıkladı. Bakan
/^yaz, "Vatandaşı rahatsız edecek bir
hmareketin düşünülmesi mümkün
cieğildir" dedi. Milli Savunma Bakanı
Ayaz, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
b*ahar aylannda Güneydoğu'da güvenlik
k. uvvetlerinin bir harekâta geçeceği
yolundaki açıklamalanyla başlayan
tartışmalan "ımalı" ıfadelerle
dteğerlendirdi. Bakan Ayaz, "Bahar
rLarekâü doğrudan doğruya güvenlik
k uvvetkrinin harekât yapması şeklinde
değil" diyerek bölgede PKK'ya ve onun
yüpacağı eylemlere karşı önlem alındığını
soyledi.
CIA parmağı
m ANKA (Istanbul) - Gazeteci Abdullah
ĞVzkan, "Sam Amca'nın Çocuklan"
adıyla yayımladığı kitapta, Türkiye'de
gerçekleştırilen darbelerde CIA'nın
' parmağının bulunduğunu ileri sürdü.
Abdullah Özkan'ın Emre Yayınlan'ndan
çıkanlan "'Sam Amca'nın Çocuklan"
adlı kilabındacalışma sıstemlen,
• operasyonlan ve bazı eylemleriyle CIA
anlatılıyor. Özkan, kitabmda derlediği
bilgilerle 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül
. darbelerinin CI A'nın bilgisi ışığında
gerçekleştirildığini. darbe öncesi bazı
olaylarda bunun açığa çıktığını savundu.
Türkiye'ye ilişin 1983 tarihli CIA
raporunun baa bölümlerine de yer
verilen kitapta raporun, zamanının
Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Turgut
Özal için "uyumlu bir ikıli" görüşünü
içerdiği kaydedildi.
Olağanüstü hal kalksın
•ANKA (İzmir) - Sosyalist Birlik Partisi
(SBP) İzmir İl Başkanı'Av. Sami
Alptekin, Güneydoğu'da olağanüstü
halin dört ay daha uzatılrnasına karşı
olduklannı söyledi. SBP İl Başkanı
Alptekin, ANKA'nın konuya ilişkin
sorusunu yanıtlarken olağanüstü halin
kaldınlması için partisinin geçen hafta
yapılan il kongresinde aldığı tavsiye
karan bulunduğunu söyledi. Alptekin
: şöyk konuştu: "Güneydoğu'da
olağanüstü halin dört ay daha uzatılması
gündemdedir. Nevruz krizi diye panik
havası yaratılarak olağanüstü hal
karanna destek sağlamak istenmektedir.
, Muhalefetteyken olağanüstü halin
kaldınlacağını savunan koalisyon
, hükümetmin ortaklan şimdi bu
yükümlülükten kaçmaktadırlar.
.Güneydoğu'da olağanüstü hal
mutlaka kaldınlmalıdır. Soruna
demokrasi kurallan içinde çareler
bulunmalıdır."
6AP milli projesi
• AA (Ankara) - ANAP Bitliş
JVIiiletvekili Kâmran Inan, Güneydoğu
Anadolu Projesi'nin (GAP), iç vedış
kamuoyunun gündeminden düştüğü
görüşünü savunarak "Hükümet ve
benden sonra proje koordinatörlük
.şerefini üstlenen bakandanricam,bu
milli projeye gereken önem ve itinanın
gösterilmesidir" dedı. Kâmran İnan,
yaptığı yazılı açıklamada. GAP'm
dünyada yürütülen en büyük proje
olduğunu. yöre insanına güç ve güven
verdiğini belirtti.
Erbakan ABD'ye gitti
• AA (İstanbul) - RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan, BM Genel Sekreteri
Butros Gali ile "İslam âlemini
ilgilendiren çeşııli konularda görüşmeler
yapmak" üzere ABD'ye gitti. Necmettin
Erbakan, Atatürk Havalimanf nda
yaptığı açıklamada, bugün l .5 milyarhk
nüfusuyla çok önemli bir güç olan Islam
ülkelerinin, aralanndaki birük ve
beraberlik bağlannın zayıflığı yüzünden
yeterince etkili olamadıklannı kaydetti.
BM Genel Sekreteri Galı ile cuma günü
New York'ta yapacaklan görüşmede,
parlamentoşunu serbest seçimle
oluşturan 7 İslam ülkesi Türkiye,
Pakıstan, Bangladeş. Malezya. İJrdün,
Mısır ve Iran'dan birer milletvekilinin
bulunacağını kaydeden Erbakan şöyle
dedi: "Bu 7 arkadaşımız l .5 milyarhk
İslam dünyasını temsilen göriişmelerde
bulunacak."
TBMM bötçesi
• AA (Ankara) - TBM M Başkanvekili
Yıldınm Avcı. anayasa değişikliğı
konusundaki çahşmalann en kısa sürede
tamamlanmasına çalışıldığını bildirdi.
TBMM Başkanlığı'nın 1992 yılı bütçe
tasansı, genel kurulda görüşülerek kabul
edildi. TBMM Başkanvekili Yıldınm
Avcı, parlamento çalışmalanyla ilgili
bilgi verirken anayasa değişikliği
konusunda tüm gruplann işbirliği içinde
olduğunu. önümüzdeki a> larda konuyu
genel kumla getirebilmek için çaba
harcadıklannı söyledi. TBMM yeni
içtüzüğünün önümüzdeki günlerde genel
kuruldan çıkarak kesınlik kazanacağını
da bildiren Yıldınm Avcı, Meclis
çalışmalannın TRT'den yayımlanması
konusundaki mali sıkıntılarla karşı
karşıya kaldıklannı. ancak bunlann
aşılmak üzere olduğunu belirtti.
Kursiyer belediye
başkanları
• AA (Ankara) - Türkiye ve Ortadoğu
Amme İdaresi Enstitüsü Başkanlığı'nca,
yerel yöneticilere verilen kurs
çençevesinde değişik illerden gelen 46
belediye başkanı, Sincan Belediyesi'ni
ziyaret ederek faalıyetleri hakkında bilgi
a!<±. Yerel yöneticileri bilgilendirtnek,
diğer belediyelerin hizmetlerini,
çalışmalannı yerinde görmek amacıyla
düuenienen kursa katılan belediye
başjcanlan, Sincan Belediyesi'nin
çalşmalannı anlatan bir nlm izlediler.
Bekdiyenin hizmetlerini yerinde görmek
üz«re şehir turuna çıktılar. Belediye
ba^tanlan, Tansa, halkia ilişkiler
büuolan, kütüphane ve kreşleri gezerek
buualardaki uygulamalan incelediler.
Nlar.
evruz, Farsçada "yeni gün" anlamına geliyor. Yeni günün
arkasındaki anlam ise Nevruz'u kutlayanlara göre değişi-
yor. Ale\iler ve Bektaşiler, Nevruz'u, Hz. Ali'nin doğum
günü ve Hz. Fatma ile evlendiği gün olarak kabul ediyor-
BAŞKENTTEN
Eski İran'da takvim yılının ilk ayının ilk günü Nevruz sayılıyor.
Şiilere göre Hz. Ali'ye halifelik bugün verilmiştir. Asıl kutsallığı bu-
radan gelmektedir...
Ortadoğu ve Ön Asya'daki çeşitli topluluklarda ise bugünün ba-
har bay ramı olduğu inancı egemendir. Çünkü Nevruz günü güneş,
koç burcuna girmektedir. Ve Tann insanı (ve belki de ölümsüz sev-
giyi ve sevgiliyi) o gün yaratmış, kâinatın oluşması buyruğunu o gün
vermiştir.
İ ran şahlan ve devlet ileri gelenleri, Nevruz günlerinde halkın dert-
lerini dinlemeye ve isteklerini yerine getirmeye özen gösterirlerdi.
Nevruz kutlamalan, İslamiyeti kabul etmelerinden önce Türkler
arasında da çok yaygındı. Bugün Balkanlarda ve Kafkas ülkelerin-
de de kutlanan Nevruz geleneği Irak ve Mısır'da da sürmektedir.
Kürtlerdeki Nevruz geleneğinin örgüsünde tüm bu unsurlar yer
alıyor. Kürtler aynca Nevruz'u bir efsane ile de bütünleştiriyor. Bu-
na göre Kawa adlı demircinin, zalimler zalimi Dehhak adlı hüküm-
dan devirmesi ile Nevruz birlikte kutlanıyor.
Nevruz'la ilgili temel ansiklopedik bilgiler böyle. 21 martcumarte-
AHMET TAN
Nevruz Nevrozu...
si günü kutlanacak olan Nevruz'un öteki ülkelerde nasıl bir ruh ha-
leti ile beklendiğine ilişkin ajanslardan bir bilgi gelmiyor. Ancak
Nevruz'un Türkiye'de hissedilir siyasal nevroza yol açtığı göriilü-
vor.
"Nevroz"u Britannica şöyle tanımhyor: "Sürekli bir huzursuzluk
duygusu eşliğinde bedensel ve toplumsal işlevlerde aksamalara yol
açan ruhsal bozukluk. Tanımlayıcı özellikleri genel bir mutsuzluk,
bunaltı, açık ve bilinçdışı zihinsel çatışmalardır. Nevroz durumun-
da, psikozdan farkh olarak, rahatsızlığın bilincinde olunur."
Bu anlamda devletin içine düştüğü Nevruz nevrozu yine de ehveni
şer bir hal. Çünkü "rahatsızlığın bilincinde olma hali" tedaviye ulaş-
mayı, göreli olarak kolaylaştırmaktadır.
Tıp kitaplan, nevrozun "iç çatışmalara karşı bir tepki" olarak ge-
liştiğini yazmaktadır. Bu anlamda, Güneydoğu'daki Nevruz hazır-
lıklan ile hükumetin içine düştüğü nevroz. benzerlik gösteriyor.
Güneydoğu'daki Nevruz hazırlıklannın bugüne kadar yaşanan-
lardan çok daha kapsamlı olduğu anlaşılıyor. Bölgeden gelen haber-
lerden, sorunlu yörelerde bir haftadan beri halkın çeşitli kesimleri ile
görüşmeler yapan arkadaşımız Faruk BildiricTnin gözlemlerinden
ve SHP'nin HEP kökenli milletveki İlerinin anlattıklanndan, bu yılki
Nevruz "seferberliğinin", Cumhurbaşkanı Özal'ın bir süre önce or-
taya attığı, "ordunun bahar operasyonu"na karşı bir "nazire" ola-
rak geliştiği ortaya çıkıyor.
PKK, belli ölçüde yanına çekmeyi başardığı bölge halkı ile Nev-
ruz gösterileri yaparak Özal'ın "bahar operasyonu"na hodri mey-
dan demeyi hedefliyor.
Hükümet ve devlet. çok soğukkanlı ve akıllı hareket etmek zorun-
da.
Demirel'in. çıkaracağını SHP milletvekillerine söylediği "Nev-
ruz Genelgesi" bu konuda umut verici. Bu genelge ile güveniik güç-
lerinin kışkırtmaya dönüşebilecek Nevruz kutlamalanna müdahale
etmemesi öngörülecek.
Nevruz'u, olanak olsa da 60 milyon nüfusuyla tüm Türkiye kutla-
sa... hlamiyetten önce Türklerin kutladığı bu mutlu gün, Orta
Asya'daki soydaşlarla yeniden buluşulan bu dönemde niye hep bir-
likte kutlanmasın?
HEP'in Güneydoğu gezisinden izlenimler
NevTiızMa PKK eşliğindekutlamaFARUKBf LDfRİCt (tdil)-Şırnak'ın İdil
ılçesinın anacaddeien oldukça kalabalık.
Sanki tüm İdil halkı sokağa taşmış. Ama
ne birgösteri, ne bir olay var. Nedenini so-
ruyoruz, yanıt ılginç:
"Asker. polis her gün silahlarla caddede
dolaşıp gövde gösterisi yapıyor, biz de
onun için sürekli dışanda dolaşıyoruz. Bir
şey yapmıyoruz, ama varlığımızı, bu^run
bize ait olduğunu gösteriyoruz."
Vatandaş-güvenlik kuvvetleri kamplaş-
ması bu boyutta...
HEP İdil ilçe merkezinde kentte son
günlerde durumun gerginleşmesine yol
açan Tepeköy (Xrabereppel) olayı anlatı-
lıyor:
"Bu köyde Hizbullahçılar hâkim. Köy-
lülere eziyet ediyorlar. 3 marttaki olayda
da 50 evi yaktılar. Devlevin verdiği silah-
larla PKK'yı destekleyen Kürtleri köyden
attılar. Bin kişi sokakta kaldı. Mallanna,
eşyalanna da el koydular. Geçen milletve-
killeri geldiğinde onlan da taşladılar. 14
yaşındaki Şefık Oğuz'u askerlerle Hizbul-
lahçılar birlikte öldürdü. Cesedini bile geri
alamadık."
Binbaşı Mustafa Karadağ'ın da köyde-
ki Hizbullahçılan desteklediği öne sürülü-
yor.
Ardından HEP yöneticilerine, gazeteci-
lere, "İlla siz de köye gidin. görün" diye
ısrartar başlıyor. HEP yöneticileri, köye
gitmeyi kabul etmeyince bu kez bir kişi,
"Korkuyorsunuz" demeye başlıyor. Köye
gidince olay çıkacağı, en azından gazeteci-
lerin. HEP yöneticilerinin taşlanacağı an-
laıılınca insanı şaşırtan mantık şöyle dile
getiriliyor:
"Ne olur, onlar da birkaç tokat, birkaç
taş yerse? Bizim ne çektiğimizi görmüş
olurlar..."
Zaten bölgede Hizbullah olarak adlan-
dınlan güç konusunda da çelişik iddialar
söz konusu. Özellikle Nusaybin'de yoğun-
laşan Kürtlere yönelik eylemleri gerçek-
leştiren örgüt için "Hizbul-Şeytan" ya da
daha yaygın adıyla "Hizbul-Kontra" de-
niliyor. Kürt kaynaklan bu adlan kulla-
nırken "Hizbullah-Kontrgerilla" ilişkisini
öne sürüyor. Bölgedeki Hizbullah kay-
naklan da olaylarla kendilerinin ilgileri
olmadığını, İslami kesimin de kavganın
tarafı haline getirilmek istendiğini savunu-
yor. Bu kesım de "Hizbul-Kontra" adının
kullanılmasından yana. İki tarafın da or-
tak noktası. bölgede yoğunlaşan faili meç-
hul cinayetlerden, bombalamalardan
devlet güçlerini sonlmlu tutmalan...
Tepeköy'de de yüzlerce kişinin evlerini,
eşyalannı terk etmelerine, insanlann öl-
mesine yol açan olay konusunda farklı
değerlendirmeler yapılıyor. İdil Kayma-
kamı Kasım Esen, "Olayı çözmek için çok
çalışüm. Burada ilişkiler çok kanşık ve her
şey PKK-Hizbullah ya da PKK-Devlet
çatışması gjbi gösterihyor" diyor. Esen'e
göre Tepeköy'deki olayın gerçek yüzü şu:
Güneydoğu'da herkes politikayla içiçe. Sembol ise zafer işareti.
"Bu köyde Muhtar Cemil Akman'ın
yerine geçecek kişi Şefık Akman. Ekrem
Akman da muhtar olmak istiyor. Ama bi-
raz zayıf. Ekrem Akman, bunun üzerine
PKK ile ilişkiye geçiyor. Aslında PKK'-
dan anladıklanndan değil. Bu köy de bi-
zim PKK taraftan olmayan iki üç köyü-
müzden biri. Cemil Akman direnince
PKK. köyü bir ay ablukaya alıyor. Köy-
den çıkmak isteyince muhtan ve yeğenini
vuruyorlar. Ondan sonra da azınlık tarafı
olduğu için Ekrem Akman tarafı köyü
terk ediyor. Öbürleri de 13 evi, eşyalanyla
birlikte kundakhyor. Koyunlannın da bir
kısmını vermiyorlar."
Kaymakam'a göre bölge halki mahke-
meye başvurmuyor. Devleti dışlamış. "Sa-
dece asker. polis ve devlet görevlileriyle
ilgili şikâyetleri olduğunda bize gelıyor-
lar" diyen Esen, bir itirafta bulunuyor:
"2^aten halkı biz yönetmiyoruz. Ben de
askerler ve halk arasında sıkışmış bir du-
rumdayım."
Esen'in geçen hafta milletvekili heyeti-
nin "Çözüm ne?" sorusuna verdiği karşı-
lık da hcrkesin dilinde:
"Gerçekten çözmek istiyorsanız kolay.
Ya dağdakileri buraya getireceksiniz va
da buradakileri dağa göndereceksiniz.
Çünkü dağdakilerle bunlar aynı."
Kaymakam Esen, 6 aydır Idil'de görev
yapıyor. Kendisinden önce İdil'e atanan
kaymakam, buraya gelmeyi reddetmiş.
Esen de İdil'de çahşmaktan çok memnun
görünmüyor. Ama İdil Hükümet Ko-
nağı'nın önünde ne bir polis, ne bir asker.
Böyle bir korumaya gerek görmüyor. "Ne
olacak ki bana?" diyor ve ekliyor:
"Zaten 36 polisim var. 25 de özel tim.
Nokta operasyonlan durdurulduğundan
bu yana onlan karakoldan dışan çıkarmı-
yoruz. Diğerleri ile de ne yapabilirim?"
Esen'in anlatüğı "bölge realitesr' çarpı-
cı:
"İdil'in toplam nüfusu 45 bin. 35 bini
PKK'nın arkasında. Merkezde bir yürü-
yüş olduğunda 13 bin kişiden 10 bini soka-
ğa çıkıyor. Biz burada yürüyüşlere müda-
hale edersek büyük olaylar çıkar. Belki
PKK da bunu istiyor. Ama doğru değil.
Bence Nevruz'da da yürüyecekler. Bayrak
Ja açacakJar. Bize de rritidahale talimaü
\erildi."
Esen'in de belirttiği gibi yürüyüşlerde
PKK, ARGK bayraklan açıldığı için mü-
dahale edilmesi, her gösteriyi kan gölüne
dönüştürmesi olasılığından söz ediliyor.
Bölge halkı Nevruz'u her yerleşim merke-
zinde. bildiği gibi kutlamakta kararlı.
Rnyrak açmaya da... Hatta Nevruz'a yak-
laşan günlerde durum gerginleşirse PKK
gerillalannın kutlamalarda bulunan halkı
koruması düşünülüyor.
PKK'nın yan kuruluşu ERNK'dan bir
kişi, "Peki, Nevruz'da bayrak açmaruza.
yürümenize müdahale edilmezse ne olur"
diye soruyoruz. Yanıt, "Ne olacak, yürü-
rüz. Son yıllann en büyük Nevruz'u olur
ve biter. Yani bu bir ayaklanmaya dön-
mez" biçiminde.
"Bahar sendromu", 21 Mart'taki Nev-
ruz yaklaştıkça bölgedeki herkesin üzeri-
ne olanca ağırlığıyla çöküyor. Ama her
şeyerağmenbahann gelişine sevinenler de
var. İdil'de PTT Merkezinde bir jandar-
ma erinin telefon konuşmalanna tanık
oluyoruz. Önce nişanlısını anyor, sevinç-
ten sesi titriyor:
"Bak işte bahar geldi. Gelmez diye kor-
kuyorduk. Dört ay kaldı. Daha yıllarca
birlikte olacağız."
Asker, daha sonra annesini anyor, böl-
gede bahann geldiğini ona da müjdeliyor:
"Anne, bak soğuklar geçti. Karlar eri-
yor. Bahar güneşi çıktı buralarda."
Keşke umudu. sevinci daim olsa...
DYP'liMahramlı:
CDoğu'da
PKK'h
olmak nıoda
GÜNSELİ ÖNAL (Ankara) - Gü-
neydoğu'da incelemelerde bulu-
nan DYP'li Muhtar Mahramlı,
gitmeden önceki önyargılannı,
"Zannediyordum ki bölgede iç
savaş var. Halkın yüzde 90'ı
devlete karşı. Kürt devleti kur-
mak için PKK ile işbirliği yapı-
yor" diye anlattı.
Mahramlı, bölgeye yaptığı ilk gezinin
ardından sorulanmızı şöyle yarutladı:
- Bölgedeki gözlemlerinizianlaürnusı-
nız?
MAHRAMLI - Bölge halkı terör
olaylannın yanında olmuyor. Halkın
yüzde 90'ı PKK ile devlet arasında sıkış-
mış kalmış. PKK bir köye gidip ihtiyaç-
lannı karşılıyor. Arkasından devlet, gi-
dip köylüyü suçluyor. Devletin aşınya
kaçan davranışlan var. Ancak oradaki
polisin, jandarmarun haleti ruhiyesini de
anlamak laam. Bizde bir de biliyorsu-
nuz, nerede olursa olsun polis karakola
birini ahnca konuşturmaya çalışır. Onun
için bölgede özel timin şart olduğuna
inanıyorum. Oraya gönderdiğimiz 21 -22
yaşındaki asker, subayın verdiği emirle
hareket ediyor. Bu yanlış. Askerin, suba-
yın iki dudağının arasından çıkau^lastık
bir emri uygulayıp uygulamama serbes-
tisi yok.
- Bunun için Başbakan'a ne önerdirûz?
MAHRAMLI - Oraya gönderilecek
polisin, suçluyu suçsuzu ayıracak, halka
insani muamele edebileceİc tarzda eğitil-
mesi laam. Devletin de bazı olaylara
gözünü yumması lazım. Çünkü bölgede-
ki en basit bir olay, mesela bir trafik ce-
zasının kesilmesi bile devletin polisiyle
halkı karşı karşıya getiriyor. PKK da
bunu provoke ediyor. Güvenlik görevli-
leri can korkusuyla görev yapıyor. Halk
ise kendilerine şiddet uygulandığından
şikâyet ediyor. Oraya giden güvenlik gö-
revlilerinin, polis değil, idareci gözüyle
bakabilmesi lazımdır olaylara. Çünkü
doğal olarak polis hep suçlu arar. Bu ne-
denle halkia insani ilişkiler kurabilecek
polislerin seçilerek gönderilmesi lazım.
- Başka eksiklikler de gözlediniz mi?
MAHRAM LI - Devlet o bölgeye eğil-
mek zorunda artık. Çünkü işsizlik çok
büyük bir sorun. Bölge halkının vücut ve
kafasını meşgul edecek işler bulunmalı.
Mesela Silvan'da 120-130 kahvehane
var. Hepsi dolu. Buralarda oturan işsiz
insanlar, eğri veya doğru bir sürü fikir
üretiyorlar. 1980 yılı öncesinde moda
solcu olmaktı. Şimdi oralarda moda
PKK'b olmak. Çünkü 1987-88'de, böl-
gedeki polis boşaltılınca PKK hâkim
olmuş. Oralarda devlet yok.
Anayasa Mahkemesi SHP'nin iptal başvurusunu görüşüyor
Terörle Mücadele Yasası yargdamyor
CUMHURfYET (Ankara)-Anayasa Mahkemesi, Anti-Terör Yasası ile ilgili olarak
SHP sözcülerinin görüşlerini aldı. SHP, yasanın tümünün iptali talebinde ısrar
ederken Anayasa Mahkemesi'nin iptal başvurusunu önümüzdeki hafta içinde
sonuçlandıracağı bildirildi.
ettiğini. düşünce açıklamanın önüne engel konul-
masının düşünceleri illegaliteye ittiğini anlattım"
diye konuştu.
Yasanın yeni suçlar yarattığını, basın özgürlü-
ğünü ortadan kaldırdığını belirten Alınak, "Bu
yasanın, kuısal savunma hakkına bir saldın yasa-
sı olduğunu, güvenlik güçlerine suç işleme imtiya-
zı getirdiğini ifade ettim" dedi. Alınak, Türkiye'-
deki insanlann Türkü, Kürdü. Lazı, Çerkeziyle
kardeş olduğunu, tarihsel bağlar nedeniyle arala-
nnda bir dostluk bulunduğunu da anlattığını söy-
ledi. TCK'nın 125. maddesinden hüküm gıyenle-
rin halen cezaevinde bulunmalannın insanlar
arasında bir avınm ve uygulama farklılığı günde-
me getirdiğini söylediğini de kaydeden Alınak.
yasanın iptali için SHP'nin muhalefet döneminde
başvurduklannı, ancak bu konudaki görüşlerin-
de şimdi de herhangi bir değişikhk olmadığını
vurguladı.
Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda Anti-
Terör Yasası olarak bilinen Terörle Mücadele
Yasasfna ilişkin iptal başvurusunda bulunan
SHP'nin sözcülerinden dün sözlü olarak görüş al-
dı.
SHP Grup Başkanvekili Mahmut Alınak ile
Ankara Milletvekili Prof.Dr. Mümtaz Soysal
oturum saati olan 10.00'da Anayasa Mahke-
mesi'ne geldiler. Basına kapalı oturumun başla-
masından yanm saat kadar sonra dışan çıkan
Alınak. TBMM'deki bütçe görüşmelerine katıla-
cağı için ilk söz hakkını kendisinin kullandığını,
açıklamalannın bitiminde de izin isteyerek otu-
rumdan aynldığını söyledi. Alınak, davanın tarihi
bir dava olduğunu. Türk ve dünya kamuoyunun
bu dava ile ilgilendiğini oturumda anlattığını be-
lirtti.
"Tartr yasası"
Alınak, Anayasa Mahkemesi oturumundaki
açıklamalanna ilişkin bir soru üzerine de şöyle de-
di:
"Her ne kadar yasanın adı Anti-Terör Yasası
ise de bir terör yasası olduğunu ve yaşanan şiddet
ortamının ciddi bir demokratik açılım ile ortadan
kaldınlabileceğinı söyledim."
Şiddeti yaratan nedenler ortadan kaldınlma-
dan şiddetin önüne geçilemeyeceğini, her vatan-
daşın başma bir polis ya da asker dikmenin fizi-
ken olanaksız olduğunu söylediğini de belirten
Alınak, "İspanya. İngiltere ve Belçika gibi ülke-
lerde yaşanan deneyimlerin ortaya çıkardığı gibi,
nedenlen ortadan kaldınlmadan şiddetin devam
DİSK'hımalvarlıgı
Alınak'tan yanm saat kadar sonra oturumdan
aynlan Mümtaz Soysal da gazetecilerin sorulan
üzerine. kendisinin özellikle DİSK'ın mal varlığı-
nın devrine ilişkin düzenleme üzerinde durduğu-
nu söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda
bir an önce karar vermesini istediğini kaydeden
Soysal şöyle devam etti:
"Çünkü bu hüküm dolayısıyla bazı mahkeme-
ler karar vermeye başladılar. Yani DİSK'in mal-
lannın kayyımlardan İş ve İşçi Bulma Kurumu'-
na devri konusunda baa kararlar alınmaya baş-
landı. Biz özellikle bu hükmün. uluslararası
düzeye çıkmasını istemiyoruz. Çünkü Anayasa
Mahkemesi bu konuda iptal isteğimizi reddeder-
se. önümüzde açık olarak Avrupa yargı yollan
kalıyor. Oysa bu hüküm bizce. Türk kanun koyu-
cusuna ve Türk hukukçusuna pek gurur vermeye-
cek bir düzenlemedir. Hukukun temel ilkelerini
çok temelden sarsmaktadır. Hukukçuluğumuzun
yüzakı bakımından bu karann bir an önce Tür-
kiye'deki yargı sisteminin en yüksek noktası olan
Anayasa Mahkemesi'nce karara bağlanmasını is-
tedik."
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden de SHP sözcülerinin açıklamalannın bant
çözümleri yapıldıktan sonra önümüzdeki günler-
de görüşmeye devam edeceklerini bildirdi. Ozden.
iptal başvurusunun esastan incelenmesi için gün-
dem belırleyeceğini belirterek "En kısa zamanda
görüşmeye çalışacağız" dedi.
Anayasa Mahkemesi yetkilileri. mahkeme he-
yetinin başvuruyu önümüzdeki hafta içinde ele
alarak sonuçlandıracağmı söylediler. Yetkililer,
SHP'nin DİSK mallanyla ilgili "öncelikle görüş-
me" istemi için de "bir başvuru içerisinde bazı
hükümlerin aynlarak önceden görüşülmesjnin
mümkün olmadığını" belirttiler. Yetkililer, DİSK
mallanyla ilgili düzenlemenin de diğer hükümler-
le birlikte ele alınacağını ifade ettiler.
SHP, nisan 1990da çıkanlan yasanın 11 mad-
desinin iptali için mayıs ayında Anayasa Mahke-
mesi'ne başvurmuştu. Raportör Alpaslan Nazlı-
oğlu'nun yaklaşık 9 ay süren incelemesi sonunda
hazırladığı rapor ise bu yıl başında mahkeme he-
yetine sunulmuş, heyet de bunun üzerine başvu-
ruyu esastan incelemeye başlamıştı. Raporda,
başta DİSK mallannın devri ile PKK sanıklanna
uygulanan TCK'nın 125. maddesini şartlı tahliye
kapsamı dışında tutan düzenlemeler olmak üzere
bazı hükümler için iptal isteminde bulunuluyor.
Olağanüstü hal uygulamasının kısaltilması
DYP, SHP'yi
yumuşatamadıCUMHURİYET (Ankara) -
DYP, SHP kanadının "olağa-
nüstü halin yumuşatılması"
yönündeki destek arayışına sı-
cak bakmıyor. SHP Ankara
Milletvekili Mehmet Keri-
moğlu, grup yönetimlerini
ikna etmeleri için DYP millet-
vekilleri Fevzi Yalçın, Ahmet
Sezai Özbek ve İbrahim Ya-
şar Dcdelek ile görüşürken
DYP Grup Başkanvekili Tur-
han Tayan, olağanüstü halin
dört ay daha uzatılmasına iliş-
kin Bakanlar Kurulu karan-
nın Meclis'ten aynen geçirile-
ceğini söyledi.
Tayan, dün saat 17.00"de.
SHP'nin "olağanüstü halin
yumuşatılması ve kapsamının
daraltılması" yönündeki giri-
şimlerinin henüz DYP grup
yönetimine ulaşmadığını be-
lırlti. SHP'nın bu yöndeki is-
teklerini SHP'lilerden veya
onlann konuştuğu DYP mil-
letvekillerinden değil. basın-
dan öğrendiğine dikkat çeken
| Tayan, "Bize henüz hiçbir is-
tek ulaşmadı, ama olağanüstü
hal uygulamasının dört ay da-
ha uzatılması karan çıkacak-
tır. Bu konuda bir endişemiz
yok. 21 Arahk 1991 de
TBMM'de, terör ve anarşi
konulu genel görüşme sırasın-
da, partilerin genel mutaba-
katı aşağı yukan çıkmıştır. Bu
konuda bir endişe taşımıyo-
ruz. Aklı selim galip gelecek-
tir" diye konuştu. Türkiye'nin
içinde bulunduğu koşullann
ortada olduğunu söyleyen
Tayan, sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Bu bölgede olup bitenlerle
ilgili yeni bir yöneum modeli
geliştirilmediği müddetçe ola-
ğanüstü halin devamı kaçmıl-
mazdır. Olağanüstü hal uygu-
lamasıyla bile başedilemeyen
olaylann. olağan yönetimlerle
nasıl çözüleceğini şu ana ka-
dar kimse söyleyebilmiş değil-
dir. Kaldıralım, ama yerine ne
koyacağız?"
SHP Ankara Milletvekili
Kerimoğlu, dün olağanüstü
hal uygulamasının yumuşatıl-
ması ve kapsamının daraltıl-
ması için DYP kanadında
girişimlerde bulundu. Keri-
moğlu, DYP Eskişehir millet-
vekilleri Dedelek ve Yalçın ile
Kırklareli Milletvekili Özdek
ile görüşerek, olağanüstü hal
uygulamasının dört ay daha
uzatılmasının doğru olmadı-
ğını savundu.