15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-m2 MART1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER PKH'yafinlem M ANKA (Ankara) - Mıllı Savunma Bakanı Nevzat Ayaz. Güneydoğu'da eylem yapacak güçlere karşı ahnacak önlemİenn "halka karşı taarruz" niteliğindeolmayacağınıaçıkladı. Bakan /^yaz, "Vatandaşı rahatsız edecek bir hmareketin düşünülmesi mümkün cieğildir" dedi. Milli Savunma Bakanı Ayaz, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın b*ahar aylannda Güneydoğu'da güvenlik k. uvvetlerinin bir harekâta geçeceği yolundaki açıklamalanyla başlayan tartışmalan "ımalı" ıfadelerle dteğerlendirdi. Bakan Ayaz, "Bahar rLarekâü doğrudan doğruya güvenlik k uvvetkrinin harekât yapması şeklinde değil" diyerek bölgede PKK'ya ve onun yüpacağı eylemlere karşı önlem alındığını soyledi. CIA parmağı m ANKA (Istanbul) - Gazeteci Abdullah ĞVzkan, "Sam Amca'nın Çocuklan" adıyla yayımladığı kitapta, Türkiye'de gerçekleştırilen darbelerde CIA'nın ' parmağının bulunduğunu ileri sürdü. Abdullah Özkan'ın Emre Yayınlan'ndan çıkanlan "'Sam Amca'nın Çocuklan" adlı kilabındacalışma sıstemlen, • operasyonlan ve bazı eylemleriyle CIA anlatılıyor. Özkan, kitabmda derlediği bilgilerle 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül . darbelerinin CI A'nın bilgisi ışığında gerçekleştirildığini. darbe öncesi bazı olaylarda bunun açığa çıktığını savundu. Türkiye'ye ilişin 1983 tarihli CIA raporunun baa bölümlerine de yer verilen kitapta raporun, zamanının Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Turgut Özal için "uyumlu bir ikıli" görüşünü içerdiği kaydedildi. Olağanüstü hal kalksın •ANKA (İzmir) - Sosyalist Birlik Partisi (SBP) İzmir İl Başkanı'Av. Sami Alptekin, Güneydoğu'da olağanüstü halin dört ay daha uzatılrnasına karşı olduklannı söyledi. SBP İl Başkanı Alptekin, ANKA'nın konuya ilişkin sorusunu yanıtlarken olağanüstü halin kaldınlması için partisinin geçen hafta yapılan il kongresinde aldığı tavsiye karan bulunduğunu söyledi. Alptekin : şöyk konuştu: "Güneydoğu'da olağanüstü halin dört ay daha uzatılması gündemdedir. Nevruz krizi diye panik havası yaratılarak olağanüstü hal karanna destek sağlamak istenmektedir. , Muhalefetteyken olağanüstü halin kaldınlacağını savunan koalisyon , hükümetmin ortaklan şimdi bu yükümlülükten kaçmaktadırlar. .Güneydoğu'da olağanüstü hal mutlaka kaldınlmalıdır. Soruna demokrasi kurallan içinde çareler bulunmalıdır." 6AP milli projesi • AA (Ankara) - ANAP Bitliş JVIiiletvekili Kâmran Inan, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP), iç vedış kamuoyunun gündeminden düştüğü görüşünü savunarak "Hükümet ve benden sonra proje koordinatörlük .şerefini üstlenen bakandanricam,bu milli projeye gereken önem ve itinanın gösterilmesidir" dedı. Kâmran İnan, yaptığı yazılı açıklamada. GAP'm dünyada yürütülen en büyük proje olduğunu. yöre insanına güç ve güven verdiğini belirtti. Erbakan ABD'ye gitti • AA (İstanbul) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, BM Genel Sekreteri Butros Gali ile "İslam âlemini ilgilendiren çeşııli konularda görüşmeler yapmak" üzere ABD'ye gitti. Necmettin Erbakan, Atatürk Havalimanf nda yaptığı açıklamada, bugün l .5 milyarhk nüfusuyla çok önemli bir güç olan Islam ülkelerinin, aralanndaki birük ve beraberlik bağlannın zayıflığı yüzünden yeterince etkili olamadıklannı kaydetti. BM Genel Sekreteri Galı ile cuma günü New York'ta yapacaklan görüşmede, parlamentoşunu serbest seçimle oluşturan 7 İslam ülkesi Türkiye, Pakıstan, Bangladeş. Malezya. İJrdün, Mısır ve Iran'dan birer milletvekilinin bulunacağını kaydeden Erbakan şöyle dedi: "Bu 7 arkadaşımız l .5 milyarhk İslam dünyasını temsilen göriişmelerde bulunacak." TBMM bötçesi • AA (Ankara) - TBM M Başkanvekili Yıldınm Avcı. anayasa değişikliğı konusundaki çahşmalann en kısa sürede tamamlanmasına çalışıldığını bildirdi. TBMM Başkanlığı'nın 1992 yılı bütçe tasansı, genel kurulda görüşülerek kabul edildi. TBMM Başkanvekili Yıldınm Avcı, parlamento çalışmalanyla ilgili bilgi verirken anayasa değişikliği konusunda tüm gruplann işbirliği içinde olduğunu. önümüzdeki a> larda konuyu genel kumla getirebilmek için çaba harcadıklannı söyledi. TBMM yeni içtüzüğünün önümüzdeki günlerde genel kuruldan çıkarak kesınlik kazanacağını da bildiren Yıldınm Avcı, Meclis çalışmalannın TRT'den yayımlanması konusundaki mali sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklannı. ancak bunlann aşılmak üzere olduğunu belirtti. Kursiyer belediye başkanları • AA (Ankara) - Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Başkanlığı'nca, yerel yöneticilere verilen kurs çençevesinde değişik illerden gelen 46 belediye başkanı, Sincan Belediyesi'ni ziyaret ederek faalıyetleri hakkında bilgi a!<±. Yerel yöneticileri bilgilendirtnek, diğer belediyelerin hizmetlerini, çalışmalannı yerinde görmek amacıyla düuenienen kursa katılan belediye başjcanlan, Sincan Belediyesi'nin çalşmalannı anlatan bir nlm izlediler. Bekdiyenin hizmetlerini yerinde görmek üz«re şehir turuna çıktılar. Belediye ba^tanlan, Tansa, halkia ilişkiler büuolan, kütüphane ve kreşleri gezerek buualardaki uygulamalan incelediler. Nlar. evruz, Farsçada "yeni gün" anlamına geliyor. Yeni günün arkasındaki anlam ise Nevruz'u kutlayanlara göre değişi- yor. Ale\iler ve Bektaşiler, Nevruz'u, Hz. Ali'nin doğum günü ve Hz. Fatma ile evlendiği gün olarak kabul ediyor- BAŞKENTTEN Eski İran'da takvim yılının ilk ayının ilk günü Nevruz sayılıyor. Şiilere göre Hz. Ali'ye halifelik bugün verilmiştir. Asıl kutsallığı bu- radan gelmektedir... Ortadoğu ve Ön Asya'daki çeşitli topluluklarda ise bugünün ba- har bay ramı olduğu inancı egemendir. Çünkü Nevruz günü güneş, koç burcuna girmektedir. Ve Tann insanı (ve belki de ölümsüz sev- giyi ve sevgiliyi) o gün yaratmış, kâinatın oluşması buyruğunu o gün vermiştir. İ ran şahlan ve devlet ileri gelenleri, Nevruz günlerinde halkın dert- lerini dinlemeye ve isteklerini yerine getirmeye özen gösterirlerdi. Nevruz kutlamalan, İslamiyeti kabul etmelerinden önce Türkler arasında da çok yaygındı. Bugün Balkanlarda ve Kafkas ülkelerin- de de kutlanan Nevruz geleneği Irak ve Mısır'da da sürmektedir. Kürtlerdeki Nevruz geleneğinin örgüsünde tüm bu unsurlar yer alıyor. Kürtler aynca Nevruz'u bir efsane ile de bütünleştiriyor. Bu- na göre Kawa adlı demircinin, zalimler zalimi Dehhak adlı hüküm- dan devirmesi ile Nevruz birlikte kutlanıyor. Nevruz'la ilgili temel ansiklopedik bilgiler böyle. 21 martcumarte- AHMET TAN Nevruz Nevrozu... si günü kutlanacak olan Nevruz'un öteki ülkelerde nasıl bir ruh ha- leti ile beklendiğine ilişkin ajanslardan bir bilgi gelmiyor. Ancak Nevruz'un Türkiye'de hissedilir siyasal nevroza yol açtığı göriilü- vor. "Nevroz"u Britannica şöyle tanımhyor: "Sürekli bir huzursuzluk duygusu eşliğinde bedensel ve toplumsal işlevlerde aksamalara yol açan ruhsal bozukluk. Tanımlayıcı özellikleri genel bir mutsuzluk, bunaltı, açık ve bilinçdışı zihinsel çatışmalardır. Nevroz durumun- da, psikozdan farkh olarak, rahatsızlığın bilincinde olunur." Bu anlamda devletin içine düştüğü Nevruz nevrozu yine de ehveni şer bir hal. Çünkü "rahatsızlığın bilincinde olma hali" tedaviye ulaş- mayı, göreli olarak kolaylaştırmaktadır. Tıp kitaplan, nevrozun "iç çatışmalara karşı bir tepki" olarak ge- liştiğini yazmaktadır. Bu anlamda, Güneydoğu'daki Nevruz hazır- lıklan ile hükumetin içine düştüğü nevroz. benzerlik gösteriyor. Güneydoğu'daki Nevruz hazırlıklannın bugüne kadar yaşanan- lardan çok daha kapsamlı olduğu anlaşılıyor. Bölgeden gelen haber- lerden, sorunlu yörelerde bir haftadan beri halkın çeşitli kesimleri ile görüşmeler yapan arkadaşımız Faruk BildiricTnin gözlemlerinden ve SHP'nin HEP kökenli milletveki İlerinin anlattıklanndan, bu yılki Nevruz "seferberliğinin", Cumhurbaşkanı Özal'ın bir süre önce or- taya attığı, "ordunun bahar operasyonu"na karşı bir "nazire" ola- rak geliştiği ortaya çıkıyor. PKK, belli ölçüde yanına çekmeyi başardığı bölge halkı ile Nev- ruz gösterileri yaparak Özal'ın "bahar operasyonu"na hodri mey- dan demeyi hedefliyor. Hükümet ve devlet. çok soğukkanlı ve akıllı hareket etmek zorun- da. Demirel'in. çıkaracağını SHP milletvekillerine söylediği "Nev- ruz Genelgesi" bu konuda umut verici. Bu genelge ile güveniik güç- lerinin kışkırtmaya dönüşebilecek Nevruz kutlamalanna müdahale etmemesi öngörülecek. Nevruz'u, olanak olsa da 60 milyon nüfusuyla tüm Türkiye kutla- sa... hlamiyetten önce Türklerin kutladığı bu mutlu gün, Orta Asya'daki soydaşlarla yeniden buluşulan bu dönemde niye hep bir- likte kutlanmasın? HEP'in Güneydoğu gezisinden izlenimler NevTiızMa PKK eşliğindekutlamaFARUKBf LDfRİCt (tdil)-Şırnak'ın İdil ılçesinın anacaddeien oldukça kalabalık. Sanki tüm İdil halkı sokağa taşmış. Ama ne birgösteri, ne bir olay var. Nedenini so- ruyoruz, yanıt ılginç: "Asker. polis her gün silahlarla caddede dolaşıp gövde gösterisi yapıyor, biz de onun için sürekli dışanda dolaşıyoruz. Bir şey yapmıyoruz, ama varlığımızı, bu^run bize ait olduğunu gösteriyoruz." Vatandaş-güvenlik kuvvetleri kamplaş- ması bu boyutta... HEP İdil ilçe merkezinde kentte son günlerde durumun gerginleşmesine yol açan Tepeköy (Xrabereppel) olayı anlatı- lıyor: "Bu köyde Hizbullahçılar hâkim. Köy- lülere eziyet ediyorlar. 3 marttaki olayda da 50 evi yaktılar. Devlevin verdiği silah- larla PKK'yı destekleyen Kürtleri köyden attılar. Bin kişi sokakta kaldı. Mallanna, eşyalanna da el koydular. Geçen milletve- killeri geldiğinde onlan da taşladılar. 14 yaşındaki Şefık Oğuz'u askerlerle Hizbul- lahçılar birlikte öldürdü. Cesedini bile geri alamadık." Binbaşı Mustafa Karadağ'ın da köyde- ki Hizbullahçılan desteklediği öne sürülü- yor. Ardından HEP yöneticilerine, gazeteci- lere, "İlla siz de köye gidin. görün" diye ısrartar başlıyor. HEP yöneticileri, köye gitmeyi kabul etmeyince bu kez bir kişi, "Korkuyorsunuz" demeye başlıyor. Köye gidince olay çıkacağı, en azından gazeteci- lerin. HEP yöneticilerinin taşlanacağı an- laıılınca insanı şaşırtan mantık şöyle dile getiriliyor: "Ne olur, onlar da birkaç tokat, birkaç taş yerse? Bizim ne çektiğimizi görmüş olurlar..." Zaten bölgede Hizbullah olarak adlan- dınlan güç konusunda da çelişik iddialar söz konusu. Özellikle Nusaybin'de yoğun- laşan Kürtlere yönelik eylemleri gerçek- leştiren örgüt için "Hizbul-Şeytan" ya da daha yaygın adıyla "Hizbul-Kontra" de- niliyor. Kürt kaynaklan bu adlan kulla- nırken "Hizbullah-Kontrgerilla" ilişkisini öne sürüyor. Bölgedeki Hizbullah kay- naklan da olaylarla kendilerinin ilgileri olmadığını, İslami kesimin de kavganın tarafı haline getirilmek istendiğini savunu- yor. Bu kesım de "Hizbul-Kontra" adının kullanılmasından yana. İki tarafın da or- tak noktası. bölgede yoğunlaşan faili meç- hul cinayetlerden, bombalamalardan devlet güçlerini sonlmlu tutmalan... Tepeköy'de de yüzlerce kişinin evlerini, eşyalannı terk etmelerine, insanlann öl- mesine yol açan olay konusunda farklı değerlendirmeler yapılıyor. İdil Kayma- kamı Kasım Esen, "Olayı çözmek için çok çalışüm. Burada ilişkiler çok kanşık ve her şey PKK-Hizbullah ya da PKK-Devlet çatışması gjbi gösterihyor" diyor. Esen'e göre Tepeköy'deki olayın gerçek yüzü şu: Güneydoğu'da herkes politikayla içiçe. Sembol ise zafer işareti. "Bu köyde Muhtar Cemil Akman'ın yerine geçecek kişi Şefık Akman. Ekrem Akman da muhtar olmak istiyor. Ama bi- raz zayıf. Ekrem Akman, bunun üzerine PKK ile ilişkiye geçiyor. Aslında PKK'- dan anladıklanndan değil. Bu köy de bi- zim PKK taraftan olmayan iki üç köyü- müzden biri. Cemil Akman direnince PKK. köyü bir ay ablukaya alıyor. Köy- den çıkmak isteyince muhtan ve yeğenini vuruyorlar. Ondan sonra da azınlık tarafı olduğu için Ekrem Akman tarafı köyü terk ediyor. Öbürleri de 13 evi, eşyalanyla birlikte kundakhyor. Koyunlannın da bir kısmını vermiyorlar." Kaymakam'a göre bölge halki mahke- meye başvurmuyor. Devleti dışlamış. "Sa- dece asker. polis ve devlet görevlileriyle ilgili şikâyetleri olduğunda bize gelıyor- lar" diyen Esen, bir itirafta bulunuyor: "2^aten halkı biz yönetmiyoruz. Ben de askerler ve halk arasında sıkışmış bir du- rumdayım." Esen'in geçen hafta milletvekili heyeti- nin "Çözüm ne?" sorusuna verdiği karşı- lık da hcrkesin dilinde: "Gerçekten çözmek istiyorsanız kolay. Ya dağdakileri buraya getireceksiniz va da buradakileri dağa göndereceksiniz. Çünkü dağdakilerle bunlar aynı." Kaymakam Esen, 6 aydır Idil'de görev yapıyor. Kendisinden önce İdil'e atanan kaymakam, buraya gelmeyi reddetmiş. Esen de İdil'de çahşmaktan çok memnun görünmüyor. Ama İdil Hükümet Ko- nağı'nın önünde ne bir polis, ne bir asker. Böyle bir korumaya gerek görmüyor. "Ne olacak ki bana?" diyor ve ekliyor: "Zaten 36 polisim var. 25 de özel tim. Nokta operasyonlan durdurulduğundan bu yana onlan karakoldan dışan çıkarmı- yoruz. Diğerleri ile de ne yapabilirim?" Esen'in anlatüğı "bölge realitesr' çarpı- cı: "İdil'in toplam nüfusu 45 bin. 35 bini PKK'nın arkasında. Merkezde bir yürü- yüş olduğunda 13 bin kişiden 10 bini soka- ğa çıkıyor. Biz burada yürüyüşlere müda- hale edersek büyük olaylar çıkar. Belki PKK da bunu istiyor. Ama doğru değil. Bence Nevruz'da da yürüyecekler. Bayrak Ja açacakJar. Bize de rritidahale talimaü \erildi." Esen'in de belirttiği gibi yürüyüşlerde PKK, ARGK bayraklan açıldığı için mü- dahale edilmesi, her gösteriyi kan gölüne dönüştürmesi olasılığından söz ediliyor. Bölge halkı Nevruz'u her yerleşim merke- zinde. bildiği gibi kutlamakta kararlı. Rnyrak açmaya da... Hatta Nevruz'a yak- laşan günlerde durum gerginleşirse PKK gerillalannın kutlamalarda bulunan halkı koruması düşünülüyor. PKK'nın yan kuruluşu ERNK'dan bir kişi, "Peki, Nevruz'da bayrak açmaruza. yürümenize müdahale edilmezse ne olur" diye soruyoruz. Yanıt, "Ne olacak, yürü- rüz. Son yıllann en büyük Nevruz'u olur ve biter. Yani bu bir ayaklanmaya dön- mez" biçiminde. "Bahar sendromu", 21 Mart'taki Nev- ruz yaklaştıkça bölgedeki herkesin üzeri- ne olanca ağırlığıyla çöküyor. Ama her şeyerağmenbahann gelişine sevinenler de var. İdil'de PTT Merkezinde bir jandar- ma erinin telefon konuşmalanna tanık oluyoruz. Önce nişanlısını anyor, sevinç- ten sesi titriyor: "Bak işte bahar geldi. Gelmez diye kor- kuyorduk. Dört ay kaldı. Daha yıllarca birlikte olacağız." Asker, daha sonra annesini anyor, böl- gede bahann geldiğini ona da müjdeliyor: "Anne, bak soğuklar geçti. Karlar eri- yor. Bahar güneşi çıktı buralarda." Keşke umudu. sevinci daim olsa... DYP'liMahramlı: CDoğu'da PKK'h olmak nıoda GÜNSELİ ÖNAL (Ankara) - Gü- neydoğu'da incelemelerde bulu- nan DYP'li Muhtar Mahramlı, gitmeden önceki önyargılannı, "Zannediyordum ki bölgede iç savaş var. Halkın yüzde 90'ı devlete karşı. Kürt devleti kur- mak için PKK ile işbirliği yapı- yor" diye anlattı. Mahramlı, bölgeye yaptığı ilk gezinin ardından sorulanmızı şöyle yarutladı: - Bölgedeki gözlemlerinizianlaürnusı- nız? MAHRAMLI - Bölge halkı terör olaylannın yanında olmuyor. Halkın yüzde 90'ı PKK ile devlet arasında sıkış- mış kalmış. PKK bir köye gidip ihtiyaç- lannı karşılıyor. Arkasından devlet, gi- dip köylüyü suçluyor. Devletin aşınya kaçan davranışlan var. Ancak oradaki polisin, jandarmarun haleti ruhiyesini de anlamak laam. Bizde bir de biliyorsu- nuz, nerede olursa olsun polis karakola birini ahnca konuşturmaya çalışır. Onun için bölgede özel timin şart olduğuna inanıyorum. Oraya gönderdiğimiz 21 -22 yaşındaki asker, subayın verdiği emirle hareket ediyor. Bu yanlış. Askerin, suba- yın iki dudağının arasından çıkau^lastık bir emri uygulayıp uygulamama serbes- tisi yok. - Bunun için Başbakan'a ne önerdirûz? MAHRAMLI - Oraya gönderilecek polisin, suçluyu suçsuzu ayıracak, halka insani muamele edebileceİc tarzda eğitil- mesi laam. Devletin de bazı olaylara gözünü yumması lazım. Çünkü bölgede- ki en basit bir olay, mesela bir trafik ce- zasının kesilmesi bile devletin polisiyle halkı karşı karşıya getiriyor. PKK da bunu provoke ediyor. Güvenlik görevli- leri can korkusuyla görev yapıyor. Halk ise kendilerine şiddet uygulandığından şikâyet ediyor. Oraya giden güvenlik gö- revlilerinin, polis değil, idareci gözüyle bakabilmesi lazımdır olaylara. Çünkü doğal olarak polis hep suçlu arar. Bu ne- denle halkia insani ilişkiler kurabilecek polislerin seçilerek gönderilmesi lazım. - Başka eksiklikler de gözlediniz mi? MAHRAM LI - Devlet o bölgeye eğil- mek zorunda artık. Çünkü işsizlik çok büyük bir sorun. Bölge halkının vücut ve kafasını meşgul edecek işler bulunmalı. Mesela Silvan'da 120-130 kahvehane var. Hepsi dolu. Buralarda oturan işsiz insanlar, eğri veya doğru bir sürü fikir üretiyorlar. 1980 yılı öncesinde moda solcu olmaktı. Şimdi oralarda moda PKK'b olmak. Çünkü 1987-88'de, böl- gedeki polis boşaltılınca PKK hâkim olmuş. Oralarda devlet yok. Anayasa Mahkemesi SHP'nin iptal başvurusunu görüşüyor Terörle Mücadele Yasası yargdamyor CUMHURfYET (Ankara)-Anayasa Mahkemesi, Anti-Terör Yasası ile ilgili olarak SHP sözcülerinin görüşlerini aldı. SHP, yasanın tümünün iptali talebinde ısrar ederken Anayasa Mahkemesi'nin iptal başvurusunu önümüzdeki hafta içinde sonuçlandıracağı bildirildi. ettiğini. düşünce açıklamanın önüne engel konul- masının düşünceleri illegaliteye ittiğini anlattım" diye konuştu. Yasanın yeni suçlar yarattığını, basın özgürlü- ğünü ortadan kaldırdığını belirten Alınak, "Bu yasanın, kuısal savunma hakkına bir saldın yasa- sı olduğunu, güvenlik güçlerine suç işleme imtiya- zı getirdiğini ifade ettim" dedi. Alınak, Türkiye'- deki insanlann Türkü, Kürdü. Lazı, Çerkeziyle kardeş olduğunu, tarihsel bağlar nedeniyle arala- nnda bir dostluk bulunduğunu da anlattığını söy- ledi. TCK'nın 125. maddesinden hüküm gıyenle- rin halen cezaevinde bulunmalannın insanlar arasında bir avınm ve uygulama farklılığı günde- me getirdiğini söylediğini de kaydeden Alınak. yasanın iptali için SHP'nin muhalefet döneminde başvurduklannı, ancak bu konudaki görüşlerin- de şimdi de herhangi bir değişikhk olmadığını vurguladı. Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda Anti- Terör Yasası olarak bilinen Terörle Mücadele Yasasfna ilişkin iptal başvurusunda bulunan SHP'nin sözcülerinden dün sözlü olarak görüş al- dı. SHP Grup Başkanvekili Mahmut Alınak ile Ankara Milletvekili Prof.Dr. Mümtaz Soysal oturum saati olan 10.00'da Anayasa Mahke- mesi'ne geldiler. Basına kapalı oturumun başla- masından yanm saat kadar sonra dışan çıkan Alınak. TBMM'deki bütçe görüşmelerine katıla- cağı için ilk söz hakkını kendisinin kullandığını, açıklamalannın bitiminde de izin isteyerek otu- rumdan aynldığını söyledi. Alınak, davanın tarihi bir dava olduğunu. Türk ve dünya kamuoyunun bu dava ile ilgilendiğini oturumda anlattığını be- lirtti. "Tartr yasası" Alınak, Anayasa Mahkemesi oturumundaki açıklamalanna ilişkin bir soru üzerine de şöyle de- di: "Her ne kadar yasanın adı Anti-Terör Yasası ise de bir terör yasası olduğunu ve yaşanan şiddet ortamının ciddi bir demokratik açılım ile ortadan kaldınlabileceğinı söyledim." Şiddeti yaratan nedenler ortadan kaldınlma- dan şiddetin önüne geçilemeyeceğini, her vatan- daşın başma bir polis ya da asker dikmenin fizi- ken olanaksız olduğunu söylediğini de belirten Alınak, "İspanya. İngiltere ve Belçika gibi ülke- lerde yaşanan deneyimlerin ortaya çıkardığı gibi, nedenlen ortadan kaldınlmadan şiddetin devam DİSK'hımalvarlıgı Alınak'tan yanm saat kadar sonra oturumdan aynlan Mümtaz Soysal da gazetecilerin sorulan üzerine. kendisinin özellikle DİSK'ın mal varlığı- nın devrine ilişkin düzenleme üzerinde durduğu- nu söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda bir an önce karar vermesini istediğini kaydeden Soysal şöyle devam etti: "Çünkü bu hüküm dolayısıyla bazı mahkeme- ler karar vermeye başladılar. Yani DİSK'in mal- lannın kayyımlardan İş ve İşçi Bulma Kurumu'- na devri konusunda baa kararlar alınmaya baş- landı. Biz özellikle bu hükmün. uluslararası düzeye çıkmasını istemiyoruz. Çünkü Anayasa Mahkemesi bu konuda iptal isteğimizi reddeder- se. önümüzde açık olarak Avrupa yargı yollan kalıyor. Oysa bu hüküm bizce. Türk kanun koyu- cusuna ve Türk hukukçusuna pek gurur vermeye- cek bir düzenlemedir. Hukukun temel ilkelerini çok temelden sarsmaktadır. Hukukçuluğumuzun yüzakı bakımından bu karann bir an önce Tür- kiye'deki yargı sisteminin en yüksek noktası olan Anayasa Mahkemesi'nce karara bağlanmasını is- tedik." Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de SHP sözcülerinin açıklamalannın bant çözümleri yapıldıktan sonra önümüzdeki günler- de görüşmeye devam edeceklerini bildirdi. Ozden. iptal başvurusunun esastan incelenmesi için gün- dem belırleyeceğini belirterek "En kısa zamanda görüşmeye çalışacağız" dedi. Anayasa Mahkemesi yetkilileri. mahkeme he- yetinin başvuruyu önümüzdeki hafta içinde ele alarak sonuçlandıracağmı söylediler. Yetkililer, SHP'nin DİSK mallanyla ilgili "öncelikle görüş- me" istemi için de "bir başvuru içerisinde bazı hükümlerin aynlarak önceden görüşülmesjnin mümkün olmadığını" belirttiler. Yetkililer, DİSK mallanyla ilgili düzenlemenin de diğer hükümler- le birlikte ele alınacağını ifade ettiler. SHP, nisan 1990da çıkanlan yasanın 11 mad- desinin iptali için mayıs ayında Anayasa Mahke- mesi'ne başvurmuştu. Raportör Alpaslan Nazlı- oğlu'nun yaklaşık 9 ay süren incelemesi sonunda hazırladığı rapor ise bu yıl başında mahkeme he- yetine sunulmuş, heyet de bunun üzerine başvu- ruyu esastan incelemeye başlamıştı. Raporda, başta DİSK mallannın devri ile PKK sanıklanna uygulanan TCK'nın 125. maddesini şartlı tahliye kapsamı dışında tutan düzenlemeler olmak üzere bazı hükümler için iptal isteminde bulunuluyor. Olağanüstü hal uygulamasının kısaltilması DYP, SHP'yi yumuşatamadıCUMHURİYET (Ankara) - DYP, SHP kanadının "olağa- nüstü halin yumuşatılması" yönündeki destek arayışına sı- cak bakmıyor. SHP Ankara Milletvekili Mehmet Keri- moğlu, grup yönetimlerini ikna etmeleri için DYP millet- vekilleri Fevzi Yalçın, Ahmet Sezai Özbek ve İbrahim Ya- şar Dcdelek ile görüşürken DYP Grup Başkanvekili Tur- han Tayan, olağanüstü halin dört ay daha uzatılmasına iliş- kin Bakanlar Kurulu karan- nın Meclis'ten aynen geçirile- ceğini söyledi. Tayan, dün saat 17.00"de. SHP'nin "olağanüstü halin yumuşatılması ve kapsamının daraltılması" yönündeki giri- şimlerinin henüz DYP grup yönetimine ulaşmadığını be- lırlti. SHP'nın bu yöndeki is- teklerini SHP'lilerden veya onlann konuştuğu DYP mil- letvekillerinden değil. basın- dan öğrendiğine dikkat çeken | Tayan, "Bize henüz hiçbir is- tek ulaşmadı, ama olağanüstü hal uygulamasının dört ay da- ha uzatılması karan çıkacak- tır. Bu konuda bir endişemiz yok. 21 Arahk 1991 de TBMM'de, terör ve anarşi konulu genel görüşme sırasın- da, partilerin genel mutaba- katı aşağı yukan çıkmıştır. Bu konuda bir endişe taşımıyo- ruz. Aklı selim galip gelecek- tir" diye konuştu. Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullann ortada olduğunu söyleyen Tayan, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Bu bölgede olup bitenlerle ilgili yeni bir yöneum modeli geliştirilmediği müddetçe ola- ğanüstü halin devamı kaçmıl- mazdır. Olağanüstü hal uygu- lamasıyla bile başedilemeyen olaylann. olağan yönetimlerle nasıl çözüleceğini şu ana ka- dar kimse söyleyebilmiş değil- dir. Kaldıralım, ama yerine ne koyacağız?" SHP Ankara Milletvekili Kerimoğlu, dün olağanüstü hal uygulamasının yumuşatıl- ması ve kapsamının daraltıl- ması için DYP kanadında girişimlerde bulundu. Keri- moğlu, DYP Eskişehir millet- vekilleri Dedelek ve Yalçın ile Kırklareli Milletvekili Özdek ile görüşerek, olağanüstü hal uygulamasının dört ay daha uzatılmasının doğru olmadı- ğını savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle