Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5AYFA CUMHURlYET 24 ŞUBAT1962 PAZARTESJ
14 GORUŞLER
HUKUKÇU
GÖZÜYLE
»tLENTTANÖR
Anayasa Stratejileri
Tiavasa Mahkemesı Başkanı Y G Ozden,
A haİcIı olarak 1982 Anayasası"nın hukuka uy-
gun olmadığını vurguluyor Bunu yaparken de
hem yargıçların sıkıntısını açığa vurmuş olu-
jor.hem de yenı bır anayasavaolan ıhtıyacı bır kez daha
hatırlatıyor.
Yenı bır anayasanın vapılması bugunku koalısyonun
ıJi ortağinın da seçım oncesı vaatlerındendı DYP, bır
aıayasa metnı değılse bıleayrıntılı ılkelere yer veren kı-
Upçıklar>d>ımlamıştı SHPıse uzunçalışmalarsonunda
rraddeleşmış bır anayasa taslağı oluşturdu Ama her ne-
dense o gun bugun, bu metnı gızlemeyı veğledı. kamuo-
yınasunamadı ANAP'a gelınce resmı vada fahrı genel
b<şkanlarının agzından bu partı de venı bır anayasadan
y^na olduğunu duyurmuştu
Genel seçımlerden sonra ıse koalısvon ortakları hem
ptotokollenn hem de hukumet programlannda yenı \e
demokratık anavasanın hazırlanması noktasında bırleş-
tıbr TBM M Başkanı H Cındorukddiçtuzukçalışmala-
riBin bıtınlmesınden sonra bu vonde gırışımlenn başla-
yacağını açıklamıştı
Oysa bugun, basına vansıvan haberlerden anlaşılaca-
ğına gore hukumet ortakian arasında şımdılık kısmı ana-
yasa değışıklıklerıyleyetınmeeğıltmı doğmuş bulunmak-
tadır Bunun da gerekçesı, >enı bır anayasa ıçın gereklı oy
sa/ısınasahıpolmadıkları ıddıasıdır Kanımca bugoruş,
he-n sıyası hem de hukukı açıdan sağlam değıldır
Bır kere bugunku TBMM nın bır kurucu meclısolma-
m<tsına rdğmen, anayasadd değışıkiık yapmak kadar
yepyenı bır anayasa hazırlamak yetkısı de vardır 1924
Arayasası da olağan bır>asama meclısı tarafından kabul
edılmıştır Şu var kı gunumuzun demokratık anavasacılı-
ğı açısından. kurucu nıtelıkte olmayan. olağan (adı) ya-
sama meclıslennın yapacağı bır anayasanın halkoylama-
sına sunulması da bır zorunluluktur
Sıyasal açıdan da bugunku Meclıs. yenı bır anayasa
hazırlama gucune S4hıptır Seçımlerde yenı anayasa va-
adı ve programları esaslı bır yer tutmuştur Şu halıyle
Meclıs. HEP kokenlılerı de sayarsak 8 partının temsıl
olunduğu bır organdır ve ulkenın sıvasal coğrafyasını
yansıtmaktadır
Kılıt sorun, nısaplardır "Yenı bır anayasa ıçın yeterlı
oy sayımız yok duşuncesınde olanlar, bu sayıy ı 300 ola-
rak duşunmektedırler Bu yanlıştır 1982 Anayasası'nın
175 maddesının anayasa değışıklığı ve dolayısıyla yenı
bır anayasa yapımı ıçın ongorduğu model basıtçe şudur
Değışıkiık yada yenı metm 270 ıla 100 arasında oy almış-
sa halkoylamasına gıdılmesı zorunludur 300'den fazla
oy alan metnın halkoylamasına sunulması ıse Cumhur-
başkanı'nın takdırıne kalmıştır
Kurucu meclıs tarafından yapılamayan bır yenı anaya-
sanın halkoylamasına sunulmasr bır zorunluluktur Boy-
le olunca da yenı anayasanın Meclıs'te kabul ıçın yeterlı
oy sayısı 300 değıl 270'tır Yanı nısap 2 3 değıl 3 5'tır
Dolayısıyla "sayısal gucumuz y ok" mazeretının haklı ge-
rekçesı deyoktur
Kaldı kı koalısyon ortakları seçımler oncesınde "mıllı
mutabakat ' ya da "ulusal uzlaşma" anayasasını yarat-
mak parolasıyla ortaya çıkmışlardı Bugunku muhalefetı
veözellıkledeanamuhalefetı(ANAP)dışlayan bır"ana-
yasalaştırma" ıse bu nıtelıklerden yoksun olacaktır 270'-
lık bır taban sayısı da ANAP'ı daha uzlaşmacı davran-
maya ıtecek bır rakamdır
60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET
1932:Floryaplâjı
Şehır Meclısı bugun saat
ıkıdetoplanacaktır Bu
ıçtımada Florya plajının
şehır namına satın dlınması
nakkında Beledıye makamı
tarafından vakı teklıf
muzakereedılecektır
Butçe. Iktısat ve Mulkıye
encümenlen bu hususta
muştereken ıcra eyiedıklerı
tetkıkat netıcesınde plajın
Beledıyece alınmasına karar ^ ^
vermışbulunuyorlar Bukararınheyetıumumı>ecede
-hatta ıttıfakla- tasv ıp edıleceğıne şuphe etmıyoruz
Istanbul Beledıye Reısı Muhıttın Bev Florya'da bınnetıce
asri plâj tesısatına muncer olacak olan, bu ıstımlâk teklıfı
ıle, Istanbul'da ısmınıdaıma ha>ırla yadettırecekguzel ve
şehır ıçın zarurî bır esenn meydana getırılmesı volunda ılk
muhım adımı atmış bulunuvor
1962: Ankara'daki olaylar
Buakşamsaat23 30"dan ıtıbaren dünkuolaylaraıştırak
eden subavlar evlerınden alınmışlardır Bu subavların
evlerdenalınışlannda Havacı veDenızcısubaylarvazıfe
gormuşlerdır
Toplama hareketıne başlanması ıle bırlıkte Ankara ıle
İstanbul arasında (ev ler dahıl) bütun basın telefonları
kesılmıştı
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA
RADYO AUC/SL.
19*9 'PE BuGÜM, ff/'R RAPYO ALrastytA İL -
GİLl &EKLAM, gASfNOA Y£R. ALMtŞTİ."KCA*
ı/£ Kuçxjte oLc/çc/ycA /LG/MÇ77.
mt<£ıh.E ALfMGGA, 3 AYOA, 2~K> L/BA-
y» /uAL oujyoe&u.o
StytA i/CC/Z S<4y?£.MA
RAOYO S CAM&AUy&r. A YNI
tCAr
SO/V-
ÇOK DAfSA MU<EMMEL HALE G
8<J OURUM, F/yArcA&ivr DA ouşüG£C£*:rr..
Yunanîstan'la Nasıl Anlasmalı?NAZMİ AKIMAN Emeklı Büyüke/çif* J
T
urkıve ıle Yunanıstan arasın-
dd bır dostluk ıyı kom-
şuluk ve ışbırlığı anlaş-
ması" ımzalanması fikrı
veyaonerısı bu kez de ıkı ulke başba-
kanlannın Şubat 1992 tarıhınde Da-
vos ta yaptıkları toplantı sonucunda
ortaya atılmışoldu
Bılındığı uzere ıkı ulke arasında ılış-
kılerı lyıleştırmek ve veva bunun ger-
çekleşmesıne yardımcı olacak ortamı
yaratabılmek amacı>la bır dostluk ve
ışbırlığı anlaşması yapılması ılk kez
1976 yılında Yunanıstan Başbakanı
Karamanlıs tarafından onerılmıştı
Onerı Turkıye'de o tarıhlerdekı De-
mırel hukumetı tarafından sıcak karşı-
lanmamıştı Demırel hukumetı.
NATO ıçerısınde muttefık ıkı ulke
arasında boyle bır anlaşmayı gereksız
bulmuştu Zaman ıçınde, Yunan tara-
fı Turkıye'nın bu tutumunu ıstısmar
ettı ve Turkıye'yı Yunanıstan'a karşı
kotu emeller beslemekle suçlayadur-
du Bunun uzerıne 1985 yılında Sd>ın
Ozal Başbakan sıfatıyla katıldığı
uluslararası bır toplantıda a>nı onerı-
yı ılerı surdu Fakat bu defd da Pa-
pandreu hukumetı buna yanaşmadı
Bu bakımdan şımdı Sayın Mıtsota-
kıs'ın adı geçen anlasma fikrınden ye-
nıden bahsetmesı ılgınçtır ve onerının
Turkı>e tarafından -hıçbır şe> ol-
mamış gıbı veya ara zamandakı nıce
gelışmelere goz yumarak- kabul edıl-
mesı çok ısabetlı olmuştur
Ikı başbakanın Davos'ta bu kez bu
noktaya gelebılmış olmalarına değışık
bır açıdan bakmak da mumkundur
Sayın Demırel de Sayın Mıtsotakısde
yıllarca verdıklerı ıç polıtık savaşlar-
dan sonra tekrar ıktıdara gelmışlerdır
Her ıkısı de ıkı ulkenın sorunlannı çok
ı>ı bılmektedırler. bu sorunlarla za-
manında uğraşmışlardır ve artık ıktı-
darlarının belkı de son donemıne ulaş-
tıkları şu sırada ıkı ulke arasında su-
reklı bır yakınlığın doğmasına samı-
mıyetle yardımcı olmak ıstemektedık-
ler
Unutmamak gerekır kı Sayın Mıt-
sotakıs, Kıbrıs sorununu, Yunanıstan
ıle Turkıye arasında oluşabılecek her-
hangı bır anlaşmanın onşartı olarak
yıllardır ılerı suregelmıştır Yunan
Başbakanı nın bu kez Davos'ta bu
nokta uzerınde daha akılcı davrandı-
ğını ve Kıbrıs sorununu onşart olarak
ılen surmedığını goruyoruz
Turk tarafına gelınce, Sayın Demı-
rel, NATO'yd dahıl bulunan ıkı ulke
arasında bır dostluk ve ıyı komşuluk
anlaşması ımzalanmasını yıne gerek-
sız gorebılırdı Turkıye Başbakanı
bunuyapmamış busuretle.Yunan ta-
rafının elınden bır sılahı aîabılmış ve
Davos'a gıtmeden once basına verdığı
bır mulakatta NATO"dakı ıkı ulke-
nın saldırmazlık anldijması yapmasını
ızahta guçluk çekerız onun dışında
ışbırlığı anlaşması olacaksa, hangı
alanlarda ışbırlığı olacağını ı\ı tayın
etmemız şartıvla bır ıyı komşuluk ve
dostluk anlaşması onları rahatlata-
caksa bız ona da varız" demekle daha
sonra Davos'ta ımzalanan ortak bıldı-
rıde sozu edılen "anlaşma' nın hudut-
larını peşınen belırleyerek karşı tarafa
kabul ettırmıştır Turk tarafı bununla
da kalmamış. Yunanıstan'ın AT'de
Turkıye aleyhınde takındığı tavrı ha-
tırlatacak şekılde, Yunanıstan'ın Ka-
radenız Ekonomık Işbırlığı Projesf ne
katılmasını destekledığını bıldırmıştır
Turkıye ve Yunanıstan başbakanla-
nnın 30-31 Ocak 1988'de Davos'ta
yaptıkları toplantı sırasında yayınla-
nan ortak bıldırı metnı ıle Şubat 1992
Davos. Ortak Bıldırısı'ne genel olarak
bakıldığında gorulmektedır kı her ne
kadar o tarıhtekı koşullar başka turlu
hareket etmeye ımkân vermemış olsa
dahı bırıncı bıldırının -bır noktası ha-
rıç- tabır caızse "tezvırat' la uğraşan
ve ana hedefi açıga çıkaramayan ıfade
tarzına mukabıl ıkıncı bıldırının ıkı
Sorunları sadece çözmeye
uğraşmakveterli
olmayacak, aynı zamanda
sorunlarla birlikte
yaşamayı tarafların
peşinen kabullenmiş
olmalan gerekecektır.
ulkenın anlaşması ve dayanışma ıçın-
de bulunmasının yararlan doğrultu-
s.unda verdığı mesaj Turk ve Yunan
hukumetlerının her ıkısının de bu defa
ıkı ulke arasında kalıcı bıranlaşmaya
varmak hususundakı nıyetlerını den-
gelı bırdılledu>urmaktadır
1988 Davos bıldırısınde yer alan ve
onemı vadsınamayacak olan nokta
ıkı başbakanın, bın ekonomı dahıl çe-
şıtlı alanlarda ışbırlığı ımkânlannı ve
dığen. sorunlann tarıfinı yaparak ka-
lıcı çozumlere gıtme ımkânlarını araş-
tıracak ıkı komıtenın kurulması husu-
sundakı muubdkatları ıdı
Şubat 1992 Davos bıldırısınde ıse
boyle bır mekanızmaya değınılmemış-
tı Tabıatıyla2 Davosbıldırısı bırıncı-
sını ortadan kaldırmadığına gore bun-
dan boyle yurutulecek dıyalogda, bt-
nncı bıldırı>le kurulmuş olup bılınen
nedenlerden dolayı bır turlu ışlerlık
kazandırılamayan mekanızmadan ya-
rarlanmak taraffarın tercıhıne kal-
mıştır .j (
Işte bu nokta bızı, Yunanıstan Baş-
bakanı'nın müstakbel Ankara zıvaretı
vesılesı>le ımzalanacak "dostluk ıvı
komşuluk ve ışbırlığı anlaşması"nın
nasıl kaleme alınmdsının ısabetlı ola-
cağı noktasına getırmektedır
Soz konusu nıtelıkte bır anlaşmayı
kaleme almadaıı once her ıkı taraf dd
zıhınlerınde şu hazırlığı yapmış olma-
lıdırlar
Turkı>e ıle Yunanıstan arasında kı-
ta sahanlığı, kara suları hava sahası
adaların sılahsızlandınlması. Batı
Trakya'dakı soydaşlarımızın durumu
gıbı sorunlar(buna. bıranlamda, Kıb-
rıs sorununu da ekleyebılırız), yıllardır
sorun olma karakterını muhafaza et-
mış, adeta taşlaşmış ve kamuoylarının
malı halıne gelmış olmakla tarafların
serbest hareket gucunu buyuk olçude
kısıtlayan turde sorunlardır Bunların
çozumlenmesı ıçın ortak noktalar bu-
lunması çok uzun zaman alan, sabır ve
ıyı nıyet ısteyen muzakerelerı gerektı-
recektır Bu ıtıbarla, tarafların her
şeyden once bu sabır ve ıyı nıyetı sur-
durmeye peşınen kararlı bulunmaları
gerekır Fakat bu da yetmez Çunku
taraflarmuzakereederken -belkı yıllar
surecektır bu muzakereler- mevcut
ıkılı sorunlar kendılerını zaman za-
man olaylarla gosterecek veya ıç sıyası
amaçlarla hatırlatılacaktır
Demek kı sorunları sadece çozmeye
uğraşmak yeterlı olmayacak, aynı za-
manda sorunlarla bırlıkte yaşamayı
taraflann peşınen kabullenmiş olma-
ları gerekecektır
Turkıve ve Yunanıstan'ın bır anlaş-
rna uzerınde çalışmaya başlamadan
once zıhınlerınde tutmaları gereken
ıkıncı husus da -ozellıkle Yunan tara-
fının- ıkılı muzakereler ıçın onşart ılen
surmemeyı ve ıkı ulke arasında bır ıkı
ve>a uç değıl, fakat bırçok sa>ıda ve
bırbırlerıvle bağlantılı olan sorunun
mevcudıvetını peşınen kabullenmele-
rıdır
Işın başında akılda tutulması gere-
ken bır başka husus da taraflann mu-
zakerelere bır 'alışverış"- şeklınde
bakmayı ıçlerıne sındırmelendır
Ikı taraf arasında surdürulecek mu-
zakelerın yontemıne gelınce. burada
uzerınde durulması ve en azından de-
nenmesı yararlı gorunen husus şudur
Sorunlar arasında yer yer doğrudan.
yer yer dolaylı bağlar mevcuttur Bu
ıtıbarla tum sorunlann bır paket ha-
lınde ele alınması, taraflann ılerı gıde-
bıleceklerı veya gerıleme ımkânını bu-
labıleceklerı çızgılen tespıt bakı-
mından. yararlı olabılecektır
(')NazmıAkıman 1984-1989donemınde
Turkıye nın Atına Buyukelçıs»ıdı
SEMİH BALCIOĞLU
POLITİKA
VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Aile Planlaması ve EczaaMEHMET DOMAÇ İstanbul Eczaa Odası Başkanı
D
unyada pek çok ulke, nüfus
artış oranının vukseklığı
sonucu. sağlık, beblenme,
konut, şehırcılık vb hız
metlere yeterlı olçude kaynak yarata-
mamaktadır
Bundan dolayı aıle planlamasının
amacı oncelerı nufus artışını sınırla-
maya yonelık olmuştur, gıderek bu
temel amaç. daha anîamlı ve gerçekçı
b/r yonelışe kavuşturulmuş bulunu-
>or'
1984 yılında Mexıco Cıty de topla-
nan uluslararası nufus konferansın-
da, butun çıftlerın ve bıreylerın "ıste-
dıklerı sayıda çocuğa sahıp olma ve
doğumların arasını açmaya serbestçe
ve sorumluca karar vermelen ve bu
amaçla bılgı.eğıtım vearaçlara sahıp
olmalan" guvence altına alınmıştır
Boylece son yıllarda aıle planlama-
ının anne ve çocuk bakımından ya-
rarlı sonuçlarıoneçıkmaktadır
Dolayısıyla artık aıle planlaması
alanında nufus artışının engellenme-
sı anne-çocuk sağlığı ıle butunluklu
ele ahnarak gerçekçı sonuçlara ula-
şılmak ıstenmektedir. Her yıl dun-
yamızda 500 bın kadın gebelığe ılış-
kın komphkasyonlardan, bınlerce
çocuk aıle planlaması alanındakı ye-
tersızlıkler nedenıyle yaşamını yıtır-
mektedır
Oysa soz konusu yetersızlıklerde
alınacak her yol. sanılandan çok
daha onemlı kımı olumlu sonuçlar
doğurmaktadır
Dığer onemlı bır nokta daçok genç
veya çok yaşlı annelerden doğan ço-
(.ukların yaşama şansının az olduğu
uzerınde yoğunlaşmaktadır Genç
kadının ureme olgunluğuna erışme-
mesı anne yaşının artması ıle olu do-
ğum ve gebelığın ka>bı artmaktadır
Işte aıle planlaması boylesı onemlı
nsklerı azaltmaktadır
Oyle kı eğer çocuk îstemeven tum
kadınlar kontraseptıf kullansalardı
heryıl anneolumlerı uçte bıroranında
duşurulebılırdı
Yıne doğumlann 20-30 yaşları ara-
sında vapılması sağlandığı takdırde
bebek olumlerının
o
o5'ını onlemek
olasıdır Doğum savısının azaltılması
ıse çocuk olumlerınıonleyıcı bır başka
bo>uttur
Doğumlann 20-39 vaş arasında ya-
pılması sağlandığı takdırde ıse anne
olumlerının %l l'ı dördüncuden faz-
la çocuk doğurulması durumunda ıse
%4'unun azalacağı hesaplanmıştır
Ülkemızde 1988 yılında nufus araş-
tırmalarında son beş yılda olan do-
ğumlann %27'sının ıstenmeden oldu-
ğu, %10'unun ıse zamansız olduğu
bıldırılmıştır
Yıne araştırmalarda, aılelenn
%76'sının artık başka çocuk ısteme-
dıklen belırtılıvor. bu oran çocuksuz-
lar ıçın %7 ıken 2"den fazla çocuk sa-
hıbı olanlar ıçın %93'tur
Çocuk ıstemeyenlerın %16'sının aı-
le planlaması ıçın hıçbır >ontem kul-
lanmadığı gorulmektedır Ne var kı
aılelenn, aıle planlaması yontemlerı
hakkında daha fazla bılgılenmek ıste-
dıklerı bılınıyor Bılgı edınme kaynak-
ları ıse ozel doktor. sağlık ocakları ve
eczaneler olarak sıralanmaktadır
Yurtduzeyındevavgınldşması.eczacı-
ların aıle planlaması hızmetlerınde v d-
tandaşa en >akın danışman olardk go-
rev almdlarının sağlanması kammızca
oldukça onemlı bır konudur
Aıle planlaması >ontemı uygulavan
vatandaşın en kolay ulaşdcağı >erler ec-
zanelerdır Dunyadd 55 mıl>on çıftın bu
hızmetı eczanelerden sdtın aldığını bılı-
yoruz Ancdk bu yeterlı değıldır Eczdcı-
lar çok daha fazla çıfte aıle pldnlaması
yontemını sunma olanağına sahıptır
Aıle planlaması hızmetlerı resmı ku-
rumların karşılayabıleceğı olçunun uze-
rıne çıkmıştır Bu hızmet en etkın bıçım-
de kuşkusuz eczanelerden venlecektır
Devlet ılgılı hızmetın karşılığını odeye-
meyen kesıme bu hızmetı vermekle yu-
kumludur Ülkemızde ıse aıle planla-
masında kullanılan doğum kontrol hap-
larının %80'ı. kondomlann
0
/o70 ı, sper-
mızıtlerın %100'u eczanelerden temın
edılmektedır
Ülkemız genelınde 4 000 kışıye bır ec-
zane uç buvuk ılde ıse 2 400 kışıye bır
eczane duşmektedır Soz konusu hızme-
tın venlmesı açısından ülkemızde eczane
sayısı yeterınden fazladır
Eczanelerın aıle planlaması hızmet-
lenndekı avantajları, vatandaşa >a-
kınlığı. hızmetın çabukluğu dığer sağlık
kuruluşlarmagoreyontemseçılebılmesı
eczanedekı marka fazlalığı. eczacı onen-
lerının ucretsızolması veeczacının halka
yakınlığı nedenıvle halkın kolay anlava-
cağı dılle anlatıîması ozellıkle yoksul-
ların eğıtımsız kışılerın başvurma ola-
nağını elde bulundurması olarak sırala-
nabılır Daha onemlısı yurdun dort bır
koşesınde gorev yapan eczacılar boylesı
>aşamsal bır konuda bılgı bırıkımıne sa-
hıp kışılerolarak hızmet vermevegonul-
lu potansıyel bır sağlık elemanıdır Bu
kıtleden yararlanma>ı bılmek durumun-
dayız
Bunca Yıldan Berî...
G
enel Sekreter NATOyu venıden canlandı-
rdlım dıvor Bır donemm gorkemlı orgutü
şımdı can çekışıyor Ortadoğu'da NATO'nun
verıne Muslumdnlıgı koymak ıstejenler de var
Ortadoğu karman çorman Sovyet Imparator-
luğu vıkıldıktan sonra herkesın gozu bır orgutte Ya ku-
rulanlara gırmek ıstıyorlar >a yenıden kurulacaklara
Bundan kırk yıl oncesıne gozumuzu çevırecek olursak
NATO, gırmek ıstevenlerın gozbebeğı ıdı 1950'de Halk
Partısı ıktıdardan duşup, yerıne Demokrat Partı geçınce
Celal Bayar. devletı teslımalmak uzere Çankaya yaçıktı
Yenı Cumhurbaşkanı nı. Ismet Paşa kapıda karşıladı
Bayar ın el sıkıştıktan sonra ılk sorusu ' NATO'ya nıye
gırmedık Paşam" oldu
Bu soruya İsmet Paşa'nın vanıtı şudur "Bızı kabul et-
tıler de bız mı gırme-
dık
1
"
Bızım gozumuz NA-
TO'daydı fakat orgut
bızı hıçbır zaman almak
ıstemı>or Once demok-
rdt olmamızı ıstıvorlardı
kendımıze gore ıkı partılı
demokrat olduk. almadı-
lar Batı cephesı ıçınde
olmamızı ıstıvorlardı
Komunızme karşı çıktık
SilahhKürt
sorunlarını
kışkırtanlar, terörü
azdıranlar, yeni
atılımlara engel
olmak isteyenlerdir.
Bunlarıyenmede
bizearkaçıkanlar
gerçek
dostlarımızdır.
1952 solcu tutuklama-
larını yaptık, almadıldr
Herkes Kore'ye bır bo-
lukluk dsker gondenr-
ken, bız tugavldr ~-~~
mm
~"~"~"~^~""""^
ulaştırdık yuzlerce şehıt verdık gene almadılar En so-
nunda Doğu cephesmı savunma Âmenka ıle bıze kalın-
ca, aldılar.
NATO'ya gırdık ama bu kez de karşımıza Örtak Pa-
zar. şımdıkı adıyla AT çıktı Kıvranırı^ kıvrdnırız, ,gene
almazlar AT'nın de bıze koştuğu koşullar var "Once
demokrat olacaksınız, sonra ' Oysa Avrupa'dan ve
Doğu Avrupa'dan başvuranlara kapıvı çoktdn açmadı-
lar mı
9
Gerıye donup bakmamıza kızanlar olacak ama gene
de ornek vermekten gerı kalmayacdğız Dış polıtıkasını.
"Dunyada barış, vurtta barış" dıve çızen bır ulkeydık
İkılı anlaşmalar vaptığımız gıbı başkalannı da katarak
paktlar kurmadık mı? Bunun birkaç örneği vardır Sada-
bad Paktı. Bdlkan Paktı Bu pdktların ıkıncı buyuk sa-
vdş sırdsında ne denlı ışımıze varddığını bılıyoruz Oysa
bu ılkeyı gozardı edenlerın İcurduğu paktlar (Bağdat
Paktı) bır kralın devnlmesıyle ad değıştırdı (CENTO),
sonra da battı
Bugun gene AT'nın peşındeyız Karadenız'de bır or-
taklık kurmaya çabalıyoruz Sovyet İmparatorluğu'nun
çokuşu ıle ortaya çıkan boşluğu doldurmak ıstıyoruz
Batı. komunızmın yerıne Hırıstıyanlığı koymaya çabalı-
>or Şımdılık papazların pek kıvıramadığı anlaşılıyor
Turk ve Musluman kokenlı cumhurıyetler ıçın Pantur-
kızm hayalı veTuran ruyaldrıgorenlerjanılırlar
Ortadoğu'da butun boşluklan doldurup, soz sahıbı
olabılmemız ıçın teror ve sılahlı Kurt sorununu tezelden
çozmek zorundayız Ne yaparsak yapalım sılahlı KuFt
sorununu ve azgınlaşan teroru yenmek şart Bu konuda
butun partılerın el ele vermesı gerekıyor Başkaca çözum
yoktur Bunları ıç polıtıka ovunlarınd kesınkes karıştır-
mamalı
Sılahlı Kurt sorunlarını kışkırtanlar teroruazdıranlar
yenı atılımlara engel olmak ıstevenlerdır Bunlan yenme-
de bıze arka çıkanlar gerçek dostlarımızdır
>KURLARDAN
"Maliye Bakanı'nı Kim Yanüttı"
7Şubatl992gunlü
Cumhunvet gazetesının
'Okurlardan' bolumunde
"Malıye Bakanı'nı Kım
Yanılttı''' başhğı ıle
Izmır'den Necdet Pennden
ımzasıyla yayımlanan yazı
hakkındakı açıklamamız
aşağıdadır
Söz konusu yazıda 1
derecenın4 kademesınden
emeklı bır oğretmenın
emeklı aylığının
Bakanhğımızca 2 391 000
lıra olarak açıklandığı,
kendılerının ıse 2 279 700
lıra olarak hesapladıklan
behrtılmektedır
Yapılan ıncelemede yazı
sahıbınm 476 sayılı Kanun
Hukmünde Kararname ıle
yürurluğe konulan
tazmınat ve ödeneklenn en
yuksek devlet memuru
avlığının (ek gostergesı
dahıl) % 4'une tekabul eden
kısmının emeklıhğe tabı
tutulması hususunu dıkkate
almadığı anlaşılmıştır
Bu kanun hukmünde
kararname 15 Ocak 1992
tarıhınden ıtıbaren
yürurluğe gırmış olup buna
gore 30 yıl hızmetı olan
oğretmenın emeklı
aylığında (6700x523x0 04
\080 = )112 131 hra
tutanndabırartış
getırmekte ve emeklı aylığı
Bakanhğımızca açıklanan
tutara ulaşmaktadır
Hukumetımız emeklı
aylıklannda da memur
aylıklanndakı artış kadar
artış sağlanması ıçın 476
Sayılı Kanun Hükmundekı
Kararname'vı yürurluğe
koymuştur
Bu oğretmenın emeklı
aylığının hesabı aşağıda
gostenlmıştır
19912 YARI
Aylık katsayısı 470
Taban aylık katsayısı 640
Hızmet yılı 30
Aylık bağlama oranı %80
Aylık gostergesı
1500X470 = 705 000
Ek gostergesı
1750X470 = 822 500
Kıdem gostergesı
375X470=176 250
Taban aylık gost
1000X640 = 640 000
476 s KHKıle
TOPLAM 2 343 750
% 80 bağlama oranına göre
ödenecek emeklı aylığı
1 875 000
19921 YARI
Av lık katsayısı 523
Taban aylık katsayısı 823
Hızmet yılı 30
Aylık bağlama oranı %80
Ay lık gostergesı
1500X523 = 784 500
Ek gostergesı
2000X523 = 1 046 000
Kıdem gostergesı
375X523=196 125
Taban aylık göst
1000X823 = 823 000
476s KHKıle
6700X523X%4=140 164
TOPLAM 2 989 789
% 80 bağlama oranına gore
ödenecek emeklı aylığı
2 391 831
TÇMALİYEVE
GÜMRÜK BAKANLIĞI
BASI1NVEHALKLA
İLİŞKtLER
MÜŞAVtRLİĞÎ
Emeklı oğretmen
M. ZİYAETTİN GÜREL
23 şubat pazar gunu Hakkın rahmetıne
kavuşmuştur Cenazesı 25 şubat salı gunu Maltepe
Camıı'nden oğle namazından sonra kaldınlacaktır
VACİDE GÜREL, OSMAN GÜREL,
tCLAL VE ÖZER ERGENÇ, ELÇİOĞLU,
GÖNCÜOĞLU, ÖZENÇİ, CANTEKİN,
ALTUĞ, AYMAN, AK1AN, BEKİŞOĞLU
VE SÜER AİLELERİ